Catalog

Z3 Anhk HM v.U MH V Kl ı crl İIDIPLOMAT T.44AN: YAKUP tAOU KAKAOSMANOGLO 7O «Ben İsviçreliyî îsviçrelîğile bu kadar iftîhar eder görmemiştim)) HflrriVet yslmı burada, h«k yelnız burada id:. Fterdî ve sosyal •daletin nizamı tam ayarile yalnız burada işlivor ve ne »cavib şeydir ki, geçen harbde oldufru gibi burada Alman dilmdt; olan İsviçrelilerle Fransız dilinden olanUn ayıran ırk ve kültür meyilleri de ortadan k?lkmış; hepsri birden Kendi Istiklâl ve hürriyetleıim wıfidîfasHan bnşka bir çey dişârutîez olmuştu. Küçük, fakat IruvverK bir orduya dayanan yuzd« yös tarsfsız bir politikm bunlan p?çen srferki e bi yalnız hep bir sraya tiplamakla kalmamış ftdeta Iktnci dfa olarak (corıfedçre) etnv'ş; yani hirlesıklestirmiçti. Ben İsviçreliyi İsviçreliliğile bu kadar iîtfhar eder görmemiş+im Birinci cihan harbinde blr Cenevrp^re: 'Siz İsviçreli misiniz?» diye sordunuz mu. o mutfaka epeyce sinirli bir tavırla: «Hayvr, hsyır C°nevre'.iyimi cevabını verirdi Bunun Kbebi braz yukarıda tT'VİedieİTi gib; Almsn ısviçreiilerin aç'k hir sskiıde Almanseverîik eT i < oisa gerektir. Nitekim, bu * Tp H sefer bir Pfnevreli, b : r Ziirih'.i veya bir Balli ile karıstırılmakta. kanf^ncul'Tk hi^sini zedpler hiç bir fry bulam?ny?kta Idi. Zirs, Züri'hüler, Balli'ler vesaire kendilerini h"rh=nei bir bskımdan artık büvük Cermen topluluğu ile bağlı H«»rmiyoHu. Hartâ kt"ustukîarı ıpbrmîn Vıile slmancadan başka bi dil olduğu iddUsmda idiler. Evc+: (SchveizeT Doııcht Suicer Dnvc> onhrca baslıbaşına bir ana âih'i. B« dilin hâlâ ya$ıyan zeng n bir ha!k edebivntı vardı. Efki Cerm<n masllanndan en hsfif bır koku bile sezilmiyen bu halk ^Hobivatınd^ ne kuzey, ne doju. ne bs+ı kom^ularına bfnzer mustakil. onünal ruhlu bir milletin kend^ne rn'hsus h»rat eöüslsriTil ve his 8lTr'ni porrn^n^ek mîimVün de^ild rkİTİ C>har harbinde Alman î«;vicrpli«i büfün bu '('••iaian Bne p i r r r r « , ? a n , r ı r n ^| m ;]letinln Alp li kprakterin'. Hitler rejimi ırkcılannın tehlikeli nsz'rivelelne k=rsı TTmHafuB f»m:« nluvorHu. Çün Vü. Ho!landal,««ı. D^nimarkarna, Norvpclye bile Almanlık ds»r.trastnt bssan bu rtaz^rîv^cil^r İ^^çrenin almaica konuşsn ve Alman kıT»ÜT""r,ü almıs bulunan halkm: p r kâ!S kpndilerinden sayabilirler V" bu Hdiala'nı beîVi de pek kopdp'lprdi. Gcrci ufıık Sdet ve töre farklsril» ]Fhr? v» <^ive husus ; yetleri bir yana bırakılar?k olursa bir vah=ncmın eöründe ha'is Almnnla İsvicrp Almanmı birbirinden ayKd e*r""V icin havli uzun ve tarihî I miyorduk ve tıpkı Isv;çre gibi bir terâfsızlık politikaeı güdüyorduk, Bu, Isviçreliler nazannda b:zim itfljarmun hsyli yükfeltmişti. Bem hükumet. hariciyesile ilk temaslsrımda işıttigim sözier şuîi'=>rdı: •Akıllı, temkinli s'yasetinizm fc»yranı^z Her ik' tarafı ne kta r iyi idare edlj ı * mz. Dünyanra en sancıh bir noKtasında sizin | i bi tedbirll bir mlüettn bulunuşu ınsanhk için ne büyük bir Ullhtir» vesaire. Matbuata gelince gerek Fransız. gerek Alman, cerek İtalyan dili ile çıkan g^zetelerin hemen hepsi hakkınızda sanki bizim Basm ve Yayın Müdürlü£ü tarafmdan tclkin edilmış hissini veren neşriyarta bulunuyordu. (Aıküsı <rmr) Almanya bu sene 250 mily oyuncak i a I mar A Yeni oyuncaklar arasmda uçan daireler, füze esasına göre yapılmış veya tepkiî uçaklar ön safta geliyor, tepkili bir lokomotif de dikkati çekiyor Yılbaçı yBklaştıkça oyuncak p« zarlannda da faaliyet gftrülmektedir. 1955 • girecegimiı »u günlerd» Avrupanm muhtetlf »eKirlerinde oyuneak Berglleri açılmak tadıf. Bu »eeiler, oyuncak tcadile meşfful olanlann yen: ytnl buluşlanna sahntdir. Difter taraftan maâazalann vltrinîerl yenllikleri teshir etmekte, o\uncak fabrikalannın mamullerlndekl orijinaliteyi belirten reklSmlar yap msktadırlar. FakBt bu arada bütOn mamullerin e^•s«^ müşterek bir nokU ile dikkati çekiyor. Nitekim oyuncak lar lamanm moda5ina daha doğrusu ksrakteristiğıne uygundur. Yabancı ne^riyaU bakı'.ırsa fennî terakkl, oyuncaklera da s.rayet etmiîtfr. Çünkü yeni tip oyuncak lann ekserisi tepki veya füze •sasuıa gore yapılmıştır. Bunlar arasuıda uçan dairelert de tesaduf ediliyor. Meselâ Berlm oyuncak pazannda tepkili bir lokomotif i kkati çekm'îtir. Muhtac oldu&<J muharrik. kuvveri büjrökçe bir balonu üfiemek ruretile depo e < den lokomotif ger.e tedricî bir | sönme ile boşalan havanın tazyl j kından istifade eHerek harekete I ı»MuuıııiflttMiiHiımHNiiMMitttııım^ I SAHTE LAWRENCE : SAMİH SAMİ İ biri öteklnl tntnuyan îddialar ve hikâyeler 5 hafriyatınm neücelerinden Bnush Museum memnun olmamışfa ve çalışmalara »on verılmesinı de istenuştı. Fakat Lawren ce'ın arkad*şı Hogarü», araşUramal«re daha bır miiddet devara edılmesı için gerekli musaadeyi istihsal etti. İ912 yıimdan 1914 e, yani birinci dhan harbınm bsşıns kadar, La»Tence yeni bır hainyat je finin idaresir.de kaimışUr: Sir Leonard Wooley! tngiliz ırıuharriri Eichard Alding ton. Sir Wooley'in ramanla kıymetli bir arkeolog oltırak belirditini yazmakta fakat Lawrrence"e arkeo'.oğ olarak hiç bir numara rennemektedir. O tarihte, kapltülasyonlar» ('a dayanan bu iki İngilir gend neler yapmamışlar, meğer? Hem Lav.rence'in, hem Woo!ey in yazd:klarma, söylfdiklerıne bakılacak olursa, bunlar ellerindeki tabanca ile tehcidlerle istediklerini temin ediyorlarmış! Bir gün hafriyatın yapıldtgı arazi ihtılâf mevzuu olrnuş ve Hasan «dında bır fahıs çtkarılmakta olan taşlar üzerinde hak idâia etmış, mahkemelık olmu$iardı. Ee»m! makamiar. Lawrence'in elındeki vesaike el koymuşlar, bunlar da tabancalannı çekmışler. Wooley hakiml tehdid etmi», ahçılan, ellerinde iki tabanca samııru sindirmiş ve La»Tence de eene elinde tabanca yartdaki odnva atlami», valıden vesaıt'i ?l»r.>k cıkrnıf! Bunun üzonne H:>lpS irki Türk <ubaylan İıeiliz Vronoîosu n^zduıde şikâyette bulunmuisr. o da ys?.k ki hâkim ile Vsüyi t^hf'iile iktifa edıb ölin!mçm ; ^ler Horniş! İnjtil'.z muharrıri. Wooley ile Lawrerrie'in anla'"t!^rına göre hSdiseyi canlandırdıktan sonra alaylı bır jekıMc dAor ki: « İşte 1914 d^n evvel Kapitülâs}onl?r devnnde, tcrhıveli Inpiliz entelektüeüerine karşı Türk memurlarımn hakaretamiz tavrı hareketlerl!» Bu hâdise Birecilc'te cerej'an etmiştir! Ingilız muharrırı, o tarıhlerde aynı havalide başka bır hâdisenın de vuku bulduğunu ve bunun, Lav.rence'in (efsanev! şöhreti) ni arttıracsk hiç bir tarafı bulunmıdığını kaydediyor. Acaba, Lawrence ile Wooley esaı hâriiseyi tahrif ederek. yukandaki şekle mi sokmuçlardır? İnpri'iz muharriri Richard Aldinjr'in bu suali kat'î bir şekilde evet diye cevablandırmsmakta fakat şunu da kaydetmektedir: Tepkili oyuncak uç»k geçmektedir. Bundan başka lon model otomobil ve uçak tiplerme rastlandıgı da oluyor. Yetiskin lerin günlük hayatım işgal eden bır takım meselelerin de oyuncak çılık piyaaasına tesir ettifi ^örülüyor. Mese'ıâ 1955 model blr «CsdiIIao arabasının bendn Mb? yerine yanaşıp ajTien hayatta olduju gibi lhtiyacı olan yakıtı hâmll olarak çekip gittifti müşahede ediliyor. Araba, on yajına kadar küçük çocuklar» bineklik ediyor. Direk^ıyoru \e idare tab!a!an, radyosu ve ki'ometre iaa Oyancak acan dalr» lere mahsus bir şekli ve bir de idare mahalli vardır. Çocuklan aevmdirecek yılb«fi hediyelerlnden biri de oyuncak piyasasırun en eüıel buluflaruıdan olan tepkili açaklardır. tSabre» adındaki Ameriken tepkılilerinin küçük birer örneğidir. Aynen büyökleri gibl hareket k*b:live*ine re mekanflc t«rtibata «ah>bdir. Boylanna boslanna göre gürültülü uçuşlan Vardır. Kalkıp inmelefi otomatik çekılHe ayarlanmı?tır. Her ne kadar harb vasıtalannı İîte. Birinci cihan harbindekinin e'5 ne olarak tkinci Cihan harbinde AİTian İsviçrelisini Fransız İsviceHsinden z'yade Ceımen düşrranı k'lan ba!'ça faktör budur. Ikinc Wi?he!m İmparatorlugunda ırk idpn!ojî*irin bahsl geçmezdi ve bu İsvicrelüer kpndilprini jutnlmsk tehlike^^ndrn t=mamile ma fun hiss°derlerdi. Fakat, Hitler Imparato'luŞij nıitün dı^ pol'tikafinı ve bu polıtikanın güttüğü istüâ eTellerini bu ideolojiye daymdnr'ıâı için istiVlâlini her seyd°n ü^tün tutan İsvi:pli!er bircî"rh; r e ; r kildi v e Almanhk korki'^'.!"u, konuştuğu di'in almanca c^'iğunu inVâr edrvek dereccvks^'ar cötürdü Öl» ki. hazt köy ve k?;abalardaT pccrrken halkUn he. Nnei h'nne Mnpr,v.. almancas le hitab ettiniz mi hiç anlarr = ma7':ktan gelir. yahud da sız» hıc anhyamıyacğınıı koyu bir yer İ! lehcpfile cevab verirdi. H?Uİ ba «an sİ7İ gene aynı lehce ile sövüp sav^.f, ve arkaiız'Ian öfkeli öfk>'A b»Varak jumruklarını salladığı olurriu. « Bu hikâyenin, harb içinde ya Berekct versin ki. biz bu sefer yılmış oldustı muhRkkaktır.» Alrnanhrla silâh akariaşhğı etLawrenree dair Fıanız isbhbavCumhuTİreta in Tefrikası: rat »ervisfanln raporlan. onun Urfa havaLsmae TurKİer ta:a»'ınJan yakalandıgını ve 3 hafta da kurtulamsdığını ksşdctmektedir. Lawrence neden ku^eye dojni ÇLkmıştı? Kendi ifadesine göre, Birec k yakınlarmda bir yerde iki ırslan:n sırtına oturmuş bır heykel olduğu söyîeroi!} ve o da (mııhtemelen Arab dostu Dahum ile be i uıuuHmııııııımııııuımmmmmmıntmnnmınmMiıınmınHnnıınııiMi^ raber) oraya gitmışti. Fakat bu havali (Arsblar için çok fazla kuzey olduğTindan) Türkler tarafından yakalanmışlar ve dayak yedik ten sonra da hapseıiıinnşierriı. Hatta l*\4Tence haUralarında 1917 yılmda Arabistanın bir koş?sınde kırbaçlanan bır adaroı aeyrederTflrlt t»r»rtnken, beş yıl evvel kı bır dayak hâ <*ii ^"»^^'ı^n^1 «centası »levhlr.» »c'l»n dısesini hatırladı§ıru vt bunun birt 50. rllSmi 10 N n Ur«llk İM tnıKalfatıde cereyan etmn clduğunu mlnnt dsTajına dün 3 OncU Tlesret MrhkeırKlnfl* d#v«m » ! İ ! ! T ! Î rîr.runlikretmektedir. mı, bszı h u c u s U n n *»«blM İçin b&»İngîliı muharriri diyor ki: «Kal ka T.na bırakılmı?tır Haber »îdı*iTr.i7R rör*. Kft^olard afati, Birecık yskır.lanndadır. Be? i l*T!\lne nçTltın 52 divndftn TT sl Icnyıl evvel deyince de 1912 yılına ' r»r« h*51s'nmııı. fTltRt mfthkemft llfcmdoneriz!» lan Rlmrr»if1:Ğındftn tazmtnat mlktıtrHalbuki LaiNTçnce'in tabsnca ile karsn !*», »on Fransız kltabçılar demeği blr yıl Türk Valısini tehdid ettiğini anlat trüntl verileeekttr tkl d« #t lık faalıyeti ile tlâksh olarak ne«tığı yer Bireciktir ve bu hâdıse de rettigi bir raporda ;u noktalan beAmcrikan Erkek Koipjindeki 1912 de cereyan etmiştir! lirtmektedir: Diğer taraftan bu kadar hassaa hâdise tahkik ediliyor « Bır yıl lçmrie 6 W baaımevi < ve kibirli Lawrence neden bu daB»bek Am*rl1««n «rkfK KolKl 6fyak faslı ve hap.=e atıHiJı i ç : n rend!?rlı«tfn 150 klftltlc blr ırrupjn. 130 milyon kitab basmıştır. Bunlar vempiılerln fenn TÇ bayot oldu&u İdtarziye verılmesıni i^'pmemiî, pro dlsslle bovkot lldn »ttlk'ert hahfri bdylehk: 300 milyon Türk lirahk i | yapmışlardır!» testoda bulunmamıstır? Ha'huki 07frtnf f>7*l Oktı'.lnr Tele^yorun. gaaetelerto ve bilkendisim Carabius'da (Büvük İn ıl«. durumun r#»m! mas.nı okul Idarealnt'rn l«teml«tlr. hassa »on zamanlarda çr?>V.'s oeıliz hukumetinin temsilcisi) claMıdıirlük İ7^h»tı vet<r bulmadıii rak tamür dururdu! İnçjliz ••Hihs' takdird» okul» mifetti» üönier*c«ktir. lan dergile'in kitaba cldd! blr r«nri Aldineton bu n^kta ılzcımde ollsy hatıralannın bu hâdiseler» lar, LauTence'e NED derlerdi. de bilhassa Richard Arkneton'a eore. Wi!li dair kısmmda kat'iyen Lawrenceam Lüwrence göHüklcrinl ar.îat* den bahsetmemektedir. • * * Bu vaziyette der.ilebiltr ki, katmamıştır. Fakat ağabeysınin k«nLawrenee: Kizıp kstliammHa bu ıhsine nak'ettiklerin! mektuba koy liâmîardan haberdar olan La\vrenlucdu mu, Haleb ds isyan hazırlık muştur. Ingıliz muharriri: hikâye ce, Buşvari'nin hikâyesini de Wolarmda ne gıbi rol oynadı? nin tanzim ediliş şekli tam Law olley'in ağzmdan işitmis v« bütün (Sahte kahramau) adlı kitabm bunlan ke»idi şohrptine ysnyncak rence'e has blr stildedir diyor! müellıfi bu hâdispier uzerinde eLawrence gördüklerini mi anlat bir çekle sokmn'tu! İngiliz muharhommiyetle durmaktadır. riri Aldington, Lav.rence'in 1352 mıştır? Köişemış'de Lawrcnce ve küçük yılı Noel yortusu sıralannda ve Karşemiş"de hsfriyat fefi bulu 1913 y:lran temmut «ymda da ud kardeşi William Lawrpp.oe ile 1913 nan Woolley hatıralarında, Haieb hafta Londrada bulundugunu teseylul ayında bir müddet beraber Kaim:ş olan yarhay Young, Wı21i şehrınin yağma edılercftini, Carnb bit etmistir. am.m o yılın ekim ayında bir ar lus'daki Alman ar";eoloâlannın ölDiğer taraftan Haîebdekl tngiHl endisekadsşına gönde'diŞi moktubf=ın dürüleceklerini işittifinl. konsolosu da, 3'agmacıhğın başlab?5\urdubahsetmektedır. Wılham bu mek lendiğini, Buşvari'ye mak üzcıe oldueundan habçrdsr tubunda, ağabeyisınin en ıyi dost punu. onun da k^TIİMne t.2 000 ki edilrnis, Lawrence B^yruttan büyük larından birinin küıd Buşvari oî şılik bir muhafız kıfası» vaadetti bir U'tal:kla ve vakalanmadan silâh duğunu anlatmaktadır. Buşvari, *ini nskletmektedir. Woolley, Ha kaçırmış. bunlan Halebdpki tnsiliz dört «y evvel t'rfaiı Adsnsda v e leb'de Buşvari'nin o^luna rastladı konso!i?Kıftuna yıgmış, mildafaa Kizibde 8 000 kişivi katfetmişH. ğını ve bunun bir arVad^sı İİP Vir hazır^klan yapılmış. Bu da 'ddia Lawrence, tebdili kıvsfft ede^k l'k'e ysjna edilpcpk en zpnzin ev. edilir! Nizıb katüammda bu'unmuşru. Ba! lerin listelorini haıırlamakla n.eşı İngiliz muharriri soruyon kan haroinin en na^ik gıinlerınde. 4ul olduğunu 8nl=tm;5tır. « ^îa^1emk: vağmacl;§ı hazırB'jhtariar îstanbu'a y?k!p^ık«"n Ingiliz muharriri Aldington dl lıyan Bu*vari, iki evi Lawrenpe'e (19121913) Buşvari ve" diger bir ycr ki: hediye etmpye r^zı olacak kadar arkadaşı Kaleb şehrini vagma ptt Fakat katliamlsr Lawrence, onun arkada?ı bu'ınuyordu, pedpn me5? karar vermisVrf'i. Ev>n ara Sur : yeye dönrieden vukua selmişbu silihlanmaya lüzum hlssedillannda r?.y!a?!Urlccn. s a n t tol«k tir. Bu sebehlp. tebdili kıyafct ededi?» siyona yppan iki bankannın evini rek Nizip katliâmmda bizzat buYARINKİ YAZ: İlk resmt vade L?WT»ncf'e sınr.l^Hı. Pun lurmasına imkân voktu. HRttf. V.'o zifes:! til» ulından blr j*y ktybetmedifini goBteriyor. ^Şu mahud uçan dalrcnln ovun için yapılanına gelince oyuncak halinde hakikat olmuşa bentiyor. Önümüzdeki »enenin en aktüel oyuncağı adı verilen küçük uçan daireler uçup uçup konmasını da biliyor. tnaan hayali. hiç olnaısa çocuk oyuncafı ile bunlarda bir de tatmin yolu; m n ı n ı ı çareleri buluy<w. Oyuncak uçan daire, elâ^tikl blr maddeden yapılmiştır. Çeffaf bir m»nıarası, deveran! hareket taklıd eden oyuncaklar harbi takub eden jnllanlı ço;ul%larınaaj;ı hevesı bugünün çocukiarında uyandıramıyorsa da bu uçakla.M gerek fekilleri ve gerekse manfet leri bakımmdan çocuklan al ıatmak hünerine vukufu olankr tarafından yapıldığı an!a$ılı>or. Sadece kuçük tepkıliİErle bıt»ıyen oyuncak, uçak Lma'.ınin bü yuk modelleri de takl dden vareste kalmadığı gorulüyor. Me;elâ büyük yolcu uçaklan her türlü tererrüat ve teçhizatı, iç ve dış tenviratı İle adeta yoİMilannı allnı| kaîkmaya hazır asıUanlu andınyor. Bu da Nürnberg dvartnda blr oyuncak fabrikasmın çıkartmalanndafldır ki eeri halinde ima 11 dolayııile Almanyanın bir çok oyuncak magazalannın vitnnlerinl Büslefflektedlr. VerUen rakamlarm gorn AlniBri» y* bu §«ne 250 milyon marklık oyuncak raomif ve bunun yansrna yakm kısmmı lhrac eteuftir. Gaıeteler, oyuncaktan 1964 senestade eWe edilen dSvizin 120 tnilytm mark oldufunu. Noel ve yılbaîi dolayıeile blr miktar daha İ artaeak olan yekunun 1955 te haddi aîaırıislne varacağuu kayde I diyorlar. I l aleyhindeki tarminat davaları r DÜNYA HÂDİSELERİ vrupa, ne çeşid ve kadar kitab okuyor? kib olacağından korkulmuftu. 1953 yılına aid istatistikler kitaoçılıgın, bu tehlikelere ragmen inkiıaf tt tifini, i | hacminl çoğalttıguu go»ttrmiştlr. Bahla mevruu rmporuB an» hatlan junlardır: c 1953 yılmda Fransut bsjnmevleri, 10.017 kitab basmışlardır. 1952 kitab istihsall f!e h r k hemen hemen yok gibidir. Bu 10 017 yeni eserden 130 milyon aded basılrm»tır. 35 000 ton klgıd bu i«te kullanılmiftırl> da büyüktOr. Bab Almarıyada btr yılda 13.913 e»er haurlanmıçtir. Bir leıik Amerflca lse 12 050 eterle 0çftneü durumdadır. Omı da 10.017 eserle Frans» taklb etmektedir. Diger memleketlcrın lurumu lıe şoyîedir: İtalya; 8599 ttmr, Hd\*r*n: 7 045. İspanya; 5.664, İrvlçre; 3.591, Danimarka; 3.117. Fransız kitabçılan tarafından ha zırlannu; rapurda, istatlcrik Danlmarkada durmakta, daha fazla tafsllSt vermemekte, rliSpr meTİfket lerin durumundan bahsetnvemekte dlr. ruptı mejnleketlerinde duruna : H didlrl» 1953 yılında, bir evvelki yu& uataran, çok daha az felsef?. d'.keoloji re guıel sanatlara dair kitab hanrlanmıftır. Bilhassa giız<l sanatlarla aiâkalı kitablarda citldi bır düfüklük müşehpde ediİTiekfedir. Edebiyat kitablsn umumiyetle ve bilhassa (hayal edebivatı) ile aiâkalı eserlerln sayıjı da aza1mı=tır. Kitabçılar şu noktaya işarst etmekte dirler: « Teknik kttaHar ve klâtikler çoğalmakta ve bunlarla İyi i* yapılmaktadır, »atıs daiml surette artmaktadır. 1953 vılında, bir evelkl yıla nazaran 98 felsefe kitabı daha aı basılmıstır. A'keoloji ve güzel «anatlar mevzuurd? ise iki yıl arasmdaki eaer farkı 105 dir. îlmi kitabkrın sa»'sı ar+Tnı?fır » Difer taraftan 1953 yılında Fraa sada basılan krtablar arasmda tercfimeler ızalmıstır. 1952 de tnsilizeeden franaucBya 445 tttr teırörne edllmiştt. Bu rakkam 1953 de 435 e rîüşmttştür. Almancadan çevilen kitablann sayun da 1R7 den 152 y« dflşmüatflr. Yalna Rujcadan ter. cfima edilen kitablarda blr artif • •• Bu sent Fransır kitabçiları buh* •• ranla karşılaşacaklar mıdır? Bu sual bugün gorulmaktadır. Çürkü Franjızlar 1953 yılında 60 miî1954 yılının İlk aylanndan beri kl von Ttirk brahk kitab ihraç etmiş tabla aiâkalı mevzularda ve mal lerdir. Önümüzdekl senelerde bu larda fiat artışı kaydedilmiştlr. miktan arttırabilecekler midir? 1953 yıh içinde 214 yeni basımFransız kitabçılan tarafından haevi faaliyet* şecmişti. Aynı N t n «rlanmjs rapor, kitab lhrBcatı lle zarfında muhtelif vesilelerle tatü alakalı olarak tu noktalan belirteden basımevlerinla aayın İ M •• mektedlr: olmuftu. Venlen Utaöstikîere g5« Belçfka lle L<Oc»anbtırg*a Wre, 30 u iflâs etmiş, befi de muh tab ihracatımız arrmaktadır. Fakst telif »ebeblerle kapanraıctır! buna mukabil İngilterede kaybedi1954 yıhnda ise, iflâs eden b i yoruz. İngilizler araamda Fransızca sımevlerinın sayısı daha yüksek o kitab oktıyanlann Myısı daiml «ulabilerektir, bu tehlike meviAiddhir, rette azalmaktadır. ttalyanlar da denillyor. gun geçtikçe daha aa Fransu Irf tabı satm abyorlar. Daha be» A T IVanro, dunyanın beîîl bajh kitab istihsal eden memleketleri arasmda ne durumdadır? Hâml S. Fransu kitabçılan bu hususta da 5\ı malumab rermelrtedn'ler: t İngiltere, yılhk Htab Istihsali 18.250 eser ile blrind dunımdadır. İkind vaziyette Batı Almmjya gçlmektedir fakat sraÖaki fark Soğuk Algınlığı ve Nezleye Karşı GRIPİN Kullanınız 50YIL Anlatan: NACI SADULLAH Harika hayatfan b !e e^ıfsstî Gerçi Hicriye Hanım. arkadasına butün bunlan anlatırken, canile u^raşan hasta bir kadıncağıza bu oyunları oynamanın, v* hastanede ayrı, evde ayn yalanlar uydurarak iki hayat arkadaşı arasında kurulu tütün duygulan çökertm*ı:n ptk çirkın bır hareket olduğunu hissetmiyor desüdi. Fakat buna 'ağmcn, yaptığ: işten ne nedamet, ne de vıcdan azabı duymuyordu. Hattfi bilâkis, o anda içine hakim olan duygu, aldığı netİM karşısında duy duru memrunıvetten ibarptti: Ziro onun çoktan kökleşmi^ samımî üıancına gdre, evlâd gibi sevdıği yetım bir erkeği o uğursuz konaktaki haksız işkenceden kurta^mak sevab. uğrunda ahnacak her tedbir. Aliah indinde de, kul indinde de alabıldiğine muHsh sayıhrdı Hârika Hanımın bu işteki vazıfesi ise. elbctte kı elâlcmın çekeceği azabın tasasına düşmek değil, pek parlak saydığı bır kısmeti kendi kınlmış havatmın zimmetine gecir mek olacaktı. Nitekim, Hicriye Hanımın verdiği son öğüdü dikkatle din!edikten sonra. nefsine karşı duyduğu büyük güvenle goğsünü kabartmış ve: cıktan mtzıkçıhpa bpflarr.ış, ve çok geç kald.ğınHfiî b?hç?dıp s'tmeyı tutturarak AJırred Fa*in Efendınin yureğini oynatmıştı. Fp.kat hakikatte bu m'zıklanış. iki arkadaş tar?f:ndan idsre olunan ayartma p'snının pek b?sit bir yeni ovımundan ibaretti. Nitekim, Hârika Hnnımın uzunca bır nazlinıştan sonra. oradski misafirliğini bir middet daha uzatmafa ancak, sonunda Ahmed Fatin E «San merak etme. Hicriye ab fendi tarafından evine kadar geçila, demişti. artık o kadaıcığını be rilmek şartile razı olabıllişi. genc cennck de benım elimden kur adamın du! karl:rin meclıstcki hutulmaz elbet!..» zurundan duvdugu hazzı şidaetle Biraz sonra kurulan çilınsii' sof arttırıvermişîi. Bu h z ı ı n şHdetlcrî rasında âlem. oldukca r.eşcsiz baş mesi ise. Ahmed Fatin Eîcndınin ladı: Zira daha sofraya yerleşılir hahzasından biçare eşinin acı haverle?ilmez Hârika Hsnm va'an tırasmı daha kolavra silip süpür : müş, ve onu, iki kadının merarnı krrşısında bü^bu'Mn müdafaasız bıraim ştı: O an^^n itibaren, Ahmed Fatin Efendi için içki hârika. ınezeler hârika, eece hârika, hayat hârika ve hele «Hârika». hattâ bizzat hayattan bile hârika, hayattan bilo enfesti! Nitekim. o eece, o odnda yapılsn merasirri. ileride öğrendiğı zaman, bicsre Avse Harım venif'on k=ın ku =?nk*i: Z:r? o sifr^n'n sonuidaydı ki, Ahmed Fntin EfenIiyi karısma bağHvan Fİtm hslka, Hâ'ika Hanınun narin ve fettan parmağma geçmiştü... İıfan. o s?bah erkpnden kor.rktsn çıkarken, evvelâ annesinin mczanrı ziyaret edeceğını, sonra 1 da babasına uğrayacsgını söyleyinI ce. Mukaddes Hanım örfkp^indsn küplere binmiş, ve gözbebeginden [ SEkınırca?ma sevdigi halde. biricik torununa insaf=^ca çık!;mıştı: Anac:ğının mezarmı ziyarete gitmesine. elbette hiç b'r diyeceği yokru. Fakat hâ!â: ftBabam, babam!» dediği o uğursuz adamı aramsünrn »ar.ki ne mr.nası, ne münasebeti varclı? Hele anasınm mezaıına usradık'.an sonra o adamın evıne gıtmesı, kadınr^iızın ruhunu şiddetle incitıp tazib etmivecek miyni? Bütün bunlan hiç düşünmeden davrarsdığına göre, kendisinin senelerdir. dilinde tıiy bıterce sine anktıp durduklan, İrfanm bir kulağından (fırip öbur kulağından çıkraış demek oluyordu... Halbuki onun: «Baba, baba» dlyip durduâru adamın babahkla, insanhkla bır alâkaaı, bir münasebeti mi vardı? VaktUe. haftalık harclğını arttırmadı diye kendi n; anasını merdivendprı jiıvarlayın 6'ldiirmüş olan adsm, İrfmn şimdi: «B?l>am, babam» divıp durduÇu o canavar •nphVık değil miydı? Daha sonra. çesid çeşid huysuzluklan. hoyrstlıklan, densizükleri ile. kendi zavallı anacığı Ayşe Hanıma zenc yaşında kan kusturmuş, ve nihayet gürün birinde onun mevtine de «ebeb olmuş bulunan adam, İrfanın şimdi: «Babam, babam!«> divip durdueu gene o aynı aaddar mahluk deeil miydi? O halde. ne anasıns, ne karısıns. ne yuvs<;ına hayrı dokunmamış, ve kendi öz evlâdını seneler »enesi bir kereeık hile aravıp formamış olan bir mabluku ziyaret etmenin şimdl İr f ana ne faydası dokunacaktı? Mukadd^s Hanım, torununu bu ziyaret niyetinden vazgeçirmek ihtiyaa İRinde durmEdan eöylüyor, söylüyor, çocucun yüreâinde babasına aid hic bir iyi duyguvu vasatmamak içm, «abık damadmı yerden ycre vuruyordu. İrfan, bu sözleri, ve daha blr sürii benzerlerini ninesinden senelerdir dinleyip durmaktsn artık a deta uaanmif gibiydl. O, buyukannesinin babasıru dabna «canavar mahluk>, «musibet herU», «Uğursuz adam* ııfatlarile anmanm arük yadırgamaz ohnuftu. Mukaddeı Hantm, hatti en nezaketli anlannda WU, nefret ettigi damadma yakışmıyacak kadar ı«rif bulduğu için, «damcağîzin tatıdığı «Fatin» adını dahi ağzına almıyor, ve o sıralannda, »abık damadını ancak «Ahmed Efendi» diye anabiliyordu. Ona göre «Fatin», ancak rahmetli efendisl Necib B«yefendi gibl, nazik, mümtaz, asil, ve vakur kimselerin taşıyabılecekleri kibar bir isimdi: Hiç, oğluna bula bula «Mustafa» adını yakıştırabilecek kadar kaba bir mahluka «Fatin» diye hitab edilebilir miydiT Blr kadma, hele Mukaddes Hamm gibi bu kadar inadeı bir kadma, kendisinden bu derece şlddetle nefret ettiği blr insan hakkmda iyi düşünceler telkin olunamıyacağını, o çocıık yaşmda, İrfancık bile pekllfi kavnyabiliyordtı. Bunun lçindir ki, çok defa yap üğı glbl o sabah gene, büyükannesinin dilinden kurrulabîlmenin tek çaresini, ondan bütün dilediklerine inanmış görtinmekte bulabildi. Ve. «Peki, peki büyükanne, dedi, mademki istemivorsun, ben de onu ziyarete gitmiyeceğim o halde... (Arkası rar) v//i • Ba?, dis, sdale, stnir ağnlarını teskin eder • Siyatik, lumbago ve romatizma ağrılarına karçı başarılıdır. • Fazla yorgunlukla/dan mütevellit uykueuzluklardafaydalıdır rır. Mideyi bozmaz.kalbi ve böbrekleri yormazJ tatl KİNİNLI "I GRİPİN I i S33T ara hif^ 3 tan •flınabrfır Uu SakAayımz, W C.U.JHH LU1VET,, Size Yerecek