17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖRT I J|E llÜiıiıiiıJlİİİİIillMİ CUMHURÎYET "ü i. UMHLRlYETı: m zljbli.. .111..111 4 20 Arahk 1959 RUHÎ BAHİSLER ı X ' K i 1 Jung doktrlni ve insan Yazan: HALIS OZGÜ İnsan bütünlüğünü, gizli, sakh gö lığı bütün hayatı boyunca ve bürünmiyen taraflariyle tanımak, ger tünlüğü ile değerlendiren, insan çek insan gerçekliğıne ulaşmak hayatma şu veya bu yönü veren, İçin yirminci yüzyîlın başından şu veya bu kader şeklini hazırlıberi bir takım yenı görüşler, psi yan ana kaynak, tek kudret yaşakolojık doktrinler ortaya atılmış ma enerjisidir, yaşama içgüdüsütır. Bunların en önemliierı Freud, dür. Her şey buradan çıkar. var Adler ve Jung doktrinlendir. clur, buraya dayanır Freud'ün ve Freud ınsanı, cinsiyet temeline da Adler'in evrensel ve değışmez bırer yanan Edıp kompleksi ile değerle sebep clarak gosterdıklerı Edip nen geçmıştekı hayötı ve tecrübe kompieksi ve üstünlük duygusu asleriyle izah etmeğe çahşmıştır. Bu lında sadece yaşama içgüdüsünün kompleksın meydana gelme, devam iki ayrı belirtıleridirler. etme ve şuurdan uzaklaşma, şuur Yaşama enerjisi, içgüdüsü yaşlaaltmda yerlesme şekli ile insan kaderi aıasında sıkı bir bajlıhk bu ra, çağlara, idrak edilen sartlara lunduğunu. hayat yönünün, kapa ve insanlara göre çeşitli şekiller sitesinin suur altmda yer alan ve alır. Özel mahiyetier kazanır. ÇoEdip kompleksi ile ilgili bulunan ğu zaman cjnsiyet, üstünlük duyhayallerie ortaya çıktığını açıkla gusu kılığına gırer.. Yaşama içgüdüsünün aldığı yöne mıştır. Geçmişın hal ve gelecek üzerinde sürekli olarak ve geniş ve mahiyete göre insan içe veya dışa dönük bir varlık olur. İçe ölçüde rol oynadığına inanmıştır. İnsanın düsüncelerinde. duygula dönük insan kapalı, hareketsiz, rında ve davranışlarında dajma sessız, sâkin, gürültüsüz bir hayat suuraltının izlerine, tesirlerine tarzını benimser. Yalnızlıktan, geçrastladığını söyleraiştir. Varhk, mişe ait hâtıralariyle başbaşa kalhayat âhenğini alt ben, ben ve üst maktan hoşlamr. Gösterişi sevmez. benden meydana geldığini kabul Iş yapmaktan zıyade düşünmekten ettiği ruh dünyası âhenğine. daha zevk alır. Dışa dönük k an ise hadoğrusu, bu üç ben arasındaki mü reketli olur. Başkalarij 1e bir aranasebpt şekillerine bağlamıştır. In da yaşar. Geçmişten çok geiecekle sanm d;ş dünya, sosyal dünya ile mesgul olur Değişikliklerden, yekurduğu münasebetlerde varlığı niliklerden memnun kalır. hakkındaki görüşlerinin tesiri alJung da Freud gibi ve Freud'ün tında kalrfığmı, başkalarj hakkın tesiriyle, şuuraltının varlığını kada verdiği hükümlerde 'öz varhk bul etmektedir. Bu sonsuz, karangörü>'inden hareket ettijjini ortaya lık dünyanın insan hayatında saatmıştır Evrende olduğu gibi, ev nıldığından büyük bir rol oynadırenin bir parçası olan ve evrenin Sına inanmaktadır. kanunlarına uvmak zorunda kalan Jung'a gore, bir insanın gerçekin.«an hayatında da sebepsiz bir şey ten tanınabilmesi, içyüzünün aydın var oiamıyacağını, sebepsi?. gibi latılabılmesi. görülebilmesi için her görünen bütün davranışlar:n şuur şeyr"n önce şuuraltının, şuur al•Itında sakh kaynaklardan doğ! tıncu barınan ve geçmişe ait buduk'arını bildirmistir. lunan psikolojik unsurların bilinAdler'e gelince. ona göre. hâli ve nıesi gerekmektedir. İnsanın dış geleceği deserelendi^ı şey. insanın görünüşü bir maskedir. Dış yaşaömrü boyunca duyduğu üstünlük yışı. kişıliğı. toplulukia ı'erdi ş ı u r arzusudur. Bu arzu insan hayatın arasında kurulan, karışık bir mahi: da bir mıknatıs rolünü oynar. İn j et gösteren münasebetlerin bir tüsan bütün yaşlarında ve çağların müdür, toplamıdır. İnsan, bir tarafda sürekli olarak değerlenme sava tan çevresinde yaşayan kimseler ür şına girişir. Kendisini olduğu gibi zerinde iyi tesirler yaratmak, diğer görmemek. olmadığı gibi bulmak taraftan da, içyüzünü, gerçek variçin ujTaşır. İnsan hayatında yeri lığını, hüviyetini gizlemek, sakladeğişmiyen bir hareket noktası mak için böyle bir maskeye ihtigördüğü yoktur. Insan hayatında her an bir yaç hisseder. Kendisini hareket noktası belirir. Başka bir gibi görünmemek isteğiyle ortadan çalışır. Başkalarını deyişle. insan tamlığa ulaşmak için kaybolmağa inkâr ettıgi gerçek varltğından ka kendisi için baskalaşan varlığı ile çar. Gerçek varlığının bir eseri karşılaştırmağa uŞraşır. olan ideal varhğına kavuşmağa Bütün bunlardan da kolayca ançalışır. Örnrünü gerçek varlıgının laşıîacağı gibi, insan gerçekliğine önünden kaçmak, ideaj varlığınm ulaşmak isteyenler, insanın kendisi ardından koşmak suretivle geçirir. ile baskaları arasında ördüğü duEdip kompleksi ile ilgili davranış varın. gerdiği perdenin arkasına lar insan havatında sadece birer geçmek. bu duvarın, perdenin öbür üstunluk vasıtalarıdır. Kısacası, tarafında olan biten şeyleri görmeinsan her şeyı bir tek şey için ya ğe çalışmak, şuur altına. derinliğipar. Üstünlüğe uiaşmak, bffkalan ne gırmek zorundadırlar nı geçmtk. onun en büyük arzusu, Jung doktrıninde şuuraltı, Freuddileğidir. Onun bütün yaşayış şekilleri, davranışları bu arzunun ünküne nazaran daha geniş ve esçeşitli ifade'erinden, belirtilerin rarlı bir mahiyet tasımaktadır. Bihndiğı gibi Freud dalıa ziyade kiden başka şeyler değildirler şisel şuur altının ü?erinde durmuşAdler gibi uzun zaman Freud'le tur ve onu tanımağa gayret etmişJung ise. kişisel şuuraltının beraber çalışan, önceleri Freud tir doktjrinini tamamiyle benimsiyen, yanında, ötesinde bir de kollektif bu doktrini savunanlann başında şuuraltının bulundufiun3 ınarmakgelen ve virminci yüzyıhn en bü tadır. Ona göre, ruh dünvası, inyuk sima'.anndan biri olan Isviç sanliğın tarih boyunca idrak ettiği reli June. sonraları hocas.nm gb hayat şekillerinin, tecrübelerinin rüşlerini eksik, yetersiz hulmağa izlerini taşinıaktadır. Insanla berabaş'.adı. Bu yü>den ondan aynidı ber var olan şey ebediypt kazanve tahlil psikolojisi adını verdiği mistır. İnsan denen varlık var oldukça kendini belli edecektir. bir doktrin ortaya attı. Jung yalnız Freud veya Adler ı doktrıni ile insanı tam olarak anlamanm. tanımanın mümkün olmaSATlLlK dığını. gerek Eriıp kompleksinin, gerekse ustunluk arzusunun hayatMAKİNELER la ilgili butün problemlerın değer 18 roleli îngiliz malı çalışır f lendırilmelerinde evrensel bir ma* vaziyette 1 adet tüylendirme f hiyet taşımadıklannı, bursda cin(şardor) makinesi ile 1 fik t siyet ve üstünlük arzusundan dasaı makinesi satıhkttr. t ha baska ve önerr.li bir sebebin aMüracaat: Tel : 47 56 37 { ranması gerektığini söylemektedir. Jung'a nazaran, insan denen varir dükkânın önünde kalabalık vardı. Rahmi durup anlamak istedi. Vatandas Ahmet Efendi, ka labaliğa kanşmayı sevmezdi. Kalabalıkta bir adam bağırıp çafınyordu. Şimdi burada idi. Bir kaç gül aldı.. zayıf bir adamdı. Rahmi meraklr Vurmuşlar mı? diye sordu. Kdın cevap verdi. Kimi vurmuşlar? Rahmi yanlış kapı çaldıŞını anladı. Ahmet de kolnndan çekti. Yürü! dedi. Rahmi yüriidü.. ayrıidılar.. az ileride otobiise bindiler.. nasılsa yer bulabildilrr. Ş u Mecidiveköyündeki arsaya çidivorlardı. Adam hâlâ arsanın hududunu tâvin Otobüste yanyana yer bulamadılır. ön öne oturdular. Ahmet önde, Rahmi arkada.. Ahmedin yanında bir yaslı kadın, Rahminin vanında zayıfçn hir erkek. EMeti Rshmi aldı. Müsade et aîabey! dive Ahmede para verdinnedi. ÇocuŞun Rüyükcekmecedeki tarla f'âvasındai aldıfı paralar <3^ha hitmemişti. Rahmi susmasım sevmezdi. \hmedı arkasından dürttü.. Ah •Tiet başını varım döndü. Ne var? Rahmi hafif sesle Agabey, yanındaki kadın ımamın karısına benzemiyor mu? Ahmet lâf etnıedi. Böyle şeylere içerîerdi. Kahmi tekrar dürttü. Haa! Ne dersin? Abmet kısa kesti. Hayır... Rahmi sustu. Az sonra otobüs bir viraj alırken Rahmi koltuktan dısarı fırlama tchlikesi çeçirdi. Hemen yanındaki yolcuya yapıştı. '5u sıra eline bir sey battı. Hiç dikkat etmemîsti. Yanındaki yolcnnun elinde bir demet eül goncası varmış. Dikeni Rahminin eline batmış. Rahmi diken batan par maçını emdi. Adam da Affedersiniz, dedi. Kabahat benim defcil... Ahmet döndü baktı.. Rahmi Aîabey az kalsm düşüyordum. öyle bir harmanladı ki... Tutunayım derken bu bayın cülüııü tutmusum. Elime battı. Diye izahat verdi. Ahmet. Dikkatli olsaııa!... Dedi. O adam Zararı yok!... Bir şey olmadı Güller bozuldu mu? Yook.. bozulsa da ne olur? Bahcede çook! Rahmj lâf etmesini sevrdi: Gül bahçeniz mi var? Evet! Nerede?... Adam tereddütsüz konusuyor; Karşıda... Rahmi daha fazla ilerl çitmedi. Bunlar ne sülü? Bunlar yediveren! Yedi defa mı verir. Hayır.. çok açar da.. öyle derler 3dına! Rahmi hurnunn yaklaştırarak koklamak istedi. Adam da uzattı Güzel kokuyor. Açarsa daha da güzel kokar. Yazan: Burhan FELEK Açar mı bunlar? Açar ya!!... Çok güzel... Bejeııdiııiz mi? Cok hegendim. Demek gülü seversiniz? Çok severim. Rahmi Hf ols'ir diye konuşuyordu. Adam sordu Bîhçeniz var mı?... Yar Ciçek falan. Yok kardesim.. yazın baldıran olur. kı«ın ebegiimeci. Adam eü'dü Kim n&raşacak. Puvar yıkık. Çoluk çocuk sirer. Nered otııruyorsunuz? Aksaray taraflarında... Nereve böv'e? . Ahmet bu sorgu suali hiç beJenmiynrrfu Ama Rahminin ya nmda rteSMdi ki; Yeter artık.. kes sesini! diyebilsin. Ama adamın. Nereey bövlp? diye sorma sına karşı Rahminin cevabını önlpmek ve ona sinyal vermek için: !Mezarlıja eidivoruz. Diyin ce F~Ttmi s>^9İadr. Hınci mczar'ıja? diyecekti. Divemcdi. Ppmes'ne vakit kalm^dan trü'lii nd.im sordu ^ivarete mi? P;'hr>ıi artıU 'vFİsnın ait tar a fmı t3m>mtnmıva mecbur oldu. »APt. AUah rahmpl eylive. Rahmi cevan verdi Sİ7e dp.. adam çülümse<'i. Ahmet bu aptal lâfa kızdı. I.âkin d"'pnn?resi kahjl rfe^il.. adiırı irini rokti. Rahmi de encestn? kasıd".. ne vanacafını kes tiremivordu Hani Ahmet: Me7arlıga! demese idi. ilk istasvonda ineeeMi. Içine öyle bir sıkmtı selmisti. Lâf olsun diye Ahmede sordn Ahmet afabey. Saatin kaç. Ahtnet. Pahninin saati oîduSuııu. Rahmi de Ahmedin saati olmadı&ını bilirlerdi. tki eı'in evvel Ahmet saatini Rahmi ile birlîl;te Aksaravd.iki saalcive vprm>«ti. Ahmet Saatim vok! diyince Rahminin yanındaki adam Rahmiııin snl bilefini tntup. saate haktı. tşlıvor.. dedi. Rahmi fal sosutıu anladî.. ama insan bir kere ântaüık ha*aiSına girdi mi çahaladıkça sanianır. Ha! sahi.. benim saat! Ama kardesim.. bu renim saat da hep al^tnrka eider. Ahmet bu «efer. döniip baktı.. Ra'ımi bakıs*?',i ihtarı anladı.. falsos'inu tam>r için Ahmet ajahey Meyzin Alide>ı âyarlariim da.. o ds hep e7an.. malum va!.. Alaturka.. baktı ki.. fOso t!evam edivor. Isi yiizsüzlii*e vurdu.. adamın elindeki cüllere yapıştı: Oohh! Çııl< FÜTfl koknvor. Dedi. Adam fiüümsedi. Sustular. Mecidiyei'öve vaklaştılar.. Rahmi Ahmedin >lprarlıj a ; Lâfını unntmus vere tı. Gül demetiııi Rahmiye uzattı. Rahmi de hani cebinden bir şey çıkaracakmış da, eli boşalsın diye verdi sanarak aldı. Adam: Mezar ziyaretine çidiyorsu nuz. Allah rızası irin.. bıınları kabire henim namıma koyunuz: dedi.. Rahmi daha cevap vermeden. Bana müsaade! diyerek indi. Rjhmi de kokusuz gonca demetini bnrnuna çötürüp kok ladıktan sonra Allah kabul etsin! diyerel; Ahmede uzattı. Araba vürümüştü. Ahmet görmemezlüUen ?e!di Rahmi. Al a*ahey! dedi Ahmet soÇukkanlılık'a Ben naaapıvım. sen al! Gülü severim. Dedindi ya! Ben onu lâf olsun! dive söyiertiTO a*abev. Sen mpzarîı*a "idi.voruz dedin adam da verdi. Al sen Ben dp lâf olsun, diye sövl?dim. risın ne dilin durur. ne plhı! Herifoi oflu seni «orcnva r"~'Tİvor, sen de biilhül çibi söv liivorsuıı' Rıraks^tn! Arsa al mıva ıridivorıız. dîveceksin! Arsa almak vasak mı? Der sem np olrr? Yas^k de&U a! Demezsen ne olur Rir rip onu düşüıı. O da var va! Sustıılar.. Rahmi arada hir çülleri kokluyordu. Zincirüku yu durnfında amha durdu "îunlar da indiler. Rahmi mezarlıfa dojru vürürtü. Ah"iet ters isttkametp vüriidü Rahmi onu c^rünce H a ü ! Sahi.. saşırdım be açabev: dedi. Ahmet de. Sana ne oldu buçün? Yine bir sersemliün var. A*abcv! tcime doknndu. Ne dokundu? Adamın çiçekleri mezara koy dpmesi. Np olur dediyse? Hansi mezara koyacağız buııu? Siiz mii verdin? Yprmedim .ama: siinah olmaz mı" O'maz. Olursa hana olsun! \ehali boynııııa! Mectdiveköyüne dojru vürü ^i'ler. Eievoe de yol vardı.. Kiive tırrt'ler.. earsıva dojru eide'lerken. hir diidük sesi duvdi'Ur. Fıhmj döndıi. Ahmet diinmedi.. ve vürüdü. Nı« var? divp R^hTiive sor du Hiç.. şu adam isaret edivor, d^di. Adam deHiftj hekci idi. A"ki»<Bir>ı'a dn iki sivil vardı. Bfkri vpklastı. Hürivpt : n vanında mı? dive STdu. Rahmi GS7P»P mi" dive sordu. O sıradi. siviUer de so'.ulrlular.. hekçi onlartn eeldi*inj ırîrinct sustu. Sivillerden biri R^hmive Nereve hnyle? dive snrdu. Ahmet kaslarını çatmış bakıyordu. Rahmi bu soruşturm'>dan hnvlandı. Hplama sidiyorum. Malana mı? Fvet! bırak da hadi dayıRhmi korkak IOCI'U deei'rti.. ama bir bekoi.. iki sivil, güpegiindü?:. Bundp bir karakol kokusu var.. fazla ileri Bpnim davım Vt>k! Yar. var Şurada karakolda... Benim karakolluk işim yok yahu?... Uzatma da çel • O sıra Ahmet sokuldu. \ e olmuş? dive sordu. Ona da Sana ne? dediler. Ahmet. Beraber işe gidiyoruz da Ne işi? Araklamıva mı? Yok öyle degil! Bir arsa işi var. Onun sahibini Rörecek tik. Sonra çörürsün.. hele sen de çel Nereve sidecpğiz? Karakola kadar sidecefinirhirlerine baktılar. *hmpt Yahtı! Rİ7 ne vantık.. "<• dive SiviHerden biri bekçlye Al sunıın e'i"^eUi rireklp ri! divp emir ve'di. Rahmi Vprmpm yahu! Adam ba na verdi onu.. cipp'i de mi ya sak? Ver sen o çiçeŞi de sonr^ lonusiıruz Karakola kadar aâızlannı aım i d ı ' a r . SİVİMT np sordu ise hiç cevan vermediler. Karako la va?<kları r>"ian bekoive RPUIP! dertiİPr.. komiserin odasma ff'rdiİT. tam varım sa at be'.ipHHer. karaLnlun önün de hir otomnhil rtıırHn.. irin('er> hir artam rık*ı. ''«miserin oda sına trirı\\ R!r ıiakH a «nnrp kaî)ı ÜP'MI Komispr hekcive Gi'»ir sıınları' deHi. »I» mp*îp Rihrnjvi irerı soktnlar. OtomobiMe selen sıijm İHnazar' 1 ! A'rneHi efistprerek Bu de"il bir kere.. (sonra Rahmivp rfp bakarak) bu da deSil.. adıv! hS>lo fır^siı de*i! di.. peref"p hn'dnnoz? Mer'tlivekövüne çiriyorlar ken Atlam masanın üstiindeki çiçeklere baktı. Ama sii'Ier bİ7im güller. Divin«>> Ahmet B'hmivf fena h?'^« haitı ve lâfa kî»rı«tı. Affpdprsiniz.. ne divp bizi eptîrdini»?... v ^ z i f » m j 7 kardesim.. bir Hırsırlti; vır \nladin mı? Tahii. Peki komispr hev.. valnız hî*« d* anl»*in da HUeiirn KniTJîsor nto»nnhillp ?elen adamı pöst'rprk Rn havm p'<>ei;ri Hükkâm na hirisî jrpimis pir derpot rii' Sn^ıra ^»leın'ıktan istidi'm's.. Ahme»~ *^î^e r.»1» Rİ7j neden tuttu ~ nuz 3 Elinde ciçek. «ovle şövle ^ bir »ı'"n rt'vp her tara'T feV ^ fon oPlm:«!pr.. b'7 rte si^i ^ör H"0< ^î^p'ıp^ rioe^ieri dp hu n bpv tsnıd". <h««>t çice*i otp^ü'ip nasıl ZZ ald'itiarını ?»lattı. Pn'is i«ti«!"i E de i''n»r>ef*s>M rantpr'orpir «nh ş verr'i'pr. Aksim s ı " hp« bucı £Z t ı do*ru eve donebiniier. Ah ™ met P O I ITIİVP niyU l'»"mı r tı. ^ T'lan nasıl. r^1" sever mi ^ sin? divp sor^'i P^htıi kasln ^ rım Ifn'HıraraV^ Vnî»?>tııvı»v. ^ S ^ K p v ' " p T a r i'^ı Lflvîn^cı d i v P vp"*'V> K o v i ^ 33 1JJULLE Yazan: F. W. CKAİİ6 Hiç bir hüküm veremiyorum. Dick bir an sustu, sonra: Başka bir şey düşündüm, dedi. Ama bunu da kat'î bir hükme Lağiıyamıyorum. Manevralar var. Çıkarma bu kumsalda yapıldı. belki m buraya kara maymları yerle=!irmişlerdir. Wsi.de sıçradı: Tamam, Dick, dedi. Mutlaka fo'V'le olacak. Ama o takdirde de, nrharebenin er şiddetli safhası nin burada geçmesi lâzımdı. Dick başını salladı: Bu da olmadı, dedi. Manevralarda, maymları da öteki silâhlar gibi sahiden doldurmazlar, kuru sıkı doldururlar Üstelik de, nerelerde ne gibi silâhiar kullanıldıSı tesbit edilir. KurduSumuz bu faraziye de öyle pek parlak çıkmadı Maude bir parça düşündü: Ama gene en akla yakını bu. Sonra birdenbire sesinin ahengı değiştı: Ama, Dick, ışin bir başka tarafı daha var, onu düşündünüz mü? Amcam kumların üstünde serıli vatarken bu riiyeceğim şey hıra? tuhaf kaçabiür ama, bizim para gözlü olmadığımızı o bilirdi Amcamın servetine Jessica'ntn konacaeını hiç düşündünüz mü? Dick acı acı gülümsedi: Tahii. bu aklıma geldi Home Guard meselesini catallaştıran da zaten bu deîil mi? Biliyorsunuz el r'.mbpiarının muhnfazasından sorurrlu idim. Mauae bir itiraz jesti yaptr. Dick! Böyle saçma şevler düşur.meyin! Bir kere. sizin tarafınızdan bir ihmal olmamış. bütün öteki levazım subayları nasıl hareket ettilerse siz de öyle yapmışsın;?.. Üstelik, bir hata etmişsenİ7 bile. hırsızın bombaları kullanması şeklinden de sizi sorumlu tutamazlar ya. Makul olun biraz. Dick bir parça ferahlar gibi oldu: Siz çok dostça düşünüyorsunuz, dedi. Ama mes'eleyi bu bakımdan mütalâa etmezler. Arthur de tıpkı sizin gibi düşünüyor, biliyorum Kendini sorumlu zannediyor, ama hakikatte değil Teknik bakımdan sorumludur. Feci hir haksızlık bu. O kadar değil, çünkü bölük başarılı bir iş görürse bunun bütün şertfi onundur Şu halde, aksi olunca da... öyleyse bu işi artık düşünmiyelim. Şimdi Jessica'yı düşünüyorum ben Son zamanlarda babası ile çok meşguldü Yakınlıkları artmıştı. v tnfılâkı gördü Haber pek tepeden ir.me olmıyacak. Ama gidip haber vereceğ'm tsterseniz beraber gıdelim. Ama her halde, Arthur ü goımek istiyorsunuzdur. Hayır, hayır. boşuna vakit geçirmivelim Siz eiriin .Tessica'yt ouhın Ben Arthur'ü arıvrfVım. bakayım, Ayrıldılar. M*jde pek şaşkındı. Kocasını bir an evvel görmek için, acele ai( le eve do§ru yürüdü. IV Facia SHbahı, Arthur Wedgewood, çiftlıkte her günkü işleriyle meşgul olnıu.şlu Krkende*n kalkmış, sa at altıbuçuk sulannda evden çıkmış, çalısılan kısımlarda bir tefti.ş turnesi yapmıştı. Bu teftiş sırasında. Wedgewood, bir patl. ma sesi duydu Önce bunu top sesi, yahut bomba zannetM. O,sıralarda hıı gıbi sesler Saint Pols d» eksik olmuyordu. Baz4n, Almanların attıkları bombalar böy !e sesle: çıkarıyor. bazan, içeril^rde atış tâlimlerı yapıldığı için gene böyle patlamalar duyuluyordu. Ama bu patlama sesi şimdi daha yakından gelmişti; bomba sesinden zivKde büvıik bir fişek patlama sını and'rıyordu. \Vedgewood, bir lahza durdu, kulak kabarttı. fakat gürültü tekrar duyulmadı. Eve dönerken Maurie'ün koşarak geldiğinı gördü Maude sapsarı idi, yüzü kederli idi. Hattâ korkmuş gibi bir haü vardı Arthur. yürsii sıkılarak sordu: Ne var. Maude. ne oldun? Maud ellerini ugusttırarak cev.4p verdi: GÖRUNMEYEN J Çevıren: HATlCfc. v Iİ.ÜAN Ah, Artrmr, sorma, müthiş bir felâket oldu. Bir patlama duydun mu? Evet, birkaç dakika evvel. Ne oldu? Her şeyi gözümle gördüm.. Dick'in penceresinden... Plâjda oldu. Söylemeye dilim varmıyor. Joshua amca oradaydı.. Ah, yarabbi... Söyle Allah aşkına.. Maude yeisli bir el hareketi yap ti: Beraber havaya uçtu... Eyvah! Ne diyorsun... Evet, öldü .. Derhal öldü! Bu felâket, Arthur'ü çok mütees sir etmişti. Derhal. Maude'la birlikte, Little'lerin evine gittiler. Dick şaşkın bir halde idi Jessica ağlıyordu. Maude. kadıncağızı teselliye 7alıştı. Wedgewood'la Dick, yavaş ses le konuşuyorlardı. Wedqt\vood : Bir teselli var, dedi. Hâdise o kadar çabuk olup bitmiş ki, ihtiyar farkına bile varmamış. Her halde hiç istırab çekmedi. Onu haklı buldular. Sonra, Kazanın sebebi hakkında aralarında bir münakaşa basladı. Dick'le Maude, kazf. yerinden eve dönerl^rken Dick'le konuştukları şeyleri anlattı Sonra, Dick. münakaşayı lüzumsu> bulduğunu bir e! işaretiyle anlattı: Hiç birimîz. zihnimizi asıl işgâl eden mesele üzerinde durmayoruz, dedi. Halbuki onu konuşsak daha iyi oljr. Şu hırsızlık meselesini söylemek istiyorum. Wedgewood: Onu unutmuyorum, dedi. Ama kim ne derse desin, bu iki hâdise arasında bir bağlantı bulamıv> rum. Açık söyleyin, ne demek ıstiyorsunuz? Bir şey demek istemivorum, hâdise hakkında hiç bir fikrim yok. Ama bizim ambardan patl.»yıcı maddeler çalındıSını unııtamıyorum. Bu hırsızlıktan sonra <lı bu patlama oldj. Bu iki vak'a ara sında bir münasebet var. demek ıs temiyorum. Ama vaziyet ortada. Jessica Bu her halde bir tesadüften ibaret. Bazan öyle akıl ermez lesadüfler oluyor ki... Maude : Evet. dedi, ben tamamiyle Jessica'nın fikrindeyim Hayatımızda daha ne tesadüfler görmüşiizdür. Little: Düşıinüyorum, acaba Cundynin bu meselede bir fikri var mı? Arthur Cundy'ye bir telefon edelim mi. ne dersiniz? Wedgewood: Telefon edeceğime, gidip kendisini göreyim diyorum. Benimle ne raber gelir misiniz? Little tereddüd etti: Daha bugün görüştüm. Sonra sizin mevkiiniz başka, benimki baş ka. Rastgele herkes polisi sorguya çekebilir mi? Maude lâfa karıştı. işi büsbütün başka bir yönden ele aldı: Halledilecek bir meselemiz var, dedi Cundi çavuş, cenazeyi ne yapmak niyetinde olduğumu.'.a öörenmek istiyor. Kararı siz verin, Jessica. Eve mi getirelim, yoksa cenaze morgdan mı kalksın? (Arkası var) tu.. dürttü Geliyoruz afabey! dedi. VatarHaş Ahmet Efendi yaian sövlemevi §evmezdi: ama sBylevincp unntmazdı. YiikseU sesle ^lezarlıi:» daha vakit var. Acp>"n np? dedi. Rahmi hemen hatırladı. Haa! Sahi! dedi. Otobüs istasvonda durmsk üzpre ajır'nsırken o adam venndpn ka'U tstanbul Belediyesi SFHtR TİYATRÖLAR1 DRAM KFSM1 HAMLET Saat 21 de Ri»>.m. dj O da hpr> EHirnp va! "'"imkiler ~ Yazan: Shaktspıaro rtjrkçesi: Orhan Burtan PazartPsi akçamlan temült vnktur Pazar gflnleri 15.30 rla matina Telefon: 44 21 57 Saat 21 de İTllIlllllllllIIIlllllilllllIlIlliilIlllllIIliI lllttfIMI1illll1ll1IIM!I»lllfIlllIİII11f«llIII11llllll!!lltlll1lllllSlllIlllKlIll!llllIIIIfllIIIIİ£aiIillIlllllIlllI13lllXIllJlilIlIT K O R U Y U C U M E L E K I E R O J ÖANA B/KAIt...3AK SuMPArg "N +U " *.YDALANACAĞlZ.rwRtSTLERı ) C£Z.BeDE&İUAEX. içffvj KULLAy BUNU SATOMUNT Kl^AI frF«;t 5 şdıNG ALI VOR^İk 14 Yazan: Çetin Altan Paiı nksamları temsil yoktur. PızaT gtinlerl 15 30 da matine Telefon: 44 01 09 YENÎ TİYATRO'da Tahtaravalli B ULM A CA I 1 1 1 i 1 11 1 I | VAR ! y A L ' l KUR T A R A B l L M E K İÇİW YAPMA ŞEY YOkTUR"'*' NI2, K A L E NA5IL ! | Yazan: Namık Kema] Sahneye koyan: R. N'ııri Güntekin Tpmsil giinlprl" Persemhe. cuma. rumartesi pazar Pazar günleri 15.30 da matine Telefon: 22 79 37 Sant 21 de 'Lâle Sinpması) Çarçamba akjamlan tpmFİl yoktur Her Oç tijatroda pazat gtlnİPri «aat 1S30 da rnatinP D E L t Yazan: Rpfik Erdurr.n Çarasmba akşamlan temsil yoktur. Pazar günleri 15 30 da matine Telefon 44 35 95 . İstanbul Röliimünde AKİF BEY Saat 21 rîe \m\ 11! DA, HAVALANMAGA BAKALlM,ASRl 1 1 1 iBI I I !1 1 1 1 1 ! ı lli i Ifci 1 1I 1• • LÂLE TTYATROSUNDA 1 I PAZAR her yaşa, PAZAR her zevke hitabeden t tek mecmuadır 4 l'KOJ NIIVlHlJSün IVlAClliKALAKi: ISTANBUL 7,27 Açılış ve Program 7.30 Gür;. aydın sevgili dinleyiciler 8.00 Haberîsr 8.15, Saz e?erleri . 8,30 MüziM: pazar sahahı gezir.ti^i 9.00 Türk mu=lkisi dinleyici iîtekleri 9.30 Bjvi'k virtüozlar 9.50 Tatll r sohbeti: !rff K'fik 10.00 Hafif Batı MÜTiîl i''eiici i=t=k'eri 10 3 1 < Cocuk w t l 11.00 Konser\i!'i=t knnorinin rakVn yavını 13.00 HabeTİfr 13.15 ritsr kuarteti 13.30 Sarklar 11 P0 î.îüli :ig maçının naklen ysyını 15.45 Karışık hafif müzik 16.00 Tted Heath Orkestrası 16,30 Şarkılar 16.45 Oyun havaları 17.00 T a m n m ı ş piyano müziği 17.15 $arkılar 17.45 Ssvinç Tevs ve Ârkadaşları 18.00 Üçküdar Muslki Cemiyeti 18,30 Müzik 19.00 Ha. berler 19,15 Saksofon so'.oları 19.30 Şarkılar 20 00 K:brıs saati 20.15 Radyo Gszctesi 20 3S S î r k ı i a r 21.00 Spor saati: Sulhi Garan 21.31 S ' r k ı l a r 21.55 Kısa haberler 22.00 Müzik 22.30 MÜ7İİC mecmuası 23 on Haberler 23.15 Tatil bitiyor 24.00 Program ve kapamş. P:at 21 de BOLfMÜNDE SOLDAN SAĞA: Devlet İşleri 1 Topla oynanıian bir spor çeYazan I.mıis V7Prneuil sidi. 2 Avuç içinin orta yerleri Türkçesi Bcrtia Akknyuniıı (çoitul). 3 Şahsî. polis köpekleri Pfrçpmbp ffünleri tpmçil yoktuı. surlulara ait olanını koku ile buPazar RünİPri 1SSA ria matine lurîar. i Bir daha tekrar ediiinTelefon 3fi Ofi 82 ce hastaların >avaştan olan sikâyetierini tasvir eder, meselâ şehri. Kucük Sahne mizdeki «Kalamış» deniz kenarı böy SÖZDE MELEKLER ledir. 5 Döçüşme veya düşme Pazartesi. Salı. Çarşamba 21 rie, neticcsi vücutta hasıl olan. fi Salı tslebevp 17 do Knlunıuzun ucuna diken gibi tesir BES PAKMAR edeı> (iki kelime). 7 Bir edatın Perşembe, Cuma. Cumartesi. Pa/.ar kıaltılmiM. külhanbeyi dilinin ya 21 de; Cumartesi; Pa/.ar matine ı7 rısı, bir harlin okunuşu. 8 >Iüde: Cuma taleheye kcmmel surette hızlı giden (iki. krlime). KAR\TA TI\ ATRO MUAMMEP VIKAK1DAN AŞAGlYA: PazartPsj hariç 1 Her hanşi bir ödevi yapmakHer gece SUVMTP 21 de la mükellef. 2 Delip içini çıkaSalın'akta ikt kisi Her gün matinp 18 de ran, bir vabancı parası. 3 Alay TAHT\ rANARI.AR ve istihzanın hafifi. 4 Aeıklı. Tel 44fiFB B korlrre böyle bir emir verilemez. 5 Bir edat, avukatlar loncası, 6 Tozlar teksif edilerek vüİSTANBI'I Ttyatrosn cuda getirilmis Ber akşam 21 d*» kömür veya tas Pazartesi Salı . parçaları. 7 '^rşamba Persemtae • tçimizde bulun günleri: mıyan üçüncü Bulunınaz Pansiyon şahıs, tersi esCuma Cımıartesi Pazar günleri kiden Papali»M fîET.Ot Mt rın harcketle U u " i 4 u <"""'•»<•"" Komedi 3 perdp rindcıı hosnut halltlilınis şoklı ÇarşanıDa tenzilâtlı halk matinestolmadıUları kinrelere tatbik ettikCumartesi Pazar 16 da matine. perleridir. 8 Xota, sırtını yere ge şembe suare. cumartesi gıındüz ünjvertireıı. sitelilere tenzilât. Tel: 44 22 36 J J. M 1 1 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear