Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
{bumhuriyet SATILMAZ Nazar değmesin Çabri Esad Siyavuşgil dostumuz, taıuıumş Fransıı ^ tiyatro muharriri Jacques DevaJ'in hükumet tarafından Türkiyeye davet edilmesine sinirlenmis,. Meğer bu üstad. son piycslerinden birinde, kahramanına Türkiye aleyhinde sözler söylermişmiş. Böyle bir adam misafir edilir mi imiş? İyi ya, biradcr. Akıl edip adamı çağırmışlar. kendisinc nezaketle yanıldığıııı anlatıyorlar. Bcme BasınV'ayın Umum Müdürlüğii kırk yıbn başı doğru bir İ!) yapınutır. Kızmamalı, hattâ tüh.. tüh.. kırk bir kere nıaşallah, denıeli. Bunlar da bizim şehrin çocukları Yazan: Kâzım Kip Yaşadığımız Şehir Asrın felsefesi * * 'jHiımnla her şcj deği*lyor Bir Mnunlar. geçen ta" rın baslarırda, Amerikada bir Monroe doktrini vardı. .Amcrika Amerikahlarındır. diyen ve her türlii ccnehi müdahalcsini mcncden doktrin. Şinıdi. gcne bir Monroc'dür gidiyor. Bu îarışın gü«elin son doktrini geçen gün ajanslarla ilân edildi: cBir erkesin iki eu/cl kadın arasında bulunması tchlikelidtr.» Arada küçük bir fark var: Birinci Monroe'nün Uk Isnıi Jamcs idi, ikincininki ise Marilyn. Mcktcbde birinci Monroe'nün doktrinlerile biziıtı kafamızı kâfi «Ifrcccde şişiıdiler. Zaman* uymak için, çimdiki mektcblerde ikinci Monroe'nün doktrinlcıini okutsalar. araba daha münagib olmaz mı? Nükhet BoroTilı. N'lmet 8elen 11» eocuklar aruuıdK Istanbulun kimaesiı r« korunmaya muhtaç çocuklar dâvan v» çeşidli içtimal yardım meseleleri ile, en az, mesul makamlar kadar ilgLlenen lehrimizin aydın hanımlarından müte;ekkil küçük bir grup var. Hiç bir karşılık beklemeden, EÜnde iki üç saatlerinl kimsesit v* korunmaya muhtaç çocuklara veren bu aydın hanımlar arastnda lehrimiz soayetesinin en leçkin fim«lan bulunmakta... Nükhet Borovah, Nlmet Selen, Süreyya Ağaoğlu, Baykan Günel, Neclâ Versan v» Handan Öniı her gün bir kaç saatlerini kimse«iz çocuklara veya çesidli yardım işlerine hasretmekte... Verimll faaliyetlerinl ıık aık isitiyor. derneklerinln tertiblediği her hangi bir eğlencenin biletlerini «atarken veya teberru toplarken zaman zaman rastlasıyorduk Evvelki gün derneklerine gltn'istik: Her halde tahmin ettiniz. Çocuk Dostlan Demeği. Bir kaç hayınever hanunın topladıklnn tebernı 11* kurulmus ve kendl yajh ile kaTTuhnaytf *ç«hîsn bir lîernrfc. Kurulujundanberi cemiyetimize 300 faydab insan kazandırmıs .. Birçoklarını Tophane batakhanelerinden kurtarmıı ve birer meslek ıahibi yaparak, yeniden hayata atılmalannı «aglamıs. Dernek merkezi, Mısırçarsısınm arka tarafında rutubetli, eskl bir bina. Basit esyalarla süslenmis köçük salonda Nükhet Borovah ve Nimet Selenle karsılastık. Tesadüften faydalanarak, kimsesiz çocuklar vt içtimat yardım işlerimiz »tralında yarım taatlik bir hasbihalde bulunduk. Hiç bir maddl menfaat beklemeden in*anl dâvalan benımsemiı hanımlanmızın durmadan, dinlemeden bu uğurda çahşmalan |üphesiz giizel bir 8mek. Nükhet Borovalıya »ordum: «Nt kadar zamanda kimsesl» çocuk davası ile ilgilenmektesiniz?» tÖtedenberi kimsesU ve muh taç çocuklara yardım etmege çalısırdım. Üç yıl evvel Çocuk Dostlan Dtrneğin* intisab ettim. Bu »uretlt, faaliyetimUin daha «istem11, tesirli vt verimli inkişaf edeceğinl umuyorum.ı eKendi çocugunuz var mı?» «Evet. Yedi yaşında. İsmi ömer.» «Demektt n« lşle meşgulsO korudukları lçi seni, dışı beni O^çlık Bakanlığı Istaııhul Müdürüniin DUnya razrtr«1n» gondertttği hir açıklamadan çok garib bir hâdise öğrendik. Adamın .biri delirmiş Timarhaneye kovnuışlar. Bir müddet sonra aklı başına gelmii). Aynı ha.slaneye bilmem ne müdürü yapmiflar. Şimdi gene kaçırmış. Tekrar koğuslürdan birine snkmuşlar. Hakikaten tuhaf değil mi? Hanl. yaşlı hir adam. vaktile Toptaşından geçerken. o zanınnki rimarhancnin kapısında bir hastaya formuj: Evladım içeride kaç klşi rarT Dcli cevab vermi?: Efendi baha, «en onu bırak. niı dısarıda kae kl'MnltT Onıın fibi bir «ey. ¥ ¥ ¥ 1 koltuk 2 karpuz jl/fodasi geldl ya, herket blrblrln* rastladıkca «Nasılsın, iyi raisin?» drr (fibi »bu seler nereden?» diye »oruyor. Nereden? Yani «nereden mebu» çıkacaksın?» manasına. Bu cümleden olarak, bir dostumtıs terzi İzzete de aynı şeyi sormus. Bizim levend endam (!) her zamanki rürültülü patırtılı gülüsjle cevab vermi«: Ben mebu* olunsam, İzzet kim olacak? Sevmiyor... Biraı sevivor... Çok Mviyor... Pek çok se\i.yor... Çılpnca seviyor... • * • Onlarda ve bizde mucize Dati Almanyada telefon müesseseal alablldlgint tekemmfll eanlı. Vteâniı) rilen haberlere göre her sabah, meselA 1117 numarayi eevlren bir •v harumına • cüa piçirecejH yemekleria Uste«i TerUiysrmuf. Bumı» fibi muhtelif numaraları çevirdikct hava raporunu, lon havadislerl, h\atro ve sinemalartn profframlannı, hattâ siıe cn yakıa doktorun »ey» eczahanenin adreslerini telefondan öğrenmek kolayca kabilmlş. Dahası rar: Evinize çağıracağınız dostlannıan isimlerini löyledjğinlı zaman telefon bu vazifeyi de görüp. enlan lizin namınıza davet ediyormuş. Bir Fransız gazetesinde okuduium zaman telefonun bu şayanı hayr«t tekâmülü karşısında bir in durakaldım. Television fibl, Cdeta mueizcye yakın bir jey.* Acaba bütün bu hlzmetleri düşünüp bulan Alman kafam, açbğınıı laman saatlerce ses vermiyen, bizim telefonları förse ne yapar? Bu asırda konuşulamıyan bir telefon (!) müessesesi kurmak da, en az Almaniarınki kadar ehenımiyetli, bir mucize ols» ferek. Haflanın Ansiklopedisi | ~ A Ç L I K Kahlrrda, yıüardınberi Mısır kaajhlâfına^ 'rnecTent haklann tanıııman v« «efim hakkı verilmesi lçîn mücadel* eden, Kadınlar Bırliji Ba;kanı Düriye Şefiğin açhk grevine bajladığı haber veriliyor. Bu protesto hareketine daha on, on bef münevver kadın da katılmi} ve onlar da açlık grevine ba;lamışlardır. Günlerce «ç duran Bayan Şefik takatsiz düşmüj ve sağlık durumu ziyadesile sarsılmıştır. Fakat kadın haklarınm müdafii, «ta'ebler yerine getirilmedikç«» gTtvt devam edecegini bildirmiîtir. Açlık grevi deyinc» akla Uk jîeien Uim. |üphesiz, Gandi'dlr. Yıllarca, Hindlilerin milll dâvalarına müdafaa etmek ve Utiklâl arzularını gerçeklejtirmek uğruna çarpışmi|, bu iitekleri kabul ettirebilmek için, kendi tabirile «silâhsız mücadele» yolunu tutamk zaman :aman açlık grevi yapmıştır. Bu usul, zamânında kat'l bir netice ve fayda vermemişse de ölümünden «onra bugün Gandi, nihaet gerçekleşen Hindistan istiklâl e kalkınmasının kurucularından biri olarak kabul edilmektedir. Gandi 1948 de, gene dâvalarını müdafaa için yapılan bir toplantıda konuşurken mütcassıb bir Hındu tarafından vurularak öldürülmüştür. tlk zamanlar, açlık grevine ba$ GREVI iayıp günden günt bltab dfl^en ve ölmek Ihtbnall "Bfeliren kiınselerl zerla beslerler vt hayatlarmı kuıUrmaya çalısırlardj. Fakat 1913 te çıkan bir kanunla «sağlık durumu vahim olan mevkuf ve mahbuslann muvakkaten «erbest bırakılabiIecekleri» kabul edilmis, bundan »onra hapishane makamları bu gibl hastalan içeride tutarak zorla beslemege mecbur ohnaktan kurtulmujlardır. 1912 de ve daha »onra, Irlandanın İngiltereden aynlmasmı isteyen milliyetçiler de açlık grevine b»?vurmuşlar, hattâ Thomas Ashe adında bir Irlandalı 1917 de bu yüzden ölmüştür. 1920 de d», nihayet memleketlerinin muhtariyet elde etmesinl »ağlayan Irlandalı milliyetçiler de açhk grevinl bir lilâh olarak kullanmı;lar, bu arada Cork sehrinin belediye ba;kanı olan Mae Swiney, Londradaki bir hapishaned« greve yetmiş dört gün devam ettikten »onra ölmüştür. Bunun üzerine Irlanda müliyetçileri aralannda açlık grevinl yasak etmi}ler, fakat memleket muhtariyetinl »Idıktan lonra bu «efer de cumhuriyet kurulmasını lstiyenler yeniden açlık grevine basvurmaya baslamıslardır. 1917 1919 yıllan trasında Amerikada da kadm haklarının atetll müdafileri ve diğer bazj mahkumlar açlık grevi tatbik etmlslerdir. * + • «La Turchia i Sempre cosî» Ccyahat dönüşü mecburen bir gece Romada kaJdım. Eyc telefon ed*ceğim. Bir türlü vermezler. Yarun taat. Somyornm. Cevab: Şimdi vereccğiz. Bir saat. Gene soruyorum. Gene cevab: Şimdi veriyoruz. Otclin küçük odasında, böyle, mahpus kalmaktan bunaldım. Tekrar Roma sanlralını bularak, ve doğrusu biraı dı çıkı;arak .Aşağıya, bara Ini.vorum. Benim İstanbul telefonunu orayı verin» dedim. Kızda ağlamaklı bir ses: Scusate mi, Signor. la Turchia. Ah la Turchia i lempre cost. Bunun türkçesi şu: Affedersiniz, beyim! Türkiye, ah... Bu Türkiye heı zaman böyledir! Bu S 2 telcfonla beraber daha bir çok hususlarımıza teşmil edeÖÜ bilirsiniz. Teşbihte hata olmaz • • • Dir dostumuz hayır cenıiyetlerinden blrinln verdiği baloya gitmijti Ertesi giut kendisinden geceyi nasıl geçirdiğini sorduk: İvlvdi ama, dedi, para basar gibi davctiye basnuşlaı. Çok kalahaiikh. Ve, bundan dolayı olacak. her jej çok pahalıydı. Fakat açlık grevinin çok daha eskı bir tarihi vardır ve bilhassa, bugün Mısırd» olduğu gıbi. kadınlar tarafından kullanılmijtır. İstekleri reddedilince açlık grevint başlayan ve hiç bir jey yiyip içmiyerek. gayeleri ugrunda ölümü göze alanlar çok eski devirlerde de görülmüştür. Fakat tarih yspraklan arasında unutulan bu eskl u Açlık grevleri ile tarihtt Uim bırakan Gandi sulü yinninci asır başlannda lngüterede, kadınlara tam mânasil» medenl haklar tanınmasını ve erkeklerl» esit tutulmasıru iıtiyenler tarafından yeni canlandınlmıstır. O sıralarda. kadın haklanru müdsfaa ederek kanuna karsı geldikleri için hapse mahkum olan bir çok kadınlann açlık grevin» başvurduklannı görüyoruı. nüıT» tVtridat kolund» bulunuy?>rum. Vazlfemlz klmsesiz çocuk'ann korunman lçin gellr teminl. Dernegiml» Belediye bütçesind?n yılda İki bln liralık yardım görüyor. Bunun haricinde hiç bir ?eHrimU yok. Kendimiz çnlıjıp kszanmadan faaliyetimizin !daroe;int imkân göremlyonız. Balolsr. müsamerfler ve çesldli eftl»nceler tertib tderek felir teminint çal'şıyoruı» Senellk bötçenlı nt kadardırT» tYlrml bm Hrt elvanndt. Va« ridat kolumuı bütçemizi denk rutabilmek İçin çok çalısmak mecburiyetinde kalıyor. Bunun neticesi her gün bir dostumuzu kaybediyoruz.ı «Sebebi?» «Tertibledigimlı #61enc»İ€rİB biletlerini bix satıyor ve tebernı topluyoruz. Her halde »ebebinl tabmin ettiniz. Bir müddettenbpH benl »okakta gören eckl dcft vt ahbablarım kaldırım degistlrmsğ» basladı. Bilhassa renni m i i w e « İMde cok gOçlükîe karstlnrtyomz.» «Kimsesiz çocuk dâvssıntn n» sekilde halledilebilmesinl mümküa görüyorsunuz? ı «Tatbikatt» karîilaçtığırmı güçlükleri gözönündt tutarak devlet yardımının Uk |art olduğunu kabul ediyorum. Sonra, husus! v# insanl teşebbüslerin desteklennı»5İ gerekir. İlgililerden en ufak bir yardım görmediğimizi teessürle b«İirtmek isterim.* Kendisi de çahttıjı haldt, korunmaya muhtaç çocuklara hw güa pet saatini vtren Nimet Selene »orjdum: «Demeginlzdt kaç çocuk bıJinıyor? » «Otuı beş çocuk. Bunlar <M iki llt on aekiz ya| arejında. Bir kısmı çok tehlikeli zehlrlert müptelî olarak biıt ba|vurmu|lardır. Bunlan kötü ltiyadlarından kurtardık. Şimdi hepsi blrer i| uhlbidirler.» • «Nt kadar çocuk kurtardınız?> «Üç yüzden fazladır.» «Sizin çocuklannız vgr raıT» «Hayır.» «Zannederim çaJısıyor'iınuz?» «Evet, bir |irkette çşıljııyorum. Her gün saat 17 de buraya gelirim. Akşam yemeklerini çocuklarla beraber yerim ve 22 y» (Lütfen sahifeyi çeviriniz) KUtr<?L > Simdi al fu iüpüreeyi, karları lüpür it komtullLr gec* »vt hM döiHlüiümüzti •nUma^nUf«