28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Visan 1955 g^'> l '>itlllllllllllllllllll|||IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII lilttltlitllllllHHIHIt' BEŞ <I|IllMttlllltriil!IllMtllllltltlttlll1IIMIIIIIIJJIIİİlUllllltLMJIIIMIMIIIlllMM:iIllItlllllllllllltlJtlllliJlJl*JllltlliMM*IMIIIIIİIHll(fIlltIllllltllllilllTIIIIH ISEYAHAT MEKTUBLARI Seyahat grupumuz bir milletler kokteyli idi Yazan: Avrfemir Balkan Ingiltere ile Izla minimini ada c Bu adanın idaresinden mesul kımdir?» Sahile yığılmı| olan halk, nhtıma yanaşmî»ma müsaade edilmıyen bir gemiden sorulan bu = iuali tek bır «ğızdan ju şekilde' cevablandırmışü: .< Biz... Hepımiz Cehennemin dibme gidin!'> Bunun, tam manasile bir isyan olduğu aşikârdı! Gemi uzaklaşmi} ve bu küçük adanın bağlı bulunduğu hükumete derhal malumat ulaştırılmıştı! Evvelki gün Danimarka polisi, isyan eden bu ada halkına karşı ş ddetli tedbirler almış, bir gemi ile gelip isgale başlamı;tır. Çünkü bahıs mevzuu hâdıse, Ingiltere ıle İzlanda arasırda yan yolda bulunan Feroe takım adalarında ce'eyan etmıştir. Ve bu adflar da Danımarkaya aiddir. Nüfusu 23 000 civprında bulunan Feroe takımadaları arasında Bordo adasının sakinleri isyan ha lindedirler ve hâlâ polıse de mukavemet göstermektedırler. Neden? Bu i;yanın çıkmasında sebeb, ada doktorunun başka bir yeri n»kline Danimarka hükumeti tarafından karar verümi? olmasıdır. Kopenhag'da Sıhhat Bakanlığı 1953 yılında bu nakıl emrini vermiş, fakat o zanundanberi Bordo adasmın doktoru olan Halvoısen nfkledilememiştır. Dr. HaJvorsen, ikmcı cihan harb'nrien evvel (Danimarka Nazi partisi) ıdarecilerındendi. Almanya ile Danimarka arasında da harb patlak verınce Dr. H»lvo'sen Isveçs kaçmıs ve muhasematın devamı sırasında orada kalmıştı Harbden sonra Dr. Halvorsen Feroe takımadalarına geç miş ve Bordo'da yerleşerek doktorluğa başlamıştı. Itiraf edildiği gibi Dr. Halvorsen kendisinı son derece sevdirmiştir. Bordo adası sakinleri kendiini o derece de.'tekliyorlar ki, onun ufruna silâha bile sarıhnz diyorlar. Bundan bir müddet evvel Feroe takımadalsrı valisi, srhii muhefaza gemilernden biri ile Bordo adasına gitmls,, fakat yanaşamamıştı. Gemiden, 8«hılde tophtnan halka hitab ettiğı zaman da (cehennemln dlbine ..) sözleri ile kars,ılaşmıs.ti' Bunun üzerınedir kl, Danim?rka hükumeti artık bu meseleyi kökünden halletmek kararını ver m ş ve Parkeston adlı bir gemiye silâhlı 130 polisi bindirerek Feore adalanna yollamiştı. Bu gemi ile Bordo ad.sına inmeğe muvaffak olan 130 polis henüz ciddi bir hâdise ıle karşı!aş,nvmışlardır Fakat daimî surette tetiktedir,ler. Çünkü ahnan raporlar, ada halkının lilâh tasıdığım, mukavemete hazırlandığını bildirm:sti. Bu fdanın başkenti olan Klasvig'de "korku verıci bir hava» ejmektedır. Dr. Halvorsen'un halk arasında bulundugu ve Bordo adaaından ayrılmadığı Ösferıılmistir. Po syan lis doktoru icabmda zo.la ada yamadıklanndan, barınamaz bu dan çıkarmak hususunia t=lımat hale peldiklerinden kaçmak 20?lmış bulunuyorsa da bunu tat runda kalmıjlardır. Şimdi Bordo adaaına çıkan Dabik mevkune koymağa çekinmekninısrkalı 130 poLs ile müna3°tedir. betler ne olacak? Kavga ;ıkac3İ *** mı, kan dökülecek mi? Diğer tsraftan mesele «giyasî» *** bir manevraya da âlet olması ıhtımalleri behrmiştir. Froe takımBir ara Danimarka harb gemiadalan içın (muhta iyet) ıstıyen leri de Bordo adaaına karsı ıdakuçuk bir sıva'î erup mevcuddur re edilen harekâta istira* edecek ve bunlar Dr. Halvorsen hâdise ml susli sorulmujtu? BÖvle bir sıni kendi hesabli r n a ıst mar ihtimalin de mevcud olduğu söyynluna gıtmışi?rdır. Bu siyi3Î paı leimişti. Çünkü o civarda Dnnitınin idarecilesi, Danimarka Par marka donanmasma mensub «NıİEmentosuna bağlı yerli mPCİısin els Ebbesen) firkateyniuin deıaşfeshini, yenı secimlerin yaDiimt tığı görülmüştü. Dsnlmarka hüsını ve Feıoe ad'larının da muh kumeti, Bordo adasında isyan etfriyete kavuşmal?rıru istejıp denlere karşı harb gemUerinin durmaktadırlar. kat'iyen kullınılmıyacağını »ÇikŞım'iye kadar bu hâdiseler, kan lamak lüzumunu hissettim^tl. nğ ddkulmesine veya ciddî kavga renlldiğıne göre, Danimarka feılara yol açmamiîtıt. Yalnıı 3or kateyni, Feroe «dalarl civarındo adasından Dr. Halvorsen'un da uzurî zamandanberi (btıık araçıkf rıimasına taraftar olan iki makta) olan Sovyet jem'lerinın doktcrun evi önünde gece gündüi hsrekâtuu kontrol ediyonnus. Hftmi S. pr.tırtı ysnlmıs ve bunlar 'ivu ı [Ayaklanma, Ada doktorunun değıştirilmesi hakkmda alman karar üzerine başladı v e | iDanimarka hükumeti, Adaya silâhlı polisler yolladı, netice henüz malum deği)| Telefonik hattı Lechi civar istas> onlara bağlar iki Fransız: Htsbıhal, veya buma gdzlerinde tutuyordu. 4 Üç Fransız: Curcuna! dır...» Calaıs'den gemiye kapagı atnr atLech a. Arlberg .. Nissn Ote maz gozlprı Dovers aahıllerıne lim z tam bır Bâbıl kulesiydi. Her «Dovers'in beyaz yarları» na diFırtınanın *on günü idi. Otelimiiietten insan mevcuddu. Üsteiık kıli. nih.yet Englısh tea'lerıni içe mıze Miss Joy'un bir akrabfsı gelbızım grup altı, yedi çeşnili bır bıleceklcrdı... dı. İki metreyt yakın boyu, ınc» kokteyldi. Bakınız sayayım: esmer yüzü ile bu adamı bir yer*** Frau Mol v« küçük kızı, Holanden tanıyor olmalıydım. Çehresı bir Claude Elbel ıle Mösyö D'Har İngilizden ziyade Ispanyola veya dalı. Wauer Dooren, telefon miihendisi, Holandalı. Albrecht Zıe court burada tanışmışUrdı .. Elbel, Sicilyalıya benziyordu. Kendini tager, Heidelber üniversitesuvıen, Al Pariste Hındiçini bankasında basm nıtınca bu âjina yüzü mütesddid çalışıyordu. Dö't tene defalar tngiiiz filmlerind» gördüğütnan. Ernst Dieterl, Hamburgta servisinde radyocu, Alm»n. Claude Elbel. Ps evvel «Siyasal Bilgiler» i bitirmi» mü hatırladım. Christopher L«e .sr«te memur, Fransız. Ph. D'Har ti. D"Harcout ise Paris banliyö mini sinema meraklıları telbet tacourt ve karısı, felsefe hocası, Fran sünde bir lısede genc bır felsefe bo nırlar. ıız. Therese Ternynck, Sorbonne'ca cuı idi. İkisi d« gayet kibar ve naChristopher Lee çok jakacı, çok talebe, Fransız. Yüzbaşı Moulter, zik insınlardı. Mejhur kar fırtı candan, çok patırtıcı, çok komik nfsınm birind ve ikinci günü mesFrankfurtta vazifeli, Amerikalı. ve bir gencti. Yabancı memleketlerbiîbirinden çilli üç İnşiiız kızı. leklerınden, meşguliyetlerinden bah deki Ingılizlere hâs olan neşe ve Miss Joy, Miss Chambers, Miss settiler. Üçüncü gün konular ge ssmimiyetle herkesle şakaiaşıyor, nişledi Ve .. olan oldu; DHarcourt Durst... herkeac takıhyordu. Şamatası her müthiş. MendesFrance tarsfiarı şeyl basbrdı. Ortalık süt liman olidi. Elbel ise Hindiçini ile oıan aFrau Mol'un Holandnya »imıiy h lâkasından ötürü azıh bir '.antı du. Birind ak}»m Macbeth'den, Har« dönmekten beşka bir düsüncesı yok mendesiste» idi. Münakaşaya Sortu. Zaten kızı şimdiden zencı ço bonre'da talebe okn Mlle. Ter let'den Henry V. den tıradlar ocuğuna dönmüştü. Dooren ıse ya nnck te kanştı. O da Mendesi tut kudu. İkinci akşam tskoç, Irlanda kında Stockholm'da Erickson fab makta idi. Yalnız bazı noktalarda ve Gal {arkıları! .. Öyle kuv\'etli bir rikasına gönderilecekti. Onun he başka türlü düşünüyordu. Variyet bas «esi vsrdı ki beş Alman! bassablarıle meşbu idi. Her •jevi is boyle kalsa iyı ıdı Elbel azınliKta tırıyordu. Üçüncü akşam mükemveç kronu ile hesablamağa jaç.a kalacak, p?tırdı da bitecekti. Fa mel bir ruiça ile Boris Godunofu mıstı. Baska lâf ettıği de yoıctu. kat kuvvetler yeniden müssvi oldu. gümletti... Meğer vaktile ope ada Çünku Maüam D'Harcourt koca?ı da epey nefes tüketmiî. Dördüncü Dieterl ıle Zıeger bir aKşam, lıar akşam, "Üsküdara giderken » dibin son senelenni ber&heree Yu nın fikrınde değıldi .. Çünkü ona göre .. Çünkü... Şu haide. . Demek ye başlamasın mı?... Velhasıl ögoalavyad» geçırdiklerıni '.«»t»tüki ..: Dördüncü gün rezalet ay mür bir ad»m. Civar otellerden ler. yuka çıkü! Öyl« ki Fransızlarm ıpillet bize tasınmağs bajladı. Misha Otei müdüriimüz Herr Bareny de Avez'in eamtr kopyuı gibi bir şey, «hizip» e dahil oluverdi. Sarav • gürültüsü ordu hatıraların »arkı mubarek... bastırdı Eoına dağlannds> «SS Print Eu ları ile derdli İngilızleri Memleketimiz hakkındı da bilgen» tümeni ile tam iki tene <«*r gitti .. mediği yok... Bir iki defa harb P'imıjtı. Erteni gun başka lâf eAmerikf lı yüzbajı ile ku kıs gü senelerinde gelmiş gitmiş .. Doug dilmez oldu. Schnitzel'lere. Sup > • lüyor. neticeyi bekliyorduk. Tah las Fairbank* Jr' un Atatürk haklere Makedonya dağlan, Sırb par min ettiğimiz oldu. Mlle. Ternynck kında çevireceği f Imde çalıjscağıtizanlan ve Wehrm;cht karıjıp gıt ile Madrm D'Harcourt zıd kana m söylüyor. Şimdiden türkçe prami|ti... atlerde olmalanna rağmen acayib tiğe başlam?k hevesinde. Bana her *** bir muhakeme sonunda, erkekleri îeyin türkçesini söyletmekten umat etmı^lprdi. Ama asıl mağ'ub sanmadı tngiiiz misslerine gelince, sanki I lsr, Holandalılar ve civar mabej senc iır İngüteredarı uzakmışlar salrrdaki Avusturyahlar idi. Soyulduğunu iddia eden fınncı pıbı duıup durup "Ah Deronchire, yamağının paraları sakladifı Kent veya Susscx • diye sayıklı• *** anlaşıldı yoılrdı Hle bır gun Mis« ChamKuzfuncukta Icad.ve caddesınde H»be.s camdan duser gibi bana: Yüzbajı Moulter'e Avrupada çok san Receboglunun fırınındla yamakhk "Altıncı George u görmiiş tanınan bir hikayeyi anlattım: yapan Hu^eyin Yılmâz, evvelki gece rrüydunuz?» demez m ?... Cevabı «Bu sahnelere alışmaltsınız, mahalli z»bıtay« mürscat tdcrek. ce1 hınd» bulun»n satıj parası 220 Urıtnın. nı beklemeden kendi kendııı* : dedim. unutmayın ki: Kuzeuncuk civarında kartııına çıkan «What a wonderfull man!...» Bir Alman: Saf bir adfm, uç meçhul îahıs t,rafınd«n zorla alındedi. Anlaşılan bir çok İngilizler İki Alman Bir siyaîî parti, dıftını ıddia etmiçtir. gibi eski krala hâlâ âşıktı. Onun Üç alman: Alm n ordusudur. Yapılan tshkıkatta. iddianın asılsız için Altıncı George mzi Jeğiı, daıBir 'ng liz: Du'gun bir adam, oldusu. yam.tgın borcunu ödeyebllmek icın bovle bir plân hazırladığı anlaşılma «h&l • idi > Diğer derulcıi de İki İngiliz: Kriket macı. çaydı .. On güncür su araylb »Con Uç Ingıliz' Britanya İmparator mış paralar gonduJO yerden çıkartıls*ak fırın sahibine iade edilmistir. t nent» da doğru dürüst çav î'.e luğu olur. Halbuki. Suç i^nadır.dn bulunan Huîeyın Yılmemi=lerdi. Sovle sutlu bır rı vlân Bir Fransız Zckı bir acam. TT.AI Aalıveye venlmıştır | 5^^rıııtrrMtifMMMMMtıııtuıitıntıifrftiınrtrırırTiııırııı;iırMriMtrınfııı:trııiftittrrifMiıııttMiııtiMnııiHfiiMMntrıırTrrııiMfMiıınıifFriMMiıiMJtıııiMi'i 3 I i i ıiırırrııııııniüiFiijııırıırıırııııııııınırııüiınıınııluıtıu;ıiMiniiiuııııııııııııuııtıııııııtliilılııtilıııııtıtıiMiIlılllııllilllıllllMllllilltltılltlllııııııiHrrr Muayene edilirken Dr. un çantasından 50 lira çalan ievkif Blr kavga sırasında dayak yedlji için Adaiet Tabibl tarafından bir defa da hastanede muayenesine !özum gösterilen Ahmed Ateı; isminde biri, dün Cerrahpaja hastane^inde bir kadın doktor tarafından mu avene edilirken. doktor hanımtn çantasından 50 lira çalmıştır Adllyeye verilen Ahmed Ateî, sorgusunu müteakıb tevkif edilmistir. [ Dünya Hadiseleri 1 Blr İki vitrin rtjledikten sonr» orada da ssnat çeşniMİ akmaz ''uyor. Halka göre bu dekorUr pek sürrealUttir. Yani mahjUİ ^evki bozacâk, lanat tnlâyiîin» kasdedecektir. Nihayet bir gün 39 yt|>ndaki san atkin «nhyanlar çüuyor. Fakat anlayıj memleketinden degil, çok uzaklardan geliyor: Amerika, vıtria «üslern* ijinde Sören Linde'ye büyük bir plyt vermiştir. Artık o, dünyanm en kuvvetli üç dekor«töründen biridir Amerikada yayınlansn «Decor İnspiration > adındakl dergide onun İ > pek sitaÇn yişkâr yazılar yatıhyor. Vitrin dekorasyonunda en güzel buluşlardan biri de onundur. Böyle bir seçim tynı zamanda ona oldukça büyük bir mükâfat sağhyor. EB«rlerile ianat çevrelerinin y8İnız dikkatinl çekmek değil, bunun yanında Amerikay» da çağnkyor. Kendi memleketinde peygarrber olamıyan genc dekoratörün davetli bulundugu yer» gidip gilmedığ nı bilmiyoruz tma, bilJiğimiz şuUur ki, Sören Linde jimdl mem.aketinin gözbebeğıdir. Beynelmilel bır sanatkâr olarak Upp^aia Jıiaım r.azannda kaybedilmemesı lâzım büyük hemseridir. Üzerine titrînmek tedir. Bir ramanlar yaptıklarma bln kere pljmtndırlar. Onu kaçırmak lstemediklerinl, teklif dzeruıe ttklii yağdırmakla anlatıyoriar. Dükkân ve mağazalannın vitrinlerini on. n'tn ılardır. Istediği gî> RÛSlesin! .. Hep etk) teraaedir; her flkir ve ssnatın, «olrğan» dısına çıkması istenmez. Gelenekten nasıblı o!mıyan blr şeye «masktralık» dpaırten sebeb, her halde alışkanlığımız olacak. Ondan ötesini kaoal ett:.mek için gallba secaat lâzın. Yilmamak iee muhite kargı m tk^vemetin »artıt... T A. Kandil vüzünd«n yangın Taksımd» Billurcu çıkmaıında Maryantın Kiryakidisin 8 numaralı evinde evvelki gece devrılen kandilden yangın çıkmıs. üst kat tamamen yandıktan sonra itfalye tarafından sondurulmustur. İsveçin açhğa mahkum ettiği bir sanatkâr dünya çapmda şöhret oldu 'ns<a keiıdi memleketinde ftyr oıamaz, derler. D ı ^ ' a a r BıV çokları için sözdeki ;sabeti 1abul ^eek. Çünkü alışılmarc s s,ylere i t r j ı jadırgama Uk difî burauan biîJar. Bas üstünde tutulmaT.."k. ıruhitin gelenekln,ı.i2 a>kın hareket etmekten ileri gelir. Muha*?zîkâr tabıatli ınian'ar, mevcudla iktifa edenlerdir. Bır adım ileriye attınız mı tornıstan» zorlanırsınız. İşte bu zoriamaya kaışı ıro^up da ikinci ve IUJ.'.?kıb adımltrı attıgınız gün muscivrTiet unturlarma söz geçurue gunünuz gelmiştir. Artık bundan aonza sözünüz anlaşılmış, johbetinu Jmlenır olını stur. Yeni yol'ara aapapla.ın hal'ni kısaca tasvir aden ^U >atır'ar, Lmum! ahvAie tıyduğu için san tuı her dalına Ja i'yar. Dekorajyon v i r sanattır. Sıi»ıeme ve beğendinıe snnau! .. Satıbk veya satılmadık rcaü beğeuJirme, mı lın zevk ok^ayıcı, fidz *l;cı hale getirilmesi îeğil ıındir?... Bir ştyı slmak için evvulâ gorjıenli Ifi/ mdır. Alıcı göze gos'erraek için de vıtrın icad » ıilmı/ır. Ah^veişın ilk merhalesi vıt»'in öıtin'e başlıyacağından rfoze cç'me takınak vazıfesi vitnne düjDr. Hu <;e}me, herkese takıla'iıür ;ıi? K mı var, burnunun dogrus'ina gıclcr. Etrafını gormiyeceK Vadar doludur. KiMükâiat kazanan vitrin mi v?r, camın ınonJ» durdıiğu hal rülür. Hem de güzel gbstermek sar duğu vc çalıjtığı ^eh'r olan Upde burun kıvırır. tıle görülür. psala'da hosnudsuzlıık uyandırıyor. Fakat b. şkalığı driaysıle bir temaşa meşherini barın'Jırnn viirın ler de var. Onlar, müşteri çekmesini, dekorasyon oenılen susieme sanatma borcludur. Or<*Q^ hfcr 4?y 1 açıkça ve en bariz t?r;flrn;le gd j Havalar takrar soğudu Birkaç gündenberi normal pitmekte olan havalar dün birden «J*umuş. sühunet sehrimiz ve civarında hayli dü'müstür. Yesilköy Meteoroloji lstasyonundsr> öirendicimize eöre düa, azamj sıcakl'k H 11. asgarî ise 4 7 sarıtl grad derece olarak kaydedilmiştir. Buffün şehrimizde hava bulutlu olacak ve rüzeârlar lrjzeyden orta kuvvette esecek, sühunette İse büyiik değisiklik oimıyacaktır. Anadoluda havalar vaeıslı Sf,mektedir. En düsük sıcakhklar Ankarfida 8. Afvonda i 9 santierad • dfrecedir. Antalvada ise 4 17. İzmirde Î 14, Diyarbakırda + 13 santierad derece olarak kaydedilmi«rir. Sabık Afgan Kralı Mekkeye verleşiyor Kahire 26 (a a 1 ) Eski Afgan Krah Amanullah Han ömrünün »onunu Mekkede geçirmeSe karar ver mistir. K^hiredeki Afgan eleilijine pelen malumata göre. eski Afean Kralı Amanullah. Afgan hükümHan Zahir Saha nüracaat ederek affını I?temis vr bu isteği yerine (geti"lmistir. Bu affa göre. Amanullah, bundan böyle «Emir» unvanmı i kullanabilecek ve kendi'îine Af<îan hazinesi tarafındap 300 İnRİliz Hralık bir aylık bağlanacaktır. Elçilik. Amanullah H?nın Mekkeye gitmek üzere vakmda Kahlreye ffelecejini bildinmi^tir. Piae satan bazı fırınların kâfi miktard» ekmek çıkarmadıkları sikâyetlerder ana'şılmıstır. Beledi\e muralcıbları dun şehrin muhtehf »emtlerınde teftuler yaparak. fırınları kontrol etmıjler ve bilhassa | Iftar saatıne doğru fırınlar önunde ^ muşaheae edilen izdfhamın giderılmesi j İçın tedbirler alınması kararlajmıjtır. 1 Modern dekorasyoT lamtı. belirli çizgilerle bu K*yeyı e:de etmeğe çalışırken Isveçli bir sanatkâr çıkıyor, halkın anlamaaığı srkıl ve suretlerden sanat ese.len rreydsna getiriyor. Bu eser'er, evvelâ doğ İtib3ren LTJKS SİNEMASINDA . YENI ALTI KİTAB 1 2 3 4 5 6 Varlık Y^yınevi bu ay da yeni 6 kitabını sunar: J.P. Sartre ! U İşten Geçti (Roman) Franz Kafka : Ceza Sömürgesi (Hikâyeler) A. Çehov : Düello (Roman) Francis Carco : Geçmiş Günler (Roman) Necati Cumalı : Yalnız Kadın (Hikâyeler) A. Golpınarlı : Divan Şiiri, 20. yüzyıl Her kitab 1 Lira. "E, öyleyse gel Mr. Watsunla beraber. B J ?ıbi toplantılarda t u lunrrana tal&n ca müsaade edeıd'. unuıiran«iŞi,rdır sanınm. O zaır.anl.ı' hei o»*kâtibdım, değil ini'» Ben, kaçamak bir şekilde, bir Wnıır,d b:krı biı Sugene'e. !kisinde Je rrü^ttrık bir şey 'ardı ama. o ounu da anlıyamıyordu. Eug«ıc: «Öyıe efendim» dedi. 'A/nı oda. Hiç bır değisUc'k yok. Yjriırsamezsın.» Ben W^tsoıi uiı ıçınde gerg n bır hal, korku gibi bir jey vardı aır.a Wilüam Pıescuttun bu sözleri üzerine rah.'jtladı, fcattâ gülümser gibi oldu. Eugene: «Hiç unutmadım» dedi. Bunu soylürken içinden ge^( nleri karşısıiKiViiınn anlamasına im kân olmıyan bir hal almıştı. fşte bu halile ^ılham Prescott'tan di, Ben Watson dan ayrıhyoriu. Brn onun ou lıaıinaen kendısi kaoaı Willıam'ın dd 1 efret ettiğini ve ko.k tuğunu anUdı VVılIiam Prescott: «Güzeltı dedi, pek aksı oır l>ai almıştı. Kap.yn doğru yüridi. Akaaına bakm=da'.ı ilâve etti: «B»s dakikaya kadar btk l'yorum, Watr( 11 » Kapıvı vurup t'ktı Eufiene du»"muş. kaoıyj lak.jordu. Ben Vurdıi kpn~li /Î3n3'nt kıs kıs gülJ i. Eugene hâl$ kapıya bakıvordu Hafifçe gülümsüyor muydu yoksa? Ben, daha iyi görebilmrk igin, u Fınnlarda göriilen izdiham ESİR KADINLAR YURDU FrancoİM Rosa Simone Simon Valentina Cortes« Gino Cervi l'ııı Krtrbı İPİrikaM: 7 Daha dekorasyon mektebmi bitırmeden memleketın vılrınıerru süs lemeğe kslkıyor ama süaleyen de pişman, süsleten de! .. Çünkü halk, bu garib çizgileri ıscer.ıiyor. Ne mana ifade ettiğini anıamacüğı ve zevkmi ok^amadığı için vitr ıin yü züne bile bakmaz "İjyo.. Hattâ UpDsala'lılar, ona kızdıklan kadar vitrin sahibine de kızıyorl*r. Onlara göre Sören Lande'nın (sanat kârın adı) yaptıklan, jan^tı soysuz laştırmaktan başka blr şey d''ğildir. Onda alıştıklarını aı'.ycrısr. «Meskaralığa» gülenler, k.znnlarla bir olduklsrından Uppsalada »rtık dükkânların kepenkleri dekoratörümuze kapanmıştır. Soren Lmde bu sefer î^çka bir şehırde çalışacaktır. Oraya gıdiycr. l.wıeıı \AMUET OÜLVSK1N Cugene, gene nazık oır tavırla: «H«alete falnn ıınnmnn bcn. Mr W t5on» dedi. Ben Watson, mürekkcb lektli parm ğını o iıi gga bur'i'jnun l't'narıra üürtlü, gozier ni vt'\'i K.srın penceıetien ıceri /uran ayd'Dlığında kabak kafası ıjildn >ı. Agır eğır konusaıak: ••r'fk toysun ; en» dedi. «D»ha mektebıen yenı çkmıssın. Ben senı r.ajoıclum z ten. Damın oğlu 5enın oka'fıığun mektebde kapıcı. O ndyledi: Pek s«ğl m «y«kkabı 'lrgllmıisın se;ı « Eugene'in o çocukvsrî yütünde hafıf bir şaşkınhk belitdi f>m« gene de hoş goıur gibi b r nail varaı. «Ne bakımdan, Mr. V.'itson.'» dıve »ordu. Bunu gayet nnzik bir *4"iı>a >e sahıdtn mer^k eder «ıbi bır hi'iıe soırnUıtu ama, öyle bir cA*~ı \, dl ki Mr. Watton'un «içekbozujiu yuzü kipkırnuzı kesildi. Pek çirkin bir sesle: «<üstahrııs sın» dedi, «Bak sana töyhyey m, delikanlı: Küstahlara yer yoktur burada. Öyle şeye gelemem ren. Başk; tıbim ben burada, sen de benim yardımcımsm sadece. Unutınazsın bunu inşallah.» Sonra, tesi ni bıraz daha yükselttı: ıDuzenbaziık da istemem. Düzen )«zın bi115in sen. Çok görmüs. ^eçırnıi^im» dir ossaat anlarım. An'.i'Jtn rrı? Düzenbazlığa falan kalkmıyacak» •ın burdal» Havada genc bir deği^ık'ik ol bi, yüksekten bakan bıtuıden öç muştu ama, bu seferki üana kuv almak pek zevkli olacaktı. vetliydi. Mr. Watson'un Euçeıe'» Mhsus ağır ağır konuşun*: "Se dis biler gibi baktığını açıkça jrcni bilirım» dedi. «Kaçın k'Jr'a5 rüyordu. Onun bu hayın ray>n bsyım ben! Bak sunu hiç unutmo: kışinda gizli bir korku da sezil.Âmırinim, gözümü senden Byırnuyorau. yacağım. Düzenbazlığa • uktın mı, '< Eugene «kibar» sınıfmdandı. Ben kapı dışarı ederim. Mr. Prescott'an ise kıbarlatdan korıcaıiı. ^üver.eyanında uzun zamandanberi çniımezdi onlara. »Düzenbaz» dı'tr sıyorum, buıadaki memurl*r.n hep çunkü. Kendisinin anlıy^ma'iıg. bir takım Ljulleri, âdetleri, U'sk'.ecı ve sini benden sorar, ben ne dersem emelleri vardı. Bunlar anloftlır onu yapar.» Eugene, tatlı bir sesle: «E, t=Hî Eugene elnden kalemı bıraktl. şeyler olmadığına gore ne çok Gülümsedi ama. gülUmsüytrmuı tehlikeli olabilırdi. değıl mi ya?» dedi. «Başk» türlü gibi geldi Ben VVatson'). rurdu. Ben birdenbiıe keyiflendı. Bü olsaydı şaşardım.» Biraz «Kalbimi kırıyorsun, Mr. Wat tün ömrünce Eugene ^iblie/i hor Sonra: «£limden geieni yap«ıoa^ıson. Açıkça söyllyeyim, an.amıyo görmek, onlara üstün Relme/c enıt ma söz veriyorum, Mr. \Vatson» rtıtn ne dpmtk istiyortunut Ça.ı° lini besltmişti. Hiç bir } ey k >şı dedi. «Sizi memnun onak.r.m mmnk /olııtırlayım. Bu t}i dt : r \ v sınde agıkça şa^kınlık |ö.jrnııytn şalh,h.. Ben Watson, tehdid eder gıbı t lr rim. Verilecek içi elimden geldiğt bü insanların birindeıı ncle boyle. kadar iyi yaprmğa çalıgacağım... felâket karşısında kena:ne guvcne tavırla: «İyı edersin» de<lı. Kapı «çıldı, Wılham Pıe^cot; göS*yenızde. BOtün ı«tedigiw r,e «ı rek gulümsiyen, hadiseleri, ne ka»i.. ve Mr, Prescott'u memnun eU dar korkunc olursa jisun icüıacki ründü. o »ajrnaj •mniyeti bozamazau« fiEugene, bir hamlede hemen •mek.» yağa kalkü ve emir oe^ier gibi kibar bir tavır aldı. Müddr içtrı girince ayağa kalkmak Ba.ı'ın âdeti değildi ama, Eugene kalkıora ona da kalkmck düştü. KaİKtı ama, çocuğa da, diş biler gıb\ yjn jan bir göz attı. Wilham once Eugene e şuyle hır baktı. Scnra Ben «Vıtson'a aSndu. «Ben toplantı s^lonum £eçiyorum, Ben. Z;ptı gene sen Hıtacaksın. Eugene'i ds f»«t^r..) Burada keyifli keyifli Ren 'V, t c ı u süzdü. «Zabıt tutmasuıı öğıe'elirn ona, değil mi ya? öğreno.kt«n ?oııra, bu işi senden aiırız. O zaman hayli rahatlarsın, ha?> Ben Watson'un az kaisın yürtğine lniyorJu Willi^nı l're ılt'tun o zamna kadaı niç kcrltman,ştı; şimdi korkuyordu. «Ama, Mr. Prescott...» diye kekeledi, «zabıtları hep ben tutarım. Şikâyetim yok. Hattâ .. severim. Sonra, mahrem ve...» V/ılliam cesaret verir gibi bir halle: «Ve?« diye sordu. Ben sustu. Gözunün kuyruğu ile, Eugene'm yeıınde kımıldadığmı sezer gibi oldu. Willıam: «Zabıtlann mahrem olduğunu Eugene'm tukuir edeceğtne enıinini" Je Jı Ben onun bu K*dar ıçten konuştıığunu hiç du>ınamıştı Mr. Preitott çocuga do'ieıek sordu: «T..ndir edersin, değıi 1,11. Eugene?» «Taoii, efendim.» zanıp baktı. Eugene bir ara g lerine hayran kalm^tı. «Adam bu. lümsediyse bile şimdi gülümseüîi bakışın farkında an acaba 9 * diya yordu. merak ediyordu. Şimdi öyle bir Tierafcı yokıu. Biliyordu çünkü. EtMÎır: çfcvi, en William Prescott şirketinin vö şu «tam manasile ef«nui raah.uknet m kırulu üyelerini, topıantı sa lsr» hislerini gül"«ıseyi§lerne, kilonunda yahud kendi odasında, ne bar hareketlerle, o»r' »k cümlelerzaman toplanmış görse, onlara ka.jı le ne kadar sakla; larsa saklasıniar, gene ilk tanışmalarında duyduğu 0 0 gene biliyordu ki bunların hepsi soğukluk ve tiksin'iyi duyardı. Krn kendisine düsmsn gibi 'bakıyorlar, disi farkmda değilrli ama, ir.inde küçük görüyorlar ve mah''edebı'ebir de ürkek bir korkıı vardı. cekleri anı bekliyorlardı. İçinden, Küçükken, bir i,'in annesi ona öfkeli ofkeli: nBeklesinler!» dedıbulup buluşturup on l.uruş verWillism'ın kendi kendine: «Hemis., o da bu para ı'e cambazha nim cambszhanema dediği bu çaü neye gitmşti. Orada, plinde sade altında "ayılar'> da vardı. OilarJan ce incecik bir kamçı ile, kaplania pek o kada korkmazdı. Çünkii sinrın ka'esınden içeri guen hajvtn si değillerdi onlari «Ayılar» dan terbıyecisini h^y an hayraa scyıet biri A'.bert Jenkins ' di: Vakti mıştı. O pırıl pırıl yanan tunc rtnk îe Ursulla' nın peşinden koşan li kaplanlar, iskemielerinde ğayet sonra Bassett'lerin kızlarmdan lâkayd oturuyorlardı. Yaradnış'd Rose'u alan, avuket Jenkins; biri, rındaki yırtıcılık yalnız 0 süzuk eski âyan azasmdan David Whisgözler.nden belli oluyt.rdu. comb, biri de Leslie Nakliyat ŞvrWilliam'ın kulağı dibınd? bir ks keti sahibi Mr. Hazlıtt Le=ıi°. OrBassett, dın, yanındaki erkake «Taın ına taklarının: Barker Ezra 1 nasile efendi mshlu ''^, deeıl mi'n hâkim Oscar Muehller ve doktor Eli Bsnks'ın (tkaplanlıkl?rn> onlara diyordu. olabilirler, Bu «tam mana^t'e efendi n~a:ı da sınmıştı, tehlikeli luklar» kendilerinl terbi..'e cdetı r hınzırlık edebilirleııdi ama, ne de damın içerı gırip SMr.Unna cmğıu olsa hareketleri ağırdı, gafil avj gelişini gavet az metli hu ta.ula lanmazdı insan. seyrettiler. Fazla dikk^ fı o bakars k Bununla beraber, Will.sm Presayıb olur diye. lâKayi vr p^.'.S | d cott hiç birinin karşısında dikkatsiz runmeğe çalışan bir halleri vardı. davranmak cesaretini gösteremezdi. Ama, Wıllıam'ın en çoK onl'rın uy Kendisi onlardan değildi çünkü. kulu uykulu bakan, öyıeyken genc de adamdan bir an . jrrılmıyaa &öt
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear