28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
tKt CUMHUK1VET 21 Mart v ÜNÜ GUNUN MEVZULAR1 f Yaliada Boğazlar hakkında yapılan görüşmeler Yazan: A. Büyük Tağral J ı İnhisarlar Genel Müdürliigü Münir Karacık, kendisine mecburî izin veriMiği ve istifa ettiği hakkuıdaki söylentileri yalaııladı tki senedenberi İnhisarlar Genel Müdürlüğü yapmakta olan Münir Karacığa bir ayhk mecburî izin verildığine dair söylentiler dün de devam etmiştir. Hattâ bir gazete, Genel Müdürün sıhhî durumu dolayısile istifa ettiğini yazmıştır. Dün kendisile görüştüğümüz Mü nir Kaıacık, söylentileri bir defa daha tekbiz etmiş ve demiştir ki: a ıg mart cuma gününden itibaren, hakikaten hasta olduğum için bir ayhk iznimi kullanıyorum. Bu, esas itıbarile kanunun bana tanımış olduğu senelik izindir.» Diğer bir gazete de, Genel Müdürlüğe İşletme grupu müdürü Omer Refik Yaltkayanın getirildiğini ve bu zatın halen bulunduğu Bab Almanyadan telşrafla davet edildiğini yazmıştır. Münir Karacık bu mevzuda da şunları söylemiştir: « ömer Refik Yaltkaya, 3,5 aydanberi Batı Almanyada tetkik ve temaslar yapmaktadır. Bu sırada, onun buradaki vazifelerini ben üzerime almıstım. Ben bir ay izin almca, onun çağırılmasına mec buriyet hasıl oldu.» Pazartesi Konuşmaları I f ÂBÂHTAI ABAHA... İsfanbulun deniz ve kara nakliyesi Neşredilmiş olan Amerikan Yal Marmara deniıinde imha olımak ta konferansı zabıtları meyanında korkusile, hemen geri dönmıiş ve Bizi en fazla alâkadar eden şüp yaptığı giriş hareketinden hiç bir 'îesiz, Boğrzlar hakkında yapılan fayda sağlıyamanuştır. Boğazlar, daha fazla siyesî mü"görüşmelerdir. Gelecek sene, yirolmi sene irin imza edilmiş olan cadelelere sahne ve mevzıı Ilontreux hükümleri de sona ere muştur. K hraman ordumuz IUI Acek ve böylelikle Boğaz meselesinl nadolu ve Rumelide yaptığı mu^onıışrr.a mevzuunda büyük fırtına vaffak haıeketler sonunda Karadeniz 1774 senesine kader bir Türk kor"caktır. Rusya ne istiyecektir? Bizim ta gölü haline gelmiştir. O zamanlar Jebleimız ne olacaktır? Boğazla ortada Boğazlar meselesi diye herrımızın ır.üstakbel idare şek'i ne hangi bir mevzu yoktu. Ruslar 10 haziran 1774 Kaynarca olmalıdır? Bunter bizim yazı salânivefmizin dışındadır. Her halde muahedesile Karadenize girmişler meydana zamanı gelince salâhivetli cıyasî ve Rus donenmasırun ^jyazarlarımız, kıymetli fikirlerini nk gelmesile beraber, yavaş yavaş Boğazlar meselesi de kendini göstesetlireceHerdir. Bizim bu yazıyı hazırlanuktan recektir. Ruslar 1696 Karlofça mua maksydımız, tarihte. Boğ=zlar mev hedesile Azak denizine gelip Kazuunda kopan siyasî ve tskerf fır radenizde ticaret yapmak müsaatınalann izlerinı buraya geçirmek desini isteyince Türk İmparatoru fakat tir. Brg?zlar ilk kıymetinl as (Ruslan sarayıma alınm; kerî s?hada değil, ekononaık r&ev Karadenize bırakamam demiştir). zuda bulmuştur. Tarihteki Boğ'Z O zamanki Türkler Karadeniz Bolar Batı ile Doğu arası/Ha'<i, bir ğaziM değil, bizzat Karfdenizi dünevi ticaret köprüsüdür; mal mü şünüyorlardı. İmparatorluk, bu bübadele merkezidir. Batı, nalını İs yük söz altında kuvvetli bir dotanbula getirir; doğu da jynı şryi nanmaya sahib olduğu müddetçe, yapar ve böyle'ikle İstnbulda bü hakikaten Karadenize hâkim olduyük bir alışveriş muamelasi olur Fakat donanma zayıflayınca Kaydu. Boğazlann ticaret ahasmâpki narca muahedesi hem Karadenizi, .ebpmmiveti de Karadeniz ve A hem de Karadeniz Boğazıru Rus^nadolu tarikile Asyaya uzanan bir lara açtı. Bundan sonra muhtelif zaman.tfnesi deniz, diğeri de kara olrcek üzere ik: yol üzerinde bulıınuşu lardcki siyasi duruma göre Rus• idi. Şarkî Roma İmparatorhığu, Bi ların üç bareket tarzmdan birini zans İmparatorluğu ve Türkiyenin seçtikleri görülür: 1 Türkiye ile harb etmek. İstanbula gelmesi ve Boğazlara hâ2 Babıfiliyi tazyik etmek. kİTi olrtıncınHaki rnpiayı da bura 3 Büyük devletleri kanduarak da ?ramak lâzım gelir. Türk ülkesini paylaşmağa knlkıj• •• . Boğazlann silâhla müdafaa edil mak. On ycdinci aardaki Rus istekjpıesi topun icadile hemen başlar. * .{fürklerin ilk el uzattıklan bogaz leri ea fazla, Akdenizi husosi bir .ÎJanakkaledir. Ancak zamanm hfl göl haline getirmek istiyen Fransız^ ü m d r ı Çnakkaleye gelir gelmez, lara dokunur. tngiltere de HindisMarrmradaki korsanların Imha e tanı alır almaz Akdenizle meşgul fiilme vazifesini Venedikülere ver olmağa başlamıj ve La meyanda ehemmiyet vermiştirmiş ve bu suretle Boğazın kontrolu Boğazlara kendiHsjinden yabaneı bir devlet Böylelikle Boğszlar, bir Türk Rus .eline geçmiştir Çanakkalenin ilk meselesi olmaktan başka devletler4ahk mstım Gelibolu ve Çard.iga; arası siyaset oyunlanna sahne olj/zm Mtırmara denizi tarafına ko mağa başlamıçtır. Boğaz meselesinde Ruslara karşı nar foplar teskil etmistir. Çsnakjjkale boğazı 1336 senesind«nberi cephe ahn devletlerden bir tanesi k hâkimiyetinde bulunmakta de AvusturyaMacaristan İmparatorluğudur. Ruslarm, Avıısturyah,\r K. radeniz boğazına da iVz lefn lan yumuşatmak üzere 10 eylul ana ikinci Mur^d el a t r s "e Anadohı 1782 de yaptıklan projenın Jjisarlarını inşq etmistr. Anadolu hatlan şöyle görünür: 1 Türkleri Avrupa toprskla.Jhjsrı. Jüpiteryos mâbsdi üzerine .jj;j{e onun taslarile yapılnrnştır Fftih rmdan çıkarmak. 2 Eflâk Buğdanı müstakil kıalijf.ultan Mehm«"d de. İstanbultın fet j^»ine takad'üm eden günlerd? Eu lık yapmak. 3 Makedonya, Tesalya, Bulgari. .{r.plihkarını vnr>rr>!«tır. HP )ki hijjîjjc z>mamnda, Kara?»niî Bo{£? tanda Rum imparatorluğu kurmak. 4 Ege edalarını kendileri (yaspanı Vontrol eden iyi bir müdsfaa ni Rusya) almak. «faattıdır. 5 BosnaHersek ve Dalmaçyayı da ÂTBsturyaya vennek. Boğazlann durumu Türk donan6 Bu tertibe Fransa itiraz ema«nm mücadele kudreti nisbttinderse, ona da Mısın vermek. «e siva?et adamlanna az veya çok Ancak bu projenin tetkik edlldi*me=2aleler vermiştir. Donanma ği bir sırada, Ruslar 1784 te Kınmı kuvvetli oldukca yabancıların Boisg?l ettiler, 1787 de de Türk Rus .ğa7İa' Ü7erindeki emelleri cilsiz bir harbi halinde başlıyan mücadele bir #!»mın istekleri gibi içlerinde kaltarafta Rusya ve Avusturya; diğer bi!?kis donanma nuvvetten tarafta da Türkiye, Almanya, İsJiisürce BoğazUr üzerindeki istekveç ve tngiltere olmak üzere oller siddet kesbetmistir. Çünkü Türk dukça büyüdü. Avusturya Krah Hopppması, kuvvetli oldu&u rarnanJozefin ölümü ve Fransa ıhtilâli ""d= Boğazlanmızı sırasile Girid. Addurumu hafîfletti ise de 1792 Yaş tîyatik önünden müâafaa etmeğe muahedesile gene Ruslara KaradeIfeşlamıstır. Bilâks donanmamız zanizde seyrüsefer hakları verildi. "Jfıf oldukra khraman ordumuz bu 3 j*üzel vatan par"asını müdafaa et'Snek uğruna yüz binlerce tdşinin İfenını dökmeâe mecbur olmuştur. Ruslar, Boğaz bölgesine nüfuz ^Boğazlan almak kolay deŞildir; etmek arzusunu Fransa ihülâli sı'Çiinkü onun topraMarı şehid ka rasında da tazelemişlerdir. Mezkur = nile yugrulmus: Akdenize doijru mücadelede Türk İngiliz Rus "sk n sularını Türk denizcisinin ittifakı dolayısile Ruslara bazı kanı boyamıştır. imtiyazlar verildi. 1803 Tilsit sulh muahedesi Boğazımızı Rus harb ge • * • misine karşı kapamıştır. Ancak ^ T a r i h t e Çanakkale beş defa zor Ruslar, mezkur muahedeye imza tfenmıştır: koymıysrak Boğazlardan sskisi gij l 1656 da Venedik Amirali bi istifade etmek istemişlerdir. ""Mnoen^o, 18 inci asırda Türkiye, Rusya ve 1807 de İngiliz Amirali Dak Avusturyanın müşterek tehdidi altuıdadır. Bu cümleden olarak Rus '° r 3 1912 de İtalyan albayı Millo, lann 1820 den itibaren Balkan isfc "4 19'3 de Yunan amirsli Kon yanlarını tahrik ettiği de maluraSt'ryatis (Droje halinde), dur. Bu tahriklerin neticesi olarsk 5 1915 de İngiliz Amirali Ruslar, Ayastafanosa (Yeşiiköy) kadar gelip Edirne muahedesini vsp Eunla'dan birinci ve üçüncö ha mışlardır. Mezkur muahede Boğazreket. Çanakkale önünde, beşind lan bütün devletler n harb (»emihareket Çanakkaleden de evvel dur lerine karşı k?par. Bu rejim uzun «"rnlmu^tur. 1307 de Boğazdan geç sürmedi; Mehmed Ali isyanl doj n r ? e muvsrTak ol'n İng liz Amiraü, Arkası Sa 6. Sü. 4 te • • * • Gol değil güvercin Biz de çocuktuk Allahım Ekmek elden gelirdi su gölden Günlerimiz uzun evlerimiz büyüktü Ve yağmur çif çabnk için değil Sadece bizim için yağardı. Biz de futbol oynsrdık. İyi bir top, camı çerçevesi kınlmıyacak bir sokak, ağzı burnu sağlam papuçîar bulduk mu bitip tükenme bilmiyen maçlar başlardı. Kalelerimiz çantakrdan, caketlerden kurulur, yağmurun, çEmurun lâfı mı olur? Güneş tepemize dikilmis, toza toprağa bulanmışız. Üst baş perişan, hava kararmış, topun sahibi hava karanr kararmaz topunu eldığı gibi kaçmış. Onun yerine çuh:lan parçalanmış bir tenis topu konmuş, kale yerine konan çantalar, caketler görünmez olmu?, kimin umurunda!... Alaca karanlık, zifirî karsnlığa dön. meden oyunu kim bırakır. Ya, o bağrışmaiar. Hâlâ kulfğımdadır. Kirase kimseye doğru dürüst bir pas veremez, herkes avazı çıktığı kadar bağırarak kendisine pas verilmesinı ister. Sonra neden bilmem bana ille de solaçık oynıyacaksm diye tuttururlar. Sol ayağımla değil şütü atmak, topa dokunmak bile mümkün olmaz. Topu sol syaktan sağa aktarana kadar olfnlar oîur. 19251928 arası Trabzonda hatın sayıhr bir futbol sevgisi vardı. Bu sevgi nereden gelmi?, nasıl o kadar az zaman içinde böyle gelişmişti? Trabzon lisesinin kuvvetli bir takırnı vardı. En kuvvetli rakibi İdman OcEğı idi Bir ara Muallim Mektebi takımı da kuwetlenmiş.ti. Aklımda kaldığına göre bu üç takımın karması o eyyam Rusyadan gelen bir takımı belli bir farkla yendiği gün Kavakmeydanmdaki kavaklar yerlerinden oynamıştı. Bir Omer Ağamız vardı. Bir Şevket Subaşımız, bir San İsmailimiz vardı. Alimallah Kavakmeydanında duman attırırlardı. Bizlere üçüncü t^kımdan ikinciye bile geçmek nasib olmadı. Gel zaman, git zaman sanat taSîlan fııtbol vuvarlağını öyle »tzaklara fırlabp arb ki tstanbuldaki m=çların en güzellerini kacırdığım glbi, Pariste de maça gitmek şöyle dursun, stadyomlprın yerini bile öğrenmek akhmdan geçmedi. Yalnız 1933 te Londrada otel komşumuzun zoru ile büyük blr maça gittik. Birmingham'la Arsenîl arasındaki bir maçtı. Stamyomu, göriir görmez Pfriste büyük bir fırsat kaçırdığımı anladım. İster sanatla uğraşm, ister ilimîe. Eğer yolunuz Avrupanın büyük şehirlerine düşer de en büyük stadyomlardan birsinde bir mac seyretmezseniz o şehir hakkında tam bir fikir edinmiş saymayın kendinizi... Londradaki st'dyomu seyretmek, kırk elli bin kişiyi bir arada, derli toplu görmek, tribünleri, alanın diri çayınnı, heyecandan, sinirden bayılanlan. Herkesin gözü önünde yum ruklaşanlan, sedye ile dışan çıkartılan «oyunculan değil» seyircileri seyretmek, eşine kolay kol?y rastlanır şeylerden değiMi. Birinci haf tayımda, oyundan çok tribünleri, etrafa seyrettim. tnsana futboldan j çok bir koyun sürüsünü otl'tma ' arzusu veren o canım çayırın üstünde oynanan oyun ilk haftayımda bcna yavaş çevrilmiş bir film gibi geldi. Biz, çırpmmalara, tepinmelere; alışmışız. Top heriflerin önünde taca gidiyor da mubarek adam hiç orah değil. Ancak ikinci haftayımda; oyuncunun taş çaüasa o topa yetişenvyeceğini anladığı için beyhude yere telâş etmediğini gördüm. Hiç kimae yetişemiyeceği topa koşmuyordu. Amn koştu mu yüz de yüz topu yakflıyordu. Paslar ga yet gösteris?iz, fiyakasız. psslnrdı. Ama hikmeti hüdal... Verilen pas yabancıya eitmiyordu! Oyunun tem pounu anladıktan sonra ağız tadı ile oynanen futbolu gördük ams ^örüp göreceğim'z rahmet de bu kadarmış. O müze senin, şu müze benlm. şu yeş'u bu mor derken bizim futbol sevgisi gene kayıblara karıstı. | Ara sıra günlerden pazar olnrsa. ' pszarlardan p;nl pınl birffı"n olnrsa ' ve o pazarda hatarı sayılır bir maç Vazan Bedri Rahmi Eyüboğîu olursa çorbadan dönenin!. Ama yağ ma mı var!. Senin canm günlerden herhangi bir gün maça gitmek istiyecek diye, saa özel biletler mi saklıyacaklar. Gider Dolmabahçe stadyomunun daha doğrusu kalesinin etrafında bir dolsnır, bir daha dolanır, sonra boynunu büker, ve bütün gün ne yapacağını şaşınr kahrsın. tki üç ay oldu. Gene böyle bir gün, stadyomun kapısında kaldık. Binlerce insan, yer bulamamışlar. Bir türlü aynlmak istemiyorlar. Ben, maça on beş dakika kala gelmiştim. Onlar iki, üç saat önce °e\mişler, yer bulamamışlar. Muhakkak maçı görmeleri lâzım. Ben de onlara kabldım. Başladık mun etrafında dönmeğe. Bu müthiış kalenin bir tarafında dişimize göre bir gedik aradık durduk. Nafile!. . Gazhaneden Taskışlaya çıkan yo)a saptık. Gazhanenin duvarlarına atlanmasın diye taze taze kaynarzift boca etmişler. Daha yüksek duv?rlara cam kırıklan döşemişler. Melül mahzun Taşkıslaya doğru çıkarken tam bostanlann dönemecinde bir kaç yüz kisilik bir kalabalık var kuvvetlerile bostanl:;ra daldılar. Bizler de arkalanndan. Hatın «ayılır bh* gedik keşfetmiş olmalan lâzımdı. Öyle koşuyorlardı H, süngülü, makineli tüfekli jr.ndarmalar arkalsnndan bakak.iidılar. Bostanlar bitti. Birdenbire üç metre yüksekliğinde bir duvar başladı. Birerle kol düzeninde duvann üstüne dizlldik. Kosuyorduk. Duvarın bitmesine bir kaç metre kala ne görsek beğenirsiniz? Bir elbiselik kadar yepyenl bir kumaş parçası. Tam duvann üstünde. Akhma ilk gelen şey «u oldu: Hiç bir 15e yaramasa bile mükemmel bir boya bezi olurdu!... Fır çaları temizlemek için... Masonlar Derneği Başkanlığına Hulusi Demirelli seçildi Masonlar Demeğinin yılhk kong resi dün saat 10 da yapılmışttr. Atatürk için saygı duruştından son ra gündemin maddelerine geçilmiş ve baçkanhğa Fuad Hulusi Demirelli, üyeliklere Rüştü Örücü, Galip Taş, Memduh Altan, Necmettin Erol, Refik Serdar, Kemalettin Apak, Şefik Düzer, Sadık Bigat, Ekrem Tok seçilmişlerdir. Atatürk Kız Lisesinde «Şiir ve müzik» günü tertib edilecek Atatürk Kız Lisesi Mezunlan Demeğinin yeni idare heyeti, ilk toplantısını dün sabah saat 10 da okul binasmda yapmıştır. Üyeler, nisan aymın ilk cumartesi günü saat 15 te, tanmmış şairlerimiz;n de iştirakile Atatürk Kız Lisesi binasmda bir şiir ve mfutfk: gtinü tertiblomeğe karar vermişlerdir. Beyazıd iTkoklu binasma ek Iş dershanesi yapılıyor Beyazıd İlkokul ve Öğrencilerine Yardım Demeği tarafından mekteb binasma elt olarak inşası kararlaşan iş dershanesinin temel atma töreni dün sabah saat 11 de yapılmıştır. Velilerin de hazır bulunduğu törende Dernek başkanı Selim Çetiner teşkilât faaliyetlennin bir hulâsasını yapmış ve iş dershanesinin hayırlı olması dileğile temeîe ilk harcı koymuştur. Bir kadm, dövülerek çocuğunn düşürdüğünü iddia etti Şişlide Balçık Tarlası semtinde 103 numarah evde oturan Halime Sorgun admda bir kadm dün polise müracaat ederek Hikmet Kayacandan hâmile kaldığını, dövülme neticesi 7 ayhk çocuğunu düşürdüğıinü ve Hikmetin çocuğu bahçeye gömdüâünü iddia etmiştir. Cenin görr.üldüfü yerden çıkanlmış, sanık yakalanarak tahkikata başlanmıştır. MART 21 • RECEB 26 S O şletmeciliğimizi tenkid eden blr yazı yazmıştun. DenizcîUk Bankası müşaviri Bay Hayri İsen, matbaamızı *iyaret ederek bize kıymetli malumat miş imiş. Biz bir saat kala gittik. verdi. Gerek kendisinden, gerek Olan olmus, bıten bitmiş. F^kat e başka membalardan öğrendikleri1 şine az rastlanır sahneler gördü ' mi', düşünceler ilâvesile asagt.va Geçen pazar, kalabalık kalenin sıralıyorum: her tarafını yoklamış. Yeni tribün§ İstnbul Şehir Htlaruıda haler yapıldığı için hiç bir ümid kalen 70 parça vapur vardır. Arabapısı kalmamış. Ama hâlâ bilet /ar Ama cesaretin varsa iğil de ku d i v e hlar dahil. Yedi ay zarfında 7 yeni bakalım. Yüzlerce inbekliyen en aşağı beş bin kışı vapura kavusacağız. Hepsi şehıioıiz maşa uzan üze b i r san; aralarında benden çok yaşh f ' kuyruk yapmıslar. 3ek tersanelerinde inşa halindeütr, 4 h rlar ne I? kibarları. kalender y ° ' y Godoyu bekler e:b. tonesi 700 kisilik, 2 tsnesi 250 H ları; gencleri, bekliyorlar. Kimisi belki bilet varilik, 1 tanesi «KarUl» tipi arabalı leri bulunan yüzlerce insan; kudır, daha çabuk ulaşınm diye ram 5 maşm üstünden birer birer atladık. palara tırmsnrraş. Adamcağızın kcl olan bu gemiler, motörliidiir. Ve kâfi süratlidir. Türk personeli mohiç kimse yan gözle dahi kumaşa larma abanıyorUr. törlü isletmeeiliğe temessül etbakmadı bile(... Halbuki benim tam In aşağı! diyorlar. mekteymis. önümden koşan çocuğun ay^kları Adamcağız yalvanyor. Çeken çeSual: o Aeaba Şehir Ilatlan yelmayaktı! Kuması gördü görme kiyor boyun atkısını, yani o »rahk sine. Görmesile çiğneyip gecmesi rampadan ayağı kaysa da yere dü vapurlarında yüzde on nisbeünde bir oldu... Sonra duvar bitti. Önü şecek olsa düğümün bir ucu çe bir çoğalma mı oluyor? Çünkö 70 müze dört beş metrelik bir bojhık kenin elinde, öteki boğulanın boy iken 77 gemiye nlaşıyornz.» Cevsb: « Hyır. Çoğalma olaçıktı. Altı kaLaslar, çivili tahtaiarla nunda kalırdı. nuyor. Ük ağızda atüması icab edolu bir arsa. Millet duvara tutuden 10 gemi vardır. Mevcud 70 nup as?ğı atladı. Abbas da HeraEvet tertemiz giyinmiş. Kerli fergemimizin yansını iskartaya çıkaTber. Sonra öyle bir yere geldik ki li bir adamcağız. mak gerekiyor. Bunlar 3050 seneoyunu seyredecek yere gitmek :çin Boğulmayı göz« alarak ramliktirler. Beş senelik prosram hştribün i'e bagka bir duvar arasm paya tırmanmış, boyun atkısını kcp daki yedi, sekiz metre yöksekli tımış, hâlâ ayak diretiyordu. Sen, zırhyoruz. Ceste ceste ikam«ye nğğinde ve üç dört metrelik bir Sırat ben, hepimiz, aynı duruma düşe ra^acağız. Bes senelik progrsm geköprüsünden geçmek lâzım. Kala bilirdik. Birisini rampadan çekti reğince ne mikt?r ve evsafta ç^mi balık şıpşak duvara tırmandı. Ab ler, tetik davranmadı, yüzükoyun yapabilcceğimizi halen söylivemeyiz. Bize bağlı oîmıyan sebeblerden bas da beraber. En Sndekiler Sırat yere uzandı. Bir başkası sille tobir aksama olabilir» köprüsünden geçip mursdlarına na kat kavgası, bir öteki yalvarıp yaş Anadolu yakası nüftısu artrr^kil oldular. Şöyle bir arkaya bak karmayı göze aldı. Yani tsm o sıt?dır. Bu yiizden Kadıköy ve İNtım, en azmdan beş yüz kişi bos rada birisi çıksa da: küdar vapurlan üklım tık'.ım lur tan tarafından akıyor. İkinci uarti Bir paltoya bir bilet, bir palhal almı.ştır. Yazın da dicer vapurde Sırat köprüsünrien geçti. İkişer, toya iki bilet! lar öyle. Bazı saatlerde. ikinci mevüçer geçiyorlardı. Sıra üçüncü parDiye bağırsa, hepimiz ceblerimizi ki tramvaya pirmiş gibi halk ayak tiye gelmişti. Kales tam ortJsın bile boşaltmadSn paltolan bu zata bastıgt yerde kalıyor. teslim edebilirdik. dan ikiye bölündü. Adamcağızlar en Bu müşshedeye karşı şu Izahatı aşağı yedi sekiz metreden yerlere Peki nedir bu kepazelik? döküldüler. İkisi doğruldu, bir ta Hangi kepazelik? Burada iki aldun: Geçen sene 71 miivon yolcu nesi olduğu yerde yıkıldı kaldı. Fa tane kepazelik var. Birisi bizim 34 tnüyon kat bütün bunlar kalabalığm go kendi kepazeliğimiz. Affedersiniz tasıdık. Seneden scneyebulunduğu' artıyor. tcinde t dğ zünü yıldırmadı. Akın yeni yapılmilyona S«makta olan tribünün ayaklan ara her ne pahasına olursa yerine ge kacağımızi sanıyontz. smda dağıldı. Sonra nasıl oldu bil tirme savaşı. İlle de maçı göreceTasvir ettiginiz vapur durnmem kendimizTkalaslardan bir or ğim fikrinde körü körüne day^n mu önümüzdeki yıîlar bu inUi^rfı ma. Öteki de bizim olmıyan bir ka karşılamaŞa kâfi gelecek mi? Samanın içinde, en alt katta, ama ma çın dBrtte üçünü gören bir yerde bahat: Stadyomda yersizlik. Buna kın, Anadolu yakası, su derHir.'en bulduk. Ve derhal her çeyi »ınu yersizlik değil de, kepazelik de, re kurtuldum derken bu scfer de vazalet de, ne istersen de. Harclığmın tarak maça daldık. pursuzluk derdine çatmasın? Mceönemli bir parçasını harcamayı gölâ Çengelköy harh tarifesintlc ekze aldığın halde bu sıkıntıya k:tGeçen pazar da aynı rüzgârlar es lanmak kepazelik değil de nedir? 'iltmeler yspmayı düşüniiyormıiîsunuz? ti. Hava güzeldi, maça gidelira deCanm sinemaya mi gitmek IstiDenizcilik Barkasmm sözcü<ü dik. Sen misin!... Millet sabah eza yor? Bir hafta önce hazırlanacaknında stadyomun önüne postu ser sın. Canın bir fincan kahve mi iç katiyetle reddetti: Çengelköy hattını troleybito mek istiyor? Evvelinden davran be güvenip zayıflatacağımıza d.'.r bireder|... Ssğlam bir kumaştan çazetelerde cık?n haber vanlı^«^r. elbise mi istiyor? Bir sene evvel ak Bunıı yalanlıyabiHrsiniz. Bil'i'î, lın nerede idi? Bir evlik arıa mı Anadolu yakasını t"kviveye uğraalacaksın? Sen aklını oynatmıssn şacaçız. Pununla beraber... bilmem kaç senesinde nerede iJ'n? Bana uzun uzun hesablar göstcMesleğine aid ıvır nvır mı? Eo rildi. AmeriVa'ı müte'ıassıslar. sjeya mı; yağ mı; fırça mı; üç sene hir i«letmecili5in!n yoluna firmf;! evvel uyuyor muydun? Kısacası u için yüzde 156 bir zammı tav«i\e zağı görmek diye bir şey var va. etmİ!)ler. Biz anrak vüzde 50 kaıf r Ne yapıp edip bu âletten düzüne ıam yapnuşız. İtndi bileflerdekf son lerce elde etmek lazzm, fiat yükseîmelerine rağmen So^'r O â n o 2 â ! 18.22 19 52 4.22 1^1 |10.0Q V. J 6.02 12.21 15.47 , E. ]H.40| 5.591 9.26! 12.00 CLMHURİYET'în TEFRİKAS1: töhal Katmmâğaralı Tâ vukânldHan dolaş?rak otomjbili evinin önünde durdurdu. Bol bahşiş kokusu alan şoför, sabun "çnvallarını bile vüklendi, içeri taşıdı. Otı:z kââ'd tstenii»''^ dadı onun eline oruz be^ sıkıştırdı. ".Sonra «pf>im • 1r'.jrdu; tcııınızj hslının üstüne v ^ ' ^ n eşyaya şövle bir mağrur baktı. Hayır! Bunlan kaldırmğa savar.rat.dan önce y a p ^ r •: ı.ir <i da' ha var: Borclan vermeli, hemen Bir an. sabahleyin temizlemek üzere A.lınnın odastndan c k ı n n oracığa yığd;ğı eşyaya eözü ilişti. TeıedHüJ şecirc'ı ve duc'ak büktü. Saat daha altı olnıadı. «Şocuklann» Eelmesine vakit var. O zamana kadar her şeyi derler top | ar. yerlestirir TeıedcKidünü yenip Kuzguncıık çarşısım boyladı Al uts kssab paTanı! .. Al ule bfkkal paranı! .. Al u!e manav parTnji A] ule kömüı jü Daranı!... Bir diyejeginiz kaldı XB1? nı maslub etmiş bir k«azametüe, zaier tnfcmm al sırtma davadı, durdu. Onu ürkütmekten kaçmırcasına. gene kız, en hafif perdeden: Bunlan sen mi aldm? dedi. Bacı kalfa yutkundu. Sadeee kafasını sslladı. Bu sefer de Adnan. minderi tahta koltuğa yeı leştirirken aynı munis sesle sordu: Bunları da herhaHe bana altmdan geçercesine evin kspısmdan sunlu hazine bir anda kömür yığıgirdiği zaman, şapa oturdu. nı haline gelmiş. Ya maazallah bu mışsın. Eksik olma ,dadı... Beni de düşünmüşsün. ~ Bahçede, tam evin önüne siyah aldıkları da... Kapıyı çalmadı. Anahtarla açıp Ucu yırtılmış paketten görünen h, beyazlı bir av köpeği bağlamışlar. Bir akşanı evvelki muhavere î antreye girdi İçeriye kulak verdi, erkek terliklerini işaret ermişti. akhna geldi. Amerik?Mar Lordu | ses vok. Bir ces»ret, kendi daireGenclerin sakin tavırlarmdan ceerötürdüğü icin. Güler, Adnana ye | lerlnin kapısına da anahtan soktu. S"rat bulan dadı: : ni bir kÖTDek f»pt;~™ ;tj <:^<1ern!';. Kanadı yavasoa araladı. baktı. Tabiî. jojuğum benim sizlerAdnan da bir avcı arkadaşının Gülerl» Adnan karşısında... den başka kimsejiğim var mı? dekerdisine zatcn bir av köpeği h t İkisi de henüz sojiınmamış. Bi di. diye etmek istediğinden bahset rinin sırtmda yaşmurluğu, ötekiVe birdenbire ağlamağa başladı. mişti. Demek Adnan gelmiş?... A nin spor bej mantosu var. Güler. Çünkü bu itiraftan sonra Giilerle caba k'5Deği b'Sİayıp eitti mi. yok minimini tüylü yeşil şppkasraı Dile Adnsnm bakışlanndsn şüphenin sa içeride mi? Acaba Güler de gel bsşından çıkarmamış. Eşya yığınısilindiğini. yaman bir öfke ile gözdi mi? njn yanmda, el çenede ayakta du' lerinin parladığını farketmişti. ruyorlar. İ':iiinin yüzünde hayret Şimdi ne diyecek onlara? j Gene kız, sesini yükseltti! okunuyor. Balli, birbirîerine itiraf Niveti, aldıklannın mühim bir | Bunları hangi parayla aldm, kısmını saklayıp sindire smdıre or etmemiş'er ama, ikisi de kuşku ! dadı? da... Ne oluyor bu evde b^vîp? Bu taya çıkarmaktı. Joni'lerin verük! Adnan, itham edici partnağını uleri bahşışleri bitirktirip hep bir ne esrarlı h=ld.r boyle? Cos°d ge ' zattı: lir, cesed eider. eşya gelir, mamaden harcadığını söyliyecekti. Ama Sen gene muhakkak bir da dadı kovbolur 'şte plânı bozu'du. lâvere çeviriyorsun. Cesed, mesed Nasıl bir val?n bulmalı da sualDdı esikte bo'irince iVi risanlı dedik, geçtik. O haltlan da sen' leri revablandjrmah? bu muimTiayı bir ham'?ie çozmek 1 kıvumışsın, anlaşılıyor. Hepimizin Dadı, hakikati itiraf eder^e ken ister gibi gözlerini ona eevirülsr brsını ateşe ykacaksın. di?:ne ihsanda bulunan mahteıem sürdü. I Ve işte kızılca kıyamet böyle baş zatı gocundurmaktan korkuyorJu. içeri, dadı . Kapıyı ladı. Dadıya konuşmak fırsatı verHani masallarda vîirdır: Fakir o• ^at~ina... I mlyorlardı Adnan bırakıyor, Güduncu bosboğazlik etrrug de, af I Dadı itaat etti. 'Kanadı itti ve 1 leı istintaka girisvor, Güler bua Bizler, Gaktasaray . Fenw maçma sadece bir tek dürbinle gittik. Ve maçı Taşkışla sırtlarında, ıslak toprağa güçbelâ çSmelerek, en a?ağı beş bin kişi arasında seyrettik. Miithiş bir şeydi bu. Yanıbaşımızda bir çingene ailesi vardı. En yaşlısı on, en küçüğü d8rt yaşmd.ı! Öğretmenler vardı. Önemll kisi'er var dı. Öğrendler vardı. Kopiller vardı. Onların konuşmalannı dinlemefc başhbaşına bir sanat olayı sayıhrdı. Yahıız üç şey »ammtz* t:«k dedirtti. Birisi oruHuğuonuz yamaçta tutı.nma zorluğu Toprai habire kayıyordu. Öteki tahta perde! Gaz hanenin en can a'ıcı yerine faVir fukara. maçı iki küomctre öteden bedava seyrebnesin^diye bir tchta perde çekmişlerdi. Öyle bir perde ki ancak İki kilometre uzaktan sey redenlcrin keyfini kacirabilir. Ama sorarım size. İki k;lrmetre uzaktan da maçı fakir fukrradan baska kim seyreder? Üçüncü derdimiz de şu: Güvercinlsr!... T;m mrçın tadını çıkartırken güv>?rc:ılerden bir taresi stadvomun bir ucundan ötekine havalanıyor. Uzaktan topla güvercini ayırabüirsen avır. Cevab: t Bunl'r blzim de rih Gol! diyorsun! nlmizi yoran tasavvurlardır. fcab Nerp^e eol. Meğer kaleye giren go} eden m'kamlnrla temas ederek ve Aynca zengin PARA ikramiyeleri diye bayağı bir güvercinmiş. En emin keşide sistemirsde, en kuvvetli isabet şansımzı bulursunuz. aynca Havreddin )skele<!İn1 de ı«'h ederek nakliye afırlığını Köprüden almağa çslışacağız.» Köylü Partisi diin bir siyasî toplantı ysptı. *** Türkiye Köylü Partisi dun saat 11 de Bpkırköy'de siyasî bir tooEvvelce de bir kere nıraı n»ıın lantı yapmıştır. Toplantıda konu yEzdığım bir bahse bu münasrbclle şan hatipler Köylü Partisinin hakıyor. sözü Adnan alıyordu. İkisi verirlermiş. Sakın dadı da böyle zırlık devrini geçirdiğini ve mem avdet edivorum: Sirkeci sahillerindekl şehlr hade bir Gestapo sefi kadsr haşin ve bir anafora konmasın? Ama imkân leketin ekserivetine ('•»ypnmisı yatı bakımmd'n ikinci ve fl»ii"'ü sız! Bu para eğer dadının eline zfl mdiler. hasebile istikbalde ümldli »lduk derecedeki tesisleri başka yerlere Güler, mantosunu çıkarıp sedire ceste ceste geçseydi, sabredemez, lannı belirtmişler, iktidan tenkid dağıtmah. Garla park ve deniz aşimdiye k^dar meydana çıkanrdı. fırlatüktan sonra, yeşU plili eteketmislerdir. nsında bulunan o emsalsiz alanı, liğinin bozulmasına ehemmiyet ver Çarşıda, pazarda borç takm'zdı. Yardımseverler Derneğinin etrafı güzel bir çarşı İle bere»iş miyerek yere çöktü. Paketleri bi Dadı, son elmas yüzüğünü de. bakongresi bir büyük iskele meydanı h?I'"e harda kendi apandisit amel'yatı orer bier açıp içindekileri çık^n Yardımseverler Derneği İstanbul petirmeli. Şehrin es?s giriş yeri, lurken satmamış mıydı? yor; alman eşyanuı fıatını tesbite merkezi kongresi martın 24 üncü köprü üstünde değil, bu sahi'd» o Yal'n söylüyorsun, ddı! çâhşıyorlardı. perşembe günü Taksimde Sırasel lur. Parkın Içlnde, tariht binslTa Kabstaslağına bin altı yüz lira Dadı, kat kat eteklerinin altm vilerde Beden Terbiyesi binasında ve oradan Beyazıd meydanma. Abiçtiler. da gizli patiska kesesine davran ki lokalinde top!?nacaktır. tatürk köprüsüne ferah ferah ırf Nereden buldun bu paralan, dı. Bir elli dolar çıkardı. Dün geToplantıda üyeler ve bütün yar dilir... Köprünün tılnşıklığı ve Gadadı? ce, Madam Coni, veda ederken, dım severler bulunac'klardır. htanın darhğı da bu sayede. mıı Yatakhk mı ediyorsun, dadı? kapılarının anahtsn ile beraber szzam bir beîtdiyecilü mahzuru Cesedle mutlaka senin bir il bu parayı dadının avucuna sıkış olmaktan kurtulur. gin vardi, dadı? tırmış, kendileri seyahatte iken Denizcilik Bankasmm soecflsü de Cesedi mi soydundu, dadı? evlerine mukayyed olmasını ten bu fikri tasvib ettifini bana sövbih etmişti. Mamadadı, zaten i§!elemiştir. VaH ve Beledlve Reh'ı.în Hazine mi buldun, dadı? dikkarini çekroeyi vazlfe bilirim. Sualler çaprîzlama y:ğıyor; ma rini gördükçe paralarını slırdı. Zaten eryeç bunu yapmağa yukiAdnan, elli dolan dadının elin madadijkarşısmda yumak sallanan nda anhthfim teknik zanıretlerle kedi g»i bir ona, bir ötekine ba den çekip ışığa tuttu. Sahte olmadığına kanaat getirince, gözlerini Fantezi eşarpları otomobil ge meebur kal?cağız. Bu projenin sohkıyordu. zintisinde taşımak moda oldu re saŞhypcagı dizellik ve kols.vlık Artık sabn tükenmekteydi. Sa Gülere çevirdi: ğundan, bu •iüşünce ile, Be^ik csbadır. tstimlâk edilmesi gvtnV.cn .^ mı dersin, sevgilim? bun çuvalının üstüne oturuverdi... taşta tramvay caddesindeki pek fü7İ(» hir sey de yoktnr. Bir a» Sesinin bütün gücüyle haykırdı: Genç kız, güzel, sanşın başını Moda Mağazası eşarp çeşidleri evvel bir rmllü fasl yolu bnln' Sizi nankör şojuklar, sizi! salladı: nw*«!a, Gökay devrlnin chemnıS* ni son derece bollaştırmıştır. Teşekkür edejeğinize... Ben, bunla Hayır. Bu işin içlne gene eryetli bir eseri olur . rı Joni'lerin verdiği bahşişlerie al vahiler karışmış. dım, ayol İşte bu cümle dadıyı gafil avl?dı. ÇOCUKLARINIZIN Kaç para bahşiş vermiş olaDehşete saldı. Gözleri tesketer!ek biürler ki Coni'ler sanaî ALBÜMLERİNİ açıldı. dudaklan titreyerek sordu: Gene bir sükut oldu. Nereden bildin, G"'="Mm? 5 nisanda 400 turisi feDyor Güler düşünfivor: Kula^na çnlm Adnan muzaff<:"ane güldö: Holl.nda bandırah «New Ams" mıstı. Amerikalılar ayhk hesab bil Hah işt* baklayı eğzından cekilmiş resimleri ile terdam» transatlantiği, 40Q AvruJ,' mezlermiş. Geliri, gideri hsftalık eçıkardı! S Ü S L e Y IN 1 Z palı turistle 5 nisanda limanımutf! sasına göre âyfrladîklarm'ian, ay <Aıkası var) Galatasaray 289 Tel: 40108 da beklenmektedir,. ük istenen parayı haftalık sanip TÜRK TİCARET BANKASI Ikişiye 25000 lira/ Mart Keşidemizde bir m^***»?*''^ I 0 . 0 0 0 LR İA Haitının büteesi başabaş çibi Im'i. Bu scbeble vanur sdrdini. prr n ihtiyaç rıîsbetinde yükselünek miim kün olamıyormuş. Es"=en buna mevud i<VcleIer de elverMi Heti'mis. Söyle ki: Ş Günün mıtayyen S"atleritırte, Köprüdçn Krdikövp on da1 iV;"1» bir vapur ka'dırroBk zarureti vırdır. Halkı taşımak için bu dahi kâ 7 ! gelmemektedir. Çii'ü hir vanurtn KoprüHen kalkin öbürüniin yanaşm°sı ve yo!ou a!m"sı on dnkikadpn daha kısa bir z?mana Fikıştırılamıyor. Bu i " h a söre. gîttikçe büyiiven 4i"»«Jo'n yp*";ın!n yolc.ıiarıtn üle Köprüdcn taşımak imkânsızla«ıyor. Şehrin sokaklan da ıat»»n buna elverişli de?il. Öyleyse kalaKahŞı baçka tarafl^ra cekmeli. Sual: « Araba vapnrlan, plrrde noktasırdsn yan yanya bos pidip gelmektcdir. Kabat^tan arabnlınm piyadelerinl kar<;ı1ıvıp ^ nakledecck bir baslanş^c otobüs istasyonu sayesînde. hafkın bir miktarı, Könrüden Kabafşa ce'îilmez mi? S ; rkeci iskelesi genişletilip ıslah clilse, tstanbul tar?fınflqki bütün Kadıköylüler ve Hayd^rpa<a1ı!ır Sirkeciyi seve seve tercih etınezler mi?» Selânik Eankası Boğaza Otomobil Gezinîisi Yapan Bavanlar FÜTO SABAKIa
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear