22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 KMU ltlt Atatürkle ilk kaı>sılaştığım zaman çocuk denecek yaıtaydım. Ne şahsiyetinin dünya çapındaki ehemmıyetıni. r.e de yaptığı içlerin ınuciıev: mahiyetini anlıyacak kavrayış ve olgun'.ukta idim. Seıjesini iyice tİyın edemedigim bır yaz tatili sonunda. bir gece ev. ve! Çankayada Ataıürk'ün sofrasi"da bulunmus o! babam dedi • Dün akşam Al Hdnımla uzun z\.r konuştuk. Nı re Dame de Sioı • dan tanışıyormu sunuz, seni sordu Grırüşmek İstiyor. Hattâ. önümüzdeki salı günü seni aldırrnak için araba g'jtıderecek.» Atatürk'ün vatanı kurtardıktan ve Devleti yeni hukuki temeller üzerine kurduktan sonra mıllete yeni bir ru ı aşılamıya çahştıjı devirlerdi. Modern kültüre «• hip ve irieallerini anlıyan bilginleri ve bu meyanda babımı haftada bir iki akşam sofrasına çaS'rırdı. Bugün DilTarih Fakültesi profesörlerirsden olan Afet Han:mı da hakikaten mektepten tanırdım O sırada tatü »amanlarında A Utürk'ün kültür sa hnsındaki çalışmalarında hususi sekre:erliğini yapardı. Esasen Fransıı mtktebinde de bir mucidet hocalık yaptıktan sonra lisan öğrenmek için gelmışti. Tarıllerini Ankarada geçilen gruptan olmak bakımından aramj'da hususiyet ve samimiyet degilse de, bir nevi tesanüt ve yakınlık vardı. Yazan: ÂDİLE AYDA ve Basın CUMHURtFET Alatür clevrinde olup Atatürk haşretinde Köşemdeıt Yazan: Hasan Âll Yücel olmıyanlar Yazan: Cahid Tanyol Atatürk'ün ölümü üzerinden 21 yıl geçmiş. Benım yaşımdaki lerin çocukluğu onun efsanesi içinde büyüdü, onun sesini duy du, yüzünü gördü. Atatürk Milli Mücadeleyi yapıp, Cumhuriyeti kurduktan sonra, okul «ıralarını doldur^nların çoğu seferberliğin yadigârı idi. Bu nesil gözlerini hayata açtığı zaman kendis ; ni büyük bir tarih çalkan tısı ortasında bulmuştu. Harb ve felâket yılları, kurtulus ve inkılâp sevinciyle tamamlandığı zaman ben okula başlamıştım. Karşımdı Atatürkün adım. inkılâpların iyetini buldum. Bizden bir önceki nesliiı ?ahit oldukları korkunç hâdiseler bizim çocuk basıraızın üstünden, m&nâsmı anlamadığımız bir siyah bulut gibi geçip gitmişti. Eski Ortaçaf müesseseleri yıkılmıs, dinamik, genç, her şeyi yapmıya imanlı yepyenı bir Türkiye kurulmuştu. O. bizim körpe dimaîlanmız içinde gelişti. Fak.ıt biz, inkılâpların atmosferinden başka tarzı hayatı bilmediğimiz, yaşamadığımız için, sonradan ve şimdi «inkıiâp» adını alan »eyler bize sanki hayatımızırı tabiî bir akısı imi« gibi gfldi. Atatürk'e ve onun yaptıfii her şeyt o kadar imanımız vardı ki, Ne Brümcek ne vosun Ne mucize nr füsun Kâbe Arahin olsun Bize Çankaya yeter. mısraları okul musamereierinde sık sık duyulur ve bu şiirde yadırganacak herhangi bir düsünce aklımızdan dahi geçmezdi. Bundan bir dınsizlık mânisını da çıkarma/dık. Çünkü ramazanlarda oruç tutan arkadaslara okulda ıftar hazırlanır ve talebelerden istiyenier namazlarını kılardı. Onlara kar?ı hiç kimsenin sklından bir küçümseme de geçmezdi. Din, ken diliginden. ferdi vicdanlara »inerek Içtimai hayattan elini eteğini çekmiştt. Kenai kenöıme şöyle bir riüşünüyorum. Atatürk devrinde olup da sonralan ortsdan kalkmıs olan neler vardır? Bu soruyu cevaplandırmak bizim nesle düşen bir vazife. Cumhuriyeti ve inkılâplan korumak her nesilden çok yine bu nesle düşmektedir. Zira, biz onun içinde yetiştik; düşün cemiz, duygumuz onun çevresinde hırpalanmadan gelişti. Bu inkılâplardan kopan şeyler bizim için güzel düşünülmüş. ffüzel kaleme ahnmış bir takım kanunlar ve kararlar değildi: o bizim maddi ve manevi hayatımıza karışmış bir parçadır. Bizden önceki nesillerin «inkılâp». hayatlarının bir parçası değildi. «înkilâp», onlar için, sadece bir düşünce, bir ideal veya bir kısmı için de kötü ve zararlı bir şeydi. Bizden sonraki nesiller de. inkılâptan ziyade, inkılâbm kavgasiyle karşı karşıya kaldılar. O halde Atatürkün zamanmda ne vardı ve şimdi ne yok? Kısaca işaret edeyim. Atatürk devrinde bir «Kuvayı Milliye ruhu» vardı. Bu ruh. Atatürk'ten başlıyarak. yeni 1 ü r k i y e devletinin bütön miiesseselerine sinmisti. Atatürkün bu ilk üilâh, inkilâp ve gönül arkadaşları onun avdınh*mda bize efsanevi mahiuklar eibi gelirdi. Onlar kurular: yeni devletin yorulmak bilmiyen iışçileri idi. Feragat ve yannı yaratmak ham!e«i içinde iktidar ihtirasları eorünmez olmuştu. Halk ve devlet ayrılığı sanki ortadan kalkmıştı. Atatürkün ölümiyle bu efsane dağıldı. Onun aydmhSmda büvük görünenler buna onun muhalifleri de dahil birden kendi tabii cesametlerine inkilâp ettiler. Atatürkün devrinde fikir, vic cian ve kanat hürriyeti vardı: ve öyle sarıyorum ki, Türk taihinin hiç bir safhasında, fikir ve viedan hürriyeti onun mutlu devrinde olduğu kadar kendısini rahat hisetmedi. Bugün ıdmı ağzımıza dahi almıya ceiaret edemediğimiz Nâzım Hikmetin şiirleri okul müsamerelerinde okunur, piyesleri tiyatro'orımızda temsil edilir ve alkı^ toplardı. Nâzım Hikmetin hasımları, muarızları yine kendi cinsinden edicîer ve şairlerdi Fikir. tıpkı îr.gilterede olduiîu gibi, fikirle mücadele halinde idi. Fikir ve kanaatlerc sivs^i o^oritenip. herhangi bir ba^kisı yoktu. Nâzım Hikmet. şiirlerinden, yazılanndan ve hi•"ivlerinden dolayı mahkum .olmadı. Fiili hsrekete geçtiği için mahkum olciu. Fikir ve sanat siyaset yaptıâı vdkit kendi cinsınrien bir kuvvct olan devlcli ve poüsi yani siya«i kuvveti karşısında buluyordu. Jildi. Hükümet, rejime muhalif olanın da muvafık olanın da' karşısına sadece kanun diliyle çıkardı. Kanuna o kadar saygı vardı ki rejim fevkalâde tedbirlerini, adliye teşkilâtının dışında, iı>tiklâl mahkemeleriyle görmüş ve bu suretle Atatürk kendisini de, kurduğu istiklâl mahkemelerini de gelecekteki Tüık adliyesinin hükmüne korkmadan terk etmışti. Onun devrinde zümrelerın, başıboş kuvvetlerin baskısı ferdi hüriyetleri tehdit etmezdi. Ferdi hüriyeti tehdit eden kanun dı$ı her baskı devlete karşı bir saygısızlık sayıhrdı. sonra İtirazlara cevap Belki zihinlerde bazı sorular belirecektir: «Peki ama, Atatürk ve inkılâplan viedan hürriyetme dahil olan tekkeleri kapattı, ferdin istediği şekilde ibadet etmesi viedan hürriyetinin temel şartı de.sil mi?» İlk bakışta bu fikir doğru gibi görünpbilir; fakat hakikatte bir safsatadan ibarettir. Böyle bir düşünceyi «ncak bizden önceki nesiller ileri türebilir. Zaten inkilâp da bizim gibi onun içinde yetişenlere karsı degil, onlara karşı açılan bir savastı. Onlar;n anladığı viedan, fikir ve kanaat hürriyeti kadnv sunda dervişlik ve tekke yoktu. Sonra, tekke gibi ibadet ve âyin yerîeri bir müessese idi. Ama fert kendi mistik inancını ferdi vicdanın hududunu a«mamak şartiyle. ister camide, isterse kendi evinde diledigi tarzda icra edebilirdi. Inkilâplar hiç bir zaman ferdi vicdanın harimine tecavüz etmeyi aklına getirmemişti. Fakat ferdi viedan namı altında tarihimizde mesum bir rol oynıyan bir Ortaçağ müessesesini yssatmıya veya diriltmiye de aslâ müsaade etmezHi. Çünkü yeni inkilâp nesli hu müesseselerin dışında, onlara hiç bir ihtiyaç hissetmeden, yetismekte jdi. Bir önceki neslin zihniyet ve itivatlarını bir sonraki nesilde devam ettjrmiye hükümet ve devlet yetkili değildi. Atatürk ve inkilâpları kimseyi şu veya bu şekilde ibadetten alıkoymamıştı. Onun riüsmanlıjiı, din ve viedan simsarlarına karşı idi. Onlara afvü âman yoktu. Menfaatleri, halkın temiz vicdanını istismar olan bu yobazlar güruhu inkilâpları, dine düşman olduğu için degil, kendi'erine düşman olduju için kötülerler. Snsalım. Snsalım ve düşünelirn! Bu sabah, dokuz sularında, Atatirk dünyamızdan başka hir âlen e Tİizünö çevirmek için bir daha açmam»k nzere gözlerini kapadı. Izun ve bitiriri hastalıfrının dam1» damla frittigi vücudü, bu sinsi saldırı$a dayanamadı. Ordular yenen bu insan, demek, en sonunda ölüme yenildi. Kaderin e^itJik hozmıysn tek sörünüşü badur. SevjiH Atatürk de her insanın bir kere geçetegi ba geçidi aştı ve bizden azaklaştı. Elli sekiı yı) ttile tntmıvan bir lavat böylece son baldu. Beraberiııde yasıyanlara, bu elli Tedi yıllık bayat içinâr O'nun var lıjiyle viicat bulma* hic bir olay, ölümü kadar ruhların derinlişine inerek etki yapmamıstir. Ne Canakkale, ne Sakarva. ne Dumlupınar. ne saltanatın ve hilâfetin kalHırılması. ne Cumhuriyetin ilinı, ne türlü devrimler, ölümü kadar onun dostlarını. hattâ düşmanlartnı carsmamiftır. Çünkü ölöraünde bu olayların hepsi birden. bir anda ve beraberrr veniârn fizlerimiz önünde canlanmıslır. Snsalım ve düsünelim!... Düşünelim: şunun için kl. o bütfin sajtlıtında dü*«ndn. Saulııa, bu yüzden ki O. öldâ ve «ustn. Susan Atatürk'ü lâyıkınca anmak için anlaraak lâzımdır. Anlamak da düşünmeklr «lnr. Atatürk'ün Tiirk milletine. hele Türk eençlitine bıraktıtı en defter biçilmez miras, düsünmektir. O. bizi. dü«ünerek deŞiştirdi; O, bizi detistirerek düşündürürdü. Rizi padisahsız. bizi halifesiz bıraktıfı zaman. padisahları ve halifelfri düsünrnive başladık. O »amana kadar bir kaç tarih meraklısının zihninde izi olan bu yöndeki bilgiler, en voğun halk tabav kalanna kadar indi. Milletçe eski ile besaplastık. Geçmiş günleritı acı tatlı hâtıralan eanlandı. Teni bir devrilisin tozu dumam içinde kaldık ve fakat o toz duman icinde düşündük. Millî bilinç. kendi üstüne katlanmasını öerendi. Atatürk'ün tarih tezi, Tarih Kurumunun kurulmasiyle degil, bu dâvaya »ekil veren kendisinin vicda1 nında geçmiş günlerin olaylarını kendi zekâsiyle haddeden geçirmi AVHANT* KIRD Akademi Sğrencilerindfn Ayhan Kırdar ve arkadaşlarının (Garf Mnstafa Kemal Atatürk T.C.) kehmelerinin ilk harfleriyle gatetemiz için yaptıklan Atatürk resmi unutmam, Atatürk'ün tline uzunca bir gazete kupürü uzattı. Bu ara sabahiığıom yakasını iyice düzeltmiş ve kendisinde deminki halden eser kalmamış olan Atatürk en nazik ve zarif bir ev sahiuı edasiyle: «Siz oturun, oturun» deriikten sonra odadan çıktı. Yarın gelin de gezdireyım» dedi. Atattirk, Kastamonuda 1925 yılında sapka inkılâbına yol açan tarihî nutkunu söylerken yt koynlmasiyle başlar. törk onun içindir kl, rastt;eldiîi her zekâya ilgi duy. Düşüıımiye devam edclim!... Bunu yapmadıkça Atatürk, ka muş, baglanmi'tır. Bizden olup da ranlıkta demektir. Onun için asıl onu sevmiyenlerin vicdanları, Ku mezar, kendinden sonra gelenler zey Kutbundaki geceler kadar uden kafalarına idrâk güııeşi gir zun süren bir ışıksızlıgın içv'dememiş olanların beyinleridir. Ata j (Arkaşı Sa. 7. Sü. 4 te) Köşk'te Salı gunü olup dı Köskün arabasına bindıgim zaman, henüz hiç gormediğim Atatürk'ü, o zamanki tâbirle «Gazi Paşa» yı belki de görürüm, diye kalbım heyecanla çarpıyordu. Bugun müze olan eski Köşke vardığımda bu ümidimi Afet Hanıma da be .i etmiş olacağım ki: «Görebilec<»ğinizi zannetmiyorum. Sabaha karşı yattılar. Her halde kalkıp ri'ijru sofraya geçecekler», dedi. Afet Hanımla mektepten, sörlerden. arkadaslardan konuşmak bana bu ümit kırıhşını çabucak unutturdu. Muhtelif devlet reisleri tarafından Gaziye verilmiş hediyeierle süslü yazı masasının karşısında, Türkiyenin ilk Cumhurreisinin çok büyük işlerin görülmüş oldugu küçük çalışma odasmdj. eski zaman koltuklarma yerle Bibliyografya ilii Yeni köşk şerek çaylarımm içmiye baş'adık. ' Âni bir karşilaşma Bir iki yudum içmiştik ki birden kapı açıldı ve... ben heyecandan ba yılacağımı zannettim: Gazi Paşa karjimda idi. Afet Hanım kalktı ve beni: «}rofesör Sadri Maksudi Beyin kızı» riiye tanıttı. O kadar şaşırmıs ve siaHamıçtım ki. Atatürkün oüni öpmeyi akledemedım. Fakat baktım, Büyük Gazinin de yüzünde ?aşkınlık ve şaşırmışhk... Bel'.i idi ki odayı boj buiacağını zannetm;jti. Öyle samimî mahcubiyetle (Uğinık saçlarını düzeltiyor, öyle gen,ek mahviyetle: «Affedersiniz, affedersiou» diyerek her ikimizden özıir diliyordu ki, ben yavaş yava< kendime geüyor ve bu yüksek asalet ve tevazua hayran olmaktdn kcndinıi alamıyordum. Atatürk çok kısa bır zaman sonn. Aendıni toparladı, ciddi ve vakut bir yüz ıfadesı takındı ve Afet Hanınıdan iyice anlamadığıra bi. şey iftedi. Afet Hanım da yaz1 ma>ası uzorindekı evrakı bir mM'U". kariîtıraıktan sor.ra, hiç Atatürk veni harfler için Babam bi' gun evvel Atatürk'ün spfrasında bulunmus ve geç vakit dönmus tlduğu için o gece 'balodan erkon ayrıldık. Ertesi gün •«eni köşke gi.mek üzere taksiye bindiğim zaman Atatürk'ü görecegım aklımdan geçmiyordu. Ankaranın altın çağı Afet Hanımın bana gezdirdiji O günden sonra, Ankaranın al salonlar ve odaiaı hakikaten oritın çağı olan oseneler içınde, A jina! ve bekiennıedik bir şekilde tatürk'ü Cumhuriyet balolarında, döi.enmişt' Hele perdeler fash nıemleketimızi ziyaret eden yadı'ğ^udan dağıuya şaşırtıcı idi. baııc: devlet adamları şerefine veMacar dekorator. Büyük Gazimirilen zıyafetlerde ve başka yerrin odalsrır.a markizet denilen lerde sık sık görmek, uzun uzun kumaşU b;i'=maları lâyık görmüşseyretmeK. yanındakilerle konuştü. Esasen bütün bunlar çok geçmısmı diniemek fırsatma ve bahmeden değiştirilecekti. tıyarlığma nail oldum. Beni görÇayımızı içmek için Atatürk'ün duâünıle: «Natılsın kızım?» diye çalışma odasına bitişik kütüphane elinu sıkar vt hemen arkasından: salonunda yerleştik. Yalnız oda «Pıofrsör df burada mı?» diye ile salon duvarla değil, perde ile jrardı. j ayrılmıştı. Bu perde uzaktan tül j hifsini veriyordu, faKat yakından Bir baloda bazı berber dükkânlarının kapıAnka sında gördüsümüz neviden bon1936 kışının başında ra Palasta verilen bir baloya cuk perde idi. Yalnız boncukların gıtmıştik. Zannedersern Çocuk E cam renginde en ince cinsi seçilsırgetne Kurumunun kıyafet ba mışti. losu idi. Gece yarısından sonra j Cam perdenin arkası Atatürk de baloya sofrasındaki j bütun misafırlerle birlikte geldi.J ... Sohbet ede ede çaylarımızı Afet Hanım da aralarında idi. Ar i ç e r k e n b j r d e n boncuk perdenin tık Musıki Muallım Mektebinde j a r k a s l n d a a dım sesleri duyarak tarih öğretmem, Tarih Kurumu â heı ikimiz oraya baktık. Atatürk ZÜSI ve Atatüık'ün tarih araştır girdi ve çalışma masasının başına rnaları sahasında mesai arkadaş geçti. Kendısini bir sis perdesinin îarıı.ıir.n olan Afet Hanımla bir öte>inden görür gibi, arkadan gö:7'üduettenberi gö'üşmemiştik. Bir rüyorduk. Atatürk kütüphanede aısl'.k dans salonunun bır köşesin bulunduğumuzu farkederse, rahatde biraz konuşmak fırsatını bul sız olur düşüncesiyle başka odaya duk. Şundan bundan derken söz, geçmemizi teklif ettimse de, Afet bır ıkı sene evvel Köşke yaptığım Hanım kalmamızd» mahzur olmaziyarete intikal etti. Bundan da dığını söyledi ve biraz büzülerek Cumhurbaşkanlığının yeni bina ve seslerimizi kısarak. fısıltı haya taşınmtş olduğu bahsine. bu bi linde konuşmamıza devam ettik. na ıçinde mimar Holzmeister'in Muhatabıma bir şeyler söylüyor, yaptığı orijiı.a1 dekorasyon mev SLVİediklerine cevaplar veriyorzuuna geçildi. Afet Hanım: «Yeni dum. Fakat gözümün ucu boncuk bi'ı.ivı hiı s;r?mi'd'r)iz. dejil mi? peıdede idi. Atatürk b r müddet masasına egilerek oturuyoı, sonra bir seyleri yere atıyordu. Çok geçmeden yere attık'arının gazete olduğunu farkettim. Çünkü arada sırada haf:fçe sola dönerek ve koltuğunun arkasına yaslanarak gazeteyi elinde açıyor, bir raüddet okuyor, sonra yere atıyordu: Atatürk o eünün basınım tetkik ediyordu. Çeşitli meşguliyet ve vazifeleri olan Cumhurreisinin gazete okuma ya bu kadar zaman avırdıgım hiç tahmin etmemistim. Bühaşsa hangi mevzularla alâkalandıgını tasa\vur etmiye çaîışıyordum. O se:'e Ksdınların askerliği meselesi mevzuu bahisti. Hattâ Sabiha Gökçen ilk kadın asker olarEk orduya alınmıştı. Muhtelif sahalardaki inkılâplar bu son adım ile tamam oluvordu. Gerçi yarıda kal mış dil inkılâbı i'e bazüarmca garp!ı!a?mak icin e'.zem o!an murikı inkı'.âbı vardı. Faz'.a kökünden »U alınmı? o!an li'ian ikıîsbı •>ire rlaha mutedil veche vermer.?v, evvel GünesDil teorisi bir i = tiha!e vasıtası. bir köprü olacaktı r'.ms bu yolda bazı biiainîer fazla ileri gidiyorlar ve dozu kaçırıyorlardı. Bazı gazptelerde bir kaç hafîş evvel Güne.?Dit teori»! hakk rrla «eri makaleler intisar e!mi« tı lyi ama muharrirler ilk in>arın Tüık ve ılk lisanın Türkce o1.dLiğunu ispat ı"mek!e iktifa etmivor. «Kim>a ^özü dp Türkçecîir» cibi haşlıklar koyduktan sonra. kimva kelimcsini kimiya heceü^rine ayır^rak her hecenin mânası hakknda insanın Oüneşle Sarayburnunda halk arasında Bizim nesil için Atatürk Basifiımızda Atatüsk için g?azılmış ^azılar leri bulunan Şair ve Sanatçılar; Anonim Eser Başlıkları, II. Asıl Metinde Soylevleri buAbdülkadir Salgıı lunanlür, III. Asıl metinde, Adlan metin arasında geçenlerden gazetecilere anılannı duygularını anlatanlar; S 8 derece. liyografya, İ kasım 31 aralık Ü Türk Tarih Kurumu yayınlann 1938 günlerinde Türk Basımnda Atatürk'ün yakınları, IV. Asıl metinde adlan.ve yazıdan XII. Seri, No. Atatürk için yazvlmış yazılann bib ları bulunan yabancı yazarlar; gaBüyük adam olabilmek, büyük a liyografyasıdır. Hakikı ve samimi zetecilerin konuştuSu yabancılar; damların biyografilerini ve hakkın bir Atatürk'çunün büyük bir emek dışardan mektup gonderenler, da yazılanları okumakla mümkü;ı ve gayretle hazıriamış olduğu bu V. Ek II ve III te adı geçenlerden dür. Atatürk gibi milletini ve vata eser 18 milyonun samimi hislerisöylev verenler: Telgraf çekenler; nını düşmandan kurtarmış. devrim nin ürünlerini bir araya toplayamektup yazanlar. ler yaratmış, miiletine medeniyet rak tanıtmaktaciır. Atatürk hakVI. Ek II de adı geçenlerd«n eeyolunu göstermiş insanların hayat kında yazılanların en samimi ve ları ve düşünüşleri incelenmiye de en sıcak hisierle kaleme ahnmış naze töreni için gelmiş veya demeç ğer konulardır. Atatürk «Bu ülke olanları. muhakkak ki, ölümünden vermiş yabancılar. VII. Ek II ve III te de adı geçen nin sınırlarından ötelere taşan bir sonra yazılan ve söylenenlerdir. barış felsefesi kurmuş>tur. Balkan Sami N ÖZERDİM Atatürk'ün ö yabancılardan yazarlar; söylev ve Antantı dolayısiyle söylemiş oldu lümünden 1938 yılı sonuna kadar demeç verenler; mektup gönderen ğu şu sözleri O'nun bu a?il ve yük geçen '53 gün içinde Türk basımn ler, VIII. Eklerde imzalı yazılan busek duygularının bir ifadesidir: da Atatürk hakkında çıkan maka«Asırlardan ve asırlardan beri, za le, fıkra, nesir, şiir, söylev, röpor lunan yazarlar. IX. Gerek asıl metinde, gerek vallı beşeriyeti mesut etmek için taj, mülâkat, anektod, haber, yetutulan yolların, kullanılan vasıta min metinleri, karikatür, resim, ve EK'lerde adı geçen yabancı gaaeların:.. verdikleri neticelerin ne kabartma büst klişelerini görmek teler. derece emniyetbahş oldukları tet ve incelemek suretiyle bu değerli Önsözde, elimizdeki bibliyografkike şayan değil midir? Artık, in bibliyografyayı hazıriamış ve fikir yadan başka, 1939 dan başlanarak sanlık mefhumu vicdanlarımızı, hayatımıza büyük bir hizmette bu yıllık veya beşer yıllık bibliyografhislerimizi tasfiyeye yardım ede lunmuştur. Önsözde, bibliyografya yalarm hazılanacağı, 10 Kasım cek kadar yükselmiştir. Vaziyetle nm amacı, hazırhyanın çalışma ala 1953 31 aralık 1953 günleri çık*n ri ve onların icaplarını medeni in nı, bibliyografyanm düzeni. imlâ ve yazılann (Atatürk'ün AnıtKabir'e san gözüyle ve yüksek vicdanî his özadlar meselesi etrafhca anlatıl taşınması dolayısiyle pek çok yazı lerle müşahede ve mütalea edersek mak suretiyle biliyografyadan fay yazıldığı dikkate alınarak) bir ciltşu neticeye vâsıl oluruz: dalanmak isteyenlere kolayhklar te toplanacağı, 1938 den öncesinin Insanları mesut edeceğim diye in sağlanmıştır. Bu değeTİİ çalışma de, 1923 ten öncesi ve 1923 1938 sanları birbirine boğazlatmak gay hakkında daha etraflı bilgi verir olarak aynlmak suretiyle, çıkan «1 yazılann bibliyografyalarının hari insanî ve teessüfe şayan bir yol düşüncesiyle bibliyografyanm dur. Insanları mesut edecek yegâ çindekiler» b^lümünü aynen alıyo zırlanacağı ve bu iş için de bir ekipin çahşmalara başladığı bildirilne vâsıta onları birbirlerine yak ruz: mekte; fakat, Atatürk ve Devrimlaştırarak, birbirlerini sevdirerek ÖN'SÖZ leri Bibliyografyasrnın Önsözünde karşıhklı maddî ve manevi ihtiy3ç KISALTMALAR «Atatürk ve Devrimleri Makaleler larını temine yarıyan hareket ve ASIL METİN faaliyettir. 10 Kasım 31 aralık günlerinde Bibliyografyası» nın hazırlanmakta Cihan sulhu içinde beşeriyetin ha Türk Basımnda Atatürk için yazıl oldugunun bildirilmesi üzerine iki ekipin çalışmalarımn bir tekrnrı kiki saadeti ancak bu yüksek ideal mış yazı Bibliyografyası. olabileceğini dikkate alan Türk EKLER: yolcularının çoğalması ve muvaffak EK I: Atatürk'ün Kendi Sözleri. Tarih Kurumunun, Ankara ve İsolmaiiyle mümkün olacaktır...» anbul ekipmi bir toolantıva çaj*ır1. Çeşitli Konusmalan, Yazıları Cihanşümul fikirlere ve inanışla dıgı ve neticede ekiplerın müşte2. Dağınık Özdeyişleri ra sahip olan Atatürk, yalnız vaEK II: 10 kasım 31 aralık 1938 rek çahşması ile bir Atatürk bihlitan sathında değil. bütün dünyayavınlangünlerinin Krorıolousi ile yabancı yografyası küllivatınm da barışm kurulmasını özliyen mil masına karar verildiei varılmakletlerarası degerde büyük bir n heyetlere mensup olanların demeç tadır. Alınan karar gereğinoe Ansandı. Atatürk'ün arzuladığı «Yük leri. kara ekipi 1938 den sonrasına. ! = •• 1. Ulus (Ankara) sek ideal yolcuîannın çoğalması tanbul ek'pi ise 1 S den ontesine 9H ve muvaffak olması». Atatürk dev 2. a» Cumhuriyet (İstanbul) ait yazılann hibliyografva'arınl riralerinin yaşatılması, Atatürk'ün b> Bayram Günlerinde Çıkan Kı hazırlıyacaklardır. Bizi çok Vi"inbütün cepheleriyle tanınması tanı zılay'dan tamamlayıcı haberler diren bu hahoıin bir an önce zertılması ve Atatürk sevgisinin :*ec) Ankara ve İstanbul B? = ının çekleşerek Atatürk bihliyoerafvalecek nesillere bütün sıcaklığiyle dan birkaç tamamlayıcı haber ları külliyatının bir an önce yadu^u^ulabilmesi ile kabildir. «Ata 3. Ankara ve İstanbul Dışind«ı ymlanmasını: Atatürk'ün kurduğu türk'ü sevmek, her Türk vatanper ki gazetelerden yerli haberler bir müessese olarak Türk Tarih veri için milii bir ibadettir». AtaEK III: Yabancı Ba^ından Özet türk'ü sevdirmek de aynı ve belki ler. Yabancı Ülkelerdeki yankılar. Kurumunun buna gereken yakın ilgiyi göstermesini temenni ederiz. de daha üsıün değerde bir ibadet 1. Ulus (Ankara) sayıîır. Atatürkü sevmek, sevdirBibliyografyanm Önsözünü «Ata2. a) Cumhuriyet (îstanbul) mek ve O'nun fikirlerini öğrenmek b) Bavram günlerinde çıkan Kı türk'e olan borcumuzu bu küçük yuzılarını ve hakkmda yazılar.ları çalrşma ile ödiyemiyeceğız. Aziz okumakla mümkündıir. Atatürk'ün zılay'dan tamamlayıcı haberler c) Baska gazetelerden tamamlavı hâhrasını saygı ile anarken. ileriki yazdıkiarını ve &(ıyledikierini ve çahşmslarımıza güveniyoruz. Bu hakkında vazılan kitapları toplu o cı biıkaç haber. SÜRELT YAYIN'LAR ( Eibliyog ülkenin yarını. ancak Atatürk'ün larak tanıtan, Atatürk Biblivografaçtığı yolda yürümekle kurulabivası. Ebedi Şeî Atatürk'ün Hayatı. rafyjnm Bibli\ ografvası); lir Bu inan. bize tşık tutmaktadır.» 1 Bibüyografya İstiklal Savaşı ve Turk İnkılâbı 2. Süreii vavınların çıktıkları se satırları ile bitiıen Sami N Özericin Rehbeı (ve 2. basımıV AtatürK flim'i. gazete ve riergilen teker teve Devrim Kitapları Katalogu. A hiıiere göre Harıîışı, meydana 3. 193H vıhnria çıkmakla olan. fa ker taramak suretivle tatürk ve Devrimleri Bibliyo™rafne vası gibi bibliyografyalar mevc.ıt kat kasım aralık sayılarını göre Setirilen bir biblivografyanın kadar büvük bir emek ve cayretle tur. Atatürk hakkında gazete ve mediiımiz süreli yavınlar. DÎ7.tXLER: hazırlanriığnı takdir eden bir kiındergilerde çıkan yazıları sistemli I Asıl Metinde Şiirleri. R.man se olarak tebrik eder. yeni çah.şolarak bir «rava toplayan ilk bib ve Hikpvelnri. Knrikatı'ir vp R"«im malarmı hc'^rriz OZERDİM, Sami N.: 10 kasım31 amhk 1938 günlerinde Türk baftnında Atatürk için yazılmış yazılann bibliyograjynsı. Ankara 1958 Türfc Tarih Kunnnu Basımevi. XVI Y. S. + 235 + 3 r YAZAN: ** Atatürk ve nıektep Atatürk yarınki Türkiyenin mekteplerle kurtulacağına inan mıştı. Maarif Vekâletinin devlet mekanizması içinde hususi bir yeri vardı. Maarif teşkilâtı kendi içinde tam bir isttklâle sahipti. Bir köy öğretmeni dahi en büyük mülkiye âmirine he>ap vermezdi. O ancak kendi mekanizması içindeki yüksek kademelere karşı sorumlu idi. Öğretnıen memur değildi Bu, öğretmene resmen diğer memurlar arasıncla hususi bir imtiyaz ve şeref bahşetmekti. ÖSretmen sadece devletter maas aldığı içn memurdu. Fakat hakikatt*. ona yarının yetiştirici?!. Türk milletinin istikbali ni elinde tutan mübsrek bir mesale göziyle bakılır ve öyle değ>r verilirdi. Atatürkün devrinde. Sğretmen okullarını bitirenlerin hayalinde ne büyük bir idealizm vardı. Merhum Necati Bey, öŞretmenliği kutsal bir evliya mesleği haline getirmişti. Hayata atılan genç öğretmen namzetlerine. Finlândiyanın kaîkınma hamlesini izah eden «Bevaz Zambaklar Memleketi» veya «Mefkureci Mua!!im. eserleri armaean olarak eönderilir. Onlara: Işte kitaD. i^te vatan. işte sen... denirdi. O neslin yüzlerce öeretmen okulu mezunlan yurdun en uzak köşelerine atılmak icin birbirleriyle yarış ederlerdi. Şimdi onlardan saâ ve meslekte kalanlar, bu satırları ^kudukları zaman. mesut bir rüyayı görmüş gib olacaklardır. Ah. «vatan ^athına vayılsn» bu ilk ve başka hamle. beslenebilseydi. Atatürkün yıkmak istedi*i eski hayat, sonralan, bu gençlerin avağına dolaşarak onları mevus etm€sevdi. öğretmene verilen bu manevi değer her an hızını arttırarak devam etseydi. onun haval ettisi inkılâc ların, me?rt Tiirkivesi. simdı her yerde irtica İIP tekrar vüz ^:J7e geür mivdi? Kuranın mukarirfps âvetleri. Pevsambeıin müharek sn^leri. kazarc hırsivle gözlcri riönenlerin elinde bir ticaret meta: haüne mi ^?'irriı ve din har»c mezat poütikav;» a'.et mı e'liürrii Çı>cuk hâfızsnıın izerrhk idpallerirnin «enrie uvan.'ıeı SFVE'ii Atatürk. bütün bunları diişünüyor, düşünüvor da. her öl'im yıîdnnı'imiinde sana save" dııruşumian başka bir marife' Kuvayı Milliye rııhu Fikir, viedan hiirriyeti Kamındışı korku Fcrt kanunlardan başka hiç | | ı ı ı Plllllll I |!l üjl !!! l|l ü 'ill'ıllll ll 'i lı l !i H 1 II 1 i i i ii 11 1 | | |
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear