26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2» Arabk tstss ÎC Beynelmilel Portreier "Pakistan,, kurucusu Mohammed AIi Cinnah DOGUM YILDÖNÜMÜ MÜNASEBETİLE Geçen harbde tarihin en büyük kuntarı İngiltertnîn altıttları ile oynandı Parisin düşmesinden 17 gün alt kata Britanya hazinesini yiğsonra, yani 2 temmuz 1940 tarihıntie mEk için hszırlığa başlanıldı. GeceMontreal istasyonuna hususî bir yarısından sonra, trenden alınan tren giıiyordu. Kanada Bankası altınlar, bursya naklediidi. Hırsızhk olabileceği düşünülerek sekreteri David Mansur, treni Karlam; ğa gelen iki kişiden birıydi. duvarlara en ufak gürültüleri kay«Bahk» ismi altında İngiltereden dedecek kadar hassas makineler Duvarların çelikle gönderilen kutularm içind», bir yerleştirildi. memleketin suih veya harbde göze çevrilmesi icab ediyordu. Fakst alabileceği en büyük mali kumarın harb sırasında çelik nereden bulunetieesi olarak, Brıtanya hazinesiai nacaktı? Bu meselen:n de halledümesi umeydana getiren altınlar bulunuzun sürmedi. Kullanılmıyan bir deyordu. «Bahk)> lan getirmekle vazifeli miryolu, sökülerek, 870 rayla. altın İngiltere bankası tem=ilcisi ve Ü ların bulunduğu katın, etrafı ve taÇ yardımcısı vaziyeti Kanada Ban vanı çelik duvarla çevrildi. Bunu takib eden üç ay içerisinde, kası «ekreterine şu şekilde izah etyukarıda anlattığımız gibi, 36 tren ti: Herhangi b:r istilâ tehlikesini dolusu altm getirildi ve yerine yernazarl itibara alan hükumet baiıS lestrüdi. lan Kanîdaya taşımağa karar VÎI: Britanya hazinesi daima tehlike ile di. «Bahk» lann geri kalan kısmı da karşı karşıyaydı. Bir kere albnJar sigorta edilmemisti. Hem harb zayolda.. Fransanın düsmesinden iki hafta manında hangi şirket, milyarlarca önce, Churchill, kabineyi gizli bir iira kıymetfaıdekı altmlan sigortava içtimaa çağırarak, bu mühim ka yana^abilirdi ki? Fakat hazineyi tararı almıştı. İşn ehemmiyetine bı şıyan kruvazörler masraf rekorunu nsen, çok gizli tutulması gerekiycn kırdılar, Kanada D. Yollan, Hadu. Eğer. Almanlar İngiltereyi is iifaks limanmdan Montreal'a kadar tilâya muvaffak oiurlarşa, İngiiizler 3 milyon T. L. aldl. harbe Kanadadan devam edecekNakledilen hazinenin içmde tarılerdi Bu plân dahilinde, hazinenin hî paralar da bulunuyordu. MuhteKanadaya nakli aygun gorülmüş'.ü lif memlektlere aid olan h j paraH;zine, Okyanusu geçmek »urf lar, 50 000 torbaya dolİMrulmustu. tile Kan.daya varacaktı. Almanla Napolyon sikkeleri, üzerinde Louis rın hazineyi yolda ele geçirmeleri, XIV ve XV'ın profillerini havi pabir çok tehlikelerimien başka, Uıgı ralar v.s. lizlerin moralini bozmak bakımınHazinenin muhafazasile 120 ç'edan çok mühimdi. Ada!arınm istilâ man ve bankacı vazifeljn.T.rürr.işti tehlkesi altında bulunduğunu öğ Ekserisini eski bankacıların *eşkil renen halk da, mücadele, şevk ve | ettiği bu ekip, heyet nalinde kutukudreti kalmıyabilirdi. ları açıyor ve içnden çıkan'an tasBriUnya hazincsi, çok tehliketi uif ediyordu. Büro haline getirlen bir yolculuğa haz:rlaruyordu. Çün üçüncü kata tek bir asansör rtkıkü, son ay içerinnde okyanusta ba yordu. Memurlar giriş ve çıkışlatırılan müttefik gerr.ilerinin sayısl nnda kontroldan geçiriliy.irlardı57 idi. Harbin devami müddetince. haziAltınlarln ilk kısmını, Emerald ne Kanadada kaldı. Üç ay içer.s'.nkruvazörünün götürmesi kararlaştı de, Kanadaya taşınan altın'.arm rierıldı. 24 haziran sab hı İskoçyada?ı ğeri, 6.500.000.000 T. L. (•ivnrıııöay SKY\İI YT MEKTVBLARI (HHİillllUüllllinilllllliilllHIHU!!! Yazan: Zafer Hasaıt Ayberk Yüz elli senelik bir esaretten do lâyı benliğini kaybetmiş, tarihini unutmuş ve kurtuluşundan hemen hemen meyus bulunan bir milletin tekrar istiklâle kavıigup milîetle.' camiasında bir daha y«r slaeagmı kım tasavvur edebilirdi? Hindistan halkı İngiliz hakimiyetinden kurtulsa bile Hind mü?lümanlarırun kendilerine has bir yurd kurabileceklerine, ayrı bir devleie sahib olacaklarına kim imnabilirdi? İmkânsız görünen bu keyfiyet bundan sekiz serıe evvel gerçekleşmiş, İngilizler Hind yarımadasml terke mecbur kalmış ve Hind müslümanları Pakistsn adile kendilerine hâs bir vatan kazanmağa muvafffk olmuşlardır. Bir mucizeyi andıran bu j olay yeimi.» dokuz sene evvel bugünlerde dünyaya gelmiş ol«n ve j «Siyasi mücadelemde yenilgjyi *sla kabul etmiyecefcim» diyen Mohammed Ali Cinnahın yorulm?k btlmiy«n mesaisi ve Hind müslümanlarının azmi sayesinde mümkün olmuştur. Mohammed Ali Cinnah dünyaya gelmeden çok önce, tüccaf olan babasl Gücerat şehrinden hicret ederek o zaman küçük bir balıkçı limanı olan Kareşide yerleşmişti. Cinnah 1876 da bu şehrin Newham caddesinde bulunan mütevazı bir evde doğmuştu. 1954 senesinde Cinnahın sağ olan akraba ve ahpabları ile görüşerek, Cinnahın okuduğu mekteblerdeki v« çahştığı dairelerdeki kayıdları inceleyerek «Pakistanın yaratıcısı Cinnah» adilf bir kitab yazan İngiliz muharrirlerinien Hector BoMehmed AJİ Cinnah letho'ın eserinden Cinnahın hayabulunan zengin bir Bombayh ha rayınca Muhammed Ali Cıruvb tuıa aid aşağıdaki hulâsaları alıyonım da: Gandi'den ayrılarak yainız Müslüruz: «Cinnah çok yakışıkU bir <enc man Birliği parüsınde çahşmağa Muharrir, Cinnahın eski bir mek di. Daima kendisinden emin görübaşiamış ise de gene de HinJu'.aria t#b arkadaşl olan ve şimdi seksen nürdü. Arkadaşları kendisinin kiMüslümanlar arasınd.ki •hti'âf'arı y»|mda bulunan Nancı Caferden, birli olduğunu söylerlerse de, hiç haüetmekten vazgeçmemişti. HinCinnah'ın daha küçük yaşts iken oyle distana muhtariyet vermek meseletemizliğe, ve yeniliğe meraklı. yükCinnah 1918 de Bombcyın en gü s i n i görüşmek üzere 1930 da İngiiiz selmeğe hevesli olduğunu öğrendiğini ve Nancı Caferin kendisine şu zel kızı ile evlenmiş, eşi ile bırlikte shükumetit i Londrada muhtelif Hind i asî P a r Hderlerlie yuvarlak mavâkayı da anlattliını yazmaktadır: Bombayın en mutena mahallesinde | 5 ' sa konferansı akdetmişti. Bu konfe(Ben bir gün Karaşi'de sokakta oturmuş, İngiltere ve Fransada ya rartst* Hindularla Müslümanlar azıpzıp oynarken o zam;n daha on şamıştı. Yainız bir kızları olmuş ve rasındaki münasebet ve Hindistandört yaşında olan Cinnah bana, eşi genc yaşında veremden vefat da İngiliz idarcsinin alacağı şekil «Toz toprakta zıpzıp oynam». etmiıtir. Cinnah bundan sonra siya görüşülmüş idi. Burada Hinduların, üstbaşın berbad oluyor, ellerin si mesguliyetleri yüzünden bir d, Mü lümpn liderlerinin taleblerir.e kirleniyor, gel çirr.en üstünde ayak ha „ evlenememi$ti. . , ... , , , jkarsı takındığı tavırdan konferansa ta durarak kriket oynayalım... deMohammed Ali Cinnah daha 32!,,.. ... , ,, , • yaşmda iken Hind parlarrentosuna iştirak pden Pakistanm meşhur fimisti.) Muslum: nların murahhası olarak Cinnsh'ın Karafi'de okuduğu İs üye seçiimiş ve müteakıb bütün lozof şairi Dr. Mohammed İkbal, lâm lisesinin kapısının üzerinde şu seçimlerde de kazanarak 35 sene Müslümanların ancak Hindulardan hemen hemen fasılasız olarak Hind ayrı olarak ve kendilerine hâs bir vecize yazılıdır: «Öğrenmek için buraya gir, mem Teşriî Meclisinde Vrtandaşlarmın devlet kurmak suretile kendi varmuhtelif davalarlnı müdafaa etmiş lıkİDrını koruyabileceklerine kail ol lekete hizmet için buradan çık.» muvaffakıyrtîe muş ve bu işi ancak Mohammed Bu vecize Cinnah'ın bütün ha ti. Teklif ettigi ve yatı boyunca, kendisı için bir reh parlatrentndan eecirdiği ilk kaniîr» Ali Cinnahın yapacağına inannı.şb«r ve mürşid vazifesini görmüş tasarısı Müslüman vakıflar ida tı. resini Müslümanlara devreden katür. Mohammed Ali Cinnah da bu sıCinnah'ın bir akrabası olan ve bu nun olmuştur. Bundan sonra •'« ralarda Hindularla Müslümanların sene vefat eden Fatma Bay d* aldığı dava da mecburî ve mer:* birbirile anlasarak müstkil ve bırnî ilk tahsi! davası idi. Fakat o za îeşik bir Hind hükumeti kuraMleHector Bolitho'ya şöyle demiştir: (Cinnah lisede iken geç vakte manki Hind Teşriî mccliîi tam s^ ceklerinden ümidini kesmiş ve Hinkadar ve herkes yattıktan sonra da lâhiyete malik olnvadığı için İngi distan siyasetinden uz^klaşmak ühi okurdu Bir defa ben kendisine: !iz Hind hükumeti p^rasiihsı ''eri zere İngiltereye çekilmişti. înçil «Hasta olursun, kendini bu ka sürerek bu bıısusta Cinnah';n mfc terede iken Cinnah Atatürk hakdar harab etme» dediğim z;man lise siınduğu kanun tasarısını rerî kında ingilizce yazılmış bir eser oCinnah bana, «Ama biliyorsunuz detmişti. kumuştu O zaman tatilini geçirmeki eğer bu şekilde çahşmıyacak oHind müslümanlannın siyasi hak ğe yamna gelmiş olan kızınt bu kilursam hayatta hiç bir şey ola larını korumak için 1906 6u kuru tabı okurnasını bilhassa taviye ile mam» demişti). lan ve Pakistanın vücud bulnıarına hemen hemen heraün krndisine ACinnah on altı yajında İken lis« önâyak ol.n Hind Müslüman Plr tatürkten b»h*eder ve Türkiyçnin yi bitirmiş ve bsbası tarafından liği adındaki siyasi parti. mtisterek kurtarıciâlna karşı hayranlığını rfahukuk tahsili için İngilt«reye gön bir Hindistan taraftarı olan ve daha de edcrdi. derilml^ti, Cinnah bövlece çok genc sonraları da Hindulsr arasındr bi e 1933 te Müâlüman Birliği partisiyaşında Batı medeniyetinin tesiri »HinduMüslüman Birliâi Peygaın nin mümessiü olan ve bundan sonaltında kaldığından mefkuresi, beri» unvcinı ile anılan Mohammed ra P; kistanın kurulmasında Moemelleri ve zevkleri hep bunun Ali Cinnaha bidayette pek cazio haınmeö Ali Cinaah'ın en büyük mahsulü idi. gelmeırişti. Cinnah 1912 cie Hind yardımcısı olarak vazife a'acak olan 1896 da Hukuk aFkült«sini cri Müslüman Birüği partisine girtniş Lijakat Ali Han Londraya gelerek tiren ve Mmanmın en genc avukatl ise de her fırsUta Hindularla Müs Cinnah'ı tekrar Hindbtana dönmeolan Cinnah'ın. btitün bu tesire lümanlar arasında birlik kurmağa âe ve Müslümanh rın başına geçerağmen kendi millî ananesni ne çalışmıstır rek or.larm hem însiliz idaresine kadar Mdık kaldığını asagıdâki vak Birinci Cihan Harbüıin bidayetin ve hem Hinduiarın hakimiyei emeladan anhyoruz: d« Hindu Müslüman ihtiiâfını lerine karşı yapacakları savaşta on1947 de Pakistanı kurd.jiu.in bertaraf etmek ve İngiliz hükunıe lara rehberlik etmeğe iknaa çalışsonra Cinnah bir gün Karaşi lî ro tine Hindistanın muhtariyeti husu mıştı. heyetine hitabria bulunıırken: 'Ben sunda tekmii Hindülerin müttehıd Cinnah içjn böyle bir karar^ varİngilterede tahsılde iken Lınca:ns bir taiebini sunmak üzere 1915 'e mak hayli zor idi Zira bütün i,mLuknow paktınsn Inn hukuk müessesesine, kap^'rrn rü boyı:"ca Hinrlular!» Mü'lii:n;nüstünde dünyaya hukuk prensioie ninde rol oynayan ileri gelen Miı.(Aikası Sa. 7, Sü 8 de> rini öğreten üstadlar meyanımıa lümanlardan birisi de Mohamıntd Hgzreti Muhammedin isminin de Ali Cinnah idi. yazılı olduğunu gördüğüm için, "tıHarb boyunca Hind Kcngre partiâab etmiştim.» derrişti. ti*ile Hind Müslflman Birliği pnrtiCinnah'ın 1896 da avukat olarak sinin müsterek çalışması ve Hmçâl=m«ğs ba*l»dıgı Bombay seh distanın muhtariyeti için beranerrö rinde. kendijini hükumet dairf'enn mücadele etmesi Mohammed A'i d«n birinde avca 1500 rupi (Bir Ciin'h'ın mesai?inin bir Teticeç} rupi: 60 k r ) ma»şl» istihdâm eimek idi. Bu »enelerdeki mesaisini tebcil i«tiven vüksek rütbeli bir İngiliı etmek için Bombay şehrinin rfi'iti'J memuruna şu cevabı verdiğini Cin ve MüsSüman aiıalisi umumî lopnah'ın o zamanki bir Hindu svukit lantılar için bir salon inşa edeıek «rkadsşı Hector Bolitho'ya anlat ismini "Cinnah salonu» koymusıardı. Bu salon hâlâ Bombayda mıçtlr: bu isimle anümaktadır. Bu iki si«Ben bu maaaı kabul edemem, ziVücudümuzün çatısıru teşkil eden y*rf psrtlnin Mrlflcte çâli$masi sara bu kadar parayı ben bir günde yesinde 1919 da Hindistana bir ne j kemiklerin ölü v« hareketsiz oldukazan cağim) iunid ediyorum.» vi muhtariyet verüınig 1se d e Qa' ğunu düşünüyorsanız aldamyorsuBu Hindu avukat bilâhare Cinmanlı İmparatoHuSunu parçalamak \ nuz. Zira, kemikleri vücudün en nah'j Borrbayda e;ı çok para ;a!çin muttefik de\'letlerin takib etti I faal uzuvtarmdan biridir. Güıiün *anan bir avukat olarak gördüğünii ği siyajetten dolayı Hind Müslü j yiımi dört saatinde ak ve alyuvarve ekseriya günde bu rak;rndan manlan galeyana geimi? ve Hindu i ları yaptn kemikîerdir. Yaşadığım'z daha da fazla para kazandığını söyI.r da ooları desteklettek için Hın 1 her dakika. 180 mlyon al yuvariar lemektedir. distandaki In^ilis Idaresine kar$ı j ölür. Kenr.ikler bunu yerine koyCinnahın iki diğer Hindu avukat 1919 da Gandinin riyasetin le j:»sif | makia vazifelidirler; aksi halde jne arkadaşı da onun çok fazlf izzetine mukavemet hareketine oai ^".rgn I mi denilen kansızlık hastalığı ba? fiı sahibi olduğunu ve daima dü m c c b u r aö=terir. Herhangi bir kaza neticeO inde kaybedilen k?nın al yuvariaCinnah Tngi'î/1p'rin i kathğının ilk günlerinde fazla pa Hindliiere kfrşı tatbik etme#e bas 1 rtnuı tekrar eski sayısmı bulması ra kazanmadığ] zanvnlarda dahi ladığ] şiddet siyasetini orj'.rtAo et i için alb tıaftaya ihtiyac vardır. çok şık ve temiz giyindiğini muhir mek üzere Hind Kemiklerin vazifesi bu kadarİ8 rire anlatmıalardı. Bir defasınria istifa etmisfi. .. i 'itmez. Kemikler ayrıca, mıkrop a bir müvekkili, davası mahkeıtiîrie Cinnah ayru sea« İngiitereyç %ia karşı mücadele edecek akyuvsrgörülürken Cinnah'm yaptığı muderek Tüıklere yapılmak i=tenilen | an meydana getirir ve vücude kivaffakıyet'i müdaf asindan m?mhaksızlıklara karşı İngiliz cfkâ'i ! er vazfesi görür. Kemikler. iliknun kalarak Cinnah'a kararlaştirıumumiyenmi uvond' 've I ieıinde lüzumu anında kullanılman lan avukatlık ilrretlnden fazla paİn«ilt»"P(Ie teıtih ettigi biı »çık ha ; izere prolein ve yağları biriktinr ra vermiş ise de Cinnah h kkından fazla olan meblâğı müvekkiline iiie va toplantısında Türk tezini nıüda ' V'iirudün ktlsiyum ve fosfor depoUaya çalışmısU. ! u da kemiklerdir. Kanm pıhtılaşetniştir. Gsndi ve müfrit Hinij arkadas | •nası, kalbin vuruşu, adalelerin haCinnah 28 yasında İken kpnrti<şlni larının irlaresizliği vüzünden pasif I •rketi ve nihayet sinir sisteninn görmüş olan ve hâlâ da hayatta • mukavemet hareketi akameıe uğ Bir Türk kadını gözü ile bugünkü Almanya ve bugünkü Âlman milleti Yazan: Rikkat Kökıar Rhin nehri üzerinde küçük bir Alman şehri Bir müddettenberi Almanyanın ufak bir şehrinde bulunuyorumUfak bir şehir. Fakat yollarını, binalarını, dükkânlarını bizim kocs İstanbulumuzunkilerle mukayese edince utanıyorum. Her taraf asfalt. Yayalar, bisikletliier, otomobiller, tramvaylar için gidiş ve geliş istikametinde ayrı ayrı yollan ihtiva eden muzzam caddeler. 14 katlı muhteşem yapılar... Ticarethanelerice gelince, bazlları bir mahalle gibi. Içine g rdiniz mi, yiyecekten, giyecekten ev e^ya.ına kadar bütün ihtiyaclarımzı temin edcbilirsiniz. Yorulunca da mağazanın tertemiz. h*t<» lülu lokanUsı emrinıze âmade. İsterseniz yemek yiyın, stc.sfniz oturup kahve için. Fiatlar hrr yerden daha ucuzdur. Burada her akşam ayrı bir >p<?raya gidebilirsiniz. En mükîmme! koı^erleri dinleyebilirs niz. Hem de beger.diğinizi seçerek. Gclin, .nüzik lcvazırnatı satan bir dükkânm vitilânlan birlikte tetkık . delim: Pazrr sahahr saat 11 de Schauspielhaus'da Beethoven'in •Missa Solen;ni«» i. Aynı <aatte bu kilisede Mozart'ın oMissa in C Moll» ü. Bu ak«am 6,5 te İstanbuida da alkı^ladığımız »Monique de la Brucholierie» b'r resita! veriyor Ge ce de senfonik konser var. En iyi yer 5 mark. Galeri 1 mark. Ama, e S e r parasız bir r^üziksever iseniz. Konservatuar ve Rathaus salonlan | size daima açıktır. Rathaus'da şehir orkestrası Beethoven'in 5 inci senfor.isini çaüyor. Konservatuarda Frfnsadan gelmiş bir solistin tjtirakile Alman ve Fransız liedieri programı var. «Giriş serbesttir.D Ve, bütün bu imkânları içuıde topîayan bu şehir, Berln, Frankfurt, Münch veya Hamburg değildir. Tekrar ediyorum: Küçücük bir yerdir. O kadar küçük ki, ŞişliTünel arası bir mesafe katettiniz mi, binalar seyrekleşiyor. Uzaktan kırl;r, ormanlar gözüküyor. Bu memiekette sin rli olma|a imkân yok. Gittiniğiniz her yerde r>y'e nezaketle, öyle güler yüzle karşıiaşıyorsunuz ki, derhal âsabmız yatlşıyor. Tramvaya mı biniyoTsrrmız? İten, önünüze geçmek istiyen kim.eye rastlamazsınız Eğer sizin acele eden bir haliniz varsa, ger çekiliyorlar "buyrun» diyorlar. İçeride bir mektebli size yerini vertyor; veva bir çocuk hemen krlkıyor. Çünkü en ufak yaştan aldıklarl terbiye bu îur Büyükler ayakta dururken küçükler oturmaz. Biletçi yanınıza jitliyor: "Lutfen nereye g deceğinizi soyle: misiniz?» Parayı veriyorsunuz. teşekkiir ediyor. Etrafımrda rjep dost. mütebessim çehreler. En çok işittiğiniz kelimefer:lC'"«lutfen». «rica ederim», «teşekkür ederim». Siz de onlara uymağa mecbur oluvortunuz ve n?rprl^v.se, tr?rrvavd*n inerken oradakileTİ seiâmiayıp «Allahaısmarladık» diyeceğiniz gehyor. Bulunduğttm yer, Fransız hudu x duna çok yakın. Rhein havzasında.i Evvelce burası Almanyanın en teaî gi mıntakalanndan biri tmiş.^ Harbde dehjetli bombalanmış. ŞehJ rin yüzde 75 i yıkılmış. Etratma' bakıyorum: Gözlerim hiç bir hara, beye rastlamıyor. «Hepsi yendenî yapıldı» diyorlar. Hayret ediyorum. Bu kadar çabuk nasıl olur?! Buraya geldiğimdenberi bir fikir zihnunde bü= bütün kanaat halini aldj: Bir yapan biraz da o rremleketin kadı| rudir. Aiâ>i*ten uzak, ev banırn^ Alman kadırunın vatanırun kalkın^ masında büyük bir rol oynadıgl( muhakkaktır. Bir kürkçüye giriyoruz. Gö»terilen adi derilere istihiaf' la brkarak «Daha iysi yok mu?». diye soruyoruz. Tezgâhtar cevab ve, rrjtır: »Alman halkı fakirdir, madam, çok para veremez. Onun için pahalı malları r'ükkinımızda bu.urr durmuyoruz.ı Sesinin tonunda biraz da gurur var. «Biz hes=bı:n\zl bilen. göster şe kıymet vermive# insanlanz. Kürkü iüks için. dc^il, ısramak için ahrız» gibüerden Adeta uUruyoruz. Başka bir mağazada, köş^de duran güzei bir mantonun değerini öğrenrr.ek meraKirıa kapıliyoruz. Adam: «Bu müthiş, p:halıdır, diyor. 5000 marktır.» Orada bulunan kadınların afızı^rırdan kocaman. birer «Ooo» ile hayret ndaian çıklyor. «5000 markı bu palto için harcayacak deli var mı» diye gülüyorlar. Biz de onlsra bdkarak şaşmış gibi gorünmeğe çalışıroruz. Ama, doârusu ya. içimizden, dövizle, yani ak borsa ile takriben 3500 İira (karabcrsa ile 3,5 mislmi heablamak lâzım) olan bu parayı pek de mühimîemiyoruz. Biz ki 810000 lirlık aıtraaanlarl, hattâ 40.000 liralık viıonları Beyoğlunda adım zaşinda görnvğe ahçkmız. Nazan dikkatirri celbeden bavca bir «ey: Burads zengin olan. müreffeh yaşıyan daha ziyade yüksek tahsil görmüş kültürlü h e lk tabakasıdır. Şehnn en büyük terzisinde giyinenler hacağa aileleri dejit. Hepsi «Frau Doktor» ve bu hanım!ar proval»nrı beklerken aralaruırta ne konu*.uyorlar, bi'iyor musunaz? Bahis mevzulan ne kulüblerdeki dedikodular, ne yeni saç modası, ne de haftsnm sinema filmleridir. Kulak misaf ri oldum: Birbirlerine Srdek klzarrmasırun pişirilişini, hangi msrka «abiın tonıpun çamasın yıpratmsdan en iji temizlediğini veya burada pek pahalı olan kahvenin en ekonomik t;rzda nasıl ıazırlanabileceğ ni anlatıyorlarda. Almanyadan çok değişmiş olarak Istanbula dönece&irri zannediyorum. Otobüste biletimi alırken a t iyyen ihmal etmerien teşekkür Kİeceğim. Sabahları hiç boyanmadan düz ;por pabuclarla koluma f;leni takıp alıs verisim; vapmağa lkacağım. Eakkaldan vüz gram peynır istemeği çok tabiî bolscağım; ve ea fenası, bahsiş vermeği unntacagraÇünkü. vabaıcı tesirlerden u*ik kalmış bu şehirde, vazifesini yapan bir adama avrıca para verecek oijr sanız. o, çok defa, ksbul etmsz. Hattâ. hakarete uğrarr.ış gibi bunu bir izzetir.efis meselesi yaparAma, merak etmeyiniz. Muhitin terbiyei no'«3i nazarmdan tesirleri büyüktür: Az zamanda gene tam bir İ?tanbu!lu olacağıma hiç şüphe etmiyorum. Churchill ve eşinin son ıareket eden geıni, tarihin en pahalı seferine çıkıyordu. Deposunds. 2229 aded kutu vardı. Her kutuya dört altın çubuğu yerleştirilmışti. (Altınların ağııiığı o kadar fazhydı ki, deponun tabanı bu ağırlığm sebebile iğrilmişti) Haznenin ilk partisinin Montreal'a varşı. Kanada Bank;sı sekreterini Hüşünriürdü. Şimtli bu altlnlan nerede sakhyacaklardı? Nihayet, Sun Life Sigorta sir'i*t;nin 24 katlı, büyük gıanit bin;s makssHa uycun bukındu Bu oı:ı«nın toprak altında üç katı vardı En İstınbul inşaat müteahhidleri birük kurdular resdmlerinden biri dı. İşin tuhafı. bu arada Atlanükte 134 Müttpfik gemisi batırıldıŞı hal^e tek altın taşıyan gemilerden birine olsun bir şey olmamiştı Böylece, Churchill ve kabjnesi tar hin en büyük kumarını oynamış ve kazanmışlardı. Çünkü, hazine yainız muvaffakıyetle ta^ınnıanı 3. aynı zamanda, bu i^ gizli tutulabilmişti. Sayıları 600 e yakın vazifeliîerin ağızlarınm nekadar sıkı oldugtı buradan çıkanlabilıı. Muhakkak ki, şimdiye kadar hiç bir büyük sır, bu kadar başarı ile çaklanmamıştır. N. KESİM İstarıb'il inşsai müteahhidleri de. diğîr n e^lekler g!bı bir birlik kurmuşlardT. Birlik. resmi insaata tahsis edüen hunısların doılrudan doğruya ihKonya, 28 (Telefonla) Merkez tiysç jahiblerint tcvzii ve mesleki sikazada faaliyette bulunan 29 nugortaıi'n tesislni Sn ıiiâna alacak ve vakın b!r erlfcrtte. Mühfndts ve Mimar marah Toprak Komisyonu, bu yılOdaları eibi bir oda klırmaHa teşpbbus ki çalışmalarını tamam'amiîfır. Bu Konyada bir senede 1323 çiftçi ailesine toprak dağıtıldı Birlik ilk tbplantısını 1956 yılının birinci baf a'inda yıpıcsktır. Al^kalılann veıdigi maKVnaU görf. Ticıret Odasıaa resmen kayıdlı 1K I (K kadir üye vardır ve hepsinin birliğe bağlsnmasına çalısılseaktır. yıl içinde komisvon tsrafından 9 köyde 1323 çiftçi aüesine 1 milyon Vn bin 453 İira b . i H e 83714 dönüm arazi dağıtılmış ve ayrıca 27167 dönüm mer"a tahsisi vapılır.ıştır. BEŞ KİŞİLİK DENIZALT1 Birleşik Amerıka Bahriyesi kücök denizaltılar inşa etmiye karar vermiştir. İlk küçük denizaltı hizmete girmi^tır. Yukardaki resimde. büiün mürettebatı 5 kisi olan kücük denizaltı görülmektedir. | Kemıklerınızın sıze ne kaaar hayati hizmetler gördüklerinı ve ne kadar iii? ? faal olduklarmı bilir misiniz? vazifesini görebilmesi için, ka!siy\ım lâzımdlr. Bugün içtiğinz iulteki kalsiyum, kemiklerde depo edilirken, vücud kendisine lâzım o'ar kalsiyumu. geçen ay veya geçen sene içmiş olduğunuz sütten ,'aptıtı kalsiyum stoku ile karşılar. Radyo: ktiv izotoplarla yapılan son tecrübe'er, kemiklerimiz içinde devam eden faaliyetleri ortaya koymuş bulunuyor. İnsan vücudü 206 kemıkten meydana gelir. Bununla beraber kemık sayısı bazan değişir. Meselâ çocu~ ğun omurgası 33 kemikten müteşekkildir. Büyüklerde omurganın alt kısımlarındaki kemikicr sağrı kemiği ve koksiksi meydana getirerek 33 ten 26 ya iner. Kaburca da aynı şekilde değişir. Umumiyetle 12 çift kaburga olması lâzımdır. FasHt Kafa kemikleri hir çok durumlarda bazı kimelerin 12 ve 11 çift kabur çelikten daha sert olduklarım ?aları vardır. ispat ecliyorlar Insan iskeleti, dünyanın en mıı azzam makinesidir. Öyle br m k ; de eksik En kıymetli uzuv olar ne ki. hiç bir şey ne fazladır, ne beynin m meydana gelen kafatasına verümiş tir. Bir çok durumlarda kemikler çeükten daha mukavimd:rler. Kemikler de büyür. Kaza netıcesinde herhangi bir kemik kırıldığı zaman. iki ucu birden büyümeğe başlar ve nihayet kaynaşır. Son zamanlara kadar kemik iltihablarina çare bulunamamaktavdl Ortopedi sahasmda e!de edilen nk'şuf»ar, bu hastahğa tutulan hasta C,TS yeniden hayat bfğışlamakta d't *m W^ •1 ^ • • • * 1 ] Bı'l.assa çocuk felci hastalığındö k»n iğin büyümesi çocuğun ıvağın'T! birinde geri kaltr.aktadır Mashur operatörler, dâhiyane diyebilecoğimiî amel'yatlarla klsa Kaiar ken''ğ; 2 j santimetre kadar tızatnr.ağb muvaffak ounaktadırU: Fakai sonuc güç olmasına rağmen naeııen istenilen neticeyi vermek tedır Bunun üzsrine doktorli r, bü vOmiyen bacakla birlikte, diğerin r, de hüyümesini önlemeğe çalışnuşı^riır Hasta bacagın tekrar hn i baslaması üzerine, ameliysaa diğer bacaga konul*n, büyüme:, önJtyici levha kddınlmaktadır. Ktmikler, ölüm kalım vaziyet. lerinde mühim rol oynamağa başla mıştır. Şüphes:z bu, daha evv^ "* de vard1.. fakat ilim bu kadar ınk, şai etmemia olduğu için s«be'oi b1tinmiyordu. "Yumru ayak» gibj kemik sakathklıarı, hflen ameliyata lüzum o'.m?ksızm( düzeltilmektedir. Kem ' iliği hastalıklan, kemik rümörleri, çocuk felci gibi hastabkİ3rm <ısa bir zamanda tamamen tedavi edi'°cî§i umulmaktadır. Vücudümuzün çerçevesini mey rlana setiren ve bugüne kadar ? dece anatonu bilginlerini alâkadv eden kemikler, artık sırlarınl. fı'r> bî araştlrmalarla aciklamak znrunda kalmıştır. Hergün yeni biı h?kikati keçfeden doktorlar,, a n m's olan neticelerin, istikbaldeki f bî üierlerin esasl oldufiunu be!r' f N. K Şarab banyosu Bussac (Fransa) 28 (AP> George McElroy adlı biı Amerikan çavuşu, kaldığı evin banyo dairesinde yıkanmak '«'«n;^. h 1 ' ? 1 du; şu çevirince su verine şarşh akma j Ba başlamışür Bir müHdet «onra • vetişen karısı da avnı şekiW° be| yaz şsrab bnnvosu ile yıkanmak zo j runda kalmıştır. ; Sonradan anlaşıldjğına eöre Fran sanın bu kesiminde irme suvu pek nadir kullanıldısı icin çav.ifun da j evine tark ile gönderi'.en içme suvunun şarsb olriueu anla^i'mîştjr. Şarab taşıyan tank, banyo daire; lerini de «arabla doldurm 1$ ve ancak banyo icab edince durum meydana çıkmıştır. 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear