28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 Haziran 1955 CUMHURİYET | Başka Memleketlerde Paris Nektubu Amerıkalılar boş zamanlarında evlerınin şeklini değiştirir, duvarlarını tamır eder, eşyalarını boyar, velhasıl muhakkak bir şeyle meşgul olurlar.Yani kelımenin tam ma nasiie Amerikalı erkek evine bağhdır ve sadece ailesı, çoluğu çocuğu iç n çalışır Bunun inkâr edilmez faydaları vardır. Vaktı boşuboşuna kahvelerde geçirmektense, evde oturup bir şeyler yapmak çok daha faydahdır elbette. Bugün, Amerıkada evinin ufak tefek işlerini kendisı yapanların sayısı milyonların uzerindedır. Meraklıların yanısıra el sanatlarile geçınen bir zümre vardır. Bu zümre, hakıkaten ışının ehli ınsanlar tarafından meydana getırılmıştır Onların yaptığı şeyler daıma alıcı bulur. Çunkü, el sanatkârları, eserlerinin modellerini kendileri çizer ve ona makinenın vermeğe muvaffak olamadığı inceliği verir. Yirmincı asnn dev fabrikalan yanında bu zumre. atalarından kalma el sanatını devam ettırır. Onlara. maden. çamur. odundan e«erler yapar. el sanatkârları da denebıhr. El sanatkârlarmın sayısı, meraklılarından daha az olmak üzere 1 milyon kışıdır Fakat el sanatkârlan, fazla eser meydana getirirlerse, fiatlann duşeceğınden korktukları için. çok yavaş çahşırlar. El sanatkârlarmın arasında yenilik yaratma kabiliyetine sahıb olnuyan hemen hemen yok g bidir. Amerıkalılar, el işlerine çok merak lıdırlar. Dokumacılık kurslarından birinin en muvaffak talebesi 67 yaşında bir kadındır. Kendi havalisinin en usta mücevheratçısı, sadece kıs aylarında çalışan bir çıftçi hanımıdır. Maamafih, yer yer açılan kruslar, genc nesle el sanatlarım öğretmekte ve sevdirmektedir. El sanatkârlarınm ypptığı işler, fabrikasyon işlere nisbetle muhakkak ki, çok pahalıdır. Meselâ. odundan yapılmış bir saksının fıatı 3 TL. dır. Fakat aynı saksıyı, zeytin ağacından günlerce çalışarak meydana getiren bir sanatkâr da. elinin emeğini çıkanr. Bu guzel eseri. salonunun bir köşesine koyan Amerikalı evinde yarının tarıhî bir eşyasını sakladığından tamamen emindır. Âmerikan erkeği boş Bütün Fransanm hiddet ve nefretle sorduğu sual: 90 ölüye ? rağmen yarış niçin tatil olunmadı da devam ettirildi? zamanlarını nasıl geçiriyor? Aydemir Balkan Yazan: ">> 3 Paris, Haziran Bu müthiş kazadan sonra yarış \ niçin durdurulmamıştı?... Butun | Fransada herkesin sorduğu soru bu | idı! 90 a yakın olüye, yüz küsur j yaralıya mal olan bu faciadan so<n j ra hemen yarışın durdurulması icab y etmez miydı? ı Organizatorler bu soruların cevabını uç şekılde veriyorlardı. Yarış teşkılâtmın başkanı Charles Faroux yaptığı demecde Le Mans yarışının kazadan sonra durudurlmayışını şu üç şekılde ızah etmekteydı: Yarış durdurulmamıştı. Çünkü sporun çetin kanunları bir müca j delenin sonuna kadar devam et | mesıni istemekteydiler. (Bu derece Amatör bir seramik ustası feci bir kazadan sonra sonuna kadar pratık bilgilere dayanan < kul, iki rasında. ağacdan yapılmış bir sa devamdan ne kasdedildiği pek iyi seneliktir. lata takımı ile, demir ve pirınç ka anlaşılamamıştı. Hele sporun çetın Geçenlerde Amerıkan e\ sanat nşık bir gerdanlık vardı. kanunları diye tamamen keyfi bir , larını teşhir eden bir sergı açılStuart Nye isimli bir el sanatkâ" mutalea, bir kıymet hükmü taşı | mıgtı Sergiye 3000 sanatkâr k<>tıl rının hayatının hikâyesi, Amerıka maktaydı.) I mak ıstedi, fakat milsabaka ı'e bır hların eskı sanatlarma karşı duyİkinci sebeb ise yarışın tatılınden seçme vapılarak 200 kış nin eseri dııkları hissi gayet güzel ızah eder. sonra sevircilerın yolları tıkıyarak trafiği guçleştireceği, izdıhamın yami" ralılan boşaltmağa mâni olacağı endişesıydi. Bu ilk bakışta haklı gibi görunuyordu. Fakat kazadan en fazla bir buçuk saat sonra son yaralı da hastaneye nakledilnrşti. Şu halde yanşı tatıl etmemek için başka sebeb kalmamaktaydı. Charles Faroux, üçüncü sebeble baklayı ağzından çıkarmıştı. Aynen şunları soylemişti: Faciadan tüyler ürp ertici bagka sahne «Bir çok menfaatler bahis kolerdi? Motörlerin çeliği ayn, karo • aşılmamış kâınatın başka kanunları rakki güzel bahanelerdi. Başlannusu idi. Yarışı durdursayuık Ja atler için elverişli değıldi. gıçtaki yarışlar idealist manalaruu guar, Ferrari gibi firmalar bizden 1938 de otomobil kulübleri bey serisinin madeni ayrı idi... Yakıt da vardı. Şimdi ise kabahat ondan ona yük kaybetmişler kazanc metaı olmuşlar yüzlerce milyon frank tazminat ta nelmilel federasyonu, mühim bir ları bile bambaşka bir tertıbdi. birbirlerıne di. leb edebilirlerdi. Çünkü «Le Mans» karar aldı: Madem ki bu süratlere Fakat bir kere ış çığrından çık letiliyordu. Firmalar Motör, maJdne kolayhk ve elveta bir zafer onlara fevkalâde kâr göre yarış sahası yapmak bahis ko mıştı. Her sene üç beş yerde açılan gıriyor, pilotlar itham ediliyordu. nusu değildi. Şu halde süratleri a beynelmilel otomobil sergilerınde a Saatte 300 Km. giden bir otomobil rişlilik sembollerini kaybetmisti. lar sağlamaktaydı...» Bıraz düşünecek olursak bu hük zaltmalıydı. Motör güçleri ve si cayib bir mahluk teşhir pler gıbi içinde insan ne dereceye kadar mes «Le Mans» ta 400 Km. sürat yapımün asnmız, cemiyetimiz için bir lindirler kayıdlara tâbi olacak, her «Le Mans» m son galibini ahalive uldür? «Le Mans» yarışından bir lıyor, fakat Pariste yolu bir yeryüz karası, olduğunda şüphe var araba kendi kategorisinde yarışacak göstermek bahis konusu idı. Ü.=to gun evvel denemelerde kazalar baş den bir yere en az hızlı gene otoProfes>onel bir sanatkâr ağaç tan insan figürleri japıyor. mıdır? . Yüzlerce insanın hayatı tı. Kompresorlu motörlerın silindir lik ahalı de bu cehennem :arıçla lamıştı. Leregh daha sonra iki İn mobille gidiliyordu. Otomobille bir eiliz hafif çarpışmalar yapmışlar, se tiyatroya gideceksiniz, en aşağı her kabul edıldı. Fakat, her eserın ajrı Çok iyı iş yapan Nye, nıhayet yaş, otomobil firmalarının kfirlarından hacimleri 3 litreden fazla olmıyacak rından zevk ahyordu. Le Mans'a kesten yarım saat evvel yola çıkevvel gelem«mektedir! .. İşin feci tı. Kompresörsüz motörlerinki ise Her sene iki yüz, iki yüz elli bin yircilerden dört, beş kişi yaralanbir guzelliğe sahıb oluşu dolayısıle, landığı ıçin. sahib olduğu cıükkân4,5 Htre olarak sinirlanmıştı Böy kişi gidiyordu. Arada bir kazalar mıştı. Bahtsız Leregh sanki bir gün malı parking ıçin de bir o kadar jurı aza.'an arasında bir haylı mu ları başkasına devretmişti B'r nıüd tarafı, yarışın durdurulmaması key dnnüp durmalıydınız .. nakasalar oldu. Bir kaç hafta sonra, det çalışmamak için kendi k'jndin* fiyeti bir veya bir kaç kişinin ka lelikle süratin 300 Km. yi geçemi olmuyor değildi. Bir pilot yanıyor. sonraki kaza için kendi hakkındayeceği tahmin ediliyordu. Boşuna bir ıkısi 300 Km. ile viraj alırken ki hükmünü vermistı: İhtiyar bir Fransızın şu hikmet müze müdürü, uç senedenberı açı mücadele ettı. Fakat imkânsız. E ran değil, yerleşmiş b;r zihniyetin zahmet! Mercedes firması 3 litrelik devrılip parçalanıyordu. Ahalı o an dolu sözünü hiç bir zaman unutlan sergıler arasında en fazıa a'â vının bir odasını atelye haline so normal bir tenkisi olmasıydı. «Kimsede kabahat yok, de mam Le Mans tecrübelerinde Jasilmdirle 480 beygir gücünde bir aka tophyanm (Amerıkan el sanaı karak eski sanatına devam ?tti. Bu Mercedes firması arabalarını sa raba çıkardı ve saatte 400 Km. ye için bir sh! diyornu. Fakat bu glad mişti, arabalarımız çok hızh gidiguar'ların, Porsche'lerin süratlerinlan) sergisı olduğunu hdyiedı. sefer, ıhtiyacı olduğundan değl, baha karşı yarıştan çekmişti. Fa ulaştı! Bu hırsın, bu hummanın yatör zevkinin sadique bir tepki yorlar!...» den bahseden gazetelerin önünde Bununla beraber, el sanatkârlarısinden baska bir sey değildi. Serginin en beğenilen eserlen a zevk için çalışıyordu. kat kazadan tam on saat sonra .. sonu nasıl gelmeliydi? durup düşünceye dalan yaşlı babarun çoğu eserlerini satmakta güç• ** Almanlar hakikatte iddia ettıkleri Fakat bu defa gladyatör seytrci. y»at hilthlı h»~ in.=andı. Bana dönlük çekmektedir. Bir çare olarak Beynelmliel komite bu sefer yeni gıbi. Le Mans kurbanlarınm matelere saldırdı 84 ölü, 130 yaralı.. 'Asıl müeadele edilecek zıhnıyet. dü, kendi kendine konuşur gibi: onlar da bırlikler meydana getırmine ıştırak etmek inceliğinı gos bir karar aldı. Yarış otomobilleriTabiat verdiğini ahyordu. Beşer, ta madd! menfaatler için iman ha "Her gün daha hızlı, daha hızlı miglerdir. Bueun Amerikada 3000 termişier miydi?... Hayır .. Bilâkis nin agirlıgı 750 Kg. olarak sınırlabiate hükmettiğıni. onu avuçlerı içı yatı ile oynıvanların zihniyeti, pa gidıyoruz, dedi. Tuhaf değil mi hızlı tane el sanatkârları bıılıği vardır. kazadan sonra Mercedesler sürat nıyordu. Boylelikle 3 L. den hacımne aldığını zannedıyordu. Fakat yap ra'kazanmak içrn Icütlenin sadızfnT gittıkçe de vaktimiz o kadar azaHer bırlıkte on tane kadar el ışçiîi lerinı busbütün arttırmışlardı. İda li silîndir yaparnıyacaklan 3anııtığı oyuncaklar bir an içinde ken ni tahrik hattâ teşvik erienlerin iğ lıyor .» bulunur. On bir sene once, bu birreciler ve firma temsilcileri hâlâ maktaydı Fakat iki sene sonra. .\îer SON l:kleri birleşürmek gayesıle ır.illî kazanın dehşeti içindekı pılotlarını cedes hafif madenden 750 Kg. ",ık dine dönüveriyordu. Gidilmemiş ve ' renç ihtıraslan idı. İlim, sürat, tebir adım atılmıştı. Şimdi bu orbir araba inşa etmeğe muvaffak olson süratle ileri atılmağa teşvik eganızas>onun Birleşik Devletlerin diyorlardı. Mercedes'ler geceyarı du. 6 L. çapında sekız silindiri var•* •• 27 eyaletinde kolu vardır. sından sonra arkalarmdan gelen dı. 400 Km. yi gecmekteydi. Organı/asyonun başlıca vazifesi, Jaguar, Ferrari ve Panhard'lara iki Amerıkan el sanatiarınm yaşamatur, yani 28 Km. bindırmeğe muBu sürat «enfasyon» unun nasıl sını sağlamaktadır. E) sanatkirlarıvaffak olmuçlardı. Ondan sonradır önüne geçilecekti? Almanlar, Ingim koruduğu gıbi bir de mecmua ki Stuttgard'daki Mercedes firması lizler alüminyumdan, mağnezyumçıkanr. Âmerikan el ısleri sanatıdırektörlüğü yanştan çekilme ka lu çelığe kadar her türlü maden ürun ıstıkbali organ zasyonun eıinrarını verdi. Sabahın ikisı idı. Mer zerinde tecrubeler yapıyorlar, modedır Meselâ, bu organıza.,von sacedes'ler yarışı terkettiler. Fakat törlerıne en yeni buluşlan tatbik yesinde şımdi yılda 3 000.000 TL. lık herkese göstermişlerdı ki Le Mans ediyorlardı. elişı eseri satılmaktadır m hakiki galibleri onlardı. Böyle Halbuki «Le Mans» yanşının gabir »cymisme» de kaza kurbanjaEl 'şı eserlerinin atıH'âı duk rına hürmet. mateme iştirak gibi yelerinden biri, otomobil sanayiınin kânlarda. dükkân sahıblerı m'ışt*hisleri bulmağa imkân var mıy faydalarını, terakk:sini göstermek, riden çok titiz davranır. Satışa çıalıcıya avantajlarını ispat etmek de dı? .. karılaeak malda en ufak bir hata ğil miydi? Daha doğrusu bu oaşolsun ıstemez. Yalruz şu var ki eger kazaya di j langıçta böyle idi. Hattâ yarışa işBununla beraber, şimdi el s^nğer arabalar sebeb olsaydı onların tirak eden bir otomobilden en aşağı atçılarmın çoğu. ancak boş zaman'.a da yapacaklan bundan farkh olmı 50 tane daha inşa edilmiş olması nnda çalışmaktadırlar. Çünkü. bü l'ÇAN KAMYON Pariste yapıl an manevralara katılan hava kuv yacaktı. Evet ortalıkta çok menfaat, şart koşuluyordu Yani yarışlar setün gun kendılerini o işe v^rerek vetlen arasında bılhassa helıkopter ler alâka çekmiştir. Resimde küçük çok kâr vardı. B zim paramızla mil ri arabalar arasında olacaktı. İca bu yüzden ekmek vemeleri bıvaz bir taşıtı havaya kaldırarak taşıyan «Alouette» tıp.nde bir helıkopter yonlar bahis konusu idi. Bütün me bında satişa arzedilebilecektı. Begörülmektedır. güç olur Mamafih. içterındp pro sele de zaten burada değil miydi? ğenen parayı sayacaktı. Fakat uç, Maarifte sistem meselesıne dair bu naatlen bu realitelere uyduraoilsin medeniyetlerın doğup batmasına ve en büyük tarıh olaylanna sahne obeş sene sonra bu husus kenara sutunlarda açtığımız anket, meslek ler. fesyoneller de çoktur. Böy'.e'.eri kı*** Bugün size sunacağım nüta'.ea lan bu âlem bugün de bir takım atıldı. 50 araba satmanın kârı ile çevrelermde ciddî alâka uyandırdı. sa zamanda bir de dükkân açar O Başlangıçta bu yarışlara sıkı kaKadıköy AUtürk Yetiştirme yur sarsıntı geçirmektedir. Boyle bir zaman sade kendi eserlerini deeıl, yıdlar konmuştu. Yarış otomobilleri Le Mans'ta birinc olmanın reklâ Buna pek memnunuz. Meslekdaşlamından fazla değildi. Jaguarlar. rımızm kendi davalarım, yalnız ken du oğretmenlerınaen Bay Mehmed âlem içinde Türkiye hem varlığını baş'salarının el işlerini de sataşa bundan daha kırk sene önce iki Ali Kamacıoğlunundur. Meslekdaşı korumak ve hem de, her gun yeni • arzetmek imkânı elde adlir. Bob yüz kilometre saat sürate yaklaş Frerrari'ier Porchj" . Mercec'es di bulundukları vazifeye inhisar etbir hızla ilerlemekte devam eden ba mız şöyle diyor: Stocksdaie ısimlı bir Arner,ka:t. haf mıştılar. Yeni pi=tler. yeni yarış sa ler yepyeni «prototip» ler yaparak tirmeyip onlan bürünile mutalea n Böyle büyük ve büyük olduğu tı medeniyeti sevıyesine uıaşmak yarışa girmeğe baçladılar. Bunlar etmelerı, gerek umumî terbiye pren teda kırk saat çalışmak suretılo ırey halan yapıldı. Seyircilerin emniyüz binlerce liraya mal oluyorlar sipleri. gerek onu gerçekleştirecek kadar da çetin bır mevzu etrahnda mecburiyetindeoir. Ve hattâ Türdana getirdıği el işlerini. tam on yetini sağlıyacak yeni tedbrler 8dı. Yarış yerine kadar nazlı yarış idare teşkilâtı bakımlarından çok benım gıbi bir ilkokul öğretmenınin kiye bu eski dunya içinde doğadükkâr>da sattırmaktadır. Bob. Vtrk lındı. Fakat, otomobil. yirminci asdüşünmesini, bilmem siz nasıl kar cak yeni bir medenıyet hamlesının cins ağac odunundan muhtelif =ajcnn bu tehlikeli oyuncağı bu sefer \ atları gibi kamyonlar içerisinde ge faydalı Ve uyarıcı olmaktadır. Samimiyetle temenni ederiz Kİ, Maa şı lıyacaksmız. Çünkü bizim aıeni öncülüğünü de yapmak vazifesile sılar. tabaklar ve tepsiler yapar. tirliyorlardı. Saatte 400 Km. sürat insanlarla oynamağa başjamıştı. lekette bir ilkokul öğretmentnın ılk karşı karşıya bulunmaktadır. 1946 yıhnda Amerikada bir el 1936 da Almanlar Autabohn'larda yapan 400 beygirlik bu canavarlan rifmizin başında bulunan arkaflnş okul çerçevesi dışında düşünebııeMerenıyet, insan zekâ ve kabililarımız, bu seslere kulak versınler; sanatlan okulu kurulmuştur. Bu400 Km. lik sürat yapmağa muvaf satm almak kimın aklına gelirdi' ceğı henüz kabul edilmiş değil lir. yetlerinin meydana getirdiŞi eserraa. talebelere seramik işleri dofak oldular. Amerıkalılar üç sene Fren olarak tayyare gibi flaplar aça kendi kanaatlerine uymasa öi'.e bu cfinliyebilirsiniz. Anketinize gelen cevablan dikkumacılık madenc lik ve oymaoı'.ık sonra Florida plâjlarında bunu da rak yavaşlıyabilen bu göktaşları. yolda ileri sürülmüş fikirleri tanı katle takib ettim. Hemen hepsı ışi lerin heyeti mecmuasmdan ibarettir. Batı medeniyeti sevivçsıae u sınlar alacakları kararları ve kaöpretılnekteriır. Derslerımn çoğu geçtıler. Hıç bir yanş pisti bu sür hangi ticarî gayeye hizmet edebılırtek taraflı ve bir cepheden mu'a laşmak demek, Türk çocuğunun dolea ediyor. Halbukı maarifte sistem ğuşunda mevcud zekâ ve »cabiHye*Bözleri kâğıd gibi kupkuruydu. Çat vasivetnameyi hazırlarken, evi re meselesi butün eğitım ve oğretım Cunıhıırı>pfiıı Kdphı retrikası: 1 lerini en son haddıne kadar ınkişal hinden kurtaracağını umuyordu işinin toplu olarak belli esaslara Ldğ lak dudakbrı mosmor kesilmişti. ettirmek ve bu mkişafı "serler haGözlerini çocuklarının üzerinde Onun için, evi bana bıraktı, çocuk lanması demekt r Programlar, oğ linde ortaya koyarak aynı sevıyeye birer bırer gezdirerek ve durdura larının da burada yasamesını i«te retım usullerı, yönetmelikler hep bu ulaştırmak demektır. Bır mıuetin rak hepsine uzun uzun baktı. diğni de aynca belirtti. Bu ev o sistemın içinde düşünülecek leier zekâ ve kabiliyetlerıni 'ş!iv;r?k ınSonra: «Buaün sizi burada tut nun en büyük emeliydi. Çocukları rüatlar ve birleştirildiklerı zaıııan kişaf ettiren teşkilât. mairıf teşkitum, çünkü söyliyeceklerim var> için yaptırmıştl. Bu evi kendisi ka sistemi tamamlıyan parçalar c ıa lâtıdır. insan zekâ ve kabılivet'er ni dedi. nBabanızm vâsiyetnamesini dar onlar da sevıyorlar sanıyordu.» caklardır. Daha açık bır misaiie bır geliştirmek, evvelâ msanı tanımak, bilivorsumız. Nesi var, nesı yoksa Ursula biraz durdu. sonra o kor binanın. bir şehrin veya bır rr.a zekâ ve kabiliyetlerini kpştptnıex hepsini size bırakıyor. Bana yalnız kunç derecede sakin sesile devam k'nenin yapılmasına baslamaddn ev ve ondan sonra bunları işjiy^rek hesuba inkışaf ettirmektir. bu evi verivor, bir de yıllık ufak ettı: »Babanız b.r şeyı gozünde çok vel en ince teferrüatını büyuten bir adamdı. Sizi severdi. alarak hszırlanan projesi gibi oıacak bir eelir bağhyor. Bu da oğretmenlik meselesini ve bu maanf sistemi. Bu ana proje ol«Bu vasiyetnameyi yıllarca önce Siz de kendisıni seviyorsunuz sa madıkça çalışmalarda ntıkrar sağ öğretmenlik sanatını ortaya koyÇevıren VAHUtl UULTEKIN hazırlamıstı. O zaman haylı parası nırdı.» lamak mümktin olamaz. Evvelâ bu maktadır. Çocuğu tamyarak. zekâ Beyaz kollar, beyaz eüer Wil gıbi, dalga dalga belinden aşağı beyaz kesilmiş. göz yaşları yanak yor, ışıldıyor ve hep bir ağızdan vardı. Oldüğü zaman ise hemen he I Julia gözlerini ellerıne dıkti. projenin esaslarını düşünmek, tes ve kabiliyetlerini keşfetmek suretile Tom o kalın dudaklarını sarkıttı, larından aşağı süzüle süzüle, içeri alçak sesle haykmşıyordu. Goklidm'm yuzuns beyaz bır çaışaf Sarkıyordu. men ıflâs halindevdı. Çunkü, son bit etmek ve yapılacak işlen, sizin onlan işlemek sanatını bilen öğretUrsula hıçkırıklan dınledi. İçin guiyor. Önce. sakin sakin, durup yujü olar.ca ışığını döküyor. çekır yıllarda. nesi varsa. sağlığı, hayatı, gözlerini kaydırdı. Barbara başmı de bır çok kere söylediğiniz gibi. men meselesi projenin başmda ysr çekıyordu. Işte o zaman Ursula budeki o derın soğuk sessizlik büs kızını süzdü: sonra içinde bir şey geler yüksek perdeden otüyordu. huzuru pahasına çalışıp çabalayıp önüne iğdi ç:ğıık attı: hakkî ihtiyaclara göre ayarlamak almaktadır. Hattâ daha ileri gıieUrsula. «Bu evi elde tutmak bebütün arttı. Döndü ve, başı yuka sarsılıp kınlır gıbi oldu, derim bir Prescott'ların arazısinı çeviren kur ne ka7andı ise hepsini size bırak nHayır!» icab tfdeceğine göre başta hakikî ih rek diyeceğim ki: Bizde maarif daşunî duvarların dışındaki yoldan nim harcım değıl» dedi. «Elden çı tiyacın tesbiti gerekmektedir. Her vası, oğretmenlik davasıdır. Birinin koluna yaslanmış, ayak ı rıda, dımdik, yürüvüp odadan çık acı duydu. Elmi uzattı. O zaman, trabaların gürültüsü, arada bir de tığı vakfa vatırdı. Olürken elinde karaca&ım. Hıç birmiz istemiyor Burada şöyle denilebilir: ÖğretU duruyordu. Eugene'in sesini Işit tı Kendi odasına gitti, usulca ya kuvvetınin son damlası da tükenmilletin kendi ihtıyaclarına cevab bir otomobil homurtusu geliyordu. avucunda hemen hemen bir sey bu evi, onu biliyorum. Ben de ist£ğına uzandı. Hiç bir şey duymu di. veren maarif sıstemleri vardır. O menl'k de sistemin içinde mutalea ti: kalmamıştl. temiyorum. Yıllardanberi benim e halde meseleyi bu şekilde ve esa edilecektir. Yani sistem bellı olsun, Barbara iğilip annesini gene ve Coskun cümbüslü bir gündü. «Odasma göturelim. Julie. Sen yordu. Preseott konağımn içıni ise ağır oYıllardanberi. evlendiğ'mizden vim burası. Ama. gene de istemi sından ele alalım: Evvelâ Türkiyeyi o sisteme gdre öğretmen yetıştiOliver geldi onu orada buldu. dınç kollarına aldı, göz yaşları ande yanrnda kal.» nesinin yanaklarına döküldü, Ur ağır ve sessizce bir keder kapll I beri. bans epey harclık verirdi. Ço yorum. Babanız da, bugün sağ olsa, ve Türk millet'ni dünya içinde, maa rilmesi düşünülsün. Her ne şekılda Ursula'nın bsşından aşağı derin Barbara ablasının yanında kali ğunu biriktirdim ve iyi işlere ya evi satmamı söylerdi, bunu biliyo rifimizi de Türkiye içinde mutalea olursa olsun oğretmenlik meselesi yordu. sula'nın ağzına ruzlu ruzlu geldi. ve soğuk bir sessizlik, bir sukunet mıştı. Kocası ona: cBırak annenı TTrsula, iki kızı ve bir oğlu ile, ı tlrdım. Sımdı iki vüz bin dolar ka rum Sonunda bu ev onun gözün etmemiz ve bu şekilHe milletçe. dev başta ve mühim mesele olarak dü «Barbıacığım» dedi. «Ah! Bar iner gıbi oldu Etrafındakı kollan ben yamız göreyim »diye yalvaro loş kütübhanede oturuyordu. Baş | dar bir param var.» den de düşmüştü. çünkü ömrünü letçe üzerimize yüklenmiş yükün şunülmelidir Çünkü: (Camı ne kabia, yavrucuğum benim!» itti. Kulağma keskin bir hıçkırık mıştı. sağhğına gelenler gıtmişlerdi. hiz ' Bir şey diyecekler mi diye bek boşuna harcadığını ve bu evin ya ağırlığmı hissetmemiz lâzımdır ki. dar büyük olursa olsun imam bilBaşı kızmın omzuna düjtü. Gözgeldi, sonra birinin ağladığuıı d u y Gelip Ursula'nın yanına oturdu. metçilere de başkalarını içeri al ledi. Hiç biri bir şey söylemedi. lan, insafstzlık, ikiyüzlülük, nan muhtac olduğumuz sistemde hâkim diğini okur) ata sözü bize büyük bir du. Donüp baktı: Eugene ile Ju «Anneciğim> dedi. Sesi titri lerini kapadı. mamaları tenbih edilmişti. Ursula Yalnız Julia annesıne büyük bir körlük yuvası olduğunu biliyordu. olması lâzım gelen esas ortaya çık hakikati ifade etmektedir Oğretxvn lia'yi gördü. Önce şöyle bir bak yordu. Elini tuttu. «Babam seni menlik işi halledilmedikçe maarifte çocuklanna: «Siz kalın, gitmeyın» dikkat ve ilgi ile bakıyordu. Ölürken içinde bu ukde vardı: Bu sın. istikrar sağlamak mümkün değiltı, sonra geri geri çekildi. Gene bana emanet etti.» Ağusto<î rüzgân. sıcacık, ipek demişti Şımdi, onlar da, oturmuş Ursula iç çekecek gibi oldu, son evin de, çocuklarının da meğerse baktı. Eugene sap^arı kesümisîi. gibi hoş kokulu ve yumuşacık. lar. hiç konuşmadan, gözlerini an ra kendini tuttu. îç çekmeye, ağla ne olduğunu biliyordu artık. OlürBugün Türkiye, coğrafî mevkii dir. Bunun için evvelâ öğretmen Ursula: «Evet »dedi Feri kaçJulia ellerinı vüzüne kapamış. hıç mış gozlerı delikanlıya çevrildı. Yü Preseott konağmın pencerelerin nelerine dıkmişler. bekliyorlardl. maya korkuyordu. İçi acı doluydu, ken kimse boyle bır cezaya çarpıl itibarile e ki dünya denilen üç kı tek menşeden yetişen akademık bir kıra hıçkıra ağhyordu. O kırmi zü seğirdi. William gibi o da: «Ba den içerı doluyordu. Yüz çeşid vetanın hern=" hprron tam nrtasın unsur olmab ve öğretmenl k de aidışarı vurması doğru olmazdı. Ursula'nın yüzü suzülmuş, saçları mamalu rımtrak açık kumral s?çları dar ğışla beni» dedi. da ve çok esaslı bir mevkii işgal kerlik, doktorluk ve hâkimlık gıbi «Ev» dedi, «bılıyorsunuz, aşile bürünmüş top ağaclar rüzgâr aEarmış, bakışları dalgınlaşmış, bır Arfcast Sa. 7, Sü, 7 de madağın, bir güzellik çağlayanı (Arkası var) etmektedir. Tarih boyunca bir çok Sonra baktı: Barbara, yüzü bero estikçe hafifçe kanşıyor, renk aü deribir kemik kalrruştı. Uykusuz ğır bir rehin altında. Babanız bu 9 i Maarif sistemimizde cami ve imam misali Yazan: Eski Öğ Bir Öğretmen OfiTetmen ve Ogrenci Köşesı Essiz Sanatkâr Nüzeyyen Senarı BU PAZAR ve HER PAZAR YALNIZ Cagaloğlu ŞİFTESJRAYLAR Baheesinde
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear