Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 $ EyluJ 195S CUMHURÎYET mniMiuH«ıımiHiııııııımıuıi!!iiHinıımıınıuunıınınıııuııuımııııınııııııiHuuiiiıııııııi!iıııııi!ii!iııııımıuuııiHiıınıniiu ( Sovyet ajanları nasıl çalışıyorlar? JM DÜNYA HÂDİSELERİ 1 Halil hailenmesi md karar verdiler. tşi dışarı akset tirmemefe... Böylece, yabda iç hayat, NaNapolyonun sarayı, dış hayat Halil Beyin evi olarak devam etrneğc başladı.. bu hal bir ay kaöar sürdü.. yerrsklerde bütün hane halkı beyle birlikte oturuyorlar. Napolyonun sordufu suallere cevablar veriyorlar.. Frjnsa imparatcrluğu iîini müzakere ediyorlardı.. noeselâ: Valde prenses.. yann Fontenblö'de bir geçid resmi var. Bırlıkte gidelim.. diyınce çerkez kalfa: Aman devletlim . benim diılerimde rcmatizma var. Gidemem.. dıyor, ünparator da aşçLya hıtaben: Ekselans sizi birlikte alacaolurdu, ama bu kadar ileri çitmemişti Bunun akıbetı ne olacjJt?. diye düşünüp duruyordu. *** Bir akşam yemeği... Sofra haıır.. üç kollu şamdanlarda mumlar yanıyor. Kristal bardaklar. gümüj çatal bıçaklar .. Saat sekiz buçuğa doğru Kalil Bey hrparator salona gıriyor .. Herkes ayakta. sandalyesüıin ardında imparatorun oturmasını bekliyorlar.. imparator dalgın... yerine oturuyor.. ötekiler de oturuyorlar... Ortadaki yemekten bir lokma alıyor.. onlar da alıyorlar... Lâkin imparator Halil bey iştahsız.. lâf olsun, diye Arnavud bahçıvan mareşal Ney soruyor: Haşmetli şevketmeab! Nasıl oldu Rusya muharebesi?... HPİİİ Bey boşa bakan gözlenle bahçıvana bakıyor.. bir şey demiyor.. Asçı yamndakini dürtüyor.. Bu sef°r arabacı soruyor: Sevketli sayınım.. sizde bir efkârlık görüvoruz.. acaha.. Derken Halil Bey birdenbıre asçıya soruyor: Hasan! Efendim.. Sen ne oturuyorsun burada? Efendim.. Efendim, mefendim yok! Sofrada benim karsıma oturacak kadar cesareti nereden buldun?. B T de b'kıyor ki. bahçıvan da. arabacı da. avvaz da... Hele ayvaza r>ek içerliyor... Ulan Artin. küstah herif babam seni boyle mi terb've etti hajdud herif.. çık d:şan gdzüm ÖtekileH de eörünece Ayol! Siz çıldırdmız mı? Ne oluyoruz be! Soframa «elerek kadar cüreti size kim verdi?... Aşçıya hitab ederek: Sövlesere! Kim verdi? Efendim.. operatör hazretleri verdi Kim oluvor o kerata! Benim evimde kend; adamlanm=ı ay çılcıracaeım.. bj ne edeb?izlik.. ıe ciıret cıkm, ckın 1 e^^üTi sörmesin.. diye heosini koğuvor.. O gürdenberi evdekiler bekliyorlsr. Bey imparator olsa da bi7 dp sofrasmda yesek diye! Lâkin b:lmivorlar ki. Halli Bey son hâdiaeHon hir geee evvel Napolvoi olarak Saint Heîene'de kendisinin ö'dücıinü gö'rnüstü. ~v Avustralyada hürriyeti seçen iki Rus, malumat toplamak i;in ne gibi manevralara basvurulduğunu ifşa ettiler Sovyet entelijans servısleri yabana memieketlerde nasıl kendiler ne ajan temin edıyur^r? Buna dair geniş bır rapor neştedi'miştir. İlk defa olarak Sovyet ıdaresi stemiye istemiye, bu rapor çu> * D > genis ve saalam malumatı da temin etmiştır. Böyle b'r neticeye nasıl va ıtö;? Hat:rlarda olduğu gibi £a;*n sene Avustralyrda vazıieh ki Scvyet dıplomatı (karıkoca) nürnycti qec rrısler ve günlerce devt^ı eden tch likeli bir köşe kanmacadan sona Sovvet muhafızlannm eli« inden kurtu nbğb muvaffak i muşiardı İşte ounlar tarahndsn A'^ILS :a'ya rr.akamısrına verilen malumat, hattâ ortava ipvd"*ları ve«lkdlsT Cahis nevruu râoı.run hazırlanıras'liyardım t"miii r Avu.traıvho» neşredtıen resmt rapor »i; iol<talan bilhaasa açıklamakta'lır: « Scvyît Oahilıye Bakajı''Ş:nd. gizli po'ısf bağlı bulunan v« haricde vazift .1 Sovyet dıp'rratjarsnın *iılhasss bulundukları memlekefte cfl'uarj va^ancı dıo'om?t!o a ehAm<Tv"et veıdLkıeri aö'"ü'n~üt'ü)" Meselâ aunlar C nberra ia Fısnsı; sefaretinde ?alı$an bavan O . er *!• temas temın etrrıslerdi, ı£>TVİ«rn« 400 Tıirk irası deserinde bir d.' saat hpdiye »tırışierdi. Fakat bu V>«msız kadını L u neoıyeyi bir (ir ni> yet) ?öst«?rsi olarak kabul e*rnişti. Sovvet ıHİD'imatı Patchomov bu hedivevi vaptıktfn bir müdriet son ra hafifçe »cılmak istemiş lakat görmüs Kİ rtetice çıkmıvaca*' Hürriveti ^econ Peirofun yeHığı izshata cöre esa.« eave Avuitrp'.vadp vazifeli ou frransız kaHın Hicionn!» tınrian f^ansı? haricıyesının ku''an diğı sifre "t koHlan temin edebılmekti! Böv'?likle Sovvet entehıans Fransadan elde edeeegi bu rrtıhım malunn*ı, Avustralvada ele aeçjrmiş olacaK+) Bunların ovnı sefcilde AvustrBlvadaki diğer vabancı diplorrntlarj da yokladıkları RÖrulmüstür • » Avustraly» ve Amerikan Raretelerinin bel'i ttiklerine ^ört Sovvet aiardiplnm*ftl^rlnm verli ha'Vln temajları ja çu sekilde ya^ılmaktadır: « Sovvef ^debivatına v»v* sar.u hikâyeyi Yenıköyün I yerlileri hâlâ anlatırlar. Halil Bey, İsmail Paşanın oğlu idi. ismail Paşa da Rızkı Moüanın oğlu. Veniköyde büyuk yahları, Biga taraflarında çiftlıkleri, Asmaltında dukkânları .. Yerebatan tarafın da hamamı . Zengm aile. İsmail Paşa babasından kalan mıras! genişletınışti.. Tek evlâdı Halili iyi okuttu. frenk hocalar tuttu... Mür°bbıyeler ^etircti... Galatasaraya verdı.. oracıan Avrupava gdnderdi... Lâkin İsmail P<ışanın adı, Zirzop İsnTiil "'aşa ui' Yani adamın bır tahıası eksiktı. o zamanlar bdyle şey.eıiD heVımlikle alJkası oMnŞunu kımSP duşünmezdı Hele İsnail Paşa gibi zengin bir adama: Sen delisin. Tedavi edile^tkşin' demeğe k'msenin dili vanrprdı İsmail Psşa deli dolı bir hayaı sürdü Kedilere hotoz givHrir.. horoz'arın boynuna beşibirlik takardı... kediyle köneÇi çiftleştirip bir veni havvan cinsi yetistirmeğe merak etti O merak içinde öl dü. gitti. Oğlu Halil Beye de hüyük servet bıraktı. Halil Bey, Avrupa görmüş, okumuş yazmıs bir adamdı. Parasuîi heder etmedi Okumaya, tarihe, ve şatafata meraklı idi. Babasının ocağım bozmadı.. arabacısı, seyisi, uşağı, hizmetçisi pşçısı. avvazı. bahcıvanı.. şçvle böyle sekiz on kişililk bir etbaı vardı. bunlar da beylerine baba yadigân dıye iyi bakarlardı. Halil Beyin tarih? merakı oldu ğu gibi, tarıhten de Napolyon faslına çok dü>kundü. Hergün onun menk!bel>3rimi okur, nerede î>apolvona dair bir yeni eser görse ahr, okurdu. Yeniköydeki 'ahda bir Napolyon salonu vardı Naoolyonun küçüklükten, Saint Halene'de vefatına kad^r bütün intisar etrr'ş resİTilerini salonun duvarlanna asmıştı . Bütün mu harebelerınin tablo kopvpları çprceveli olarnk asılı idi. Bu daki döşemeler hep ampır idi Bir gün bu salonda oururken zil çaldı.. uşak geldi. Bana bak! tmo?ntnriçe h?.zretlerine sövV Yemekte nisafirlerimiz olacak. Usak şaşırdj.. Başüstüneü dedi çıktı. doğru mutfağa.. aşçıyı buldu. Hasan usta1. Bev şimdi beni çağırdı. Tırator mu dedi, oprator mu dedi, ağnayamadım. get soylc' Yemekte mısafırlprimiz "la"ak. B dedi.. ben de sana haber vermeğe geldim.. Kaç kişi? Bılmem.. Get su ulan. Ben soramam... Aşçı: Fesubhanellah! Ulan ne biçim uşaksmız be! Soylenen lâkırdıyı ağnamıyorsunuz. diyerek peştemalını çıkardı. aşçınm göz işaretile oturdu.. Bey birdenbire bfke'.endi: Hâlâ yemek hazır değil mi?. diyerek zile sarıldı. Uşak geldi . Hâlâ vemek hazır de^ıl m ? Misafirlerlm gelmoğe başladı. Gormüvor musunuz? Uşak eitti.. Uzatm.yahm.. beyde şörüicn bu hal nıhayet bütün ev halkuıa rraium oldu Halil Bey, kendmı im 8un Olur sa^n operatorum, ce^ vabıru veriyor. Bazan adaroiar hakikatte aşçı, hizmstçi, bah<;ıvsn vp seyis old'iklarını oau'acak ka Yabancı memleketlerdfki Sovvet diplomatlarının nasıl ajan topladıfclarını ifşa eden eski Rus hariciyecilerinden Petrov ve eşi lâkayı gösteren Avustraly^u. bunlar tarafından derhal hususı bıı listeye geçiriliyor ve tetkı'Uerı de başhyordu Aylarca bunıaru istedikleri mai''ımat verhyor istedikleri brosü rl er temın edihyo A\ru«t'alyada ele geçirilen bir (t«tkik dosyası) nda 120 Avustraıvalının ı^imieri kayıdh idi riaf^â bur. lardan kırkına birer kod adı ve« Bu birtnci safhayı teşkil etmektedir. Ikind safhaya. ancak Rus yaya her hang' bir bakımdan yakmlık göstrdi&ni gSrdükleri şahs n elverı^lj bir hale geldiği muşahede edıldıği zaman geçilmektedir. O zaman Sovyet diplomatları kendisine, son derece mesul göriinen korku tevld etmıyen. vatan hainiiği ıle hiç bır alâkası olnv.vao küçük bir iş tevdi etmektedırler Buna Sovyet diplomatı Petrov, Rus lisanında (küçuk olta'ı dendıŞini açıklamıçtır. Eğer kendilerıne baglamak isledikleri adam saflıkla buna tutulursa i?i tamamdır. Çünkü. hemen akabinde Sovyet diplomatlan kenriisinden daha mühim bir i? istemekte ve bunu reddettigi takd.rde de »Uerinde mevcud vesikalan cıkararak. kendisini «cssus» olarak ilân edebileceklerini söylemektedirler Böylelikle de onu kor kutsrak tehdidle istedikleri işlerde kullanmaya başlamaktadırlar.> *** Avustralyadaki Sovyeyt diplomat ları daha k'mlerle meşgul oluyorlardı? Hürriyeti seçen Petrov'un açıklamalarma dayanan resnn! raporda şu noktalara işaret edilmektedir: « Sovyetlerin Ganberra'daki Eeı'arethanesinde bir liste mevcud[ du. Bu listeye fazla içki içen veya , dılini tutamakla şöhret kdzanmış , Avustralyah idarecilerin, iimimatların isimleri kayıdh bulunuyordu Avnı zamanda, A\TJ?tra!ya hüku met makamları ile daimî temaste olanlar kimlerdir? Parlâmento mu! habirleri. Bunlar arasında da çok ' fazla konuşanlar, çok fazla içki i. çenler tesbit edilmişti. Bunlarla te, ması temin etmek vazifesi de doğ| rudan doğruya Tass ajansının mu' habirlerine verilmişti. Bu Sovyet j resmî hrberler ajansının muhabir! leri fazla göze batmadan A vu<:tralyalı gazetecilerle temas te min edebilpcek durumda ıdiler » İste bu Tass muhabirlerinin yakj lasmaları ile iki Avustralyah Parlâmento muhabirinin Sovyet tuzağına düşürüldükleri tesbit edilmıştir. Bunların OSullivan ile Rupert Loock.vood olduklarını resmî rapor ilân etrriştir. Hürriyeti seçen Sovvet diolomatı Prtrov ile kan sının verdikleri izahata bakılacak olursa bu iki Avustralvah aazeteci, gazeteciler arasmda (Avustralva miilî emniyetir.e) mensub ol duklarını bildiklerı iki mesektaşı da Sovvetl?re ihba' ptm;>=1erdi. Avustralya hâdiselerinin, Sovyet dıplomat ajanlannın faaliyetine kat'î bir darbe indirdiği, bundan sorra çal'malarının da zor olacası gizlenmemektedir. Hami S. | MERAKL1 Geçen sene Amerikarun ville eyaletmde bir banka roy = unculueundan sonra, polis, evie yac pılrrıs bir tpbanca ele gecırmi ti: Tabanca ktTitzıva bovanmı?h r*ÜD hr 'eıden birinin odasmda 1a kıı mızı bovava batmış bir hrça hulundu. Polis. hakikî suçluyu t İcin fırca ıle tabancayı tetkık mek üzere VVashington'dakı rsl Ar»«tırnn3 büro^tına *?öriderdi Orada. fırcaHfin ve taian'a'ian r alınan bova'ar spektromete ienilen bir yeni âlet de kontrol îdildı « • » ' Ikis.nin avnı bova oldııŞ'i anlaşıldı. Bo Hprp hır<;ız yakalandl 10 «enedir kullanılan spektronıfcterin bu. tonleree muvaffakıyetinden •îs^p^e biridir Rasndhinelfroe. ilmî lâbor^uarlarda. ilâc s n n a v a de avnı »'«••or, TPTIİŞ mıkva;ta isti BAH1SLER J Canileri ele veren âlef: Spektrometer? Beyin oturduğu salona girdi. be> aşçıyı gorünce: Vay sevgıli dostum! Nerede kaldınız eksellans.. sizi bekliyordum Buyrun şöyle buyrun... Aşçı: Aman beyefendi! Şskayı bırakın! Ehmede söHeTiişsi'iiz Misafir varmış. Gaç kişi bana demedi . sor?m mahcub olunız. Aman ekselans . ımparatorun yanında kimse mahcub olmaz.. buyrun . şöyle dıye aşçıyı kolundan tutup kanapeye oturttu.. aşçı da h^ınl hanl.. Aman bevefendi. Ateşte toncereler var.. dibi tutar... Ateşi çokt^r kestirdim .. Merak etmevin.. Ekselans.. şİTidi im paratoriçe eeİPfek Sizi gorjnce pek memnun olur .. Aşçı, beyin halini beepnmedı .. İçinden . Sspıttı galiba! dive endişelen di. O sırada iceri ans^ından kal ma bir çerkez kalfa girdi.. Ooo'ü valde prenses. buyrun.. size mösyö dö Kavalveri tanıtaviTi. Kendisi benim başveki'imdir. Kadm: dedi, ama parator ve vamndakilsri de prens, prenses .misafır kıal ola'Mit tiinıvorriu Bövl" r ° o aün i!k defa olarak yemeğe etbaıle oturdu, dadıyı sr.ğ tarafıns alırken: Prenses.. lutfen 'a«tım^ buyurun. dedi Oda nizmetçısi Marıkayı soluna aldı .. Tn~atr>ıip»n ^ovle' nedi. Aşçı ekselans, bahçıvan mareşal Ney, arabacı, polis nuaüri) Fuşe., seyis maliye nazırı, ayvaz şphrenmı bovlece herkese birer u n v a n verdi.. y e m e k t e : R u s y a çarile aramız .yi dp = dar hayal âlemine d^ıyorlar .. Bahri''f.n arabacıya: Sen askerlıkten anbmazsın! Sen pol ten an'arsm! diye de salîhivetsizlik iddiasına kadar varıyordu.. Böylece yasadılar.. yedüer, iç • Mer.. eğlpndiler.. ne de olsa dpli dclu, bevin sofrasında hsp beraber oturmak hrslanra ?itti. içlerınden valn'T ana yadicârı Zerrun kplfa çok mütepssirdi Halil Bevin habasnda ria bövle hallev |l>)IIIH!imi::iM!IH!IHinilinil!!l!lll!lll!IMIINItnil!!|UIHl!IIIIIIIIMI!nilll!l!UMnilllMI!1!!niHlllllll!lll1lll!!IIMn,:|lil!ll.)l ğil.. umuyorum ki aklını getireceğim... dedi. Aşçı yanındBki seyise y^ Hele bir kendi aklını b'şına: getirse! diye fısıldanırken Hslül Bey: , [ Eksellans.. anlıyorum. v u İ yorum. korkmayın! Her f ıirhi tedbirimi aldım.. büvuk ordu bu ^azifeyi görecektir.. Dedikten sonra, imambayıMıy; verken.. , Bu çulluklan pek severim Fontenblo'deki ormanda vurdum gibi 'âflar... Adamlar şaşırdılar.. yemek mi >ediler, tabak mı belli deç;:l . A İnsan 6 haSia achsa î?kat 10 gün uyknsüz kalamaz alan yutma derecesinin aynj olmadığım göıdü. Spektrometer de bir metreve yakin boyda bir âlet olup analizi yapılan maddeyi adeta konuşturmakta dir. Grafik kââıdına tuttunılm ış bir kol, birleşiğin resmini çizer gibi kâ&ıdı işaretlpmektedir .Bu grafiker o kadar alâka çekicidir ki herhaiı?i hir mutehassls şöyle bakıermekle. navlon. pspirin ve tütün "'ıımanını kolavra anlayıverir. Kimvevî analirlerin baska mu'leri de vardır. fakat hic bir usul, bunun kadar müsbet npfice vermez ve cabuk olmaz. Meselâ. ele aecirılsn ufak bir kumaş parçası vakı'ır ve an dumani tahlil eden spektrometer suçlunun gardrobunda ne cfr>« kumaslar bulunduğunu habeı •rir. BÜhrssa otomcbii bovalannın taBı SİPtir nasıl çalıstı^mı herhal vivinde *u°ktrometer mühim rol o\ de merftk eders'niz: SDektro'ieteriıı nar Çünkü. renkleri aynı olduJiı çok ^aha ha^itini vaoan, ?iı Wil halde her otomobil «irketinin son liam Hersthel isminde bir İneiliz siirdüfcü boya başkadır. Otomobil 'flanndari sonra kaçan arabalaaFtronomi nılginidir Herschel, gürın markası bu ruretle tesbit edilnes ışığını bir prizmaya düsürmek guretıle renklerini ayırdı ve Mravla nrıpktedir Hattâ, kaza yapan araba yeniden renklerin ^ıcaklıklannı ölçtu Neticede kıni'7i ısıS'n. pi1^a^•etteki noı bovansa bile, orijinal boyanın izi isıktar sn'ia ^iraV oHi'frııPiı gorciü. cavbolmaz Parmak izini muhaf^za eden eşSonrn daha mühim bir ?PV kesMti Terrpnmetrevi kırmızı ısığın oi valann başlıralan şunlardır: Selsraz il=ri«inp kovHuŞil zaman "?ıcnk fon, havlu. çiklet pudra. dudak bobğın 'Inha da ar*ti s 'nı eöHü. /pni vası, jnürekkeb ve boya. Federal fcir "p$ d enerjinin varlığıni keşfet Büronun arşivinde bu maddelerin avrı avrı erafikleri Esılıdır. Bunupla beraber asnn başınd? r Şimdi Amerikalılar, bazı ticarî irmaların yiveeeklere yaba.ıcı yamlan tecrübeler onun madde katmaması için, üç spektror crtava kovju Hers hprin butduğu ter ile besinleri kontrol J'tmekenerii veni Wr şev deSildi ultravitedirler. Bu lâboratuarın reisi 1oyole ^ihi d'eer şualann bir nev'i bert Clark. buffüne kadar bir kere un aldanmadıklannı söv'amekteBueünki) âleti vapan W W. CobBu spkilde bütün Amerikıda letr'Hir 190T sene?ind« Coblentz. Vullanılan maknelerin savsı 1600 ederek diir ve her birinin maliyeti 40 300 e r f r n n l i «tıalnn irıreledi. Cob'entz TL. dir. ! bnnur içirı su e«afîtan fav'a' "'ı Enfraruj spektrometerîn gün geç Oürpo i"»ı?ı q»ırı bır elma üzerine ı?n=ri"<sii zaman diser r»nkler yu tikçe kullanıldıgı sahalar da genı«lemektedir Jffeselâ, geçenlerde tu'"f vp «adc san renk kslır hir çomk a^zı aeık bir sised^ki TaKim\pvt örn»klpri avnı ?ekiHe vii ictikten sonra hastalaninıstı enfrarui sualarla bombardıman etDnktor. sisenin içinde ne "îibi bir mpk =urptile. CohlpntTZ avnı rtotimadde bulunduğunu bilmediâi ıçin. ceve vardı Geçen şualan ölçerek ne sekildo hareket edeceğini kestivutiıl^n dalga uzunluklannı tesblt remivordu Hemen içkiyi spektroetti ÎVi kimvevî maddenin de şu metpre eönderdi ve tahlil ettirdi. On dakika sonra, mayi içindeki zehirli • • • • * rnqHrIp ö^renilmişti. Tabiî cocuk • » • •» kıırtarıldı Spektronıeter. dünvantn binfc'.r ]; Olerek pazar bu siitunlar ; [ kBsesinden ttetirilen esrar ve <\i;; da «Vedi Dakika» yaıılanna J vonun hangi memleketin tıalı olduguiu da kolayca tesbit etmekteJ devam edecektir. dir. Bu sayede afyon kaçakçılığmır »•••••»•••MM •»••»••••• kökünün kannacağı rannediliyor. \ Yazan: Hamdi Yaroslu Mr bardak suda B içnde dlümü ilkflrtına, defa olur. Ama kâse işitiyorum. Bir ajans, İngiltereden haber veriyor Bir kadııı. köpeğı ıçsin diye, bir kâseye su doldurrr.uş, mutfjğa bırakmış,. Sonra anî bir fenaıik geçirmiş, başl su "olu kâseye dalmij, kadınrağız boğulup ölmüş Bır patlamasile. yeri gökü b rbirine kabnak onda. yütütmek tavyare uçurmak, ortalık süpürmek onda. ler' aydm.ttmak. evleri ısıtmak, yemek pışırmek, çaması: yıkamak ondb OÜ parmiğ'n^a on marıfet, her emri şıp diye yerine getıriyoı ı,enc <ca^jnıza dıkilıyor: Emret sultanım. nile benden ne dilersen! Ka iinızd. her an eipençe, dıvan duruyor boynunu büküp »mır bekhyor arct meğerse ıçınden pazarbklı imiş. E.Tı.mde çsl.ştığı ^demoğlunun neslini kurutmak da onda. Derrek kı esk: adam.ar, ileriyi bizden daha iyi görüyorlarmij Knamet B^âıretlerı arasında eci^ bücüşleri de sayıyorlar. rama> kaldı. ; Uzun uzun düşündüm Ko=koca krdmın başı, kâseye nasıl daldı da bu facia vukua geldi? Ayıp değil ya, bana merak oldu bu iş. Çouukluğumda gayet iyi hatırlarım, bizim evde meşhur bir kâse vardı. Yukar kattaki »t meydanı kadar sofada. büyük orta mas^sınır; üsrürde dururdu Antika bir çini kâse idi. EbülhüdaniD •ıcşaf kâsesi diye meşhurdu. Acctba. Lıg:1iz kadınmın başı böyle bir kiseye mi 3İrJı? Olamöz ÇünVü srtık bizde değil, dünyanın hiç bir taraftnda. Ebü'hüd dan da, o devirdeki hoşaftan da, o azamette kâseden de esPj kalmacı Eski çamiar bardak oldu, eski kâseler de çjy fincaı.uî.iat büyükçe. kuşhaneden küçükçe bir nevi kap. Kadının bafinı kâseye sığdırmağa uğraştlm. Başı kü;üittüm a küçuı'ıim, kııçü'ttüm, kâseve sığdı. Sığdı ama, yumruk kad r uia ''îK'an son r a Kâ>eyi büvüttüm. büyüttüm, büyüttüm. gene sığdı. Ama kâse tencere cı.ciar büyüdükten sonra. tîaoeri ve:erı ajans ımdadma yetişip bu muammayı çdzmezif nvana ar çıkccaşım Ya kadını boğulmaktan kurtarsın, ya Kîsenin a4:nı değiştır D, özbeöz türkçç lenger filân desin d=. boyun» kafs .ı'aıtmağa, kâse büyütrreğe uğraşmaktan beni kurtarsın! Benzelme illeii Kıyamel âlâmefi Datılı ilim adamları, atom ışınUnnın insan cin=iyetine tesir edip etmediğini tetkıke başlamışlar. Zira ortahğı bir end şedir almlş. Tecrübeler, bu ışmlara maruz bırakılan hayvanlarm sakst yavrular doğurduklannı göstermiş. Atom, «çıkayım mı? çıkayım mı?» dıye soran meçhul sese, günün birinde, sabrı tükenip: «Eeeyy! Çıkacaksan çık be!n diyen ,iamm biı âı iolnde karşılaştığı bir dudağı yerde, bir dudağı gökte zebellâ aibi zencive benzedl. oÇılıN de<ii!< ama galba biz de pişm?n olduk. Çıktığı yere, geriİD gen girıriyor ki, kâfir siyahî! Tıpk onun gibi de yapmadığı yok. Emret sultnım. Dile benden ne dilersen! diyor. Do^an Nadi l fllet mi desem, merak mı. h=stalık m ı ' Man* ya demek galiba daha dogru: Benzerme manyası. Hepımizin başına gelmiştir. Yolda bir tanıdığımıza tesadüf ederiz. Y?hud bir tanıdığımız bize rastlar Gülümsiyerek yaklaşırız. Bir de brkarız ki, ortada sadece bir benzeyiş var. Affedersiniz, benzettm! Diyır ışin ıçınden çıkarız. Ben adarr. bilınrn, ızmantle istavriti, maydanozla dereotunu, serç. ile kanaryayı, hattâ teşrinievvelle teşrinisaniyi birbirinden ayııama». ÜPru. yaıı!ı«hkİB dereotu yerine maydenozu aldıktan sonra: Afıed<ısinİ7 ben sizi dereotu zannettimdi! Denınez ama, haydı buna da normal bir hafıza noksanı diyelimLâkin. bir Unıdığım var, elinden dâd bir farvad iki. Ber.i masi'nıp başıiıdr gördüğü zaman. benim ben olduğurr.u bilerek konuşur. Haddin var?? sokakta tesadüf et. Hazretin nazarmda ben. büs>ütür başka biı adam olurum. Hani o başka sdamla benim aranıda, gözl'tkıerimizden başka bir benzerlik bulunsa yüreğım yanruivaoak! Yanılıyorsun birader, ben o değilm, diyemlyorum. Bir oevi, onun hesabına sıkılşpnlık. D'vemediıvre c da beni bir türlü ben zannetmiyor. Ne vapsam bilrrem ki' Bizim ahbapta. senelerdenberi 3evam eder bu hal artık iyiden iyıye knkleştı. Dünyamızı d°p.i«;tiripce'e kadaı bu böyle sürüp giderek O zamana kadar, yürek çfnııntHindan kurtulmak için gözlüğümü mü değiştirserrı yolurrıı mu de?ıştırsem... Ş c ' a n , «Vıbpb de^stir diyor ama... r Herhalde cNiç.n uyuyoruz?» diye ya genc kız 8,5 sact uyumahdır. 60 merak etüğiniz zamanlar olmuştur. yaşından sanra gecede 7 saatlik uyAcaba bir gün de, «Niçin ayakta ku kâfidir. Bunlar, vasatî saatler tabiî. Çünduruyoruz? > diye ?klınızdan geçir. dmiz mi? Şikago üniversitesi ruhi ku, bazı kimseler doğuştan uykuya yat profesörlerinden Nathan el Kleit fazlaca meyyaldirler. Bzı kimseler de uykusuzluktan man'a göre, uyku, uyanıkhklarla sık sık yarıda kesilen bir vaziyettir 5 kâyetçi oldukları için durmacan Geçim derdinden ve yaşarnak için, uyku hapı alırlar Uyku hapları iki yani zaruretler sebebile uyamnz türlüdür: B!ri doktor reçetesile veHayetın esası uykudur. 20 gun a<i rilen, diğeri de aspirin gibi serbestlığa dayanan hayvanların. aynı çe r» <r>til^r!. T"» îVî v»7İvette de u y kılde uykusuz bırakıld'.kîar zanun, ku hipmı daimî bir alışkanlık dört beş saat içerisinde 6V.Ü3Ü gâ ha ıne sokmak tehl'keüdir rülmüştür. Aynı şekiide, hiç b> scy Kahvenin uyku kaçırdığı söylenir. yemeden altı hafta yaşıyan insan. ] Bıund'ğt gibi, kîhv^de K^fein varuykudan menedildigi takdirde 10 dır. Eazı tiryakiler günde 45 fingün içerisinde ölür. can kahve ictikleri halde, uykıılarıAcaba gecede normaı olarak kaç nın kaçtığından sikâyet etmez. Ufak saat uyumalldır? 15jO y?ş arasın bir zümre s« k*hve içtici i<in uyııdaki ınssnlar, her geoî 8 saat uyu yamadîğmdan dem vurur Hakikatte malıdırlar. Maamafın, bu müddet ise. onları uyutmıyan kahve d°ğil, şahıstan şahsa değişır Dıkkatini sı herhansfı b;r endişedir Meselâ. kah nırlı bir sahaya veien hir insan, vecinin perasını ödiyememiş olmak z.hnen her an çalışan bir ınsandrn gibi! U"ku, dalgalar halinde insamn daha çok uyur. ınsanoğlu, h^n.en üzerine cö'"er. İnan, uykusunun en her hayvandan dâna az uyar. Bir çok kimse de, ıjleı ıain çok ] der n old'jğu sıraîarda rüva «ör'ir. olduğundan bahsederes., f^ede 6 sa ' ^kseriyet'e. s?baVar: hekes r'irülat uykunun kâf: geiip gelnıiyeceğinı tü ve ısıkla uvamr. Yatsk edanızl sorar. Böylelerine ver ,r^ek ce\ab mümkün ol'uöu pisbette kaartrk şudur: Bir kere tecrjı^ edin. E^'er, ve cadde üzerinde o'mıyan kl'ma hiç kimsenin ır.üdahalesine meydsn tasımak suretile uyku sa?tmizi artbırakmadan uyanao liycr ve gündüz ti'abilirsin'z. İnsan Reoeyarısı uyanabilir Norişinizin başmda uyuVamıyorfaıız, l I me ele yok. Bu duruma oün/e'iiz mal bir imse tp'rrar kolavl'Va d?ir^r.bak etmiş demektir. Ög'e \eı.ie h r ve hiç uyar.rramıs gib d?!i^siz ği.icen sonra veya ikindi li/jci ya uvur Hat^, sabahlevin uva'dğınl I pacağıruz 1015 dakikshk oir ?cker dahi hat'rlamaz. Bazı kim"leri de | 'erre beyn nizi berraklaştırır ve si uvku tutm?z P^nı'amin Franklin ze yeni bir çalışma gücü «azanf ırır. höyleleri icir, çift yatak usuiüı.a Uyanık olduğunuz zamanl=u Lile, tavsiye ederdi. Sıcak bir yatakUn "* ayakkabılarınızı çıkartarak vücu se'in bir •• s?a geçmek, ona gdıe, dünüzü serbest bır:kmanız bır ray uykuyu çftker. li ıstıfadeü olabilir. Uyk" t"tTvar>ların uvuvamad'HMecburî sebeblerîe uykusuz ka lan için üzülmelerne lüzum yoklan bir kimse eksikliğı sonradin te tur. Çünkü, uyuyorırus. gibi :ükulâfi edebilir. Ancak, bu vaz.veti tir netle uzanmanın, deliksız uykudan alışkanlık haline getirmemesi !â pek farkl yoktur. nrndır. ^azı kimseler de uyurken horlar. Yaşlandlkça uykuya olan ıhhyacı Bilhassa sırtüstü yatan insanlar. UJ mız azalır. Yeni doğmuş bir çocuk murpive*le. horlımsn'n t° vi=i yok günün 16 sa< tinı uyku ile geçirir tur Horl^manın «ebebı, dam^ğın se Yani, bebek iki saat uyu iuktan ri kı«rnınm titresim yapT5=:ıdır. Ba sonra b:r saat uyanık ki'ahiıir zı doktorlar. horlamanm önüne geç Halbııki büvukler, iki vaat <v B"ik mek için, damaşın geri kısmınm alığa karşıhk, 1 saat uyurlar. 6 ya mel'vat edilmp<ti perpktitini ıleri şında bir çocuk günde 12; 10 yaşın sürmüşlerse de. bu ameliyatın fayda bir çocuk 10; 15 yaşında bir ço dalı olabileceği henüz ıspat eaumecuk 9; 20 yaşında bir delikanlı ve miştir.