28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 Haziran 1951 CUMHURtVET j Beynelmilel Portreler )IMH»}»»m)MH»MM)JJJ))MMHJmH»MM!!»JJJ!!! Doktorunun ağzından Einstein ve hayatı Büyük âlim Einstein'in yirmi sene doktorluğunu yaptım. Onun hârikah hafızasını sırf ilim sahasına; hosretmesi ötedenberi garibime git miştir. Öyle sanıyorum ki, araştırmalarına yardım edebilecek en küçük teferruatı unutmasına imkân yoktu. Buna mukabil. çocukluğun • dan müptedilik devirlerinden, mes | leğ»ıdeki ilerleyiş safhalarından nadiren bahsederdi Bunlara karşı alâka duymadığından değil, bu teferruatı düpedüz unuttuğundan. B' Tİar üim değildi. onun için hep < sini unutmuştu. Bu mevzulara dair t kendisine sual sorulduğu zaman, ! karısı Elsa'yı çağırdı. Elsa. onun haV.ıınrh nt'er bilmek lâzımsa hcp | sinj biliyordu. ! Gençlerin kurduğu bütün merikaya yayıl çele Sağ ellerde görülen haçı andırır bu işaret Amerikan polisini şüpheye düşürdü, yapılan ve aylarca süren tahkikat, nihayet işin inanılmaz icyüzünü meydana çıkardı i işlenir. Otomobil hırsızlığı, santajBirkaç gün önce, Alabama'mn parmağı arasındaki haçm arkasın I lar yapıhr. Cinayete kurban giden d hlikli b karışık işler dönen Feniks şehrm d Amerika çapında tehlikeli bir da A i k kimselerin avucuna bir kart tu* de genç kızlarla dolu bir ev polis çete gizliydi. Bu çete tamamen ruşturulur. Bu kartta da aynı işagençlerden ibaretti ve «Paçuko» ler tarafından basılmıştı. Bu araret vardır. da polislerin birşey nazari dikkati adını taşıyordu. Çetenin içinde sivrilmek için binı çekti. Genç kızların sağ ellerinPaçuko, daha II. Dünya Harbi raz faaliyet göstermek yeter. Mendeki, haçı andıran bir ijaret. Po sıralannda kurulmuştu. supları bir birine tamtan şey, haç lisler, işaretin manasını sorduiar. Paçuko'nun mânası nedir? Paj işaretidir. Ama hiçbir cevap alamadılar. Kız çuko, bir Meksika argosudur. Mek Bozulan Amerikan gençliği yü" ların ağızları mühürlenmişti sanki. sikadan Birleşik Devletlere de çeç zünden «Paçuko» Birleşik De\'let Kısa bir müddet sonra aynı işa miştir. Fakat bu sırada, yeni kuralerde pek çabuk tutulmuş ve kısa rete İlliııos havacıîarında da rast lan ve Amerikayı tehdid eden bir bir zamanda yaygın bir hal almışlandı. Bir de bakıldı ki, otuz havacı [ çetenin sembolü oiup çıkmıştır. Bir gün, Einstein bana şöyle de I tır. İçki, hayata erken atılmak bazı da aynı işareti taşıyor. Tahkikst j Paçuko çetesini kurmak için, mişti: Amerikalılan o kadar dejenere et neticesinde havacıların otuzunun ca • i k iki n Şahsıma' aid her şeyde hafızam ı miştir ki, bu jartlar altmda. ea meslekte yeni olduğu anlaşıldı. Ha i î ™ bu işi yapmak istemesi o kadar zayıf ki, ruh hastalıklan , sâkin bir kız çocuğunun bile «Paçu, va kuvvetleri polisleri soruşturma | kâfidir. Uzun uzun çalışmağa ve mütehassıslarına muayene olsam , ko» ya dahil olması, bir an meseie ğa başladılar. Fakat nâfile... Onlar j hazırlığa lüzum yoktur. Delikanyeridir. j sklir. da birşey öğrenemediler. j l'lar, kamalarını çekerek, hemen Kendi çahşmaları hakkında fikir | Amerikan Milli Emniyeti, bu işle j ellerinde bir haç yapar ve altına Paçuko raüthiş bir çetedir. Baş bcyan ederken gösterdiği bitaraflık meşgul oldu. Acaba, işaretin mâ l üç nokta koyarlar. Bu şekılde çeyumruklarını kullanırlârdı. Bugün edeta huşunet derecesini bulurdu. | r.ası neydi? Bir takım gençler, lâf teyi kuran birçok kişi. bugün, bıçak, karna ve silâh taşımaktan Tek ideali bütün çıplakhğile haki \ olsun diye ellerine bu işareti mi I Amerikanın en azılı gangsterleri j çekinmemektedirler. katti. Gizlemeği hedei tutan heryapnaışlardı? | arasına girmiştir. I Fakat adalet ergeç yerine gelir. hangi teşebbüsten nefret duyardı. Polislerin ip ucu aradıkları sıraSıkı kayıdlara bağlı içtimai müna I Nihayet tarihin en korkunç çetesl Çete kuruiduktan sonra işe hır. da, işareti taşıyan gençlerin sayısı sebetlerinde bile istiklâline tsas ! de kanunun pençesinden kurtulabaşlanır. Fasüratle artıyordu. Bir gün, birkaç sub derecesinde düskündü. Hiirri ! I mamiftır. yetine karşı en küçük bir tehdid poiis hava meydamna âni bir bssI Nurciha KESİM Çete mensubu bir genç ve sağ elindeki işaret cinayetler onu irkiltmeğe kâfidi. Evlilik hakında bulur.dular. Beş gencin de yatında bile hiç bir zsman «biz» ellerinde aynı işareti taşıdığını tabiri kullanmamıştır. Kendi adma gördüler. Soruşturma yaptıkları •öz söylemek müsaadesini, Kelimehalde, bir şey öğrenemediler. Genç nin tam manasile, hiç kimseye vcr Einstein'in garib bir resmi: B üytik âlim, sinirlendiği gazcte lerin ağzı pek sıkıydı. memişti. Berlindeki evinde, sırf I fotoçrafçilanna dilini çıkarıyor Bunun üzeıme tahkikatı derinkendi şahsına mahsus bir odası ' dd ee II ee rr ii ss aayye es smid ed e r ki bir myokard j gıyerdi. İyi havalarda kısa panta leştirdiler. Bilhassa dir havacılarda y n Hollywood 13 (A.P.) La\vrence vardı. Hizmetçi kadının bu odaya k t , n i e 5 t ! v o n u t e ş h i s i koyabilmistim. lon, kazak, sandal giyer, saıt'erce işaret sık sık görülüyordu. Şu halWe!k orkestrasının «Şampanya Ka | girmeğe hakkı yoktu, hele karısının Yaradılıstan iyi insan olan Eins yol yürürdü. Güneş, fazla yakıcı i de, gizli olarak teessüs eden çetehiç. O odada çalışır, r h t ı dil tein, daima, başkalarını kırmaktan se, dört ucunu düğümliysı'ex ön nin faaliyet merkezi «işaretli a din» adı verilmiş olan 27 yaşındaki i hi O dd h r rahatsız edilşarkıcısı Alice Lon, üç maskeli \ meden konuşabilmek için dostlarını korkaıdı. Bütün parassu, ihtiyac tıden hazırladığı mendilini başına Jamlar »dı. haydudun taarruzuna uğramış, bun orada kabul ederdi. Şefkat ıfade içinde olan kimselere verirdi. İstese t'tçirirdi. Bir akşam yemeğine daPolis tahkikatı gizli tutuyordu. Zi lar kendisini, anadan doğma soyeden bir tabirle «bizim ihtiyar» vetli olduğu zaman resmi olbise ra, askeriye ile pek yakından ilgiolabilirdi; fakat muşlar ve kocası ile annesini dövdediği, 1939 da ölen karısı, evin lıklara hiç kıymet vermez, onları pıymek mecburiyeti, Ensteı.ı için, li olan havacılar, bu işe sırf moral müşlerdir. ötck; odaUırı aibi bu odası ile dedaha ziyade, üzüntü sebebi telâkki oıcaenberi bir manevi ışıcj.ıce olbozmak ve sabotajda bulunmak ır.eşgul olamadığı için eskidenberi , .... , ,. göre. haydudbuyrukluğunu, pek n uştu. Ama bu mecoariyeie ge~ie uzere gırmtş o.abıhrlerd, n •, , ^Polisin bildirdiğine ^ . ^ ^ . ^ Çunku, ^ ^ ^ ^ üzülürdü. Fakat Einstein, kaya gibi do boyun eğerdi. Çünkü yabanc işaretin görüldüğü yerlerde, uy k a l m l ş l a r v e k e n d i s i n i n ç ı p l a k r e . metin davranıyordu. Toza, intizamüa olsalar, davetlileri ou'un iuğu k M a n c d a n d a i m a k a ç m l ş t l r Nobel gunsuz hareketier ve cinayetler simlerini çekmişler ve sonra hor sızhğa ald.rmıyordu. başına buyruk m ü k a f a t l o l a r a k a l d l ğ l b ü y ü k kimselerin hislerini rencide etmek üçüne zorla uyku ilâcları yutturolmak istiyordu. vakti başlıyordu. lâğı, bir meteliğine el sürmeden, isîımezdi. Berbere gidecek Derken, sivillerde de aynı İşaret duktan sonra kaçıp gitmişlerdir. Einstein, İmparator Guillaume o n.adığı için, saçlarını ara^ra kahediye etti. Eğer ikinci kaEnstitüsünde, senede on sekiz bin rısı kırpardı. O da olmasa, bu ars göze çarpar oldu. Artistin kocası Robert W. Waterçok mark ücretle, nazari fizik kürsülan yelesi kimbilir ne na> & <>cek Nihayet, esrar çöıüldü. Amerika, msn, gece evinde televizyon seyo l m a s a y d l > Emsteüı. çoğu zaman en lünü kabul etti. Şu şartla ki mııtarihinde görülmemiş bir «çete» rederken, yüzlerine kadm çorabınihti'aclanndan yana dahi U'' , ay\ea hiç bir işe zorlanmıyacaktı. sıkıntı çekerdi. dan maskeler geçirmiş ve ellerinde EE büyük şan ve şereiısr bile iie karşı karşıya bulunuyordu. Kendisi ne istiyorsa sırf onu yapaSağ elin, başparmağı ile işaret lâstik eldivenler bulunan üç kişiEinstein, aza kanaat eden ınsan P'nstein'i cezbedememiş, »u, övclecaktı. Enstitüdeki masraflarına kar dı. Herşeyi hoş görür, sadelikle de gin tüyteri üzerinden, nas'.l u b.nin eve girdiğini söylemiştir. r^ıknıadan akıp giderse, bunlar da lunca miktar tesbit etmek isteme yardı. Zekâsı nasıl hudud tanımaı biivük adam üzerinde öylCE tesir nadirdi. Karısı, günde bir tek yap di, araştırmaları için kurşunkalemrak sigarası içmesine izin veriyorTrabzon Karagücü s» \•"•:i''ü He kaide nedir, bil si! kalmıştır. le kâğıddan başka bir şeye ihtiyacı m M d i . Birisi gelip uyandırıncaya egâne k i y met verdiği 5ey, mes du. Einstein, bu disipline resmen Y grup birincisi oldu g olmadıgını, bunlarm bedelini de k l l d a r u v u r : uyuması lüzumu ihtar k boyun eğiyordu. Fakat odasında, y cebinden ödiyeceğıni soyledi.i Mas cdilinceye kadar da uyanık kalır k , k t a § ı a r ıidi. k e n d i hakkınlaKİ tak dostlarının daima doldurdukları bir bd dğ ld M nln Trabzon 13. (Telefonla) TrabMeselâ, dirleri rafı bundan fbafettf. d, Sof»\p cağnılınca yemeğe b^s. Pianck altın madalyası veriıdiği puro kutusu vardı. zon bu hafta zengia bir ^por guııü j Einstein'in musiki merakı m a Einstein, gezip dolaşmanın, insan kr, artık yeter denilinceye kadar zaman çok sevinmişti. Madaiya veyaşamıştır. Deplasmanlı Türkıye lumdur. Musiki, onun için hem din için, çahşmaktan daha tabii bir ih d u r r n a d a n yerdi. Berlin civarında, i rileceği gün, Einstein öğle gruplar arası futbol maçlaıınUa lendirici, hem takviye edici bir tiyac olduğunu sık sık söylerdi. yazlık evime geldiği | gelmişti. Yemekten vasıta, hem de bir ihtiyaçtı. Mu Kars Şampiyonunu 51 mağlub eFakat işi o kadar çoktu ki, fazla zamanlar, bir çok keıesinde, iki ki | kahvesini içti, sedire uzan vakıt bulamıvordu. Daima meşgul lodan dört kiloya kadar çilek yedi ' aı, uyudu. Tören, saat beşte ya siki, kulağı son derece kuvvetliy den Trabzon lig birincisi Karagüdü, dimagının durmadan çahş'.ığı ğini Rörmüçümdüı Einstein, Âdem pılacaktı. Tam saat dörtte uyandı. di, ancik kudretii musikişnasların cü. dokuzuncu grupun şampiyoiımuhakkaktı. Tabiatm bütün sırla oshına hâs olan is'iha ile uyku ih (Mutlaka bir nutuk itiyeceklerdir) icra ettikleri kusursuz parçaları luğunu kazanmış.tır. rını çözmeği iş edinmişti; başka tiyaclarından ikısini de hissetmez dedi. Yazı masama oturdu, rastge dinlerdi. Gatow'da. su kenarır.da Dığer tarattan genç mılli takıma larının ügilenmeğe değmez bedahet gibi göîündüğünden, ona çocuk le bir kâğıd aldı. Bu kâğıd, kun bir köşkte bir orgum vardı. Eins oyuncu seçmek gâyesile bölgeler ler diye kabul ettikleri şeyleri birer b r ) k ar .cab ediyordu. duracınm verdiği fatura idi. Ter tein, sık sık oraya gelir, ezbere arasında yapıiması mukarrer genç b a kmak araştırma mevzuu şeklinde görür İkinci karısile tanışması onun için sini çevirdi, kurşun kalemile bir parçalar çalardı. Cumartesiye ve takımlar tumuvasına hazırlık mapazara rastlar^a, kayıklar dolusu in dü. Meselâ; kumsaldski kumlar, j işi olmuştur. şeyler karalamağa başiadı. Yirmi hiyetinde yapılan kırmızı ve beyaz san, kıyıda birikir, onu dinlerdi... sulaı çckinnce niçin sartleşiyordıı? Elsa, kocasına, eşsiz bir itina ile dakika kac'ıar yazdı, sonra ensti takımlar arasındaki karşılaşmayı Auıcrikaiı din adamı konu^urken, kendisi ve dinleyicileri Meselâ karıştırılan bir fincanın için bahardı. Konfcranslar vermek ü tüye gittik. Salon meşhur riyaziye Ama, bunun sebebi tecessüs değil beyaz takım 1U kazanmı?tır. Bu di, çünkü org çalanın Einstein olKütleleri toplayıp ruh avcıhğma ı Topluluk karşlsında ^üzel bir şarkı I din üzerine konuştu. İncili tahül deki çay yaprakları. niçin merkezde z e r e R J 0 d e J a n eiro'ya gideık'jıı, ci ve fizikçilerle tıkabasa dolmuşmaçta her iki tajtımda da umıd vetcplanıyordu? Çok rüzgârlı bir gün, ' kan.sı, onun valizine, yolda âzım tu İlk nutku bizzat Pianck söy duğunu kimse bilmezdi. Asıl sevçıkmak yalnız zamanimıza mahsus söyleyen, kütleyi avlamış sayıl ve teşrih etti. Daha açıkçası hırisdiği musiki âîeti kemandı. Hayran ren genç istidatlar görülmuşiür. 6u bir olay değildir. İçtimaî bir varlık maz mı? Alkış ve takdir seEİeri yet tıyanlıgın ahlâkî umdelerini hatırgezintiye çıkmıştık. Bana: | olabilecek ne varsa, hepsini koy ledi. Sonra Einstein avağa kalktı, Şu rüzsârm mahiyeti hakkın I muştu. Ein3tein, seyahatten döndü cebinden kunduracmın faturasını larınm hediye ettikleri çok kıymet oyuncular arasında seçilecek ele olzn insanın mümeyyiz vasfı top miyormuş gibi güzel sesin büyüsüne lattl. Fakat o kadar heyecanla ve da, velev müphem de olsa, bir fikir j ğü zaman, Elsa, valizi açu, eşya çıkardı, arka tarafına yazdığı nut li kemar.lardsn mürekkeb bir ko manlar Trabzon genı; kaiTnasım teş luluk içinde yaşamayı âmirdir. O tutulup muhabbet tezahürünü hü vecd içinde konuşuyordu ki dinleksiyonu vardı. fakat o, çok gü kiı edeceklerdir. edinebilseydim. dedi. halde maddi, manevi bir kaynaş | cuma kadar götürenler yok mu? leyenin ruhunu kat'iyyen avhyor! nın büyük bir intizamla yerîeşti ku okudu. zel ses verdiğine kanaat getirdiği. Arkasından. rüzpânn türlü türlü i'ilmiş olduğunu görriü. İçine âdeta ma halinde her zaman bulunmuş Vaktile Caruso'ya böyle hücumlar du. Her toplantı b;r evvelkinden Einstein, Hollywood'da bulundu Japon yapısı rast gele bir kemanı Yunan atletleri gitti yapılmıştır. Şimdi de küçüklerine j daha çok insan çekti. şekillerde izahını yapmağa başla bii' kıskançlık hissi girdi, eşyayı vaii ğu sırada bir gün Chaplin'le bir ve bulunacaktır hepsine tercih ediyordu. Hattâ bu yüzden ona Avrupa " Yalnız başına insan ne kadar şah yapılıyor. dı. II ze bu kadar muniazam surette likte şehri gezmeğe çıkmıştı. Yolİstanbul Atleüzm Bayıamı.ıa iş ı • ,,, ı, Einstein, ilk bakışta. gevsek yaBiraz daha aşağıya inerek gün matbuatı «zamanımızın en mükem . , , . . v' „ r, siyet sahibi olursa olsun or a sıyet sahıbı ancak Bu kadar mütecessis. herşevi izah j hangi kadının yerleştirdiğ ni sor dan geçenler, b.u iki büyük aöarru pılı bir adam hissini vermekle be tırak etmiş bulunan mısaıır lunsn => <• , , . , , , •. , u I kendi başına buyruktur. Tesır sa lük şaıkılaruı söyleyicileri bile bü mel ruh avcısı» dedi. hususunda bu kadar dikkatli bir . ou. Çünkü, hiç bir erkek bu deıete tanıdılar. öyle tezahürler yaptılar J raber, hakikatte gayet saşlam vü atlet erı dun akşamkı trsıv* teh ı " ' '. , , İşte bu vâız şimdi gene Avrupayük çapta birer «ruh avcısı» olabiinsanın tedavisi güç oldugu zanne | irtizan.İ! iş görene::c!i. Eins»•;in b'» ki, Einstein, hayret etti. Chaplin, 1 cudlü idi. Büyük bedenî yorgun mızden aynlmış bulunuyoriar. hası, ferdıyetı nisbette kalır. liyor. Bilhassa genc kız ve genc dadır. Evvelâ IngüteTede, sonra dilebilir Halbuki Einstein. yumu ran şaşaladı. sonra bir kahkah.ı at meseleyi şöyle izah etti: luklara dayanabilirdi. Harif miYugoslav atlet kaîilesi UJ bu saCemiyet hayatını bir nevi «ruh kadınlardan müteşekkil bir hay Batı Almanyada konuşmuştur. Kaç şak başlı, inanclı, kendi uğrunda ı tı, valizin kapağını bile açmadıg. Ikimizi de alkışlıyorlar. Sizi de ağnlarından başka şikâyeti yok bah gene trenle Yugoslavyay.ı ha alışverişi» diye gördünüz mü, etrafınızda olup bitenlerin künhüne ranlar kütlesini etrafında toplaya defa konuştu ise kalabahk da o p:"i!fn znhmptlerden r'ol^vı mhm?t t nı söylecu. : alkışlamıyorlar, çünkü hiç kimse tu, bir arahk da, kendis ni çok faz reket edeceklerdir. nisbette artmıştır. biliyor. girmiş olursunuz. duy?n m'ikemmel bir ha=ta idi. j Euıstein bol bol gülerdi. Haitâ sizi ankmıyor. Beni alkışlıyorlar, la yormak yüzünden, aşırı kalb yor Gazeteler, bu sefer ona «Allahın Misal verelim: Misali açıklamak için: Einstein, her zaman, ılmin ve tee ; liı Ifiâkete uğradığı. b^Tdnn Jtö çünkü herkes beni anlıyor. Erdal Akkan hasta gunluğu geçirmişti. demekteciirler. Şeklin ehemmiyeti yoktur; bir Amerikanın Jonnie Ray adında | maküıelı tüfeği» rübenin emrine âmade idi Bütün \ Iü b ı macera geçtiği w.\an bile Einstein, geç yatmağı sevrrezdi. Einsteinin en çok sevdiği şey. n s I a terbihleıimi tutar. bir yand;Ti da, g'.ı'cüğünü gördüm. Her üzünlü Çünkü. ertesi gün işine geç kalı yelkenli kayıkla, tek başına gezinMillî atlet ve rekordme^ıarimi/ şarkıcı üe bir miting hatibinin yap genc bir caz şarkıcısı vardır. Ge j ^ P ^ : ği ™ . ' . °Parlörlerin haber verd geüşini tasvir ettikten ilmî bir hâdise olarak hastshğını j y'i, bir finonun silkinişi ^ib', sır yordu. Kokteylpartilcıden de fena tiler yapmaktı. Tatilini gecirmek ü den Erdal Akkan, soğıiıiî.i'nliğın j tıkları gibi...Bir din adamının çenlerde Londraya gelen sonra geniş çayırlar üstünde, at yadiği vâlzı da bu kategoriye j kadınlarm öyle bir hücumune uğra n\üşahede altında bulunduıoır. te tıi/ösr atmasını bilirdi. Bir omuz halde korkardı. Fakat konyağı se zere. bir tarsfa gidecegi zaman. dan hasta bulunmaktadır. edebilirsiniz. Sanatkâr da onu yap miştir ki dişi kuşların eLnden kur rışı sahalarında yaptıfı toplantıtesirini benimle münakasa *i!ker, geçer, başka ise bdkardı. ver, bir kadeh konyağı yudum yu suya yakın yerleri tercih ecier, yaGenç atlet, ayrıca pasapjıt :1utulmak için soluğu damlar üzerinde ları anlatmaktadırlar. edeıdi. Bir araiık. kalbinin fazla Dıs görünüşö hiç ehemmiyet \ er dum içerek tadını çıkarmak zev nına yiyecek alıp açılır, yemek vak rumunu halledemediği için Yjg.>s maktadır. Şimdi birinciden başlayarak sözü almıştır. Göründüğü yerde çikola«Billy Graham'ın (rahibin adı) yorulması neticesi olarak hastalan nıediği icin, rahatça giyeo'.diği el kine giderdi. Tek, t'ryakiliği tütün ti eve gelmez, saatlerce dolaşırdı. lavyadan yapılan davete icabet easıl maksada getirmenin sırasıdır. ta ve çiçek yağmuruna tutulduktan dinleyicilerini artık meydanlîr aldıaı zaman, kısmen onun müşahee i?tediği kadar eski ylsun, dememiştir. dü Einstem'j. ağzı piposuz görenier H. başka taarruzun şiddeünden boğul mıyor!» diye şikâyette bulunan nna değince Ursula baştan aşağı ( Barbara, içinden mahzun mah mak tehlıkesi bile geç.rmiştir. Böy gazeteler var «Pa'.yaçoların masir ürperti geçirdi. Hasretlerin en zun: i'Evet» diyordu. «Çocuğa onun le bir adamın imzasına nail olmak karslık yaptığı sirk meydanlannda adını verdik, Oliver. Zavalhcık, ba «imza avcılarii) için bir mazhariyet şimdi yalnız Graham'ın sesi işitilicısıydı bu. Barbara: «Babam nasıl? > diye bamın hoşuna gider diye düşündü tir. O halde kaçmalı veya kaçırıl yor!» diyenler keza... de ondan. Oliver, yavrum, unutu malıdır. Bu Jonnie Ray'a milyonHalkın. neden bilijmez, ihtiyarordu. yotfsun galiba: Sen sadece yalancık larca kız, kıtanın öte yakası ile sızca sürüklendiği bu toplantılara Ursula: «Gayet iyi görünüyor» tan Prescott'lardansın. Kimbilir, beri yakasmdan milyonlarca hay ! karşı tavrı pek arzulu göründüğü edi. babam belki admı Torn'un oğluna ran, «yürek çarpmtısı» diyor. ] halde gazetelerde tenkirlior çıkmak Sonra yüzünü gene bir endşe vcrmek isterdi. Şimdi sen bu yolu Onu dinledikten sonra sahiden | tadır. Gene bunlardan birisi şöyle lürüdü. kapadın, Oliver. Babam bunu dün yürek çarpıntısına tutulan kızlar diyor: l Barbara, annesinin içi rahat etyada hoş görmez." dan hiç birinin ona karşı mukave«Belly Graham, ruh avcılığım ile in diye: sAşağıyukarı bir sene Barbara, nezaket ve siyaset nedir met gösteiemiyeceği söyleniyor. riye götürmüştür. Biz, dinin panaıluyor, buhran gelmedi» dedi. «lnöğrenmişti ama, annesinin bu son Şarkıcımızın senelik kazancı da yır havası içinde toplantıya vesile «llah bir daha hiç gelmez.» sözleri üzerine parladı: bunun böyle olduğuna delil değil olmasım istemiyoruz. Dua etmek Ceviren: VAHDEH UÜLTEK1N Ursula: cUzülmezse geimezi> de "İstenmiyoruz gibi ge'iyor bf. midir? istiyen odasına ç*kilir duasını eder. Ursula gülümsemeye çalışarak: di. Sonra kızma sert sert baktı: yere kaydı, dadısma doğru koştu. Barbara: «Kendisinin olmıyan nesi gibi zeki ve makul bir kadının na» dedi. 6 milyon lira, onu muhtelif va Yahud da mabedler ne güne duşeylere el sürmemeyi öğsensin,» di babası gibi çocuklarını mahvetmış Kız onu elinden tutup selâm verdi. «Hoca olmalıydm sen, Barbie» «Aklıma gelmişken sorayım Bar«Barbie! O nasıl lâkırdı! Ne acı... sıtalarla veya dogrudan doğruya ruyor?» T. A. dedi. ye karşılık verdi. Sonra gözlerini bir adamın bekçisi durumuna düş Sonra Billy geldi annesini öptü. bie. Bir aya yakiaşıyor, bize hiç dinleyenlerin verdiği paradır. hem. ne yalan!» Barbara «aferin» der gibi: «İyi Barbara güldü: elmediniz. neden? Dün gece baban annesinin gözlerine dikti: «Onuri tüğünü gördükçe. Miting hatibi de inandığına inan Mısır 1964 olimpiyadSarına Barbara, ağzından kaçırdığı bu çocuktur. İyi çocuktur Billy» dedi. «Olmak istedim de. Hem iyi da söylüyordu bunu.» da kendine göre bszı hakları var Barbara zilin ipini çekti. sözlerden dolayı hemen piş.Tıan ol dırmak için ruh avcılığına çıkmış «Şimdi Billy yemeğini yiyecek, ya bir hoca olurdum sanırım. ÇocukBarbaranm üzerine gene bir üe'bette sma. başkalarının hakkile «Vakit geldi, Billy yemeğini talib bir kimseden başka nedir? Bu matacak. Allah rahatlık versin de an ları gözümde büyütmem çünkü.» züntü çöktü. İçinden: «Babam as muştu. çatısmadıkça.» yesin yatsm artık.» dedi. »O evden hiç hoşlanmamışım nada alınnsa kütleyi kendine inan Bu sözler Ursulanm kulaklannda lında bizi görmek istemiyor ki» deKahire Mısınn Olimpiyad koUrsula bir şey söylemedi. İçinUrsula çocuğu kendine doğru neannene, yavrum.» Çccuk hemen, bu sözün kendi di tuhaf tuhaf çınladı. Bir an, kızile di. «Sen de istemiyorsun ya. Evi dır ben» diye içini dökmeğe ja^ıa dıracak, fakat yalnız kalb yolun mitesi, Kahire stadmm büyütülmeden: «Pek sert davranıyor,» diyor çekerek: «A, daha erken» dedi. dan değil, akıl yolile de ruhlara si imkânı hâsıl olduğu takdirde Barbara ocağın üzerindcki saate lince karşıhğı olan bir şeyler mı beraber o da gülecek gibi oldu. görmeye geliyorsun buraya. Unut dı. "Sonra, anne, Julie ile Ceııe hoş girecektir. du. rıldandı, güldü, sonra dadısınm e Sonra yüzü asıldı. Bu sırada hiz tun mu, anne, Oliver'le evlenmeme lanmıyorlar bizden. İtersen <aci'> 1964 Olimpiyad oyunlsrmı organibaktı: Barbara annesinin ne düşündüOn binlerce kişi meydanlarda ne ze etmeğe talib olmağa karar verlinden tutarak yürüdü. metçi kız çay tepsisini getirdi. Ur nasıl karşı koydundu sırf babam de. «yalano de ama sen de biliyor «Beş,» dedi. ğünü anlamıştı. Üzüldü ama, kızdı den toplanıyor? Salonları dolduran miştir. Barbara gene zilin ipini çekti ve sulanın tepsisi idi bu. gümüş takı istemiyor diye? Bari ortada bir .*e sun işin doğrusunu.» Ufak tefek bir dadı geldi. Ama, da. İçinden: «Babama taş atıyorum insanların aklını çelmeğe, kalbini gülümsiyerek: «Çay vakti geldi ar mı ile o incecik fağfur fincanlar beb olsa. Sonunda Oliver'le gittik Ursula'nın sesi biraz tuhaf ve bospnıyor,» diyordu. «E. atıyorum ya. Billy'nin fitmeğe pek niyeti yoktu. çalmağa ruh avcıllğı denemez mi? Yüzme Maratonu da öyle. küçük bir kilisede kıydırdık nikâ ğuk çıktı: Zavalh, zavailı anneciğim! Vaktile Çocuklar bazı şeyleri o saat sezer tık» dedi. Geçen sene Amerıkadan Avrupaya Nantes, Fransa, 13, (AP) DaBarbara pek eli yatkın bir halle hımızı, bir sen vardın, babam da Ama, odayı kaplayan akşam loş '(Anlamıyorum. Barbie. neye bir din adamı geldi. IbadethaneleTkafasına bir kere koymuş ne olur ler.. Billy de annesile anneannesi,. ., .. . . , , , sa olsun babamızı korumayı. Baba nin arasındaki gerginliği sezmişti. luğunda havadaki o hafif gerginlik çayl koydu. Çayın kokusu ocakta gelmemişti, Julie de, Tom da. U Juhe .ile , Gene ye duşman, kesıldm. dekı. v a z ı oylesıne kalaballk. t,o p nimarkalı yüzücü Helge Jensen Lo.,. . , , J.j ., ire nehrinde tertip edilen 50 kilokı . . , , mızla çocuklarının arasında bir du Sızlanarak yüzünü Ursula'nın göğ devam ediyordu. yanan odunların kokusuna, odadak nuttun mu bunu? Senin de ancak Bılırsın , . baban eskıdenben k a r , , . kı kapalı yerler x • . i . , , . . . . , ,. ,.. ladı toplantılara Ursula, biraz soğuk bir halle: eski meşin ve balmumu kokusuna son dakikada kalkıp geldiğini sa deşler süne kapadı. Ursula'nın kolları onu var gibi durdu.» metrelik yüzme maratonuau 14 sa desler bırbırlerını severler diye du,. «Çok iyi çocuk» d«di. karıgtı. Barbara kurabiyeiere baktı nıyorum.» şünmüştür. Hâlâ da öyle düşünür. ' yetmedı. Dolup taşmaların sonu an at 8 dakika 30 saniyede bitirerek Barbara üzüntülü öfkesini yatış daha sıkı sıkı kuşattı. Annesine bir şey söylemedi. Sa Yardım etmiş olursun olur eğer..." «Bessie'nin marifeti» dedi. «Eksik olma, anneciğim ama, birinciliği kazanmıştır. Barbara, sert sert: «Billy!» diye tırmağa, acıma duygusu içinde cak meydanlarda alındı. doğuştan değil. Hiç bir çocuk doAğzına kadar dolu. dumanı tü dece, gümüş çaydanhâın içine sıcak İkinciliği 15 dakika geride jelen Sözüjıün arkasını getiremedi, seboğmağa çahştı. Oliver hep ona çı bağırdı. Eski dünyada uğramadığı memsu koyrlu. Bu ses üzerine çocuk başını kal ğuştan iyi değildir. Elimlen ç^l'ai' rn fincrinı annesine uzattı. Par si kısüdı. kışır: «Pek kalbsiz?in.» derdi. Barleketlerden bile dinleyici kafileleri Fransız yüzücüsü Raphael MoUrsula: «Ne de olsa, çocuğa a 'i^Ut»n b rbirine değdi. Kızmın bara içini çekti. Evet ama, inssn dırdı. Anne annesine «ne yapalımN kadar terbiye ediyorum. B;jka'.n buldu. Ne söylüyordu bu adam?. rand alnuftır. hem üzülüyor. hem kızıyordu tn der gibi gülümsedi. Kucağından m saymasını öğreumeli.» güçiü ve dinç parmakları parmakla adı verdik» dedi. (Arkası var) | Bir rahib olduğuna göre Ubiidir ki Hol!ywood'da haydtsdhık TECESSUSLER Ruh avcılarına dair Amerikaîı bir din adamı Avrupada büyük meydanlards, çayırlarda G?, binlerce dinSeyici bularak vaızlar verîyor ve gazeteler tarahndan siddetle tenkid ediliyor b r
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear