26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 A£ustw 1954 CUMHURİYET Rusyada halkın hayah Uzun kısa daha çok yasıyorlar? Italyada görülmemiş boylular mı, yoksa Sovyet hiikumeti, halk arasına boylu olanlar mı daiına endişe ve korku salıyor bir edebî hâdise Tazan: L. Sterenı Rusyada halk jibl esya da ruhsuz. Meselâ, bir bakkal dükkânının camekânmda mostra olarak duran bır kangal sucuğun yalancı sucuk olabileceği aklıruza gelir mı? O camekânlarda hayal kuv\etıle ve Rusların meşhur aldatma hüneri ile meydana gelmis manzaralar sadece gözlere ziyafet... İçeri gırdıruz mi »ucuk bulamazsımz, bulsaruz bile muhakkak ki en kötüsündendir. Sade yiyecekte değil, herjeyde bu boyle. Gene canıekânının cazibesile önünde durduğum bir dükkâna girdim: Burası, eski kitablar satan bir yerdi. Fakat, bütun kitablar tezeâhların arka taraiındaki raflara dızilmıjti ve uzaktan ısimlerıni okumak imkâjısızdı. Yari, bakıp bir kıtabı görerek istemenize imkân yoktu; eğer aradığınız bir kitab varsa ismini soylıyerek bulabiiirdinız. Nıhayet, Rus hâk ve resim sanatına daır bir kitabm ismini sokebildim. İstedım. Tezgâhtar kitabm parasını yazdı, pusulayı elime tutuşturdu. Veznenin önünde sıra bekledim. Parası aluıdığına daır mühür basılan kâğıd elımde, bu sefer de paketlerin teslım edildıği yerde sıraya girdim. Kitablardaki gizli eller Nıhavet kıtabı aidım. Fakat açtığım zaman hayal sukutuna uğradım. Kıtab, elden düsme değildı. Yapraklarma pek el değmemışti. Yalnız, içindeki bazı resimler noksandı. Fakat, içuıden bu resimler koparıhp alınmış değildi: Resminbulunduğu sayfa yerınde duruyordu ama, resım pek ustalıklı bir sekilde si'inmış, kazınmıj, yani ortadan kaldınlmıjtı. Kitabm neşir tarihine baktım1928. O zaman anladım: Resimlen sılinen kimseler herhalde Trotskiy, Zinovyev, Buharin v.s. olacaktı. ;u adamlar Stahn'ın gözunden duşünce, bütün kıtablan dolaşan gızli b'.r el onlann resimlerıni ortadan kaldırmıştı. Hükumetin elleri Şoför Sergey'den başka, hizmetimıze bakan bır aşçı ile ikı de l.ızmetçi kız var. Bunlar sabah gelıp akşam gidiyorlar. Sergey'e sozde günde bir dvün yemek vereceğız, Fakat ne yapıp yapıp üç, dort övünü doğrultuyor. kendisi aldj. Nataşa bir şey isteilği zaman gelip hanıma başvuruyor ve ancak anahtarı ondan aldık;an sonra dolabı açabıliyordu. Amerikadan anccak ayda bir kilo şeker getirtirken ve Moskovada yumuıtanm tanesini bir buçuk liraya alırken başka ne yapabilirdik ki! Tarından emin değiller Bununla beraber, yanımıziaki hizmetçi, hattâ memurlann ınıkân buldukça bir şeyler çahp çırpmalarıru da mazur görebiliriz. Zira, Rusyada kimse ilerisinden »min değildir. Bütün maaşları, ücrttl<ri hükumet verdiği için, bir giin ıjLnde, çıkarılacak bır kararname ile, maaşlan yanyarıya indırmek veya yiyecek maddelennin fiatın: ikı misline çıkarmak da hükumetin elindedir. ÖLÜ RUHLARJ |* DÜNYA HÂDİSELERİ ) 3,80 vtva 4.80 ır.etrelık ad«mı bu gün bulamazsınız ama eskı zamanlarda bu devlerin cmür surdüğunü hıkâye eden kitablar var «Goliyat» bunlardan bir tanesidir. Enine boyu na muazzam bır Âdemoğlu, bir insan azmanı!. Bu dünyada inanılmaz şe\ lere ir^nmak gerektığı deviıler oluyor. Bazı vesikalar devâsâ, gebeş. derisi nasırlaşmış ınsaıılardan bahsedıyor. Bildiğimiz boyları kat kat aşan insanlardan . 1932 de de bövle bır azmanın gdrülduğunü gazeteler yazmıştı. Biı Macar doktoru İranda dolaşırken gormüş. E ^ T doğru ıse. dev 20 yaş.nda, 3.20 metıc boyunda üniş. 200 kilo ağırlık. İktisadî ve malt bakımdan SovDoktora göre bır hastalık netıceyet idaresinin de karşısında diğer sırıde devlesen adarmn omrü kıs^ devletlerden daha az zorluk bulunsurmüş. Kabul edilmesi lâzım bir duğunu kimse iddia edemez. Zıra, hakikattir ki üç metrenin ustünde arztaleb kanunları her yerde bırinsan bugünün adamı değildir Dadir. Bir mal kıt olunca Rusyada da ha yakin tarihlerde bunlara ikı i]e karaborsaya duşüyor. Eğer halkın iıç arası rastlanıyor. Meselâ 1887 de aldığı para bu malı karaborsadan Londrada ö!en Avusruryalı Wintedarik etmesine mütaidse karabork'lmeier 2,73 lük bir çam yarması sa büsbutün canlaıuyor. Bunun idi. için Sovyet hiikumeti sık «ık maaşŞıkagoda hâlâ yaşıyan Rcbert lan kesmek veya malların normal Wadlow, daha 18 yaşında iken üatını yükseltmek rorunda kaiıyor. 2.70 i bulmuştu. Ondan bir parmak Bu da, Rusyadaki hayatı daıma eksiği gene bir Amerıkalı devdir: keşmekeş haline getiriyor. Kalıforniyalı avukat Thomson.. İrDikiş makinenız bonılnrsa .. landalı Patrik O'brien'in d? fantiBüyük bir şehır tasavvur edin: mı santimine bu boya erdiği yazıBir alay büyük büyük binalar, fab lanlar arasındadır rikalar, mağazalar, evler... Fakat 1887 de dünyaya gelen bir kadın öyle bir şehır ki, bu binaların hepbunlardan daha havret vericidır. si hükumet dairesi... İşte, Mosko19 yaşında Pariste öldügü zaman va! Venedikten bir muııan: Gondol yarıçl»n 2,<55 metre idı. Bu boyda genc bir Meselâ bizim elçiliğin biraı ıle Blr jüri, kendisine gösterü debiyat mükftfau) iekreterliği, be tus, meıeleyi mahkeoMjr* «ksettird) kız gorülmüs şey değildir. 1906 ia risinde buyuk bir bina var ki kış mij olan bütün ıterleri okumakla ğenilmemiıtir, kaydı ile «Harikulâ ve Saviat sirketl 11* Venedik beTexasta doğan Jack Earle'nin dola gibi bır «ey. Burası nedır, bilir mükellef midir? de macera» adlı eseri muharririne lediyesi aleyhinde dava «ctlgumun dan 13 sene sonra 2.10 luk misiniz: Dikij makineleri tamır Saçma bir lual diyeceksinü! Fa iade etmij ve o da bunu alarak, bir azman olacağını kım akla geti*•* dairesi. Makineniz bozuldu mu, o kat bugün bütün Italya bu iual dört fahidi ile birlikte noter hurir?. Senelere taksim edilirse" her raya getiriyorsunuz. Fakat aklı ba den doğan bir dava ile alâkadar ol zurunı koşmuşlu. Saviat şirketl, Venedik gazinoyaça düşen hrlanıa 15 santimden şında çalışan bir tıcaret muessesesi maktadır. Venedik asliye mahkeSon derece tedbirli bir adam o sunu işletmekte olan şirkettir. Bu fazladır. olmadığı için, orada işler öyle kısa mesi ilk nazarda kolay gorülen bu lan Luigi Pintus, yanına bir c'e. gazino, İtalyada resmen kumar oyİsin bu tarafını bırakahm da şim zamanda çıkmaz. Yazılacak, çızıle suali ne şekilde cevablandıracağuu mahkemelere bilirkisi diye çağr:l nanan uç müesseseden biridir. (Vedı bıraz da başka taraflarına bakacek, makinenizm bozukluğu nsrede da kestirememis olacak ki, celse makta olan tanınrruş b.r fotoğmfçıyı nedik edebiyat mükâfatı) musalım: olduğu tesbit olunacak, aid ma leri geni? fasılalarla uzatıp duru almıştı. bakası da bu gazino idarec'leri taModern «Goliyat» lara kumaş kamına gönderilecek, yedek parça yor. Orada görüldü ki, «Harikulâde refından tertib olunmaktadır. Ve2,62 boyunda bir Amerikalı genç yetiftirmek mühım bir mesele olsa kaleminden malzeme tedarik eJımacera» jüriye dahil zevat taradn nedik belediyesi de roaddî bakım» Hâdise 1951 yılında başlamıştı. O gerektir. Ö;le ya; müstesna ırılik aralanndan iri gövdelerini paraya sıralayahm: İmparator «Maximust lecek... ve siz makinenizi tamir dan okunmamış, hattâ bunun sahi dan bu müsabakayı deitekîemeyt taıinte bir Sardenyalı genc muleri dola^ısıle etraflarında uyandır [ tahvil etmek marifetini gösterenler tam iki buçuk metre idi. İsmi olettırip çıkarıncaya kadar, elinı.:'ie feleri dahl karıştınlmPTiş, ouna kabul etmiştir. harrır. Venedik edebiyat mukâfatıd'darı dehşet bir yana, gıyecekleri ı var. tnsanların nadir olan şeylere dukça güç okunan «Vainö Myllynumara, masa masa dolaşaksınız. göz gezdirilmemişti. Çünkü, itina Bu sebebledir ki, Luigi Pintus, nı ele geçirmek ümidıle hazırladığt rinne», Oldenburglu Sander, İngıl*' ıse büvük bir gaile mevzuu ol ! karşı gösterdikleri zaafı, istismar Bu, herşeyde böyle. O yuzden de ile karanlık odada yerlestirilmiş o hem Saviat, hem de Venedik Beeseri ilgihlere göndermi}ti. Fakat muştur. Ayakkablanna gelince her edenleri mevcud... Meselâ 1575 te tere Kralı Bırınci Jacop'un Saray lan bütün fotoğraf kâğıdlarının lediyesi aleyhinde dava ikame etkırtasiyecilik Rus hayatuıın en can Nataşa ufak tefek, yaslı bir ka sıkıcı derdi ve en bujuk şıkâyct Luıgı Pintus adındaki bu muharrir hiç ışık görmediği tesbit edilmi$ti. halde 70 numaradan aşağı değildir. 2.48 lik boyu ile herkese «temaşa» Nazın tWalter Passous». Uzun Bel miştır. son derece vesveseli idi, bu gibi dın. Güzel yemek pişirmesmi bili mevzuu. Bundan ba^ka oturacallan iskpmıe raevzuu olan Antonius bunlardan çikalı adı verilen Bachelar .. Bu ikinci muameleyi de Luigi PinVenedik asliye mahkemesi ikinci mukâfatların tevziinde rol oynıyan yor ve un bulursa harıkulâde ekden tutun da yıyecekleri yemeğe j biri . «Panayır ucubesi» diye halkın I Aşağıya doğru indıkçe rakamlar tus < karanlık odada» yapmıştı. • Yasaklar ve endişeler celsede Venedik Beledivesinin mesjürılerin umumiyetle birinciyi, gekadar herşeyde bir bolluk. bir ko önüne çıkarıldıg! yerlerde dünya'da iniyor .2.5 ta başlayan derece mek yapı>or. Hızmetçılerden Zoya S = rdcnva adasının Sassani KÖ ul o'amıyacağına karar vermi$, faBir gün, koleksıyon için pul sa len bütün eserleri okumadan seçevli, kocası bir fabrıkada çahşıyorcamanhk ıktiza etınektedır. s g I derece düşerek 2.30 da karar kılıtan bir dükkânın onünde dükkâ.ı tiklerine (!) inanıyordu. (Venedik yünden olan muharrir noterden tas kat Luigi Fintus'un Saviat jirketl nın parasını kazanmıştır. i yor. Zaten bundan aşağısına, kıy muş. Pek güzel bır kız değil ama, Doymak bilmez mıdelerini doyurondan bır iki lantim daha uzun o met vermekte mana yok. Çünkü hizmetçi elbisesi içinde pek şirin cı ile konuşuyordum. Koluma biri edebiyat mükâfatı) jürisine dahil dikli, dört şahid ve bilirkişi bir fo cleyhindeki tîelillerini de oytayt mak ıçüı kcsenın ağzını açık tuty&pıştı. Baktım: Trende Unışt'ğım zevatın da eserini okumıyacaklan toğrafçının ifadesine dayanarak (Ve koymak hakkını haiz bulunduğu* mak lâzım. Hulâsa herşey onlara lan Bernardus ismindeki İtalyan, her zaman İÇİn olağan sayılmıstır. bir hali var. Öteki hizmetçi: Valya topçu albayı. nı, Hffttâ buna göz gezdirmiyecek nesik edebiyat mükâfatı) sekreterli nu bildirmiştir. gore olmalı.. hangi kadm böyle bir 18 ind yüzyılda göründüğü yerleğine bir protesto mektubu gönderBu kadar büyüyenler nedense pek dangalak bir şey, fakat onun Fakat hâkim, davayı iki ay sonHatırımı sordu. Kell'i sordu, leııni sanki evvelden biliyordu. devi kocalığa seçmek cesaretını rin kalabahğını üzerine çekmijtir uzun ömürlü olamıyorlar. Çoğu, da elinde ijler var, bilhassa ağır ıiısçamın ilerlemiş olduğunu söydi, eserinin okunmamış olduğunu Luigi Pintus şu sekilde tedbirler bildirdi, hâdUeden gazeteleri de ha raya atmıçtır. Diyorlsr ki bütün işler. gostcrir?. Tabiî bedava değil . ümidi, taraflann bir uzlaşmaya var hattâ hiç biri normal yaşı dolduraZaten ,işe yaramasa da değiştir ledi. Kendisme rastladığım için aldı: berdar etti. Fakat, aldığı tedbirler m=lorı ve davanın sukut etmesidir! D;mek olu'ıor ki onlar biraz da 2.5 metrclıkler yalnız bunlarla mıyor. Normal yas nedir? Bu da mek bizim elimizde değil kı. Rus memnun olmuştum. Akşama karı3 nüsha halinde gayet temiz bir den, noter huzunjndaki tasdik key Edebî bir müsabakaya i^tir«k •yıkınlarının »başbelâsı» dır. Lâkin' yetmıyor. Meşhurlardan bir kaçını bir mesele... Rivayete göre Nuh yada yabanccılann kendı başlarına sıle beraber yemeğe davet ettıra. şekilde daktilo ile yazdığı (Hari fiyetinden kat'iyen bahsetmedi, bu den ve gerekli bütün gartlan ye» Birdenbire yüıü değişti. Özar ı Peygamberin boyu 720 senelik öm hizmetçi bulmalarına müsaade yok. kulâde macera) adlı eserin tahi husuîu son dakiksya kadar gizli rine getiren bir kimıe, gönderdiği dıledi ve derhal eynldı. Sonradm I T* kifayet etmiş. Britanya müze Sade hizmetçilerue değil: Rusyada öğrendim ve adamcağızı mazur | felerınden bazılarmın arasına kul tutmasım bildi. #serin jüriye dahil zevat tarafınherhangi bir işte çalışacak olan bir lanılmamış fotoğraf kâğıdlan yer(Venedik edebiyat mükâfatı) sek linde 207 yaşında ö!en bir adamın kımsenm Sovyet hükumetinden mü gördüm: Bir Rusun yabancılarla leştirdı. Bu hazırlığı dört tahid ve reterliği tuzağa düştü, gazeteler dan okunmasmı istiyebilir. Fakat nOrus kaydı var. Thomas Carn a| saade alması lâzım. Brivlece her görüşmesi bir dereceye kadar ai | bir noter huzunda karanlık odada de yaıdırdığı blr iki cevabda «Ha kanunen bu hakka sahib roidlr? dındaki bu adam 1588 de doğmuş, işte ve her yerde ancak hükumetin fedılebüir ama. onun evine gidip yaptı. Bundan sonra da eserini ge rikulâd» macera» nın tetkik edıl işte Venedik asliye mahkemesi baj 1795 te ölmüş Gene bir Glascowdilediği ve beğendıği kimseler ça gelmesı, senli benli olması yasak ne 3 nüsha halinde ve müsabaka diğini, fakat edebt değeri haiz o! kanı bu suali cevablandırmak meclu 185 sene yaşamış Aynı yaş Pe lışıyor. burivetind^Hir. Şimdiye kadar da tır. ya igtirak şartların» uygun bir je madığından iade olunduğunu be hiç bir hâkimin böyle bir suali c«ter Zorsay ismindeki talihliye de Bu yasaklar ve yasaktan doğan kilde (Venedik edebiyat mükifaü) Elçiliklerde ve diğer yabancı lirtti. vablandırdığı hatırlanmamaktsdır. nasib olmuı (15391724). müesseselerde çalışan memur ve endişeler Rusyadaki hayatı o ka sekreterliğine posta ile yolladı. Bunun üzerinedir kl, Luigi Pin150 likler, 120 likler zikre değ hademeler doğrudan doğruya hüku dar sarmış,tır ki rahat bir nefes «!*** mez. Boyu 70 santimi geçmiyen bir metın elleri ve kolları halmde. manın imkânı yoktur. Işin garıb taBir müddet sonra (Venedik • • Türk sanat eserier) sergisine Belediye iktisad muratablart cüceden bahsedi'ıyor. Dişi bir cü Hepsı, yanlarında çahştıkları kim rafı, Sovyet hükumeti her'tese dair bir fittn hanrlandı ce, adı Elizabeth VValson. 151 inci selerin nelerle meşgul olduğunı, endişe vermekten adeta haz duyar için kurs açılacak Oeçen wne P»rt«ln beynelmtlel M»rdoğum >alım kutladıktan sonra öl nelere ilgi gösterdiğini, ne yaptığ1. gıbidır. yoktu. Sovyet hükumeti ona elçıBeledtye. plyasayı daha deTamlı blr san ulonunda açıltnk büyUk blr takmüş 1670 te olen 169 yaşındaki bir nı, kımlerle konuştuğunu birer biİçimizden biri... lik erkânı arasına ve binanın içıre dlr T* «Itka gören Türk Sanat Eser turette murekabe edebllmtk üwre ytr.l murakıblar almağa ktrar Termlftlr. bodur, soyu için örnek olmuş. Bizim ataşe muavinerinden, biri bir vesvese, kuruntu, endişe ve koı leri Ser^'sıne dair renkli bir fılm h»rer tesbit edip hükumete rapor etSon açılan lmtihaada muraffak olanıırlanmıjtır. ne ders veren bir kız vardı. Bır ku havası yaymak vazüesini verLotringen'li doktor Politman mekle vazifeli. ların taylnlerl bugünlerd» yapılaea* Bu fllm yakında fehrlmlzds gosterll ve bun!»r lçtn BeledlyeraeTTuatll»Ugün birdenbire ortadan kaybol.lu. mişti. S.beryaya surüldüğü de yc~ meğe ba;!anacaktır. 140 ında olduğu halde ameliyat ma Bir buçuk lirayı yumıırta gıll blr kur» açılaeaktır. sasını terketmemiş. Iskoçyada bir Moskovada ılk sıkıntıyı yıynek Delikanlıya bıraktığı mektubda Si landı. ihtimal ataşe muavininin '..u Galeri sanatkârlann emrine Dolmabahçe sara>ı xiyarct(üaı« boysuzun mezar taşındaki şu iba bakımından çekmeğe başladık. Her beryaya sürüldüğunü söylüyor ve hikâyeye kanıp kızı kurtarmak tahsis edildi kapabldı re cok vaşamanın sırrını ifşa et yabancı devlet elçıliğıne kendı mümkunse kendisine yardım etme için teşebbuse gcçmesini ve ooy15 lncl Deriet Resim ve Heykel Serlece sıyasî bır hâdıseye yol açmaHer hafta perşemb» sunler! Mat 14 memleketinden ancak yılda dokuz sını rica ediyordu. mekte: g'.slnln sor.a ermesl münaseb«tile Şehlr (ftlarld Uh'.ly» edllmejt baılanmıt ten »onra halicın zlyar«tlnı »çık tuta> yuz bin rublelik yiyecek vesaire j Kıza once hepimiz «cıdık. Çünkü sını istiyorlardı. «Eğer bo>oım uzun olsaydı 120 lan Dolmabahçe Strayı. gbrulta KSaoaa Bu hava bütün Moskovayı. bü tır. B«l«dlye. g»lerlyl bundan böyl» ücertnt enumüzdtkl haftalards ıspall getirmek müsaadesi veriliyor. Bi bir çok arkadaşlara dostiuk ve MnatkârUrın emrin» tahıLı «deeektlr »ene yaşayamazdım.» Her ne hal tün Rusyayı sarmıstır. Oyl« ki Oalerld». muracaatlerln kabulünt baj bulundunılacaitır zım büyük elçilık pek kalabakn: yakınlık göstermij, hattâ çok daha ise. doğru veya yanlış; gauba boy Yüz kırk kişi kadar vardık. Onun ileri giderek adeta «bizden» oinsi kimden süphe edeceğinizı, neye ltnmıı bulunmakt*dır. 8»rayın, rlyaretçlltre tekrar a* M > azgınlığı ömr.e dokunuyor. Misallfr için, yiyeceğimızin bir kısmını ç»r olmuştu. Onlara: «Falanca ile ko ınanacağınızı bılmezsiniz. Bu dj, man açıl&cajı bllihare blldlriUcakttr. Dünya Jeoloji konfresi meydanda. Hayra alâmet olan kı şıdan, pazardan tedarik etme» ZÛ nuşmayın, hafiyedir, hükumete istıbdad idarelerinin ezelî taktiğidir: Hür Macarlar Bayramı 13 «ylulde Romida toplanactk olan ?alık gibi sörünüvor. Mütekâsıf gi runda kahyorduk. hakkınızda rapor verir... Filân aya Suyu bulandırmak ve bulanık su dünya Jeolojl T» Jeoflzllc kongrealnda İlk Macar Kralı tıtTan'm lınlat U TUrkljrtyl temsll «decck olan beyettcn at» cdllen Uacar mllll bıjTâmı doUbimize geliyor. Ten ne kadar dar Gene bu durum bizi Rus hizmet pek açılmaym, ağzınızdan lâku' a da balık avlamak. GELECEK YAZI: Memleket Ih İzmlr meb'utu Nurly» Pınar, dün a«at yıalle yarmkl cuma jünü aaat 11 d« kapmağa çahşıyor...» gıbi nasihatoluraa can da o nisbette çıkmaz çilerımıze karşı sıkı davranmağa 12 de kalk&n Adana rapuru İle Napolitilâle hazır, fakat imkân bulamı 7* müt*T«cclhen ?«hriml»d»n aynlmı» Bebrlmlzdekl RUr Macarlar. Ayasp«f»* mecbur etti: Karsm yiyecek dolabı lerde bulunuyordu. da Saray arkasındakl katollk riUıniı oluyor. yor! tır. de blr âyln yapacaklardır. T. A. na bir kılid vurdu ve anahta..nı \ Meğerse bunların hiç birinin ısl» Venedik edebiyat mükâfatı müsabakasına katılan bir genc, eserinin okanmadan iade olduğanu inanılmaz bir şekilde ispat etti ve dâva açtı Yavrunuzu yaz ishalinden Hastalıklarından Koruyabilmeniz ARI UNLARI • riiMHURİYET» in TEFRİKAS1: YUMRUK şın kuıtulup yanağırdan parlak bir iz bırakarak >aıvarUndığmı gördüm. Nen var yavTUCum. Bir kederin mı var? diye endije ile sordum. Gene cevab vermedi. Hep bana bakıyor. Korkulu bir rüya gdıvyormus gibi. Ve birdenbire dedi ki: Bill.. öp beni! Üstüne iğildim ve öptüm. Hareketsız duruyor, dudaklan yarı .ıçık! Ve çekildiğim laman beni tutmadı. Uy\ıdun mu biraz? diy* sordum. Galıba uvumuşum.. hâlâ da uykudavım zanederım. Ne demek istiyorsun, anlamadım. Bir an sukuttan sonra cevab vcrdi: Bill! Bana bir şey söyle rlea e>lerim. Bana, bana dair bir şey so le! E! mi alnına koydum ve parmaklsrımı saçlarınm arasına foktum. Sen hiç bir kıza benzercnyorsun, bamba|kasın! Nedır bu »en ITlrKcesl. B F Bill! Sar.a o kadar bağhyım kı.. hele bundan sonra! Onun için rr.ıtlaka sörün^e durmalısın'! Vadini tütmahsın. mutlaka! Eğer 'şlerin gene kötüleşır, başına belâlar gehrse ben artık vaşıyamanı. Üzulme yavrutum.. hiç merak etme: Bu: Jan sonıa her şey nkııında gıdecek. Senin ıstediğın gıbi. Avdette alaca karanlıkta yavaı gidiyoruz. Arabanm kanapesinde bana sımsıkı yanaşmış halde otuıuyor. Arada bir, arabayı durdurup kızı kollanmın arasında sıkmak için içım gıdıyor; ama vakit geç. Bir ayak evvel yerımıze dönmeliyiz. Evlerımıze varmadan evvel düşündüm .. Acaba k:za daha ne gibi şeyler söylemem lâzım? Başkaları için böyle b:r şey düşünmeğe hacet yoktur, zaten onlara soylenecek bır şey de yoktur ya!. İnsan o gıbilerın yüzünü bir daha görmek bile istemez. Onun için üzülm.3ğe değmez. Lâkin bizim kız? Gel bizde kal desem hoşuna gitmıyecek gibıme geliyor. Zaten benim oda da buna müsaid defil... Hem küçük, hem tertibsiz. Ona böyle bır yer yakışmaz. Kafum bunlarla meçgul iken birdenbire dedi ki: Eğer beni evime kadar eötürürsen sana güzel bir çay yaparım Hâlâ o kadar yskmımda ki; n«f?çını hissedıvorum Ban» tatlılıkl bakıvor; bende bir $*y keşfetmek için bakar gıbi Dak'yor .Vazıyetımi duzeitmek .çın bıraz kırırdadım. Çünkü altımdaKİ toprak sırtıma batmağa başladı. Kıza gülümsedirn. Bonjur' dedim. Hello. B.ll1 dedi. Sesi bır mjnltıdan ibaretti. Gozierini bend»n ayırmıyordu.. arıyor, bır şev arıyor. Bendeki şiddetli arzu susuzluft'j ysrıne simdı hafıf bır rahatlık hissedıvorum. Bu yepveni. şimdıys kadar duymadığım bir his. Nafilsm? diye sordum. Sorduktan sonra da bunun aptalCa bir aual olduğunu anladım. Cevab vermedi. H> p yiızüme ijakıyor. Sonra elile küluma dokundu. Adeta benim hep orada olııp olmadığımı yoklar gibi. Ben de ona bikıyoıum; yüzönün on ınc» çızzılcrıne Kadar. Derktn bırdenuir* gozünden bır d»m:a ya deki başkalık anlamıyorum.. !~ei> 5İmdi kendimi bile anlamıyorum Çunku sen, senın gıbısın. Ben ^ karşı duyduksarımı şimdiye kadar kimse hakkında hissetmiş değilını İnan bana!. Vallahi ciddî söylüyorum. Başile Usdik etti: Evet! Biliyorum, bilivorum ama senin ağzından işitmek istiyorum. Gülümsemefe başladı ve ilâ'e etti: Böyle konuşmamı saçma rıı buluycrsun? Benim sözlerimi işitrnek ıs+edi^ini oğ'enen ben delı gibi sevmc çm deyim. Kendimi o kadar mesud hissediyorum kı!. Bunu kavnyaıru3orum bile! Ya sen? d;ye sordum. SPTI ougüıı benim hiî«tttiğin şevi başkaUıı için hiisetınemiş miydin? B ı«ıle hayır dedi. Bunu tahmin edeceğini umardım. Knllarımı»', arafina aldım ve bir daha öptum. Bugünlük veda çayı! Ne dersin? Tam benim ıstediğim şey!. Dedim; ama son defa odasına gittiğim zaman hıssettığim gariö sıkmtı aklıma geldı. Beni kızdan uzaklaştıran bir hava!. O odaya girdık mi, kız bana bir takım sualler soruyor. Bu odanın havası bız.e geleceğı düşündürecek yerde geçmışi haürlatıyor.. Bu oda belâ bır yer camm. Hayır, ıstemcm bu odayı. Kat'iyen ayağımı basmam oraya. Ama, yok yok. Sen benim ytni odama gel, hem gormüş olursun! Bir gaz ocağım da var. Çay da var. Galıba iki de çay fincanım olacak. Once bize gider; çayımızı içeriz. Sonra ben seni «vine götürürüm. Olur, dedi. Ama şımdiden söyleyim, hayal kırıkhğına uğrayacaksın! Belki de eve vardığımız zaman çaylan farelerin yemiş olduğunu görürüz. Farelerin mi? Baktım, kız fena halde korktu, biraz kuvvet vermek lüzumıınu hissettım. Ama benim fareler çok terbiyelidirler. Eve bir hanım geldi mi ortaya çıkmazlar. Arabayı yaya kaldınmının kenarına bıraktık, ve eve girdik. Merdivende ı&ık yoktur. Bir kibrit çakarak yolunu aydınlattım. Odam bırincı katta. Kapıyı ardıns kadar açtım. kız girebil»in diye! Soksğın i(iğı odayı biraz ay dınlatıyor. Buyurun! tste bizim kisine! dedim. Girdi, ben de arkasından. Kapınm kilidi çok antika bir s«y. Kapıyı kapayabilmek için anahtarı dışarıdan içeriye almak lâzım. Kapıyı kapadım, ikinci bir kibrit çaktım, duvardaki havagazi lâmbasını yaktım. Gülerek: Ay, elektrik yok mu!! Ama haftada on iki şılın için d* fazla şey istemeğe hakkın yok. Gözleri gaz ışığına alıştıktan sonra odayı güzelce tetkik .etti Meyus olduğunu gösteren bir hali var. Buraya getırmemeliyim ama oldu bir kere. Bu bizim odalarda da garib bir uğursuzluk var. Bizi birbirimizden soğutmağa sebeb oluyorlar. Biz ancak dışarıda yekdiğerimıze yaklaşıyoruz, yakınlaşıyoruz. Kadın *li dejrmediği naüil belli! dedi. Bir pazar gelip buralan düzeltmeliyim. Çaylan demlendırıp içtikten v>n ra birer sigara yaktık. Baktım esnenveğe başladı. Bill! Uykudan bavıhvorum. Haydi götür beni artık evime! Hadi dedim. Yatağa dayanmış ayakta dıınıyor. Lâmbanın oynak ısıftı altında fistanı vücudunün yuvarlaklıklannı iyice gösteriyor. Bugünkü jiddetli arzunun bendt tekrar uyandığuu hissediyorum. Kollanmın arasına aldım, dudaklannı öptüm va yatağa götürmek için kucakladım. Lâkin beni ıtti. Olmaz Bill, dedi. Rica ederim Beni evime götür. Çok geç oldu, ben de pek yorgunum. Yüzüne baktım. Gülümsedim, elini okşadım. Hakkm var. Gel, dedim. Karanlıkta merdıvenlerı inmesin diye kucağımda aşağı inöirdim. Dokuzuncu Fasıl Efendim, ben kızı bırakmamalıydım, benim odada alakoymalıydım. Ama insanın basireti bağlanıyor derkr ya' Sahi imiş. Bize g»ldiğinden üç gün sonra, tekrar geldi. Az kalsrn, o akşam bizde kalmasına israr etmedığimden dolayı kendimi öldürecektim. O kadar efkârlandim ki soımavın. Birısi kapıyı şîddetle yumrukladı. Gıttım, açtım. Baktım, bu! £.1len kan ıçınde. var. Gozlerinde dehşetli bir korku Belki bir saat, başından geçeni anlatamadı. Sade ağladı ve titredi. Deli olacaktım, hiç ötesi yok Sırtımdaki yaıalann >eri yeni açılrn'ş gibi yanıyor, canımı yakıvordu O A«am da her zamanki g bi maja^sdan çıkmıs, yolun köseMre kadar ikı arkadasile birlikte yurumuş, sonra onlar ayrılmıslar, bızım kız yola yalruzca devam etmif. Tam evin« yaklaıtıtı ıırada, arkasından gelmekte olan bir sahıs yanma sokulmus, kolunu dürtmüş: Sizinle biraz konufmak istlyorum. Kız, adamın suratms bakmif. Ta mmadığı bir adam. Hemen açılmış ve hızlı hızlı yüriimeğe başlamıj. Herif peşini bjrakmamış. Yetişmij ve yolunu keserck önuns dikılmiş. Sıze birar konusraak ıstiyorum, dedim Sesinde hafif de bir tehdid edas» var. Kız birdenbıre patlamış: Beni rahat bırakm! Sokak ortasında benim yolumu kesmeğt ne hakkmız var? Ve tekrar herıftsn kurtularak yoluna devam etmış. Lâkin daha üç, dört adım atmsdan herif de arka» Bill Saunders hakkında konufmak istıyorum. dedigıni işıtmia, durmuş. Başını arkasına çevirip sormuş: Ne dediniz? Keratamn gulümaediğini gSrmfif. Bu sırada herifi tepeden tımaga kfidar sozmüş. Otuz yaîlarında bir kerata! İvi ^iyinmiş. Fakat halind» bir cür'et, bır arsızhk var. Kız havatında bu herifin gözleri kadar sinsi baki} gormediğıni söylüyor. (Arkuı var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear