Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İKİ = CUMHUBÎYBT 17 Mturt 19S» I Maç sonn hâdiseleri Yeni üçaklar tahkikatı devam ediyor pazartesi günii Galatasaray kulübünde foto muhabirinj döven Kâmil dün zabıtaya teslim oldu; maç günü yümrükla SMürüIen gencia cenazesi merasimle kaldınldı ve* Pa2ar akşamı Galatasarsy kulü I da raporu müddeiumumîli^e • %ü önünde cereyan eden müessif recektir. * Maktul gencin cenazesi dün sa•hâdisenin 3 gündenberi devam eden hazırbk tahkikctını dün sabah bah Morgtan alma: ak meras mle •tan itibaren müdde'umumilik dev Edirnekapıya defnedilmiş fr. Ceralmıştır. | naze, öğle namazını müteakıb Be,ı Müdcettunumîliğe sevkedilen bok yazıd camiinden alındıktan sonra •ör Tayyfr Kalça ile. İzzet Ağabey eller üzerinde Saraçhaneba«ına ka,©ğ'u ve Hüseyin Alkanadın ifade dar getirilmiştir. Ekserisini Galta, . Jeri müddeiumumî muavLni Demir , saraylıların teskil ettiği bine yakm Pâi tarafmdan dün sabah tekr?r a'j bir cemaat, önde muhtel f kulüb ve lınmıştır. Demir Dâi, Hüseyin Al ı gazetelerle CH.P. ve Girlay ailekanad hakkmda verilen rapora rağ ! leri tarafmdan gönderilen çelenkmen, kendis nin bir def» daha mua j ler olduğu halde cenazeyi Saraçhsyenesini taleb etmiştir. Her üçö de! nebajma kadar takib etmiştir. BuIkametgâha rfpten serbest bı ak'ij radan arabalarla Edirnekapıya ffitnışlardır. Öğleden sonra, Fener1 dilmi$ ve ilk msç kurbanı genc, Ibahçe kulübü idarecilerinden Ke göz yaşları arasında toprağa verilIfik Sadıkoğlu ile £utboloui"irdan miştir. Dün, zabıtaıun müdahalesini icab • . Fikret, Müidat ve Feridunun K ettirecek bir hâdise olmamıştır. lfadeleri almmıştır. VaUlik, knlfib temsilcilerinl ' • Tahkikata bugün devam edıleeekteplantıya davet etti tir. Maçlan müteakıb kulüb taraf4 Diğer tsraftan, kulübde foto muh'bıri Fehimi yumrukia yaralıya tarlannın ellerinde bayraklar, tabut rak kaçan ve iki gün gizlenen Kâ lar ve incitici levhalarla sokaklarmil, dün akşam Emniyet Miıdür da dolasmalannı sporculuk rub ve lüğune giderek 2 nci Şubeje tes centilmenliğUe kabili telif pörmf. lim olmuştur. Taksim merkez'ne yen Val'lik, bu hususta ahnması gönderilen Kâmil, verdüji ifacîede: lâzun gelen tedbirler üzerinde gö«Ben kendİEİne yumru'îia vunr>a rüşmek için Eeden Terbiyesi İstidım. İtiştik. Her halde ksçarken şaıe Heyetini ve kulüb tetnsılcılerini 21 mart pazartesi günü saat düsmüştür!» demiştir. Iki gündenberi nerede oldugu so 11.30 da Vilâyete davet etmiş,tir. G Ü N Ü N ME V zu 1 L A RI j servise giriyor Max Thornburg ve Türkîye Tanınmış Amerikan iküsadcıa Max Thornburg, birkaç gündenbememleketimizde bulunuyor. Gazetelerden sızan haberlere bakıhrsa, Türk hükumeü kendlsini iktısadî müşavir olarak alıkoyacaktır. Eugünkü iktidann, Thorn buıg gibi, Türkiyenin ekonomık ve sosyal realitesini yakından bilen bir iktısadcıyı çahşmaJarına iştirak ettirmiye kaklması iyi bir nıyeün delili olarak görünüyor. Max Thornburg, daha önce memlekeümize gelmış ve Türkiyenin ekonomik kalkınması hakkında iki kitab, daha doğrusu iki rapor yamunun tenkidi» (1), diğeri de «Tür kiyenin bugünkü ekonomik durumunun tekidı» (1), diğeri de cTürkiye nasıl yükselir» (2) adı ile dilimize çevrimiştir. Birbirini tamamlayan bu Ud eserde, Türk cemiyeti taraisız ve objektif bir gözle teşrih masasına yatınlmıtfir. Memleketımiz hakkında vukuflu, isabetli ve derin bir anlayışı açığa vuran bu kitablar bir yabancı tarafmdan iyi niyet esaülanna dayanan ilk ciddî tenkıd telâkki edüebıür. Thornburg, Türkiye hakkındkai tenkidlerinde hiç bir peşin hükmün tesir ve telkir.ı altmda kalmadan hareket etm:ş, yaranmak veya haksız bir yermeye ddşmek gjbi zaaflardan kendini uzak tutmuftur. Fikir ve kanaatlerindeki isabet kadar bu objektif ve Hmî davranış.ın da bızlerce kıymeti büyük.tür Çünkü, uzun yıllar harıcden getirilen mütehassıslarm memleküümız ve hükumetımiz hakkındaki samımî intıbalan şu olmuştur: Türkıyede mütehlşsıs demek, hükumeün icraatını bven ve onun propagandasını yapan ücretli bir memur demektir. Bu yüzden, Türklerin tenkide tahammül edemediklerine daü bir kanaat yayılmış, kendilerinden fayda umulan kimseler memleketimize gelmekten çekinir olmuş ve onlarm yerini bir takım sahte mutehassi3İar almıştır. Memleketimizi ve inkılîb Türkiyesinin ekonomik ve sosyal dokumasını, hatır gönül düşünmeden, sert bir jekilde tenkid ve teşrih eden Thomburg gibi bir ilin» adamının hükumete müşavir olarak davet ediimesi, artık eski hükurnet zihniyetinin tasfiye edıldiğine en güzel delildir. Bu zihniyetin üniversitelerimizde de gerçekleşmesini dilemek millet ve memleket hesabına en büyük bir kazanfc olacaktır. Memleketimiz», yannı asırhk iktasadî va içtünal bir yükselme ve refah pl&nı hazırlayan Thornburg'un aydınlık ve realist zekâsı, vııkufile mütenasib bir tesir kudretini de haiz olursa, Demokrat hükumetin girişmiş olduğu büyük kalkınma hamleeinin başarümaması için hiç bir sebeb yoktur. Türk milletinin cevherinin ve çahşkanhğının, zarurî bir atalete mahkum edilmesine rağmen, görebilen pratik ve anlayışh bir zekâ, devletin cesur teşebbüsile elele vermiye muvaffak olduğu gün, işler yanyanya halledilmi| demektir. Yeter ki parti mücadeleleri ve iktidar değişnjeleri bu kalkınma hamlerini, bpkı din gibi, politikanuı dışmda tutabikinler. Thornburg kitabında bilhassa bu nokta üzerinde duruyor ve iktısadî kalkın f Vesika usulii sart oldu ABAHTANİ ABAHA... Devlet Havayolları Idaresi, geçen yıl 144 bin yoîcu taşıdı CAHID TANYOL malarda partizan nüfuzım tehlikelerine, yetişen elamanlann faydah olabilecekleri sahalarda kullanılmasının lüzoımuna işaret ediyor. Ona göre: Türiye teknik eğitim için memleket dışına talebe göndermek huusunda muvaffak olmuştur. Fakat mezun olan teknisyenler memleketlerine döndükleri zaman eğitimleri için para harcamış olan devlet hesabına senelerce çahşmaya mecbur kal maktadorlar; ve onların ihtıs»5 sahalarile ilgili yerlerde çahşmalan ancak tesadüf eseridir. Birçok devlet müesseselerinde realist olmıyan keyfî bir faaliyet miyan hâkirndir; ve bu, mühendislerin mevcudiyetini âdeta lüzumsuz bir hale sokmatkadır.. Bir politıkacının hızmetinde çaüşan mühendU ne işe yarar?» Thornburg. Türk halkmuj işletilmesi gerekli zengin bir maden daman olduguna kani. Türk koylerinden bahsederken hepimirin blidiği şu acı hakikati söylemekten çekmmıyor. «Türklerin beşte dördü köylerde yaşar ve zıraatle uğraşır. 40.000 koy senelerderıberi hemen hemen hiç değişmemiştir. Bu köylerde, mitâddan önce, 3000 senesinde, Sumeriilerin resimlerini yapmıj olduklan parmakhksız tekerlekli kağnıyı, kadîm kara sapam görürsünüz. Kulübeler gözle ptüc görülmez; va sahiblerinin ytizyıllar boyunca an! hücumlardan emin oiabilmeleri için birbirlerıne oikıca sokuhnuş bir haldedir.» dedikten sonra, Türkiyenin kendisinde bırakmış olduğu tesirin şöyle bir portresini çiziyon ttnsanda, Türkiyeden aynürken kalan intıba; haricden ithal edilerek büyük bir heves ve hararetle yukandan aşağı, büyük kısrru hâlâ ortaçağ, hattâ daha eski yaşama tarzlan içinde bulunan bir halk üzerine «mpoze adiimis ıncc bir modernlik kaplaman içinde bulunan bir âlemin bıraktığı ıntıbadır.» Thornburg'a göre, asırlarca bir hareketsiziiğe mahkum edilmiş olan köylü kütleleri tembel değil, işsiz ve randımansız bır hale getirilmiştir. Bu «tembel köylü gruplan inaana, Ametikada ustbaşının gelip de kendilerine ne yapılacağını söylemesini bekliyen işçi kalabalıklarını hatırlatıyor. Onlara ken di kendilerine yapılacak bir şey bulmalennı söylemek faydasızdır. Yeni bir ümid canlanışı, yeni bir gayreti tahrik edecektir. Fakat aranan hedef, erişilmesi mümkün bir hedef olmahdır» demektir. Kısacası Thornburg'a göre, bu memleket yeralü ve yerüstü servetlerile, enerjik ve çal^maya hazır halk kütlelerile dünysnm en mamur ülkelerinden biri olmaya namzeddir. Fakat, şahsî teşebbüsün tamamile felce uğratılması, devletçiliğin kendisini sakat, yanhş ve keyf! bir takım gösterişlere kaptırması yüzünden istenilen başan elde edilememiştir. Türkiyedeki sanayi inkılâbı, halkın ihtiyaclarını gözönünde bulundurmaktan çok uzak bir mana ifade etmektedir. Thornburg'un demir ve çelik merkezi diye ele aldığı «Karabük» fabrikası hakkındaki görüşü tamam'le menfidir. Bu tesislere «iktisadt bir ucube» adını veriyor ve şunlan ^öy lüyor: «Türkiyenin büyük bır ana çelik fabrikası kurması, doğrudan doğruya modern sanayileşme oriasına atıhxak hususundaki yükjek Rayelerle dolu gayretin tipik > ir mi salidir. Bu ij için, Karadeniz sahillerinc'en dağlarla ayrılmış olan «Karabük» mevkii seçilmiştir Fabrikanın kömürünü bu dağlartn öte taraflannda, asgar! 45 mil, ıçliyeceği cevheri ise kara yolu ile «600» mil uzaktaki Divrikten getirmek lâzımdır. Bu jartlar, tesisatı, fcjıt masraflan bakımından ağu bir yükün altına sokmu? bulunuyor. 13u kadar büyük ve masraflı bir te&isat kurulmadan önce, yerli demir cevheri kaynakl?nnın esasll bir tetkikten geçirilmesi ve ithal mah demir cevheri işletecek fabrikanın'yerinl tayin ederken, demir cevherinin nakline lüzum göstermiyecek ve kömürün de el altında bulunacağı bir sahil yerinin seçılmed yerinde olurdu.» Devlet Havayollarımn Ingiltersden satm aldığı (Heron) tıpı 7 uçak önümüzdeki pazartesi günü sirvise gi>ecektir. Dün, Yeşüköy ucak alanma davet ed len gazeteciler, yeni uçaklarla Marmara dolaylannda uourul muş ve müteakıben Devlet Havayoîlan umum müdiirü uçaklar ve çalışnalar hakkmda şu izahatı vermiştir: « Halen Devlet Havayollartnm 31 uçsğı bulunma'tad'r. Bunhrdon 7 gi yeni geîen Heron tipi uçaklardır. Uçak'arırruz 1S54 yıh " zarfında 144 bin yolcu taşımıstır. Bu yıl seferler ^ 5 8 nisbetinde artmış olacaktır. Gecen yıl posta nakliyesi işlerinde %63 ve gazete nakli iş'.ernde %165 artış kaydedilmiştir. Buna muvpzi olarak gelirlerimiz %56 artmıştır. P.A.A. kuırpanyası ile bir teknîk yardımîasma mukavelesi imzaladık. Bilindiği gibi, sivil havacılık tesislerini, yeni meydanlan da umum m;:dürlüğürr>.üz işietTiektedir. Bunun neticesi idaremiz b?n ma 11 külfetlere katlanmakta, nakliye ijlerim'zden temin ettiğimiz hası^rulan Kâmil, «Kanlıcya gitmiştim. lat Metme masraiarımızı karşılaHiç bir şeyden haberim voktu. Arm?kta, fakat meydanlanmızın mas kadaşter haber verdiler. Bunurs üraflan de\let yardımı ile kapatıl«erine ben de Emniyet Mürîürlümsktadır.» ğüne gittim!» diye cevab vermi,tir Pazartesi günü serrise girecek Taraflar, bugün tanzim olunan olan fHeron) tipi uçaklar 15 er kiC.H.P. tl Kongresi bugün saat 10 da «vrakla adliyeye verilecekîerdir. Spor ve Sergi Sarayında toplanscaktır. şiiiktir ve kısa mesafelerde çalışaYumnıkla öldürülen <encin Kongred» bulunmak ttzere C.H.P. Genel caktır. Başkan. tsmet İnunu bugunku ekspresle cenazesi kaldırıldı M?ç sırasında yumrukia 'ıldürül şehrlmtze sclecefetlr. C.H.P Mecils Gnıpu başkan vekili düğıi iddia edüen Mehmed Girıa Kars mebtısn Sırrı Atalay, bes mebusla yın ölöm sebebinin tesbiti irin Merg bırli'^te dün pelmislerdjr. C.H P. Ü Konjresi Jkl gün devam ed»Müdürlüçünde otopsi yapılmts, ce»edden bazı uzuvlar jlınrms,tır. cak ve bu aksam delesslere Tafoim Beledlye Morg Müdürlüğü 2, 3 gün/ zsrf'n lecektlr. Gazbıosunda blr yemek veriLübnanm Ankara Büyök Hç!?1 Ek=e Türkiyedeki fabrikalardan bahsederken onların kurulmasına hâkim olan zihniyeti şeyle tasvir ediyor: «İstanbul ve diğer şehirlerin semalanna bakınca camilerle, cumbaların arasındaki boşluklarda tüten modern fabr.kalann ince bacalarile, yani «Atatürk minareleri» ile karşılaşınz. Fakat, bu fabrikalar Türk halkının ekseriyetini teşkil eden köylü, esnaf ve sanatkârlara bir jey ifade etmez. Bacalan buram bursm tüten «Atatürk minareleri», «Süleymaniye camii» kar şısında ne kadar yabancı duruyorsa, Türk halkının esaslı ihtiyaclan karşısmda da batı endüstrisinin son model, süslü, selofan mahfazah malları da o kadar yabancı kalmaktadır.» Fabrikalann yerinde, flıtiyaca uygun bir tarzda kurulmEması, Thornburg'a göre, feci bir sermaye israfı olmuştur. Bu kıymetll Amerikan iktisadçısının tenkid, tahli] ve tavsiyeleri, bugünkü Demokrat iktidardan önceki fsal;yetlere aiddir. Bu zarran esnasmda. memleketimizde endüstri bakımmdsn büvük ve cesur adımlar atılmıştır. Kendisinin böyle bir iş seferberliği esnasında yurdumuza gelmesi ve bir vazife alması cidden sevinilecek bir hâdisedir. Türkiye için, istihsal sisteminin modernleşmesi ve endüstrisinin kurulması bugün artık bir hayat memat meselesidir. Thornburg'un «Türk'ye nasıl yük selir?» fdlı raporundaki ana davalan, «50» yıl önce, bir Türk sosyoloçu da hafaretle müdafaa etmişti. Onun, tamamile ilmî esaslara dayanan ve «Türkiye nasıl kurtanlabilir?» başlığını tsşıyan içtimal raporu, azgın bir fırtına ve kin dalgası arasında kaybolup gitmisti. «Türkiye n?sü yükselir?» kitabmı okurken, «50» yıl önce, «Tür kiye nasıl kurtarılabilir?» eserini yazan Srbahaddin Beyin sesini duyar gibi oldum. Gerek isim ve gerekse muhteva itibarile bu iki erer arasmdaki samiml akrabalık bana, müspet düsürcenin memleketimizde blr zaferi gibi göründü. Her iki eserin mukayesesl bunu daha aoık olarsk meydana koyacak ve memleketimizde kötü politikanm bize ne kadar tıahalıya mal oldusHmu, yerli kıymetlere karsı tikmdıSımîz menfî tavn ve gafleti açıkça gösterecektir. ararm neresindeıı dönfllse kârdır. ^m^ Arbk bu «guya serbest» rejünden sağhcakla vazgeçelim. Gayet sıkı, gayet güdümlü, gayet zabıt ve rabıtlı bir «tahdid» rejimine girelim. Bunun mecburiyet olduğnnu kabul edelim. Kabul ederek, tedbirlerini alarak daha vahim durumlara, daha büyük hercümerclere, daha içinden çıkümaz lâbirentlere düşmekten kendi kendimizi konıyalun. LiberaUik yolile piyasayı tanzim, ancak bolluk şartlalle telif edilir. Biz, darlık şartlan içindeyfc. Belki filânca seneye nazaran şu vejra bu istihsalimiz artmıştn*. Fakat istihlâk iştihamız daha fazladır. Yeni yeni içtimai tabakalar yoğaltıcı olmuştur. Bazılan da yedikçe obnrlaşmıştır, mide fesadma uğramışlardır. Onun için biz milletçe «darlık» şartlan içindeyiz. Regulamızı ona gö>e yapalım. Şekerden kara bibere kadar tatb acı beyaz siyah yerli ithal her neye baksak, her neyi gSrsek her yanda odur: Darlık! Darlık. pahalılık, yetmezlik, tedarik edilemezlik... Çünkü biz az ve kıymetsiz rnaddeler istihsal eden geri bir memlfiketiz. GeUşmck arzo ve pyretimiz, henüz haj allerimizin hakikat olmasma kâfi gelmiyor. Geleceğüıi de, yakm zaman hakkmda kimse temin etmiyor. Edemiyor. Etse de emin olamryoruz. Esasen çok defa evdeki hesablar çarşıya nymamaktadır. Onun iein. ektiğinüz iktisadî tohıımlardan her türlü hasad ve mamulü ambarlanmıza doldurunoya kadar: İstihlâkin tahdidi! Hattâ ambarlara koymak da kâfl değildir. Beynebnilel piyasalarda, mallanmız satın almmcıya ve karşılığı döviz olarak Merkez Banka*ına gelineiye kadar. Kasalara kiiidleninciye ve anahtarlar emniyet altına ahnmcıya kadar. Ancak iktisadî mnvazenemize kavuşunca istihlâktekî tahdidleri o zaman kaldırınz. Şhndilık kemeri sıkabm. Son derece sıkalım. Ve şuurla, teşkiiâtla, sabırla, tcmkinle. irade ile, yılmazlıkla bunn yapalrra. Maddi ve manevî kaynaklan payansu olanlar bir tarafa, kalkınmaya niyetli, büyük küçük bütün mcmleketler, bu tahdid çil'f'ni dol durdular. îşte tngiltere, işte, lsrael, işte Tugoslavya... Perde arkası devletleri de bendikapı o sayede doldnrmağa cabalıyor ve Amcrika gibi maazzam bu servet diyannm endişesini nyandınyorlar. İngiKere, uznn yıllar, en alıstığl biftekleri yiyemedi, viskfleri Içemedi, kumaşlan giyemedi, satolan kullararaadı. Lordlar, dirsekleri sns seklinde yamalı caketlerle gezme5İ şeref bildiler. O Kamn millet, pantalon paçalanndaki kıvnmlan kaldınp kumaş istihlâkinden binde yedi buçuk tasarmfn tedbir saydı. İsrael halkı, peygamberlerinia tavsiye ettiği dinî oraçtan daha muşkülüne millî bir orue halinda huşula fakat temkinle hâlâ devam ediyor, Bizim, kendhnizi bir varlık vehmi içinde farzetmemiı izahı güç bir' inaddır. Biz yokluk içindeyiz... O yok, bn yok, şu yok; bunlar, snniar, onlar hep yok... Güdden füne de olmamacasına... Acı Uâç gibi bn hakikati blr yntumda sineye çekeüm. Tahdid rejimine, mnntazam vesikalarla gitmeği devletçe, milletç* bir millî feragat, bir millî vazife, bir millî şeref bilelim... Tornistan elbise giyeUm. Pabncun pençelisine teşekkür edelim. Bu «her şeyimiz var» yalam ayıbdır. Yokinğu kabul edip tedbU rini ona göre almak yüzümüzü ağartacaktır. . Ikind Vnraml Harbdeki gibi, btr gün icab edip nüfus tezkerelerimizin arkasına «filânca aym şekerinl aldı» damgasmı bastırmak hüviyetimize kara bir damgadır. Kömürü de vesika ile alıyornz. ütanç vermiyor. Pek geniş bb tahdid de ayıb sayılamaz. Miktan az ve daha da azalacak ner seyi blr içtimal adalet Içinde karne Ue halka dağıtoak «eklinl buîmalı ve derhal tatbik ehneUyiz. Zihniyetunfedeki hovardalığı bir kalemde süip onnn yerine «biz kıt kanaat yaşarsak knrruluruz!» zfhniyetini koyabiimeliyiz. Çünkü başka çıkar yol da zaten yokhır. C,H,P, H kongresi bugün foplanıyor gelen ve gidea elşilsr 31 MftYIS ÇEKİtİŞİNDtr ^•.... lâns Ibrahim El Ahdap. hükumetile son Partllller hOvtyetlerlnl göstererek, sl>âsl inkı'aflar etrafmda temaslarda dijer vatandaşlar da il merkezinden bulunmak üzere dün sabah saat 9 40 ta ılscakları kartlarU kongreye gireblleKLM uçağile Beynıta muteveccihen colderdir. şehrimlzden aynlmıstır.. ' Isfanbulun e n • miıtena yerinde V " •••••'» • • ' . . * * > • D. P. Fener kongresi Macar erçisi Macarlstanın Ankara Büyük Elçlsi Eksel&ns Is van Murai. dün sabah saat 9 40 la uçakli Tahrana rnuteveccihen hareket etmi;tir. Ekselâns, aynı zamnnda MacarUtamn Tahran Büyük Elçisidır. Demokrat Parti Fener bucak konpejl dün yapılraıı, yenl id»re heyetl leçUltl Limanımızdan yapılan ihracat Son 24 ı u t Mrfında llmanımızdin yaj ılan ihracıtın tutarı 976 bln 'Ira^ır. Belçika eîçisi Bu arada Avusturyaya tç f ndık batı Belçika Btıyük Elç:si Ekselîns Robert Almanyva halı ve sünger, Çeko^lovakyq?a fccptk. tnflltereye tift"c ttslva ve Von Kerchove. Dıs îş!erl Vekâletlle teYunanjstana Uze balık re Polonyaya ı maslırda bniunmak üzere dün uçakla Brüksele hareket etmigtlr. yaprak fıtim »evkedilmlstir Tîcaret Odası Meclisi Pakistan elçid «a bu arsalar dzerlne yapıiacak inşaat için her arsayı kazanana Inşaat taahhüt kredisi temin edilir Her 100 liraya bir kur'a numarası I ' I ^ Cumhur Reisimlrin Pakistanı ziyareü Tlcaret Od*si Meclisi yarın saat 15 te esnasınds keirfislne refakat ermis olan aylık mtıtad toplan'ısını yapaeaktır. Ankra Büyük Elçlsi Toplantıda ücarethane kiraları mev bu memleketin Ekselâns Mıan Amunidd'in, dün saat 16 zu'i üzerinde durulacaktır. da Karaslden «»hrimizp gelmis ve ak«am Çanakkale jtaferinin 40 mcı ekspresle baskente müieveccıhen hareyıldönümö ket etmiştir. Çanakkale laferimırin 40 mcı yıldönümü münasebetüe M T T. B hctısad Dinamtt patlndı, ikl Derneği fehrlmlzde büytlk bir tören ameîe yaralandı tertlb etm!ît1r. Yarın saat 14 İle 17 arasında EminCna ÖJrenct yurdımda (eıfci Csküdara bağlı Omraniye koTünde Eminöntf Halkevl) yapılacak tarende Kayanağah mevklinde Arml Yılmaza 86 ttrmen bantiosu miHÎ vt kahramanaid tasocaklarında çalısan smelelerden lık marçlan ealacaktır TBren! m(l(eqNecmeddin Kartal, k^rde^i tnmail üarkıb hszırlanan çelenk Saraybumun* tal, ates «Imıyan dinamiti sokmeje çagotdrülecekttr. lısırlarken. di"£.mlt bırdenbire pnt »mıs. Diger taraftan. gene yarın saat 17 de her ikisi de muhtelif yerlerlnden yaraGalatasaray Lisesinde bir tÇanakkale laimıştır l'»ralılar Numune hastanegünii» yapılacaktır. slne kaldınlmış, h&dise etrafmda tahÇrıikkale yazısına kikata baslanmıstır. Ç=nrkkalede vapılacak lh^tfalde bulunmak üzere universitedtn 24 kısilik Avrupa Konseyi fstişare Meclisi blr BŞrencl grupu ve Ankara Onlverslüyelerimiz dün Parise gitti tesinden 18 ki»nik blr kafile, bugün Canakkaleve horeket ed^cekttr. Avrupa Korueyi İstiçare Meclisinde GRzeteci'iTc Enstitiisü öğrenciipri Turk uyelerinden Zeyyad Mandalind ve Adnan Karaosm?noğlu dün s*bah steno dersinin kakhnlmasını saat 10 da A. r. uçağıle Parise mutefctediler veccihen hrreket etmijlerdir tstanbul Onlversltesi İlrtısad T>]rtlltert Gazeterillk Enstitflsd progrnmında Bir kız intihara teşebbüs ettl olan 5'eno rier<:fn!n ksldırılmajı yolunde 8|Srenıi|er 75 lmzalı bir yazıyı idaFatih, Atpazarı Mutaflar sokağmda reye vermtjlerHr. 1 I 14/4 numaralı evde oturan 18 yaşında Enstltü iı^aresi Snömüzdteki fnlnlerde Semlha Kocaoğlu isminde bir kız, ürey hlebe ve hocı, İle mOstereken Wr tcuannesi Fatma Ue yaptığı mümkssadan lantı yapaeak ve muh?em«len 21 n>^t scnra Yenikapı sahiline giderek tentürps7?.Tte«i gBnü. dOrüra yBnettaı tanıdiyod lçmek suretile intihara teşebbüs lunda pS'üffi'ecelrtlr etmiş, Hasekl hastanesine kaltfırılmıstır. Thornburg, bu flrtisadl ueöbenln mesuliyetini ar6stınrken bunu ju üç esasta topluyor. Birincisi, modası geçmiş bir takım sgkeri mülâhazalar; ikincisi «fabrika plânlanırken Krupp tesislerinin 19221923 teki teknik tavsiyelerüıin esas olarak almması ve Türk halkının sırtına yükletilen bu beyaz filin, Alman firmalarının kasdi mahsuala oraya kurmasıdır. Çünkü, diyor «Almanlar, Türk piyasasmı, gelecekte Essen çelıği ile doldurmayı düsünmüşIerdir.T) Üçüncü sebeb olarak da komşu bu(1) M. Thornburg, türk^eye ter lunan Sovyet Rusyamn «Gigsntomanie» diye vasıfl?ndırılan o muh cüme eden: Nail Artuner. Türkiteşem ağır endüstri plânlanrun ih yenin bugünkü ekonomik dunımunun tenkidi Ankara 1950, Ziraat tiraslı tesiri altında kslınmı;tır. Bütün bunlara sebeb, sanayi in Bankası Matbaası. (2) «Türkiye nasıl yükselir», kılâbı yapıhrken, Türk cemiyetinin ihtiyaclanna cevsb verecek olan Nebioğlu Yayınevi. mütevazi tes;slerden ziyade prrlak ve şaşaah gösterişlere kaçıbnış ol Halic Tersanesinde yapılmakta masıdır. Bu yüzden halkın bu olan romorkb'rter endüstri tesislerine karşı alâkası Halic Tersanesinde Devlet Demiryolçok gevgek olmuştur. Thornburg, ları besabına inja edilen her birl 180 Sel Tayınları "Ataturk Katuphaneal. gSstarllen emsslalı ragbet karsısında. nesrlyatı muntaıanan tedarik adeaeBek endl;aalle abona olnak lateyen karlleria arıularını karaılaaak üzere (Türkiya la Bankası latanbul Şubeai ) cde 1 7 8 3 2 Huaara il» blr besap açtırmıştır. Senellk abone b > * dell ae nOsha karsılıgı olarak 24 lira, al tı aylık abone bedall de 12 nüsha karsi' lıgı 12 llradır. Abona oınak isteyealer (vaılh adresla. rlle) blrllkte bu aeblağı posta veya bankt bavalaalla yukardaki hesaba gondemelidirler. Sal Tayınları, abonelera alt kltapları, adrealerlna TAAHH0TL0 olarak gondereoektlr . beyglrlik romorkörlerin kızak hazırlıkları bitmistir. Omurgaların konulmasına önumuzdeki hafta başlanacaktır. Etibank Ereğl! Kömür tîletmesi İçin yaptırılan biner beygirlik ikl romorkörün de tekne lnçaatı sona ermlştir. Ana maküıeiennin döviz tahslsi çıkmı; oldutundan getirtilmelerinl müteakıb süratll bir çalışma İle romorhörler haziran içinde teslim edilecektir. MEVLİDİ NEBEVÎ üfulü ile dilhun olduğumuz alle büyüiümüz, eskl Malatya milletvekili MAHMUD NEDİM ZAPÇr'nın vpfatının 40 ıncı günii münasebetüe 18 mart 1955 yarmki cuma günü ogle namazını müteakıb Şisli camii çerifmde tanınmış hafızlar tarafmdan Kur'anı Kerim ve Mevlidi Nebevî okunacağmdan akraba, dost ve d!n kardeslerimizin tesrıfleri rica olunur. E?i ve Çocuklan İÇKİ TUTÜN v a İMTİS*» EDEN HAHOŞ K0KUUB1 Bir genc, dnmandan boğnlarak öldii ! TÜRK EKSPRES BANK . | Işde emniyet ve cür'at rr] Hamlde TenldoSsn mahallestnde 1645 Inci »okakta 51 numaralı evde oturan Ahmed Çınar Imılnde M yasmda bir •enc, evvelkl gece odasında uyurken mangaldan .ıçrayan kınlcımla yorganı ateş almıstır. Odada dumpn lçinde mahüur kalan gene boSulmak suretile ölmıısHir. Hâdise e'rafmda Jandanna tahkJkat yapmaktadır. MART 17 RECEB 22 1 , v. "E." n £ e M I ]| Adnanjığım. kas... Tutajak seni... Onun bu sözleri Gülerm aklını basma getirdi. Demek ki kara sakallı eesed değilmiş! Ölmemişmiş! Kendine ölü süsü vermiş ,onları aldatmısmıs!... Gerci h?vsalaya sığmîTscak bir durum .. Bu işin içinde mutlaka bir sır var. Artık daha fezla fleri gitme, Ar<nan! Gördün işte. in aşağı... Adnan cevsb vermedi. Son basatIl'5^ da ad'mmı «tö. Gülerin ksfasmda gene bir fikir doğmuştu: Ktızum in as»^ı diye tekrarMı. İceri girm5e kîlkışma. Belki mesul oluruz bsska bir sebebden... Belki bu adam Amerikahlar la ilgili biridir. İçinde bir süphe trysnmısü Bu şüphe görünmez vasıtalarla Adnana da sirayet etmiş ohrislı ki, elini cama uzatmışken vaz^eeerek basamaklan indi. Seddin üstünde. Gülerin yanında yer aldı. Elin titriyor. Ver bakaynn su feneri bana. I?ıgı bu «efer de sütun hsllne getirip oencereve doSnılttu Gsrıb!... Çok garib! diye n«ıldadı. Güler kuşkuda... Aynı fısıltı ile c konu tu: Tanıdığm biri mi Adnan Hayır. Havstimda asla görmf '''eim bir vüz .. Garih ^îvfsim hâ 'â orada duruyor .. SEL YAYINLAR1 Eıeo ban Cajalojlu lstanbul VAPEX SİZİ NEZLEDEN KÜRURIR | 6.09 12.22 15.45 18.18; 19.48 4.30 Jll51| 6 05[ 9J»jl2.00| 131 [10.12 CUMHURİYET'in TEFKİKASI: HACE KURYE Vesuyerın çekmesınde feneri bul j Köpeğin heyecanı bana da si I Başı çerçevenin hizasma yakla«dular. Güleıe bu feneri vaktile bir rayet ediyor. dedi. Haneye teca şıyor. îki basamak daha çıksa b;r ^.arkadrşı Avrupadan hedhe getir vüzü cürüm olduğunu bilmeme eli ile pervaza tutunup öteki elile n .m:sti. Istenirse geniş bır schsyı kü l reğmen, Amerikabların katına gir camı kaldırması münıkün olabiçük bir prcjektör kadar ayd>platı j mek istiyorunı. Acaba balkcn ka lecek. yor, istenirse sütıın misali upuzun pısım zorlasam mı? Gü'er, ceb fenerinin r>rojektörvabir aş'k veriyordu. Mamadadı: ri ışığını pencereden hiç ayırmıyor. "~ İçeride gizlenen biri varsa kaçaBirden eli titredi: Giremezsin oradan. ŞengelBhasm diişüncssile baliçeye çıkar MÎT. dedi. Tül perde kımıldadı, Adnan... tken büyük kapıyı da kilidlediler. Güler, arkadaki hendeğin derin İçeride biri var. Knoeğin hâlâ havlayarak binajT kısmına sınır teşkil eden sete dadıAdnan bir basamak daha yükseltavaf etmesi A^nanın şüphelerini sının yanına çıkmıştı. Feneri pen di. bü'büHin srttırdı. Kapmm üstün cerelerde gezdiriyordu: O anda üçü birden gördüler: ide vanan büvük ampul cn cepheyi Bayan Coni'nin odasında sağ Perdenin arkasında bir hayal tamamile aydnlatıyordu. Ea'lrrı pencerede sade tül var Adnan. belirmisti. Bir kafa. . Hip^liye bpn Jnı kaldınp pçncereîere baktılar. Cam da altmdan dört parmak ka ziyen kara sakalhnın kafası... YaİHPDSİ sım=ıkı kaosh Güne^likleri dar açık. Oda hava alsm diye gi takta gör lükleri cesedin ta kendi|çekilmis. Ceb fererinin ssveyinfie, derken çereevenin altına krutu sı si... Aşağıdan yukarı fişkırırcasına lyan cer>he!erdeki poneerelerdp d« kışttrmış. îstersen çamaşırlıktaki yükseliyordu Bnvnu, derken omuz «vaavptirı a\nı oHııeunu eördüler. uzyn merdiveni davayahm. Camı lan, derken bütün gövdesile diki' Arka kıs'mda. tr°7arlı?a bakin kaldınr, içeri girebiliriz. liverdi. balkon da bic V" Adnan daha fazla tereddüd etSeddin üstün'ien manzpravı seyAsma csrda^'nd?n brl^ona atl^n miyerek çamaşırlıöa koştu. Mpr'ı rertpn Gülerle dadı sendelediler «a bile, kspısı ve peHe'eri öıt'ilü veni sürükliverek e;etirdi, duvara Birbirleıine tutundular. oMuğu"dan içerisini görmek im dayadı B?sam=kları tırm n'rken: Adnan da bir an zaaf eö*termİ3. kânsızdı. Siz veri"izden kiTnl'Jimayn merJivenin tepesinde o da sendeAdnan evin duvr'ır'na dü^man dedi Feneri mümVün mertsbe lemisti saldıran Lordu bakışlarüe takib ovnsrrnadan tut Güler. Uaak meMamadadı boğuk bir sesle bağırsafeye ayarla. dı: Gözleri de kamaşmadı... Kamajmadı gözleri!... Mamadadı söze kanjtı: E, tabiî değil mi ya, Adnanjığım. Jesed bu! Adnan tersledi: Cesed olsa ayağa kaTkar mı, dadı? Kalkmaz... Benhnkisi arab akh ne olajak... O kadarma aklım ermedi. yatağında btız kesmişti de jennetlik... Güler, gene heyecanla sesini yük seltti: Eline bakm eline! Vüzuhla Rördüler Kara sakallı sa5 elini tül perdenin arasından a?ır agır uzatmıs. tKiş! Kiş!» der gibi »allıyor, cSavulun!» işareti üîyordu. Adnan tereddüdle: Cldden miumma deii. Amerikalılar gelineeye kadar beklememiz gerekiyor. Feneri söndürüp eebine indirdl. Sedden atlaysrak duvara dayalı merdiveni tekrar çamaşırlığa taşıdı, döndüî Havdi eve! Nltaniısunn beltoe sanldı. Yflrüdüler. Dadı, sen kaojnın Rnünde ver al... Hc'f ksemaŞa k?lkısırsa ba5i"rsm. Biz de GiiW1e lenİTi odsnn rp^'ıeresi^'1en arka baK;eye takib ediyordu. Cevab vermedi. Kapınm üstündeki büyük ampulü söndürmediler. İçeri girdiler. Lord havlamakta devam ederek evin etrafmda dönüyordu. • • • bir çocuk somurtkanl ğile «Şarpmadan geşiniz!» Adnanla Güler, Mamadadınm bdasmdaki kerevette karşılıkh otunıyorlar, gözlerini pencereden ayır maksızm konuşuyorlardı. Ben de sizinle aynı kanaate vardım, Güler. Kara sakallı Türk değil. Belki Hindli, belki Arab... Düşünüyorum da, bizim Yahudi Amerikahlar îsraile vazifeden gideceklerine göre, bu işin içinde bir casusluk dalaveresi oknasm diyorum. Güler kati bir ifade fle cevab verdi: Ben eminİTn 8yle olduguna... Bu sefer de kısmetimiz casuslardan acıldı. Adnan kızdı: Hemen kendine pay eıkarmaga kalkısma. Biz bu maceradan alarga kalacağız, anladm mı? BelS aramıvalım. Cannn, belâ arayan klm? Belâlar davetsiz gelfp bizi buluyor. Aramssan gelmee. Kara sakalhvı berı mi aradım? Cese^i ben mi demirli n<wi"roiprf'en k'iidli kam!=rdan i<**H «okrum da senin yataöına yatırdım? Su cesed lâfinı bırak! onlan Zihnimi bir türlü kurtaramı yorum, Adnan... Hâlâ şüphedeyim. Upuzun, kaskaü yatışını görseydin... Aklıma geliyor da, bu adam arab filân değil, mutlaka Hindli, diyorum. Neden ille Hindli? Bahçede hışırtı duyup blr an ikisi de cama yapıştılar. Lord balkonun altından sıyırtmaca geçti. Sarmaşıklara sürtünerek... Kulak kabarttılar. Dadının sesi sadası çıkmıyor. Dadı, antrenin önünde hem nöbet tutuyor, hem de Adnanin getirdiği balıkları ıskara etmek için saç mangalda kömür NIŞAN, DÜĞÜN ve yakıyordu. TOPLANTILARINIZDA İki gene, zaten mechul şahsm ön GÜZEL ve T A B I Î kapıdan kaçmasına ihtimal vermeanlarınızm tesbiti için mekteydiler. Ampulün yanması bilhassa firarına mânidi. Olsa olsa, onun, balkondan çardağa atlamak suretile srvışmağa teşebbüs edece r E K N I K elemanlarmdan istifadc ediniz. ğinl hesabhyorlardı. Bütün dikkatGalatasaray 289 Tel: 40108 lermi o noktaya çevi.rmiîlerdi. Adnan sualini tekrarladı: Hindli olduguna neden hükmediyorsun? Nedenl var mı? Hindliler acaNüshası IS knnıshiT yib insanlar. Haklannda türlü türiürkiye Hark lü efsaneler isitmişiz. Meselâ ken 4bune şerait; LIT» Ki U n Kl dilerini diri diri göm^ürüp toora42 00 Sl.Oa Seneltk tın altında ac. sıısuz iki ay yatar22 SO «SM AJt. aviılt larmıs da. ölmezlemm .. Meselâ UM UM cam tabuta kapanır, cünlerce kasBll aylık kntı kp^ildikten sonra vurmıssrlirD İ R R A I mıs. Yok bilmem. kac püi. kac ftzeteznlz< ioTınenteı *vrai gece nefes almadan yasarlirmı;. (Arkası var) njeıuujoı cabuı <ailmi. FOTO SABAH'ın CUMİIÜRİYET