Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 Şnbat 1953 elmas kaynakları ile Politikacı ve Idealist |1Tabiî şirketleri ve borsaları geçinen memleketleri, bu kaynakları işleten || kaplıyan panik havası neye varacak ? Yazan: Cahid Tanyol Uzun müddet, milletlerin ve bü dediklerinden pek hoşUnmaz. Bu yük toplulukların başına geçen ve değişmeyi, bir şahsiyet ve karakbıraz onhnn havatında değişiklikler ya ter gevşekliğine baelsmak pan in^anların mezıyetlerini husıi'î güç. Bu hal pohtikanın tabii bir yaradılışlanmn bir neticesi gibi va=fıdır. Politika ihtirası, bir nevi gorürdum Gerci, bu neviden bü «içtirnfî şehvet'i tir. Çünkü, ikbal yuk adamlara cemiyet çok jey borc ihtirası, insano^lunun aslî temavülludur. Bir ınsanın, vatandaş. kütle lerinden bi: ıdir Neslin idamesi gilerinin müşterek sağduyularından bi esaslı bir içgüdü olan ferdî şehve kanaatlerinden sıyrılarak siyas! vet ne kadar tabiî ise, bu «içtimaî iktıdarın zirvesine çıkma&ı kolay şehvet» de o ka^sr taViîdir Her bir hâdise degildir. İktirlara geç ikisinin de kendi nev'i içinde damek şüphesiz ki bir hüner, bir yanılmaz bir cazb°si vardır. Bu maharet ve teçkilâtçı bir zekâ ışi bkımrlan. feHî sehvct ei'ni içtimaî dir. Hattâ, hiyle ve yalan yoluyla sehvet de psyriablâkî değil, ablâk iktiHsrın merdivenlerini tırmanmak dışıdır. Ah!?kın ölcü=ünü ba^za daia küçümsenecek bir hâdise de yandıran filozoflann cn batalı t?ğildir. Büyük idealistlerin ve ee rafı. hazzm ahlâk dısı bi konu olmivet kahr?manlarının siyasî İK duîunu hp«?ba katmanr l'ndır. Ah tidan elleıine gecirmeleri ve *»e lâk dışı olan bir şey ahlâkm nasıl çirdiktpn sonra da tutunmaları temeü olabilir? nsdir eörülmüş tariht bir hânisepolitikanın ve ikbaün fâdir. Ne Atina sitesinde Sokrat ve Ef'âtun. ne Fran=ız ibtilâlini ha ni olduğur.u bil r. Dün ikbalin zirzırhvan Bousseau ve ne de çeMdli vesinde olan. varm idb rın ka'rına îl"+ilâl hareketlerine karısan ve bız riüşehılİT Gürtün her sahife=i bu zat ihti'âlin filozofu olan K=rl Marx neviden hâdi'elei ona ihtar ede'. Fakat ne vanalım ki bunlar. in^ansivasî iktidara ulaşabilmislerdir. oğlurun bir kulaâından eirpr. öbür Nirin cpmiyeti bizzat dinamitiı kulağından çıkar. Onu bin defa yen büyük idealistler sivast ikti ikbale cıkannız. bin defs idbare dan eilerine alamıyorlar da, on'.ann düsürünüz: ikbaldek idbare. idbarfikirlerini meşale gibi ellerinde tu daki de i';hqle lâf anlatamıyacaktanlfr iktidara geçebiliyorlar? Bu tır. Çünkü. bu bir ictîrraî sehvptnu, idealistlerin aksiyon adamı ol tir. Daha köHisü. ferdi şehveti hamahklarım sövliyerek cevablandım etmek su'etile izale etm"k dırmak da güçtür. Çünkü. Eflâtun mürr.kündür ama, içtimaî şehveti gibi bizzat aksiyona kanşmış dühariım etmeğe de imkân yoktur. Na sünürler de vardır. Fakat, tecrüpoleon iki defa çıktı ve iki defa belprinde muvaff • k olamamışlardüstü. Fakat menfsdakı Napol^n'la dr.İnsiliz cemiyet filozoflarından bir çoğu politikaya karıs.mışlardır; ikbaldeki Napoleon bir türlü vüzve fikirleri. İng'liz demokrasisinde yÜ7e' ve iciçe gelempdi. bir nevi rebber haline gelmiştir. Ama, tarih sahnesinde onların hiç birini ön plânda görmüyoruz. İdealizm. aksivona hız veren fikir kuvvetidir. Fakat, bu fıkir kuvveti büyük i"'e=Ii.«tlerin elinde aynı zaman da bir ahlâk kuvvetidir. Onlar, ideallerinin gerçeklesmpsini ahlâkın bir başansı olarak düsünürler. Kalhuki başarı iman konu^u degil, zekâ konusudur. Ancak zekâdır ki basarımn sartlarmı ar?ştırır. Btsa'nm şart'anm arastıran zelıâ ic n iman, ahlâk ve idea] gave de| i ! vasıtadır. Gavo olan y=lnız ve yslnız iktdardır. Halbuki, ideali,*ler için iktidar sartpre cpmivpte (;«"tirpık itfpriVİPri yeni ahlâk'n ve yeni b r j?aöptin Eerçeklpjme sahasıdır. Bu hakımdan pol tikacımn ve hattâ ihtilâlcinin ide = lizmle münasebeti yoktur. Poütikacı demek, fktidaa ulaşmak ihtirasını taşıjan adam deTektir. Tevekkpli. Marhiavel, poHtikada fhlâkı düstur alanlfrla alay etmiyor... Ona göre, ahlâkî bir hayat yaşamak ıstivenler devlet ve politikanın semtine uâramamalHırlar. Politikacılann, idea listlere ?id bir takım tprimleri kullanm?!?n. or'a ın irUlist olmalannian deffil. sadeçe geniş halk kütlelorini tutabilmek için bu mefhurrılsrı favdMı bir âlet gibi dü«ünm<"Iorindenr'ir. ı ile idpali«t adamın bu farkı npreden eelivor? İdealist adamın ö'çüsü im=ndır ve hedefi: '•İçtimaî hayın. dır. Halbuki, pol'tikacının ölciifü ihtira=; ve he^»fi iktidsHr Bıi"îM için iktidar bir vasıta, ikincisi için gayedir. Bir çok kirrseler. siyasî iktidara erismeden önce iktirlarda olanları tenkid ederler Bu tenkid edişlerin de m'ihakkk ki samimîdirler. Fakat, aynı ikbal mevki ne cktıkları mman, vakti1e tenkid ettik'erini bizzat yapa'lar; ve bu sefer evvslce ke'idilcrinin yapmış ol^'ukları tenkide dii^man kesilirler. Ba2:ısr: bur= i':bal sıhoşhığu derr Irıriir. Nshi: Çok da m?ğıur oima kim meyhanei ikbâlde Biz hezıran mcsti mağıııııın hutrarın gormüşüz der. Derre='ne der ama, kendisi de avnı ik^al sarho«l'i6"na usr?=a bu • Cl Ml!l K İ \ E I » in Tefrikası: Uzun zaman, ikbldeki insanlann nasıl olup da adlarını ebedileştirecek böyle bir şan«tan faydalanmadıklarına şasardım! Ve bunu. onlarda ahlâkî bir eksiklik o l r a k görürdüm. Fatih gibi. Alpaslan veya Yavuz gibi ikbalin en yüksek zirve'inden kahir bir kuvvetle insanlara hukmeden büvük tarıhî «ah siyetler gozümün önüne gelir ve onlara hâkım olan ahlâkî duygu, SİVESÎ ihtirasın başka bir nev'i de olduğuna beni inandırırdı. İlme. fazilete ve bu fâni dünyada adlarını ebed leştirecpk büyük değerlere inanmış olan bu neviden insanların diçtimaî sehveti" yendiklerine dair | bir kanaat içıme yerleşmişti. Bunu. onların yaradılışlrındaki yüksek ] meziyetlere atfediyor ve idealizmin ıkbalde gerçekleşeceğini sanıyor ı dum. Hic süphe iz bu hükümdarlarda, iktidarlarmm hir nevi miras olmasının rolü büyüktür. Ama. hâriiselere biraz dikkatlice bakcak olursak. ikbal ve iktidar ihtirasının onlarda da en ar?ın şeklini görmek mümkün olur Sultan Selim, tahta kavuşmak iç n kardeşle ini. kar"eşlerihin çocuklrını bldürdü Fatih, Ç^ndarlı si^i büvük hir veziri, kfrd'5İne zaf<Vıer ve serefer kaZür.dırmış Mahmud Paşa gibi büvük bir Kumar>dan ve vaıdncıyı cözünü kırprıadan id?m etti. Onları kardeş ka'line kadar siırükliven bu ihtirrs. yenilmez bir içtimaî şohr! vet derıl e rev'ı? Ksnunî gibi büyük bir hü'ümf'ar. bizzat kendi ı r."hı Sph7»r!e ?Tı»>favı boğdurduKı?rc"=ı. â^i. bcî. hâkim veya mahkum bütün in'sniarda avnı iht'ras, avnı ir*Jr"pf ?chve* aiîînhğı gÖ7e carpmaktadır. O hr'.r'e. iHeal hükümdar. Ideal rievlet rcisi bir utopia'dır. Fakat, buna rrjmpn. tsrihte az çok bu tip n sercpkleştirini görüyoruz. Bu n?5'l ce"ce^lo=ır? Bunu. rivasî iktidann zirvp^inde otursn kimsenin oevrr=indeki insanların knliteleri tayin e d c . F" tib, i'l°miş olduiu bazı cinavetlerp raerren. adaleti percekleşt rmri? ca'.ı^ap biivük bir hükümdar. ü=tün vasıfta bir insan olmuş ve mefahirimiz arasında yer almışsa; bunun sebebini, daha fazla, kendisini çevreliyen muhitin ide?linde aramak lârımdır. Fatihin ve Yavu7nn cevresinde, diş ceçirem1yeceklevi kuvvetli bir muhit vardı; ilim muhiti, ordu muhiti ve nihayet devletin dirijanları olan idareci mu lıit... Bunlar, onlarm ihtiraslarını dizginliyen birer baraj vazifesini pöüvordu. Fatihin, Molla Güranîye, Ali Kusçuya saygiimın gerisinde bütün bir ilim âlemi ve bir fikir erkânı harb'yesi vardı. Sultan Selimin çadınna kur?un atsn ve Fatihi cülu« bahjişine icbar edon kuvvet, hükümdann ksr51 eel^büeceSi kuvvet değildi. Fatihin Istanbul muhasarpsındaki erkânı harbivesine dikkat edelim. Candarlının yanında Molla Gfiranl, Zagnos Ppşanın yanında Ak«pmseddn vardı. Bunlar, o çagdaki kuvvetlprln mtimessil^ri idi. Bir hükümdar için. bu .«edleri asmak Çaldıranı karsnmaktan. Mohaça \Tİrümekten daha güçtü. Bunlar avnı 7am?nda hız veren kuvvetlerdi. Za ten hız veren kuvvetler ltaat eHenler dejll. mukavemet edenlerdir. Çevreleri İman ve ideal sahibl insanlardan çevrildigi İçin onlar büyük hükümdar, büyük kumandan ve büvük insan oldular. Siyasl iktidarda ebediyete st sürmek ancak bununla mümkündür. Siyasf iktıdarın. bu azgın içtima! şehvetin onünde böyle bir mukavemet kuvveti ve hız mevcud değilse, tsayı Eetirseniz, Neron olur. : i | İÇTİMAİ ı 1 &rTTTnrırrtrntMtnııımraunHtfirmnırırprrnpu![iMimpiıuınııııııiMinrrmmTTTmniHmiuiîifinni![iııi[iııııi[iiiiıiMiııınıııııi[|[iııııi[iHii!nuı rtnnM'iınııımıııır (HiuııııııııııiüiııııııııuuuıuuınınınmınıntmııımıııuııııııııııııııınıııııııiM MI BAHİSLER j sunı CUMHURtTET BEŞ »A Elmas Nasıl Yapıldı ? de edilmişti Dünyada elmas satış larının hemen hemen yüzde 95 ini kontrol etmekte olan (De Beers) firması bir ara iflâs tehlikesile karşı karşıya kaldığmdan şüp heleim ş. paniğe uğramıstı. Buna mukabil, sun'î e'ması nihsvpt vapm?5a muvaffak olduğu nu ilân eden Gereral Electric'in tabvlleri de yükselmeye başla = | S = = = İ = |[ İ = 3 = 5 3 = g 1 = =. = = MIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIimiMllllimilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll! llllllllllllllltlllllllll ll!llllllllinilllllllllllMIII!!l11!lll''llll!IIMIIIIIIItlllllll'MIIIM!HllllllllllllHIIIIIIIIIIMIIIIIIIintllMIIIIII!llllinillMIIIMIIIinnmr!i Dünva elmas piya^asmı kontrol ptmekte olan şebpkeler. bazı ibm ad;.mlar'nm sun'i elmpsı temin ; ic n cali'stıklarından h=bprdar bulupuyor'ardı. Fakat. bıınUı. bu kac'ar çabuk hedefe varılacaâını da ummam"=lardt. : B rlp«k Anerikanın en büvük elpktr'k ve kimva kumnrnvaların Fransız kimyageri Moıssan, asrın başında yukandaki re | dsn biri olan Geneal Electrir'in Ha"vard ünıversitesi profesörie simde göruen lâboratuar fırını ile sun'î elmas yapmağa te 3 ğ rnHpn B. idsprnan'm savreti ile şebbüs etmış, fakat muvaffak olamamıştı. hazıviad'jı muszzsm pres mak. İşte Profesör Bridseman, 1000 [ le soyliyebiliriz ki, önümüzdeki | nesi hedefe süıatle varılmasını te tonluk hidrolik presi ile bu sıcağı I beş »ene içinde sun'i elmaslan is 3 rpin etmistir. ve baskıyı elde etmeğe muvaffak tenılen büyüklükte ve renkt* ve | daha ucuza temin edeceğn. AnProfesör Bndseman yirmi se olmuştur. nplenberi, 1000 tonluk bır hidroProfe?ör tarafından General E cak cehennemde raatlanan bir sıMeshur tabii clmEslar. 47 Rcjan: 48 Sansl: 49 Kohinor; l'k prp>= ha7'il?mak için çalış'vor lectrıc lâboratuarlarında hazırla cağı husule getiren dev hidrolik : 50 Hope mavi elma?ı; 51 Güney yıldızı; 52 Büyuk Moşol; dn Bö\le b r presle sun'i elması nan hidrolik presin pistonu 2,700 ' pres ile bu hedefe varacağız. 1960 3 yappraeına da inanıvordu. Nih^> \ derece ısı vermekte ve bir baş senesini bekleyiniz.> 53 Kutub yıldızı: 51 Orlo\ : 55 Toskane grandukü; 56 Paşa; [ Birleşik Amerika ganayıi t u 2 57 Şah; 58 Nasak: 5S Imparatoriçe Ojeni; 60 Dresden elma vet bu pres VRDilnvş ve bununla, pa:mak tırnağı kadar olan hazancak toprak sa'hının 400 000 met neve girmektedir. Grafit ile bazı yeni keşifle son derece alâkalan 3 sı; 61 Stewart; 62 Jubile. re derinlıklerinde rastla.iHlcvck eizlı maddelerin yerleştirildiği bu raıştır. Bu sanayil hemen hemen a « 1960 senesinden evvel ce sini sajlıyacaktır. ba<;kı kudretı tcmın edılebilmiş hazne hem presin baskısına v e her sene fabrika ve lâboratuar ih 3 henr.eme ulasmış olacaâız!» tır hem de bu cehennemî sıcağa ta tiyaclan için Belçik Kongosundan 3 Bir ılım adnrru tarafından söyHemen hemen 200 senedenberi hammul etmektedir. Profesörün 18 mılyon Türk liralık elmaj it 3 Bu haber duyulur duvumaz, lenen bu sözler gazetecıleri hay bütün dünyanın telgrafhanelerin sun'î elmas yaprr.ava çalısmı? o ı yarattığl mucize de budur diyor hal etoektedir. 1 retler içinde bırakmıştı. Bu ga de büyük bir faaliyet gnze çarp lan ilim adamlan bilha?ra son za lar! General Electric kumpanyasuun 3 zeteciler, çok muhim bir keşif mış, NewYork ile Londra, Lon manlara kadar çu klâs k tecrübeidarecileri, sun'î elması geni? 61 i *** hakkmda kendılerine malumat ve ' dra ıle Anvers ve Rotterdam; Rot vi vapmulardı: Kavnama ha'inde çüde ve tabi! elmastan daha ucu 3 Profesör Bridgeman ve muavini za elde ettikleri takdirde muaı 3 rilmek için NewYorkta General terdam ;le Kimberley arasmda bulunan demir mayii içine erafiti Electric lâboratuarlanna davet e gizli mesajlar teati olunmuş. şif yerleştirmek ve bunu süratle so Dr Nerad'm yardımı ile bu hid zam kârlar saglıyacaklanru gör 3 rolık preste elde edilen ilk sun'î mektedirler. dilmişlerdi! 1960 yılmdan evvel reler gönderilmişti. 3 ğutmak! elmaslar hakkmda ilgililer şu taf Bu vaziyet karşısında tab : ' 1 = vehennemde olacağız diye söze Bütün elmas piyasasını muazGeçen asnn sonlannda Franbaçlıyarak konuşan Dr. Nerad on zam bir panik havası kaplamıştı. sız kimvaaı»ri Moisgan hu ?istem silâtı açıklamaktadırlar: mas pıvasalannı kontrol etmekte = lara ju ıfşaatı yapmıştı: < Elde ett'ğimiz ilk sunt el olanlar ne yapacaklardır? Ameri 3 Bilhassa Güney Afrikanın elmas üzer:nde bilhajsa durmus. fakat t insan oğlunun asırlardan başkcr.ti olan Kimberley'de en değer verilmivecek kadar küçtk maslar beyaz, mavi. san ve siyah kan eazetelerine bakılacak olur = beri ulaşmak istediği bır hedefe dşeli bir hava süratle yayılmış, ve kirli sun'î elmas parçalan te renklerdedir. Bunlardan en bü sa, sun'! elmasın yapıld'îına dair 3 nihayeî vardık, sun'i elması yap NewYorka telçraf üzerine tel min etmisti. Bu s.ekilde esas he yüğünün boyu iki milimetredir. ilk haberlerin yayılması üzerine B nıava muvaffak olduk!» graf çekilerek büyük keşif hak defe vanlamıyacağı da anlaşıl Bu sun'i elmas 0,2 kırattır. Fakat bu çe^Teleri kaplavan panik ha = Bunun, cehennemle alâkası ney kmda tafsilât istenmişti. Aynı za mıstı. bunlar bi?" n?hahya mal olmuş vası henüz dafılmamıstlr ve bun = di? Gazeteciler sonradan öğren manda Belçika Kongosu ile Güİlim adamlan. arıc'k cphennp tur. îlk sun i elmaslar, normal el lar, ne yapacaklannı düşünmek mişlerdir ki ancak ceheniemi bir ney Afrika elmas tahvilleri tomar mi bir sıcak elde edildigi tak maslardan iki misli daha pahahya için elzem sükunete henüz = sıcak sun'i elmasın bol miktarda lar halinde satışa arzedilmış. cid d rde sun'î el"ias vamlab;leceği gelm'stir. Fakat elde ettiŞimiz ne kavuçamamışlardır. ve istenildiği şekılde elde edilme dî bir fiat düşüklüğü de müşahe hususunda mutabık kalmışlardı. tice!ı=re Hami S. = ?unu kat'iyet Mesleğe yöneltiei deneme okulları tkl göndenmerl |ehrimİ7de bulunsn tanınmıı rehberllk mutohsMijlsrırnian Meyering. dün 8aat 9 da Maarif Müdürhıjıine giderek Müdür muavinlerlnden Ctlâl Knktun». Gündü? Akbiyık ve dlier llgililerle bir toplantı yapmntır. Toplantıda miitehas:ısın sehrlmtı olrullarınd» yapacaftı çılıjmıUrın proframı teshlt ediimljtlr. MUtehauıs bjleden aonrı EjHHm Knirltüsünde tetkiklerde bulunmuj ve Atatürk Kız Li«es1nde Rehb*rl!k mevruunda tertlb erfilpn tnplantıya sHmijtir. Buradskl konujmalar, Atatürk Kız Usesinin önümüzdeki iene bir deneme okulu hallne getirllmesl esasları üzerlnde olmujtur. BilindiSi Elbl profesBriln Adanı. }ımir. Ankara ve »ehrimlzdekl Incelemeler! netlcesinde harırladıjı rspor üzerlne bu J»hlrlerlmİ7.de blrer okul. mes1»Se y«neltld d'eneme okulu jekline »okulacaktır. MUtehasîH 2« çubat cumartesi eünü Ankaraya giderek Vekilete raporunu verecektir. L DUNYA HÂVİSELERİ Günün adamı Ingîltere cellâdımtı tazelenmesine vesile olduğu hatıralar İBir Bekârın SEVGİLİLERİ 0m Yazan: MAl'KICE DRKORKA i ki çok seşahat etmışsiniz, deoı. davetimı kabul ederse nız nadım olmazsınız. Sonra daha vavaş sesle ilâve etti: Sizi onunla tamştıracağım. Kimmle? Onvınla. O k.m? Görursünüz. Ihtıyar Sıgulet, meraKimı tahrik etmişti. Saat dokuzda geleceğımi söyiedim Peki. dedi. Madam Vigondre un evinn bırinci katmda oruruyonım Doğruca vukarı çakarsınız. Onu rahat^iz etmece hacet yok. Çe nesi düşuğün bıridir. * * * O akşam, saat dokuzda, Amandme tey7«len, Çhrıstıne'den ve Renauddan müsaade aldım. Kasa bada mösyö Sigulet ile tanıştığımı Renaud'ya soylemiştim. Güldü: Ha, şu civar ç:ftçileri korku ( tdam cezasınm kaldırılması le belediye bütçesine b.r zararlan da mış, bazı şehirlerde kend.lerine az menzilhanelerde atların koşuimısı bir maaş bağlanmıştır. işile tek bir 'uşak meşgul olmuş h:nde olan bir teküfin Avam Ka dokunmazdı. ettiğimii gibi Bu durumu uzun uzun Izah e ve yanındakiler aralarnda lâtınce marasında müzakeresi vesilesile İnYukarıda işaret giliz gazeteleri, İngiltere cellâdının bunların asıl vazifelerinı y^ptık den tanmmış Fransız t^rihçisi Le konuşmuşlardır. Tahm:nen iki gün akıbeti hakkında uzun uzadıya neş ları hemen hemen hiç görülmez, notre, bir tarihte Temps gazete iki gece devam eden yolculuk esbile riyatta bulunmuşlardır. Teklif ka dinî bazı merasım esnasında lah sinde çıkan bir yazısında, < hattâ nasmda Meuges'in bir kere bu1 edildiği takdirde «yüksek e tadan yapılmış heykpller dlşında bir tanesi meslegini hususî bir su ar=badan inmesine izin verilmemirlerin icra memuru» unvanım canlı insan idam ettiklerine pek rette, kendi heeabına ifa etmek mistir. fırsatını ele geçirmiştir» dıyerek aNihayet gidecekleri yere vâsıl t5»yan bu adamın işsiz mi kala sevrek rastlanırdı. Ne ile geçinırlerdi? Kesilen hay şağıda hulâsaten naklettiğimiz şu oîup da gözlerindeki bağ kaldırılcağı meselesı münakaşa konusu dığı zaman Meuges kendisini taolmu? ise de nihayet teklif Kabul vanları yüzmek, hâlâ çukurlarıru hikâveyi anlatır: ı<Bu macera Alsas villyetine bağlı mamıle siyah renkte dösenmis bir edılmediğinden sayın cellâd, ken temizlemek, pazarlarda inzibatı tedısine başka bir iş aramak meebu min etmek gibi işlerin bunlara yap ve Palatinat hududuna yakm bir odada bulrruş ve orada üç dört saYosrıırt ve ppynircilrr Aün rıyeti karşısmda bırakılmam.ştır tırılması âdet olrruîtu. Bunlar lan kasaba olan Landau'da cel'âdın ba at bekletilmi?Hr. Bundan sonra birİtalyan diş doktorunun bazı şından geçmiştır. Bu cellâdın adı hkte yolculuk ettiği iki şahsi ysnkongrelerini yaptılar Gazetelerde çıkan yazılsrdan an başka orta çağdan kalma konferansı Uşıldığına göre bütün İngiltere için h?kları vaıdı: Meselâ «pezarlar Jerftme Meuges idi ve 1776 yılında larmda yüzü bir krep ile örtülü tstanhul Yoğurt Peynlr. Tu7.*U7 TereSehrlmlzde bulunan İtalyanın tanın bır tek cellâd bulunmaktadır. Bü daki meyva veya hububat enîi aşağı yukarı kırk beş yaşına var olan ve esasen üstünde bir gömya? Âmil ve Bayilerl Dprnegi &ün yıl mi| dl» mütehassısı Dr. Campanyotl lerinden bir avuca sığabilecek ka mıs bulunuvordu. lek ile bir kilo+'an başka bir ellık knnereiinl yapmi}(ır. Pılıppo. dün »aat 12 de Cacaloğlundakl tür bir ülke için tek cellâdla ik«Bu vılm sonbaharında Meuges Kasabalarda e bulunrruyan bir adam ile Knnrrede. Beleıiiye tarafından beyaz Diş Tabibleri Cemiyetinde bir konferanj t f edilmesi usulü nisbeten •"em darını» alabilirlerdi. ; ve kasar peynirlere kon\ılan narhın a7 vermiîtir. olup vaktıle cellâd «ayısı böyle a7 belki bir şey tutmıyan bu hak bü bir kaç gün ortadan kavbolmuşttı birl kte odaya girmişlerdir. Siy>hIıîı be"rt'lm!j hıı hu«u«ta hiıkumot vük seb li^rde epev sc'ir ^oHrırdı Dönüsünde ya kendisinin geveze lar giyinmiş maskeli iki papaz on«M'iteharrlk prote7İerde lftlnad dhne7dınde yapılan tesebbıısler «nlatıl lert» adı altındakl knnferans, jehrimf? riepildi. Bilhas=a 1789 Fransız buParis cellâHı, y=!nız basına her i İKinden veyahud LanHau halkınm ları t=kib etmekte idi. mntır de diş tabiblerl tarafından aîâka İle vük ihtilâlinden evvel aarb meaı«Bu adamlar odaya girince, o Bir uvp. tenekc dprhSı dolavısile tk takıb edılmistır D15 hekimlerimı?'n be leketlerinde hemen her şehir ve pa?arı dolaşamıvacağmdan bu ış dedikodu vesilesi olabilecek konuIıvri ve Tıcaret Vekaletine yapı'an mıt lırtfıiŞ'ne gore bu tio çshçmalar henuz ka^abanm hususî ceîlâdı vardı. için ayrı adamlir kullanır ve l u n ları keşfetm^k hususun^aki emsal zamana kadar bir kösede b.rakıl•ncsatm bir an onre netıcelendinlme»! memleke'inn7de yapılamam=ktadır. siz mahareti vüzünden, cellâdm, bir mış olan Meuges'e kılıcım çekeıcıp hareke'e g**çilrnesıni İ5temiş. geİş o kadar yok muydu? Havır, dan 60 000 lira vsridat cMe ederdi idam hükmünü eizlice infaz etmiş rek yüzü krep ile örtülü adamın 115 tarihinde hükı'r et bu vergivi TOFTAK »*II» Ttlt , cen 5fne 90 95 kuruşa satılan yoğtırt fakat her nedense biraz büvükçe Gnl. Van Fleet gitti olduğu söylentsi etr?fa yayılmıç başını kesme;i emredilmiş, fakat ksranavalarının bu yıl 150 170 kukaldırınc" cel'âd'irın işi bozıılmuçGOZEN MÜESSESESI bir kasaba, kendisine mahsus " e ' ve söylentiyi duvan L?ndau savcısı bu hususta hiç bir hüküm go=terilrıı«a çıktı6ını snylemiştlr Pe\ nir tey B!rlesm'? Mille'İTİn Koredekl e«k' COMLLK , * I I R I > * T CUPOİU tür. Bazı yerlerde senelerdenberi nnicpleri de 130 150 k'iruşs satıhrken knmutanlarından emekli General Van lâdı olmadıkça şerefinden düştüğüdaire=inde mem ştir. Böyle bir şey istemek "00 t vııkjeimiş ve bu yuzden peynır F'.eet, dün sabah uçakla Ta^hrana mü nü sanırdı. Hem bu adamlars n'jn terkedilrpış bazı ve giler ycniden trafından, «orguva çekmece mahkeme zabıt cellâr'ın d akl'na ^e'mem:ti zaf'?tları Rrtmıştır. konarsk varidatı bunlara bırî.cıl kâtibi memur edilrriştir. tazam bir maaş verilmediâ'nden, te\ eccihen çehrınr?den ayrılmıstır. ten. İfade=ıne göre esasen mah«1777 ser.esi nisanının yedinci kum «mütevekkil ve ölume razı» 4 Ne münasebet? Meçhulü in nanm gerisinde kalan şeylerin he sürü meselelerden bahsetti Bütün sünü soreuu yapılan MeuSes, ön görünüvordu. Velha;ıl Meures kıtevil bu mesEİeierı esaslı oiarak cıliyor l^e tevıl v"luna sapmış ise de biraz hctm çekmış ve diz üstüne gelmiş' kjr etmıyorum. Meçhulü dersem, yeti mecmuasıdır. r) u ^ıkıstınlınra ber çevi açıkça söv bulunan adamın başını bir vurusyani, biçare mahdut ilmimizin he Bence insan. bir cam kavonoGece yansmdan biraz evvel. 'emiştir. Cellâdın ifadssine göre, ta gövdeJen ayırmıştır. Bu iş onüz izahı imkânını bıze vermediği zun altına kapatılmış bir sıvri simösyö S.gulet. yelegınin oebir.dn 2 e ı ? e n sonhahaHa evine selen bir lup bittikten sonra cellâda üc altm şeyleri! Bakm. henüz diyorum. nektır. Bu kavanozun içini iyi kö Ha! Pek âlâ... Yürejim rahat tü dolaşır, görür, fakat camdan ci ıri "bir gumııs =aat ç;kard> ONUN [ l^öylünün Daumühl deeirmenindp ürret verilmiş ve kendisini ?etiren k i e vin haceı iki b beyin kendisini beklediklerini iki ad^m ile b rlikte tek a araetti. Bu akşam, beni fıkri sabıtle dann öte tarahnda neler olup bit artık neredejse geleceğmi b • a bir.dırilerek 3 ola çıkarılmış«övlemesi üzerine sözü gecen rine merhameten üei eösterilen ih tiğini merak eder. Basit rııMu ol?r verdi. airm°re sitm : ş vp ora^a hiç t=nı tır. tiyar bir kaçık telakki etmemek lar, bu cam cıdarın öte tarafına bır madısı iki kimse ile karsılaşmıstır «Dörüş sidiş volucıılu§upun aynı •utfunda bulunun... tann yerleştırirler, herşeyi bununKasa^Tnın kulesındcki «aat on S0 va^lgr'nra kad=r o lan bu adarr olmvştur. Gözlerı b^elanan M°u?es Sızi temin ederim, mösyö Si la izah ederler. yani hiç bir şeyi ıkıyı çaldı. Ev sahıbi. tepe cam.nı lar. ken^iini eön'ir eörm=z. sanki gene nere^rden gectıklerini öğrenÇeviren: HAMUlI VAROGLLI gulet, ben müstehzı bir seyirci de ızah edemezler Şüphecüer. camın tamamke açtı, bir koltuga otuı lu <ok ba<ıit bir «evden bahserivclar rreğp merak etıremiş, iki arkadaş ğil, iyi niyet sahıbi bir mısafırim öte yanına tam bır yokluk koyar Bedri tam halirı?kı ay, verde be mıs eibi. hHikfe Almany^ya ge gene lâtınce konusmu?rur. Neustan muzip! dedi. Edgard Poe'ya bi nin yüksek ağaçları arasmdan gök Mükemmel. Gece yarısmdan lar, bu vok'ıık hiç bir şeye »ekabü! yaz bir müîtrtil çi/ı\T,du. Biı *e ° tadt'da ârıvet aldıkları kılıc geri le ilham verebilecek hikâyeleri var vuzu gorüluyordu. Dekor, Villiers c evvel gitmezseniz. size sabrınızı mü etmez, yani herşeye teksbül eder. Fatı hâ'^ı^es'nı hararetle münık şa ını tpklif etmi^lördir. M'^U^P': kı vpnicikten sonra n hayet bir gece dır. Korkanm sizi adam akılh traş de L'İsle d'Adam'ın esrarengız mac?!lâd; altı gün evvpl arab^va bin' kâfatlandıracak bır şey seyrettire Ben azizim. aklım ermeğe başladı etmekte idık ki, mösyö Siguiet, dö edecektir. sal.arını hatıra getıriyordu.., Mös ceğim. Onu göreceksiniz. ğı tarihten beri bu meselelerle zi nüp arkama bakmamı söy'cdi. Te 'emis i^e de bunlar hic bir ehem miş ol'i'Su yee. D umvhl d«5irSatodan çıktım kasabaya doğru yö Sigulet'ye bunu söyiedim: hin yorar, dururum. Binaenaley'n, ps camına oaktım, Or.un nihayet "niveti olm=dıŞını ve yol üstünrip mer.ine bırakılmıst'r. Ad=rrc^âız, Kimi? indım. Şahane bır mehtab, damları ne zaman cam kazanozun öte tara \ gelmiş olduğunu hayro;!c goıiiım | '"lunan N=ıı«tpdt kassb^sı cellâ bundan baska hiç bir rey bı'mi Bu tavan arasının bir köşesin Şimdılik fazla bir şey söyleaydınlatıyordu, kilisenüı çan kule r de, eskı zaman falcılarıle sımyager T>?yeceğım. Bir yudum konyak fına bir goz atmak fırsatını bulur i Mosyo Sigulet nuı O dedığı, bır d'n>n kıli"mı bir k=ç saat ^cin â i vordu ve paei öcrprrn^V icin u^sini, yıldızlan tehd:d eden parlak sam, memnun olurum. Ama sadece vet nlarak alabileceği cevabını ver r?;mami3ü da! Akılh bir adam I oaykuştu ] bir iğneye benzetıyordu. Evin sar lerine has imbıkler, kurbağa kuru ıçer misıniz? cMu5u'"rİ5n bövle eheTırni'';t=i7 bir müşahede ederim, hiç bir netice sak merdıven.nden. ayak seslerimi ları, bir iskeletın kuru kafasında Memnuniyetle. çıkarmam hiç bir hüküm vermem I Güniltüsüzce tepe camının kena | < Bunun üıer're bir ksç ad:m ö 15 iç:n üç altın ve>ecek kadar ze'iduyurmamağa çalışarak tırman tüneyen karga gibi şeyler gormedi Örümcek ağlarile örtülü, tozlu Size birisi. «Hudutsuz derecede K 1 ıına konmuş, testekerlek ^oztı ıle •ede durmakta olan ar=bav= üçü de gin olan k mselerle ahbaplık etÜ ğime şaşıyorum, dedım. dım. mösyö S.gulet'nin kapısını bizi seyredıyordu Baykusun g^z"rekten hiç bır z^rar gelmiyeceğibır dolaptan eski bır şışe çıkardı, çükten daha küçük ne vardır?» binerpk volı e'Vr""l;>rd'r N="j^t3 vurdum. Bu mevzuda alay ettiğime hata nana nefis bir konyak ıkram etti. 1 leri kırrmzı oldujunu göıünce hay =phrine uğranarak cellâdın kılıcı a ne kani bulunuvordu. Yahut «Hudutsuz derece oüyüeün Ihtiyar. pıposu ağzında, beni otur işLemiş olduğumu anladım. Mösyö Kadehlerimizi tokuştururken: ölçüsü nerede durur?» gibi bir su retim arttı. "Gerçekten bir zarar da selmelındıktan sonra hâdisesiz devam eduğu loş çatı katına aldı. Meskeni. Sigulet bana yan yan baktı. Kemik Sihhatine, dedi. al sorsa ne cevap verirsiniz? Ama, Bu fosfor gözlü hayvanlardan,daha den volculu&un ne kadar sürdüöü di. Meuges, kendisini tamamen lâbir sürü hırdavatla dolu genış bir li elini beyaz saçlarının yığını ara Kimin sihhatine? durun, başımızı döndürmeyelim de evvel de görmüştüm. Gözlerinin ve nererlerden geçildiği hakkmda kayd bırakan bir azar isitmiş ve tavan arasıydı. Burada, iki yığın es sından geçirdi: Onun... üç buutlu dünyamızın minik mu rengı san yakutu veya aynü«şems Meuees hiç bir şey söyüyememiş on beş gün hapse mshkum edileki sandıklar arasmda bir karyola, Yaa! diye mukabele etti, siz rek bir eğlenceye gıder gibi key:f Ha, şu... Hüviyetini bana he ammalanna gelelim. denilen taşı andırırdı. Gariotir kı M. Çünkü arksdasları beride. iki harab komodin arasmda de onlardansınız, o miskin beş du nüz bildirmek istemediğiniz kimse bsŞlandığı ile gittiği hapishanede müddetini mösyö Sigulet'nin baykuşunun gcz gözlerine bir mendil bir masa ile güve yenikleri dolu yumuz vasıtasile fark edebildığimiz nin... doldurmuştur.» Aradan üç saat geçti. Çok çabuk I leri bır çift kırmızı yakuta bsnzı aibi esasen bu olavdan fazla bir koltuklar görülüyordu. Karyolanın şeylerin hududunu aşan herşeyle Lenötre, bu inamlmaz macerayı Sabırlı olun... Öbür dünyadan geçen bu üç saat zarfında, musyö hpvecan duymuşa benzemiyen celI yordu . tepesine, tavanda sallanan bir lâm alay eden mendebur şüphecilerden dimaglâd. etrafında olan biten şeylere n = klettikten sonra şu saürları da tezahurlar görmeğı merak eder ml Sigulet bana, fikirlerin ba, liyme liyme bir yorgana ölgün siniz, öyle mi? İnfraruju, ültraviMösyö Siguîet bana doğru eğil ve sövlenen sözlere hiç dikkat et ilâve eder: dan dimaga naklinden tutun da, te siniz? bir ışık serpiyordu. Beşik örtüsü yoleyi insan gözü farketmiyor diye <ıl835 te bir mecmua. eski evrak memişti'. Yalnız hftırında kaldılekineziye varıncaya kadar, son I iı, kulağıma fısıldadı. Müthiş surette. Çünki öbür dama açılmış tek pecereden. bahçe bu ışmları inkâr mı edivorsunuz? (Lutfen sahîfevi çeviriniz) (Arkası vari ?ıra pörr bir np^İT^en goriln1^ ^'P dünya, bilgileıimizi ö:ten parava derece müptelâsı olduğu belli bir I Bu Sahifcyi Saklayınız, 4t tIMHLKİVJLr,, Size Cildleyin Verecek