25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
I Yaralıların nâkli =tıaberleri Yeni bir kibrit fabrikası kuruluyor K I Ö Ş E M D E N 1 durumda Bizim gaastecilerin bana «Dien edecek izahati verecek tkinci Dünya Harbi içinde, daha BienPhu Meleği» ismini verdikle değilim. Mesele, ancak ordu maAmerika savaş* katılmadan Basrini matmazel Toan'dan öğrendiğim kamlan emir verdikleri vakit efkan Roosevelt tBütün milletlere zaman hem memnun, hem de mah kânumumiyeye izah edilecektir. Bu husustaki sözlerim yanUş arıkendi hududlan içinde emniyette cub oldum. Zira ben DienBienyaşama vasıtalannı verecek ve büPhu'da vazifemden başka bir şey laşılmasın. Esarette iken kızıllar tün memieketlerde bütün insanyapmış değildim. Katlandığım sı ] yaralılanraıza yahud hastane perlara kendi hayatlarını korkıı ve kıntılar ise yarahlarımızın ve düş (soneline herhangi bir tazyikte buFabrika faaliyete geçtikten ihtiyacdan kurtulmuş olarak yaşaman elinde esir olan erlerimizin 'lunmadılar. Hattâ diyebilirim ki duyduğu ıztırabın yanında hiçti. bize karşı terbiyelice hareket etti sonra kibrit ithaline lüzum yabilecekleri teminatını getirecck bir barışm knruluşu* lüzumunu Yapabildiğim tek şey o şartlar al ler. Bununla beraber bazı hususlar kalmıyacak haber vermişti. Birleşmiş Milletler tında yaralılarımızın sıhhî durumu hakkında ketumiyeti muhafaza etteşkilâtı bu duygu ile kuruldu. Ferd nu mümkün olduğu kadar düzelt mem hoş görülmelidir. Zira henüz Haber aldığımıza göre, memlemeğe ve ümidsizliğe kapılanlann serbest bırakılmamış olan arkadaş ketimizde yeni bir kibrit fabrikası hürriyetine dayanan demokratik remaneviyatını takviye etmeğe çalış lanmıza herhangi bir zarar gelme kurulması için teşebbüslere geçil İimi bütün milletlerde gerçekleşmij görmek ve bu rejimle idare edimaktan ibaretti. İşimin bana nefes sini istemem. miştir. Fabrikanm sermayesi Tür len devletleri «barış» amacı etraHo ChiMin'e çektiğim telgrafm eldırmıyacak kadar çok oluşura kiye Sanayi Kalkmma Bankası ta fmda toplamak... İdeal, buydu. memnundum. Böylece fazla dü cevabı bir müddet sonra geldi. Ce rafından temin edilmiştir. şünmek ve ıztırab çekmek için ta vabda şunlar yazılıydı: Bu idealin insanlığa mal olabiiFabrika küçük paketler halinde «Yılüijnümümü tebrik ettiğiniz biri caizse «vaktim kahruyordu.» mesi, devletler arası banşın, piyasaya kibrit arzedecektir. Yaralılann vaziyeti yeralü has için teşekkür ederim. DienBienAlâkadarlann ifadelerine göre. her şeyden önce ferd zihinle Floransa konferanslanna gitmiş k r arasında olmaz; dostlar arasıntanesinden çıkarldıklan günden Phu kurtanldıktan hemen sonra fabrika faaliyete geçtikten sonra, rinde ve vicdanlarında gerçekleşda da vardır. Dostlar arası mülerdir. beri nisbeten iyileşmişti Ne de ol serbest bırakılmanız için bana mü son senelerde haricden ithal etmeğe mesine bağlıdır. Kendi ruhlarında cadelede yer kaybetmeğe r«zı olma raca.ıt eden «Kadınlar Birliği» nin Asırlardır kapalı, kendi kabugu•sa açık hava tesirini gösteriyordu. mücadele devam eden insanların başladığımız kibritlere lüzum kaljalışkanhğı bir kere ruhlara sinerse Yüzlerine biraz renk gelmişti. Ben istet'ine uyarak sizi serbest bırakkurduklan topluluklarda banf ola na çekilmiş cemiyetimiz, mjlletlermıyacaktır. kaybedilmiyecek hiç bir şey kalmaları için emir verdim.» de biraz kendime gelmiştim. Kabilir mi? Şu haide Birleşmiş Mil aıaaı münasebetlere çok dikkat etGerek Tekel ve gerek yeni fabrimaz. Türk zekâsım v« değerinl taAradan iki gün geçti. 21 mayıs lenin düştüğü sıralarda azalrruş gibi letler teşkilâtı, bir kolu ile bilim, |njek zorundadır. Gerek politik, sab,>h: Ooktor Grauwin kızıl ku kanm imalâtı memleketimizin kib terbiye, kültür ve sanat alanında gerek kültürel alanda bu münase nıtmak, dünyaya kabul ettirmek, olan enerjim açık havaya çıkınca rit ihtiyacını knrşıhyacaktır. dünya için faydalı ve aranır insanarttı. Yorgunluğumu bile hisset mandalığına çağınldı Biraz sonra bu idealin yerleşmesine çahşacak betlere alışık şahsiyetlerimizin azlanmız bulunduğunu belirtmek; beni de çağırdılar ve nakledilmeğe miyordum. yeni bir organ vücude getinneli idi. lığı, memleket hududlarından çıTicaret Vekâleti teşkilâtında millî vazifelerünizin başında gelir. (United Nations Educational, Scien kınca çok belli oluyor. Bir taraftan Durmadan çalışmam, yaralıların başlanan yaralılarla beraber gideıslahat yapılacak tific and Cultural Organisation) tasarruf düşünceleri, diğer yandan Pehlivanlarımızın yaptıklannı yapiztırabuu hafifletnyek için o mah , bileceğimi söylediler. Fakat kızıl Ticaret Vekâleti gerek iç ve gerek dıs mak, Türk politikacısma v« Türk tiud imkânlar içinde elimden gele j subayına bütün yarahlar nakledi teşkilâtında geni* ölçtide ıtlahat yap kelimelerinin ba? harflerile yazılan temas endişeleri, bunun gelişmesilinciye kadar Dine Bien Phu'da UNESCO» işte bu organdır. Türk ne uzun zaman, hattâ cumhuriyet aydına da düşmektedir. ni yapmağa çalışmam, Vietminh'limajla karar vermijtlr. Bilhassa Dış Ticaret Dalresine büyük çesi: Birleşmiş Milletler Eğitim, Bi devrinJe de engel olmuştur. DünUNESCO kanununun kabulü talerin üzerinde iyi bir tesir yapmış kalmama müsaade etmesini rica ettim. Çctin dakikalar geçirmiş o bir ehemmlyet verilecek. yabancı mem lim ve Kültür Teşkilâü. gibiydi. Matmazel Toan, DienBienya ile bağlanmayı yalnız devletler rihi olan 20 mayıs 1916 nın »ekizinci lan savaşçılanmızı son dakikada leketlerde faaliyette bulunan ticaret Phu kalesinin düşüşü hakkında bir yıldönümünü anarken Millf Komiyalnız bırakmağa gönlüm razı ol ataşelerimlze daba verimli çalışma 1945 kasım ayında Landrada top arası, resmî bir münasebetten ibaret kitab yazacağmı ve bu kitabda yolları aranaeaktır. temizin çıkardığı aylık «Kültür muyordu. Vietminh'li subay bu riBundan başka. Bölge Ticaret Müdiir lanan Eğitim Bakanlan konferan zannetmek kadar tehlikeli hata ola«DienBienPhu Meleğine» bütün cam üzerine biraz düşündü, sonra: lüğüne genis salahiyetler vermek sure sında bu kurumun temelleri atıl maz. Bilhassa bilgi, sanat ve kül Dünyası» dergisinde Kudsi Teoer'in bir fasıl tahsis edeceğini söylüyorgüzel makaleyi Pekâlâ, mademki istiyorsunuz tile plyasanın kontrol ve mfirakabesi mıştır. Konferansta Türkiye heye türde milletlerarası şahst dostluk yazdığı etraflı, du. Belki şaka ediyor, belki de kalabilirsiniz, dedi. artırıhnıs olacaktır. Esasen Bölge Mütine başkanlık ederek UNESCO'nun lann, tanısmalann ehemmıyeti çok zevkle okudum. Bu tarihin ik> yıl dürlügfi piyasa hareketlerini yakından gururumu okşamak için mahsus sonra gelecek onuncu yıldönümünBunu söylerken garib bir hali öyle diyordu. Maamafih bir gün vardı. Kampa döndüğüm vakit bu takib etmekte ve gunU gününe Vekfl babalan arasında bulunmayı va büyüktür. Üniversite mensublan de Killi Komitemiz, sözlü ve sesli lete ranor göndermektedir. zife hayatımın şereflerinden ve mızuı yabancı meslekdaşlarile tekampımıza kızıl gazeteciler geldi. intibaunı Matmazel Sun'a söylemazhariyetlerinden sayarım. 43 masları, son yıllarda memleketimiz bir anış toreni yapmalıdır. Bu gibi Bayındırhk sergLsini 200.000 Kampı dolaştılar. Gidecekleri sı dim. Genc kız gülümsiyerek: memleketin katıldığı bu konfe için faydalı olma yoluna girmiş vesileler, millî ve milletlerarası ıdekişi gezdi rada aralarından biri ordu gazetele Tabiî sizi burada zorla alıkbyransta sözleşnnenin metni kabul görünüyor. Bu ve benzeri temaslan allerin yayılması, taraftar kazanNafia Vekâletinin Taksim gezlsinde rinden birinin muhabiri olduğunu duğumuzu düşünmelerini istemeaçtığı «Bayındırhk yurd hizmetlnde» edilmişti. Bir sene kadar sonra arttırmak, yetişme istidaduıda olan ması, mânalarmın anlatılması bakıFÖyliyerek cephede gördükterini yiz, dedi. serglsi 10 gtin İçinde 200.000 klsl tara 20 devlet tasdik edince teşkilât res lara temas imkânmı sağlamak ve mından mühimdir. Birleşmiş Milyazıp bir kitab halinde neşredeceYaralılar nasıl nakledildi? fından zlyaret edilmiştir. mî olarak kurulmuş, sözle^me yü g.enişletmek, ciddî bir ihtiyac ola letler idealini memleketimizde köyğini ve bu kitabda bana bir fasıl Kansı «yemek yok» deyince Yaralıların nakli işi 13 mayıs gülere kadar duyuran, Kore savaşı olrürlüğe girmiştir. Türkiye bu söz rak belirmiştir. eyıracağınr anlattı. Bu gazeteci tentürdiyot içmiş! nü başlamıştı. Bu hususta iki taraf muştur. Fakat her zaman, ne böyleşmeyi 20 mayıs 1946 da 4895 nukampı dolaşırken de, benimle koDikllitaşta Yenigelln sokagında 31 UNESCO, işte bu temaslara yol le hâdiseter olur, ne de olması tearasında cereyan eden konuşmanuşurken de hiç not tutmuyordu. lardan pek az malumatımız vardı. numaralı evde oturan Ilalid Pilâv, ka maralt kanunla kabul etmiştir. acacak verimli rehberlerden biridir. menni edilir. Aynı toplayıcı ve rısının «Yemek yok!..» rfemesine sinir Birleşmiş Milletlere bağiı olan bu Ho Chi Min'e çektiğim Yalnız bu konuşmaların uzun za lenerek. lentürdiyot içmek suretîle inNitekim 1946 dan 1952 ye kadar tel^raf mandır başlamış olduğunu ve fa tihara tesebbiis etmişse de tlkyardım organizasyonun bugün Paris'te ça Merkez İcra Komitesinde dostlarım birleştirici fikirleri başka vasıtalarsılalarla devam ettiklerini biliyor histanesine kaldırllmış. tahkikata bas lışmakta olan bir merkezi vardır. Reşad Nuri Güntekin ve Kudsî Te la cemiyete duyurmak lâzımdır. Kız'.llar yarahlarmı toplayıp gö duk. Cenevrede de batılı diplomat lanmıstır. Bözleşmeyi kabul etmiş devletlerin cer'in bulunmalan, bizim için bu Tecer'in makalesinde UNESCOtürdükten ve ölülerini gömdükten larımızın bizi kurtarmak için uğtemsilcilerindcn mürekkeb bir ge millet'>?rarası alanda iyi bir nevki nun amaçları goyle gösterilmiştir: Kauçuk fabrikalannda yol sonra, DienBienPhu kalesinin rnştıklarından haberimiz vardı. Içinel kurul, yönetim kurulu ve sek kazandırmıştı. 1952 komite seçimia) İnsan haklan çerçevesi içinverilen işçiler etrafmdaki tepelerden birine savaş mizde tekrar bir ümid uvanmıştı. idealini Şehrimlzdekl Kamgarn. Şapka Taslagı reterlikten teşekkül eder. Her dev ne tekrar Tecer"i aday göstermiş de Birleşmiş Milletler ta ölen askerleri için bir âbide 13 mayıs sabahı Dien Bien Phu ve Kauçuk fabrikalannda, ham nıadde let de kendi bilim ve kültür organ olsaydık belki bu mühim yeri gene yaymak; diktiler. Sonra 19 mayıs günü Di nun etrafını çeviren tepelerin üze yokluğn öne sürülerek bir kısım işçiye larım temsil eden bir Millî Komisb) Bu haklardan herkesin Yayde kaybetmezdik. Hükumetimizin enBienPhu zaferi» ile liderleri rinde Fransız heyetini setiren ne yol verilmpktedir. engelleyen bağları Kamsarn {yün ipliği> sanayii ile meş yon vücude getirir. Bizim Millî yeni aday göstermek suretile yap dalanmasını Ho ChiMin şerefine bir geçid res likopteri gördüyümüz zaman gözgul 31 fabrikadan mühim bir kısmı. Komisyonumuz, ancak kanunun tığı ihtiyatsızlık, sanırım, bu yeri demokrasi esaslarma göre yeniden mi tertib ettiler. Hem DienBien lerimiz yaşla doldu. Helikopter ii ham madde olan Tops'un bitmek ü^ere çıkmasından iki buçuk sene sonra Pbu'mın düdüşünü, hem de, Ho zerimizden geçip hava alanının !• I olduğunu bildirerek işçilerine yol ver hazırhklar yapılarak 1949 da ku ^aybetmemize. sebeb olmuştur. «Ac) Serbest fikir ve sanat caerleCbiMin'in yıldönümünü kutluyor zey kısmma indi. Çadırlannvzın mektedtr. Yedikuledekl Tekta fabrikası rulabibniştir. UNESCO genei kuru dam, UNESCO da ne oluyor ki, Işçilerine dunım işveren tarafından resyerimizi kaybedersek edelim.» di ini, şahıs mübaıde|esiiM köstekli1 ls«1ı. Bulunduğum çadırın önün bulunduğu yerden hemen hemen men kriklirilmiştir. " * lunun iki toplantısma (Paris ve en kafi&aiı, *ğ» grımrök v« den resmigeçidi görebildim. Her 800 metre mesafede bir yere konBomontideki Kerman fabrikasında ise Meksika'da) sefirlerimiz ve birin yenlere rastp?linmiştir. Fnkat işm aslı öyle deŞiIdir. Milletlerarası Işçilere şifahen. işlerine devam edemitarafa oparlörler konmuştu. Önce mu=tu. cisine de sefirle beraber İs\'içre ta organlarda ypr kazanmak için âle pasaport güçlüklerini kaldtrmak; Fran5iz heyetinin başında daha yecekleri söylenmistir. d) Fıkir ve sanat adamlannın, askerler, sonra coşkun bir sevinç Tavşan tüyii işliyen Şapka t.islngı Icbe müfettjşimiz iştirak edebilmiş min sarfettiği ga>Teti görmeden eğitim elemanlarınm dayanymasım evvel bahsettiğim Profesör Hııard'ın içinde görünen yerliler, kadınlar fabrikaları da avnı vaîiyetten şikâyet lcrdi. Millî Komisyonun sectiği böyle uydunık hükümlere düşüleve meslek durumlannm gelifroesive genç kızlar tribünün önünden bulunduğunn sonradan öğrendik. etmekte ve tr.vşan îüyü bulamadıkları yönetim kurulu üyeleri, Bej^rut ve bilir. Mücadele. yalnız düşman ni sağlamak; geçtiler. Gencîer ellerinde üzerle Profesör Huard, Vietminh'lilerle için iîçilerini isten çıkarmaktndır. Kuru yapılacak müzakereleri en iyi idare çeçmedeki Sapka tıslagı imalâthanesi. rinrîp bir şeyl?r yazılı olan levhaedebilecek şahsiyetti. Zira Hindi işçilerine ihtarda h'JÎunmuçtur. iar, yaftalarla geçiyor şarkılar söy çini halkını gayet iyi tanıyordu. Kauçuk fabrikalarının. ham madde lüyoriardı. Hoparlörler etrafı çın Vietminh'lilerle nasıl konusulm.sı kıtlığını iddia ederek bir kısını işçilerini çıkarmnk iste|i. Sanayi çm çınlatıyorlardı. Bulunduğumuz Berektiçini de gayet iyi biliyorJu. lerinin yaptıkları tetkikler nıııfetlis i somında yerden bu merasimi sessizlik için Bundan başka Dien Bien Phu'da miibalâğalı görülmüş. işçi kadrolarını ı muh?fa?a ederek giinde 8 satlik çahş ! de seyrediyorduk. Düşman kuman içinde bulundııfivımuz şartlardan ma sisteminin danı Giap'ın da tnbünde bulundu lumatı vardı. Znten daha evvel de ma edilmiştir. dunımıı dü^eltecefii tesbit ğu söyleniyordu. Fakat biz onu 1949 da bu çpşid müzakereleri idare Di^er îaraftan Bakırköy Mensuc?t Ptmiş ve o zaman Vietminh'lilerin Santral fabrikn^ında çıknn i) ihtilaiı görmedik. ellerinde bulıman bir çok yarahla diine kadar hnüedilememiştir. Kızıllann yarahlarımızı iade e:lt rımızı bize teslim etmelerini temin Tekstil Sendikası, fabrika işçilerinden 24 senelik çerefli bir mazisi clan Vog ve Bali cekleri haberi gelince hepimiz çok etmişti. gelen istifabrın bir tertib oiduihınu ve rendikayı znyıfl.irmak Rayesini gütttiçoraplarının gördüğü rağbet ve teveccüh karşısında sevindik. Ho ChiMini'n yıldönümü Profesör Huard yirmi seneden f'iinü Ileri siirerek alâkalılar nezdinde günü, kendisine bir tebrik telgrafı Mİtn benzerliğinden istifade etmek istiyen bazı markatespbbii'ip geçmiştir. göndermemi tavsiye ettiler. Tavsiye beri Hindiçinideydi. Vietnamlı bir Durumla ilgili sendikacılar bütün bu kadınla evliydi. Dien Bien Phu'dalann VogBali mamulâtı olarak satılmak istencKği edenin kim olduğunu açıklamam fabriknlardan çıkarılan ve çıkmaları ordu makamları tarafından yasak ki Vietminh'li askerî doktorlann icin ihtnr pdilen isci sayısının 6000 haber alınmıştır. heme hepsi tnlebeleriydi. Söylen gibi büviik bir ypkfın tutmakta olduğuedildi. Onun içindir ki, U U raev â i e n ö r e bu ™T\ ,""L"" 'V'"U11> *"' "£Y \ ^ 8 Vietminh'lüerin namına nu söylemektedirler. Fabrikamız tarafından imal edilen çcraplann, zuda fazla bir şey söyleyemem. Yal m ü z a k e r e 1 e r i i d a r e ^ ,!a s a h ı s Atina mimarlar kongresine nız bu telgrafm hakikaten gönde t a İ p b c s i v d L Profesörle görüştirîüm dair rapor yalnız ve yalnız BALİ veya VOG markasını taşıdığı nldığıni soyliyebilirim. Sonradan . v r ı k i t b u n u n d o t r u o l u p o ı m a d l A l n l Atina Milletlerari<ı Mimarlar kongreve benzer markalarla fabrikamızın hiç bir alâkası buişıttiğime göre kızıl radyosu bu te! ', s o r c ] 1 ] r n . D O Ö . , , olduöunu. fakst mü i «ine Mir.ık prien Tfırk heyeti sehrimİ7e grafın metnini ve Ho ChiMin'üı ( znkerelerin mühot bir şekilde ne i dörmüs'iir. 10 giin siiren kongre çalıslunmadığı görülen lüzum üzerine ehemmiyetle tavzifa rnalarınn d.ıir heyetimi^in harırlartiBj verdiği cevabı yayıniamış. I ticelenmesi i(*in bu şah?ın adını t | rrfnor dün Valiye vprilmiştir. ve ilân olunur. Kızıl radyosu tarafından yayın I çıklayamıyncasjını söyledi. Konprpd'e Akcleniz havnsı memleketlerinde me>;krn tipîpri üzerinde de lanan telgrafın metni şudur: ( Arkasi müzakereler cereyan etmiştir. «Sayın başkan. serbest bnakmak lutfunda bulunduğunuz DienBenHac seferi UA7İR\N 20 ŞEVVAL 19 Rhu yaralılarımıza karşı gösterdiğiniz iyüikten ötürü teşekkürleriÇayırköy vapuru Hac Çorap Fabrikası mi sunar, yıldönürr.ünüzü barış Seferi için bütün hazırlıklarmı namma tebrik ederim.» Ismai] ve Kemal Sarper Koîl. Şti. Telgrafım her yerde pek çok de ikmal etmiş olup temmuz ortalaV. ] 4 2SJ12.15İ16.16 19.44 21 M 2.07 dikoduya mevzu olmuş. Fakat ne rında hnrckct edecektir. I E ] SAi 4.31 8.32 12.00 2.04 €.23 i İ çsre'ki bu dedikcduları b«>rtaraf UNESCO HASAN ÂLİ YÜCEL İklime göre kılık.., ABAUTAN ABAHA... niversiteden Burhan Kl ran imzasile bana gönderilmiş bir mektubda şöyıe deniyor: S ACÎKLAMA VOG BALİ Gazetelerde okuduğuma göre, Izmlr Fuar Müdürü. Fuara giris ücretinin beş misli arttırılmasını taleb ediyor v» e) Kültür mübaıîelesi ve eğitim sebeb olarak paviyon kuran yabancı için faydalı olan teknik bilgi ve va firmaların halkın ayak kokularından şikâyet ettitlr.i söylüyor. Kendi fikntaları sağlamak; rince flatları bes misli artırmak avat) Mecburt ve meccanî ögretim mın girmemesini temin edecek ve bu ile birlikte temel eğitimi ve yetiş suretle yabar.cı firmalar da memnun olacak. kinlerin eğitilmesini sağlamak. Bilhassa garibimize giden fiatların Bu amaçlar bakımmdan millî koartırılması değil, Fuar Müdürii gibi mitemizin elde ettiği çalışma neti | bir zatın, halkı bu suretle ayırarak bir celerini ilk bakışta kifayetsiz gör ı seçkinler duha doğxusu paralılar mek mümkündür. Fakat çalışma | riimresi yaratan zlhnlyetl haklı gSrmesidir. Yabancı firmalar herhald'e Fuara şartlannı ve imkânlannı gözönün abühavası için değil. Türk mllletinin de tutunca bu millî organın, ben ekseriyetini teşkil eden ha'.k kalabalı»erleri arasında en iyi işleyenlerin gına birşeyler satabilmek için lîtirak den biri olduğu kolayca kabul edi ediyorîar. Sayed bunu kendileri bilmiyorlarsa. Fuar Müdürünün bilmesi lcab lebilir. Gördüğü işlerden bazıları eder. Fuar Müdüriüğünün kl resrr.t nı söyliyeyim: bir makamdır haîkı ayırmağ^ teşebbüs etmesi ve yabancı fîrmaların bu UNESCO'nun teknik yardım sudan sebeblerini haklı görmesl lnıanı proğramından istifade edilerek 1952 ürkütüyor. den itibaren «Yeraltı Suları» ve «Deprem» enstitüleri kurulmuştur. Demokrasi anlayışına taalluk eBunlar, İstanbul Teknik Üniversı den fikirleri hürmetle selâmladıktan tesine bağhdırlar. Senato idare sonra, ilâve olarak, bazı noktal&n eder. Bu iki enstitüye Paris rner da ben söyliyeyun. kezi dünyaca meşhur uzmanlar Evvelâ: Çok su kullanan flerl göndermiştir. Masraflar, merkezce memleketlerin havasında bile, ahaçeşidlerila yapılır. Bayındırhk Bakanlığı ve linin bol yediği gıda Üniversite üçte bir nisbetinde bu (meselâ Orta Avrupada lâhana ile masrafa iştirak eder. Aletler gs Cenub Avrupada sannısakla) ilgili tirmişler, adam yetiştirme için bir koku vardır. Haricden gelenlekurslar açmışlardır. Deprem için rin 1 urnuna şiddetle bir nâhoşluk çarpar. Nitekim yabancı diyarlarda önce bir Amerikalı, sonra da b:r biz Türklerin genzüniz bundan ilk Japon eksper gelmiştir. Bu enstitü giinlcr incinir. Ama nezaketen ses lerin çalışmalan ne haldedir, tak çıkarmayız. sonra alışırız. Fuara dir edecek durumda değilim. Bil iştirak eden centilmenlerden bizim diğim şudur ki, ilgililer, arada sı kalahalıkların fazla miktarda kavrada yayınlar yapmalı. hattâ rad rulmuş soğan yediğini, çok sıcakta yoda konuşmah ve umumi efkâra ve kalabalıkta bunun tesiri olacağıfaydalı bileiler vermelidirler. Kö nı düşünmeli; miisaferetlerinin ilk günierinde ev sahiblerini yermeme şeye çekilip susmakla iş bitmez. Gene teknik yardımdan istifade lidirler... Kırk günden evvel alışııedılmiş, Ankaradaki Milli Kütüb Iartr... haneye bağh bir Bibliyoerafya EnsKaldı ki. Türk halkı, tarflı botüsü kurulmuştur. Bunun başına yunca temizliği ile ün almıştır. HaParis Millî Kütübhaıvesinden bir lcn de Ortadoğru milletleri aras:nda uzman gelmiş ve iki yıl çalıştıktan temizlik şampiyonluğunu kazanısonra yakında memleketine dön nz ve nice büyük milletlerin de müştür. Şimdi bu enstitüyü genc evvelâllah rekorlannı kuanz. Çünbir bayan kütübhanecimiz idare et kü onların da ecdadı ya lahana semektedir. Enstitünün 1952 nin döıt verlerden, ya sarmısaksallardandır.. ayına aid olmak üzere yayınlr.dığı başlamıyalun... başlarmasmlar: Vaf «Türkiye Makaleler Bibliyografya tiz suyuna zarar gelmesin diye yısı» çok kıymetli bir rchber, bir kanmağa iltifat ermiyen nicelerinl belgedir. Her mesleğin adamı, ken biliriz, hem de ne yün urbalar aldi konusunda çtkmış makaleleri tında ve daha sıcak iklimlerde... orada bulabilir. C?ndan dileriz ki, Açtırmasınlar kutuyu, söylermesinler tuti'yi... Şimdi ha... »N'ezafet 1954 ile 52 arasındaki aralık bir an imandan gelir * bizim prensipimizönce doldurulsun ve bu faydalı dir. Türk soynnun, su başında duyesere devam edilsin. duğu zevk de ilâvesi, cabası... Millî Komisyonumuz, UNESCO 1 *** fikrini yaymak için kıymetli broşürler de neşretmiştir. Körlerin Suası düşmüşken. kendî kendleğitimi hakkında rapor, Türkiyede mizi de bu münasebetle tenkidden teknik öğretim, demokratik terbi geri kalmıyalım. ye, tercüme hareketine dair çalışMemnrlarrmız hâlâ: «rKâtibima malar üzerine hazırlanan kücük ki kolalı da gömlek ne güzel yaraşır!» Ublar bu aradajliT». • BUhassa tel» B'sulünce giyiniyor ve dairede kalın cüme hareketi hakkında yabancı ceketlerle otunıyorlar. Dünyanın ha dillerde, bu işin neler düşünülerek men hiç bir yerinde, yaz ortası bu yapıldığını daha etraflı anlatmak ve tip çalışma kalmamıştır. Bizimkinyapılanlan daha tafsilâth yazmak dcn daha mutedil memleketlerin v« yaymak lüzumuna inanmakta halkı her yerde en büyük memuryım. Birkaç lene önce kurulmuş lann yanına kısa kollu bir gömlek olan töğretici Filmlerı Enstitüsü ve bir hafif pantalonla (hattâ şortnün jimdiye kadar neler yaptığmı la), çoıabsız, sandalla girebiliyor. bilmiyoruz. Okullanmızın ve hal Zira vekil de, vali de, genel direkkımızın aydınlatılması bakımmdan tör de o kıyafettedir. Millî servet çok mühim olan bu çalışma mer bakımmdan bu basitlikten fayda kezini daha verimli görmek isteriz. hasıl oluyor. Sağlık, temizlik, ralıallık eldc ediliyor. Bizde, memur Hükumetimiz her yıl UNESCO ve âmir, kalantor Rİyinip sımsıkı merkezine 200.000 lira vermek!.?dir. boyunbağh oturunca halk da çaMillî Komisyonun bütçesi de 50.000 resiz onlara göre ayarlanıyor. İzliradır. İkincisinin biraz daha art mir fuannda ve başka kaUbalıktınlmasını ve Millî Komisyon ça larda binnetice geniz tırmalanıyor. hşmalannuı daha imkânlı bir suHele su varliğı ceken şehirlerd* rette genişletilmesirıi yerinde bir ve köylerde nasit kılık şart. temenni sayarız. Milletlerarası müİkinci umumi Harh^e Montçomenasebetlere dikkat eden hükumeti ry'nin kılıçı üniformalara tes'r etmizin bu hususta himmet esirgemi ti. Şimdi hizdeki pniislerin bile ne yeceğine emniyetimiz vardır Önü hos ve hafif giyindiklerini dikkate umüzdeki yıl kasımında Montevi alalım. Bu rahatlık. ıesmiyetin ciddeo'da g.?nel konferans toplanacsk diyetine halel vermiyor. SivilleriT tır. Buna en aşağı dört beş delege ile miz de, Galib Dede gibi: c;\ amusa 'Stirak etmeliyiz. Bugün Rusya ve taalluk iş midir bu?» demeli, kaUkrayna'nın girmesile UNESCO, 70 dınlı. erkekli iklinumizin yatına milletten mürekkeb bir milletlera temessül etmeli .. Hele çarsaîh kadınlan, zahıtaya sı teşekkül oldu. Orada, yaptıklarıgerekçerüe, mızı göstermek, gayretlerimizi /e giioüik çLksrdıkları mecbnrî havalarıdırsak, ırz rh'i valbaşanlarımızı âleme anlatmak, milli lahi havalanmaz, korkmıyalım... bir vazifemizdir. 1 1BMAK Yfzan: BEDFİ PAHMI EYÜBOĞLU Ct'MHUKİVET'in TEFKİKAS1: 2 6 10SUN KARISI Yazan NIHAL KARAMAfiAFÎALJ Eu cinayeti işlemeğe müsaid ol;n kimdir? Bize ipucu veremez misiniz? Sükut... "Kendi vazifelerinizi ba na yüklemsyin." demek mi istiyor? Sükutun manası bu mu? Orhan Sadinin sükuru havadaki gerginliği arttırdı. Savcı başka bir suale geçti: Kalorifer dairesinde uğr;ştığmız sırada, yukarıda gayıitabiî bir gürültü, bir hareket, bir münakaşa dikkatinizi çekmedi mi? İclâl hsnım piyano çabyordu. Başka gürültü olduysa da işitmedim. Meselâ kaçtan kaça kadar çaldı? Diyebilirim ki, ben aşağı iner inmez piyanosu başladı. Kısa bir müddet ara verdi. Ama pek kısa... Sonra tekrar çahnağa başladı. Nihayet piyanodan kalkü ve çığhğı işitildi. Bodrumda çalıştığınız jçin evdekilerin nerelerde bulunduklanOJ büemezsinlj tabiî? Zannederim, ihçı Şaban mutfaktaydı. Çünkü bir aralık İclâl hanımın piyano hocasile konuştuğunu duydum. Diğerlerinin nereleıde olduklarını bilmiyorum. «Biliyorum. Nilüfer yanımdaydı.« yahud, «Nilüfer sokağa gitmişti. Cinayet sırasmda evde değildi.» diyebilse! Peki, bu cinayete hiç bir mana veremiyor musunuz? Veremiyorum, efendim. Nizameddin Bey aksi bir adcmdı. Huysuzdu. Çok düşman kazanmış olması gerekir. Pervasızca kalb kırardı. Meselâ evvelki akşam aramızda bir hâdise geçti. Maiyetinde kim varsa hepimizi kovmağa kalkı^tı. Kemal Gündüz koltukta hafifçe kımıldadı. Komiser, zaten hislerini gizlemeyi idman etmisti. Heyecandan emare vermedi. Nasıl bir hâdise geçti? Orhan Sadi, kasanın soyulma i teşebbüsünü bütün teferrüatile an|latta. Yalnız, Nilüfertn ve kehdl sinin kassyla olan alâkolarını ve anahtarı Ielâlin büyükannesinin çantasından aşırdığını ıska geçti. Pencereden k ç a n adrmdan da bahjettiyse de, Mehmed AIi üzerindeki şüphesini beliıtmedi. Soruyorlar: Demek gördünüz? Anahtar kasanın kapağındaydı? Evet, efendim. Her halde üzerinde unutulmuştu. Sivcı, can alacak suali çaktı: Nizameddin Beyin derhal polisi çağırmarnasını ne suretle tefsir etliniz? Belki de pencereden kaçanın kim' olduğunu kestirmişti. Meselenin resmiyete dökülmesini istemedi. Şayed kasadan bir jey kaybolsaydı, sanmm o zaman zabıtaya brşvururdu. Gene uzun bir sükut. İlâve edeceğiniz başka bir şey vaı mı? Süt bardağını sordular. Cavidan Hanıma aid olduğunu biliyormuş. FÇ nasıl girdiğine dair fikri yokmuşZabıt hulâsası okundu. Orhan S.tli imziisını attı. Paımsk izi ahnmak hustısundaki teknik mecburiyeti beüıttiler. O iş de bitti. Ve kapırbn çıkacağı sırac't savcının bir sualile basını arkaya çevirdi. Bay Nııim Kermanla akrrbalığınız olup olmrdı»ını belki hatıri mı.şsınızdır, Bay Orhan Sacii Kerman? İkinci defa üzerinde durulan bu suale, Orhan Sndi, "evet'i demek cesaretini pösteremedi. Acab.i hakikî hüviyeti keşfcdildi mi? Savcı onun başına iş açmasın? Odadan çıktığı zaman, içeride bulunduğu müddetçe hiç nefes almsmışçasına ciğerlerinin bütün ge nişliğile soludu. Ve ilk karşılaştığı insan da İclâl oldu. Genc kız, soluk mavi gözlerinde büyük bir merikla bakıyor. Sanki içeride neler geçtiğini, Orhan Sadinin yüzünde bir ânda okumak hevesinde... Konuşmalarına vakit bırakmadan Ali Poyraz araya girerek bu sefer de İclâli kasah odaya aldı. Zabıta âmirleri karşılarında, göz leri ağlamaktan kızarmış bir torun bulacaklarmı farzediyorlardı. Halbuki magazin kapağından fırlamış gibi avare tavırlı bir genc kız, yeşil perdelerin arasmdan belirdi Kırmızıh lâciverdli ekose etfkliğinin fistüne beyaz lüeter giy nıişti. Ko'larmda şuıgır şıngır bilezikler... Kulaklarında altm halka küpeler... Boyah. velfscr okuyan i gözleri tecessüsle bakıyor. Odayı ar ştınyorSavcı muavini karşısındaki koltuğu gösterdiği halde, o, koltuğa değil, kolu dayanacak yerine ilişti. Ve ilk deia olarak Kemal Gündüzün uykusu kaçar gibi oldu. Göz kapakl. rının altınılan mavi gözleri bariz şekilde göründü. Malum sualler... Hüviyet tesbiti filân. filân... Büyükbab ııızın cesedini önce siz keşfettiğiniz değil mi, İclâl Hanım? Evet, zavalh dedeciğim! Birdenbire, vak'adanberi ilk defa olarak ağlmağa başladı. Yanaklarındsn yaşlar süzülüyor, göğsüne damlıyordu. Mendili yoktu. Ellerinin tersile sildi; bnrnunu çek ti. Sizi üzdüğümüze müteessiriz. Fakat ne yapalım? Biz de mecburuz sualler sormağa... Lutfen anlatır mısınız hâdiseyi? Ssbahleyin kalktığınız andan itibaren neler geçtiğini öğrenmek istiyoruz. İclâl, tavanda kuş arar gibi gözler havada, anlatmağa başladı: Dokuzda kalkmıştım... Mehmed Ali ile karşıkklı kahvalü ettik. Nerede? Odamda tabiL Efendim? Tabiî, od?mda... Misafirim... Budva:da yatıyor .. Nâhoş hava esmesin diye idare ediyorum. Ne gibi? Genc kıs, savcıya parraağını salladı: Siz de çok meraklısınız.. Kah valtıdan sonra aş?ğı indim. Durıın bak3İım, duıun. . Nâhoş hava ihtimalinden bahsetmiştiniz? Şimdi polislerden kurtulan holde, Orhan Sadi, sabırsızlığını gösterir şekilde gidip geliıken, salonda, if.deleri alınacak diğer insanlara gözcülük eden memurun dikkatini çekmeden, arasıra, kasalı odanın kapısmda mola veriyor. İçeride konuşulanlara kulak kabartıyordu. Suali işitmemişti ama, İclâlin cevabı onu irkiltti. Canım, büyükbabamın Mehmed Aliyi sevmesine sebeb var mıydı? Hiç asorti degiller... Dün sabah kızmıştı dedem Mehmed Aliye... E, ayıb değil mi, düpedüz koğdu. Ben de sahlb çıktım zavallıya... Nereye gitsin bu?... Dedim ki, ortalık gene sütliman olunca, çıksrırırm $unu meydana... Kısacası odamda mihman künet... Peki, büyükanneniz bir jey demedi mi bu i$e? Arkast var 0 IIn K a l d \ OSMANBEY zarif, mutena Ajansırmz Deniz Harb Okuhı ve Kolejine talebe alınıyor Heybeliada Deniz Harb Okulu ve Kolejintn birinci sınıfına. ortaokulu bitirmi? ve devlet olgvınluk imtihanlarında muvaffak olmuş 1417 ysşlinnda İHilunan isteklilerin kaydına başlanmıstır. Kayıdlar 10 ağustojta sona erecektir. Verilen malumata göre. kayıd ve kabul için İstanbulda bulunanların Okul Kumaıiflanlığına. diğer yerlerden isteklilerin mahallin askerlik şubelerine miiracat etmeleri lâzım gelroektedir. Kabul imtlhanları. 1520 agustos arasında okul blnaıında yapılacaktır. KEOİYELER günlük. haftahk ile e m r i n i z d e d i r Bu ajanaımızda 21 haziran akşsmın? kadar 150 liralık hesab açtıranlar ayrıea Türk Ekspres Bank'ın 30 HAZİRAN Mutad Hafta Sonu Altın Keşidesi dün Noter huzurunda yapılmış ve bu kesidenin 5 ALTIN İKRAMİYESİNİ GALATA Şubesinden 18 hesab numaralı HİDAYET ZAPSU kazanmıştır. APÂÜTPAN ALTIN Büyük ikramiye çekillşine kablırlar. Telefon: 82506 45467 49620 Doçcnt Dr. H^HI GIYAS KORKUD Muayenehanesini Taksim, TaI limhane, Lâmartin Cad. Nc. 15 [ İdeal Apartımanına nakletmis j tir. Tel: 84868. DEMfflBANK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear