Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ıfl Kanm 1955 CUMHURİIET Atatürhten Hattratar, Fıhralar ve OnaDairDüşünceler tiştirmek, nremleket ideolojisini ne da sevmeğe doğru gitmek lâzımd: »ilden nesile ula|ttrmak ve şuur Atatürk büyük bir insan olduğu larda daima canlı tutmak lâzım için, ktndar değildi. Basit ve ıptidır.) dedikten sonra, gencliğin ça dal insanlann yegâne muharrik kuv lışmasında rehber olacak ju öğüd veti olan husumetin; iyinin ve doftleri veriyor: ( Büyüklük odur ki, nınun düşmanı olduğunu, lalim hiç kimseye yarannuğa çalışmıya düşünüjfü boğan, doğru yolu bulcaksın. Hiç kimseyi aldatmıvacak mayı engelhyen zehir'i bir duygu »ın. Memleket için hakikl mefkure olduğunu pek iyi bilirdi. İnsanlığın ne ise, onu görecek, o hedefs yü bugün ulaştığı medenî seviyenin ve rüyeceksin. Herkes senin aleyhın insan asaletinın sembollerinden ode bulunacaktır; herkes seni yolun lan müsamaha, Atatürkün yaradıhç Ölümünün bu, 17 nci yıldör.ü dan çevinneğe çauşacaktır. İşte sen. vssıflannda mevcuddu. 30 ağustosmünde ortaya koyduğu eserlerın, bunda mukavemetli olacaksın. O ta mağlub ettiği orduların esir kubütün ihtişamile var olmasınin se nüne nâmütenahi mâniflar yığı mandanlarına yaptığl insanca muabebini bizzat kendi söyletnişti. Essiz lacaktlr. Kendini büyük dcğil; * ü meleleri, kendisini idama mahkum bas.arılarının ifadesi olarak: ( Sen çük, zayıf, vasıtasız, hiç telâkkı e etmiş o'an Osraanh hanedanını hudâhisin, sen büyüksün) dendiği za derek, kimseden yardım gelmıyt dud dışına çıkarma yolundaki Büman, ( Haylr, ben ancak vazife ceğine kani olarak bu mâniaları a yük Meclis kararının icrasında emrettiği dikkat ve ihtimam, hep bu ır.i yaptım. Eserin sırrı, Türk mıl şacaksın). etinin manevl varhğıdır) cevabını 1926 inkılâblarım müteakıb, Ata asil müsamaha duygusunun tezavermişti. Çünkü Atatürk, her şey türkte beliren ve fakat açıkça or hürleridir. den evvel şuna inanıyordu ki, bir taya konmıyan endi$e, inkılâblann, Atatürk, daha çok genc denecek mi'let için en büyük kaylb, mille ileride herhangi bir çıkmaza sap bir yaşta, Çanakkalede, hayatının tin kendine itimadını kaybetmesi lanması ihtimaliydi. Fakat bu en en çetin muharebelerinden birinı dir. dişesini yok eden, gencliğe ümıdi verdi. En aziz arkadaşlarınm, »evBüyük Kurtarıcımızın, milletle olmuştur. Atatürk, bu ümidinin ha gili Mehmedciklerinin yanıbaşmds beraber hamlelerine başladığı an kikat olma şartlannı da tesbitten şehid olduklarını gördü. dan. gözlerini kapadığl dakikaya geri kflmadı. Onun nazarında Türk Taarruz edenin aynı topraklard; kadar, bazı endişeler içinde muz gencliği demek, ömürleri tamam ölen ve büyük ekseriyeti İngiliz otarib oMuğu görülür. Bu endişeler, lanmış değerlere, kırk ylllık hura lan askerleri için Atatürkün söyeserinin istikbali ile ilgilidir. Çün felere ve sabit fikirlere saplanma lediği şu sözler ne kadar dikkate kü. Atatürk biliyordu ki, kendi reh mış bir aesil demektır. Bu vasıfta şayandır: ( Bu memlektin topberliği altmda giri$ilen tesis ve in bir nesle eserini emanet etmede fe raklan üstünde kanlannı döken kılâbların, milletin bütün tabaka rahlık duyan Atatürk, ilmin rehber kahramanlar! Burada bir dost valarına sindirilmesi için gerekli za liğini »art koşmus,tu. Hayatta en taru toprağındasınız. Huzur ve rüman, kısa insan ömrü içine sığma hakikl mürşid, ilimdir derken, genc kun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmaktadır. Eserin tamamlanmaıınl Iiğin, ?ncak ilmin rehberliğinde ve medciklerle yanyana, koyun koyuemanet etmek lfizımdı. Türk Utik onun nurlandırdığı yolda vazifesini nasınız. Uzak diyarlardan evlâdlalâlıni, Türk Cumhuriyetini ve in yapabileceğine ve beklenen yüksek rını harbe gönderen analar! Gö? kılâblarını envn«t etmek. tftt, bu mertebeye ulaşacaçına kanidir. yaçl.rmuı dindiriniz. Evlâdlarınız mevzuubahs olduğu zaman, en bizim yanımızdadlr. Onlar bu top1927 den sonraki yıllarda mü$abüyük hâdiseler karjısında bile rakta canlarnı verdikten sonra, bihede ettiği gelijmelerle eserinin biyalçm kayalar kadar heybetli ve zim evlâdlarımız olmuşlardır.) raz daha yerleştiğini gören Atatürk, çelik iradeli kalan bu büyük inİ?te, bu asil ifadelerde de tezaı Cumhuriyetin onuncu yıldönümünsanın gözleri doluyor ve derin bir vasfı de irad ettiği nutukts. milletin ı« hür eden Atatürkün insan heyecan içinde kısılan ve titriyen tikbaline ve ilmin mürşıdliğıne o dolayısiledir ki, kendilerine karjı bir sesle: ( Türk çocukları, Türk lan derin inanışının juurlu vecdi harb etmiş milletlerin maresalle ' gencliği. istiklâl ve cumhuriyetimiiçindedir. Bu tarihî hitaboden $u ri, generalleri ve askerleri, onun' zi size emanet ediyorum. Bugün parçaları ne kadar tekrarlasak az aziz ölüsünün arkasmdan derin bir^ vasıl olduğumuz netice, asırlardır: ( Yaptıklanraızı asla kâfi hürmet içinde yürüdüler ve onun danberi çekilen mill! musibetlerın görmüyoruz. Çünkü, dsha çok ve mill! kurtuluş hareketini tehdid' 1 intibahj ve bu aziz vatamn her daha büyük işler yapmak mecbu icin İstanbula vaktile gelmi^ olan köşesini sulayan şehid kanlarının donanmalar, cenazesini selâmlamaj riyetinde ve azmindeyiz. Yurdumubedelidır. Bu neticeyi, Türk gencm dünyanın en mamur ve medenî ğa koştular. üğine emanet ediyorum.) hitabında memleketleri seviyesine çıkaracaArptürk, milleümizin lstikbalini bulunuyordu. Bu sözlerile endiseğlz. Memleketimizi en genis refah ve fevizli ilerleme yollarını açmış lerini bertaraf etmek Utiven Atavasıta ve kaynaklarına sahib küa olan inkı'âblan, Türk gencliğine, türkün kasdettiği genclik, muayyen ğız. Milll kültürümüzü, muasır ilme ve şeref ve haysiyete dayananj bir yaş, vakıasi değil, nesiller bom*dWıij«Bt »eviyesinin • üzerine çı sulha dayandırmak suretile milleyunc» devam edecek olan milletin karacağız. Çünkü, Türk mj]i»ti, mil timizin ilerleme yolunu çizmi? o ' teçli ve uvanık varlıgıdır. lt birlik ve beraberlikte güçiükleri luyor ve bu istikamette yürümeyi Tarihte gördüğümüz büyük adam yenmesini bilmistir. Ve çünkü, vazife olarak bırakıyordu. ların bir çoğu, eserlerini hayatta Türk milletinin yürümekte olduğu Böyle büyük bir inanın, Türk ıken tamamlamls,lar ve milletleri terakki ve medeniyet yolunda elinmilletinin bu emsalsiz evlâdının için iftihar vesilesi bir hâtıra ol de ve kafasında tuttuşu meş'ale, pramızdan ayrıldığı günün bu yılmuşlardır. Atatürkün en büyük mü^pet ilimdir. Türk milletine çok dönümünde içimizde duyduğumuz hususiyetlerinden biri, serefli vazi yakışan bu ülkü, onu, bütün beşehicran ne kariar büyük olursa olfeler bırakmış olm?sıdır. Tarihî riyette kendine düşen vazifevi yapsun, bıraktığı vazifelerin yerine ge nutuklarından birinde aövle diyor: makta muvaffakl kılacrktır.) tirilmesi azmi o ölçüde bizl uyanık ( Ey yükselen yeni nesil! İstikbal Büyük Atatürk. milletin istikbali bulundurmahdir. sizsiniz. için milletin uyanık şuuruna, akhBüyük millet demek, bü}ük aCumhuriyeti biz tesis ettik; onu »elimine ve ilmin rehberliğine gü damlar yctiştiren ve onları unutyükseltecek ve devam ettirecek siz venirken, bir çok mületlerin yer mıyan millet d^mektir. Atatürke siniz.) aldığı bir dünyada bulunduğumuzu kârşı minnetimizi her yılın 10 KaslGene başka bir nutkunda: ( O hatırlatıyor ve yurdda sulh, cihan mında candîn terkarlamayı ve onu kuyup yazmak bilmiyen tek bir va da sulh vecizesini ortaya kovuyor anmayı, başladığı esere gösterdiğ' tandas. bırakmamak, memleketin du. Mazinin hâtıraları ne olursa oi hedef ve şartlarla devam etmek kayüksek kalkınma savaşımn en. ye sun, diğer milletlerle iyi münase rarınm bir ifadesi saymakla ancak ni çatl^ınm istediği elemanları ye betler kurmağa çalışmak ve onları olabiliriz üyük Atatürkün ebedi" y«te kavustuğu günden bu yana, 17 yıl geçti. En çetin şartlar içinde hürriyete ve istikbâle kavuşturdugpı Türkiye, müstakıl ve kudretli bir varlıktır. Fevkalâde hamlelere da. anarak tahakkuk ettirdiği inkılâb ar, Türk milletinin aydın ve uya" nık sinesinde güzel ve temiz e«erer olarak muhafaza o unuyor. Atatürkün en büyük mirası, bırakmış olduğu vazifelerdir •^•^ Yazan: Prof. Dr. * ^ > Genc Sair ve BUGÜN Bugün Bugün Yirmi Yirmi başlar e&ikniş, gülmec hiçbir yüz. dört milyon bugün, dört milyon öksüz. Atatürk ve bir sünnet düğünü Hı/zı Timur B Bugün kalbler bin parça, Bugün herkes kederli. Tutsam öldüreceğim Azraili, eceli.M Arif Yaşar Bağ Şu anda, biri Korede, diğeri BaRumeli sahilini takiben Emirlıkesirde asteğmen rütbesiyle vata gân hizasma geHiklerinde, karjl nl vazifelerini yapmakta olan iki kıyıda Kanlıcada adamakıllı ıçıkkardeş, ölümünün 17'inci yıldönü' landın'mıj bir yer görüyorlar. AUmunde Atayı bir kere daha derin de türk merak ediyor ve motörün rin düşünürken, bundan 18 yıl önce burnu o sahıle çevriliyor. Röportajı yapan: Cenab Ozankan Kanhca sahillerinde vuku bulan Burası, Kınlıcada, Hisar Caddem«»ut tesadüfü kimbilir nasıl ha sindeki 30 numarah yalı olup için ıVazifenize dönebılirsinlz kap tırhyorlar?.. Ankara vapurunua jimdiki kade Ramazanoğlu aiîeei oturmaktamara memuru, Atatürkün hizme tan bey» dedi. **• dır. O «ıralarda İmar Bankasmda tinde çalışmış olan Hayri DoğanTahsin kaptan yerinden iesaıce 1937 yılı Eylul ayının ortalann muhabsrat çefljği yapan Fuad Raay anlatıyor: kalkü, gitti.» dayız. O günlerde İstanbulda bu mazanoğiu, oğulları. 12 yaşındaki clran Şahı memleketine ior.üBu hâtora O'nun, emrini y.ıptır lunan Atatürk Dolmabshçe Sara Ahmed Atıf ile 6 yasındaki Sehayı yordu. Atat'irk ile Şahı Ege vapa mak istemesine rağmen büyük hos ymda akşam yemeğine hazırla o gün hayli tantanah bir törenle runa götüren «Kalamış» vapuıa'i görürlüsrünün bir misali.. nırken ant bir kararla Boğaziçin sünnet ettirmis olup bu münassdaydık. Bir arahk Atatürk niearaBen Atatürktcn hatıraya do>wu de gezintiye çıkıyor. fAcar) mo betle bütün köy halkımn dSvetll sını çıkardı. Ben hemen yakmak yor. îonıvonm: töründe kendisiyle birlikte bulu bulundugu yalıda bir bayram hav» için uzandım. Şah hemen atı'dı: Gdkçen, »1 esmektedir. Ecdat yadigân koca tPeki daha başka? . Mânası çok nanlar arasında Sabiha cBağrım yanıyor», dedi. <Bı derin, unutulması imkânsız bir hâ Yunus Nadi, Recep Pek«r, Fuat yalınm bütün ışıklan yakıldıkUn rak ben yakayım.» tıra?.» Köprülü, Kılıç Ali, İpmail Müştak, baaka, denizde de «andallar vt mo Sigarayı yskarken, baktım; pot tVar, hera de mânası 8yl« bü Doktor Ziya Naki v» tbrahim Ka törler kavnajraaktadır . lerind», birer damla yaş toplanmi| yflV ki.. valoğiu var. (Acar) motörünün yalıra dofru tı. Atatürkün çehresinde is» ">ir üaErrugru! vatrrMavdm o jaman eisiklik görmpdim.» AtaHirk | n l blr krmr rerml?. Bir Hayri Doğpnay Atatürkün ;ehıe çok defnlar yatıt'*ı piW. MarmaTada süıde bir değişiklik görmediğini söy leyip susunca hemen soruyorum: yata geliverdi. Lâkin yatta ne ku «Bas,ka bir hâtıra?» manya, ne de asçıbaşı vardı Fakat «Gene Ege vapurundaydık. Atatürk yanında bulunanlarla gece emri üzerine yat tabiî hemen hareiçki içiyordu. Bir arahk yaverıne ket etti. Vakit geç olduğu için bire* döndü: «Bızim için gece gündüz de oturduktan tonra Atatürk de, mameyip canla na^la çalısan bir «iiva iyetindekiler de yathlar. Az oir «Brisi var, bu geminin» dedı «Gnu da man geçmlşti kl birden AtatörkC soframıza c a J ! huldum. Biraz sonra rahmetli Tahsin kapyemek Istlyorum.» dedl tan geldi. AJatürkün ijaretile g<jfraŞaşırdım, gemide yiyecek bir ify « O'nu anlatmak, ifade etmek 0 nın diğer bir acuna orurdn. Garson voktu. Mutfakta bulduğum iki yukadar zor ki!» yav?="a Vıo»: i"Viden istediğini »ormurta ve biraz heyaz peynirle omBu sörleri »öyliyen gür ıes y ı du. Tahsin kaptan Atatürkün karşısındn içki içm<:>mek için bir türlü let vaptırdım. Omleti az pijml» ıe vas yavas boğuluyordu. Sert becev»b verm»di. Atatürk ke^kin göz verdi. Tepslye büyükçe blr dfHra klşlı gözleri önce parladı, parladı lerini lüvariye rtiktt KenJı">erine k»rpuz da koydurHum Ort'vi; se v* daha sonra gözlüğünü çıkararak katılmRvışına biraz kızmıjtı ealiba: rince hemen yeme§e başladi. Hem yaslarını silmeğe bajladı! Evet ko» tSiz ( çki içmiyor musunuz?» de iştahla.. Alelâcele hanrladıjjım koca bir general çocuk gibi ağbmütevan yemek Binük Adamı ço yordu... Çünkü 0 ve onun gibi büdiye sordu. cuk gibi memnun etmişti. Yemcğin tün yakınlarına Atatürk daima «çosonunda: cuk!» diye hitab ederdi. Bir Türk Halbuki rahme'li eski tPibıve al «Oh! Çok sükür, hamdolsun.» generalini de sncak ve ancak tamış.. Tabil \tatürkün huzur ınd* bu dedi. tBunlan da bulamıyanlar nıdığı, sevdiği, taptığı «Atatürk» bahsi olunca «çocuk» gibi ağlatayüzden içmiyordu. Süvari uzntıîan var. Bir de kahve olursa enfef.» bilirdi! sigarayı da yaktırmayınca nörieri Kahveelnl de plşireHm. Sonra yatbüsbütün parladı Atatürkün.. Bu sahne, ŞLşlide «Atamın» a | ta.» «Sigaramı da icmedinh..» dedl. partımarunda Atatürkün yanında Bu hâtırayı dinledikten ionra «O halde aeri verin!» mülâzımliğinden generalliğine kaHayri Doganaya bir bssk^smı goıBu söziin üzerine sofrada bir K8Ç madım. Çünkü anlattisjı, büyük A dar 20 sene bulunmuş, olan muhafız General İsmail Hakkı Tekçe Ismail saniyelik sessizlik oldu. Bereket tatflrke dair bazı kafalarda beliren alayı komutanı General versin Salih Bozok yetişti imdada: bir ıpuali çok güzel cevablandınyor «Efendim sigaranızı hatıra ola du. rak saklamak için :çmiyor» dedi. Evet, Atatürk gerçekten ünan eaAtatürk bir an cevab vermedi. Sonra Tahsin kaptan: nüşkül du hibi bir maandı. Aksi halde neye fflkredip, neye hamdedeeektiT... rumdan kurtarmak içia: Allaha hamdeden Bugün vatan vazifelcrini yapan Atıf Ue Seba ve babalan geldigini gören halk Atanın varb" iaa hissedip çosuyor. Alkı? ve (Y« aa! Varol) lesleri Boğaza yayrUyor. Atatürk memnun, fakat merakt*dır: Bu yahdaki törenin mahlyed nedir? Düğün mü? Ni»*n nu? O nrada yalıda bu unan CJH.P Beykoz tlçe Başkam Mehmed All Gökoen hemen bir gandala atijya" rak motör« geçiyor Atatürk onm tören ve yahda oturan süe hakkırr da çeşitli sualler foruyor: Rama* zanoğlu kimdir? Ne If yapar? N« kazanır? O kazançla bu yahda nasil otunır? Dîvetli »ayısı nedlrT Bu sünnete ne kadar masraf gltml| tir? V. S.... Açıkça heül oluyor Id, CMent israfat kanur.ui nun tatbUc edildifi o jfünl«rde Atamız, •oruni lu bir Devlet Başkaru ufstfle her hangi blr vurgunniTiun karfisında Arkast 8a 9. 8Ü. 1 A% Atatürk ir asker, komutanı j Atatürkü anlatıyor Yazan: Haluk Durukal Hakkl Tekçe ile konusurken cereyan ediyordu!... *** Atatürküfl Muhafız Alayı Komutanı ile «Atatürk» bahsınde ılk ga zeteci olarak ben konuguyordun. General Tekoe: « Atatürk, hakkında |imdiye kadar bilen, bilmiyen 0 kadar çok konuştu ve yazdı ki, bıimem bana söz düşer mi?» diye üzüntüsunü ifade ediyordu. Atatürkün emrine aasıl girdinı? « Birinci Dünya harbinden hemen sonra şark cephesinde 15 inci Klzım Karab«kir kolordıısunun 3 üneü Kaütsı fırkasında mülAzim olarak bulunuyordum. Fırka Komutanı merhum Halid Paşaya, Muj Arkasx Sa 6. Sü. 4 te <vVVM/V^A^A/\A' ıck lesle konusuyorlardı kl genc tulmuıları hep bu meyhanede toporta»ındaki dul, n« konustuklarını Işitti. Onu lanırlardı. Kaiabanın gören kocakarılar sustular. Floran SaintEloi hanınm aksine, buraya tin hiç bir ilgi göstermeden bası gelenler her Allahın günü kavga önünde geçti gitti. Onları azıcık döğüş ederlerdi. Bunun böyl« olİpsizlerin geçtikten sonra, Defontenin kulağı duğunu herkes bilirdi. meyhanesi. na iğildi, kolunu sıkarak: Genaze meyhanenin önünden Kim bu Lamber? dedi. Serserinin biri. Ne ile yaşadlgı geçerken, içeriden bir kaç ki»i eıktı Ç«vİT*n: T. SEREK belli defil... Orada burada sürün kapının önünde durdu. Ka»ketleri : ALBtR'l VIDAUE mediği zarranlar, yurdu VUVJSI mejT ellerindeydi. İçlerinden biri içeriye Kadın. ona Maryet'in aşk mace I bir yıkadı... Ölü kokuyordu. Bu s, onu okşar, sever gördü. Hay hancdir. Çalışmak mı, hak getire! dönüp, Lamber'e seslendi. rasını sbylıyen S?intEloi h^nının yüzden burunlarına bez gcrmek. ranlıkla, dehjetle dondu kaldı. Florantin bu adı duyunca, ba|inı Genc mi? bir hızmetçisıne, bu aşkin çok ba kolonya kullanırıak zorunda kaldı" Ölü tabuta konup, tabutun ka Evet. Kuvvetli de. Ama bir kaldırdı. Evden çıktığındanberi ilk sit bazı sebeHere dayanriığl imâ lar. Ölüyü yıkadıkt.n sonra da ya pağı çivilendikten sonra, Florantin kÖFtebek kadar tembel. defadır ki başını kaidıryordu. Ba? sında bulundu. Hizmetçınin merakı nı baş.ına diz çöküp dualar okudu usul UJUI yerinden kalktı, kimseye Eve vardılar. Florantin Galar ta örtüsünü hafifçe, parmaklarının uhemencecik uyanmıştı ama, kadın lar. Olü, başı sarılmLş, elleri bir is bakmadan, kapıya kadar yürüdü. butun yanına gene eskisi gibi diz cuyla açtı. Basların üstünden meysözlerine pişman olmuştu. Esraren tavroz üstünde birleştirilmiş, düm orada durup kocasmın vurulduğu çöktü kaldı. haneye doğru, birini arar gibi bakgiz bir tavırla hizmetçinin sualle düz yatırllmış ölü, şimdi dört mum yeri jordu. Ürsülün babası ona Ürsül, Florantüıin gür kara saç tı. Cenazede bulunanlarm cümleai rine kaçamsk cevablar veriyordu arasında bir evliyaya benziyordu cevab verdi. laı.ıj, yeşil gözlerindeki insam ra de bfşlarmı onun baktığı yöne çeEn sonunda. etrsfına endişeyle baFlorantin: Şafakta. horozlar ötüyordu ki, De hatsız edercesine parlıvan tatlılığl, virdiler. Lamber"! gördüler. Lamkınıp, Kantalunun namuslu vatan fonten geldi. Ysnında Florantin Ga Or;ya çitmek istivorum, dedi. belki de fazla ciddî olan bu mü ber, önündeki adamların biraz yuk daş rolü oynadığını, ama kazm a ları da g<?tirmişti Mutfakta bir is Yaya iki saat çeker orası. İs kemmel güzelliğinin ahengini, ke seeinde. merdivenin basamafına çık yağınm övle olmadığını, onun do kemleye oturup büzülmüş Ürsül, terseniz arabayı koşayım. derıni, ölümden daha başka, ölüm mi5, bas parmakları pantalonun kemuzluklannın hepsini bir bir bil babRsının Parisc gittiği d?kikadan Florantin tereddüd etti ilkln. Son den daha öte bir yerlerden. bir sey merinde, ağzında piposu, orada 3ydıcini, ic çekerek söyledi. Hakkın oeri bu yerinden kımıldamamıştl. ra da başını salladı. lerden ileri gelen kaderıni hayrfn lece duruyor, Florsntine bakıyordu. da ö;le şeyler öğıenmişti ki, bir a O ana kadar Ürsül başkalarınm Hayır. hayır! Bana biraz re hkla seyrediyordu. Florantin'in az gerisinde yürüyen çıkla=a dünya şaşardı. H?rKesm hayrtını yaşamıştl. Başkalarınm î< kat eder rr.isinız? Onun acısının bir çiçek gibi açıl Ürsül bu bakışları yakaladı. Bu daparmağı ağzında kalırdı. Lanı'ucr kec!erlerinden acı, neşelerinden seDefonten ona kolunu uzattı. A masır.ı görüp hayran kalıyordu. kikavı hiç bir zaman unutamıyacak ile satıcı kastbada birbirlerinı ta vinc duymuştu. Onlardan. başkaia ğır adımlarla kasabanın dışına dof O gece. bu kendini kapıp koy tı. Başların üstünden çalkantıh bir nımaz görürüyorlardı. Onlar jyle rmdan vazgeçemezdi. Hoşlanna git ru yollandılar. Dourdan'a giden vermiş. acının önünde Ürsülün ıa denizdeymiş gibi sallansn tabutu, görünsünler... Ya... Onlar öyle 46 miyecek diye ödü kopardı. Çünkü büvük yola vardılar. sarkas yatı artık ötekilerin hissesine ol rr.anastırın duvarlarından rünürler! Baskalannm cüzdan! ıça bıitün varlığı onlardandl. Florantin: maktan cıktl, kendine hâs bir var fındık ağaclarının yefilini, eökÖB de el sıkıştıklarını kimse biımez mavisini, Florantinin yüzünde be Onu bu yoldan mı getirdiler? hk oldu. Florantin eve girdi. s:nırlar .. Vay babam vay! Bilmez liren ihtirası, Lamber'in tuhaf gfl Evet. rv Gözleri ona bakanların uz ğında, lümsemesini unutamıyacakta. Acaba... Onu kim öldürdü? duvarların karanlığı ardında bir Leons Galar. gözyışı ve dua paHizırctçi butun Rayretine rae noktaya dikildi kaldı. Gözlerini Le Öğrenildi mi? yını aldıktan sonra yıkandı, cumle İşte teselli edilmeğe değer gümpn ondan fazla bir şey öğren«me ons Gaların cesedinden başka yana Htyır. günahlarmdan temizlendi! Sonra zel bir dul, dedi. di. Kadın korkuyordu. Açık bir tek artık bir d.ha çeviremedi. Ncdîn Şüphe edilen bir kimsevar sütbeyaz bir kefene sarılıp tabuta Sesinin tonuncta meydan okv kelime söylemiyor, hep kapalı ıt sonradır ki, onu merakla bekliyen mı? yerleştirildi. yan bir hava vardı. hanlardn bulunuvordu. kadın topluUığunun arasından taşEıtesi Kün saat onda tabutu al Hayır. Jandarmalar bir eşkiy» Sonra piposunu ağzından a l * , Bir sürü söylenti aldı yürüdü tan bir kadın heykeli gibi geçti git çetesinden bahsediyorlar. Belki bu mak için eve dort .dam geldi. Abaşparmağının tırnağı üstüne bb" ti. ama, aldırış eden olmadı. Bütün ralardan bir kimse, belki de başka damlar tabutu omuzlayıp yürüdükaç sefer vnrdu. Ona bakanlara ar zihinler Galr meselesile öyle bir ler. Florantin, arkadan tek başına Güzel, büyük bir kederdi bu. Bü yerden gelmiş birisidir... kasını oevirip meyhaneye girdl. meşfuîdii ki... Maryetle Lamber'in tün güıı ve ondan sonraki sonsuz Florantin uzun zaman orada ha geliyordu. Başı önündeydi. Vakarh, Florantin örtüsünü bsşmdaa ç«k 8«kı gölgede kaldı. gecede, sö'ndürülmüş büyük mum reketsiz k.ldı. Kocasııım üstünde dimdik yürüyordu. Onun ardmdan ti indirdi. Omuzlan, btittm bedenl larm keskın kokusunda, etrafında öldurüldüğü bu uzun yolun son da kasabada görülmemiş, muazzam nı tırtir titriyordu. Leoni Gaların cesedi kasabya okunan duaların uğultusunda, bu suzluğuna gözlerini dikti, baktı bak bir kalabahk gçliyordu. Şimdiye ka dar hiç bir cenazeve böyle bir ka Lamberin kadma laf atman, e*getırilcliği aksam, Ürsülün babası soğuk odada, mermer döşemeye dız tl... Sonra geriye döndü, Defontenin nazedekilerin hepsinin canını itksrabasını koştu, Paris yolunu tut çöküp öylece kaldı. Ölüsünden ay evine doğru ağır ağır yürüdü. Ki labahk birikmemişti. Kafile kilUedeki törenden aynı mıştı. Kızgmhkla sıısuvorlardı. Bu, rılmadı. Kim<!e de, bütün ugrnşma lLse moyda7iından Rererlerken bir tu. Gaların dul karısma kara hakadar bcri verrae«e "idiyordu. Fğer is lara, çabalamalara rağmrn onu o knl.ıl/.ihk ğördiiler. Bir sürü ko minval üzere, gene Flornntin ünde tabut mP7ara indirilinceve sessiz, böyle sürdü Tabut mezara indirirad. n ayıramadı. Yaşarken bile, hiç cakarı, Dourdanlı satıcı karhrun ba dimdik, kalabahk .rkada terse onu da ber.berine ahp hebir insan, bu ölü kadar hiç bir za şına toplanmış, Saint Eloi h^n'.nın rıktl. Mezarlığm yolunu tuttular. lip, üstün* toprak atıldıktan sonra mfn <?eri dunecekti. O gide dursun, bu arada, Ürsü man, öpülup okşanmamlştı. Kapının hizmetçisine aniattklarmı ona tek Mezarhğın yolu üstünde bir mey tath tatlı esen babar ye'i oradaki^ lün anası Jervez Defonten. komau anahtar deliğinden içeriyi gözetlı rarlatıyorlardı. Lamber'den ve Le hane vardı. Kasabanm kumarbaz leri bu facia havasınd»" fpkti aldı. (Arkası T*r) kadıniarıa da yardlmile ölüyü iyice y«n Ürsül, Florantioi ölüye sarıı ous> Galarıa katiinden 0 kadar yuk luı, çapkınları, ipten kazıktan kurCUMIH'KİYET'in TEFRİKASI: •KUYUMCUIARI