23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 Aral.k 1954 ClTMHTTRtYTT ^iHiıifiııiJiııtmMmmmfiııtnmmiHmfifmnıniMHrırrınıııınııırııııııııtınıiıtııııınııııınııııııııııııuıiJJiıııiJiiJiiHitnıııiHiıııııııııtiiiniLuuı BR9 TA^AIN ; YAKIP HAOKI KAKAO», MAMoGl.lJ İkinci Cihan Harbinin ilk yıHarındaki Isviçre O vakitler elÜ Türk iııası mukabilı olan Isviçre frangı hayli 'lüyuk bir meblâğdi. Çüııkü. Tun«lı Hilminın (Cenevrede tahsil) kitaoı üzerınden epeyce zaman gtçmiş ve iki yıldanberi süren umumî haıb tütün Avrupayı şörülmedik o:r maişet ve döviz buhranıie kasıp kavurmağa başlamış olmasına ra&men buıada. henüz a/Ja 150^1*0 franga yasamak imkânı devam etnvekte idi. Bu imkânı, ilk adımda, beni DavosPlatz'a gdtürecek treni beklemek için girdiğim bir jstasyon lokantasında göriip an!amıştım. Önüme konu'an kahvaltı tepsisi on iki kişiyi doyuracak kadar yiyecek içecekle dolu oldueu halde ödedığım para bir frangı tutmamıştı. Üç, dört gün sonra inıp yerleşeceğım sanatoryomdakı bolluk ıse benı busbütün hayrete duşürecektı. fctlisi, tathsı tuzlusile günde döıt övün yemek ve gece yatarken bir büyük bard?k sut hastalaıfe âde'a zorla yedirilıp içirilıyor ve çoğu bencileyin yarı kıtlıktan çıkmış bu hastalar «Aman. yeter,» diye feryad edecek hale geldikçe doktorlarla hastabakıcıların ikramı artıyordu. Bu bolluk yalnız sanatoryomlarda değil. en kuçuk pansıyonlarda, en buyük otellerde de harbin son yıllarına kadar boylece devam etmiş ve ancak 1918 e doğrudur ki, bazı yiyecek maddeleri tajına bağlanmıştı. İsviçreye ikinci gidişimde, yani son Cıhan Harbinin ilk yıllarındaise tamamile aksi bir vaeiyetle karşılaşmıştım: Sıkı bir harb ekonomisi teşkiIstı bütün iaşe maddelerini kontıolü altına almış, adam başırıa haftada iki yüz gram ete ve ayda bir yumurtaya ancak müsaade edıyordu. Aynı ekonomi sistemi yünlüden, deriden, giyecek eşyalarını da tayına bağlamıştı. Köylünün sığırı, danası. domuzu gene bu teşkilât tarafından bir nevı nasyonalizasyona tâbi tutulmuş ve evlerdekı kümeslerin tavuklan, yumurtalan umumî ihtiyaçlara tahsıs edilmişti.' İsviçre vatandaşı, toprak mahsullerinin hesabını da Harb Ekonomisi Ofislerine bildirmeğe ve onun tanzim ettiği pazarlara vermeğe mecburdur. Gerçi, bir çeşid karaborsa mevcudHu ama bundan faydalanmak hem satan. hem alan için hayli tehlikeli idi. Cenevrenin meşhur bir terzisini tanırdım ki, harbden evvel getirttığj kumaş stokundan bazı müşterılerine kuponsüz bir kaç kostüm yaptığmdan dolayı elli bin frank cezava çarpılmış ve bunun altından ancak otuz yıllık terzihanesini tasfiye etmek suretile sıyrıJsviçre halk] harb ekonomisinin bıı baskısına altı vıl hiç bir şikâyette buluiımaksızm sessizce tahammi.il etmistir. Zııa. sncak onun tedbirleri sayesindedir ki, ne aç, ne çıplak kalmıştır Bütün vatandaşlar ta;n bir es:tlık dsiıesinHe ve en fennî ölçüîere göre viicudIanna lüzunlu kalonvi almıştır B'inlan başfca. halkça malum olan bit hakikit daha vardir ki. o r's bu harb ekonomisi diriianlaVın'n tâ 1938 den itibaren İsviçrenin yalnız yiyeceğine, içeceğine değıl, ordusunun ve endüstriyel istihsalinin muh^c olduğu ham maddelerden tam on yıllık bir stok yapmak bssiretini göst.ermiş bulunmasıydı Harbe girmiş veya eirmemis bütün Avrupalı milletlerin par mağın: ağzında brakan briyle bir dâhice sevk ve idareye karşı İsviçreli nasıl olur Ha heıhangi b>r tahammülsiizlük alâmeti RösteTr» büirdi? Lâkin. buna rasmen itiraf ed^rpöjm ki, gecen harbde tanıdığım İsviçreliler hükumet adamlarına karşı bövle bir insafMıld.n. bövle bir iteatten pek uzsktırh'. Her Kantorlu. ber komünlü mu ( laka kendi i3are=inden hosnudsuzluk çetiıecek bir s»beb bulur. mırıUılar, zın!tılar tâ Konsev F?de«C'uınhu>:'i>c(» în TefrikRsı: 7 rala kadar sarardı Hattâ Haffmann admda bir Konfederasyon Reisi. Müttefıklprin Almanya ile anlasması lehine bir beyanatta bulunmuştu da isviçrenin bütün lâtin bolgeleri yani Fransız ve Italyan İsviçrelileri kıyameti koparmışlar, bir takım sokak nümayişlerile aöamcağızı istifaya rrvecbur etmış lerdi. Bundpn baçka. Rusvada Bol'iev'k ihtilSHnin basladığı sıralarda hsftr.lsrca süren bir umumî ffrev devri gecirdisimizi de hatırlanm. O esnada bulunduğum sanatorvum Wr alav Polonya zadeeânile dolu olduğımdan ber an bir komünist bas kmı tehlikosinj bekler dururduk. Hattâ. bir eece bu Polonvalı zadegânden bir genc. mutadı üzere gece eğlencelerine çıkmış ve %",Q vakıt döndüğünde. alt kat odalardan birinde vatîn arkadaşının kendisine daima açık bırak*ığj pencerevi kapalı buîarak cfvnın: kırmış, yan öfke yarı S3ihoşlukla bir büyük pa tırdı koparmıştı da bütün hastalar yat klarından koridorlara uğravıp «Iste. Bolcevikler eeidi». diye bağrısma cağrışma başlamıstı. letme şekli ile iyi bir not almakati çektığini. şüpheleri davet et komiseri Chenev'er, yardımcılamıştır! Gaston Dominici'nın bu Uğin; söylemektedirler. rını da almLş. Dominici dav n ile üç cinayeti işlediği kat'î bir ?eUaurulmam^bdn ki. savcı ihti =)lâkalı bütün dosyayı da tetlilkilde, delillerle, ispat edılnu$ miyan gıyotine göndermek için bil ederek Marsilyaya eitmiştir Sirrdir? Hayır. Ihtiyarın mahkum olhassa kızın dipçik le öldürülmesi di bunlar fcarargâhlarını orada masında en mühim rolü. bidayetüzerinde durmuştur. '<urmsktadırlar. te yaptığı itiraflar oynamıştır. Tahkikatın yeniden baslamas. Gaston Domınıci tarafından haHer ne kadar daha sonralan Ga=pisancde yapıldığı sdylenen yeni idatr hücresinde günlerdenberi su ı ton Dominici. baskı altında riu (ifşaat) bu noktanın açıklanması içmekte olan ihtiyar Dominici'yi j itiraflan yaptığını sövlemisse de. Lâkin vîrmi iki yıl sonrs onunna yardım edecek mıdir? Bazı sevindirmiştir Ev\elki gün müjmahkeme ve jüri bu hususu nala tanıştığım vakit bu korkunun ] Fransız gazeteierine bakilacak o de kendisiie verıldikten sonra şöy ne kadar bosuna olduffunu anlıya | zan itibara almamıştır Avrıca, lursa ihtiyar idam mahkumu «ye le haykırdığı i; tilmiştir: caktım Grimm hâ'â Isviçre sosmahkÛTi olmasmda. küçük oğlu « Artık bana su getinneyin. nm olarak şunları soylemiştir: valist partisinin lir'eriydi amma. > Bu feci cinayetleri kim işle Clovis'in (suclu babamdır'l demis « Drummond'ların öldürdük şarab istıyonım • vasavıs. düşünii» itibsrile Bernin olrrasa da kat'î bir şek:lde rol oyDavayı yalundan t a k b eden lerınde^ı. Gaston ile kansı Yvette mistı? hnrhangi bir küçük burjuvasından konu^urlarken, haberdar otdum. Fransız gazetecilerinden biri de Uzun süren tahkikat sonunda nsmıştır. farkı yoktu. Ben m bu işle hıç bir alâkam son gçlişmeler hakkında şunlar: * * * Fransız polısi ve adliyesi. cinayet yaznuştır: yok.» Fransız gazetelerinin üzerinde m*lalline yakın bulunan Domi(Arkası var) • Dominici ailesinin ihtiyar nici çiftliğinin 77 yaşındaki sahibi ehemmiyetle durdukları bir nok* * * ta. ihtiyar Dominici'nın. jürı huFransız gazetelcri, Gaston Do sefınin suçlu oiduğu muhakkak. Gaston Dominici'nin suçlu oiduEski bir ga7etoci olan ve rainici tarafından, gizli tutulan Fakat ortada dagılmamış bir şüpğu kanastme varmış ve mahke zurunda oğlu Gustavea söyledıği Fransanın 1 No. lı polis komiseri daha bazı ifşaat yapmış oiduğu he havası da yok değil. Pifer tame de ihtiyan idama mahkum et şu sözlerdir: diye anılan Chcnevier • Benim «uçsuz olduğumu kanaatisdedirler. Çünkü. asnn bu raftan daha başka birisinin de mişti! söylemeni beklemiyorum. F?kat kızın , üzerine kosarak bafina bir esrarengız davasuı temizc çıkar suçlu bulunduğu kanaati mevcud. *** Eğer bir «uçlu dah* varsa o da Evvelki gün Fransız Adliye Ba bskikati söylemeni istiyorum. Ev dıpçik darbesi indirdi. fakat onu mak için Fransanın (bir numarab ihtiyar Dominici'nin yanına gttkanı. bu cinayetlerle alâkalı ola lâd, biliyorsun. Söylemen lâzım, öldürmedi. Tahkikat başında, oğ poliı kom:seri) vazifelendirilmi}melidir.» ben mivim, yoksa o mu?» lu Gustave Domınici, kızı canlı ür. rak yeniden tahkikatın açılmasını Fransanın bir numaralı polis Bu sözler, cinayetlerin yalnız gördüğünü itiraf etmisti. Esssen, Avukatlar. yeni tahkikatla, Wistemiştir. Bu. davaya yeniden komiseri. harb sona •rdiğindenbakılacağına işaret değıldir. Fa ihtyarın işi olmad'ğı ve ikinci o sırada onu kurtarmak için ha dayette tahkikatı idare «den Marberi aıemlekette karanlık dört kat. idam mahkumu höcresinde bir sahsm da bu hâdisede rol oy rekete geçmediğinden dolayı da silya komiseri Sebille'in meşgul davayı hallett.kten ve {bir numaevvelâ avukatlarma ve daha son n?dığı şeklinde tefsir edilmekte mahkum edilmişti Bu sebeble olmamasını bilhassa taleb etmişşüpheler Gustave üzerinde toplan lcrdi. Adalet Bakanı bu talebı ka ralı halk düşmanı) diye bilinen 3 ra resmi makamlara (bazı mühim dir gangsteri de yakalamağa muvafifsaatta) bulunmuş. bununla alâihtiyar sephadan kurtulmak is malıdır. Gustave, kızı öldüren bul etmiş ve Fransanın bir nufak olduktan sonra bu davayı da kalı raporu gördükten sonra da teyenlerin ortaya attıklan iddia ikinci dipçik darbesinı indİTmiş marah polis komiseri diye tanılan karanlıklardan kurtarabilecek miChenevier'yi vazifelendirmiştir. Adliye Bakanı veni tahkikata lü yı şu sekilde hulâsa etmek müm tir.» dir? zum hissederek gereken emirleri kündür: Mahkemede savcı Rozin. Gus Fransız gazelteri şimdi fu guali Pariç gazeteleri, Chene\ier'nln : sormaktadırlar: < Gaston Dominic tüf"':le Sir tave'ın kafiyyen suçlu olmadığıf muvaffak olmasmı candan arzu eDrummond ile karısını öldürdü nı ve babasını kurtarmak için baBu veni Cifşaat) nedir? Bu hu«Marsflvalı polls şeflerinin eld« diyorlar. Onun, polise girmeden =n=»a kimse bir şey söylem°mek ve bundan sonra bağ"maVfq n'an zı hareketlere gir.şüğıni. kovan edemedikleri kat'î delilleri Parisli önce senelerce gazetecilik yaptı g kiifük kıziarına a*r^ ptti. fnlat lan aradığını anlatmıştı. İhtiv^rın poiis şefleri elde edebilecekler âmı. mejlekda? sayılabileco^ini de tedir. Umumî kanaat çu merkezdedır i«=bct ettirçmerli BUMUI ii'eriT =ıvukatları i.«e savcının dahi bu h l Hârai S. = ıtifMiııııtııııııııııtıifiıiıııiiMtııııif ııııııntıtııtMiıiııiMtııııırıniiıııııııııımıııııiıiHiııirııifiıııııtıııııııu 'iııtıtıııııııııııınifiıııııııtnııııııiMUiHiııııııtı !t<ıifiııııııııııııııırıiiiııijıiH»i»«HiılfiııiınfuıııiMfif*ıııi'UfnnacnKaıunaMirtMnnıttnitMrtınTiınıınnıııi]iııi[iıııııtıi!iıııi yacak rru? Bugün yalnız Fransada değil, fakat Ingilterede de bir çok kimseler bu suali sormaktadırlar. Bundan iki sene evvel güney Fransada turist olarak otomobılleri ile dolaşmakta olan Drummond ailesi esrarengız bir şekild° katledilmişti. Kankoca tüfekle öMürülmüs. 11 yaşındaki kızları da, başına yediğı bir kaç dipçik darbesıle son nefesini verU'IS Doğrusu, bu umuml grev Bolşeviklikle pek de alâkasız bir şey değil di. Zira. bunu sevkü idare eden sosvalist partisinin lideri Mösyo Grimm'di ve bu adamin Lenin üe dostluğu herkesçe malumdu. Hattâ ş Lenin bir zırhlı Alman vagonu icinde, bir infılâk maddesi gibi, Isviçreden Rusysya geçirilirken Grimm kendisine tâ Rieava kadar refpkat Ptmis ve oradan dön°r dönmez de bu grevi oatlatmıştı. Su halde, Rusvadaki ihtilâ! Ue İsviçredeki sosyal kriz arasında bir münasebet bulmamak ne mümkündü? Hem herkps bilivorHu ki. Grimm'in karısı Marksi«t bir Rus kızı idi. Bu da bizim eöziimıı^de İfvicreli sosyalist lideri aynca korkunc gösteren sebeblerden birini teşkil ediyor du. | Fıransada yeniden başlıyaca 1 Dominici. idama mahkum edildikten sonra hapisanedeki ifşaatı ile meselenin yeni bir | safha/a £Trmesine sebeb oldu. Adalet Bakanı cinayetin yeniden tahkikina I (Asnn davası) yeniden başlaFransanın bu davayı haî. en me*hur poiis komiserini memur Fransanın bir numaralı poL = etti kı, Fransız sdliyesi söıîeri ile Gustave üzerine dik A srın k en Karan lık liiutiiıııııııııuıuJiıuujıuııııifiıııiMnııııunnııııııııııııııtıııııtıııııuuıuıifitııuuııiMinıııtfnıuiiuııııııııtııı davası lumiiuıııııııııımmııııııııııiihg 1 Serom neticesinde ölen bir çocugnn cesedine otopsi yapıldı neuUıe ethtek iıe İzm:r, 17 (Telefonla) Şehrimiz Frrnsız hastanesınde tatbik edilen bir serom neticesi ö'ldüğü ida dia olunan Cumhur Sütçüoğlu isa minde 10 yaşında bir çocuğun cesedine tıbbı adli tarafından bugün otopsi yapılmıştır. Netictde, serom yapılmasına lüzum gören doktorla hemçirenin suçlu olmadığı anlaşılmıştır. Oğretmen ve Oğrenci Köşesi •• •• Hekimlerimizin ihtısas imtihanları meselesi Yazan: Eski Bir Öğretmen Sağlık Brkanlifii, tababet ve onunla ılgili 'lim şubelennde ihti=as yapır.ak istiyenler için yeni bir nizamname taslağl hazırlamış. Gazetelerde gördüm. Verılen havad.ste iki hüküm ciikkatımi çekmişti. B ; ri. imtihande bilinmesi aranan yabancı diller arasında ingilizcenın olmaması ve yalnız fransızca. italyanca, aimancnın zikredilmesi: diğeri imtihana gimek için 35 yaşında bulunma şartı. Kendi kendime 'bu da niçn?'> demiştim. Nitekim aynı havadısi okuyan genc hekimlerimiz ve tıbbıyeli genclerimiz de benim gıbi h^yrete düşmüşler ve nizamnamenin bu hükümlerini doğru bulmadıklarını açıklamışlardır. Mcrak ettim, nizamnamey'. bulup okudum ve inceledim. 2 nci madde. 28 ihtisas şubesini (iç hastahklan. genel şirürji. nöro şhürji. ağız ve çene şirürjisi gibi) sydıktan son ra 3 uncü madde şöyle d yor: Madde 3 Bu şubelerden birinde mütehassıs olmak ve unvan almak için Türkiye tıb fakülteleri klınik, entitü ve lâboratuarlarından veya Sıhhat ve İçtimai Musvenet Vekâletınce kabul ve ılân edüen tam tesekküllü hastane, enstitü, lâboratuar ve diğeı sıhhi müceşidli şubelere göre 12 cevabın mahiyetini merak etmckte, ve bunun menfî olması ihtimalinden. yüreğ nı sızlatan ke=kin bir hüzün duyraaktsdır: Ne olursa olsun. Ayşeden ayıılmak ona fevkalâde zor gelecK Hele Hoeumdan sonıa busbütün erimiş görünen o günahsız kadıncağızın, hem anasını kırmarrök. hem de kocasını kybetmemek uğrunda senelerdir nelce katlan heını yüreği dern der.n burkulniiaar düşünemiyor... Dalgın ve meyus. elmi konsk k«pısındaki tokmağa uzatacağı sırsda. arktdan adının çağrıldığını duyup silkinerek dönüyor: Komşulan Ülker Hanım, hızlı adımlarla kendisine sokuluyor ve: « Gelin hanım evde yok Fatin Efendi, dıyor. \Te nefes nefese ilâve edyor: « Benden, yolunuzu bekleyip size haber vermcmi rica ett.. «Ben dör.ünceye kadar Hicriye Hanımda kalması d = ha iyi olur: Zira ben yokken evde yalnız, fikılacaktır!» dedi... Ahmed Fatin Efendi, bu hiç beklemedıği haberin uyandıraığı ! meıak içinde gayriiht yarl kekeledi: « Peki kendisi nereye eitti?» «Kendisini şeye... Hastaneye kaldırdılar ..» Ahmed Fatin Efendi birden, çırılçıplak bir buz kahbı içine gömülmüs gibi ürperdi: « Hastıneye mi dedialz? Hanfi nci msridede belırt len müddetlerde asiîtanhk yapmak ve bunrian sonra müthassıshk imtıhanına girerek karanmak şarttır. Actım. 12 incı maddevi. Onda da ooyle denilmektedir: Madde 12 Ajistanlvk süresi göğüs cerrahisinde 4 yıl: iç hastahkları. gene! şirürji, nöro şirürji, ağız ve çene cerıahisi, çocuk cerrahisi ve ortopedi, k?dın hastalıklan ve doğıım. cocuk hastahkları. ve bakımı, üroloji. hijyen, baktenyolojı ve intanî hastalıklar, anentezioloji, akıl ve sir.ir hastalıklan. göz hastalıklrrı. fizyoterapi ve idroterapi, radyoloii. anatomi patolojik, farmakodinami şubelerinde 3 sene; adlî tababet, hayati. tıbbî ve gıdaî kimya, mıkrobyoloji. parszitoloji ve antemoloji genel sağlık uzmanlığı. okul spor hekimliei şubelerinde 2 yıl; iş hekimliği şubesinde de 1.5 yıİdır. Görülüjor ki bu maddede ihtisas için ya? ş^rtı ve kaydı yoktur. gi halde bu 35 yıl haddi nereden çıkmıştır? Her halde bunda yanlışlık olac;k dedim ve 4 üncü maddeyı karıştırdım Ondaki hüküm şu: Madde 4 Aylıklı asistan olmak için şu şartlar lâzımdır: A Memurlar kanununda memur olabilmek için kabul edilen hastaneye? Niçin?» Ülker Hanım, iptidaî insanlann, hemcinslerine kara haber duyurmaktan haz duyan o barbar saMzmile müteheyyiç. cevab verdi: " Bugün ikindi üzeri b ; r fenalık gecirrli. sonra da ağzından oluk gibi kan boşandı Gotürdüler!...» 5 Ulker Hanım. gelin hanımı hangi hastneye jrötürdüklerim bıİTiiyordu. Ahmed Fatin Efendi, hic beklemediğı o haberi almanın ilk şaşkınltğından kurtulduktan sonra evvelâ konak kapısını çalmayı, ve eşini nereye götürdüklerini sorrravı cıüşündü. Fakat kıss bir tereddüdden sonra, bu niyetini tahakkuk ettirmekten vazgeçti. Kendi: sini kimbilir ne kadar aksi br muamfleyle karşılıyacağını tahayyül ettiği kayn?nasile yüz yüze gelmek tasası ona. hattâ karısının sıhh=ıtine karsı duydugu merakı bile ba'tıracak ksdar hâkim olmuştu Karumın ağzındsn bosanan kan, ve arkasmd*n doktor, he^tane telâşı, zaten parlamak için bahane arıyan Mukaddes Hanımı her halde bir yarı deliye döndürmüş, oiacaktı. Ahmed Fatinin, aldığı habsrle busbütün sarsılmı$ buiunan bozuk âsabı ise, kaynana ıın gösterebileceği aksi v e ağır muameleyi hazimkâı karşilıyabilmeğe zerre kadar e'.verisli değildi. Bunu düşününce kendi kendine gayrıihtiyarî: şaıtları nsız bulunmak. B 35 yaşını geçmemiş olmak. Diğer şartları b raz sonra vereceğim. Fakat B şart: gosterıjor ki, 35 yaş ihtisas imt.hanına girmek için değü, asiitan olmaJt içındır. Bu da doğru bir şarttır. Bir hekim, 35 ınden sonra asistan olup da bundan sonra ne yapacaktır? Anlaşılıyar kı. gazete haberleri veya ajans haberi, tamamile yanlışmış. 35 ya^la ihtisas untiharunın hiç bir alâkası yokmuş. Şımdi maddenin dığer nkralannı nökledeyim: C Yabancı ilim dillerinden ingilizce, fransızca, almanca veya italyancadan birini tababete aid kitab ve yayınlarını kolayca okuyup anlıyacak ve türkçeye çevirecek derecede bilmek ve bunun için yapılacak yabancı dil imtihanını pek iyi (910 numara) veya iyi (78 numara) derece ile kaz;nmak. (Evvelce bu yabancı dillerden birinden olmak üzere devlet dil imtihanlarına giıip de kazanmış olanlar bu kavıddan ayrı tutulurbr.) D Yapılacak meslek imtihanında pekiyi (910 numara) veya iyi (78) derecede başan göstermek. C ve D fıkralarındaki imtihanlan kazanan ve icray: sanata mâni hali bulunmıyan tabıbler aylıksız asistan olabilirler. Madde ve fıkraları ne kadar ıçık. Anlaşılıyor ki, bu 35 yas haddi aylıklı asistanlar içindir. Bu şart, aylıksızlar için olmamak lâzım geliyor. 4 üncü maddenin C fıkrası, gazetelerde yazılı yabancı diller arasında bulunmıyan ingıl zceyi başta göstermektedir. Bövle olması rla tabi! değü midir? Dünya y = yınlannın 10 da 6 sı bu c'ilde yap.lmaktsdır. Bir tabib ingilizce bildı mi bu nisbetteVi yayınlardan istifade edebiliyor demîktir. Daha ne istenir? Genc hekimlerimirin vç tıbbıyeiilerinrizin içleri rahat olsun. Bir hfber yanlıçlığı ile ortaya çıkan üzüntülere yer olmad)ğı veH sfimiz bu izahsttan anlasıim'ştır. İhf?as ! imtihsnı için 35 yas kavdı yo< ır ve yabancı diller «rasında, iıaıtâ bas*" iır'ilizce vardır. votı l'ra^an fazla naVid. bir îkî milyon. belki de fazla kıymette gayrimenkul vardır Bunu dağıtıp ortadan kaldırmak, mantıksız, men ffatsiz. hatta manasız bir hareket olacaktırKaldınlması istenilen Sandık, yalnız ilkokul öğretmenleri içindi ve' bir başlangıç. bir deneme idi. Kusurları, aksıyan taraflan olmuştur. Olması mümkündür. Ama bunu düzeltmek lâzım gelirken ortsdan kaldırmak neye? Memnunlukla haber aldığımıza göre Bakanhk, verinde bir tedbir olarak bankayı, diğer öğretrnenleri de ortak aîmak suretile dsha da genişletmek düsüncesmde imis. Doğrusu da budur. : Esasen Sandık. hususî b r kanunla yapıldığına göre feshi ve yenisinin kurulması Sene bir kanunla olacaktır. Ah bu bizim sil. yaz; yap. boz hastalığımız! .. rns?llah bu, son bir tedbir olur Kücük Bulgaristanda altmış yıl önce bsşlamıs, altı yedi sene evveline kadar bildiâimiz haline göre başarle bütün ilkokul ög retmenlerinj yavaş y?vaş birer mes kene kavuşturmuş olan teşekkül eözümüzün önünde dururken bizim bu neticeyi eHe edemememiz, iistünde düşünülmeğe değer bir hâdisedir. BUGÜN ÇIKAN te BEOİÎ FAİK'İ A N L A T I Y O R : AKL1 BAŞINDA BtRDELİ V A Y fll E V I Fatin Efendi, bu husustaki keskin taassubunun olanca gazabile bayraklan açıverdi. Ve nihayet Mukaddes Hanım, çocuğun her seyine müdahalede gösteıdiği ısran. ona âdeta bı'isbutün tesahüb raddesiııe varduınca. Ahmed Fatin Efendıde sabırdan eser kalmadı Bunun ıçindir ki. o sabah evden çıkarken. karjsına verdığı ültımatom, alabıldiğine kat'i olmuştu: SOYfL BIRBIRINI ARAYAN Anlatarv. NACI SADULLAH Bekîenilen yavrunun dünyaya gelişi Ama n» yazık ki Ahmed Fat.ıi Efpudiu n bu biçare ümıdı anca^. b^k'enılen vavrunun dünyaya geli şine kadar ayskta kalabildi: Ziıa talihsız >avrurak dünyaya gelırkpn. babasilt nınesini birbırıne ka "tacak bir ihtilâi ^ebebini de beıaber ttPt'rdiAhmed Fatin Efendi, oğluna mübarek Mııtata adını vermek istıyor Mukaddes Hanım ısî torumın'a ille. kendi büyükbabasının adını takmakta direnıyordu: Ona göre. çocuğun adı mutlaka İrfan konulmalıydı .. Bir gün doğacak erkek torunlanna h lan almı ıermek hususunda, rahmetli ko<'aile daha on sene evvel sozleşmıslerdi .. Şımdi. olmüç adamcağızın ruhunu incıtib de çocuğa «İrfan» dan başka bir isim takümasına kab;l değil razı olamazdı .. Nihay«t, hem babayı kırmamak. hem nıneyi darıltmamak için, çocuğa Mustafa ve İrfan isımlerınin heı ikisinı birden takmakta karar kıldılar. Fakat huns rağmcn, kaynana '.nadındHiı biı turlü vazgeçmiyor, ve torunura babdsı ve anası gıbı «Mustafa İrfani diyerek değil, »adece v İrfan» diyerek hital) edıyorJu. Eh, inad denil«n nesne sade Mukaddes Hanımın inhisan altına =!İımis bıı huy değildı ya? Nitfkim Mukaddes H^nım çocuğa 'Mustıla Irfan» demcmekte ayak direyince, Ahmed Fatin Efendi de tuttu «İrfan ı) a boykot ilân eyledi. Kansı artık, ya anasını, yahud da kocası ile çocugunu teıcıh etmek hususunda bir karar vermeğe mecburdu: Zıra vaşadıklan hayatın artık, katlanılmaz bir işkencedın zerre kadar farkı kalmamıştı. Konağın içindeki daimî huzursuziuk. Bu suretle de biçare yavrucağın ı~mi konağın büyukvalide daire^i Ahmed Fatin Efendinin sinirlerinae «İrfan n. vahde ve peder daire de artık, âdeta marazî bir bozuk3ine ise «Mustafa» olarak yerleştı luk yaratmıjtı. Bunun boyle devam Zuvallı Ayşe Hanım ise çocuğuru etmesi ise günün birinde maazalanasının yanında «irfan o. kocasının iah, evvelce olanlardan çok daha janında ise «Mustsfa» diyeı^k se vahim hâdiseler doğurabilirdi: viyoıdu .. Bu suıetlr, aralannda « Sana son bir mehil karıobir canlı uzlaşma vesilesı teşkil ğım... Bu akşam, bana ya: ı»deceğı umulan yavru. daha adın« Sen'nlc beraber geliyorum!..«, Jan başlayarak kaynana ile damad ahud da: "Burada kalıyorum!.» oırbirine katan pek çok ihtilâfle liyeceksin... Benim kararım fevrın müsebbibi haline girdi... B alâde kat'î oiduğu için, sana da ara. zavallı Ayşenin siitü kesilinct ok iyi düşünmeni tavsiye edeHicrive Hanımın bulup yolladı^ im! ..» sütanayı, Mukaddes Hanım konak Şimdi. karısına veıdığı bu kat'î kapısından apar topar kovdurunıehili mümkün mertebe uzatmıj verdi. Dahs sonra, Mukaddes Raolmak için evine doğru, alabildiğinrm çocufa bir Alman mürebbiyent ağırlaştırılmi} adımlarla yürürsi buldurmağa davrarunca, Ahmşd ktn, Ahmed Fatin Efendi, akcağı (Arkası n t ) Şimdi de yeni bir mesele ortaya çıkanhyor. Banka ticarî bir müessese im:ş, öğretmenler de memur imişler. Halbuki Msmurlar Kanununa göre devlet memurlan tıcaret le iştigp] edemezlermış. Ben, meseleyi bövle mütalea etmivorıım. Öğretmenler şüphesz merrv^urlnr ve ticaretle iştigal edemezler. Fskat Sandık, bir kanunla kurulmuş. hattâ devlet bütçesinde de yardım yap'.lmıştır. Ferdî bir teşekkül değil. bir me?l;k mensublannm heps : ni icine alan bir kururpdur. Bnka da aynı maksadla ve ayru yoldan kurulacak ve öğretmenlerin başlarmı sokacak bir mesker.e kîvuşmalarını sağlayıcı hükürrK'i ih tiva edecektir Şu halde yen kanun da eskisi gibi bu mak«adm elde edilrr^^ine irnk.în verece);tir. Şimd'Iü: âilcğ nnz sudur: B^kanlık, yeni kfnun tasarısını bir Sn önce hazırlasın. İşi medreseye düşürmeden kırıp sarsın. Sar>dığm bugünkü âtıl durumu öeretmenleİlk Öğretmenler Yapı rimizin aleyhinedir Hiç bir iş yaSandığı ptlsmamaktadır. Mılvon'sr ^ t a n Altı «y kadrir o'uyor ki. Anka hir sermsyenin donup kslrseı ve rada dort yıl gecikme ile toplanan kalmfkta devaın etmesi do£ru göSandık unıumi hpyeti dngılma ka rülemez. ran vrnristi. O z man bu meseleye dair düşündükleı'mizi bu süBir ırz düşrranı. 6 sene tunlarda yazmıştık ve aynı konuda çalışmak üzere bir banka ku8 iy hanse mahkum cldu rulrr.asını teklif etmiştik Bakanlık da aynı düşüneeyi doğru buhrak tzmir. 17 (Telefonla) Hî?pn \bu hususta incelemeler ysptırrnaga minde küçük bir çocuğa tecavüz başlamıştır. Zir» o ds görrrmştür ki. etmekten sanık Ayhan Selçuk hakSandığı feshettikleri takdirde or kındaki dava bugün net'celenmiş takların eline 400 Iir» gibi küçük ve suçlu 6 sene 8 ay hapse mahbir ptra düfecektir. Halbukl 8 mil kuın olmuştur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear