26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1» Mart 1955 CUMHURtYFT I ""' ti)itıııuıuiiiaiiiiiiıııııniiiıııiMitıııtııııuinmnıtııııııııuıiiitiiiuuıuuuıuıtıtifiıiırrıtntttHiiııuunıııııuııiiiijııııuıuııııııııııııu ııııuııuıuıututuii »uuiuiJiuıııtııııııııııııuıııııuıuıuıujıuuiuuuuuııııııııiHiuıııttıiııtıııııtııııımııtııiHiııııııııııııııııtıııııııııııifnıııuıııi' | 1MEMLEKET j MESELELERİ [ 1845 te olduğu gibi bando ile karşılanan turistler Yazan: Hüsnü Sadık DURUKAL Son günlerde limanımıza üç sey rılmalarına çalışrramız icab etmek zeıine kuponla (nakil vasıtası bileti) seyshat usulünü ihdas etmek yah g?misile gelen turistlerden O. ted r. Maahz?, son günlerde üç sey! mecburiyetinde kalmıştır. Cook'un lofiord gemisinin getird ği 350 turistın G lats rıhtımmda Şehiı Ban yah gemlsıle limanımıza geldiğini I kupon sistemi bilâhare milletleradosu tarafından karşılandığma da söylediğimiz turistlerin gerek şeh rası demiryollan kupon ve karne ir gazetelerin yayınladığı haberler ! imız muze ve âbir'elerini zivaret biletlerinm ihdas edilmesine yol bize 1845 yılında Glascow şelvin lerden. gerek millî ojunlar ekiple aemıştır. iyi Cook, 37 yü durmadan çslışmıs. de Thomas Cook'un eecirdiğı haya rinin yaptıkları gösterıleren tı ve fa'üveti hakkındaki kitablar intibalar edindiklerine dair gaze ve turizm teşkilâtını dünyanın her da okuduğumuz enteresan bir hâ telerin yayınladıkları haberlerden tarafına yaymak suretile medenl memnun olmalıyız. milletlere iktisaden kalkınmalarını d seyi hatırlattı. Diğer tar. ftn, dünya tuizm teş temin edecek zengin bir doviz kay Bu hâdiseyi anlatmadan önce nağı hediye etmi=tir 1878 de işten Thomas Cook'un turİ7m isine n s ı l kilâtının kurucu'U Tliomas Cook çekilen Cook 1892 de hayrta gözbaşlarl'ğınctan kı=aca bahsetmeği uy tan bahis açılmışken bu zatın turizmin ınkisafı hususundaki çe lerini yummuştur. Cook'un arkagun gnımekteviz. şidli teçebbüsleıe ve elde ettiği sınd;n g t baslıkh bir opera şarM~lum olduğu üzere. dünva tu muvaff=kıvetlı retıcelere kısaca te ] kısı da bu mues=e enin leklâmını rizm teşkilâtını kuran Thomas mas etrrekte fayda mülâhaza et I yapan bir vecıze halinı almışür Bu Cook, a\nı zamanda harareth bir mektevız da dünyanın her tarafında Cook ıcki ?leyhtarı rla olduğundan 1841 Yukarıda bümünsebe söy'pdi seyahat müe.<sesesine k rşı gösterıde Loueburgh'da toplanan antial ğimiz Gl scow grup seyahatinın ü len hududsuz itimadın canlı bir kolizm kongrçsine mümkün oldu midin fevkinde başarı ıle sonuç misalini teşkil eder. ğu k'dar fazla savıda taraftsrlannı lanması Thomas Cook'un kurduğu Hâlen Cook seyrhat müessesesi, Utirak ett'rmek maksdı ile Lei turizm teşkilâtını genkletmek ım milletlerarası yataklı vagonlar şırce«fpr ka»b=sında 570 ki<=ilik bir kânını vermıstir Bu cümleden ol ketile sıkı işbirliği yapnıaktadır. pruD sevahati tertibliverek adatn mak üzere. 1851 de I^ondrada acı | Her iki müecse?enin kra. deniz ve bafina a'dığı bir şilin ücret muka lan sergivi znaıet eden 165 bin i hava nakil vasıta'anna aid her çehüinr'e bu turist grupunu kon kişi Thomas Cook'un bu teşkilâ ' sid biletleri satm kta olan Wagons gelpnin tonl^ntı mphallinp t'"n'e tından faydal ndıkları gibi 18G0 j listsCook veya CookWagons list gotürüp getirmek suret'le işe b ş da Cook turizm teşkilâtını Fran j namlan altında dünyanın her t?ralamıştı. sa, Isviçre, Holnda, Avusturya ve fına yayılan seyahat acentaları Bu ilk tesebbüsün başarı ıle =o Almanvaya kads r yaymağa da j münferid ve toplu se>ahatler son nuclanmasından cesaretlenen Vho nnuvaffak olmuştur. I defa limanımıza gelen Oslofjord ve mas Cook, ikinci grup sevahatini Bundrn başka, ilk yıllarda turist Queen Fredr:ca kruvaziyerleri gi1845 te keza trenle Glo?cow şeh kaf lelerini bizzat jevk ve idare e bi tertiblernek suretile milletlerrine yapmıstı. Bu ikinci grup *e den Cook turistlerin kendi b şla frası turizmin inkişafına hizmet etyahatine 350 kişi katilmış ve Tho rına seyahat etmek istemeleri ü mektedirler. mas Cook, mezkur grupun bsında olduğu halde belediye bandosu tarafından karşılanmış ve toplar atılmak suretile muzaffer bir kumandan gibi şehre girmişti. Ankara: 18: (a.a.) îktisat ve İşte Thomas Cook'un 1841 de kur ticaret vekâletinden tebliğ edilmij duğu dünya çapındaki seyahat mü Cenubt Akdeniz gefTİnden evtir: essesesinin 110 yıl sonra tertiblevelki gün limanımıza dönen DeAvrupa iktisadi işbirliğine dadiği aynı sayıdaki turist grupunun nizyollan İşletmr.=ine aid «Adana» da rıhtımda toplar atılmak faslı hil memleketlerden vfpurunda, gümruk muhafaza teşmüstesna belediye bandosu ta1) ekim ve aralık 1954 avlarında rafından karşıl?narak Galata güm T.C. Merkez Bankasına vâki goz kilâtı tarafından yapıhn araştırrük kapısından şehrimize giıdikle taşı taleplerine 565.040 lirahk, mada külliyetli miktarda kaçaK esrine şahid oluyoruz. b) İlâc ham maddelerine 1.900 ya ele geçirilmiştir. Bu ma'ılar aHer ne kadar, 1845 te Glascow 000 lirahk rasında 300 aded n?ylon eşarp, 175 jehrini gezen turistlerle 1953 te İsc) TürkFransız tütün protoko aded ipek kıravat. 50 aded naylon tanbul şehrini ziyaret eden' turist luna merbut listede mevcut olan gömlek, 2750 aded dokuma makinesi iğnesi, 980 aded 765 çapında lerin gerek miktarlannda, gerek mallar için 1.250.000 lirahk, bando ile istikbal ediIm2İ«r'nde d) Aralık 1954 ve şubat 1955 Italyan menşeli tabanca mermisi ve bir benzerlik vsrsa da bu tki \u aylarındaki nal çivisi için vakı 65 çift madenî küpe bulunmfktadır. Bu eşyaların 1 inci mevki koridoru rift grupunun uğradıkları jehir taleplere 706.300 lirahk, halısı altına, hava borulan 'çilerde karşılaştıkları muameîeler bir birine benzememektedir. Hiç »üp tahsis yapılmı? ve keyfiyet mezkur ne ve makine dairesine »aklandığı haber verilmektedir. he yok H, Glascow şehrlni geren bankaya bildirilmiştir. turistlerden millt İngiliz parası yerine dolar istenilmediği gib! kendılerinden fahiş nakliye ücreti de alınmış değldir. Halbuki, gazetelerin verdikleri malumata nazar?n Oslofjord gemisi turistleıinden maalesef millî Tiirk parası verine dolar talpb edildiği ve fahiş otomobil ücreti alındığı anlaşılıyor. Dış turizmin inkişafı gelen tur^tlerin iyi intıbaîarla memleketimizi terketmelerine bağlı bir kevfivet olduğuna şüphe etmivoıuzBu sebeble. turistler üzerinde menfî tesir yaratacak mahivetteki bahis mevzuu kötü hareketleri ve benzerlerini önleyici tedbirlerin alınmasma kesin lüzum olduğu kanaatindeyiz. Fikrimİ7e göre. turizm hakkında en tesirli propaganda, bizzat tu ı ıst'rr tarrfından yapılanlardır. Bir m«mleketten müsaid intıbalarla ay rılan turistlerin merrleketlerindeki pa'etelerle yayınladıkları seyahat nottarı, vaz'cakları bro«ür ve kitablar , bulunduklrı muhitlerde gez nti'erine aid edindikleri iyi intıholaın nakil ve hikâyesi, turizm crîpbivatına dair hazırlanan kitab, b'osür. prospektüs. resimli ıfiş t»ıbi rcmî propaganria malzemesincıpp daha zivde okuyucuları ve muhstabları üzerinde müspet bir te=ir icra ettiği bir hakikattır Bu sebeble. tu'izm. her şevden evvel bir zihniyet meselesi olduğuna göGayet zengin bir ailenin kızı olan trma Hart. iki gün önce re. bu hakikat gözönünde bulun Londrada sevgılisi ile evlenmiştir. İrma Hart'm dufünde giydiği cııularak turistlerin lehimızde pro gelin elbisesi, 84 metre Nylon kumaş. 59 metre tül ve 40 bin pul paganda vapmalarını sağlıyck i kullanılarak yapılmıştır. Resimde, İrma Hart, gelin elbisesile yı intıbalarla memleketimizden ay görülmektedir. I İngiliz Sarayı ile yeni bir aşk macerası sevî«t?^i| 1 İngiliz gazeteleri, saray ailesi ile alâkası bulunan bir kimsenin (asklarından) bahsetmeden duramazlar m ı ' Prenses Margaret Antil adalarını ziyarete gittiği zaman, onun albay Towsend ile sevişmelerine dair yazılar azal mış ve h?ttâ bir ara bundan hiç bahsedilmez olmus.tu. T m o sıradadır ki Londra pzetesi eene Kent Dükünün bir İskoçvalı kadına âşık olduğunu. sevist'kierini. evleneceklerini ilân etınistir. Kent Dükünün babası, mü1e veffa İngiltere Kralı Beşinci G ? orges'un. 4 oğlundan en küçücü idi. Onun çok serbest hareketleri ve saray k^idelerini dHmt surette reddeden karakteri <ık sık dedikodu mevzuu okıdu Bu sebebledir ki, ihtiyar Kralın pn kücük oğlu sarayın biitiin tehdidlerine rağmen P r e n e s M a r i na ile sevişip evlendiği *aman kimse buna şaşmamı«tı. Bu ızdivçtfn doğan çocuk da bugün ayni karakterdedir. Baba<;ı ölünce (Kent Dükü) olarak ilân edilpn delikanh ken dinden 15 yaş büvük bir ka^inla mı sevişiyor, onımla mı evlene cpk? Bugün Londrada bir çok kirr<=clerin sordukları sual de budur! ki zaman olmadığından çalışmak mecburiyetinde kalmış ve skı sporlanna meraklı bulunduğun dan Londranın büyük bir ski malzemesl dükkfinında satış memurhığuna başlamıştı Bir gün İngiliz ski kulübü kendisinden, Avusturyadaki KitzbnehelMe a çılmış olan şuhesinde vazife alm?sını istemiş. o da bu feklifi kabul ederek Avusturvava (fıt mişti. tskoçyalı kadın, kış mevsimini orada gecirir ve yaz ay lan gelince de İngiltereye, Ken<;ington'daki küçük evine dönerdi. İGenc Kent Dükünün kendisinden 15 yaş büyük tskoçyalı bir k^dınla 1 keşfedildi vc gazeteler meseleyi parmaklarına doladılar î Ş 5 Ş B Ş = = H 5 j| § i§ §j = E İ = = = H = İ = 1 = = H 1 E = = = | Yeni tahsisler Adana vapurunda kaçak eşya bulundn lışmışlardı Onun. ükoçvalı ol duğu, Kent Dükünden 15 yaç büyük bulunduğu tesbit edilmis. Kensington'da oturdugu da anlafilmısti. İskoçyah kadm. Kent Dükü Ile sevişmekte olduğunu. onunl^ evleneceğine daır haberleı i d'erhal ve kat'î bir lL«anla tekzib etmiş. tir. Kent Dükü de «bu saçma dır» demij. fakat daha fazla bir sey ilâve etmemiştr. Böyle ol makla beraber dedikodu devam etmektedir. Bu a?k hâdisesi üzerinde duran bir Frannz mecmuMinm Londra bakılacak olursa t Kent Dükünün bu ski mer muhsbirine kezinde tskoçyalı kadm ile tanıj Kent Düka, kuzini olan Prenges tığı ve sevistikleri anlasılmak Margaret'e blr mektub gönder tsdır. Bazı gazetelere göre. Kent mi?tir. tddiılara gSra, Kent DüDükü, izinli olarak tnziltereye kü |8yl« demifl: « Antil adalanna »eyahati döndükce Kensington'a gider ve »evgilisinl evinde zivaret eder, niz, fahsım atrafında bSyla bdr beraber dola?ırlardı Fakat bun dedikodu çıksnlmagma yol açdan simdiye kadar hiç blr gare mııtır. Siz, Londrad» Iken matteci haberdar olamamıstı! Neden? buat. hep aizinle mesgul oluyorKent Dükü. çok akıllıdır da on lar v* benfanle uğraşrnaya bagdu. Seyahat* gidinee, bog kaldıdan diyorlar!» ladılar! Bu dedikodularm bir cen vermenizi rica edlyonuu!» Gecenlerde tngillı frazeteleri, Kent Dökft, bSyle blr mektub r A\ usturyada KltzbuehelMe ya yolladığını da inklr etmektedir. pılan bir maskel' bMoya dair reFakat delikanhnın »on derece simleri np'retmiclerdl. Bunlardan ftzflldOğü de isikârdır. Bundsn blrinde. büvük blr bıyık takmış böyle »evgilisi veya kendi tâbi = • » # olmasına raemen belll olan Kent rince (arkadaşı) İskoçyah kadm, =• Kent Dükü, a n ' n e gereeince Dükü eö'ülmektevdi. Nazan dik İngiltereye döndükçe, onu gizli= thsılini tamamlayınca, donanmakati ceken, Dükün sansın blr ce Kensington'daki evinde riyaret Ş ya iltihak edecekti! Fakat ne olkadınla sarmtjdolaf dansetmek etmeai imklnsızdır. Gazetecilerin Kent Dükü E du? Dük, kimsenin beklemediği te oluşu Idi? Kent Dflkönü «dınj adım takib = bir seyi yaptı ve kara ordusuna dr» gazeteleri | u tsisilâtı veri Kitzbuehel'de Iskoçyah blr ktBunun üzerine Londra İle k i | edeceklerl re Kesingto'daki evi = jriderek pivade b'rlitlerinden bi yorlar: dınla taniştı. Bu k^dının adı Ro sporlsn merkezi arasmda telefon de fototraf objektiflerinn kon = rinde vszife aldı. Bu birliği ile « Kent Dükü, Avusruryadaki na Mac Leod'dır. Bu kadın, vsr durmadan isİPmş. g=zeteler bu trolu altmda bulundurseaklan Ş Avusturvava gittü. İng liz işgal kuvvetlerinde vazi iıklı bir aılenin kızı olup, iyi kadm hakkında mümkün olduğu muhakk^k addedilmektedir. = Aşk hâdisesi hakkında ise Lon feli ıken kış spoıları merkezi i yetiştirılmiştir. Fakat zaman es kadar malumat elde etmeğe çaHami S. =H IIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIinilltllllllllllllllllllllllllllllllllllllHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII tltfllllltttltlltlllllltt 'ttfItfllllllilltlfttillllllllllfillllllIIllIltlllllVlltltf•«IllllIIIIIIIIItaiff»IJllltflllIllllllltllllltlllfttltlilf••litliriifllllllllllfIMlIlllllllltltftfItllltlllllltllll*rr= Tütün ihracına print verileceği doğru değil Ankara: 18. (a a.) İktisat ve Ticaret Vckâleti ile Gumruk ve İnhisarljt Vekâletinden tebliğ edilmiştir: Son ramanlard» tflrnn Jhracına prim verileceği veya bu mahn takasla ihracına musaade edilece ği veya hususi çartlarla yapılacak tütün ihracına karşılık muayyen nisbet dahilind* bazı malların it hajine İmkân Terileceği yolunda »öylentilerın cereyan ettiği öğrenilmiştir. Bu gibi tahmlnler r e sSylentiler hiçbir esasa davanmamaktadır. Ihracatı müsait şartlar içinde devam ve inki'şaf eden tütün mevzu unda hükumetin bu seyre başka istikamet verecek bir karar almağı düşünmediği gibi tütünün reeskport edilmesini önlemek için alın mış olan tedbirlerin daha sıkılaş t Hacağı, tütün ihracatmın mües ^ e esasiar dairesinde yürütülrr.esine devam olunacağı icra ve killeri heyeti kar?nna davanılarak bir kere daha tavzihan bildirilir. f Ogretmen ve Oğrenci Köşesi J Atatürk Üniversitesi Erzurumda açılacak Yezan: Eski Bir Öğretnen Yapılma karan: 1950 Yerinin bellı olma karan: 1955. Bakanlar Kurulu, («İcra Vekilleri Heyeti» terkibinden daha kısa değil mi?) ayın 12 sinde, Cumhur B?şkanı Celâl Bayaıın baş olduğu uzun bir toplantıdan sonra Doğuda kurulacak Atatürk Üniversitesinin yer'ni tesbit etmiştır: Erzurum. Ama şu arada geçen yıllara, edilen masraflara bir bakın!... Sütunlarımızda vesile oldukça yazdık, soyledik. Feryadlarımıza rağmen az kalsın, dört vilâyette, dort ayrı fakülteli, yani parça parça uzuvlu bir üniversite doğacaktı. Doğmasına doğfcaktı. Yaşıyacak mıydı 0 Onun orfsını ancak Allah bilir. Tâ dünyanın öbür ucundaki Nebra^ka'dan beş profesör geldı de. Maarıf Bakanımız tâ Nebraskalara kadar gitti de boyle ısbeth b r karara varıldı. Bilmiyorum, doğru lâf işitmek icin mutlaka avuç dolusu para mı harcamamız lâzım? Bedava söylenilen sözler ve ileri sürülen fikirler, hakikat olamazlar mı? Benim de ?klım yatmağa başlıyor, tenzilâtlı tarife kullansam da k'rsılığında hükumetten para ıstemeden doğru lâi söylemiyeceğım! Anla«ıldı, yalnız nimet değil, hakikat de külfet mukabelesınde imış! .. Oldu olacak, yerli adamlarımızı dinlemiyoruz: bari şu üniversıtenin kuruluşunda hep Amerıkalılaruı tavsiyelerine gore hareket edelim de h ç olmazsa sorumluluk onların üstünde kahın! Çünkü ışlerde bozukluk, fıkirsizlikten çok karaktersizlıkten geliyor . Diyeceksiniz ki, aynı dıleği niçin yeni kurulacak dığer üniversiteler hakkında ileri sürmüyorsun? Haklısınız!... İzmırde kurulacak üniversite için gene bu sütunlarda takdir ve t?svib edici mütalealar ileri sürmüştüm. Neleıin nasıl yapılabıleceğıni de acıklamıstım. Sen misn bunu diyen? Bir hafta geçtl. geçmerü. Trabzonda bir teknik üniversıtenin kurulması teşebbüsü meydana çıktı. Kurulmasın. demıyorum; ama böyle akla geldikçe, hiç bir hazırlık ortada yokken tepeden ınme kuulabı'en îeye "Unı! versite» denilemiyecepini unutmıyalım. Hele mebuslarımız bunu .yi. ce takdir etmeiidirler. nu5U haline sokulamaz. Hükumetin. «agıyt aldığım mütalealîn arasmrla işi bir programa bağlaması ve Mec bu da Vir Fakat bence mesele. nalısin durumu cidd! alması icab e sıl bir oğretim tara ve imkânı : der. «Memleketin genış »athı üs mevcud da imtıhan usulleri o şartlara göre değıçtiriliyor, bunun sa , tünde kuvvetli irfan merkezleri olmalıdır» Fikrinin böyle basitleç rahatle tesbitindedir. İşin acıklı t?tirildiâini görünce o fikri söyleyip rafı, Bakanlığın ne umumî efkâra, söyliyeceğimize pışman olagımıı ge ne de meslek efkirına bu hususta hiç bir ipucu vermeden gizlidpn liyor. Gördünüz mü, gene bir takım kız nişanlar gibi, sükut içinde rnesaslı fikirleri bedavadan söyleyi reket etmesidir. Biz demokrasivl verdik. Ne yapalım, biz de böyle böyle mi görecektik? Demokras yi sine alışmışız. Tann, gördüeümüz kamu hizmetlerinin kamu tar^fınden yâd etmesin! Yeter ki, ileri dan, milletçe ve o iji bilenlerce usürduğümüz hakikatler, bedavadır zun ve etraflı t=Ttışılmasmdan sonra karara vanlması usulü zannedive hvava gitmes'n!... Şimdi bir mühim mesele de Er dıycduk. Bunu burfda bırakahm zurumlu kardeşlerimızin sevindik ve lise öğretmeni arkadasımın dinliyelim: . leri bugünlerde Van. Elâzığ ve DiVtrbakırdaki vatandaşlarımızm duy «Maarif sistemimiz hakkında dü duğu teessürdür. Memleket davala şünürken ilk önce h ' + " *•* « pt rında bu türlü hallere dayanmak men ve öğrenci eo'rrektedır. Buve darılmamak lâzımdır. Üniversi gıin bunlar birbırlerıne karşı .e te, F.rzurumda yapıimayıp meselâ mahiyette bir duygu ile bağlı ve Divarbakırda vapıl";aydı bu defa müMıassistHpr? Gfrcekten bir Erzurıımlular. Vanlılar ve Elâzığ harf öğrenen bir harf riğreter n 0 lılar üzülecekH Asıl arads =ıkıntılı ku!u mudıır Bu zihnıvetin bu duruma düşen. oraların savlavları günkü Maarif h=ıvatımızrl^ki payı dır Onlar. secmenlerine sıkı v»sd ne kadardır? Eazı hususi halleri bu Moda Ue üniversite kurulmaz. de bulunmuşlar da mahallir.de ba istisna edersek diyebiliriz ki. Üniversıte, secım propagandası ko zı hazırlıkUr yapılmıs ise yndılar. düşünüş yerini genel olarak öğretmenin kanaat notuna terk et1958 e kadar cpkrceHeri var' . Bununla berabpr hükumet. güney raıştir. Denilebilir kı, rıer^tmenle ârabalann üçü de satılacak, uşaköğrenci arasındski her ççşıt mülara, hizmetcılere yol verilecektı. doğu\ u da e'bette unutmıvacaktır. nasebet ve duyguların bi'icık dü Hiç olmazsa bir müddet için, ana, Bu illeıimizde kütiıbhaneler açsrak. kananan halkevleri yerine ve zencisi kanaat notudur. Eov'e oloğulun semtine kımse uğramıvacak, ro kurdurar?k Türk duğuna gore öğretmen kanaat J fakir bir hayat sureceklerdi. Ba ni tpsekküller tunda ne detece hassas ve â ıl basının bir çok arkad?sı vardı ama, kültürunün kuvvetlenm?sine hizdavranabılır ve bu dlcüvu nekadar Eugene bunlann vefakâr çıkacak met etmek, her zaman mümkünşeıeğine uvgun olarpk kullapıîrsa larını hiç ummuvordu. Arkadaşlık dür Sırası gelince ve imkân olunca c derece başarılı sayılmış olacakdenen «ty hayatt^kı bpssnya ve ürrversite de açılır. Elimizdeki kuv tır O halde öğre'.nen kenr!isin: .>u vetleri ve vasıtalaıı sanki bu hubankadaki paraya bağlıydı. ba=arıya ulsstîpjek «art'=rı hâiz Hulâsa. insafsız bir adamın hile •:usta da tam"m kullanmış sayıla bir ortam (vasat) içinde midir, ou . b liı miyiz? Arab kültür dalgasmın bazlığı ve hırsı yüzıüıden, herşey nu inceHyelınr vrla^ığı güney kıyılarımıza dikkat ınahvoluyordu. ve ehsmmiyet eözümüzü çevirmede Lise I ve II nri sınıflarda bir Eueene bir an önce, William bir an tereddüdümüz olnamahdır i ders yılı icındp üç kanaat notu ve Prescott'a karşı içinde çocukvâri Ama bunun tpk volıı mutlaka bir rilrio 1 ;t"îır F'nci kanaat notu iö bir nefrft ve garaz diıvdu, bövle iinivpr'it» açmak mıdir? aralık ikincı kn=at notu 15 mart, bir his duvması da za>'et tabiî idi Kalriı ki Erzurum? veıileceek ü üçüncü kanaat notu 25 may.s tksaama. sonra hislerine hâkim oldu. I niversite ile de iş olup bitmis. de mna kaHar idareye ve'ilmis ola'ak Saçma düsündnğünü anladı. WilğIdir. tir. Sözlü v=»z'l' vrzi f " n o ^ ' p i ' n liam'ın daha Chauncey Arnold'un Atatürk Un:ver«itpt, ancak At'tü'k ortalaması olprp'' verılen bu uç yanmda çahşmağa başladığı güninkılâblarmm iklirpirie veriml: o kanaat norunun tcnlmı 14 olursa denberi bunun böyle olacağı belhbilir. Bunu candan dil'yoruz. Ysn ö?renci sınıfını ee^mektedir. liydi. İnsan deli olmalıydı ki 11 lıs ve sapık anlayısfa o^anlar varsa Her öğretmen de's vılı bsşında gerçeği göremesin. Eugene bunu defalarca düsman jctnâsın' v^amış idareye bir vıllık ders tevzi cetaçıkça görmüş, sonunu da kestirbu aziz vatpn topraklannda bir A veli veiTnekteHir Bu Hç? •!•;'. mişti. Babası aptalhk etmişti. Burtatiirk meHre=p*i acıl=mi'"3pağına tım cetvelinde vıllık ıniıfrpdat ?y nunun ucunda olup bitenleri anlaşimdıdcn akıll^rını erdirsinlçr. lara bolunmuştür. E?yi'>e c^ etmak. hattâ eörmek kabiliyetini bi*** mpn her ay okutması lâzım gfclcn le gösterememişti. l kısımları rlaîıa e v cklen ta'Miüt Gene Eugene'e göre. babası Pres Maarîftc »istem meselesinc ptmiş hulunmüktad'p Cumhai"et oott Kereste Şirketinde hendisine bir cevab daha bayramı ve bunun sibi tatil günteklif edilen işi reddetmekle de Gazetelerde gdrdük: Marif Ba leri çıkanhrsa bi'inn; kınit o aptalhk etmişti. Annesi onun bu tu döneminde or4 = 'am W.lrn ^5 «vakarını» göklere çıkarıyordu kanlığı, lıse bitirme ve olgunluk retim haftası varHır Dersin çe*:ama, çocuk o fikirde değiHi Yıl imtihanlannı birleştiriyormuş. Odine gore haftahk ders saa<"i s=vı da üç bin dolar hayli paraydı. Bu labiliı' Yslnız mucıb sebeblerıni ve yeni imtihan şeklıni bilmek lâzım sı I ilâ 5 arasmda değismek*p''ir. paraya ıhtiyacları vardı onların. ki, hu hususta bir fikır ileri süre Biz ortalama olarak. bir ders için Arkası Sa. 7, Su. S de bilelım. Öğretmen Bay Bilgenin »(Arkası var) Amerikan piyade okulunun Piyade Yedek Subay Okulumuza hediyeleri Ankara: 18 (a.a.) Amerika pı yade okulunun, piyade yedek subay okulumuza hediye ettiği plâs tikten mamul eğitim malzemeleri, bugün saat ll'de okulda yapılan bir merasimle. Amerikan askerî yardım heyeti kara grubu baskanı General Aloe tarafından okul ku mandanı Tuğseneral Ekrem Baba can'a teslim edilmistir . Cunıhurivet'in Edebî Tefrikası: Çevıren: VAHDET: GULTEKIN Gençliğin^e çok şüzeldi biraz aza metli bir halı vaıdı ama, muhakkak kı gene de çok kışinin arzusunu çekerdi. Kocası onu sevdiği icin o da kocasını seviyor diye kimsenin akhna gtımezdi Alice Amold'la Ursula Wender.ın arası pek iyi idi. Biıbirile göruşmekten hoşlanırlardı. Alice aıasıra Ursula'ya gelirdi ama, kocasile hiç şelmezdi. Kimspnin soylemesine lüzum yoktu, Alice kendısi de bilivordu ki Ursula Mr. Arnold'dan hiç ho^lamıizdi Alice anlayışlı bir kadm olmasa buna kızardı ama, onda sade ıncelık değil. hoşgörürlük ve ivi kalblilik de vardı. Hele bir tarafı vardı, en mesui, hnlinden en mpmnun ı i ' ^ ' T a nıle. adeta acır gibi, bir yakınlık duyardı. Alice, kocası kad^r oğ! u Suaenî'i yi severdi. Yalruz, tuhaf değıl mı. oğluna karşı içi. pek öyle, kocasına karşı olduğu kadar tıtremezdı. İnsanın yaradılışı tuhaftır zaten: Kocasından daha çok şey beklerdı oğlundan. Alt tarafı, kocası iyi yetişmiş, zevk sahıbi, dürüst bir adamdı. Alice Arnold'ahpablannın çocuklarından biliyordu: oğlanlar annelerine daha düşkün oluyorlardı. Oysa ki, Eugene babasını hiç saymazken, onun herşeyini bilirken, gene de annesinden çok onu seviyordu. Alice bazan bunu düşünürdü de bayağı üzülürdü. Ama, oğlanın, içinden .babasmı korumak için nasıl çırpındığını da bilirdi. Onun için. oğlunu hoş görur ve arayı bozmazdı. On iki yaşına gelince. Eu?ene babasınin ışlerine k?rşı buvıik bir ilgi duymağa baslad' Chauncey Arncld, sesine alaylı bir ciddiyet vererek, sık sık: «Muhim ışleri hep ona danışıyorum,» derdi. Eugene muhakkak ki hem zekiydi, hem Je kurnaz. Biliyordu ki bir gun olup babasından daha akıllı biri çıkıp onu pekâlâ mahvedebılirdi. Babasına karşı duyduğu koruma isteği bundan geliyordu. Ileride babasınin yerine kendisi geçeceğine göre, oir bakıma da kendini korumak istiyor denebilirdi. Eugene babasına pek benzemezdi. Görünüşce annesınin tıpkısı idi. Gayet uzun boylu, zayıf ama yapısı gcniş ve kemikli bir çocuktu; benzi de, renksiz denecek kadar soluktu. Annesi de öyleydi ama, ondaki bu renksizlik zarafetine bir şey katıyordu; oğlanda ise pek kor kunc görünüyor, insanı ürkütüyordu. Eugene'in soluk sarı, donuk ve düz saçlan. uçuk mavi, durgun bakışh gözleri, kansız dudakları. yüzünün düzgün ve biraz kemikli hatları, genij ve derın goz çukur adammıs. Şerefsiz, kalbsiz bir adam,» dedı, biraz durdu. Sonra: «Ortalığı velveleyc vermek dedığin de ne. Gene?» diye sordu. «Mr, Prcscoot ses"=iz sadasız iş ^ören bir adam gibi geliyor bana.» Eugene'de cevab ha<jrdı: o İçinden velveleve veriyor,» dedi. Annesi anlayamamıştı. afalladı. Eugene biliyordu ki babası ne yapsa kurtulamıyacaktı. Öyle iken, Chauncey Arnold o son felâket gecesi, yüzünü kan bürümüg. bitik, hasta bir halde ve söylene söyleları, gamzeli çenesi de tıpkı anne ne eve geldiği laman, oğlanın da metaneti kırıldı. sıydı. Amerikan Kereste Şirketmin büs Babasını, yardım edip, yatırdı bütün çökmesınden bir ay bnceydi. Geceyansı annesi, ağlaya ağlaya babasınin Wılliam Prescott'a atıp nHadi, oğlum, sen de git yat,» ditutuşunu Eugene daha dikkatle din ye yalvardı ama, Eugene babssının lemiş ve, hiç bir ?ey soylememişti yanmdan ayrılmadı. Onun söylene ama babasına garjı içinde tuhai söylene ağlayıjını, acı acı haykırıbir acıma ömründe başkasma şını dinledi. Bu durumdakl Dİr akarşı hç duymadığı bir acıma duy damm işi ne kadar büyüttüğünü muş, teselli eder gibi elini okşa bilirdi ama, durumun hayli kötü mıştı. Sonra da annesine şöyle de olduğunu da anhyordu. mişti: Chauncey Arnold, ginir illcları «Babam anlıyamıyor vessellm. nm yardımı ile, uyumuştu ama, iki Mr. Pıescott ne istediğini bilen ve de bir sıçrıyor, mleyip duruyordu. elde etmeği kafasına koymus bir Eugene. babasınm ba;mda bekleradam. Ben bunu pekâlâ anlarım. ken, o geni| ve muhtefem yatak Onun yerinde olsam ben de öyle odasına bakıyordu. Bu eşyanm hep yapardım; yalnız, ortalığı gene vel si, belki de açık arttırma ile, satıveleye veımeden.» lacaktı, tabiî. Bu felâketten hiç bir Oğlunun bu sözlerine Alice pek sey kurtulamıyacaktı. Kendisine de okulda zengin bir adamın oğlu şaşmıştı. artık. «Ama, yavrum, Mr Prescott diye itibar etmiyeceklerdi utanmazin bırıymiş. Çok kotü bir Midillisi elinden gidecek, e güztl
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear