25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
I HyW 1954 CUMHURIYET Amerika Mehtubîarı Tarsusun Amerikada bıraktığı tesir Yazan: Reha Oğuz Türhkan New York Yüzer Sergi geraisi j Tarsusu Havanada 6.000, Miamide 15.000, Charleston'da 3000, Baltimore'da 8.000, New Yokrta 2T.000 ziyaretçi gezmiştir. j Bu şehirlerin en güzide otel ve kulübünde yapıian Tüık moda rie ; filesirıi binlerce kişilik çok seçkin j V ka!&be!ik seyretmiştir. Tarsusun •uğradığı bütün şehirlerde, istisna ; sız hemen hemen bütün gazeteler, ' radyolar ve belli başlı televizyon istssyonları bu vesile ile Türkiyeden bahsetmişler, mankenlerimizi prosramlanna almışlardır. New Yorkta. Arthur GoHfrey gibi prog , ramı bütün Amerjkaca seyredilen j ve tutulan bir televizyoncunun ; programında yer almış olmamız, ' para ile ölçülemiyecek bir muvaf'•'•'•"eîtir. CU^rleston ve New York Belediyeleri. Tarsu?un ikamsti miinasebetile «Türkiye Cumhuriyeti giinü> ilân etmişlerdir. ( Serginin daha doğrusu Tarsusuntesirini rakamia ölçmek zannedersem sadeos bizim seyahat acenta ' Düııya HâdiseleH Seyah^t Bürosu için ufak bir köşe [ »Imıştik Türkiyenin muhtelif sehirlerinin fotomontajmdan yapıl , ma büvük afi?imizin alt:na bir ufak sepet koymuş, icine de Tü'kiyeve aid broşü"ierimizi doldurmuştuk. Afiste: «Türkiyeye seyahat etmek hevesiniz uyandıysa sepetten bir broşür alımz. parasızdıro diye yazmıst'k. Matbaacımız zor brosür Maııkenleıden biri yetistirdi! O k?dar çabuk bitivordu. pöyle'ikle 15 000 broşür daeıMıic. pro?ürlerde bir de bir adres kısmı tesirler altmda tatlı hayallere dalvardı. Isinı ve adreslerini yazıp bize mışken, biraı da reaüteye dönmek postalarlarsa, miitemmijn broşür ferjs olmaz kabilinden, kendisini yollamayı vadedivorduk. Böylelikle vapura, kazan ve yük dairesinin ve büromuza 600 ksdar müracaat gel mutfak arkasınm yağ ve kir içi'Vdi. hâlâ da her gün yığınla geliyor. deki kdidorlsrından geçirerek ahCerçi bu brasürler de parasızdır a yorlar K^ranhkta ayağını kırmadı|»ıa. yazmak ve postalamak zahme ğına şükrederek güneş yüzüne ve tini ihtiyar edenlerin bu nisbeti gcne güzel şeyler âlemine çıkıyor. bulmuş olması rrânidardır. Ameri Etrafında, Türk millî kıyafetleri kan istatistikçilerinin kaidelerine giymiş bir düzine aü^el kız. .güvergöre. bu nisbet. tam bir başen alâ t?lerde de medenî kılıklı ve hiç de metidir. Üstelik yazanların içind», kara derili ve iptidai luratlı olmı» doe~udan doğruya Türkiyeye seya yan bjr sürü İnssn görüvor. Filmciler ve fotografçılar ber hat için müraeaat eden!erijı şimdiden elliyi geçmiş olması. Turizm Amerikan mensubu gibi zarnan Kurumunun bu tesebbüsünün <•; kavbetmpdsn fasliyete geçiyor, inrizm dava?'na cidden hizmet ettiği Cİlizce anlayan olsun olmas'.n, herke?e direktifler yağdınycrlar. Hosrlin rakamia deülidir. tesleri ve msnkenleri elli türlü ni*#• zama sokuyor, film ve resim çekip Bu istatistikî malumab bir yana Hıırvvnria''. K:zUr, CPI.Î! Bayann bırakahm da, size Tarsusun gelişi "Amerikada bir tek diktatör var, o ni bir. iki Amerikah gözüe anlata da ba=ın fotoğrpfçılan» dediğini yım. Belki daha iyi bir fikjr verir; biliyorlarsa bu vesileyle kendisine her şehirde manzara aşağı yukan hak vermişlerdir! Fakat Amerikan synî cereyan ettiğinden, Mjami ve fetografçılarmı cileden çıkaran şey va Kew York diye tasrıh* lüzum de. hu güze! kızlann eüliimsemeyiyok. şi. Suratta bir karış tebessüm olGeminin gelmesine bir kaç ıjün marlan kat'iyen makine işîetmiyen k?la, gazeteierde Tarsusa ve Tür gazeteciler, «gülün!» diye avazlan kiveye aid habcrler sıklaşıyor. Böy cıktığı kadar bağınp duruyorlar. leljkle MV. Smith. kahramanlığını (Bu türkce kelimeyi hemen sorup hep duydı:eu Türklerin memieke öğreniverdilerV tini anlatacak oian yüzer sergiyi giŞehrin kabul merasimi psk çanlı d p görmeğe karar veriyor. O gün rıhtıma gjdiyor. Rıhtımda fevkalİde bir faaliyet göze çarpıyor. Gayeteci arkadaçı Mr. .Tones ondan daha talihli, basın motörüne atlayıp denize arılıvor. Az sonra uf'ukta fe<»mbeyaz boyanmış bir gerni beliliyor. Yanındakiler <tlşte Tarsus» diyorlar Amerikah gp.zeteci, ne de olsa şilepimsi bir semi beklerken, k^caman bir yata bcnzeyen bu je m'vi sörünce hsyret ve memnuniyetle geminin filmini çekrreğe başlıyor. Şimdi gemi daha yakırdadır. Bordasında, muazzam harflerle ya*ılı olan «.Tuıkey Greets The U. S.» (Tijrkiye, Amerikayı selâmlar) ibaAynco resjni okuyor. Güveıtede, al eteklik ve bevaz bir bluz Kiymiş bir dizi İKRAMİYELERİ go^c kız, Türk ve Arr.eıikan bayraklan salliyorlar. Geminin orta«ında, Türk ve Amerikan bayraklar'nın sarmaş dolsş nvjazzKm bir amnsı göklere vükpeliyor ı'bu, sana'kâr Prof, Verlad Arm. Selcuk cfmilerj kapısındarı alr!ı|ı bir matfle yaptığı emgsis» bir »daptas le öğreniyor. îstanbulun k * a r t m » haritasını seyrediyor, bebek. serşisinl geziyor, ziraf ve madertî mah' suller sergisindeki örneklere bakıyor. elisl ömekleri salonunda bir hayli vakit eeçiriyor. Turistik TürI kive ile bilha5>îa ileilenivor. Istah ve alâkası bu eördükleri'e r tam uyanmağa ba?lamışken ser 't t "!n v;fTT.oc; Smith'i biriz sukutu hayale uğratıyor. Amerifcan sergilerinin zengirliŞine ve bolluSım» ahsmı» olan Smi*h. gerek rnekân tahdidptı, gerekse pcele hazırhk sebcbile ancak bu kadar vapılabildieini t?>biî artl'vam'vor. Belki ba^ka köseler vsrdır diye ss§da ?o'da ovaianıvor Sstı» kısrn'n? ?e!iyor. Çini tabak ve vazo'ara. lületası pipolara bavılıyor. Fakat hpr ne almak iste«e «5 dolar», "10 dolar» <?ibi fiatlar veren satıcıdan ürküp t'Danısma Bürosuna» sığınıyor. Orada. ineilizce konuşan hostese «25 veya 50 sentlik. hadi 1 dolarlık hâtıra kabilinden Iğne. yCzük. falan sibi şeHerlniz yok mu? diye sonıvor. Kız «havır efendim» diyor. Kmn cevab verişindeki terbiyeslne havran olııvor ama. Türklerin i Ameriksn ha'kindan para koparmanın sımnı henür öğretımemiş oMukl?nPi diişiinerek ve bedsva broşürlerden alarak gemiden aynlıyor. O akşam gemide bir kokteyl parti veriliyor ve şehrin tanmînış zevatı fbasm. radyo ve televizyon Tarsuslarl çıkarken menF"^1»rı. Beledi'° Pei?î. f? adam ve muazzam oluyor. Hacada polis lan, ilh ) geliyor. Van'irdaki Türk helikopterleri uçuşuyor, etrafta gazeteciler, milletvekilleri ve if sahil muhafaza motörleri cirid oy "damlpn da bulunuvor ve herkeı nuyor, itfaiye gemileri göklere kö memnun ve mesud avnlıvor. (SehSinema işleri ile ilrin anahtarlan da bu arada ahmp gili gazeteci arkadaş| DÜklij şu'ar fışkırtıyor, çatanalar ve larımızdan Sezai Solgemiler düdük çalıyar.. hulâsa fcir Ertesf sün, şehrin en kibar oteelli. film prodüktörkıyamettir kopuyor. Tarsus rıhtıma lerinden Temel Kaı yar.aşınea da, Belediye bandosile linde. Türk moda defüesi tertib ediliyor. Meselâ, New Yorkta veı ''^"'i bando milli rmrşlar <e rileni nakledevim. Bured=ı, kral, ramahmud. Zıd Kardeşlerden Memeşhur marşlar çalarak misafirleri relsi cumhur ve milyonerlerin u* tin Özgürel ve bir gazeteci birleşe\ karşılıyor. Bu sırada «Türk kah raSı olan WaldorfAstoria otelinde rek «Türk Film» admı taşıyan bir vehanesi') denjlen arka güvertede tertih edilen defile salonunda. yaz film şirketi kurmuşlardır. Bu proi bir basm toplantısı yapıhyor, niha olmasma ra&men. binden fazb ''hem düksiyon pıensip olarak «herşeyile bildir| yet işi biten Mr. Jones, gemiden de para vererek selen) eüzide blr yerli filmler çevireceğini» ayrıhrken, Türk misafir=everliginin kalabalık vardı: Gazeteciler. moda miştir. «Türk Film» in ilk filmi «Kadın arzusu» dur. Başrollerde ilk tadmı alıyor: KenHisine bir he mecmuaları nâsirİPri, istili^'ler. dive nak^ti sunuluyor; içinde lıir büyük ve lüks dükkân sahibleri ve Neriman Köksal, Kenan Artun, | şi=e Kulüb rakısı, bir paket üzüm tanınmif losvete kadmTan.. S?hne Yılmaz Duru, Muazzez Arçay buj ve iki paket Türk sigarası var. Jo acılmca. e\Telâ Sevinr Tevs. «U lunmaktadır. Çevrilmesine başlanan | nes, memnun ve mesud sszete H ı tanb'il Cnnstantinoplo» caî ha filmin reiitörlüğünü Metin Ozgürehanesint yollanıyor ve lehte gü vasile. "'Kâtibimn VP "'Adanalıdan'1» rel. prodüktörlü^ünü Temel Karamahmud yapmaktadır. Senaryo ga?o] hir ypzı yazıyor. mPteşekkll şaysnı dikkat blr »potRıhtımda beklemiş olar. arkadaşı nur!» «arkısı söyleyerek koca sa zeteci Turgud Etin«ünündür. Selmi ANDAK Smith ise nihavet gerpivi ziyaret lonu «Ikıştan inlettl A'kasmdan fırsatını huluyor. Onu. diğer zivaTiiık rüzelieH. sahatie e'biselerile Bu kadsr mükemmel bir defile orretçilerle birlikte seniş bir iskeleydefileve başladıîa1. Bütün seyirci ganize eden Olgunlaştırma Enstilüle doğrtıdan docruya ffuverteye alılerin simajmda. Miami'deki defile &üne de, Müdiresi Refia Hanıma yorlar. N^reden nereye gideceğini de de şahid olduâum şa=kırılık ve A »pcpk^ür borcluyuz. Bu iş muilk baştan biraz faşırıyorsa da, okların sırrını nihavet çözebiliyor ve hayranlık doîu ifade apasikâr oku hakkak ki tam olarak desteklengüvertelere dağılmış obn serjileri nuyordu. Tarihî kostümlerden sor melidir. Celâl Bayann bıraktığı tebir baştan bir başa geziyor. «Kal ra, bunlardan ilham al?n modern Eİri Tarsus tamamlamıştır. kman Türkiyen sergii=inir., maket. modellerimiz te=hir edildi. Akla Işte Tarsusun gelişi burada bu fotograf ve şemalarla ffösterdiŞi sıŞmaz b'r zeneinlik. Türklü^e hss tesitleri yaratmış, bu vazifeleri emsalsiz başannm hikâyesini zevk bir sanat ve renk dehâsı, pörmüş ifa etmiştir. Bir «perfeksiyonist» s»eçlrmis bu kalab^hgı evvelâ ap şö^ile, daha da iyi olmasım tetala cevirdi, sonra h^'ecandan U\ menni edebiliriz. Serşinin daha reverek alkışlattı. Hvarif? sinema zengin, mankenlerimizin vapurda cılan o kadar cok film çektiler kl, j gezerlerken göz sürmesinin daha filmieri tükendi! normal ve daha az, kiıli gözüken Defile bitince, kumas ve maden •îyak ve papuçlann daha temiz, ortşletmelerimizin teshir edildiği sergi köşesini gezen halk arasına so temizliğimizin daha fazla olmasını kuldum ve kulak kabarttm. "Fov temenr.i edebiliriz. Fakat tesirin kalbeşer!» «Umulmadık bir şey». beveti umumiyesine bakarsanız, te"Vp s3ri'*^*."r T>n'o* ni^ n ve *efsir şebbüs tam muvaffakıyetle neti^eIerlri zevkle dinledim. Br cnk mo lenmiştir dersiniz. Ne\v York Hada üstpdınm ı^Aman ne fikirler al \beıler Ofisimiz de kendisine veriU'n dım ne fikirler!» deyi'ir.e de ku j bu fırsat ve vesilevi azamî derectde lak misafiri oldum. (Kulak misa istismgr etmesini bilmiş. çok iyi cafirüği. daha samimî tefsir alman:n lısarak muazzam propaganda imkânlan bulmuştur.. Televizyonlarjilk sımrlır!) Bu Türk moda defilelerini g3r da yalnız elde edilen bedava rekdükten sonra şuna kuv^'etle kâni lnm, >'Ü7 Vn dolar veril?e sm'sk ! oldum ki. yalnız bir tek defile, bi satın almabiür, fakat bu derece zim on sene pronaganda yapsrak sstvimî ve innndırıcı o'mszdı. Nihavet, »on havadis olarak da elde edemiyeceSimiz kadar netice elde etmiştir. Bizi sade «asker mil şunu söyüyeyim: Telkinimiz üzeletn dive bilen dünyaya karşı me rine Turizm Kurumu burada. se1 denî hüviyetirrnzi tanıtmıstır. Ve ne' ? 139 milyon dolarbk turistik 5UT1* da muhakkak kaniim ki bu gezî isleri yapan Gray Line müdefile ?emi ser«!sirfl?Ti ayn ola messillerile temasa geçmiş. Türkirak tekrsr edilse ve Amerik^nm yede otobüslü geziler tertibi ve Aditer s>=hirlerine de eötürüHe. fev merikadan kütle haünde turist tekalAde havırh tesirier ya'îacaktır. rr.ini için cörüşmelerıs başlamıştır. nü.şte onu bulamıyacağım diye kor Birdenbire sıçradım: Ne münasebet? Derhal göre kuyo:um. Kolumu kızm omztına sardım: ceğim... Alıp götüreceğim... Nasıl gün iyi geçti mi? Kadın salondan çıktı. Ben de arkagından. Koridorlar... Merdiven Çok sıcaktı. Yoruldum. Ama ler. Sonra bir odaya girdik. Hep buna rağmen iyi idi. Bir çok şeyilâe kokuyor. ler aldım. Bütün paralarıru bitirHep bunu görüyordum, rüyamda. dim... Haü... Derken elini çabucak çantasına Uzaktan bir mendil sallandığını soktu. gördüm. Olduğum yerden yolun Sana havadisim var Bıll!... Bir görünmes:ne mâr.i olan teponin ar mektub. dmdan bir mendil sal.'andığmı gö Kimden? rüyordum Daha en az bir kilomet İngiltereden. re uzakta. İngiltereden mi? Kalktım... Eümi boru gibi yapıp: İçime müthiş bir korku geldl. Ku hu! diye bağırdım. Sesim Bütün bu çektiklerimizin boşuna yam:çia;da akisler yaptı. gitmiş olması korkusu. Mendili sallayışmdan seşimi duy İngilıereden? Demek ki oraduğunu anlıyordum' da bizim nerede olduğumuzu bir Eeyır aşağı koşmağa başladım. bjlen var. Yıknkavî inen yolu bir çok yer Aptal Bill! Sen çok sersem ollerde kestiımeden giderek... Ve dun. Bir iki hafta evvel sana haihtiyar ford, tam dönerken bir vilama mektub yazdim dememis miy rajda önüne çıktım, dim. Kadın cevab veriyor. Arabanın bps'mağma atladım. Madam Yumurta? Biraz çekilir muiniz Maclam! Va! dedim. Aman içim ferahladı... Kenapenin öbür ucuna kaydı. Zavailı Msdam Yumurta... N« Ben de direkîiyona geçtim. yazjyor mektubunda? Şoför, eve! dedi. Neler yazıyor, neler! Çok güYol veıdim. Araba nefes nefeje zel, uzun bir mektub! Yeni tuttuğu rampayı çıkmağa basladı. yazıyor. Kız, tepsde goı ünen bir ağacl. r adamm i«e yaramadığını Tabii senin gibi güzel çocuk da dedemetine doğru gözlerirıi çevirdi. Yemig ağacları arasında küçük bir ğilmis. Biıaz düşünceli hsl aldıktan »onpaviyon görülüyor. Ku: Orada duruyor! dedi. Tuhaf ra sükunetle Uâve etti: dö(Arkaıı var) estampları sergui uzatılıyor Güze! Sanatlar Akademisine bağlı Resim ve Heykel Müzesinde UNESCO'nun tertiblediği Japon estampları sergisi büyük ilgi toplamış ve meşhur Japon sanatçılarmın fev kalâde eserleri basmda takdir uyandırmışü. İstanbulda 817 evlul arasında toplanacak olan Bevnelmilel Sanat Tenkidcileri Bıriigi beşinci kongresi münasebetUe şehri' mize gelecek olan dünyaca meşhur sanat tenkidcilerinin ve sanatseverlerin gezebilmeleri jçin bu sergi eylulün 20 sine kadar uzaf.lacaktır. Ayrıca Müze müdürü Halil Dıkmen, kongresistlere Müzedeki Türk şanatçjlannın eserlerini lâyıkile tanıtmak amacile hazırhklara girişmiştir. Cemal Tollu öğrencilerinin sergisi 1 eylul çarşamba günü saat 16 da Taksimdeki Fıansız konsoiosluâu salonunda ressam Cemal Toliunun öğrencileıiJie aid sergi açılacaktır. Projcksiyonlu. müzjkli şür sergisi Bundan bir müddet önce İzmirde ı<sesîi fiir terpisi» açarak geniş ilgi uyandıran ve bu buluşu basında tepkiler uyandıran |a»r Hahid Ulvj Akgün yakında İzmirde Müzik okulunda proj'eksiyonlu, müzikli şür sergisi i açacaktır. Şair bu orijinal sergisi hakkında açıklamada buiunmak üzere bir basm toplsntısl tertib etmiştir. Cağlayanm yeııi telif romanı Eğience ve macera kitablarından başka, Türk yezariarının ciddi eserlerini de bassn Çağlaysn yayınlarında bugünlerde Bedii Faıkin «Yalancı» ada romanı çıkacaktır. Veııi bir fitm prodüksiyonu kuruldu Artık sen hiç bir raman birinci olamazsın... Beyazlı kadın seni mahvstti! Birkaç gün evvel Solingen dünya bisiklet şampiyonluğunda ahmcı gelen İtalyan şampiyonu Fausto Gopi'ye halk böyle bağırm;ştı. Halbukj İtalyanlar Cop;'ye büyük ümid bağlamışlar, onun şampiyonlukta birinci geleceğini düşünmüslerdi. Fakat Fausto Copi'ye bag»ran İtalyan sporculannın bahsettijclerj beyazlı k*d(n kimdi? *** «Beyazlı Kadın» 1948 senesind* italyan bisiklet şampiyonunun hayatında mühim bir rpl oynamay» başlamıştır. O sırada bütün İtalya çok sevdiğj Fausto Copinin hemen hemen bütün resimlerinde aBeyazh kadın» ı görüyer ve bunun kim olduğunu «oruyordu. O »ıralarda bu esrarengiz kadın beyaz bir spor manto ile doiaftığından ona «Beyazü Kadın» adı takilmiftı, Halbuki Fsusto Copi evli idi. Sonradan öğrenildi ki, beyazlı kadın da evli. Bujılar ne diye hep beraber dolaşıyoriardı? 1954 yılına kadar resmi şekilde hiç bir haber sızmamış, her iki tsraf, beraber dolaşmakla beraber, aile hayatlarınj da bozmamışlsrdı. Geçen temmuz ayınds beyazlı kadının kocası doktor Enrico Locateiii baîina verdiği beyafiâtu şoyle demifü: Italyada günün mevzuu olan bir aşk macerası •1IJPJİI « Ben lenelerdenberi Fausto Copı'nin hayranıyım. Karım tıe onu hiç sevmezdi. Bir gün bir topiantıda karşılaftık, bana Copi'yi Fausto Copi, mcjbur olnııya ba^ladığı senelerd» takdim ettiler. ben de karımla onu Milano stadyomunda calijiıken tanıştırdım. Sonraları da iyi dost oldular fakat bunun daha ileri bir du ise bir seneye kadar hapis ce nüsabakalan kaybeden Fausto Cou'ye sejirciler şu jekilde haykuısafhaya gittığini zannetmiyorum.» zası yiyebilecektir. İtalyan halkı bu tahkikatın n>s yorlar: Doktorun kantı olan «Beyazho o Eeyazlı kadm sana uğursus» da Copi il3 seviştiğine dair haber ticesini merakla beklemektedir. *P *P *t" îuk gctirdi... Sen artık bittin...» leri o tarıhte tekîib etmişti. Bu hâdiselere en çok üzülen CoSon Soüngen beynelmilel bisüilet Fakat bu tekzib.er verildikten pi'nüı karıiidır. Halbuki bunlar da müsabakr.!anna büyük bir dikkatbir iki hafta sonra Milano'da Vigo sevişerek evlenmişlerdi ve bugün le hazırlan«n Faıwto Copi (BeyazU relli yanj yerinde bir hâdise çıkı Marina adında da bir kızlan var kadm) a rağmen muvsffak olabil'Syor, beyazl» kadırun Copi ile bera dır. 1940 yıhnda Copi ilk müsaba ceğini İtalyar.lara göstermeye çali}ber resimlerini çekmey« çahssn bir kasını kazandığı zaman tan.şnıış mış, fakat muvaffak olamamıştır. İUlyada, beyazlı kadını tanıdığı foto muhabirile İtalyan fampiyonu lardı. Harb tırasında Copi Kuzcy kavga ediyor ve sinirli bir fekilde: Afrikada esir olmuş, fevgilisi Bru ve karısını bnakarak onunla sevişna onu beklcmişti. Nihayet 1945 meye başladiğı gün hüyük «ampi» a Sevdiğim kadınla yasamama yjlırıda bırleşmişler, evlenmiflerdi. yon Fausto Copi'nin öldüğüne ina» kimse rnâni olamıyacaktır» sozleri32 yaşında olan Bavan Copi tam nanlar çoğalmaktadır. ni de sarfediyordu. Hami S. bir ev kadmıdır diyorlar. Model Bundan sonradır ki, ijler garpa sarmıştır. Fakat İtaiyada kanunen fcir anne olan Bayan Bruna'nın hiç boşanmak mümkün degildir. Bu bir kusuru görülmemesi Fausto Covaziyette Fausto Copi ile sevgılisi pi'nin halk nazarında küçük düş Karaköy meydanı moıavik park« yapıhyor meiinde esas rolü de oynamışhr. (Beyazlı kadın) ne yapscaklardır. İtaiyada bu hidiseyi şu fekilda tefK»r»köy rneydanmın mo»y!K pari» Birkaç gün evvel, Fausto Copinin sir edenler çokrur; Copi artık bü ynpıhr.ati kararl ıçtırılm^tır Yolua beyazlı kadın için tuttuğu söylenen yük jampiyon oldu, ev kadını olan isif.hı ve trafli: lnUzaraıaın e«.Ş;»nm»M hususî daire polis tarafmdan basılIçla bu çevreden motör»ü» T»«ıt» *• kansuıı beğenmiyor, Napoüli bemış, fakat ilgilüer yapılan tahkikakomj'onlar bugür.den itlbaren »a»» yazlı kadını. aristckrat heli ile ken 7ai ınırada geçlriltniyecei: ve K*ratın ncticcsinden bsâinı haberdar etdi seviyesine daha yakın görüvor!» Woy lcöpriisüujn tamlrt esntısı^da olmemiflerdir. Öğrenildiğin» göre, Toı;haneden Halkın gözünden düşen şampi duğu gitl Emlnönünden frflenler Lülebaskının yapılmasını beyaılı kadıcihendek, gelenler T«f» nin kocası istemiştir. Eğer Copi, yon aylardanberi bir tek birinciîik cı'.ar caddesl güzergâhı Ue yollarıa» devatn edeceltlerdlr. sevgilisi ile birlikte bu evde bulun de elds edememiştir. Girdiği bütün I APARMAN DAiRESi BUŞANSİŞİ DEGİLDİR Amerıkalı ga?eteci höyle müsbet • ( I<I»HI<HIVİ<1'» ın TKFKIK.ASI: YUMRUK Ttjrltçes) 3 6 SUBEMIZCe B F Etraftmdaki eşyalar beynimin içinde dönüp duruycıken: ON DÖBÜÜNCÜ FASIt Günün bunaltıcı gıeaği geçti; ama aüne§ hâlâ ısıtıyor. Bu tepedeki eğacların gölgesinde çok sx'ak olmaz, Ama gölgesi etrafîm.*i dpnüvor, güneş. de surat;mın .nr tarafını yakıp duruycr. Ki hayet ı^,anıiım. Çiracrin üs;tünde gerindim... Esneoirn; Gördüğü.iı rüyayı gözüraün önünden savmak istiyorum. Böyle yerle^de uyudujum zaman gördüğüm rüya! Ağacların altmdan. d:lgalar^an kırları göıüyorum. Millerce döfiüm kır... Inanılmıyacak derecede sıska ve eski Ferd otomobüi ile avdet edeceği saat yaklaşıyor. Zaten ben bu tepede hep bu saatlerda uyuyoıum; r.ma tuhaf şey! Tam geleeoâi zamanda uyanınm. Gerdüğüm rüya hep aynı. Hep [an. Ve bu kanlar içinde tanıdıjım eözler. Kan arasında bir çeh;e! Füyamda hep sorarım... Bu göz 9ii taryyoruıa da... Yüzü neden tamyamıyorum. Rüyamda etrafımdakiiere sorarım. Bu kız kimdir? Kimin nesidir? Daima aym cevabı verirler. Eskiden burada değiimiş, bilmiyorîar. Başka adamlar ararım. Derken kendimi küçük bir safonda bulurum. Bembeyaz bir yer. Sessiz bir yer. Sinirli siniıli, enine boyuna dolfiirım. Kolumun biri boynuma asılı. Öteki elim de sarılı. Kapı açıhr, bir kadın girer içeri. Artık görebilirsiniz. der. Homurdanarak: Çok şükür... dedim. Ve kapıya doğru seğirttim. Ko^ lunu oiiüir.e uzatarak: Bir dakika! dedi. Yanına git» meden evvel haberiniz olsım. Neden haberim olsun. İyilı?îtiğipi »üylediler. Korkulacak hip bir şey kalmadığını siiyle: i!er. İittrşe hemen hastanedeu çı. kabüir, dedlJer, Hsstabakıcı: Eıet, doğnıdur dedi. Hakikaten aruk hij bir tehlike kaimaıjı Yaralar zsten sathidir. Alelâde pansumar.la geçecek. Korkrcak bir şey yok! Yalnız yanına gitmeden malumatınız olsun... Biraz tereddyd etti: Canım! Ne d3mek istiyorsunuz Allah aşkma? Ben bu gece buraya geldiğinden evvelki halini tabii görmüş de ğilim; ama çehresi bu kazadan çok değişti. Onun için... Yani... Belki de ilk gorüşte tsnıyamazsınız... diye haber vermek istedim. Kadınin önünde dondum kaldım. Soğuk bir ter... Yavrucuğumun yü zü, yukarı kıvnk küçük burnu, hep güler gibi duran ağzı gözümün önüne geldi. Demek?... Buniardan hiç biri kalmamış ha? Hiç birisi! Ve bytün buna ben seheb oldum... Derken birdenbire aklıma başka bir şey gelJi. Bir teselli k^pısı açıhr gibi oldu. Demek... Gazettlerde fotoğraf, aıiık onun resmi sayılmaz. Demek ki bu kaza bizi öteki felâketten kurtaracak, Hsstsbakıcı: ݧtergeniz gimdi görmeylni». BİRKUMBARALI TASARRUF HESABI AÇTIRANHERKES LiRALIK tÂMSALf KUMBARAÜ RADYO ALABiUR T.C.ZİRflflTBHNHRSI i ArSİLAf İÇİN GİŞELERİMİZ fMRİNİZDFDİR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear