Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CÜMHURÎYCT t EyKU İSM Asrın En Böyiik Macerasü Bir arkadaş nihayet cîayanamıyarak aynldi, 3 kişi kaldık Ozun saallfil Bldürmek lçin daha başka eğiencelerimiz vardı. Atiantik ortasmda küçük blr gazino kurmuj bulunuyorduk. Denizde on bef gün gegicciye kadar hiç kâğıd ve sair oyun oynamak aklımıza gelmemişti. îçtnde bulunduğumuz sartlar o kadar değişık, o kadar meçhuller ve tehdidlerle dolu Idi Id kendimizi eglenceye veremiyorduk. Daha doğrusu ne olacağımtzı bihnryor hep »tikbali düşünüyorduk. tskarabiller ilk defa ortaya çıktığı gün hava gayet sakin ve berraktı. Hemen karar verdik: Oynıyacağımız oyunlar bilgi v» hünere fazla yer veren cinsznden olmıyacak, daha ziyade tesadüfe baih kaianlaı tercih edüeeekti. Evvelâ Rcml oynamsyı muvafık bulduk. Kaybeden kazanana blr bardak Porto farabı Ikram edecekti. tngüterede Fatmouth liraanına g # ğimiz zaman Marc benden üç bardak Porto karanmif bulunuyarda. Aynca Gaston'dan da üd bardak Porto alacagı vardı. Bir defasında Marc*l wfak tefek hileler yaparken yakaladım. Bazj kartları avucunun içine saklıyordu. Ona vaziyetimizin bazı hususiyetlerini hatnlatarak dedim ki: Bizleri bir tesadüf, belld de Allahm lutfu birlestirdi. Şımdiye kadar da aramızda ne bir tadsızlik ne de bir münakaşa geçti... Marc bu sözlerime itlrax ettl: «Canım dedl, hayatlannı bcnimie birllH» tehlfkeye atan arkadaşl?rla olduğum snada bile biraz hüe yapamazsam ne taman yaparım? Bu ıSzIere verilecek cevab yoktu. tskambflden bıktığımız zaman bir az da dama oynamayı kurduk. Fakat bunun Içln lüzumlu olan ne dama tası ne de tahtası vardı. Bereket ki Marc yanmda bir Slet gptirmisti. Bunımia tahtalan keserek dama teşı yaptı. Biz de blr kutuyu bozup tahta yapbk ve boylece bir mOddet de bu fekflde vakit geçirdik Gertye dogru balns... Ne faribdir ki bir leyahat son ında geriyt bir göz atmak aklınıza geldigi n m ı n , meaelâ gece ystağa yatBi? bulundujhınuz bir sırada geçirdiğiniı macerayı hatırladıŞınız vaıdt aklmna daima seyahatm iyl tanflan gelir. Kedıler ve onlarm srrtn oyunları hSbnmza gelir... tskambi] ve dama oynadığınız tatlı anlar gözünüziin Cnüne gelir... Soğugu, açlığı, ümidsfriisH unurursunuz. Ük haftalarda hükum «üren fena bavalar Jose'y» pek fena tcsır etmişti. Jo*e bızim mürettebatın dördüncu üyesi idl Zavallı çocuk vaktinin büyuk bir kısmını kamaranın bir kösednde, «u fcçmnın üstünde oturup düsünmekle geçiriyordu. Haziranın on birinci günü Sable Island'a bir radyo mesajı gönderereh Jose'nln alınmasını rica ettik. Bir hafta sonra biı bir köşede patates kabuklarından yapıimıs çorbamızı içtıJima sırada onun artık nöbet tvkliyemiyeeek dunımda oldurunıı gördük. Jose bizim salda basit bir yoleu vaziyetine düsmüştü. Ertesi geee gdttfkçe hırçınlasan denİ7rfe üçer saat dümen basında vardiva tutmamiT lcab etti Hiç hirimizde fazla takaf kaimamıştı. tki güı> *^rra tnvestigator isimli balıkçı geırîti «alınrza yanlayıp Jose'yi Kanadava gdtürmeV: fi7pre aM'jı 7?nan hppimiz biraz fprahiadık. Ve b<>n sevir iurnaVna «Art'k flç kişi kald'.k» diye kayıd düstüm. Onun bizden ayrümaaı çok isabet oldu. 23 hazlran tarîhinde seyir Jurnalına fu satırları yazdım: Saat 14: Gfineydogndan kırk mli »ürade berbad bir rflzgâr eslyar. Gök slmsiyah, ufuk karanlık. Sağanak halinde yagmur yağıyor. Saat 18: Fırtına gittikçe anyor. Salın pupasına d a | glbi dalgalar çaxpıyor. Küzpâr halatlar arasında »ğvıltulaj çıkanyor. Vağmura karşı germiş oldufumıız tente korkunç şekilde ucnyor. Nerede be parça parça olaeak. Dalgalar p«tl:< !rkça, sal içimize ürpertüer veren titreme ve tniltilerle kalkıp lniyor. Salı vücude getiren dokuz ağaç kütuğıi biribirinden aynlaeak gibi oluyor. Kamarada asüı duran ne \arsa cidarlara çarpıyor Nihayet fırtma dindi fakât bajımıza daha buyük derdler çıktı. Rüzgârın bizi gulf«tream »ıcak su CCTeyanına doğru atacaSını nmnraş. tuk. Halbuki ertesi gün kaydertiâiro gibi bu bizim için hayalden başka bir »ey değıldi. Cereyana kavusacak yerde ondan gittikçe uzaklaşıyori duk... O g y l tek IÖZ söylemeden dügeceyl tek IÖZ îüncelerimize dalmış olarai geçirdik. Fakat aslında gayjt basit bir hSdıse ertesi gun hepimizin maneviyatını yükselrö. O sabah Marc kendi icadı olan rmga baJığj jeJdine loktuğu bir zokayı denize sabveımisti. Çok geçmeden ucuna 5 kiloluk bir morina loluk morin takıldı B b i i takld Bu bizim Atlantikte tuttugu ük babktı. Oltayı bu sefer bcn elime alarak şansımı denedim fakat bir şeyler tutamadım. On dakıka kadar u£ra5tıktan aonra yorularak oltay: gene teslira ettim. Bir kaç dakika sonra bir morina daha yakaland!. Saat U de (3 saat avla avlandıktan soara) üç balık tutmuştuk. ş ize otuz ikinci günü # nmOkemmel bir ziyafet ce tik. Si7i temin ederim ki o gün bizim kedıîerin yiizü bile gülüyordu. O ka^ar mesud idiler ki havantn feralı?ndhi görünüyorlardı. 26 haztraıt: Knzey isHkametinde bfr fırtına nm kenanndayız. devam ed«rse *aliba blr AvruP»ra degi] Knzev Kulbnna varaeaBelkl orada, İreberc'lerin üstfln» n avlanı. Mare var: Eüzgar •»itt* 48 mil »arntle esiyor. Aletlerimj!e krnıtrol ediyornz. dofrn çıkryor. Sa,t 12: Vartyerlmfel tâvh, etmege k.m yok cfinkü sh etnı^mm n r . . TTar»re« bh ırfln evve» 3» dereee pn huriin 7 (fcreceye diistü. Bpreket yem»lt hakımından rrMz: Kırarm.s morlnamıx var Kedf'er rm»«Ji»n nk«»Tn* ka*<,r Tf>H|1tr. \Tonlan pek srormö/ortız. Gldip sandıklanna sızmışlar. (Arka<n var) E haberleri Esıtafııt kontrolu Blr hafta içinde 32 esnaf Milfi Korunmaya verildl Belediye kontrol ve murakabe kadrosu, taraiıııdao bu hafta 214 manav ve sevzed, 112 kasap, 152 gazino ve lokanta, 186 bakkal kont rola tâbi tutulmuştur. Bundan ba| ka, 46 kofted, 52 kebabcı, 22 bar, 21 kokteyl «alanu, 15 balıkcı, 46 ekmek farıni, 15 jekerci, 46 pasu hane, 32 mezeci, 16 otel, 15 plâj, 12 berber, 12 düğmeci, 16 hazıı elbiseci, 36 tuhaüyeci ve 202 seyyar esnaf kontro) edilmiştir. Anl yapılan kontroliar neticesm de 20 Mılli Korunma, 58 bekdıye ceza zabü tanzim olımrcuj, 46 es nafa ıhtarda bulunulmuştur. Bu arada teşkılât vatanda} şikâ yetlerini ae hassasıyeUe takıp et mıştır. Şikâyete muhatap olan 22 esnaftan 12 (i derha] mahkemeye verıimiştiı. Dığer taraftan Sihh! Murakabe, Ekıbiermce de 330 esnafa ihtar, 5 ' «snafa da para cezası verilmigtir. K O S E M D E Belediye gelirleri artfı Beledly* mall teflülatmda taklb edi;«n rasyonel calı$malvın, mü&bet netıcelerl seneden sen«y« artmaktadır. Bu yılkl gellr ırtıjı Geçeo teneyc nısbetl* temmuz «jı socuna tadar 5 mılyon liradır. Geçen ıcot mall yıl bajından ttmmuı (onuna kadarb t j h f"^1 ise lan gizlidir. Sıra ile eevablandırahm: 33.2S0.000 Ura idl. 1 1071, bpkı 1922 Baskumandaniık savajı gibi, bir meydan muharcbesiVali ba akşam geliyor nin zafer tarihldir. Blr muddettcnberi. Almanyad» bulu2 1701 i, Oğuzlann b8?uıa geçen nan Vall ve Belediye Retsl Proi. Gokay kahraman Selçukun torunu bü/ük bu «lcıam uat 21.30 d* Kbrimize gtle. Hakan Alp Arslan'ı Bajbug tanryar oektlr. Türklerden kurulu ordu yaptı. İl Seferberlik Müdürü terfl etti 5 1071 savaşı, Van göîünün kuzc Ü Seferberlik Müdürü Mazlum Unu yinde, Muş ilimizin sınırları içinde »ta blr derece terü ettırllmisttr. bizim için kutsr.1 bir yer olan MalazTaksi şoforleri makbuz vermeğe girtte oldu. O sıralarda bu topıaklar, 1071, TOrk tarihmm «ayıh dSnflm YAZAN Î ve kuruius noktaiannm en önemlilerinden bırıdır. Hattâ o noktjardan biri bile değil, belkl en SnemlLsidir Öyledir; çünkü Selçuklu atalarmuz, fina vurdumuz Anadolunuc kapjsıru o tarihte bizlere açmışlardır. Anadolu, bızım evımız, baıkımız, Deşığimiz, Bizans Ruınlarına bağb idi. Haieb tafa KemaJ tekrarhyamamiîtı. Çünmezarımız, kısa deyi^le değişmez du ve Diyarbakır, Selçukluların elıne kü Anadoluda kumandanile beraber rağımız, sığınağımızdır. Üç kıt aya, geçtikten sonra Doğu Anadolu el yurduna dönecek bir Yunan oıdusu Avrupa, Asya, Airikaya oıadan ya bette Türklerin ilk hedefi olacaktı kalmami5tı. Esir Bizans Impîuatoru yıldık. Tarihünizın en unutulmaz sa Malazgirtta karşıkşan Türk ve Bi ordusile beraber, Alp Arslan'ın izhifelerini onun üs;üne yazdık. Oradan zans ordulan, alacaklan uctıce de nile, Konstantaniye'ye dönebildi. çıktık, oradayız. Orada kalacağoz. A Anadolunun mukadderini bellj ede28 Ağustos gününün Malazgirtte ve nadolu toprağı. etimiz, kemiğımiz. cekierdi Alp Arslan, savaşa uh$Ia Afyon önlerinde aynı milletin ordumadan önce Bizan: Imparatoıuni an larına karsı zafer kazanmamız tarıhi vucudümüz, ruhumuzdur. laşma teklüınde bulundu. O, bu baBugiın şerefle başımız jsttir.de ta rı^çı tekhfi, emrırıdeki kuvvete şjüve oluşu, tarihin hayret verıcı cılveierindendir. Fakat bu yönü de ku'.'u jıdığımız bayrağımız, son şeKlini ora nerek gururla reddedınce savaşa da akh. Onun uğruna dökülmas je bajladık. Kanlı bir dövüşten sonra olan tarih tecellisi, başka bir yonden bid kanlarile zeminin al rengl şalak 25 AğusUu 1071 de Türkler zaieri ka çok hazindlr. Malazgirt zaferi kazanılırken bu hengâmeden istifade eden laştı. Üstur.dekı ayyıldız, o Kutsal zandılar. bir kale kumandanı, hakamoa baş topraklarda yaşayan millctiıı gokier4 Bizam lmparatoru Somanus kaldırmıştı. Mubarebe sona erınce le, yüceliklerle yakınbğına ijarettlr Bu bayrak, bir günde bu kemnU gel Oıogene*. Türklerin Anadoluyu baş âsi Yusufa karfi ordu sürulıj kale medi. Dokülen kanlar asırlar boyun tan baja ele geçırme azmmde oıduk alındı, Yusuf esir edilip Alp Arslaca damla damla, onu, doğan ?üneş larını aezmiş, bir gün devletine son run önüne getirüdi. Hakan, agı kulerin parlak kırmızLHiıa boyadı Ay verecek bu akııu durdurmak için mandanı tekdir etti. Hareketinin Mus yıldız, onun bağrına bir günde inıp Türk ordusunu yenip dağıtacsk kud lümanhğa, Türk geleneklerine ıyyerle^nedi. Bırbıruu kovala>aıı üiın rette büyük bir ordu toplamuıtı. Aip gjnsuzluğunu anlattı. Fakat Yusuf. metler, gavTetler, msanüstü eınekler Arslan, 1071 de işte bu kudretli or bu temiz yürekle söylenmiş azarla malara dikbaşlıhkla mukabele edince o göksel varbklan sonsuz uzaklnrdan dunun karjısına çikjruşUr. gozlerimizin görüş yakınlıŞına getır Alp Arslan. 26 agustos 1071 de ven huzurda buhman beyler onu öldürdi Bu olaylar, hep onda oldu, onunla dıği İmparator Romanus Diogenes'ı mek için üstüne >"ürudüler. Yusuf, c!du. Onsuz olamayız. esir olarak buzuruna gef.rdıklıri ta bırdenbire hinçerini cfkti ve Hakap.a saldırdı. Tuttular. Bu lefa Hakaı, 1071 1 bümeden bu OİU5U «nlamak man ona, yurdunu namvLs ve »erefile savunnıua bir asker olarak Süyuk îbırakın. onunla başbaşa kozumuzu Imkânsızdır O halde soralım: saygı gösterdi. Tıpkı 1922 Ag"istosu paylaşahm'» dedi ve okunu sa!dır?an I 1071 nedir? nun 30 uncu günü huzuruna tiir ola Yunıfa çekti. Fakat ok, bosa giW 1 1071 i fcimier voptır f rak gelen kumandan Trikopise Baş Bu kaçınlan tedib ânı içinde Yj5u un J 1071 nerede, IUMII oldu? elindeki hançer Alp Arslanın bağnkumandan Mustafa Kemalin ysptığı 4 1071 kimlere karft yaprldıj na glrmi'ti. Bize ana vurdurmızrn Bu sorularuı cevablarında Türk ol gibi. Fakat Alp Arslan'ın bu savçı kapısını açan bu jehid Hakanm topkabulünden somaki hareketinj Musmanın, kendini Turk duymaınn şart 10 7 1 HASAN ÂLİ YÜCEL 1 ABAHTAN ABAHA.rJ Tenakuzlara diişme•••• mek için. enellğlmhde brzden lı edib Te âlim bir zatla ahbablık ederdik. Tahsiiini uzun miiddet batı dirnyasında yaptığı sırada bir milletin temellerini sağlamla.şürmak üzere hırsla ilgitt ansnrlara pek kıymet verümesi jerektiğini öğrenmişti. Drne bağh güzellikleri d« bunlann arasına katıp öğer, yüceltirdi: «Ah o tnisk gibi yağlı, snsamlı kandil simidleri! Çöreotlu ramazan pideleri! Ah o nazlı nazenin mahyalar! Osmanlı minarelerinin servi gibi endamı ah! Yeşil Tiirbedeki çiniler! Bayram sahahlan Itrirrin besteleri! Seria sadırvanlar! Nur yüzlü ihtiyarlann Beyazıd avlusunda tesbih satın alın' İftar so£ralarmda kaymaklı giillaçlar!» Oikkat edilirse, bütün bunlar ht~ pimize ho$ gelmekie beraber, hakikatte oİslâmj ahkâm» ın ta kendi değildirler. Nitekim bir aksam «nünevverler arasındaki sohbet sırasımla bahsi geçen zat, bunları sayınış dökmüstii de, mecliste haztr bulunan ünlii bir ilâhiyatçı, ona demi^ti ki: İyi ama, beycfcndî oğlum. «irm hayalinizde yasartıklanr»iz dia de?ildir. Beş şartı Ckelimci sah.ıriot, nanıaz. oruç, zekât, hac) olan İsInmın. itiko'''i"k' m^*"""' • ' nclmeyhebi de büyük bnamTar, mürtehidler tarafından tesbit olanrnuvtur. Asırlarca evrel sünnilcrde içtihad kapılnn kapandı. Kandil simjdi, rdmazan pideJ, yeşil cini, kaymakîı güüaç ha olmus, ha obnamıs^. Din merzuu değildir bunlar... Prof. Dr. Muzaffer Şevki Yener İ A B ET (Şeker Hastalığı) Ku»e Kâğıt 213 sahife Fiatı 12.50 lira ragı ımr, rnelc&nı eennet oisun. Haln Yusufun cezası Ulu Tann indinde »on bulmason. Mustafa Kemale de ayru kStfl niyetler yöneltilmemij mi idi? Daha Birinci Dünya Harbi içinde, vauakkale kahramanı genc Mustafa Kemal. iki defa böyle suikasde kurban gidiyordu. Hem de kaneıkça, iricasından vurulmak istenerek tkinrisinde doktor Rasim Ferid yanındadır Dost u n Ru^en Eşref anlatmiftı: ıtfustafa Kemal, berpber yürürlerken doktora sorar: Yanında roverver var mıî Yok Paşam. Benim şu cebimde var. Çıkar ve bana ver!. Eline rovelverl alan Mastafa Kemal, bir kapian çevikliSüe geriye d8ner: arkada bir adam. Doktor, ne olduşa?ınr Niçin Brk=!annian gelo »ahsa soran Mustafa Kemal « e o eüpdekini1» dive bs*irınra kos•t koca bir P3rnH"I1ıırrı vorc 'Tiser Korkunç bir tertibin âletl olsn aynı «dam. bundan sonra senelerce Mustafa Kema'in maiyetinde bir asker(ÎİT B ü ^ k 7.i**Tİ takib <>den HevT.^ bize vataniTiızı yenid»n veren Sü vük insana yapılan PMrırme teşebfl"'! dp »vn ve malfrnı. 1071, son dokuz ssırLk tcnhımİ7İn besmelesi olmuştuı Garb Tüıklerinc tVatan» anlamı., 1071 le açıldı Oba sız boy. of^gsız soy olmadığı gibi vatansız millet oîmaz Tü>V: birlği Anadolu merkezi etrafında topltuidbilseydi bugün en azındaıı 150 najlyoaluk bir kütie, Asya. Avnıpa ve Afrıkada yayılıp yerleşbis olurdu Bü\ük Selçuk tmparatorluğ'inu parçal yan iç sebebler, heme:ı her Tfırk ü'kesinde tekerrilr ede ede, yenl dxş »ebeoler bunlara katılarak Osmanu lmparatorluğu da yıkıldı Fakat İU71 de kapısı açılan Anayurd, kuvvelli bir dayanarak ve ek sğınak oldu. Kurtul duk. 1922 te millet vatanı, fakaı vatan da milleti kurtarmıştır. **• Son aylar içinde, orta okuHarda din dersi konulması hararetie bahis mevzuu olurken, (ismirri açıklamıva\ım) bu teşebbüsün pek ileri gelenlerinden bir zatla uzun uzadıya görüşmek şcrefin» erdim. Kendisinet Neler okutacaksınız? diye sordum. Bana cidden çok güzel re feTahlatıa jeyler arlattı. Bunlar, tıpkı mevzun Türk minareleri, tıpkı Itrinin bcs'.esi. tıpkı serin şadırvaniar, tıpkı Beyazıdda tesbih alan mır yüzlü ihtiyarlar ve nazlı mahyaiar kabilındendi ve bir hakıma sn\dıklanmtn mancvl muadilleri aM nesnelerdi. Biiyüklere bünnei r e Uücüklere jefkarten tnronuz da, herkesin hakkım taıuyma kadar makul ve makbul şeyler. Fakat genclijjimizdeki o ünlü Uâbivatçıyı, hayalinıde gakalını tıvaslar gördüm: Hepsi ryi ama beyefentH oftum, siz, dindeki tasnifi bonıyorsu* "uz. Cemiyetin saptA raptıifc taalIAk eden bazı pratik i$!eri din diye bühassa ele abp itikada ve amele taailuk eden asıl işlerden pek ziyade onlara ver veriyorsunuz galiba programınızda! haibuki o pratik işler, bütün dinterce, gerek lâik terbiyede ve beynelmile] ahl&kts müş tc.rktir «İslâmiyete has, bıgünün sartlanna nygun» tedrissrj ne »ir (vreyamn ha tu raeseli nt de bir DN.arif teskilâtmn ıbda' etn.egi ve mürnkündör Zira bu, bW'at «lur. Irjntmaym kl kanun yapao başkadır. tatbik eden başkadu. Keza genel kurmay başkadır, ordu kumandanı başkadır. Tıpkı bunlar gibi: Müctehid bambaska evsafta olmak gerektir; çocuklara dln terbiyesi verenler başka olmalı. Siz maarif teşkilâtı sıfatile hem yeni bir büyük imam. hem kendi içtihadmızın tatbikatçısı olabilir misiniz? 0 1 * mnmanız lâzundır. İsmini gUlcdiğim o mevki sahibi zatla bu düşüntelerin cercevesi içingiinlerce fîldr teati^ine flrsat bulduro. Ve aradan zaman geçmesile dcfalarca kontroldan (teçlrdiğim ba mülâhazalan umura! efkâr karşısmda tekrarlarken, geçen gün bu sfltunda yazdığım «İslâmda reform» makalesinin neticesine burada da gene vanyornm: Ahkâmı zamaniı» icablanrfa üle uydurmak Istiyorsak, bunun için aydtn Miisliimnnlarm bir kongresini tonlamaktan başka çare olmasa gerektir. Bu işler elbette tslâm dünyasmm otoritesi sayılamıyan çu siyaset adaminm, beriki Vekilin dima; mahsulü olamamalıdır, Tâ k i tenaknılar içinde kabnıyalrm. başladı Takxl »ofBrlerlr.ın makbuz vtrmesi hususundı alınan kararıa tatbikin* dun tabahtan ltibaren başianmıstır. Vt fofSrler makbuz vermejt ba;lamiflar dır. Bu iebebl». taksllerin ekserlıinln dolmuf yapmayı tercih •rtikleri dlkkatı fakat buı klauelertn. takji uıtlerl düzgun ijllyen jofbrlerln hmusl olarak muşterı kabul etmemesl haı!r.de, dunımu benrten oir vesika aramadıkları v« kararın tatbıkin» lakayd k«ldıkları müjahede edilmıştir. Makbuı vtnn* usulUnun bir ltiyad | halıne ^«Urılmesine ahsılrken, bllhass» | » r d ı n u toekl«naı«kte<iix. Dığer Uraftan. ırızalı takıi Matleri. i nin en kısa zamandâ tamlr!n» çalıjıUcaktır. TaksJ «atll «rabalar dolmus yapamıyacaktır. Dolmu» tanı«!«r!nta «yârlanmanndan sonr» doJmu» «rabaıarının tak*l u a t lerı »kulecektlr. ESEN DEMİKAĞ ile MUHSİN ZEKÂt BAYEB Nişanlandılar Pendik: 2. eylul. 1958 İt 1 UIM, lli'i' 'I tt ^ ıli'l"! VİTAMİNLER VE Vitaminlerle Tedavi i DOÇ. DR. Cihat Yeni muayenehanesfnln adres ve telefon numarasinı hasta ve dostlanna savn iie ar7eder Tel: 48 18 59 1 '"'f | * HM!''.lM (J. Kuşe Kâğıt 270 sahife Fiatı 5 lira İSMAİL AKGÜN M Ü E S S E S E L E R İ Bilumum Matbaacılık ve Kitapçılık Işleri Merkez: Cagalogiu Servilimescit S. 24 IstanbulTel. 22 09 68 HAK KİTABEVt Bayazrt. ünhrarsU* Cad. Istsn. HAK HAK KİTÜ0EVİ (Babı«ll) Ankara Cad 4 latan. K İ T A 8 6 V İ Vanıksaraylar Sok. 18 latanbul 28 Ağustosta Malazjrirt ovasında toplanıp bu tarih! gflniin 885 ipei 'ild5nümünü kııtlayan vatar.daşlar tfirende bulunan hükumet ve ordu mümpssilleri. bu konuvu düe ge'.ueı söz erlei'i, bütün dünyadaki liırklerle beraber vatanımızın yirmi Jört mılvonuna c?ndan tercüman olmıısltrdır. Sehid kshraman Alp Arsîan adın? Bularuk belediyesinin dikt'.ğl anıt b'iirün hepimizin yörpklerinde , urur'». minr.etle vükspirnpk+edir 1 ^ 1 le *7 bize bir vatnn ba^siavBn yigit au>larrmızı fatirıainrla snaiım. MF.CMUASI GÜL üe FERİDUN KÖYMEN Nisanlandılar 1. 9. 1956 981. Sayısı çıktı Kıst adres: Posta kutusu 18 İstanbal «tskit Yayıhevi» Aranıyor. tstanbul dahilinc'e eczane için bir Mes'ul Müdüre ihtıvaç vardır. Müracaat: AYHAN ECZA DEPOSU Tel: 22 66 34 22 53 69 Tahtakale Totıruk sokak No: 24 «Ankara» vapuru Marsilya seferinden döndü «Ar.iara» vapuru dUT «sat 17 dt 480 yolcu İle Mar«ily» »ferinden Umanı. mıza donmuştıjr Gemi il« gelen yo!cular arasmda. memleketmde tatlllnl geçlrmij olan, Holandanın Ankara Bjyük Elçisi M Leon Savelberg ve IneiKz Ha. ber Bürosundan Vincent Pıddecke bulunmaktadır. Scncnin 4üncQ çekilişi İt Yüzen Saray S/S TARSUSLA SENENtN VE AKDENİZÎN EN GÜZEL MEVSÎMÎNDE BAŞTANBAŞA BÜTUN AKDENIZ Istanbuldan hareket : 29/Eylui<956 Izmirden hareket : 3O'Eylul/956 Dönüa : 22/Ekim/956 Açık gehir BEYRUTTA : 2 gün Dinamik HAYFA'da 1 gün Akdenizin kapısı NAPOLİ'de 3 gün ve ROMA Ateçli İspanyol sehri BARSELON'da 3 gün ve Madrit Bütün dunyanın koştuğu festival günlerinde FRANSIZ: irtS KAN MONTEKARLO ıMONAKO) da: 3 gün ve PARİS Akdenizin en ucut ve sirin şehri CENOVA'da 2 gün RODOS, PİRE ATİNA'yı elınize bir dana geçmıyecek bu fırsatla görüp gezebilme imkâmnı kaçırmaymız. Tertib eden: BURSA GAZETECİLER SENDIKASI Teknik organizasyon ve bıletler: KONTUAR TURİZM ENTERNASYONAL SEYAHAT. NAKLİYAT ve TURİZM ACENTESt Beyoğlu İstiklâl caddesi No. 330/ Metropol han 108 109 110 Telefon 44 65 90 Telgraf: TURKON İST. BURSA'da DAĞCILIK KULÜBÜ Izmir ve Ankarada: DOKTOROĞLU Seyahat Acented Kayseri şilepinde 10.600 tabanca mermisi buhındu Denlı Nakllyat Tür A. Şirkettae «ld «Kavserl» fJelplnd», Akdeniı lımanUrmdan »on dönüsünü müteakıb, Gum. rük Muhafaza memuriarı Urafından yapıJan aramada 10 600 aded Ubanca mermisi bulunmustur. Italyan men«ell tabanra rp»rm:iennın klmler tarafmdan jemıye sokuldugu ııkı blr tahklkatfl ra^men meydana çıkmamıştır. Alâkalı makamlar taklbata devam et. mekted'rler. YAPI • KREDI BANKASI 8 10 m M 21 EKİM'de m m APARTIMAN DAIRESI va 100.000 Çeşirll Para lira Bir buçTjk yaşmdald çocok zehirlenerek öldü AkMrayda Ahmedlyede SÜlükM ead. desinde 38 numarah evde oruran Muharremin 1S yajındak) oğlu AI1, babaııa» ald haplar. yutarak zehirlenmit ve 8Iır.üştür. Hâdlse etrafında tahkikat yapılmaktedır. ' İkramlyesl Her 100 Liraya bir kura numarasi * SON PARA YATIRMA GÜN0 EYLÛL 2 MUHARREM 26 o V] 5 28 j 12 13 [15.54 18.41120 18 ı 3 41 1361 9 00 K. J10.48J 5 32. 9.13 12 00 EYLÜL PAZARTESİ AKŞAMINA KADAR CVâNft) çok babası yüklenmişti. Üç, dört çocuğunu peşine takıp btıralara ka dar gelmiş olanlar da görülüyordu: Bu güzel mayıs akşamındao bütün ev halkı faydalansm istemişlerdi. *** îki adam karsılaştı, ahbapça se lâmkşKılar. Biri tam Manchester üydi: Fabrikalarda çalışan bir ka n kocanın oğlu olarak dünyaya gelmis, çocuklufunu fabrikalarda gecirmişti, şimdi de bir fabrikada çahşıyordu. Ortadan daha kısa boy lu, çelimsir yapılıydı. Biraz saşkın ca bir hali vardı. Benri uçuk, yüzü buruşuktu ama, canlıydı. İyilik de yapabilir, kötüli*V!c de jmpabfir gibi görünüyordu: tçinde 6yle bir kuvvet gizlenmiş yatıyordu. Yalnız, o ar.da iyi tarafı üste çıkmışü diye bilirim. Bir yabancı bu adamdan, çpkinmeden, yardım isteyebiürdi Kansı da yanındavdı. Kadmın. şimdi yüzü aŞlamaktac »işmişti, sık sık Snlüğürıü örterek saklamaya çahşıyordu ama. vaktiyle çok eüzel olduğu bellivdi Köylü kadm'annın teptaze gilzelliŞi vardı onda. Gebeliği de hayli ilerlemistl: olan ney se, buk^dar üzülmesi, kendini tuta mayıp ağlaması da belki bundandı. Kasladıkları adam denıin anlattıfımdan daha vakısıklıydı ama, pek öteki kadar ağırbaflı birine bense mivordu Çcjkun yaradılısh iyim ser bir adama benzıvordu: dahn vaşhydı ama. gönlü daha genç gi bi görünüyordu Çocu&unu kucağı na almif, sevgiyle sanhnıstı. Kan sı da ince yapılı, nazenisı bir ka dın aynı yaşta ikinci bir çocuğu kucağında taşıyordu. Çocuklar ikizdiler, ikisi de annelerine çekmişlerdi, pek zayıf yavrucuklardı Son anlattığım adam konuştu ilk önce Güler yüzünde birdenbire kar sısmdakine bir yakınlık, bir sevgi duyar gibi bir hâl belirmisti: «E, John, na«ılsın bakalımTı dedi, sonra sesini alçalttı: tEsther'den haber var mı?» O sırada; kadınlar da, birbirleri nin hatınnı sordular. Çok eski ah b?p olduklan anlaşüıyordu. îkizle rin annesinin sorduğuna karsılık Bo. Barton ancak yenlden hıçkırmaya başladJJohn Barton: tOelto, hatunlar, oturun suraya,» dedl. «ıkiniz de epi yol yürüdünüz. Benim Mary üç haftaya kadar kurtulacak. Siz de, Bayan Wilson, bilirsirdz, pek sağ!;m değilsinizdir..» Bünfi öyle iyi likle söylemişti ki karsısındakinin alınmasma imkân yoktu. «Şöyle oturun. Otlar oldukça kunımus ar tık. Ama, durun, altmııa mendili mi yayavım, slz kadmlar ceteklerimiz burusacak* diye pek kor karsrnıı çtinkfl Çocuğu da bana verln, Bayao vTUaon, merak etme rin aasd tntulacağını bilirim. Siz oturun, rahat rahat kanmla konu5in, onu avutmaya bakın. Zavaili. Esth#r'e pek üzülüyor dogrusu.» Tertibat birazdan Kadınlann ikisi de kocalarının ma vi basma mefldillerinin üzerine otur dular: erkekler de, ikisinin de ku cağında birer çocuk. söyle bir dolas. maya çıktılar. Kansına arkasım döner dönmez B=rton'un yüzü değişti, üzerine de rin bir keder çöktü. VV'ilson; «Demek Esther'den hiç bir haber yok?> diye sordu. cYok. Alacağımıu da hiç san mıyorum. Bence, biriyle kaçtl. Ka nm:> Kendini «uya atmış, boğulmuştur odıyor ama, ben de diyorum k i ^ ^ s a n kendini suya atmaya giderkfn en güzel elbisesini mi giyer? sdiyorum. Bayan Brads haw anlatıyor. (Esther*in ev sahibe si): En son salı Rünü görmüs; arkasmda yabanhk elbisesi varmış, şapkasmda yeni bir kurdele, elin de eldivenler, salma salına merdi venden aşağı inmiş, Hammefendiliğe pek özenirdi çünkü.* «Dünya çüzeli gibi bir kızdı.ı Barton: «Evet, güzel kızdı,> dedi, sonra içini çekti: «Onun için yatık oldu ya. Bu Buckinghmashire liler ibzimkilere hiç benzemiyorlar. Karımın ki, Esther'in ki gibi böyle pempe pembe yanakları, kur suni gözlerin •trafındaki o simsi y a i kirpikl«ri biçbir Manchenter Ü kadmda tSremenin. Bukadar gü zel iki kıxk<ırdet ben ömrümde gör medün. «Ama. eözellik kötO şey. tşte tamaınlandı: Esther: Gururdan öyle kabardj ki bir yere sıgamaz oldu. Biraz nasl hat edecek olsam, hemen parlardl. Ksnm da şımarttı ya onu. Esther den çok büyüktür. anııe gibi bak miştır ona, ber dedifini de yapmış t:r » Wilson: »Bir daha dönüp ffelme» mi size dersin?» diye sordu. Barton: Kiilann çalışmasJ I?te bunun için fena,» diyordu. «tf bolken o kadar çok para kazanıyorlar ki nasıl olsa geçirıirler.» Görüyorsıın bak: Ester aldığını elbiseye, allığa, düzgüne verirdi. Akşamlan aa eve öyle geç gelirdi ki, en sonunda açıkça söyledim. Bi zim hanun: «Bukadar sert konuymayacaktın,» diyor. Ama ben d o | ruyu söyledim, Esther*l •ererdim çünkü; MaryWn hatr» İçin bile olsa. «Esther^ dedim. «sonunu iyi görmiyorum ben senin,» dedim. «Nedir bu süslenmeler, tüylü şap kalar, aile kadınlannuı çpktan vat üklan saatte sokaklarda sürtmelert Kötü kadın olaeaksın, Esther> de dım, «kanm senin ablao ama, san a kapımı açmam, bak ol.» dedim. bunu bilmif «CUMHURtYET» bı Tefrikası: Yüksek sesle gülüp söyleyen, bir alay jerjşâtır kız, üçü, beşi bir arada, hoplayia, rıplaya çıkageldi ler. Yaşları oiıikiyle yirmi arasıydı. Çofu fabrikalarda çalışan kızlardı, arkalaruıda işçi kızlann giydikleri cinsten sokak elbisesi vardı, boyun arında da çevreler. Bunlan öğle üzeri yahut iyi havada atkl gibi arkalarma starlardı, akşama doğru O/azan fiizABETH GÂSKEII** Çevirem VAHDETGÜLTEKÎN da, yahut hava bozunca bajlanna örterler, çenelerinin altından düğüm Manchester yaJcınlannda, f Yeşıl seyre doyamazlar. Balyoz sesinden, soğan, sarmısak. aralarındaki tevi lerle veya iğnelerlerdi. Ot Tar&an» diye anılan, çayırlık makine eütüitüsünden sağıra dö ye farkına hiç aldırmadan, gayet Yüzleri pek güzel değüdi; hattâ, bir yer vardır, ortasından üç kilo nen ranaatkâr biraz olsun kır haya teklifsiz bir »ekilde birbirlerine do birikiâ bir yana, güzellikte ortametre 6te<?ekl köye bir keçi yolu tınm tatl. seslerini; sığırlann b<> lanmıçlardır. danra aşağıydılar. Saçlan siyahtı, gider. Alç&k ve düz bir yerdir, pek ğürmesinl, sütçü kızJann sesleniBilmem resmt bir tatll günü güzelce, hanun h at """*'* r taran ağsçlık da değildir; Ura tarlalık şini, «Gki çifiik avlulartnda tavuk müydü, yoksa kısanJann ctabiatin mıştı, gözleri de siyahtı ama, bebir toprak parçası. öyleyken, laf larm, ördeklerin haykın«ını dinle bakkıdır» diye, kendi kecdilenne nlzleri uçuktu, yüz haüan da düz izin verdikleri bir gfin mO, bundan gün değildi; yalnız, hepsinde öyle lık bir yeıden geleni bile hemen meye buraya gelir. Onun için, ber tatfl gflnfl ahali on, oniki yü önce bir akşam fistü bir canlılık. 5yl« bir uyanıklık var sarıveren bir güzellik vardır orada Yarım saat Snoe, an kovanı ?ibi nin bu çayıriara '* ıgnnu söyl«ı orası pek kalabalıktı. Mayvs başla di ki derhal göze çarpıyordu. işleyen, jrürülttilü bir sanayi şeh sen sasmayın. Hele bir ver vardır nydı, sabahtanberi bardaktan boBiralay çocuk da vardı, daha doğ rindeydiniı; j(imdi karsınızda, ale ki bilmem gfizelliftini lâyıkıyla ta şanırcasTna yağmut yağmıştı, şim rusu, delikanlı. Çayırlarda dolaşılâde de olsa. vine tam manasıyla rii edebileoek miyim. o gibi gücler di de küme küme yumusacık, be yorlar, onunla bununla, hele kız tarlık bir yer var; ikisi arasındaki de pek kalabehk olur Bir yanında yaz beyaz bulutlar. batıdan esen larla konuşmak içfcı fırsat kollukoyu yorlardı ama, kızlar uzak dunıyor farkin güzelligini tâ içinizde duyar derin, berrak bir havuz vardır, ko rüzğann önüne düşmüşler, yu yeçil sulanna rüneçi örten sık mavi gokyflzflnde uçuyorlardı; ara lardı; çekiniyorlarmış gibi değil de, smn. yapraklı afc»çlar»n gölgeai dü»er da bir d* »iyahuntırak bir bolut daha çok oğlanlann gürüHülül »a Şurada burada. «iyah beyaı Öbur yanında harap bir çiçftUk var ^Srflnflyordu, tnaanı korkntuyordu kalanna, yüışık likırdılanna deeski bir ciflik evi ve ona bağb u dır, kapıamn Ozerindeki çarda^ı Havanm tatlıhfından VSToedk. ye Ser veTmivorTmjş gibi Mr hal tafak tefek binalar vardır; çOller iartiîıstır banceslnde de, çok sil yaprakîar uyarnıısla'dı. caala 'c:niyorlardı. gegmia güclen, (îmA eskideo era haîkmrc «czane ii nı»!an tterd«ya« jfoei* «örülttyoc Artda Mr, kemU • halinde Ur lnaanlann '.çlne daidıklan içlerden y bir bu bahçeri bihllgl fttnler dn Salkn» ıSfutl*r dt, »»babieyip cift gSrünüyordu: Ya baş ba»a ver daka baska ialeri arüattr gibidlrler da dlkilmls, şimdi modaaı geç eteklertndeki sulsra yaİEu kara mi; alçak sesle kcmuBan sevgililer. Buralarda. mersiml eelrnce, nadaz miş otlar, cifeVi^ birbirine tjirya bir kan koca. Kan kocaysagibi. clft surme eibi. k8y haystma •niştir: GüHer, kivanta ç*pklei lar, yanhrrnda ufak çocuk olang n p"sirıe r>ek lyi ffiden o tatlı ktır kaa i«ltr göruiür, şekirliler bunları sairan, adaçayı, giilhatmi, fakayık, şunimtırak v « i ' e hOriirrnüslerdi. lar da az değüdi, çocuğu da daha «Bunun ürerine:» Merak etme, John, •fyamı alıp hemen simdi gi ddvorum, aSyiediğin ifUcırdrv. tahammCl edemem çOnkH. dedi. ÖV le horozlardı ki gözlerirden aler Üf kınyor sajıdım. (Arlusı var)