Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
tKl CITMHURrVET'in TEFKİKAS1: S? CUMHUKfVET 17 Mart 195» *n!atan r =haberleri İkinci evlenişin hikâyesi Aıuay Hustü Kobaa «azan. VAŞAK KEMAL I ABAHTAN ABAHA... Nümnnelik tnrist merkezleri Efe Irazın yanından sevinçli çıktı Kel Hayıme adam gonderdı. Hayım geldı. «Hayim, al şu parayı. Kayaköyde îmamın evıni tuttum. Gideceksin Izmire, evı bir ıyıce don tacaksın. Nasıl donatılacaksa oyle donataeaksın. Bır hafta sonra görmeğe gelirim» i Efe bir hafta sonra atına bınip, Kayîköye ruzgâr gibi sürdü Hayım yanında marangozlar, hâlâ evı dö§emekte ., « Kolay gelsin Hayim Ağa.» «Sap ol Efe » Efe teker teker odalan gezdı Hayim 191nin ustadı ıdi Izmirde bir eşraf konEğı rasılsa, evdekı eşyalar onun tıpkısıydı. tGoTdün mü Efem? Hayim nasıl dsyayıp dosedı Tamanı mı? Nakiboğlunun evi de bımdan güzsl değıldir. Hayimde zevk var, zevk Efe* Efe güldü: «Var ol Hayim.» Köye geldi Koyun ileri gelenlerlndea, yakın köylenn ağalarından bır kaçını topladı. Kızın babasma dügıireu gonderdı KÎZKI babası Çakırcalıyı sevmezdı. Hem bır eşkiyaya kızını nasıl verırdi «AUahın emri başım üstune ya ağdar, olmaz » Israr ettiler, tehdid ettiler, adam dayattı. İfi Çakıteabya nasıl açacaklardı Kaya koyü kırıp geçırird1. Kıa da çeker alırdı! Ama kızrn babası biliyordu ki, Çakırcalı kızını, kendi rizası obnadan, aşktan olse de çekip almaz. Ç?kırcah pretısıplerıne sadık ad'iıdır Prensiplennin bırincisi de ırza ilişmemek, kimsenin kansına kızına yan eözle bsknrîmak. Kadına karşı en kücük bir eğılim gosteren kızanlanndan çoğunu vuruvermiştır. Çakırcalı haberi duyunca deliye döndü Ama ne yapabilird ? Ne gelirdi elınder? Vennez, vermez. Oturdu kızıo babasuıa uzun bır mek tub yazdı Kend sini bldüreceğıni, köyü yakacağını sdyledı Kel Hayim mektubu aldı gittı Adam, bu şiddetlı mektuba da kulak asmadı Ama kendi canmdan korktu O gün koyu bırakıp, Tireye, oradan tzmire gecti Çakırcalıya da bır haber yoüadı: «Ben İziıirdeyim İşte kız, işte köy ış'e kendısı... Kızı a'abılır, köyü yakabılir... İstedığini yapabılir Ben de •zmirden köye donmıyeceğım Zorsa zor. Zora dağlar dayanmaz > Çakıre&lı bu haber kar;'sında yıkıldı Ddrt donuyordu. Kızın babasl yap3cağını yapmıştı. Butun mümkünlerı kesüm'ş, öylece, biçare, Kaya k<5j ünde kaîakaîmıştı Boy le b r sonucu hiç duşünmem'şti Duştinmerttn ev kir?!avıp döşetmisti büe Bu da halk arasına \ayılmıştı Çakırcalı, rezıihklerden rezill.k beğen' Çakırcaîi kız bsbasının ardını hırakmadı îzmıre de mektub üstune mektub tehdid u«tüne tehdid ysödırdı Para etmedi Henf Nuh diyordu dı Pevsamber den yotdu En sortunda Çakırcah Kay2ko\e yarıp ko\ an butun ı'erı geîenlerinı iopladı ,bir eve hapsetti. Bunlann çoğu kız babasmın >akm akrabasıydı miyor. hiç bir şeye karışmıyordu. Efesınin uğradlğı hakaret onu olduruyordu Habıre içıne aüyordu. İğne iplığe ddnmuştu. Babanm Tireye geldiğjoı duyıınca artık kendini tutamadı. Ksn beynıne sıçradı. Hiç kımseye bır şey soylemeden belme bir tabanca taktı. bir at çekıp atladı Doğru Tireve .. Yolda habıre söyleniyor, içini boşaltıyordu «Vanp sakalından tutacağ'm o gara dinlınin. O papazın Sesı Çakırcah gıbısini ^ördiın mü hiç' İşte ben Çakırcahnm kansıyım Sen beni ne sanıyorsun! Beni senın kızın mı sanıyorsun? Çakırcalıya bir değıl, bın kız feda o'sun. Bu dağlar. dağ oldu oblı Efem Ribisını gdrdü mü? Öpüp başına koyacak, jadımanhk edece£;n yerde, sen kaçarsın Ben kansıyım Çakırealıoın Anladın mı gara dınl ı ' Sskalı boklu Ben ona diveceğimi bilirm Bir elime geçsin Bilinm » Bıldiklerinin birinln evine gelip aü teslım ettı Öfkesinden tirtir tit rivordu Ev sahibleri eBuyur Iraz Hatun. Bıraz yornıdt al'> O sldırmadı. Doğru çarşıya gitti. Klzın babasıru bir evde buldu. Bir odaya çekti. « Bana bak Ağa,n dedi. «Ben Çakırcahnm avradı Irazıra. A ; g<5zunü de bana eyice bak! Sen Efeye kız vermiyor mussun. Hemen l:oye dön, kızı ver' Efemi sizin gibılere rezil ettirmem. Senı kıyık kıyik kıyarım. Efe >apamaz. Ben yaparım bunu. Hemen dön' Efeye ettığin yeter! Geldiğimden Efenın, kimsenin bir haberi yok. Doğru köye .. Anladın mı? Gara dinlihk ıstemez Geldiğimi de kimseye söyleme Ben altınımı pul ettirmem sana Ağa. Efe seni bır kız için 51durürse, ona namus, ben senı öldürursem bana eref. Haydi köye .. Ducunu ehnlen yap » Üç kadın mılletvekılimız, çarşafm kanunen yasak edılmesı ıçın bır tasarı hazırlamışlar. Kcndılerinı, bu konudakı hassasiyetlerı ıçın tebrık ederız. Çarşafın bir kanun konuPlâstikçiler Derneği Başkanı, ' su olup olmıyacağmı hüiada munason gelen 413 ton ham maddeden | kaşa edecek değılız. ılakıkat şu kı, yalnız 13 tonunun kendilerine son yıllarda memleketı>num bır çok bolgelerınde bazı kadmların, genc veriMiğini söjlüyorlar kızların çarşaf gıydıklerını sık r.k Plâstik sanayımin ıçınde bulurıduğu duyuyor ve bılıyaruz. Ilk bakışta, çarşaf giyme, giyim îorluk ve lnıkânsızhkları tebarüz e tirmek istiyen Plâstikçiler Denegi başka kuşamla alâkalı bir nonu olduğu ıçın rı dün Jatetecilere su lzahatı vemuj modaya tâbi bır hâdıse gıbı gorünür Gerçi, onun şımdı tekrar bazı !tlr: j « McmleketiTnızde plâstık s^nayu yerlerde meydana .ıkmasmı moda yenl yeni ınkışaf etmektedır Bu sahada ı!e ılgıli bır hâdıse >larak gormeğp 250 imalâtçı çalışmak adır Eımlardan ımkân yoktur. Sonra moda, karakyiB ellisf derreğlmlıe kayıdlı, diğerled teri ıcabı, değışir, halbuki çarşaf saSanayi Odasına dahtldlr bıt bir örtunme vasıtası olarak gözüSanavı Odssi son gelen 413 tondan kuyor. O halde onun gerek çıkışmda y»lrız 13 torunu menstıbiarımıza avır ve gerekse yajnh«nda modava bagmu, dört yuz tonunu kendi mensubları ara<!)nd3 lrdt ve keyli bır sekilde lanması güçtur. Çar^afı örf ve âdetlenmıze de bağlr>amayız. Her ne kaüağltrrıştır Halbukl plâstlkç lerimizln 270 ton ham dar orf ve âdetler, modaya nazaran maddeye IhHvacı vardır Buna raRmen daha ağır değısırse de, gene onda da te\iı işleri Yaç Mejva Kooperatıf le Sa bır dcğışme vardır. Sonra, örf ve ânayi Oda«ının i^safıra bırakıltııştır det değışmelerı kendıiığınden olmaz, Kapaste listclerı kale ahnmamıştır onu başka bır takım kıymetler <'e?ışBu dun.ım karsısında p'âstık madde tirır. Hattâ moda bile onun üzerınde lerin oe Vı'âyet kanalile tevzîi tâbl tu mııessır olur. Esasen. çarsafın mıllî hılması do5ru olacağı kanı'indeyiz örf ve âdetlerimizle de sıkı bir tıâBundan baska Sanayi Odası 'htiycclariTi nasebeti yok. O halde, çarşaf kılık ayarlarmasında kifayetstîdir Bu oda kıyafete aıd olduğu halde modjva yanlız m«sl«k gruplarına Imtıyaz tanıtâbi değıldir. maktadır. Aynı zamanda millî örf ve S<IctleBu banz haksızhk karfisında Cı>mburbaşkanına, Ba;bakana ve Tıcaret rimızde de oni'n kokunu buUnıv>Veklün* telgTaHa halimizl anlatmaga ruz Carşafm dınle de dnpruc'an A *Ş karar verdık * ruva bir a!5k?sı yoktur. Isl^mijet tesettürü emreder fakat bunun ne •!p' IIHP olaeiS'nı örf ve âdete ^iralcır Öyle ise kadmİjriTiızı bır umacı Lâstik Için müracaatier Tevzi kılığma sokan bu ortunun nayatıBiirosu Miidiirlüğüne mızdakı gelenegı t>asıl kurulrauı;tur? yapılacak O tamamıle d?r bır "hnivf'ın \e Otomobil ve kamvon lâstigl Içın kad'na kar^ı alman vanlı? bir t^vrm müracaatlerin bundan bovle doğrudin eseridir. Çarsafın hayatımıza kanşdojruya Tevzi Burotu Müdürluğüne ya ması bir vobaz geîene?mden ba^ka pılması icarar!a"rtniîtır. bır şey değıldir Yobazhkla dındarEvvelce Vllâyet. makamı kanalı ile lığı birbırine karıştırmamalıdır. Dın yapılan müraeaitler ve dosvalirın heps konuiında şu üç tavrı tesbit edip Tev7İ B ırosuna devredt'ml5»Ir ona pöre konu^mak, lüznımsuz reakDlger tanttan sah e .mza ile tanz'm edf'en o'dırolır ve burtları h*7ir1ı\an sivonlan ortadan kaldırması bakıiar hakkındaki tahk'kat derinlestıril mmdan faydalıdır Bır dindar adam vardır. Bu muhteremdir, bir de din mektedir. Plâstikçiler ham madde sıkmfısmda ÇARŞAFA DAIR. r YAZAN: CAHİD TANYOL Esasen her moda sosyal bir yayılma ile devam eder Yi\''ir^^an Teyler ne kadar yeni ve orijinal ni'j^Sf. olsun moda olamaz. Bu, mod^run sosyal bir hâdise olmasından Peri geUr. Fakat çarşaf örtme kadmlar için sabıt bir dıs kıyafeti olduğuna fore cnun gerisinde dar bir zihniyet bulunuyor demektir. Bununla beraber, çarşaf da sosyal bir hâdisedir; ve teşekkül etmiş bir geleneği vardır. Yalnız şu noktaya dikkati çekmek gerekir. Bir şey âdet ve gelenek halıne geldi mi onda bir nevi lâikhk lıasıl olur Çoğu zaman bir çok din! âdetlerin dahl yayılmak suretiie »sıl hedef ve mahiyetlerini kaybettıklermi görüyoruz. Ve hattâ mensei din olduğu halde tamamile tersine inkılâb eden âdetler de vardır. istısmarcısı vardır. Bunlara dın sımsan demek daha doğrudur. Bu gibiler, dinin en bu>ük düşmanı olduğu gibi ahlâksızdular da. Onların dıne karşı en ufak bir saygısı yoktur Dınsız adam ona nazaran çok daha muhteremdir Bır de yobaz vardır Yobaz, dini inançta mübaiâğalı ve katı o'maktır. Yobazlık, ferdî bir tavır olarak kaldığı zaman tehlıkesizdir. Olsa olsa bu, din ve .ıhlâ't bakunmian bir kusurdur. KaHat o bıı kanaat, letimaî bir değer haline gelince zararlı olur. Zararı .loîrınlan doğruya değil, dın istismarcıiarmo âlet o'mak suretiledir Yobazm da ta mimisi vardır; riyakân vardır. Kanaatlerındeki katılık «abnna nıımhasır kaldıkça tehlikesizdir. trtiea ile mücadele ederken bu ayırmaları yapmak ve samimî dindarln yobazı ve din simsannı birbirine karıstırmamak lâzımdır Daha doğrusu, dindar insanm hissivatmı ineitmemefi" dikkat etmek gerekir ki din simsar; bundan faydalanmasın. Nitekim, eski âdetimizde, aslı bir yobaz geleneği olan çarsafın dahi zamanla gayesinden uzakla^tığını görıiyoruz. Kızların carsafa girmesi bir nevi merasime lâbidi. O, çocukluktşte çarsafın geleneği böyle bir 'o tan genc k'ZİıSa geci'iin bır alâıneti baz inancma dayanır. Bununla bera sayıludı. Kız çoeukîarı için çarşafa ber onu munferid bir hâdıse lar.^ eırmek bir bavram «evinci. bir gurur dü<:ürmek de doŞru defilrfir F«,Vı konusu idı Fakat busîiın gerek aile aüe havatımız .harem», .s»13m!ık» havatımız ve cerekse i't'maî bılnve?ek'inde bir ayırma Ve kadmlann mız de" ^mis bulunuvor B=lki bunu kapalı gezmesini ieab ettiren şartla henüz fiilen gerceklesti'Tni^ savılan hazır'amış bulunuyordu. mayız. Fakat herhalde Cumhurıyet TÜRKİYE KREDİ BANKASI GENEL KURULU TOPLANDI BANKANIN 2.042.559.95 TL. KÂR YÂPTIĞI GÖRÜLDÜ Türkiye Kredi Bankası A O. nııı 8 Inci genel kurul toplantısı, Yonetim Kurulu Başkam B Şakır Kesebır'ın başkanlığında toplanmış, 1955 yılı faalıvet raporundan sonra hılânço kâr ve 7arar hpsabı incelenmiş ve Bankanın 2.042 559 95 TL. kâr ettiği gonılmuştur. Bu sene ortaklara net % de 12 nisbetinde bir temettü daŞıtılması kararla<;tınlm!ş ve munhal bulunan yonetim kurulundakı uyehklere de yapılan seçim neticeşinde Baj Şakır Kesebir, Bay Hayrı İpar, Bay Ahraed Mec^el seçilmişlerTOrklye Kredi Barjkası yeni yıl içinde daha faydalı ve verimlı işler için bazı kararlar almı? btüunmaktadır. «Haber gönderin ağaya gelsm O, köye gelmcıye kadar sizı burada hapis tutacağım. Günde bır öğün ekmek Yataız su Ge!mesn damlan vasıtasile, kendiskîi bir tnden umudu kesince de, hepinizi te eı 17. bir Frartsız gazetec sinin ziker teker öldürüp dağa çıkacağım » varetini bıitün boî^eve vayıvordu Mılâ";taki bu^ük bir çıftlığe de Hapsstekı akrabalar, kız bab3Sina içeriden acılı acılı mektublar yaz ta! b olrrustu Parasını peşın vedılar İlendiier Mektublar taşa iş recektı hem de .. Terıyı, çocuklan liyordu da kız'n babasına kâr ev nı düsünüyordu. Ne olur ne olmsz (Arfcası var1) lemiyordu. Öldürecek, diyorlardı ; Kövü yakacsk Smin b r klzının Cam fabtîkasında. fabrikanm yfozünden.. O İzmirde bekliyordu. inkişafiV alâkalı hir tnünazara Bir ara, İznîrde duramıyan baba Paşibahçe cam fabrıkasında yarın Tireye gelmişti. İnadıle tneydan ofabrikanın Isçi, ustab3»ı, mühendliî kuyordu Çakırealıya Tireye gelme umura tr.udtir ve idaredlerhıîtı îjifrssi, «senden korkmuyorum, ne ya kıle, Tıirklyede ılk deia olarak bir Bu topİ3r ıda parsan yap, kızımı vermem, 61üme TÜna^ara yapıl?caktır faa'iknın lnkiiafı, y~pılma«ı 'sterep de razıyıno» demekti. î'er h»M"nda herkes duşurciu;!anu Günler, haftalardır bu işe «n çok acıVça löyliyecek ve münakasa edebjeiçeri yen Irazdı Hiç bir şey söy'e cekHr. Almanyadan bahk vnmtırtalan Çevabını beklemeden dlşarı çıktı. O hızla atının bulunduğu yere getirildi AÇIK TEŞEKKÜR Et ve Bahk Kunırru Umum Müdurı geldı Atladı. Doludiz^ın sürdü. B.zleri ve »evenlerıni buyuk Ekrem Barlao Sur.ye, Lübnan ve Suudi Gun kavuşurken Ayasurata geldi. Aabîstana gl mıstir. »'emlere boSarak fânı hayata veda Bir gün sonra duvuidu ki kızın e mi? olsn Umum Mudür bu mem'eketlerde kubabası ko\üne gelmiş Allahın em rjmun a'âkadnr oldtıŞu rp'dt'elpre mahTEVFİK ARARAD'm recler temin etmfPe ç^'ışcaktır rıne bir dıjeceğı olamayaeağmı, amaisız h&stalığını tedavı Içi" D!6er tanftan Almarvsdan getlrtıle' 'errın butun îff'kânlırını kui'akızını Çakırcalı Efeye gonul rızaKoreRer bahğı vumurtalın Hıdrob vn nan An ral Brlstol hastanesmın sıyla verdığini soylemiş, hapıste liıl Ensti ilsü tarafından tzrik golune bütun doktor ve Idarecı ve hemkı'er kurtulcruş, dıiğün kurulmuş fk!1mek üzere hazırhkUr yapıtmakiaşltelerine ceraz» tbrenmde bizzat tu. Kaymbaba Çaklrcaliyla barış dır. hazır bu unırak, çelenk gonder1954 »e atılan Ilk yumurtılardan çımek telçaf ve "eiefonla elemlerlırış, utehk de onu sevmısti. Dukan balıkları avlıyanlar bucların kıliıiîi paylşmak lutfunu esırgemiğunu kendi'i kurmuştu Damadly c keız ve gayet lezzet'i olduğuru bilven dost ve meslck arkadaşlarma la ıftıhar edıyordu, Duğüne Iraz dırmıslerdlr İstanbul Maarlf MüdürlUgune, Muda grimrti « « ^ » 5 &&*& teı haall mler Blrlıg ne, Türkye Mason v\ aWa\iiMeki para • Derreğ ne borçlu oîduîumuz deMerkez Bankasının son bü'tenıne gorp Lne şa.smı^tı rın jukran ve mırretlerlmlzl edatedavuideki para mlktan 2 0Jl.6f.0 323 Çakırcalı gerdefc girdL ya sizısı dinm'yecek buyük acıl:r*dır iıız mani t=*kıl etmekte o'duîunBu hesaba gore geçen h'f»ava nazaxrv dan muUt«rem gazetenuin lutufran pmısyonda 29 milyon liralık b'r ekÇakırcahnın evı artık bolgenffl kir delâ'e lermı rica ederlz. sJnf vardır Es Nezahet Ararad hükumet konağı olmuştu Çakırca'.ı Toprak Ofisî yen'den ceük O lu Doğan Ararad kararlar verıyor, hîksızlıkları onsiloîar japiırarak luyor fıkaraya yardım edıyor, ken Toprak Mıhsııllerı Ofisı memlekfte dı yardım edetıezse zenginlere yar 69 çplîk 5*10 vaptiTrraktadır ÇORUH TALEBE dım ettınyordu Trakv^da 6 sı'o 'n^a eii'ecektlr BunCEMİYETİNDEN: Avasurat'a yeni bir ev yaptın lardsn Edırre ve Kırk'reü si'MTnri" iba!e«I y3pıl'»"?tır Bunlar ık'ser bın SorelerdenbETİ Cemıyetnrize her türlü yordu. Biıyük bey evlerf gıbı. •p"'uV o'acsM r maddi. rnarevi yardım'arını esırgemiBu a»ada Çakırcahyı bir İtalyan BaV"ie<;k> Co'lu ve Adapa7arında |p=a ycn knmet ı hem;ehrım'Z ve uyemız Gf>rerali ıle bir İtalyan gazeteclsı e'dlccck 4 ve 2 bin tonluk s'lo'arı \ Rıza Çarımklmın amcası ve Dr zıyaret etmişti Ünü bütün Avru lha!»£İ bu ny icır.de vnıl'caktır töle Mıızaffer Cann'klırın p^derl burraz slıosu 6 bin trrluk o'';aktır HAKKI BEYİN P'yı saran bu korkunç eskıya karTrakva Bnıpura bağ'ı sı'ol'nn 1 ° " ş >;i"da şaşırmışlardı Kıbor, na yı'ı ortaH"pa doğru bi ece*t büdir ı ânî o'ar?k H»kk'n rahmetıne kavuştuğuu ttc Tİ» gyet s»ç öğrermış z k bir efendi idi bu Çakırcalı. Hal meVtedlr . bulunrak ayız Bu mıırasebetle Çarbukı onlar neler ummuşlardl gelirEski blr Vekilin barda calısan mıkh aile'inin bu blhük acılarını bükcn Bir dev ile 'karşılaşacaklar'nı gelim nihayet kocasından aynldı 'un üyelerlm z sdına paylaşırken Allahtan sabırbr dıler rahmet'ıye de mağE'kl vekıllerden birının ojlu olan A f ret.er n jaz edfrlz | sarmışlardı Karşılannda orta boy lu, halun selım bir adam görünce ı«mmde bir gerç. karısı N nln bardi Cem j et Ba;kaıu Ad. çalıstıRını tesblt edeek 3 «ene evvel hvretten havrete düşmüşlerdi. Server AJtm blr bo«anma dâvisı arrmstı 3 serfdenİngiüz, Fransız gazetecilen de g3r beri devam eden duruşma sona erm s meje (felmişlerdi Çakırcalı bu ziya ve karıkoca hikkında boşanma karn re'îerden çok gururlanıyordu. A verllm çtlr Va'l ve Bf'Mne R.ı«, dım sabah B'"d\eie KazLcî'r'e Gece>r>pdıı mahalle«i muhla'''Tirda rr tcş«kıl bir hevetı k?bıı! •de'ek m•^!^^e sik.r'erınm d leVetm n lfi siır. Muhfrlar taTiam'îrmıvnn tapu mumel'lerfnîn de ikmal'n!. Telsız mahl'eside b>r i'kokul Irşa edl'meslni. otnbtl» «aymnm arttırılmasını ve nolis t c v i â ' ı ktıru'naırı I^tem "slsrdır İznik gölüne ekilmek üzere Türkiye yerlı sanayi gazetesi tarıfından tertiblenen ve 17 3 956 cumartesi gunu Bejoğlu Evlenme Daıresı salonlarında verılecek olan balo ve buna aıd davetiye ile hiç bir alâkamız bulunmadığını görülen luzum üzerine açıklarız. (3069) İSTANBUL SANAYİ ODASİNUAr EBE ALIMACAK Turhal Şeker Fabrikası üîidürügğiinden; II Fabrikamız reviri ic'n, Ebe Okulu mezunu bir Ebe alınacaktır Ayda TL. 2*0 (îkiyüzelll lira) ücret ıle kanuni ıkramive ve ödenekleri verılecek ve aynea iaşe ve ıbatesı fabrıka larafırdan temin edilecektir. îsteklılerin en geç 15 nisan 1P56 tanh'ne kadar, Turhal Şeker Fabrikası DirektSrîıigane fotoğraflı ve tercümeihallı bır dılekçe ile müracaat etmeleri rica olunur (3003) skiden seneleı imamestz tesbıh gibijdi. Çek, «ek> fasıd daıre .. Sonu geünıten bu yana aile hayatımızda mu>ordu. azzam değışmeler olmuştur. Bunda Fikir işçılerine tatil hakkı sağlanCumhurıyet inkılâblarının, kadma dığındanberi imameli tesbih çekerceverilen hukukıuı rolü çok büyüktür. sine bir başlangıç ve bitim noktası Hattâ hattâ zorlamalarm hissesini hâsıl oldu: Yaz gelecek, dinleneceğiz, bile inkâr etmek dogru olmaz. gezip tozacağız diye hayaller kuruGerçi denecek ki, çarşai hukuki yoruz. Durgu durak lâzım elbette. Bu bir mevzu değıldu. Bu bır öğretim seferki iş seyahati değü; maksad Uve eğıtim işidir. Yüksek tahsil yap tirahat. mif ve hattâ orta okul mezunu bır Nereye gitmeU? Ne yapmakuı çarşafa sokmak güçtıir. Bu h? EvUya Çelebiye liıyasında belkl doğrudur. PekJ ama bütün Hazreti Muhammed gorünmüş. Ç«lekızlanmızı okutuncaya kadar sokak bi: .Şefaat yâ ResuluUah!» diyecek larda bir umacı gibi kadmlarımmn yerde, anî heyecana kapılıp «seyahat dolasmasuıa nza gösterecek ıniyiz'. ya ResuluUah!» demiş. Ben hayatun Çarsafın ne dinle, ne de şeref ve boyunca onun gezdiği sahanın Jkl namusla bir alâkası olmadığuıa gore mislini feleğin çarhuıa takılıp dolaşbunu, bir takım kanun! tedbirlerle tım. Asnmızın turlu vasıtaiarı nesliönlemek ve bu çirkin kıyafeti sjkak mizin emıinde olduğu için elbette lanmızdan siiip sününn<»k 'Vınılır Evliya Çelebinin seyahatleri hem daÇogunu. Anado'ımun vilâyet ve şe ha guç, hem daha kıymctliydi. Fakat hirlerinde gördügümöz bu çarşaf benim de onun iptidai usullerile hortlamasmın önune geçmelivi memleketler dolaştığun oldu: Çarsafla bir irtica aiâmeti oldu§ıı Meselâ Millî Mücadele sırasmda icin degil, Türk kadmınm bir nevi tneboludan Ankarava, Ankaradan serefi oldutu için mücadele etmeli Boluya yaya gittim. Tafsilâtı: (tneboyfe. EŞer yayılmasma imkSn verir ludan Kastamonuya, bir metre karsek. iste o zaman bu eski yobaz ge lar ortasmda üç gunde; kırk sekiı lenpŞinin nortiaması mumkiîndör saat istirahati muteakıb Ka^tamonn Surasını da aklıma gelmisken söv dan Çankırıya gene üç gunde; keza leyevim Anadoluda son zamanlar bir o kadar istirahatten sonra \nkaçaTafm artmasmı sadece blr taas raya üç gunde ) Ankaradan Gerede sub eseri olarak dü^ünmek de (*n8n.t yolile Boluya dort günde yürıidüm. deŞiMIr Bunda iktisad! bazı ^eba Bundan daha uzun tnesafeleri de atla ler de rol oynamaktadır. Bir çok katettlm. Hanlarda, koy odalarmda gene kadınlsra anket şekiinde Da'i geceledim. Anadolu koylerinde pylar«ıi'îer ^ordvtu'n 7aman b^na Car la kaldığım oldu. şaf ucuz, h»r ayıbımızı kapıyor divc Keşki bacaklarunda, ciğerlerimde ccvib vorr^'T. Haftâ hiç de muti ve sinirlerimde ajnı kuvvet olsa; l'er assıb o!mtvan orta yaslı tanıd'k bi" yıl tatilım gelınce, E\lı\a Çelebiiın y V ' i nicin carsaf Bivdi"ıni ,o'ir halefi gibi, demir âsâ, demir çank ii ca «Suratıma bak<^na, bunu dı<" gezsem Bundan zevkli seyahat yokBir mcmleketın şartlannı an'.anda erkekler eoıır^e kocama aetr tor mak için daha âlâ usul tasavvur edilf.. flive saka e*misti. tster vobaz g»lene8inin hortlaması lemez . Uçağa atlayıp birkac hava olsun. Mprse ı''*!'adî ba7i âmi'l'>r alanına konduktan sonra kıt'alardan çarşaf gİMİmesinde mOes^ir o'sun. kıt'alara sekenlcr, fakat her kıt'ada kanunla mı olur, propaganda ile mi aynı standard turistik otellerde. a\nı OIUT, ne sefcfTd" ohu«a oîsun onımîa standard Amerikan barlarda keyif mücadele etmek fierhalde lüzıımiu çatmağı gaye bilenler dunjayı gbrfıvdalı ve Türk kartını frin 'erefi bır duk savmasınlar: Kendi usul ve âdetclavadrr Omkü, iktisad? b^zı rmil lerinin her jere jajıldıçınm gurulerle âe olsa. earşafm yenMen hort rundan gayri bir mazhariyete ulaşaAyakiistü gördükleri tarihl Inması ve bfhasja genc ki7Îanrmzın mazlar tekrsr car^afa girme'l kültür <ef"r âbideleri ve müzeler) ise, insan kitab be'ligi icin trticai bir hrrekeH ha7ir okuyarak daha b i fikir edinir. limak olur: ve bu. k'»1arm olnrtu!Fakat. neyleniniz ki, turist denen marpsfl voîtmda menfi blr temavü asrî seyyah, ille modernllk istiyor. lün meydana gelmesini de hazırlar Turİ7m ise bir gelirli endüstridir. Artık konnğa amduğunu ycdirmek ten ve arzrsuna hizmet "jlemekteıl gayri çare kahnannstır. Tarist, Tür12 va«tîida bfr öŞrpnd. 11 raş klyeye Tfirk havatmı degil, kcndl da bir öğrenoivl fekme ile havatını yaşamağa gelir. yaraladı Esasen yurdunıuzn, <'"mlryoHirma Beykozda Or'aceîme ilkokulunda »on iipveten, mothrtü vssrtalar bol bol sınıfta okuyan T K ismlnde 12 yaşın girdikten sonra. eskl tip Vnra yolfoda bır o*encı tebeşır jüzünden vap lufu bİ7ler icin de mazive ki>ı\m?:ığı mürnkaça sırajırda 11 ya«ında C ttt ya . Yirminci asır tipindeki yolcu T ismfnde bir kır CJrenciyl tekme vu luk ise, bizde karikatur: Hoplıra zıpnrsk karnmdan p»'rca yarslamıstır tıya, zmgırdıya tekerlene seğirtin duYaralı oŞrenci Numune hastanesine rnyonre. Konakladığımız yerlerde arkaldırılmı« T K yakalanarak tahkıkata tık eski hanlann ve köy «ıdalarınm başhnmıştır. hayırhah husnıi kabulü ; le fiıkunn Belediye yeni bir ncus lokanla vok Vereir. ^{(liifo , s a yahanha/mdan kaç tüy yolacnŞrz'. dhe bnkıaçıyor Belediye. fah'îye edilfn EralnBnO Ev yorlar. Sabık ornnnlirjmııdaM biil* fah'îye en Di lenme Dsires nl ucuı halk lokantası ha bul sesini aramaym. Beylik çeşmeler lme getırecsıtir Bu mmıstakl hazır kurumuş. Ba«kn divarlaHi h»vnellıkl?r!a meç?ul o'an BeJedıye Reu Mu mi'>! her sey standard oMııçu gibl avıni Dr Ns.lî Çolpan. dun Kızılr.yın bizde millî her şey standard olmuş: Üniversfte lokan'asında lotkıklerde bu Aynı hoparlorlerde, aynı şarkılar .. lunrtıuştur Aynı tip berbad otel ve lokantaiar. Hü!â"=T bir devekum vazljreti: H» Be'»diyenln acacagı lokantada garaon çahştınlmıyaeak. vatandaslar kendi «arkvarî blr dlyann p!*o»«;\'i var. ne kendı'srine blzmet edeceklerdır <*e dıinvanın her yerindc'd asrl kotıforun Ilk merhalesi . Uç ncmuyor? yuk tajı. ta«miyor. Imdi. ben Tıirk oğln Türk ve eskl tem'po'I gezçin tereddfid''evım: j • Dovİ7s!7İıK*etı bu vıl hariee gt« demlyeceŞlm . Iç tnH7m dc Imkîn» Yazan: Vccihe Ekrem S. EgeU s» H«»part8r ve kötli otelrntk hh Oflunu kaybeden bir anatarafta. kn7iklayırı mlsafirpervernk obıir tamfta Bun'ar eekftmpz!.. nın ıstırabmı bir edebiyat Tesbihin Imampsl gelinre, acaba neymusikisı halınde nakleden Hyejim ben Türkiyemİ7de? Neıed» kitab (Ismail Akgün Kibasınu dinliyeyim, gönlüm'i oytîıyatabevi, Avni İnsel Kitabevi Necmi Rıza Mağazası, Foto [j yim?» bUe bn rahl hnlet »cin*«vfc«l Ben Bir Yaman Vardı Kazlıceşme muhtarlan Vali ile göriiştü MEVLÎDİ ŞERİF SUAD AKGÜN'ün Sabah). \ Bütün geliri Tıb Talebe I Cemıyetine terkedümiştir. • • • BakınB, gazetemizde neşmlilen ( a Izmir haberine: tŞehrimizde 10 «nat haUtrok ayn* lan 200 Alman turisft Izmiri terket* meden once ga*etecilere ^unlan «öy» lemislerdır: Gvzel bir oteliniz, do$» nı dünıst yollannız olmadığı haldt turist eeîbtne nırtn uğra»ttğınızt nn» layamıyoruz. Bugun sojorler paro» larımızı sılcboğaz edercesine aldılar. Yemek yediğvmz lokantalann da masa ortulerinde en a$ağı 10 yama Hakikat bundan beterdlr. On saatte Almanlar hepsini goremenıiş. Cırlatt radyolarda hımhım seslerle kâfl nizas Bu vaziyet karşısmda: «Şartlanmızı ıslab edene kadar turist çağırmı* yalun!. dlyebilir miyiz? Dijemı>ece» ğimlze gore, şoyle blr tcklifim var. Pek küçuk bır yeri (meselâ HeybeUadayı, yahud Çamlıcayı) tenkld ktbul etmez modei blr turistik nokta halıne g^tırv.ii.i C;r.'a >clea foturea vasıtada, oradaki sükunda, terbiyde, karşılajişta, ikramda, Turk incelikIcrinde, istirahat ve eğlencelerde, he« | sab gorurken Turk durüstluk ve kibarhğinda bir milimetre bile aksakhk olmasın. Diğer vilâyetler de bu vota tutsunlar. Bu teşebbuste muvaifak olduktan sonra aynı nıimune uzere ba$ka idtal noktalar da kuralım. Ycrli u ecnrbl herkes fa^dalar>="i. Bu usulün rafca fazla fayda sağladjçı a'î'asılınr» benzer' ri kendibğinden çcğalır umıdindeyim. Başka yol göremijorum. tVâVu) L» • • Ssvgıtl esun, Glresunun tanınmış ev'âdı aziz ruhu^a ıthai edılraek uzere. vt'a mın 40 ıncı gunune tesaduf eden 18 n^rt 1956 p3zar gıınu Ş şlı Camıı Şerlfınde ıkındl namızırı rru'eakıb mîm'°ketımızin er kıymet'ı ehli Kut'an ve Mevüdhanb'mdan tst>rbul Belediyesi MezarlıV.ıar R!ud ınuğu B^şımamı Duühan Seyyıd. Hacı Hafız Nusret Yes'ca>i'i idcre'inde Hafız Mecld Ses gur Hfız Zekı Altun. Hafız Esad Cerede. Ha'ız Alı Gulses, nîhi Fatı^h kardclerin okuvacsk'srı Kur'anı Kerim ve Mevlıdı Se fe ..ıru ed"n dost ve dın kardeşlerimlzln teşriflerl rica olunur Eşi: ÇahhJsne Akgtln MEVL1D Blzlerı buruk acılara garkederek aramızdan ebedıyen ayrılan aile büyu*üTiıiz S Bestekâr ve Udî ŞERİF İÇLİ'nin MART 17 ŞABAN 4 V. | 6 09 1? 22 13 45 18 1? 19 4?' 4.30 £. |U51| 6 05 928 1200, 1311012 Büyük «urketler ve nıüesseseler icin 7 ve 8 er odalık kaloriferli ve asansörlü daireler kirahktır. Adres: Tepebaşı Meşrutiyct cad No. 97/101 Tel: 44 6 i 75 Tarhan Han KİRALIK DAIRELER I I valatınm 40 ıcct ;|nune tesadül eden İT'Î 9S6 bugünkü cunurtesi gunu oğle namazını muteakıb Şışli Cam mde tanınmış h3fız ve duagülar arafından aztz ruhu <çın. okuracak Mevlldi Şerıf ve Hat m duisıra kendisln! tanıyan. seven bütıtn dost v« akrabaların arzu eden dra kardeşlerimızın teşrifini rica ederız. Eşi ve Evlâdları CL'MHLRiyETİB TETKİKASI 9 7 Gözleri önünde, elleri öy'e duruyordu. bakışlannı Henri kucağında jriançıe Yuvası CALUVVCU sertieştirerek, Celeste'e dondü: Geçmış olsun, Celeste» dedi «Ivisin ya artık?» Celeste başını kaldirdı, gayet sskin bir halle baktı: «Hasta değıldım ki» dedi. Sonra, kalktı. Odanın ortasıra doğru yurudd Godfrey o zanun goıdiı Goz'erine sert bir ışıltı t»elmıstı. Issret ettı Celeste onu gorunce guluTnsedı Yuzündeki ve üzerindekı durgunluk kayboldu. birdenbire canlandı, daha hızlı bır ikı adım'a ora doğru geldı. Koluna gırdı «Ben gideceğim srtık, Godfrey» dedi. «Çocuğun biraz ateşi vardı, merak ediyorum. Sen beıki daha kalmsk ısters <n ama...» Godfrey hemen: «Hayır's dedi aBen de gıtmek ıstiyorum.» Henri üe Chnstopher'e doğru dondü' «Bıze müssade» dedi. Henn sert bakışlannı bu sefer ona çevirdi Bir çey soylemed' CKristopher tuhaf tuh:f gülümsedi «Bu aksam aramızda sizın de bulunmsnıza çok sevındık. Teşekkür ederiz.» Christopher bunlan söylerker kızkardeşine bakıyordu. Celestenin gözlen Godfrey'de idi Işıl ışıl yanıyor tatlı bir parıltı ıle parhyordu. Dudaklan gulumser gibi a Gozleule etrafta Celeste'yi ara"cr gibıydi «Yaliız, bu sert vasıfter sizde kalb yuruşakl'ğı ve nıh incelıği ıle kanşnıış. batıd, acıtıa taraflarmı kaybetmış .. Daha hoş olmuş.» Godfrey gülümsemekle kaldı, bir şey soylemed O da Ce'este'ye bakınıyordıı. Nıhavet, buldu: Salonun onlara uzak bir koşesınde Chrıstopher"e beraber oturuvordu Ağabeyısi onun oturduğu sandalyenin arkalığma kolunu dayayıp uzanmış, kulağma doğru bır şevler sov'üyordu Celeste'nin uzerine ge^e yorgun ve bezgın bir hal gelmişti Salonda b r uçultudur gidıyordu Agnes başkahnnın yanına ?itmiş, Godfrev vslnız kalmıstı Durmuş, uzaktan hepsını birer bırer gözden geçiriyordu Bır ara vanmda Artoıne peyda oldu Mısafiri yalnız bırakmamak iç n gene hemen yanına eelmişti. Bir müddet k«ıusmadan durdular Sonra Godfrey söz açtı: «Aramızda Peterln d* bulun masını ne kadar isterdi! Ne iyi insandı o! Celeste ıle ne kadar iyi uyuşmuslardı1 Zavallı Celeste kocasma ne Kadar düşkündü! Kimbılir ne acı çekmiştir! Biraz olsun unutabildi mı acaba?» Antoine'nrn hmzırlığı tuttu: < «Coktan1» dedi ve alaylı alaylı güldü: «Çok(an unuttu1» Godfrey, koltuk değneklerinin üzerine dayanarak birdenbire ona doğru döî'dü: «Sahi mi? Yoksa yeniden evlenmek niyet nde mı ? Bana hiç söylemedi » Antoine alaylı bakış'armı ona çevirdi. İçinden: «Ya! Demek bu Celeste nm bulumduğu koşeve mesele size pek dokundu, küçük doğru gidıyordu, birdenbire durdu bey!» diyordu. Henri çıkagelmiş, Christopher le Şaîîrmış gibi görünerek: «Yo, Celeste nın karşısına dıkilmişti. On ce ıkisine de ayrl ayn baktı Sonra öyle bir şey söylemedim'i) Chrıstopher'e doğru eğıldi: «Belkı h ç öyle bir niyeti yoktur. Belkı de bazı sebeblerden dolayı, «Mühım bir şey var, Chris» evlenemez ..» dedi. «Yarın gel konuşalım Olmaz Böyle iıstükapalı konusm'îkla mı?» karşısmdakinl meraka saldığı için Christopher: «Peki» dedi. pek memnundu. Godfrey bir şey söy Celeste'nın yuzü kireç kesilmiştı lemiyordu ama canının sıkıldığı belliydi. Yuzu gerılmiş, gozlerı kısılmıştı. Antome ona, bç bır şey soyleıreden, oyle, bakıyordu Godfrey dondu saionun obur ucuna doğru gıtmeye başladl O ıler.edıkçe, ayakta durmuş konuş3nlar açılıyorlar, yol verıyorîardl Godfrey arkasmdan gozleı n kendısıne dıkıldığını hıssed yordu ama, aldırmıyordu. Artık anlamıstı Kendısı onlardan değ İdı Bır yabancıjdı Agres ne derse desr, aralarında büyuk b r ayrılık vardı Anlaşmalarına, kaynaşmalanna ım kân yoktu. ralanmıştı. Godfrej: «Ben size teşekkür ederiii!) dedi Elini uzattı: «Allaha ısmarladık Gene gorüşürüz sanırım > Christopher: «Elbette» dedi. Henri hiç sesmı çıkarmadı. Ş mdi ıkısi de durmuş, Godfrey'le Celeste'nin arkasırdan uzun uzun bakıyorlatdı A'laha ısmarladık demsk üzere Agnes'uı yanma gittiklerıni, sonra gozden kaybo'.duklarını gorduler. O zaman Henn, kendi kendine kcruşur g br «Celeste'de kalıyormuş ha 7 » dedi Chrıstopher alaylı alayb gülümsedr «Evet Kahr a. Celeste yaşınıbaşını almış bır kadın. Kendini ida re etmesini bılir. Kız değil kı namusuna hale! gel'in ..» Bunları soylerken gozlerini Henrı'den hiç ayırmıyordu Ağır ağır, cebinden plâtto tabakasını çıkardı, açıp uzattı: «Bır sigara?» Henn tabakaya kötü kötü baktı Sonra, acemı bir el hareketıle bir sigara aldı Christopher'in uzattığı çakmaktan yaktl Bütün acemi ler gibi o da sigarayı başparmdğile işrerparmaŞmın arasında tutuyordu Yüzünü burusturarak blr refes aldı ÇevıHp ateştae baktı Bır «ey düşüpüvordu. «Mümkün olduğu kadar çabuk uzaklaştırmab onu oradan...» dedi Christopher bir şey söylemedi Henri kaiabalığa doğru uzaklaşırken arkasından bakıyor, bu adama karşı içmde birıken ofke v« tıksintı kabsnyordu. Bunca yıldır, kendi çıkarını dusünerek, hep onun dedığnı yapmış, kendini de, sevdıkleri'nı de kuçiık duşürmüştü Onun yüzünden kızkardeşinin nasıl ağladığını, ne kadar aeı çektiğıni hat'riadı. Kendi keadine: «Hayır!» diyordu. «Hayır!» Kansına dcğru gitti. Koluna gird elini okşadı. Gülümsüyordu. Edith şaşırmıştı: «Ne oluyorsun, Chris?» diye sordu. «Sarhoş musun?» Christopher: «Hayır» dedi. «Sarhoş falan dcğilim.» «Peki, bir şey mi oldu?» «Evet... Çok mühim bir şey Insanın kendjrıi serbest hissetmesi ne güzel şey!» xxvn Godfrey'm içine düşen kuşku ve kuruntular ondan sonraki günlerde yavaş vavaş dağıldı Celeste onun bır müddet daha kalması içm hakikaten içten gelen bir istekle ısrar ediyordu «Ne kadar yalnızım ve ne kadar yalnızlık çektim, bilemezsin Godfrey» diyordu. Bunun üzerine, Godfrey arkadaşi Alfred Finrh'e telefon etti Sbzleştıklerı gün New Yorkta bulunamıyacsğını, ancak ıki haftaya ka dar Hollywood'a geleceginni büdirdı. Ondan sonra çok guzel günler geçirdıler Arasıra kar yağıyor, ar kasından güneş açıyordu. Issız Tepeye kar ovadan daha önce yağıyor, daha sonra kalkıyordu. Beraber karda yüruyüşe çıktılar, araba ıle ovaya indiler. Godfrey'i aile toplantısında tanıyan hısımakraba şimdı onu Celeste ıle beraber yemefe çağırıyorlardı Yalnız Celeste gitmek ıstemiyor hepsıne bir bahaeıe uyduruyordu «Sen gıt, Godfrey» diyordu «Gitmezsen ayıb olur. Yalnız, beni mazur gör » İleri sürdüğü sebebler Godfrey'i tatmın etmiyordu. Celeste'nin bu işte açık konuşmadığını, bir şey saklad:ğını sezer gibi oluyordu. Onun sözünü dinliyor, canı istemedıği halde gidıyordu. Her seferinde de, ne kadar geç gelırse gelsin, Celeste'nin daha yatmadığırı, kendisini bekledığini görüvordu İçeri g rince, Celeste ocağın başmda okumakta olduğu kitabı bırakıyor, gülümseyerek, elini uzatıyor «Nasıl, iyi eğ'endin mi?» diye soru vordu Godfrey: «Kabil mi1» diyordı «Hepsi bana yabancı gib', hattâ dü«rman eibi bakıvor Ne ınsinlar' Sen nasıl dayandın bunca yıldır'» (Arkası var) Almanyanın Freıburg Univers'te»! Ku'ak Burun Boğaz Kiınlğı DirektorO Prof Fn z Zollner Unıversıtemızı zıya. ret etmek uzere bugun fstanbula gele» cek ve dort gün kalacaktır Bir Alman profesörii bugun şehrimize gelijor Nbshası IS kuruştu» ABONE ŞERAITI MuddeU Senclik Alt. aylık Üç avhk 8u «ylııı tlanUrdar mMullyet sdlimes.