26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1KI «t.l LiKIVETı. m Tefrikası: 7 1 Oözü pek bir şef Bay Kaabeck yeni meslefinde pek nisbeten daha kesin olarak biHnmck çabuk parladı Herifie iyı bır ca tedir sus kumaşı yaradıkj, itibarile mevHarfo sona erince .. cud ımış ki. vereceği haberleri gaHarb:* sonuna doğru, başlıca şefi zetelprın küçük ılânları va&ıtasile ve mtsai arkadaşı binbaşı Nicolai'mn göndermek. usulünu bile keşfetmış hakkında beslediâı teveccüh ve tam oldu. Muayyen bir parola ıle bild.re itimad sayesinde «adsız kadın» Kenceği meselelerı küçük Uân şeklinde disine pek sağlam. son derecede emin gazetelerın bırinde neşrettiriyor, son j bir mevkı sağlamıstı Nicolai'den baş ra o gazeteyi istihtarat merkezıne ka hiç kimseden emir almıyordu. gor.deriyordu. ı Fakat az zamanda yükselip parlayan Şu kadar var ki. Bay Kaabeck 3çık «?dsız kadın» gene pek çabuk sönüp göz. zeki bır adam olmasına zekı ıdi ortadan kayboldu. İmparatorluk Alama ne çare ki. karakter bakımından rrnnyasının mağlubiyeti üzerine pat. pek zayıftı. Yeni mesleğinde sıvrihp lak veren kasım ayı ihtilâli şefile de cebı biraz para görünce hayatının birlikte kendisini de çabucak unuteskı zenginlik devirlerini hatırladı, turdu ve mağlub Almanyayı '«i!â bır akşam luks bır lokar.tada yemek eden Müttefikler Alman casus teşyiyip geceyi de güzel bır kadınla ge kilâtmm herhangi bir faaliyetine »açirmek sevdasına kapıldı. Adamcağız hjd olmadılar. felekten bır gün ça'.mak istiyordu. Artık mağlub ve perişan AlmanynDediğirıi de yaptı, giyindi, kuşan da Müttefiklerin kontrol heyetleri dı Montrnartre yolunu tuttu. Saba söz sshibi bulunuyorlar. binbaşı Nihın saat ikısinde de «Rat Vivant kolai ise umumî hayattan inziva KöCanh Fan?» barına gelip kendisine şesine kesin olarak çekilmiç griıüşuh, şakrak, dlşi bir gece arkadaşı nuyordu. Bu lat ancak Hitler rejiaramağa başladı ö devirde bu eğ min;n llk günlerirdedir ki yeniden lence müeîsesesi bilhassa Parisin en faaliyet sah^sında boy gösterecek ve körpe, en gözde alüftelermin kay önemli roller oynamağa başlayanaştığı bir (uhuş merkezi idi Herifin caktı para cuzdaru bır hayli jlakindi Gu«Adsız kadın» a gelince o sakin bir ya tesadöf kabilindsn karsılaştığı ev hanımı hayatını yaşamağa başlaeski bır dost (!' kendisini türlü me mi5, sessiz sadasız bir ömör ^eçiriziyet (!) ve sadakat (') cevherlerile yordu. Bazı Iddialara göre kendini süslediği bir lenc kadını prezante morfinin, eroinin, kokainin aldatıcı etti. Bu parlak bir îspanyol dans zevklerine kaptırmı? her saati. her yıldızı ıdi. Aşk alanında Ispanyolla dakikası heyçcanh faaliyetlerle gerın şayi söhretleri de tabil malurn. çen bir ömrün birdenbire sessizüğe, Bizim babacan Holandal] İspaır. ol sükuna ve hareketsizliğe inkılâbının # sandığı. fakat gerçekte Fransjz tm doğurduju pksüISmplleri bu ehirniyet dairesinin hizmetinde çalıan lerin yarattığı yalancı cinnetle avutbir Marsilyabdan başka bir kim«e mağa çalışıyordu HattS gene bir riolmıyan yıldız danözle geceyi ge vayet kabilinden bu iptilâmn kençirdi Geçirdi ama fettan aşifte adam disini bir tımarhaneye kadar süakıllı ab'yı da yaktı. Çok geçmed^n rükleyip orada 1929 yılındi kPn.H rnaşuka âşıkının sevgisile birlıkte haline terkolunmuş ve unutulmtif itimadını da o kadar kazandı ki, he bir halde son nefesini vermiş oldurif kııa Alman casus teşkilâtma kay ğu da iddia olunmuştu. dclunması için tekliflerde bulundu; Maamafih hemen ilâv* edelim ki, bunu yaptığı takdirde saŞlayacağı bütün bu rivayetler, iddialar nih«ytt maddî menfaatleri sayıp döktü. Hat dedikodu çerçevesini aşamıyan *âytâ işi daha ileriye götürerek Pariste l^n'ilerden ibarrt olsa gerpV'ir " n çalışan iki casus arkadasını saMe nun dolilini de 1930 yılında hakkında İspanyol dansczüne takdim etmek yazılsn, ortaya atılan bir takım fanihtiyatsızlıjınds bulundu. tazist iddialar hakkında «adsız kaBu iki casus bu ihtiyatsızlık kar dm» ın bir takım alaylı mukabeleşısında tabarlan yağlayıp ortadan lerde bulunmuç olmasında arayıp ksybolduhr ve kevfiyetl bir raporla bulabiliriz. Hiç şüphe yok ki, bu «adsıı kadm» a bıldirdiler Bir tnfts cevab ve mukabeleleri ihtiva eden sonra Monmartre'da devriye gezen 2 kitabda da yazar adı namına koca. emniyet memuru semtin dar sokak man üç yıldızdan bajka bir ısme larından birmde, üzerinde rrüviyetını rastl^nmıyordu...» gdsterir hiç bir vesika bulunmıyan Arkası var bir erkek ölüsile karşılasıyorlardı. Solinaen marka. yani Alman mamu'âtından bir bıçak sapına kad'.r herifin sırtına saplanmiîtı. Cesed i*e MESERRET YEŞİLPINAR Frsnsıı emniyet teşkilatının o gun ile öğl°den îonra tevkif emrini almış M. KÂMİL YEŞİLPINAR olduğu Holandalı mirasyedi bay ve Evlendıler. Alman casusu Kaabeck'den başka Babkesir 9 baziran 1957. bir kimse değildi. GÖ7İı pek blr şet «Adsız kadın» her birinin ipîerini ellsrinde bulundurduğu bir siırü kuklador fark?ız ajârılarını diledıgi gibi oyn:tmakla yetinmez, emirler v"?rmek. işleri tanzim ve idare eylemekle vazifesınin bitmiş o'duğu | ne hükmetmez, sayed «İ5 müstesna hir ehemrr.iyet veya büyük bir tehüke anediyorsa 0 «İ5» i biîzat ele ahp şahsan alâkadar ve meşgul 0lurdu Bu kadının hangı >ollarünn Fransaj'a girip çîktığmı kesin ol«rak tayin ve tesbit asia mümkün oİ3mamı;tır ama Fransaya müteaddid defalar gittiği ve bazan uzun ' müddet kalmı? olduğu, fakat asla şüpheyi davet etmemiş bulundağu da bir gerçektir. Bu seyahatlerinae ya son derecede müktemmel sahte pasaportlardan faydalandığı yahud da Fransa Isviçre hududuna ulaşan gizli kaçakçı patikalarından istifade etiği de düşünülebilir. Bu seyahatlcrin şekli ve sureti malum olmamakla beraber bu maceralarla dolu seferlerden elde edilen neticeler 5ehir = =haberleri Kıbrıs, Türk Milliyetciliğinde Güneş batışı töreni CUMHURIYET 10 Haziran 1957 KSABAH Fasulyeye dair erzevatlaı arasmda bir musabaka açılsa, iki zerzevat, mutlaka pata gelir. Patlıcan bir, fasulye ikiBence, bu pata gelişte, rekor gene fasulyede kalır. Çünki evyelâ, fasulye mevslm nedİT bılmez. Üstelik. nimet diye de adı çıknustır. Yaz, kış, fakirin sofrasında da, zenginin sofrasında da, yerine göre, hep baştadır. Gerçi pathcanın tavası olur, imam bayüdıa olnr, olurtması. kamıyanğı, püresi, salatası. beğendisi. hattâ turşusu, hattâ hattâ, yapmasmı bilen kaldıysa reçeli olur. Ama fasulyenin de, sadeyağlısını, zeytlnyağlısını, plâkisini, jahnisini, amavud plâkisini, ezmesini, piyazını unutmıyalım. Patlıcansız bir dünya tasavvur edebiliriz. Fakat fasulyesiz bir dünya, aklın alacağı şey değildlr. Plyazcı dükkânı olmıyan blr Sirkeci. hattâ bir İstanbul tasavvur edebilir misiniz? İstanbula. hususiyetlerinden blrlnl, Arnavnd piyazcı dükkânlan kanalile kazaadıran ş«y. kuru fasulyedir. İstanhulu bir tarafa bırakalım. Her millet. fasulyeyl nlmet olarak bellemiştir. DUnya yaradılalıberi, gıda katannı çeken buğday lokomotifinin pesisıra, hemen fasulye gelir. Hem bulgurdan, çavdardan, arpadan da önce! Onun Içindit kt, gazetelerde okudujrumuıa göre, İslanbul Belediyesi, kuru fasulye çok pahalandığı bahancsile. li.stelerinden hu nimetin adını silen, yahnd fasulye porslyonunu azaltan lokanfalan cezalandırmağa karar vermiş. «Kendisini fasulye gibi nimetten saymak» deylmini yaratmış, fasulyeyi, aşağı yukan. bir folklor malı et'in mis bir memlekette. t^tanbul gibi bir büyük şehrin belediyesine dü;en valife elbette budur. Kuru fasulye p<firmiyen İstanbul lokantası tasavvur edilir şey değildir. İstanbul Belediyesi yerden göke haklıdır. Lokantacı, kuru fasulye pişirme meğe karar vermlştir. Çünki kuru fasulye, «rtık. nlmet Ismlne Iâ>nk olduğunn ispat etmek lstercesine bir burun büyüklüğu İle. bütün fiatlann üstüne çıkmıştır. Müşterllerine, hâlâ diinkü fiatla kuru fasulye yemejü satarsa. çok gecmeden. kenrilsi kuru fasniyeye muhtaç hale gelecektir. önemli bir noktadır Âli Yücel Limsmmızda bulunan lngiHz filosu denizcileri dün Dolmabahçede bir gösteri yaptılar Limanımızda buîunmakta olafe tngiliz filosu denizcileri, dün saat 18.45 te Dnlmabahçe nhtımında askeri mer^simlerin en eokisini teşkil eden (Guneş Batışı^ gdsterisi yapmışlardır (Güneş BatışO merafimi îngilizlerin eski zamanlara aid âdetlerinden mülhem bulunmaktadır. M*ra5İme borazanlarm ve trampetlerin çalmasile başlanmış ve Ingiliz gemilerindeki bandolar iştirak etmistir. Nezarethanedeki ölüm hâdisesinin fahkikatı Beyoglu Emnlye» ımlrlljl nez«retha. ne5İndeki ölüm hâdlsesl etrafında yapılan Idari tahkikat» devam «dilmektedir Hâdi'cyt el koyan Mülklye Ba?. müfettlşl. evvelkl gün Emniyet Müdürlüiiindeki tetkikierine batlamıştır. Bllhassa. nezarethaneye konulan gen rln. kendisini kıravatile v« bel kayışı İle tavana ısmak gibi blr harekete tc«ebbüs «derken o ıırada neıarethane. nln kapısınd* nöbetçi bulunan «lâka. lınm. onun bu harekettnt neden mudahal* «tmedlgl Uhklk konunı olmak. tadir. Topkapıda büyük bir site kurulacak Verilen malumaU göre, Tophanedeki Erkek Sanat Enstitüsü binası istimlâke tâbi tutulduğundan önümüzdeki günlerd* yıktırılacaktır. Tophane Sanat Enstitüsü, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Topkapı civarında yeniden inşa edilecek bir binada faaliyete geçecektir. Bu arada şehrimitdeki teknik öğretim müeıscselerile diger sanat okullarının da, Topkapıda yapılacak büyük bir »ite Içinde toplanmalan kararlaştırılmı^tır. Bu hususta MillS Eğitim Bakanlığında gerekli plfinlar hazırlanmaktadır. Topkapıdaki yeni siteck kurulacak teknik okul ve diğ(» enstitiılere aid arazi te=bit edilmiştir. Önümüzdeki aylarda sitede inşaata baslanacaktır. eni bir kitabım çıktı: Kıbns Mektubları. Kıbrıs mekublarını. Cum huriyet sütunlarmd, ki nımmmııııııı nının yazılarıma göz atmak lutfunda buDiplomatik mahiyetleri başka başka olmakla beraber lunan okuyucuhrım, kolayca tanıya cak'.ardır. Bu mektubiar Kıbıısîan milliyet dâvası bakımından tamamile aynı olan Hatay yazılmıştır. Kıbrısta yazılmıştır da ve Kıbns meseleleri büyük Türk varlığınm kendi diyebilirim. Bu on dört mektubda Kıbrısm dünü, bugünü. biraz da bilincine ışık yöneltme fırsatını bulduğu olaylardır yarını var. Kilabın ikinci kısınında «HiiHiııımnııııiNiımnmıiMiiMimıuııııınım günlük olayların Kıbrısı ılgılendidır. Gene o ajağılık duygusuna tu niyetinde değil midır? Kıbrıstaki renlerini bulacaksınız. Yanlış anlaşılmasın; bu yazım, ne tulmuşlar Hatay için demişlerdi ki. soydaşlarımızın. türlü «ebeblerle bu bir ilân, ne bir sunma yazısı değil «şimdi böyle gaıle çıkarmanın sırası bakımdan geri kaldılkarını görerek dir. Yazıyoruz, basıyoruz: tabiî o mıdır?» Bugün de aym şeyi Kıbrıs kısa zamanda ve bu yolda aldıkları edeceğimiz bir kunsun diye. Fakat asu sebeb. oku için sovlejenler vardır Onj. saclece mesafeler, iftihar nan yazılarla onların içinde söyle ahdî bir mesele nazarile bakanlar da durumdsdır. Meder.ivetin kökü olan meye çali|tıgımıı fikirlerin duyul olmadı mı* «Nerede oturursa otur t öğretim ve eğitim, orada adamakılh ması, yayılmnsı. ve nihayeî »ünürü «un. bizden olanlar biziz» demedm gelisiyor. Şimdi gözlerimin önünde geçirip tarihe kalmasıdır Bir yazar çe milliyetçi olunamdz Boylle de Kıbns Türk Kültür Derneğinin seiçin en doyurucu sevinç, yazdıkla mek Yunanlı dostlanmızın hakkı rrelik raporu var. Bu hayırlı kurum, rmın okunduğunu görmektir. On oluyor da neden bizim hakkımız kültür alanında ciddi işler görmektedir. lara bundan büyük mükâfat o olmuyor? lur mu" Veselâ hpnim •Hiirriyete Mübalâğcya ve ifratçı uçlara düşBurada gördüğüm bazı rakamlar. Doğru» kitabının, bir yıl içinde sa j meyen her milliyet ruhu, bir gün bana gerçekten güven verdi. 223 tılıp tükendiğini tâbiim soylediŞi mutlaka dunyaya kendini kabul et Türk ilkokulunda 15.336 öğrenci, zaman içimde uyanan sevinci güç tirir. Geçici baskılara bakıp da kö 415 öğretmen var. 500 Rum ilkokuanlatabilirim. Bu kadar masum bir , tümser olmamalıdır. M?carlar ışte ' lunda 62.106 öğrenci, 1451 öğretmen zevke olsun yazı ehlinln hakkı yok | yazıyorurn!Bir gün behenrhal bulunuyor. 13 Türk orta ve lisesinmudur' bağımsız olacakbrdır Milliyet bü de 3 634 ö|renci. 156 öğretmen çamahfuz tu lışmakta. 34 Rum orta dereceli okuAma ben bunları söyleyecek de tünlerinin varlıklarmı ğildim Bir lrere söylemiş bulun tan vasıflvrı, medeniyetleridir. Fın lunda 12.715 öğrenci, 560 öğretmen landiya. «z nüfusu, fakat çok yüksek var. dum: kalsınlar. medeniyetle bütün insanlığın emKıbrıs Evkafının Türkler elinde Diyeceğim ıuydu: Niçin bu mektubları yazdım ve neden bunları bir kitab hallnde yayınladım? Bu iki sonınun cevabı. kitabdaki ön sözümü başlattığım ?u cümlede özetlenmiştir: «Kıbrıs, Türk milliyetçiliği tarihinde önemli bir yer tutacaktır.» Eski zamanlarda Osmanh topluluğu içinde baş olarak yaşamış biz Türkler. bir taraftan müslümanlığı yanliş anlama yüzünden, diğer taraftan da yaradılışımızdaki nezaket dolayısile kendlmiti o böyük toplulukta kaybedecek hale Jıi^musjz. Osmanlılığı vücude getiren milli un lurlar içinde millî duyguya en geç eren biz olmujuz. Zaten Arablar için mesele yoktu ve yoktur. Çünki onlar. müslümanlığı, din kitabımız Kur'anın arabca olması »ebebile Arablıkla birleştirmişler ve her müslümanın beş vakit okuma görevinde bulunduğu âyetlerle kısmen olsun Arabl'.ğa girmelerini sağlamışlardır. Diğer unsurlar, millî bilince ışık yerecek kurıımlarını bizden önce yaratmışlaıdı Türk Ocafc veya Türk Dernegi, Osmanh topluluSunda kurulması en geç kalan milll kaynaklardır. olmamasına ve son senelere kadar bundan serbestçe istifade edemeyı^ine, dışarıdan bu konuda esaslı bir yardım görmeyişine rağmen bir kaç yıl içinde adanın nüius nisberine yanaşan bu gelişme, ilerisi için gilven vericidir, demek; yerinde bir hükümdür. Her gün Kıbrıs Türk lerinin gözlerinin önünde olup giden sosyal olaylar, onların gözünü açmıştır. Halen anayurd okullarında 100 öğrenci var ki, elbette bunlar öğretim işlerini bitirince Kıbrısa döneceklerdir. Hangi şekilde olursa olsun Kıbrısta hayat düzeni normalleşecek ve oradaki soydaşlanmız bu normal hayat içinde medenî görevlerini hararetle yerine getireceklerdır. Karşılıkh sevgi ve itimad havası yaratacak olan liderler, bu meHeni çelismevi bir an gözden uzak tutmıyarak. elbette yeni yelişmiş gençlere hayat ve hizmet imkânlan bulacaklardır. Milletsever lik bunu emretmekte. onlardan bunu istemekterîir. Kıbrısın gün geçtikçe önem kazanan strstejik durumu, yeni almmış kararlarla büsbütün arttığı ve daha da artacseı bu dönemde Kıbns Türklerine düşen ilerleme ve ekonorik. kültürel alandn kııvvetlenme görevleri, hızlanmalıdır. Kıbnstaki ve Kıbrıs dısındaki Türklerin APARTMAN DAİRESİ' u cihetleri dikkatle gözde tuttuklarını görmekteyiz. Kıbns Türk Kül'ür Derneği gibi özel milll tesekkü'.lerin bu al'nda gösterecekleri gayret. Kıbnsın gerçek istikbalini tayin edecektir. Batı Trakyadaki soy daylarımızm Atatürk inkılâblarına çh oluşlarını ve bağlı olanlann poâunluk k='anıs'arını; harflerimİ7İ tgâvur harfi» diye vasıflandırıp lalkı celmeye kalkanların ve «Arab fleri» ile dint öjretim yapacaklannı söyleyerek ora hükumetine taraftarlık edenlerin azlıği düşüslerini ibretle, fakat memnunlukla Lokantacı yerden göğe haklıdır. seyrettiçimiz bugünlerde Türk mil Miişterl. keseslne uygnn yemekler liyetcilifini Atatürk gibi anbmada ne büyük isabet. ona aykırı dünin arasinda, kuru fasulyeye, meftan demede de ne korkunç musibet oldu ftilse de muhtaç. Garsondan, krseye uvgTin ha yemeği Isttyor ama buğunu bir kere daha hatırlıyalım. lamıyor. Li«tede krnl var. fakat mutBizim için, yani bütün Türkler ıçm faktn chmi yok. Bu fasulye yerine tek kurtulus yolu bııdur; bunu ^a ne ylyerejlnl şagirdçı ioin. miinaka'amızdan çıkarmıyalım. sava eirişivor. bpledivenin tasdik ettlJH li^fe rrden tatblk edilmiyor diye i'yan edlyor. Miitteri yerden ırö£e hakJıdır. Tıpkı. Na<Taddin Hoca fıkrasmda Bayan Marika Oulbaba T» Bay re eldujhı gibi. Bavan Niko Gulbabanın »evglll karAlaraklıya hak vermİ5 borrluva deşl hak vermiş. Bu nasıl iş diye hayBay YANİ GÜLBABA ret'e <;nran kannna Ha hak yertnis. »nl o'ara*. daha genç ya?ta vefat etBeledive haklı. lokantacı haklı. oıtşttr Cenaz* m«rasltnl bıı^ün pazar mii'itpri haklı. esl 10 haziran 1957 saat 15 U Kurtu u? Ayl Dlmltri Rum KlltaMİnde lcra « Kala kaia, haksizlık fasulyede kaolunacak Te nâşı Slşll Rum rne^arlı lıyor. aile ksbrlstanıca defnedile. $u haddini bilnıez kuru fasulyevl, mahkemeye mi versek, aforoz mu etİşbu l'ân hususl davetlye yerine sek? Ita'T.dir Cena?e levazımatı ve Servls Hamdl ş'.erl AnseMdis Tel: 44 18 52 49 15 36 VEFAT 150.000 Lira para ikramiyeleri Pedagoji Cenıiyelinin eğitim koneresi Pedegojl eemıyetinin altıncı e|lıirn korgresı 4 temmu7da Galatasoray lıseMnde başlayacak. 7 lemmuz akşaır.ı «ına ererrktir Konge g.ımlem nde eFınncı Mehmed Çakar. Hasan Çakar İıtîm meselelerile llglll 22 tapor tulunİs'anbul muddeîu*nurr.î muavlnı A? maktadır. ml Ça^at DhlUye m'Atehassısı Dr Bir işçi dııvardan düşerek N?zU Çakar'm bsiaîarı A'l Mustaf* H..sev!n Tuiuf. Mphmtt Saklr. Ahyaralandı Tnet Çakarla'in amcaları Cavel. eşr» Zeytınburnur Ja, Tel«izîerde. Ort» fındar mafv!> soka» nda 15 numaralı evd« oMAHMUD ÇAKAR turan Mııstafa P'.vade adınd* blr a. 9 6 957 pazar gunü ssat 18 20 de ha mele. dıın sabah SaTiaiyada Traırvay ya'a £ö7'^rim kapamı^tır Cpnaze na caddesi önündeki bir duvarda ealısırtnazı 10 6 957 pazartesl günü bğle na ken muvajeneüinl kaybedeek d'jşmuîm?.7'.nı mufeakıb Pr"h Camllnde *ı tur B.ı 1 "me reticesinde sol ayr.Çı lmdıy.t'.n sonra Fe:!'îdy mezarlıJ'na kınlan Mustafa Piyade. Esnaf hastane. defneii'.ecefctlr Alah rahmet eylesln s'^e kaHırıİTiiTtır. 51ÜM 2 yasında bir çocuk zehirli ilâç yutarak öldii Ttslıtarlada Kemlklldere tokağırda 11 nuiıaralı tvde oluran Fethlye Kırac?nın 2 yaıındaki kızı S*!ma. dıin sabah odada oynarken «nneslne aid b!r llacı yutmuıtur. Zehir'enme b*lirt!'eıl «ö«teren Selma. tMavi ed'lmek fi^çre SİSİI hasi^neslne götıirıilmnş'ie de olmüjtür. Hidlw etrafında tahklkat ya. pılmsktadır. rialı Supurgeleıını MERSIN'de: Gündem Tic. lstiklâl caddesinde bulabilirsiniz. Toptan satıs: GÜH Ltd. O. Ankara 195fi da sehrimizde 41440 bina yapıidı Sehrimlzde yapılmakta oİ3n bina ln. şaatı son blr sene lclnde rekor teskll edecek bir rakama ylikselmiftir. Belediyece verilen mh«atlvelere nazav"n 1956 senM'nde 750 mllvon llra deferlnde. S.277 » 5 metrekare Ozerlnd* 41 440 bina yapılmıstır. VAKirLAR NKASI Haziran 10 Zilkade 11 *• V. ] f 28 12 13'16 14|19 4n]21 42' 3( ~E~]"İ~48j 4M 1 8.34j 12 00| 2 02 « ! O devirlerdeki tabirler şunlardı: Kavmi necibi arab, kavmi necibi arnabut, ka\Tni necibi ekrad.. Bize gelince: Etrâki bî idrâk. Hâlâ bazı aydınlarımızda îaman zaman tepen bu asagıltk duypu^unu yedi dfıvele meydan okuma şeklinde tecelli eden yersiz benlık büyümsemesi bile giderememişti. Bugün bile selâmını kendi oz dilınde vermemeyi şerefl sayanlanmız az mıdır? Bal. kan bozgunundan sorra «artık. biz bittık'» diyenlerimiz, korkunç bir çogunluk olmuşlardı. Sonunda yenilmiş olmamı?a rağrr.en Birinci Dünya H=rbi, bizi hayliden hayli bu aşağılık duygudan ve aşağılık duygusundan kurtarrnıştı. îstiklâl Savaşıdır ki, Türk o'.arak kendi varbğımıza güveni sağUdı Atatürkün «Ne muüu T I *üm. diyene'» sözünü «Elhamdüliılâh müslümanun!» sözüne karjıt sanan ve gosteren îaşkınlar çıkmamış değildir. Fakat bu anlayış, tamamile yjn lıştır. Müsiüman oluşumuza hamdettikten sonra hiç bir şey söylemeı, hattâ onunla beraber Türklüğümüzü göğsümüzü gere gere bağıramazsak ne müslümanhğımız kalır, ne Türklüğümüz! . Bizim gibi dir.ini milliyetinin öz parçası büen memleket evlâdlarımn yazılanm din dışı bulanlar iyi bilsinler ki. içinde yaşadığımız asırda millî benlıkten yoksul topluluklarm hayat ve medeniyet hakları yoktur. Her türlü enternasyonalizm.ona baş olmuş mületlerin en kuvvetli nationalist: Milliyetçi devrelerinde doğmuîtur. Bu görünüf teki beraberliğe aldanan millet ler, millet olmaktan çıkma tehlike smdedirîer. Diplomatik mahiyetleri başka başka olrr.akh beraber müliyet davası bakımından tamamile aynı olan , Hatay ve Kıbrıs meseleleri büyük Türk varlığınm kendi bilincine ı^ık yöneltme fırsatını bulduğu olaylarçallşarak sevgüisini bekliyordu. Böyle büyük bir sanatkânn btnı sevmesi' diye derm bir soluk aldı. Ayşeye hak veriyordu. Tam bana göre adam, benim mesud üiacağım adam: diye, tatlı tatlı güldü. Sokuldu Vehbi Beye. Ar&larında karınca adımlarile îakat emnıyetle, kuvvetle büyüyen dostluktan, yakınhktan hoşlanmaya başlıyordu. Sevilmek güzel şeydi. Örsekmmedan, hırpa'.anmadan... Yusufu kafasuıdan uzaklaştırmağa çahştı. Aşk >alnız hayvanlıktan îDaıet bır şey değıl, diye ddşü'nüyordu. Hâlâ b3zı geceler rüyasında kendisini Yasufun kollarında, dudaklarında görme sine rağmen! Hayır, aşk buydu. Bu tath bağlamş, bu sokuluşlar, küçük dostça sürtünüşlerle yabancıhğın eşiğinden yavaş yavaş bir başkasının gizli hayatına doğru akış! Beni hiç bir zaman incitmiyeceğine, sevecsğıne eminim! diye, güvenle Vehbi Beye bakıyordu. Gitsek mi? dedi yavsgça. Üşüdüm ben biraz. Ona kendini terketmek, ona sığın mak, yer.i bir şeydi bu. Hosuna gidiyordu. Gidelim yavrum, dedi Vehbi Bey. Bu sefer koluna girince hemen paımaklanna sarıldı. Kaçmasındsn korkuyormuş gibi sıkı sikı tuttu. Sonra da suç işlemiş biri gibi egilip SeTnhanm yüzüne doRru güldü. Yolda Saib Nuriye gitmeyl Sedüsündü Vehbi Bevle kshvç 1957 IKRAMİYE PLANl APARTMAN DAİRES! v« • ** Nah'.de Aytunun eşl. 3«ld, Reşad Va hide Avtun, Berla Akıncılarm baba lan, Merhunı Sallh Sald Ayun Zekiye Aytun Te7flk Gürtunca Te Ruştu Sar pıa a^abey'e'! ÎTezlhe ve Nüzhet Ay tun. Behlç Akıncı'arm kay.n peden VEFAT Robert KoleJ 1932 mezunlarndar. v« hilen Orrtu İI1 be;ed!ve müheT'di?l 700.000 Lira para ikramiyeleri Bay ARMENAK Kalaycıyan kısa blr ha3"a'ktan sonra vefat et mştlr. Cenaze meraslml yarın talı 11. haziran 1957 ıaat 15 de Feriköy Surp Vartsnaru Ernren! kiliaealnde lcra olunacaktır. tşbu 11in huaiiBİ aa»etlye yerine kaîmdlr. Kederli allesl Cenaze levazımatı ve aerTlal Karabet Celll Te1.: 44 27 M . 4a 03 24 Emekli Topçu Albayı RIÜNİR AYTUN 9/6/957 paz»r günu haicSıtı rahmetıne kuvşmuştur. Cenazesi 10/6/957 p^zar tesl günü Iklndl narnazını müteikıp Beıikta; Slnan Paşa camllnde naman kıiınaraîc oradaa aıle mezarlu'ir.a kal dırılacaktır. Mfvli rahmet eyleye Allesl YAPI ve KREDI BANKASI ÖMUD BOVUNCA AYLIK GCLİR lerden birinin köşesine çekilıp yeni, gene âşıklar gibi elele oturmak tuhafma gidiyordu. Hem romancıyı özleTr.işti. Onun Ays^siz ne vaptığı nı gönnek istiyordu. Belki daha simdiden unutmuştur her şeyi. Belki şu bir kaç günlük yalmzi'ğm keyfini sürüyor! Onu suç üzerinde yaka'amanın heyecanrna kâpılıverdi. Bu erkekler! diye küfürü bastı. Beraber olduklan son geceyi hatırladı Ayşenin boynuna sarılmiş şarabci dükkârinm önünde, yan sarhoş, yan kederli, daha doğrusu yorgun duruyordu Saib Nuri. Ayşe onun bakışlarını göremezdi. Faz'a sarhoştu. Fakat Semiha görmüştü. Sîib Nurinin bakışında «Aman artık burılar bitseîı diyen bir bezginlik vardl. Bizi canlan istediği zaman, istediği kadar umursuyorlar. Or.dan ötesi? yoktu IJzak, bizden, PROF. NİMBÜS'ün bizim dünyamızdan uzak bu herıller! Metrodan çıktlkları raman Vehb Beyin yanmda bir yabancı gibi yürüyordu. Ayrn nakarat başlanuştı Nasıl cesaret edivorum, nasıl yaplyorum ben bu isi? Beni Ayşe kandırdı, Saib kandırdı, Paris kandırdı! Kendi yalnız, erkeksiz dünyamda kalmahyım ben Bural?rdan bu adamdan uzaklaşmallyım! Saib Nurinin merdivenlerini çı kıp, kapıyı kapah, anahtarı paspasın altında buldukları zaman Semihanm içi ^mboş, vücudü ise cansız bir kahp halindeydi. Vehb Bsy yafcız kalmanın sevincini gizlemiyen bir gülüsle kapıyı açıp. omuzuna ssrılarak yavaşça içeri doğ ru ittiği zaman yorgun, uysal yürü dü. Bakaiım ne olacak? diyordu. Arkası var 150 Lira bulundurunuz Luxembcurg parKinda oacajtiarını uzatıp otUiiu.^iir! zaiıian Senıına yo.^uiıukian bıtklndi Demır isKS.T.ıelen ituaıâyıcı pjrk memurları yeni yeni oı laya ç.Kıjorlsruı. Yerler c^vık cıvık ç^murdu. Ağaciarin altında. tenha köşelerde sakianmaK ıster g:bı dolaşan bır kaç Çıftten başKa krnıse voktu. S£mıhanın ınce :opuxları üzermde iazla saila.ndği'm, çamdr'u çordblarım, Kaskün ve solgun yuzuaü gördüğu zaman oturmayı Vehbi Bey teklii etmıştı. Ikısı de yaka^arını kaldırmış, bırbırierme SOKU1XUŞ, düşünceli susuyorlardı Yorgurıiuğu geçti^ı zam3n Stmıha biraz toparlandı. Bslkı de ayıimıştır belki de bemml* oimıyacağını. oos bır hayal kutdapi'.nj anlmıştır. diye içinde hafif bu kor:u uvandı Üşüdüğü'ıiü. bir tn evvel p nsıvonda, vatağır.da yahud da sıcak bir kahvede ısınmaktan başka biı şev duşiimıediğin.j anlamasm diye uysal bir tavırla: Ama hakkrm vok m u ' dive başladı. SıZ... sen, aeğendın rru o psnsiyonu, o küçük apartınianj? Sen hangısiT.i, ner^yi beğenirsen ben oray; beğenirim, dedi Vehbı Bev. Beiim için farketmez. Daha ışıklı, biraz daha az sefil bir yer bulabilsek? diye, rrurıldanlı Semiha. Bu sözlerisı Vehbi Beyin üzerinde yapacağı tesiri merskla, bıraz da koıku ile gözlüyordu. Omuz silkti Vehbi Vey. Sen neresını istersen orası! diye tekrariadı. Pıyanomu. seni içme köyacak bir dam altı, otesi umurumda değil. Mesud gulümsüyordu. Uzanıp Semiherın elinı tuttu. Bak! dedi. Y vaş vavaş küçük. kederli bir rttva mırı'damıava kovuldu Semiha bir s^y anlamadan dmlivordu. Yeni bu! dedi Vehbi Bey. Karacaoğlan beni sarıvor gittikçe Has ret dolu bir hava Dağlann. ovalaren üzerinden esen rüzgâı gibi bir şey... «(Anlatılmaz ki!» gibilerden su suverdi. Birdenbire kendini mesud hissetti Semiha. Yavaşça elini tutan parmaklara sarlldı. Belki de bugün oturup çalıçacaktm? dedi. Sen olmasaydın! dedi Vehbi Bey. Çalışmalıydın! diye. ısrar etti Semiha. Olmaz şimdi. Bugün de, yarın da .. Sen yanımda. dört duvar arasında yapyaV.tz kaldığımlz zaman, bak o zaman nasıl acısını çıkaracağım Gelecek sefer yalruz başıma çıkıp oda arayacağım. Semihanin sesi kararhydı. Onu peşi'nden sürüklediği için utanç rîuyuyordu. Fevkalâdesin! dedi Vehbi Bey. Yava;ça eğilip eltni öptü. Sabshki ümldsizlijini unutuverdi SeT.iha Tetcrar her şev voluna girmis pibi güKimsedi. Ayşe uzakta Nihad mesel?3İni halletmekle meşguldü Saib. şarabeı dukJtânın:»! üzerir^«Vj DEMIRBANK MACERALARI:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear