26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
tırt O'MIH'lftVFT 28 Mart 1935. Olîimîlnün Yıldönümü Münasebetile Halid Zîva akltgil Ya*an: Cahîd TANYOL r =haberleri Karaya oturan motorlar 1 PAZARTESİ KONVŞMAL4RI • ABAHTAN ABAHA... Geçen yaz VâNu reisle SalaBüyük Türk romancısı Hahd Zi edilmıştır. Düşünce dilinin arabca var. Tevekkeli değil mübarek zamk İdare âmirlcrini diyelim ki fcay. .caktaki arsa fiatlarını merak etük. ya Uşaklığlin ölumü üstünden on oluşu, medı / lerde türkçenin kapı gibi yapışıyor. yıl geçmiştır. Yeni nesil yazarlan, dışan edilmesıne sebeb uünuş, bu Kime sorduksa şuna benzer bir eeOrta boyda bir duvar dolusu re makamları küçük yerlerdeıı hiionun adını ve eserlerini unutmuş yüzden de türkçemiz bir ilim dıli vab aldık: sim yaparken boyanın koyduğunuz yük yerlere doğru değil. tam tergibi göriinüyor Hani okul kitabla olmak imkânından mahrum bıra Deniz görenler §u kadar, göryerde durması aşağılara doğru göz sine, büyük yerlerden küçük >errında. Halid Ziyanın Türk roma kılmıştır Asırlarca, grameri ve yaşlan salıvermemesi ne demektir lere doğru terfi ettirmeli. miyenler bu kadar. Zira, çok dikkat ettim. dofunun nındaki yeri ve hlzmetleri de öğsentaksı tamamile ayn olan yabanAklımda kaldığına göre deniz işin içine gırince kazın ayağı hiç bir bilseniz! Bundan yedi sekiz seretilraemiş olsa, böyle bir roman a bir dılde düşünmeye mahkum Bunlardan bir kısmı kendi görmiyen bir evlik yer yirmi bin de öyle değil. Bugünün kimyası ne önce bir duvar resmme çah^ır filânca kazasındaki üzücü mahrucuıın yaşamış olduğundan bile ha oluşumuz, memleketimizde yeni ve lira ise; deniz göreni kırk bin lira. bize öyle renkler öyle boyalar sağ j ken sırf bu boya akmasını önlemek raiyetler içinde uzun yıllar kaldıkkendilerini kurtannağa berdar olmıyaraklar çoktur. Bu ({i taze fikirlerin tutunmasını imkânHem bu yerden görünen denizi lamış ki bunların yanında eski için o zamana kadar akhmdan bile tan sonra Konyanın falanca kazamuvaffak oldu bi ha'lerde, akla şöyle yalın kat bir sız bir hale getirmiştir. Bir insan geçmine bir çalışma tarzım kabol sına göndcrilen kaymakam: sevsinler! Arsanın boyu kadar bile boyaların sözü olmaz. fikir geliyor: «Yazar, zorla okun , tasavvur erîintz ki türkçe koııuşu Burası Paristen âlâ! hissine lendim. Boyayı harcın iliklerine ka değil. Yabani incir dallan arasuıŞu son elli sene içinde fizik ve limamna kayıtlı Şirin ^ feir c e b maz, kendisinı okutturur.> dar işletmek için gayet kuvvetli ve kapıbyor. yor, arabca düşünüyor; elbette ki, İstanbul kimya hangi alanda bir aramaya Bartm gemisi dün Karaburunun Oradan da kaldırıp, diyeum, l s tek yuruşlar lâzımdı. d u k a d a , h ü t u . Bu düşünce, bir bakıma, belki bövle bir kimseden, ne kadar kuvgirerse gırsin boyacılık bundan geHarmankaya mevkiinde karaya otur ^ ^ ^ ^ küdara tayin ettiler: doğrudur. Fakat doğru olması o vetü zekâsı oiursa olsun, orijinal d e n i z m a y i s i y i r m i b i n j ^ , Bu vuruşlar kendlüğinden mozanış ölçüde faydalar sağlamış. Benden evvelki kavnnakam, muştur. İçindeki kereste yükü boşal £ £ '^£~h™ nun bir ölçü clmasını gerektirmcz. bir düşünce beklenemez. renkler varBiz ressamlar hâlâ bundan yüz ik örgüsünü hatırlatan bir dizi do soğanın cücüğünü yemiş .. Bana eDil ve düşüncemlzin hazin bir tıldıktan sonra gemi kurtanlmıştır. d l J . R e n k ] e r ; sanat adamının pota«Gönül kimi severse güzel odur» elli sene evvel bulunmua, ipliği ğurdular. Boyalann akmaması için decek bir şey komami}... Neler sözü. sevda babmda bir mana ifa çıkmaza saplanması gözönüne ge Gene dün adacıklar önünde karaya sm^a e rrse, renklere sanat adamıçoktan pazara çıkmış renklsri kul tabloyu yere yatırmak yerde çahş yok bu kasabada, hayrettlr... Ark» de eder ama, sanat meselesine ge tirUırsc. Halid Ziya Uşakhgilin ya oturan Aktan motoru kendi kendini n ı n sihjrii e u değerse beg kuruşlanıp dururken boya kimyası admı mak mümkün ama sen gel de koca sckaklara bile arnavud kaldırımlalince h ; ç bir mana ifade etmez San ratmış olduğu nesrin değeri gözü kurtarmağa muvaffak ohnuştur. Şi lufc suluboya bir çırpıda beş bin bile duymadığunız renklere kar duvan yere yatır bakahm. Hadi n döşenmiş. Çamur olunr» taştan ; nt eserinden okuyucuyu rahatsu | müzde daha iyi canlanır. Onun, ienin Alacah S' "ger mevkiinde 3 liraya yükselir. Eşine hiç bir çinibaşka bir şey düşüne çalış da son taşa sek yürü, geç... Gece gümlöz malar, bulmuş. etmiyen bir hafiflik umanlar onu cümieye vermiş olduğu elesükiyet kulaç suda kaı I oturan Selim va de rastlanmıyan bir mavi, nakışlara duvara koy. Bu sefer de yerde elektrik cereyanı var. O kadar ki bir takıra kaprisUre cevab veren sayesinde, türkçe yalnız modern | puru ise heniL .turtanlamamıştır. ruıın benzeri hiç bir müzede buGeçen gün Hilton otelinde ça'ıçalışmanın tatsızlıklan var. Duvar meydanlarda fenerleröğle vaktine eğlencelerden ayırmıyanlardır. Böy romana kavuşmakla kalmadı, nes Geminin vaziyeti tehlikeli değildir, lunmıyan bir halı bir kilim gün oşan Alman ustaları seyrettim. Bir da seyredileeek birer sihirmiş kuş değin yanar unutuluyor. Çöp armle bir insanın değerlendirmesinin rini, daha doğrusu, düşüncesıni duvar boyuyorlardı. Mat bir süt lur beş milyon liraya müşteri bubakışı seyredersek nasıl doğru dü baları her eve gün aşırı uğruyor... de tabiatile edebî bir değeri ola buldu. Bu bakımdan, Halid Zıyanır mavisi. Ellerinde bir karış genişlilur. Ama Boğaziçi mavisini parselrüst kontrol edersin? Ya tablo ile Halk bulmuş, bunuyor, hâlâ söymaı. ğinde fırçalar vardı. Fu\alannı yer Türk düşünoesindeki rolü, Türk eleyip satmak kimin akhna gehr? seyirci arasındaki mesafe? Ya bu leniyor... Çöpçü bir hafta uğramadeki kovaya daldmyor keyifli keBu düşünce, bizi, bir sanatkâr o debiyatmdaki yeri kadar önemlidir. Denizin mavisi bu kadar ederse, mesafenin öz ve renklere uymadı sa, mekteb önündeki çöp sandığma yifli çalışıyorlardı. Benim bildiğim kunmadığı zaman suçu sanatkâra ya kendisi. Ya deniz kenanndaki Halid Zıyada, bu dil ve düşünğı müthiş oyun? On metıe karelik git tenekeni boşalt... Tramvaylar, bu kadar geniş bir fırça kovadan du yüklemek hatasmdan alıkoyar. Ya ce şuuru o kadar kuvvetli idi ki, Dün 8»yoflupda Krfik Sayılam cad evlerin fiatı? bir tabloyu yere koydun. Boyalann otomobiller, otobüsler vızır vızır .. vara gidene kadar hatın sayıhr bir desinde garlp bir traflk lcazası olmu?ni yenl nesil, yenidir diye, mutla memleketimizde cezrî bir dil h?Ama bizim zorumuz denizin ken kaç damla bırakır. Fırça boya ko akmamasını gağladın. Fakat renk Biri yan yolda bozulsa öbüriinc hin. ka onun değeri endirmesi doğru de reketi başladığı zaman, derh?l o da tur. Yant Vavakin ismlnde blri karjldan disi ile değil de mavisi ile. Bizim vasmdan duvara ulaşana kadar bir kontrolu için ikide bir tavana çıkıp Çarşıda kaç tane umumî telefon .. ğildir. Bızim, alaturka bir anlayışm seferber oldu ve romanlannın dl karşıya geçmek ısttrlcen kaldınm ke mesleğimiz insanlann renklere düş tek damla bırakmadığı gıbi sürül tabloyu yüksekten kuşbakısı sey Bir dükkâncı «bozuktur!» diye attesirile değerlendirmelertmizde her lini, yeniden sadeleştirmeğe çahş nannda duran ve müştert bekllyen künlüğünden doğmuş. însanlann düğü yerde de en ufak blr akı.ıtı redemezsın ya!... Bu günün kim latsa öburüne git et .. Boğazdan gc14859 pl&Kalı takılye çarpmıstır. zaman bir mübalâğa göze çarpar. tı. Bununla beraber, onun türkçeÇarpraa neticesl, otomobllln B İ fabir tutam renk uğruna ne büyük sı O izi bırakmıyorduö Yani adam sanki yası ressamlar için değil de büyük len vapur yarım saat geç kaba aBir sanatkân ya olduğundan fazla de yapmış olduğu inkılâb, kelime rınm camı çatlamış ve Tani Vavakl» kmtılara kaüandıklarını görmesek boya sürmüyor, pabuca pençe vuru çapta iş erbabı için harika boyalar raba vapuru kalkı>or, atla .. Atabüyültürüz veya küçüHürüz. Abden ziyade, cümlen'n kabiliyetini yere düşerek başından yaralanmiftır. b'zim mesleğin tadı tuzu kalır sağlıyor. bu günün ressamı sana türkün diktiği ağaelar köklerinden yordu. " dülhak Hâmid, dün büyük şaır olTaralı Uk yardım bastanestne kaldınl mıydı? Sinemada, renkli biı filmın hedef tutuyordu. Bu, onun, Türk mıçtır. yide su gibi harcanan boyalan kü fırlamışsa, ileriki ağac bayramlannduğu gıbi bugün de büyük şairdir. renksizden ne kadar daha pahalı Otedenberi mat boyalann arka çük görür de kendi dededen kalma da yenileri dikilir... nesrine ve Türk düşüncesine olan Vefa lisesinin 83 üncü kuruluş Fakat dünün yazarlan onun etraolduğunu duydunuz mu? Renkli smdan koştuğum için bu akıllı uslu boyalarile yetinirse otobüsü kaçu:dı hizmetidir. Elbette ki bu nesir dufında öyle b:r mübalâğa saltanab Halbukj tam tersi olsa .. Pariste yıldönümü bir kitab bir dergi baskisı renksizboyayı merak ettim. Şu kadannı demektir. VC1S ll»e*lnln 83 kuruluş yıl döntl11BVB1U1U O O ıııııaıufl J " uu**t. ^ kurmuşlardı ki Abdülhak Hâmide rulacak, güzelleşecek ve kıvamını staj gdrdükten sonra Üsküdara kay öğrendlm: hücum edenlerin çoğu, bizzat onun bulao?ktı. Fak?t bu kıvamını bu mü munasebettle dün saat 1450 da den en aşağı dort beş mıslı panamakam gelince ve sonra Ü»« Yirmi senedir oturduğumuz evin Buna kauçuklu mat boya dereserlerine değil, çevresinde mey luş, bugün bazılanmn devrik cüm okul btnaıında blr toplantı yapılmıştır. lıya mal olur. küdardan terfi edip doğu tarafToplantıda Vefa Usesl meıraunlan, kapılan belki bundan otuz sene İnsan bu durumu kuşbakısı sey ler. Otel için Amerik'adan getirılDünyanın en renkli işleri neredana gelen mübalâğaya reaksiyon le mldir, evrtk cümle midir, nedir, ögretmenler ve »on sınıf oğrencllerl larına doğru kaymakam gidilse önce yağlı boya ile boyanmış. Ben m'stir. Emulsiyon dstemi İle yalerde işlenir bilir misiniz? Dünya retse; göstermişlerdir. Fakat onun sanat yaptıklan tarzda olmıyacakür. Şim hazır bulunmuşlardır. hlssi\tt mutlaka bambaşka olayirmi senedir boyalarda en ufak Medeniyet bunun neresinde!. pılan blr boyadır. İstlklâJ marsını müteaklp okul mO nın e renksiz köşelerinde. Tabiat dokuması üzerinde yapılmış toplu di ban genc ve yaşh yazarlann caktır. İdare âmiri neye baksa, neDemek bu boyanın içinde kauçuk bir çatlama. bir kendi içinden ge yi görse, aksaklık sinirine dokubir tahlil henüz mevcud değildir. Hal yaptıklan bir acayib ve S'kar cüm dürü toplantıyı içmıs, daha sonra me ananın en katı, en insafsız, en çe diye kötüms« bir kişi olur. Ama sunlsr ve öjTencl'.er tarafından ko tin davrandığı topraklarda göz kalen kararma görmedim. buki Halid Ziya her türlü mübalâğa le t?rzı var; Bu cümle tarzının ko nusmalar yapılmıştır. nacakille düzeltmeğe savaşacakttf. maştıran nakışlara rastlarsanız sadan uzak kendi değerile kalan oir mikliğini ve acayibliğini anlamak Halbuki en pahalı yağlı boya Muğlak muhitlerin nsul ve âdetVefat eden Vefa mezunian eaygı İle sanatkârdır Fakat yeni nesil ise, için o tarzda bir İlim kitabı yaz anılraıs. toplantıya saat 18 30 ds »on şumayın. Çünkü insan oğlu etrafttiperini kullanan en seçme muşam lerini basit muhitlerde kurmaia taki renk kıtlıeını yaptı^ı : şlerle hem Tanzimat ve «Serveti Fünun» mayı tasarlayınız, meselenin gii verllmlştlr balar üzerine çabşan hir çok deçabalıyacaktır. devr nin havasından uzak ve hem lünçlüğü derhsl sırıtıveıir. Hattâ Talebe Birliği kongrrıine katıla gideremezse sıkmt'dan çatlardı. In ğerli ressamın on, on beş sene içinBuna göre de terfi imkftnlart hasanlar renk yoksulluğundan kurtul de kendL megalomanisi içine gömül o devrik cümlelerle b'r roman ds cak delegeler bugün Krzuruma de çatlayan kararan resimlerinl gör sıl olmahdır. Bir doğu kazasıru ormak için, önce en kolay çarelere müs buiunduğundan, sanatın ber hi yazılamaz. Bununl°, Halid Zi hareket ediyor diim. Elbet kapıyı boyamak resim ta Anadolununkino benzetmeğe mndevam olduğu fikrini unutmuş 40 yanın nesrini, Türk cümlesi için Mlllt Ti^k Talebe BirlliŞînln EtTU bsşvurmuşlar, yüzlerine konan <;iyapmaktan kolaydır. Adamın başka vaffak olan vaüliğe terfi etmeli, rünuyor. Halbuki, bir mılletin san ideal bir örnek olarak gördüğümüz rumda yapılaeak XI 1 gepel kongresi için neği kovarcasma en kısa yoldan tasası yok, boyalan tertemiz alıyor, valiükte aytu muvaffakıyetl kazaati demek, her nesle çağdaş olan sanılmasın. O, türkçenin imkânla hazırlıklar dün blt 'm!ş ve delegaı davranmışlar. Ellerine geçirdikleri hom şarkı söylıiyor, hem sürüyor nan zat, heykeli dikilecek bir milll yonlar teshıt edllmıştir. renkli taşlan, topraklan. otları deyabancı bir sanatın tesirlerinı ak nnı son haddine kadar sınamış bir Halbuki resim öyle mi ? Her fırça şahfiyet halini almalıdır. Nlsbî muBu senekı kongreye tstanbuldan 80. tarmak demek değildir. Çünkü, hiç sanatkârdır. Ankaradan 70 ve Izmlrden 23 delege nemişler. Bunlar arasmda şözlerine vuruşunda kaç türlü tasası var res vaffakiyetler gösterenlere ise, t e kestird<kleri üzerinde daha çok bir sanat, içinde yaşadığı cenüyetin katı'acakfır. samın. İşte burada günümüzün res kaııdiye, ikramiye kâfi değildir, Romanlanna gelince. onlardan da Dele«eler 1 nlsan euma günü durmuşlar, ezmişler, kaynatmişlar, gerçelkerıne ve geleneklerine omuz min:n en önemli, en can alıcı nok kat'lyen! . Bezendirdikleri yerlerde öerereceğirriz çok şeyler var. Ha wk çenel koperede bMlunT.^k fızere turşu kurarcasma kurup bekîetsilkmekle vücud bulamaz. Hıç bir tası beliriyor. onlara bir çiftltk hediye etmeli. bugün saat 20 50 de Haydarpaşadan ha mişler. Sonunda her millet kendi mılletin edebıyat tarıhi, bışlaııçıç lid Ziya, türkçede veni olan bir Biz ressamlar, boya, fırça, kar Çünkü orası hali araziydL Onlar, taşına toprağına, bağına bahçesine taki keyfî tesirler müstesna< başka edebi nev'ın en mükemmel örne Yunus Emreji anma (oplantısı • •>t<">ile dağlan bağ eylemişton, muşamba tasalarını senelerce göre bazı renkler edinmlş. Bizim bir mılletin edeb'iyatını tanzir ve âinl vermiştir. Gerek «M*vi ve Dün Baaf 17 de Aksaraydaki Tttrk parmaklarmı Siyah» da ve gerekse «Aşkı Memhor gördük. Aklımıza esen boya lerdir. Ba| tutmuş taklid suretile teşekkül etmemştir. oca$ı konforans salontznda Tunııa Em yazmacılardan duydum, Bundan olarla ak'ımıza esen zetninlers ça raeşru şckilde yalamak Sylelerine Fransız edebîvatı gelişmesini kenr mı» da ve «Ferdi ve (Şürekâsı» n revl anmak İçin blr toplantı yapılmış tus kırk sene evvel tstanbul yazbştık. Tezgâhımızı bu kadar kü analannın siitii kadar helâldır. maeıhçında en makbul kırmızı sıdı içinde yapmıştır. Rus romanı, .da öyle ince ve mahar«li bir tır. Toplantıda Prof Mehmet Kaplan ve Tevfik Fikret, oçlunu İskoçjaya çıunfceoiek, buna. karsı eştetijc A'man şı'ri, Ingiliz tiyatrosu ken roman tekniei var ki, şaşırm~mak Burhan Tcrorak btrer konuşma yapa cak memleketlerden gelen kırmız 10.000 beygir gücönde 4 dev tasaları gözümüzde büyütmek; Fran ne yüksek emellerle göndermiş: ' ' di sanat geleneklenne bağlanarak kabil değil. Bir odaya pirildiğo za rak Tunus Bmrenln edebi şahîlyetlnl, adlı bir böcekten yapılırmış. Anmotorlu, dünyanın en modern Douglas sızlann deyişi ile öküzleri arabaam birer vari'k olmuştur. Halbuki, aiz man, önce neleri anlatmak gere flklrlerlnl ve hususlyetlertnı bellrtmlş lattıklanna göre tesbih böceğinden Topla, fırlat, ne varsa: Tas. lğn«. arkasma kosmak oldu. rok daha küçük olan bu böcekler DC6B nçaklan... intizam ve de Namık Kemal, Mıthat Efendi ve kir? Gerçi bunun bir kaidesl yok lerdlr. Su muhitin seri rahavetinel Cth= «onra \dnan Sıygunun Yunus Büyük yapı işlerinde kullanılan Ha'ıd Zıyadan başlayen roman ge gibldir. Çünkü, bir otel odsına gi Kmre lilmll oratoryosu çalmmıs ve kaynatıldıgı zaman en has kırnuzı dakikliği jiar edinmij tecrübeli SAS BUjük şair, oğlu Halukun, flerl renşi sağlarlarmış. Yazmacılıkta lenpğıni bueünkü nesle bağlamak ren mü^te'ii'n oHava karsı duya Yunus'tatı şllrler okunmuştut. Syle boyalara rastladım ki onlann mürettebatı, SAS'ın"daima. zamanındft caSı flei. sırasile, bir sinemry» gigüc olacak. Bunda, süreklı bir dil bütün çeşidlerini bulsam bundan bir muhitteki faal hayatın bize bir t} aramak iç'n eittiği vazıhaneden kullanılan en güzel siyahlarla mavi kalkıp zamanında varann bavayolu iinvadeğisrnes'n' bahane etmek de doğ denin ileisindeki sırablık aynı deböyle tüp boyalanna elimi sürmem. nakıli olmasını, durgun suya tas 1800 lira çaimış ler I^ahor'dan gelirmif, ondan ateSiMir. Bııniar elren kimsenin ruh ru değildır. Üzerinde durulacak nok Kiloluk kutularla satılan bu boya atmasını istiyordu. Fakat milli şar(Slrkeci NSbcthine çıkmazı 9 numa si bizim topraklarmuzda bulunurnını kazanmasında en büyük amildir. evlâdını pek ta, bir cemiyetteki sanatkâr nesille halne göre değisir. İste, fizik rada oto tamlrclsl Plllp İstavrttils. »a lar hem daha iyi ezilmiş, hem çok' larla yuğrulmamış bulunnn pantolu muş. rinin üslub istihalesindeki bağlan veya sosyal realiteleri tabiî sırala zıhinesmde asılı daha güzel kapatan, dayınan bo genc çağda gönderdiği için maaksef Işin insam şaşırtan tarafı şu: ve zihnî davranış z^ncirini çözüp rına göre neere aktarmk, bir ro nunun cebinien ISO0 lirasınm çalındıyalar, hera en önemlisini unutuyor mcınleketimiz namına ka.tbetti. Biz, manm iç düzenini yaratır. Halid gmt blldlrmlçtlr. Boya kimyası diye henüz ortada mülkiyeyi biürmiş ve oljunlaşmıj çozemedığidir dum, çok daha ucuz. Yapılan tahklkat netlceslnde 1800 Ziya. ronvnda olsun, hîkâyede olbir oğhunuzu, en ileri bir kazanııllrayı. Fülpln yazıhaneslne 1 aram?k bir şey bulunmadığı günlerde der? Şu otomobil buz dolabı boyalasun, bize, görmenin ve müsahede bahaneslle gelen Mehmet Buyük Ce mo çatma tezgâhlarda çerden çöpza kaymakam yapmadan önce moHalid Ziya Uşakhgilin bu devim etmenin ne demek olduğunu ö&ret rlz'ln caldıgı tesblt edllmlş, eanık yannı hiç merak etmediniz mi? Müten yapılan boyalar aradan yüzyıldel almmağa lâyık bir garb kazasına zicirinde rolü nedir? Bir defa, onu tL Hâdi«eleri görme ve mü<=ahede kalanmıçtır. barek boya değil, billurdan i>ir kalar geçtiği halde taptaze duruyor staja değil, hattâ altı ay oturmagm modern Turk nesrınin en büydk etme hüneri Avnmaî düşüncenm buk, bir eldiven. Neymiş? Efendim Yeni Kokjde şi(r da bugün dev anan gibi fabrkagönderirsek orada bir çok şeyler mümessili olarak görmekte hıç bir belkem&idir. Realizm. realiteleri 0 bunlar sentetik boyalarmıs. Bunla öğrenip yurdumuzda mııtlaka tat! larda en son buluşlardan faydala* mübalâğa yoktur. Daha doğrusu, «örme ssnatıdır. Halid Zivayı okurn a T a k n n matj, yan matı, çeyrek mab da bik edecektir. Çünkü dönüşiinde y»P"an renkler çatır çattt Halid Ziyanm nesri türkçeye, batı ken Insan, hem bir ıiit^ rom*ncı saioPİarında blr .Şiir günj. terttblen1 varmış. Şu halde sayın bayanlar, ne görse, ne yana baksa bozuklukÖJrenellerln jkuyacaŞı bu »i'r çatlıyor veya bir kaç hafta güneş İSTANBULDA: Taksira, Cumburirtt Ctd., Tel: 83276 dıllerinin genişIiŞirıi ve imkânını ve h«»m de m'haretli bir roman ler. D'\an tfirinden baslıyacak. Cumbaylar: ANKARAOA: Auıürk Bulvan, BQyfik Sioema, Tel: 28620 lar kendisini sinirlendirecelc İhtigetirdi. Onun nesrinde, Türk cüm Tnfirısjoüe karsı karsıya eelivor. hırtvrt trevri siirlerıne kadar gelecek gördü mü soluyor. Suya değdi mi Evvelâ sentetik, sonra estetik!... mal ilk grayretkesliği genc IHareclyi kendini bırakıyor!. sss lesi bırden genişleyiverdi. Bu ge«A«Vı Mommın u okurken onun tlr rauhitinde sevimsiz yapacaktır. İte nişleme, eski Osmanlı nesrinde ol «anM: «DiVVat et. b'r rmrvrp r.asıl j Aynca St mart caısant» fCaıu de zorlaya behemehal bazı muvaffakıduğu gibi, kırık cümlelîrin aolup» vazihr?» diye seslendiğini duyar K m İM K12 Llsesl ve Yeiı Kclej &«r»nİİ€r< rrasmd» «Cenıyetiirin yükyetler elde ettikten sonra yıpran«gelipn bağ füllerile birbirine eklen cibi oluruz. î'lmMiııde sanat mi rol oynar fen mesi değldi. Her düşünce bütünümış bulunacaktır. Fakat daha durmı'i mevruunda bir Tj'maıaia yapjnün, bir cümle bütünile ifade edimuş oturmuş bir ruhî haletle orta Ama. deneoeV VI: Roman vazmsk lecegını biz açık olarak Halid ZiyaAnadoluya terfi edince, hera ecnebi Arabgir çecesi bu kads' cetin bir teVniŞi gereknm nesrinden öğrendik. Eski edememloketin. hem de İlk kaymâkaraArahglr K ültür Derneginln terttb Yapılan statistfkler, bUyUk btr ekseriyetln mUesj tirrnez. Do?ru. elbette ki roman biyat'mızda, sistemlı bir düşünce ettiih «Arabglr Gecesi» bu gece saat lığının tecriibelerini hâmil olacaksettlerini ycter derecede aydınlatmadıklannı flösteriyor. Halbuki J Wıru bir teknik iskeletî değiMir ?0 den itibaren Tak'Im Belediye gaziolmadığı için geljşmiş bir uesir de tır. Son tnerhalede de büsiıütiin olBüvük romîneı. tekniSini kenduH nosu sa!onl!>rtnda rabaha kadar devam , çalışma zevkini yUkselten en büyük amtldir. MUessesenizmevcuddeğildi Bu bakundan, dieunftşıp yeni bir batı stajından vratır. Fakat teknik. romanm bir edecektlr. MiUI oyunlar oynanacak ve dekl tenviratta daha bUyUk boy ampul kullanarak ışık van edebiyatı demek, hemen hemen sonra ehemmlyetli bir vatiliği hakınlsnflrlere Arabdr'n meşhur ya» üzüI divan şi'ri demekti. Düşünce ne "evi Rr°"ipridir. Na!«'l eramer bize mO ikram edöecektlr. miktannı arttırdığınız takdirde randımenın... çalışma sevk ve edecektir. sirle başlar. Hattâ bir kavimde. me I doeru dü«ıinmeyi öSretivors», roazmlnin ne kadar artbjtnı hayretle gttrecekslni> Bn tavslyemde nok^an tar?ftar MART 28 • ŞABAN 4 deniyetin gelişmesini nesrin gelişbulnnabilir ama, şimdiki basHten mesine bakarak çıkarmak mümkün vi v e r!oCTTi m i mürekkebe doânı terfilerin büshiidür. Nesir ınsan düşüncesinin me reHr ve düşüncemizi bir disipline tün noksan olduğuna ciddiyetle ka| soVar. 5 denî aletidir. Nitekim iptidaî sanniim... atta nesir mevcud değildir. Hattâ H?1H Zivanm TimaTilarında, yaÇünkü: Nîsbeten düzene girmiş uzun müddet ilmî, felsefı ve ahlâkî şsdığı devrin bütün bir atmosferi ! V. ] 5 52 12 19 15 5OH8.29 20 01 4 1 0 bir hayatı idare ettikten sonra bfisampollırbıi tn yokm 6E bayünden temto edebflintalı konular bile manzum olarak ifade vardır. Hele «Mavi ve Siyah» ın 11.24; 5 51 922 12 00 1 32| 9.43 bütün dü?ensiz bir yerin tanziml Sn 1 Siı ? te işini yüUlenmekte bir manökî silsile vardır. Cl MHUKIYET'in rKKKİKASI: I teferrüat görünüyor... Kimseler Pervasızca odaya girdi pacaklarmış gibi hırlayınca, dadı Ne kadar yürüdü Anberbu?. Mevcndu Idare re teitimül ertlyok... Havayı kokladı Ama biri onunla daha fazla meşgul oknadı. Herhalde çok yürümedi... Arızah rebilenler. mevcud olmayamn vaYatağı boş! gelmiş buraya .. Yahud blri gitmiş araziden geçtiği için bu dolambaçlı ratıcısı olabilirler .. Geri Vnlmıs alYürüdü dolaba baktı. Öbür aAyak izleri çamurlu yolda daha buradan... Yabana bir koku var yakkabılan duruyor, lâstik çizme vazıh olarak görünüyor... Şaşıia yol ona hakikatte olduğundan daha kelerinmin voktan var edîHşlnde en antrede... ler yokl cak şey, üç iz bunlar... Adnan uzun geldi. Bir ara gene feneri iz terrübeli idarecilerimiz kullanılmalere doğ»ltunca, aynı yokuşta. hdır. Gözlerl yere ilişti. Bir ısılü dikGitmiş Adnan... Nereye gitmiş?. «şojuk» gitmiş, gelmiş, yine gitkendi evlerinden ancak dört, beş katini çekti. İğildi, daha dikkatli Diyelim ki balığa gider... Huyu mis... Evvelâ ön bahçe kapısma ve ötede bir başka evin bahçesine baktı. İşıltınm taze çamur oldu dur, ara sıra böyle erkenden balığa yürümüş, oradan dönmüş, eve gellâstik çizme izlerinin vardığını ğunu gördü. Döndü, vestiyerin çek çıkar ama, haber verir de çıkar. . mis ve bu sefer arka bahçeden gitNigâr Hanımin kapılarını açılmal Mamadadı düşünüyor; Gülerin yor: Bu iş Gülerin düşündüğü k? gördü. Hem neden Amerikalılann katına miş... Yorgun gibi yere daha ağır mış bulunca, dadı, Adnanm odası Adnana anlattığı, kendisinin de ku dar basit değil... Bu işin içinde iş mesinden feneri aldı. Adnanm burada ne işi var?. Ki Cibali kutn fabrikası işçilerinin Yerde, mozayik taşlann fizerin uğradı da gitti? Dadı, onun evden basmış, daha derin izler bırakmış. nı yoklamağa lüzum duymamışti.! lak misaiiri olduğu faraziyeyi yoklu var. toplantısı min evi burası?. Aşağı yukan iki de ayak izleri gayet vazıh... Lâstik gittığini duymadu. Demek hırsızSobanm önüne çömeldi. Külleri yor: Arka bahçeden bu yol nereye Bu işin içinde ne iş var? Dün saat 10 da Cibali kutu fabrlkası senedir Kuzguncuktalar. Mamadatabandan çıkma yol yol ayak iz lama gitti? ni boşalttj temizledi, odunları, tahgider?. Çitin üstünden atlamr... dı bu yokuşta kimin, kimlerin otur Isçileri, Clbaltdeki lokallerinde blr top Bu ev vaktile bir Mısır paşasmın Dadı cezveye kesme şfkeri atl=ntı vanm>=lar ve slgorta, ücret v« etaları, çırayj yerleştirip tutuşturdu. olabilirmiş de, Padişah, paşayı sür tı. Tam kahveyi salacak... Kulak leri... Ve lâstik çizme izleri bunAma hırsızlama da gitse duyar Mezarlık solda kalarak boş arsalar duğunu bilir. Ama bu evi bilmiyor mebHIIkle Halli mevmatın ıslahı tcin lar... Adnanın çizmesinin izleri dı .. Demek daha evvel, dadı he dan geçilir... Ve nereye, kırlara Kedi sessızliğile iş görmeğe ah güne göndermiş de, paşa gitıneden kabarttı: Ule bu ne? teşebbüse geçmegl kararlastıırnıçlardır. Kim oturuyor burada? bunlar .. Merdivenden Amerikalışıktır. ıGularjik» uyanmasin en hazinesini bodruma gömmüş de, nüz uykudayken «Jonllerin» katı gidilir... Çıt!. Gene fenerini söndürdü. îzlerin. nın katma kadar uzanıyor. Sonra dışesi insıyakma işlemiştir. Kömür Prenses Asude, paşanm torunlarınAdnan tşojuk» neden kırlara bahçeye, arka kapıdan, tahta parBüyük kapı kapanmışü. Kim bu tekrar yukandan aşağı iniyor, ka' na çıktı .. Orada da epey oyalankovasmı bile sobaya öyle usturupla dan biri imiş de, Prensesin nedigitmiş? dı... Sonra bastı gitti... ayo?. Evin içinde kimsenin kalk makhklı kapıdan girdiğini farketAYTEN KORAY boşalttı ki, gürültü çıkmadı. mesi olan Nigâr Hanım kütübhane, tığını duymadı. Sofradan antreye pıya vanyor. Dedi, ceb fenerini ihtiyatla kul mişü. Kendi de girdi. E bu kadan da fazla!. Anberbu ile Zaten akşamlan her yeri tertib bir kitabın içinde hazinenin hari çıkan kapılan da açılmadı. KulakYahıız sahanhkta bir kansıklık kalfa her şeye katlanır ama, böyle lanarak yürüdü. Görülmek istemi Ağaçlann arasmda Uerledi. Son ÇETİN TEKYELY ler, hava aldırır da oturulan oda tasmı bulmuşmuş da, şimdi onu I lan dadıyı yanıltmaz. Bahçeye çı var... Başka izler de mi araya ka burnuna doğru yapılan naniğe kat yordu. Şaşırmamak için arasıra yara bağ bozuntusu bir alana vardı aramak için buraya gelmlşmiş . lara, öyle yatar Mamadadl... Nişanlandılar kan dış kapı kapandı... Biri mi tışmış nedir? lanamaz! kıp izlerin istikametini tayin edi Karşısına, tıpkı kendi evlerine ber Karasakalh da Hindliye, Areba 27/3/955 Etraia göz gezdirdi. Geceden gitti, biri rai geldi? « Ule Adnan Şojuk, bana bu İçin için babalan tutarak sırtına yor, öyle ytirüyordu. Sonra karan zeyen üç kath bir ev belirmişt kalma bir nizamsızlık dıkkatini benzedığine göre, ihtimal o da bu oyunu da raı oynayajaktın?» lıkta gidiyor, gene arasra patikaya Bodrum katı ve üstünde iki kat.. siyah mantosunu geçirdi. Başını Cezveyl hemen mangalm kenanhazinenin peşinde... çekmedi. Mutfağa girdi. Saç manDaha akşam üstü silnüjü Ma orttü. Aba terliklerinin üstüne de bakıyordu. na çekip kalktı. Sofaya çıktı. DıDadı, bir kere daha feneri yak galda küllere gömdüğü korlardan (Kendileri üstüne «gelinje», buz anahtarı alarak Bahçenin sınırma vardığı za mağa mecbur kaldı. Lâstik çizme şansmı dinledi .. Hayır, hayır... madadı taşhğı... O zaman en ufak lâstiklerini giyip arta kalmış kıvılcımlann aıasına kesilmiş, bayılnus tolajakmıs» zaNflshası 15 knrnşlnr Gelen olmamıs... Zira antrcde de j bir iz yoktu Hem canım, bunlar çıktı evden . Öfkesini sakızdan man alçak çitin, sanki ağır bir clr izleri bu evin bodrum katının decezvesini sürdü. Zıhni hâlâ Nıgâr hir...) vam eden bir kıpırdama yok .. Biri taze, taptaze izler... Henüz .kuru ahyor... Ha bre ha çiğniyor... Fürkiye Hark min altında ezilmiş gibi yassıldığını mir kapısı önünde nihayet "bulu Abone «erait: Hanımin muammasile meşgul... Mamadadmm «öpflrgesine takıU n Ki Ur» KJ gitmiş .. Kim gitmiş? Sanki Aır.e mamış... Ceb fenerinin ışığında Cinbaşın farketti. Atlamakta gene de biraz yordu. Nigâr Hanım neden geldi bu lan (mücevher» de Gülerin faraziSenellk 42 U 8 U O 1 O rikahlann katında biri varmış da Dadı öfkeyle Içeri döndfl. Adna bir şeyler gevelediğini gördü. Dik müşkülât çekti .. İzleri yoklayarak « Sen ne işlere karıştin yine •ve? Altı «ylı» BSO **M yesini destekliyormuş. o gitmiş .. am odasma yürüdü. Tokmaklan kat kesildi baktı. sonra yüzünde tan... Tutturdu ktr yolunu... 12 00 14 00 Adnan şojuk?. "Guları şok ağlata Ot »Tl.« Nigâr Hanımin kara sakallı «jin> f Bir kalem geg bu martavalBb tvük <S0 bir hayret ifadesi belirdi: Dadı, heyecanla sakızını çigne ığildi baktı: Yağmur hâlâ çiseliyor... Pis pis .. jağa benzersin .. Jezaevlcrinde. le» ilgisi nedir? lan! Kırmızı kulak aklı, ne olaD İ K R t l * Vay janına!» Biz de elimizde sefertası: Janin yerek kapıya yürüdü. Usulca açtı Görünürde ne in var, ne cin .. « Ule köpoğlu köpek Sen ne\ Nıgâr Hanım ne anyor «gejeya jak!> tz«ıei!]lz« €&*i(1ertıet «vrak bakü. Antre karanlık... Karanlık < Evimizin etrafında gözcülük müdür bey^ kuzum memur bey.. » •wcdll«tt' edlımealr. UHU olunmM, İpek tel kopmus... Demek çıkmış reden buldun Jonilerin sujuğunu?» nsı» bodrumlarda desturl Dadı bir şey bilmiyor ama sezi ama» Gene içerden vuran ** * (Arkusı var) tlanlarda/ cnenullyei satMil Adnan.,. , Cinbaş, kısmetini agzındao ka edenler durur mu bu havada?» ir Tutam Yazan : •* Idare âmirlerinin terfi şekline dair bir düşünce irdenbire mugalâta gflbi gelecek ama, ben ciddiye alıp yazıyorum: Eedrî Rahmi Eyüboğlu Bir adam taksiye çarptı! ı sür'at intizam HAYATI BİR SUAL KULLANDIGINIZ IŞIK KAFİ Mi? • I i a GENERAL^ELECTRIC HA.CI KURYE NihaTKdramağaralı ue VâNu CUMHURİYET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear