26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
T Geçen gun Yakub Kadri, «Nejve» den bahsediyordu. Bu yansında sözlerini nakîettiği seksenlik Şimdiye kadar 43804 kişiye Şehrimizde bulunan tanınnuş Fmnsıı muharriri tarihl Fransız dostunu tanımayı, onunla 40954 ton kömür dağıtıldı bazinelerimizden bahsetti ve bir «Millerterarası Âlimler konuşup tartı^mayı pek Isterdım. ve Araşhrmalar Mektebîs kurulmasını ileri sürdü Kömür Tevzi Müessesesi, kok kö Yarım asır önce veya daha evvel mürü dağıtımına devanı etmektedjr Boğczın mehtablardaki halini hayal Bir kaç gündenberi tstanbulda memleketin endüstriye büyük e Müessese, şimdiye kadar 43809 ki edip de yaîı önlerinden akıp giden şıye 40952 ton kok kömürü dağıt sandallann rahat gönüller, keyifli bulunan, Fransız parlamentosu a hemmiyet vermesi gerekmektedir. mıştır. Hâlen müessesenin depola çiftler tasıdığını sanan bu yaşh ecrasmdan v e tanmmış muharrir Inşa etmekte olduğunuz veya nebinin görüşünü, nasıl olmuş da, Arthur Conte dün şu beyanatta edeceğinh bütün fabrikalar, yol rında 21486 ton stok kömür mev «azız dost» isabetli sanmış? Eğer cuddur. bulunmuştur. lar, köprüler v e barajlar yarın hakikat ihtiyar Fransıan dediği giDiğer taraftan Zonguldaktan jeh« Türk Fransız dostluğu e m memleketinizin refahını, emniyeti rim.ze her gün kara ve denlz yoli bi olsaydı o «neşve» nin ne$eli sesi ni v e milletlerarasındaki ehemmi le kömür gelmekte ve bunlar he bize kadar gellr, bizden »onrakilere " niyet siyai^ti bakımından mutlak surette Iüzumludur. Bu an'anevl yetini yükseltecektir.ı men depolara dağıtılmaktadır. Dün de yadigâr kalırdı. Hani o ses? O bakımdan kıynvetli v e stratejik baTanınmış muharrir turizm m e r de kara yolu ile dört yüz ve Orta devrin musikisini biliyoruı: Gazel ve kımdan mecburidir. ruuna teraasla, bir çok medeni kdy vapuru Le 400 ton kok kömüBir topluluğun iç olujunu, en ... Hükümetinizin Türklyeye is yetlertn beşiği olan Anadoluda rü gelmiştir. mahrem yerlerinin itiraf edilmemiş tikbalde en iyi, en mükemmel şart mevcud tarihî hazinelerırı memle* rüyalarını en kuvvetli bir samırail a n hazırlamak yolundaki gayret ketimize sayısız turist celbedeceğilikle ifs« eden, musiki d e P midir? lerine bayran oldum Modern bir ne işaretle, 'Vunanistandaki Atina Gazeller neydi? Bir ferysd!... «Ah» memleketin artık diğer memleket* mektebine benzer bir «Milletlerile başlar, «Arr.an» la inler, hasret lere nazaran gecikmemesi Lfizımdır. arası Allmler v e Araştıncılar Mek ve ölüm söyler, yiiksek ıesli bir taicdirde bunun inilU... Gerıe milletlerarası münasebatta tebi» kurulduğu büyük alâka uyandırabileceğinl Ah eylediğim gervi hıranuuun mühim v e şerefli bir rol oynamak Içündür ve yaşamak lsteyen modern bir söylemiştir. 1 ...,,,,,«,miHMHiımııııııııııııiMini(ül lllllllllllllllllllllllıni"'"" """"'tyUbde Akarçepned» 8eyh01UHm Kan ağladığun guncel handarun Içündür tekk«lnde oturan tbrahbn Çaltfalıra admdiki cabıkahnm. esrar lattıgı u Aşüfteliğin kâküli mişkinin ucunbıtac* 'esblt edllmlstir. Evvelkl gece dan tbrahlm ÇalısaHmın ikametgâhına baakın yapan kacakçıhk büronı memur Avâreliğim zülfl prlşanın içiindür. lari «abıkalınm. Seyhaiisltm tekkolOf, of! .. Bu içli gazeli bir güzel ni, esrar tekk«i hallne getirdigin! Osküda'da Burhanlye mahalleslnde 2 gdnr.üşler, burada esrar nargllesl içen ses, hüzzamdan veya uşşaktan okunumaralı evde oturan Mehmed All iki sahsı yskalamıslardır Yapılan ara sun da duygulu ve anlayışb bir Dlnç. evvelkl K«e evlerlnde yemek G»?e*ecller Cemlyetlnden: Cemlyetl mala bu tekkede 1 kllo esrar. bir tayerVrken agabeylsl Nuri Dinçle kâT rr.!z>n fevkalade kongresi 2S agustos bnne» bulnınuş, müsadere olunmuştur. gönlıin sahibi. eiemli hüsranlar içine düşüp çırpmmaün, buna imkân gava tutuşmuslardır. 955 persembe günü sat 11 de. ekseri İbrablmle yakalanan dlğer esrarkesler var nu? Ruhlardaki ezınti ve üzünlk' kirdes arasınds Mr müddei d« yet olmadıgı takdlrde 29 ajustos pa Adslete tesllm •dllmlîlerdlr. vam eden kavga esnasınd* Nuri Dlnç zartesl günil M«t 13 te toplanacaktır. tülen dile getiren, her cins ihtıbasDün 2 milyon 93 bin Hrahk kücuk kardeslni bıçakla muhtelif »er Sayın azaya btldtrlllr. lara (refouiement) tehassür ahengi ler:^den yaralamiîtır. Mehmed AH Ihracat yapıldı Gilndem' İdare heve'tnln ljtifa«mm veren bir musiki!.. Onunla ancak Dtnc NüTiune hartaneslne kaldırılmif, tezekkür ve lcablarımn yerlne getlOun Mmanımızdan yapılan llıracatııı »ıı 'u yakalanmıjtır. yekunu gene 2 milyon 93 bln Urayı ızbrabdan zevka'.abilenler «neşve» rllmesi. K>ragumrükte. Akbllek »ok.i*ın<Jı 12 duyarlar. Böyle olmıyanlar ise bir geçmlstlr. Levha, Ilân. tente ve siper nıımprlı evde oturan All, Aynı yer Scvkedllen mallar aruında Maearts «haykırma» dan başka ne işitmij saklrlertnden Mehmed Sabrl tle bir ta.ia Ihrac edllen 784 bip Uralık ve Ja olurlar? resimleri nı«eleden dolayı kavga etmtalerdlr. Bu 52S7 sayılı Beledlye Kanunu gereâln poryaya gönderilen 627 bln Uralık arkavga «ırasında Mehmed Sabri bıçakla Şarkı... O dört satırda, bir lhtlyar von vardır. A"vl yarlamıytır All tetfnr! altına c* tahakkuk ettlrilen levha. ilan. tente Ayıca Danünark»vı pamuk kflspctl. veya çocuk nefeai gibi süreksiz bir alınmıs. Mehmed Sabri yakalanmiftır. ve s'per reslmlerlntn fideme ayı agua Mı«ıra yaprak tütün. tngllterey» eıva. ilhamın esintileri nagmeleşmiş detortur. Hububat mübayaası Bu r»«1mlerden boreunu hendz alâ tsraele kepek ve Kıbrıaa ılnera» fllml ı ğil ınidir? Pep çoğu da şikâyet, «vk.dllmlstlr. hasret ve bezgınliktir. Bu cin çarpToprak Mahtullerl OfUt Trakya Ml ka h Beledlye »ubes1>e «d'ememls olan gennde hububat mubayaasına devaıtı mökellerVrden 1.J.9S5 tarihlnden IH EminönU Kaymakamlı£ınuı yeni; masırun tüssüsü, içkü. Mehtab san binası etTn»kte ve günd* vasatt bln ton hubu bvren h » ^ ' . • ılzde 10 tamlı olarak dallannın içinde veya içindekilerin tahstl edllecektlr. b?» «atın almaktadır. Kaymakamlıgı Nuruosnuınl cebind* itinah yerini almış şişeler, VHIen Mlîjlye gBre Ofia dOn »kşayeoe Dog nçay apartımar na tasınm •inen her tır Kaymakamlık yârır.dan ltlbarenl kurumuj dud;klardan rrr kadar 30 bln ton hububat mubayaa bu btnada faaüvete «feçerelrtlr. | damlasile susuzluk gidereceğine bietm'stir Geçen sene aynı devre Içinde C•' i yaotıüı mflbayaa 22 hln tondur. raz daha hararet vererek ruhları Şehrimizde kahve tevzll D;«er taraftan Ofl» bünvesinde tetSehrlmlze «on defa tahsl» edllen 50 yangın yerine döndürürdü. ŞarkılakiWde bulımnnk 0*ere Ofls Tîmum torı kahvenln Vllâyet mutemedi t«ra nn ekserlsi, lsli rneyhane kokar. V'i'Ml Feridun Ostün dün lehrlmlze fından gümrükten cıkarılarak derhal p"'n:şrlr. tevzil Içln gprekll formallteler lkmal Meyle teskln eyle «âki ahı âtef olunrouîtir. lârımı Kıbns Dosan Türk Blrligi heyeti Ama söndürür muî Içilen, bir Valîyi zivaret etti Ziyaretler Ankar? Onlversltesl RektBrfl v« Er «akar yakıt» tır. Nasıl söndürür? Kıhru Doğan Ttirk Blrllğl adına blr menl Patrljl dün sabah Vi'U.tfe Istan Hep içtik, hep soyledik; biliriz. heyet. dün jabah VlISvette tstanbnl bul Valislnl zlyarpt etmlslerdlr. Gençliğimizin âşık demlerinde gezdi V3İW Prof Gökayı riyaret ederek. Kıhrıs Turklerinln ana yurd'a baîl'.'ıkValinin çayı ğimiz o sandallarda peşine düşüp larinı, metanet ve seSukkanlıIıkla hâTann sehrlmted» toplanacak olan müphem bir haya! olan sevgilinin di=plpıl takib eylediklerinl blldlrm;?DUnya Akıl S=>fi,Sl kongr^ H a , p le"1ir. hevetlnf Val) Prof Gökay, dün Valt ay kadar uzakta doğan yüzünü sey retrnek için nasıl kurutucu duyguVail de kardef nelBTnlarımmn ve knnaŞında blr çay vermlstlr. Kıbrısa karşı olan lyi hlslerimlzln u'a?Çavdg BlrVjmis Mllle'ler Saglık larla yanıp kavtulduğumuzu o lhtırVrnasını kend'!»rlnden rica etnv.stir. K<im!=eH Mr Chi=holm. Dünya Akıl tiyar Franmr bilsftydi «neşve* mizKARŞI SaSlıgı Cemlvet) Başkanı Dr. Rees ve Hcvpt. Vaîye L'.ma'ol şehrlnln bay1 dı5p deieesçvon baskanları da haıır den söz edeceğine halimize acır ve rağı h»'flve erm'.?ttr bizleri bu ince hastalıktan kurtarmust Trafik kazalannda 8 kişl mak için memleketinin hür muhiOutteweiler bu?ün peliyor yaralandı tsvfçre Migrosu kurucusu ve Türk tine ahp kaçırırdı. Orada, uzun Son yirm! dört saat lelnde tehrhnizMleronu hlssedarı S«nat8r O. Dutte sürmez ihtibaslarla boşalan ruhlann SİGORTA EDEN 4e 4 trafik knza^ı olmus, 8 klst yarawe'l ? r bu fKt sa^t 21 20 de ucakla «neşve» sine bizi kavuşturur, haslanmıştır. sennmize gelecektlr. Sen^tSr. trfan tal'&ım'zı tedavi ederdi. Uyku 51âcın''aTi zphirienme buldn blr müddet kalarak Tilrk MlgPeylerbeyinde Burhaiiye mahallesinro«j kunılu, hazırhklari'ç mejrıi olade 44 numıralı evde otıi'an îlüvesser cak ve teşkilfltm blran evvel faaüyete adnrtı bir kadi" evvdkl ^ece iazla e P r.^» c | \r\n pörü^elerde bulunacaktır. Tfitktarda uvku il*f alm'*:. b'i v'i^ep Bugün bir hesap açhrınız Hususî arabafenn plâkalan MüyeesCT hastaneye tftnnbul Trafik MüdürlüŞünce hususf arablann p!ak a 1 ?r] n,n tedb!i ! n e devam Y nn 951 10!î0 n0 29 Ağusfosta çar?amba günü 11511250. P»rsembe gilnü 12511350. cuma giinii de •kramiyeli Aile Cüzdanı 1 •'311450 arasındakl arabalann plâkatahiplerin* lan dg!st!rllecelrtlr. Yurdumuza sayısız turist celbedilebilir Kok tevziatı T T K Ö S E M D E N 1 usıkimizin Nesuliyeti YAZANı T I «Eceli gelen fare, kedinin kalağını kaşır» nkankd aerleriıa, ca blr atalar çevrilmedir. A«lı cEceli (elgen ncgvn, m kulağın kasır.» Gerçi, Mahmnd Balerdcn diğime före, bn hof >özfla bir k«llmesi azieık daha başka türlflymüş ama, jmzı diline nymuyor. O sebebto, kedliln nezaketen cka> lağinı» kaşıttırmıs. oldom. A m " t delerimiz sayın tatarlarm fotkJorunda vücude getirdiği bn carnrl tahriften dolayı kendilerindea fcttr dflerim. Her ne hal tat... Bugünlerde, Ankara kedisin* iç siyaaette de, dif siyasette de ban nçganlar ftnx oldu; şurasını bnrasnu kurcalıvorlar. Âkıbet hayırot*... Ankara, devlet merkezüniz oldnğnnd«n bn makbnl Te mnhteşem «Ankan kedisi» te;bihi üe topyekunnmnzn kasdedlyorum. Te^bihteki neganIardan murad İse gene umumlyetl" kötii niyetler ve muzırlardır. Dn siyasette de öyle: AkıOı, nslu. iyi niyetli Tunanlı dostlan y* Rum vatandaşlan teşbih dışı bırakıyorum. Ankaranm o güxe\ kedl" disini durup dnrduğtı yerde hnylandıran nynz farelerl hedef tutuyonım. Bazı Yunanlılar. «Megalo tdea* yı hortlatmışlar. Vaktile de mll* letlerini Anadoluya bu fikirle saJ. dırtmışlardı, 30 ağustosta perişan olnp riersierinl almışlardı. Şimdi gene, (mışganın knlafım kaşıyorlar»... Garbf Trakyada TürkİCThı ç«funluk teşkll etti^ arazi o Yunanlılara yermiyor. Istanbuldakl Rum larm tstanbuldaki Türklerden daha yiiksek bir standardda yaşadıgı yermiyor. Garbî Trakya Türklerl ile İstanbul Rnmlan, slyaset ttr razisinln iki kefesinde dururlarkeı* birincilerin baskı altında re sefalerte, öbürlerinin hür T« mfiref* feh olnvalan «megalo idea» eılara yermiyor. Sahillerinüze aaygısizca sokulan Mnssolini mirası adalann Tunanistana mal edilrj» biz* mütemadî bir tâdz vantası ofanası yetmiyor. Merid aşan Ynnan balıkçılarmuı bizim föUere mosalUt olmalan yetmiyor. İngilterede emanet duran Kıbrtstab Rumlarnt Türk menfaatleri aleyhine araklandınlmasi yetmiyor. HASAN ÂLİ YÛCEL Bir esrar tekkesi basılrfı ve I kilo esrar müsadere edüdi Yemek yerlerken kar Gazeiecîler Gemiyeii rfeşini bıçakla yaraladı idare heyeti istifa eHi HüznU bile hafü, uçucu, kendl kabuğuna hapsolmuşları sıcak havasına çeken Fransız sansonlaruıı dinleten, yersiz ayıb ve sebebsiz günahlann arsısında ezilip kalmış harab gönüllerimize hayat zevkini aşılayan birine otuz, otuz beş sene önce tesadüi etseydim, şimdiki manevi ya^ım, h:ç değilse yirmi yıl genc olurdu. Ben böyle olurdum da, Yakub Kadri mi başka türlü olabilirdi? İtiraf edelim ki, biz, ezilmiş, hürriyetini biç bir sahada ya§lannın t=bii icabları halinde duyamamu, bir neslın artakalmışlarıyız. Yakm mazimizde bu bakımdan Ka« retini çekeceğimiz nemiz var? Hangi sesimizl, hangi nağmemizi çocuklannuza hür bir zevkin yadigârı olarak bıraktlk? Gencliğimzi tahattur, hâlâ genciliğimize bizi hayıflandırıp acıyla baktrrmıyor rau? En hamleli. en hararetli, zevke en rauhtac yıllarımız, türlü baskıların boğucu ağırheı altında nasıl esaret ve manevî yoksulluk kurbanı olup girmis, düsünmek bile istemiyorum serlerile bizleri vaktinden çok evvel pijirmis, fakat ihtiyarlatmıştır. Mevlânirun gazellerinden birile rasttan okunan Na'tişerifin tâlik nağmeleri, şikâyet etmeden hikâyet edejim ki, benim çocuk ruhumu geceler ve geeeler uykusuz saatlerimde heybetli sandukalann bulunduğu türbeler» kapamıştır. Eğer hayat, bir iç yaşayı«tan ibaret kalabilseydi bu «murakabe» temrininin zevkinden başka neye ihtiyaç duyardık? Fakat ekmek ve su istiyen fâni varhğımızın zaruretleri bu ilâhi ftlemden bizi kalabalık ve gürültülü sokağa attığı zaman ömründe şehre gelmemis aceaıi bir köylü gibi nasıl afalladığımızı unut mıyailm. Geçen gün blzim radyo istasyonıarlndan biri karşıma çıktı. Dinleyici arzularile konserler veriliyordu. Mikrofon başma blr isim söyleyip birini çağırdılar. Sefinden anladım ki, en çok sekiz, dokuz ya5uıda bir kıztmız. İsteaiği sarta şimdi hEürımda değiL Ama sözleri şöyle blr |ey: 3 Bizde musiki diyip de tekkeyı an mamak haksızhk olur. Mevlev! ve Muktezayı hilkatimdlr «jlıımııı »er miyed Bektaşl tekkelerinin nağmeli muhiti de olmasaymıs helimiz ne olaYani böyle lâfı ağdalı, içi manacakmış? Âyinlerin ilâhî sesleri, ne sız, bir acayib sarkı... Onu bu kızfeslerin mistik nükteleri, hasta ruh cağızın değil, dedesinin sökemedilara şifa idi. Şunu da belirtmek ye ğine emlnim. Bu ne hazin ve anlarinde olur ld. bu musiki olgun e mams üstüne dayanan bir hevestir Kö;e 2 ddebeym uujâcıemsOa ki, yeni nesil adaylarmı bulaşık bir hastahk gibi sarmış? Üstelik d« ıamimî değil. Hiç o yaşta ve yirminci asrm elli beşinci senesinin yedîiıCİ aymda bir kız, böyle şeyden zevkalır da onu ister mi? Herhalde kulağına tsıldadılar. Neye fiâlldarlar, bilemem? Gözlerimizi kapatan, boynumuzu büken, içimizi eriten musiki, güzel olabilir; fakat bugünkü hayatamızın sesi olmaktan çıkmıştır. Bu yürekler acısı, elemler kaynağı sesi, haya ta, amansız hayat gavaşın* haarlaoiEmız gereken nesle duyurmamalıyız. Nasıl hem salvar, bem pan talon, nasıl hem kavtık, hem japka, nasıl hem eski harf hem yeni harf, nasıl hem bir kadınlı, hem dört kcdınh aile cemiyetimizde beraber yaşamamalı ise iki musiki de bir arada ömür süremezler. Tanzirrâttan buyana edebiyatımızın vardığı gelişmede görülen birliği musikimizde görmek istiyoruz. Alarurka edebiyat, alafranga edebiyat var rm? O halde niçin alaturka mu siki. alafranga var kalabiliyor? Kaside, gazel, mesnevl bir tarihtir. Gü zeldir, bilinmelidir. Fakat musıkimizin bugünkü hali için ben. tutup da bu sürunlarda eski usul bir «hicviye» yazsaydım okur muydunuz? Onu okumuyorsunuz da nasıl olup ondan başka bir jey olmıyan eski hayatın seslerini dinliyerek eskimeğe razı oluyorsunuz? Haydi biz eskidik; yenileri de kendimiz gibi vaktinden evvel eskitmeğe ne hakkımız var? Dostum Mesud Cemilden ve Ruşen Kamdan sormuştum. Radyolarımızın alaturka musiki repertuvarı beş altı yüz parçanın içinde. Düşünülsün. sene 365 gün. Sabah, öğle, akşam; programlara ne konulabilir? Tekrar, gene tekrar, gene tekrar... «Yeni» ye hasret ruhlara eskimis, bozulmuş ıçkiler verrnekte ne fayda var? Eskinin şarab gibi yıllanmış, hattS asırlaşmıs olanlan. dozu kaçırılmamak sartile bize zevk verebilir. Bunlardan «nesve» duymak, millî kültüre nüfuz imkânını kezandırır. Fakat bu dahi f«laya gitti mi bugünde yaşaması icab eden genci, yıllar ve asırlar öncede yaşar hale getirir. FikirleTİmi yanlış yorumlayacak olanlar çıkacağını bilerek söylüyorum ki, Türk musikisi, neşeden mahrum, ruh sıkıntılan içinde 6mür süren bir neslin varlığından mesuldür. Cennet olmağa müstaid bir vatanda, yapıcı, kurucu, sinirleri sağlasn, kendi her jeye kızmıyan, kimseyi de kızdırip rahatsız etmekten zevkalmıyan, neşeli, canlı blr nesle susayanlar ona bu türlü zevkleri aşılayacak şi'ri. musikiyi v^ermeğe mecburdurlar. Ruhlarımıza rahst, huzur nasib olrnıyacak mı? Hergün türlü sıkmtılann baskısı altında ezilmis olmaktan Vu;tancı bir san?tın, bir Türk sanatının sesini duyroak istiyoruz. Bir mestliğin «neşve» sinden çok, hayatın, var olmanın, hür olmanın, yapıeı, yaratıcı obranın cneşe» sine hasretiz. Onu dile getirecek sanatçıîarımızı dört gözle, bin gönülle bekliyoruz. Prof.DrJ.H.SAyMEN Doç.DrSERMAN Doç.Dr.HX.ELBm Türk İçtihatlar Külliyatı 1952 • II 6 IlCl C İ l t Çıktı 1258 karar 1008 gahil» (Indekj ve Fihristler 156 sahife) Fiaü cildli 30 lira. Mevcndu bilmis eUdlerin yeni tabılarile 7 nci cild b&sılmaktadıı. İSMAİL AKGÜN MÜESSESELERİ Bilumum Matbaacıhk ve Kltapçılık Islerl MerKez Cagaiogiu Servilimescit So. 24 IstanbulTel. 20968 HAK HAK NAK KİTABIVİ t t r ı M Onl»«r»It» C«d. İMan. K I T t t l V l (Baft>«lf) «nlıar* Ca« 4 lıtan. KlTâBCVl Tanıhavaytv Sek. 1S latanbıü Büfün icazalâra BHPAVA VAPI ve KREDİBANK4SI " " "" «° ŞİMDİYE KADAR 12 EV ve 310 000 lir» para ıkramıyesı dagıtu. 'ct kadc cvv S»hlr Hatları vapurlarında btlfelerin pisliS' ve fiat tarifelertne ragmen halktan fazla para ahndıgına dalr yapılan şiVivetler son günlerde artmıstır. Bu ar^da bazı büfelerln plsliffl ve servl. vapan rarsonların üsilerlnin klrll o'ıısu. halkın sıhhatile alâkarar bulunıtııSımdan. Beledlye SaSIık Müdürinjii durumla alakalanmıstır. Avn" fiaf kontrollsn vapmak özere Beled j y i mfifettlaleri v&zitelendlriimlstlr. Vapurlann büfeJeri kontrol edilecek BUNDAN SONRA 190.000 lira para ikramiyesi dağıtacak. 5O.OOO 3 J Ekim keşic/esine işfoakedm Her 150 liraya bir kur'a numarası BİR HESAP AÇTIRARAK 24 lira tutarında ikramiye veren Apartıman dairesi ve Ağustos 21 Muharrem 2 29 Ağustos çekılijinde 1000 kişiye 40.000 lira10.000» 500.100 • 50*25 liralık ikrami^eler.deç 100 liraya bir lcura numarası 1 Kişiye 25.000 HraJ TiiRK EkSPRES^BANK İçmek beni mesud ediyor... diye mırıld^ndım. Zavallı yavrum!... O esnada yanımıza gelen madam Janet, bizi neselenmis görmekten duyduğu memnunluğu belirterek, eski günlerden söz açtı... Nalâna pıyano dersi vermek için Çamlıcadaki köşke geldiği zamsnlar, onun ne afacan bir çocuk olduğunu ve kendisine ne muziblikler yaptığını anlatmağa başladı... O anlattıkça Nalân o çocuk hali ile gözierimin önünde canhnıyordu. Ona bağlanan kalbimin dermliklerinde bu hayal daima yaşamıştı... Ben o çocuğu sevmiş, o çocuktaki in anı sevmiştim... Onun bir kacın olduğunu o kadar az düşünmüştüm ki, şimdi gözümü karartan bu hummadan dehşet duyuyordum. Nalânın hâlâ kolumda duran eli, beni oksar gibi tutuyordu. Bu lsmasta, bana şefkat'ni duyuran ve bu şefkatle buhranımı yatıştırmak istiyen bir ifade vsrdı... Fakat her şeym boş olduğunu anlamakta gecikmedi. Ve gizliyemediği bir telâşla: Artık gldelim Kenan!... dedi. Ev sahiblerine veda ederkeo, geecnin bir hayli ilerlemij olduğunu farkettim. Arabada başımı Nalânın omruaa l rakrım... Elleri yanr vuçlanmın içindeydi. Uzak mar' te ki mahud gecede madam Janet'in evinden gene böyle ayrılmı^bk... A ma o pece hasta olan Nalânın 0^51 benim omzumda İdi... Nalân konuşmuyordu... Ilık tenine doğru akan çılgın hislerırae gem vurmak için bir çart arıyor Not ı BUyUk Ikramly* harlç, Ikrnmlyalorimlzln % 40 l , Utanbul ajanslartmıza % SO ı da taara mlzo tahsis •dilmlştlr. V ^ | 5 16 12.17 16.MI19.OO 20.41! 3.24 E ]10 151 5.17 9.04 12.00 1.40 8.24 YAPI ve KREDİ BANKASI Ve hiç bir nnır tanımaz; ufukcuz bir digindir. Baştanbaşa hasta muhayyilesinin yaratauş olduğu bu hikâye, Kenanı derin bir kafb rahatlığına kavuşturmuş gibiydi. Çünkü onu yaşarken, kendi kendisini tahlil fankânıru bulabilmiş, ruhunun problemlerini bizzat çözmüs. ve hâlâ »ev diği Nalânm Handsndan başkagı olmadığmı anlamışü... Kenan Bey, dedim; size grpta ettiğimi itiraf edeceğim... Ama, bir ölünün arkasından iki kere ağlanmaz, değil mi?... Bir «hıçkırık» «ize kâfiydü... Ve yavaşça: «Nalân» ın ağlattığını «Handan« güldürm«di rni?... diye ilâve ettim. Kenan, mesud bir dalgınlık içinde: Hem d» nasıl!... diy« başuu salladı. Şu halde, bugün «Hıçkınk» a kattığınız her damla gözyası, bir saadet jaleslnden başka nedir?... Hskkımz var... Siz gönülden ne güzel anhyorsunuz, ne güzel!... Sesi derinleşiyor, uzaklajıyordu... Nihayet, beni taran o esnrh ftlemin fezasına doğru çekildi... Hayretle etrafıma bakındtm... O hayali arzın bahçeleri bir serab olmustu... Ağ?ran gün, eökyüzündeki dilsiz şehrâyini solduruyordu... Ve ben, leylâk kokuları giren açlk pencerenin Snflnde kendl kendime oturuyordum... 8 O K «Cumhuri.vef» in Rdehî refrikası:«jg SGNHICKtlK • KERİME gibiydi... Vakit vakit, elimde olmadan gerdanına doğru ceğen dudıklarım bütün mevcudiyetini ürpertiyordu.. Ve her defssında gözlernin dargın bir yan bakışı beni cezalandırmsk istiyordu... Eve |>eldğimiz zaman herkes derin blr uykuda idi. Mehtab engine yavllmış, köşkün gölgesi yolayoğru uzamnıştı... K?pıyı anahtarla açan Nalân oldu... Ayakta güç durabildiğim icin, odam? kadar çıkmama da yardım etti . Onu bir kere, tek bir kere övnıek istiyordum... Bu, bir m Ölüm busesi de olsa, ne çıkardı? Bir ölüm değil, bin ölüm bile onun zevkini yok ecemezdi... Birden Nalânı bileklerinden tuttum; kendime doğru çekfcm: Yalvanrım... Bir kerecik... Bir kerecik müsaade et!... Nalftn öyle durdu. Tatlı bakışlan kalbimin tâ içine dahrııştı... O kadar uzun ve öyle derin baktı ki, bu nun iliklerime işliyen hazzı başımı bir kft daha dondürdü... Öyle mi?... diye fısıldadı. Peki!... Bana dudaklannı uzatlyordu... O dudaklara iğiîdiğimi, onları alHâlâ vücudümün her zerresınde dığımı ancak hatırlıyorum... İçime o ateşîn vuslatm zevki yaşıyordu .. düşen bir saadet yıldınmı bütün Ruhum, derin bir tatminkârbğın ra hetlığı içindeydi... Gözüme fer, Jtalvarhğımı eritti birae dirilik, âsabıma kuvvet geımişti... ı Tül perdeler arasından süzülen sabah güneşi, yastığımın üztrinde bir ipek yığıni g.bi duran aitm saçlara vurmuştu... Hâtıramı toplamağa çalıstıa>... Ağ rıyan başımda, başka iklimleraen esmiş rüzgârlann nemi vardı... O iklimler, bir arzımevudun, öziediğim bir cennetin leylâklaruıaan yaratılmıştı... Ve bütün gece kokladığın:, o leylâklar hâlâ genzimde ı"u ruyoıdu... Ilk hissim, soncuz bir havret oldu.. Hayır, mümkün değildı bu! . Yasamı» olduğum o emsalsiz aşk ge cesi mutlak bir rflya İdi ve bu an da o rüyanın devamı .. Ama vartığımın üzerinde parhyan bu aı* n saçlar, kotlanmın ar;sında yatar bb eşsiz vücud ve gecenin tarifiz bir mesadetle bezenmig bütün hâtuasi o kadar canlı, o kadar hajuk) idi kii... Yavaşça başımı kaldırdım... Nalân mışıl mışıl uyuyordu... Dudaklarmda tatlı bir tebessüm, uzun kır piklerinin gölgelediği göz altlaruıda rakik bir huzur, pembe teninde mesud bir taravet vardı... Gözlerime inanamıyarak ona bâk üm, baktım... Vücudünün yumuşak ağırlığı altmda kolum uyuşmuştu... Derin nefeslerle kalkıp inen güzel göğsü, bana hayat veren iklimin ılıkllğını taşıyordu... Bu şey ler, bütün şüphelerimi yok etmek için kâfi idi .. Fakat... Ben bu şeyleri o kadar iyi tanıyordum ki!.. Evet, Nalânın var olduğuna v« bc nim olduğuna artık şüphe edemezdim... O bir hayal değil, bir serab değildi; onu kaybetmerr.istim .. Her yanını te'Ssla vokhyan ellerim, bu hakikrte sımsıkj sarıhyordu... Fakat... Fakat Parmaklanm çıplak omzundaki derin bir vcra izine değince durakladım... Bu temas, bütün rr.evcudiyetimde birden şimşekler yaratü... Kalbim bir sn durdu; sonra kopacak gibi yerinden hopladı... Ve sessiz bir kasırga şuurumu sarmış olan bütün sisleri hız'.a dağıttı... Artık kâbus geçmiş, rüyam bitmiş; gözümün önündeki gaflet perdesi tamamen kalkarak, onun arduı dan asıl hakikat güneş gibi parlamıştı... Evet, şimdi asıl hakikati vuzuhla görüyordum: Benim olan, Handandı... Aşkımı ve bütün saadetimi 0nun varhğı yaratmıştı... O benden hiç bir zaman ayrılmamış, uzaklaşm?mışti... Deınek??!!... G den, Nalândı... Gözlerimi yumdum... İçimden kopan derin bir ah, dudaklarrmdan bir son nefes gibi çıktı... Bu, benim Nalân için ağ'ıyan kalbimin son hıçkırığı idi... Kenan, anîatmaktan yorgun bir halde başmı arkcya dayadı. Şömir.en n kızıl alevieri gözlerindeki yaş ları parlatıyordu. Hülya, rüyadan da tatlıdır. O, «uuraltı tesirlerden değil, çuurlu arzu ların renkli kavnaşmesından doğar. cMegalo İdea» cılar, n u f f n m kulağını kaşıyorlar: Edirneyi isti~ yorlannıs. İstanbola, Anadoinya göz dikiyorlarmış. Bu şeldlde Türk mlHetine yakm bir tarihl baştanbaşa habrUtmıf olacaklardn. «Megalo İdea» eüar... Hatırlanması m^hremel kötfl şeyIeri teker taker saymıyalan. Ctğeri laten yamk olanlarunmn ha'ttalanm tazelemiyelim. Çttnkfl halkımn, neleri nelerl nmrtmak için nasıl blr roh jimnastiJH yapmıştı. Büfün bonlarra razete sfltmdarında sıralanması, millî öfkeyi derhal nyandıracağradan, basiretll v» sulhsever Türk milletinin blr gaM tesinden karşı tarafın bizi tedafül duruma soktnğn böyle bfr anda dahi haklı oldnğumoz merziılan Harice tütun satışkn Gelen haberlere göre Ege tütün pl madde madde sıralamaktan kaçıyasaîindan Batı Almanyaya 1953 mah nıyoruz. Bunn iyi komsuluğun de«ulü Amerikan grad 330 bln kllo tü vamı ümidine hlzmet için v»aif» tün «atılım», ayrıca muhtellf Avrupa pazarlarına aynı clnsten blr milyon biliyonız, kllo rörün sevkedllmistlr. Bugünkü Mukabil tarafın gazetedleri aym durumda tütün 400450 kuruj arasında yatıştına rolü oynamıyoriar. V« muamele gBrmektedh, Satışlann faılalijh karşııında stok kalmamıs gibl papazlar başta, bütün blr manerl Yunan ordnsn hattâ tedhişçi çedlr. Dlger taraftan gelen haberlere gBre teleri de silâhlandırarak bbrlm Amerlkalı alıcılar 1954 mahsulü tütün menfaatlerbnlz, ralhnmnz, sflkfim'ibayaasına ay başından itibaren bajnnmuz tiıerrne saldınyor. lıyacaklardır. Ne anlayışsızlıktrr ld bn, d t a yanuı her tarafın da soğuk ve sıeak harblere nihayet verflmek Istenirken, Bulgarlar bile bize radyoda serenad çalmağa kalkışırken, dostloklannj kazanmak İçin bnnca yıl bağnmıza taş bastığimız Yunanlılar bize neler ediyor. Bakm şa Keşidesine katılmak için bacaksız emperyalîzme! Komştmun zaman zaman nükseden bu çıldır" 26 AĞUSTOS ma, bu kabına figamama Uletirj* Akşamına kadar çok üzülüyornz. Asır boyn ka« BANK AMIZDA defa tâdz edilmekten çok şOtâyet" Hesab açtırmayı clvlz. Disimlri sıkrp crarny«m«. usnurmayınız, Bu keşidede Sabır tasma çatlsanasm diye mu" bavyed oluyomz. CUMHURIYET BAYRAMI NİSANTAŞINDA Apartıman dairesi ^arıyerde Arsalar 85 MÜŞTERİYE Cesidii Para İkramiyeleri Sıçganı sorarsann, bovnna mif* »anm kuîaem kaşryor... «VâNÛ) İSTANRIÎÎ BÂNKAS1 Son gCnlerde dıj memleketlerde «çılıcak sergller haMrmda »ehrlmlı tieart çe'.Telerine muhteUf bügiler ve dsvetler gelmelrtedlr. Bu cümleden olarak Pariste 132S ekim tarihlert arasında Mllletlerarüil b'îro ma!7emesi sergisl açılacaktır. 4t eylfll tarihleri annmda Ieiozlg'te tekn k tloar! maddelerîn teşhlr edlleccğl blr «orbatnr serglsl açılacaktır. Avrica 4g eylölde Frankfurt+a. 620 eyluld» Fillbede Milletlerarası fuarlar vardır. Bımlardan bir kısmına ijtirak etmek etınpk üîerf alikalılar haîir'iklara basnıs*ır. Suadiyede oturan Hayık adinda blı taclr rabıtay müracaat ederek, evinin onünde durmakta olan 7z8* numa'Mİl otomrb'ilnin çahndı&nı sövlemi'tir. Zabıta çaltnan otomobll! ve hırsıdarını aramaktadır. Dtş memleketierde «çılacak sergfler Otomobfl hırsızh§i CüMHDRfYET Nttshası 15 kvm«tu Ibone seraiti TfirkJye Harta SeneUk Altı ayhk Oc ayiık Blı *Tlik Ura Kt tit.'H) 22 V) UW IV Ulr» &c «100 13 30 hı» *M eşre<ni*lD ediuııesin «de olıınmaa. iazeteml» ıranderllen vvrak «• raıılat nânlarâao meauUyct kabul «dlla O I R K A I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear