28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
*İ« Mart 19S5 UibiuuuiHtuıııııriHnıııııınııııııtııttitiiHrrıırtuHiHintiMuntHiHiıtiHiıtııtMtıtıtııtttttMiııııııııtııiffiıııııııııııtiıiMiıınHiınıtııttııııııııııtııııt»' BKŞ ııuııttııııuıiHuuu «HimuntHurttuıuaıımııııııııııııuııııııııııuuJiutMUiuniııııiıuuıtııuııııııınıııııııuifuuııuııtRiııııtNiınıııııııııttııııtıııı ^ MERAKLISAHİFEIER Derleycn: Hamdi Varoğlu Rus çaruuo Fransayı ziyareti bir müddettenberi bekleniyordu. Deli Petro, nihayet, 1717 senesi mayıs ayınm yedinci günü akşamı Parise vardı. Louvre sarayma indi. Büyük ehemmıyet veril«»ı misafire, vaktile Anne d'Auriche'in oturduğu daire tahsis edilmişti. Bu daire şahane şekilde dös.enmiş, aydmlatılmış. içeriye, yirnr beşer kişilik. mükellef iki sofra kurulmustu. Fakat Deli Petro, bütün bu hazırhklann haddinden faz'.a ihtîşamh ve tantarmlı olduğunu söyUyerek Louvre sarayında ne yemek yedi, ne de yattı. Çann ne kadar inadcı olduğu ma lundu. Avak dirediği bu bahiste fpzla ısrarın fayda vermiyeceğini bilenler, Deli Petroyu Paris'in meşhur ikametsâhlerından olan Lesdiguieres konağma götürdüler. Petro, bu binayı da fazla debdeheli bulmakla beraber, orada yatrp kalkmağa razı oldu. Rus çanna tahsis edilen yat'k oHasında ipeklilerle. tırmalarla süs lü bir karyola vardı. Çar. bu karyolayı bir türlü benimseyemodı. Açılır kapanır cinsinden kendi seyyar karyolasını sandık odasına kur durdu. Pariste ikamet ettiği müddetçe baska yerde yatmıyacağmı Bnceden haber vererek bu sandık odisına yerleşti. Çafcn emrine bir saray arabası tahsis edilmişti. Deli Petro bu arabayı da istemedi, Maresa' de Tesse nin arabasınt kullanmağı tercih etti. Parisliler. şöhreti çoktanberi kulaklannı dolduran bu delidolu şimal hükümclannı görmek için sokaklara dökülüyorlardı. Karşılıkh rtıınl ziyaretler, Fransızlar için büyük bir eğlence vesilesi teskil ediyordu. Saltanat naibi Philipt» d'Orleans'ın. ertesi gün Rus Çannı zivareti esnasında geçen hâdiseler dillere destan oldu. Deli Petro. Fransa kral naibini, içinde iki tane koltuktan başka oturacak yer bulunmıyan bir salonda kabul etmişti. Prens Kurakin tercümanhk yapıyordu. Çarla dük d'Orleanı, kanılıklı bu kolruklara oturmu»lardı, prens de, tereümanlık vazifesini. ikisinin arasında. ayakta ifa etmisti Çar, Parise geldiSinin dördüncü günü de çocuk kral Onbesinei Louis'nin ziyaretini kabul etnvşti. Kralın arabası. saat dört sulannda Lesdiguieres konağır.ın kapısı önünde duvdu. Çar. sa!tanat arabssını orada karsıladı. çocuk kralı kucaklayıp arabadan indirdi. lonra elinden tuttu. konakta işgal etmekte olduğu daireye kadar götürdü. Orada. kralı birkaç defa öptükten lonra sağına oturttu, çocuğa ezberletilmj olan iltifıtlı sözleri onun ağzından dinledi. Kralın çarı bu ziyareti pek pek on beş dakika sürmüştü. Ziyaret sona erdiketn sonra. çar, çocuğu gene elinden tutup arabasına kadar götürdü. Fransa sarayı, çann emrine, kapısını bekiemek üzere elli kişilik bir muhafız müfrezesi ile, sokaŞa çıkrığı zaman kendisine refakat etmek üzere ayrıca sekiz muhafız vermek istemişti. Deli Petro, bu alâkayı önce red cevabı ile karsıladı. büyük güçlükle kabul ettirebıldiler. Çar. kıyafetinin acaibliğile olduğu kadar. haşin, ateşli. as?bî ve mütehakkim mizacı ile de Parisliler üzerinde derin bir tesir yaratmıştj. Verdıği emrin, en küçük hir gerikme dahi olmadan. dakikasmda yerine »etirilmesini isteyen. akli takdirde ortahğı kasıp kavuran bu müstebid hükümdar. Fransanın misafiri olduğunu aklına ble petirrrıeden. kendi memleketinde. kendi sarrvmda imiş eibi hareket edivorrlu. Etrafını alan nedimleri bszan bir el işaretile dağıtıyor. bazan. dairelerini dolduran bu adamlan ansızm orada bırakıo. daha nnceden kararlaştırmış olduğu yere gidiyordu. Konaktan çıkmağı akCumhuriyet'in Edehî Tefrik»*ı: lına koyduğu îaman, arabası bir dakika gecikse. velev kira arabası da olsa ilk rastladığı arabaya atlayıp uzaklaşıyordu. Bir niin, ziyaretine gelenlerden madam Matignon'u, veda bile etmeden konpkta bırakmış. onun kapı önünde beküyen arabasma atlamış, çekip gitmişti Kitdıncağız. arabasıı kalınca, Mareşal de Tesse'nin araba?ile evine dönmeğe mecbur olmuştu. Deli Petro, arka kısmı ensesini asmıyan bir peruka takıyordu. Paris'e geldikten birkaç gün jonra, yeni bir peruka ısmarlamıjtı, Fran sız perukacı, o tarihteki modaya uygun uzun ve bol saçlı bir peruka yapıp getirdi. Çar, makasa yapışmca perukanın kuyruğunu kesiverdi. perukayı kendi kullandığı »»kilde ense kısmı boş hale getirdi. TARİHTEN ıM Deli Petro Pariste susunda birbirleriU adeta yarış ediyorla:dı. Deli Petro. her gezip dolastığı yerde. neyi görüp beğense, konağa avdetinde.o beğendiğj seyin kendisine hediye edilmiş olduBunu görüyordu. Deli Petro. ismi kırk sene müddetle Avrupanın dört bucaemı istüâ etmiş olan On Dördüncü Louis. nin metresi Madam de Maintenon'u görmeden Paristen aynlm?k istemedi. Msdam de NTintenon, SaintCyr'de otunıyordu Çar. ziyaretin n haber verilmeme«ini emretükten sonra, ansızjn kadının yatak oda?ına girdi. Madam de Maintenon, o sırad? yatakta idi. Çsr, karyolanın perdelerini actı. bu set^on ikilik gözdeyi büyük bir dikkat ve tecessüsle ?evrettikten sonra. rusça bir takım iltifat sözleri töyledi. çekildi. Rus Çarının Pariste ikametinden Deli Petro, tıkabasa yemek yi bilistifade, İnjiltere Kralı. saltanat yordu. Her yemekte iki şişe şarıb naibi vasıtasile, kendisinden bir riiçiyor, yemekten sonra da. önüne cada bulunmustu. Meklenburg't? konulan likör şisesini bitiriyordu. v« Polonyada tahsid edilmi» buluFakat sotrada. lükse benzer hirçbir nan Rus kolordu'arı. Avrupanm bu şey bulunnıasını istemiyordu. Bu kımındaki hiikiimdarları haklı bir İngiltere sebeble. sofrayı her gün biraz da "idişeye düşürüyorduha sadeleştiriyordu. Buna rağmen, Kah, Çardan, bu kolorduları eeri çann yemek masrafı günde bin st cekmesini istiyordu. Fakat Dük d'Orlens. ne zam?n bu bahsi açsa. kiz yüz frankı buluyordu. Deli Petro, bilhaasa akşam ye Çar lâfi değiştirivor, başka mevmeklerinde, maiyeti erkânından iç zulara giriyor. naib susmağa meckiye fazla tahamülü olanları sof bur oluyordu. Nihayet. İngiliz Serrsına almak itiyadında idi. Maiyet firini, bu bah«i Çara bizz?t açma^a papazı, bu b^kımdan pek kuvvetli davet etti. Lâ^in eVirin b'ina ceolduğu için Çar, ona çok sevgi ve S'reti yoktu. Cünkü Çar. Arnsterr itibar gösteriyordu. Bu akşam ye dmda dülserlik zanaatini ös enmekleri bazan, a?ırı içki yüzünden, mekle meşeulken, İnsiliz Kralı, osefahet âlemine döner, cereyan e n» br murahhas yollnmıs. adamcaden sahneler üzerine nisyan p«r 5ız çok fen» muamele RörrHi^ü. deaini öıtmek mecburiyeti kendini Elci, Dell Petrodan aynı sekilde muamele görmemek irin koln»dugdsterirdi. lann feri çekilmesi t»Vlifinj bizzat Rus Çarı hakkmda, Paristeki ika ynmaga cesaret edemiyordumeti müddetince dilden dile dolaşf n Hâdise röy]* olmustu. AmsterHarr türlü rivayetler arasında bilhassa iki tanesi, salon dedikodulannın dki İnıriliz Elcisi. hükvmdarınrUn baş mevzuu haline gelmişti. Deli aldıfı talimat Ü7erine, Çardan bir Petro'nun »arayında, terbiye edil mülâkat ric« etmNti. Ç^r, o sırad» mij bir ayısı bulunduğu söylenlyor bir cemive «idivordu, SefiH orav» du. Bu ayının vazifesi, can sıkıcı davet etti. Bir remi mucosu kadar rnisafirleri, üzeıine stılmak suretile becerikli denizei olan Delj Petro. saraydan kaçırtmaktı. Petro, kapı Sefirin geld'ftinf uörünee, büyük disının önünde, sahte tebessümlü bir reğin ç»n»klığına tiTnanmıs, or^mabeynci bulundurup fuzull kim dan ieslenerek Sefiri yanın» ça. seleıi nezaketle atlatmaktansa. bu tırmıştı. Sefir, ya^lıca adpmdı, üsişi h.tır gönül tanımıyan ayıya telik. çevik de deeildi. Tayfalsr arkıdsn lttiler. adamcŞız güçbelS gördürmeyi tercih ediyordu. çanakhSa tırm?nabildi. Bîitün bu Ç'rın acayibligine misal diye an 7»hmetlerden sonra da. Çar taralatılan ikinci hâdiseye geli'nce, o fından terslikle karşılandı. Çünkü da »u idi: Çariçenin bir nedimesl Deli Petro. açtırmakta olduğu bir vaıdı ki, Mençikof'un akrabasıydı. kanalın Alman topraklannd?n geSon derece çirkin bir kızdı. Çann çen kısmından dolayı lnsaata mânl bütün nedimleri. gördükleri yerde, olan Kral Georg'a hala öfkeli idi. :ğrenç bir şeyden kaçar gibi ondan Seflr, o acayib huzur odasıdaki uzaklaşırlardı. Bir gün, bir takım mülâkatta bir temiz pap?ra vediksubaylar, bu nedimenin girriiği odadan dı$fn fırlamağa hazırlandık ten sonra, direkten aşaeı inme§e lfrı sııada Deli Petro içeri girmij, hazırlanmıstı. Fakat inmek. tırmansubayların kaçmağa hazırlandıkla m»Vttn daha zordu. Sefir. bir hayli rını görmüj, onları durdurmuj, hep ujtrajtı, bu isi beceremedi. Palansa =inin gözü önünde, bir erkeğin, gü ilt Indirmeğe mecbur oldulr. Deli zel bir kadına karjı duyduğu alî Petro bizzat tavf?lara ysrdım etti, kayı ispat edecek en büyük iltif?tı palanganm ipine yapısh, tngiliz Elona göstermisti. Sonra, subaylar» rUiH direkten bu sayede indiredönmüj: «Baylar, demişti, Uma bildiler. rım ki izimde yürüyenler ol:caktır. İçinizde, madmazele âşık olanlar Kızarla erkckler nrasındaki çıkarsa pisman olmazlfr!» Deli Petro. Pariste kaldığı müddetçe resmî tesislerin hepsini ge | zip görmüî. az çok ehemmiyet taşıyan hususî müesseseleri dolaşmış, edebiyat, sanat, ilim ve fen «ahasında şöhrete sahib kimselerle görüşmüştü. Bu arada, bilh?ssa tiyatroyu ihmal etmiyor, sık sık operaya gidiyor, saltanat naibinin locasından temsili sey: ediyordu. Bir akşam. Dük d'Orleans, sahnedeki dan?özlerden birinin. Ç;r ü] zerinde derin bir te.=ir yaptığına dikkat etmişti. Deli Petro, Lesdiguieres konağına döndüğü zaman, güzel dansözü. orada emre âmade buldu. Paristeki bütün ikameti zarfmda. Deü Petro. ilk ve son defa olarak. seyy?r karyolasında o gece vatmadı. Emrine tahs s edilmiş bulunan muhteşpm karyolada «abahladı. Esasen, Frsnsanın ileri gelen şahsiyetleri. Rus Çarının bütün arzularını derh1 yerine getirmek hu= Ş § j E = E = = = İ 5 | £ î | f 5 2 = f | § = İ | 3 İ S 1 İ İ E £ 5 İ Kendisine «dünyanın en usia grevcisi» unvanı verilen rahib İkinci Dünya Harhindenberi milyonlarca insan yerlerini yurdlarını bırakarak başka yerlere göçetmi?, kimlsi sürgün, kimisi Je tehcir edilip yer değiştirmek »orunda bırakılmıştır. Harbin zorlu hâdiselerinden doğan bu kütle hareket'.erine bir çok memleketler da lahne olmuştur. Rusya, Almanys. Çin ve Hindistan bu hsreketlerden en çok müteessir olan memleketlerdir. Kütle halinde bir ytrden diğer yer« nakil, elbette feci şartlar içindo olmu?, vatan denilen toprakların bırakılması güçlükler eıkarrnıştır Fakat bütün insanhk telâkkilerine rağmen dünyada hâlâ bu tan teh cir ve sürgün ameliyelerine şahid olunmaktadır. Bilindiği gibi Afrikada beyazlarla zenciler bir yerde bagdaşamazlar. Siyah reng» kar|i Ueyazm düşmanhğı kadar siyahın da beyaza husumeti vardır. Bilnajsa son seneler zarfında iki taraf arasındaki münasebet gerginleşmiştir. Bir kaç «ene evvel vatışnıış gibi görünen mücadele her a n alevlenmege hazır durumdadır. Nitekim tiüney Afrikı)a hükumetin bir emri z»ncileri gene ayaklandırmıştır. Bu emre före iiyabiler, beyazlarm kurdugu şehirlerden kapıdışarı edilecektir. Hareket. evvelâ Güney Afrikağ nin merkezi Johennesburg şehî rinden baılamıştır. | Zenciler için büyük bir göç hağ reketini araeden hâdisenin yan1 kıları hakkında şu tafsilât veril1 mektedir: ğ Güney Afrika hükumeti, baş| »ehri siyah ırktan temizlemek E için bir takım teçebbüsleregiriş• miştir. 60.000 yerlinin oturduğu 1 i(Sofiatown» mahallesi boşaltıldıktan sonra yerle bir edilecîk, 2 ve burada beyazlara mahsus bi1 nalar yapılacaktır. Yeniden inşa Güney Afrikada ayaklanan 60*000 zencinin fsyanı rahibin tesebbüsü üzerine dualı grrev sayesinde bastırıldı zencilere ise dünyanın en garib grevini yapanlar adı verilivor. Halbuki Sofiatown'da ilk defa görülen avaklanmalart kapşı polis feuvvetleri celbedilmit, protesto tezahürleri şiddetle O vakit kadınlar ve •ia istirak ettikleri nümavislerde «lenler ve varalananlar .ılmu'tu. Herkes «AHka uyan!» diye ba» Çınyordu. Bu sesler arssmda «Al lah Afrikavı takrfls etsinü.» nidalsn da Uitiliyardu. Ban zenciler su cümleyi de hıykırm=kta idiler: «Güney Afrika Birlsri ne v»parln vaoıın »imşivıh bir denizin ortasında beya» bir n^ktadan baş ka blr sev olamıyaeaktır.» fttevandan son htftslar leinde Londra, lrnpar»torlu&un Tiuhte'if k«»«lerlnH»n «elen zenciler'n akınma utramntır. G«çe!erd« Jamaikt'lı SM nnelden başka küçük çruplar linpantorluk merkezinde İs araın»k; JçJn t»lml|I«rdir. Onlardan bir kiirnı, t«b»hlara açık verleamiş, ealıırruya Ka«':i'nı?tır. eırsonluk, b*»rT>«rlik vt ayaomaktadırlsr. «üclükjer c cık^r'n bu y l akının durdurulma»ı lcin fngiliz makamlan tedbtrler almaktadır. Alâkalı makamlara före i« eavet Geçen sene New York» yapılan renei akımnı hatırlatmaktadır O ıanan 100.000 Portorikalı slvhî V»w Yw<u istilî •tmiii wnd mjhall»»! H»rl«m'de sıkıtık Wr durum hasıl olm'ntu. Hâlâ kaUb*1<k hir ııyaht kütlef>in bulundutu Harlein tıııiTjrun üstürtde bir »'V"«tkl'V «»«»termektedir. Baw evlerin t«k oir odannda 20 kifl bannrnaia çalış § makta. yeni gelenler yerau kılnl m«k(*dır. T. A. Zencilerirı sürüldufcü şehir civarındaki edilececk olan mahalle, beyazların lerdir. Haber verildığine göre yer meskun bulunduğu mahallelere li mahallesi «Sofiatown» sürgün kaülcak, ytni v» moderrı »eklile hareketinin başladıjı l>M""ii' yalmz beyaılar tarafından ıskân bir ana baba günüdür. jlk gruplar yola çıktığı esnada mühim hâdiedilec#kür. Geç«nlerd« ba»lay»n boşaltma seler cereyan çtmiştir: Kad;n ve isi Afrikahlann isyanilt karşılaş çocuklar ağlaşırlarken erkekler mıjtır. Vakıâ onl»r içîn »«hirden gazaba ?elmiş, tehcir ameliyesi20 kilometr* uıakta uiak «vler nin tertibcilerine karşı yer yer dtn mütMvkkil bir mahalle ku ay?klanmışlardır. rulmuştur, Ama bu y«r de«i*ikIrk a.yrılığınin yarattığı düşliği, bilhasaa kendlsinin dnğup manlıgı daha da derinleştirecçk büyüdüğü topraklann b»V»'an olan bu hâdiseyi iyi karsılamıyan tarafından f«»b ve nihayet akı beyazlar da vardır Nitekim bunbeti meçhul bir ha"»t« at'lıs. z»n lar Sofiatown'd» zenciler arssma ciyi haklı bir öfkeye düsürmü? ksnşarak sürgünü önlemeğe eatür. lısmaktadırlar. Johennesburgun yeni »enci ma Bu arada bazı ansliksn rahibhallesine aürülenler, hük'ımrtin leri de sivıhlara varHım edivor. emirnamesine eöre toprak «ahibi j Onların vardımı. Haha ziyade naOİamıyacakUrdır, ancak hevazla : «ihat ve tavıiyelere dnvanıvor nn topraklarında r«'«u;1»rek Gesaret vermek icin dinî ogüdler barakalar den faydalanıyor. Fakat Hudleston »dındaki mif'yonerin, zencilere verdiği öğüd digerlerinden farklı görünüyor. Siyahileri bir nevi greve teşviit eden bu misyoner »öyle diyor: «Ivinizden çıkmayın. Allaha dua edin!.» Onun «özlerini dinliyenler evlerine çekilip dua ediy«rUr. Gittlkçe genisleyen bu dualı jrevin sokaktaki bağrışmalı grevden daha müessir oldufu »öyleniyor.Zir» Güney Afrika lencilerina grev hakkı tanınmsmıştır. Ayaklanmalar, kanlı olavlara yol u;aca(i için kütleye tirayet eden dualı jrevin faydası «örülmüıtür. Bu yuıden rıhib HudleBton'» şjmdi dünvanin en u»ta grevciıi deniyor. EvlerinHe diz çöküp dua eden IIIHtlllllllllllinmitlllHIMIIIIIMIIIHIimttlllllliniltlllllllMllllllllllllllllllltllllllMIIINimillllllimnHltllllllHllllltlllllH II KIIMltttMlMMIiMllli•UIIIMIIt111|lltMI|l«llMIIIUIIM1fllliniTllllttllMIIItlllltIltltllltlM»lltllllllMlltll|ll|1IItHlinillIII11IIMIIin!MIMII|IIHtf*ll1llllll|lllII1l|U1iM'lltlti:!I!r6? Safiye Âylanın kuracagı barındırnta yurdu T^nınmıs s«» «mtkirı S»flyt AyT»nın bir «Bsrındırma Yurdıu kurae»*ın« d«ir çıkın h«b«rler üıerint Safiye Ayl»* . Annelerl çahjan ve Işlerine gtttikleri zamın hakacak kimseleri olmıyan fakir cncukları gündüz ba:ın'1ıracak bir yurd Ins* ettirırek niyetindeyim Binayı Ei'.ir\»ksnı. Aksaray glbl fp.kiri hoi mııhitlerde kurmjk t»tiyorum.n demistir. Belcdiyenin alacap 200 otobüs için yapılan teklifler İıtanbul Tramavay ve Eektrik tdarestnin »lacağı 200 otobüs için tayln edilmi» olan müddat dün nihayet bulmustur. Bu otobüsleri vermek üzere mür». ca>t edenler arasında ikt Alman, bir Japon, bir Franıu v« bir İtalyan firmjsı bulunmaktadır. Baıı firmalar tekliflerde bulunmak üzere müddetln uzatılmasım iıtemislerıe de İstanbulun araba ihtiyaeının fazlahğı dolayısile buna imkân gortlememlîtlr. BuEttnlerde toplanacak alan bir kemi^yon tekliflerin tetkikine bajlıy»csktır. Gclir ve esnaf vergikrinin beyanname k»bıılü dev»m cdiyor Gelir ve esnaf vergisi müklleflerln* aid olup mart ayı içinde tevdii icab eden beyannamelerin kabulüne devam eoilmekte olduğundan vergi dairelerindeki faaliyet artmıjtır Aneak mükelleflerin müracati atır bir tempo taklb etijlinden ayın son fünlerinde tehacümün artacağı tahmin edilmektedir. Buna aid tedbirler alınmn olmakla beraber mükelleflerin ver«iye müteallik muamelelerini bir an «vvel yaptırmak ürere dairelere basvurmaları alâkadarlarca bevan edilmektedir. Bilindiği *ibi beyanname verme ve eeEssı? veret ödeme müddetî 31 mart ıksamı sona erecektir Bu müddet icinde beyannamelerint Bdemiyenlerin ilk ayı için yüzde on, bunu takib eden her ay için yüzde iki gecikme zsmmı vermeleri lâzım gelecektir. II Dünya Hâdiseteri münazara Bıiffiln «ınt İS te, tjtınbui Brkpk Llseji knnf»r»na »alommd» İs1*nbul K17 ve Erkek Lijflcri YMİUV G»rclik kolUrı ara«ınri»: «Antinlkoliım miicad»l«inrt* knrtının tnı. erk*Jin mi rolii böyiikUir'. konuıunda bir münnzars yapılacaktır. C. H. P. bRİosu C. H. P. tst»nbul llinin tertiblfdiği balo 19 mart cumartcsi gecesi Taksim C. H. P. Genel BaşkRnı İnönü. milletvekiüeri. Parti Mecli.c' iivpleri bu ba]oda hazır bulunacaklnrdır. E. T. T. İdaresinrtr kavbolan evrak ve makbuzlar Evvelki gün E. T. T. İd»r«ıinde kaybotan »vrak ve mskbu7İara d»ir bir haber yayınlamış'ık. Bildirndiğine göre. bahis konusu evrak v* makbuzlar 13 vıl evvelki tüccari mııami'lelere aid olup. Bonn hükumetinin eski A'manya borclarını kabul etmesl üzerine aranmıstır. tngiliılerin, netlcesini büjrük bir alika ile bekledikleri maç nihai safhsya girmiştir. Bu, siyasl bir maçtır ve İşçl Partisinin sefı Attle* ile sol kanadın lideri Bevan arasında cereyan etmektedir. Muhafazakâr gazetelerden Daily Express'e göre Bevan, son günlerde yaptığı hatalarla partisinin seçimleri kazanma şanslarını mühim surette azaltmıştır. Halbuki Işçi Partisinin şanslan, iktidarın hataları dolayısile artmijtı. H?yat pahahhğının yüzde 16 arttığı ve bu artışın Ghurchill'in iktidan ıırasmda vukua geldiği tlân edilmişti. Daha sonra enflâsyon tehlikesinin belirdiği, taksitle satışlann tahdide tâbi tutulduğu bildirilmişti. Aynı zamanda İngiliz hava kuvvetleri için 15 mily»r Türk lirası »arfedilmiı olmasına ragmtn Büyük Britanya adalarının norrn»! bir hava müdafaasına ve emniyetine kavufturu1 amadığı itiraf edilmişti. Bütün bu noktalar, muhaleftt için son derece kuvvetli kozları teskil edivordu. Bu şartlar altında yaklaşmakta olan seçimleri İsçi Bütün sıyaset dünyasında heyecanla seyredilen bir maç drioirır> / Uoyd Geotyje 'c/n£ SAÇLARI Partisinin kaısnmssı ve 1956 da, 1951 de ChurchiH'e tesl;m etüğı iktidarı tekrar kavuşmssı ihtımalleri kuvvetli idi. • • • löyle Wr durum mevcud iken, Avant Kamajasında muhaleiet partisinin sol kanad Ud«ri addedilen Bevan, pırti jefi Attlee'ye bir nevi hskaret etti, ona meydan okudu. Bu, ntııl oldu? İnjrilterenin lilâhlanman mevzuunda Churchill tarafından hazırlansn progrtmı, Attltt* idaresindeki t|çi Psrtisi deıteklemeyi k»rarlsjtırmıı, fakat bazı tenkidleri de ileri lürmüjtü. Umumiyetle mu halefatin Mecliı frupu, hidrojen bomb»sınm y»pılma«ı ve lilâhlanün u ı hususundaki Churchill plânı lehinde rey vermeyi kabul etmi«,ti. Fıkat Avara Kamarasmd» beklenmedik bir hâdise cereyan etmi», Bevan, kendi partbinin ekseriyeti tar fından hızırlanan karır turetini tenkid etmiş, liderine meydan okumuj ve bu karar gureti lehlde reyini kullanratmıştı. İşÇİ Partiıinin IOI kanadmdan 61 mebuı da onu takib etmişti! Bazı Londra gıreteleri bu h»reketin, parti lideri Attlee'ye indirilmi« bir «lamar» olduğund»n da. bthjetmisltrdirBunun üzerinedir ki, Attlee ar . tık Guıamıyscağını, «»•. acılıku v« . zifesine de devam edemiyeceğini anlamii ve İjçi Partisinin «gölge hükumet» ini toplantıya çağırarak, Bevsn'ın partiden ihracım istemiş ; ti. Bu cgölge hükumetn muhalefet \ partisinin iktidsra geldiği sırada \ memlfketin id«re«ini eline alacak : ol»n elemanl«nnö»n müteıekkildir. Bir zam»nlr Bev»n da bu "gölge » ' hükumet. te idi fak = t gene Attlee $ ile ibtilâfı dolayısile oradan çekil • mişti! • * » j KAŞLARf Glastone'un Ba/dwinfin ppg korkunç BURNU ddk ÇENESİ Muso/inîynin çeneşînden cfe bükf Çevıren; VAHDET ÜÜLTEKIN mı benim için?» UrsuU önce bir ıınirlendi. Sonra, müşfik bir tavır takındı: "Ağladı. Am?, ben svuttum. Her gece bekledi seni, her sabah da sordu • "Öyleyse, hemen göreyim!» "Uyuyor .. William! Uyandırır sak tedigin olur Sonra bir daha Uyuyamaz belki. Hasta olur.» Williaırı ccvab vermedi. Ursula içinı çekti. »Adımı hatırhyor musun. Willlsm?» Adem »."jkın sajkın onun yüzüne bakti: «Hıng?» Ursula, sabır eöstererek, tekrar: • Adımı.» dedi. ırBenim hir adım var. Unuttun mu yokss? Hiç söylemivorsun da.« William ona hâlâ şaskın şaşkın bakıyordu. Sonra kahkahayla gülmeğe başladı. «Ursula!» dedi. Sonra gülmesi kesildi. Daha alçak sesle: «Ursula,» dedi. Gene kaşlarmı çatarak, ayağa kalktı: «Ne manasız şey!» Ursula da kalktı. Narin vücudü ona doğru süzüldü. Wil!iam basını hızla çevirip. gene her zamanki gibi kuşkulu. gergin ve ürkek bir halle, ona baktı. Ursula geldi, geldi, elini koluna koydu. «William') dedi, «Ben sana varmayı nedpn kabul ettim, hiç düşündün mü?i Adam cevab vermedi. Ursula deyam etti: «Seni sevivorum da ondan.» Bunu pek tatlı ve yalvarır gibi bir «pple söylemişti. William gene cevnb "ermedi. Şim di gözleıini de başka yana çevirmişti. Ursula: «Ne dediğimi işittin mi, VVilliam?» diye üsteledi. «İşittim,» William bunu işitilir işitilmez bir sesle söylemişti. Ursula: «İnanıyor musun?» diye sordu. William onun eüni kolundan sıyırdı, bir iki adım öteye gitti. Elinin tersile alnını sildi. «Sevgi,» dedi, nSev<»i diye bir şey yoktur, hiç bir yerde.o «Yalan.. Sen Oliver'i seviyorsu n ya.» «Çocuklar başka» Ursula ilk defa olnıak içinde müthiş bir kıskanclık duydu. «Hayır .hiç de dp^;'' Ben seni «eviyorum Sen beni sevdiğini hir •ilvlemedir "^pni ned.n :slıyorsun William? Öyrenmek istiyorum.» tı. Ağzjnı açtı. Sonra gene kapadı. En somında, bıkmış, usanmış gibi bir halle: «Erkekle kadm arasında sevgi olabileceğine inanmıyorum.» dedi «Demek sen beni sevmiyorsun?» William. sabrı tükenmiş gibi, iki elini yanına açtı: «Sevgi üzerinde ne Hiınıvorsun bu kadar? Ben sena evlenme tpklif ettim. Seni almak istiyorum. Kâfi drğil mi bu k^rlan?» Ursula Rözlerini ona dikerek uzun uzun süzdü. Önce. »hayır!» diye haykırmak geldi içinden. Sonra gülümsedi: «Evet, kâfi galiba.» dedi. Kahkahayla gülmek, onu tekrar öpmek ve kil'innın • n!a şefkatle sıkmak istiyordu. Fakat saVVillian' ina doğru dondü. Yüzü deee: «Kahve içer mi"='""» dedi. pek bezgiı <» şaşkın bir hal Kudikı bu değifikliği görünce William rahatlamııtı. «H»yır. Yemek v»<1im.» «Konyak var. Bir kadeh vertyim mi?» «tcki içmem ben. SofraHa şarab vardı bu aksam. Yar'm bardak içtim. Hosuma gitmedi. Ursula'nin akl'n» '•'"tffKlre b»basınin bir SÖTÜ f^ldi: «Hiç içki içmivenden sakm »» AEIZ »rar eibi: «Dokunuyor mu?» diye lordu. «Yo. Yalnu, daima hütün »klımm baıında olmasını isterirn He.» «Bütün akh» b»iınd» olm»lıvm'| Öyle ya, dünyaya karşı cephe almıştı ve «Benden üstün selirierse. diye korkuvo'Hu. "iit'in nteki inssnlardan korktuğu, kusku'indığı için onlara karşı cephe clmıştı. Ursula'yı ayakta bırakıp kendi şitti oturdu. «Sevgili ahpablarımız Bassettlerdevdim akşam yemeğinle.» dedi ve gene bir kahkaha attı. Fakat pek soğuk bir kahkahaydı bu «Başka shpablarımız da vardı; Mueller, Banks, Leslie, Whiscomb. Tanır mısın?» Ursula: «Tanırım,» dedi ve aidip o da oturdu ama. bu sefeı biraz u^nğa. VVilliam gene heyerpr^^mtstı Ursula'yı gözü görmüyor gibiydi (Arkası var) Faruğun na bede/F \>s Câzibesi; ya/n/z. kuştert değ//t VZ£R/N£' konc/L/kter*/ ağaç/an/ dd çekepf Bir İngiliz eazetesine RÖre Bevan'm tarifü Simdi fneiltaler:n sordukları sual \ ler şunlardır: « Bevan ihr»c edileeek mi? İhrae edilise İsei Partisi parealanacak^ mı? Yoksa Bev»n, Attlee'yi j mağlub edip rmıhslefet nrtiiinin 'fi»re»in eline alarak mı?» Londra gazeteleri, Bevsn'ın rinirli halleri, aşuı sol fikirleri ile ^er zaman paı ti*ine zarar verHieinl Hatırlftıyorlar. Verilen izahsta bakılacak olursa, 1950 seçimlerini az Hir farkla kazanan İsei Partisi 1951 vılında seHm'e'i ypni]?me karannı verip, seçim kampanvasını sçtığı ıra'»rd» Bevan, Muhafszakârlar : çin fMikroplar» demisti! O tarihf e bir İnfiliz .«iya«et adamının böye bir kelirn» Vnlldnması cok <»na (Lulfen sahifeji çeviıiııiz)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear