26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
(CUMHURtYEI 11 Mart 195Î rİDAM SEHPASINDAn can veren ürklyede en uıun soyadının, Sivasta bulunduğu Oerleyen CEM ALKIIDİN sARACU("f.D öğrenilmiş. Resmi bir dai 66 reye dilekçe veren bir is sahibinln dilekçedeki adını okuyaıılar hayretler içinde kalmışlar. Soyadı tam kırk iki harfli imiş ve şoyle imiş: Ayjüdızlıkırmızıbaytaktaşıyanaksini lddia edenler, bu elli yıllık kahramanoğlu. Edebiyatımızda üç adam vardır ki, «Alerak buyurmayın! dedim, şa akıbetlerile ilgilendiğimiz için, tâli dersten olsun ibret almalıdırlar. a zan çağdaşları olan «üdebâ», onları tonun yolunu tuttum. Yeni hastam derecede mevki işgal etmiş daha Kendi hesabıma, ben bunda şaşılaTürk çocuğuna bugün ilkokullarda «edibi> saymamışiardır. Bu edebiyat başağrılarından, uykusuzluktan, baş küçük, daha mütevazı harb suçiusj tErkânı Harbiyei Umumiye» de cak taraf görmedim. Nazilerin mukadderatile ügilenmeyi dısı üçler şunlardır: Ahnıed Mithat dönmelerinden, bilhassa unutkanlıkDünyada sayıh olmıyan şey yoktur. dirttiğimizi düşünüyorum da millî Efendi, Hüseyin Rahmi, Ömer Seytan şikâyet ediyordu. Bilhassa Nazi bu serinin çerçevesi dışmda bırakı dil cereyanının bu hazin gerilemeyi Soyadı olarak abnmağa lâyık jeylefeddin. Almanyası için bir ölüm. dirim me yorum. Zaten sohbetlerimizin başlığı de düzelteceğine inanarak teselli bu rin sayısı ise elbette pek mahdud. Oselesi olan o korkunc harb yıllarında da: "İdam sehpasında can veren devNe garib mazhariyet!. tır. Hele Balkan Harbinde uğradığı geçmiî olması bir deneme yapmamı luyorum. Zaman, bütün terkibleri oun için, Soyadı Kanunu çıktığı zaletliler» değil mi ya?. Vâkıa bir vali Misafir Amerikan fîlosunun caz hafıza zaafına uğramış bir Dış îşleri Edib sayılmıyan bu üç adam, man nüfus dairelerine hücum edenler za kâfidir, sanırım. de, bir müsteşar da, bir büyük elçi çözdüğü gibi bu düğümü de elbette çok nıüşkül vaziyette kalmışlardı. Bir orkestraları dün bir konser Bakanının Alman milletinin başına de nihayet birer ekselânsdırlar a;na edebiyatımızda ve hayatımızda en mız felâketli bozgun, onu büsbütün Cenab Şahabeddin merhum. «Di çözeoektir. ne çorablar örebileceğini düşünmek bizi slâkadar eden ekselânslar başbayaygm, en derin izleri bırakanlar uyandırmıştır. verdiler. Emniyet Müdürlüçok isimler birçok kimsenin birden Ömer Seyfeddinin milliyetçiliği, yorlar ki» de (1) şöyle demişti: İkinci hakikat. Osmanh topluluğa aklına geldiği için, tekrar obnasın bile insanı hayretler içinde bırakı kanlık. nazırlık koltuklarını, ordular dır. Her üçü de, hattâ hududlarımız ğünün tavsiyesüe Rock and «Son cereyan hesabla, kitabla, genc bile kalmamışlar; dışarı Türk i tam bir kültür milliyetçiliği fikrine nun altüst olmasıydı. Balkan harbi, diye, müracaat sahiblerine, seçtikleyordu. veya filolar kumandanlığmı ellerinde kalemleıin Selânikten salıverdiği baRoll çahnınadı bu uydurma topluluğa kesin ve keskin ri ismiıı başına veya sonuna ilâvcler illerinde tanuımışlar, okunmuşlar, I dayarur. Millî küliürde esas, dildir. «Benim görüşüme göre Nazilerin b u i u n d u r m u ş mareşallar, amiraOar j Çünki dil. düşünmedir ve insan, dü londur. Bence edebî cereyanlar ta neşteri vıırmuştu. Nitekim ciddî mil yapmak suretile soyadı veriliyordu. sevilmişlerdir. Dıs İçleri Bakaru herşeyden evvel i ğftfbüyüİTçapta* Limanımızda misafir bulunan Amehaddüs eder. ihdas edilmrz. Bu son liyet cereyanı ve Türkçülük ondan Her yiğitln kalbinde bir aslan yatAcaba neye onları edebiyatımna I şünme ile benliğini elde eder. dü§ün cereyan ise ihdas bile değil de îkaa görünüşe çok ehemmiyet veren. za | < B u it ibar!adır ki harb süresinde rikan filosunun caz orkestraları dürı | dügünü ifade ile o benliğe şekil vesonra başlar. Dil husustmda öncülük tıgi için, encik boncuk kabilindrn yıf seciyeii bir züppe idi. Bir g v Bohemya'da valilik eden ve .Prağ. \ Sergi Sarayında halka bir caz kon kabul etmemişler? edildi. Son derecede cebrî Etmemişler. Çünki bu üç adam, i rir.. Ömer, bu hususta ilkönce Ali görüyorum. Hayatını da cebrî ve ' serefi ve hizmeti ise genc kalemle isimleri kimsenin kendine yakıştıramuayereden sonra kendisini ay da bir Çek halk mahkemesi tarafın I seri vermişlerdir. rindir. Bu küçük topluluğa baş olan madığı malum. Aslanlar, kayalar, Daha evvelden Emniyet Müdürlü doğru dürüst türkçe yazmışlar; fi j Canible fikir birliği etti. Ziya Gökalp. dan, işlediği sayısız cinayetlerden önada uzun uzun Eeyretmiş. sonra dağlar, .ıldınmlar, ateşler, ğünce yapılan tavsiyeye uygun ola kirlerini halkın dilinde söylemeğe | daha sonra bu iki arkadaşa katıldı. sunT şeylere mev'ud hayatlarla ölçe Ömer Seyfeddini vç diğer ölmüş ar i bunlara benzer azametli adlar daha türü idama rnahkum edilip asılan gülerek bana dönüp: kadiişlarını rahmetle anarız. Dostum ! hamlede paylasUınca, geriye kala kaıak, halkm devamlı arzusuna rağ çalışmışlar; tabiilikten çıkmamışlar; ; Olaylar ve belgeler. teşebbüs şerefi ceğim.> «Almanyada İngiltereyi benim Kar] Franz Frsnk ile. Nazilerin NorSüleyman Nazifin hükmü de buy Ali Canibe ve yaşayan arkadaşlarına, kadar yakından, içinden tanıyan baş ' veçi istilâ sırasmda Alman ordula men, Rock and Roll çalmamışlar; düşüncelerin basit dil kalıblarında i ni Ömer Seyfeddine vermektedir. la, bu isimlerin ekli püklüleri kal açtıkları davanın. doğruluğuna inan mıştı. Sert. çetin, azametli, korkunç, ka kimse yoktur! diye böbürlenmişii. rma komuta edip bir İngiliz askerî beşka oynak havalar çalrnışlardır. Mii ifadesiıiı kendilerine yol edinmiş | ömerin bu konudaki buluşu çok ba du: zik başlar başlaır.az halk piste koş «Selânikten gelen ve nâkil ve â mış bir hizmetkârı olarak uzun ve lıeybctll, dehşetli isimlerin alınmış İngilizler arasmda uzun müddet kal mphkemesi tarafından ölüme mah muşsa da polisler vaziyete hâkim ol lerdir. Halbuki muarızları. deniz du | sitti. Yukarıda bir parçasını nakletolduğunu görenler, bu isimlerin. başdım, en j"üksek ve kibar mahfillere kum edilen General Von Falken muşlardır. Müzik devam ederken bu rürken bahir. göl dururken talâb, | tiğim aynı mektubda bu buluş şöyle milleri arasında mıatteessüf bir Di sıhhatli ömürler dilerim. yarbekirli de bulunan bu meş'um Ömer Seyfeddin. Kabataş Lisesinde lanııı veya sonlannı payandaladılar, kabul edildim. Şurası muhakkak ki, horst'un ve Dantzig âyan meclisi defa halk koridorlarda dansa başla gök dururken sema .. demeyi, başka I tesbit edilmiştir: başkanı olup bu serbest şehrin Nazi eereyan, Türkün canevi. gözbebeği öğretmendi. Ölüm günü. yıllarca miirekkeb isimler aldılar. Sonra bu İngilizlerin büyük meziyetleri var. dillerin kurallarile yapılmış takım «Arabca, farsça terkiplerin hiç lüAlmanyasına kaülması hususunda mış. gene polislerin yardımı ile, her Sayed Führer'in yaptıkları teklifi Hitler'den ziyade Hitler'ci davran hangi bir taşkınlık önlenmiştir. sözlerin âhenğinde fesahat aramayı zumu yoktur. Bunlar ancak süs için olan Osmanlı heyeti içtimaiyesini önce okuttuğu babaların hakikatli payandalara daha başka ilâveler yaçccukları, bu feyiz ocağında onun pıldı. Böylece, ortaya bir hayli acareddetmeyip uzattığı eli itmiş olma dtğı için bir Leh mahkemesi tarafınprensip bellemişlerdir. Bu üç adam dir. Kimin gösterecek. teşhir edee?k gördüğümüz surette târümar etü.» tkisinin de edebî kudretlerini ve Türklük için yanmış rııhunu arala yib isim çıktı. salardı şimdikı zor duruma düşmüş dan keza idamma hükmolunan Arttürkçeyi türkçe söyleyerek zengin fikri yoksa onları çok kullanmıştır. Asalet meraklısi bir ahhabım varolmazlardı. Onlar da bizimle birlik hur Greiser'in adlarından, şöyle kı Tanınmış Amrrikan keman vir leştirmeğe uğraşmıslar, karşılarında Eğer o terkipler terkolunacak olursa hizmetlerini hiç bir suretle inkâr et nna aldılar. Sıcak bağırlanna bastıte, yanıbaşırmzda harbe katıhrlar, saca bahsedip idam sehpasında can kiler ise türkçenin türkçeleşmesini tasfiyede büyük b:r adım atılmış modiğim Cenabla Nazifin bu sözle lar. Hiç karsılık beklemeden milleti dı. Dük diye soyadı almak istemişti. biz Almar.larla dünya imparatorlu vermiş Alman devletlileri» serisine tüozu Rugg.ro Ricci geliyor türkçenin fakiıleşmesi saymışlardır. olmaz mı? Bunu yalnızca yapamam. rinde iki doğru fikir var. Bunlar, ne hizmet edenler gibi o da yasirken O zaman, soyadlan sıkı bir murakaBüyük bir dünya turnesine çıkmış belirtilerek yanlış taraflar ortaya çı ki sabrını ölümünden sonra da de be altında olduğu için, kendisine: ğunu paylaşabilirlerdi. Adolf Hitler son veriyorum. 6 martta Blümünün 27 nci yıldönü Geliniz Canib Bey, edebiyatta, lisanolan tanınmış Amerikan keman virkarılabileceklir: Tabancı kelinıedir. veremeyiz, ve ben gerek 1939, gerekse 1940 yılvam ettirdiği için bu sevgi gösterimü gelen Ömer Seyfeddin. dcıha ya da bir ihtilâl vücude getirelim.» Rumanyanın Hitler» l tünzu Ruggiero Ricci 17 Martta şeh1 Edebî cereyanlar zorla yapıl sine nail olmuştur. Unutanlar. unu isterseniz bir ilâve yapalım. dediler. lannda ker.dilerine rr.ütareke ve ba• İdam sehpasında can veren devlet rimize gelerek 18 Martta Sarayda bir zarlık hayatına girmeden önce, nasıl Genc kalemler. bu ihtilâlin bayrağı Gücbelâ razı oldu idl, ama Dük'ü. nş teklifinde bulunduk. kabul et iler» alanında gözlerimizi komşu tek resital verecektir. Amerikalı ke suçlandırılacağım bilmiş gibi, yakın oldu. O zaman hürriyet beşiği olarak maz. kendiliklerinden doğar, tulmağa daha yaşarken mahkumpiyanoda Ferdi dostu ve ülküdaşı Ali Canibe yazdığı 2 Osmanlı topluluğu altüst ol durlar. Ömer Seyfeddin gibi ken yapa yapa Düdük yapablldilerdl. mediler. îngilizler bizim Asyaya kar Balkan ülkelerine çevirecek olursak man virttlozuna takdia edilen Selânikten «Arabca, Bir başka tanıdığım da Deniü adını (î yapabileceğimiz hamlelere mâni Rumanyalılarla Bulgarların da bir Statzer refakat edecektir. eski bir mektubunda şunları soyler: Farsça terkipleri çözünüz? Arabca, muştur. dinl uriuHurmamak için. eserlerile pek beğennıişti. Nüfus daircsine haşProgramda Tartini, Beethoven. olan tek engel. biricik duvardır. hayli ekselâns bası yediklerine şalıid Edebiyattan nefret ettiğjmi ve Farsça cemileri parçalayınız!» diye Evet bunlar, itiraz götOrmez birer mucarleleye devam edebilenlere ne vurdnğu zaman o ismin de başkası Tekliflerimizin kıymet ve ehemmi oluruz. Hele Bulgaristan bir aralık Brahms. Prokofieff. Kreisler, Paga bu nefretimin iğrenç, tiksindirici bir tarafından. daha önce alınmış olduduyulan bu ses. gerçekten dilde bir hakikattir. Aradan geçen zamana ba mutlu!. asılmış nazırlar ülkesi« lâkabile »ııı nini vardır. yetini anlamadıkları için başlarına nefret olduğunu yazmıştım. Bu nef ihtilâl yaptı. Yerleşmiş edebî şöh karsak birinci esasa göre Cenabır. ve ğunu gördü. Başka ilâve yapmağı düSuad Hayri Ürgüblü dün gelenleri de çeksinler!... Zaten bir lır olmuştu. retim edebiyattan ziyade lisanadır. retlerden Cenablar. Nazifler: yeni şöh Nazifin haşmetlî ve tantanalı dilleri(1> Sündiy kadar yeni harflerle şündü, o da olmadı. Çünkü Akde İkinci Dünya Savaşı süresinde A ıLondraya gitti gün gelip onlann da çökeceklerinde Bizim lisanımız, her zaman düşündüni ölmüş, bibnij, tarihe geçmiî gör basılmamış olan bu edebiyat ve fikir nizden Karadenize kadar bütün deretlerden Yakub Kadriler. KöprülüWashingtun Büyük Eiçiligine tâyin şüphe yok. çünkü milletlerarası ya manya politikacıları, tıpkı Birinci gibi, berbad. perişan, fenne meı miyiz? Bugünün Türkü onlar tarihimİTİn çok mühim belgesi, aziz nlzlere yelken açanın haddl hesabı hudilik bu tnemleketi de kpmirip Dünya Harbinde olduğu gibi. bir hay olunan Suad Hayri Ürgüblü dün Lon gümuz muhalif bir lisar.dır. Garb ler, bu ihtilâli bastırmağa kalktılar. gibi mi yazıyor. yoksa onları itiraz Hostum Ruşen Eşrefin yeni bir mü yoktu. Ona da kala kala BendenUle w Ömer Seyfeddini andığımız bu gün edenler gibi mi? Su halde zaman ve mahvetmektedir. Yakında îr.ffüizler li bocaladıktan, iç ayaklanmalar \e draya hareket etmiş, Yeşilköyde dost mantığa edebiyatlarını biraz tanıyan mümkün kaddemesile İs Bankası yayınlan ara Dedenir kalmıştı. Beğenmedi. almarde davaları hesablaştırmak için olaylar, genc kalemlerin. davasmda öyle feci bir duruma düşecekler ki, şiddetli çekişmeler geçirdikten TOnra, ları ve arkadaşlan tarafından uğur değil bu nefretten kurtulamaz. Budı. Hattâ bu yüzden, inanmazsmız, lanmıştır. cradan yarım asra y»kın bir zaman I haklı olduğunu isbat etmiştir. Hâlâ sında çıkaeaktır. şayed yeni büyük Almanya kendi A1:nanyanın tarafmı tuttulardı. soyadsız kaldı. Ürgüblü hareketinden önce kendi nu zaman ve vâkıfâne bir saiy tasBu nasıl oldu. Aklı başında Rumen lerinden bir kaç ftçı tuzlanmıs ringa Evet, yaşlıca bir zat olan bu ahbafiye eder.» devlet adamları, Nazi Almanyasının sile gcrüşen gazetecilere: bahğı satm almağa tenezzül edecek ı Londrada bu bımın. ölünceye kadar soyadı yoktu. Rahmetli Ömer Seyfeddin, edebientrikalarına, baskılarma niçin karşı kalarak resml veda ay sonuna kadar ziyarctlerimi yaolursa kendilerini bahtiyar sayacakDenizll bir soyadı nlamaymca. nüfus koyamadılar?.. Bu sorular konumu pacak ve nisan başında Washington"a yattan vazgeçerek edebiyata başladı. lar... kâğıdmı memura bırakmış: Başlarken 26 yaşında idi. 36 yaşında zun çerçevesinden ta;an siyasî olay hareket edeceğim» demiştir Evlâdım, ihtlyanm. Bu kslaba da ölüp gitti. Dostum Ali Canibin te«Bu sözlerden pekâlâ anlaşılıyor lardır. Lahey Elçimiz gitti lıkta, ayakta dikilip soyadı diişüneşebbüsü ve rahmetli Arkadaşım AhBiz, bu sütunlarda sadece oldu, bitdu ki, Ribbentrop îngilizlere karşı Bir cek vaktim yok. Sen bir şey bul. nühem hayranlık duyuyor. hem de de tiyi kabul edip Rumanya Krallığı, izinli müddettenberi memleketimizde med Halidin gayretile yayuılanan, olarak bulunan Lahey Elçimiz fusuma >H7. makbuliim. Ben bir kaç rîn bir kin ve nefretin f Sunu bulu Nazi Almanyası safmda harbe katıl Salâhaddin Refet Arbel dün uçakla şimdi de Şerif Hunusinin çalışması İstanbul İkinci Noteri, Maliye murakıbı ve İkramiyeli Aile Cüzdanı sahipleri huzugiin sonra gelir. rüzdanımı da. adımı dıktan sonra memleketin idaresini e vazifesi baçına hareket etmiştir. ve Halidin kadirbilir evlâdlarının nuyordu. Bir kaç defalar bana: runda Allas sinemasında yapılan çekilişte Acıbadem deki 6 Apartman dairesini aşağıda da alırtm. demişti. line alan diktatörün, Rumanyanın elile eksikleri tamamlanıp bastırılan «Allahaşkma söyleyin doktor, isimleri yazılı müjte rilerimiz kazandılar: Blrkaç gün sonra nüfu^a ufrayıp •Hitler» i diye anılan General An " ! Bağlarbaşmdaki Halk dershane Ömer Seyfeddin külliyatı, bu 26 ile ben bir İngiliz asilzadesine benzemida cüzdanını aldığı zaman, kendisisinden son devrede 94 kişi 36 yaş arasındaki 10 yıl gibi kısa bir yor muyum? îngilberede büyük elçi tonescu» nun sukutundan ve ibret I ne seçilen adı okuyamndı. Memura 1. lstanbul'dan Kâzlme Tanan zaman içinde vücude gelmiştir. Onun mezun oldu iken bazı İngiliz dostlarım benim bir verici kanlı akıbetinden bahsedece(tösterip sordu. memur da kendi yazğiz. Üaküdarda Eaglarbaşı ilkokulunda büyük eserinin bu kadar az sayıdaki " İngiliz lorduna benzediğimi söylerler (Be ş ikta$ Şb. Cüzdan No. 8679) dığıA oknyamadı. Böylete. bizhn ahbir müddet evvel açılan Halk ders yıllar içerisinde var edilmesi için •7* 5J! 5]C di! demişti. Ben kendi hesabıma pab. üç aydan üç »ya emekli maahanesi faaliyetine devam etrmktedir. ruhta itici bir kuvvetin bulunmau seksen küsur milyonluk bir milletin 2. lstanbul'dan Saim Tezel sını Mmaja (rlttiVçe, soyadını soranokula devam Evvelâ «Rumanyanın Hitleri» Ge Son eğitim devresinde, mezun olır.uş lâzımdı. Ömer Seyfeddindeki bu yadış münasebetlerini idare eden bir pden 124 kişiden 94 u Ura: neral Antonescu kimdir, iktidara na tur. Bu suretle Halk dershanesir.cit' ratıcı kuvvet kaynağı, milliyet duy(GalaU Şb. Cüzdan No. 19023) adamdaki bu çocukça hevese, buda Farkmda degilhn oğlnm. niifn sü gelmiştir? Bu soruların cevabla okuma, yazma öğrenip okuldan me gusu ve Türklük sevgisidir. Ömer, laca gösteriş merakına şasmıştım. sııma bak, öğrent 3. lttanbul'dan Va«ilyadu Evantia zun olan 270 kişiye Maariftcn tasdikil bir y2zısmda apaçık söylediği gibi, ne Bunu bir gün Himmler'e ima etti rını kısaca vereyim: Dlyor ve rahat rahat soyadsu yaGeneral Antonescu, Kral Karol'un Bu suğim vakit Hitler'in İç İsleri Bakanı ahid saltanatında. hükümdarına ha mezuniyet belgeşi vtrilmiştir. ve me Panislâmi?m. ne Panturanism hayal(Firuzağa Şb. Cüzdan No. 121) jıyordu. rctle okuma yazma öğrenen lerine düşmiyecek kadar gerçekçi bir ve Gestaposu şefi. Dış tşlerine ba karette bulunmağa cesaret ettiği için zuniyet belge^i alanların 150 si kadın. Beğendikleri soyadlannı alamıyananlayışta idi. Milliyette gerçekçiliği, 4. Ankara'dan Ahmet Hamdi Eralp kan meslekdaşı hakkmda gülerek: hapse atılmış, fakat Kralın. sevgilisi 120 si erkcktir.« lar, bu adlann başına ve sonuna UâMakedonya dağlarmda, Rumeli ka «Ehemmiyeti yok, demişti, Dış Madam Lupescu'nun aşiftelikleri ve veler yspa yapa kellmeler uzadıkça Prof. Âkil Muhtann ölüm (Anafartalar Şb. Cüzdan No. 10944) , 1 saba ve köylerinde subay olarak dotşlerinin harbin sevk ve idaresinde hukümdarın Besarabya'yı Rusyaya uzadı. Toprak soyadını almak isttyen yırdöniimü K raşırken Türk olmıyan unsurların bu zerre kadar ehemmiyeti yoktur. terkedivermesi yüzünden halkıh gö5. Ankara'dan Neriman Bahçelioglu **"""" "~ "* "flWWHİB S bu adın bsşkası tarafından alınmış Yann. Ord Prrf. Akil Muhtar öz bakımdan durumlarını görmesi; o Kaldı ki. böyle bir budalanm o mev zünderı düşüp, 1940 yıh eylulünün denin sekizinci ölüm yr.dönümüdür. olduğunu yörünce, beğendiği bu adı vakitler bizim anlayışımızdaki sakat(Samanpazan Şb. Cüzdan No. 5605) feda etmektense ilâve yapmaçı t^rcih kide tutulması hiç olmazsa ukalâlık üçüncü giinü müfrit milliyerperver Bu mün.Tsebetle. üniversite merkez lığl tabiî olarak yaptığı karşılaştıretti. başına bir Çakıilı ekledi. Öyleedip de bizim işlerimizi altüst etme geçinen «Demir Muhafızlar» ın ayak binasında Tıb Tarihi EnstitüsUndeki 6. lzmir'den Ibr&him tşleten malarda bulması sayesinde kazanmışsi de almmışsa. meselâ IVi kelimenin mesi yüzünden, işimize bile yarı lanmaları. hattâ Kralın sarayma kar müzesi ve kütübhanesi, hatırasını taşı ateş açmaları yüzünden Bükreş so ziz için açık bulundurulacaktır. ortasma bir Killi ilâve etmeği dü(Çarşıiçi Şb. Cüzdan No. 10909) yor!...» kaklarında karışıklıklar başgösteıjn Şehrimizde ve Ankarada 300 er şündü. soyadı bu sefer şu şekli aldı: * * * ŞCKRAN ÜNAL Çakıllıkillitoprak. Ondan daha evLâf açbğımız, her bakımdan nasib ce de iktidardaki Gigurtu kabinesi odah iki otel yapılacak ile Ayrı c« vel bu hüneri de düşünüp tatbik siz bu ekselansların kanlı ve hazin cekilmek zorunda kalmış. Kral da orduda büyük nüfuza sahib olduğunu Amerikan Hjvayoilan Şirketile I eden olmussa. soyadının sonuna bir Klmya Yüksek Mühendisl bildiği General Antoneseu'yu hapis Türk Sermayedarlarının kurduğu bir | giller ilâve edildi, ÇakıllıkillitoprakNKCDET PULHAN ten çıkarıp iktidara getirmek çare şirket biri Ankarada, diğeri şehri I giller diye bir isim ortaya çıktı. Nlşanlandılar sinden başka çıkar bir yol olmadığı mizde 300 er odalı iki otel inşası için Aransa ne acayib soyadlan mey . gerekli hazırlıklan bitirmişîerdir. Istanbul 10 Mart 1957 nı anlamıştı. Ankaradaki otele ilkbaharda ba?ladana çıkar. Rumanya umumî efkârı. Besarab nacaktır. Istanbulda yapılacak otel Fanteıi merakhlannın, Slvastaki ÖLÜM yan:n, tek bir silâh patlatmadan Rus için gereken formalite henüz tamamkırk iki harflik en uzun Soyadı reçeçitll part ikramiyelerini kazanan 550 İkramiyeli Aile Cüzdanı gahibinin islmlerini lanmamıştır. Bu yeni oteller me\zuu yaya peşkeş çekilmiş olmasmı bir tür Hatice Lâmia Konukun eşi. Haldun kornrra kırmak için. daha ur" olsun gösteren listeler bütün şubelerimizde müşt erilerimizin omrindedir. İkramiye kazanan lü afferîemiyor, bu yüzden de Kral ile. evvelce Türkiyede Amerikan îk Konuk. Behltll tlter ve Sçvgi Kodiye. meselâ şöyle bir soy | ılmatisndî Işbirliği Başkanı olarak bulu nukun babalan, Tülin llterin büyükmüşterilerimiz ayrıca haberdar edilmişlerdir. dan soğumuş ve Mihver devletlerine ğa kalkışmıyacaklannı kinı temin nan Mr. Leon Dayton ugraşmakta babası. Belediye Reis Muavini Fertemayül etmiş bulunuyordu. eder? dır. Mr. Dayton halen bu otelcilik ruh llter ve Tuna Konukun kayınba 1ÎM0 y>lı eylulünün dördüncü gü şirketinin mümessilidir. Knyruğagirlpsaatlercebekledikten baları, Suad Köksal ve Dr. Sadi Konü Gieurtu kabinesi iktidardin çe Dün kendisile konuştuğumuz Mr. nukun agabeyleri, îçel milletvekil Mayıs Çekilişinde sonraellbosdönengillen yahud Şehtrkildiği vakit, Rumanya nrı şüınullü Dayton: « Bugün Ankaraya. gide Dr. Aziz Köksalın kayınbiraderi. E»ac leranısrtelefonkanalıminaharıkalıyok mânasile bir ayaklanma T hali'ide idi. ceğim Oradan da NewYork'a. İki ay Konuk, Erdoğan Konuk ve Osman sasuveyskanalımıdırkentonıtanotnl Hele Rumanyalıların ı'\ nzi Pa^tisP zarfında îstanbuldaki otel mevzuunu Konukun amcaları. Raslm Köksal ve lan veya Ajrnmhavayanrıphavagazı diyebileceğimiz (Demir M'ihafızlar) lıalledeccğimi urr.uvorum. Otelin ye Fahir Köksalın dayılan. eski Sarıyer bekhyenlstanbuİ7adeler jrlbl. açıktan açışa Krala sarşı cerhe sl rini karardan ponra açıklıyacağız.» muhtan Yusuf Erdinçin kayınbiraHamdi VAROftLÜ mışlardı. Vâkıa ordu nenüz risiplini domiştir. deri, Emekli Tf>myiz âıası ve Beyoglu bozmuş değildi ve Kr3İın îartyını Bir Belediye murakıbı elektrikli Üçüncü Noteri muhtemel bir taarruza i:arşı sıVı bir trenin çarpması neticesi öldü RAŞİD KONUK VEFAT çember altma almıştı ama, askerî erve Şemseddin adında bir Belediye mıı 10 Mart 1957 sabahı Hakkın rahnrve Arabkirli merhum Hulusi Çok'er kân ve ümeranın çoğu da vaktitıi rakıbı evvelki akşam saat 19 da Zey tine kavuşmuştur. Cenazesi 11 Mart eşi, Kâmran Çünaydın ve Behice memleket işlerinden ziyade dildadesi tinburnundan geçen elektrikli trenin 1957 pazartesi güntl ögle namazın •00 kişiye 125*000 Hralık para ikramiyesi Akalın ablslan, Ramiz Günaydın ve Madam Lupescu'nun vuslat saatleri çarpmasile ağir surette yaralanmış mllteakıb Bfyazıd Camiinden kaldı Necati Akshn baldızı. Remzi Çnk'er, ne hasreden. Karol'dan adamakıllı tır. Tedavi edilmek üzere hastaneye rılarak Karacaahmeddeki aile kabris Fikriye Çubukçu, Aliye Yeğcngil ve nefret ettikleri artık herkesçe bili kaldınlan ŞemsPddin Fenari az 5onra tamna defnedilecektir. Şerife Gckkayanın anneleri. Tahriye Çelenk gonderilmemesi rica olunur. ölmüştör. Kaza etrafında tahkikat nen bir gerçek olmuştu. Sönmez, Güler ve Necdet Arın. PeriBu çekilişe hesabınızda en az 200 lirası ola nlar ve 16 Nisan 1957 akşamma kadar 200 Eşi. Çocuklan ve Kardeşlert han ve Nijad tzmirlioğlu, Nerlman (Arkası var) yapılmaktadır. liralık bir hesap açtıranlar her 100 liralarina ajn bir kur'a numarası alarak iştirak Gilnavdın ve Turgud Akahn teyze*** g/K KVt ederlâr. lerl. Ra?ih Yeğengilin kayınvalideti Bakırköy Kulübü Başkanlığından: I MART 11 ŞABAN 9 A/UM4/IA5I VERİLİH . Kulübamilzün mümtaz üyelerinde MÜHİBE ÇOK'ER ve eski Temyiz âzalanndan Hanım 10 3.957 günü Tanrının rahmeM RAŞİD KONUK tine kavuşmuştur. Cenazesi 11 Mart f • B 937 pazartesi rünü Aksaray Valide vefat etmiştir. Cenazesi 11 Mart 195' a JC O Camii Şerifinden ö|rle namazını miiü paznrtesi öğle namazmı müteakı' < teakıb Merkezefendi kabrİPtanına Beyazıd Camiinden alınarak Kara ; V. ] 6.19 12.24 15.42,18.11] 19.41 4.40 kaldınlaeaktır. Merhumeye Tanndan eaahmed aile kabristanına defnedile magfiret dileriz. cektir. Bütün üyelerimizin iştirak E. 112.08 6.13 j 9.31 12.00 1.30 10.29 rica olunur. "Âsılnuş nazırlar ülkesi,, =haberleri Serği Sarayında caz konseri I K o sj •• E ı»1 D E N 1 i Soyadı meselesj Ömer Seyfeddin HASAN ÂLİ YÜCEL T 6 Aparîman Dairesinin Talihlileri 100.000 iirahk Apartman Dairesi 5 YÂPI ve KREDİ EANKASI tklndl Yataı koyuldu. Ayşe kocaman posta paketini uzanıp aldığı zaman kederini değiştirecek mektubun orada, eliıı deki dergilerin arasında sıkışrnış durduğunu bilmiyordu daha. Hep öyle tatlı tatlı gülüyordu oğlana. Su frter misin Mehmed? Yokuşu tırmandın, yorulmuşuiKİur. <«En küçüğünden en büyüğüne D ü n l c î i k i s r n i n hİİİaSBSl \ m ühim değildi. Semihanın uzun , unutamıyordu. «Sen meshLir ola kadar kendini sevdirmeye bayllırceylân gözlerinin ucundaki hayran caksın, çok meşhur olacaksin! Seı bunun için de zahmetten kaBir sabah vakti, işlerini tamam pırıltıları hatırladı. Budala bir hay nin heykelini dikeeelker! •> demişti latnış olan Ayşe, sahilde bir te ranlıktı Semihamnki. «Kendisinde kadm. Budala bir kehanet belki d«. çınmazsınîn diye alay ederdi Semiha. Hodbin biriydi kendisi çün penin üstündeki evlerinin avlusundaki dut ağacının gölgesinde olmıyan şeyleri bende buluyor> Züleyhaya kalırsa bu kadm bir şey ki. Ber. üşenmem doğrusu diye j desin de çıkmasın mümkün değil Ayşe dergileri tahta masanm üzeoturmuş dü}ünmektedir. Evde diye omuz silkti. Ayağa kalktı. Kararsız, sıkıntılı, eve doğru yü di. Hem neden olmasın? Neden rine bırakıp oğlana su getirmeye, kimse yoktur. Hizmetçileri Emine Hanım çarsıya alıjverişe çıkmış riirken Cin yerinden sıçrayıp hav meşhur olmıyayım? Heykeli dikilen mutbağa yürüdü. Cin arkasmdaytıı. Bir mecmua sahibi olan ko lamaya başladı. Tahta parmakhğın öyle budalalar var ki şu dünyada! cası Nihad, onu uyandırmadan işi arka?mda postacınm esmer, terli Eğer yolumu bulabilsern. eğer evin dl. Musluğu acıp hayvanın tasını suyunu nfai başına gifmistir. Eskiden ni yüzü göründü. Ayşe ayaklarını sü yükü kafama yıkılmasa. eğer Ni cia doldurdu. Postacının şanlandığı Semihi ve arkariaşı Severdi. Oğlan yukarıya, sarı köşke rükleyerek kapıya yürüdü. Bu sı hat daha canlı daha başka bir indoğru çantasını neşeyle sallıyarak düşünür. Otnrmaktan ve 1 canı sıkıldığından bir mejguliyet kıntı, kalbindeki bu fenalık! Gü san olabilse^ uzaklaşırken masanın başma dönPostacl kara kuru mahctıb baaramaktadır. Sahilde denize (firen zel bir kahve yapıp, yukarıda odadii. Dergilerin üzerindeki kuşakdelikanhlan görünce, bazı şehevî sında yatağının üzerinde yeni ga kışh bir oğlandı. Birçokları gibi o ları yırtmnğa başladıgı zaman etarzulara kapılır. Taşıdığı zihniyet zeteleri, dergilerı okumaya karar da hayranlarmdandı. Aşağı indirrafı mavili uçak larfı gazetelerin ten, maceraperest bir kadın oldu verdi. Postacı çocuğa kapıyı açar o'iği göz kapaklarınin arasından ğu Bnlajılmaktadır. Cin Isimli kö ken oBen bir şeyler yapmalıyım, "ne tatlı, ne şeker kadın!.. der gibi arasından kayıp yere tlüşüverdi. Ay şe yavaşca eSilip aldı. Şöyle hir pekleri. yanında oynamaktadir. Bir aıalık. Nlhadı artık «evmcdiği ben bu halden kurtulmahyım diye utançla bakıyordu. Ayşe güneşin bakınca bağırdı: düşünüyordu. Paşa kızmın, falcının altında kırmızı elhisesi, kırmızı du ni kendi kendine itlraf eder. Ro A bu bana değil! sözlerini hatırlsmıştı gene. Pembe daklarile yaztn bütün sıcaklığıru, man devam edlyor. tlk bareketi hemen dönmek, ka beyaz bir kadın. Her ?eyi bildijlnl, ışığını s»n e!8 gözlerine toplıyarak , Çok aeyler* b«yıhyorl»rdı onlar lddia eden mühim bir jahaiyet. Zfi fülümsedi. Genç postacının esmer. pıya koşmak olmuştu. O anda posvermekten * zaten. Bayılmalsn Için de be/ı e leyhanın zoruyla. onun oesinde (?it Itrli y«n»klarl MLsbütiin kızar tacıya mektvıhu geri başka hirşey rîtlsilnnv?diği muhak^ limden geleni ardürna koymu\t> mişti bu falcı hanımeiendiye. Se dı. kaktı. Fakat oğlan çoktan uıakUş nım doğrusıı diye kendi keiîdisile mihaya «nlatırken çok alay etrniîti G«n« bu hafta yüklü ıtetn alay etü Ayse. Arna jimdl bu da ama yıllardır kadının söylediklerinl »eteler diye çantasını kanşürmaya mıjtı. Ays« onun arka yoldan öbür «Cl ^"T'RİYET» in Tefrikası: T 2 var senin? dedi Seın.iha. mahalleye ineceğini, bir daha. haf Merakla bakıyordu. Ayşe «anlataya kadar tepeye uğraraıyacağmı iyi biliyordu. Tekrar masanın başı dı!» diye düşündü. Birden bire karsımda görünce na dönünce omuz silkti. Mektubu elirıden bırakmak üzereyken vaz seni: Öyle sevindim ki! Yalan söylemesini pek bilmezdi. seçti. merakla parmaklannm araHele Semihadan birşey saklamak! sında evİTİp çevirmeğe kojoıîdu. İşte o siyah eeylân gözler projektör Semiha ile Emine hanım. mut gibi yanmış üzerine dikkatle çevbak kapısmdan bahçeye çıktıklan rilmişti. Kurtuluş olmadığmı bilizaman onu, masaya, önündeki mek yordu Ay^e. Zaten söyliyecekti. Çir tuba abanmış. dünyayı unutmuş kin birşey yaprruştı. b;r başkasi'nın mektubunu açıp okumuştu! Edebbir halde buldular. sizlik! Yok canım, o kadar da de Bu ne hal! dedi Semiha. ğil! Çocukca bir hareket belki, mek tnce, esmer. ceylân gözlü, güzel tubu yazanı evvelce tanımlş olmabir kadındı. Emine hanım gülüyornın verdiği heyecan, merak! Hedu. men snlamak istiyordu. Tahta ma Bizim hanım dalmış gene! sanm basında Semihayla oturmnk, Cin küçük küçük havlıyor, Se bu aeaib mektubu konuşmak. Kalbi rrühanın bacaklarmm arasında do çarpıyordu. lajıp eteklerine sürünüyordu. Emine hanımı çabucak başından Ayşe omuzunun üzerinden dönüp baktı. Gözleri bir tuhaftı. Se savmak için kadına yaltaklandı: Emine hanım bize iki kahve, miha yalaodan bir öfkeyle kapıya cigara âs getir yukardan.. Haydi, doğru dönerek: Rahatsız ettiysek gidelim? de ne olur, sişko Emine hanıraım benim... di. Bir taraftan da Semihayı elinAyş* çüldü. Masanm üzerinde açılmı* duran mektubu aldı. Tem detı tutmuş masaya, dut ağacının bel il^isiz yaklaşarak Semihanın altma doğru çekiyordu. Semiha: Canım, diyordu, kahve içtim yanaklarma uzandı. ben! Hem burası çok sıcak! Sen nereden çıktın böyle! Gölgeye, »uray», jııray» gel Aşagıdaydlm, ablanda. Bir kahve İç benimle, öyle çıkarsın di »ekerim, bak! Açılır kapanır şerlonga arkadas.1 ye israr etti. Orası Ha eğlpnceli ver ru ne?eli bir telâfl* yerlegtirmeye hanl.. Bir gürültii, bir patırtıt. Ayçe gözlerinde garib bir pırıltı, çabjıyordu. Hah şöyle çantanı eldivetüeri hareketsa duruyordu. ni bırak, arkana yaslan, İTİce rahat et.. Kendisi tekrar eski yerine, masa nın başma geçmi?, acaib bir gülüşle, heyecaîilı Emine hanımm arkasından bakıyordu, Cini paylayıp ye rine göndererek yavaşça Semihaya: Bak sana ne söyleyeceğim! di yordu. Öyle tııhsf bir şey anlataca ğim ki! Tekrar iskemlesine oturmuştu. Mektub ı dizlerinde, cigarasını yakı yor, dut ağacının dalLanndan, parça parça dökülen güneş ışığının al tında telâşlâ sarı elâ gözlerini kırpıştınyordu. kadm, evin serin karanhğın da kaybolduğu zaman boşalıverdi. Öyle tuhaf bir şey oldu ki Se miha, öyle tuhaf ama! diye kahkahayı bastı. Postacı gazeteleri geürdi denün, gazetelerin arasında bak tım bir mektub.. Devam edemedi deli ıfîbi jfülüyordu. Sonra birden bire yerinden farladt, terliklerini ayaklarındaın atıp savurdu. Küçük meydanda, çi cekli, yeşil göbeğin etrafuıda, kızıl derililerinkini hatırlatan, dansa ben •er, acaib hareketlerle kosmaya, sıçramaya, bağırmaya bagladı. Semiha şaşacaksm, Semiha çok şaşacaksın! Semiha her zamanki gibi durgun, ölçülU harek«Üerl« eteklerini düzeltiyor, stzionga istediği gibi yer i leşmeye çalışıyordu. Sen delisin kızım! dedi. Hiç bir şeye şasmıyan durgun, ceylân gözlerini dikmiş, Ayşenin topuzundan fırlıyan firketelere, tenine giydiği kırmızı basma elbisenin içinde beyaz bir balık gibi kay pak kaypak o>Tiaya«ı vücuduna, gü zel küçük ayaklanndaki çamurl?ra bskıyor, «Bu Ayşe gerçekten güzel kadm!> diye düşünüyordu. Son ra dayanamıyarak bu sefer daha yumuşsk daha alaylı tekrarladı: Deli kan! «Canım, ciğerim, kardeşim, her şeyim..» demekti bu söz biraz. Ayşe büsbütün rıeşelendi. Kendi sile beraber sıçrayan Cini küçük taslar atıp oradan oraya koşturarak azdınyordu. Neden sonra hızını almış gibi geldi, masanın yanındaki eski yerine nefes nefese oturdu. Cid dileşiverdi birderı bire. Öğünen bir tavırla: Çocuk gibiyiı biz vallahi! diy» soludu. Mutfak kapısının tıkırdadığmı ikisi birden duydular. Ayje bu se fer Fransızca: , Kadın gitsin bak sana ne anla tacağım! dedi. İkisi de yalancı bir ciddiyetl» kahvelerin geİTtıesmi beklediler. Emine hanım fincanlan masaya bı rakırken, Ayşe elindeki mektubu düzeltip açıyor, esrarlı esrarlı gülümsiyerek Semihaya bakıyordu. (Arkası rar)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear