Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 Ekim 195« «CPMHUBttfcT» 1n ~Te&l£aaı: âTamül ç*Tlr«nı Burhaa, FKLKK All ÜLVt T. azan: G. Ouaraschl KuçflkAlemi Zıvanadan çıkış Don CamiUo, tabiî gene aldırış etmedi. Lâkin kasabanm ucuna ge lince tekrar geldiği tarafa döndı ve o yolu üçüncti defa yapışı unutulraaz bir hatıra bıraktı. Çünkü şıı ret heriiler işkembe lâfından çabucak onun içinde bulunan maddeye geçerek papazı içi bilmen. ne dolu tuluma benzettiler. Tam ruevcudlu bır kuvvel tedibhe Don Camillonun yerinde kim olsa çileden çıkardı. Lâ den geçmiştim. Onun için üçüncü de kin Don Camillo'nun sinirleri çelik fa olarak kahvenin önündsn geçtim. gibi sağlamdı ve papaz nefsine son Biliyorsunuz kl bagka yol da yokderece hâkim bir adamdı. Bu tahrik tur. ler karşısında «eğer beni kışkırtacak Mademki: kahvede kızılların bularını sanıyorlarsa çok aldanıyorlar. Bir papaz bu kahvehane süprüntüle lunduğunu biliyordun. Artık oradan rinin, bu sarhoş haytaların seviyesi geçmeyip geldiğin yerden eve döne. bilirdin. Neden bu adamlara, husune inemez» diye düsündü. metlerini belirtmek fırsatını verdin? Ve.. freni sıktı. Bisikletten indi; Ya Îsa! tn«.n.F, mukaddesata dil yolun kenarına dayadı. kahveye doğ. nı ilerledl. önüne gelen ağır masayı uzatmasını ürtemiyor ldtyse Cenabı 1 yakaladı. Güruhun ortasma fırlattı. Hak, neden ona dil verdi? tsa gulttmsiyerek cevab verdi: Sonra eline geçen bir bankoyu (sı tnsan küfretmek, mukaddesata ra) baston gibi savurmağa başladı. Tam bu sırada Peppone bir sürü he dil uzatmak istedikten sonra yazı ile, rifle gelip çattı. Don Camillo süku dilsiz isaretile de yapabilir; ama h a . net bulduktan sonra muhafaza altın kikat sudur ki; fazilet, lnsanın güda evine döndü. Çünkü hâdise esna nah islemek arzusu, günah islemek sında masaların altına sinmiş olan iktidan olduğu halde günah isleme. serirler, fırtına geçince gizlendiklerl mesindedir. yerlerden çıkıp papazı asacaklarını O halde ben kefaretl tünub olabağırmağs başladılar. rak flç gün oruc tutmak İstersem, En çok kana susamışları karılardı. Eve sağ ve salim vardıkları zaman Peppone dedi ki: Ne güzel şey!. Enfes vallahi papaz efendi! Politika hakikaten tcni zıvanadan çıkartıyor. Şehirden kasabaya nutuk çekmege gelmiş olan «balkabağı» da, bu sı. ra lafa kan$arak: Slz bir papaz degil, bir todib kuvvetisiniz.. dedikten sonra papazın kalıb kıyafetine bakarak: Tam mevcudlu bir kuvvei tedlbiye! diye ilâve etti. Don Camillo önce yataga : attı.. sonra kalktı, pencereyi kapadı. Kapıyı kapadı ve kilidledi. Tekrar yattı.. Başını yastığın altına soktu. Lâkin hiç biri kâr etmedi. aşağıdan ısrarla çağırıyorlardı. Nihayet inmege mecbur oldu ve mihrabdaki İsanın huzuruna çıktı. Don Camillo, bana hiç bir diyeceğin yok mu? Don Camillo kollarını açtı.. Vallahi efendim. Olanlar arzu. mun, ihtiyarımın dışmda oldular. Her türlü hâdiseîerden: kaçıhrriak" tçin toplantı sırasında ben kasabadan uzaklaştun. Onlaruı Molinetto kahr. vesine gelip oturacaklarını nereden bileyim? Bilseydim geceyansına kadar kasabaya girmezdim. Ama ilk defa kasabaya avdet ettiğin zaman orada olduklarını gör. dündü. Bir daha neden tersyüzü geriye döndün? Gittiğim evde dua kitabımı unut t'iğumu gördüm de onu almağa dön düm. Yalan söyleme Don Camillo! Dua kitabın cebinde duruyordu. Inkâr eder misin? Hâşâ! İnkâr etmem. Cebimde duruyordu1. ama evde unuttuğumu zannettim. Yolda mendilimi aramak için elimi cebime sokunca kitabın cebimde olduğunu anladım; fakat iş isten geçmişti; ben de kahvenin önün =haberleri Cumhuriyet Bayramı hazırhklan Kutlama programı hazırlandı ve ilgililere tevzi edildi Cumhuriyet Bayramını kutlama programı hazırlanmış ve İlgililere tevzi edilmi^tir. Bayram pazar günü j öğleden sonra başlayacak, sali akjanu nihayet bulacaktır. Pazartesi günü Taksün meydanında büvuk bir geçid torenl yapüacaktır. O«c« de fener atayı tertib edilmljtir. Muhtelif yerlerde halk oyunları yapılacak. şehrin ç*«idli tepelerinde sabaha kadar devam edecek ate§ yakılacaktır. Dünden itibaren şehrin çeşidli mahallerinde takızaferler in§asına ba?lanılmıftır. Cumhuriyet Bayramı günü Vali ve Belediye Başkanı Fahreddin Kerim Gökay tarafından muhtarlara blr zlyafet verilecektir. Radyo bayram dolayırile Bzel bir program hazırlamaktadır. TrmıriTay, Tttnel ve Otobtts seferleri | Bir araştırma macerası PsrUin ründellk ga««t»l«rlnd»n lA Moudt'un t «ylul 1958 nruında çıkan J. Platler lmzalı blr yazıyı bun dan blr müddet evvel gazetemlzln lk tlbas etmlf ollBMinın blr netlcesl ol »a gerektlr kl, tChevalier d'Arviemc Slmdlr7 Eserlnln adı nedlr?ı diye bir Kaç msktub almif buiuuuyorum. Bu fuallere cevab teıkll edeceŞlnl umdugTina bu yazıda Laurent d'Arrleux'den T» hâtıratmdan bahsetmcden evvel, edebl tetkikatım Birasmda m!l It tanhlmlzi al&kadar eden bu mühlm kaynağa ne glbl araştırma Bafhaların dan sonra el koydugumu hlkâye «t. tnek lstlyonım. Mollere'in «Le Bourgeols gentlltıom me> adlı komedlıinln monuu fltedtn beri zihnlml kurcalar, oanımı iıkardı. Canımı sıkan plyeıln marzuundan Hyade, bu plyes münasebetlla «deblyat kltablarmda vertlen «u malumat ldl: Ondördünctl Loula, yerslı gururu 1 « 1 kendlslnl kızdıran blr TUrk olçlslnden intikam almak lçln, Mollere'e Türkle rl maskara edacek bir plyes yazmasını emnttl.» Kltablann bu lzahatı bana ne mantık, ne de pılkolojl bakımından tatmin edlci görünrnüyordu. Kudretll blr hü kümdar lçln, blr yabancı «lçlye haddlnl bildlrmck veya onun temsü ettl ğl devlete m»mnun!yet«l?lljini izhar etmek lçln. blr taraftan protokol vasıtalan. dlğer taraftan da dlplomatik, slyasl, askerl mukabele lmkinlan mev cud iken, bu hükUmdann edeb! vası. Mlara başvurması ve elçlnln gormlye ceğl, gflremlyeceğl blr plyesten meded umması bana son derece garib gellyordu Onun lçln, Ondördüncü Loulj nln Bourgeoli gentllhomme'u ısmarla masma sebeb olan ruh! amlller, nararımda çflıülmesl gerektn blr muam ma teşkil etmekte Idi. Fransız edeblyat t&rlhçllerlnln bir türlü lzah edemedlklerl blr rnuamma daha vardır kl, o da BourgeoU gentll homme'un Chambord aatosunda verlen İlk temsillnde. OndSrdüncü Louls'nln, en güldürücts aahnelerı çatık kaşla ve aomurtmuı yürle Myretmlı bulunmuı n temtllâen sonra Mollere'» hlddetlnl lrhar ermlj olmasıdır. O ka dar kl, Mollere korkudan tam bes gOn şa'odakl odasından çıkmağa cesaret edememljtlr. (1). Blr hükümdar blr yazann esertnl be*enmlyeblllr, h»tt« bu eserl tenkld dahi edeblllr. Fakat blr plyea yüsün. den hlddetlere kapılması ancak sanat ve edeblyat dısı, esrarenglı blr » EDEBİYAT BAHİSLERİ J ABAHTAN ABAHA... Hakkı Tarık Us hocamız lr direiimiz yıkıldı. Rahmetl rahmana kavujan Hakkı Tarık Us, tam nıanasile «erkânl matbuatdı: İstanbul gasetecilerini »eneJerce rcisimiz olarak temsil etti. Koca tabı müesseselerinin sahibijdi. Bizzat muharrirdi. müellitti. «Vakit» gibi Miuî Mücadelede ve fcrdasjnda önderlik etmiş, mekteblik etmiş bir fazetenin sahiblerüıdendi.Vakit'in çocuklan olan .Haber.gibi jazetelerin de büyük babasiyduA.nl hususiyetU'nıdi matbuatta mcvkilerl olan, ekserisl jraşlanmış muharrirlerden pek çoğuna fiilen hocalık etmesi, onlan teşvik eylemesi, mcslek sahibi kılmasıydı. Hakkı Tarık muallimlik «derken rastladığı istidadlı arkadaşlannı ve talebesini nnıharrirliğe. gazeteci ige sevkederdi. Mecmaalarda mevcudiyet gdsterenlere de mücsseselerinin kaptlarmı açardı. Ben âciı, gcncliğimde onun bu şekilde lütuf ve müzaharetini görenlerdenim: Profesyonel muharrirliğe, Hakkı Tanğm verdiği imkânlarla ba$ladım. Sonra baska gazeteler« gcttün. Arayctde meslekl buhranlara uğrayınca Us ailesinln müesseseleriııi kendime nçık baldum. Buraıı bizim nesil için bir oeak. bir dost «vl olmuîtnr. Daha mOsald şnrtlara kavusunca oradan ayrümak, başka müesseseye geçmek, bu patronla münasebetin bozulmasına sebeb sayılmazdı. O, hakikî bir ağabey olarak, eskl muharrirlerinin iyi ve fena günlerinde, müşkül anlannda karşısına çıkardı. Hayatlannı uzaktan, yakıııdan takib eder, etinden gelen lylllği yapmayı bizzat bizi arayarak isterdl. Yantı« saydığı, eksik bulduğu bir yazımu basıldı mı, telefonla bizi bulur, malumatınuzı düzeltir, tamamlardı. Muharrirlerile kendi arasında bir Hcaret alıs verisinin üstünde bir flkri ve ruhl münasebet kurardı. Blz <ie ba üstadda çok üstün taraflar, kendimizln eri$emediğimiz vasıflar bulduğumuzdan onu manevi yönden da bir meslekl büyük kapı sayardık: Hakkı Tank, sark kültürünü, hl« birbnizin erisemediğimiz enginlikte kavramııtı. O mevzuda kttnhüne varamadığımız bahisler olunca, elimi zin alhndaki kiublardan da malumat edlnemeyince kendlsine başvururduk. ömrünfln büyük kamı matbaasmın Ust kabnı kaplayan koca ktitübhanesi içinde, koleksiyonlar ve on blnlerce kitablar arasında gece gündüı geçtiğ'inderj (çünkü bekârdı; burasını ikametg&h halins gokmuştu) hiç kinuenln bolamıyacağı, yerlnl ve hartâ mevcudlyetini bllemlyeceftl müellüt onutulmus, benıerl kalmamts kitablar eıkanr, tozlannı sllker, flzerlerinde fîtebillllâh u^rasın blze bin dereden bln IU fetirorek, lnce eleyip nk dokuyarak c«vablar lutfederdl. Hanl eski asırlarda blr Uim Asıklıa talebe, filânca jehrin (alânca medreseslnde »öyle bir allâmei kttl baaretlerl v«r dtye Jsltlr, baska ywd« edinemedigi nmhimatı ondan almaia ğtdermis; Hakkı Tank da erhabıncahunlara benzer blr kutubdu. Nrteklns ruhan da öyle blr esi menendi bulunmaz bir rattı. Eski bir medreseyi. ve eski bir camil, eskl bir hanm bir kısmını ve bazı dükkânlan «atm alarak, eskl edeblyatımum faprafik ciimlelerine benzer, ielnden cıkılmas bir mimart İle bunları birbirine baglayarak, Babıâl] semtinde kat kat, bölfim bölüm, ucn bncağı mechul âdeta bir gizli sehir meydana (Cetirerek, burasını devrinln fen modem makinelerile bezendirerek, hahsettiğim kıymetll knriihhaneslle en üst kata yerlesmişti. Emlakinin *opografyası Byleydl ki, kendl dalrcsi Içindeki üst kat medrese odasından düzayak bir bahçeye çıkılırdı. Burada. devrln dil bilginlerile başbaşa verip «tfirkçenin şu kelimesl, sa kaldcsl şöyledlr!» diye münakaşa ederdik. Biraz ötede, şehrin, seyrüsefer cehenneml içinde bunaldığıru anurur, kendlml ba sakin ve serin çardaklal altında asırlarca geriye gitmls sanırdım. Bahçedea •ynlıp medreseye tekrar girdiğim zaman, sokağın yolonn bulmak için, fiç bes kere ters kapı açmam mukadderdlr. Zira «katan> denebllerek bu mimari İçinde, bir odadan öbürüne üç basamakU, ıligerirıe iki basamakla lne çıka gitmek lâzım gellrdi. Her seferinde yanlı» kapı açardık. Vay! Karsınızda blr dolab! Öbür kapıyı açarduıız: Vay glzll bir merdiven. Hoca. sark medenlyetinin btzca meçhul o jririft inceliklerlne varmak icin denebilir: kendine böyle blr dekor yaratmıştı. Fakat aynı zamanda devrimlrin icablannı da anlamış bte zattı. Harf inkılâbı sırasmda yazdığı, eski harflere an'anece bağlıbgımizı anlatan. fakat yeni harflerin zaruretloi tasvir eden makalesi bizim ça§daki muharrirlerln hâtırasmdan asla kaybolmamış bir şaheserdir. Hakkı Tank. yalnız bizlere değil, büt"n b>r n " V horalık etmek nin türlü kıymetü eserler bırakmıştır ki, isimU rinden dünkü nüshamızda bahsedildi. Haklannda tarsilât vermek bugünlük bu sütunda mümkiin değü. Etrafımi7da blr boşluk hlssediyoruz. Maddî. ma"»vî bir dayanağimiz j,,.,'. •,,tnt. Biraderleri A^ım vt Fasim Us'lara, bütün Us ailes<ne, Vnkit miiessesesine. biitiin ma«h"at ailesine taziyetlerimi sun.ınm. Matemimiz büyüktür. Allah rahme» eylesin. (VâNu) ADfcE YAZAN: AYDA aebeble lıah •dlleblllr. Ondörduncu Lo uls'nln hlddetlnln «ebeoi ne ldl? Kra Un Tttrk «lçlslne kızmasüe komedl yazarma kızması arasında blr münasebrt Tarmı ldl? Bu lhttmal neden «Irndlye kadar hiç bir münekkidln ha tırrna gelmemlştl? Bu münaaebet isbat edlllrse, Türklük lehlne blr netl. ce çıkablleceğml ve Uç yuz seneden beri BourgeoU gentllbomme'un her temsillnde mllletçe ugradığımız haka reta karjı bunun cevab teş'cll edecefl ni aeıer glbl oluyordum. Her seydes ervel Fransa Kralı İle Türk elçtelnln ne glbl lartlar dahllln de karşılastıklarmı tesblt etmek fay dan olur, diye düsündüm. Bu sebeb le Fransaya yaptıgım «eyahatlerden blrtnde Fransız Harlclyeıl arıivleıinde araftınna yapmak lüzumunu hls«ettfm. 1689 da BabîMlntn Fransa Kra Iı nezdlne gönderdlği elçl hakkında bu arflTlerde mevcud malumat su. dur: Cumhuriyet Bayramı münaaebetile tramvay, tünel ve otobüs seferlerinde bazı defişiklikler yapümıstır. Buna göre bayram günü merasim sonuna kadar Beyoğlu sebekeal tram vaylan çalışrruyacaktır. Hava alaru, Sarıyer ve Çar?amba otobüsleri Dolmabahçeden hareket edecek, ring ve tünel otobüsleri güzergâh değiştirmek furetile leferlerine devam edeceklerdir. iştihamı kapamak için ilâc falan alDiğer taraftan tramvay, tünel v« mıyarak karnımın tabil ve normal otobüs seferleri, 0 geceye mahsus ololarak acıkmaona imk&n vermeli ve mak üzere geç vakte kadar devam ona galebe çalmağa çalısmalıyım. edecektlr. Don Camillo! Ne demek istiyorCumhuriyet Bayramına ald sun? Trafik Müdürlüğünün tebMğl Efendim yolun sonuna geldiğim Cumhuriyet Eayraraı do'.ayutle 29 zaman, hislerime hlkim olabile eklm günü «!ın«n trafllt tedbirlert ceğimi, tecavüzleri, taarruzları h o | Ueerlnd» Trsflk Şubert MüdürlUJtt »u görecegiml Cenabı Hakka göster teblltl yaymlamıştır: •1 Cumhuriyet Bayrsmı ıttnfi I mek için geri dönmeği ve hakaretilt İS arasmda Takgim meydanı, taleri vakurane tevekkülle kabullen tiklll Caddesl. Gümüjsuyu, Met« C»d meli idim. öyle mi? delerl, Meşellk sokagı başına kadar SınaeİTtler Caddesı tnfl«e kapstılacak Îsa başını sallayarak: tır. Don Camillo büyük bir £ünah 3 Harblveden gellp Şlçhaneye ıçit işledin. Insan hemcinsini tahrik et. mek littyenler Dafcılik kulübü. Tar. Rarblyey* memeli, onu günah işlemeğe sev I»baçı, Şlıhaneden gellp Sltmek lstpyenler Reflk Saydam, Tar ketmemeU» onu kışkırtmamalıdır. lâbaçı, DaSfilık kulübU gtlzergthını Don Camillo meyus bir hal aldı: taklb »deceklerdlr. 3 Gece halk kesafetı dolayıslie Ya Îsa beni affedin! Hatamı şimdi anladım. Vaktile sırtınıda ta Takfllm meydanı T« tgtlklâl O«dde»l tramvaylardan baçSa bllumum nakll şımakla şeref duyduğum bu kılı rasıtalnrma kapatılacsktır Şlshaneğımla sokağa çıkmak mademki; 'n. den gellp Takslm» çıkmak lsteyenler Dagcılık sanları günah işlemeğe tahrik edi Reflk Savdam, Tarlabaşı, yormuş. Bundan sonra ya evimden kulütıO, Mete Caddesl güzerg&hmı t* klb fdec«klerdlr. çıkroam, yahud da çıkarsam bir ifHarbly* lstlkamettnden fallp Takçi tulumu giyer, öyle çıkarım. «Im, Karekoy, Dnkapını çaTKSlnc glt njek literen'er Da*cıhk ku'.übü, Mete Bu sözler zındıkların bir takım batıl iddiaları, safsatalarıdır ki; Catldci!, Gflmflssııvu gUzersr&hını taMb edcekierrtlr KarakCT Istlkametln kendini haklı çıkarmak için bln d«n gellp Takslm reya Harbly* utilca dereden sn" getrren bir adamla şım* 'metlne srltmek Istevenler Dolmabahçe. di bunları münakaşa etmek iste. Kadırji'ür eüzersâhını taklb edecekmem. Onun için üçüncü defa da lerdlr. Trafik güratlnl kaybetmemeal İçin Tarlabaşı Takslme do»ru, Mete kahvenin önünden iyi niyetle geç Caddesl Gtlmüşsuyu . Dolmabyhçeye tiğini kabul ediyorum. Ama ken dotru, Kadınçalar Caddp«l Nlsantasıdine ve hislerine hâkim olabilece na doSru tek lstlltametll ls'etüecek, ğini ve hakaretleri affedeceğini Tarlabs^ma muvarl yollar traflfe kaCenabı Hakka gösterecek yerde, k?Dilacaktır Boîazkesen vo!u Galatasarava kadar Sıraselvller yolu Mesebisikletten inip masalan ve sıralan lik soka'ına kadar traflğe açık tutu. birbirine kattın! lacaktır.» Çünkü Allahın yardunile hislerimi yenmeğe muvaffak olacağunı Yeni tramvay ve otobüs umuyordum. tşte günahım bu! 5ize seferleri itimad ettim, size inandım. Eğer bir Akşam saatlerinde Takslmdekl yolcu inancında mubalâğa göster kesafetlnl gBz önünde bulunduran E. T. T. tdaresi. dünden İtibaren saat 16 İle 20 arasında Takjlmden Kurtulusa, Maçreket ise cezama razıyım. ka ve Şisll Istiksmetlerins çok sık olÎsa içini çekti. mak üzere, tramvay sefçrleri ihdas et(Arkası var) mi|tir. Diger taraftan gecelerl ainema vt tlyatroların dağıldığı ısatlerde Takjım. den t»tanbul clhetine de otobüs leferleri yapı'maktadır. manh tarlhltrlne geîtlm. Büleyman Aganın aefaretlne dalr en çok rr.alu matı Hammer'de buldum Te bllha»s» fa cümle dlkkatiml çekti: ıFran sız elçlsinl evvelce Sadrazam nasıl ka bul etmis ldlse, Harlciye Nâzın De Llonne'd» elçiyl aynı şekllde ve aynı merasimle kabul ettl. Bu meyanda, kendlal blr basamak yükseltilmlş döşeme uaerlnde blr dlvanda oturmakta ldl kl (bu, Turtlerin •eâlrtn! temBİl edlyordu).. Paranta lçlcdekl «(welcher dM tttrkische Soffa voretellta)» eflmle parçası Türklerl ömek kabul etme, Türklerl takllt etme mânâlarını tası dıgından dolayı, mllll gururutnu faz lasile okşadığmdan. göılerlme lnana. madıın Te bu «ebebla önümdekl mtt nı kitahm Fn'caya terc*»»ı»«t:e karşılaştırmak aklıma geldi. Dochez tercümeslnl aray.p buldum. Üçüncü clldln elll beşlncl faalına baktım: Allah Allah, blr de ne göreylm? Frtnau müterelm beni llgHnıdlren paranteîl Elbette «Sulelman aga . (1669670) «Mua atlayıvermemis ml? Nlçln? dlkkatslzlik veya unutfcanlık yüzüntaferaga» (2), fevkalade murahhaa, den değll? Demek kl. Franaız müter«Elçlüğlnln sebebi: İstar.buldakl Fransız Büyükelçlsl Mösyö de La Ha. dm Ondördüncü Louls'nln alyasetlnde ye Vautelefnln gerl çaŞrıhşınm se tasvip etmedijl blr şeyi örtbas etmek beblerlTil ögTenmek ve yeni blr Bü Istemlş Amma neylt. yükelçlnin tâylnlnl taleb etmek. Hammer'tn «tOzümden düsen Fran. «Parlse muvaıalatı: Ekim 16S9 sızcaunı blr tarafa atarak, tekrar Al«M6«y8 de Llonne tarafından vert mancasını açtım, ve referana aradım. len mUlflkat: 2 kaaım T» 10 kasım Fakat Hammer burada, mutadı hlla1669 fına iatlfade ettlgl membaı gösterml«Kral tarafmdan verilen mülâkat: yordu. Tarabbl aöyledlklerinl nereden S arahk 1689 almış olablllr? Türk kavnaklarmdan «MOsyB de Llonne tarafmdan vert mı» Nalma? Rasld? Venedlk veya Avus turva elçllerlnln raporlarmdan mıT len veda mUlAkatı: 16 mayıs 1670» Bu merakl» h*r ellme geçen Osman Bu cttzi, fakat a&rih ve musahhas lı tarlhlnl tetklk edlyordum. Blr gün, malumata dayanarak Türkçe ve Fran iklncl derecede blr eser olan Vlcom. sızea Urlh kltcblannd» tamamlayıcı te d* la Jonqul«re'm «Oamanlı İmpa bll! aradım. Dördüncü Mehmed dev. ratorlutu Tarlhi»nl İklncl veya Uçüncü rlnde Türk Fransız münasebetl, ka defa olarak kanştınrken. beni hiç ala pltui&syonlann yenllecmaıl mUzake kadar ctmtyen konanllk bahll müna relerl: Satnt Oothard muharebesi, sebetll», çlagl altında HkredUen Che OlrU dftvfttında Fransanın lkl taraf valler d'Arrleuıc adı dlkkatimt çektl. lı siyaset! T» Venedlğe müzaharetl Bu Isml blr yerde g0rmü$tüm. Nerehakkında blr sUrtl malumat edlndlm de? Hatırlamaga muvaffak olamıyor Fakat bütün bunlar zlhnlmdekı su. dum. Aynı zamanda neden bu lalm allere cevab vermlyordu. üterlnde bu kadar durduguma hayret Almanea vt İnglllzc» ya»ıltnı» O« edlyordum. Btfıaamı aorlarınca, «lh 3 nlmde garib tmajlar uyandı: Tlyatro kullalerl, aoyunoı odalan, cübbdl, aa rıklı adamlar. Birden hatırladım: D' Arvleux adlı blrinln Mollere'e Türk kıyafetlertnı hazırltmağa yardım ettl. ğinl blr yerde Okumuştum. Nerede okumus olablllrim» Aklıma gelmiyor du Hem galie ne çıkarf Oübbelerln dikilmeslne yardım eden adamla Tür ;<ve İle Fransanın babrt münasebetle rlnl anlatan muh»rrlr aynı »dftm ola. mazdı. Fakat zlhnim nedens«, bu lsme %*• kılmıştı. Muhtellf ihtlmaller üzerlnde yürüyerek, ellmden bes on kitab geçlrdlkten aonra. aradığım kltabı daha doğrusu, ya»lyı buldum. Bu, Moll ere'ln Kü'.llyatıoı nejr»d»n Mesnard T» DetpoU ıdll muharrlrler tarafından KUUlyatın iekiBrccl clldlnln başın» yazılan Te benlm blr ıkl sene evvel okumus olduÇum blr önsozdü. Bu defa önsözü okurken bütün dlk katlml muayyen lslrn üzerine teksif ettlğim içln, valrtlle bir sahlfenln al. t:ndakt notun gOzümden kaçmış oldıı?unu farkettim Bu not tlblfelerln dikllmestne yardım eden Laurent d' Arvieux ile Jonqulere tarafından zlk redllen muharrlrin aynı adam oldu*u nu, ttftellk de bu adltnm elçlmte 90 cyman Atanın, Kral Urafmdan ksbu !ü sırasmda haıır bulunmus olduğu nu Isbat »dlyordu. Blr taraftan Fran sa İle Türkiye arasındakl slyasi müna »ebetlerln Iç yüaüne vaktf, dlger Uraftan SOleyman Ağart tahsen tanımıs olan blr adamın hatıratı birden nazanoıda kıvmct kaaandı. Kanaat Ketirdim kl, LauTent fl' Arvl ux'nün h&tıratı bana çdzmeSe çalıı tıÇım problemlert aydınlatacak, zlhnlmı kurcalayan iuaHerl cerablandı racaktı. Karar v»rdlm, bu kltabı görmek v« dlğer baaı Utktklerlaıl ikmal etmek , 1 1 fırsatta ve loabknda borc 1c ederek Fransaya gtdlp gelmell tdlm. Kendl hesablma gldeceglm lçln, tâtU aylannda Ünlversltedeo kolayca izln alabllece^tml zannedlyorduın. Halbuki hiç de Oyle olmadı. TJrun »• eetln ug raşmalardan aonra, aacak 1956 yazı. nın baaında bir aylık laln almaga ma vaffak oldum. Bana Blbllothe<ıiM lUtlonalt'da kl Ubı ucattıkları laman lçlm korku Te endlşe İle tltrlyordu. Ya kitabın İçinde lstediğlm malumatı bulamazsamt Ya aükutu hayale ugraraaml H»yır, harır. lUJrOtu n»»âta ugramt>dım. O gUn, trtesl günü v» daha aonrakl gün ler kltabı heyecan İçinde. kealf »evln d İle kalbim çarparak, mlll! gururta Süm kabararak, nefes nefefle okudum. Tarlhlmlatn en ptrlak d»vlrl»rlnden birl olan Köprülüler devrlnde, Oarbın nasıl gözlerini kamastırmıa oldugumuzu, bütün hükümdarl»nn efendlsl aayılan ve kendlsine dlploma tlk muhaberatta tOrand Selgneur» (Büyük efendi) diye hltab edllen Os manlı İmparatorlugunun naaıl eşslı blr prestlje sahlb olduğunu, ftdetlerlmlzln, ananelerlmlzln nasıl blrer İn cellk ve medenlllk nümunesl aayılarak takllt edüdlğlnı tâ lçtmde hlssederek mllll mazlmize ald gururla mes toldum. O devlrds Oarb alemlnde tıpkl bu. günku Amerikan hayranlıgı T* bu hayranlıgın aLsülamelierl gibi, daha lnce v« daha aoylu nevldtn blr TUrk hayranlıgmın ve •aruri reakalyımlarının btriuBtfn^u aalasılıyordu. Hele gıdak} satırlan okorken, C»v*t Fehml*T>ln «Harputta blı Amerlkalı» sındakl sahıalardan blrl konuau/or aandım: •Meraalm münaaebatlle Harlcty» I»â zırma aunları soylemek oOrettnl gOs terdlm: Franaada Türk ftdvtlerlnl Uklld «tmek bana yerals gibi göründügUnü, Türk elçlslni Franaıı sanına Iftyık blr çekllde kabul etmek daba mtt nasıp olacaiını, kendl adetlerlmlzl terkedlp onların adetlerral kabul et mekle kendimizl kttçttltmekten baskm blr sey yapmadığunın, esasetı tam blr müsavat aradıSımı» takdlrde, tıpkı Türkler glbl hareket etmemlz lcab et tlglnl, onlar İse Fransaya geldiklerl zaman ne kıyafetlertnı, ne de örf ve âdetlerinl terketmediklerlne göre, blze tamamen yabancı olan TUrk tdetlerl ne uymaŞa çalışılmakla Kralımızın ş&nına halel getlrilmlş olacağınl lfa de ettlm...» (Cilt IV, Sahlfe 150). Buna benzer blrçok parçaları kop ya ederek, kalın blr defterl notlarla doldurdum. Isln güzel tarafı su ldl kl, d' Arrieıuc'cün bitaraflıgı tukkında ea ufak süphe basltmek eals degildl. Zlra CThevaller d' Arv1eux. tflrkçeye rukufu aayeslnde OndördUncü Louls tara. fından Sü'evman ASanın a^zını ara. maga memur edllmlş ve blr nevl ha flyellk lfa etmlş adamdı. Kralm na611 teveccüh v« ltimadına mazhar ol muş olduğunu anlatmak maksadlle yazdığı b&tıratının neşredllmesine. öy le anlaşılıyor kl, Kral İzln vermemiştl. Fllhaklka bu H&tırat ancak yarım asır sonra. Onbeşlncl Louls devrinde, Labat adh blr Rahib tarafından keşfedüerek, 1725 senesinde neşredllmiş tlr (3). Laurent d' Arvleu* Krala verdlğl uzun raporlp.rda elcimlz aleyhlnde tedblrler tavalye ettiğl halde, Hfttıratıoda tunîan yazmaktan kendini ala matnıstır: • fSülevman Ağa) »kıl ve dirayet sa hlbl blr adamdı. Az keiLme ile özlü ve nükteli konusurdu... Ben kendlsl ntn cevabını Mösyö de Lionne'a tercü me ettlkten sonra Harlclye Nâzırile elçl arasında kareılıklı bir muhavere cere van ettl kl, bu muhavere esnasınia elç! avnı zamanda aklı sellm ve nük te dolu cevablarile tam maniaile par. ladı...» (Sahife 1491501 Pransız Hilll Kütüphaneslnde d' Ar vleux'nün H4tıra*mı okuduğum aırada basıma gelen. daha doSrusu dlkkatlml çeken blr şeyi daha anlatmalıyızn: Kitabda TUrk Elçlsl 8Uleyman Ağanın Ondördüncü Louis tarafından ka bul edllişlnı anlatan »ahifelere geldi. film zaman, birden blre duraklamışrıır, Garib şey! Ben bu kttabı daha evvel okumuşmu ldlm? Elbette kl ha yır Fakat bu cümleleri, bu lfadeyl ilk defa olarak okumuyordum. Toksa... Hemen kütüphanenln aşagı katı na Inerek katalogtan Hammer'ln numara ve remzlni buldum Talep fişinl doldurarak husus! kutuya attım. Bana çok uzun gelen beş on daklka geçtlkten sonra .kltab masamm üze rtne bırakıldı Bemen karşılaştırma Işlne koyuldum. Tamam. Hammer d' Arvleux'den aldıçı cümleleri aynen kl tabına geçmişti. Fakat blr lkl aatır evvel Flasaan ve Caaanova'yı zikrettl \Sene 5 "OHU Ç/ekilişi .üb '/y/>y//////yA YÂPI VE t *SS ARALIK AYINDA ıw KREDİ BANKASI KSSKSSS 5§^ i.V Jk Apartman Dairesi ve SARI ÇİZMELİ MEHMED AĞA Mizah üstadı Y U S U F Z İ Y A ORT A Ç ' ı n en güzel yazılan bu isim altında bir kitabda neşredildi. KİTABCILARDAN ARAYINIZ. Memur ikramiyelerl llemurların kasım aylıklarının Cumhuriyet Bayramından evvel verilecegl hakkındakl h*berler doğru dejildlr. B»na kanunen cevaz yoktur. 956 yılının son memur ikramiyeleri ise arahk ayı başmda verilecektir. Amerika Birlesik Devletleri VI ncı filosuna mensub «Corel Sees uçak gemisile blrlikte (Î3rt destroyer ve bir nakliye gemisi bugün 8 de limanımıza gelecektir. Lira Çeşitli Para İkramiyesl Senenin bu en büyük çekilişine hesabında en az 200 lirası bulunan eski cüzdan sahipleri ile 50.000 Amerikan filosu bugün geliyor 19 KASIM 1956 TARİHİNE KADAR Yeniden 200 liralık hesap açtıranlar iştirak ederler Ekim 24 Rebiülevvel 19 AKBABA Yayınları ıt'UMHURÎYET» in Tefrikası: 5 3 V V E. ] 622 11.58'14.55'17.16 18 49] 4.42 ] 1.051 6.41| 9.38|12.00l 1.31'11 25 Her 100 liroyo bir kur'a numorası «Be:kı geliyordur...» ümidile, pencereye koştu. Oradaki koltuğa oturarak beklenveye başladı. xvm O gün öğleden sonra olanlardan Mary'nin haberi yoktu. Akşam üstü, terzıhaneden çıkarken, kapının önünde biraz durdu, dışarınm temiz ve serin havasuıı uzun uzun teneffüs etti. Sonra, hızlı hızlı yürümeğe başJadı. İçerinin o stkıntıh. ağır havasından kurtulunca. düşüncelerrnde de bir değişiklik olmuş gibiydi. Bütün gün zihnini kurcalayan faciayı, beraber çalı^tığı kızlann a a ve iğneli sozlerini unutmuş )?ibiydi tçinde limdi bir ferahlık vardı... Sonra, birdenbire duraladı. S e vincinin neden ıleri geldigini aulamı» ve bundan dolayı kedinden utamiştı: Günlerdenberi ilk defa olarak, eokiğa korkusuzca adım atıyordu. Yolunu kesecek. onu tözJerile, ha reketlerılt ahatsi2 edecek o korkunç adam yoktu artık. Farkında olmadan, bunun için sevinmişti. Yalnız, şimdi, birinin ölümünden kim olursa olsun, bir insanın ölümünden sevinç duymak ona çok ayıb bir hareket gibi geldi. Bir çünah işlemiş gibi idi. Bunun üzerine, içinde başka bir his uyandı: Hayır, sevinci yalnız sokaklardan artık korkmadan gidebileceği düşüncesrnden ileri gelmiyordu. O akşam Jem'i göreceğini düşünerek de seviniyordu. Sabahtan karar verdiği gibi, Wilson'lara gidiyordu. Geceyi Alice'nin başı ucunda geçirecekÜ. Margaret ona: Jem'le nöbetleşe beklersinizı derruşti. Jem .. Bu İsim ne zaman aklından geçse, kalbi çarpardı. Şimdi gene, riizgârla canlanan bir ateş gibi, içinde bir alev hoplamıs, adım ları Jem'i görecekti. Sesini duyacaktı. Konuşacaklardı. Belki de, bir hastanın baş ucunda, alçak sesle, temiz duygularla ve açık kalble konuşurlarken, birbirlerinin hislerini Mary'nin yardım için uzanan eli ha öğreneceklerdi... Anlaşmazlık orvada kalmıştı. Olduğu yere mıhlan tadan kalkacak, sevişen kalbler mış gibi, hiç kıpırdamadan, şaşkın birbirini nihayet anlayacaktı şaşkın bakıyordu. Sonra, kadının *** yerinden fırlaması üzerine, geri Kapuutn dilini usulca kaldırdı. geri gitti. Ellerile yanmda tutunaİçeri girdi. Aralanndaki ahpablık cak bir şey aradı. Ağzı açılmış, ona bu eve kapıyı çalmadan gir gözîeri yuvalarından dışarı uğramek müsaadesini veriyordu. Hele, mıştı. Bir şey söylemek istedi evdekilerden hasta yatan birine Jane Wilson, daha çilgın bir halle, yardım için geldiği şu anda Mary onun üzerine doğru yürüdü: kendini bu evin kizı gibi hissedi «Utanmaz kaltak seni! Erkekyordu. leri birbirioe düşürmekten, yuvaKalbinin çarpintısım daha fazla lar yıkmaktan zevk duyuyorsun arttırmamak Uter gibi, ağır ağır değil mi? Oğlumun akhnı baaından yukarı çıktı. Odanm kapısı acıktı. aldın, onu peşine düşürdüğün çapJem içeride miydi acaba? Hayır, kmlarla boğaz boğaza getirdin. Seyoktu ama, nerede ise gelirdi.'An ni bir melek sandı o... Halbuki şey nesi, ocağın başındaydı. Kapjya ar tansm sen! Bu mavi gozlerin, sarı kası dönüktü, Mary'nin içeri gir saçların arkasmda iblis gizlenmiş! digioi görmemijU. Ategin üzerin Zavallı oğlum... SenJB yüzünden deki tencereyi kanştınyordu. Biraz bundan, biraz da kara düşüncelere dalmiş olmasından, kızln ayak s e sini bile duymamıştı. Mary, hemen sapkasını, atkısıtu çıkardı: tMüsaade edin çorbayı ben kanştırayım» dedi. «Yorulmuşsunuzdur.» Jane Wilson, birdenbire döndü. Gözleri, yırtıcı bir hayvanın gözleri gibi, alev kesilmişti. «Sen bu evden içeri ayak atmaya nasıl cesaret ediyorsun?» diye haykırdı. «Evlâdımı mahvettikten sonra, şimdi nasıl gelip benim kr.rşima çıkabiliyorsun?» mahvoldu... Jem şimdi nerede, biliyor musun?» Mary, gene Jem sözünü işltir işit mez her şeyi unutmuş gibi, meraka ve safhkla: «Hayir» dedi. «BilIhiyorum... Nerede?> Jane Wilson da, gene bütün güCÜÎIÜ bu haykırışlarla tüketmiş gibi, yanıbaşındaki sandalyeye yığıldı. Ellerini yüzüne kapayıp başını önüne eğdi. «Hapiste!» diye hiçkırdı. Sonra, karşısındakmin yüreğini sızlatmak için söyleyeceği sözlerin tesirini görmek ister gibi, birdenbire başını kaldırdı, gözlerini Mary'ye dikti: «Hapiste» diye tekrar etti. «Mahkemenin vereoeği hükmü bek liyor... Harry Carson'u o öldürmüş!» Mary'den hiç bir cevab çıkmadı. Yüzü solmuş. gözleri firlamış, bir hayale dönmüş olan böyle bir Insandan da bir ses çıkması beklenemezdi Ayakta, gölge gibi sallamyordu. Jane, düşmanma azab vermiş olduğunu görerek, içi rahatlamış gibi, daha sakin bir halle konuşmaya başladı: «Harry dedikleri o adamı tanjyordun, degil mi? Hem de çok iyi tanıyormussun. Herkes öyle söylüyor. Dostunmuş senin o! O nunla gezip tozarken, bir yandan da oğlumun kalbini çalmışsm... O adamı serjin yüzünden öldürmüs.> Bu acı sözleri, karşisındaki şeytanı tazib etmek için söyleyebilirdi ama, kendî kendine söylemeye dili varmıyordu. Birdenbire, onu unutmuş gibi, ocağa doğru döndü, gözleri. cansız cansız yanan odunlara dikildi. Kendi kendine komışur gibi: «Öyle diyorlar ama, berf inanmam!» dedi. «Oğlumun adam öldürmüş olabileoeğine inanmam. Biliyorum ki yalan! Asarlar belki... Fakat ben, ömriimün sonuna kadar, nefesim çıktığı kadar haykıracağim: Evlâdım masutıdur!» BEDRtYE YİĞİT ile Y. Mühendis REMZİ TEKGÜÇ Nikâhlandılar. Soluğu kesilerek, sustu. Ellerini yüzüne kapadı, hıçkıra sVçkıra ağlamaya başladı. Arkası Sa. S Sü. I d« Mary yavas. yavaş kendine geliyor gibiydi. Yalnız, üzerine çd(1) Moüere'l havatma dalr blllnen ken ağırhğın altında öyle ezilmişti her şey gibi, bu husustakl malumat ki sanM kendisi ortadan kaybol da büyük komedl muharrlrlnin Uk muş, yerine başkasl gelrrüşti. His tercümei holinl vazan Grtmarest tara fından verllmlstlr. leri uyuşmuş, şuuru körlenmişti (2) Mtfprerriki» (lnvanının bozul «Anlamadım,» dedi. «Lutfen tnuş seklldlr. bir daha söyler nusiniz, Jem ne (3) Laurent d' Arvieux haMratmm yakmda neşredeeetlm tercömeslnln yapmış?» basında müelllf bakkında daha tafSesi de o kadar boğuk ve garib silll malumat verllecektlr. çıkmıştl ki konuşan o değildi sanki. Odada, görünmeyen bir üçüncü sahtt var gibiydi. Jane Wilson Kadıköy Doğumevi bu hisle irkildi «Öyle bir sey demedim. O yapmLş diyorlar ama, ben inanmıyorum. Yemln ederitn kl yapmamıştır. ( İstanbul 22'10/1956 DOĞUM Câzlbe özerinç ile Avukat Taluta Özzerinç'to 22.10 956 tarlhlnde Orta. köy Şifa Turdn Ha'taneslnde blr er. kek çocuklan dünyaya gelmls ve yav ruya CVmil Sflkrü lsml vertlrn'=»'r. TEŞEKKÜR vefatı dolayıalle yakıncun al&ka dar olan ve tazlyede bulunan bütün tenıdık ve dostlanma en ssmlmî te^ek^i^^er'ml arzederlm. Teknlk Onlveralte Profesörlerlnden Françols Duscfo HERMİNE DUSCİO'nun Eşlm Dr. BEDRİ TAPUCU lAvrupadan dönmüş, hasta| larını eskisi gibi kabule başlamıştır.