29 Aralık 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
V »lart CUMHURİYBTİn TEFRİRASI: ifmuııuunıtınıııııniiiımiiiiıuıınuuııuniüiiiiHUUiiıiıiiHiıuı AaUtan: Albay Hüstü Kobt* =haberleri Canı bağışlanan zaptiye Yazan: YAŞAB KEMAL cOrospu kucağjnda yatmif ten •in. Çakırcalı!...» Çakırcalının bütün teşkilâtı t» tV»y pezevenk!» mam. Yataklar yerü yerince. Ota «Ben seni bir adam satardm; dan buradan para yağıyor. Bu aia eğhım. Ününe; yapüklarma bakl«nn, esrafın dağlardaki menfaat tım da; «eni bir £ k sandım. Sen çarpışmasıdır. Dağda kimln eeteti bir çalıkaklcı bile değUmi^sin. Akuvvetli ise, t ehirde de o ağa, o e§ dam eüne geçrr.i^ esire hak&rst et raf kuvvetli. m«z. Ya oldürür; ya bırakır: AnYörük çadınndalar. Arhk Çakır ladın mı?? Seni südün bozuk.» ealı kendıne gelmi». Cesareti artSilâhina davraıtnışken, Çakırmı». Kendinin kim olduğunu bili calı birdea bu lâflar üstüae geri yor. Ağır tat% batman döver kabi iadirdi. linden, hiç ağzını »cnuyor. Olur «Hacl. Mustafa Efendinin hak olmaza konuşmuyor. kı var. Yiğit bir «dam. Zaptiye «Hacı!» nin bSyle yiâidini de hiç eörmedly «Buyur Efem.» dim. Canıru bsğıslayalım. Taban «tsler yolunda. Yat»kls* t« lannı yürttn çunun. Yüzüa de bir mam Kendimir: gizlemenin sarası.» daha Ukibimize gelmesin.» «Sırası Efem.» Oraağa Mustafa Efendiyi hattr «Müfreze ile karfilaımak yok.» dılar. Keskin hançerlerini çıkarıp «Yok Efem.» Ubanlarınm derisini yüzmeğe b i | Bunlar bövle konuıurlarken, a ladılar. Mustafa Efendiden çıt çık lağıdakl gözcü kan tere batauş. bir nuyordu. Ne bağırıyor, ne yalvarı foban eetirdi. Çoban titriyodu: yordu. Ö1U gibL. YUzü sapsan ke «Efem, Çolak çetesi Bohç* yamifti. Ayaklarından kanlar tklkaaında müfreze ile müsademeyt yordu. Kan küçük bir taj çukuru tuuldu. Sanldılar. Dunımlan kö na göllenmişti. Çakıraalı donmuj tö. Bir kısmı vuruldu her halde.» kalmıjtL Bajuu salladı: «Hacı, hacetinl g8r habercinln «BlraJun.s dedi, «bırakln Mu» de gideîtaj Yetişelim. Kötü thırum Ufa Efendiyi.» <la olacaklar. Ne dersinî» Sonra Hmcıya dSndü: «Efem billr.» c Elde de n« ylğit, ne mert «Yetijmeliyiz.» adarnlar var! Şu Mustafa Efendi Çekırcaluun, Çakırcala çeteıinin gibi adamlar bize gerek. N« Ç»re em kuvvetli taraflanndan biri bel ki Osmaalının eiinde. Ne çare..» Çolak çetesi yok oldu. Yerin* ki de birincisl, avak çabukluğudur. Baslan dsra gebnce, bir saatlik bir çete gerek. Osraanlıda da Musjrerc on beş dakikada varmalandır. tafa Efendi gibi adamlar var. Te Sanlmıs Çolak çetesinin buluoduğu tiite durmak gerek. Dağda atef yanmıs^ı. Çamlann yere daha çarpısma stirüp giderken tepeleri lgık içinde. Oeakta kuru yetiîtüer. Yolda Çakırcalı, bötfa çetenin dönüyor. Çakırcalı yorgun. Dii»uruldu&unu, Kücük Osmanın tek aüncedea yergun. «Haeı, kim gellyor aklmaî» baaına, ko&a.a müfrezeye karşı «Kimse gelmiyor ya...» koyarak çarpışmayı devam etttrdi «Ya si ne Hacı?» Yaklaşınca bagırdı: «Şimdi elde, hapisten yenl «Osman yetistim, çıkmif Posiuoglu Mehmed var. »a!» Kızanlarüe birlikte köyünde ctuMüfrezenin erka kanadı açıktı. ruyor.» Birdea ııstünt yuklendl. Az bîr «Sonra?» gaman içinde, mfifrezeden kimse «Efem ne der?» kabnadı, hepsi vunıldu, Müfrese «Yiğit adaun. Kebul eder mi nin kumandanı Mustafa Ef«ndi a dcrsln? KorJcmaz mı? Sayar mı dında bir mülâzımdı. Mustafa E biâ?» fendi ikl neferile, kaçıp kurtulmak «Efem isterse bir bakaîım. içkı ajağilara, koyağa doğru lndL «Bakalım. Öykyse bu gece Kurtulm\ı?tu. Çakırcalı yukarılar hem«n düze ineîim. fcti kızan gönda kalrruştı. Amı bîrdenbire Ktiçük der Posluoğluna.» Oaman ka»$ısma dlkfldl: tGönderelim Efe.» «Teslim!» Porluoğiu, hapse düşmeden önee Mustafa Efendi earnaçar teslim Efeydi Gençti. yiğitti. Sırf mert•lda. Küçük Osmsn aldı enlan E liğinden% ya^sü. arkadajlarını blfeye g*tirdı. rakıp gitmediğinden dolayı zaptiÇakrroah raptiveleria c n 40» yekre t«clim obcak zorunda kal'mıs, üç f* >at)p> yeni çıkmiîtJ. manı idi. Or.îara kızıyorda. HLkîye çuydu: Zaptiyeler taraHacıya emir verdi: fından btr puıruya dufürühnüsler, löldürün vunlan.» ilk agızda Poeluoğlunun yanındakl Ors«kta Bldurüverdiler. Sonra Mustafa Efendiye ffltadtt: iki kızacı yaralanmif, Posluoğlu lUlan namussuz» dedi, « B « bunlan ıırtlamı$, bir yandan da Mİ kîydın yigitlerime? Sende b8y RÛsadenıeyi idare etm«ğe çalı$ıni(. leleri var mıydı? Söyl* KÖpoflusu. Sonra bir kale geimif ki, nkı^mif, arkada.;laruu bırakıp kaçsa, kaçsOro»pu kucsjjında ystmış, ı8yl«.» Mustafa Efendi ıiTnnl«ı««<ilr Ur bilecek: Arkada^lan, «ko git bajı nı kurtar,» biz n«sü olsa yandlk..» cevab verdi: «Orospu Iracaguda Tmtaus demijler Poahıya dokuEmu» bu: «Bir £fe dar gununde arkadajla•enain.» Çakırcalı bekletnlyordu bSyle blr rını koyup gitmet Yiğitiiğe yakn maz bu. Hep beraber.» Kurşunu karjJıftı Şaşırdı, aialladl. bitinee captiyelere teslim olmuş. cKim?» îîte o Posluoğlu bu Posluoğludur. Nifancıdır, merttir. Çakırcalı bunlann heprini bilir. Yakında dağa NVRTEK AKKOB muhakkak çıkaeaktır. Kde edip, ceteye almak büyük bir kârdır. T. Mühendifl Nejad b«tan(U Yoksa rakip olacakbr. Hem de teh likeli bir rakip. (Devamı var.) 8.3.195* Bir yandan esHyalar, Wr yandan Mustafa Efendi keUmelaria Q*müfrezeler... Bas'.ıyor mücadde... tüne basa basa: vra Kazlıçeşme blok apartımanınm temeii atıldı Vali, burada yapılacak apartımanlara gecekondu sakinlerinîn yerîeftîrflececeğini söyledi Beledlyaoe KAiüçejmed» 7»ptmlaeak blok mpartmanlnnUn llklnln t«mell, dün eta* H30 <U meaniml* «tll mıiftır. 3 kstlı, 11 dılrtU olaeak bu «T»rtman 204 900 Ilray» lh»!e edllmlstl». Prof. Gfik&r, T*Ptıfı konuşmada mu ken dftvasına TtrUen «h*mmty*tl b«ltrtmls eeca kondulards otur&o Tat»nd»çlann lhtiyaçlarroı karfüamak, huknkl duruınlanm halletmtk Içla yaprtan çahjmalan aalatarak dernlj ttr klı « Blz km olarak el« aldığunn bu sehrl, t&mamll* m«danl blr bala g«tlrınek latljroruı. Yapılacak »partman lara, gecekocdn a&klnlarl yerteftlrll*eek T* buradB rep T«nl blr seblr doganktır. Prantlblmlz. dslma ljly» slt mekdlr. Oaeektmdnlana yol, «u, «laktrlk r* mtkirb (Ibl btr k:sım thtiyâdarı fidcrilmijtlr. TemelİBİ aUoJıroır »partlmtn. ilzler lçln yenl blr devrto b«|langıeı oUcaktır. Hayırtr OUUB.» Bunrtan ı o n n knrban kmllmlı Te temele İlk bare V»ll tonfıtuUa kennlxnu«tur. •*Moıart yılı vesüeriJe Ankara Derlet Tiyatroeu. DOB Giovannl'yi »hneye koydu. Bunun içia Almanyadan iki değerll artisti, rejisBr profeîör tstlhsal darhjmı (Metmak makndll» ! Heir.z Arnold ile orkestra jefi prcfesanayi yer'.erlnin b»ftada yedl gün açık eör Kurt Eichhorn'u davet etö. bulundunılması hakiıniakl Vakilîer Dunyanın en genç operası olrnaa Heytl kaıan sehrinüz »aniy! çevrele itibarile Ankara Devlot Tiyatromuırinde anıbtellf jeldlde Ufalr elunnıakda bu çeşid «serin ikl flnîO profetai'T. Bu yerlerin hafta tatfll kanuaun&ao söıan i^birliji ile de elsa nasü batstiması üztrlce Böig» C*lırmj Mttdur sarUabüecıgini merakla bekliyorduk. lU|<Jnc müracat ettüc Aldıfumz cerıb Hemen soyliycUm kl, elde e>Wen netice mlüttçe övünülecek iemenîe iyi yu oldu: r tMdlter Reyetl kanrtnı bdı de olnrnjtur. Çok d«£U, daha on, on Jkl fr«7«;el*raen S'rerttuj bulunuyoraı. Bu yıl 6nee Tosca'dan bir •»crdeji jöyle jrıııti Vekilefen Uvrlh y» Ullroalra böyle kus'jrsur dinlemekîe yelincn rae grlro«1!kç* b*yanatta bulur.araıyınaylc! demljMr kl: « K*r*rın mah!y«! henüı ar.la^ılasıanıjtır. Simdlkt hild» cumart«i tam yevmlre Te paıar gOnü varıjn yevmlye 7»rm»kttylz. lfçüı'n din!»nnn*d«n y«dl CÜn cali|m»n nvrzuu b»h!j etdtıtunu sarjniyonım. H»r halde Vtkâîetin Uvh'rf b«k!etnfk liıun. Dtjter tarsftan bu tfÎMr (aycd ply«aay» lünmlu msddeier* temln lçln alıt u u IOZUTB olnvadıjı kanaa'lnblzir» s:kıntııcız çaliîma JefH, lptidat macHe yokhıDifier tarattan serOftaBOmOz btr »a Sanayi yerlerinin haffa laffllnden isfisnası meselesi Elâsik Viyana okulunun büyük temsllcilerinden Wolfgang Amadeuı Mozart'ın üuyüzüncü doğum yılı h«r yerde geniş ölçüda kutiamyor. 27 ocakta Salzburg'da, ustadın doğduğu evdeo Ayusturya Cumhur Bajkaruntn bir radyo mıtku üe açüan Muzart jrdı, öyle görunüyor ld, bundan yür yü önceki törerüeri gölgede bınka eak, onatcuun sohretini daha jta'»balık halk kütlelerine ulaîtırmsğa yardun edecektir. Zaten sevgili Wolfgang'ın gerçek degeri, Ondokuztıncu yüzyıl boyunca pek anlagiimamijO. Beethoven çapında bir devin aiırlığı bizim içli bestecimİTİn eserini euvot, öte yandan lomantik okulun vsrinüi yaratıcıları bütün dikkati Rendt ürerlerine çekiyorlardı. Kısa ömrü boyunca aib yuzden fazla beato yazan flstaddaa pek az şey biliniyordu. fik geniş Mozart biycgraflsini hazırlî>Tan Profesör Otto Yahn ile Mozart eserlerlnin teıfatik bir kataloğunu çıkaran Köcheî, geçen yüzyılın sonlsı:na dcğru bestecimizin adı etrafinda takdire dcğer bir ilgi toplamaya muvaffak oldularsa da, bu uginin genia haik tabakaiarma bayret edilecek kadar ağır yayıldıgmı görüyoruz. Birinci Cıhan Harbinden sonra romana Stefan Zweig1e şair Hugo von Hofmansthal, Salzburg'da yıllık Mozart festivaU«rini kurmakla bu yolda kuvvetli bir adıra attılar. Gramofon, rtıdyo, sesli film ve nihayet milcrosillon plâkl.irmm gelişmesi iledir ld Morart, musikisi bugünkü kakofonik ve kakokratik dunyanuzda guzelliği seven insanlara daha fazla arkada;hk etmck, onlara zaman zaman bir baska âlemln kapılarmı açmak, kulaklanns «blr hoj »ada»fisıldayıponları teselli etroek iınkânını bulabilmrktedir. on Giıovannı 3 İUÜlîiIIUIIIIIİİiniHIIHIIIfUİIfllllilfHifUflfffNlllllfillIIIİNUIIfllII ABAHTAN ABAHA .^. Kıymetîi dört kitab Blr Yaman Vardı. Mflelllfl Verihe Ekrem Ş. Egeli. OH. Prof. DT. Ekrem Serif E«eU'nm Tıbbiye »on tuuftald biricik ogia Yaman, Boğazlçlnde bir otomobH kazasına kurban gitmişü. Bayan Egeli, memlekethnizin tanmmıs muharrirleri Urahnılaa heır edehlyat, hem de »rtr annenm hMertnl tfade et.nesl elhetile iHk kıymetîi sayılan blr eser meydana getirmlsd. Neşrinden evvel bana da okunan btı kitab hakkmda düşünee» lerimi evrelee yazmıştım. Okuyutalarımm piyasada arayıp b'ilamadskb m s bana blMlrdikleri eser, o Uribtt henöl Intişar *>tmemUti Şimdl pek gttzel sekilde basılıp satt?a <;ıktı. •Bir Yaman Vardı» nm satısından hâsıl olma paralar, Tıb Fakültesl Yaman ntükâfatına tahıis edilecektir. ı heykell ile Don Giovanni ve Lepo rello arasmda geçen aahnelere profesör Arnold'un verdiği sembolik realism, çok başarıh idi. Reji bakımından büyük güçlükler göstercn bu sahneler, bir çoktiyatrolarda,heykelin yürüyüp konusmaaı ve 'onunda liğini T* müsamahasızlığnu bildiği Don Giovanni'nin elini kaparak tılevseyirdler, |imdi karşüar<nda koskoca miz Beethoven hakkında da «Don ler arasında onu eehenneme mdırbir dramma giocoso'nun bajtanasağı Törk artistieri tarafından bajan ile Giovanni'yi yazarak çapkınlıjın met mesi ;eklinde geçer. Bu klasik gSrtt • oynandığını gördüler. Bir milll mües hiyesini yaptığından ötürü Mozarfl fe gfire oynandığı zaman da, hemen sesenin bu kadar kısa bir jaman ıçin affedemedlğmi» »öylerier. Beethoven arkadan baîlıyan Ultima Scena'yı de bu »eviyeye ulafma» caKdıre, hem gibi btr büyük dâhinin böyle bir söz , seyireiler biraz yadırgar. Bu tebeb de pek çok takdire değer bir olaydır. söylemiş olması imkânsızdır. Çünkü den olaeak, vaktfle ban Aiıovn opeDon Giovanni, Mozart'ın en riıkkat eseri anhyarak seyredenler görürler I ralan, o arada Viyana .pcrası. Ultiçekid eserlerinden biridir. Püdijimız ki, Don Giovanni si ile, Mozart kiçbir ma Scena'yı bütün bütün hazfederkadm Bvemnın macerasuu eanlandı ;eyi ne Bvmekta, ne de yermektedir. ler, Don Giovanni'nin eehenneme girır. Onsekizinci yüzyıl operasma nâ Eserin barlz vasfı, hola abp giden diji sahnesi uzerine perdeyi fcaparkim olan «erla ve buffa nevilerinden bir aksiyon içinde karakterleri çiz I lardı. Ankara Devlet Tiyatrosvnda her ıkisini de deneyen bestecimiz, mek ve bir adamın kaderini musiki fördüjümüz kompozisynn, bu hakunkısa ömrünfln elgunluk devresinae vartasüe bize anlatmaktır. Sanatm dan da esere tabii bir rievamlılık haklijelere dirsek çevirmeğe başlamı» ne olduğunu hikiye uydunıculann li veriyor. Don Juanla komutanm ve fırsat buldukça kalıbiardan kur dan eok daha iyi bilen Beethoven'i heykeü arasmdaki son derece dra tulup dehasırun aydmlattığı yoida şahid diye öne sürerken bunlar gü matik sahne biter bitmec arasız oryürumeğe calısmiîb. Don Giovanni. Kinç olmamaya dikkat etaeler bari. taya eıkan sahıslar, o harikultde İşte böyle devrini aşmış bir eeerdir. • sextuorla eseri tamamuyorlar. Zamanın »anat anlayifina 3öre MoProfeafir Amold'un Don Giovanni Don Giovanni'nin ilk tenuiiinde orzart, Don Giovanni'yi bir «tip» ola için hazırladığı kompozisyon, eidden kettrayı idare eden profesör Eichrak ele almaiı ve bir «tip» olarak çok güzeldi. Atfl bir tadelik, eamor horn'u halk çok aUasladı. Sahne ve iîlemeli Idi. Halbukl o b«yl« yapma renkler, furaya buraya •erpi'^irilmiş musiki beraberliğini büyük bir baçamış, kadm avcısını bir «şsıhsiyet» o ba«t çizgiler, hayalimizdeki Ispanyol n ile yürüten bu sanatçıyı dinler larak ele alm'4, bir «şahsiyet» olarak masal'jıı zahmetsizce canlandırıyor, ken, iyi bir şef elinde orkestramı işlemistir. Böylece musikill sahne bizi derhal eserin atmosferi ile ku zın parlak bir istikbale kavuşacağını debiyatında gene Mozart'ın Figaro cak kucağa geüriyordu. Balo »ahne bir daha anladık. Bu orkestranın deile açtığı çıgır, Don Giovanni ile üe sindekt çalgıeılann figüranlarla tem gerli üyeleri en parlak bir iıtikbale ri bir adun daha atmı? oluyor. sil edüerek dant musikisinin esas or muhakkak ki layıktırlar. Bu istikbalı Büyük üstadlara atfen bir takırr. kestraya verilmesi belki maddl im onlardan esirgeraeye hakkımız olmadürüneeler, hik3yeler anlatılır. Bu kânsiîlıklar yiİKÜnden başvurulmuş dıjuu kabul etmeliyiz. Sahnedeki sanatçılar arasında Donçe?id hikâyelere körü körüne iean bir tedbiıdl. rakst bu çekil de esas mfımak lüzumuna l;aret etmek iste kompozlsvona yakı^mı^tı. Meıerlıkta na Anna rolünde Sabahat Tekeba» ve rim. Mesela ablâk konusunda titiz ve hele ziyafct salonunda komutanın Leporello rolünde Hilmi Girginkoç ilerisi için çok ömid verici «ençler. Bu sonuncu rolde Vedad Gürtenin d« esasiı bir başarı lağlıyabileceğini dü»ünüyorum. Dan Juan rolünü uzerine alan AIİ KSpük'On siddetll bir seğuk algınlığından rahatsız olması on dan beklediğimiz ses yeterliğinden biri yoksun brrakh. Tam formunu bulduğu zaman, genç sanatçının her halde arkada^larından ajağı kalmıyacaihnı umuyonız. Azra Çapb, biraz yetersiz eesine raimen (bu kusur fimdilik Devlet Tiyatromuzda umumldir) |uh ve fettan blr Zerlina idL Çu dakikada adını hatırlıyanudığun ninnlıaı Mazetto'yu da bize çok *eyler vftdeden blr ittidad olarak alkiflaaı*. WoUgtmg Araadeu» Mozarf m fkiytt tfincfi dogum yılını böyle iyi blr ba»an Ce kuthyan Devlet Tiyatromor za her gün «rtan bafanlar dilerte. Nadir YAZAN: Nadi n Sayıta Fırtmalar. MüeUifl: Befl Cevad Ulonay. «A» Yayınlan. Şah^an ayakh kütübhane olan, hele yakın tarihimize dair bUdîkleri ve anlattıklan bir milll an'ane hazinesi mahlyeti arzedeD üstad Ulunay, eski neslldeki kabadayılafu hayatmı ba eserrie ta<vir ediyor. Zaonnnea kabadayıfik, «haklann iyl tevzi edUmedlği blr eemlyctte ümmj, fakat haysiyetli yiğitlerin klmseye teeavüz etmeksizin eemiyet müvazencsinl hodbehod ve çok defa da kendUerinl tehlikeye atarak müdafaaya çalifmalan» dw. Soysuzlasmca bir ucdan «itllk» bir ncdan da «kiilhanbe>llk» halini alır. Müellifin eanlı ta«virlerinden de bunun böyle oldufu anla^ilıyor. Folk lor larmetl biivük olan hu kitabı, Akbaba sahtbl Yusuf Ziya Ortaç ü*~ tadnnn hımnakla mlit kütühhane • mlze fayda m ' Nisaıı hesidnsinrie , 70000 4 URALIK PARA IKRAMtYELER) BIRKİŞİYE Göl tnıanlan. MüelHfl: Kemal Tahir. Martı Yaymlan. Kemel ismlnde. edebi blr n£ur var. Nitekim diğcr Kemaller arasında esU traıetecl arkadaşnn» Kemal TahJr edeblyatımızda bellrll romanctlar arasında mevki aldı. Kemal Tahlr, malşetml »ajlamak fçln Rtayk Hammer'l rörkçeye reçirmek, hattâ bana asunda mevmd olmıran yenl yenl maeeralar flâve etmek suretfle, benbn genellSintde Arkadl Averrenke'ya oynadıfın 0 ynna tekrarlamakia kaltnanuş, aynı zamanda kitab tabş rekorlanm da BununU fcetaber, Kemal Tahirta haklkl edebl hüviyeH. memleket tauf ve tabakalannı Incelemektr bcliriyar. «HaMkt Tflrk romanı, lşçlmlzle k8y16mft>fln realitelerlnden dogaeaktn* diyer. Kendisl bn ydıı seemiş.Baska yeal edebfyateılar da, Tflrkryenln tftıii bSIgelermdeU Irrhnat hayah mcelenefe dofrn flk adtmlan atrılar. Btr mozayık tablo gtbl, y s r d u H nm her et>irafl ve Mimal hanesl firerlnde l;lendi|t ve hlcblr mfinhal h«ne kalmndıji zaman haîk edebtvahmız nmnmt hatlariJe beurecektb'. tJLÂY ÇAĞLAR fle Avukst EJfat Boyanoghı Bey«glu 8J.1956 20000 TEŞEKKUR Tfrun saaasdan barl etkmekte oJduğum rmhttnzlıtımı kurrrtll »aıblsi!» 8*|lık marktztnd* tedarld »lt:n« alaraJt b«ıl «nhhat» kaniftann Oey»• eaglık merk«7l Ba« T»blbt rayıa İle dlğcr hMtaltn dbt fabmma kutı da ytkın altkalânnı »slrctnatym Op« nUİT Dr. Rasta Conanl On»t, Dr. Aala OUr1»r tla banlm c<bl butua h ı ı t a b n kar»ı lyt touamelede bulunan hastıuı* menuru AMurr&htnaa Tıln»a» al*n«n tafckkura blr rtedu bereu blilrlna. Oeyre Dojanfay NahlTMtade Sabrly* Alkaa TL Dr. MUKDİM TANŞU Per«ı«!a.'; Oteh sahibl Misb&h Mtth«r* y«9'ln Slumü Ireerlne vssiyrtl JBUclblnC4 «mvtllndfn rrühLn blr kısmı tetlslere kalmtnı. Halbukl Mlibah Muhayyes'ln LUbnanda ve f»hxlm!sde kardejlerl bulunınakta, btmîar bu Tasiyeto Itlraz rbnektedirlcr. Takında başlıyıcak muhaktsnenla nOulan merakla beklenmekedlr. Misbah MnhayycjTa T*sryetin« k Imdfslerl itiraı ettl ffar 180 llraya blr kur'• numaraa* IV Bh Dakflca. Mfieîltfl: Dofaa Nadl. Flyasttya eutaıı DQ eaer BahkBida Cumhuriyet okuyarasuna lafsflât ve» mrftl tereciye tere satmak snyarnB Dofan Nadl İle eeyrek &mdır ır*" rüşfiriiz. Zlhninl Işgal pden blr n « maralı mevm, memlekct meselelerfdlr. J Şalrm Mrh Tatan Mktyeta tubtver eldv hOzztnfa B«n «p«<«n» gtne te'slr1 dftsftannndiB Bemff.. Defan W«HH, bimmı t a a aksne fenif tafcakalmn ea, sebeDİ Ktrı GOIertz a|Unaeak kaHmtae «Sîmkeşhane» nbı tarihî dcjerl oîup olmadığı araşhnîacak Seyazıddaki Simkejhaca blnaaının yarma ksdar tahllyul lçüı alâkalUar» kat'l teblljat yapıhuiîtır. D!£er tarafUn Tarihl Amtlan Komma Derneğl Beledlyanln bu kararına Itîraz etmijtlr. Bueünlerde t«kil edilec«y bîr heyettn Slmke$hi£*nln tarihl kıymrtt oîup olmadıjını ajaytıraaaiı bndlrnraektedlr. KERVANSARAY Zengin programa ilâveten Kısnımı ELmaa O^uz'tm gaçirtnekta oldugu tehllkell haaulıti yakm al&ka ra laabet'.l jörü»!»rlla tedarl edtrak sınhat* kaTUfturan Çlfll çocuk Haıtanaal hcklmlarlndaB basta Mrrla *«:i Ç k ütahı olmak Uzcra mOt«bauıs Dr. Mu alI4 ümur hanım». Dr. Mchmed AIİ S«rdaroğlu'na. Dr. Şaklr ÇOfkun«r*., Dr. Zeynob, Dr. Mak bul« hanımıara, Dr Vedat b«y« T* hemslre N&dlde Te Zcllba hanımlara .yarduneı hem«lre Hayrly* hanıma te?«kkür T* mlnnct hlalerlmlzla gasatanls T»«ta«ll« lbl»6ını rloa ederlı. Oğux Allejl TUalhi Bu Uân dünkü nOaha rnınd» Ur tertlp bataaı olank ölüm başlıjı altmda. çıkmı«tır. Tashlh ed»r ftzür dllerls AÇIK TEŞEKKUR AMEÜA BOMAM ve JOZE FRANCO ttalyan orkestrası ve Ttirkiyede ilk defa Dr. KENAN AKEB tspanyanın en meşhur (Flamengo) yıldızı ve gituriati Paviyonda h«r akşam 22 den sonrm NEDRET GÜRCAN'ın Teni Üç bin a«k mektabiam töreale yakan fair FESTİVAL Resimler: Gung8r Bötüa kftabcılarda bolunor. Fiatı: 100 kuruş İsteme adreal fairlcr Yapta£ı Taynlan Dinar kitabı çıktı HA1İL AIİ BEZMEK u« Serstll annerrl» »j babamıa meriıum ruklmnn» ith&f «dllmek Ozers 11 aaart 195« paı»r günü egle l U U D i u mütaakıb Çlşll earaiin da M«ktn hsfıılır t»rnfmdan okonacak olan merlld» &kTab», 4ert ye lhvanı dlnin ttsrUîtrinl ri« «d»rla. «Rfit ruad v* Şerzeln VEDtA BEZMEN'in mtrbome n «yılı rtrkultrtn n«çrl tarihl olan kaıım 195S tcn (onra gttmrükltre g«lmlj ozaüt kâtıdlanmn sstı?ı »erbest bırakıldıgı haMt bu tarihtaa m < I f»len'.er t«vr1e tabi tutulmakta ldl. Haoa» olan bu kâğjdUnn fcon&nuı tehllk«l bulun<t'jfundan îehrlmiz Tlcaret Odaaı Tekâleta mOraesatl* « m l e e gelen kafırnaruı «a serbest bınkılmasını iıtnnlftl. Bu möracaal Ozerlse ViirtM II kann 1H5 tarlhlnd«n ervel (uamlklere f«lmlj veya lthal «dlteuı olan oztltt kâğıdl». rınm Mtıtınj da ıcriıest bıraktıfcoı alâkalılara btldlnn!s«r. MABT 9 RECEB 2« Osalit küjidlarmm satişı serbcst btrakıldı MORELLİ Masalann evveiden aynlması rica olunur. Her pazar tam programla matine, her pazar müzikll öğle yemeği JOHNY HIGHSMITS ÇAKMAK İüm ve iman, ahlâk ve nizam yolunda Ba§yazarit Dr. Cezmi Türk Yann cıkıyor. Çıkaran Türklye Tayınevl mısraının sımna erdi^lndeB wu* dlr? Benee hayır. Kendm! ııııııı.ı.ılM blr mevzuda memlı>ket meseMcria» de rtddiyetle tek<rff etmeslndedtr. tmd!. releltm efimleye: MavaffakıyeMcIlSinrfzin nrn, m e a leket davalarma rihnlmlrf teksJf e«Şeyb. Haslm eftndraln »eyMmtadedlrî Dofm NadMn akuglu, Ş«yb Kutb«ttln TB Çeyb. Bazi sbte eidd! ırörünflp bakflcarte h i alafendllerta, Ata*nın, Zchn T« AdUe ya absnmzdadır. (VlNft) asımlann kfırdctlerl Suad T« N«]« tıa babaJan Baslh T* Vedla'aıa kmyıa b»b»lan Tanyaiı NVRTEN ÖÇAL Y. Mühendfa . ile KADRİ ERİMln BBTCM ÖÇAL eenu» mer&atmlne l^tlrak edtnlerle blzzat reym teleraf T« mektubl» tazlEvlendDer. ett* bulım&n aknba, dost ve ahtbİstanbul 8 mart 1856 <U«s«a tofeiuür aderls. Xrim T* TEŞEKKUR V ] «Ja!i2.aii54i|ig.oe;i8.s«! t.u CUHHURrEETin TEFBtRASIı Itîangıc Yuvası Çevlren kabtu ettig^inl saranıştım, «Durum bizdes yana da elabllirdı, bize karfi da. Hiç bir }ey bizi birbirimizdaı ayırmamalıydı. Birle?sek de, birlermesek de bir kalmalıydık. Armand öldü, bizden yaBa olan lartlardan biri yerine geldi. Annette'deo, zarar görmeden aynlmam mümkfin olursa evleniriz. Olmazsa, evlenemeyiz. Yalnız, evlenemesek bile, bir iki aya kadar, durum açiklaşacak, • zaman hiç çekinmeden buraya gelip gidebilirim, oğlumu da aık sık görürüra.» Celerte ba sözleri, hiç •esinl cıkarmadan, bafi elleri arasında, kıpırdamadan dinliyordu. İçinden yavaj yavaf yükselen kızgın bir dalga boynunu, yanaklamu, gozlettei bürudü. Sonra, birdenbire bus içine gömülur gibi oldu. Inaanlann ta'fı karfinnda lâkayıd ve aalim bir tavırla bakm; k Henri'nin Sdetiydi; «4mdi Celeıteye bövle bakıyordu. «Çocugu mu dujünuyonnaı?» VAHDE1 GOLTEKBl dedi. «Ne düşünüyorsun onu! Hepimiz rengin insanlanz. îlerisi için hiç korkun obnasın. Hayatmdaki Krra gelince, söylemeye kim cesaret edebilir? Zengmliğl herke» sayar, Celeste'd&im!» Güldü. Çok yıhsılc çok eirkin bir gülöştü bu. Celeste gene derin bir tiksinti ile sarsıldığını hissetti, Bu tiksintiyi eiir.den geldi&i kadar göa termeye çahşarak ona dcğru bakti cAnlayamıyorunı seni!» dedi. «Zaten hiç bir rama" anlayamamışjmdır. Bir sözü bir sözüne uymıyan bir adamsm sen. Göründüğün gfbl değilsin. Verdiğin kanaati htreketlerinle yalanlayan bir adam «n. Bu bakımdan, Mfia yalanasm diyebilirim. «Ben samyoTdum kl baaa defflse bile coeu£a deger verlrsin... onu kendinden ,i»!erinden, gayenden fl»tün tutarsın.,. Bir kadm kimseyi eevmiyen msanı anl»ysbillr m ı eocufu »evmiyen btr kimıeyi anlayamaz! Ama. şimdl gBrByoruro U yavrusuna bile deger vermiyen TAYLOK CALDWELL Sen beni anlayamamışsm, Celette.' Senin hsvalindeki erkekler ancak romanlarda, filmlerde vardır. Siz kadmlar bizi kendinizin erkek kop yası sanmaktan ne zaman vacgeçeeekskıiz? Böyle erkekler olsa blle, bunlan siz nasıl sevebilirsiniz?» Celeste içindeki acımn haneerleri arasında kıvranıyordu. Sanki ateje duçmüş yaıuyor, kavruluyer, erlyordu. Arük karşısındaki hayal bfl» bütün silfcmi», kaybelmuştu. G6zlerinm önünde yalnız bir şey beliriyordu: Hayatta artık tek sevdiği varhk. Kısık blr sesle: «Peki, çoenkT» diyebildl. tÇocuk ne olaeak?» Buna karfilık veren eea çek u«»klardan gelir p"biydi. tDaha bajlangıçtaıı bRmea IIemdı ki ikimiı de benha çartlannu uyacağız. Senin arzuna değH. Evet, ne ben eana s6s verdim, ce •ea kana. Yalnıs, ne elune. elmm ister evlenelim, lstw evl«ı«iyelim hep beraber «bcsfiT »an auftun. Buoa aenin •nladığuu ve insanlar da varmij!» Soluğu kesümi», göğsü tıkanmı? gibi, durdu, kıvrendı. Sonra, sesi bir inleyis gibi eıkü: «Dogdugu gündenberi blr daha gBrmedin cğlunu! Ggrraek istemedin... aklına bile gelmedi» Henri tuhaf tuhaf gülümaedi: «cîşte bunda yanıllyor»un, yav rucuğum!» dedi. «Ben oğlumu sık sık görÜTorum. Bunu kendime bir 1} edindim, hiç bk zaman fiımal etmiyorura, «Şaştın, değil miî Yo, «yalan!» diye haykırma buna da. Acele etme ^abırlı ol... Söyleyeyim mi nerede? Bu evde değil, elbette. Oğlam sık sık Edith'e bırakıyoreun ya, İ5te o zaman görüyorum. Simdi de bundan dolayı Edith'e kızma sakın «Ne olur! Land'ı bana bırak!» diye sana yalvardığı zaman, eocuğu sevdiği için yalvarmıyor. Ama, maksadı kötüluk değiL buna inan. Benim iyiliğim için yapıyor bunu... Çoçugun da iyiligi için... Hattâ belki senln de. Söylemek istemezdim. çfinkü seni billrim: tnaanlarm hareketlerindeki sebebleri anlamaz sın... Anlamak isternezsin. O hareketleri hep kendi görüşüne göre gözden geçir'.rstn... Sonunda da, e£sr senin ho«una gitmlyorsa, bu hareketlerlndtn dolayı «nlara kızarsın, haklannda en acı hükümleri verirsin. «Evet, bty.U billyorum. Şimdi sen Edith'e kızaeaksın... Yüzüne karşı bağıraeaksın... Çocugu da ona bir daha bırakmıyacaksın. Ama, ne yapayun, söylemeye zorladın. Çünku bana öyle bir sue kondurdun ki sesimi çıkarmasanı, .yanıldığını gös termesera senin gözünde dunyanın en alçak adamı olacaktım... Buna ise gönnlüm zarı olamaz. Her şeyi unutsam, beni, bir a» içi» *>"• o l s a > sevdiğini unutamam... Senin alçak bir adamı sevmene razı olabilir miyim?» Celeste onun bu son sSzlertni duy muyor, i«itmiyor gibiydi. Yalnız, Henritin beklediği çıkmadı: Celeste kızmamışü. Yüzü değişmiş, çizgileri yumusanııstı. Henri'nin yerfeıde, görüîü biraz daha yalm biri olsaydl ondaki bu değişikliğin ken disiıün son soylediği tath ve okşayıd sözlerden ileri geldiğini sanırdı. Hayır, Henri kendi içinden geçeıileri yüzünden belli etmemekte ne kadar usta ise, başkasının duygu ve düşüncelerini okumasmı o kadar İyi bilirdi. Celeste'deki deği?ik!ik bir sevginin paylaşılmasında» ileri geliyordu. EskideB bir a*kı paylasıniîlardı. Şimdi bir çocuğun ıevgiji fizerinde birleiiyorlardı. Oğlunu arbk dünyada herkesten, hattâ kendisinden fazla sevdiği yovruaucu Henri'nin de, e kadar değilse bile gene biraz olaun, sevdiğini Sgreuince iei fazlamı», göıleri yaşarmışt. «Hayır» dedL «Çoeugu Idita'e bırakmaktan vazgeceeek değilim. Buna sastan, değil mi, Henri? Senden beklenir bu. Çünkü bir kadm kalbini seven, evlâdını seven bir kadının kalbini sen dünyada an layamazsın.» Gözîerini 8ntoe itdi, daha alçak bir sesle devam etti: «Seıin gözünde arbk degersiz bir insan elmayı kabul edebiUrim ama. çocuğunu sevmemene tahammül edaraenı...» Hffiri, kollannı gSğsünde kavn»turarak, ağır ağır, geldi, Celestenin karşısmda durdu. «Öyle ise ben de aeıkça söyleyebilirim» dedi. «Oğlumu bir bakıma seviyorum. Zaten taşıdığı Bouchard soy adını o»a aynca bir de ben vermesem bile, kendisine bırakacağım muazzam servetle ana iyi bir gelecek, yüksek bir yer sağlayabilirim...» Henri, bu sözlerile, Celeste'nin kalbini yeniden kazanabileteg'ni sanıyordu. Ona yaklajmak, ,yamna oturup elini tutmak üzere, ilerledi. Bir adım atmssile yerinde mıhlanıp kalmaa bir oldu. Celeste birdenbire ayağa fırlamıj, omm kar»ısına dikilmişti. Bu k«' dar güzel ve yumuşak huyhı Wr kadının bakabilecegı kadar sert korkun? bekıyerdu. Gözlerindeki panlb çakmaklaşmn, yer yer alev lerie beneklenmi»tl. Yalnız, sesi gene vumufak çıktu (Arkası rwt Tasfiye Halinde Brezilya Kahvesi T.A. Şirketinden: Şirket hlssedarlan yıllık alelâde toplantısı 30 mart 990 tarl hlne rasrthyan euma rOnü saat 18 da îstanbtd Dördüncü Vakıf Han 4 Oncu katdaki şirket bürosunda yapılacaktır. Hisse sahiblerinin hlsae senedlerini veya bunu müsbit vesaiki lçtimadaa en az bir hafta evvel çirket nıerkezine veya Türkiye U Bankan Yenicami Şube<dne tevdl ederek duhuliye vesikaaı almalan rica olunur. GÜNDEM: 1 Bilânço, kir ve zarar hesablannın tetkik ve taavflsl 11* taıfiye memurunun ibrası, 2 Şirketin dâvalı ve ihtilâfh islerile malî durumunun tetkiki ve tasfiyenln devamı bakkında karar ittihazı, 3 Tasfiyenin devamına karar verildiği takdirde tasfiye memuru ve murakıb tayini. 1 Malzemesi mflteahhide ald olmak üzere gartnameye )?5re 25X34 cm eb'admda 300 pramajh krome karton üzerine beser renk olarak tesbit edilen 90.500 aded fitre ve 50.500 aded kurban afişi kapalı zarf unüfl ile bastınlacaktır. 2 Muhammea bedell «21.000» geçici teraiaatı «1575» liradır. S İhalesi 19 mart 956 cuma eunü saat 10 da Turk Hava Kurumu Genel Merkez blnannda yapılacaktır. 4 Şartnameyi almak ve orijinallerl görmek i«tlycnler Ankarada T.H.K. Levazım Müdürlüğüne tstanbulda T.H.K. Şubesine mOracaat etmelidirler. 5 Kurum ihaleyi yapıp yapmamakta ve igi istedigine vermekte serbesttir. (2778) Türk Hava Kurumu Genel Merkezi Başkanlığından: Fitre ve Korfean Aflşi Yaptırılaeak
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear