26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AnUclM* iiuııııiHintıuııun TECESSUSLER Niçin su içeriz, susuz kalırsak nıçın oluruz: Âlimler, insanların niçin »uya miktar snı vardır ve siz yerine vemuhtac olduklarım, guyun nasıl ve nUıni koyun koymaym, bir kısmı neden kana karıştığını, bir çok fay muhtelif gekillerde vücudden çıkdalarını ve nihayet su Içilmezse maktadır. Fakatbu miktar muvazeveya çok içılirse ne gibi bir vazıyet nede kaldığı müddetje yaşıyabilirmeydana geleceğıni arajtırmakia sinız. Insan suys muhtacdır. Ancak, sum«şgul bulunuyorlar. Âlimlere bu arastırmalarlnda en yun vücudden buharlaşmasl sayebüyük yardımcı, Amerikalıların sınde hayat devam eder. Vücudü «Ağır su» adını verdıkleri, hidroje hep aynı ısı derecesinde tutmak, nin ağır nev'ıni havi «deuterium» pek kolay bır mesele değildir. Umaddesidir. Bu madde stomik ener mumıyetle bütün canlılar ve bilhasa ji tecrübelerinde kullanılmaktadır. insanlar, fazla sıccghktan daha çok Ağır suyun bütun hususiyeti, bir soğuğa mütehammildirler. Normal fazla elektrona sahıb hidrojen ato vücud ısısı 36,5 derecedir. Bu 42 ye yukseldıği zaman dayanllmaz. Halmunu havi olmasıdır. Tecrubelerde, ağır su, yalnız ve buki. bu ısı çok daha aşağısına diişya bır kaç bıleşikle kanşık olarak tüğü azm:n hayat sona ermez. Yalkand zerkedilir. Sonra, ter ve idr.ır nız, ınsan şuurunu kaybeder ve analızleri yapılarak, deuteriumun hareket edemez. Vücud ısısı db\ tükçe, hersey, bu arada kalbin atışı geçirdiği safhalar tetkik edilir. Kalem asıılardanberi insan dü maktan ibaret kalanlar içinde de kaları yazan kalemi ile hokkası Ağır IU zamsnımızdan 25 «ene ön yavaşlar Kalb amelıvatından önce, şuncesini ve duygusunu tesbit et (erbtbı kalem) olanlara pek az Prens Bisnurk tarafından »atın a ce keşfedılmiştır. Fakat onunla tec mütehassi'îların hastanın vücudünü lııunıştı. miştir. Büyıik kudretler »linde ka rastlanml$tl. rübelere bajşlanışı henüt yenidır. soğutmfğa çalijmalannın jebebi Namık Kemal kalemine (arab kö Kesafeti ve spektoskopta farkb go budur. lem şaheserler yazmıj, çızmıa ölYedi yaşında hükümdar olan IV. mez fikirler, giirlcr, nağmeler ka Mehmed iyi tahsil görememi$ ve le) ismini vermis. ve kendi emrine rünüşü dolayısıle, vücude giren aşır Şu halde sıhhatll kalmanın birinlemle zamanUrdan zamanlara inti hattı pek bozuk padışahlardandı. râm olan bu arab köle İle hürriyet suyu takib etmek kolaylaşmaktadır. ci şartı terlemektir. Bunun için de kal edebilmıstir. Taht ustünde yazı meşki yapan bu ve meşrjtiyet fikirlerini yaymıştı. Kalem muhtelif devirlerde muh çocuk padi$ah, kamı§ kaleznle boj Namık Kemal Ebüzziyaya yazdığı tebf şekiller almıjtır. Tüy ve kamıs. kâğıdlcra (Başın keserım, başm ke bır mektubda (Sen bugünlerde kakalemler daha sonra türlü «aplara serim) cumle^ıni talım edıp duru lem yerine yılan dişi mi kullanıyorsun nedır, yazdığın jeyler insana geçırilmıs demir, çelik, altın uclu yordu. kalemler, kurşun kalemler v« en II. Bayezid, II. Mustafa, m. Ah zehir kadar tesir ediyor) diyordu. Kemal o tarihlerde kalemle, fiyeni olarak da dolmaklemler vc med, III. Mustafa, IL Mahırud ve bunların çejidleri vardır. Abdulmecıd hattat hükümdarlır kirlerini kolayhkla kâğıda naklediİslâm sanatında kaletnin işgal et dandı Son devir hükümdarları ^çın 'ordu. Fakat kısa bir zaman sonra tıği mevki pek büyüktür. İslâm hat de de V. Muradın, V Mehmedın ve dıller tutulup, kalemler kmlrrua tatları ve bilhassa Türk kattatları VI. Mehmedin yazıları duzgun ve | hürriyet, meşrutiyet sözleri söylenmez ve yazılmaz olmuştu. yazı sanatında faheserler ortaya güzeldi. koymus>rdır. Bizde yızı adeta res18. asır Avrupasında ksLm, +KİT Artık gizli cemiyetler kuruluyor min yerini alacak kadar bir ıcana hareketleri ve inkılâblar oihus'ida ve kslem erbabı, devri hicivden geve sanat güzelliğine bürünmüs., çekıhcdan daha tesirli olmuş, kalem ri durmuyordu. Şair Eşref (Kaleşidli hatlar mimarl eserlerimizin ler bazı ellerde korkunç bir siiâh mim) başhğı ile yazdığı hicivde tezyininde kullsnılmıştır. Kami| ka halini a'mış, keskin kalemli inklâp söyle diyordu: lemler, yazı üstadlannın clinde Kahr için hasmımı bir ridı kazâdır türlü kesimlerde muhtelif hat hiri çılar kütleJeri bu kuvvetlerile kokalemim, layhkla levk ve idare etmişlerdi. kaljrı vücudc getirmijtir. 19. asrın yerü devlet lirt^m.rrin Lekder ımlimi, pfiskfillü belâdır Osmanlı imparatorluğu tcfkilAtankalemim! de, demokrasilerde iktidarlar kada kılıe lahiblerile, kalem sahibleri lemle i? başına gelir, kalem.e dev Karşısmda nlce erbabı denâet titayrılmıs fakat bazı (erbabı seyf) rer, rilir olmuş, diktatörler kalem.pri cn aynı zamanda (erbabı kalem) olHâkimi mahkemei hökmfi cezadır tehlikeli silâhlardan saym^'aıoı/. mak hünerini de göstermisti. Büyuk kalemim! Türkiyede Tanzimat har;':etile cıhsngirler kılıc kullanmaktaki maSon devir tarihimizde tarunmış haretleri yanında, kudretli bır fcale beraber kalem bir kuvvet : ıl.n^k yo luna girmış, Tanzimatı lân eden bczı şahsiyetlerle alâkalı kalem hime de sahıb bulunuyorlardı. kâyelerı de vardır. Abdülâziz kırmıReşıd Paşs: Yavuz Selim Çaldıran, MercidaBl muhaba rehi narefteye gitsenı zı mürekkebi severdi. Kendisi kurSusuz hayatın olmıyacağını he lbo\ bol su içmek lâzımdır. Üstelik bık harbleri arasmda pek güzel ode ne var şun kalemle yazı yazan ilk Osmanh men herke» bılir. Vücudün üçte !xi |ter, sadece su değıldır, bir tuz bilan farsça şiirlerini yazıyor, Kanuhukümdandır. Kalenderane meşreleşımidir. Suyun buharlaşman ilt nî muzaffer seferlerinin sonunda Kahn hasmı eylemeğe eldc asâdır bme bu kalem daha rahat, daha uy sini «uyun teşkil ettığl unutulmaması icab eden bir hakikattır. Bu tuz tabakası derıde kahr. Eğer bu hâmem gun gelırdi. dıvanını kaleme alıyordu. Kılıcı bına göre, kemiklerimiz su içinde yü arada yıkanmağa vakit kalmadan raktığı elinde kalem, zaman zaman Derken hasımlannı kahretmek II. Abdülhamid 93 harbi «onunda züyor, demektir! epey su ıçer ve terlersenız, bu terin (Ben ki rubu meskun Padişahı Sü için en büyük silâhın kalem oldu Ayastaianosa giren Grandük NikoSu olmiyan yerde hayat olmaz. dışarı çıkmasna tuz tabakası mâni leyman Hanım) diye bashyan hattı ğunu işaret etmişti. ia\a gonderdığı tezker«yi cebınde Beynin yüzde 90 ı audur ve beyin olduğu için, canhhg'.rıizl ve neşenihumâyunlannı yazıyordu. Avrupa diplomui âleminde müm ta^ıdığı k'rmızı mürekkebli bir dol ne kcdar çok suya sahib olursa, o zi kaybedersın z. Ruhan ve fizik Osmanh hükümdarlarının hepri taz bır mevkii olan Âli Paşa fran makaleml» yazdlğını söylemekte kadar iyi İ5İer. Kan, ter ve İÖli'.bS1 bakımmdan sağlam kalmak istıyorkılıcia, kalemi aynı kudrette kul ıızca olarak gayet mühim siyast dlr (1). ganız, bir veya ikı günde bır yıtudur. Vücud daima nemlidir. lanamamıjlardı. Kılıcia alâkalarl, tezkereler, notalar kaleme almLj vc Ayastafanos muahedesi Saffet P«Niçin fuya muhtacız? Vücudümü kanmahsınız. culus merasimlerinde bunu kuşan ölümünden sonra bu knmetli vesi(Arkası Sa 7. S,ı t de) zün hasıl ettığl ficaklıktan kavrulMaamafıh bu durumda bpbrekler mamak için... Böbreklerimizın ça faalıyete geçer. Yarım saat son h\tlışabilmesı için su lâzımdır. Fakat, la çahşmak suretıle muvezeneyi tebunlardan daha muhim bir jey için, min eder. kan hücresi veyakalb adalesinin ve Sıhhat için. hiç bir şey bdbrek'.edaha bir çok uzuvların tamirı için rin çalışması kadar mühim dejilsuya muhtacız. Zira, vücudde hıç dır. Bobreklerın vazifesini yapamabir uzuv bir defa kullanıldıktan dığı zaman, vücud koma halınt gisonra, atılmaz. Onların da tamiri rer, kanda zehirli maddeler birikır mümkündür. Okyanusun ortasmdaki bir <dam Lausanne'ı imzalıyan altın kalem Şu anda vücudünübde mühim bir da, joldeki adam gıbi susuzlukcan mllUIIKIİIIIIIIHH! Tecrübe.. Tecrübe.. HanL l«»aıuıı1 fimiyane tâbirile, soğan doğra, diD i r yandan Hürriyet Partisi kurulor, ete yandan yeceği geliyoı. " mevcud muhalefet partileri kuvvetlenirken, Demokrat Parti ikridan da, paçalan nvadı, kendisine • •• vapjlan tenkid ve hücum mevzularuu ortadan kalMeslek «ırn dırmağa çahsıyor. Hiikumetin, biraz da palas pandıras alımyora n kadar s«nedir Içlnde bulunduğum halde, gazebeırziycn, bazı kararlarından umumiyetle şunu anteciliğin, nrrıoB eremediğim pek çok taraflan lıyoruz: Kanuniann 1950 deki maddelerine avdet. Seçim kaınınu, emeklilik kanunu, hâkim teminati Meselâ. hafta içinde, şöyle bir havadi» çıktı: vcsairr hep bu zaviyeden tâdil edilmek yolunda. Lbleburgazda mı nerede, bir çingene ayısına yem 1946 da yola çıkan Demokrat Parti 1950 senesinde vennediği için kansına laımaş, saçlarrndan çekip o kanunları değiştirmek vaadile iktidara geldi. T«yere yatırmış, ve «ben ıewl yem yapıp ayıya vemamile soVünü tutmadi demek haksızhk olur. Filre>im de gör» diye boğazından kesmiş ve kaçmış. hakikn kanunları, değiştirmesine değiştirdi ama. ne Şimrii aramyor. deği'tirme! E\lere şenlik. Benim merak ettiğim iki nokta var. Katilin kaSimdi. ha>di bakalım geriye. Bııyurun gene 1950 rısını saçlanndan tntup yatırdığım görer» ve «seni ye. jani deği^tirilmesi uğrunda bunca mücadele yem yapayım da gör» dediğini duyan kimdir? edilen o eski kanurrtar devrine. Zira kadın ölmüş, katil kaçmış ve, bizim bildiGeç olsun da güç olmasın, iyi iş »ltı ayda (buğimiz, ayı da pek ifade veremez! rada sene) çıkar, az {rittim uı cittira bir arpa bo\n • •• yol fcittim (ribi. şarka mahsu», ne füzel lâflar vardır. Göçebe hayatı Memleketi, mekteblerdeki kara tahta>a çevırdik. Almışız elimize silgi betini. Yazıp yazıp boDizim sokagi (hangisi olduğunu söyiemeğe Iflzum zuyeruz! ^ yok. Hlç stiphesiı sizinki de öyledir) ikide bir • •• kazarlar. Ne olnyor? Cötnerd bir Bakan Elektrik kablosa döşfiyorns. nTercüman arkadaşımızın «Ankara muhabiri» pek t'ç gun soma gene bir kazma: hoş bir şcyi gözden kaçırmamış. 11 lar Hürriyet Bu sefer nedir? Partisi için bina kiralamısjar ve kiralamalariie be Kanalizasyon. raber telefon almalan da bir olmuj. Muhabir arDört gün sonra ortalık gene köstebek yuvası: kadaşın merakı şu: Herkes aylar (hattâ ienelerdir) Hayrola? telefon için sıra bcklerken bunlar ne yapnıslar da HavagazL bn anka kuşunu ele çeçirmişler? Ve hep böyle. Allahrn gflnfl geürler, su der, Uğraşmıs didinmiş hakikatin Mr kısmına yâkıf lâpım der, telefon der, kazar babam kazarlar. Üsolmuş: Telefon Idare tarafından verilmiş değildir. telik her kazıdan sonra sokaği bir misli daha bozuk Birisf devretmis, bir halde bırakır, giderler. Bu kim? Ustelik numara da kulağına yıbaneı Şu şehre bir türlü yerlefemedlk. Hep iğreti orugelmiyor. Üşenmemif, orurmuş Ankara rehberindeki rayoruz. Üç daire bir araya gelip, bir defada, fakat bütün mımarnlan teker teker tetkik erml} Ve bulesaslı, bir 1 göremet « mnf. Hürriyet Partisine telefonunu verea, DemokMasrah da eaba! rat Parti Manisa mebusu ve Milli Müdafaa Vekâleti Vekili sayın Şom'i Erjin. Hınımmm . Ustad, acaba. tam 19 lara iltihak Ikisi bir yerde etmek üzere iken, kendisine teklif olurran makamın D i r Abnan seyahat şlrketinin nesrettiği broşürlercazibesine dayanamıyarak vaz mı eeçti? Yoksa, hı° den biri elimize geçtL sım lıile olsa. cok partili rejimjn bu kadar candan Knoakta tstanbulun güzel bir reami. Ortaköy taraftan mıdır? Nmiinden Üsküdar tarabna dogm nafis bir manMeieledir doğnısu. zara. Hani, ona gören her aeyahat niyetlisl, jüphe• •• ax, huraya gelip bir ziyaret heve&ine kapılır. Lâf kıtlığında Fakat broşüriin iç »ahifelerinde 14 muhtelif Avrupa memleketinde otel, lokanta, aabah kahvaltısı Dinra Cevad Fehminin, şimdi Şehir Tiyatrosunda veıaire gibi çeşidli aeyler fiatlanm gösteren bir o\nanan «Harputta bir Amerikaho isimli piyeIstatistik var. Türkiye en sonda geliyor ve her husine aid olduğu ieln. hafta içinde çtkmn tenkidleri, susta en pahaluu Bonu da gören yahuz semtimiz* bittahi ayn bir dikkatle okuduk. ugramaz değil de, ne olur ne olmaz diye, belki ciSa>m münekkidlerimizin bazan pek orijinal fivarımtzda da dola«raaktan çekinir. kirlerine r?stladık, Kendi hesabıma bir tanesini buMarifet resimdeki (ruıelliğin »eyrini mümkün r»va almadan geçemiyecejfim. olduğu kadar ucıua göstermektir. Bajan Ajse N'ur Vatan gazetcsinde. durup duloksa, ne Noel Babanın mezan ne de Nuhun ruıkcn şojle bir \ccİ7e soylüjor: "Komedi jazangemisi, scyyahı pek çok aeneler boşuna bekler dunın ilk hedefi şüphesiz komedi yazmaktır.» turuı. Hoppala. Mevplâ «tiyatro münekkidinin de ilk hedefi tijatro teırkidi yapnuktlr». Hattâ bu da şüphesiz. Peklii .. Sonra? B Kaleme dair... • •• can verir. Eğer tuzlu su içecek ılur sak, eskisinden daha fena bir duruma düşeriz. Bunun sonucu da çll» dırmak ve ölümdür. Bfa insanm günde kaç bardak su içmesi gerektiğı, cüıseslne, işme, ya şına ve nihayet cinsıyetine bsğlıdırr Fakat, böbreğın vazifesini görebilmesi için, 250 gram «uya fhtlyacı vardır Bir asker için bu miktar beş misline çıkar. Kısaca, ağır ijlerde çalışan kım^elerin günde bir buçuk lıtre su içmeleri lâzımdır. Umumiyetle, vasit bir insanm yiyeceklerle karışık olarak bir lıtreve yakm ruya ihtiyacı vardır. Çunkü, hayatın esası sudur. N. K. < •Hayatta AH... Çekmiş bir cok in«an var.l A H'ın hakikt manaairu A H FİLMÎNDE Gorebilirsiniz. 3 Ocak SÜMER'de mmammmm^amm ADELFI FILM oktor Kâmılın I51 iyi ıdı. Kabınesi dolar dolar boşalır.. hastalar birbırıni kovalardı. Dcğrusunu soylemek lâzım gelirse doktorun muayyen bır ihtısası da yckru. Hanı eskiden isim yapmış doktorlar vardı. Her derde deva buiurdu. Onlardan bıri idi. Doktor Kâmil tıknaz, elliye /ak laşmış, kunıral kıranta bır adanıdı. Burnunun altındaki kuçıciık bıylk artığından haşka yuzunae erkeklık alâmeti de yoktu. Doktor Kâmil evli idi. Karısıle k<ırdeş gıbi geçinirdı. Hoşmeşreb, ha ystı sever, boğazına duşkün f:kat fıiozof bır adamdı. Muayenehanesıııı ılkoncc evinin alt katındaki kı>ytu odada açmıştı. Çalıştığı Hıs pr.nserden çıkınca oraja gıder bek'erdi. Aylarca, yıllarca böyle bekîedı ve günün birınde tahammulu kalmadı. Mahalledekı bakkıl çırağma, bekçmın çocuğuia, koftecılere beleşten bakmakla ekmek parası çıkmıyacağmı anladı. Cadde ustunde bir yer tuttu. Kırdı sardı, doşedi dayadl, bir de telefon aldı. Gazetelere bir de ilân veıdı. Dusandu taşındı en çok şıkâ\et edilen hastahklar sınir ve romatızma olduğunu sezeıek bu ikı hastalığl tedavı edeceğıni ilân ettı Iiân mı tesırini gösterdi, yoksa t lih) mı gulmeğe başladı. bilınmez ama bundan sonra muşterıler arttı. Bır sene geçmeden vazıyeti duzeldı. O kadar kı bır de hastabakıcı aldı. Kabine; i daha da duzgun hale getirdi. Kısacasl epey voluna Rİrdi . ve çöhret buldu, ams doktor Kâmil diye değıl, doktor Mmcık adile .. Oturuyorduk.. beş altı kışi vardık. Doktor neşeli idi. Mesleğine aıd tuhaf vakalar anlatıyordu. Bu arada hastaların en çok üstünde durduklan jeyin «ne yiyeyim?» bahsi olduğunu izah edıyordu.. guluşüyorduk.. doktora sftaşmadan duramıyan eczacı Hulusı orUya bır lâf attl: Yahu doktor.. serun adın ne? Kâmil.. Soy adın? Horhor.. ben Horhorda doğıruşum.. Pekiii! Ya sana herkes Doktor Mmcık der?.. Bu nereden çık>or?. Hiç canım.. Nasıl hıç?. Canım. öyle bir lâkab takr/'islar.. Kim t?kmlş.. Ne bıleyun ben.. Hele hele.. Uzun hikâye.. aimdi.. ben. İsterız.. bunun sebebi ne ola ... Ulan gene bir domuzluk düşunu' orsun galiba Vallahi değü. merak ediyordum.. da şıındı sırası geldi.. Hep sıar ettık . 0 aıılattı. Bugünkü kabinemi açtığım gunlerde idi. Esreyıp duruyordum. Bızım kayınbırader de orada idi Halde mufettıj olduğu içm dairesinde imzs falan gibi kayıdl»r olmadığından arada bir kırıp bana gelır, müşteriymiş gibi bekleme odasına g«çer, hastaları dikjz ederdi Oğianm içinde fenalığı olmadığı muhakkaktı am= benım •inirime dokıınuyordu.. kaç defa Yahu Hüseyin! Ayıb oluyor bırader. Naapıyorum yahu? Canırrı şuraya gelip oturuyorsun. Kadınları nezaret aıtma a'" ıyorsun.. «onra adımız çıkacaic. Ben naapıyorum Kâmil? Şurtda vakıt geçain dlya oturuyorum. Ama bunun btrrası muayeneharıt kuzum . kadını var, gene kl« var. Kazık gibi bir herıf bekleme odasmda oturup herkesi dık z eder=e sonıa ne derler? Yahu bır defa.. Uzarm».. münasebetsizlik o Doktor Mıncık luyor. Aramızdaki bu muhavereden sor.ra biraz ayağl kesıldi.. haf*ada bır, nihayet iki defa gelip çöyle on dakika, bir çeyrek oturuyor, kalkıp gidiyordu. Bu kadarına da sükrettiğim için ses çıkörmlyordum O gün de gelmişti.. bır kahve ıçt Telefon çaldı. açtım. Bır hasta gün alırak istıyordu.. şimdi pek hatırımda değil. bir kadın.. aoını ve soyadını yazdım.. üç gun sonraya muayene saatl verdim. Ertesi gün muayenehanede otururken telefon çaldı.. bir erkek ko nustu. Doktor Kâmil Bey mi? Evet!. Doktor bey.. ben falanım (herifin adl da aklımda değil) haremim iki gün jonra lize muayent ye gelecek. Ismi? Falan filân.. Randevu defterini açtım. Bulduın Evet.. saat dört buçukta Curoartesi günü . TamaTr.. şimdi sizden bir ricam vT Bu kaJının dizlerinde t«iaıriarıiida ve budlarında ilzılar var; bır turlu geçiremiyar. kendisi de mahcub olduğu için dcrtora göstermek ijtemıyor. Asıl şiVSyeti burada. Muayene ederken ona da bir bakınız. Hay hay beyim . bakara. Çok rıca ederım. Olur efendım, merak etmeyın! Telefon kapandı. Ben de hem muayene defterine, hem de önümde takvımın muayene gününe ufak bir not yazarak adamın ricasını kaydettım. Muayene günü geld: çattı. Kadını merak e<3!yordum İkmci mi, üçüncü mu ha3ta oUrak odama gırdi. Bahk etinde bir kadındı. Oturdu.. adını soy admı lordum. Tamam. Şikâyetiniz.. Doktor bey.. midem iyi değü.. Ağrıyor mu? Evet!. Yemeklerden evevl mi, sonra mı? Evvel de ağrıyor, «onra da hele bir seye «inirlenınce.. * AVt A^*\ A^ f Tayyörunü çıkardı.o kadar.. Etekhğı de çıkarm.. Çıkarmasam olmaz mı? Olmaz hanımefendi. Onu da çıkardı. ve muayene scdırinin üstüne uzandı. AleiÛJUİ rruayene ettım. fakat kadın karnın.' giyet gergm tuttuğundan bir ştv anlamak kabil değildi. Kendinizi gevşek bırakın! Rshat bırakın! dedim kir etmedi Ellerım soğuk mu geliyor?. Hayır doktor bey. Ben muayenede «inırlenirira de.. Ne münasebet efendim. Sınitlenecek ne var. Evet ama yabancl erkek eli ne kadar olsa.. Aaa '.Doktor eli hanundaa1 di Hiç bir zaman yabancı aayılmaz Malumu âlır.ız doktorlar m,srnın en mahrem yerlerint kadaı.. Peki peki.. dedi. ne ise iyi kbtü muayene ettık.. kadının miaesinde biı jey bulamadım; »ma sinirlerı geıgin olduğunu gördüm.Tam: Kalkm! diyeceğim «ırada aklıma telefon muhaveresi geldi. Ka dın da kalkmak için doğruluyordu. Bitmedi hanımefendi! Bu sizin ağrılarınızın sebebini iyice anlayalım da bir daha rahatsız olmayın .. Bacaklarınızı uzatır mısınız? .. Hangi bacaklarımı? (Güldüm) Bu baeaklamua diye dokundum. Benim bacağrmda bir |ey yok kü. Bıliyorum. Bacağınızda bir t s,ey yok ama mıdenizdeki ağrıla] rın lebebini bulmak lâzım.. uzatın!. Ama doktor bey. ben midemin... Hanımefendi! Doktora gelen hasta kendisini ona teslim eder. Hasta kendi kendini tedavi edemez. Etse bile muayene edemez malüm ya!.. Kadın istemiy* istemiye bscak Eski, baharlı şeyler sever mi larını uzattı. ben kombinezonun siniz? eteğini dizinin üttüne kadar çek Severim.. Yemek yer yemez ağrı baş tim. Dizinizi büker misiniz*. dehyoı mu? dim. bajladım.. baldırlarının ve Hsyır.. geceyarısı, ikindi za dız'erının etlerini muaveneye Tamanı.. biî mıncıkla\ arak bakıyorJum.. Soyunun da muayene ed« Oteki dizinizi de . yırr. Bir tanesi yetmedi mi?. K.djn mantosunu çıkardı. Hayır.. bunda bir şey bula mndım. Ötekine de bakmalıyım.. siz küçük iken bir yerden diijtünüz müydü?. Hatırlamıyorum.. Ve ben muayeneye devam ederken ellerimi yavas yava| budlanna doğru ilerletiyordum.. kadın sordu.. Demek ki doktor bey.. bu Kincık usulü ilt benim midemın neden ağrıdığına. Ya, ya!.. Hakkınız var siz beni muayene ederken mıdem sğnmağa Öyle mi?.. Nerenizi gıkarken... Meseli surayı dememe kalmadı, kadın yaradana sıftmıp bana bir tokat, bir tokat daha.. ne olduğumu anlamadsn bir de tekme vurdu.. bir arka üstü yere serildim. o kalktı... Seni alçak herif seni!.. Demek «öyledikleri haklı imi«.. Sen bütün kadın hagtalarml mmcırilyorsun. Namussuı herif... Hanım siz ne a6ylüyortunux?. Ben öyle sizin bildiğinla adamlardan değilta. Sen bana baksana! ÇocuğuDıi kandırıyorsun? Mide ağnsile baldır bacak tıkmanın ne müna•ebeü var... söylermisiniz bana? Hanım hanım! Ben hekimim hekim. Onun münasebeti olmadığ.nı ben senden iyi bılırim. Hah! Utanmadan itıraf da ediyorsun. Öyle ise neden?.. Duur! Senin kocan olacak herif bana telefon etti. Karımın dizleri, baldırları ağrıyor, kendisi göstermek istemez. Siz orasını da muayene edin diye rica etti.. yoksa ben mide . Yalan.. vallahi de yalan, billâhi de.. Hanım ben yalan söylemem. Ben senin yalan söylediğini ispat ederim. Nasıl ispat eder^in? Bir kere benim kocam yok.. ben dulum.. Anlamadım. Benim kocam yok diyorutn. Şimdi anladın mı? Allah Allah.. e bana telefon eder Uydurma telefon değil mı? Şerefim n?musum hakklçin. ettiler Demek ki birisi sİ7e oyun etrri? olacak.. Edebsizlik namussuzluV. diye söylenerek çıktı... gitti. O JfıtH fcemen arkasmdan bizim kayjı birtder geldi.. Ne olmuş yahu? Bir kadın dısarıda bağırıp çağınyor.. mlncıklamış mısın ne imiş?.. Kayınbı: adere meseieyi anlattım... Güldü... Y«hu! Bu gülünecek sey mi? EU kırılası karının da tokatı ne sertmiş. Yüzüm ateş gibi yaniyor. Kıpkırmızı olmuş.. Ak$am eve döndüm.. kapıdan girer girmez: Geçmiç olsun mıncık mütehassısı diye! bizimki kaısıma £ikmaz mı? Az kaLm boşanmağa kadar gidr. ordu. ne ise onu d3 yatıştırdık.. kaymbiraderin gevezeliğme kızdım.. bir müddet dargın durduk.. çünkü İ51 o pasaparola ettiBir iki gün bekledim. Bakahm hastalar ekîilecek mi diye?.. fakat hayret'. Eksılecek yere arttı. arttl. kardeşım. kim gelse, Doktor Mmcık siz misiniz? diye soruyordu . Meğerse romatızmadan, baldır, bacak ağrısmaan şıkâyetçi olan ne çok hasta \arm13 kardeş!... Gülü^tük .. B«n sordum. Peki.. doktor bu telefon dalaveresini kim yapmış?.. He! Önce ben bizim kavınbiraderden şüphe ettım. Oğlanın gur.ahına girmijim . meğer muayenehanenin sahibi raptırmışhani müşteri gelmesin de ben mu ayenehane aylığını veremıveyim. Çıkayım diye!. Daha yağlı bir kiracı bulmuş imiş . ayağına dolandı İşimiz düzeldi. İste o gün bugün adımız Dokto Mıncık kaldı.. dıkkat etmedıniz mi tabelânın altında küçük harflerle yszdırdım ki! Gelenler yanlij yere gitmesinler âıye'..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear