28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 Kisan 1955 CUMHURrYBT BEŞ Şişmahları Zayıflatan Ve Süratle Kilo Düsürten Sihirli Bir Elbise Zayıfiamak hevesine kapılan kadınlar, ekseriyetle. istediklerini yiyemediklermden; aldıkları ilâcların sıhhatlerine zarar verdiğinden veyahud da uzun uzun yol yürümeleri dolayısıle ev işi goremediklerınden şıkâyetçıdııler. Butun bu şıkâyetlerm neticesi olarak, gene ekseri k^dınlar kısa zamanda rejımden vazgeçer ve boylelikie Dir kilo kaybetmeleıine mukabü hemen üç kıio şışmaniarlar. Pariste Saint Florentin sokağındaKİ Matmazel Lisette Parıente Cuzeilık Enstıtusünü, kadınları zayıflatacak yeni bır çare aramaga sevkeden fıkır budur. 32 yaşmda bulunan muessese müdüru Matmazel Lisette. çocukluğunda sporla meşgul olmuş kendı çağındaki gencleıden muteşekkil takımların kaptanhğını yaprcıış ve şampıyonluk kazanmış bir kızdır. Karakterındekı canlıhk ve azım kısa zamanda ona Maarif Nezaretinin spor daıresi başkanhğmı hazırlamıştır. Nıhayet tneshur General De Gaulle ona «Hayatımda görduğüm genc kızloiın en manalı, en c&zibelisi ve Canlısı» dernıştır. r * # Geçen = Geçsn sene bütün dünyada 10 [ = mıyon otomobil yapılmıştır. = 1954 yılına daır hazırlanan is• = tatıstıkler, Birleşik Amerıkanın gene ön plânda buJunduğunu gös termektedir. 1950 yıknda Amerikan fabrıkalanndan 8 milyon oto mobü çıkmıştı. Bu, bir rekordu. Geçen sene bu rakama erışılememiştir. Fakat otomobil istıhsali, bir veya iki milyon eksiğı ile gene yüksek bir seviyeyi muhafaza etmektedır. Istatistiklere göre, Birleşik A1= merıka, dünyada yapıian otomobillerm üçte ikismden fazlasım imal etmektedir Fakat otomobil ihracatçılan arasında Birleşık Amerıka ikinci durumdadır. Dahilde gayet genii bir piyasa mevcud olduğundan ihracat yüzde 5 gibi gayet az bir nisbet dahilinde yapılmaktadır. İkinci Cihan Harbinden evvel bu nisbet yuzde 15 idı! lllirtlltllllSIflillllillliltlIlllfillllllltlllItlliitJlllLlltltllltlltlIttilliftlllilllllljtfllirillllllllltlllifllllllllliriltlilftfirifflllllltfllllllllttllll ^illllIIllllliââllllllllllUllllIltllllIlillMllllltlllltllHlttllllUlltllIltlllilLlllUUaitllllllltlltllilIllllflfftlltlIlllllllllltlllIllllttlllittltllllllfllflltllllllIlllTr^ ^ bütün dünyada 101 yalruz beşte birini dışanya satmaktaydı. 1948 yıhnda ise dünyanm en buyük otomobil ılıracatçısı oimuştu. İngılterede imal edılen otomobillerin hemen hemen üçte ikisi ihrac edilmektedir. Yalnız geçen sene hafif bir genleme olmuştur. Gene de İngılız otomobillermin yansının dış salarda satıldığı söylenebılir. milyon oiomobil yapıldı | Amerika eskisi gibi otomobil imalâtmda birinci, İngiltere duraklama devresinde;| Almanya süratle ileri atıldı, İtalya da ilerliyor 1 tihsalini iki, 1929 a nazaran da misli otomobil yapmışhr. Otomobil ihracaü da artmaktadır. Şım4 misli arttırabılmişür. Alman otomobilleri, süratle dıj diki halde istıhsalle ihracat arapiyasalardaki eski durumlanna sındaki nisbet beşte birdir. *** da kavuşmuşlardır. 1950 yıhnda Umumî kanaat şu merkezdedir Alman otomobil fabrikalarırun, 1938 yıhnda olduğu gıbi, ıstihsa ki, önumüzdekı senelerde her lin dörtte birini dışanda sattık memleket otomobil sanayiıni daları tesbit edümişti. Şimdi ise Al ha da inkişaf ettirecek ve"yapıian »ayısı da süratle man otomobil sanayii istihsali otomobillerin nin yansını ihrac etmektedir ve artacaktır. Bu vaziyette, ihracat 1929 yılında Almanya otomobil yakmda İngilterenin dunımunu ı piyasalannın da darlaşacağı mufabrikaları beşınci durumda bu da sarsması muhtemel görülmek hakkak addedilmektedir. lunuyorlardı. Fakat 1938 senesin tedir. Otomobil fabrikaları, gun geçde Fransayı geride bırakmışlar 1938 yıhnda olduğu gibi Fran tikçe kaliteye, teknik yeniliklere ve dorduncü duruma geçmışlerdi. sar gene dördüncü durumdadır. daha fazla ehemmiyet verileceği1945 yıhnda Alman otomobil 1954 yıhnda Fransız fabrikaian ni ve bu vasıflan haiz otomobilsanayıı sıfırda idi! Şımdı ise Al 600 000 otomobil ve kamyon yap lerin ihracat piyasalannda müşmanya otomobil istıhsali mevu mışlardır. Aynı yıl FVansanın teri bulacağını kaydetmek'tedirunda (dünya üçüncüsü) dürl ihrac ettiği otomobil ve kamyon dirler. Fakat bu gelişmelerin zaBelki de harb sonu iküsadl ta lann sayısı 130.000 civarında tes manla otomobil ganaylinl t»r rihinin en muhım hâdıselerinden bit edilmiçtir. buhrana doeru götünnesinin muh birini bu inkişaf teşkil eder. Alİtalyada da otomobil sana>ni temel olduğfu da giılenmemektemanya da, İngiltere gibi, 1945 yı gelisme haimdedir. Bu memleket, lcUr. hnda 1938 e nazaran otomobil is geçen sene. 1938 e nazaran üç 1 H a m l S. ^ıiııııııııııııııııımııııııımıııııııiiiiıiNiııııııııınııııııııııııııııımııııııııııııııınımıııııınııııiHiiiinııııııııııııııııııııınııııııiHnıııııııııııııııııınL ]iııııııııııııııııııi!uıııııııııııııııııi!!iıi!iıııı:i!!iiHinıııııııııııı>ııııi!iıııtıiMnıi!iııııı ıi!iıııııııımıi!!!iıııııııııııımıımmıııııi"!ni'iı' Amerikablar, dahilî piyasamn daha da genişlemesini beklemektedirler. Halen otomobil parklarında 52 milyon otomobil vardır. Bu rakamın 1975 te 82 milyonu bulacağı hesablanmif ve ona göre şimdiden tedbirler ahnmaya başlanmıştır. Birleşik Amerika senede 6 ilâ 8 milyon otomobil yaparken, İngibz otomobil istihsali bir milyon ch'arında kalmaktadır. Bununla İngiltere Avrupada birinci mevkii muhafaza edebilmektedir. İngiliz otomobil fabrikaları 1950 ile 1952 arasında hafif bir du. raklama devresi geçırmış, fakat sonra tekrar canlanmıştır. Şimdi İngiltere 1938 e nazaran iki. 1929 a nazaran da dört defa daha fazla otomobil imal etmektedir. Fakat İngiltere, düşnyanın en büyük otomobil ihracatçısı memLekettir. Harbden evvel bu memleket imal ettiği otomobıllerin Lisette'nin Parısteki Güzellik Enstıtusü eskidir. Fransanın meşhur aıtistlerinden Edwige Feuilleıe ve Madeleine Renaud, şarkıcı Suzy Sohdar müessesenin devamh mü^'ensidirler. Müessesenin müdurunü en ziyade alâkadar eden bir nokta herhangi bir müşterinın, yaptığı rejim sırasında diğerlerine gorünrnek istememesidir. Sırf bu istek enstitüye bir kaç hususî oda iıâve edilmesıne, «yeni bir müşteri geldıi) diye hizmetçıler ve operatörler arasında parolaların yayılmasma sebeb olmuştur. Bir müddet işler eski metodlara göre yürütüımuş, nıhayet muessese daha ziyade kafa yorarak kadınları ev ışini ıhmal ederek uzun saatlerini spora hasretmekten; lüzumsuz ilâc almaktfin ve perhız etmekten kurtaracak bir sıstcm aramağa mecbur kdmıştır. Ilk fikır zayıflatıcı bir elbise bulmak olmuştur. Bu uğurda yalnız muessese mütehassıs'arı değıl bır çok doktor ve kimya müesicseleri de çalıştırılmış ve nihavtt rr.sksadı temin edecek hu'usi plâstik bır kumaş icad edilebilmişür. ##» Elbiseyi jiyerek ban yoya giren bir kadın larda sükse yaptıkları gibi; evlerine gelen sabah misafirlerini de, hiç bir tereddüde kapılmadan bununla kabul etmektedirler. Paris gazetelerinin yazdığma göre geçen yıl başında, muessese dikmiş olduğu on birinci elbisenin satışını kutlamıştır. Şimdiye kadar elbiseler Paris, Londra, Portekiz, Belçika ve İsviçrede satılmı? olup sıra Romaya gelmiştir. İtalyan gazetelerinm neşriyatına göre elbise, bilhass» İtalyan artistleri arasında itibar görecektir. Nitekim Matmazel Lisette de «Lolo Brigida, Sophia Loren ve Silvana Pampanini gibi artistlerin kaybedecekleri yalnız bir, iki kilo var» gıbi nazik bir ifade ile elbiselerinin ilk tecrübesini yapacaklarmı bildirmiştir. Elbisenin ücreü İtalyada 20.000 liret (resmî kur üzerinden 92 lira) dır. Amerikaya kaçak olarak lzmirde işçiler, grev hakkıgitmek istiyen bir amele nın tamnması mevzuunda bir toplantı yapacaklar yoldan geri çevrildi İzmir, 7 (Telefonla) 19 subst gecesi Izmir limanı deniz işçilerinden Hü.eyin Yalçın, bir Amerikan a^kerî nakliye gemisi ile Amerikaya doğru kaçak olarak yola çıkmıştı. Gemi, Akdenızde seyrederken açlığın tesiri ile ssklandığı yer den çıkan kaç?k Amerika yolcusu kaptan tarafından Akdenizde ilk uğ rak yerleri olan Kazablankada karaya çık?rılmış ve İzmire gelmekte olan dığer bir Amerikan nkliye gemısine aktrma cdılm'stır. Arr.e. ıkaya seıvet yapmak ü'.tre gitmek .stedipni söyhyen Hüjspym, Izmir 7 (T.H.A.) tşçilere grev hakkının tamnması mevzuunda girişilen teşebbüslere şehrimizde de devam edilmektedir. Ege Işci Fedçrasyonu tarafından 17 nisan tarıhinde, bir toplantı tertib edilmistır. Mezkur toplantıya şehrimiz işçi çevrelerınde büyük ehemmiyet verılmektedu. 120 bin işçiyi banndıran Izmir gıbi muhim bir bölgede ışçılere grev hakkırnn taiiınması uzerınde durulmaktadır. Ilâve eclıldığme gure, bu topîantıya bütün işçi teşekküllerinin mümessillerı iştırak edecek v» mühim kararlar alınacaktır. Tayyareci tulumuna benziyen bu | elbise, termuarlar vasıtasile boyun | dan. el ve ayak bileklerinden havz ; geçırmivececk tarzda kapanmsktâ I dır. Bu suretle ten ile elbise araf:n 'a k?.p?h kalan hava ısınacack, vücudü teılelectyk ve bir saat için , de 400600 gram kayhettirecektir. j bugiin limar.'mıza gelen Amerikan Birinci şart hususî tulumun. çıp j gemisinnen alınarnk polise teslim lak vücude giyilmesi ve vücud ile | edilmistır. Firari hakkınde takıbata elbise arasında hiç bir çamaşırın ge^ilmiştir. bulunmamasıdır. Bu bir saatin ılk Pingpong; h?kem kursu on beş dakikası ise va banyoda, ya guneş altında veyahud da ayaklan PingPong hakem kursu önümüzılık suya sokmak suretile geçirile deki pazartesi günü saat 19.15 te cektir. Reıim tektir; erkek, kadın, İstanbul bölgesinde açılacaktır. yaşlı veya genc içın yapılacak baş Şimdiye kadar 20 hakem namzedi ka bir rejim yoktur. Boylelikie zakursa devam için müracaat etmişyıflama tulıfmu bütün kadınları, tir. Kayıdlara devam olunmaktarejim yapmak uğruna, kıymetli vakitlerini sarfetmekten kurtardığı dır. gibi istediğini yemekte de bırakmaktadır. serbest Akçadağ kazasında iki cinayet Akçadağ 7 (T.H.A.) Son iki gün zarfında kazamızm Aliçeri köyünde :şlenen iki feci cinayet muhitte derin teessür uyandırmıjtır. Bır ailenin balta ile kesılmesinden sonra, gece bir cinayet daha işlenmiş, Yakub, Mehmed, Ahmed, Yakub adlarında üç kardeş tarla s\ılaması yüzünden aynı koyden Mua tasafa Inceyi tüfekle vurmak suretile öldürmüşler, maktulün amcasj Ali Seydi Inceyi de taşla başına vurmak suretile ağır suretet yaralamışlardır. Hâdiseyi müteakıb firar eden ka tillerden Ahmed ve Yakub yakalan mış, diğer katil henüz ele geçirilmemiştir. Matmazel Lisette, yaptığı elbisede şıkhğı da ihmal etmemiş; elbisenin modehni meşhur Paris terzısı Fsth'e çizdirmiştir. Bundan dolayı şık bayanlar, renk renk değisık olan elbiseleri giymet suretile plâj En yaşlı kansre hastası ETIBANK İSTANBUL ŞUBESİNDEN: Şartnaıııcsi Satmalıra sorvisimizden alınabıiecek olan muhtelıf eb'ed ve cınslerde: 300 ton profil demiri ve saçlarla 60 ton kar'oonlu çelikler Mübayaa edılecektir. tekliflerin 18/4 955 akşamına kadar verilmesi. (4465) Bridgton, B. Amerika, 7 (A.P.) Amerikanın en yaşlı kanser has tası olan Bayan Julia M. Chadbourne dün 100 y^şmda hayata gozlerini kaprmijtır. Bayan Ch?dbourne 80 yaşmda iken muvaffakıyetli bir kanser ameli>atı geçirmiş ve iyi oimuştu. Akrabalan. kanseıden değil jaşihktan öldüğünü söylemişledir Amerika kanser cemiyeti de BdHâdise civarda üruntü uyandırypn Chadbourne'un en yaşlı kanse; hastası olduğunu teyid etmiş mış ve yakalanan şoför hakkmda t:r. sürü sahibi takibat açtırmıştır. Capetawn (Güney Afrika) 7 (A. P.) Canterbury başpiskoposu Dr. Geoffr«y Fischer, bugün burad* verdiği beyanatta Prenses Ma; traret'in yüzbajı Peter Townsend ile evleneceğine dair haberlerm hiç bir suretle hakikate uygun olmadığını söyiemiştir. Başpiskopoa, bu gifci jayialann bir kaç İngiliz gszetesi tarafındnn uydurulduğunu söylemis, ve demişAlmanyadaki imar faaliyeti bütir kl: « Londr» gazetelerinden çoğu yük bir hızla gelişmektedir. Yıkılan nun bununla hiç bir ilgileri yok mılyonlarca evc mukabil inça edılen er i«yı*j 4^ milyonu bulmustur. tur.» Bunlar araamda kalabalık nüfusun Nil maratonu başladı barınmasına yarayacak blok apartıKahire, 7 (a.a) Nil maratonu manlardan başka bir veya bir kaç mahallisaatle 715 te Laşı=mır,tır. Bu ailenin ikametinl sağlayan küçuk birinci merhaleye 20 profesyonel, yapılar da vardır. Bu duruma gore 13 ü ?m?tör olmak üzere 33 kadın harb sonunda çoğalan evsiz barkve erkek yüzücü katı!mıştır. Al sızlann pek cüz'î rakamlara indıği man kadın yüzücü Gbela Gemlmg görülüyor. Nıtşkim geçenlerde neşile Mısırh Hasan Ebubekir Süley redilen bir istatistik çatıaltı bulaman, rahats'.zlandıkları için yarışt mıyan kimseleri bir kaç on binle ka^ılmaktan vazgeçmşlerdir. Mı ifade etmektedir. G«nç nesiU sırlınm yerine takima Abdül Hafız n «hane . berduş» olanların f lınmıştır. sayısını gene bu istatistik 40.000 32 kilometrelik bu rresafe öze olarak göstermiştir. Bunlar daha rindeki yarıj şu jekilde neticeısn ziyade kimsesiz kalmif çocuklarla miştir: serseriliği is edinen genclerden müTenl 1 HAmld Mustaf* (Mıjır) 8 rekkebdir. Batı Almanyanın 50 mil•aat 16 dakika yon nüfusuna karşı bu rakamlann kath birıalann yeşil sahalar arasın2 Hasan Ebubekir (Mısır) 8 fade ettiği mana, bahusus bombada yükseleceği, yüzlerce arabayı •aat 27 30 lanmamış bir noktası kalmıyan bir barındırmağa mahsus gavet nüvuk S Hasan Hâmid (Mısır) 8 »a memlekette kalkmmanın şümulüne bir garajın yapılacağı anlaıılmakat 47 dakika delildir. tadır. Gene oradaki eski Hansa ma4 Eric Johnson (İjveç) Bu söylenilenler malum olmakla hallesi, plâna göre tamamile değiş5 Hilge Jabseb (Danimrka) beraber kalkınma sahasında bilin tirilmekte ve 8 kathdan 25 kathya Telâviv Elçiliğimiz mıyen yepyeni ve cüretli teşebbüs kadar yapılara yer verilmektedir. Yeni mahallenin merkezi «zafer Müsteşannın öliim sebebi lere de rastlanıyor. Hsrtâ bunlar sütununun» bulunduğu. meydanbizzat Almanlar lçin de sürpriz haAnkara, 7 (Telefonla) Bir kaç zırlayıa teşebbüsler olarak belirti dan itıbaren yarım daire feklındeki gün evvel eski Telâviv Elçiliğimiz liyor. Bir çok şehirler yeni baştan inşaat mahalli, üç istıkamette açıMüsteşarı Ahmed Ragıb Bekayın imar edilirken Berlüıin bugünkü lacak geniş caddelerle şehrin diğer evinde ölü olarak bulunduğunu durumu dolayısile imardan mahrum kısımiarmı bağh yacaktır. Yerli ve bildirmiştik. O zaman, ölüm sebekalacağı zar.nedilmemelidir. Şchrin yabancı mimarların iştirak ettiği binin tesbiti için cesed üzcrmde projenin tahakkuku icin hükume; yapıian ilk otopsi neticesinde, o batı kısmı yani Müttefık ışeali al hazırhğa başlamıştır. Bahann »olümün bir mide delinmesile vuku tında bulunan kısımlan bu imar nuna doğru başhyacağı bildirilsn faaliyetinin en çok hızlandınldıgı bulduğu kanaatine varılmıştı. mşaat milyonlarca marka mal olaBu arada aydınlanılması gereken yerlerdir. Orası için hazırlanan mu j caktır. Bundan başka Berlinin imaazzsm bir projenin teferruatı hakbazı huiusların kat'l olarak anlannı gaye edmen diğer bir proje de şılabilmesi içn cesedden alınan kmda gazete ve dergilerüı neşriya 1956 v'linm nisan'nda başlıvacaktu. bazı uzuv parçaları bugün Adli Tıb tı eski Prusya başkentinin yeni Bu, gittikçe kesafet peyda eden ba gönderilmiştir. Adli Tıbbın ve cehresini çizmektedir. vasıtalarm geüşgidişine çare bulreceği rapoıla ölüm sebebi kat'î oİnşasma karar veri'.en yeni raa mak için yapıimaktadır. Açılacak larak anlaşılacaktır. hallelerden biri, «Siegessaule» adı yollar, altlı üstlü olacak, her türlu 16 keçiyi öldüren şoför verilen meşhur czafer sütunus nun vasıtanın akıp gitmesini sağlayakuzey batısmdan başlayıp bütün o İzmir 7 (T.H.A.) Şoför Süley aıvan kaplayacaktır. Burada bir caktır. «Avusı adınd';i otomobil man Yavuz idaresinde bulunan Gor çok yüksek yapılarla birlıkte iki yolu ile bağlandıktan sonra güney doğu istıkametme dönecek olan udes 56 plâka'.ı kamyon Salihli Kazun bir yol «Halensee» caddesinin zasınm Kır\'eh köyünden geçerken altına dalacak ve buradan, şehrin bir keçi süıüsüne dalarak 16 keçiyi en kibar muhitlerinden sayılan çiğneyerek oldürmuş ve bır o ka«Kurfürstendamm» a varacaktır. darmı da yaralamış^ır. İşin malî tarafmı hükumet deruhde etmiştir, «Hohenzollerr.damm» adı verilen mahalle kadar uzayacak Prenses Margaret'in izdivacı DÜNYA HÂDİSELERİ j Berlinin cehresini olan büyük bir proje Berlin yollarında bir kavşak noktası kısım, inşaatm llk merhalesidir kl yalnız bunun için 15 milyon mark sarfedilecektir. Bazı yerde üste çıkıp bazı yerde dibe daian yol inşaatının, zamanm icablanna ve mahallt ihtiyaclara uymak hedefini güttüğü aşigârdır. Ulaştırma Bakanhğı. projeyi tasvıb etmis, geyrüsefere uysun şartlan ihtıva ettiğini açıklamıştır. Diğer taraftan gene Berline ald olmak üzere ücüncü bir projenin hazırlandığı haber verilmektedir. Şehrin kuzeyine doğru açılmaaı tasarlanan şebeke, vaktüe otomobil yanşlarının yapıld'.ğı «Avus» yolunu da içine alarak oRogniyz» caddesile birleşecektir. «Witzleben» istasyonu civarında yerin altındaa seyredecek, süratli bir münakale sistemine yol verecektir. «Kaiserdamm» a kadar olan birinci kısmın irsa masrah, hesaba göre 20 milyon mark tutmaktadır. Ana caddelerin birbirile birleştiğl noktalarda yollann tedrid bir yükselisle sütunlar tizerine çıktığı görülüyor ki bu tarz yol inşasında ka vuşak noktalan aynı seviyede değil, altlı üstlüdür. Yani birbirini çaprazlayan yollar, köprüler ile aşılmaktadır. Hangi yol diğerine amud geliyorsa üste çıkmakta, öteki yer seviyesini muhafaza etmektedir. T. A. Muayyen zamanlardaki sancılara karşı Cumhurıyet'in Fdchî Tefrikası: Duvarda içiçe girmiş oymalarla I zerinden tâ tavana kadar eski YuEi.sıu. abanozdan, pek zevksiz bir, nan biçımi alçıdaft kabartma bır cede yadigârı. saat vardı. Gün gör sütun yukseliyordu. Tavan inanılmuş yaldızlı yüzu kış havasının mıyacak kadar yüksekti ve siyah lc^luğunda pırıl pırıl yanıyordu. dsmarlı beyaz mermer taklidı boUrsula içeri girerken saat kiyi öyle yanmıştı. cüerin ve tıntın oten bir sesle vurUrsula hiç bir yerde. hattâ İmpedıi ki bu sesle kesildikten sonra iç rial otelinde bile bu kadar muazei.ci vınlaması saniyelerce sürdü. zam koltuk, bu kadar büyük ocak Ursula ile kocası insana ürkün görmemişti. Duvarların dibine, pem tu veren o misafir salonlarından il be atlas kaplı, taht gibi koltuklar kihe, en büyüğüne. girdiler. Burası sıralanmış. gayet büyük yuvarlak bndenbire pek değişik geldi: Taş maun masaların çevresine camgol.'ğın siyah, beyaz renkleri, yaldızlı beği veya zümrüd yeşili sandalyesusleri yoktu burada. Ama, gene ler dizılmişti. Fesrengi, yeşil, ko5>kıcı bir hava vardı. Uçuk tozpem yu pembe uzun kanapeler odanm beden koyu fesrengine kadar kır genişliğini azaltıyordu. Oymslı, "nızınm türlü çeşidile döspnmişti, yüksek sehpainrın üzerine tavşan Dıada, burada da camgobeği, züm kanı çiniden, mermerden paha biriid yeşili, siyah, beyaz ve altın çilmez kücük hevkcller, Çin işi larısı parıltılar göze çarpıyordu. lâmbalar konulmuştu. Duvarlar açık pembe atlas kaplanYerde son derece ağır, nefti bir tuştı arada bir de bu kunufin ühah vtrdı. Duvarlara fanus icinde havagazi lâmbaları takılmıştı. Tavandan aşağı da, ışıl ışıl, billur bir sarkıt gibi, bır avize ıniyordu. Odanin iki başında da bırer ocak vardı. Yanlan pembe mermbre kap lanmıştı. Üzerlerine de gayet cicüibicili Venedik işi aynalar konulmuştu. Burada da, ne kadar ateş yanarsa yansın, oda gene adamakıllı ısınmıyordu. Ursula, damarlarındaki tutumlu Alman kanı hareket gelmiş, bütün bu masraflar yüreğine iniyordu. Alçak sesle: «Harikulâde!» dedi ve, kemerli pencerelerin iki yanından düğümlenmiş sarkan fesregi atlas perdelere bakarak, gözlerii kapadı. İkinci misafir salonu, ötekinın yanında. insana biraz daha feıahlık veriyordu. çürıkü burada az çok bir zevk goze çarpıyordu. Ortada ince bir sanat havası vardı. Eşyada fildişi ile aitın yaldız üstün ge liyordu ve bunlar ötekilerin yanında ince, hattâ ağırbaslı kalıyordu. Ama, gene de o gozalıcı renkten kurtuluş yoktu: Pencerelere, kemer lere şarabî kadıfe perdeler asılmıştı, açık renk kanapelerin fildişi, altın ve gümüş yaldızlı lâmbaların arasında bir iki pembe sandalye de vardı. Ocakların yanlan sarımtrak mermerdendi. Ursula içinden, acı acı: «Müteahhidin elinde belki pem be mermer kalmamış da onrian.» diyordu. «Wilham'ın yüreğine inmıştir!» Çalgı odasınm altın sarısı ve donuk beyaz renkleri Ursula'nın bir an ruhunu açtı. Burada kırmızıdan eser yoktu. Ama, fildişi rengi piyano, boruları altın yaldızlı, gövdesi sarımtrak renkli org (Ursula: «Bunu da kim çalacakV » diyordu). Odaya gene göz kamaştıncı bir hal veriyordu; bunlar olmasa orajı bir zarafet ve agırbajhlık örneği sa>ı labilirdi. Buradaki san mermer kaplı ocakta da ateş yanıyordu ama, köşeleri dolduran golgeler insanı ürkutüyordu. Ursula, bu sefer, büsbütün bunaldı. Memnun memnun gulürrvsemek, bo^una hayranlığını, şaşkrnhğını belirten sözler soylemck için kendini zorluyordu ama, pek güç geliyorda. Wıllıam onun peşİ5ira geliyor, ağzmdan çıkan her sözü, her nidoyı dıkkatle olçup biçıyordu. Ursula yemek odasma girdi. Orası da çok genişti. Koyu renk ceviz kaplama duvarlar, sıperli şamdanlar, kahverengı mermer kaplı ocakta usul usul yanan odunlar onun ümidini büsbütün kırdı. Buradaki eşya ağır ve kallavi şeylerdi: Koyu renk, kakmalı sandalyeler, açılmadan bile on iki kişiyi bol bol alacak yuvarlak bir masa, en aşağı üç metre boyunda bir camekân, üzerinde ayna, aynadan görünen muazz?m bir gümüş takımı; içinde düzmelerle bardak. tabak, fincan parıldıyan iki camü dolab... Ursula büsbütün afalladı. Ondan sonra evi gezme bir kâbus halini aldı. Kırmızılı, mavili küçük oturma odası Ursula'yı artık pek rahatsız etmedi. O korkunc mutfağı boynunu bükerek gez ü ahçıbaşı ile ve iki hizmetçi kızls taruşmak felâketine katlandı. Yüzü yorgunluktan ve üzüntüden kül kesilmij bir halde, zoraki bir zaraıct takınarak, onlara gülünueJi. Adları aklmda bile kalmadı. Yandaki limonluğu, ışıl ısıl yanan balo salonunu, girip çıktığı dolambaclı geçidleri de unutru. Ocaklar, tıtreşen şamd^nlar gözlerinin önünde bir tek yumak haline geldi. Taşlıktan üst kata çıkan o muazzam siyah beyaz mermer basamsklar merdıvenden ağ:r ağır, sürüklene sürüklene çıktı. Hepsi zevksiz bir ihtişamla döşenmiş olan yedek misafır odalarını, banyo dairelerini de gezmişti herhalde. Hatırlam:yordu. Yeni bir şey daha öğrenmişti: Wıllıam'ın da ayrı bir yatak odası, banyo dairesi vardı, kendisinin de. Bunu öğrenince kılı kıpırdamadı, Kendi dairesine biraz daha dikkatle baktı, çünkü her gece orada uyuyacak, çoccuklarını o yatakta dünyaya getirecek va orada ölecekti. Sonra, İçinde gene acıma ve sevgi uyandı: William, ihtimal onun şatfatlı şeylerden hoşlanmadığını hatırlıyarak, buranın pek o kadar cicilı bicili dayanıp döşenmemesi için emir vermişti. Duvarlar, uçuk san üzerine gümüşi çiçekli seten kaphydı. Perdeler Fransız dantelâsmdan, gümüş işlemell çuhad?ndı. Yanları beyaz mermerle kaplı geniş bir ocak vardı, en güzel ateş de burada yanıyordu. Ocağın üzcrindeki mermeri Fransız işi iki şamdan süslüyor, tavandan da sarı billuıdan bir avize sarkıyordu. Yerde güzel bir Fransız hahsı KULLANSNSZ • GRİPİN. baş. dif. adale ve soğuk algınlıŞı.ndan ileri gelen ağrıları derhal keser # nezle ve grip başlangınnda bir çok fenahkları önler GRiPi BEN2ERLERİNDEN SAKININIZ S I aldığınız müstahzarın hakikîGRİPİN I olup olmadığından emin kalmak için 9 GRİPİN ismine bilha&sa dikkat ediniz I I \axd' (Arkası var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear