22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
= Perde 78 leââümnjmısA » MM.GURUOIBAŞIİANI ALBAY HÜSAMtTTİN ERTURK | t U D . SAMLH NATtZ TANSL Baıttlifma va&ıırıuıun Sehrimîze 120 ton kahve yolcnları $elıir 1. =haberleri f CIJMHUKIYET 15 Temmuz 195S •• K O î$ E ü1 D E N Bediuzzaman Firuzanfer YAZAN : •••^^»ı 1 t ABAHTÂN »ABAHA... TaponcıaSuk başlamadan önce... iatlann indirilmesi gayreti şiddetle devam ediyor. Tahmlnlmlz şudur kl arkası gelsin, yanuş adıın atılmasın, müspet neticeler hâsıl 01sun. Bazı maddelerin ıtoklan tukense bile yeni ithaiât zaten eski gidişle mü.nkün olamıyacaktı. Ümid, kasıntüı ve güdümlü rejimdedir. Henü» tükenmlyen bazı maddelerin ueuzladığını da camekâıılarda görüyoruı. Bunlar. umumlyetle yerli mamuller olduğu için, Istihsal devam eder diye umuyoruz. Palıalı mal, orta sınıfı piyasadan kaçırmıştı. Ucuz mal. orta sınıfı kısmen müşteri haline sokacağı için, ciro artacak, tiiccar da bu yiizden kâr haddinden kaybettlğinl elde edecektlr diye binnazariye sanıyoruz. İstihsaldeki kâr haddini mutlaka daha cazib bir hale sokup sermayeyl o tarafa sevketmeli. MuvaffaUıyet buna bağlıdır. Bu badire İçinde, memleketimlz tktisadi bir güdüm ve kontrol nıiiessesesine kavuşursa ne mutlu .. Zaten buna dair haberler de çıktı. Lâkin bu (Iktisadi genelkurmay) ın bir de •clns kontrolu» hassası olmalı. Zira pahalı mal kadar çürük mal da mıistehüki kasıp kavurmuştur. Hattâ evsafına uygun olmıyan mal. pahalıdan fazla halkı mutazamr etmi'tir. Şimdi fiatlar ucuzlatıldı, kâr haddi arnltılrlı diye, lhtlkâr erhahı büyük bir ihtimalle taponculuğa sapacaktır. Beynelmilel flatlara iförc ithal ml yapacağız? Al sana çürüğünü. bozıığıınu, iskartasını!» diyecektir. Yerli mamuller de pek sağlam a • yr.kkabı o1 \;ıhilir. Hattâ kasden, bu böyle oiablllr. Bu bakımdan clns krmtrola, önO • müzdeki devrede blrincl ehemmlyctl almıştır. IMenşeinden itibaren buna bn^aracak teslsler ister. Atı alan bu sahada da Üsküdan geçmeden tcdarikli olmalıyız. Vaktilc bu sütunda bir tktlsad Znbıtası. nın, hattâ bir «tKTİSAD SAVCILIĞI» nın lüzumundan bah sctmiştlm. Mesclâ bir kadın hkarplnl aldıfı nu gün, derisinden eatlıyor, altın dan patlıyor. Dükkâna gösteriyorsunuz. Bin dereden bin ıu getlrip sizi atlatmağa uğrasıyorlar. Arkasını bırakmazsanız: Peki, dikelün, yapıatınlun! diyorlar. Yamarcasma dikip derme çatma yapıştmyorlar. Ertesi gün gene bozuluyor. Ya bîzar oluyorsunuz, ya • hud ikinci müracaatinizde fena muamcleye uğruyorsunuz: Git, dava et. diyorlar. Halbuki bu mal yalnız fahsan Bİzl zarara sokmamıştır. Aynı mal, fcri halinde imal edildiğinden, vitrinde si/in Ihlarınıza rağmen hâlâ teşhir edildiğinden, âmmeyi zarara sokmaktadır. Tasmimle, taammüdle, israrla sabıka ile! Şimdiye kadar bu işlerle uğmşacak bir Müddeiumumilik subosi yoktu. Sahsan dava armanız lâzım gelij or du. Davayı açnıak nedir. takib etraek nedir. tasavvur edilsln. Kazanıidıgı takdirde yalnız şahsan sizin ylrmi otuz liranız iade edillr. Taponcu aynca cezaya çarptırılmaz. Diğerlerine sattığı tapon mallar yanına kâr kalır. Artık mademkl Iktisadi sahada devletolllgin perektlrdifl ve gidişatın blzi lchnr ettisl şeküde taarruv edlyoraz. iivteysp mutlaka bir tKTİSAD SAVCIMGI miipsseseslle de eemijetimlz berkleşmelidir. Vatanda«m velev kendisini (<ahsnn 7»rara sokmıyan bir ihban iizerine. dsvlet cihan fimmeyl Hirük cank ve rarar'ıdan kornmnk azmlîe, lıareketç gelmelldir. Giidilm ve murn';ihe bu şekilde dörtbaşı mamnr elabilir. Halk, ncnzluk otabfiecek dlve. flcti»nd'miz bir dprece nlzama (rlrebllecek dive ömid'onmpğe başlamiîtfr. Bu rnlkolojik ^rsat^ kaçırmflmaTı, per»M! her tedblrl atbaşı beraber yiiriitmeli. Daha 13 mayıs 1919 akşamı İzmirde bir şey hissettirilmeden attatılmış, halk buyük bir heyecana düşmüş, Mustafa Kemal ve arkadasları, Kaşehrın ışgal edileceğini anlanııştı. 14 radenizin mor ve köpüklü denizi ile Bu miktann 30 tonu Mig nüz ufka inmeznit Aksam ortalığı mayısı 15 e rapteden gece ise gençle karşılaştıkları zaman rahat nefes a ros, kalanı kuru kahveciler birbirine katar. sert rüzgârdan eser rin Yahudi meşatlığmda tmezarhk) labiimislerdi. Fakat yol tehükelı, hoı yok Bu rahatsız edici, b=ş ağrıtıcı toplanarak (Reddi İlhâkı namı altın an geri döndiirülmek ihtimallci ile tarafından Bayramdan nefes, dinmiş. Herkes ve her şGJ dolu idi. Kaptan, gemilerin mutad da bır eemiyet kurmaları ve ne pauykuda. yediğiin fefuünin içiau evvel satışa çıkarılacak hasına olurM olsun isgale bütün seyir Istikametini bırakarak daha liserinieten tadım tamamlamak için lıuvvet ve gsyretlerile mânl olmağa yade sahile yakın. fakat tehlike'erle tstanbul tanzim ve tahsis dairesinsigara yaktım. Karştya sıralanoaraı vermeleri, ertesi sabahın sisli : dolu bir rotayı takib ediyordu. Birar ufuklarında beliren duşman donan sonra bu denizin şanına lâyık dal den aldıg:mız malurmta göre geçen mı» adalarm tek tek ifikiarı kadar masının tehdidkâr mevcudiyeti ve , galar, fırtınalar da, bütün bir Türk hafts muhtelif vilâvetlere yapılmış o küçük ateşınde», uyviflurucu dukayıklarla İzmir rıhtımlarına çıkarı j miUetinin mukadderatı sayılan bu lan 158 ton kahve tahsisine yenıden manlarını ıçiyorum. Yat»d*nla başlen askerin bllfiU sokak başlannı | kahramanı ve O'nun etrafındaki ln j 331 tonluk bir ilâve yapılmıçtır. baja, yaratıklarla gönüi gönüleyim tutmuş bulunması, elim bir devrin' sanları, düşündürmeğe başlamıştı. Bu «uretle tevzi edilecek kahvele Duru, dir.ltici havada kendinden başladığma kimsenin şüpheEİni bı Gcmide dikkat nazannı çekmemek rin mik'arı 489 tona bâlis olmustur. geçeo varljgım bir zevk «« nefe rakmamıştl. 14 mayıs akşamı Saıayda . için. kafıleye merısub insan'ar, pek Yeni tahsisin 257 tonu Toprak Mah Padişah Sultan Vahideddinln huıu ; az toplanıyor, pek seyrek konuju ayuıi içinde... rundan eıkmı» olan Mu.«tafa Kemal, 1 yorlardı. Hele biı gelebilselerdi, Sam sulleri tarafından ithaledilen kahveMaddesı kadar maoası güzel bu lerdon, 74 tonu ise ithalâtçı firmslar 15 mayıs 1919 da her Türk gibi bu I s u n u ufukta göıebılselerdi, bu valan tabıoyu seyrcderken eon günierı(eci ve elîm işgaü duymuş, kalbınden ' j ş t e 0 za man kurtulmuş olacaktı. tarafından çetirtilen kahvelerden yamın hâtııaları, bırbirınden kendını pılmıştır. vuruimuştu. fc MMustaf»K l üte Kemal ve ' p"e, Sembe, cum* günleri denizle altYeni Uhsislerle berabrr tstanbul ih ; belli bel.rsız ayırd ettiren çıçek arkadaşlarının Anadoluya hareketi a l t a üstuste, tıpkı minderde güıesen 16 mayıs çarşamba günu vâkı olmuş j iki u l S an gıbi buğustular Rauf Be tlyacına ayrılan kahvenin miktan 120 kokuları gıbi arka arkaya içımde tu. Bugünün ıkindi vaktinde Galata y m sözleıi, Mustafa Kemalin aklın tonu bulmuştur Bu miktann 30 tonu canlanmsya ba|ladılar. Biri üstünaynlamadım. rıhtımına Seyrusefam idaıesının ku dan hiçbır zaman çıkmadı. Nıhayet Mi?ros. dıicr kısmı ise kurukah^eci de durdum. Ondan çük bır vapuru, hakikatte dunya ça 18 mayısı 19 mayısa baglıyan gece, ler Urnfından satilacaktırAfllattığım bu gerçek âlemin haTanzim ve tahsis dairesi pında bir kıymet iiade eden buyuk deniz sakinleşti ve ertesi sabah ki yalî tülüne bürünerek odama dönbır valan evıâdını eıratmdakı bır u cumartesi günü idi, ufukları pembe, dijer viliyetlere tahsis otunan kahve düm. Bu saürlann üstündeyirn. vuç karıramanla yepyeni bır duııya uzakta şerid gıbi bütun bir cepheyi lerin Bayramdan evvel müstehüke in Beni böyle bir tabiat anından ya, emsal&u bır mukaddeıata goiur dolduran, Samsun şehrl gözüklü, tikalini sajlamak maksadile durumu kendı düayasına çekebılen kım? meğe hazırlanıyordu. Vapurun yolcu Bandırma yaklaştıkça, Samsun un telerafla slâkatılara bi!dirmi«tir. B r Iranlı hakim. Saadj*.er gibi, ları, kalpaklı, poturlu, şalvarlı, cep kumsalları, renkli evleri, tepelerine Ticaret Bakantığının kahve kenli vatandaşlardı. Bunların arasın kadar dik çıkan bayırları hep bu inhafızlaı gıbi oır gönüi eri... Bir satı<ına dıir (cl'üpi da aiyah kalpağı, gri avcı bıçımı el sanlurın gözü önunde bir tablo gıbi Ankara: 14 (a.a.) tktisad ve Tca Mevlânâ tuyranı. Bızım Mevlânâbisesüe, yejıl gözlu, altın saçlı, yu belııdi. Artık gelmişlerdi. Anadolu ret Bakanlığından tebliğ olunmuj mız, onuA sevgılisi. O da tıpkı ozünde cesaret ve azim çızgüerı gorü toprakları burada baslıyor, Türkün nun gıbi «çığmif, pı$m| ve yanlen, Osmanlı Imparatorluğunun Ü umidı, istikbalı burada onlara yo) tur: K/1020 savılı koordinasyon karari mış.'i) Ne güzel konuşuyor. Farsça, HAK KİTABEVİ (Babılll) Anhara Cad. 4 Utan. çüncü Oıdu Müfetüjı Feuk Mustafa verıyordu. Ne bır dalgakuanla, ne Kemal vardı. O, gülmüyoı. fakat bü de bır tabıi limunla ıııuhafaza euıl ile çig kahvenin perakendeci kâr onun dudaklarından manzıımUşıp HAK KİTABCVİ T«nıt<»«raylar Sot.. IS latanbul yük bir dâvayı tahakkuk ettirmek ınıjtıı Sanibun, tırlınalı havaiarda haddlnin tesbit edilmenüş çıkıyor. Kelımelerin ince tarklarmı için her şeyi göıe almış bulunuyor yuıcu kabul etmıyen bir sehırdi. Fa ! kahvenin perakendecileı tnrafınHan zeki buluşlannda o derece kolaylık du. Bu yolculuga çıknıadan evvel kat Mustafa Kemaıın bugun talihi ' kavrulmuş veya çekirdek olarak gaŞişlideki evınde bajında bcyaı bu vaıdı. Deniz sakın, gehk büyük mi Hılmasının temini maksadına mâtuf la kullamyor ki, küçük bir dalgınörtü bulunan, yüzünde kederli bir salırını kabule hazırdı. tur. Perakfndecllerin çig kahve al lık bu güzel fikir oyunlanndan insanı mahrum bırakabiljr. İslâm ve ifada okunan, hürmete lâyık bir anmnlan yasaktır. (Jçüncü Orciu Muletu'sinin v« kane ve kardeşine çok benzıyen bir Belediyeler kavrulmuş ve çekıl İrar. konusunda çok genij, gerıiş olgenç kadına veda etmişu. Bunlardan largunuıın vurudundan evvelâ şeh mlş kahvede yüzde 20 M geçmemek duğu nısb«tte derin bilgisi her cüm biri Zübeyde, digeri Makbule Ha rin askeri makamları habertlardı. Ko sartile fire tesbit ederek kâr hadle lesınde belli oluyor. rnındı. Bu iki ınsan, Mustafa Kema luıdu kumaııdanı, Samsun Valısı bu rinin hesabını da nazarı itibare alır Profesör Dr. Feridun Nafiz Uzlin bitip tükenmıyen ayrıiıklarına kaışılama merusınunde hazırdılar. lukun delâletile bej saat, bir an şahid ounuf v« arkalarından çok göz Yulcular kayıkıaria sahile yaklaştı • lar. gibi bana kua gelen b«ş taat iohyaşı dökmüşlerdi. Bu defa da kim lar, scvıııç ve aiaka ile karş,ıuuıuıiar. Kurban satışiarına dair bilir. beiki de hiç sonu olmıyan bır Mustafa Kemal 15te o zaman ferah betlnde. daha doğrusu şiir ve edeb nefes aldı. Henuz 3A yaj.nda maceraya giden bu sevdıkleri adam kararhr ziy^fetınde bulımduğum bu olgun için onlar, son aözlerinı söylüyorlar bır generalin, Çanakkale kahıamanı Kurban Bayramı dolayıslle kurban kişi, bugünkü tranm «n kiymetli dı. Galata rıhtımındaki kafile, bır nın Samsuna geldıgını duyan halk, satışları harek«'lenrr.ışt;r. Ancak bajı karargâhın şahsiyetlerınden mürek sahılde tüplaııınış hayran nazariaııle suıu sahiblerinin .surlılerinl ana cadı;« bilim ve edebiyat otoritelerınden Fruzanferd.r. kebdi. Hepsi kalpak ve avcı biçımi Onu seyıetmege koyulmuştu. Otel lerden trsfıgi aksatacok şekılde geçır saym Bediuzzaman elbiselerl, golf pantalon ve yünlü ler yakuıdı. Buşka bır vcsıta almağa dık'erl ve jehrin gbze bat cak yerle Âyan üyeliğini edebt çalısmalan çorapları ile bir yolculuğun mümes luzum kainıamıştı. Hep btr.ıbtr, rıe rind« satıu çıkardıkları fbrulrrekte yolunda b'rakmiî, şimdi llâhiyat Fa silleıi idiler. Hepsini teşyie gelmış şeli bir yürüyüşle askeri ve halhı se dir. kültesinin başında bulunuyor. kiaıseler vardı. Kafilede şu zevat lâmladıktan s;jnra, (Mıntaka Palas) Belediye Rlyasetince alınan ve ilgtoteline gelmişlerdi. Paja ve maiyeti lılere temlm edllen bir karara göre süVücudünün küçük hacmile tevafarkedlllyordu. burada bir müddet dinlendıkten son rüler şehrin göze batan yerlerınaen zuu maddileştirmiş obn üstadı heErkanıharb miralayı Kazım (Diril/ ra, vilâyeti, kolordu kumandanlığmı uzaku. ana ceddelere yakın yerlerde men tanıdım ve ellni Spmeye davtayin edildiği SıvastaKi kolordu ku ve beledıye) 1 zıyaret ettıler Bılhassa satışa çık'irılacak, ana caddelerden mandanlığına giden erkânıharb mi • sehrüı âsoyişine ve Rumlarm civar trafık akınının az olduğu ubah ve randım İçmden v« birden gelen ralayı Refet, doktor miralay Ibrahırn da yaptıgı baskınlara aid mühim hâ akjam vakıtlerındt geçirılebılecektır. bu saygı hareketimi aynı nezaketle Sitsar:n yapıldıgı m.ihaller de. satış karsıladı. Manevî münasebet başTali'. erkânıharb binbaşısi Hüsrev, dıselerı dinlediler. £or.a erd:kten tonra derha) temüiftti lamıştı. Mevlânâ hakkmdaki kıydoktor blnba?ısı Refik (Saydam>, Limanda küçuk ve tarihi Bandır rilecektnmitraiyBz mülâzimi Arif Beyler, piBu hususlara rtayet ctmlyen türti metli eıerlndert ve »gertetiınlpıı söz yad» mülânml evveli Ali Efendi. is ma vupuru o gün akşama kadar kal sahibleri cezalandırılacsklardır. açtık. Bu yüce ınerkez etrafında dı. Mustafa Kemal için memleketin .ihbarat müdürü Süreyya Bey, Musssnki sema ediyorduk. O, yalnız 700 lurist geliyor tafa Kemalin iki yâveri, yüzbaşı Ce butün hususiyelini, Anadolunun bu Italyan bandıralı 17 000 lonluk «Sıd Hâfızı Kü'r'aii aeğildT *5îşt3r!*T)avad Abbas, Saiih <Bozok\ süvari tarihî kapısında dinlemek, ona göre mülâzimi evveli Muzaffer Kılıç. bir yol çızmek l^zım geliyordu. O, ney» Itlks yoleu gemısi 17 temmutda şa Mesmevî ezberinde idi. HafızaBunlardan başka erkânıharb kayma yol progıamını şöyie taazim etmişti. 1 700 Frarsız ve Iîalyan seyyahı ile sından çok, gönlünden okuyordu kamı Arif Beyler orada idiler. He Sanı^undan sonra Kavak • Lâdik • Kaiostan lımanımıza gelerek yoicu Bu beş saat içinde bır kere bile kenüz vapur kalkmadan iki kisi ace'e Havza Amasya Turhal Tokad s^lonu öi'üne yar?şacaktır Ceml, l:ma kelemeden bir »iir »elsebili olmu?acele buraya gelmişlerdi Bunlardan dan geçerek Sıvasa gidecek, oradan rımızda 24 s?at kaKicaktır. tu. Hayret edılecek bir coşkunlukGalvaniz saç tevzii biri. o tarihte Arnavudköy komiseri da Erzmcan taıikile Erzuruma vara Ticaret Odsınj kayıdh lmalâtçılara Nevzad (Tandogan). Mustafa Kerrn c»ktı. Artık kendisini Anadolunun lin unutruğu kıymetli bir paketi. Siş kcjynunda görüyor, bu muşfik anne muhtelıı ebadda ıthal malı galvaniz »aç HİZMETİNİZDEDİR M E V L İD lideki evinden alıp gelmisti. Diğeri nin kucağında emin buiunuyordu. tevziire iid ha?ırlıkbra baslanmıslır. Tevııat : ihtiyae aahibJerinin dört MAıleraiîin sevgilı büyügü eski ve sevgili bir ar'odası, Hamidi İVıUitafa Kemalin Samsundaki temESye kahramanı Rauf Bey idi. SABRİ ARCA'nın iarı 25 mayıs sabanına kadar geceli, nehk ist hlâki gdz onunde tu'ularak yupı'acrkiır vefatının k'rkıncı gunü dolayıslle 16 Rauf Bey. Mustnfa Kemale. çıka gunciüzlü devam etti. Her taraftan teınmıu pazarteal (Unti Ikindi namaKadıköyde yapılacak voHar caeı yotcu!u5un teh'ikelerle dolu ol fena hab^ıler gcliyurdu. Dahiliye NaKrdıköy kaıasında 1955 yılında mü zını müteakıb Beyazıd Ctmilnde M«vdu§unu ve tnıçiliılerin kendisinin i?i zırı Ali Kemalin, Anadolu valılerine li'l okun?calttır. Arzu edenlerin teîrlfüzerinde bulunduğunu, yolcuîusunu Uıminı tttiği gizli emirde, Mustafa te?h'idlerin taahhtldlerire uymamaları ierini riea ederiz. dolpyısile yapılmıysn yol ve kar.alimuayyen bir gü^erpâh üyerin^e ve Kemalin geri döndürülmesi emredi Allesl bindiSJ geminin. herkesin bildiŞi bir lİ3pordu. Hattâ bu tamim şöyle bir zasyrn irş?.atı Beiediyece yenider Ihale edılmişfir. rot» üıerinde «eferini yapmamasını hükmü de ihtiva ediyordu. Bur.a «ör« Kadıköy kazasında tavive edivordu. Paşayı mukavemeti halinde ceb 395 metre kanal v« 1 aded d* 25 yol. köprü Zira, Pssanın bu gidişinden j ren ve mahfuzen de sevkedebilirsi yap.!:.caktır. tn?i'İ7İer harekete gelebilir. yol ' niz'.. Yapılacak yolların lsimleri asağıdaâ» da onu tevkif ederierdi. Jlustnfa Güzel amma, bu cesareti kendisin dır: K»mal. R»uf Beve ve kpn^i'ini te«vi de bulacak kımse kim idi. Mustafa Muhürdarbağ. Damga sokak. Ulunı« c'"ntere tesekkür etmiş. onları âa Kemaı. elde ettigi bu istihbarata mü luk snkak. H^jimbey sok=!k. Hasırcıen yakın bir zamanda AnadohHa vazî tedbirler almaktan da biran vaz ba";ı sokak. İhlâs sokak, Fırıldak sobek'iveceŞini sövliyprpfc Band'rrrn geçmış deği'di. Hemen bazı arkada? k»k. Gıinr'o*du «okak. Tayyarecis?mi vapunjna geçmirti. Gemi. !impnr!^n larını daha evvel, gececeŞı kasaba ve sokpk Kırmi7ikıı«ak «oVak. Emîrbey fıava k»r»rmadan cıkrnn*i mçf'm'^ıı. çehirlere göndermişti. Onlar kcndi C'kmaîi. H~£irc!brşı çıknıazı. ArayeıVa'n'z K'zku'esi acık'ai'inrla hi''m. sini oralarda beküyecek'er, ve vahim baş,. C:hsn'=eraskeri snkak. Yeş:ih?har drvımı Hakkıbev sokak. Tanzimat sobir vaziyet karjısında daha evveiden ki\. Öm«rpa?a sok~k. Zııhtiipa^a Cnmil de onu habeıdar edeceklerdl. Bun »rtta^ı Şehirkâhvpsı. Ka'amıç yeni vol, . Geminin k^ntnnt laıdan en mühimmi Sivasta cereyan Gü'rte' sqk»!r, Vü're'9 c?dr!esi. Av;«caWr inırorHi. nerni<=l 29 Eylül çckilişinde alacağınız her knr'a numarası için ka! ptmi^'i Orava doktor miralnyı Ibra vıı? Emirıâll ıo)cası. Kadköy Kum1 kıvm»t v him Tali' Bey gönderilmişti. Vall luk yolu ve Kurbağalıdtre köprüsü. sanma ibtimaliniz 200 defa artmıjtır. Çüakü bu defa 200 b^^Vında d» hircok s°vler bi'iv«r^u. 1 M'^tafa Reşid Paşanın Pa?ayı Sivasa f% talihliye 30.000 Jira. Her 100 liray. 1 kur'a nuruarası. Hi"bir SPV bi'meso. O'r"'n A" ' H!» | gelir gelmez tcvkife hazırlandığmı TEMMUZ 15 ZİLHİCCE İ lar Itahramanı olı*ıt»"nu. n?^ar>'ı öiıenrn Ibrahim Tali' Bey. Mustafa tınDPmtnrHfhımm merkerini. rn"n Kemnl ve maiyetini yaşlı ve her türksn''arınr!a en k"r'*t'nc ve k'ivve^'i lü enerjiden mahrum vali ile Sivas i'i cTı^'"=na kprsı "w1 m~"'r''n ft j vı'Syeti hudud'arından kaşılad'Sı zai Bı k'vm»"i rnl«» man, Mustrfa Kemalin bir ara kulafi>i s><5 v e S>m«""a C'VHTV*' ı ğıııa eîüerek: | 4.41 12 20 16 19 1940 31 37 2 28 bir m" İ S T A N B U L P A t Salata • Ittanbul AruvutkSy • 6atıtıuraj Radıköj Karagümrfik • Osmanbty • OskOdar 3 1 v? i o'=r?V tp. Pajam. sizi burada tevkif ede Daha gece... Orhantepenin durgun, yere serili, mavi bir halı; gökleri, sarhoş bir ressamm gelijigüzel fırça atüğı saçak saçak mor bulutlarla yer yer bojrab. Dönemi bitinnek üzesre imilmjş ay, hetn | anlatır. Bu konuşmamızda da «Mes nev!> için «Kur'anm farsçasıdır» derken aynı duygunun hangi hay| ranhk noktasına eriştiğini Ifade etmiş oluyordu. Orada bulunanlar1 dan biri «Mevlânâ, Mesneviye nela etrafındaki İranlı ve Turanlı kü | gerçek hayranlarım sevdiren Mev den dinle neyden diye başlamış?» çük halkayt hayrsn edip bıraktı. lânâ değil midir? Pakistanın büyük sualini kendsine tevdh edince şöy İ Görülüyordu ki, mezhebi «aşki> şairi ve hakimi İkbal gibi İranın bu le cevab verdi: ti. Bizım İlâhiyat Fakültemizde İs büyük üstadı da, yıkılma* karar Orada «ney» ,her halde «ben» lâm tarihi okutan genc bilginimiz gâhmı Konyaya kurmuj, irfan ve demektlr. Büyük sofl, ben dememiş, bir söz geli«ile Muaviye'den bahse hürriyet kahramanının sadık birer «ney» i remz olarak göstermstir. tilmizidir. Onun için onlara tüs Peygamberimiz Allah böyle buyurdince söylc dedi Ben, ktitübhanemdeki tslâm tad» derken haklı bir hitabda bu du demiyor muT tarihlerinden o sahifeleri yırtmışım. lunmuş olmıyor muyuz? Saym FruÜstadla fürlü meseleler Ozerinde Geçmis günlerin ayrıhk ve nifak zanfer, emin m ki, Mevlânâ ile ve fikir karşılaştninaları yaptik. F3rs hâdiselerıni yeniden yaşamaya ta Mevlânâ için yaşıyor. dil ve edebiyatınm geleneğe bağhajnrrıül edemiyorum!. Mevlânânın hayat ve eşer'eri hlığını ve öyle olması gerektiğini Üstadın ruhunda ne dünün, ne hakkmdaki kitabma başlarken ba savunmakla beraber yeni edebî nebugünün kin ve nefrelerinden en bası ve aile muhiti içinde daha ço vilerin gelijmesi lüztımuna da inan küçük bir iz yok. Olsaydı aşk mez oukten onun şiirlerini ye adını na makta Her türlü taassubun zararhebine girebiİT, Mevlânâyı mürşid sıl duyduğunu, sonra ona rcasıl me larmı sayıp dökmekte. Eskinin kıytutabilir miydi? Seven Mevlânâ, rak sarıp bsglandığını tatlı tatlı metini bildiği gibi yeninin doğmasını istemekte. Kendisine biz de dil Prof. Dr. Muzaffer Şevki YENER ^ " ' devriminin sebeblerini anlattık. Bu korudaki hareketierimizi takib etmediği için buna çok ehemmivet verdi. Bizde «şu, türkçenin en mükemmel eseridir» denileb lecek ş,ekilde düde mükemmel ve kusursuz 1000 e yakın Sendrom Müellif Biyografileri Terimlerin Izahı eser henüz gösterilemediği için Trp subelerine aid Sendrom cervellerj •• Fiatı 12J0 lir'a * «klâsik* sayılacak ve ömek olacak bir külliyat olmadığından dil bağımsızlığma ve mill! d:le doğru yaBilumum Matbaacılık ve Kitapçıhk Işleri pılan hareketin bu bakımdan da sebeblerini açıklaymca durumu der Merkez: Cafjalogiu Servilimescıt S. 24 IstanbulTel. 22 09 68 hal kavradı. HAK KİTABEVİ ••yaırt. ünhr.r.ll. Cad. Istan. HASAN ALİ YÜCEL • ** SENDROMLAİ { ISMAİL AKGÜN MÜESSESELERİ Tahran Üniversitesinde bir Türkçe kürsüsü kurulmasına karar verilmiş. Milletlerimu hesabına buna pek sevir.dım. Bu kürsü, münfer.d bır öğretim mercii olarak da bırakılmamalı; bir Türk dil ve edebi/atı enstitüsü balıne geürılmeiidir. Çünkü Iıan Azerbaycanuıda böyle br bilim merkezini miiletlerarası öneme yükseitecek kıymetli ve bol maızeme vardır. Bunları toplayıp yayıniamak suretile Şark Bilimierı konusLrnda ciddî eserler verilebilir. Bize geiince İsUnbul ve Ankara Edebiyjt Fakültelerinde bır kısmı üsUdın öğıetım ralıles.nde yetışmış limak şarüle sekiz on gencimiz var 1, farsçayı adamakıllı elde etmıs.erdir. Kısa bır zaman sonra yaba.ı uzmanlardan mustagni kalacağımız muhakkaktır. Fakat şimdiye kadar ihtıyar edilen usule devarn âzımdır. Yanı gencleımizi üstad ıbi büyük otorıtelenn yanına gca ermehdır. Ayrıca sayın Profesör ^lecatj Lugai gibi bu hususta derin lilgi ve meleke sahıbleraıden yaşına bakmadan istifade yolunu kapamamalıdır iranın naxk Şehinşahlarının Türk alkında uyandırdığı sevgiyi, Türiye devlet adamlarının, İranlı kar esJerimizde bıraktıkları, muhterem ruzanferin de bir vesile ile tasvıb ttiği güze) intıbaları, her iki miîet dipıomatlarinm iki devlet araiinda kurdukları siyasl bağı idrakere ve zekâlara sindirmek için iddî kültür münasebetlennin kurulması şarttır. Ziyaretler bir gün unutulur, muahedelerin yazüarı zamanla soiar; fakat idrake dayanan lışverişler devamlı semereler dourur. Mılletleri birbirine tanıtmak, özle ve yazı ile mümkündür. Hakkımızda, hatıra gelmiyecek tasavrurların bir kısım İranlı kardeş'eimizin zihinlerınde hâlâ mevcud ol uğunu muhtelif vesilelerle öğreni^oruz. Aynı hal, bizim için vaki değildir, denilemez. Bu vehimleri e boş, temelsiz sanılsrı, her m 1İ2tin mahdud eiradı arasuıda bile olS3, derhal silmek, her iki taraf aydınlarının millî ve insanî ödevleridir. Tarihlerımizin öyle sahifeleri var dır ki, manasız sebebleria ortaya çıkardığı ıhtıiâflar yüzönden kano boyanmıştır. Sebeblerin manasızlıgı sadece halklarırruzan cehaletinden, bilgisizliğnden doğmuştur. Feııa niyetiilerin cehaletten daha emin suç ortsğı olamaz. Bu yıkıcı, yakıcı ortaktan onları kurtarmak Için sarfedilecek her emek, mületlerımi ze vapmîmız mümkün hizmetîer.n başında gelir. Her iki devlet, kardeş iki milletkı yekdiğerini tanıy.p sevmes'ne hızmet edeceklere en ge niş imkânları sağİEmakt3 tereddüd etmemeîidirler. Buna bir misal o ŞUBEMİZ 16 Temmuz 1956 dan itibaren KuMMMiâ (Vâ*Nu) Miiletlerarası Şark dansten mü<;abakası Dünyoda ilk defa oîarak tstanbulda, Bevneîmfle! Sark Dsnsları Müsabakssı tertlb erJI'ecektir Bu milnassbetlt bü« tiın Ortadoğu ve bazı UıakdoŞu rr.em» le'trtlerinir tanınmış d?nsöIerine (Jsvtl piefctubları pHnderilmistir Sinıcllye ka» dT sadece Mısırlılardan musbet cevab Eİırmırtır. Burtların ekserivetl, mtite» ecîtJ'd def?!ar beyaz perıiede jBrdliSUnıİT. Trı've Karyoka. Samly* Cemai, 'ms Akif. Hıtrlve Muhammed, Hüd» Scrr«edd'n ve N?im3 Cemaldir. ; Bu »rada. Bir!e« !t Amerilcada Sark 'rslarüe biivük siikse toolıyan Türk jpsSrü Necîâ Atese de davetiye fön~ ^er^mişst de h<=nüz cevab alınamanuştır. Beyne!m:lel Sark Dansları Müsabakasına iştirak etmek iıtiyen Türk dnnsö'lerl ara^ınd?. d'ha öpce bir elem« mü«nbakrsı tertlb edf!et?ekt!r. MMIÛİİ A Türk Ekspres Bank fınızı da bedbaht etmeğe uğraşıyorsunuz... SakaUını* diye size acıyorlar, tahammül ediyorlar Bundan istifade ederek herkesın neşesini kemiriyor, bir casus gibi ortalarda doleşıyor... Kaduı yerinden fırladl: Sus!. diye bağırdı. SusJ... Yaptığı ani hamleden bir *n yerinde, sakat bacağının üstünde nllandı. Yüzü büsbütün kızardı. Hıçkırıkları baatırarak çıkan boğuk bir sesle: Arkasn S a b Su 1de J f.Ql| 4 39t 8.S9 12 0OJ 158 6.48 «TlI IVMt Rf \ KT» in lefriknsı: Kahkahclarla gülmeğe başladl Kadının s«iinden sertti bu kahka lar. Havada arka arkaya ş;akhyr<r du. Nihayet gülmeyi kâfi bulmuş gibi birden konuçmaya bagladı: Ben de size bir naslhat vereyim bari, dedi Sonra vaz geçti. Hayır, dedi Evvelâ junu izah edeyim. Babanız da, yük.ek aileniz de, eviniz de bana vız gelir. Ssyentede ev öyle sıkıeı, tatsız bir hal almış ki memnuniyetle dfrhai terk ederdim... Ama görülecek biı işim var... Mühim... Çok mühim! Hem burada pek acaip. pek enteresan geyler gördüm. Biraz tetkı» ke değer. Yani şıınu derrek ütiyorum ki sizin istedlğiniz değil. kendi gönlüm istediği wıman gideceğim. Seyisle ahbaphŞa çeÜnce, babanıza derhal söyleyin «Bar kızı Se'.da seyİ5İn evine ?itmiş.n devin, sade unutmayın çunu da ilâve edin: «Ben ondan e w e ! gitmiştün!» Kz ya.vsrır gıbi kadına b£Ktı. S°rk ^özîerile «Bu da ne derek?» San de benden ne stîvorsun? Rahat bırskın beni, ben zavallı bir hı»<;>vım.» demek istivordu. Saadeti buldugur'dan beri korkak olmu^tu Caniyi bulmktan. H'Üva ile birlik oluo intikam alma'ftan her şeyden vazseçpbilirdi tş saade t ri k?vbetrnesin Yassmak n.e eü zel seydi. tzdırsD cekerken b:le ha vatı sevmiştl «Izdırao çekmek iein df.hi ys^am'fta değer> derdi Hülva Hklıvdı. Kadın kızın gözierindeki vaivarı şı eörmemiş veva ?ld)rmpm'stı Bir mtiddet sustın onu o ac"in ba'tı?lariie seyrettikten sonra, aynı sert dik seslr konuştu: Siıe hem hatınnızı sormıy eel di?n Hem de bir nasihst vermi\'e: Sp'dtı örünrtfki tepsive pkmppe •ecple çay fircanma bakıp 'iıını vor gözVrinı kaldırmamrva pavr^i •diyordu «S^si ne kadar dik. verecegj nasihat de?il emlr: dive döşündO. Pfl'bütün sinirlendi Öteri devam etti: Babam Hülyayı çck seviyor. aıye sızi de davet etti. iâziir.dı İhtiyaç his:ettiğim vakit davet etti. Daha dcğrusu Hülyanm sizi ç ğır tualete gidemiyeceğimi düşünmenıasmp müsaade etti. Fakat sizin de miştim. Demek yüksek aüelerin «uru suru urutmamanız lâzım. Yüksek | mi%afirleri saatsiz gidemezler. Gug bır aüt y. nında misafirsiniz, buna iş doğrusu. Arrıa ho5unuza gitTek gorı hareket etmelisinlz.. için gayret ederim. Kaçtan kaça K12 bu sefer gözlerini kaldırdı. kadar müsaade var lütfen •öyl t'ıızin gözlerine dikerek: misiniz? Bu ihtar neden İC8b etti? diye Filiz, kırbaç gibi bir seale: sordu. Yeter; dedi alayı bırakm, Bu sabah koridorda odanıza gi tualetten dönmediğinizj büiyorum derkeı sizi gör:üm. Perişan bir ha Ai» gıdan g^liyordunuz. Hem tualınız v rdı.. Nereden dönüyordunuz? lete gitmek içın mi giyinmiştinız' Neden o haJde idiniz? O kadat erKız «eanın ne isterse onu düşur,,. ken koridor'lırda ne işiniz vardı? Sl hastaydım diyecekti, izahat demek iter gibi omuzlarını kHİdırkdını teskin edecekti. Fakat dı. Ekmeğinj iştahla ısırdı, kadıyapamsdı. Biraz tahsil görmüş bir nın ateş saçan yüzün* bakarak mahalie kızı, daha doğrusu bir har çıtır çıtır yemeğe başladı. Öteki fciTıvdı. Filizin o dik yüksekten ba dayan&madı tekrar sordu: kışı koruşuşu kanını k mçılayıver Sevlsin «vine ne için gidiyoı miştı. Buna rağmen mümkün o'du sunu?? Söyleyin1 Hadi bn maz°ev kariar kibaı olmaya çalışnrak ret bulun bakalım... Sade ş.unu aıj etti. da bilin eğeı biı daha o taraflar Affedersinlz hata etmişim. A da aörünürseniz babima söyıe ma sizin de yültsek eilenizin içi mek mecburiyetind* kalacağırr ne beni kabul ederken elime na O zarran derhal bu evi terketau sıl hareket etmem lâzım geldiğire niz iâzım gelir!. dair bir talimatname vermenu: Kız ekmeğini tabağa bırakti Sana bu söylediklerinl ödeteceğim!. dedi. Küstah, pişman olacaksın! Selda karşıgındaki kadına hayretle baktı. Uzun ince boyu, esmer etsiz yüzü, ateş saçan gözlerile cenge hazırlanan bir erkeg* benziyordu. Fakat ne yapia boştu artık. Selc'r.mn kanı kamçılanmıstı bir kere!. Artık korku hissedemezdi, fazla düşünemezdi .. Biraz içten bira» da yapmacık gülroive basladı. Tatsız, •henksiz, bayağı Filiz kuduz bir hırsla: Küstah! diye bağırdı. Küsteh bir gülüştü bu... Karşısındakinin nasıi cesaret ediyorsun, ben seyiaır vanan s?öılerin« bakarak «ülüyordu... Basını geriye atmış, saçları °vine senin gibi... vüzünden çekilip ensesine do&rıı Öteki lâfı kesti: Evet biliyorum, dedi Beniu sarkmıştı. vücudunu da geriye doe 2ibi gitmemiştiniz. Biz ya ihtiyt ru atmıstj Vücudu gerilmiş, ince1 cik geceliğinin alt'ndn meydan yüzürderı veya eevgimizden küc lürüz Siz ise gımarıklığuuzda1 okurcasına dikilmi^ti. Attığı kahve hasetten küçülüyorsunuz Sad> kahaiar çirkindi ama kendisl bu kocanızı değil her güzel »eyi ku haliylc çok güzeldi. Bunu hissediyor ve kendinj tahkir eden bu kanıyorsunuz. Bedbahtaınız. mağrur kadırn verilebilecek en lyi larak, gönlüm çok ister ki, yczima cevabın bu güzellik olduğunu da konu almakla fahir duyduğum üshissediyordu. Ü.tünde dolaşan kin ESİN HAMZALAY tad Fruzanfer, Türkiyeye Üniverdar bakışlar ona bir aşığınkinden s telerimizin davetlisi olsrak gelile tatlı geliyordu... Sonra birden doğ sin ve Türk mü'nevverlerine TürkYAŞAR BAŞKAYA rularak: lerin en büyük evlâdından biri oNişanlandılar. Ha! dedi. Unuttum, ben de !an Mevlânâv» bize ders olarak, Bebek 12/7/956 n sana bir nasihat verecektim. Öm konftrans olarak anlatsın. M. srerünü casuslukla, etrafındakilerin vinin vahdetçi ruhundan daha kuv kendinin de rahatını kaçırmakla vetlisinı hangi siyasî vesikada buMEVLİDİ ŞERİF geçirecfğine biraz kadınlajmaya lab;liriz? Trabzoruu Hacı Ali Hafız zade bab:mız bak... Bu kadar tatsız, ncı olman »»»••••• İBRAHİM ONGAN için bir sebeb yok. Bu dünyada ntka 4 vc dar sakat var yavrum. Hem n t Açık Hava Tiyatrosu %nıhlarıra ithaf ANNEMİZ J6 temedılmek üzer» sakntlar, bir dosru, bir «eveni • muz 1956 pazartesı ikindı naımzını olmavan. Üstellk ekmeğini kan utekıö Beyoğlu Ağacarrıünde Mevlıal zanmağa mecbur ne lakatlar! • Şerıf okutturulacsğından dost. akraba • ve arzıı eden dirdaşiarımızın teşrıfleri Bizim barda bir kjanbur vardır, • rica olunur. Bir gb'rsen ne çlrkin bir kanbur Oğulları: Ali, Hazıro, Ntjad Ongan 100 numarada durur, bütün sarKızı: Neclâ Targay hoslar onunla alay ederler. Neter, ne Maba »evlet söylerler. Kanburu n« vuran bile olur, o güler «eok muzipsin bayım, yapma paşacığım» 4 2. Halk üyunlan Bayramı * 19 29 TemmuE desfe.. Çünkü gülm««e, eyvaünh Nüshası 15 kuruştuı • Her akşam saat tam deme«# aç kalır. Anladrn nu? A ABÜNE ŞERAITÎ 1 21,15 te kalır! Sen bunun ne derrek oldugu nu hlllr roisin? Nereden bllecek I Müddeti rurl.iye Harte Ayrıca U n KJ u n At. \ sin, Utahını açmak için ne piş X Bayram v« cumartesi, paUr* KJ uır> ftj. teceklerini, etrafında nasıl hokzar günleri. gündüz: saat ^ahnîlık edeceklerini bilemivortam 17 de t »M ttae 'nr. Bütün bunları hakkın ıann«diyorsun degil ml? Sana bir eksik *t\>* BiMler her gün O U H i l verdıgi için belki Ailaha bil« dü|Küçük Sahne ve Açık r>»* • f*S'NP « mansm .. , • » Filu tokrtx:: Hava Tiyatrosu gişelerinde',< tlânlardar «mroltyet »•»••»••••»••••••• » • • • » » « (Arkası var , İ CUMüURfYET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear