26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 Kaam 1955 Onlar erse muradma IJürriyet partisinin (mubarek ola!) ortaya çıkm»sile. siyasi partilerimizin Myuım bütiin bütün «aşırır olduk. Sizleri bilmem ama, ben her Allahın ffünü gazetelerdeki havadis başhklanna baktıkça, ianki Adnan Mendercsmişiaı gibi, heyeeanlar g«çiriyorum. Mesela söyle ktr başlık: Bfiytik Mr partt... Aman fene mi, daha büyüğti mfl? derken devamı: ... Eroin ele gecirildl. Ooooh diyip rahat edemeden. hemen arkagından. bir başka başlık: İkinci bir parti... Hangı ikinci birader, kacıncı ikinci bn? Fakat, neyse. değilmiş: ... Kok kömürü dafitılıyor. AIuı bir tane daha: Muuzam parH... Hah bu isim iyi işte. Kim konıyor acaba? Gene boşuna heyeean: ... Ttitim flırac edildi. \ı hep böyle devam edip gidiyor. Şu parriler bir derlenip toparlanıp yerlesseler de, füniiik kalb çarpıntılarından hayırlısile kurtulsak. *** Eski bir hikâye I 1 yıbı mayıbi yok! Batacajıı.. Sea galiba yüztn* biliyorsun! Bilmlyorum vallabiL Ama ne oluyoruz.. O sırada Mhilden: Kimdir o?. Ne oluyor. Kayıkçı dur! Dıy» aesler geldi. Kayıkçı durdu. Ama ben bittim. Sırsıklam hal deyim tsmail Efendi durumu an ladı: •** Beraber buynrsalar almah. Fakat h* tedbir »ottr. N H Tcrmek İıtanbtü aokaklannı çamnr deryan, yahnd, ralglinl haritalarda gördtiğiimnz, bir «göller mıntakagı» balinde tutanlan kim tecziy» edecek? Çıkar bizi karaya! Sen işiu tadını kaçırdın! demesi üzerine kayıkçı: Bana ne söylüyorsun Ef?ndi? Çiftetelliyi ben mi çaldm? dedi. Ne ise beş dakika »onra karaya Sen n* yapacakgın? Prak bu lâkırdılan Efendi çıktık. İskelede bekçi ile polis I^ Kavuklu Hamdi Efendl yatroda beni bul! dedi. Bana da: Ben Beykoza geçeceğim. Bi Baba!.. Sen çiftetelli oynar mısın? bekliyormuş.. ***merhumu ben ilk gençüğim Ne oldu? Siz kimsiniz? diye Hadi gidelim. belki kolağazim bilâderin çocukları var. Ora Ne olacak?.. d« tanımıştım. smın evini açtınrız. diyerek x o Ha baraber oynayacağuz bizi istintaka başladılar.. (Şimdi bana insanm Ük genç da kalacağım. İsmail Efendi: lumdan çekti.. yüzüne baktım.. Geceyanaı Beykoza Tapur demesile ayağa kalkması bir oldu. liği olur mu? diyeceksiniz. Olu Efendim, Beykoza gidecek dayanamadı. Başladı gülmeğe. Ben zurna da ince inoe nağmelerini yor. İkinci, üçüncü, dördüncüsü vap mı? Lâf ve peynir gemisi tik. Bizim Hamdi Efendi biraz de dayanamadım.. ajzıma ne ge Vapur olur mu bu saatte. kıvırıyordu.. bile oluyor.) Aman hemseri ne yapıyor korktu. Geri döndük. Bir şey de lirse verdim, veriştirdim.. rvemokrat Partinin son Mcclis Grupu içlimaıııda = Merhum, çok eğlenceli bir a Sandalla geçeceğim. İstersen gel.. eil.. dedi. Ben de ısrar etmedim. Ben gece sandala binmem. sun? " bir mebus, hayat pahalıhjından şikâyet ederMeğer İsmail Efendinin bana 5 damdı, nüktedandı. Bir çok hikâ Yahu! Hamdi Efendi! Sabaha Görmüyor musun, göbek a Karakola faiân gidecek haiim de oynıyacağı oyun bu imiş; ama, ken «İstanbulda murakabe yoktur» demiş. İ ye bilir, bir çoğunu da kendi uyyoktu. İskeleden tam ayrılacaŞı erted akşam ağzının pavmı verŞ dururdu. Onun için şimdi size kadar sefil olursun! Yann gündüz tüirim... FK.G durur mu, hemen bir basın toplantısı ve Ay.. yahu! Devrileceğiz.. de mız sırada, kayıkçı İsmail Efen dim ortada.. zurnacının da jecere= anlatacağım hikâye, olmuş bir şey Hidayetin bağında oyunumuz var. hemen cevab: "Biz murakabemizi yapıyoruz.» diye? sini saydım, dökt'inv Reril etrim = midir, temin edemem. şimdi Ham Gece Büyükderede oynıyacağız. dimse de herif hiç aldırrtiyor.. Fakat aynı günün fazetelerinde İstanbul Vilâ; Hafif deliliğe ihtiyac İsmail Efendi.. fena oluyo 1 di Efendinin ağzından dinleyin! Uykusuz hagtalanırsınl Dükkânı Efendi Emiee yarım lirayı ik sini de.. gel gelelim o gün bu yetinin bir teblifH de çıktı. Bunda: «Ban esrmfın kapatınz sonra... Deniz sakin.. rum.. eün sandala binmeri. Tövbelivim kimden alacağız? demez mi? fiat etiketi usulüne riayet etmediği, kendilerine 48 ir şairimiz, meşhur türküyü, pek mikteli bir 5e Kelimei Şehadet getir" Hamdi diye anlattı.. pek hos bir adamdı Matlik bir mühlet verildiji, ondan sonra haklarında İsmail bozuldu. 5 O yaz hep Boğaziçinde oynuyor baksana.. mehtab da var. Yağ gikilde değiştirmiş: Efendi.. demeı mi? millî korunma kanununun tatbikına feçileceği» bil Canım sen yann gel de.. ti rahmetli Hamdi Efendi! duk. Ama hep Rumeli yakasmda. bi. On dakikada giderir» İndim yârin bahçesine, İçimi çekerek: diriliyordu. Ben başiadım duaya... n!!iiH!HiııınmHHinımnıııııınniHHmnııııııııımııııııiHHiımTmmiHinmiH(««ııuıııııiııııı»ıııııi!iıiHiwmııiffliı Gene gecelerden bir yaz gecesi Parsellenmij... Peki! dedim. İmdiiiii Millt kornnma kanuna yeni bir »ey Aman Yarabbı., Sen bızı ha ^ ^ ^ ^ , £ Sanyerde oynadık. tsmail Efendi Hakikaten zamanınuzda, bilhassa İstanbulda, bu fskeleye gittik. Nöbette bir tek yırhsı ile selâmete çıKar... defril. Esnafın üattığı mala etiket koyması karan < U E = evvelden çocuklarla görüşmüş. parcvlleme i$i başlıbaşına bir mesele oldu. Yalnu övle. fkisinin de senelerdenberi tatbik elunması Âmin.. §j = Bana bir ovun e<3eceklermiş. Ta sandal var. îsmail Efendi pazarhk >»rin bahçesini değil. Belediyenin parkını, Devlet larım. İsmail, b«nim başımı belâya|§ = vuk hırsızı İhsan gelip haber ver etti. Galiba 15 kuruşa sandalı tutRabanın arsasını. hattâ giizelim derrizi bile, parselle tuk. Oku\oıp üfledikten «onra san sen soktun! Murakabt yapılıyorsa bu 48 saat mühlet neye? = babam parselle. Bu gidişle, sevimli Başbakammızın | di. dala bindik. Kayıkçı bir nejeli aFazla düş.ünmeyin, bpkı FK.G. jibl, siı de i?in N e bileyim ben Hamdi E 1 İ Baba! Ayagını denk al! Sana damdı. Sarıyerli imis; ama aslı pek sfvdiji bir tâbirle «sathı vatan» neredeyse yaIçindeo çıkamazsınız. fendı? | = bir ojrun var ama, ağnayamadım. Lâz, Bizi tanıdı. malı eskici bohçasına dönecek. **• Biz bu münakaşada iken.. = | Pekl! dedim. Falih Rıfkı üstad bu işin çaresini düşüne dur Aman oğlum, dedim. Ben yaHem tuçlu, hem güçlü Oyunu oynadık. Küçük iun, Amerikalılar panselleme bahsinde bizden ileri 5 lı usağı değilim. Doğma büyüme giimişler. Bir şirket kurulmuş, Ayı parsellfmış. ş pestilini çıkardım. Ama çok yo Eyüblüyüm. Denize hiç yüzü.n Delcdiye. etrafa âfot laçan, otomobillerin şoförhattâ hektarını (10 bin metre murabbaı) 2,5 dolar ğ ruldum. Seyirciler dağıldı. Çocuk yoktur. Pek sallama! •^ lerini eezalandıraeakmi}. Usulen, evvelâ para aan satmağa başlamı; da. 4500 kisiye satmıj bile. Ş lara pavlarım verdik. İsmail dedi Heç kasavet çekme beybaba! eezasL sonra da ehliyetin alınmaiL Onlar gibi sivri akıllı olntadığ'imıza ilk defa I ki: Kasımm sekizinci Salı gecesi dir, neyi anlatmak ister? dedi. Küreklere yapıştı. Deniı saBu, zifos denilen tey, kif aylartnda İstanbul tecfsüf edivorum. Çok değil ama, biz de biraz saAakarada, Küçük Tiyatroda «HsrBunu yazarın kendisinden 86 Hamdi Efendl, gece nerede kindi. Hava da çok eüzel .. "jöyle yayalanmn hakikaten büyiik rahatsızlıkiarından bipık olsak. Ayı parçalar ve böylece, belki de «salhı put'ta Bir Amerikab» piyesi seyir renelün: kalacaksın! bir oooh! çektim... Sandal da varldir. Biçimine (!) feldiniı mi üstünüzu başınızı, vatan» I kurtarırdık. cüerimizin karşısına çıktı. Salon «Onbirinci sahn* eserim olan Ş Sanyerde bir doktor Itolağası vaş yava| yol almağa başladı. Dabazan sapkanıza kadar, uniyede berbad eder. Üssilme dolu, kahkaha alabildığıne! «Harput'ta Bir Amerikalı» yı size s Hüsnü Bey vardı. Ortaoynınuna ha «ahilde idik.. birdenbire san teJik, hadise lâhzada vukn buldupundan, kaçınmaGünleri asık suratla, diş gıcırtıları nasıl tarif edeyim? meraklı bir adam. Onxın evinde dalcı kürekleri bıraktı. Hafif hanıza, korunmanua da imkârt yoktur. 2 I ile geçenler «Harput ta Bir Ameri Bir komedi yazarının kalemi ile, fif asağı doğru akmaaa başladık.. kalıyordum. Orası byle. Gerçi yayaJan hinuye Için tedblr kah» piyesini seyrettikten sonra, ölen bir şehrin draml mı diyeyim? ş Hüsnü Beyde kalacağım, de tekrar küreklere yapıştı. Sanyer gülmenin o mucizeli, şifalı tesiri ile Yoksa, asırlarca evvel Acem knnlanndan ayrılmamız için sıya dim. âdetâ mânevi bir duş yapmışçası hayranlığı ile başhyan, bilâhare Hüsnü Bey yokmuş, askeri etti. Ben sordum: na rahatlıyor, hafifliyor, saiondan garba dönüp bu isrm başlarında geldi haber verdi. fKolağas: bey Ne oluyor evlSd! ^enlenmiş olarak ayrılıyorlar. Ti Fransada karar kılan, Birinci Dünselâm etti. Ben bu gece Hadım Hiç beybaba! Şunu bir dinyatronun arzuladığı, seyircilerın ya Harbinde Alman, İkinci Dünj'^ köyüne gidiyomm. Yarm akşam liyelim.. ben sizi vaktinde yetiştiözlediği de işte budur. Harbi ile sonrasında Amerikan BÖrüşürüz, dedi). Adam gönder ririm. dim. Evde kimse yok. Asker de kış «Harput'ta bir Amerikah» piyesi hayranlığı olarsk kendini goste Ayol yatsı çoktan okundu, Bana bakın! Moruklar.. kalŞ laya eitmiş. ren kötü iptilâmızın hicvi diye mi essalâta da vakit var. Neyi dinli kın ayağa pakaayum. Baraber göş ile onbirinci sahne eserini vermij olan Cevad Fehrr.i Başkut, seyir j takdim ede>im? Ne yapacajız şimdi! yorsun? bek atacağız.. Ş cisini bulmuş bahth yazarlarımız I Yahut, Türkiyeden Amerikaya Burada sabahçı kahvesl yok Dedim. Aaaa! Herif çıldırdı... Ş dan biridir. | göçen ve bir daha vatanın ismıni mu? Beybaba işitmiyor musun çif Kalkm bre.. şimdi sandalıH "Seyirci bulmak» sözü ilk ba j ağızlarına almıyan bir ki£im Türk5 Dell misin yahu! Ben kahve tetelliyi? dedi. Kulak verdim. Udeviririm. E kışta belki biraz tuhaf gelebilir. lertn tenkidi diye mi anlahyım? ~ de yatamam. zakta bir zurna çiftetelli çalıyor.. rîay Allah belâsmı versin... = Öyle ya, her zaman ortada, göz Hayır, hayir... Bunların hepsi Öyle ise hamama ?idellm. güzel de çahyor. îsmail ayaja kalktı... Ben kal£ önünde, k?rşımızda, yanıbaşımııda başlıbaşına çatık kaşlı birer dSva .. İsilik olmak için mi? Yazm Güzel; ama bizim uykumuz 1952 senesi eylulünün 26 ncı gü istemek üzere kasabaya döndü. 27 Douaire'in cesedini bulduiar. Kadm,' = hamamda yatîlır mı? kamadım .. Gözü körolası rurna= olan bir kimseye kalkar da, nasıl: Halbuki ben» Harputta Bir Amerivar. Vaktile yerimiıe gidelim. BÜnü 27 nci gününe bağlıyan, fır eylul sabahı şafak sökerken, Dou ne kocasının dediği gibi asılmış, ne Ş Ş »Hah, içte seni huldum!.) diyebili kalm bir dâva piyesi olarak yaz Na olacak? Yapamam beybaba! Ben çif cı da durmadan üflüyor. tınah, yağmurlu bir geceydi. Bir aire'in sırra k^riem basnış Jİduğu öteki maktuller gibi kurşunla vu i s Aldı bizi bir düşünce.. »ordum. tetelliyi Ulan geceyarısı hangi namusğ riz? «Seyirciyi bulnnak» için, önce madım Onun iddiası olsa oba budinlemeden yapamam. Fransız çiftçi ailesi olan Mösyö ve görüldü. Fakat biraz sonra da, JÜ rulmuşhı. Bir iple bognîmuşru. İp,! = seyircinin kayıp olma« gerekmez gürikü cenriyetimizin bir parçasma Kusura bakma! dedi. Oturak tah su* bu zurnayı çaldınr, dedim. Ş Madam Lemonnier, yatmağa gide sile halindeki cinayetleri meydana hâlâ boğazında düğümlü, etlere de 1 = ayna rutmalrtır. Belki de bu ayra, Canım.. deniz üstündeyizş mi? tasuun altmdan btr fişe çıkardı, cekleri sırada. sokak kapısının şid çıktı. Başarı yolunda yürümek istiyen eğlence yerlerinde görülen muka'ar rin surette gömülü duruyordu. S Hamdi Efendi! Küfür etme! Hep= başına dikti. detle vurulduğunu isittiler. Mösyö bir piyes yazarının daha ilk adımı muh=ddep *** aynalardan... Onun can taşıyoruz. demez mi? Araştırma başladı. Douaire sırrol ] £ Ohhh! dedi.. beybaba ölümlü Lemonnier: Kasabada, kısa zaman evvel ev muştu. Bilinmiyen bir «ebeble. bir [ = Sustuk.. sandalcı hem göbek af j atrr.adan kendi kendine sormsk zo içinde biraz uzayan veya bir parça dünyada bundan tatlı şey var mı? Kim o? diye sordu: lenmiş, Doire isimli bir gencle, ka gece içinde dört kişiyi birden öldü= ] runda olduğu önemli bir sual vax: kısslıp tombullaşan mübalâğalı Afiyet olsun ama oğlum.. biz hyor. Hem de: Dışarıdan bir ses oevab verdi: rısı otunıyorlardı. O 26 eyl91 necosi, ren bu azıh katil, bütün civar halkı Kalkacak mısın? Alabora e£ Acaba seyircim hazır mı? Hazırsa hayallerimize bakıp hep birlikte yerimize gitsek.. Ben, Douaire. Açın. Mahvol saat sekizde, Madam Doire. evinin için büyük bir tehlike teşkil ediyordeyim mi? diye bağırıyor. £ korku yok. Değilse, işte o zaman gülelim, dedim. Gidersiniz. gidersiniz. Sabaha dum. Marie Louise kendini astı. kapısı önünde bir nöpek havlaması du. Tahkikat neticesinde, yanında Onun için, »Harputta Bir Ameri Artık ben dayanamadım.. Ş durum ciddî demektir. Bu suali kadar vaktımiz var.. K?rıkoca bakıştılar. Önce, kapıyl duydu. Kapıyı açınca, karşısmda, yetmiş tane tüfek kurşunu bulun I = İmdaad... Can kurtaran yokğ vaktinde îorup cevabını gereği gi kslınm en iyi tarifi bence fudur: İsmail Efendiyi dürttüm.. o da: açmakta tereddüd ettiler. Bu Dou büyükfnnesi Madam Batsillau'nun duğu anlaşılmıştı. Attığını vuran o ' ~ çoğu, üç perdelik komedi» (1) Ş bi vermeden yola çıkanlarm T Hemşeri!. Sen bizi karaya çı mu? diye bağırmışım.. aire, evi kendilerine en yakın olan köpeğini gördü. Hayvan, acayib nun gibi bir adamın. üzerinde böysonunda bfşarısızhğın gay} asuu Yazarın arzuladığı hep birlikte Sakin gecede sesim sahilde a = bnylamışlardır. Şüphe yok ki, her gülme, gülüşme bugün fazlasl ile karsan nasıl olur?.. komşularıydı, Orgeraie çiftliğinin sesler çıkartıyor. inliyor, yerlerde le bir cepane taşıması, ahalisi bir Yoooo! Oyunbozanhk iste kisler yaptı. İsmail Efendi de: 1 piyes yazarı, zamanının seyircisini gerçekleçmiştir denebilir. Temsili «ahibiydi. Yüzü gülmez fazla ko sürünüyor, genc kadını, eteğinden birme uzak evlerde yaşıyan ıssız Aman Hamdi Efendi! De!i= düşünürek, zamanının seyircisini bir defa seyrederek gülme açlığınl mem. Ben nöbetimi verdim size.. nuşmaz bir adamdı. Mütemadiyen | dişlerile yakalıyor, sürüklemeğe uğ köylerin çoluk çocuğunu genis ölKayn bir daha iş alamam... Son misin! Ne bağınyorsun? Ayıb de= ilgilendirmeyi arzulıyarak kaleme, gereği gibi do>iıramıyan, tekrar kafayı çekmekten, tezkeresiz avcılık j raşıyordu. Madam Doire, köpeğin çüde tehdid eden bir hâdise idi. ğil mi erkek adama? . dedivse3 kâğıda sarılır. Bu baklmdan her ra karakola giderim. etmekten başka bir şey yap n.ız, bu ısra.iı pcrünce, bü tekrar gelip tekr:r tekrar de.. Ben bir kere daha bağırdık I piy?s yazarı kendi seyircisini ya Önce, araştırma, cinayetin işlenBen: çiftüğin bütün işlerini karısına bıra evinde bir fevkalâdelik bulunduğuistiyenlerin çokluğu da Vıunu gös = z manın içinde bulup çıkarmak, ya Canım, biz senin paranı ve tan sonra: kırd.. nu tahmin etti; kocasile birlikte, diği sahada yapıldı, sonra bu saha terir. Can pazan İsmail Efendi! A= da yeniden yaratmak zorundadır. ririz. Sen bizi karaya cıkar.. Lemonnier ile karısmm şaşkınlığı hayvanın peşine takıhp gitmeğe gitgide geniş'edi. Jandarma, gene Mahir Canova'nın sshneye koynııııiHTiıiMUirınnHiıııirtniTiııııi'itTiııııtınınıiMiıınııtTMiııuıiimınrıniTTmmııııııııiMiıifiıiMiiiMmTTrıııııııiTiıiTiııııııınıııııııı Seyircinin standsrd değil, «a duğTl dekor ve kostümleruıi halis 5a (Arkası Sa. 4, Sü. i de) ınıiHiııııuııııııııııııiıııııııııııttıiMKiııı fazla sürmedi Dışanda iki el silâh karar verdiler. patladı. Donaire, kapıvı parçaUmak Oraya vardıklan zaman korkunc morf» bir varlık olduğu, devTİne, natkâr Hüseyin Mumcunun hazır'.aiçin, silâhını kapı kanadına boşaltı bir rranzara ile karşılaştılar. Yetmiş yazarına, eserine göre seyirci bu dığı bu komedide rol alan sanatyordu Kan koca, korkurlan, ocağın yedi yaşmda bir ihtiyar Vadın olan lunduğu düşünülürse, «Seyirci kârları da bildireyim: Kâtip içint siper aldılar. Douaire. dört el Madam Pataillau, kanlar içinde bulmak» sözünün tuhaflığı ortadan Necmeddin Arş (Semih Sergeni), silâh daha attı. Kapı kar.adı yarıldı, yerde serili yatıyordu. Seksen üç kalkar. Belboy (Turgud Okutman), Fikret Douaire, elinde tüfek. içeriye girdi. yaşındaki ihtiyar kocası da, sol kolPeki ama, seyrici nasıl bulunur, Arman (Ha$im Hekimoğlu), KoYağmurdan sırı'sıklam olmuştu. tuğu altmdan vurulmuş, o da öımüş nasıl yaratılır? diyeceksinız. Bu miser Cavid Kocabıyık )Saim tü. Yaşı icabı, sabahtan akşarua kaSilkindi: sualin oevabı ha deyince verüecek Alpago), Ahmed Ulusr (Yıldı Amma da berbad hava ha! diye dar üzerinde oturarak vakit geçirgibilerden değil; piyes yazaılığı us rım Ünal), Ahmed Bulur (Musöylendi. Bu vağmurda sokakta diği kötürüm koltuğunda iken öltabğmın bam teline dokunur bu zaffer Gökmen), Ahmed Ok dürülmüştü. k?lacak değilim ya! sual. Sırrmı bilşe bilse, ancak us yay (Tekin Akmansoy), Celile Ev sahibi bütün cesaretini toplaGenc karıkoca. ihtiyarlara hiç bir talarl bilir. Ünlü bir ressanja: Morçiçek (Melih?. Ars), Ayşe MOTdı. çok heyecanlı gözüken Douai yardım yapılmasına imkân kalmadı«Üstad, bu h?rikuâde tabloları na çiçek (Gökçen Hıdır), Abraham re'e: jhm görünce. hâdise\i jandarnaya sıl yapıyorsunuz?» diye sormuşlar Maderus (Nur Bartu,) Belediye haber vermek üzere evden telâşla Ne oluyor? diye sordu. Re?sam güîümsiyerek cevap ver Kâtibi (Ali Algm), Belediye Reısi çıktılar, hızlı adımlarla kasaba yo İş kötü Kanm kendini *stı. miş: «Gayet kolay: her çizgiyi, tar CSuat Taşer), Ahmet Müderrisoğ Ke felâket? Sebebi ne acaba? lunu tuthılar, fakat, firtına ile boboyayı. her ışık ve gölge damlasl lu (Nuri Göksever) ve Jandarma Ne bileyim ben! Ama muhak ğuşarak bir dönemecden geçıjkleri nı yerli yerine koymak suretıle!» Knmutam (Haluk Kurdoğlu). sırada. iki el silâh patladı, genc t a kak olan bir şey var; öldü! Şimdi, gelin de işin içinden çıkıT Yılın ikinci telif piyesi olarak Douaire. konuşurken, bir vandan dın da kocası da bacaklarından yabakalım.. sahneye çıkan «rHarputta Bir Aralandılar. Buna rağmen, koşarak da. tüfeğini kurcahyor, şarjurunu Amerikaj'a gönderilen bir Sovyet murahCevad Fehmi Başkut da, diyeîım merikah» bu soğuk havalarda sekaçmağa muvaffak oldular. İlk r&rtaçıp kapatıyordu. **hası, oradan dönüşte, intibalarını anlatki, her sözü, her tipi veya karaktsri yircilere bol bol kahkaha attırarak Ev sahibi. tüfps'n dolu olduğ'mu ladıkları köyde bir eve sığındılar. IJolandaya gidip dönen bir Alman turisti mi|. Amerika ile Sovyet Rusya arasmda mueserinde yerli yerine koym?k suıe Küçük Tiyatronun gecelerini adagördü Douaire'in ick'ye düskün bir Köyde telefon olmndığı için, vaka kayeseler yapmış, demiş ki: anlatmış. tile seyircisini bulmuştur. Fskat bu makıllı ısıtiyor! adam olduğunu bilivorrlu. ^<"'ki bi ancak ertesi gün, kasabadaki jan Doğriisunu söylemek lâzım gelirse. Rctterdam'a vardığı gün, ne kadar otel onun sevilmiş, tutulmuş bir piyes Şairin dediğini bilirsiniz: ''T^an raz sakinlesir ümiHile, ona bir ka darma karpkoluna haber 'eıilebildi. ve aile pansiyonu varsa hepsi tıklım tıkhm Amerikadtn hoşlandım. Amerikalılar öyle yazan olusunun sebeblerini izaha âlemde hayal ettiği müddetçe yaKarakol, birden faaliyete geçmşdeh rakı ikrarn etti Douaire kramı dolu imis,. Güç halle, bir aile yanında bir pek bedbaht insanlar değüler. Fen sahasınyeter bir görüş değildir ki. En iyi şar.» kabul etti. fakat surahi ile kadeh ti. Bir gece evvelki jandarma müfoda bulmuş, yerleşmiş. i. şöyle diyelim: Cevad Fehmi Basdaki ilerlemeler, oldukça mühim; hattâ bazı Biz bu mısraı günümüze göre rezesine katılmak üzere daha kuvmasaya eelince. bir ka lehle kut günümüzün, toplumumuzun, değistirmek istersek şöyle de söysahalarda bizi de geçmişler. Bazı sahalar da Akşam üstü sokağa çıkmış; yemU, içmiş, eferber medi. kendisi doldurmek sartile üst vetli bir ikinci müfreze çarpıklıklannı, çirkinliklerini, sa liyebiliriz: var ki biz onlardan fersah fersah ilerideyiz. Meselâ bizim. âdeta geç vakit, dönmüş. Bir iki ahbapla dolaştığı ü<:te üc ka^oh 'uvarladı. Sonra bir edildi. Bu arada, karakola bir hbar pıklıklarını konu ediniyor ve bun İnsan, filemde güldüğü müddete tabil sayabileoeğinüz müesseselerimiz var ki, Amerikalılarda için çakır keyifmiş. Evin önüne gelince, bir daha yapıldı. Lande çiftliğinden biiskemleye oturdu, silâhını tekrar ları üç duvarh dünyanm sihirli aykat'iycn mevcud değil. de bakmış ki, yanında anahtar yok. Kapıyı açtırmsk için bayaçar! doMurmacs koyuldu Lemonnier ile sikletle gelen bir uşak, o gece, ••iitnasına ustaca aksettlrmesini biliğırmaktan başka çare bulamamış. El çırpmış: Sovvet murahhasının bu beyanatmı dinliyen dostları şaîŞu omurtkan dünyada biraz ollik sahibi olan Efendisi Mösyö Henkarısı bunu fırsat bilerek kapıya yor. Son eseri «Harput'ta Bir Ame sun gülelim canım.. mamıs görünmüşler ama, gene de şaşmışlar ve sormuşlsr: Açın, ben geldim! diye seslenmiş. Anahtarı atm! keştuîar. calataban, gecenin fcaran ri Richard'm tüfek kurşunile 'ururikalı» bu ustalığının yeni bir deli Ne gibi rrüesseseler? lup öldürüldüğü haberini getirmiaBina beş kath imiş. Her katta bir aile oturuyormuş,. O böyle lığına daldılar. lidir. (1) Devlet Tiyatrosu Dergisi ka Meselâ, bizde, her büyük şimendifer istasyonunda bir tt. seslenince, bütün katlardan birer pencere açılmıs, her penAvludan geçtikleri sırada, arka«Harput'ta Bir Amerikalı» ne sım sayısı. dezenfeksiyon merkezi vardır, bilirsiniz. İnanmıyacaksınız ama, cereden bir kadın başı uzanmış, yere beş tane anahtar düşmüş. larından iki el silâh patladı. DouaMösyö Richard, bir misafirile birvallahi doğru söylüyorum, Amerikada böyle bir şey yok. MemSarhoş kocalarını bekliyen be$ kadırun attığı beş anahtar. aire. pencereden onlara ateş edi likte akşam yemefrı yediği ..ırada, lekcti baştanbaş^ dolaştım, ahalinin, bitlerini temizlemesi için yordu Fakat ikisi de yaı^alanmadı. içeriye kayınbiraderi Doiıaire girPazartesi itibaren bir tek dezonfek.iyon merkezi göremediro Kan koca ,ko?a ko=a. şoluğu jan miş, hiç bir şey söylemeden, elindeSinemasında şarki ROMA darma karakohında almıslardı. Hâ ki tüfeği onun başına dayarnış, teP*ransaya seyahat eden bir İngiliz, küçük Imparatorluğunun merkezi diseyi haber verdiler. İki jandarma, tiğe dokunmuştu. Müsvö Richard, şehirlerden birinde, bir lokantaya girBİZANS'ın muhteşem saI evendlilerin feryadıdır bu! kafatası patlayarak, kanlar içinde otomobille derhal vaka mahalline miş. Listeyi almış, uzun uzun tetkik etmiş, raylarına ve Krallarına hâBu bir kelimeye ne kadar çok lâf sığıkostu. Orfferaie çiftliğine vardı. Çift yere serilmiş, katil, gene hiç bir şey sonra duvarda asılı bir levhsyı gösterip sorkim oian bir arslan mürebb' inin kızı yor, bilir misiniz? Saysam bu sütunlar alliŞi te?kil eden muhtelif binaların söylemeden, geldiği gibi çıkıp gitmuş: maz. Mütemadiyen de yenisi ekleniyor. mişti. ortasmdaki bosluğa girdikleri za Bu yazı nedir? Levendde, sokak yok, çamur var. man, iandarmalar. bir duvar dibinTahkikat başlayın:a, jandarma, Lokantanın sahibi şakacı adammış,: Levendde aydmlık yok, bol miktarda den Relen bir pıtırdı Uittiler. Jandar ilk iş olarak Orgeraire çiftliğinde, Bilârdo isimli bir içki, d«miş. Yeni batak var. malardan biri, elindeki ceb feneri Douaire'in kansınm cesedini aradıbir aperitif. İster misiniz? zevk ve sefahat içinde geçen maceraları LUX film sir Levendde belediye yok, alabildiğine «onin aydınhâını, sesin eeldiği tarafa lar. Fakat, katilin, komşusu Lemonİngiliz, lokantacımn bu sözüne inanır gibi görünmüş: RENKLİ şaheseri. Artistleri: kak köpeği var. çevirince, on metre kadar ileride. nier'ye, kanm kendini astı demij Verin bakalım, bir deneyeyim, demij. Levendde otobüs yok, eli böğründe bekliyen yolcu var. ' tüfeğini omuzlamıs. kendisine ateş olmasına rağmen, çiftliğin hiç bir Önüne bir kadeh beyaz şarab getirmişler. İngiliz içmiş, bir Daha dün, mahallesine bekçi uğramıyan bir Levendli, kenetmeğe hazırlanan Douaîre'i gördü. tarafında, Marie Louise'in ?essdinkadeh daha ısmarlamış. Onu da içmiş. Sonra bir daha, bir tane disinder on lira bekçi parası istenildiğini söylüyordu. Bir saman yığınuı gerisine dar giz den eser bulunmuyordu. Acaba kadaha içmiş Kariehler onu bulunca, hesab demiş. Lokantacı: Ne parası bu? diye sormus,. lendi Gecenin ses?İ7İifini yırtan si til, yalan mı söylemiş, öldürdüğü Bin frank. demiş. Bekçi parası, demi$ler. lâh sesi. etrafı çınlattı. üç kisiden baska, kansını da kendisi Esirlerin arslanlarla mücadelesi; büyük araba yarışlarr, ve İngiliz iitifini bozmamış, duvardaki yazıyı göstermi^: Peki hîzim mahallede bekçi dolaşmıyor ki! Jandarmalar, yakayı kolay kolay mi öldürmüstii? Bu sualin cevabı 20 bin kişilik bir figuran heyetile çevrilen bu muazzam film Yalniî hesab, diye cevab vermiş. Bakın, yarım saati yüz Evet, haklısınız. Oraya henüz bekçi verilmedi. ele vermemeği aklına koymuş bir gecikmedl. Jandarmaların, yanlaiçin yerlerinizi simdiden ayırtmır. frank yrizıyor. Berı yarım saat bilârdo içtim, yüz franktan fazla Adamcağız: oSiz bekçi vermezseniz ben de para vermem» azınn herif karşısında bulundukla nnda getirdikleri poli» köpeği VolFilme iifiveten PARAMOUNT Journal demiş ama galiba dinlememişler «k?.tpaannek» alınz demişler. nnı anlamışlardı. Bir tanesl. orada ga, öne düştfi. Orman eteğinde, bir gözcfl ol&rak kaldı, ötekl, takviv* a£ae kütüğunun dibinde, Madam pVenbcilik Bankasının Almanyaya ısmarladıjh yolcu gemilerinden Ege ve İzmirin tecrübe seferlerl yapılmıs Yakmda geliyorlar. Akdeniz ve Karadeniz de bitmek fizereymlj. Ayrıca üç gemi daha sipariş etmişiz. Hepsi füzel. hepsi iyi de dostlar, ne oluyor bn gemiler Allab aşkına? Kadıo modası gibi, mevslm mevsim gözden düşüp rafa mı kaldırılıyor? Yokaa mütemadiyen bozulup tamirde mi kalıyor? Ben, kendi besabıma, bütiin hevesime ragmen, rahat bir İstanbul İzmir vapur yolculuğu yapmağa muvaffak olamadım. Her defasında tayyareye binmek zanırî oldu. Yalnu bir kere, foymetH dost Oıman Dardağanın yardımile, rahatça bir yer bulabildim. Fakat kanapelerde, koltuklarda, koridorlarda pinekliyen yolculan görünce, kendiml aç insanlar karşısmda vemek yiyoı zannettim. Kamaram, âdeta, boğazımda düğümlendiydi. Gemiler gelsin ama. biraz da doğrn dürüst I5letmecilik ksfasını. kabilse, beraber getirsinler! *** B i Ankarada Sanat Hayatı j Marputta bir Amerikah Yann; Suad TAŞER Geçmişte büyük cinayetler Bir gecede dört ölü Derleyen: Hatice Vildan Amerika yokmuş Yazan: Kamdi Yaroğlu Holanda da İmdaaal! Bilârdo AT ] TEODORÂ'niü GEORGES m m U l GİANNA MARİ CANALE İRENE PAPAS
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear