23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ClTMHimtYFT 18 Eyhıl 1953 V EHÎR HABERLERI Bir kadınla Ticaret Bakanı, tacir ve polisler arasında sanayicilerle görüştü kovalamaca Mihkemece tevkifîne ltizum gorülen bir kadın. miibaşirin ihmalinden faydalanıp kaçtı fakat yakalandı Dün Adliye koridorlan ile Bahçekapı arasında, tevkifi icab eden bir kadınla polisler arasında kısa süren bir kovalamaca obnuştur. Kasımpaşada fuhşa teşvik suçun. dan yakalanan Fatma Hayriye isimli bir kadın dün 10. Asliye Ceza mahkemesıne getirilmiştir. Sorgusunu müteakıb mahkeme kadının tevkifine lüzum görmüş ve tevkif müzekkeresi yazılması için kadını mübaşirle dışan çıkarmıştır Mübaşir, kadını mahkeme kapısında bırakmış ve bir polis çağır. mak üzere aşağı kata inmiştir, Polisle birlikte mahkeme salonunun kapısına dönen mübaşir, tevkifine karar verilen suçluyu bulamamıştır. Derhal durum Adliye polislerine büdirilmiş, muhtelif kollar halinde kadının takibine geçilmiştir. Pek uzun sürmiyen bir takib sonunda Fatma Yerli Mallar Pazarlannın önünde yakalanarak Ad. liyeye getirilmiştir. Tevkif müzekkeresi kesilen kadın cezaevine gönderilmek üzere jandarmaya teslim edilirken koridorda düşüp bayılmıştır. Fatma ayıldıktan sonra cezaevine gönderilmiştir Üniversitede güz dnnemi imtihanlanna hazırhk tstanbul ümversites nde ekım ayı lçir.de yapılacak olan guz döneml lmtl. hanları hazırlıklanna başlanmıçtır. Her fakulte kendl öğrencisintn ıstl. fadeii içın okuma saloniarı açmıştır. İmtihanlara hazıianmakta olan oğren. ciler okuma salnnlarma büyuk rağbet gösîermekted'.r'.er Üniversite Yttnetim Kurulu dün toplandı Istanbul Üniversitesı Voneilm Kurulu. vaz tatilinden sonra durt ilk toplan. tısını yapmıs. ve muhtelif meseleleri irıcelemiştlr. Üniversite Semtosu toplintısı Ise. bazı alım.sstım lşlerinirı yapılması içln gp". bırakıîmıstır. Fon . Edebiyat fakulteslnln varım kal'»n inşaatı, tal:b bulunmadıemdan iha, edılememistir Hukuk ve Tıb fakültelerine fazla miiracaat var tstanbul Ünlversrefi ve Teknik Üni. ver=nede öğrencl kayıdlarına başlan. m^tır. İstanbul Oniversitesine 3 gun Icr.'f.e yapılan rr.jracaatlerden en çoğu •Hv.kjk ve Tıb fakulte »rıne o'.^uştur. Fskültelerln kabul edeceği öftrencl sayısı aşıldığl takdlrde glriş Imühanı yapılacaktır. TeKnik Üniversitede ise en fazla muracaat Makıne ve inşaat faküîtelerl. ne nlmaktadır. Ünlvers'.tenin kabul lm. tıhanları ekim ayında yaoılacaktır. C. H. P. nin Lüleburgaı siyasî toplantısı C H. P. 20 eylülde Luleburgazda bü. yuk bir siyasî toplantı yapacaktır. Toplantıya İstanbul partl tesktlâtı da gen;ş olçüde katılacaktır. İstanbul ?.lpzbaha«mda bir haftalık kesim tstanbul Be'edivesl Karağaac Kurum. ları mezbahasmda eylul ayının lklncl haftasmda S9S5 bas karaman kesllmlı ve 237 kurus Hâ 308 kuruj arMinda; 14 baş dağlıç kestlmls 300 ila 318 âra. smda: 2198 bas kıvırcık kesllmiş Î18 llâ 340 arasında; 2105 baş kuzu kesil. m;ş 287 l!â 393 arasında; 27 baş keçl kesi'.miş 200 l!â 210 arasında; 953 bas sığır kesilmiş 155 llâ 214 arasında; 155 baş dana kesilmij 171 ilâ 227 ara. sında: 99 bas manda kesilmlş 123 llâ 15S arasında v* 39 ba* mal&k kesilmiş 141 llâ 137 kurus ar&sından toptan ola. rak Batılmıştır. Ticaret Odasında dı$ ticaret talîmatnamesi çalrçmalannı gözden geçiren Fethi Çalikbaş, itbalât ticaretinin tanzimi zaruretini belirtti Ekonomi ve Tic;uet Bakanı Fethi Çelikba» dün Ticaret ve Siııayi Odalanm ziyaret ederek iki Odanın idare heyeti azalarile görüşmüştür. Bu iki toplantıda Türkiye Odalar Birliği Umumî kâtibile Ankara Ticaret Odası L'raumi kâtibi ve mümessilleri hazır bulunmuşlardır. Ekonomi ve Ticaret Bakanı ti earet ve sanayl sahasında hükumetimizin görüşünü, program ve tatbikat bakımındar. yeni rejimin hususiyetlerini bahis mevzuu etırıiş, sanayi alanındı umumî bir kalkınmayı mümkün kılacak mevduat, sermaye teknik ve meslekî gruplaşma noktalarını açıklamış, Bakanlıkla Birlık arasındaki miıjterck çalışmayı överek bu yolda daha ileri merhalelere vanlacağım beyan etmiştir. Ticaret Odasında da talimatname çalıımalarım gözden gecıren Bakan bMhssga ithalât ticaretinin tanzimi ve fırsat tic^retinden devamlı bir meslek anancsine geçmek zaruretıni açıklımış. pay tevzii hutusunda vanlan neticeleri tasrih ct mi?tir. Her iki Odanır. davetlisi olan Bakan, öğle yemeğini, Liman !okantasında, talimstname üzerinde çalışmslarda bulun?n komisyon azasile birlikte yemiştir. J ı K Ö Ş E M D E N | NALINA Dinimiz ve inküâblarımız Yazan: HASAN ÂLİ lenin» dedi. Gusül ve aptest budur. «Tek Tannya tapın» dedi. Namaz budur. Evlenmeyi, fakirlere yardımı, kaidelere bağladı. Bugün üç yüz milyon insan, onun söyledıklerine inanmaktadır. Gelelim Atatürke... O da kendi ölçüsünde, kendi milleti içinde dii baskıları kaldırıp vatandan düşman ayağını kestikten sonra, asırlarca bizi geri bırakan sosyal bsğları, medeniyet kösteklerini koparıp attı. Yaşamak için her türlü vasıtalarile donanmamız lâzım gelen medenî dünyanın kıymetlerini aldı. Hayatımızı değiştirecek tedbirlere başvurdu. Zamanın icablanna uyup cemiyet işlerinde değiştirn.e yapmakta bü%ük bir inkılâbcı sahsiyet olan Peygamberin tuttuğu yolu seçti. Atatürk için «Protestan» diyerek propaganda yapanlar, ba^lanndan büyük bir hataya düşmüşlerdir. «Bizim dinuniz, en makul ve tabil bir dindir. Bundan dolayıdır ki. son din obnuştur,» Böyle söyliyen insan, Î.Tü?!ümanlık dışında görülebilir mi? Yobazlar, kendilerini, rmlleti din diye gösterdikleri akla uymaz hurafelerle aldatmaya devam ettumediği için Atatürke dinsiz ve Müslumanlık düşmanı damgasını vurdular. Daha başlarda ona komünist diyenler bile oldu. «Din hakkındaKi vukufumuz her türlü hurafelerden tecrid edilerek hakikî ilim ve fen nurlarile musaffâ ve mükemmel bir hale gelinceye kadar din oyunu aktörlerine her yerde tesadüf olunacaktır.s diyen Atatürk, haksız mıydı? Buaünkü iktidarın almağa mecbur olduğu kanun tedbirleri, bu «dın oyunu aktörleri» için değil mıdiı? Atatürkü Ezher hocası gıbi müslüman görmek istiynler, elbette hayal kırıklığına düşerler Atatürkün İslâm ruhunu ne d«rece kuvvetle temsil ettiğini aniamak için düşman istilâsına ve millî esaret» tahammül etmeyip ihtilâl bayrağım çekmesinde görmelidir. Esaret'e İslâmiyet bağdaşamaz. İslâmm birinci şartı, hür olmaktır. Peygamberin bir din ve ahlâk kurucusu olduğu kadar kılıcla döğüşen ve döğüştüren bir mü^ahid olduğunu gözden uzak tutmamalıdır. Elindeki küçük, fakat inanan kuvvetle, büyük bir askerî kumandan vasfında olarsk hasımlarile döğüşme^i bunu gösterir. Bugün Islâm âleminde ayaklanan hürriyet âşıkı milletler, son ömeklerini Atatürkun şshsında buluyor ve bunu açıkça söylüyorlarsa hareketlerile Pey Ağır sanayiimiz ün bu sütunda yeni sanayileşme hamlemizden bahsederken Edremidde yeni bir demir fabrikası kurulacağı hakkmdaki haberi de kısaca memnunlukla kaydetmiştim. Bu haberde hulâsaten şoyle denilmekte idi: .•Hukumet demlr sanayiinl memleket lhtlyacını karşılar bir sevlyeye yuk. seltmeğe karar vermiştir. Ağır sanayi meTkezl, Edremldde sahilde ve kömür havzasına yakın blr yerde kurulacağı İçln çok ranUbl bir şekilde çalışacak ve lmalâtını çok uctız» mal edecektır. Yeni merkeze Scmadan elektrik de verilecektir. Bundan başka Karabük fabrikası kapasitesinin bir rr.isli daha artırılması da kararlaştırılmış. bu mevzudakl etüdler bitirilmis ve sipa. rlslere başlanmıştır.» Edremidde deniz kenarında kö> miir» Soma linvitlerinîn kasdedildiği anlaşılıyor ve elektriğe yakın bir acır sanayi merkezi, clbette Karabük fabrikalarından daha rasyonel olur. Karabükün kömürü, 90100 kilometre ötedeki "Zonguldak havzasından, keza bazı malzemr>i •'onsn'IHak lirmn'iHan demiryolu ile, sonradan keşfedilmiş olan demir oevheri de 1000 kilometre mesafedeki Divrigi madenlnden gene demiryolu ile getirilir. Karabükün yalnız suyu yakındır. İthalât devri Yeni rejimin tatbikatma dair nizamnamenin incelenmesine devam edilmektedir. Piyasa çevrelerinde her alâkalı. nİ79mnameyi tetkik ve madd^ ma^de tefsır etm?ktedır. Serbest dövit piyasası da çığrından çıkmıs durumdadır. Yeni talimatname ithalâtı şimdilık hemen hemen durdurmuştur. Şu satırları lutfen okuyunuz: «İslâmiyet, aslında temiz bir kaynaktan kuvvetle fışkıran saf ve berrak bir suya benzer. Bu su, çollerden geçerek, dağları dolaşarak yeryüzüne dağılmıştır. Fakat geçtiği yerlerde tabiî olarak bazı çay ve ırmaklarla karıştığı için mcııbaından uzaklığı ve nıecıasının genişliği nisbetinde saffetiııden kaybetmiştir. Bununla beraber mukaddes kitabımız olan Kur'anı Kerim, her tiirlü tahriften masun olarak kalmıştır. Bundan dolayı Kur"anı Kerim ile ilim ve fen sayesinde o temiz suja kavuşmak daima miımkundür. Şunu da ber müslümanın bilmesi lâzımdır ki, pek çok vâız ve mürşidlerin içtikleri ve ba>,kalarına da kadeh kadeh sundukları suya o tem'z sudan pek az bir miktar kaıışmıştır.» Bunları yazan, doksan /aşmda ve aklı başmda. gün görm'dş, eyyam sürmüş, ihtiyar bir Josîtır: Mehmed Celâl Saygun. Kıymetli müzikçimiz Adnan Saygunun babası. Yazdığı kitabın adı da «Duanet Cephesinden Atatürk İnkılâblan». Kitab çıkalı bir buçuk yıl oluyor. Tabiî, ne müellifini, ne kitabı duyan, gören oVmamıştır. Halbuki günün en önemli meselelerinden birine salâhiyetle dokunmaktadır. Aldığımız konuyu incelemek ic'm bir taraftan Müslümanltğı insanlığa getiren Hz. Muhammedi, diğer taraftan inkılâblarımızı bize veren Atatürkü tanımamız lâzımdır. Peygamber, bulunduğu topluluk içinde yaşıyan itikadiara, sosyal kıymetlere isyan etmekle etrafını hak dine davete başladı. Kızları, kurban diye akar sulara atarlardı. Kılıcına güvenen istediği kızı kaçırıp onun visaline ererdi. Kâbeye asılı tahta putlara Tann diye taparlardı. Pistiler. Zengini, yoksullan korumazdı. Merhametsiz bir ticaret ve ekonomi nizamı işlerdi«Allah birdir ve ben onun elçisiyim.» diyerek Müslümanhğm ilk kaidesini koydu. Bununla bütün o tahta putlar devriliverdi. Eski ınan lara bağlı olan yakınları ve skrabalan kendisine düşman olduiar. Hayatına kasdettiler. Yılmadı, davetine devam etti. «Yıkanın. temiz YÜCEL Sedad Simavinin ifadesi alındı Dış İşleri Bakanı Fuad Köprulünün, Hürriyet gazetesinde ııeşro. lunan ban başmakalelerde sahsna hakarette bulunulduğu iddiîsile savcılığa miiracaat ettiğini bUdirmiştik. Yazıların sahibi Sedad Simf.vi ile gazetenin neşriyat •nü'lürü Samih Tiryakioğlu dün Sorgu Hâkim lığıne celbedilmiş ve ifadeleri a!mmıştır, Rüşvet aldıjp iddia edilen mühendisin Belediye ile alâkası kesildi Nuruosmanıye caddesınde 62 numa. ralı dukkânda kağıd tlcareti yapan Nusret Guresen adındakı sahıs ile bu şahsın Yenikoyde Koybasında yaptır. rr.akta olduğu Insaatta çalısan kalfa ara. sında çıkan ihtilâf mahkemeye intlkal etmıs. btlirkişl tayin ol'inan Belediye mühendislerlnden Sırrı Tumerln hazır. lıyacagı raporda durumu Nusret Gure. senln lehinde göstermek İçln 100 llra rüsvet tstediği idlda edllmiı ve suçüstü yakalanmııtı. Öğrendlglmiîe gftre, Sırrı Tümerln Turiz belgesi istiyen müessese Belediye lel atakasımn kesilmesl karar. lasmı;tır. Üç aydanbert Ticaret Odasında tet. Klklerıne devam eden hususi komlsyon gıda maddelen tallmatnamesl uıerin. deki incelemelerını bitırmistlr. Yapıl. ması iuzumlu gorulen tadil tekllflenni muhtevi rapor bugunlerde alakalı Ba. kanlıga gonderilecektır Haber aldığımıza göre. piyasanm başhca şlkayet mevzuunu teşkil edtn cezai mueyyldelere ald hukumlerln hukuk ve adalet prenslplerine uygun bir sekılde duzenlenmesi ve bilhassa suç ile ceza arasmdakl nısbettn dana âdıl sekiide tecelllst hususu esas olarak alınrrıştır. Koşuyolunda ilkokul isteniyor Kadıkby Knşuyolu Emlak Bankası ve Beledlye evlerının sakmleri, Bele. diye ve M'lll Egitlm MüdürlUgune muracaat ederek. 300 Ukokul bjreneul içln mahallelertnde bir Ukokul açılma. sını lstemljlerdlr. Tekllf iki makam tarafından Incelen. mektedir. Gıda maddeleri talimatnamesi üzerindeki incelemeler bitti Pamuklann ticarette tağşişine mâni olmak ve ihracatta murakabeyi sağlamak maksadile hazırlanan pamuk kontrol nizamnamesi Resml Gazetede yaymlanmıştır. Nizamname, neşrinden on bes gün sonra yürürlüğe gireceğinden mer'iyet tarihi 26 eylul olacaktır. Yeni tüzük dünya piyasasında pamuklanmızın kalitesini ve şöhret lerini temin edecek ve ambalâiın mükemmel bir şekilde yapılmasıru saghyacaktır Bundan böyle dış piyasadan gelecek her çe^id şikayet ciddiyetle incelenecek ve mesullere gereken kanunî muamele tatbik edilecektir. Yeni mahsul için>>ir çok memleket ten müsaid teklifler gelmektedir Pamuk konlrol nizamnamesi gamberimizin aziı nıhunu şâd ettiklerine emin olmalıyız. İftihar etmeliyiz ki, son asrın İslâm dünyası içinde İslâmiyet prensiplerinin birincisini gerçekleştirmede en sa§ lam nümune, bizim aramızdan, Türklerden çıkmıştır. Atatürkün kaldudığı hilâfet neydi? İçi çürümüş, Müslumanlık esaslarına uymaz bir müessese. Bir kalıb. İslâm tarihinde dört halifeden »onraki hilâfetler, din esaslarına hiç bir guretle uygun değildi. Hilâfet, b itün Müslümanların kendilerine seçecekleri en yetişkin, en olgun adamla yürüyecek bir müessese idi. Emeviler, Abbasiler, Fatımiler ve Osmanlılar devrinde hilâfet, babadan oğula veya hanedanın en büyuk evlâdına geçen bir siyasî iktidardan başka bir şey değildi. Böyle hilâfet olur mu? Olursa Müslümanlığa uyar mı? Son zamanın hilâfet adayı, Mısırda sakal uzattı, Ezher'de namaz kıldı. Hocalara mangır dağıttı. Fakat memleketinden kovulduğu zaman arkasından ve saraymdan fışkıran sefahet kokusu bütün Müslumanlarm bumunun direğini kırdı. İri göbekli, sahte sakallı bu hilâfet hokkabazı, Atatürkün işaret ettiği aktörlerin kral tiplerinden biridir. Müslümanhkta casabiyyet», yani soy ve aile gütmek yasaktır. «Be.ı fılân soydanım. Öbür soylara üslünüm.» demek Müslümanlığa uymaz Peygamben.niz. «siyah deriliyi beysz deriliden ayıran benden değildir.» derken bu hakikate i?aret ediyor. Müslümanhkta yasak olan budur, yani «ırkçılık» tır. Hitler veya Mussolini ile onlar gıbi duşünenler, hıç bir zaman Müslüman olamazlar. Fakat milliyet, «asabiyyet» değildır. Dil ve tarihî gelenekler, Müslümanhkta kabul edilmiştir. Müslüman olmak için Jranhnın İranlılıktan, Arabın Arablıktan, Hindlinin Hindlilikten, Fashnın Faslılıktan, Mısırlınm Mısırhlıktan çıkması lâzım gelmez. Çünkü Kur'anda Allah, her kavme kendi dillerile o Kitab» gönderdiğini söyler. Demek ki, hususi dili olan kavimlerın vücudünü kabul etmektedir. Esasen «milliyet», gerçek anlayısla bir kültür işidir. Mılliyetçi olmak için mutlaka ırkçı olmaya ıhtiyac yoktur. İslâm âlemindeki milletler içerisinde Arablann oPeygamber bizden, Kur'an bizim dilimizden. Şu halde diğer milletlere üstünüz » diye iddia etmeleri, İslâm ruhuna uymaz ve Müslümanliğı iyi bilcn hiç bir Atab, böyle fasid davalara düşmez, Çünkü gene Kur'an söy ler kl, Müslumanlık İçinde blr tek üstünlük sebebi vardır: İttikaa. İttikaa ve tekvâ, Müslümanın Allaha bağlanması, onun dediklerini tutmasıdır. Bunun dışında hiç bir Müsltiman, diğer bi»1 Müslümana üstün olamaz. Esasen bu vasıfta ve bu meziyette olan hakikî Müslüman, üstünlükten bahsetmek söyle dursun, her zaman kendini Allaha lâyık 6ir kul olmaya hanrlayan tevazu mertebesini aşmaz. Müsltimanhğın ietikball, her Müslüman milletii kendi milll hududlan içinde kuvvetlenmesi, medeniyetçe ilerlemesine bağlıdır. Bu da ancak millî kültürlerinin gelişmesile olur. Kendisi muhtacı himmet bir dede Nerde kaldı gaynya himmet ede?.. Biz, Arab ve Fars dıllerinin kaidelerini, hattâ kelimelerini atıyoruz, diye Arab ve Fars kardeşlerimiz bize danlmamalıdırlar. Onlar, bizim dilimizden olan kelımelei atıyor, dillerini millileştiriyorlar diye biz darılıyor muyuz? üasında Müslümanlığa uygun olan milliyetçi ruh, bu memlekette bir gün türkçe ezan okutturacak, türkçe namaz kıldıracaktır. Buna derin bir imanla inanmakt?yım. Başka türlü Müslumanlık, arabca öğrenmesi LT kânsız büyük Türk kütlesine nasıl anlatılacak? ... Bugünkü halimiz, tahminî bir müslümanlıktan ileri geçememektedir. Halbuki Müslumanlık, ferdi dinde vazifeli sayabilmek için «akıl» ı şart koiTnustur. Akıl, anlama melekesidir. Akıl kullanılmadan yapılan hiç bir scy makul ve müslümanlığa uygAı S6yılamaz. Bugün son gün Bugün akşama kadar Garanti Bankasına 100 lira yatırırsanız 30 eylülde apartıman dairesi, arsa ve para ikramiyeleri keşidesine iştirak edebilirsiniz. lerin müracaatleri tetkik ediliyor Turlzmi tefvik kanunu geregince turizm belgesi almak üzer» vllâyete muracat eden müesseıelerm muracaat. lerlnln tetklkine dun saat 15.30 da Vall ve Belediye Reislnln baskanhgında top. lanan bir heyet tarafmdan başlanmıs. tır. Heyette Sağlık mudiirlerile. Beledl. ye Fen v» Sajhk müdurleri. Dalmi En. cümtn v« Ticaret Odasından blrer üy« bulunmaktadır. Taksim GaVatasarav arasının asfaltlanması bitti Beyojlu titlklal caddesinin Taksim meydanı İle Galatasaray arasındaki kiümının aafalt kaplanması 1 1 sona * ermlftlr. latlklftl caddMl nornuü kalınhktan lkl santlm daha kalın olarık, yedl san. Üm asfalt kaplanmıstır. tstlklâl caddesinin Gaaatasaray ile Tunel meydanı arasındaki kısmında da Terkos bonıları tretuarlar altına alın. mıj oldugundan bugünlerd» caddenln bu kısmının da asfalt kaplanmasına başlancaaktır. Öğrendlgimlz* g»rt, «lsU . Maçka. Hirblye . Çijll yollarının da asfalta çevrilmeal kararlasmıstır. Galatada oturan Saim Çetinel kara. kola muracaat ederek, KarakSy dura. gında tramvaydan ineeegl sırada arka cebinde bulunan S400 liraıının 7»nke. slcllik suretile calındıgmı lddla etmlatlr. Yankesicinin aranmasına batUnmif. tır. Tepebası Erkânıharb sokak 1 sayılı evde oturan ve erken bunama hasta. lığına müptelâ 25 yaılarındakl Leya Satado, kendislnl bodrum katmdakl çengele lple asmak suretile İntihar et. miştir. Hâdlse mahalllne gelen Adll Tablb cesedin gömülmeslne lıjn vermlftlr. Dün Taksimde blr kumarhane basıl. mış. I kumarbaz suçustü yakalanmıstır. Necati Fillz adlı bir sabıkalının, Pl. reahmed sokağındakl 26 sayılı evinde kumar oynattıgı tjgrenilmis. kumar tnasaaı memurlarının tertib ettlgl bas. kında Necati Fillz, Salahaddin, Cemal. Dursun, Mustafa Yıldırım. Nasrl Ak. bulut, Cemal v« Ali Aksoy adll |ahıı. lar kumar oynarlarken yakalanmıstır. Kumar masalarının Üzerindeki zarlar, lskambll k&gıdları, 250 llra 75 kurus para ile Muıtafa Yıldırım ve Necati Fi. Uzde bulunan tabancalar musader* edllmistlr. Sanıklar, tanzlm edilen evraklarlle birlikte bugün adliyey* verlleceklerdlr. Bir kumarhane basıldı Fransız Kız Lisesinde Zeylinyağı rekoltesi bu yıl düşük bir hâdise Taksim Fransız Kız Lisesi Müdürü Hanri Edde Vehan, karakola müracaat etmi?, çocuğunu okula yazdırmak için odasına gelen Nebahat Kayaaslan tarafmdan dövüldüğünü ve hakarete maruz kaldığmı bildirmiştir. İfadesi alman Nebahat IUÇÜ kabul etmiş, fakat daha evvel okul müdürü tarafmdan kendisine hakarette bulunulduğunu iddia etmiştir. Tahkikat tekemmül ettikten son. ra sanıklar Adliyeye verilmişlerdir. General ElektrikT.A ÖT ampul fabrikasında en lyi malzeme ile TUrk Işçlsl tarafmdan Imal edilir. G E N E R A L ^ ELECTRIC Evvelkl gece saat 23.30 sıraların. da Kartaldaki Nil tlyatrosu dağılmıs. Acıçeşm» sokaktakl 17 sayılı evde oturan bahcıvan Agâh Doganer tiyat. royu terketmekte blraı geç lulmıstır. Bu sebebden Ag&h İle tiyatronun ko. medl artlstlerlnden Ahmed GUrcü kav. gaya baslamıslar, Ahmed Gürcü bahçı. vanı bıçagı İle gögsUnd«n agır surette yaralamıstır, Ag&h Doganer Haydarptsa NUmune haataneslna kaldırılmıs. ell bıçaklı sa. natk&r hakkında taklbata, baslanmııtır. (jCÜÇÜK HABERLER^) • Vall ve Beledly» Reisl Prof. Gok. ay yeni İstanbul Defterdarını maka. mında zlyaret ederek vazifesinde ba. sarılar dilemlçtir, ir BELEDİYE yol lnıaatını ve yeni Insa slstemlerinl tetkik etmek üzere Avrup» memleketlerln* bir mühendlı fttndermcge karar vermlftlr. • Surlyenln eski ve yeni tsUnbul başkonsolosları dün saat 11.20 de Vall ve Belediye Relsi Prof. Gökayı maka. mında zlyaret etmlslerdlr. • C. H. P BEYKOZ merkeı ocak kongresl 10 eylul pazar günü saat 14.30 d» Beykoz Spor kulübünd» toplana. c&ktır. Zeytinyağı istihsal bölgelerinrlen gelen haberlerden anlaşıldığına göre zeytinyağı rekoltesi tesbit olunmaktadır. Şimdiden yapılan tahminlere göre, rekolte geçen seneden çok noksan olacakbr. Bunun azaml 30 bin tonu bulacağı söylenmektedir. Maa mafih Ayvalıkta mahsul iyi görünmektedir. Blr tnglllz flrması dün Vilayete mü. racaat ederek tstanbulda yapılması dü. şünulen metro İçln teklıfte bulunmuş. tur. Firmanın bu tekllfl llgilllerce ince. lenecektlr. Karabük mamulleri İstanbulda ve yurdun diğer limanlanna evveîâ demiryolu, sonra deniz yolu Ua sevkedilir. Bu itibarla ilk ağır sanayi merkezimiz, cografî mevkil baktmmdan rasyonel bir yerde kurulamamıştır. Müteaddid defalar kara ve deniz nakil vasıtalarına tahmil ve tahliye yüzünden de mamulâtı pabalıya mal obnaktadır. Karabükün bu mahzuru meydanda idi ama o zaman İktisad Bakanı olan muhterem Celâl Bayarın butün ikaz ve itirazlarına rağmen 1936 da Genelkurmay Başkanlığı hava hücumlannı hesaba katrnadan denizden bombardıman edUmesinl önlemek için ağır sanayi merkeziOnun için Atatürk tnkılâbları; nin Karabükte kurulmasmda ısyobazlığa, akılsızhğa, anlayışsızlırar etmişti. ğa, geriliğe, medenijet düşmanl'Edremidde sahilde, kömüre ve ğıaa karşıdır; müslümanlığa karşı He&ildir. Türk aydınları, bu bakım elektriğe yakın olarak kurulaak dan düsünmeli, söylemeli, yaznıalt olan yeni ağır sanayi merkezinin dır. Bu meseleler cesaretle teşr:h demirini nercden tedarik edeceğinl maRası ÜEtüne konulmalıdır. «Ata bilmiyorum. Hatırımda yanlış kaltürk, bize dini öğre<medi.» diyen madıysa Sakaryanın Karadenizo lere oİlâhivat fakültesini o kapa yakın havrasında zengin bir demir gazeteler madı, «iz gelmediniz. Okuyup öğ madeni bulunduğunu renmediniz Fakülte kendıliğinden yazmıştı. Bu takdirde, demir c e v kapandı.ıı diye cevab verflmelidir. heri daha kısa bir mcsafeden getiArab hprflerini öğretmekle bu mil rllecek demektir. Belki Edremido lete müslümanlığın ögretilemiyece daha yakın yerlerde de demir maği anlatılmalıdır. Müslümanhkta denleri bulunmuştur. Bu şartlar es?s, fıkirdir, düşüncedir. Her mi 1 altında Edremiddeki ağır sanayi let. kendi dilind? düşünür, kendi merkezi Karabüktcn daha rasyonel dılile hakikati arar. Sikuıtıh zama çalışabilecck ve mamulâtını daha nında hangi Türk «Rabbenâ, İlâhe ucuza maledebilerektir. nâ» der? «Tannm, Rabbim, AllaEdremidde kurulacak ağır sanayl hım» demeı mı? merkezinin bütün tesislerinin kuMemleket idarepinde yer almış, rulup istihsale başlaması, 45 yıllık görev yüklenmlş hiç bir vatandaş bir zarrtana muhtacdır, sanıyorunı. ister dinli, ister dinsiz olsun din O vakte kadar, yalnız Karabük meselesine arkasını dönemez. D'Ji fabrikalarının mamulâtı ve dışarımesel»si, diğer sosyal ve ekonomık dan ithal edeceğimiz demir ve çemeselelcrimizin hiç birinden dahı lik ile ihtiyaclanmızı temin edeceaz önemli değildir. İnkılâblarımızı ğiz demektir. Ağır sanayi, diğer sabu bakımdan gözönünde tutmak ve nayiin hem anası, hem babası olduonlarm müslümanlığa hiç bir nok ğu için bir cok sanayii, meselâ bütadan kaışıt olmBdığını ortaya koy tün gazetecilik hayatım bojunca mak, bir vatan vazifesidir. Hâdise üzerinde durduğum gemi inşa saler çıkmadan ve hâdiseleri hazırla nayiini, demir ve çelik endüstıisi yan sebebleri ihmal ile kendi hal doğurur, büyütür, inkişaf ettirir. lerine bırakmadan karşılamak »e Halbuki bizim Karabük müessesetedbirlerini slmak, siyaset adamlan mizin gemi inşa sanayiine pek az mızın sna kayguları olmalıdır. Po hizmeti dokunuyor. Bu itibarla Edlitikada gecikmiş tedbirler, tedbir remidde yeni kurulacak ağır sanayi merkezi faaliyete geçinceye kadar, sizlik sayıhr. Karabükün süratle tevsi ve takviyesi çok yerinde ve faydalı olur. KERVANSARAY LOKANTA PAVİYON RUSTİKBARda Fevkalâde bir gece. 20 9/ 953 Pazar 1953 54 mevsimi açılış galası tstanbul Valiligl, İktisad murakıbları vasıtasile «ehlrdekl kahve stoklannı tesbit ettirmektedır, tcabında Koordınas yon kararı alabilmek. İçin Bakaıüık: rezdlnde teşebbüse geçilmlştir. Metro İnşaatı için teklif Şehirdeki kahve stoklan tesbit ettiririyor Bizlerl unutulmaz acılara gark. ederek henüz pek genc yajında aramızdan ayrılan sevglll kızımız vefatır.m 2 ncl «enel devrlyealne müsadif 20 eylul 1953 pazar günü öğle namazını müteakıb Şlşli Camll Şerlfinde temlz ruhuna ithaf olunmak üzere Mevlldl Şerif okutulacağmdan butün akraba ve dostlarm. kendislnl sevenlerln ve arzu edenlerta tesriflerinl rica ederlz. tbrahlm Yolal allesl MEVLtDİ ŞERİF AFET YOLAL'm Arka cebinden 5400 lirası çahnmış Bir komedi artisti adam bıçakladı Bir hasU intihar etti EYLÛL 18 MUHARREM 9 § V. E. i 1I 1 5.43112.08 15.37 18 14' 9.48! 4 03 JU.28]S.53 9.22 [ 2.00[ 1.321 9.47 Bol ışık verir Fazla dayanır Maruf kadılardan İstlnaf mahkeme. lerl relsi, Mehmed Hîlml Efendlnin melek evlâdı çok aziz, «evgill varlıgı. mız validemln ve kaymvalldemin cena. zeslne ljtirak edenlere. telgraf, mek. tub, telefonla ve bizzat evimlze kadar gelerek büyuk, teselllslz acımızı pay. lasan kadlrslnas, vefakâr dost. arka. das ve akrabaya sukranlarımızı aöyle. riz. Münlr Musagll Mellha Avnl Sözen Musagll TEŞEKKÜR MİS FRANCE TAÇ GİYME TÖRENİ Üç Seçme Orkestra Kuartet Melodi Trio Grim Trio Wilke, Programda Nikols . Şarlot El Hammud Hususî Menü. Masaların evvelden ayrılması mercudur. Tel: 82270 82279. CUMHURIYET Nüshası 15 kuruştur Abone şeraiti Türkiye Harlc Senellk Altı aylık Üç aylık Blr ayhk Llra Kr. Lira Kr, 42.00 81.00 22.50 43.50 12.00 24.00 4 50 9.00 Irosak Gazetemlze gBnderllen evrak ve yazılat nesredilsln edUmesln iade olunma*. tlanlardan meaullyet kabul edümez D t K K A T Cüinhurıyçt'in ^<? EDEBÎ TEFRİKAS1 32 I» gylul 983 cuma Kapıcıyı da, hastabakıcı kadmı çağırmaga göndermiştim. Gelir £ mez şu kutudaki iğnelerden derhal bir tane dah» yapsm.» O gidince, Feyza hemen odaya döndü. İçinde sanki her şey kırılmış, yıkılmış gibl idi. Karyolanın karjısında, ayakta duruyordu. Kâzım bey tekrar gülümsedi: Dün akşam biraz ağır yedim. Her halde ondan oldu. Merak etme. Geçecek. Tabii geçecek. Bir şeyiniz yok ki! Sadece kızınıza biraz nazlan. mak istediniz, o kadar. Şakalaşabiliyordu. Gülebiliyordu da. Çünkü Feyza artık ruht olan bir vücud değil; sadece hareket eden, alışılmıs lâkırdıları söyliyen, 1 dur ''rı kımıldıyan bir makine idi. Babası birsz sonra: Bulantım var, dedi: söyle, bir tas getirsinler. Genc kız ümidlendi: Belki kay edince açılacaktı. İhtiyar hizmetçiye seslendi. Kapıcmın karısı da yukarıya çıkmıştı İkisi birden geldıler. Hasta epeyce kustu. Lâkin bulantı hâlâ devam ediyordu. Tekrar: «Leğeni ver> dıyordu Oğürtü biraz durur gibi oluyor, sonra daha kuvvetle başlıyordu. Mi'i° tamarrile boşaldığı halde bir türlü bitmiyordu. Nihayet bitab düştü. Yüzünden bütün kanı çekilmis. gibi idi. Hizmetçi tası temizlemek için gitmişti. Feyza yatağın yarunda İdi «Belki biraz dinlenince iyıleşecek» diye düşünüyordu. Kâzım bey gözlerini açtı. Yavaşça: Ben fenalaşıyorum, dedi; ben ölüyorum .. Sonra çeneleri oynadı. Tuhaf bir hareket yapıyordu. Çocuk şaşkın şaşlun anlamadan bakıyordu. Birden başı, boynundan kopmuş gibi yana düştü. Babaü Babacığımü! Canhıraş bir feryad evi doldurdu. Hizmetçiler koştular. Ermeni kapıcının kansı: Korkma, diyordu; bazan böyle olur. Gider, gelir. Ayaklarına sıcak su koyalım. Dizlerini, kollarını uğuyorlardı. Feyza oradan oraya koşuşuyor, «enjeksiyon» diye bağırıyordu. Kapıyı açıyor, merdivenlerden h?ykırıyor, sonra tekrar odaya dönüyor, babasının değişmis yüzünde bir hayat emaresi beliriyor mu diye bakıyordu. Yukarı kattan gürültüyü anlamak için inenlere yalvarıyordu: Çabuk, birisini bulun, enjeksiyon yapsın! Nihayet kapıcı, arkasmda hastabakıcı ile göründü. Kadının, odava girince, korkmus gibi birden gerilemesinden genc kız artık her şeyin bittiğini anladı. Fakat hâlâ: Ne olur, belki kurtarırsınız, ne olur, yapın. diye çırpmıyordu. Son ve boş bir ümidle bu cansız vücude bir iğne daha attılar. Bir anda bir alay insan evi doldurdu. Feyza: •Babacığım» diye feryad ediyordu. Onu içeriye götürmeğe, bir yerde oturtmağa çalışıjorlardı. O «ırada Nebil bey, yanında yabancı bir adamla kapıdan girdi: Bu, geç kalan meşhur kalb mütehassısı doktordu. Genc kız cehenneml bir kâbus içindeydi. Herkes bir şey söylüyordu. Dayısını gördü. Nebil beyin arkasmdan gelmişti. Feyzava teskin edici bir ilâc içirmek istiyorlardı. Dudaklarının arasından zorla »okmağa çalıştıkları kaşıktan, yapışkan bir mayi çenesine, boynuna akıyordu. Herkesi itivordu: «Bırakın beni, bırakm beni» tekrar «babacığım» iive haykırarak dolasıyor, dolajıyor, masanTn etrafında kilometrelerce vol yspıvor: sonra, bütün vücudü sızı içinde, yorgun, bitab, bir kanapeye düşüyordu. Geçen dakikalar mı idi? Saatler mi? Mütemadiyen yeni insanlar geliyordu. Birisi çıkıp bütün akrabalara haber mi vermişti? Nasıl herkes toplanmıştı? İste, Meliha teyze onun arkasına yastık koyuyor, «uzan biraz» diye ısrar edtyordu. Feriha yenge hizmetçi ile konuşuyor, talimat veriyor... Karşıda Rabia hala sessizce ağlıyordu. Arada, erkekler köşelerde toplanıp görüşüyorlar, münakasa ediyorlar, gidiyorlar... Geliyorlar... Durmadan kapı çahnıyor, açılıyor, kapanıyor... Ragıb bey bir kenarda Fernıh bey* blr şeyler yazdınyordu. Baa kelimeler, cümleler, Feyzanın kulağına kadar geliyordu: «Merhum ... beyin damadı Bankası meclisi İdare reisi Ragıb beyin eniştesi...» Bu, gazetelere verilecek olan ölüm ilânı idL Nihayet, akşam olunca, kalabalık dağılmağa başladı. Gece, saat ona doğru, Ragıb beylerle Meliha teyzeler de gittiler. Rabia hala genc kızın yanında kaldı. Nebil bey de sofada, bir koltuğun üstünde, sabaha kadar onlan bekledi. Cenazeyl, «rtesi gün, öğle namazında kaldırdılar. Feyza, alabildiğine açılmı; deli gözlerıe pencereden babasının tabutuna baktı. Kalabalık, yürüyen bir karaltı halind* «ğır ağır köşeyi dönünceye kadar oradan ayrılmadı. Sonra onu bir koltuğa oturttular. Artık bağırmıyordu. Mecali kalmamışiı. Aracıra ilâc veriyorlardı. Yarı baygın gibi idi. Bazan öbürleri onu unutarak kendi aralarında konuşuyorlardı. Feriha hanım: Bu sabah öyle acele çıktım ki, dolabımın anaht;rını üstünde bırakmışım, diyordu; vakıt Marika »mniyetlidir ama .. Meliha teyze: Ferruha üzülüyorum, diye sızlanıyordu; biraz öksüıüyor. Rüzgâr da var. Allah vere de kendini üıütmes». Sonra, daha yavaş ilâve ediyordu: Bu vak'a da onu öyle evhamlandırdı ki! Dün gece mütemadiyen: «Kalbime arasıra bir ağrı saplanıyor. Acaba bir şeyim mi var?. diyt söylendi durdu. Sonra Rabia hanıma soruyorlardı: Sizinle konuşan o lâciverd esvablı bey kimdi? Kibar bir adam. Hepimize ayrı ayrı tâziyet etti. İhtiyar kadm gözyaşlarını silerek izahat veriyordu: Ferid Nazım bey. Eski valilerden. Annemin amcasının oğlu. Yanındaki genci de her zaman Lebonda görürüm, Ekseri Kemal Azmi beylerle aynı masada oturur. Olabilir. Kerr.al Azmi beyin hanımınm biraderidir. Ferhunde hammm mı? Orlarm da sizinle bir akrabalığı var mı? Hiç bilmiyordum. Kemal <t>eyin hanımını pek severim, pek beğenirim. Zarif, fik kadındır. Birisi: Epey cemart vardı. drği] mi? diyordu; her halde daha camide de iltihak edenler olmuştur. Muhakkak. Merhum Kâzım beyi herkes çok severdi. Feyza titredi. Kalbine bj^?k soVuhıvorrr.uş gibi bir acı duydu. Kimdl bu merhum Kâzım bey? 4 gün evvel Kp.lamışa gelen, daha dün yataemHa gülümsiyen b?bası rrn? Ne çabuk, ne çabuk ins^na «merhum» diyorlardı! Hıçkırıklar boğa7inda Hrfiimlendi. Boğuluyordu. Tekrar etrrfına toplancl'lar. Ko'onrlarla alnını, saçlarını ısLtıyorlar. gene ağzına blr kas^ •^ayıvorlardı. Yavas vvaş sa'inleşti. Onu yatırdılar Üstüne bir örtü örttüler. Simrii ötckiler de konusmuyolardı. Ffnha hsnım ü=tüste s'fara ykıvordu. Meliha teyze mutfağa gitti: Yemek hazulatıyordu. Yasıyanlan da düşünmek lâzımdl. (Arkası var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear