26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
•VLİI CUMHLRİVET S Ağustos 1955 Cumhuriyet Cumhuuyet Cumhuriyet Galatasaray ve Fenerbahçe düıt yeni sezomı aştolar S»rî Kırmızılılar Levend yolunda yürüyerek Sarı Lâcivertliler de Markoç'un nezaretinde çalışarak mevsime girdiler Dün Galatasaraylı sporcular ı takımm geçen sene başan göstsre Levendde footing yaoarak sezonu ' medığini bunda idarecilerin suçaçarken Fenerbahçelıler de orıjinâ! ' lu olduklarını belirtmiş ve «yeni bir antrenmanla ve bini mütecaviz \ sezona müsait şartlar altında iyi bıletli seyircı önünde yeni sezona bir antrenörle giriyorsunuz Bütün selâhiyetler ondadır. Çahşmanızı îırmişlerdir. bekliyoruz.» demiştir. Yapılan toplanh Saat 16.30 da Fenerbahçe Klübü ' Büâhare söz alan antrenör Marnün müze kısnunda yapılan toplan koç Türk futbolunü pek yakından tıyla sezon açılmıştır. Topianuda tamdığını belirtmiş ve <rBenim sisilk sozü alan Osman Kavrakoğlu temimi öğrenmeğe çalı^ırsanız Türk futbolüue yardımım olacaktır. Cezalarun s«rttır. Beni anlayınca seve ceksiniz» demiştir. Toplanüda hazır bulunan Futbol Federasyonu Reısı Hasan Pol'at da soz almış «Fenerbahçelıleri seven binsi olarak iyi şanslar dılerim» de mıştir. Orijinal antrenman Yenı antrenör Markoçun ilk ant renmanını bini mütecaviz meraklı da Dünya Hâdiseleri Fenerbahçtlller antrenmuuU» Soe« Markoç'na koBimmasını dinlerlerken . Barselonada yapılan Jrinci Akdeniz oyunlarma iştirak «den spor«1181^0 ikinci kafılesi de dün Adana vapuru ile yurda dondü. B. T. Umum M. Faik Blnal başkarJığında gelen kaüleyj B. T. Bölge müdürii S. S. Cihanoğlu, Güre» Federasyon Başkanı Vehbi Emrt, kalabalık b r karşılayıcl gnıpu, lculub temsücileri ve gaıeteciler karşıladılar. Kastmpaşanm bofcet! Sporculan çıçekle karjılayan jralruz Kasımpaça kulubünün tem«ilcısi Kadir Akattı. Bu ustaların Çiraklanna ttşekkiirü idi. Faik Binaluı be^anaü Barstlona'ya gideu kafilenin bas,kaıu Faik Bınal, dün kendisile görüşen arkadajınuza funları söylemiştir: « İkinci Akdeniz ojrunlanna ka tılan sporculanmız, sportü saha 2. Akdeniz oyunlarııta katılan sporcularımız dün geldiler da v» saha dıjmda memleketimize yjkısır bir tarzda hareket «ttiler. İspanyada iyi ıntıbaiar bıraktığımii kanaatindeyim.» Franeo'nun hediyesl General Franco'nua Akdeniz oyunlannın en centilmen uç kaİılesin« hediyeler yolhyacagı söylenmektedir. Alikaklann beyanına göre, Tıirk k.filesi de bu öç kafileden binsidir. Faik Gokay «Altan «haydı?» 4tA\ Spor Oyunlan Federasyonu Bajkanı Fa3c Gökay ise genc elemanlardan kurulu taklmımızın iyi bir nebce ile dönduğimü beyanla: «Her feyi kardeşçc gördüler ve düşündüler. Son sanıyt kaçırdığımız İtaly» maçında hakemler galib geldiler Eğer yabuz Altan olsaydı en aşağl üçüncü clurduk» demistir. Yaşar Doğnann sözleri Akdeniz sampiyonluğunu kazanas güreşçilerimiz tezahuratla karsılarurken, antrenör Yaşar Doğu, Barselons'yı fu cümlelerle hu.âsa etmistir: t Az çalısmışük. Çalışmarnıza gore muvaffakıyetımiz iyidir Rakiblerimiz hafif sıkletlerde çok kuv vetliydi. Suriyenin 52 ve 57 Kilo güreşçileri dünya sampıyonluğuna namzeddir. En çetn Rıza Doğanın rakıbleri idi; 79 kiloda Bekir klâsında güreşci yoktur.» Kürekçiler .. Tek çıftede Tonguçun ikinciliğini Orhan Sakı şöyle anlatmıştır. tVasıtalı spor olan kürek yanşmalarında teknenin rolü büyuktür. Tongucun teknesi pek fena idi 1600 M. önde gitmesine rağmen 15 gün •wel Avnıpa şamp yonu olan rakibini yenemedı, dört tekte ıse Orhanın hastahğı bızi uçünculükten etü.» bilet alarak »eyretmlştir. Top kont rolüne çok ehemmiyet veren cin*re nör oyunculan muhtehf şekillerde çalıştırmıştır. Bundan »onra futbol cular kaleye rauhtelif pozisyonlarda şut atmışlardır. 29 futbolcunun Va tıldjğı antrenman 15 topla oyuanmış tır. Markoç Selâhaddin v« Şükrüyü çalıştırarak antrenmana son ver miştır. Disipline çok riayet eden antreASLAN KAFESINDE GOSTERI Parısin meşhur sirklenör seyirciler üstünde müsbet bir rinden birının ip cambazı olan Trixa bir iddia üzerine aslan katesir bırakmısbr. fesınde numara yapmıştır. Yukardaki resimde, Trixa bu numarasmı yaparken görülmektedır. Galatasaraylılann •ntrenmanı Galatasarayhlar saat lT de klüpde toplanmışlardır. Gündüz Kılıcın başkanlığında, eşofmanlarla lokılden hareket eden sankırmızdılar, Kâğıthane sahası çamurlu olduğu için Levend'e gıtmişler. Bir saat ka dar kültürfizık ve yurüyüf yapük dan sonra klübe donmüşlerdir. Galatasaraylılar Gündüı Kılıçla bir arada yurürlerken. Galatasaraylı voleybolcular île bir konuşma Yazan: Haluk SAN Daha Barselonada, Galatasaray voleybol takımınm Fransadakj büyuk başarısuu duymuşhım Dönüste Marsılvada vapurumuza gelen ekipin şefi ve Türk volevbolunun her şeyi olan Avhan Demırden de şunlan dıledım: « Iki sene evveline kadar modern sıstemdekı voleybol hakkında hıç bir malumatımız yoktu. Bize modem voleybolu Yugoslavlar öğretti On sene evvel voleybolda dort katagori uzerine yapılan şampıyonalar büyük bir alâka topluyor du. Bugun voleybol, yerinı basketbola kaptırmıştır. Buna da sebeb jabancı temasların voleybolda bas ketbola nszaran hemen hemen hiç olmamasıdır. Bir amatör sporcunun en büyük gayesi, seçtığı bracşta iyi bir oyuncu olmak, muhteht veya mılli takımda yer almakür Seçtıği branşta böyle bir mılli şerefe ulaşamadığl takdirde branşmı değıştirmesi en normal hareket olur. Nitekim bu çok arkadaşlar gıbı ben de voleybol oynarkeo basketbolu terc.h ederek mılli olmak şerefıne ilk olarak o branşta enjtım. Geçen seneye kadar kulübümde bir çok voleybol ası bulunmasına rağmen Türkıye şampıyonluğunu yalnız voıeybol branşında çahşan Beyoğlusporlulara kaptırmamız bize çok acı geldi. Bu hislerle takım arkadaşım Smanla beraber kulübumüzde voleybol kalkınmasmı bir çok müsaıd genclere sahıb olan Ga latasaray lısesinden temın etmeğe karar verdık ve bir çok müşkulâta rağmen bu emelımıze erıştık. Hakıkaten sportmen arkadaşlardan te şekkül eden birhğinuz bir sene gıbi kısa zamanda muhtelif turnuvalarda istanbul ve Türkiye şampiyonalannda birmci olmakla modem voleyboldaki kabibyetlerıni gösterdiler Yaj vasatisı 2122 arasmda olan bu genc arkadaşlarla ıştirak etbğımiz son enternasyonal tumuvada aldığımız dereceler ha EN UZUN BOTLU BOKSÖR Dünyanın en uzun boylu boksorii olan Güney Afrikalı Ewart Potgieter Londraya gelmistir. Ingıliz milletler camıası ağır sıklet sampiyonluğu içm doğü?ecek olan Potgieter, yukardaki resımde, meneieri Jack Solomons'u kucağmda tasırken gorülmektedir. Akdeniı ŞampiyonluiuBu kuanan jüre^cilerimiı antrenörlerl Taşar Doğuyu omuılar uzerinde yapurdm çıkanjorlar. Amatörlerin fferfib komilesj Tomaidis ve Ertanın Fransız voleybolculan şehrimizde tfarunları Fransanm şöhretli voleybol takım larından A.S CB takımı dün Adana vapunle şehrimize gelmiştır. Şehıi mizde muhtelıf karşılaşmalar yapacak olan voleybolcular bugün ilk maçlarını Yeşilkoy sahasında oynı yacaklardır. Beden Terbiyesj İstanbul BölgeBılindiği gibi Galatasarayhlar Şev •inde toplanan kulüb temsileıleri ketten sonra, millî basketbolcu To135556 futbol sezonu içın amatör maidis ve Ertan'ı transfer etmek iı bırinci küme tertib komitesini seç temifler ve bu iç için idareci Osınişlerdir. Bu sezon tertib komi man Salakoğlu'nu Marsilya'ya gon tesini Davudpa^adan Muhiddin dermişlerdi. Ürlcer, Defterdardan Mahmud Ah, Dün Olimpiyad kafilesi ile dönen Kyübden Fehmi Tuna, Sanyerden bu ıki basketbolcu ile bu hususta Nüman Uzun teîkil edeceklerdir. görüştuk. Tomaidis: B. Sporun dünkü « Klübümden istifa ettiğim ve r etmek istedığim asla doğru değılantrenmanı dir. Buou ilk defa burada duyuyoBeyoğluspor Klübü ilk autrenrum » mânını dün saat 8 de Şeref stadında Ankaralı Ertan Gimen is«: yâpmışür. 30 oyuncunua katıldiğı « Henüz karaı vermi? değilim. «rttrenmanda Koçonun antrenörlü ğtftıde çalışılm:?tr. İki klub idarecilerinden da teklif 5"op kontrolü ve kültürfiziği ih almış bulunuyoruni Fenerbahçeye tiva eden antrenman bir saat sur gırmem muhtemeldır. Netice bumüftür. %\ın belli olacak* demiçtir. Çekiç atmada yeni dünya rekoru Varşova, 4 (a.a ) Bugun burada yapılan miısabakalar sırasmda Rus atleti Krinovosov çekici 6İ metre 33 santime hrlatarak yenj bir dünya rekoru tesıs etmiştir. Eski rekor, gecen aralık ayınds Stanislav Nyenashev tarafmdan 64 metre 5 santim ile tesis edilmıçtı. kikaten bu işlere çok emek vermi? olan bızleri ziyadesıle tatmin etmıştır. Gerek disıplinli hareket etmelen ve gerek oyun kabıhyetleri bakımmdan genc arkadaşlarıma ve benımle daima beraber hareket etmıs. olan Sinana, bu seyahatimize katlşan uç Beyoğlusporlu voleybolcuya teşekkür etmeğı borç bilirim. Bu enternasyonal tumuvada halen şehrımızde bulunan Fransız A. SCB. yı 157, 154, 1115. 159, İulyan Vercellı'yi 1512, 1513, 152 yendık; Yugoslav Zeleznicar"a 1416,1513,1512,154 v« Spartak'a 1511, 1015, 155, 159 yenildik. Bu dort maçı Royanda oynadık. Ayn" ca İstanbul muhteliti namı altında yaptığımız temsili karşılaşmada Atlantik muhtelitini 1512, 156, 1115, 159 yendik, Belgrad muhtelitine 7"15, 158, 1513, 156 y« nıldık. Yugoslav Voleybol Federasyonu Genel Sekret«ri Ksegna ile konuştuğumuz zaman, «geçen sene Bel1 gradda oynanan millî maçtaki takımla bugün gördüğum takım ara" sında çok fark vardır. Bilhassa müdafaada çok iyisiniz. Aynı kabiliyeti hücumda da gösterdığiniz takdirde bizun için tehlıkeli rakib olabılirsiniz. Halen Orta Avrupa' daki mılletterin takımlarile hiç ç«kinmeden karşılaşabilecek durum" dasınız. Voleybolda Avrupa şampiyonasına iştirak etmemekle büyük AĞA HAN'IN EŞİ DANS EDİTOR Fransada «Ba>rebir fırsat kaçırdınız. Hiç olmazsa uth'un dostları» klübüne aza olan Ağa Han'ın eşı Begum'a bir murahhas gbnderseydiniz sizin altın bir yüzük hediye edilmiş ve şeref.ne de bir parti verılmıç için çok daha hayırlı olurdu.» tir. Yukardaki resımde. meşhur bestekâr Franz Lıszt'in torunu İşte Ayhanın söyledikleri... G. Saravlı voleybolcular vapurdan inerlerken Başım salladı. Sanki etraiına göz yaşları saçıyordu. Bana sen her şey verdin, yavrucuğum, herşey! Herşey1.. Işık ver din... hayat verdin .. Rıhtımın bir yerinde durdu, taş korkuluğa dayandı, devam etu: Zaturrieye y;kalandığın zaman,.. Charlotte ofkelendı: A a! Yoo! Bu bahsi açmlyalım dedi. Kaçmak ister gıbi gerıledi Majrice onu biieğ nden yakaladı. Hayır, dınle, söylemei istedığim şey başka. Onu da soylıyeyim de... Artık başka bir şey kalnuyor .. Söz venyorum .. Zaturrieye yakalandığın zaman. doktorlar konsültasyon yaptılardı ya, o gün beni yemek odasına çağırdılar, hastalığın malıiyetini anlattılar, ne yapmak ıcab etiğim soyledıler, dünyanın en tabiî işinden bahsetmişler gibi, çıkıp gittıler . Bir nevi idam hükmü vermışlerdi. Çünkü hıç ümidlerı yoktu. Omuz silkti. elini alnında dolaştırdl gene devam etti: Tahmin edersın tabiî, önce deli gibi oldum Aşağı yukarı dolaşıyor, odadan odaya geçiyordum.. H sılı, ne yaptığını bilmiyen bir zavalb idim... Charlotte: Ama, ben bunları hep bilıyo•ıını, Maurice, dedi. Hayır, hepsini bilaüyersun Bırak da söyliyeyim... Bir sey var ki bılmiyorsun, çünkü sana anlatmağa hiç cesaret edemedim, çünku utandıtm Halbuki Dinle bak . Eır iralık, kendim sandık odasmda buldum . Orada ne işım vardı, bılmıyorum, havlu almağa gitmıştım galıba .. Kapıyı kılidledim. Bır koşeye dız çöktum, dua ettim... Düşun, ben dua ettim!.. Acı acı güldü. Allaha da, şeytana ds inanmıyan ben! . Yukarıda bir varlığın buna mân olması mutlaka lâzımdı!. Yukarıda, mulataka bir varlığın mevcud olması lâzımdı?.. O ne dua idi' Dünyada hiç kimse, benim kadar dua etmemıştir. O duamla. mev cud olmıyan Allahı ben yaratıyorum ıntıbaı içinde idim... Maurice... Maurice onu susturdu. Benim nazarımda nesin, görüyorsun ya? Yer yüninde. bana zevk ve lstırab veren yegâne ınsansın! Maurice, bana karşı çok dostluk, çok muhabbet besledığini sanıyorum. Seni tehlıkede görsem ben de telâşa düşerim. Fakat demincek anlaşrr.czhktan bahsetün. Anlaşma7İık burada ışte Mesele bu anlattıklannda değıl. Mesele şunda ki, işin içinde bir alev var, bir zehir var. . Semn nazarında başka hiç bir şey mevcud değıl mi? Charlotte, onu gene sürükleyip götürraeğe teşebbus etti Fakat Mau rice, korkuluğa sımsıkı yapıstl, aynı suali tekrarladı: ile dans eden Begüm görülmektedır. in Tefrikası; 1 7 Nen var? Dedun ya... Başım ağrıyor... Vma geçıyor . Ckarlotte'a şo ; eyi göîterdi: Yardım et de karşıyg geçeyim. O tarafta i^in ne? Bir müddet rıhtımda yürümek Jstiyorum... Eve girmek niyetinde degılım Boğuluyorum. M dye dolması dakunnuftu... Her zaman böyle yapıyorsun, çok •csle yiyorsun .. Mauriee'in koluna girmişti. Şoseyi karşıdan karşıya g«çtıler, sahaf dükkânlannın hizasından yürümefe ba^ladılar On fdım sonra, Maurice durdu, karısına döndü: Bak, dedi sana şantaj yapıyor muşum gibi gözükmek istemem. Ama seninle evlendiğim zaman, güniin birinde senden bir darbe yiyeceğîmi, bir f"aha belimi doğrultamıyacğımı bilıyordum. Charlotte. sesinde bir nebza isühz» ahengile: Buna rafma» benimle iin, öyle mi? diye sordu. Evet, anla ıste! Charlotte başım talladı. Bu, hakikaten şantaj, dedi. Kibar Bir adamsan, bunu yapmazsın, aranuzda komediye mahal bırakmıyacak şekilde hareket «dersin. Zaten haddinden fazla komedi oynandı. Mauriee, mecalsiz bir tebestümle cevab verdi: Bu hususta senlnl» tamamen mutabıkım. Ama sana karjı komadi oynamıyorum, komedi oynadığımı z^nnetmen beni üzdüğü için, beni burada bırakip evimize dönmeni rica ediyorum. Ne yapmak niyetindesin? Hıç a canımî Biraz hava alaca ğmı . Vakıt geç değil. . Biraz sonra çelivim .. Charlotte onu kelundan tuttu: Haydi, geL dedi. MUn;sebetsizlik etaıe^en bedbahtsan ben de bedbahtun. G*a« yürömefe baılaiıîar. Mauriee, aneak bir ka« adıaı gHtikten »onra, boguk, hıçfanklı bir •«!• cevab verebıidı: Evet ama, şu farkla kı, sen gidersen benim hiç bir jeyim kalmıyor. Charlotte bir şey söylemedı. Ileriye bakarak sert adımlarla yiruyordu Maurice devam etti: Sen, benim nazarımda kendinin ne mana ifade ettiğini bilmıyor SUB. Sakın. seni halıme acındırmak istiyorum zannetme... Bak, söyhyeyim. ju anda, gitmeyıp kalmağı teklif bile etsen sana: Hsyır, çık gıt derim Hakkın var mühim olan, bir işi yapmak değıl, düşünmektir; mademkı sen başka taraflarda hayat kurmak istıyorsun, • e >n bilirsin. . Yalnız, sana hâdiseları iz^h etmek istiyorum, tâ kı aramızda anlaşmazlık kalmasm... 1 Aramızda anlaşmazlık yok kı Var. Ben şuna kaniim ki jen kendi kanaatince benim nazarımds bütün otekı kadınlâr gibi bir kad'Ji sıa, bütün öteki kadınlâr bana ne verebiurlers* sen de oau vermişfiadır. Igte bunda yanıhyorsun! Sbyle. senin nazarında, bas.ka hiç bir şey mevcud değıl mi? Charlotte, Maurice'in ta gözlerinın içine baktı: Nedir isted gin? Sana yalan mı söyliyeyim, hakikati mi »öyliyeyım? Maurice cevab vermedi. Yalnız, yüzünu dehşet veya tiksinti ifade eden bir şekilde buruşturdu, ba«uıl salladı, gözleri yaşlaTİa buğulandı: Ne olursa olsun, bu netice feci bu şey! Evei, feci bir jey, senden af dilerım. Ama ju anda, bir kuyuya yuvarlanan, arük hareketlerinden de, sözlerinden d« mesul bulunmıyan bir insan haleti ruhiyesl içindeyim! Maurice'in elini bir iki okşadı. Bana gücenme, dedi. Beraber geçirdiğuniz güzel demleri hatırla! Sonra, artık usandığı re yonılduğu için, lâfı kısa kesmek istedi. Omuz silkti: Hem, daha bir yere gitmedim ki, buradajım! dedı. Maurice, daha perişan bir halde, tekrar başını salladı. Hayır, hayır, artık ümıd kalmamışt! Charlotte gi decekti . Herşeyı mahvetmişti. . Hoş, kendisı de, onu alakojmak için hiç bir şey yapacak degildi. Yalnız başına kalacakb .. ݧte bu kadar.. Hayab mahvolmustu... Bir köeede geberıp gidecekti... Maurice, gözyaslan arasmda, B« de olsa, Charlotte'u bir nebze rikkate getirmiş olacağım, ankttığı o dua sahnesinin, anu müteessir etıriş olması tcab ettiğini duşünüyordu. Devam edecek, bu vadide daha kuvvetli sozler söyliyecekti. Charlorte'un koluna girdı, yoîa devam tttiler. Güçlükle nefes alıyor, birdenbire yırmi yaş ıhtiyarlrmış gibi ayaklarmı sürüyordu. Enstıtü bınasının önüne geldiler Arts kbprüsünün merdivenlerinden inerlerken, kol kola girmiş üç delikanh, herhalde çakırkeyif üç üniversiteli, uzaktan lâf attılar, Charlotte'un bacaklarının güzelliğini metheden sözler söylediler. Bu sözleri, öpücuk sesleri takıb etti. Msıırice doğruldu. ayaklannı sürümez oldu. Fazla ileri giderlerse, hadlerini bıldireceğini bu çapkınlara göstermek istiyordu. Charlotte, o üç gend görmemişti bile, söylediklerini işitmemişti bile. O da, ertesi sabahtan tezi yok, gidıp vapur biletini alacağını duşünüyordu. C^nını slkan bir tek mesele vardı ki o da pasaport meselesıydi. Evli bir kadın Fransadan çıkmak istediği takdirde, pasaport ülabüme s si koca mın müsaadesine bağlı olduğunu bilıyordu. Bu adam, Charlotte'un tahayyül ettiği tipte insana hiç benzem.yordu. O, bu kadar uzun bır yolculuk için kendisine malumat verecek olan memurun, çok güzel gıyinmış, İngilızvari zarif, İngılız şivesile konuşur, fidan boylu bir genc olacağım tasavvur ediyordu. Bu zat onu şırin, küçuk bir yszıhaneye sokacak, büyuk bir deri koltuğa oturtacak, mütebessim ve mültefit b r yüzle, gemilerdeki konforu ve Afrika sahıllerinin güzelliğini methedecekti. Ne gezer! Bır kere, bulunduğu yer bü>*ük bir meydandı, ortasında, bir camekân içinde, bir gemi modeli duruvordu; etrafta da, çepeçevre kapılar ve gişeler, san mermerle kapiı tezgâhlar vardı, bu tezgâhların gerısinde, müracaat sahiblerinden tamamen aynlmış vaziyette, memurlar oruruyordu Müracaat ettiği genc adama gelince, ne öyle pek güzel givınmiştı, ne de pek zarıftı. düpeduz Fransız şivesile konuşuyordu; ustelik, Charlotte ha gemhe b nip seyahate cıkmış, hn rah.t rahat evinde oturmuş, pek uraurunda değıl gibi gözükuyordu Tezgâhlar geıısmde, kol lan aşağı sarkık, a>akta dikılıp duXVI ruyor. bo; nutı^ia nıınınıını bır papCharlott*. gişenin 5te t*rafında, \ondan ıbaret kıravatile zerre kaayakta duran genc memura: dar tebessüm d^hı etmeden, bekli Mösyö, dedi, Kamerun'a git yordu. melc istiyorum, size mi müracaat Charlotte: ^j, etmera lâzıiB? (Arkasi Evet, madam, bana.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear