26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 Ocak 1957 rİDAM SEHPASINDAn can veren Derleyen: CEMALEDDlN SARAC(Xj.U 7 Mussolini'nin celladı anlatıyor =haberleri Devrimimiz ve Musikimiz Vekâlet emrine alınacak profesör yok Geçen aym (Aralık 1956) onbeşlne dogTU bir çağrı (dâvetiye) aldım. Beyoğlu Devrlm oeağından. »TürX Devrimi ve Tiırk mjsiklsi» üzerlr.de konuşulacakmış. 27 aralık (1956) perşembe akşamı saat 16.30 da yapılacak bu topiantıya beni de çaftırmışlar. İki soruyla da hangi konular üzerinde duru'.acağı belirtiliyor: 1. Sizce musiki ile Devrlm arasında bir ılgi var mıdır? Türk musîkisfr deylnce ne anlaşılır? 2. Devrlmlerimlzin kltleye mal etiilmesl bakımından radyolarımızın rr.usıkî projrarr.ları hakkında ne düşürsunuz? Ayı rak okuilarımızdaki musiki eğltimi nasıl proğramlaştırılmaiıd'.r? Mektuba bir de tartışmaya katılacaü ların listesi eklenmiş. Şoyle blr göz attım. Batı, doğu musikisile uğraşan otuzbeş kadar besteci, çalgıcı. tenktdçi, bilşin yazar adı var. Ne yazık ki toplantıya. çağrılanların ancak dörtte biri gelebilmişti. Gerçi sayıca azdık. ama aramızda gerek batı gerek doğu musikisinin türlü dallarından birlnı temsil edebilecek kimseler vardı. Bu toplantıda Bülent Tarcsn. Selml Andak, Ercüment Berker. Laika Karabev gtbl musi'iicllerden başka Şehir 1 f s A Ptf A T B A n İ L E R İ . .1, 1 rSABAH Süleyman Efendi ugat manasile de, tatbikattaki hikmeti vücudile de telefon, iki kişinin uzak mesafeden konuşmasjna, anlasmasına mahsus bir cihazdır. . . . Haricden bizim memiekete ıthal edildiği tarihte, lükstür diye baştaa yukarı giimriik resmi istediler de ıthalâtçı tacir bir tarafını kopardı. içei bi f k r d ı riye öyle mi sokttt nedir. biz telefonla, oldıım olasıya. değil uzaktan, jakındaıı bile konuşamayız. Bilmenı. sırası gelip de anlatmış mı idim. Biıe telefonun ilk geldigi zatnanlara aid bir hâtıram vardır. Çocuktum. Evimiz. oturdugumuz mahallenin karakolile burun buruna deııilecek kadar yakın. kanı karsıya idi. Kâh merkez memurunun. kâh komiserin veya polis menıurlanndan birinin, ikide bir. telefonu eline alıp manyetoyu çevirişini, avazı çıktğı kadnr bağırarak sağa sola telefon edişini. kardeşlerim ve ben. hayret ve merakla seyrederdik. Havretimiz ve merakımız bir şey i deği'Hi. Çünkü. eski zp.mürıJan îtslı ma üstüvane hiçimi kibrit kutu'arıj ııın >iihiııi delip sicim geçirerek bah L ATbayın bu kadar fazla meşguliye hiç bir münasebet yoktur. tinin nelerden ibaret olduğunu söy Şu haide Mussolini'nin berabelemege dilim varmıyor (1). Muhak rinde taşıdığı servet ve kıymetlerin kak ki iki yıldanberi yapmakta ol kaybolmasmdan sizce kimler mesalduklarır.dan ziyade daha evvel becer dür? miş bulunduğu maceralar beni alâ Elimde şüphelerimi tevsik edecek kadar ediyor. Bu itibarla doğrudan vesaik yok ama ben şahsan şayed Millî Eğitim Bakanı doğruya maksada girişerek soruyo böyle bir servet ve hazine mevcud rum: idiyse «Pedro» ve «Bill» adlı iki kim senatodan da herhangi bir Mussolini'yi kurşuna dizdiğiniz seden şüpheleniyorum. Bunlar bir zaistekte bulunulmadığını sıradaki duygularmız neden ibaretîı j manlar benim mücadele arkadaşlarım albayım?.. dı, lâkin vakedan sonra tamamen orsöyledi Sadece aldığı emri yerine getir tadan kayboldular. , mekten başka bir şey yapmıyan bir Ya Mussolini'nin elinde taşıdığı Şehrimlzde bulunan Milli Egltim askerin duyguîarı: itaatile halkın ar rivayet olunan evrak çantası? Bakanı Ahmed Özel. dün beraberlerlnde Hususi Kalem Müdürü olduiu zusunu 3erine getiren bir kimsenın Size aynı cevabı vereceğim: Ben hissiyatı... çanta filân şörmedim. Ancak bu çan halde Tekmk Üniversiteye giderek ta lebe mümesslllerlle görüşmusrür. Ba Mussolini hemen öldü mü? tada pek ehemmiyetli evrak ve ve kan bu arada. Gümiişsuyu Tslebe Hajır, henüz nefes alıyordu. kal I saik bulunduğunu, lıer İtalyan gibi, Vurduca nâve edtlecek pavyou mesele : bine sıktığım son kı:r=">pH ini nitir J ben de işittim: Hitler'in mektubları. 5tni tetkik etmiş ve öjreııcliere Badim. Bilâhare cesed üzerinde yapılan ] Churchiir'in mesajları ve bir pvayete kar.!:e:n Oaiversite ks:ı'.inlne yapmak otopsi gösterdi ki. bu son mermi bı göre de sabık Kral Humberto'yu pek ta olduğu 150 bln ıiralık yardımın 200 bln lrray& çıKacağmt müjdeleçak gibi şahdamarını kesip dahili bir zor bir duruma düşürecek maniyette kanama yapnuj ve ölümü intac et evrak ve vesikalar... Acaba daha baş I miş.. ka neler vardı? Herhalde bu vesikal sa'.r. gaEütün bunları pçk sakin, çok tabii | ları pek az kimse görmiiştür •Ie nlâ zı'.arınır Ve'ıcâle: en.rine alınacaiı ve ze'ecl. musikî öiretmenl ibiarkadSBlar ya haklannda Tahkikat acı'n.ası İçin yer bir tavır ve eda ile söylüyor ama so kalılar da kendilerini ilgilondiren vealaıış'.ardı. Epiyi de dinleyici rularımm albay Valerio'nun biç de sikaları tabiî çekip almışlardır. ..ı ıı T.I:.' u: J» i Senatoya Bakaniıkça müracaat edll vardı dıe; yolunda haberler olduiunu söyhoşuna gi'.mediği belli. Hissediyorum İyi ama Mussolini «Donj>o» da leven gazetecilere demiştlr ki: Böyle ki, suallerimi nezaketen cevablandırı yakalandıgı vakit bu çanta elinde , b l " r ç e y d e n haberlm yok. Senatodan da Dlyecekslr.lz kl: Nedlr muslkimizde kl bu doğuba".ı iktliği. Cumhuriyet yor ve anla*mak istiyor ki o bir as ım:ş. her hanpi bir isrekte bulunmsdık.» devrimi. Tanzlniata has olan bu lklllkerdir, cellâd değil... Ben de mevzuu Teknik Üniversite öğrencileriniıı Yukarıda adları geçen «Pedro» ğe. çoktan son vermemtş mlydl? Ger değiştirip mücadele yıllanndaki gizli ve iBıll;. hakikî isimlerile «Urbano Emin Kalafata bir nıüracaati çekteu yüz yıllardan berı devam eden İstanbul Teknik Ünlverslîesl ta:e Batlîllaşır.a hareketi. şu son otuz yıl faaliyetlerine sözü intikal ettiriyorunı. Lazzari» ve «Bellinis> bu çantayı ele beleri dün. sehrimlzde bulunan DevValerio. nenin nesidir? geçirmişler: bana çantajı getirip tes let Bakanı Emln Kalafata müracaat içinde doğu medeniyetlnin damgasmı taşıvan ne varsa hepslnl birer birer Albay Valerio'nun maceıası gayet lim edeceklerini de vadettiler. lâkin ederek: p'.ân ve proje yapacak sade: Asıl adı Walter Audisio ne kendilerini, ne çantayı gördüm. bulamadıkları lçln ş'jbat döneroinde yıktı, silip süpürdü de; bir nıusiklsinin hakkından geleaaedl. Neden? olan Piemonte'de kâin Alessandrea Sonradan öğrenciğime göre bu mü j lrr.tihana giremlyeceklerinl blldlr:niş Çünkü ^ıU3lkî. gönlümüyün dede 1909 yılı haziranının yirmı seki him vesikalar, mecliste Hıristiyan ', ler »ihtiyacımız çok, piyasada Kâiıd rlnllklerini saran en kökliı deâerleriyok. tavassutunuzu rica edlyoruz.» ır.lzden blridlr. Onu çıkarıp sokmek zinde doğmuç. Oldukça ilerleüniş ol Demokrat partisi mebuslarından biri duğu teknik ve ticaret tahsilinden olan «Enriko Mattci» ye teslim edil j E.r.ln Kalafat, elinde k&ğıd oMu kolay lş mi? Üstellk modern cadyo ku sonra meşhur «Borsalino» şapka mü mişlermiş. Zaten bu zat bana evrakın Ju halde vermlyen versa bunları ken rumlanm:z da ?üııde bes vakit yapbu muslkıyi durmadan essesesine memur olarak girmiş, 1333 ker.disinde bulunduğunu söyledi ama, dlslne bildirmelerinl söylemls ve kâ tıgı yaymlarla gençliğe dinlenmeden asılamaktadır. te evlenmiş. 1934 mayısında faşist doğru mu söyfedi yalan mı föyledi? ğıt teminl içln araştırma yapacağını Ama bütlm bunlar, can çekişme kıvöğrenciiere vâdetmlştlr. İtalyanm gizli zabıtası «O. V.R. A.» bilmiyorum. Kendisi 52 nci liva koranışiarını uzatmaktan başka blt İse yaramıyacp.ktır. tarafmdan. gizli komünist partisine mutanı sıfatile âmirimdi ve bu itiToplumlar organlk blr btltündür. mensub olmak suçile tevkif edilmı^. barla kendisinden izahat istemek saİşleylçlnl batı medeniyetine göre ayar Ticret Odasına gelen pek çok faşist aleyhtarile birlikte lâhiyetim yoktu... layan bir organlzmada, baska bir me cPonza» adasına sürülerek îtalyanın teklifler arttı denlyetin damgasını taşıyan her han Mülâkata başladığım andanberi daMüttefikler tarafmdan istilâsına kaSon haftalar zarfında Ticaret Oda gi bir unsur tutunamaz. Bu unsur ya dar orada sürgün olarak kalmış ve kikalar süratle akıp geçmiş. muhata sına haricden gclen teklifler art bancı her clslm Ribl onun içinde tıfaşist rejiminin yıkılması üzerine bım kolundaki saate sık sık bakmrkılıp kalamaz. Oreanizma Ergeç onu Suudi Arabistandan bir lirma şeker söküp atacaktır. Neyse bırakalım bu menfasmdan kaçarak gizli mukavemel ğa başlamışti. Her ikimiz de ayağa kalkarken son sualimi de herçibâia i almak istedigini bilciirmiştir. Bundan yılan blkâyeslnl gelelim anket «oruiahareketlerine iştirak etmiş. i başka Kuveyt'ten bir firma tütün. rma. bad sordum: Albay cValerio» yu 1945 yılında ' Italyadan bir tacir zeytinyagı. Fran*** Albayım. Îtalyanın kurtuluşun ı sadan muhtelif firmalar kuzey İtalyada harekâtta bulunan bakliyat. günkü parıtizanlar çetelerinin umumi ka dan itibaren iki yıl müddetle neden Yunanistandan elma, Danimarkadan na Overllmisti.toplantımîzda llk «oz baSonra da sırayla Bülent rargâhında irtibat subayı olarak va dolayı kendinizden hiç bahsettirnıe demir hurdası istenmektedir. Teklifler alâkalı firmalara bildiril Tarcan. Selml Andak, Ercüment Beryip bir ölü gibi sessiz kalmanızın sezife başında görüyoruz. Uhdesinde ker, Laika Karabey, Mehmed All Kamiştir. macıog'.u konustular. Son olarak da ayrıca askerî zabıta teşkilâtı şefliğı bcblerini sormak büemem lutuf ve nezaketinizi kötüye kullanmak olur Devrim Ocakları Genel Başkanı BehIrak Veliahdı de vardi ve bu sıfatladır ki petelerin Kemal Ça,;lar çok «Milâno» karargâhma Duçenin «Don mu? Bütün bu müddet içinde «esraDost ve kirdcş Irakın Veliahd çet toplantının tekrarmıcanlı bulduŞu rica ettl. 11 rengiz Albay Valerio» dan pek çok Prensi Altes Abdüliiâh. 18 Ocak cuma bu go» kasabasmda tevkif edümiş olocak cuma da bahsedildi. hattâ bazıları bu zatm öl günü Beyruttan uçakla Istanbula toplanılması günü gene saat 16.30mu duğu telefonla bildirilince partizan kararlaştırıldı. Bütün müş bulunduğunu da iddia ettiler. gelecek ve hususî olarak 3 gün ka sikîclleriıntzin ve musikiseverlerin o kuvvetler kumandanlığmca «hususi bir vazifeye», yani Duçeyi idama Bir'kısım kimsefcr de kendisinin ye | laeaktır Prens. buradan Londraya günü hazır bulunmalarını dlleyelim. Bu yazımızda, anket «orularile llgimemur edilen «Vaterio» yukarıda ni müessesan meclisinde aza bir meD gidecektir. 11. o günkü konuşmamın, blr özetinl anlatmış olduğumuz gibi bu «askeri us olduğunu ileri sürdülerdi. Bu iti Lâleli Camii avhısu arkasında »ermeue çalışaca^ım. Edilen tartışma ve siyasî cellâdhks vazifesiui de, hem barla hakikî adınızı öğrenince umupark yapılacak ları da ba^ka blr yazımızda ele alacaMussolini'yi. hem de metresi «Klaret mî efkâr çalkandı durdu, hâlâ da he Lâleli Camii avlusu arkasmdaki fız. Alalım l'.k sonıyu e'.e: «Sosya! ta Petacci» yi kurşuna dizmek sure yecan içinde... Taşhan çevresinin park haline gı'ti devrlmle musiki arasında blr llgı var rilmesine ve Şel.remini otoliüs gara mı?» tile yerine getirmiş. Albay Valerio dudaklannda hafif I jının geniçletilmesine dair Bek'diye bir tebessüm ile: Olmaz olur mu blç, bunu Irlra Gizli define raeselesi Hattâ bazıları da benim hakikî Mectisince h:izırlanan plânlar. Nafia inkâr edebillr? Devrlm demek. blr tarafmdan tasdikiediimiş 'toplumun ekonomik üretinrı teknlkAlbay «Volerk» Mussjani kaçarken Valerio olmayıp "bir 'sahtekârdan baş Bakaıılığı lerlnden. crflerinden âdetlerinden geberaberinde taşıdığı milyarlar değe ka bir şey olnıadığımı iddia ettiler Btlediye plânların tatbiki için ha leneklerinden tutun da en yüksek derindeki servet hakkında da bana şun değil mi?.. Hayır efendim. bu suale rek>»1e goçmişlir. Şerlertne: hukukuna .ahlâkma, düşün lan söyledi: vereceğim cevab gayet basittir: Düu Şchrimizc 10.000 otomobil lâstiği Mussolini'yi, sırf beraberinde ta nasıl askerî şefleıimin emirlerine mesi. alt üst olması. yerine ypnl tekdaha verilecek niklerin. kurallann, de^erlerln konul şıdığı büyük serveti ele geçirmek ve münkad bir asker idiysem bugün de yapısını, Şehrtmizf yeniden 10.000 binek oto ması demektir. Toplumun benimsemek maksadile alelâcele öl partimin emrinde bir disiplin adamımaddesinl, mânâsını alt üst eden, ködürmüş olduğunı hakkında baz^Ital yım. Tabiî benim komünist partisine mcbil lâstiği verilecektir. Bu lâstikler. l?tanljul ŞofBrler ve künden sarsan bSyle blT deîişlkük mu yan ve yabancı gazetelerde çıkan ya mensub olduğumu biliyorsunuz deOtomobilciler Cenıiyetinin tevzl büro sikisine nasıl tesir etmez? Rele bu bizılar budalaca uydurulmuş bir ma ğil mi? Parti şeflerim Mussolini'nin suna verdigl üftflere gi're ihtiyac zim gibi medeniyet degistirme şekllnde olıırsa... saldan başka bir şey değildir. Çete ö'.ümü ile alâkalı tek bir şahsın adı sahihlprinf dağiılacaktır. «Türk musikisi denlnce ne anlaşıler gcnel karargâhmda irtibat suba etrafında fazla gürültü ve neşriyat lır?» sorusuna gelince: Biliııdlği gibi D. P. Alemdar bucağı idare yı olmaklığım dolayısile bir kere be yapılmasını istemediler. Ben sadece, biz TUrkler bugünedek üc medenlyetheyetinde vazife taksimi nim Mussolini'nin tevkifi teferrua aidığı emirleri yerine getiren bir asten geçmlşlzdir. İikln, Orta Asyada • tmda ve beraberindeki servet ve kıy kerdim, Mussolini'yi idam eden ise Demokrat Parti Alemdar bucagı metlerden haberdar olmaklığıma mad «bütün İtalyan milleti» idi. Bu itibar yeni idare kurulu dün vazife taksimi deten imkân yoktu. Ben Duçenin ya la taşrada. partimin şubelerinden bi i yüpmıştır. kalandığını, ele geçtikten sonra kaI Bucak B.işknnlığına Fethi Doğanrinde rahat rahat mesleğimin icablarargâhta öğrer.dim. Bir kere daha tek | rma uydum, muhasibük ettim. rar edeyim ki, Mussolini"nin tevkifi , Fakat gazeteler de tesadüf kabilin hapib üyelige Kemal Fazıloğlu getiiie beraberindeki hazine hakkıı.da [ den beni bulup meydana çıkardıkları rilmiştir. vakit de hakikfti. gerçeği olduğu gibi Peynir kampanyası başladı (1) İsviçreli gazeteci «Landry» Al anlatmaktan ibaret vazifemden de Bu yıl hava'arın ır.üsaid gitmesl ü | bay Valerio ile 1947 yılı nisanında kaçmadım... İşte hepsi bundan ibazer:ne Trakyada peynir kampanyası j görüşmüştür ve bu mülâkatı «L'İllus ret... baslamış ve l!k parti beyaz peynir tre» mecmuasınır. 17 nisan 1947 tarihli Elimi sıkıp süratli adımlarla uzak getirilerek satı^a arzedilmiştir. sayısında çıkmıştır. laştı.» İç fındık ihracatımız îsviçreli gazeteci bu mülâkatı, yuj karıda okuduğunuz şekilde kaydet1 tikten sonra, şu müşahedelerini de ! ilâve ediyor: I \Valter Audisio, diğer adile Al! bay Valerio gerçekten dikkate değer i bir sima. Bütün muhaveremiz esna! smda. kendisine: ««Albayım» diye hi; tab etmckliğimi, sanki kırk yıllık alj bay imiş ve bu sanatına ahşmış gibi. 1 hiç yadırgamad.\\ pek tabii bir eda j ile karşıladı; tıpkı kendisine «yoldaşs> j diye hitab edecek olsam bunu nasıl < tabiî karşılayacaksa. ayn: normal şej kilde karşıladı. Arkası var îhracat mevsimlnin basından 1956 so nıına ksdar geçen dört aylık devre zarfında muhtelif memleketlere 46 mllyon 6fl* bin İLra tutarır.da İç fındık satılmıstır. Alıcılar arasında 15.5 milyon lira ile Bai: Almanya başta gelmektedir. muslklsine değil de, öz nıalımız olan halk musikisine aşılamağa, böylece bu musiklyı halka mal ederek Türkün kültürüne sokmağa çalışıyorlar. Kısası Türk musiklslni de, Türk Tarihl gibi uç devreye ayırmak gerek!r: 1 üzak Doğu mader.iyeti lçır.de uzak doğu medeniyetine bağhydık, ama ne de oisa ondan bir geyler al ya2 da İslâ.ndan önceki Türk mustklsl Takıc Dogu medenlyeti İçinde sonradan yakın doğu İslâm medenlye mış bugünkü folkloru^uzu meydana tme girdık. Blrkaç yüz yıldan berı geılrmlştir. Öyleyse buşün hali ara ya da Islâm etklsl altında Türk muside batı medeniyetine glrmege çalışı »ınca yaşıyan mu8îklmlz örf ve âdet kisi. 3 Batı medenlyetl İçinde Turk yoruz lerlmiz blr kelimeyle forK:orumuz İa musikisi. Bir toplumun en alt katlarma ka jâm medentyetinin süzgeçinden geçTürkün Uzak Doğu medeniyetl lçln dar işleyememiş bir medenlyeî ürü miş bir orta Asya kültürUnden başka de yarattıgı musikî hakkında doğru bir sey değildir. Fasıl musikisine ı Edvar musikisi) dan dosruya pek bir sey bildtğim,.Ttirk toplu gelince: Osmanlı İ:r,paratorlugu içln yok. Talnız bugrün Anadoluda ve diU B a k dogu m e denlyeti de Arab. Acem, Blzans etkllerlle aeü ğer bolge'erde yaşıyan Türk halkının m u n u n en ü»t katlarmdan en alt kat ] a rına kadar iyice işlediğl lçln, Turk çen bu musiki hiç bir zaman ha":ka ağzında dolaşan türkülerde bu musibenlm»e lnememtş. daima ü»t katm, pek dar ktnin Izlertnl kmntılarını sezmek ve b u m e denlyef. hazmetmiş. blr zümrenin malı o'.arak kaln.ıştır. istidlâl yoluyla bir takım aonuçlar çı kendine mal etmiştir. mış Ttirkler yakın do^ııya, Anadoluya Osrellk Türkten çok. çeşidli mllletierl karmak mümkündür. Me«ele Orta Asyay;l:p da Uzak doğu meder.iyetin temsil eden Osnıanîııım musikisidir ya musikis:nin pen'aronik. olduğu1 den İslâaı medeniyetine girince. Or bu Onun için de bugün batı rr.edenir . ta Asyadan getirdikleri küitür hazine yetine şirmeee çalış'.rken. musikicilerl Bl. yüzyıllar boyunca İslâriı medeniye miz pek haklı olarak. batı a2uslki=inl, medeniveti içinde. Osmanîı İm'iaratlle çarpışmış, onlara ayak diremiş bize şöyle ığretl olarak tlişmis fası! torluğunda. blraz Snce de belirttiğlmiz glbl ikl musiki yanyana yaşamıs tır. Birt h«lk musikisl (Avaml: biri de pek dar bir zümrenin aydrn rHavasi ın musikisldlr ki: bu da: Arab. Acem. Bizan» etkileri'.e meydana gelmlş fasıl ya da Edvar muslKtal' dedigimiz seydir. Oörülüvoyr kl fasıl musikisi Türkren zivade Osraanlı toplulugunun ktlçük bir zümresinin. yalnız üst katır.ın mahdır. Üste'.lk tek seslldlr. Onun için de Orta çaia has bir özel lik tasır. Bil!ndl£l gibi batı musikisi dokueuncu yüzyılda tek seslü.kten sıyrılmaga yüz tutmuş. onblrincl yüzy:lda İki seslll!»e daha sonraları da pok sesllUŞe çevrümiş. Rönesanstan sonra da bu yolda dev adımlartle llerlemlstir. Kısası "tek seslllik Orta ç»Sm özelllgl fse. çok seslSHk yeni çaiındır. . İfete yıllardan berl radyolarımızla. Istanul Konservatuvannda. alaiurkacı muslkicller boş yere böyle bir musikiyı yaşatmağa lnad ederler. Görülüyor U. Uzak doa;u. Yakm dogu medenlyetleri içinde Türfcün ya rattığı muaikileTden tutun da: bugün Batı etkisl altında. Batı teknlglle yetişmiş bestectlerin meydana getirdikleri eserlerin hensl Türktür. Şu fark la kl İlk lkisl İlk ve Orta Çağ medenlyetleri lçtade yaratılmış Türk mu slkîleriyse sonuncusu Batı medenlvptl içlnde dotmakta olan bugünün ye cl Türk musikUldlr. İklncl soruya gelince: Cumhurlyet Türklyesinde tutulacak yol. Ülkü acık ça ortaya konmuştur. Buşün toplumu muzun ülküsü Batı medenlyetl içinde serefü blr yer tutmaktan başka bir sey mldlr? Kültür hareketlerine öncülük eden Mllli EiiiHm Bakanlıftı ilk ve ortaokul lardan Do*u muslklsinl kaldırmakla. yalnız Batı muslklsinl ö*reten Devlet Konservatuvarını kurmakla, Cumhurlyet Türklyesmde musikimlzin tu tacagı yolu açıkça ortaya koymustur Devlet bu llke (Prtncipe) slnde tu:ar lı (Conaequent) olmak lçln de. özelllkle radyodan. Doeıı muslklsinl bir daha flliz vermlyecek şekilde kökünden söküp atması lazımdır. Şlmdiye kadar bu lnanımızı be'.kl yüz kere bln kere söy!edik. yazdık. çizdik. Ama musiki alanında Tanzimata has bu lkiük devam ettfkçe biz de Milli E4it!m Bafcanlıiından bıkhıa dan usanmadan, Cumhuriyetln otuz beslneı yıhna Fakl^tıgımız h«ide^.*n IklliSin nrd'en hâîâ' âevam ettürinl sdr maktan kendimizl alamıyacaiız. Tâ kl Cumhurlvet devrlmile her a'.andnn kalkan ıklllk. önce tutunduütı bu mo rtern İki kurumdan. radyoyla İstanbul Konservatuvarından sonra da g;ün'.ük havattan kalksın. tarihin malı olsun. Yeni Çıktı Sakın yanlış anlaşılmasın fasıl mu»lklsl'.e '.Iştimizl kese'im, onu unutslım demek Istemiyoruz. Yalnız bugUnkü gibi toptumda canlı bir kurııtn hallnde fil'.en yaşarr.asmın önfıne Kendi kendine İngilizce öğrenmek için ıârika bir metod! ^eçellm diyoruz. Ölü bir kıınım haDİLMAN metodımun üstünlüğünü ilk derste siz de anlıllnde yasımssms avrıca e'.den seld:41 yacaksınız! Çünkü ilk dersten İngilizce konuşabileceksiniz! kadar çalışalım. Bir Enstltü kurulsun Kidtür Kitabevi. htanbul. Fiatı 4 Lira. bu musiklyi lncelesin. eserlertnin kay bo'.mama?: içln elden gelen yapılsın. arkiv'.er h.ızırlansın. hatta senede blr iki kere de halRa tarlhi konserler seklinde dinlettirllsin. ama genclerl bu çıkmaz yolda zehirllyerefc, gündelik hayar,a »anatçı yatlştlrmege kalkmasın. i a zan Nurettin Sazi Kösetnihat Fevkalâde YILBAŞI Sayısı Çıktı dar gerdikten sonra, miikcmmel telefon konu=malan yapardık. Kimse iistiine alınma<ııı ama. şimdi lıazı telefon konuşmalannda. hep o kibrit kuhısundan ınamal çocuk telefonu aklıma gelir de ona hasret çekerim. Ne pürü/siiz. ne durn, ne kadar sahihiııin sesi hir se'ti o! Bu nınkavva kııtulu ve sicimli telefonıımuıla övüniirdiik. Zira. kaırımızdaki karakolııp tc'cfnmjn'la. merkez memurunun. başkomiserin veya komiserin. konusnrken sacint basnı yolacak kadar sipirlcndii'ni. sesînl bir kaç yüz metre ötedcki karakola ulastıramadığını. münadi pihî yanm saat havkırdıktan sonra. ııihayet. telefonu öfke ile kanntıp. tp'efon ertilecek yere bekçi ile hnb»r yolladığını gördükce kahkaba'nrla giiler, kibrit ktıtusundan telefonum1'Z''n başına kosar. hayli büyük o!an bahremİ7İn bir ııcunrian öbür u"i"ia, burun buruna imi«iz gihi rahatca, kendi sesimizle konustuğıım'izu görüp koltııklarımızı kabartırdık. Polis nıerkeyinde sabahtan aUsama kadar, telefon basında öten o ses hâlâ kulaklarımda çınlar: Siileyman Efendi.. Süleyman Efendi yahu... Gır gır gır pır .. Duymuyor musun birader? Allah All'h Allah, fesiibhnnallah!. Süleyman Efendi yahu... İnnel'ahe maa c «ıbirin... Alo!... Gır gır jnr gır.. Siilcyman Efendi. Ha. benim ben . Telefonu dMymuynr mıısun birader?. Yok acanım. telef olan demiyorum, teîefnnu diyorıım Gır gır gir gır Alo! Sülevman rfendi! Fesiiblıanflllah! Hay Allah helâsını versin!. Ne? Yok c.»ııım. sana değil. lelcfona rı«"d''na ediyorum A'n; Süleyman Efeıdü. Hah, isittin mi? Gır trır gır gır. Alol. Dinlc. Süleymaıı Efendi!. Dün ak«amkl hırsız varriı ya hani. . Alo! SÜIPV man Efenrii! Süleyman Efendi yahu!. AHah Allah!.. Giinde kim bilir kaç defa. hu mnnoloğ. hn hazin. hu cıldırtıcı ahenğile tekrarlanıp dururdu. , ,< Bn tarafta Abdnllah Efendi habire fieslenîr. bağırır. tep'nir. kar^ı taTaftaki Siileyman Efç^dinink»<İR<t'«ft>'r uğııUudan bî>.ska hir sey aksetmerdi. Abdullah Efepdinin hu Hp^Rm'ı * 1 lah AHahlan. fesüphnnal'ahlan hazaıı o derecpyi bulurdıı ki. hic»rp adam. sanki telef"n değil de zikreder gibi bir hale gflirdi. Sonralan. rahmetli Orhan Velinin me«hur Nasır siinni okuHMeıım raman. bir tedâi ile. hu hizim Siileyman Efendiyi hatırlnyivermi«t<rn. Orhan Velinin Süleyman FfenH:M, nasırtlan çektifini dünyada bir şeyden çekmemişti. Karakoldaki Süleyman Efendi de, seneler spııesi, o manyeto'u telefonrian eekfiğini ömründe blr şeyden çe^momis o^sa gere'vtir. n Bunra sene sonra. telefon baf' a eectik mi. heDİmiz hâlâ birer Süleyma'i Ffmdiyiz. Henimize yazrk oltıvor. Ya'ri7. o deviöVki man'eıo Eir gırının yerinde. şimdi cın>i" var!. Ifamdi VAROHLU DİLMAN İKGJLİZGE METODU Bir seminer açıldı Bakanlıklararası prodüktivlte komlte sl şehrlmizde lnsan münasebetleri \'e personei idaresi mevrulu bir scnıiner açmıştır. Arrerikalı miitehassısların da îştirak ettiği îemlner ay sonuna kadar faalivette bulunscaktır. Burada insan gücüniin vertmii bir haie getirllmesi ve ferdlçrln çalışma arzusunu teşvik meseleleri üzerinde durulacaktır. » OLÜM Dul bavan Mar! Maden. bsy ve bayan Robert Ortas ve ailesi, bsy ve bayan Malr î.faden ve aüesi. bay ve bayan EMo Maden ve ailet, dul tvjvan Fortüre Şimon ve ai!e=i, bav ye bayan Vital; Ancel ve »l!esi. Zevci, babaları. kardeş'eri. büyük baba'arî. kay;n pedçrlerl. kayın bir?derleri. arcca ları, kı^n>:I ve akrabr!n o?an PROFE5OR TÜRKİYENİN EN BÜYÜK MECMUASI Dr. Behçei Sabit Erduran Avrupadan avdet etmiştir. Muayenehanesi: Nişantaşı: Valikonağı Cad. Çiftçiler Apt. 12/6 ^lua^ene sastleri: Randevu ile 1518. Tel 48 21 23 «CLMHLRİYET» in Tefrikası: Ocak 11 Cemaziyelâhır 10 5 o E. ] 2.20 O V. j 7.23 12.22 14.47 17.00 13.36 5.39 \ T.22 9.47 1200 1.37 12.40 ' Yatsı ü tkindl C 1 X 14 .„,„ SAYISI BUGUN ÇIKTI leri yazılı ferahiler gibi... Otomobil. tramvay, otobüs yığını ile dar caddede bir barikad kuruluvermişti adeta... Fikret, İstanbulu. Jnadcı bir inkibaza müptelâ, barsakları tenbel bir hastaya benze tirdi. Karın ağrıları içinde, daima istırab çeken bir ha;taya... Bu taşıt kalabalığı arasma sıkışrrüş tek atlı bir yük arabası gördü: Soluk kilimlerinin yırtıklarmdarı kirli yorgan uçları, yastık baş Lan fırlamış iki küçük eşya dengi... Ayaklan kırık bir soba ve ezil miş bir iki boru... Tahtalan kararmış bir teldolab... Bir sandık... Sandığın üzerinde, kalabahğa şaşkın gözlerle bakan altı yaş larında sarı suratlı, sıska mı sıska bir oğbncık... Elinde, çerçevesi" nin yaldızları yer yer dökülmüş bir levha: «Dünyada dost ister isen Hazreti Allah yeter, Mürşidi kâmil ister isen Hazreti Kur'an yeter, Delil ister isen Hazreti Muhammed yete, Meşgul olmak ister isen ibadet yeter, İbret almak ister isen ölüm yeter, Bunlar da yetmez der isen Nar'i cehennem yeter.> Fikret düşünüyordu: M. Mannxritecon «Din. muvazenesiz olan kîsanın tenbellik şuurudur» demiş... Fjısels'e göre. din kütleleri körleştiren vasıtadır. Burjuva" lar, halk için daima bir dinin lüzumuna ina'nırlar. Cemiyeti harab olmaktan yalnız o kurtarabilir! Arkası var ÖLÜM Tüocardin Hasan Beyin, Zeyneb Hanımın büyük oğlu. Nazime, Nebihe. î*mai] Beyin afabeyleri. Müzeyyen Hnnımın zevci Hâle. Vcterincr Binbaşı Mehmecl Ali Örnekol Meral. Yüksek Kimya Mühfr.disi Sadeddin BilCinerin baba ve kayınbabalan. Operator Fikret. Neriman Erkmen. Ziya Günaçarm dayılan. Pari5 Ttcaret Mektebi mpzunu cmckli Fran?ızca öğretrreni Bay DAVİD (VİTALİ) MADEVin vefat ettlSI'ni ve cenaze mera=lmlr.!n 11 ocak 1957 buciir.kfi cuma eünü saat 13.30 da Bürjlî Henies Nere Salom Slnaaoîjnda lcra olunscatı teessürle bildirülr. *** , Dul bayan Jüll Pls. bay ve bavan I7ak Hablb. bsy ve baran Jozef 'Tis flsratlı, bav ve bavan Np?!m F!s ve ai>sl. bay ve bavfn K>man Pi? bay ve bayan Iz^k Siva, zevci. bablrn kirievleri, tern birederlerl. dEyüari ve akrsba!srı olan cuğu bu... Vurulur rau? Vicdan Al. başına çal! Naciye, topraktaki kanlı dişleri sız! Despot! Anssı hâlâ hıçkınyordu: ararkeıı. ağlıycrdu: An satmış, namusu tellâla ver An satmış. namusu teüâla vermiş herif! diyordu: deyyuz! İki miş herif! Fikret kâbuslu bir gece döven t=şı, bir çocuğun dişlerinden de mi kıymetli? Bir de namaz [ Balyoz Bib el, bsşınin üstünden f" i kılar, camie gidersin. | hiç eksik olmadı. Kulaklarında hep Gürültüye Sükyman vetişti. Do j o böğürür p b ' ses vınladı: «Boğakunsahr ağlayscak hali vardı. zını ben do^»uruvorum. Dövenin Yıımmklarını sıkrüçtı. Öfke ile taşlarinı döktü. Eîbet vururura!> Despot herif... soluyor, çardağa kinli kinli bakı*** vordu: Düşüp parçalanan bir tabağm Yazık! dedi: iki taş için iki diş! hayallerinden Kalbsiz. duygusuz herif... Despot! şangırtısile Fikret Fikreti kucağına aldı. Ağzındar. aynldı. Kadehini kaldırarak, arkahâlâ kan geliyordu. Küçük amca da;ımn eözlerine baktı: nın gözlerinden akan iki damla İşte bövle, dedi; kim derdi ki, ybş, Fikretic dudaklsnna değdi. bizim Osman bir gün Çiçekçiler Ihk, tuzlu tuzlu bir gözvaşı... Tıp pasajında meyhane işletecek!. Kim kı babasınınki sıbi. aAmca, baba derdi ki »eneinlpsecek!... Şarab bardağını avuçlayan şoför. yarısıdır!»... Ama, Davud Ağa deOsman. elinn frsi'e ıslak du" bir sokak hatibi Tcadar heyecanlı: daklanm kurnlarkem güliiyordu. Ameriksda altı ay ticaretle ğil. Gözünde büvütTie... Yuvar uğrsştım. Ben İstambul caddeleSüleyman, öfkeli öfkeli baş sab lanıp eidiyoruz işte... rinde taksi şoförlüğü yapacak alıyordu: Çiçekçiler pasajı, bir açık hava dammıydım! Nasıl kıydı çocuğa? diyordu; Dikine sıralanmış nasıl vurdu? Ne de olsa asker ço mevhanesi... Arkadaşı, gevrek gevrek jçülerek büyük şarab fıçıları etrafında durmadan kadeh ve bardak tokuşturan insanlar... Fıçılarm bira köpük lerile ıslanmış kırmızı dairelerindeki meze tabaklarında eller birbirine karışıyor; çatalUr çarpışıyor. Pasajın tam ortasında pınl pırıl bir camekâ'n... İçinde karidesler... Lâstik çizmeli delikanlı arada bir haykırlvor: Kaaarideees... îri iri, taze taze. kuvvet veriyor! Delikanlının sesi, flçı masaların etr?fMı çeviren insanlarda bir mü" nebbihli saat vazifesi görüyor: Sosislerden. salamlardan, ciğer kızartmalanndan kalkan eller karides tabaklarma üşüşüyor. Yağlı parmaklar, karideslerin başlarım, kuyruklarmı, bacaklarını kopanyor. Süzgün, dslgm gözlerde, bir müd det sonra uğranacak yan sokaklarm yosmaları soyunmakta... Pasajın kapısı üzerinden görünen gökyüzü, bir tiyatro dekoru gibi renkten renge giriyor. Kızıl, tunıncu, lâciverd, mor ve nihayet siyah. Gece başladı. yolunonun omuzunu şamarlıyor ve ya saat sonra, mezarlığın da bir taksi durdu. İki garsor., kanındakilere göz ediyor: Kırk yıllık tumalar, herifin bir başına bir şeyler taşıdı. Mey bilmem neresini tırmalar.. haneci Lâmbo, ihtifale gelenlere Koltuğu altında camlı do'abı ile birer yanm kiloluk Kulüb rakısı bir adam fıçıları dolaştı: dağıtıyordu: «Orhan Velinin rae Midyanm dooolmsaasııı! zarında Hamidiye suyu mu içeceSîrhoş kafalar. bilârdo yuvarlak ğiz bire kuzum?> ları gibi çarpıştı. O, eski bir meyhanecidir. oBen Karides mi, midya dolması adam tartarım!» der. Orhan Velirnı? ye hayranhğı boşuna değil... Sultan, keyfin bilir! *** Karşı mtyhanenin sisli camaları Osman, Kaymakam Fikreti pasar.ki bir ekran! Genc ve güzel ka sajın kapısına kadar geçirdi. Pandın, başını orta yaşlı bir erkeğin I talon paçaları ipe asılmış ıslak çaonluzuna yas'.amış. Erkek ona bir maşır gibi sallanmıyordu. İki takma şeyler anlatıyor. Kadın kahkaha ; bacak; tahta ayaklarda gıcır glcır !ar atıyor. Yürürken kurulu be" . bir çift iskarpin... Tlrık günleri bekler gibi yaylansr. bir adam, e sırtlarında taşıdıklan Topal Oslindeki demetten bir tek karanfü j man mükemmel yürüyebiliyordu uzattı sevgililere... Tıpkı sessiz birjartık... Demek öbür gece balozdasın film... Ve, bu sessiz filme, dışarldaki Çingene kemancmın melodisi F5kret... Baloz değil, balo... refakat ediyor. Dcisi aynı kapıya çıkar be ku Topal OsmaT., Kaymakam Fikrete, fıçı rr.asalardan birinde iki rum! Allah seni Vekil hazretlerine aöz iki çeşme bir adam gösterdi. şirin göstersin... Âmisı. Durmadan şiir okuyordu. Arabam öbür gün, dediğin Meyhaneci Lâmbo, dedi; rahmetli şair Orhan Velinin hayran saatte seni otelinden alacak... Pek kalma, larından... Okuduğu şiir de Orhan lüküs değil ama, kusura VPİinin şiiri... Şairimizin Hisarda \ Fikret... Balodan sonra bir kaç gün ki kabri basmda. geçen sene bir I misafirimsin, unutma... Haydi güihtifal yaptık. Kimimiz şiirlerini le güle... Sokakta süslü kadınlar... Hemen okuduk: kimimiz siir!eri^nF« bestelenmiş türküleri söyledik. Mey bir çoğunda, ince zincirle boyunhaneci Lâmbo da oradaydı. Bugün larından göğüslerine inen geniş bikü gibi gene iki eöz iki çeşme... rer madenî süs... Eski polis ve inBir ara ortadsn kayboîdu. Yarım zıbat erlerinin boyunlarındaki, üst H A S A N N A Z M İ BÜYÜKBOZKUKT 9 Ocak 1957 çarşamba günü Hakkm rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 11 Ocak 1957 cuma günü öğle namazmdan sonrfe Kadıköy Osmanağa Camiinden kaldınlarak ebedî istirahateahına defnedi'.ecektir. Allah rahmet eylesir Bay ROBERT FİS veft ettiğini ve cenaze a.eraslmlnln 11. ocak. 1957 buçünkü cuma eür.ü saat 1230 da Büytik Hendek Ke^e??t Israel Sinsçoğunda lcra olunacağ: teessürle blldirilir. İ?bu llân dâretlye verine kairr.dlr. Kulübümüzün bütün kış mevsiminrîe cuma, cumartesi ve pazar günleri tam konfor ve servisile acık bulunduğunu muhterem âzalarımız ve misafirlerine savgı ile bildiririz. Müdiriyet Anadolu Kulübii Büyükada Şubesinden: ^Mandracıların Dikkat Nazarına: Mevsim dolayısile kâfi miktarda birinci sınıf PEYNİR Piyastya çıkmıştır. Satış Yeri: İstanbul Balıkpazar Taşçılar No. 7 Telefon: 27 34 53 NAYAS! Yeni gelen Tekntk Kitaplar Listesi ile Bütün Amerikan [ mecmualarının. normal kurla Türk Lirası fiyatlarıru gösteren 5 numaralı kataloğumazu isteyiniz. Dept. 3 D. Atatürk Bulvan 24^ Ankara Tel: 27318 Amerikan Neşriyatı Bürosu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear