28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İKT CUHHURÎYET 17 Kastm 1 9 5 4 ^ ı, Migro ne zaman faalivete geçecek? Idare heyeti reisi, çalışmağa başlamak, henüz gün meselesi değildir, dedi Şehrimizde kurulacak Migro tesisleri hakkında gazetecilere izahat vermek üzere, idare heyeti reisi Tugud Bayar tarafırd.n diin bir ba«m toplantısı yîpılmıştır. Kurulacak teçkilât hakkında Tur guc! Bayar, ezcümle şunlan söylemirtir: « Migro, müstahsilden, müstehlike doğru bir hat ç<zecektir. Bövlece fiatlar, hiç olmazsa bugüıkü sevivesinde klacaktır. Bu sistemden iki zürare de istifade edecektir. Adadaki lüzumsuz mutavassıtlar kendiliğinden tesfiye edilecektir. Bu arada müstehlike en temiz mal en ucuz f atla temin edilmiş olacaktır. Lüks mallarla Mijronun ilşisi yoktur. Migjo, gördüjü hizmet mukabilinde cüz'î bir kâr sağlıyacaktır. Migro, Tstanbula refah getirecektir ve gayemiz hayat pahahlığınm önüne geçmektir. Muanzlar, Migronun İsviçrede küçük esnafı yaşatmadığını iddia etmektedirler. Migrocular bunHrı re'"detmekte, satın alma gücünü artnrdığını 1leri sürmektedirler. Î.Iişro zarr.anla ve mahall! durum la ilgill fiat farklannı ayarlıyaesHır. Gaye, her mahalde fiatları aynı tutmaktır. ' Tecrübeli İsviçreli eiemanlar gelmedikleri takdirde biz çok uzvn zaman zarfmda ayrı organizasyonu kuramazdık. İstanbul p'yasasım tutmak için İzmit, Buısa ve Karrdeniz iahillerinde alış tesisleri vücude getLecegiz. İşe başlrma tarihl hususunda Migro bir vaidde bulunmuş, değild.r. Teşkilât tam olarak kurulma«lan faaliyete geçemiypceğiz. Eleman meselesi çok mühimdir Bunlann yetiştirilmesi zamana bağlıdır. Şıınu belirtmek isterim H, calısmağa başlamamız her.üz gun meselesi değıldir.» Bır gazeteci tarafından, esnafın teşkilâtlanması teşebbüslen ve meselenin bazı poiitik mülâhazaîara sebeb olması karşısmda ne düşünüldüğü sorulmuş,tur. Turgud Bayar: « Biz esnafa rakib olmak durumunda değilu.» demiştir. Müteakıben kredi meselesine 1emas edilmiş ve Turgud Bayar sozlerine şöyle devam etmistir: « Kredi darhğıru siz de bil:vor sunuz. thtiyaeımız olan krediyi terain etmenin güçlüğünü takdir edersinlz. Fakat prensip halledilmis, ve kredi vaadedilmiştir.» Şehir haricindeki inşaat Gecekondu manzarası arzeden inşaata izin verilnıiyecek Şehir haricindeki inşaatın bir nevi gecekondu manzarası arzetmesi sebebile bu inşaatın hududlarını tahdid eden Hıfzı=sıhha Meclisi karannın tatbikine geçilmiştir. Bilhassa Bakırköy, Beykoz bölgelerinde yapılan bu kabil inşaaün men'i cihetine gidilnrştir. S 0 *S Y A L M E $* E L E L E İ ÂBARTAN ABAHA... A. Adnan Adıvarın yeni kîtabı bdülhak Adnan Adıvar «Hakikat Peşinde Emik lemeler» başlığı ile Türk okuyucusüna 290 küsur sahifelik bir kıymetll kitab hazulayrp verdi. Eser sn fasıllara aynlıyor: Kültüı» dair, üniversiteye dair, Da Vind'ye dair, yaş ve baş, bayramlar, dile dair, fikre dair, hâtıra kınntılan şarkın ve garbvn iki buyüğü (Farabi ve Gothe), »antezi. ler, hürriyet hikâyeleri, hay>anlar y* bizler, din ve lâiklik, türlü yanlar. Bunlar Ud, üçünün isrisnasile, Cumhuriyet gazetesinde epey senelerdenberi çüunış bulunan makalel«rden derlemelerdir. Onun için, yüksek vasıflarını gazetemizin oknyuculanna anlatmağa çabalamam, gerek müeUile, jerek okujnıculara karşı bir nevi saygısızlık olur. Kitabın piyasaya çıktığım haber verirken, yalnız şu noktaya dokunacağım: Doktor Adnaa, ilk Ittihadcılardan olan babamın ahpabıydı: ismi kendimi bildiğim gündenberi daima evünizde geçerdL Onu, ilk gencliğinden itibaren memleketin belliba^lı hâdiselerine fi'len kanşmıs olarak, yalnız herkes gibi uzaktan değil, böylece yakından da tanıyornra. Meşrutiyetin ehemmiyetli bir siması olan Adnan Adıvar. zevcesi Halide Edible birlikte. Millî Mücadeleye katıldıktan sonra, bir müd det Avrupada uzlette yasadL Hayat lannı ilim ve sanat muhitlerinde ka zanarak, bu kan koca, türlü müskül lerle pençeleşriier. Sonra. Tıirki\c ye dönüp tekrar politika, ilim ve sanat hayatına iştirak ettiler. Ehemmiyetli olan şu ki, Abdülhak Adnan Adıvar, bir çoklan gibi, yalnız cereyanlara kanşmakla kalmamış, ilmî eserlerin yalnız «müstehlik bir okuyucusu» olmamış; hayatından ve kitabdan edindiklerini cemiyete yeni yeni sentezler halin. de iade ederek, besleyici ve leziı mejvalan olan bir ağac halini alabilmiştir. Zaman ve mekân içre dünyayı fyi gıirmiis ve çok okurmış bu za. tın bütün yazılan daima bir şey oüretiyor; daima bir şey teTkin rdiyor; bilhassa muzib muzib (föz kırpmalarla dolu olduğu için, valnız ögrenmek mcrakhlanna kı^k arıbar teşkil ermiyor: aynı zaman. da, nükte ve zarafet merakhlanna zevk veriyor. cITakikat Peşinde EmiklemeW«, okumada îlerlemiş her Türkün evinde, koltuğunan yanmda, yahud yatağmın başurunda epey müddet dnrduktan sonra. cildlenmeğe ve kiitübhanpnin itinalı bir rafında sak lanmağa lâyıktır. *** Avrupada ve bizde mesken meselesi Avrupamn yalnız tkinci EHinya Harbinin kahrınt uğrıytn m»mleketlerinde değil, bizim gibi harb âfetinden uzak kalan yerlerinde dahi bugün mesken kifayetsizliği kend.ni şiddetle hissettirmektedir. Meseienin az çok her memlekete hâs görünüşü var. Harb tahriblerine maruz kalan memleketler, yıkılanın ve normal gurette eskiyenlerin yerine yenislni koymağa uğraşıyor. Bu tahriblerden masun kalan yerler ise artan nüfus ve çoğalan aile sayısı ile mütenasib derecede mesken yapılamamıs olmasından ötürü husule gelen eksikliği tamamlamağa çalışıyor. Biz ise, milll korunma kanunu takyidlerinin konulduğu 1940 yılı ile yeniden yapılacak binalann serbest bırakıldığı 1947 seneai arasındaki devrede İstanbul İçin yapılan bir besaba göre yirmi bej misıl nisbetinde azalmış olan inşaat noksanını doldurmak ve «ynı devrede ve daha sonra bına tamirlerinin ihmali yüzünden içinde orurulamıyacak hale gelmiş veya gelmekte olanlarm bıraktığı boşluğu kapatmak zaruretindeyiz. Ayru zamanda hatti İstanbul. İzmir ve Ankara gibi büyük merkezlerde bile en mütevazı mesken lhtiyacmı dahi karşılamaktan uzak olan bir kısım binalann yerine asgar! bir rahathk gağlıyabUecek yeni yapılar inşa etmek ihtiyacındayız. ESAD Yazan TEKEL1 BuniinU beraber 1937 aeneai üe yapılan mukayeaeye gör« Avrupa memleketlerinin çoğunda mesken dunımunun son on altı yıl içinde ağırlaştığı anîaşılıyor. Çünkü 1937 den 1952 ortasına kadar Avrupa nüfusu ortalama yüzde sekiz buçuk nisbetinde artmıştır. Bir çok memleketlerde aile teşkil edenler layısının artiî nisbeti, nüfus artısı nlsbetini de hissedilecek derecede as.mıştır. Nüfus ve aile sayısı artışları arasmdaki nlsbet bire ikidir. Bu durum dolayısiîe bin nüfus başma düşen mesken miktan 1937 denberı blr çok memleketlerde azalnuştır. Bu azalma Yunanistanda yüzde yirmi, Almanyanın bata bölgesinde yüzde on altı, İtalyada yüzde dokuz, Fransa ve Hollandada yüzde 58 dır. Harbin vukua getirdiği tahribler ve normal yenileme ihtiyaclan da hesaba kaülmak suretile aile sayısının artmasile mü tenasib derecede mesken inşaatı yapan tek memleket İsveçtir. Bu durumdan ötürü Avrupa tktisadî Komisyonu Sekreterliği, bütün Avrupa memleketlerinde mesken sayısının ehemmiyetll surette arthnlmasını, bu husustaki gayretîerin çoğaltılmasını temenni ediyor v© «ihtiyarlarla sefil meskenlerde oturanlann» Dıtiyıaclanna husud bir ehemmiyet verilmesini istiyor. Şayed biz de bu isteğe ayak uydurup da ilk hamlede köylerimizdeki sefalet yuvalarını insanca yaşanabilecek bir meskene çevirmeğe kalkışsak ne muazzam bir dava karşısında kalacağımızı takdir etmek güç değildir. Yeni gelen olobiislere şoför bulunamıyor Tramvay idaresinin Almanyadan get:rttiği yeni 50 otobüs hemen hemen kâmilen gümrükten çıkanlmıştır. Ancak idare bu işt* çalışabilecek ehliyetli soför bulmakta müşkülât çektiğinden yeniden soför yetiştirilincive kadar bunlann bir kısmı servise gıremiyecektir. Şimdiye kadar servise giren arabalar hep Tünel hattında çalışmaktadır. Idarenin eski arabalanndan 14 ü Üsküdar cihetinde yolcu nakline tahsis edilmistir. Tramvay ve Elektrik idaresl yeni gelen arabalann döviz borcunu ödedikten gonra 50 otobüs daha sipariş. edecektir. Bunu müteakıb troleybüs lşlemesl faaliyete geçecek ve tramvaylann kaldınlması lşl ele almacaktır. Halen troleybüs tesislerinin yapılması devara etmektedir. «iHiııtii!Mi!ii!lll!!nH'tll|!liniinilllII!tliniimillllHliniHiımmınııııı~m» Brezilyadan ithal edilecek kahvelcrin kâr hadleri Brezllyıdaıı İthal edilecek olan kahveîer bu defs kar hadleri kararnametine tâbl olacaktır. Bllindlgi gibl evve!e bu kahveier tüccarla Bölge tktl«ad Mi lüritijü ırasında yapıian anlaşma gerp&ince tevzl edlltrdl. ü y kahvenln toptan kllonı 10 20 Uradır. Cekümii kahv» bakkaUarda 13 lirian satılmaktadır. tstanbul Eektnk vc Tramvay Umum MUdıtril Kâmrau Görgün Vekâletle temaı etmek üzere Ankaraya gltmljtir. K&mran Görgünün Nafiı Vekâleünce Elektrlk ve Havagazı ljleri etrafında tetklklerde bulunmak üzere Antalyaya gonderildljl haber alınmııtır. VatandaşMc Kıtrumn Nlhad Sami Banarlının baıkanlı|ın< a kuruteıu» olan, Turkiye Vatanda$lık 1 UniceFten 3570 ton süt tozu geldi Kunımu tuzUk ve tejklltt komitesi TJnesco'mm ymrdıra teskllttı olan bugün «aat on teklzde Turkiye MillS Urcef; jehrlmiz llkokuHarmda mev Talebe Federasyonunun Cağaloğlundaki cud fakir ve « y ı f bünyeli çocuklara merkez blnaıında toplanacak ve kurudag:tılmak üzere, J570 tojı füt tozu mun tejeklcülU lçln hazırlık çalıjmalarma devara edecek'lr. g^ .dermiştir. E. T. T. Umnm Müdürü Antalyaya gittt Böylece kendini hissettirmekte olan mesken ihtiyacının hem iktisadt, hem de sosyal cepheleri vardır. Fakat bu ihtiyacm galib vasfı, Devlet Bakanının dünkü sosyal bir mesele teşkil ermesintetkiklerl refahsız veya Çehrlmlzd» bulunan Devlet Bataını dedir. Topluluğun Osman Kapan! dün Kartald» yapılan nasibsiz zümresine insanca yaşayıgöçmen evleri mahalllnde tetklkler yap şm asgarf isteklerini yerine getimı?lır. Amerikan donanmasm» meıuub 2 kruvazör, S destroyer. 4 nakliy», S : mir vt 1 uçak gemlsinden mürekkeb W filo yann Uıtvınımıza gelecektlr. Amlral ThomM S. Combs'un kumandannd»M füo, saat 8.15 te Dolmabahçe Anlerinde demlrliyecektlr. Mlsafir denizcUer 22 kanma kadar limanımızd» kalacaklardır. Amerikan filosu yann geüyor istikbalinizin keşidesi recek bir yuva temin etmek, inaan! maksadlann ilk aırasında gelir. Bizde sosyal dava ve sosyal pölitika, kökü derinlerde olan bir maksad halinde göniillere yerleşmemis, olduğu için arasır* mesken davasını ele aldığunız zaman bile kendimizi politika ve Beçim mülâharalanna kaptumaktan menedemeyiz. Halbuki mesken davasını, günltik politika mülâhazalan değil, gönülleri tutuşruran sosyal ve insanl düşüncelerden ilham alan faaliyetler çözebilir. Birleşmi? Milletler Avrupa İktisadl komisyonu da, son zamanlarda mesken ihtiyac ve injşa^t ile alâkalanarak bir tetkik yaptırmıs. ve bu inceleme neticesinde (Avrupada mesken politikası ve bu sahsda 1953 te gerçekleştirilen ilerlemeler) başlığı altında bir eser yaymlmıştır. Bu eserin basın terafmdan verilen hulâsasında, Sovyet Rusya da dahil olmak üzere on dokuz Avrupa memleketinin İnşaat faaliyeti hakkında bilgi ve iststistikler var Bu malumat, mesken meselesine elkoymak istiyen bizim gibi memleketler için de faydalı noktalan ihtiva ediyor. Vayınlanan tetkike göre Avruparun bir çok memleketlerinde 1953 senesinde, Ikinci Dünya Harbinden önceki senelerin herhanîi bir:nden fazla ve 1952 sene^ine nisbetle yüzde sekiz fazla mesken inşa edümiştir. Nüfus arttı&ı ve aile te=kil edenler çoğaldığı için meskene olan thtiyac ve taleb artmaktadır. 1953 senesindeki inşaat, bu kuvvetli talebi karşılamağa ancak yetebiüyor. Tttküda dikkat* 4«ğ«r b««b«* noktalanndan btri d« fudurt Her yerde mesken insaatına fu vtya bu tekild* devletç* reya mahalli âmm« tesekkullerinc» yardım edilmekte olması. Batı Avrupa memleketlerinde devlet, vr yaptıracaklara düşük faizle para veriyor. Fakat bizde oldu&u gibi deved* kulak kabilinden değil. Gerek baü, gerekse doğu Avrupa memleketlerinin büyük bir kümında ina« edilen meskenlerin üçte ikisi devlettn mall yardımı iayesinde yapılmıstır. Rusyada v« doğu ATTupa memleketlerind» İse imm» te«ekkülleri kiralık ev yapürıp kiraya veriyor. Batı Avrupada işçiler gelirlerinin ancak ortalama yüzde bestni kira olarak veriyor. Bu nisbet Rusyada ve doğu Avrupada daha azmış. 1953 te Arrupada yapılan meskenlerin artıs miktan, 1952 yılına nazaran en az 200.000 adeddlr ki bu, yukanda kaydettiğimlz yüzde sekiz bir artışı ifade etmektedir. 1953 te Avrupada muhtelif memleketlerde inşa edilen meskenlerin sayısı nüfusa nisbet edilirse, blr gene içindeki insaattan beher bin nüfusa isabet eden miktarlar jöyledir: Aded Bab Almanya 9,9 Belçika *fi Danimarka 4,9 Finlandiya 7 Fransa 2,7 Macaristan 1,7 Irlanda 4 İtalya 2$ Noneç ' 10^ Holland* 5,7 Lehistan 2,53 İngiltere 6^ Rumanya 1 Isveç T İsviçre 5,4 Çekoslovakya 3^ Rusya 53 Yalnız çu var ki yapılan evlerin ebadı memleketten memlekete çok değişiyor. İngiltere, Belçika, Hollanda ve Fransada meskenlerin ortalama ebsdı nisbcten büyüktür. Fakat İngiltere ve Fransada bu nisbet biraz düşmeğe meyyaldir. Hükumetler me^ken sayısmı arttırmak için bu meyli te^vik ediyorlar. Nüfuslarına n!sbetle en çok rnesken inşa eden mernleketlerde İneiltere haric yapılan evler, küçük ebaddadır. Çoğu, iki üç oda ve bir mutfaktan ibarettir. Mesken yapımı bshsinde ehemmiyetli noktalardan biri ve belki baş'ıcası da insa maliyetidir. Avrupa memleketlerinin bir çoğunda inşa sanayiinin normalize edilmesi, yani malzemenin muayven ve elverişli tiplere irea editmesl vö makineleştirilmesi ve böylece maliyetin düşürülmesi yolunda hissedilir derecede ilerleme vardır. Bun dan başka inşaatta yeni çeşid malzeme kullanılmaktadır. Batı Avrupa memleketlerinde 1953 te inşa maliyeti sabit kalmıştır. 1952 dekine nisbetle de hafifçe düşüktür. Çünkü malzeme fiatmda bir derece düçüklük hasıl olmuştur. Plânlann ve malzemenin en makul ve verimli şekilde hazırlanması ve kullanılması da verimliliği (productivite>) i arttırmaktadır. Bizde mesken davası zaman zaman gazete sütunlarında ele alınır. Hükumetçe de Emlâk Kredi Bankası sermayesinin arttırılması, bina yapımını teşvik için kanun çıkarılması ve hazineye aid bir kısım arsalarm belediyelere de\Tİ suretile meskeni bulunmıyanlara ucuz arsa temini, köylüye Ziraat Bankasmca mesken kredisi verilmesi gibi bazı icraata girişildiğl görülse de meselenin sosyal dava halinde programa bağlanması ve bunun gerçek leştirilme'i için gerekli malî karşılıklarm temini gibi şümullü tedbirlere rastlanamaz. Bu işlere fernh zamanlarda başlanmrdığı icin davanın hallı de gittikçe güçleşmektedir. Bugünkü döviz sıkmtısı için de iş yapmak oldukra zorlaşmistır. Bununla beraber öğreniyoruz ki tstanbulda Floryadan Kumkapıya kadar olan sahadaki hazine arsalannda ucuz meskenler yaptmlıp kiraya vermek. ev yaptıracaklara parasız arsa vermek ve burada göz kamaştırıcı bir «su şehrii) nin temellerini atmak gibi tasavvurlar ve gene İstanbul icin şimdiki Vali zamanmda hazırlanılmış daha şümullü bir mesken programı rrevcud imiş. Bu gibi tasavvurlar, bir mahalle münhasır tasarlamalar olmakla beraber tatbikına imkân bulunabildiği takdirde memnunlukla karşılanacağl şüphesizdir. Frkrt mesken davasına sosyal göriiş hâkim olmntlıkça, yani her şeyden önce refahsız vatandaşlara insanca bir yaşsyış temini msk.':adı çüdülmedikçe Içtimal bakımdan verimli bir iş yapılamıyacağı gibi mahdud ve parçah teşebbüslerle şümullü bir dava çözülemiyeceği için giı işüecek teşebbüslere ve alınscak tedbiılere işaret ettiğimiz istikamette bir rr.ahiyet ve genişlik verilmesine ve esaslı bir inşa ve finansman programı hazırlamak icin vabancı mütehassılardan faydalanmağa ihtiyac vardır. * Sabıkah eroincl yakalandı Unieef ayrıca, |ehr1mlzdt blr pa«6Sabıkah yankesıcllerclen ve eroin «arl?f sut fabrikası kurmak lçln bir tekliftc bulunmujtur. Bu ttkllfe göre; fab tıcılarmdan Sabrl Guler dün, Şthzadelsiinda jüphell bir vaziyette dolarika kuruluşunu müteakıb. lıtihsallnln sırken yakalanmıstır. Üzerl aranan yii2de 10 unu faktr çocuklara »ynl yar Sabıi Gülerln ceblertad* 3 gtam «roln dını olarak verllmesi Jartlle Belediyeye bulunmuştur. Sabıkalı eroinci Savcılıga de\redilecektir. Teklif incelenmektedlr. tesllm edllmljtir. Bir doktor hakkındaki Iddialar asılsız çıkü Blr müddet evvel, bir tabah jazeteslnln ortaya attığı lddlalar üzerine hakkında adl! ve ldarl tahkikat açılan Dr. Nejad Kulakçmm, blr tonjmlulugu hulurunad'ıâl. Yuksek Sağlık Şurası, Adlt Tıb MecUsl ve Bakanlıgm emrlle kurulan hunas! bir korrisvoııun verm!? olduğu rapnrlardan anlaşılmıştır. B^ınun neticesl, İ<=tanbul Asllye Dördüncü Hukuk mahkemesinde cereyan eden !kl dava düymüîtür. Dr. Ne]ad Kulakçının Cenahpaja hastaneshidekl eskl vazifesta» yeniden bnjiıyac^ğı biHırilmektedir. Llmanımızdan yapılan Ihracal Son 24 saat zarfında liınanımjzdan bir milyon 931 bln küsur liralık/lJ$ra<iat yapilmıçtır. '"' B ıımeyandı Almanyıya bakır, tutun v« fmdık, Avusturyay» cevlz kütüğü, Blrleşik Amerikay» gülyağı, Finlândlyaya küspe. Fransaya lç fındık. Ingiltereye yer fıstıgı, tsveçe bartak, Yunanistana taze balık. lâkerda ve çıroz sevkedümıştlr. 125.000 LİRA 1 çekilişte 75.000 TÜRK EKSPRES BANK CÜdin derinliVlerlr» edefele besler. Cildin vitolitesM komçılor, omı 1 1 kişiye 3 Gün Kaldı 20 Kasım Cumartesi öğleye kadar hesab açtırırsanıs S0 Kasımda Güç okunan yazıların kıymeti .,Bizde, eskiden lisan piiçtü: oku. mak güçtü; gazeteler bile ağır sıklet yazılarla doluydu. Şimdi de medenî diller güçtür; mesolâ fransızca, ingilizce, almanca. ni"îça, hep güçtür: tlkokul or« taokul, lise, kolej mezunu olaniar bile alelâde bir muharririn kullandığı kelimelerin topvekununu kav. rayama7İar. Evlerinde, bürolannda lueatleri vardır, açıp bakarlar. Imlâlan da zordur, sıkı bir tahMİHen sonra da, bovuna kontrol etmek lâzım. Ve nihavet, bahsi geçen bu lîsîinlann mensubları ev'erinde kü tiibhaneler hulundnrur: Bn kütiibhanelerde, kıymetli romanlann dı. şında da kitablar tnevcuddur. Nakil vasıtalannda bile okurlar, ©kurlar.. Bizde? Bizde şimdi her şey sade suya lâpadan hafif ve kolav: Lisanı ken. Hi bildiğimiz kelimelerin çerçevesiie ve yazıyı hâlâ öğTenemedipimiz iki üç kaidenin imlâsızhğile si. nıılandınyoruz. Sertiğimiz mevzulara (relince: şa^ılacak çeydir: En ağırlan. su benim komşu sütunun üç sütun makaleleri... Bunlar. dünya ölçüsünde viil<rari?asyon savılır. ITalbuki, Cumhuriyet ırazetesine, bunlan dercettiei için. okka dört yüz dirhem neşir vasıtası nazarile bakıvoruz. Adnan Adıvara dair yukan'fa yazdiğım fıkracık dolayısiîe şunu da diisiindüm: Viicud sporuna guya ehemmi. yet verdiğirniz bir devirde, beyin spnnına hiç ehemmiyet verdiğimiz yok... Muhtacız efendim. pek muh tacvz: Sabahlevin jimnastik yanar ?ibi, akşamlayın da, kendi bilei ve dfisünce rekorumuzu kendimize kırrlıracak çetin ibareU okuma. lara ne kadar muhtacız... Bir okuvıısfa kavrayamadıklarmuza heveslenip. Tpkâmm idman yaptırm»k için. kendimizi kamçılamağa muhtarız. Bizler beyinlerimize, eski şehn. delere yapılan muameleyi yapıyonn: «Aman üzülmesin. aman sı. kılmasm. aman zahmete srirmesrn.» Hepimiz kendimizi mihenge vuralım: Oturduğnmnz evin, kullandığı mrz mobilyenin, avbk masrafımı. zm drğeri şu kadar... Peki gazete. ve, mecmuaya, kitaba bir setıede ne harcamısTz?. Kaç cildlik kütübhanemiz var? Manevî değerlere yünelrnl? mm, nevî gayretler de galiba böyle öl, çülür. V İ L LA kazanabilirsiniz. A y r ı e a : L i|d* amnlyal «• fOr'a Atatürk kitablan sergisi Beyazıd Umuml Kutubhaneslnde açıl«n Atatürk Kitabları Sergisi, halkm görterdiğ! alâka nazarı dlkkate ıılına Motbrlü vasıta kullanma mesrak bir hafta daha uzatımlıştır. leğini titizlikle öğreten bir Para ücramiyeleri Aynl lamanda * YILBAŞINDA Kanada filosu kumandanı âbideye çelenk koydu Limanımızda bulunan Kanada filosu kumandanı Albay R. L Hennessey, dün saat 10 d« Taksim âbidesine merasimle çelrnk koymut ve âefteri mahsusu imzalsmıjtir. Merasıme Türk ve Kanada denlz kıt'aları da (jtlrak etmişlerdir. müessese... Bir kişinin kazanacağı 100.00 Llra keşideslne de İStirak edebilirsinlz. (Her 100 Llraya blr kur'a numarası) İç hatlarda kış tarifesi 21 kasımda başlıyor Denizyolları Işletmesı iç hatlarda tatbik edilecek sefer tarlfesinl hazırlamıjtır Buna gore, Karadenlz hattında ki| tarıfesi 24 kasımda başlıyacaktır. Surat postaları her hafta çarşamba ve cuma günleri yapılacak, buna blr de aralık serviıl ilâve edllecektlr. Ayrıca Ayvalık hattında ayda blr sefere çıkarılan postaiarın her hafta yapılmasına karar verılmistir. Kasım 17 Rebiülevvel 20 | GARANTi BANKASI Acele C l MHURİYET'in TEFKİKASI: ediniz 11 ( V. E. | 6.50 11.59 14J4 16.49 18.25 | 2 00 7.09 9.44 12.00 â a o 3 İ 5.07 1.35J12.17 Günün medent ihtiyaçlanndan biri haline gelen motörlü va.^ıta kullanma mesleğini tam bir vükuf ve titizlikle öğreten bu müessese Otokurs'tur. Otokurs, 8 senede'iberi memlekete binleree amatör ve profesyonel joför yetiştirmiştir. Direksiyon. motör, trafik, bakım ve ârızacıhk dersleri yüksek makin« rr.ühendisleri ve teknisyenler tarafından öğretilırrektedir. Toplu veya husust şekiHe Otokursa devam edenlere ıki ay gibi kısa bir zaman zarfmda otomobil kullanma nvesleğine aid bütün teferrüat lâyıkile öğretilmekte ve trafik kanunu icab larma göre ehliyet almması temin edilmektedir. Otokurs Müessesesinin otomobil ve makirts kursu için her türlü izahatı 80900 numaralı telefondan öşrenebileceğiniz gibi Osmanbey Şairniaâr, Samanyolu sokak 5 numarada kurs merkezine müracaat erlpb'lirsiniz. NEW YORJt \azan: MCHOLAS MONSARRAT ' bulmuş olacpk ki: «Rahib Haggerty'ye de h.ibcr | iletsek de, o da bir iki lâi etsel» dedi. «O da... Başkalan da. Kimin eline fırsat geverse... Bu zavallı kızcağıza yardım edebilmek icin elimizden geleni yapmalıyız. Hde birı Mrs. Bannister onu ahp Amerikaya götiirsün: göreceksini?: Iki günde bir şeyciğı kalmıyacak!» Artık ne yapacaklarmı tayin etmişler, bir karara varmışlardı Bun dan sonra sesler birbirine karıştı Herkes iyi niyetini ispat etmeğe r «zavallı kızcağız» ı unutma 1ı&ını ! fakat gözden ırak olduğu için. onun da nedense akıllanna gelmediöini snlatmağa calısıyordu. Meyhane. bir ivım«erlik. cömerdlik bavası içinde ıdi Yann şunu vaparfklar. ertesi günü bunu söylive i cekier ve en nihavet dahi erte« «ünü de bütün arzuları verine ge lf><'pk' b'indan böv!e ar+ık Clonf raıc tıpkı »skisı gibi. tamamile me' ud, bahtiyar bir köy halini alacak. aH°y. hey!» dedi. «Sadedden ayrılmıyahm!» Bunun uzerine Paddy, James Co=tello'ya dör.dü: «Sen hic bir şeycikler demiyon. Nasıl? Kendin gıdip biryol kotuşur musun?» Costello neden bahsedildiginin bile farkında değildi: oHa? Hım? Ne diyon? Konuşmak mı? Kimle? Ne?» «Kendi kızın için. Esther içir...» Sirhoş baha, sankı anlamış gibi. ba= le tasdık etti. Hısnca: nHa. Ha .» diyebildi. O zamana kadar söze kanşmamış olan ihtivar Neil airlie nihavet bah si hir netıceye bağladı: «Hepım z fırs3t buidukça konusuruz» dedi «Birimiz bir çiit Ijf eder. berikisi şövle bir dokupd'arııverir. Herimiz kadını cördükçe, dilimiz döndıiğii kadar b r çevl°r «öv leyivpririz Bu iş de bövieoe olur biter!» Paddy Finane bu teklifi muvafık beraber o çökmüş hali, ümidsiz solgunluğu. kafese kapatilmış hayvan ların çaresizlik ifade eden ed.ısı henüz değişmiş değildi... Otomobili çevreliyen kalabalık, onun bu hali karşısında tamamile sakitti; fafcat bu sükut sadece rikkat ve şeflcat ifade etmiyordu; hafifçe gülümsiyen yÜ7İerin. sağa sola döndürülüp tasvibkâr bnkış arayan ba'lann bir Çeyiren: M. KENAN RAN türlü adını bulup koyamadıkları bir hissin de ifadesi vardı bu süüzerlerinde en ufak bir leke kal kutte. Sanki hiç birisi, ne duyması, mıyacak vicdanlarmda en küçük ne söylemesi lâzım geldiâini kest> bir azab bakiyesi sezilmiyecekti. remiyor, onun için de, hepsi, susmayı tercih ediyordu. Bütün köy halkı onlan uğurlaMrs Bannister otelin kapısından mak iç,n işi gücü bırakmış, oteîin çıkar çıkmaz, bu acayib havanın ger önünde toplanmışü. En nihayet bu çek mahivetinı kestirmekte BÜçlük biraz da onların buluşu. hemen he çekmedi: Cloncraig'de herkes yapmen de onların içiydi... tığile övünmeğe. bir başariyi kutMrs. Bannister içeride hesabını lamağa hazırlanıyordu. görürken otomobili de Cloncraig i En yakınındakilerle vedalaşmağa Arms'ın önünde bekhvordu. Şimdi hazırlanırken Mrs. Bannister: «Belhepsı de otomobilin etratını çevre ki. bir bakıma. bunda haklan var» lemiş'.er, arka koltukta yastıklar dive düsündü. Gerçekten, yıllarve battaniyeJer arasma yerleşmiş danberi sadece ihmal edilen değ 1, olan Esther'i daha vakından göre utanç verici bir muameleye de ımbilmeee çalışıyorlardı 'iız bırakılmış olan bu kızcağız Biraz bakım. biraz iyi gıda. ay birderbire vicdan'annı tazib etmia lardanberi kir pas içinde yaşayan. ti. Şimdi ise bu V'cdan aznb'ndan sa'lece patatesle. kaynatılmış ke kuîtuluvoılardı ve bu kıırtuluş bü rnik parçalarile karnını d.jyurmiğa yiik mikyasta kendi eserleri idi calışmış olan kızrağızı daha şım Hcpsinin. adeta. öncerlen karnrlaşHıden. göze çarpar bir şfkılde de tırılmış bir tertible ıprarla iizerinîistirivermişti Esther. üç hafta ev de nasıl işlenrş olduklannı Mr? >'el Mrs Bcmnı^ter'in kendisını ilk Bannister pekâlâ farketmisti Köv» defa aördüğü vakıtkncîen muhak d> hemen kim varsa şu veya bu kak ki çok daha iyi idi. Bununla şekilde elinden geleni yapmış, ülu Tanrıya kendiîerine yol gö'termesi için dua eden ve ikide birrle imanla her türlü mucizerin nr'üntkün olabileceğini hatırlatan Rahib Gaggerty'den, Amerıkada körlere yeni. sağlam göz takılmasmı mümkün kılan makinelerin keşfedild ğinin doğru olup olmadıSını soran ihtiyar Neil Fpirlie'ye kat'ar herkes, şu veya bu şekilde imalarla hep aynı fikri sabiti fcendis'ne de asılim ığ3 calışmış... Hr,ttâ bir akşam. Paddy Finane, her zamankinden biraz daha rakik, biraz daha hassas bir ifade ile: «Cloncraig'den avnlmak her halde s zin de içinizi burkacak... Euradan. bizlerden de bir şey alıp götürmek isfemez miydiniz? Bir hatıra?.» diyecek kadar ileri varmış, Mrs. Bannister bu sual. daha doğrusu bu «kc I ir. parmağım gözüne!> mihiyetindeki ima üzerlnJe hayli düşünmek zorunda kalmıştı. Evet. evet: Arada, tnodem sihirbaz. harikalar varatan Aınprıkalı ümidle beklenilen mucizevi taha!:kuk ettırebilecek yeçâne km<e gibi şatafath sözlcıle gururunu da okşnmavı ihmal etmiyerek hrTien her dakika üzerinde işletnisler ve Bu çeşid za'f ve uyuşukluğun Adoğrusu bu gayretler Mrs. Bannismenkada yeri yoktu. Mrs Bannıster'in hayli hoşuna gitmısti; zıra, teı de artık Amerikalı olduğuna ne yapmak lâzım geldiğini diisün eöre, bu yeni hayat görüşünü bemeğe başlad'ğı andsn iubaren. baş nlmsediğini ispat etmesi lâzımdıka çıkar yol olamıyacağına kendisi (Arkası var) de hemen hemen kanaat getirmişti. Kalababk ıçinden bir ses: «Tann sizden razı olsun!» diye haykırdı, diğerleri de derhal bu temenniye iştirak ettiler, meydanı bir uğultu kapladı. Eldivenlerini eline geçirirken Mrs. Bannister: «Bu Tanrı işi değil' i diye düşünüyordu. Önce bu ne Tann işi, ne de talih işiydi. Biraz merHmet, biraz da Amerik.ılıların inhi=;annı kimseye vermek istemed kieri şabsî tejebbüs ve akh selirn kâfiydi... Daha Uk günden itibaren Esther'in hali kendisine dehşet vermiş, gördüğü manzara hemen oracıkta tedbir almaşa zorlamıştı kendisini... «Manzara» der ken sadece kızcağızın içler acısı görünüşünü kasdetmiyordu. Omınla ilgili her şey bu manzaranın bir parçası idi: Umuml vurdumduymazlık, mağlubiyeti çoktan kabul etmiş ana babanın çaresizliğ., miskince bir • umursamazhk, Cloncraig'lilerin gözlerinin önündeki canlı faciayı göremiyecek derecede körle?miş olrr.alan... Tanrı bilir ya: Irlandalüar hep bu soydan ise, topunun birden kaba etine tekmeyi indirmek ihtiyacını ajılıyordu insana... Giimüşhane KüHür Cemiyetinll kongresi Göm'işhane Kültür ve TardımlMBD Cemlyetlnln nlzamnanıesl gereğlnc» yıl' İlk kongresi 20.11.1954 cunurtMİ ffljJ saat 15 te. nlsab hası] olmadıjı tskdlı. de 27.11.19S4 cunıartej» fOnO «ut 15 ij C B l S l İstanbul Erkek LİMri lokA tnnlinacaktır. Y v e Sonbabar Yazan: Cohid Tanyol CIMARRO
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear