Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 Mart 1954 CUMHTJRİYKT r~l MerakU Resimler i Dünya Davaları Alman kalkınmasının sırn nedir ve nerededir? Yazan: Hikmet Tuna Bityiik Adii Hats T Acıklî Bir Maceıa . Oertrm: HAİHAB KUNT Raffi Petrossian resitali na'da Spinoza'nın izinden yürüyen Stockholm, mart, 1954. Önceki yıllarda şehBu taraflara, jimal memleketle ve Hegel'in selefi olan Schelling, rimizde verdiği konrine ve hususile Isveçt J'olu düşen tabiat ilimlerinde muazzam ilerleserlerle geniş • ilgi ulerin çoğu, bu küçük memleketin melere yol açmış; Königsberg'de de yandıran dünyaca Kant, uzun yılların çalışma mahbaşardığı muazzam işleri, refah ve meşhur piyanist Raffi hayat seviyesinin yüksekliğini gö suîü olan, «sağduyunun tahlili» erünce, gördüklerinin mthiyetini a serini neşretmiştir. Almanyanın ve Petrossian, şehrimize geleıek Konraştırmak zahmetine katlanmadan, Alman milletinin bu eserdeki fikir tiya'nın tertiblediği tek resitalini kafa yormadan, hükümlerini üstün leri anlayıp kavr;ması için sekiz 22 mart pazartesi saat 21.30 da Sakörü bir mütaleaya bağlıyarak, he yıl beklemek lâzım gelmiştir. On ray sinemasmda verecek ve bu remen kestirmç yola sspıyor: «Yüz dan sonra, bu eserdeki felsefeyi, dü sitalinde Bach'ın «Partita en si be«Prelude» «Sarabande», elli yıl harb yüzü görmemiş de on şünüş tarzını benim=iyenlerle onumol», den böyle olmuş, kalkınmış!» diyor reddedenler arasındaki müc^dele Schumar.n'ın <ıArabesques», Liszt'in başlamıştır. Bu mücadele o Kadar «Grande sonate», Brahms'tan «Valar. Bir millet için harb bir musibet, hareketli olmuştur ki, Luther'dın riation etude», Liszt «Funerailes.ı, harbden kurtulmak veya harbe gir o tarihe kadar fikir âleminde böyle A. Hosein'in «İran efsanesi», De meden gayeye varmak bir nimettir. çekici ve bu derecede dinamik bir Falla'nın «Ateş dansı», Chopin'in Ama, yalnız bu nimetle kalkmılmı hareket görülmemiştir. Kant'm sağ «Polonez No. 1» ve «Noktürn» ünü yor. Daha başkt âmiller ve şartlar duyu tahlili ile filosoflar, bilginler, çalacaktır. üniversite Filârmoni Derneğinde millet kalkınmasını gerçekleştiri edibler, mütefekkirler Her yıl Dernek lokaiinde tertibyor, ki bunun en mükemmel örne kürsülerinden büyük bir genclik Musaddık kabinesinde Iran D15 İsleri BaLondra sahnelerinde oynamakta olan 29 ğini her iki dünya harbinüen sonra yığınını aydınlatarak, Alman milie lediği konserler, konferanslar, çokanı bulunan Hüseyin Fatemi, Musaddık'ın diğer milletlerle katıldiğı dünya cuklarm sanat çalışmaları, amatör yaslannda Kitza Kazakos admda cok güzel bir Almanya, Alman milleti vermiştir. devrilmesinden sonra firara muvaffak olmuşYunan aktrisi. lon zamanlarda bir ruhî buh, ,. " • 1 "1 i müzisvenler arasındaki müsabakaModern dünyanın anladığı mana . , tu. Aylarca süren araştırmalar neticesiz kal ran neticeîi sahneye çıkmaktan korkmağa başlar vec ' . . . . daki millet kalkınması, miili ira ışlerı yuruyuşunde daıma geri kal |j»""J' " ı beyneimilel müzisyenlere mıstı. Nihayet 13 mart günü yapılan bir ihm;ğa mahkum olduğu bir anda, o verdirdiği konserleıle şehrimiz salamıştır. Davanın dosyası doğruca Kral Onaltıncı Lui'ye ar denin bir tezahürüdür. Bu tebar üzerine Fatemi tevkif edilmiş. hapisaneye nun şeref ve mukaddesat duygula nat faaliyetinde rol oynayan İstanzedildi. Kral, dosyayı tetkik ettikten sonra yeni emre kaNihayet onun bu halini gidermek için birJ zahür, o iradenin gaye ve ma rını kamçılamış ve canlandamı^larSötürülürken bir fedai tarafından yaralanmışbul Filârmoni Derneğinin faaliyedar kadmın idam edilmemesi emrini verdi. Bir tesadu hiyetine bağlıdır. Bu, bir anlayış ve manyetizmacıya rr.üracaat edilmiştir. tı. Fatemî, tamnmaması için sakal bırakmıstır. tini geliştirr'k maksadile açmış eseri olarak emir 28 temmuz günü (idamın arifesir.de ruh meselesidir ki, tâ buralara ka dır. Kitza, manyetizmacının müdahalesi sayeResim. tevkifi akabinde. yaralanmadan önce ! O günlerde Alman milleti Napo olduğu yıllık kampanya sona errniş teblig edildi: Kızın yakılması için bütün hazırhk yapıl dar yayılmıştır. Kısa fasılalarla iki alınmıstır. finde buhrandan kurtulmuştur. mıs. odun getirilmis. cellâd çagjrılm:stı. Fakat savcı em defa bütün dünya ile çarpışan ve leon'un despotluğu altında inım i ve bu münasebetle derken lokalinnim inlemekte idi. Bu despotluğun de, şehrimiz konsoloslan, yabancı yıkıldıktan sonra, bu Almanyayı ri ancak ertesi günü Viktuar'a bildirdi ve kız bütün gün hemen kaldıran ve kalkındıran ira tepkisi Alman mületinde 5u kannati kültür heyetleri mensubları, sanatıztırablar içinde kıvrandı. O esnada bir şeyden haberi olCumhuriyet» in Edebî Tefrikası:21 meydana getirdi: Yenilmek, ezil severler ve gazeteciler huzurunda denin mayası, mahiyeti nedir? mıyan halk. siyaset meydanma akın etmekte idi. mek, aşağıda kalmak, gerilikten iieri yapılan üç toplantı neticesinde derOn dokuzuncu yüzyıhn başlarıngclir. Alman milletine yeni bir dü nek kurucularından Atıf Tektaş, da, Avrupayı bir âfet gibi kasıp kaşünüş, yeni bir ruh vermek suretile geçen yıldanberi plânlı surette avuran Napoleon, İena'dan sonra, Al mezelletten kurtulmak, hürriyete ka çılmış olan kampanyamn hususiyemanliğın mümessili Prusyayı altına vuşmak kabildir. Buna, metodla, tini ve çahşmnları beürtmiş, Deralmış, ezmiş, çökertmişü. Bu felâ(ILsipünle. sebatla, feragatle varıla nek Müdürü İlhami Polater bu yıket ksrşısında Alman milleıınin ye bilir. Böyle düşünenler ve bu ka lın kampanyasının sağl..dığı îmkân j niden canlanıp kalkınması için en naatte olanlar. bir millete yeni ve 1ar tablosunu çizmis ve elde edilen tesirli çarenin bir nmillî üniversidiri bir ruh vermenin, ksfaları te. kurmak olduğuna hernen her | rabe enkanndan temizleyip, göıüş netice ile bu yılki gayenin fazlasile Çevlrtn: Vahdet GÜLTEKIN Yazp.n Anrismarıe SELINKO Alman inanrrı§, bu düşünce Ai | zaviyesini, ufukları genişletmenm, aşıldışmı rakamlsıia göstermiştir. • " man mületinde çarçabuk şuurlaj ancak bir dev işi olduğuna da inan Konservatuar öğrenci kon«eri İstanbul Konservatuarının bu yımıştı. mışlar, on dokuzuncu yüzyıhn baAlman tiniversiteleri, esasen daha şına kadar felsefe dünyasında gö lın dördüncü öğrenci konseri. buon dördüncü yüzyılda, ilk Alman ü rülen devler ar.sında. öbürlerine gün saat 15 te Şehir Dram Tiyatroniversitesi Prag'da kurulduğu ?ün benzemiyen, başka çeşid bir devin sunda verilecektir. Bu konsere kedenberi millî hayatta son derece birdenbire peyda olduğunu ve hem man kısmından Yusuf Güler Akt faal bir rol oynamıştır. de bu devin kendi araîarında yaşa söz, Uğur Ünel, Yusuf Ziya Tezol. Tahkikat tekrar başladı. Fakat zabıta ve sdüye On beşinci yüzyılda Alman üni dığını görmüşlerdir: Bu de»' Kant Vaham Osepyan, şan kısmından Abu isi 0 derece gevsek tutuyordu ki aradan dört sene gpç lis Derminasyan, Çetin Demirman, Oümüş gözkapaklarını gördüm. devam ettim ama, yabancı benden onun,» dedi. «Ben tade... sizin he versitelerinin misyonlarını idıak e idi. Alman milleti Kant'ı jörebılciik tiği halde hiçbir nticeye varılamadı. Bunun üzerine meden varlıklar olarak rol oynam ğa ten sonra, görüşünü, düşünüşünü. piyano kısmından Çigdem Atlı, Gcizlerinin etrafındaki ince ince çok kuvvetli idi, tuttuğu gibi ara sabınıza üzülüyorum.» sele. Şurayi Devlete intikal etti ve Kralın emrile kız anlayışını. hattâ saatini bile cna Semıa Erksan, Suna Sezer iştirak başladık'arını görmekteyiz: Yeni fiburuşuklan görc'üm. Fesrengi bo badan içeri soktu. Kendisi de yanıO zaman itiraf ettim: Satle. naklolundu. Bilâhare kızıii avııkatları tahkikatm edeceklerdir. kir, yeni göıüş kaynakları bı.er bakrak ayarlamağa baş!am:s.tn\ yalı dııdaklartm gördiim. Ah! ne ma oturdu, arabacıya »eslendi: «Biliyor musunuz, ben o kane derece tarafkirane yapıldığını ispat ettiler. Viktuar'ı birer fışkıımağa, h^yat ve fikir ha Dokümanter filın gösteıileri diş biliyordum bu kadına! Âni bir Königsberg üniversitesinin bu son «Sür, nereye olursa olsun. dmın beyaz elbisesinin üzerine mahvetmek için her sey yapılmıs. her gayret sarfedillinde akm:ğa başlamıştır. Hayrlın öfkeyle elimdeki şamnanya kade Sen hele sür.» Istanbuldaki Fransız şampanyayı mahsuı döktüm. Şam fikır halinde gittikçe coskunlaısn derece mütevazı, sakin ve intizammişti. Halbuki hâdise ciddiyetle tetkik edildiği zaman kıhini kaldırdım, ayakların» doğru kültür merkezinin sever profesörü, yanıns hizme'kâYabancıdan elimden geldigi kadar panya leke bırakır çünkü.» Sonra akışı karşısında telâşlanan daiâlet âzın hiçbir sucu olmadığı görülüyordu. Arsenikli toz. kıyere çaldım. her hafta muntazam öteye çekildim. O zaman farkettim: gene ağlamaya başladım. «O kadın lemi, binbir türlü tezvir çirkefi ile rını ahr. her gün Filosof yolu> nda. zın cebine baska birisi tarafındao konmus olabilirdi. Zayolun bir başından öbür başına > aseanslar halinda terŞampanya entarisine sıçradı. Soğuktan ve heyecandan dişlerim benden o kadar güzel ki... hem de ten kız suçlu olsaydı muhakkak ki zehiri cebinden daha bu yeni fikirlere taarruza geçmiş, dar, her seferinde ne bir fazla ve tiblemiş olduğu arcis Kadın cırlak cırlak bir haykırbirbirine vuruyordu. Saçlarımdan büyük bir hanımefendi...» emin bir yere saklardı. Bundan baska zehirin kimin taarr.ansız bir tethiş ile, bu yeni fi ne de bir eksik, sekiz defa hir aşjğı tik ve teknik dokümanter filmler dı... süzülen sular da yüzümden aşağı rafından satılmıs olduğu da bir türlü meydana cıkanlaBana daha sıkı sarıldı, öteki eiile kirleri taşıyanlsr aleyhinde taki bir yukarı gidip gelerek gezinüiini serisinin 2227 mart haftasına aid Bir de baktım olanca kuvvetimle oluk gibi akıyordu. madı. de yüzümü göğsüne doğru bastır bata koyulmuştur. yapardı. bir koşu kopnrmışım, kaçıyorum filmleri olarak «Tatlebeler ve şam , , , , , . . . 1 Bir el iri bir el bana doğru gel dı. On altıncı yüzyılda bu üniversiKant, inkiiâb yspan, bir «yeni piyonlar», «Jimnastik monitörl?ri = Barnaktan boşanırc£sına yağan bir 1 ° «Ağla, yavrum, ağla,» dedi. teler «eski» ile «yeni» nın ça pıjlığı ıuh> yaratan adamdı. Okulu» na aid, «Fransız sporu yüz yağm.ır alt.r.rla. sokaklardan k o ^ \ d İHıçkıraa khıçkıra: «Bırakın beni «Ağla, açılırsın.» ;.pfm lanmı savaş meydanları haline gelmiştir. koşa Hİdiyordum. Heinrich Heine'nin «Almanyaya yaşında» ve «Spor Okulundan adlı Yeşil odadan nasıl çıkmış. beyaz ineyim! Ne olur, bırakın beni!» diye Ağladım. Omrümde bu derece «Eski> yi protesto ederek «hürri daiı • eserinde bir profesörün bir filmler gösterilecektir. Bu seanslar odadan. taşlıktan nasıl ifeçmiştim: yalvardım. ağlamamıştım. Kendimi bir türlü yet!» diye haykıran, dinde refor inkilâbı nasıl yspabüeceğini beliıt cuma ve pazardan maada her gün Bir yandan da bu yabancı ele yamasyon istiyen ve bu reforma?yona mek için derlediği nefis bir hıkâ seat 18.30 da Taksimdeki Fransız deh^etten geri geri çekilen misafirtutamıyordum. Ağladım, hıçkırbsşlıyan kilisenin temelleri atı'dığı yesi vardır: lerin arasından nasıl sıyrılmış, ko pıştım, kendimi pek bikes hissediKonsolosluğu salonunda verilecekdım, inledim... Yüzümü de cekeVV'ittenberg'ten softalığa isyın eden hımdan yakalamağa calışan uşak yordum çünkü. Bir İngiliz makinisti, günün bi tir. tinin sert kumaşına dayamıştım, Luther'in sesi yükselirken, Anancvi ların elinden nasıl kurtulmuştum, Arabamn karanlığında yanımrinde yürüyen, konuşan ınıikemTürkiyede, Pakistan fotoğraf oyle ağlıyordum. skolastiği, basmakaiıpçılığı j'ikan mel bir otomat insan y;pnıış. Bu ob:!mi\ orrlum. dakinin sesi duyludu: sevgisi Bir ara. hıekırarak: «Elbisenizi ve ilme fikir hürriyetini jetircn Lil Bildinim bir şey vardı: Birdenbi «Ama siz kendiniz istedinizdi tomat insanın yalnız ruhu yokmuş; Koiaşiden haoer alre kendimi ıslak bir karanhğın yanınızda bulunmamı. Hatnlıyor berbad edeceğim gözyaşlanmla,» ginler, dalâlet perdesini parçaltya onun için. otorrat, • ben ruh israk, insanhk göıüşü ve an'., yjyna dığımıza göre, Türkıiçinde bulmuştum. Bir sıra evin musunuz. Macîmnzcl Dcsiree?» dedim. terim!. diye tutturmuş, makinistin yeni ufuklar temin etmege bdsjaonünden koşa koşa geçmiş, lonra yenin Karaşi Büyük oBen... şirr.di .. ben... yainız «Evet, orası öyle,» dedi. «Apeşini bır.kmamış, •ruh! ruh» dimış'ır başka bir sokağa sapmıştım. Kal kalmak istiyoıum.» Elçisı Salâhaddin Arma, aldırma. Ağla, eğer içinden ye yakasına yapışmış. Bu hal karbim küt, küt atıyordu ve ben, bir Pkolastiği ve basmakaiıpçılığı mü şısında camndan bıkmış obn zavalh bel. Pskistan Fotog «Yo. olmaz! Madam Tallien'in ağlamak geliyorsa.» hayvan gibi, sırf içgüdümle, yoludafaa eden kstolik âlemi idi. Akıl makinist, bu ezadan kurtulmak için, raf Biıliği Başkanı Vasimuddin ile j evine beraber giımemızi siz isteParis sokaklarında gaatlerce domu bulmuş, koşa koşa gidiyordum. ve hayalinden gecirmedigi bir dıı Bıitanva adasından karşı yakaya. Türkiye ve Pakistanda her iki mil | 1 Gide gide bir nhtıma geldim. miştiniz. Şımdi de yanınızdan ay i laştık her halde... ve ben öyi e ag rıım ka^şısında, ilk fnlarda şaşkına Avrupa kıtasına geçmiş. Lâkin oto letin en iyi fotografçılarmın çektiBundan başka ihtiyarm öldüğü günün ertesi sabahı kadar Rıhtımın ıslak taşlannda yalpa vu rılmıyacaâım, sizi evinize ladım ki en nihayet gözlerimde yaş dönen işte bu k = tolik âlemi, can mat da arkasından gelip ona yetiş Şi artistik fotogrsfları ihtiva eden Dupark'ların büyük oğlu kaybolmustu. O zamandanberı götüreceğim.» ra vura, kaya kaya ilerledim, nikalmadı. havli ile kendini müdafaa etmeğe miş ve kulağına iğilerek: « Ba birer fotosraf sergisi açılması mede meydana çıkmamı$t:. Mahkeme, bu hususu neden itiPek sakin konuşuyordu ve pek hayet karşıma bir köprü çıktı. General: «Gel seni artık evine başlamış ve hemen arkasından kar na bir ruh verN diye yeniden ısrar selesini görüşmüştür. bara almamıştı? Hizmetçi tarafından çahndığı iddia olu cSeine nehri!» dedim içim de tatlı bir sesi vardı. Vasimuddin, Paki?tanı kültür»! götüreyim.» dedi. «Nerede oturu şı taarruza geçmiştir. Savaşa tutuş etmiş. Bu hikâyeden sonra Heine nan esya da kızın odasma ba$kası tarafından konmus o «Siz şu General .. General yorsun? » den. «Seine!» Aman ne iyi! Ne iyi!> muş olan iki taraf da yeni üniver diyor ki, «kendi yapımız olan beden bakımdan tasvir eden en ıyı yuz lamaz mıydı? Büfenin anahtarına gelince. evvelki hizmetO raman koşmayı bıraktım, köp Bernadotte musunuz » diye sorsiteler kurmak, eskilerini de ıslah ierin bizden ruh istemeleri acı bir fotografı yakında Türkiyeye göndeçilerde de böyl e bir anahtar bulunmakta idi... Esasen Akhma gene Seine nehri geldi. rünün iistünden ağır ağır yürüme dum ve o zaman olup bitenleri birerek bir yıl içinde orada bir sergi etmek yolunu tutmuştur. buna ihtiyaç da vardı. Çünkü bütün erzak büfede idi... «Beni burada bırakın. Yürüye şeydir. Fak:t, bir ruh yaratıp. ya j açılrmsmın temin edileceğini Ka£e başladım. Sonra dıırup korkulu rer birer hatırladım. Tekrar: '.BıBu arada Luther'in «... Papaların, rattığınız bu ruhun sizden bir be j raşide beyan etmiştir. v ğa yaslandım, abanıp aşağı baktım. rakın beni!» diye haykırdım. «Ge yürüye giderim ben eve,» dedim. Biraz sert bir tavırla: «Yürüye hükümdarların meyd?na getirecek den istediğini işitmek ve bu Lstekle Sııvun yüzünde h'Herre. binlerce nerallere düşman kesildim. Kalb Said Faiğin yeni bir eseri yürüye mi gideceksin?» dedi. «Oy leri hiç bir eser. hiç bir 15, üniver sizin arkanızı bırakmadığını görlîiltı. dalgalarla gidip gcliyor, oyna diye bir şey yok generallerde.) Said Faiğin «Alîmsitelerin ıslahı işinden daha havırh mek daha korkunç ve daha az.^b ve ş:p duruyordu. leyse, arabayla gitmemize biraz dağda var bir yılan» olamazN diye avaz avaz havkır ricidir. Kafalarımızda yarattıyımız «Generalden generale fark daha devam edelim.» Ne hoş manzaravdı t u ! Korkulu var!» dedi ve kahkahayla güldü. adlı hikâyeleri vu ay makta olduğunu duynııyan ka'ın.fikir, işte bu ruhhrdan biridir. Biz ğun iizerinden aşağıya doğru sar'cBaşımı omuzundan kaldırdım. mıştır. içinde Varlık yayınKaran'ıkta bir hışırtı duydum, ona bir beden tedarik etmedikçe o tım. Işıklar oynaşa oynaşa bana omuzuma bir kaput örtüldü. Artık rahat edemiyordum, zira o ları arasmda kitab ha Bundan sonra manzara şudur: bizi rahat bırakmıyor. Düşünce, doeru geliyorlar gibiydi. Yağmur iinde yayınlanacsktır. Oğrendiği «Kaputunuz ıslanır.» dedim. kadar ağlamıştım ki başımı dayadı Topıak ve ülkeler fethedfıcesine, aksiyon olrr.ak istiyor!» yiizümü kamçıhyordu. Omrümde «İliklerime kadar ıslandım yağ ğım yer sırsıklam olmuştu. insan kafasının içini kazanmi'k icin 1 Nitekim, Kan! ın çırakları, onun mize göre yazar bu eserinde hikâye bu kadar yalnız hissetmeraiştim sabasmda ilk defa olarak sürreaAkhma bir şey geldi: murda.» boğuşulmsktsdır." Üniver>itelerin j.varattığı ruhun bedeni oldular; büktndimi. «General Bonaparte'ı tanır ders salonlarmda fîkirler, tıpkı sa yük Frederick'in kurduğu devletle list bir denemeye girişmiş bulun «Zararı yok.» dedi. «Onu biAkhma annem geldi, Julie gelmısınız siz?» diye sordum. vaş meydanlannda biıbinne düs birlikte çöken Alman milletini tek maktadır. liyorum. Sıkı sıkı sarının.» Yeni bir yayın di .. Olup bitenlcri öğrenince beni «Hayır. yakından tanımam.» man kuvvetler gibi. hareket lıaJin rar kalkmdırmağa giriştiler. fikri İçimi ateş bürür gibi bir hâtıra Özdemir Asafm "Dünya kaçtı gönasıl affedeceklerini düşündüm. dedi. «Bir kere Harbiye Bakamnm dedir. Kslelere karşı kaleier kurar jksiyon haline getirdiler. Kant'ı bebürüdü: Başka bir generalin kaBelki de Napoleon bu geceki nibekleme odasında görmüştüm. Pek casına, yeni bir doktrin OKUİun3 nimsiyen filosoflar. mütefekkirler. 7Üme» adlı şiirleri, (Yuvarlak Masa putu, başka bir yağmurlu gece. O k^rşı, başka bir okul dikiîmoktsdir. devlet adamlan deciiler ki. ister YayınlarO nın ilk kit&bı olarak bu şanlanrr.asını hemen Joseph'e, yahoşlanmadım.» gece Napoleon beni istemişti... Hiç bir devi.de «intellectu.'l» kııv dünya, ister âhiret bakımından ol ay içinde yayınlanscaktır. hud da annesine yazaıdı. «Neden?» Araba gitti. gitti. Arabacı bir aLikör hırsızlığına gelince, kızm bu Işle kat'iyen alâ' Selmi ANDAK «Bilmem vallahi. Hoşlanmak, vete bu mertebede itibar edilmemiş sun, kafaların içinin işlenmesi. terBirdenbire farkettim: Zihnimde ra durup bir şey sordu, yabancı kası yoktu. Filhakika o sırada asıl hırsız yakalandı ve hoşlanmamak gibi şeyler izah edi tir. biye edilmesi suretile tazelenmesi • yeni ruh» unu tsşıyan Fichte'nin beliren ilk berrak düşünce buydu. general: «Devam et, ne tarafa ohaps« atıldı. 23 mayıs 1786 günü Paris temyiz mahkemelemez ki. Meselâ senden hoşianAncak, her boğuşma ve savaştan isinin ilme. yani üniversitelere bı .Alman milletine hitabe» sine tekÖvle bir yerimden yaraladı ki bu lursa olsun,» dedi. si hizmetçiyi beraet ettirdi ve müfterileri mahkemeye ' dım.» sonra, boğuşanlara, savasanlrra bir rakiıması lâzımdır. Üniversiteler, mil Almanya kulak veriyor. Fidüşünce beni, dayanamazdım arvermesi tavsiyesinde bulundu. Kız. eski efendilerini dava Yola devam ettik. Ben yabancı yorgunluk çöker. Almanyadaki "in bütün ilmî doktrinlere kspısı dai chte, Neolatin kafasının karşısına Ondan sonra gene su?tuk, tık. Elleıimi korkuhığun üzerine etmedi. Fakat derhal günün kahramanı oldu. Komedi |te'lcctue!> kuvvetlerin bu ssvaş ma açık bir fikir sığm?ğı, fikirle Cermen zekâsını dikiyor. Alman didayadım. kendimi yukarı doğru kaputun içine başimı sokmuş, hiç ; ysğmur altında sokaklan Fransez serefine bir balo verdi ve bu münasebetle Vik neticesindeki yorgunluk devresi. e rin kaynak yeri. üham perilprinin linin kaliteierini. Alman milletinin Kirıvoraum. Sokak fenerlerinİTi yaçektim ve.., | devam etti. tuar'a elli altın hediye edildi. Bundan baska Kral ve KraBir arahk: «Ne tesadüf! Demek j nından geçerken yağmurda yer yer pey uzun. tâ on sekizinci yüzyınn yuvası, fazüetin birer muhkem ka çalışma enerjisini meydana çıkarıliçe kızla alâkadar elarak Savari isminde birisile evlenEvet, tam o sırada biri beni şidsonlarına kadar sürmüştür. Ama lesi olacaktır. Buralardn ilham pe yor. Ve >Bir Alm = n milleti varsa siz tam o sırada köprüden geçiyor rengârenk parlıyordu. dirdiler. Düğün 26 ağustos 1786 günü icra edildi. detle omuzumdan yakalayıp geriondan sonrs. yorgunluktan bıt'<:n lilerinin sesini ne po'itika gürültü ve bu millet, yeni fikir aynası kardunuz,0 dedim. Gözlerim yanmağa başlamıştı. ye doğru çekti. Bu yabancı eli oViktuar'm acıklı macerası böylece sona ermis oldu. bir halde dalıp uyumuş, dir.l^nmiş leri ve ne de top sesleri bcğmıyacak şısmda kendini tanıyabiliyorsa, onun «Tesadüf değil,» dedi. «Hâ Başımı arkaya dayayarak ^ muzumdan silkip atmağa çahştım SO N bir insanın dirilik ve dincliği. şevki tır. Universitelerde kürsüler hiç ve: oBırakm beni! Rahat bırakın disede kendimi mes'ul görüyor I mi kapadım. Sonra dudakîanımlan ile 0 âlemin öyle bir uyan;sı, ki.1 bir politika kontroluna tâbi olmı kendini tekrar bulmasımn çaresi yok mudu:?. diye soruyor. Bu sordum, çünkü onların arasma şizi • sozler kendi kendine döküldıi: Türkiyede neşri hakkı yalnız 'gazetemize aiddir. beni!» diye haykırdım. kışı var ki, kalkınmanın ne d?mek yacaktır. Bir memlekette saHece poduğıiüun karşılığını şöyle veriyor: "Ona bajilandığım kadar ben olduğunu henüz kavnyamn Bu sefer iki kol birden yaka'.adı ben götürmüştüm. Birdenbire kaç I • Evet; bu yeni âleme girmenin ıış o litikada becerikli olmak intellectuel dünyada kimseye bağlanm Doğu Almanyaya hndık ihrac beni ve çokip korkulueun yanın tığınızı görünce de arkanızdan gelam'ştım. lan her millet, kabiliyeti vars. kiiltürden üstün bir meziyet telâkki Talebekrin havacılık bilgikri dim. Fakat, öyle hızh koşuyordu Hattâ anneme bile. Babama bağ azzam tez^hüHerini muhteüf vpsi i edildikçe ve bir devletin basındaki bir çaresi, tek yolu vardır. O da dan uznklaştıvdı. Kurtulmak için edilmiyecek terbiye. dir. Yani, insanda azimli, artınlacak nuz ki hemen bir araba çevirdim, iandrğımcian da fazla, rlahn doâ lelerle gördüğümüz bu kalknırnsnn | [dareciler. milletin en kültürlü ks1953 mahsulü fındıkların rr.al kar. olanca kuvvetimle çırpındım ama, Milli Egitjm BakanlıHı. vllâystlere y». dsyanıkh bir "iyi niyet> biçimi mey sılişınria Doiu Almanyay» ihracına mutakibe başladım. Yalnız, mümkün lusu. başka bir şckil tarihi olaylarındaki, seyrin.len ib falarından terekküb e'.medikçe, o dana getiımek sanatıdır. Fikrimizi psra etmedi. | ni bir tamr.7i gönderrr.İ5. t^îebeiere uçak. sade edilmeai hakkında piyasa merkez. tım ona. Bir türlü anlayjrmyo ıet dersi alabilir. ta. memleket güç kalkmır. Ha\a o kadar kavanlıktı ki beni ]olduğu kadar sizi kendi halinize bı rum .» hür kılabilrrek için, sağlam ve gü lerinden muhteîif makamjara müteaddid bllgisi verilmpsini blloirmıst^r. Bu tle minıde ayrıca Türk Hava Kunjmu Alman intellectueî'inin ilk uyaOn dokuzuncu yüzyılm basında venli bir fikir yapısı kurmfmız lâ telgraf'.ar çekildiği bildirilınektedır. siivükîcyen adamın yüzünü bile rakmak istiyordum.» işbiıliği yapılarak öğrenciierç mcrie; «Senin anlayamadîğm daîıa nışı ve kalkınışının lu=a panoraması yız. Napoleon'un kapattığı Halle ü »Peki. sonra neden kendi göremiyordum. Sinirden boşanzımdır. Fikir ile aksiyon, tek parça. Müracaat sahiblerirr.n de ifade ettikleri uçak bilgüeri verilmesi Istenmijtir. çok şey var, yavrum ..» giîi tlde az miktarda fmdık stoku bu. halime bırakmadınız beni?» şucur: Gottingen üniversitesi taıihi Dİversitesi yerine acılan Beıiin üdım. hıçkıra hıçkıra ağlamaya başbirbirinden ayrılmaz bir bütün olnıa kmdujundaıı bu fındkların mutad Yeni bir pul serisi bastırıldı »Bir iki haftaya kadar evle keşıflerile: Leipzing Gene sakin bir sesle: «Artık bıüniversittsi. niversitesinin 18071808 i'k sömesladım. Sokık soluğa idim. Hele o NATOnun Sonra, bana bir kt klâsık autikitcyi yeni bir tahlil y o trinde. yalnız dört profesörün ders lıdır. Ancak ondan sonra kendimizi stlıcı memleketlere nornıal tediye yol. sebetile P. T. beşinci yıldoniimü müna. rakamazdım.» dedi ve kolunu boy necektik T. Umuın Müdürlüğü ta. ıe adamın sesini duydukça ifrit olubulur, var olabiliriz, millet oluruz.. larile ihrac; uyguıı gürülmüjfjr. olsun...» lile tanıtarak, sevd'rerek savaş verdiğini görüyoruz. Bu dört proBu yüzden Doğu Almanyaya fındık rafjndan S değerden ibaret bir seri pul yordum. Yağmurun güıültüsünü numa doladı. Üniversitelilerle birlikte Alman bastırıimıstr. 15. 20 ve 40 kurus fistı meydanında zaferi kazinmıştır. İe fesörden biri Fichte'dir. Kant'm Yorgunluklan bitiyordum. Ken Arkası var bastıracak kadar bağırıyordu: Arkası Sa 6 Sü. S rle ihracı hakkındaki müracaatin is'af edil olan puîlar 4 nisanda tevacüle çıkandimi bırakıverdim. İçimden: «Bu memesi kararlaştırılrr.ıştıt. lacaktır. «Sus bakayım, sus!» Bırak çoPKOh MMBUS'UN MACKKALAK1: araba hep böyle eitse. gitse we ben Bir Avusturya firması memlecukluiu! Gel. aısiiam bıuada.» 5 ici Kore dGğiştirme kafi!e«! ketimizden pamuk alacak hiç inmssem, bir dsha hiç bir şey Rıhtımın kenaıında iki tekeılekli görmesem, hiç bir şey işitmesem, bugün {ehrimizden ayrılıyor Son gıinlerde dıj piyasalardan g*rıis bir ai«ba duruyordu. olçud» yeni teklifler alinmsj» bajlıın. 5 inct Knre değistımıe bırli^i Irm'.hiç bir şey konuşmasam, diyordum. mı?ttr Viyan» Ticaret AUjelijrtnıizden de toplanmsktaci'ır. Şehr;m:zden k3t Ben şene drli çibi çırpmmağa Başımı omuzuna dayadım, beni • lâkadarlara gelen bir yazıda Avustur. Ipcak olan grup bu^in »aat t * ^ yah bir flrmanın nıemleketimizden UJudal ve Bandırma vapuriante tzmi: ? kendine doğru çekti. büyük tnlktarda pamuk «lmak istediğı rnüteveccihen yoia çıkacaktır. Nasıl bir adamdı, hatırlamağa Bu münasebetie bir uğurlama prof. çalışıyoıcKım ama, o gece gün.KİD E M 1 RB A N K Fiımanın «iacsjı pamuk tmılr vt ranıı tcrtib edilırıiftir. Programa goığüm bir alay çshre ara^ından oAU»ni men^eli ulup mintjrı ılmdihk S^hmlj'e ktjlasiîidu bir tören yapılf.. bin tondur. nunkiııi çekıp çıkaramıyordum. cak ve orsdan Galata rıhîımına gelecel; Yakında Dl£er taraftan Istihaal bölgelerinden, dcğiştirme biriiği burada mei'asinılt; Alçak sesle: «Affedin beni,» depamuk rekoltesinin bltmiş olduğu. ye ksrşUanacakîır. dim. «Madam Tallicni'n evinde sizi ni ittihl i k mtromin» ıtok»uı Defisttrms biriiğlmlz vipısr'ar» Wn. IL\LKIN HIZMETINDE de mahcub ettim".» Eusen Hik'*ti «:nT»m hanrî^ aüVerl rnsrTİar C4İ4pamuk bıuuk bir •?k ve kafıle tezahurıtli u f aZerre kadar ehenuruyeti yok tı/. ŞARAYLARM StRÜE İLÂHESI Bana daha sıkı sarıldı, yiizümü gögsüne dayadı: «Ağla, yavrum, ağla» dedi. aAğla, açılırsın > I