Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ALTI CUMHURÎTET 1 TJ May» 11 RESİMLİ ROAffllMIZ Bir Doktoran Macerası ¥azu>: SOUBtHAIf . 7 g Çtriren: 1UZRAS KUNTi YUNUS NADI GUZEL FIKIR YAZlSl Resimli Bomanımız j * ™»y8tMP™ | G a n g s t e r l e r ŞCN evvtiA BAĞLA BAXAU/*t t'F şu KAOWI 71 tnkılâbları Nasıl Koruyabiliriz? Yazan: Cemile ftrunlan (İslanbnl) İçtimai, ıktısadî v« hukuki inkılâblanmızs zaman zaman taarruzlarda bulunulduğu hep.mizce malumdur. Her n» kadar bu tecavüzlerın siyasl inkılâbımıza, Cumhurıyet mefhumuna yöneldıği şımdiye kadar görülmemişse de tedbırli hareket etmek. her 'bakımdan ınkılâblan korumak çarelerinı arajtırmak mecburiyetindeyiz. İste bu sebebden, inkılabın nc olduğunu, düşmanlannın kimler olabılecegini, korumak için baalica nelerin yapılması gerektığini k'saca anlatmağa çalışacağız. İnkılâb, mevcud bir duruınu, kurulmuş, bir nizamı değiştirerek yerıne yeni bir durum ve nizam getitmpktir. Başka bir görüşe göre de mkılâb, yeni bir hukuk! VAZIyetm ikame edılmesidir. Buna gdre mevcud hukuk ıdeal bir hukuka müteveccıh olmadığı takchrde if'eal hukuku ancak inkılâb 'emın eder. İnkılâbın meşru olabilmesi; ıl«riye ve iyiye dogru bir gayesi bulunması, hukukan muteDer nir ma hiyet taşıraası v» muvaffak olabılmesile kabıldir. Aksi Ukdirde bu gıbi harektler isyan v« irtıcadan başka bir şey değıldir. Bu vaziyet karşısında lnkılâbın düsmanlarını tesbıt etmek ÇOK ko laydır. Haric! düşmanların doğrudan doğ ruya yurd içindeki faahyetlerinin, inkılâb dolayısile haris mentî>atlerini kaybcden zumreyi ve taassubu uıkılâbm şeklî düşmanları ar«5iflda saymak mümkündür. Bu zümreler, cahil halkı etrafına topladıği takdirde nukavemet ' yıkıcı olabilir. Bu vaziyet karsı! sında devletle ınkılâbı benimsem ş kütlenin elbirliğile nareket etmesi lâzımdır. Devletin, mevcud inkılâblan kanunun hımayesine alması, yabsncı ideolojilere dayanan her turlu lejekkulü kanun dışı ilân etrnesi gerekir. Yukanda da belirttiğımiz gibi inkılâb, çok kısa bir zamanda sapıl^n hukukî ve içtımaî b.r ha;eket olduğuna göre, alı^kaTilık ve tenbellik >uzünden bir K'^ınr. halk tarafından hoş karşılanmaz. Nnekim Atatürk Büyük Nutkunna: «Ben milletin vicdanında ve 1»tikbalinde ihtisas ettığim büyuk temşyül ve istidaduu, bir rnıllî sır gibl vicdanımda tsşıyarak peyderpey, bütün heyeti içtimaiyeinize blR' ettirmek mecburiyetind* idim ..» diyerek bu h?kıkati tebarüz ettirmiştır. Bu sebebden inkılâb mıllî harsta, baska bsr üadeyle duşünce ve göruş birhğinde aynlıklar doğurur. Mılll hudud dahılinde düşünce uçurumlannın bulunmasi ise çok tehlikelidir. Tam manasile muvaffak olmus bir inkılâb bile en zararsıı gibi görünen bu manevî duşmanuu kendi elıle yar?tır. Harsın yeni bır şekilde kuvvetlenmesı, zamanla inkılâb neslinın mılli mukadderata hâkim olmasile kabildir. Eğer bu zamsn parçalan başıbos bırakılırsa, inkılâbın verdiği »arhoşluk ve cesaretle yeni doğmakta olan hars tamamen hulere hitab edebilir. Halbuki harsı sağlam bir millet, millet olaralc vaşsmanm »ırrım bulmuj demastır. Burada gene devlete, münevverlere ve gencliğe düşen bir varıfe mevcuddur. Yukanda da belirttiğimiz gibi cahil lümre taassubun esiridır. Ükuvup yazsnlann miktan yükseıdikçe, taassubun hâkimiyeti o n\abette azalır. İnkılâbdan evvel Türkiyede okuyup yazma bılenlerin adedi yüzde on olarak tahmın edılmc ..e ıdi. Bu nisbet bugun yüzde otuzdur ki, harf inkılâbımızdan sonra, bu mev zuda hiç de muvaffak olmuj sayılmayız. Esasen inküâblann ıadec« muhafazaaı bir zıman sonra rauh»(azakâr bir m:llet yaratır. Bu hal İse inkılâb ruhuna uygun değıldir Asnmız daıma terakki, ilim '"e teknik asrıdır. Buna günü gununt *yak uydurmak inkılâbın ya?aması için birinci |arttır. Okuma yazma bilenlerin yflzde yiıze çıkması için geni; bir $exı'de seferberlik ilân etmemiz lâaiıdır. Bu takdirde hem cehaletin onune eeçmi^, hem de şehirlinln, köylunun, jarkh ve garblının du^üncelerı gibi tehlıkeli aynlıkları önlemı^ oluruz. Burada biraı < dln mefiıumu U üzerınde durmak, inkılâbuı dine düşman bir hamla olmaoığını bellrtmek isterir. Dınin bir iman meselesl olduğu, hıç bır zamsn »ekiile »lâk»h buiunrradığı, bâhusuj İslâm d " daima terakki emreden bır dın olduğu, Allahla şahsm arasına <ımsenın gırmeğe hakkı bulunmadığı, muhtelıf teşekkuller halinde köylere kadar gidılerek haık^ oğretılmelidu. Tarıh sahifelerinl karıştıracak olursak görürüz ki, reformdan »onra katolik taassubunun kalkmaıil» Avrupa terakki kaydetmij, ilmin ışığı altmda insan haklannın, hürrıyetin mantun anlaaılabılnustir. Boyle bir reformun sadeca gekilde değil, mana da olacağı tabiidir. Bu sebebden ilım ve fennin, bu tarz bir reformla birlıkt» memlekeümizde muasır medeniyet ıtviyesine yükseltılmesi çarelerini araf tırmak lâzımdır. Sosyal inkılâb hiç bir zaman bir gosteriş, bir şekil değıldir; bunu yapanlar kadar, bütün bir kütlede bilmeli, hakikî manasıru herkeı ıdrak etmelıdır. Sosyal manada sınıf ayrılığı olan milletlerde inkılâbın yasaması çok guçtür. Bir kere inkılâbı yapan sınıfın dışında kalanlar buna kolay kolay inanmazlar. Türkiyede sosyal manada bir sınıflanma olmamakla beraber bilhassa Ikinci Cihan Harbinden sonra gerek fikren, gerekse servet bakımından farkh ıki zümre goze çarpmoktadır. Bu ıkı sınıfı bırbirıne bağhyacak orta sınıf halkm ise azalmakta olduğu müşahede edilmektedir. Halbuki orta sınıf halkı gerek fikren ınkışai ettirir, gerekse geçım kaygısuıdan uzak tutmağa çalışırsak inkılâbın bekçılığınde muvazenelı bır unsuru ya»atmış, milleti temsil eden bu unsura hakıki değerini vermış oluruz. Sozlerım zi hulâsa edecek olursak, inkılâblann korunması için, kanunî bazı hukümlerle birlikte okuyup yazma bilenlerin nısbetinın arttırılmrsına, yurdda dii'ünce ve gdruş ayrılıklarırun izaleaıne, ı'ım ve fen bakımından muasır medenıvet sevıyesıne yükselme>e, orta sınıf halkın kalkındınlmasına, Hınuı bır ıman meselesi olduğunun belirtılmesuıe muhtacız. Bu hususlarda tam manasile muvaffak olduğumuz tekdırde inkılâb larırruz bütbn mılletçe benimsenmİ5 olacak ve onu korumak gıbı endışe de ortadan sılınecektır. PROF. NIMBUS'un MACER ALARI: 1 . Dört dakika sonra Marta gidecek. Vagon'un ceresınden eğilmis gt>zlerını benden ayırmıyor. Üzuntülu ı olduju yüzünden görülüyor. Valli de onun yanında: ga| zete almağa giden Filipon'un dönmesini bekliyor. Filipon, nihayet geldi: Kızlara jöyle alelusul bir Külümsüyor. Bel11 kl ona gör« herşey bitmi$: trenin gitmesini bekliyor. Onun «ükununu bir türlü anlıyamıyorum. Tren hareketj edip kular gidinc«; kmlbim burkuldu... DUN YA K A R I K AT V R L E Kl 2 Fakat Filipon koluma glrerek benl çektl: Ne düsünüyorsun; dedi: Kızlar gittl. Doftrusu kibar şevlerdi. Ne ağladılar; ne »ızladılar. Mektup falan yazmağı da istemediler. Velhaaıl bizi yalan söylemeğe mecbur etmeditor. «Şu ço cuk ne tuhai. Bu derece hajuna giden bir kadından ayrılırken zerre kadar üzülmlyor.» Devam ettl: cBana göre; bu gi( \ bi maceralar uzun »ürmemell. tjin en tatlı tarafı ılk anlardır. '\Hep ayni kadmla kalacak olsam muhakkak ki hasta olurum.» , S DönOşte; gidlp gene çlmenler* yattık. Filipon dilyor kl: cBeni dinl«; bu lalerin kua tür*ni iyidir. Bir gün jistirahat ed«r; ytrra gen« i«« baglanm... Bu çucuğa âdeta ı gıpta •diyorum. Halbuki ben hâlâ bir nevi Izdırap çekiyo. rum. •••• Adana Türk Nebatî Yağları Fabrikası Anonkn Şirketinden: tngilterede tmperial Chemical îndustries Ltd. Firmasmdan siparis edilip İskenderun gümrüğünden 173 sayıh ve 26/3/954 tarihli giris beyannamesi ile yurda ithal edilen 303 fıçıda 90900 kg Sudkostığe aid tastikli fatura ile sieorta polı çesi zayi olmustur. 27/ekim/1953 tarih ve 8544 sayıh resmi gazete ile ilân olunan Maliye Vekâletinin 55 sayılı tobliğinin 17 inci fıkrası gpreğince yenileri istıhsal olunacağından eskılerınin hükumsuz nldıığu ilân olunur. Kocacığun, burnun ne ka <Iar so?«k t>u akşam Eenç kadın^ bakm, nasıl tahtakurusu gıbı ezılecek! Van Druten, otomobılin penceresinden eğıldi, Kanton'lu kadına çıkışü: Yolunmuş tavuk kıyafetli kan, bastığm yeri gormuyor musun? Gıt de, ahmaklar mabedindeki sihirbaz kanya gozlerinm pasını sıldir! Karl Van Druten, misafirsevpr Çevıren. HAMD] VAROĞLU bır «v sahıbıvdı. Francıs'jn, Kan "«t zabıtasi tarafından evraKarl Van Druten. Francis'yi, ö' dık küfürler dahil. bu diîi bihrim . ton'un îimal kısTnında bulunan ekı mii •!! enmiç kendi halinde bir nünde ufacık bu Hollanda bayrağı Maium ya, Budda'nın avaeımn mu vine. vemeee davet ettı Çiçek açyolcu ^.oi, fimdi şu trende bulu dalgalanan Buick arabasına bindir ' kaddes izi, yuz sekız ayrı alâmet mış ağaçlar ?ra«mHa, süslu bir köşk tü Yeni ahbabına, karmakarışık nuyordu Halbuki gecen ay, gece mişti. Arabanın üstünde, sarı zemiu \ taşır... hâtıra eşyası ile dolu yemek odavsktı. Çin serralaırda sı^l'ce uç üzerine yazılmış bir de C. C. remVan Druten, lâkırdısım yanda smda. bu hoşgeldiniz viskisi ikram rru= ?zgm Mıg'lerden daradar kur zi vardı ki .Francis'nin çok mera kesti, ciğnenmesine ramak kalan tiı'rus. pırınc tsrlalarına, hava kuıı mucib oldu MösyS Van Dru dalgm bir Kanton'luya, çince sov ettı. Duvarlarda Çinli hattatlar elinden çıkma giizel eserler, vahşt dan Fınrnzı emrinde genc ca ten, güldü: dü: Polinezya yerlilerinin korkunç mas su«'ar indirmişti. Van Lang, ber.im Kanton'da, Dıkkat etsene, maymun güb keleri, bütün Hind tannlannm uAnlaşma gereğince Mösyö Van San Salvador konsolosu olduğumu resi! Çamurda yüzen sümuklubo zuv verleri vardı Fakat bu kolekD'uten onu Kanton gannda bekli size sövlemeğı unurmuş, dedı. Dip cek gibi kbrlemeden gidiyorsun! «iyonların +n mühim parçası, kosyecekti. F^ancis. kı\nrcık gaçlı, i lomatlar âlemine mensub olanlarm Son'a dpvam etti: korpman bir kemer balıgı kurusu pembe yapaklı, kıvır kıvtr Neptün sevıncinden etekleri zıl çalma'inı Dedığim gıbi. virmi seneden ıdi. Knnsoio^, bahğin nSzına. Peru ssksllı, boâazına duîkünlüğu iri icab ettırecek bır hal mevcud de beri, bir yeıloıde. bir yerlerın kon kızıl derilıleri"in, kpndıİTİnp mahgobmeğinden belli bu şişman Ho ğıl. Ama ne de olsa, mesleğ^n bazı solosu olarak bulunacak çekıide siı« u'ullrrle küçulttukleri bir Inn, Van Long'un temsilcisi faydaları var Çmhlerden daha Çın yaşadırn Avda, bir çav takımi ku san kafası yerlcştırmisti. Van Druap'amakta gecikmedi. li bır konsolos, bazan Çınlılerın ba çukluğunde bir cumhurıyet mev ten. bu canavan elile işaret ede Vsn Dıuten, Francıs'nın e'ini, mn sına iş açabüir. Sonra da, konso cud olsa onun Hımalaya konsoloslu rek. büvük bir ciddiyetle: cıze kabılınden ^Rvusulpn bır ço los uk mesleği, Kanton polislenle ğunu alırım Zıra. azız dostum, bu Balinanın kamında yunus! decu'duk arVadası cıhi s l;tı alay etmeme, oldukça >yı bildiğtm güne bugün, otuz senedenberi U di Delft porLelenleri gıbi çok mavi lisanlarıle onlan tepeden tırnağa zaksarktavım Sıze vemin ederim Beyaz eldivenli bir Kantoniu küvarıyor. Mezarında, ki AHpn'den Vladnostok'a kadar, gozlerı samimilik ve düriistlük ifa donatmama çük uşağm servisile yenilen yemek desi taşıyan bu cana yakın adama Budds'nın saçlannı diken dıken e Yun Nan Fu'dan, yahud Kun ten sonra. Van Druten, mlsafirperkargı Francıs'te, içten gelen bir decek, ayagınin yuz sekız parma Ming'den Suvaba'va kadar, gorme verliği daha ileri götürdO, Fran gtnı ayıraeak kadar ymkaaı açılaumuhAbet duymufta ıu Çinli cis'yt, evind» miaafir olmasnı tekhf etü. Bir misafir yatak odam var, dedi, otelden daha rahat edersiniz. Francis. bu teklifi minnetle kabul etti Van Druten'üı kıbarlığı sari idi. Kahve içerlerken, konso los, misafirine, habralannı anlarb. Çoktanberi müstemleke hayatı yaşıyan bu adam, Asvalı gibi bir şey olmuştu. Francis'ye Asyayı met hettı: Tasavvur edın kl. oruz gpnedenbpri, o kassamış, «ıkıya «okulmus, nizamlarla sımsıkı lıa&lanmış. seyahatlerle, kırtasiyecilıklerle dolu kbhne Avrupaya avdet etmek hevesini kat'iyen duymadım. Yeryüzünde, yaşanabilecek bir tek kıt'a var, o da Asya' Medenivetın büyük anası Asya, ama Paris, Lon dra, New York ahalisinin, içinde ysşadıkları, robotlara mahsus medeniyet taslaŞınm değil! Asya azametlidir, muzırdır. hârikalıdır, tehlikelidir Pislikle ihtişam, deb debe ile bitlilık, açlıkla mide fesadı, orada şahikaya ulaşrnışlardır. Asyada asıl hârikah taraf. taştan tannlann, kaideleri üzerinde. şd bekli, babacan adamlar gibi alav etmeleri; insanlann da, rahibler kadar ciddl oluşlan Otuz senerlenberi, HsanUrını iyi bildığim bu i^amla'la gayet iyi anlaşırım Hoj beni bir cnk defalar tavuk kcs^ cibi boğazlamağa kalkıştılar. Benı Diplomatlığınız. Kat'iyen! Üfürükçüiüğüm. Evet efendim, üfürükciılüğum. Ta biat bana, bilmiyorum nasıl manyetık bir hassa bahşetmis ki, si hirbazlara rekabet edebiliyonrm... Elîerıme bakın. 5 " sol el, radyoaktiftir, işte. Evet, cancağızım. Bir gün, Bivas Bay bölgesinde, beni kor sanlar yakaladılar, inci nehri ağzındaki Ladran adasına götürdü ler. Beni kurtarmak tçin on bin altm dolar odpmek, kimsenin akhn dan geçmedıei için, bir sinemg per desinde. teknıkolor filmde gayet eğ lenceli olan, fakat tabil dekorlan içinde insana o derece emniyet telkin etmiyen bu efendiler, beni bal gibi asacaklardı Bu açık deniz hay dudlarmm reisi Li Yu denilen bir herifti. Ben, şişman olduğumdan, kendisi de bir deri bir kemik oldugundan bana karjı şiddetll bir husumetl vardı. ümduğu fidyei neeatı alamsyınca beni yirmi dört §aat rarfında asılmağa mahkum «ttigi zaman. eözlerinin tl içine bakarak, parmagımı burnuna dogru uzattım, tehdid dolu bir ifade ile: ne onunla pazarlığa girıijtim. Yann beni asmazsan, sırtındaki kızıl şeytanı oradan kovarım. Tereddüd etti. Bir kaç gündenberi lümbagosu pek rahatsızhk veriyordu. Nihayet: Kızıl şejtanı vücudumdan defet, canmı sana bağışlanm. O zaman iş kolaylaştı. Lı Yu'yu çmlçıplak, bır tahta üstune uzattım. Haydudlar etrafı almışiar, kuş kulu bakıslarla beni sevredivoriardı Beıslerınin havatını tchdıd edecek olursam beni paralamağ^ hazırdılar. Anatomidekı b ltnlcıımi kullandım. Sırt kemıklerınden bır tanesi kaymıştı. Onu yerine oturttum. Goze gözukmıyen bır Tannvı çağırır gibi, ellerimle bir takım esrareneiz hareketler yaptım. Fransızca bir dua mırıldanmağa başladım. Bu dua, eski bir Monmartre şarkısından baska bir şey değildi Büvük bir ciddiyetle yerımden kalktım. kaba etıne, teklıfsizre bir şaplak indırerek. Li Yu'va: Ay?Şa kalk da yuıu. seısem! emrıni veıdım. Havdud, hıç sıkıntı rpkmrden kalktı Bır kaç adım attı Hfr zamanki çevık'ıpıle eğıldi, kalktı Vücudündekı bu kıvraklığa bir tiır )ü ınnnamıyoı Ju Bu, onun k.ıtivyen izah eılcmıvetouı bır sevdi Iki elııu goğsu üzerine bıt ,U»t:ck bana riosj'U geldı. Muc.ze salubı ad^m, dcdı. hayatıa arük tehlıkede değüdır. Seni yıldırım tedavisi sıhirbazı olaick kabul edivoruz. Otekı haydudlar takdir nidalan vjkselttüer. haittilaıca muddet hu mendebur herifler n arasında vaşa mağa, bir çoklarıru tedaviye mecbur oldum Nihayet bır gün, bir yere sefeıe ç.ktılar, bundan bilıstıfade, bir kayığa atlavıp k?çbm, karaya ayak ba=tım, oniara ebedıj'en \p(.!a ettım Van Dıu*en saatn» h?ktı: Do'tıım, ssat ııç Yaz'hanem» gıdcl ın Van Lon; l.^na. belediye erkânıntUn bazıh mın radvolanni tenıır edebıleceg^"zı soyledi. Onlan size teslır" e 'tccsım. Bu akşam da, sıze Kanton u tarntmak için, gece eglen.e yeılerını dola|tutacağırr.. Gere eğlence verleri nedir, Mos\ö Van Druten? Çıçek kavıklan a canım! M»o Tse Tung ihtı!â!ınc!en evvel, turistler Kanton'a, sırf bu tekneleri görmeğe eeüilcıdı. O tarıhte, bes dol?r mukabıhnde, kavık kızlarının ılfifptına mflzhar olunurdu. Beş dolara seveılcr. on dolaıa size meftun oluılar. yuz dolar verirserüj sızıiıle bernber gelirler, ııç yuz do* laı verdınız mıydı, sız'nle karıkoc» S bi vnşarlardı Ama o takdirde d«, .saatı bin dolara t u sıkıntısı çek« mek tchlikesi va>dı ;!. ... JŞ. 4 Marta'yı unutmak kolay olmayacak. Bütün oda[da fcaun hatıraları var. Bir köçede ruj'lu mendili gözüme } carpiı. Alıp dolaba atiım. (Arkası var) Tbrkiyede neşri hakkı yalnız'gazetemize aiddir. •CUMHUR^yET• bı Tefrikasıt Yazan: MAUR/CE DEKOBRA Beni öldürmek iştiyorsun dedim Ama sen de dört av icinde (ileceksin Çünkii büvük kızıl şev tan, senin belkemPine yerleşmiş Şurnnda, bir de şuranda. Havdudun lurnba»o<;u vardı onv farketmiştim. Hakikatcn dc, hnyretle yuzüme baktı; belniı voklakurtaran ne oldu, biliyor musunuz? dı, anlayifima şajü. Buşun üzeri V ın Dıuleüın tcklıfi, Francis'nb n bu>uk unııduıi ttşkıl ediyordu nt)