22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
tKt JCStâlİVHAHSVSA v*HM.6i/MBUBAŞKANI = Penle ALBAY HÜSAMETTİN ERTÜRK Tssan: KAMIH NAJİZ TANSb Abdülhamidin Enver Paşaya nasihatleri Selıır= i haberleri Kira takdiri hızlandırılacak Belediye Meclisi üyeleri •rasından üçer kişilik komisyonlar kurulacak CÜMHÜRÎYCT S Hazlran 1951 ABAHTAN ABAHA... Bultan Abdülhamid n. hal1 edil ledlm. Bu toplantüarm hareml, suldlkten ve Selânlğe kadar gidip orada tanlan, damadlan, hatta haremağaflç sene kaldıktan sonra, İstanbula larımla kalfalarımı dahi davet ettim getirilip Peylerbeyi saraymda neza Ben de güldüm, onlar da güldüler; Kira takdiri mevzuunda daiml enptt altmda yaşamağa mahkum edil ben de dlnledim, onlar da dlnlediler, cümende binlerce müracaatin birik mişti. Bu d» onun son dileği idl. Vak eeyrettiler, neşelendiler veya mahzun mi* olması bir takım sikâyetlere setile taltanatını çok severdi. Fakat oldular. Maksadım taray, halka 8r beb olmakta idi. sukuttan sonra hiç olmazsa İstanbul nek olsun, garbın terakkiyatı yuBu hususu gözönünde bulunduran dan uzak kalmamayı temenni etmiş karıdan aşağıya memlekete kontrollu lstanbul Belediyed, dün Ankarada v ı kardeşi Sultan Mehmed Reşaddan girsin diye İdi. Arzum Rumeli ve sona eren Beledıyecilik Kongresinde, bunu istemişti. Haberi götüreccklere Anadolu halkının içtimaî seviyesinin Mecliste görüşülmekte olan Milli Kodt şöyle demisti: runma Kanununa kira takdiri husuı yükselmesinl teşvik idi. Ben biraderimin oğlu Murad I Padişah 'olarak bu memleketin sunun ds dahil edilmesini teklif etEfendiyl 28 sene Çırağan saraymda tarihinde ilk Meclisi Mebusanı ben miştir. Hükumet, bu teklıfi kabul etmııhafaza ettim. Menkubiyet olmakla açtırdım. Fakat mebuslann kâfi dere tiğine gore, Belediye Meclis üyeleri beraber, ona rahat nefes aldırdım. cede olgunlaşmamış olduğunu görün arasınian ihtiyaca yetecek sayıda üSimdi de diğer kardeşimden bunu ıs ce, aynı meclisi ben kapattırdım. Bi çer kişilik komisyonlar teşkili ve bu temek hakkımdır. Benim ricalaronı lir misin kl Osmanlı Meclisi Mebu hizmete mukabil kendilerine müma sil ficretler verilmesi hususu kanun lutfen kendisine ulaştınnız!. sanının verdiği ilânı harb karan bi tasarısına konulmuştur. Sultan Mehmed Reşad, gayet ba ze neye mal oldu?? Bu komîsyonlar, vatandaşların kira bacan, iyi kalbli, saf bir padişahu { Bu Rus harbi Ue tekmll Balkanla takdiri müracaatlerini süratle netl Beylerbeyi Sarayı, Sultam mahlua rı, Rumeliyi kaybettik. Bu kararı hiç celendireceklerdir. tahsis edilmişti. Alt katta denize ba beğenmedim. Fakat önliyemeiim kan küçük bir odada Abdülhamid Mithat Paşa bu hususta çok ısrar etyatmakta idi. Bir paravana yatağııu mişti. Harbin korkunç netayicinı çadısardan görünmez bir şekle soku ı buk gördüm. Plevnenin şanlı müda yordu. Yamndaki oda da onun banyo faasına, Karsın kahramanca savaşına odası idi. Maamafih sarayın muhte I rağmen mağlub olduk. Rua orduları şem lalonlarında gezinebiliyor, hele • Ayastafanos'a kadar geldiler, Zabitabaharda açan leylâklar, salkımlar ve nı İstanbula girdi ve bize şerefsiz bir envaı çiçeklerle süslS bahçelerinde muahede imza ettirdiler. Bunu tmzadolaşabiliyordu. önünde masmavi blı j îarken Hariciye Nazın Saffet Paşanın Haydarpaşada Demlrhan mahallesln^«"IT, karşısında Bebek koruları, Ar hüngür hüngür ağladığını işittiğim de Çesme »okaŞmda 3 numaralı evde navudköyü burnu vardı, uzakta hi zaman son derece kederlenmiştim. oturan 18 yaşında Flkret Zorlu, bun•arlar görünüyordu. Abdülhamid 1913 I Şimdi sizler de bir harbe girmlş dan 15 gun evvel Ceırahpaça hastaden ölümO olan 1918 yılma kadar, bulunuyorsunuz. Bu da acele olmus neslne müraeaat ederelc tedavl altına haymtmm geri kalan 6 senesini bu hissiyita kapılarak memleket tehlike alınmıstır. Flkret Zorlu hamanede tedav! edllaarayda geçirmişti. Birinci Cihan ye atılmıştır. Inşaallah devletimiz ve mekt* İken. kendlalnl Fatlnte Haydar milletimiz için hayırlı ve şerefli blter Harbinin 'başında sakıt hükümdar semtinde Tenltulumb» •okağında 10/1 Osmanlı hanedanının gözde damadı. Fakat hafazanallah felaketli biterae numarall evde oturan Bayram Ceyistermisiniz ki bu da bize bir Ana lanın dövdüğünü ve bu yüzden hasta Başkumandan vekili Enver Paşayı Beylerbeyi sarayına davet etmiş va doluya mal olsun, o zaman elimizde landığını lddla etmlş, blraz sonra da ne kahr damad?.. Blmüştür. onunla şöyle konuşmuştu: Iddla Üzerine Bayram yakalanmış, Enver Pasayı derin bir dufünce al« Enver Paşa. sana oğlum diyomıştı. Abdülhamid. Kızıl Sultan, zâ Flkretln ceaedl morga kaldırılarak tah rum, «vet çünkü len de bızim aileye ktkata başianmıgnr. lim padişah İdi, söyledlklerini kukanşmış bulunuyorsun, hanedanımıŞili mekteb genrisi dün geldi men kendislni temize çıkarmak hay zın revgili damadısın. Kahraman bir Şıü donanmasına mensub Esmeralde reti ile değiştiriyor, atlıyor, bazı naasker, merd bir adamsın. Şehzade okul gemisl, resmi bir zlyarefte bulunkikatleri tahrif ediyordu. Fakat u mak üzere dün aabah aaat 8.30 d» liYusuf Izzeddin Efendinin söylediklezaklan pekâlâ görüyordu. Padisahın manımıza gehniştır. rine gücenme. Cümlece malumdur ki sözleri asla yabana •tılamazdı. AbGeml kumandanı uat 10 da VllayetGazi Müşir Osman Paşa Tokadlı Osdülhamid tekrar sözüne devamla: te Vali ve Belediye Reisl Prof. Gokayı man iken, Plevnedeki kahramanlığın Hareket ordusile lstanbul fizeri ılyarrt ederek, kendlslle blr müddet dan dolayı *an ve şöhret sahibi ololdunuz, forüşmüstür. muş, mflsirliğe kadar terfi ettinlmış ne yürüdünüz, muzaffer »ehri zaptettiniz, saraya kadar dayanLfistik tevzii ile Hgill yeni tir. Onun oğullarını kendl hanedanıbir karar tnıza intisab ettirdim. Derviş paşayı dınız, beni de hal' ettlniz, hepsi gUzeL Unutmayınız ki cmrimdeki kuvda Lofçalı bir vatandaa iken BatumLAstik trvziatlle llal'.l olarak dün vetlere asla ateş etmemelerinl, kan daki kahramanlığı üzerine fan ve dökmcmelerini bildirmiştim. Eğer bir •abah vilayette Vall Prof. Gökaym rlşohret sahibi bir kumandan olarak mukavemet görseydiniz bu size pek yasetlnde Tevzl Bürosu memurları ve terfi ettirdim. Oğlunu da hanedanımı pahalıya mal olacaktı. Ancak bu sa Şoforler Cemlyetleri temsllcllerlnln istlraklle blr toplantı yapılmıjtır. za damad olarak kabul ettim. Gens yede hiç kimsenin burnu kanamamısTevziatm tdllam eaaslar Içinde yabilirsiniz ki Müşir Gazi îsmail Paşa ür. Fakat arkadaflarınızuı gözü hiç pıtoıasını temra için bOtUn foförler da Kürdistanda lâlettayin bir ferd bir jeyi görmemişti. Tedbirleruni be cemlyetlerln» verllmlı dllekçelerln de idi. Şarkta Moskoflar» karşı kazan ğenmediler. Beni kaldırıp bir paçav nazan dlkkate alınması kararlaştırıldıgı zaferler üzerine onu en yüksek ra gibi sokağa artılar. Üstelik 31 Mart mıjtır. Bu bakımdan lâstık tevztatına kademeye kadar terfi ettirmiş, oğlu hadisesini benden bUdiler. Halbuki dalr !Is«e, pazartesi gunü yerine çarnu da hanedanmııza damad yapmif bunda hiçbir al&kam yoktu. Âsilarl samba fünil gazetelerle lian »dllecektım. Ahmed Muhtar Paşaya gelince, tahrik edenler elbet de vardı. Fakat rr. o da Buralı bir katırcının oğlu iken bunlar asla saraya mensub kimseler Bir tngiHz fîlosu 6 haziranda şarkta Moskoflara karşı gösterdiği değildi. Her devtrde devletin düsmalt Ibnanımızı ziyaret edeeek kahramanlık ve hizmetlere mükâfa ları olacaktır. Bunları tahkiksiz, mes Akdenlzdekı Inetlt? fllosu S hazlranten hükümdarlık payesinde Mısıra nedsiz kuru iftiralarla herkese bu 1» Amiral Slr Ouy Grantham kuraan fevkalâde komiser yaptım. Senelerce laştırmak vicdani bir hareket değil dasmda llmanımıza gelecektlr. de aynı vazifede bıraktım. Oğlunu dir. Beni en çok üzen sey, huzurum11 haziranda llmanımııdan ırrıladan kovduğum bir insanı, beni saltada paşahk rütbesine kadar yükselt : nattan uzaklaştıran karan tebliğe me cak olan filo: •Blrmlnsıham. kruvatim. Hanedanımızdan bir gelin d* mur hir heyete katmanız olmustur r«rU. .Eayle uçaK gemlal, tSurprtae», vermek istedim, fakat o bir Mısırb Bu, Emanuel Karasudur. Bu Yahu •Buchess, «Chevron», deatroyerlerl İle •Tlderace», «Fort Duqueane. Tardımcı prensesi tercih etti. diyi ne diye karşıma çıkardınız? Bu gemlleıinden müteaekkll^lr. nunla makamı hilâfet ve saltanatı Simdi sen Baskumandan vekilimu Arr.lraı S Guv Granthin çehrtmlve damadımızsın, hanedanı Âli Os elin Yahudısıne talıkir ettirdiniz. Se ze ^el'şlnl müteakıb hus'isl blr uçak1» Anfcaraya glderek Der'et T» Hükumanın bir azasının. Yusuf İzzeddin lânikte bir mason locasının üstadı amet relalerıle gflrttçecektlr. Efendi dımağen hastadır. Onun §uur zamı olan bu zat İle Hazreti İngillz denlz piyade blrükleri 10 Peygamberdenberl el üstünde tutuharici sözlerini mazur gör.» Veliahd Dolmabahçe meydanında lagelen hilâfet, encam bir Musevinin hazlranda Yusuf İzzeddin Efendi, Enver Paşa , •OOneş batımı THrtivüşti. göstertsinde teblıgatı ile Hanedanı Ali Osmani bulunacakîardır nın damad olmasına şıddetle muhalenin bir riiknünden alınmış oldu, iftifet etmişti. Abdülhamid burada dur har edebılirsiniz. Şimdi iktidardann, 73 yaşında bir imam, muş, Enver Paşanın yüzüne bakmış. neşen yerinde ve huzur içindesin, isüfiirükçülük yaparken onun dikkatle kendisini dinlediğini tikbalin parlak görünmektedlr. Fayakalandı görünce sözüne devam etmiştl. kat bütün bunlara güvenme oğlum, Oğlum Enver, 33 sene saltanat sana son bir baba nasihati vereyim: l»tlrjyede Tepeüstü Camli lmatnı sürdüm, padişahbğım müddetince Bugün insanı alkışlıyanlar, yarm olup aynı yerde oturan 73 raşmda Ha 111 Ulri. üfürtlkçülük yaparken 1. su Arkası Sa 5. Sü 6 da ferdin hürriyetıne, şahsiyetine daima ı be memurlan tarafından sucüstO ya taraftar idim. Fakat keyfemayeşa, bır kalanm:$tır. Ofürükcü lıram haSkıiıhürriyeti, gelişigüzel bir serbestiyi da adll taklbat yapUmaktadır. de hiç bir zaman hoş görmedim. Hele Liberasyon nlsbeti matbuatta pek revaçta gdrülen müs ] j Bu senenln nisarı ayında Avrupa bctehcen resim ve yazılara, sinsi fikirEşim, babam, tuccarı mutebeItJaadi lsblrligine dahil memleketlerln 7andan AKTAS T. A. 5 MüessUİ, lerin hâkim olmasına asla müsaade j llberasyon nisbeti ortalama yüzde 86.5 merhum ve mağfur etmedim. Millî an'anelerimizin bo j ! 18a yilkselmlşt r. Bu nisbet geçen yılır, Rifatpaşazade rulmasına da taraftar olmadım. AvI hazfran tyında yüzde 81.6 idl. rupalılarm medeniyetini daima takdır ŞİNASİ ULUSARSLAN'ın Bu arada ttahsda überasjon yüzde ederim. Fakat Hıristiyanhğı hiç biı ebedl isürahatgâhma tevdünin 99.1, Portekizde yüzde 93.7 ve Almanıkinci senesine musadif S haziran zaman Müslümar.hğa tercih etmedim, yada yüzde 915 tir. Memleketimlz için 1956 ulı günU Kadlköy. Klllltopbu nisbet sıfırdır. ve üstün tarafını da görmedim. Başrak. ZUhtüpasa camllnde «gle nakalarım gelişigüzel taklid etmekten mazını mOteakıb »zlz ruhuna lthoşlanmam. Marifet bu medeniyeti haf edibnek üzere mevlidl serif kendi bünyemize uydurabilmektir ve Kur"anı Kerim tilâvet ettirlBen dc bu medeniyetin iyi taraflannı leceğinden akraba ve taallukatı hattâ sarayıma getirdim. Yıldızda :1» »rzu buyuran din kardejlerimlzin bu emrl hayra iıtlrakleri cuma ve pazartesi geceleri, temsiller, < ı rica olunur. konserler veribnesini emretmiştim V. ] «29 12.12116 12 19 36 21351 2.14 Ij!: Nhnet Ulusarslan Garbın sanatkârlarını bizzat sarayda k m : Nedret GSnenç K t 1.511 4J6| 8 38 12 00, 2 00( 6 39 hem seyrettim, hem müziklerini din Bir gencin dayaktan ölüp ölmediği araştırılıyor Sflphe... Ne kaypak, ne ele avuca nğmaz bir kelimei. Bir küçük damlası, xihinde, yağ gibi koskoca bir leke yapacak kadar bulaşıcı!. Cıva babbacinin içi açılır mı? Merak. Açayıın, dedim. Şüphe, şüphesiz beşer zekastnın icadı, fakat Arab dilinin malı. çengeline takıp dğer peşinde koşan j tün maharetl, bu benzeyişi zeki »e Hem de şebîh, şebeh gibi «benze kediler gibi kendilerini takib eden zekâsını örten bakışlarile tesbit edeme» kavramından çıkma. Belirsiz ol fikir çömezlerinin ağızlaıına atma ! bilmektir. Yoksa bütün bir gece soğukta, karda nöbet bekledikten sonra ma, onu bunu andırma... Doğru dü mışlardır. Şüphenln teorik durumu bu; pra kendisinin «n yorgun ve dalgm bır rüst bilmediğimiz, kesin hükma bağlayamadığımız ne varsa Içine doldur tik alanda önemi İM polis eünde zamanında herhangi bir vatandaşı. duğumuz bir torba... Âdem evlAdının kendini göiterlr. Vstandası «uçtan aradığına üstünkörü benzatip meMİa sırtmda mezarma götürdüğü yükle koruyucu, korunamayıp da suç lşle doğurmak üzer* olan afi için ebe aldiği zaman onu tesbit edici bir mes mağa giden birlni yolundan alakoyrin belki en ağın. leğin adamı olan polis, işin« vt vaıi duğu takdirde iyi hayatı birden ölüm Türkçe sanıp şüphe yerir.e «işkil» fesine şüphe Ue başlamağa mecbur tehlikesine atmış, üçüncüsünü de dusözü de kullanılıyor. «Işkilli pazar. dur. Polisin zekfis bu yönd» Lfler. rup dururken mahvrtmiş olur. Buramideyi bozar» gibi ata sözlerine bacas alacak Şüphenin benzetme anlamı, burada da her iki manasında kıp bu zanna düşülmekte. Halbukı en gerçek benliğile yürürlüktedir nokta, şüphenin kesin hükme isao da Arabca. Güçlük anlamına gelen Şüphe etmestoi bllmiyen filozof ola betle vardırılmasmdan dnce harekate <İ3kâi> kelimesinin bozularak halk mıyacağı gibi polislik de edemez. Her geçmektedir. Polisin hataa, füoıodiline mal edilmiçi. Işkillenmek, şüpşeye kolayca inanıp kanıveren, yanı funki gibi nazariyatta, lâfta kalmaz; helenmekten başka bir sey değıldir. şüpheden nasibi olmıyan kişi, polis bazan hayata, bazan da jeref ve Tevfik Fikretin: likta başan kazanamaz. Çok meçhul haysiyete mal olur. Şüpht, bir nura doğru kofmaktn. ler içinden malumu çıkarabilmek, Eflatun. «ya hükümdar, filorof Oİmısraında şüpheye verilen müsbet onun başhca hüneridir. mah; ya filozof, hükümdar!.> demişti. vazife, ancak Hikmet erbabile, EmKaçak bir suçluyu tutmağa memur Bu eemiyetli sözü şu şekle sokarsak. niyet mensubları için yerinde görülebilir. Bu bakımdan iki meslek var olan blr polis, cebine koydugu fo sanınm, yanlış yapmıı olmayız: «Ya filozof, polis olraalı; ya polis. dır ki onlar için kullanılması zorunlu toğraftakl hayale benzeyen gerçek simalan dikkatle ve bilhassa sezdir filozof!.» metod, şüpheye dayanır: meden kontrol edecektır. Onun büEsasen fllozoflar hükümdar olama1 FelsefecUik, 2 Polislik. Bu iki işle ugrasanlar, şüphe İle Prof. Dr. F. H. Saymen Doj: Dr. S. Ennan Doe. Dr. H. K. Elbir başlamaksızın hakikate eremezler. Meşhur Fransız filozofu Descartes, jo\ demişti: «Şüphe ediyorum, düşünüyorum. O halde varım». Kendısinin var olması gibi her türlü imanın temelini şüpheye dayandırıyor. Fakat burada mühim olan, filozofun ] şüpheye saplanıp kalmıyarak açık ve kesin bir hakikate varmak, bedâheti ı bulmak istemesidir. İdrakini şüpheden sıyırmak için şüphe ediyor. Eski Fiah 27,50 Ura Yunanın bazı filozoflan gibi şüphe etmek İçin şüphe etseydi Yenizaman felsefesinin kurucularmdan biri olamaz, insanlığa yeni bir düşünüşün Büumum Matbaacılık ve Kitapçıhk Işleri ışığını vermek bahtiyarlığına eremezdi. Hikmet konusunda şüphe inanca ( HAK KİTABEVİ Beyasıt. üntv.rmlt. Cad. Istan. götüren bir yol olduğuna göre hakiSatış yerlern M A K K » T * « I V I <Babı«M) *nk. ra e«d.« ı«u» kate hazırlık safhası sayılmalıdır. ( HAK KİTABCVİ Vanıksaraylar Sok. •• tatanbul Felsefede ve bilimde toylemi, yoksa böyle mi?» tereddUdünün zihinde v«ya tecrübede ciddî «neklerle silinebilmesi, bu sebebledir. Şüphe kolay, hakikati bulma güçtür. Çoklan çok kere şüpheler içinde yolda kahrlar, istenilen yere varamazlar. Büjük filo zoflar ve gerçek hakikat âşıklan, tereddüd ve arama devrelerini ancak kendilerine, cesaretla açnuşlar; başkalanndan saklı tutmuslardır. Tereddüde sebeb olan kuşkulannı pişmeden, daha çiğ iken kesin bir hükmün Şüphe hakkında YA2AN: Menderese karşı Menderes epyeni bir hâdise oldu|n lçln hahzalan tazelemeğe hacet yok: Basvekil Adnan Menderes, basın hürriyetini çemherliyen son kanun lehinde öyle bir gerekçe Ue kuwüde konuşt» kl. D.P. Gnıpunun nıUlet?ekilleri onun dedlklerinl makul bulap oüyük biı çoğunlukla Usanyı onayladılar. Falih RuTu Atay, dünkü «Dunya» gazetesinde, Adnan Menderesin, U eylul 1946 da D.P. Gnıp sözcüsu olarak. tleceb Pekcr hükumetinin getirdlği o »»jnan için pek şiddetU, çimdlki Mçülere göre pek hafıf baım tasanm üzerine söylemiş olduga nutku a>ne başmakalc sütununa iktibas etîiyor. Bövlece, dünkü Adnan Menderes, bugıinkü Adnan Menderesle münazarava Mıtuşmnftur. Bizim de bazı parçalan nakletmemiz, nesilîerimiziıı siyasî terbiyesl noktannJan faydahdır. Bakınız Menderes 10 yı> evvel, ntttdara geçmek uRnıııa miieadeie ederken neler söylemiş, Ljcter vndedl»; halkm teveccühünü ve Mmadını kazanarak seçimlerde muzaffer olmuş: Matbuatm ytkıeı bir ku\vet saltanatı ' ihlleceginden bahsoltınurken bütün düryada sahı» veya zttmre saltanatı knrmak veya Idame eönck Istlyan'rln bllhassa son on bes. yirml sene kinde millet ve memleket menfaitlerlni Meri sürerek, ne parlak kulllyat ve edebiyat vücude getlrdlkleri ısla unutulmamalıdır. Mllleflerl koyun &ürii'eri halinde olüme gStflren son zamanlann tanmmıs sergerdelerl bütün knv^et ve me?rolyetlerinl devlet ve millet raenfaatlerine hlzmet ediyoı olmak iddiasından almıslıi'dır. Tekrar ed'yonım millef **e memleket menfaatlcrlnin lcabı her s«yden 8nce Anays»'nın ruh ve manasma sadik kalmaktır. Başka türlü oluna mnhtellf «örtis zaviyelerine göre değisen nnıumi ve seyyal tâhirlerin mâna vt> hudııdlaruu herko» kendi bildiii Rİbi cizcr. Matbnatm hürrfyetl sadeee birkaç yüz gareteflnln hürriyeti degildlr. Mathuat hfirriyett blitün mlHet ferdierinin malı olan btr hürrtyetttr. Matbaat hürrlyetinln daraltilması ve kaldınlması halinde milletln bütün ferdleri kendl hörriyetlerinden mahrum pdflmiş olduklarmı hi«ederler. ... Hakikat şuduı kl vatandas hflrrlyetlne saygı jrösterm«k millet ve devlet raenfaatlerine hâdlm olmak gibi tâbirler altmda hflkumete muhalefet etmekte olan gazetoler dlze gethilmek Jstenmektedir. ... Gayet ağır cezalar konnlması, ortada başka makul sebeb gösterilmedljine gBre, tamamile korkutmak ve tenkldi asgariye indirmek mak sadına matnftnr. ... Matbaat kanann tasansı Ue btr adım ceri atılıyor. Bu geri adrnıın dsha l>a?k» geri adımların desteklisrlni yapacağından haklı olarak endlîellyiz. Demokrat Partl minetıekllleri Meclise herhnlde geri aiuııtara sahldllk etmek İçin nehnemlş Hai«lan sürekll »Ikışlar) oldoklarmı en kuvvetll blr iman halinde hiliyorlar. Elemle scyliyeyim kl DentuKjr.tt P%rtl bu geri adımlar karşısmda va7İfeslnin ne ohıbilerpğinl diHünmektedlr. ... Demokrasl. temlnat reiimldir, Anayisanm vatandaşlara verdijji hak ve nürrivetler temlnat altmda bulunmadıkça memlekette demokraslden, hak ve hürriyetten bahsetmeg* imkân yoktur. ... tjini doğru düriist ve açık görmek üavasında olan hükumetlerin mathuat hürrlyetinden kcrkacaklan hlfbir sry yoktur. Çiinkü hükumetler yahın. Isnad ve iftiralara karşı kendilerini müdafaa ederek sllâhlarla esasen kâfi derecede mücehhezdirIer. Hükumetlerin ellerinde ku\\etli silâh hakikat süâhıdır. Gazetelerl vardır. radyolan ellerlndedlr. Bütün bnnlan kullanarak fiklrlerini kanaatlerini, «nellerinl mem'eketin btr bajındjn öbür başıra sabahtan ak» şama yaymak imkânma sahibdirler. Admn Menderes nutuk söylerken saatfercc dinlemistim. E'ssiz bir kuvvetll^hatibdir. Bnsın aleyhindekl son nutVn İle D. P. Grup coJtınlnStınn JİiriiklfiH Fakat narçalanm ynkan a'd'Tim 1946 nutknnu tekrarlarsa, muvafık ve muhallfierden daha t'a7İa alk)« tonlıyat'ilecektir. Arkasi Sa. 5 Sü I de 1 HASAN ÂLİ YÜCEL Türk İçtihatlar KülHyatı 19501. cilt 2.bası İSMAİL AKGÜN MÜESSESELERİ Merkez: Ca^alogJu Servilimescit S. 24 lstanbulTel 22 09 68 bahis mevzuu olan onun istikbalidir!.. Haziran 6 78 sayısı ÇIKTI Kısa adres: Posta Kutusu 18 lstanbul «İskit Yayınevi» Gününüz Kaldı 10.000 evlîk aebrin en matena yeni sltesinde MEVLİD Çocağanaz adına açtıracağinız bir tratlı Köçfik Cari Hesap ona, kaydı hayat çartıyl» ayda 720 liraya kadar İRAT veya 50.000 liraya kadar peşin SERMAYE kazandırabilir. l.K.C. H. eahıbr IŞ Bankasının diğer keşidelerine de iştirak eder. 250 de 1 kişi mutlak kazanır İSTÎKBALE 60VENLE Sİ2 0E BİRLK.C.H. AÇTUUMZ dıklan gibi polls da olamıyoclar. Çünkü felsefe, hareket konusunda, insanın kendi kendisini yönetmesi olduğuna göre kendilerinden başkalaruıın mukadderlerine el koymaktan çeklnmektedirlet. Fakat hükümdarlar gibi polisler arasuıda da füozof ruhlu ve hakîm mizach insanlar vardır ve böyle olanlar, hükümdarlar gibi en iyi, en başarılı polislerdir. Yann memleketin büyük şeflerinden biri oUbilecek bır gencin bu olgunlukta bir Tatandaş eline düşmesinin ona hayat güvenınl ve cenuyet sevgisini telkln etmede ne kadar tesirli ve faydalı bir netice vereceğini, aksini düşünerek kolayca tahmin edebillriı. Yanlısa götüren acele ve esassız hükümlerle lstikbale atılacak zakkum tohumlarını Snlemenin tek çaresini burada aramahdır. Mesleği ve yöntemi füpheye dayanan filozofla polisin septik hareketlerini tabü ve zamanında me>dana vurmalaruu ışe ve h%'<ıkate uygun olarak gösterdikten sonra ne filozof, ne de polis olmıyan ban vatandaşların, hele eli kalem tutan ve dıli lâf yapanlann durmadan etrafa «süphe» aşılamalanna lsnrel etmek isterim. Onların takdt etmeleri beklenir ki. birblrinden şuphelenen, kuşkulanan tasanlann teşkil ettlŞi bir toplulukta yaşamak, tahammülü güç nıhl azablara uğramaktır. Bu vadide şüphe, bir süıir bozukluğunun eseridlr ve yeni sinir bozukluklan doğurmaktan baS" ka bu işe yaramaz. Korkunç cinayetlerin, akla uymaz hareketlerin pek çoâuna şüphe, sebeb olur. Ihanet şüphesi, pek çok Ifiklan, bu yüzden katil yapmıyor mu? Kansından gocunan bir koca, hocasından süphelenen bir öğrenei veya öğrendlerinden işkillenen bir öğretmen, ne müthif bir cehennem havao içlndedirT Bir yazınızda İjft'dan bahMttiniz; şüphesiz mısyonersiniz! Lâf arasuıda Karl Marx'ın adını mı söylediniz, aleyhinde bile bulunmuş olsanız mutlaka komOnlst damgasuu yeralniz! Israel Devletinin kuruluşundan, oradaki çaUşmalardan mı bahsettinlz, ru katılmamıs bir slonlstsiniz. Kur'andan bir âyet mi zikrettiniz, yobazsm'zdır. Haath, slzi kıskanan veya begenmiyen için her kavliniz tehUkell ve her fiilinlz füphelidir. Hattâ şüphesizdir!. Diyelim bunlar, hususi maksadlarla yapılmış yorumlamalardır. Halbuki bazı kere suçlayışlar, burada da kalmamaktadır. Ayrıca ışin tamamile yalan ve büsbötün uydurma kısmı da vardır ömrünüzde karşınıza alıp oyun oynamadığınız birile tavla oynar jar atarkenki resmınizi yaparlar. Çalmadıfcnız sazlan çaldınr, okumadıjbna aşırlan okuttururiar. Söylemediğiniz sözleri söyletir, yapmadıguuz işleri yaptırırlar. Sanki bunları gözlerile görmüş. kulaklarile işitmiştirler ve neticede telkin etmek, kulaklara su kaçırmak isterler ki, siz, bozuk ve ıfipheli bir adamsııuzdır. Bu sinsi kötüleme usulü, her yerda vardır; buna başvuranlar her zaman çıkmıştır. Fakat medeniyet ve ruhlardaki adalet seviye ve şuuru gelifip TÜkseldikçe bunun müşterileri azalır. Tezvir mallan para etmemeğe baslar. Bu yolda kullanılan şüphe metaımn sürümünü durduracak tek emniyetli vasıta, terbiyedir. «Berâeti zimmet» in «asıl», din ve milliyet geleneklerünizde insanı temiz almanın bir borç olduğunu bilmeliyiz. Bir memleketin matbuaü, tezvir karaborsası olmamahdır. Şüpheyi, vazifesi şüphe olanlara bırakmahdır. Yazılanmızm mfirekkeblne şüphe katranı kanştırmaktan sakmalım. Aksi takdirde «nura» değil, karanlığa koşmu; oluruz. ŞİVEKÂR BEKEN ve GAZANFER BEKEN bır erkek evlâdlan dünyaya geldigini akraba ve dostlann^ bildirirler. 31 51956 Meskenlik Garacti mahal lesi arsa kesidesine son N iştrak tarihi S haziran I MEVLİD Merhum tşlm Temyiz Mahkemesi azası vefatının birlnd senel devrlyeıi münasfbrtile S haziran 1956 pazar günü SJle namazını miiteakıb BeyoSlu Aga Camllode azlz ruhuna lthaf edilmek Uzere Mevlid vc Kur'anı Kerim okutturulacaktır. Arzu buyuran bütün din karde?ler!mlzin teş^^fle^l rica olunur. Afife Tuncar salıdtr. J ASEM TUNCAY'm MEVLİD vefatının 1. senei de\Tivpsine rastlayan 4 haziran 1956 pazartes! günü oğle namazmı mliftakıb Bçşikt?s Sinancaşa camMnde mev!id! serîf oki'tulacati"cian akraba ve din fcardeslerin teşrlflerln) nca ederim Oglu: $ukrü GıinıO1 Borcunuzun yansı için | 50 ay faizsiz taksit. Ga s ranti Bankasi gişeleri s ne müracaat ediniz. J MAÎL Sevpiü annem ADRASAN*ın TÜRKİYE VT BANKASI paranızın. Istikbalinlzln emnlyeti olan kahkaha seai bütün bunlara nihayet verdl. Kadın o ağır üzüntüsüne rağmen isyan etti. Başınj kaldırarak: Â «CUMHTJRtYET» İn Tefrîkası: 1 dar.^.» ;..^i^ıa bj* kısmı karanllkta kalıyordu. Sâde gürül gürül yanan koca ağızlı sobanın karşı tarafı aydınlanıyor, yerde sırt üstü yatan çıplak kızın gergin cüdirıde, dağmık saçlarında alevlerin uzun kızıl dilleri dola^lyor, bu tap taze güzelliğe çılgın renkler, esrarb gölg«ler yayıyordu. Kız rahat rahat gerindi. Belli çıplaihğındaa zerrece utandığı yoktu. üzandı, kı sa boylu genig masadan yarıya ka dar Içki dolu bir kadeh aldı. Dibine kadar içti. Bir muı yakaladı, bir hamlede yansına kadar ısırdı Sonra y a ^ a n arsız bir sesle söylendi: Şampanya, havyar, muı en Slâ jekerlemeler, dünyanın en hoş adanu. Bizim şans döndü galiba. Ne dersin nonoşum? Karanlıktan bir se«: Sus! dedi. Kız aldırmadan devam etti: Zavallı Nurdan, alışik mıydl bunlara? Fena alıştırıyorsun beni, fekerim. Sonra birden atlatıverir •en.. Boş vermesine aliştık. Amma ne de olsa bu kadar da değil... Biz mu? Yoksa huyun :nu boyle? Soy de.. le hemen atacak mısm beni? Karanhktaki ses tekrar etti: Helecan kizln sesindeki bayahfı Sus: boğmuştu. Artık sadece korkan, Bu sefer kız bir müddet sustu. ızdırap çeken zavallı bir kadm se Kadehine tekrar ^ampanya dol n idi... Karanlıkta koyu bir golge gibi durdu. Birkaç yudum içtikten son ra adamın suslarını, sanki y«ni görünen, adama sabitleşen iri göz lerini dikerek: duymus. gibi: Neden susturuyorsun benlt diye sordu. Ağzımı açmazsam mem nun kalacaksm. Patlarlm ayol. Ses üçüncü defa tekrar etti: Sus!. Sırtüstü yat. Seni «eyretmek istiyorum. Doya doya, kana kana. Hep gözlerimde kal, bende yaşa... Kız yerinden fırladı. Bırakma beni, dedi, bırakma! Bu yalvanşta da bir düşüklük yoktu. Sanki candan kopup gelen bh" emlrdi. Hakikl kuvvetli bir his sln, bfr ızdırabm asaleti vardı. Adam da bunun farkına varmıştı ga liba. Çünkü bu sefer kıza susmasını ihtar etmedi. Dolşun ve çok ahenkll olan sesine büsbütün bir tatldık gelmişü. Okjar gibi sordu: Ne o, dedi, beni bırakacak mı Demek beni seviyorsun? sm? Artık iatemiyor musun beni? Evet, evet seviyontm seni. Ca Neden, n* yaptım? Bıkün mı bea den. Bir yere mi gidiyorsun? tsteı nımdan çok; sen cehenneme kadar gelirim peAdam sesinin tatlıhğma ufacık şinden, Amma iatemezain değil mi, Wr istihza kanşarak tekrar sordu: ne yapacaksın pejinde b«ni... Daha Pek çabuk degil ml? ancak birkaç kere gördün beni... Çabuk olur mu, btr ay oluBu gece flk, ilk defa istedin. t k yor. Bir aya da Iüzum yoktu kl. defa senin oldum. Hetcen doydun Senin gibi adamı ben rüyamda da görsem âşık olurdum. Ne olur föy le beni bırakmıyacaksm değil mi? Olünceye kadar senin olmak ister dim. Korkma karm değil.. Kadının. Istediğin zaman ara, kedi gibi bir köşeye büzülüp seni bekliyeyim, is ter oks.a ister tekmele amma senin olayını. Ben senden sonra o barlara. o heriflere nasll giderim artık! Adam gü'dü Acaib bir gülüştü bu.. Çok uzaktan gelen taüı bir koku gibi. Ne olduğu anlasllamadan tesir ediyordu: Bir kahkaba bile denüemezdi buna... / bojlukta gezdirdi. Elinl nemli jana ğma dayıyarak: Aman Allah! diye âdeta ferad etti. Ben bundan sonra o h e Alay etme bari, dedi. Kibar riflere nasıl tahammül ederim! lar bir kadını atarken, ağlatarken Kızın oturunca sobaya yaklaşan gülerjer mi? Âdet midir bu? Ben saçları has altın gibi parhyordu. bayağı bir klzım. Kibarhktan anla Tap taze, çırüçıplak vücudu baş,mam. Amma alay etmek büyüklük döndürecek kadar güzeldi. Amma değil gibi geliyor bana. o anda ızdırabı kibar bir adam gö Adam munis sesine kansan belli zü ile gülünçtü. Elini yanağtna vu rup bir külhanbeyi gibi nâra atbelirsiz bir hiddetîe: karanlıktaki Seninle alay etmiyorum, d«di mıştı. Buna rağmen Daha ağır, daha ya'as ilâve etti: adam da bu sefer gülmedi: Hatta Kadın birden ürperdi. Gene kao tatb sesini boğuklaştıran bir hid Alay etmiyorum: ranlığa doğru gözlerini dikerek o Amma kız isyan etmisti bir kere. detle. sabit bakışl ile baktl ve birden O aşağılık duygusu ile dolu ben Yeter artık, dedi. Ya susmağa ağlamağa başladl. liği, sarhos. kafasl dikilmisti bir karar ver veya... Hem bun Sarhoştu, hayatta ilk defa eltoe kere. Sesi gene bayağılaşmış üstelik lan neden bana anlatıyorsun. geçen kıymetli bir şeyi kaybetmek cırlaklaşmlştl. ZantıediyoT musun ki ben •*üzere idi. Üstelik bu kıymetli »ey Ben düşmü? b!r kıznn diye... nin hangi batakta dogduğımu, hansâde gözlerini kamaştmnamıa kal Tok düşmfiş değilim... Neden düg gi pisliklerde surünerek yaşadıgını bine de yerleşmişti: Onu oradan müş olayım. Hangj yüksekten düş öğrenmeye, dinlemeğe geldim. Beni sökmek yerine eski boşluğu bırak tüm Ben nerede doğdum biliyoı çeken senin güzelliğin, parlak saç mak istiyorlardı. İlk ümidini elin musun? Bilemezsin. Bar kızı oldu larm, dolgun dudakların, gergin den alacaklardı. Avuçları gene bom ğum diye övünüyordum bile. . Bak cildin, dik memelerin, yuvarlak boş kalacaktı. Dağ başına atılan bu oda benim. Perdenin arkasm kalealann. uzun diri baeakların.. bir çocuk gibi çaresizlik içinde kı daki yatak odasl da benim. Artık Adamm sesi girtikçe ihtirasla kı pırdamadan ağhyordu. Alevlerin aç kaldığım da yok. Yeni elbiseler sıllyordu. uzanan kızıl ve sıcak dilleri kadı giyiyorum. Ayaklarıma pedikür Sana sahlb olurken 8yle sevk nin yuvarlak yanaklanndan sızan yapünyorum. Bahşis veriyorum aldım ki... Sanki aen küçük bir yaşları yalayıp kurutuyor. Karan Saçrma tarak arttırmak İçin bfle bar k ı n degil d*... Her n* İM. Her lıkta arka arkaya ufak hlekuiklar berbere gidiyorum. Franatzca keli seyi berbat «tmekte mat «tm*.. meler fiğreslp hacı tja'arı aplftl Sua artık! Sırtüstfl yat... Seni s«? dolaşarak kayboluyordu. redeyim. Butun güzelUğini v«r baBirden bir kahkaha sesl. O pek nyorum... uzaktan gelir gibi mâna'st anlaşılaBiHsn sersnnlernls ırtbl susu na... miyan fakat çok tatlı bir ahengi verdi. Bir s.ey arar gibi gSzlerinl Kız birden: Yoksa sen ressam mısın? diye sordu. Bir an o acaib kısık kahkaha bü tün odaya hikim oldu. Kız sırtüstü yatmağa hazırlanırken korkak, titrek bir ümidle gene sordu: Beni bırakmıyacaksrn, değil mi? îstersen sabaha kadar slrtüstü kıpırdamadan yatarım. Söyle beni bırakmıyacaksın, değil mi? Hayır yavrum, bırakmıyacağlm seni... istesem de bırakamam. Bırakamam; öyle güzelsin ki... Sea çok tatb çok candandı. Sanki... Kız fazla düşunetnedi. İçi rahatlamıştı. Derin bir nefes aldı. Ken dini sırtüstü bırakb. En güzel pozu nu almağa gayret etti... Başı 8yle dönüyor, üstüne 5yle bir ağırbk çö küyordu ki .. Çok geçmeden gözleri kapah, nzcL Kız daha uyanmadan fişüdüğünü hissetti. Gözlerini karanbğa açtı, tit redi. Alevler çoktan sönmüş, sobaya ane^k bir avuç kullü kor kalmıştı. Oda eskisine nispeten oldukca soğuk ve karanlıktı. Artık kızın çıplak vücudunu ısıtan hiç bir şey yoktu. Cildinde tateız firpertiler do lajtı, ve süratle ta Içine kadar işle ci. Birden adamı çağırdı: Semih, dedi; Semih; Cevap yok. Bu sefer içi donar gi bi oldu. Bu yakıcı bir «ofuktu. Yerinden nrlamak îstedi. Ama en cak hafıfce doğrulabildi. Nefesi kesümiş eibi olduğu vaz.yette kaldı. Gözleri \Tivalannclan fjrlayıp karan lığı delmek ister gibi irileşmişti. Bu n? rasmen hiç bir şey göremiyordu, Lâkin duyuvordu. Odada bir nefes sesi vardı . Karanlıkta bir nefes .. Kısi1 hınltılı bir nefes. Acaba Semih bir tarafta uyumuş muydu ? Kız buna inanmak istedi. Kalkıp elektriği vakmak istedi. Fpkat uzana madı, verinden kiTrdıvamidı... Bu uyuyan birinin nefesi değilr!;. Hattâ bu bir insa«ı nefesi değildi Kız o kadar arkek t?nımış. Yanmda sı zanı, uvuyanı. horlayanı olmuştu. Ama böylesi. hayır! Tekrar: «Semih» diye bağırdı «Ce vab ver, Semih». Gene cevab vok. Scde nefes daha hızlanmışü. K12 ercindi. artık. Semih yoktu. Fakat bu nefes alan onu duyuyor, karan lıkta gözetliyordu. Anî çılgmca bir hamle yapü. Elektriğin eüğmesi ka pınm sol trafmda. . EHerini öne doğru uzatmış, karanbkta koşma&a çabslıyordu. Duvara yaklaştığım hissetti. Ellerini 'oiraz daha uzattl. Elleri duvarın so&uk sathrna öeğdi. Titrek paTnaklarını dolastırmaea başladı. Düğme oralarda idi. Simdi cUiemevi y kalayıp çevirecek . Par mağı değdi bile.. yakalavamadı. Çe vüemedi. hatta ufak bir çığlık da hi atamdı. Bir ara hafifleyen nefes şimdi tam arkasınöa bütün hızı ile soluyor, ensesirıde ucaklıfrinı du vuyordu CArkası Tar)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear