Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Lüdwig Dünyasmdan Portreler (rrrtrrtfTnrtfttırrn frttififfrıiHfiıiTfiifiifiıtııifiııııtrıırtıniıiıııifiıuffiftıııııttııııuttııııifiırıııutttrtrmifuiııııııııırtiıııııifiiiıııııııiJiiHiııııırııııııifi Ölümünün 128 înci Yıldönümü Münaaebetüe Yazam Samih llafız TANSU Hayatta hiç bir kimse göstetilcfflez ki, Beethoven gibi çalıstığı, emek verdiği bir «anatm zirvfcsine çıktığı ve eşsız bir muvaffcknet I kazandığı haldc ömrünu. onun kadar ıztırpb ve yoksulluk içınde geçirmiş olsun. muhıtınden s:riece ıstıhfaf ve nankoriukie mukabele gc'r sun, ve btitün bunlara rağmen, oni yolundan çev rmek kabil oljna*ın, nıüziği ile haşbaja, birbirinden *yrılmaz iki dost ve arkadaş gibi yaşasın! .. İnsan szminin, sanat deha sınm \nı hakikaten eşsız adarnı, dün yamız için buyük bir ideal örneğinı, şimdi öiurr.unün yıldönümünde, b»rı onu hatırlamı$ olmakla, tnjmnhğ;n bir zamanlar gosteıdıği ılgisizliğin, kefaretini bu suretle öde f m3 olalım. Onun en büyük meziyeti, be'ki san=tından ve müziğinden daha <!ik kate değer tarafı, hürriyete sonsuz bağiılığı, bu kuvvetli atkı, her §eye, mevkıe, seıvete şöhrete kaişı bile terketmeyışıdır. Onun bu hürriyete karşı duyduğu lonsuz sevg'nin bir çok misalleri içinde anlatılan | u hâdise, kimseye minne etmıyen sağiam karakterinın guzel bir tpzahurudür. Viyanada bir gün Goethe i!e parkta gezinirken uzak. tan Imparatorun aıv bası görunur. Şair, Irr.paıatoru gelâmlamak üzere hazırlanır, kenara çekihr, üjtünü basını düzeltir, Beethoven hiç istifini bozmaz, yanındaki yerleıe kad?r iğlip tapk?sile hükümdan «clâmlarken, sanatkâr, yalnız bakmakla iktifa eder. O zaman İmparatorun, B#ethoven'i tanıyarak ona İltifat ettiği, bu suretle herke»in hayret ve heyec»nım müzıjyen üzerinde topladıfc görölür. Serazad hayatıhm bu tabii icablandır. Ser fonıleri. mesien. «onatları kenduinden başka herkese, tâbie, müsizyen lere. dınleyicilere maddl re manevî faydalar »ağladığı halde, bütün ömrünce perişan kıyafeti, ytrtık ayakkabları ile, gölge gibi dolaşan, her ümidn arkasından bir hayal sukutuna uğramıs olan bu dâ hi için. kime minnettar olmak, kirre müteşekkir bulunmak icab ediyordu? ÜsteÜk o tabiatle de ınücdele etmek üz?rp idi. rtmrün'în M>nun* dogru kulaklarma irız olan f»gırlığı, onu, kuslann »e»ind»<tı, ytpraklann hısırtıjmda' • • > (.• "• zerme ifilip çalıştığı piyatıodan, za rr.an zaman id re cttı^ı ırk^s ı.mm •hpnginrfen mahum ett;ktj»n »onıa. haysttn ne zevki kalabiliHi? • Bu zahm talıhı. esrtlağından yakalamak totiyorurn. göreceksin z, bu rnnmra t?lih, beni hiç bir zaman yere *«remiyecekrir.» diyen .iana».k*r, her |«ye rafmen ayakta durnnga, ve yr.''inHa yü' ıimeje gayret a n ' :nı?. fakat soğuk bir havada, j'oksulluk ioinde dünyaya gözlerini kapaiTi.i,tı. Ölüm döşegı^de. eüneşli gün'.sr. bu lutlu jtökler. ıslsk ve yağmurlu mevsimler'le hayatmın bütün t=kvimini gözlerinin önünden geçirmişti. Doğduğu gün, ve nasıl bir muhitte yetiştığini sonradan bütün teferruatile annesinden dinlemi?ti Huysuz ve saıhoî bir babanın sulbıinden geldiğmi. ve küçük parmaklıklı bir kapıdan girilen sarmaşıkiaria öıtülü iki katlı mütevcZi evinı. çocukluk hâtırslan içinde hafızasmda tutabilmiştir. Kolonya gibi mua7z?m bir Ş/ehrin civarında. Bonn gıbi a^ııde bir kasabanın biı köşe*îinde yaşdıklannı, babasının kasabanın kilisesinde tenör buluaduâunu di biliyordu. Geçim sıkmtısı çeken bir a.leye küçük yaşta yarHım etmek zorunda kaidigını hatırlıyor. on bir yasından başlıyarak kilise orkestrasınd^ keman çldığını. ve iyi hoca adan der» aMısîını unutmuvordu. fiir ?ra Mozart ile tanısmak hev» ir.ı ven«miyerpk ufak bir imksnj^n fay.Islamp Vivsnsva «it'ıâini. ,'akat zalim tal hi.n burada d=> friiJt) onu tekrar Bonn'i dSnme^e roecbur etyatskta bulduğu »e'glli an i gmi, ve bundan sonra bu strhoş ve huysuz baba ile çile do'iuımafa mahkum olduğunu Ha şımdı ne güzel hîtırhyordu. Genc'ıfc \e cukluk hayalleri içınde tendılftiıe iyi görüştüğü Breummg aüesinın güzel kızhrı Eleonora'ya levs verdiği lâtif günleri, ve ılk duyauğu çocuk aşkını. janki şimdi bu foiuk ve yok5ul oHada, bu tatsiz yatak içınde bir daha yapyordu. Kıriarcfa dolaşt'.ğı günleri, CKen bab^mız) diye rasıflandırdıfcı Ret» nehri kıyılarmı, vatan sevgisini hepsini, hepsini tekr r içinde buluyordu. 1792 de tam 22 yaşında musiki tah»il etmek üzere geldiği Viyananın »irin muhtini, »öhret ve şeref dolu mecli'lerini, ormanlarındaki &ükunu, kili.«eleıindeki heybeti, park larındfki lezzeti ne olur, bir daha fakat gene o yaşa dönerek ya^ıyabilseydi? Hele yılhrca konservatua ra devam ettikten »onr» 1800 de tam otuz yaşmda verHiJi meşhur kcni«ri, burada Mozart'tn, Heiden'den ve kendisinden çaldığı parçalan, gök gürültüsünü andıran alkı^ ve tezahüratı, tonra sıcak ve yumuşak güzel kadın ellerinin, ellnde biraktıgı tath hlsai, şimdi bu soğuk odada ve bu peTis n yatakta hatırlamanın ıztırabı İle acı acı giilmüstü. Sanatı için de bildigi funbrdı. Bi dayette telli sazlar iç n bestelediği kuvatüorlarda Heiden ve Mozart'ır tesirinde kMmış, piyano ile ya2dijb sonatlaTda ho$a gitmekten ken dini kurtarmaga ve ciddl bir üslub» yanaşmağa temayül etmiyti. Hayatında bir dönüm noktas) Myılan bu I80O tarihmde v«rdi||ı konser, onun istikb?linde büyük bir tulâa iaaret olmu^ken, hemen zalim talihin karIisına çıkar^k ona sağırlıgı hediye etmesi kadar, feci htr hâdUe olamazdı. Dostu doktor Vegeler'e yazdıgı mektubda; "Mitün mücadelelerime rağmtfn. zavallılıiımı. biçarelig mi görüyor. nevmid oluyorum.» EJer Beecthoven'i karsımııbtıgtin muapam ve eTi;ilm«, tepcleri bulutlu bir rlağ Ribi görüyorsak. bunun ona bıtıp tükenrniyen ve s nki İran mâbedlerinde vaktile bir türlü ^ön^üvülmiypn mu kaddes ateşler gibi, bütün mevcudiyct nde duyduğu kuvvetli ihtiraslardan doğduğunu unutmamahyız. Gene bu acı ve tatlı günleri içinde Bohemya kral müşavirinin kızı püzel Gulietta'ya verdiği dersleri, onun y s şından bir misli daha yaşlı olmfsına rağmen onunla mesud bir vuva kurabüeceğini zannettiği ümid ve hayal dolu yolların onu bir izdivac talebinde bulunmağa sürüklediği heyecanh anı da şimdi ha Ondan aonra dağlar, koiar, ionatlarına, senfonilerine ilham kaynağı olrnuştu. Bir müddet sonra P?oopleon'un Viyanaya ?ırme»i, onu marşlara sürükledı. Napoleonu. hür riyete inanmış, ideal bir insn zanVarını yoğunu kaybettikten son kâra geçiyorî nederek heyecana duşmüştü. Halk kiine koymuçtur, 3 İspanya iıe ra Alfred Krupp'un tekrar kâra Krupp'un, dökümhaneleri ile kö Yunani^tanda dökümhaneler yaciçinden iktidara kadar yükselmiş, geçmesı her tarafta hayret uyanmür madenlerine tekrar r»hib ol msktadır. 4 Irak, Siyam /e Şıli arksmda sayısız zaferler bırakmış dîı mıştır. Geçen hafta Krupp firduğu takdirde nasıl bir geîişme de liman inşaat işlerini üzer ne Fransayı inkılâb ve hürriyetin ku ması temsilcileri, gazetecileri dakaydedeceği de buradan anlaşıl almışbr. 5 Sudan ile İranda ne cağına atmış olfn bu insandan Ç O vet etmişler ve oniara geçen yıl mıyor değil. jey bekliyordu. Fakat pek az son bat! yağ fabrikaları inşa etmekzarfmda bir rnilysr marklık iş *** ra onun imparatorluğunu ilân et tedir. yaptıklarını ve boylelikle ılk aeiı Halen Krupp firması 60 îabrikatğini, kraHara mah^us sarsyda ika Alfred Krupp'un halen eünde kâra geçtiklerini açıklamaşlfrdı! ya sahibdir. Bu firma, 27.000 ton mevcud 60 fabrikasından çıkan mete başladı^ını, muazzfm bir tah Bu hedefe nasıl vanlabümiştnV luk petrol gemılerınden takm = malın herrpn hemen yüzde 20 si sisat ile yaşadığını isitince donup Krujp'un esas kuvvetini ve ser dişlere varıncsya kadar muntelif ihracata gitmektedir. Fırma, ökalmış, bu tek ideal ınsani da kay vetinın de tcmelini Rhur havzasahalarda faaliyet göstermçktedir. nümüHeki yıllarda bu nisbeti dabetmenin ıztırabı i!e bu senfoniy sındaki çelikhaneler, dökümhanebir de cenaze mrrşı ilâve etmişti İşte bu sahalardaki faaliyetidir h» da arttirsc'&'nı s5vlpmpkte^•^ ler ve kömiir madenleri yapmış«Ah iktidar diyordu, ınsanı nasıl ki, on senedenberi ilk defa .«kü ki bu da tntriltereyi, Fransayi vt tır. Fakat ikincı cihan harbini mü değıştiriyor!» Artık Napoleonun a çük» bir kâr »ağlsnmasına imkân Birleşik Amerikayı endijeye se\ teakıb müttefik kontıo'ı komısyodını ağzma almadı, o bir kış güvermiştir. Diğer taraft^n 1948 se kediyor. nu bu çelikhanelerle dökümhanesi ffibi dünyamızı ısıtmadan nesindenberi Krupp'un Batı Alnelaıi ve madenleri Krupp'un eçüp girmiçti. Fidelio operasını hamanva devletlne 2fi4 mlvnn nı = rk Alfred Krupp firmMinın bir linden almıstı. Hitler devrinde sizırlarken de nasıl bir takım havergi ödemis olması da, yalnız çözcüfü basına söyle demiştir. lâhlann büyük bir kısmı Krupp yallere k?pıldığrmı şimdi acı aC geçen sene zarfında amorrUman t Çelik fabrakalanmın, dö tarafından imâl edilmişti! hatırlıyordu. Fakat o da diğerler: faslına 200 milyon mark koym««ı kümhanelerimizi ve kömür ma1953 yüında müttefik kontrol giM nankörlüklerle karşıVmmıştı da ne sekilde yayıldıgı hakkmda denlerimizi tekrar l^leteceğimiz komısyonu, Krupp ile bir anlaşBh ara Troppau'da do«tu Bnınsfikır vermektedir. günler gelecektir, yakındır. Fran maya varmıştı. Krupp, kulianamj vik ile geçirdigi güzel günleri ve Müttefik kont ol komisyonunun sa Mze Kiırey Afrikada ağır samakla berfber »ahibi buiunduğu kızı Tereza ile nisanlanmpâa muyüksek rütbeli memurlan ve ik nayi islerinde !sbir!i]W teklif etçelikh?neler. dökümhaneler /e kö vaffak olduğunu, fakat biı ni*amn tis^d! meseleler ekjperleri dahi mektedrr. Fakat çelik fabrikalamür madenla.ini beş senelık bir f"a ona iyi Wr Mivae getirpmc Krupp'un tekrsr klra geçmesı rımız, dfikümhanelerimiz ılmadan müddet zarfmda baskalarma ja'eini hatırlamak da ıztırab veriyordu karjısmda hayretierini gizliyeme böyle bir igbirliğine nasıl gidilir. mayı taahhüd edecek ve buna mu Mehtablı bir pazar gece=i, başlıyan mişlerdlr. Müttefiklerin bu hatalı yoldan dö kabil servetinin geri kalan kısmı ve piyano üzerinde gezrnmelerle nereklerini r^nnediyoruz!» da müttefik komisyon tarafından yürüyen bir a'şk itirafı, talihsizli^e Alfred Krupp'un bilhasîa IhraFakat celikhanelerine, •18küm«erbest bırakıl?caktı! Krupp, beş ugnysrak neticeye erişmemişti Acat piyas=lan ile meşgu! olduguna han'lorine. kSmür m'denlerine ka kö'mür madeninden ikisin ^eçen pasionata sonatı, bu tatlı günlerden dair haberler. ihraeatçı di&er sa vustulctan sonra Krupp tekrar sene »armi|tır. Fakat bundan lon bir hâtıra degil mi idi? Dominor nayi memleketlerinde endise u silâh lmlîtee baslıyacak mıdırT ra da ıstış olmamıştır. Fiatlar mü ?enfon;»1 ile Pastoral senfonl hep yandırmıştır. Mfred Krunp'tm bu stıall şu tçsaid değildir, bekliyoruz diyoılar! Tereza düşünülerek meydana geKrupp'un dış memleketler faa kiHe cevablandırdığı söylenmîkAUred Krupp Mevcud malumata göre, ikinci tirilmiîti. Aradan yıllar geçtiği ve llyeti hakkmda su tafsüât ^eril te<îir: cih?n harbinden sonra Krupp'un meliyeri ile harb tazminatı Krupp Tereza ba^kasile evlendiği halde, kat herkesi hsyrete düşüren nok mektedir: 1 Firma Hindistan " Bflrön ffayretlml plâstik mad durumu şöyle idi. romantik bir ruha m?lik olan Beetservetinin beste dördünü gdtür ta fudur: Nasıl oluyor da Krupp, ile Pakistanda çelikhsnelpr in?a deler uîennde top'uvorum. Bu ho\'en. onun için 1816 da bile: «Onu « Bombardımanlar, aavaşlar müştü!» servetinin temelni teşkil eden çe ermektedir, 2 HinHittanda 1P0 'ahada !$ olduŞıın^ kanilm. Fahâlâ ilk gördüğüm gün gibi heveİşte Kruppn elde kalan befte likhaneler, ('okümhaneler ve K> bin kiçi için ev inşaatı ile alâ Vat nıırdan böv'e Krupn si!5h ve nfhayet müttefik kontrol komı» canlanıyorum!.. diyecek kadar kuv yonunun giriîtiği parçalama a bir ile tekrar ışe ba^lamıştı. i a mür m*denleri olmadan tek: ar kalı bir procramı da tatbik mevefmivecpktir Hâml Svetli bir ajkın zebunu olmu^tu. He 1 ıınimfiııinıırırHnfnııııınfffirfitiHiııımMnfiifrHiuıtttHtıiHiHHiıiHUHinıiHiıiHiMrttiiHiııııııtııiiMiıııııtıuıııiHfiuıııııııııtiı ııııııııııifiiHiıııııuınıtıııınfiıııııı nııııııııııııııııtiMiıııııtMtııınıııtııiMnıriMiıtıi!ii!nıuıtııııııiMiınıiMiMirııııiMiınuıınnınınif!iiMii[i!nMni!!!Mr[fiın'!'"(!iHr~ le «taüh kapıyı böyle calar» adlı ternt ve sahane finall ile bu «enfoniyi, «anatkânn birinci sınıf e.«rerlerinden birl saymak lâzımdır. S?natkârm yedinci ve sekizind sen fonileri, Topliç sehrinde yazılmıştı. Sanatklr burada neşeli ve heyecan gün C'talcay» b»|îı Karahdır. cakcty nahiye»ind« bir hadlıe cereyan anayi âleminde mucize: Krupp tek rar kalk ınıp kâra geçti Krupp fabrikaları yanmış, yıkılmış ve Müttefikler tarafından dağıtılmış, dökümhaneleri, İ madenleri elinden alınmıştı. Bunlara rağmen geçen yıl 1 milyar marklık iş yaptı 1 Bir çocMk, babasını balfa ile yaraladı L TECESSV SLER Bu »«nfonilerile lftih»r eden flstad. haklı olarak îövle demi^tı: «Ben Incanlık için kevser şarabı hazırlıyan Bâkü'üm!» Kendlsrni k?dfm medenlyetvn sar»b tanrısı, levk ilâhı görecek kadar, ruhu »evinc ve imünla dolu dl. Her darbe, bu büyük ad mı, bavata daha fazla baftlamıstı. Fakat btı muvfkkat ne^eleT. >nun ıztırab ve sefalptle dolacak ömriinde, bir çiçekle bsh'r müjdeliyen mevsimlere b^nziyordu. HnkikiHe valnız yapayalnızdı. Hâtıraîarında »ftyle yanyordu: «Hiç dostum yok, dünyada yapayaînızım». Hayatmın son on senesi asft?rhgının artm?«ı, sefaletinin tahammül edilmeî bir hale eelmcsi. yeâeninden çektiği pzivet ve nankörüklerle dolu geçti 9 uncu senf^ni. onun hududsuz hürrivet )«*eğin!n ne büvük ve ne azarnetli tpzarürfl di. Fakat taüh. kudretli b:r fiavun gibi bu âsi kölegini yerden ye re çarptı. 1827 vılnm ?fi nart günü, fırtınalar. eök gürültüleri ve ssganaklar baünde y ğ a n \ s m n r arla. dünyamızdan sessizce çekilip »rmıs. bir gene balta i!e babasını b»»ından «}ır «urettc yırslamıştlr. Karac»köy halkından Hüs»ym Kufkapanla 18 oğlu Nazmi Kuşkapan, evvelki gün saat 9 30 sularında ormanı gltntek münak«»a etmlslerdlr. Mün«k««a bir anda kavgaya donunc» Naıml elinc gcçirdiıjH balta ile babatına ıtıcum etmıs ve bajmdan ajır surettt Dünyanın her tarafına yayılmış 1 nisan menşei hakkında söyle etmelerine de, sebebiyet varml|tir. aralamıjtır. Yaralı dertıal hastaneye <alriınlmı|. hüyırjıı evlad1 yakalanarak ve benınuenmif olan 1 nisan (al nenler oldukça çok ve çeşıdlidir, Hâdise şöyle olmuştu: 30 mart datma günü) hakkında araştırmalar aşağı yukan, her millet bu âdeti akşamı Viktor Mahra bir arkadaahklkala baflanmıttır. 1 Nisanın ıtıenşei ve son yıllarm meşhur olan 1 nisan şakaîarı kendis.ne mal etmeğe çabşmakta ve bu aldatma gününün iik defa kendi memleketlerinde âdet olduğunu iddia etmektedirler 1 nisanın men»ei ve tarihçesini bir tarafa bırakarak son zamanlarda, vuku bulmuş olan meşhur nisan aldsrmalannı gözden geçirirsek daha eğlenceli olur. sanırım. Meşhur 1 nisan aldatmalan arasmda, 1952 yılı 1 nisanmda Londrada vuku bulmuş olan şaka enteresan olduğu kadar, Ingilterede velvele kopararak asayişi bozmus ve terihe geçmiştir. Victor Mahra adında bir matematik talebesinin yaptığı «aka. Londra gazetelerıni büyük baslıklarla sahıfelerce yazılar yazmağa. Scotland Yard'ın seferbcr edilmesine, hattâ Avam Kamarasında mebusların hükumetten izahat taleb şile sokakta yürürken birden iğilerek yerden bir kaç sahıfe kâğıd kaldınr, Viktor arkadaşile birlikte sahifeleri göıden geçinrken «Hanvell atom merkezi» adını okuyunca ve diğer sahifelerde de bir çok kanşık matematik formüllerini görünce, bir iki hafta önce adı geçen merkezden, atom araştırmalarına aid gizli askerî vesikaların ortadan kayboluşunu hatırlıyarak, kâğıdları hemen bir polis karakoluna götürerek teslim eder. Karakoldan bu kâğıdlar Scotland Yard merkezine yollanır. Orada ılim adamlarının iştirakile tetkiklere devam edilirken, Scotland Yard.ın bir »özcüsü geceyarısına doğru, şöyle bir demeçte bulunur «Vesikalar tetkik edümektedir, atom merkezinden çalınmi} olması ihtimali vardır...» Gazeteler bu haber üzerine ertesi günü (1 nisan) çıkacak olan nüshalarım tamam.le bu mevzua hasrederek. büyük puntolu başlıklarla yazılar hazırlarlar. 3 milyon nüsha basan «Daily Express» bu havadısten istifade ederek bütün birinci sahifesini büyük manşetlerle bu olaya «yırmij olarak çıkar. 1 nisan sabahı bütün Londra ü nir içındedir, zaman geçtikçe endi|e artıyor, nihayet öğleye doğru Avam Kamarasında bir nebus ayağa kalkarak «atom cırn> hakkında izahat taleb ediyor. Gittikçe hâdisenin vanameti büyüyor ve bir «kandalın patlak verecefi aırada, kâğıdlarda yazılmif olan matematik formüller, nihayet çözülüyor ve bir acemi matematikçi tarafından, gelişigüzel, şaka olsun diye, yazılmı» olduğu anlaşüıyor. *** tki sene evvel Brükselde geçmis olan hâdise de oldukça enteresandır. Belçika Antibolşevik Birbği «Unite Belge» komünistlere bir nisan oyunu yapmak maksadile, Belçikalı komünistlerin gazetesi olan »Drapeau Rouge» Kızı! Bayrak) m yüz bin sahte nüshasıru bastırarak abonelerine yollar. Ertesi günü, 1 nisan, aboneler partilerinin gazetesinda Rusya ve Stalın'e karşı müthiş hücum eden ve onlan sert bir lisanla teokid eden yazılarla karşılaşırlar. •t* T^ *I* Otel farsonlan bir adarnı dÖTtnüfler ve 1000 lirasmı aknışlar Sultanahmeddt Kuçukaya^ofyada 18 umaralı gecekonduda oturan R'jhsar îeser lnnlnde bir sahıı evvelki gec« eyojluna çıkmı?. gazinolardan birine içtikten sonra ranına aldığı uyguntrut bir kadınla Bojaıiçine otele gitlytlr. Ruhsat. bir miktar da otelde İÇıi», h*sab gorecegl aırada, garson dıl Zeyrek ve Enver Süvarlyle kavga m.îtir. Garsonîardan bir hayli dayak yen Ruhsat. pollse bajvurarak kavga ıırasında 1 O lirasınm da «lındıgını 0O ddia etmlştir. Bu iddla üzerme gar»onlar yakalanarak tahkikaU bajlanıjtır. yapmış olan kimseler onun menşeinı tâ eski Romahlar devrine kadar götürmektedirler. Cerere'nin kızı Proserpina'nın kaçırıldıgı şayiası 1 nisanda duyulmuş ve derhal yaIanlanmış olmasından sonradır ki heı nisan ayının birinci günü sürprııler yapmak âdeti baîlarruı ve devam etmiştir. tırhyoıdu. Cevab için bıraktığı iki günlük mühletten sonra güneşli ve ılık bir sabah köşkün, merd venlerinde her zam?n olduğu gibi onu Gulietta yerine bir uşak karşılamış ve titrek parmaklarile aldığı bir zarfı sanatkâra kibarca uzatmıştı. Kızm r?hatsızlığını söylerken, uşagın, ne kadar gıkıldığı meydanda idi. Tenha yollarda açılıp okunan bu mektubda acı bir red cevabı var dı. Kızm babası, kendisinde tatmin edıci maîlek de göımed ginı yazıyordu. Muzik hocılıgı, demek izdivac için ar^nılan teminatı vermiyecek kadar zavallı bir meslekbiı müddet sonra kaybetti ti! Esrar içtiklerl Iddıası Ue Adliyeye •erilen ve bir müddettenberi 4 uncu Ceıa mahkemesinde yargılanmakta •lan Yasin Guler, Sçzal Dlkmen. Yrşar îündoğsn, Osman Özjüder v« lz?et \ksu 2 f«r >«n« 6 sar aya mahkum ıdılmijlerdlr. 5 esrarcı ftlşer sene hapse mahknm oldu Fransızlar da 1 nisan takalannın menseini »öyle anlatmaktadirlar: On Üçüncti Louiı zamanında Loren Dükü Dokuzuncu Charles Nancy şatosunda mahpus iken 1 nisan günü kaçmağa muvaffak oluyor ve Meurthe nehrini yüzerek geçiyor. O gün de balık mevsiminin ilk günü oldugundan, Loren1:1er düklerinin Fransızlara (Poisson d'Avril) yaptığına sevinmiyorlar ve böylece 1 nisan aldatma sürpri2 leri âdet oluveriyor. Güney Kore alom fopu istiyor! Seul 31 (AP) Savunma Bakanı Cohn Won İl bugün Güney Korenin, Komüni<ît Kuzey Korenin gittikçe artan savaş gücüne karşı koymak için B. Amcikadan atom topUn istedieini sövlemiştir. Bir b^sın toplantısmda konufan Sohn, r bu talfbin sah günü ilen sü iildüsünü ve B. Amerika Ordu Bakanı Kobert Stevens'in bu hususta elinden ?elen savrp*f vapacağım bildir diğini ilve ermiştir. Bir inşaat işrisi dördüncti kattan düşerek öldü Cerrahpaşatin Cerrahpasa hastanesiin Üniversıteye aid pavıyon mçaatında :ah;an Işçüerden Kâmil Aslu tsminde yaçında Erzurumlu bir gene, muazenesinl kaybederek 4 üncü kattan i'işmüj, beynl parçalanmak »uretile lmüştür. Ktza etrafında Müddelumumilik Uhkikat yapmaktadır. EMNİYET SÂNDIĞI BUGÜN Çatalca volu uzermde bundan bir hafta evvel bir trafık kazası neticesi yaraianarak h?staneye kaldırılan E'hem Tajkmar «vvelkl gece »lmujtür. Kazaya s»bebiyet veren sofor Mehmed Bal yakalanarak tahkikata ba;lanmı$tır. Bir trafik kazasmda yaralanan adam öldü EYÜB/de MuHterem müşterilerinin hizmetine girmiştir. nu kucağına oturtmm, terden ıslanmış saçını tarıyordu. Sokaktan gelebilecek en ufak rüzgânn bile içeri gi:mesi için bütün o fasrengi perdeler ardına kadar açılmı|tı. Kız gm güneş al ipekli kaplı duvır'arı, ateş kırmızısı halıyı kavur'jyordu. Ursula'ya birdenbire bir t uUntı geldi, gözlerini kapadı. Lucy o gür ve tok sesile: "E, Mr. Prescott haber alınca pek sevmecek, hanımefendi» dedi. Ursula, gözleri hâlâ kapalı, ağzının içinde söyleniyordu: «Öf! Bıktım bu kırmm rer.klerden! Hasta edecek beni!» Lucy çocuğu yere indirdi. Oliver ortada bir ş,ey olduğunu anlamıs.tı. Acaba ağlfsam mı diye düjünür gibi alt dudağını sarkıtmış, Ursula'ya, öyle, b?kıyordu. Lucy: «Müsaade eder«eniz yardım edeyim de soyunun, hanımpf?nrti» dedi. «Yatın dinlenin. Soğuk >oğuk bir limonata yapayım size.» Ursula gözlerini açtı. Bkışında çılgına dönmü? gibi bir hal vardı: «Lucy!» diye haykırdı. «Acabyeni evde de her taraf böyle ^ıpkn mızı mı döşenecek, ne dersm?» Lucy buna cevab vermedi. Aldı Ursula'yı yatak odasına götüıdü ince keten entarisini, geniş s.apkâsını. eldivenlr ' î' ıpinlerini cıkardı. Trr >z çarjîf'.ar üzerine n altına yflsık un tııne bıraknuş. hiç sesini çıkarmıyordu. fc sonunda, halsiz haUiz güKirneJi: «Sinirlerim bozuldu. Hava da dyle sıcak ki!» dedi. Lucy soğuk su getirdi, onun yflzünü oğdu, saçlarını fırçaladı, güzelce ördü. Oliver odanın içinde dört dcnüyordu. Ursula'nın yorgun göziari ona ilişince parladı, elini jzattı. Ço cuk sevinmişti, hemen koştu geldi, yanağından öptü cAnne» dedi. Sonra elini okşadı. Lucy çocuta şeikatle Tîakarak: «Anladı» dedi. «Birin'n siKntısı c\du mu o saat anlar. Kalb var bu çocukta.» İğilip öperek: 'iDegıl mi, yavrum?» diye sordu. Oliver, gayet ciddl bir tavırla: •Evet» dedi. Gerginlik dağıldı. Lucy de, Ursula da kahkahalarla güldü. Oliver de, bir an şaşaladıktsn sonra, onlara katıldı ve, ikisini de böyle kendilerinden geçecek şekilde güldürdüğü için göğsü kaba.arak, e/iııcle ellerini birbirine ç?rptı, O «U ba|'adı gülmeğe. Biraz sonra. Urula: «Şimdi b#nim r küçük evde olmahydık, Lucy » diyordu. «Rahat, sessiz, s.îi:n bir yerdir. Orası bur dan daha geniş ama, nedense Mr. Pıescott sev•niyor.» (Arkası var) Cııınhıırivetin Edebi Tefrikası: 4 3 Ursula, Lucy ile Oliver'i âdetd«hc# bir »evıncle karşılsdı ve ıâh*t bir nefei aldı. Artık gunlerı bö» aeçmıj.ec«k. akşami*rı jemekt«n jonıa ödaya çöken o gerginlik Ve .nrkudan knı tulf caktı. Bir çocuğu görmekle bu kadar âevineceği hiç aklına gelmenıi^ti. Olıver'e oylt ateşli bir sfrıldı kı az kalsın çocuğu korkutııy jrdıı Lncy'ye de sevincle gülümsedi. Kız. cidd! ve flrıiayısh bir halle, mavi göl ler ni on» dıkmi^, ojle. bakıy .duUr?ulâ içinden: «Lucy'cik!» riedi. «ÖnUmüzdeki süilerde ve vılUıda bu kız banâ ne büyük teaelli ol. e»k!» figkikaten. Lucy düşündüğünü olriı ^ u ?ibı 5o ¥ıt • p>n. zeki. iradeli bir kızdı. hanımının ona çok Yalnız, anlrdığına göre, koc &ı ihtiyacı olacaktı. Bir arkadajtı bu aitikçe daha zenginl diyordu Çiinkız. kü sade kendisi değil yönetım kuUrsula o zaman birdenbıre anla rulu üyeierile yanında ça'.'fan bü ,<ı t ı Av. Şimdiye k*dar hakiki bir âr«adafi hiç olnnmı?tı. XVI Hazir=n ve temmuî tonlarında William n icabl, Ohio'ya, Michıgan'a İlünois'e, hattâ daha başka yerlere gitmek zorunda ksldı. Kimi vakit on gün, hattâ daha fazl< gelmediği oluyor, sonıa memnun ve muzaifeT bir hâlle dönüyordu. Ursula, onun anlattıklarını büyük bir alâka ve dikkatle Hinlyor. ııygun düşfcek yerlerdt hayranlıSmı bclirten sözlerle haykırıyor. «evgi t;san gözlerle ona bakıyordu Ama. kereste ticareti onun için gene kapalı kutu olarak kalıyoıdu. icine girıp anlamaya da hiç niyetı yoktu. tün öteki adamlar da pek memnun lamıştı sma, rahat, huzur vardı bu görünüyoı lardı. evHe. Bir keresnde Uısula, o ufaAnderaburg'un hariîmefendilsri de cık, şirin oturma odasında. bir de Ursula'ya karşı öyle bir sevgi ik baktı: Hungür hüngür ağhyor. Ken r?m ve yakınlık %tnU"ı,yox\r&\ kıdi kendine şaştı ve çıkıştı. ?ebebi aşikârdı. Urîu'a. ıçin.len on Sonradan anladı: Gebe kalmiftı larla alay ediyordu ama, gene tasDr. Banks'a gitti. Doktor ona tah makalıp sözlerden biine sığındı, bu mininin doğru olduğunu sevincle hıssini belli etmemeğe ^alıstı. müjdeledi ve «mesud hldi.n» '.i Ağustos gelince o kırmızı döşeJı mart sonuna bekliyebilecejiiL adyotel dairesi artık Ursula'yı müthiş ledi. sıkmağa baslfdi. Hava t'avanı'nioz Ursula durumu Ozerinde kBt3 derecede sıcak ve nemlı bir hal al kötü düşünerek, otele geldi. B'î mıştı. öyle pek sevinmemışti; teriine. 1;'Uraula «ık ilk evıne gidiyor, du ni birdenbiıe bir korku tlıoiitıvarlarında yaprak gölgelerinın tıt Will am gene yoktu, Michigao» fHreştiği sejiiz odalarında otumyoı. mişti. Ursula bunun sev'.nilecek t ü ey»ki ystağına uz.nıyordu: yahud as yük hâdiselerden biri .ayı'mesı 1?ba.'^rede hayal gibi dola=ıyor. sara zım geldiğini biliyordu sma, bu ran bir yaprağı, solan bir çiçeği ko haberi sadece Lucy'ye \ereb:Uü. panyordu. Lucy »az benizli hanımına cidui Hafiff«n hafifc köhne ve küflü d d d l bir baktı. Oliver »uıvlü» >ybir koku ba»l*rai|U bag kusuadaa yeni kklksu|tı« dâauu o 1952 vıh 1 nisanı Milano'da çok orijinal bir şakayla başlamıştı. Mart aymın son gün'erinde, Milâno radyosu, Gotga Üniversıtesi profesörlerinden Falkenland, PK2 vitaminleri esasına dayanan ve kelliji tamamile ortadan ksldıracak bir kuvveti haiz bulunan, bir ılâc kp'fettığini bildirmişti. Bir grup muziblcr (uvayete söre. eenc gazeteciler) bu havaH. ten istifade ederek bu mealde bir ılân daSıf'ırmaSa muvsffak ohırlar. «Profesör Fslkenland Londrava rlörTTipden evvet ] ni^an ?aat 17 30 da İtalyan Fran^ız H'fl'igu •emivrti salonunda kellU« hakkıncls bu konferan» vcıecekıir Konferanstan sonra dinJeyicilsrine bi rer sise saç ilâcı da hedive edecektir. Halbukf aynı gün cemiyet salonunda Kont Viskont di Modrone, Baudlaire'e dair konferansına tam saat 17 de başlamıştı. Konferansta Milano çehri yüksek sosyetesine mensub bir çok kimseler, guzel ve sık bayanlar, profesörler ve gazeteciler hazır bulunuyorlardı. Konferansm başlangıctndan bir kaç dakika sonra salona, kel başlı bir çok kimselerin, berberlerin ve ayrıca bir grup gazetecinin girmeğe başladıklan görüldü. Konferans devam ediyor, Kont Baudleire'in seçdmiş şiirlerini birer birer okuyarak tahlü etmeğe devam ettikçe, keller arasında sazırsızlık artmağa başlıyor, yavaş yavaş fısıîtılar fazlalaşıyor ve nihayet bir gürültüdür kopuyor. Aristokrat bayanlar rahatsız olmağa başlıyorlar, kibar baylar başlarını arkaya çevirip yenl gelenleri süzüyorlar, fakat keller hiç istiflerinl bozmadan gürültüyü gittikçe arttınyorlar. Nihayet salondaki gürültü o dereceye geliyor ki Kont konferansına devam edemlyecek bir hale gelerek kürsüden iniyor. Cemiyet reisi Francesko kürsüye çıkmak mçcburiyetinde kalıyor. Reis kel olduğu için. salondaki keller onu gdrünce dikkat kesiliyor lar. Vaziyetj anlamış olan reis kısa keserek «Muhterem baylar, sizler bir nisan balıfı çakasma kapılmış bulunuyorsunuî... Burada yalnut edebiyat üzerire bir konferans verilmektedir...» der ve kürsüden iner. Böylecce bedava saç flâeı almağa gelenlerin ümidlerini kırarak salonu terketmelerine fırsat verir. *** Gene ttalyada, merhur Romeo ve Jüliyet'in şehri olan Veronada 1951 >nlı 1 nisanmda vtıku bulmuş bir şakayı hatırlarm=V i?terim: Sabah saat ona do|ru şebrin en islek caddelerinden buyük bir telâşla itfaiyenin geçmp=i halkir, tecessüsünü arttırıvor, herke? yanrrınm nerede olduŞtmu öfrenmfk me rakma kapılıyor. Biraz sonra, yanemın oArena» da açık hava tiyatrosurHa cHuğu haberi büyük bir hızla her tarafa yayılır. Arena tiyatrosunda temsil edilerek «Aıda» opera?ı icm büvük bir meblâf hsrcarar^k hazırbklar yapümış oHuSuru hat'rli'anlar tiyatroya doğru akm ederler. Kısa bir zamanda "Arena» mn her tarafı halk kütl»si!e çe\T!İmiş bir hale gelir ve sahne kısmından çıkmağa devam eden siv=h dumani eören halk endişel^nir. İtfaıveciler telâşla tiyatroya girip çıkt'klarını çören halkm endişesi son haddine varıyor. Bu sırada tivatronun üst katından kapısı hizasma doğıu mukavvadan vapılrmş kocaman bir balışın asagıva doğru ındigini görenler 1 nipan şakası olduğunu anhyarak Haçılmapa başlsrlar. Bu sürprizin gazeteriler tarafından. belediye reisivle mutabık ka'»nd'l'tnn 5onra tprt:^">nmiş oldağu da meydana çıkrmşhr. Zejrlel AKKOÇ