Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 Temraur 195§ TeŞKkJaiHAHSl/M vtHM.6WtUBAŞKAH/l ÂLBAYHÜSAHETTİNERTÜRK SE Perde 74f a u u : SAMIB NAFtZ TANSl) Sır Kâtibinin sıs? tutmıyan kızı Sadrazam Damad Ferid Paşaıun Balta Limanındaki meşhur beyuz yalısmı örten esrar perdesıni, onun sır kâtibinin kızı, gizli ajanlarunızdan biri olan Galıb Vardara tamamen ifja etmiştı. Sır kâtıbinin, sır tu>.raıyan kızı, bu hususta mazurdu, zıra o da her genc kız gıbi scvmiş ve aevgisıue boyun eğerek, bu mdiıiın fedakârlığı yapraıştu Gizli ajanımız Galıb Vardar, hayatının bu ilk ve hejecanlı maceıasrnı o zaman bize şojle anlaunıştı: Vatan sevgisi, memleket uğrunda giriştiğimiz mücadelenm hedeü, bize her çareye baj vurarak muvaffak olmağı emredıyordu. Bu genc kızın saf ve temiz hıslerınden ıstifade etrnekten başka bır yol yoktu. Ona §irin, sevünli ve kibar gozukmeğe, hıç bir zaman vazıfeli bır kımse ~>U ığumuzu belli etmemeğe mecbnrduk. Bu sebeble işe kendimizi kaptırnv.ş bir âşık manzarası vermıstık. Hakıkaten ertesi sabah onu yokuşun ultında beklemiş ve tekrar bulujaıik bir müddet yanmda yürümüştüm. Bu defa, daha neşelı ve serbesttı, gu lerek bana dedi ki: lâkabile meşhur müstesar Cemal Be>leri, daha bir çok kimseleri sayıyordu ve bütün bunları anlattıktan sonra, ne ıçın toplandıklaı ını Eoylemeğe başlıyordu. O zaman ben kendisıne sorujordum: Güzel amma, bu kadar malumaü nereden aldığını öğrenebilir miyim diyordum. Babasımn akşamlan yemekten Eonra evde kendi odasında çalıştığıru, fransızca, ingılizce bazı yazılar da ona yazdırdığını ilâve edıyoıUu. Bır defasında bana çok müşkül bır teklıfte bulunmuştu. Madem kı talebesiniz, işiniz yok vaziyetinız de muşkül, babama yejım, sız cHaıicıyede bır ış bubun, bıraz ıstıtade edersınız, çünkü onun ikı satırı kâfi gelir!. Ben bu teklııe ne diyeceğımi şırmıştım. Kabul eder gözükmüs, takat gününü her defasında atlatnuftım. Bır defasında da beniınle evımıze kadar gelmek istemış, jabamı amıemı gormeğe kadar cesaret etmıştı. Ister ıstemez bir tatıl günü Kolejde bır toplantıyı bahane e'len ve evden bu suretie izin alan, onunla Lramvaya atlayarak uzun bir yolc'Uuk tan sonra Fatihe Çarşambava kadar gelmıştık. Dar sokaklar, ahşab ve harab evler, bu ıpudai mahailelcr onu hayrete du;urmüştü. Bır şehıin bu ıki semti bırbirınden o kadar farklı ıdı ki, ona yabancı bir memlekete geldiğimiz hissini vermijti. Bana sorduğu garib suali hiç unutamam: Şehir =haberleri Avrupaya gidecek öğrendler StaJ Içta 180 yüksek tahsil öğrencisi gönderîliyor Milletlerarası teknik staj öğTencl mübadelesi birliğinin Türkiye merkez! tarafındar bu yıl Avrupaya staj için 180 vuksek tahsil Oğrencisi gönderilecektir. İ. 0. FPP Fakültesl FizikKimya bölümü, 1 T 0.. Yıldız Tefcnlk Okulu, Cüzel Snnatlar Akademisi Robtrt Ko1*1 re Zonguldak Maden Tetklk Aramı Frstitüslt öğrencilerinden seçllmlj olan staiyerler İçin Bakanlık 30 ar lira döviz verecfktir Öğrencilerin ia«* ve ibateler eittik'eri memleket teskilâtı tarafından ödenecektir. Her öğrencl kendl branîindıı rta) yapaeaktır. İ T A R İ H Î B A H İ S L E R I Vali ve oparlör ABAHTÂ 'ABAMA...J 17. Asırda Istanbul 17. asırda îstanbulda yasamı» ve hayatının dört senesine ald vak'aları günü gününe kaydetmij bir eski hemşerimiz, devrinin «iyasl hâdiselerile pek mejgul görünmemektedir (1). Bu eski tstanbullunun günleri daha ziyade ahbablarını ziyaretle, Bohbetlerle geçmiş, sık sık ziyafetlerde bulunmuşlar, akşamları dostlarile işret etmiş, yaz mevsimlerinde zaman raman denize girmiş ve Istanbul civarına da küçük gezintiler tertib etmiş tir. Bu hayatın hlkâyesini (Sohbetname) ismile kaleme almuj ve bütün dört sene içinde de, hükümdar ve bir ıki siyasî şahsiyet hakkında pek kısa bir kaç satır yazmıstur. Birinci defterde 1072 (1661) yıb rebiülevvel ayı notlan arasında Sadrazam Köprülü Mehmed Pasanm cenazesinin stanbula gelisini {öyle anlatmaktadır: (Malum ola ki rebiülevvelin 8 pünü Sadrazam Köprülü Mehmed Paşanın cenazesi Edirneden tabut İle araba içinde getirilip ve Silivrikapısından ithal ve Altımermere imrar olunup, oğlu Ahmed Paşa yerme Veziriâzam olmuştur. Ertesi yevm Erbaa vanp pencerelerden ziyaret ve Simke? Ahmed Çelebi ile Simkef Ibrahim Çelebinln odasında musahabet vâki oldu,) 1072 şabamnda (Sultan Ahmed tbnl Sultan Ibrahim Edimeden gelip alay ile tstanbula girmişler.) IV. Mehmedin aynı yıl ramazanma yakm, tekrar Edimeden Istanbula döndüşünü kaydeden Sohbetname sahibi, Padiahla beraber payitahta gelenler arasında; Sadrazam Köprülüzade Ahmed Paşanın, Şeyhülislâm Sunlzade Seyid Mehmed Efendinin ve Sadrin Minkarlzade, Kadri Efendi ve nakibüleşraf 'udsizade Efendi ile diğer devlet erkSnmm) bulunduğunu da bildirmekedir. 1073 (1662) yılı saferinin 6. günü Sohbetname «ahibi, Küçük Çekmeeden dönerken (tncirükövde Hün YAZAN: Haîuk Y. Sehsuvaroğiu hırın 10. gününe rastlayan bu meşhudatını kısaca şöyle kaydetmektedir: (Sadrazam Ahmed Paşa ile ibni Köprülü Mehmed Paşa alay ile Şeyhülislâm tehniyesine giderken Simhane beraberlerinde geldim ve Parmakkapıda grup etmesini, Karamustafapaşa türbesi sokağmda ve mescidi jerif duvarı dibinde ruyet ettim.) Sohbetname sahibi tstanbulun eski binalarına, abidelerine dair Izaha't^ bulunmamakta, yalnız bazı yalılardan, saraylardan ismen bahsetmektedir. Defterlerinin 1074 senesi recpbinin 10. cuma günü notlannda (malum ola H "Validesultan camilnde namaza iptidar olunmu?) kaydı bulunmakta, fakat kendisinln açılan yen! camie o gün gitmediğl ve ou me rasime aid duyması muhtemel tefernıatı da kaydetmediği görülmektedir Sohbetname sahibl Şeyhülislâmkapısı olan eski Yeniçeriağalan Knnagı hakkında, Nisancı Mehmedpaşa camll imammdan duydueu şu malumatı yazmaktadrr: (Eski Nişancı camlı imamı Mehmed Efendivi camii m r bur haremeyne muttasıl olan vaptıSı evde ziyaret eyledik. Malum ola ki, meıbur nişancı evlâdı Mevlânadsn Arif Çelebinin sulbü. oğlu ve Fbülfethin yeniçeri ağası imis ve Süleymaniyede yeniçeri ağalan sakin oldujju meshur saray anm tahtı m'îlkünde imiş. bâde vakfolunup. vertJçeri ağalarına şart olunmus ve nisancı olup mezbur camii hina eylemesile ol sarayın kirası camiin masarifine tayin olunmuş. Bu haberleri mezlcur mam Mehmed Efendi lisanmdan istima ettik.) Sohbetnamenin 1072 yıh notları arasında Eyüb Sultanda (Ensari kapısının kurb ve haricinde Fatma Sultan sarayı) bulundugu kayıdlıdır, Sohbetnamenin sahibi (Hazreti Eyubün, Melek Ahmed Paşa, Sultan Ahmed kızlarından Fatma Sultan: tezvic etmesine binaen dügün edip azizi davet etmekle meclisi muhtasar olmujtur) demekte ve bir başka gün de (Fatma Sultanın Eyübdeki ı rayında zevci Melek Ahmed Paşayı ziyaret ve meclisinde) güls,eker yenildığini, kahve, şerbet içildiğini bildirmektedir. Bir gün de Simhanede Yoğurtçuzadeyi ve Arzırum paşan Kenan Pajanm hâlâ imaret üzere olan sarayında iç evlerinde ev kethüdası Ahmed Ağayı ziyaret) ettiğini kaydeylemektedir. Ahmed Ağanm odasında kahvelerini içerlerken (eski Nişancı camiinin çatıımı ve Hacı Aliz4dr>nin Hisar penceresine bina ettiği odasını ruyet vâki olmustur.) 1073 yılı rebiülâhırının 2. günü notunda da (Eyübde Küplüce semtinde merhume Kaya Sultan yalısında Ömer Ağa, All Ağa vesatetlerile kethüda kadını ziyaret ve hanım sultancığı rüyet) ettiği okunmaktadır. Aynı yıl içinde Kaya Sultan saraymdan tekrar ve söyle bahsedllmektedir: (Yıldız sokağından ve aşağı yoldan ve Bacanak sokaklarından vı hisar diblerinden ve İTumkapı çarîisından Kadırga limanına ve aolda Bostan camii kurbünde kapıcı Abdi Ağaya iltika ve Yoğurthane, Islahhane sokaklarından merhume Kaya Sultan sarayına duhul...) (2). Sohbetname bir de Yıldızzadeden, Etyemez, Samatya taraflarındaki Yıl Denlz Nakliyat Şîrketi memur vc müstahdemteri için hazırlanan barem DenlzcMfc Bankasınm 1 Mrnm ltibaren tatblklne başladı»! yenl bareme muvazl olar«* Denlz Nattllyat T A. Şlrte'lnln de memur T§ müstahdemlerl \çln yenl btr barem hazırtadıŞını ya?nı:'!tılt Şlrtette kurulan bir komlıron çalışmalannın sonuna eelmlsttr Tenl iae «Ima Te terfl hususla rı objektif esaslara nazaran tanzlm edllmektedir. Bu tıaremde, önce lşin hacmı de5« lendlrilmlş Te o işi yapan memurun inHbak kablHyetlle vasıfien teablt edllmlştir. Her han^l blr vazlfe için ]ü zumlu «artlan hal« olan memur, ancak maaşı tam olarak alabilecektir. Ma aç mevzuunda, llvakat. kıdem. tahsll, tecrübe, Itldal. ldarl kabülyet glb! fak törler ro! oynamaktadır. Çlrlcet idare mecMs'. önümözdrtl pa eartesi Rtinü toplanarak yenl baremln müzakereslne bsslıvacaktır. Barm Kur ban Bavramına kadar kabul edliecek T» tatbik mevkllne konacaktır Bu tak tlrde maaslara umuml Te Taıatl olarak yüzde 10 ile yüsde 73 arasmda zam yap^mntı imvve^e muhtpmeîdfr Dün sabah sizı hayli ıcorkuttuğumu zannediyorum. Yalan söjledım, ne babamın sizden, ne polislerın ikı mizden hdberi var. Bir kaç defa pe' sime düşen gencleri boyle kaçırJib'm için, size de aynı usulü tatbık etum. Ettiniz anuna, benim guruk'iye pabuç bırakmadığımı da tjdrdünüz? Ne dersiniz!. . Cesur olduğunuz için, sizi t e lnsanlar burada nasıl yajıyorî gendim. Yalnız her sabah değıl, bır l§te boyle dedım, senın gıbı, bekaç günde bır defa bojle Kon ruz. Voksa etraftan tarkına varırlar nim gıbi... nefes ah>or, yiyor, ıçıyor Ea her ikünız için de fena olur. Ba ve yatıyorlar. Bu evler hiç günej görmez mi? bam pek ciddi bır insandır, sonra Hava aimaz tnı? sizın nm çok fena olur. İyi amma, benım de bu nese Hepsıni yapar, amma sizin malede cıddi oimddığımı ne bıliyorsu hallelerdekı gıbi değü, üepsuıden nuz, bir tesadüf ıkı ınsanı mukaddes bıraz nasıbı vardır. bır bağia bağiayamaz nu? Bır turlü hayreti zail olmamıştı. Hıç zannetmem, bcnım kim ol Evıımzın kayuına kadar gelmıştiK. duğumu büiyor musunuz? Bızım ev, iki katlı fakat çok harab Elbetle bilıyorum. Babanızın dı. Ne onu ağırlıyacak bır ınobüyayüksek mevkıını, sızın Kolejde oku nuz, ne de ona ıkrara edeceğımiz bir duğunuzu, hepsını oğıendım. Hımad şoy vardı. Üsteük babam hasta, anederseniz bu arkadaşiığımız ebedi nem de çok yorgundu. Kaç gece anolur. Ben hiç acele etnıiyeceğcn, he nem korku ve Laürab ıçınae kıvranuz teerube edecegınız bır zaman o narak avdetımı beklemış, bekçi solacak. Kararımzı sonra verırsınız!. palarının taşlarda buraktığı akui dinNıhayet bu, buluşmaların sayısı lemışti. Gıdıp donmemek de vardı. artmağa, mekteb çıkışlarında da bazı Ona olduğumuz gıbı gorünmek pek gur.ler devaın etmeğe başladı. Bazı de hoş oimıj acaktı. Çok parasız ve gunler mektebden erken çıkıyor, >a mu^kui duıumda ıdım. Bır hasta ve hud aıkadaşlarından çabuk ayrılı mutekaıd yüzbaşının oğlu ne yayordu. Süratle yürüyor, Arnavudkoy pardı?. Pohs kısmı siyasiden azıl olİskelesını geçerek Bebega dogru sa muştum. Çunku gizli teş,kilâtta çalış,hüi takıb edıjordu. Akınlıburnunu tığımı anlamışlardı. Ağabe; ım merdonünce ona yetışıyor, Mısır sefare kez memuru Necatının eve gondertinın arkasındakı korulara doğru KO dıği yij eceklerden pek azıua ıştırak lum onun kolunda yolunıuza devam edijordum. euıjorduk. Hava kardrım.ı>a Kadar Haydi dedim, geç kalacağız, :»bu korularda gezıyorduk. Hakıkaten iyi bır ailenin kızı, temiz ve samımi tediğın oldu, 15te bızim fakirhane!... Tekrar dondük, onu evl^rinin yobır msandı. Her şeye ınanmıştı. Sozü babasmın vazıfesıne geurmıştım. kuşuna kadar getırdun. Orada veda etuk. Bu macera ıkı ay kadar devam üna goyle sordum: etti. Hemen her sabah erken kalka Kuzum, muhterem babanız, her rak bjr bohaça yeyıp Çarjambadan sabah eıkenden vapurla nereye gıdi Unkapanına ınıyor, Köprüyü geçıyor, akşamları nereden geüjor? yor, Sışhane yokuşundan tramviyla O, Sadrazamın çok yakınıdır. Taksime, oradan Ayazpaşadan ıneBayramiarca benı ue o >alı>a gotü rek tekrar tramvayla Arnavudkoyütur. Uzun bojlu, SJJJI gozıuklu, ırı ne gelıyordum. yarı o zatın, Sadrazam Ferıd PoşaNıhayet sevgı her şeyin fevkine nm elını opturur, bajıam hedıysmı yükseldi. Sır kâtıbinin kızı, babasızx ouun eluıden aiır, soaıa da pajto mn kararlaıının bırer suretını çıkarıp la dönerız. getırnıeğe, yutıp kâğıd sepeüne attığı evrakın parçaUrmı toplayıp bana vermeğe kadar t'aaliyetıni gejiıjletti. Hıç kımsenin ruhunun duymariığı bu anlaşma sayesmde, Balta Limanındakı beyaz bo>ah yahnın 1 ütun esrarı perde, perde önümüze aOaha sonra Sadrazamın sır kâtibi çıldı. nin bu saf kızı, o yalıdaki toplantılaBu sayede, Kuvayi milliye aleyhira, oraya iştırak edenlerın ısımlşrıni ne tertib edilen plânlar, Kuvayi insoylemeğe başladı. Burada kımler' zıbatiyenm miktarı, talım ve terbiye yoktu ki .. Kız heyecanlanarak: I edıleceği mahal, ilk sevkolunacakiarı General Harrington, Gencral yerier, Ingıliz donanmasının ziyaret Şarpi, General Monpelli, Miralay ı edeceği hmanlarımız, Rum köylerine Nelson, Kumandan Benet, yuzbaşı yapılan sıJâh ve cepane yardımlanGünıngam, Kont Caprını, bır sııru , nın miktarı ve yeri, papaslara ve kiecnebiden bahseder. bunların onılh ! liselere verüen direktifler, Hilâfet yetlerini, rütbelerinı, ışlerıni uzun , ordularına tayin olunan kumandanuzun söyler, sonra bızunkılere ge iar, taarruzun istikametleri, >epsi çerdi. Şeyhülıslâm Dürrızade Ab malum oldu Sır kâtıbinin kızı artıi dullah Efendi, Necmeddın Molıa sır tutmaz olmuştu. Mustafa Sabri Efendi, Said Molla Işte bdjlece bu gizli aianımız Gaâyandan Rıza Tevfik, muh^rrir Vli lib Vardar, hemen her akşam taze Kemal, Erkâruharb Mırlivnsı Kiraz bir havadısle bize gelıyor, Dunad Hamdi Paşa, Müşir Zeki Paşa, Su Ferid Paşa hükumetinin Anadoluya leyman Şefik Pasa, Bağdadlı Hâdi göndeH'" • ''rr'an. suıkasdcıVrPaşa, Konyah ve Adanalı Zeynelâbi d^n, gizli ajaniardan haber getiriyor, din Efendiler, Gümülcineli Ismail evvelce polis kısmı siyasisind» çaHakkı, Miralay Sadık, Artin Cemal Arkasi Sa 5 Sü I de Kuzum, Sadrazam sana ne verır, nasıl hedıye alır? Bajrim hedıyesi zarif bir kese içinde Osmanlı altınUııdır. BununU her şey alınır, daha guzel heılıj 3 mi olur? Oeçen hazlran »yı lçlnde •ebrtmlz eTienme memurluklannda 721 çlfttn ntkâhlan kıyılmiştır. Tılm İlk altı ayında eTİenen çlftl»rln »avısı l«e 5675 dir. Yıhn i!k altı ayında 5675 çift evlendi o 3 . C S g II tatanbu! Muhasebecüer Cemtretl kuruculan, dün aabah Vllâyette, Va. 1İTİ elvar»t ederelc, eemlvetlerinln nl Mııhasebeciler cemiyet kurdular ırkadası Kâğıdeminizade ile de bir aralık (Hünkâra müteallik mükâleme) etmiştir. 17. Asır tstanbullutu, d8rt sene Içinde blr defa da Sadrazam Fazıl Ahmed Pasamn maiyetl İle beraher "Tünkü Divanyolundan geçışine liamı^ ve bir kenarda durup kenlisini seyretmiştir. 1073 yılı rebiül'â!•••. TEŞEKKÜR Kurucularımızdaa Tiirk Dpnİ7 Ticaret Filosa Gemi Sendikası kuruldu Türk deniz ticartt fılosunda çelısan Kemi labltanı vt yardırrcı ceml «abltanı (Türk dentz tlçaret fllosu (reml sendiknsn nı tesis etmiçlerdlr. Sendlka: ıeml kantanlan, bnşmaklnL^t'erl ve rnaklne zabltlerl. geml dok torlan. seml satlık memurlan. tremi telsla meiıurları. eeml fcomlserlerl. ge mi kfttıblerl. geml ambar memurlirını ; Açık Hava Tîyatrosu • HAYDAR SALİH TOKAL'm Knziıcesmede bir bakkai dükkânının deposunda yanfin çıktı Evvclkı gere saat 3 İS de K"lrcesm^de Dem'rhane caddesinde tmnail Ytlcere ald 100/102 numarali bikkal dukkâmnın deposunda anlaşılmıy^n bir «ebebdpn vangın çıkmı^tır Depoda bulunan ır.addelerin 'nfilâk etmeslle ateş genişlem!^ ve bıt'şlk'ek! Mehmed Yüçee s'd 104 numaralı kahve ve ahçı na siravet etmlştlr Dnkkân!ar yandıktan sorra söndürülen y^n^ında 250 b p Ilraltk zarar olduğu söyir fki dükhânın 20 b!n ürasigortalı bu!nc"tıju anla^ılmıştir. TT»ı)tfV.>t3 devam edi'mektedlr 2. Halk Oyunlan Bayramı 19 • 29 Temmuı Her akşam saat 21,15 te Ayrıca Bayram ve cumartesi, pa % '. zar günleri, gündüz: saat ^ tam 17 de f • Biletler her gün ! Küçük Sahne ve Açık • Hava Tiyatrosu gişelerinde • •»•••••••••••••••••••••4 büyük kaybı dolayısile bizzat veya telefon, telgraf ve mektubla ve cenaze merasimine iştirak etmek ve çelenk göndermek suretile acılarımızı paylaşan hissedarlarımıza, müşterimize ve bütün Banka ve müesseselere ve merhumu seven ve sayanlara en samiml teşekkürlerimizi arzederlz. T. İMAR BANKASI T.A.Ş. DOĞAN SÎGORTA A.Ş YAP1 ve KREDI BANKASI A.Ş. Trafik kazasmda bir kişi öMü Sofbr Mahmud Çiçekçi. idareslndeki 50017 p'âkalı tiksiy'e ITikapanı köprilunrien geçerken. Kasımpı^ada'Sakır^acı cadriesfnde 20 rumarah evds ofusn Hatice Işıklar fle kızı Ayşe îsıkara çaparak ağır surette varalanmalasebebfyet vermlçtir tikvard™ has ln» y?tırı!an ka?a7edelerden Hatice çok geçmeden 81mflş. hâdiae etrafi""1a tahklknta baslanmıştır. Btından baska jehlrde son 24 saat zar 'ında « tnfik kaıasi olmuj. bu kazaarda 4 vasıta hasara uğramıj, 4 kişi rt » vnralarmıştir. Beykoz kundura fabrikasındaki yangın EvvelM fece »aat 2130 gularında Bpyk07da Bevkoz kundura fabrlkasım akaryakıt deposunda çıkan yangın tahkikatıra Bevkoz Savcilıgınca ehemmivetle devam edllmektedir. Yaipın verlnde dün blr kesif yapılmışsa da yanuımn çıkış sebebi kaft olarak henöz tesb't edilmemlştlr. Yangm s;rasında 17490 kilo muhteltf clns akaryakıt yandıgı anlaşılmıştır. fZ 13 AJANSIMIZ 16 TEMMUZ 1956 PAZARTESİ GÜKO AOILİYOR • • ZENGİN HUSUSl KEŞİDE ZARİF AÇILIŞ HÂTIRALAR1 ztLH tccıî S c X 4 e • 0 12.00 s i 1.591 £ 39ı 2 25 V. 1 4 39 12 19 16 19 19 41.21 E. | 8 3! | 4 38 8.38 6 44 GflRRHIİ BHnKHSI di. Bir lzahat bir yalan aradı. Ve birden: Düştüm dedi, ayağm burkuldu. «Cl MHI'RİYET» in Tefrikası: 4 1 PEPfi/ÂN ZÖPIM öelda S. briden =.^..., r «.oşke doğ ru yürürken «Ne tuhaf, diye düşün müştü, her şeyden bütün ümidimi kestiğım bir zamarida Allah bana saa det verdi. Hayat sürprizlerle doiu. Her ..n yerıi, yepyeni bir şey doğursbılljor Ümitsizlenmemek lâzım.. Bana bakacak, rahat edeceğım, iyiieşırim de herhalde.. Onu seviyorun. Aşktan saadetten Zîvallı kalbi uçuyordu. Evve^â Hülyaya anlatmak istemiş, ;onri vazgeçmişti. Davet edildiği o Kİbar köşkte seyisle jşk macerasını kimse bilmemeliydi. Belkı hü!ya da kızardı. Deha köşke geldipjnin be?inc günü. Evet bu vaka gelriıği nm be'^nci gürü olmuştu. Ve aitmcı sabah Selda korku değil, sevinç ıçinde uyfnıyordu. Bir ara yatıp onu düşünmek istedi. Vücudu şehvetle gerüdi Blrden yatağıncian fırladı. Bslkonun perdelerini actı. Biraz ev vel ptrdeleri hafif hafif şişiren taze h a v kmr> göğsüne doluverdi B h çe kuf cıvıltılan İle doluydu. Daha bir tnsan gesi duyulmuyordu. Heı haldp herkes uykuda irli. Selda yatajınt bir göz attı. İmkârmz uyuya mıyacaktı artık. İlk çocuğunu doğu ran bir ana helecam içinde idi. Saa detini doya doya tatmak istiyordu Saadetiri biran unutmak, ayrıimak istemiyordu. «Uyuyamam uyumak istemiyonım» diye düşündü Acele giymdi Ayaklannın ucuna basarak odasınJan çıktı. Korka korka bir hırsız gibi ilerliyordu. Kendini bah çede bulunca geniş bir nefes aldı Ve bira7 daha serbest yürümeğe brj ladı. Güneş daha ortalığı ısıtmamış tı. Bol yeşillikli sık ağaçlı bahçe ru tubetli ve serindi. Çok geçmeden kıı sandllannm içindeki çıplak ayakla rında biı ıslaklık hissetmeye başladj. Bir hayli ilerlemişti. Lslaklık his si bütün vücuduna yayıhyordu. Eüni saçiarında dolfjtırdı. Su serpmişler gib ! idi. «Döneyim diye düşündü Fakat yolunda devam ediyordu. Ağaçlar gittikçe sıklaşıyordu. Bır'en durdu Bir ayak sesi.. Koşan bir ayak sesi.. Bir daha.. Sanki biri kaçıyor, diğeri kovalıyor. Düşünme den gayrı ihtiyari bir ağ.= cm arkası na saklandi. Korkmuştu. Neden? Kerdı de bilmiyordu. Lâkin korkmuştu.. Bir erkek sesi: «Dur! diyor [ yerinden bile kıpırdıyamıyordu, Bir za. Çok uzaktan gelen bir ayak se an gözlerini kapadı. Güçlükle yut sl. Başını çevirip bakamıyor, müte kunuyordu. Galiba kendisi kadın madiyen koşuyordu. Ayak sesleri dan evvel boğulacak. Ağaco dayandı. yaklaşmıyor, fakat devam ediyordu Nefe almaya çalışırken istemeden, Kız nıhayet köşkün önüne geldi. düşünmeden gözlerini açıverdi. Hs Artık nefesi tükeniyordu. Kapıyı yır Fahir bey kadını boğmuyor. Lâ çıkarken aralık bırakmıştı.Ya kapa kin gördüğü yine de korkunç bir dılarsa? Hayır. kapı ayni vaziyette marizarj:. Adamın bir eli sımsıkı ka duruyordu. Can havlile içeri girdi du. Dur ciyorum sana!» Sesi tanıdı, dınm saçlarını yakalsnu} öbür eli ve kapıyı sıkıca kapadı. Bu koca titredi. O ses.. Fakat o tatlı ehenk de belli ayni kuvvetle ağzıru kapa sağlam kapmın arkasmda, insanlar la dolu köşkte kendini biraz daha vok. Bu boğuk, hırçm, emrediyor. mış. emniyette hissetti. Ckniş bir nefes Ayak sesleri önünden ge^ti. Gözleri gözleritıde bir şey söyalmsk istedi. Nefesi ağzından bir uzaklaşü. O zaman başını halüyor, Kadının gözlerindeki korku hıçkırık gibi çıktı. Hıçkırıklar birbi fifçe Sfklandığı ağacın arkasından uzaktan bile görülüyor. Kız yine rini takip etti. Ağzıru eli ile kapa çıkanp bakabildi. Bir kadın, uzun boyliı çok güzel endamlı bir kadm bir an gözlerini kapadı. Tekrar açtı yarak, patırtı etmemiye çahşarak ve peşinde Fahir bey. Nihayet kadı ğı zaman yine onları ayni vaziyet odasma doğru yollandı. Mecalsiz ba nı yakaîadı.. Müctdele ediyorlardı.. tc buldu. Sanki bu durus, bu kor caklan ile merdivenleri tırmanmı Kadınm uzun saçları dağıldı. Beli kunç sahne hiç bitmeyecek. Fakat ya başladı. tlk katı çıkmıştl ki kar ne kadar inen dalgalı siyah stçlan hayır. bir kere daha yanılmış oldu. şıdan Haluğun geldiğini gördü İki Ve si de hayretle birbirlerine baktılar var Fahir bey kadını bileğinden ya Adam kadını birden bıraktı. Erke Haluk: k&lamış bir şeyier söylüyor. Söyle kadın artık bağırmıyordu. diği dujulmuyor. Kadm bütün kuv ğin yavaşça tutup ileriye doğru çek Neyiniz var diye sordu. Ne vetile b: ğırdığı için onunkiler du>oı tiği kolurîdan en ufak bir isyan bir luvor. yAlçak. diyor alçak! bırak hareket görünmüyordu. Sanki bu öiiı reclen geliyorsunuz, hasta mısmız? Kız yavaşça: beni..» Adam kadını sarsıyor, belli koln idi. Adam ilerliyor, kadında Uyumadım, dedi, uyuyamadım susmasını ihtar ediyor. O büsbütün beraber. Uzaklaşiyorlar. Kaybolu bahçeye çıktım. Sonra... bağmyor «Bırak! Luyu ne yaptın' yorlar. Niçin onu göremiyorum? Neden sak Sonra ne oldu Biktin bir ha Kız ağaca büsbütün yaslandı. Vü lıyorsun benden? Onu göreceğim. 'iniz var. Heı kese her geyi söyliyeceğim. Hep cudu ağır bir külçe gibi. Bacak'an Sonra yürüdüm, fazla yürü si, herkes bilsin. Senin ne canavaı bu ağırlığı çekemiyor, bükülüyor müşüm dalmışım. Çimenlerin içine du Bir an kendini ıslak çimenlerir olduğunu bilsînler.. Bırak benü..» 'ialmışım. Adam birden elini kaldırdı.. Selda üstünde buldu. Diz çökmüş yüzü Üstünüzde ıslak. YOrflrken mi nü elleri ile kapamıştı. Sonra birnan kaibi duruyor gibi oldu. «Boğa taraf; bu kadar ıslandınız. cak diye düşündü. kadını boğacck. den kalkt' köskün olduğu Genç a l m ı n hayret ve merak Ne yapsam..» Hiç bv §e/" yavoamıyıç doğru koşmağa başladı. Arkasmda bir ayak sesi var gibi geliyordu kı Jolu bakıslan karşısında kız aıkd Haluk tatlı bir sesle: Çok mu canmız yandı? Diye sordu. Sonra kolunu uzatarak, ba na dayanınız, dedi. Kız isteksiz bir hareketle kolunu geîicin koluna geçirdi. Fakat ajmi rmda hakikaten çok bitkin olduğ'.ı 'U hissetti. Sıcak, kuvvetli bir kola dayanmak, kendinl emniyette hisset mek içinde rahatlığa, sızıya benzer, baygınlığa benzer bir jey duy du. Sendeledi. Hâluk kıza sanlır yaptığı teftiş ken yüzüne dikkatle bakb. Gözle Belediye Reis Prof. Gökay, dttn sarindeki tecessüsün yerini endişe al bah ».30 da rr.«wa ve sebz* hâlln! ve Mlgros tesıslerlnı tefti» etml», tlat tanmıstl. ılml y* Hâlin umııml çalıjması üzerinÇok mu rahatsızsnm. Diy» sor de HjrUllere gerekll dlreküflerl vermistlr. du. Şuraya köşke kadar bana da Meyv» ve sebze Hall son üç av raryanarak yürüyebilir misiniz? Yokfında, geçen «eneye nazaran 100 bin sa sizi kucağırta alayım mıT lira fazla gellr temln ermlîtlr. Selda:: yürürüm, dedi. Adamın kolunda sürüklendi, En yakın koltuğa çöktü. Büyük sofa nın bir köşesinde ikiai yalnızdılar. Daha köşkte hie sea leda yoktu. Genç adam kızın burkuldu diye göı terdiği bacağmı muayene etti. Pek bir tey yok. Dedi. Kızın titrediğinl görerek i l i v t etti. Üstü nüz sırsıklam çabuk kalkını» »ixi odanıza çı] larayım. (Arkası var) X«kl DUyunu Umumlye Nazırı Şefllt beyln kuı, merhum Ralf Necdet Kestelu'nta ejl, sevgill Te Tefak&r annemlı. ali Gökay, «enelerce eTvel İstanbula klâkson yasağını koymakla akil ve sinir hastalıklan profesörü olduğunu ispat etmiştir. Zira modern tababette «koruyucu» şnbe, «tedavi» edid şubeden bile dız sokağından ve buradaki Yüdız ehemmiyetlidir. evinden, katrından bahsetmektedir. Klrksonlu şehirler şhndi bize Uf Sohbetname sahibi < Yüdız evmin) hammii'fersa hissini vermektedir. kâh sofasında, kâh kasnnda, kâh Mrselâ Beyrntta klâkson yasağı sehneşinde ev sahibi ile, diğer zeyoktar O ne gürijltü, o ne patırtı! vatla oturmakta, burada yemekler yenmekte, kitab okunmakta ve haf Çıldırmak işten değil! Biz İstanbullular, klâkson yasağı tanın üç gecesi de işret edilmektedir. Ahbablar diğer dört gece de Ahmed konmamış şehirlere gittisimiz r.aAğanın evinde içmektedirler. m?n, eski halimizi unutup, yükSohbetname sahibi Istanbul evle sekten bakabiliyonız: rinden az bahsetmiş, ahbablarmın < Ne mantıksızlık! Ne nlzamyeni evlerini teferruatile gezdiğini sizl'k bunlarınki! Bir Marecilerf yazdığı halde bu evlerin Içleri hakkında izahat vermemi?tir. Yalnız bir zuhur edip şu beyhude velveleye diye düşününotunda 17. asır Istanbulunun kira son veremez mi?» evleri hakkında bir fikir edinilmek yomz. tedir. Defter sahibi diyor ki: ((Sabı Klâkson yasağı, mutlaka, şehlrleka Kethüda Bey hilâ Emirhac Sü rin medeniliğine doğru bir adımleyman Paşanın sokağmda yazıcısı dır. Hem de dev adımı. Mehmed Efendinln, eniştemlz küçük Fakat gel gelelim oparlör mevçavuş Hasan Ağa için yevmî otuz akce klra fle tutulan evine dahil olduk. zuuna. Oparlör şamatasi. bizde. en IprlBade Nurullah Çelebi teşrif edip mezbur evin taşra ve içerisini bitta dai memleketlerinkine taş çıkartımam seyreyledik.) yor, bize utanç veriyor. Kendi ka; Sohbetname sahibinin notlarında famızın s.ı tiği, sinirlerimizin bosksadığı uyîstanbul evlerinin içlerlne ve oda rulduçu .işlerimîzin isimlerine aid sık sık geçen tâbirler kumuzun kaçtığı. hastalarımızın şunlardır: (Büyük oda, Kahve odası, ıstırab çektiği bir tarafa, ecnebi dnst kütübhane, fevkanîoda), (Ahmed / lann istih7a!ı bakışianna dayanağarim yenl evi şehnisinde lodos penmıyoruz. BM yabancılar aramızda ceresi> camekânda kafestar yanmda sofacık, nim sofalı oda, (büvük oda kalma&a mecbur olup şikâyetterinl zaman, kendilerine da poyraz penceresi, zöivecih odası yükrelttikleri (bir defasında oğlu zülvecih odada verecch cevab bıılamıyoruz. Zira sehnlşinde, kendisi de yüklük dibin medenî memleketlerde oparlör pnde yatmı.«lardır.') (Sabah kahvpfini cak muayyen törenlerde, muayjen zakirbasmm tahta bendinde ictikt, saatlerde kull nılır. İskân sahaların fSah Sultan zaviyesinde yalı odası) daki ankhava eğlence yerleri daiSohbetnamede selfimlık tâbirl sık s<k baş diniemege mahgeçmekte, harem yerine de iç ev tâ ma sakindir, sustur. İleri ecnebi memleketlerin birine rastlanmaktadır. radyolan da adedce bizimkilenien Ruznamelerde e*ki îstanbulun bah kat kat fjzladır ama, sesleri değil çelerinden bahsedilmekte ve o vakit sokaktan, yan odadan duyulmaz. slmdl nasıl yesillik ve çiçeklik oldubu notlardan pek lyi anla'îilmak Düğmeyi herkes kendine göre çe> tadvr. Evler hemen daima bahçeler virir. Ne gıpta edilecek bir nlzanı içinde bulunmakta ve sahibleri bu ve terbiye. baheelerde itina ile ağaçlar, çiçekler Şimdi Profesör Gökay da klâkson yetiştirmektedir. yas°ğmdan sonra,oparlörlerin Sohbetname sahibl blr defa Kefeli hakkından gclmeği karar altıns olan blr dostunu ziyaret etmiş, Kefeli kendlsine (blr kaç tane soSanlı «im abnış. Kendlsinl geçen gün görerek de« ve zerin ve yüzden ziyade Kefe lâlesi soğanı) hediye etmijtir. Bahçesinde dim ki: b«vle hediye suretile ekilen büyük » Ceceleri on birden sonra (îüller, servi ağaçlan vardır. Gene o opar'ör yasağı var!» diye ilân edildevir bahçelerine bol sümbül de ekil di. Bu. gecelevin saat on bire kadar meVtedir. Bahçelerde eeknen riyafetter, tertlb oparlörlerin halkı rahatsız edeceğl edilen sOnnet dügünlerl de ayn ayn manasma mıdır? Vali, bunun o mânaya gehniyecehikSye olunmaktadır. Eski tstanbullular, bahçelerde bövle âlemler ter ğini, (saat on birden sonra harice tib edip oturur, eSlenirlerken keili. sesi aksettirmek yasağımn) ilk fetlt kıvafetlerlni bozmazlarmıs. Soh adim olduğunu söyledi. Diğer betname sahibi bir defasmda bir ye adimlann onu taklb edeceğinl llâv» nilik. bir baskalıV hnlinrJe «unları kavdermektedir: (Mihribanzar'enin etti. Sinir ve akıl hastalıklan mfite» bahçesinde Halil Celebi. Kurciuzasinirlerimid vi rövet ve açık bas fle muaseret). hassısı belediyecimize «V îstanbul bnhcelerinln hnsi'.'i v»> aklımızı emanet ederiz. !1 yetlerinden birini havti7İar teskil etOparlör, bizde de aneak medenl meVte ve eski hemşerflerrmrz havti7 memleketlerin ölçiisünde koll»nılbasmda topianmayı ve buralarda mnlıdır. tstanbullnlar, oparUnljl VıHet ermeyl spvmeVtedirler. 17. asır îstanmıllustı kendl yasadıŞı memleketlere gittikleri taman: «Bu devirde Samatvsda bir denlz hama ptidailik çok şükür bizden kalktı!» mmm mevcııd olduŞunu ya7makta, diye şrunır duyabilmelirlirler. Trpkı VendH kSh Samatva tarsfiannda. klâkson yasağı mevzuunda olduğu kâh Zevtinlik mevkiinde arkadaşlabi. rile denize ginrıeVtedir. *** Sohbetname eski tstanbul semtleri, Müezzinliğr zarar veren sokaklan bakımmdan da blr hayli matumat vermektedir. Eski t^tanbulo âlet.. lu kendi yasadığı devirde ahbab olOpaılörlü ezsn, bazı Arab memduŞu sanatkârlarm da ne yazik ki sadece i«im1erini yazmakla iktifa et leketlerindc de âdet olmus. Fakat mistir. Bunlan ismen nakkaş î<nmil meselâ benim Beyrutta dinlediğim Çelpbi. kaiemkâr Mehmed Celebl, ezanlar, her seferinde müezzin tara» mücenid Ali Çelebi, saatçl Abdür fından okunmuyordu. Be? vakit ra>>man Çeleb! olarak tamyoruz. namaza göre beş, ayn makamdan Üç yii T sene evvelki Istanbullular çok çüzel sesli bir hafıza topyekun bir büyük huzur içinde bu güzel okntturulup plâktan çalındığını ba* şehrin seması altında memnun ve na söylediler. Dinlerken de o tntıba mesud seneler yasamışlar ve sonra hasıi oluyor. blrer gölge gibi çekilip gitmislerdir. Müezzinin minare İle alâkası Mimarlardan bir ksç kubbe. bestekârlardan bir kaç beste, nakkaşlar kesiliyot mu? Peki camiin içi He' «İmBrn efendinin önüne de bir dan kitablar arasında bahar renkleri, minyatürler, çizgiler, saatçiler mikrofon konulsa, cemaat arkadan den belki hâlâ zamaru sayan saatler duvar. miiezzine hacet kahnaz.» kalmıştır. Teknik ilerledikçe bu sahadald Bu lcubbeier, bu sesler ve bu renk usuller de mi alabildiğine değişelerle bu tıkırdılar bize zamanlarm, cek? ömürleri birer rüya kadar kısa sürüp Hattâ neuzu billâh: «İmam efenpeçtieini ve bu rüya âleminden ebetele^izyon vasıtasile namaz küdiyete yamız güzel hâtıraların intikal dınr!» ettiğini eöylemektedir. Olur mu, efendim? (1) Sohbetname hakkında fîk maBöyle bir mecraya girersek emin kale 6 temmuı 1956 da çıkmısrır. olalım bu i? eorab söküğü fribl (2) Kadırga sarayı 19. asır başla pider. Din ise, an'ane ile sıkı sıkı» rma kadar mevcuddu. Bu saray sulya bağlıdır. Müezzinin sesini eotanlara tahsis edilirdi. Padisahlar hemşirelerini yahud kızlannı burada cukluğumuzda alışıp hâlâ zevk duy» riyarete gelirlerdi. Sultan îbrahim duğumuz gîbi, bir insan hançeresinkısa bir müddet burada oturmustur. den \a>.ıta$iz olarak dinlemeği Miislüman cemaat tercih etmekteyiz. Hasılı op rlör dinen kötii iend, dünyp işlerine de, ahret işlerine de Dün 1, 3 ve A. ASır Ceza mahkeme zarar verdi. Diyanet İşlerinin teklerinden dört mahkumiyet kararı çık rim ve tazimle alâkasmı çfkerim. nııştır. Ilâvem: Bazı okuyucularım, geçen Kuilandıgı otomobllle bir fahsın ölilmüne sebeb olan Burhaneddın Can bir ytzımda sırf oparlöre itiraz etlsmindc blr soför, 4. Ağır Ceza mah tiğimi, ezana hürmetsiziik gösterme keme^i tarafından 3 sene 4 ay hapse. diüimi dikkatten kaçırmışlar. Bu 833 lira para cezasına mahkum edil sefer ihtiyaten peşin peşin tavzib miçtir. ederim. Bir kızın ırzına geemeya te«ebbüs Güzel sesle okunmuş ezanlar eden Receb Nurl Şenkal lsminde blr foför de 10 ay hapse mahkurn edilmiş ken dim i bildiğündenberi ruhuma ve ehllyetinin elinden almarak mesverir. Fakat tüylerüni di* lekıen Jardına karar verllmlıtlr. ken diken etmiyen bir oparlöre Ali Gümüs iamlnde biri de b!r kızın ü.. rastlamadım. Vatandaşların ırzır.a geçHğinden 1. Ağır Ceza mahkemesı tarafından 7 sene hapse mah çoğu da benimle aynı fikirdedir Alkum ea Imistlr. di'îiın ınektubkrdan bunun böyle Zeki Alparslan lsminde blr egrarcı oiduğurıu anlıyorum. 3 Ağır Ceza mahkemeslnde 10 seneye. Din rükudet, huşu ister. Çatlak arfcîdası Mehmed Sen de 8 sene hapse, 2400 llra ps*a eezasına carptınlmıştır, sesli oparlör huzuru da, sükîînu da bozuyor. Belediye Reisinin HâMe 4 mahkumivet kararı (VâNu) Ankara 12 (Cumhuriyet Teleks) Gazetecl arkadaşlarımızdan Vedad Heflg!u llc e$i Nesteren Refioğlunun bugun bir erkek çocuklan dünyay» felmıştir. Emin adı verilen nevzada uzun omiirler temenni eden'z. Doğum BUGÜNKÜ MEVLtD Nüshası 15 Mjrusrur ABONE ŞERAIT! Müddeö ölümünün lktnd senel deTrtyeslne te•aduı eden bugün 13 temmuz cuma s*Ontl, lktndl camazını müteakıb tstan bulds, TefllkOy Cımltcde, Ankarada Bahçellcvler camllnd» degerll anneml Bİn azlz r h .jnı mevltd oiunacağm. dan ı m edenlerln t«srinerinl rtca edertı. Çocuklan: Şeflk KestelU, Flruzan Kestelll, BUlent KesteUl. FERİDE RAİF KESTELLİ'nin