Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CVMHUKITBn 5 Afnstos 195V L J SEYRÜSEFER DAVASI | Korede harb esirlerinin miibadelesi diin başladı incı *aht/ed« miştir. tade edilecek Türk harb esirlerinin sayısı 228 dir. Türk esirleri beyanat vermiyecek Birleşmiş Milletler Komutanlığı Turkiye, Belçika, Fransa ve Yunanistanın, kendi esirlerinin Korede beyanatta bulunmamalan hakkındaki taleblerini de tasvib etmiştir. Türk, Belçika, Fran&ız ve Yunan esirleri Japonyaya nakledildikten sonra beyanat verebıleceklerdir. Biyık Bir Sanalkârın Ölüın Yılııda İ îanbulu tnedenî ve maraur bir şelıir yapmak için Yazan: Abidin Dav'er Amerîkah trafik mütenassısı Mr. Pyke Johnîon'un, Cumhuriyet'te, îstanbulun seyrüsefer işleri hakkında çok kıymetli ve pek mâkul mutalealan çıkü. Mütehassıs, bu tavsiyelerini, şehrimizde otomobOle yapüğı bir gezinti sırasında, kendisiae refakat eden arkadaşımız Metın Ergin'e söylem iştir. Mütehassısın yollardaki müşahedeierine istinaden sıcağı sıcağma belirtıkrüş olan fikir ve mutalealirına yüzde yüz i$tirak ederiz. Çünlru onun İstanbulda gördüklerini biı de senelerdenberi görüyor, hemen hemen ayru fikir ve mutaleaian üeri sürüp duruyoruz. Akıl için tarik birdir. Mr. Johnson'iın arkadaşımıza söy lediklerini hulâsa edersek şu mutalea ve tavsıyelerde bulunduğunu görürüz: <1 Yollannız dar, ana caddeleriniz azdır. İstimlâkler yapılarak trafîği sekteye uğratan boğuntlar kaldınlmalı, yollar genişlerilmeli. ana caddelere muvazi başka caddeler yapılmahdır.» Bu tavsiyede yüzde yüz hakhdır. Yalnız yayalar değıl, nakıl vasıtalannı kullananlar da seyrüsefer kaidelerine riayet etmıyorlar. Bu iş halkın selâmeti ve hayatı bakımından âzaml ciddiyetle ele alınmalı; Batı memleketlerindeki bütün tedbirler bizde de tatbik edilmelk seyrüsefer kaideleri herkese öğretilmeli; bunlara riayet etmiyenler yaya oisun, nakil vasıtalannı kullananlar olsun cezalandınlmalıdır. Kanun ve nizamlan bilmemek bir mazeret teşkil etmez. Nasıl ki ben şu kanun veya nizamı bilmiyordum diye Kimse işlediği suçlardan yakasını kurtaramazsa, trafik kanun ve nizam, lan da bu luretle tatbik edilmelidir. «3 AÜı arabalana ve tramvaylann kaldırılması mevruunda mütehassıs şöyle diyor: Bn gibi zecrî tedbirler alınmasma taraftar değilim. tktısadi şartlar değiştikçe bn arabalar kendiliğinden ortadan kalkmağa mahkumdur. Tramvaylar da atlı arabalar gibi iktısadi zaruretler yuzunden kendiliğinden ortadan kalkacaktır.» Dans üstadı Nijinsky delirerek ölmüştü Foster Dulles Koreye vardı Bizim de yülardanberi istadiğimiz budur. Maalesef seyrüseferi bAtlı arabaların kullanılmasiBi kayan boğumlardan yalnız bir tanesi. Çarşıkapıdaki Merzifonl Ka yasak etmek doğru değildir. Fakat ra Mustafa Paşa medresesi onün bunlar için de bazı tedbirlere lüdeki kaldınhruştır; diğerleri de zum vardır. Her gün iki lcuvvetli vamlı ükanmalara yol açtıklan ve ve azgın atm çektiği bir arabayı görülüyor. buyuk tehlike arzettikleri halde bir çocuğun sürduğü Atlı arabalar. seyrüsefer memuru yerlerinde durmaktadırlar. ve işaret fenerleri bulunmıyan Gerek bu boğumlann açıiması, yerlerde nızamlara kulak asmadan yolların genişletilmesi ve ana cadalabildıklerine koşturuluyor. Bundelere muvazi yeni caddeler yapılların çok geçtikleri caddelerde gütnası, senelerdenberi henüz el sürültüden durulmuyor; klakson güruimemiı bir mevzu halinde duırültüsü bu demir tekerlekli arabamaktadır. Bugün istımlâke baslanların çıkardıklan cehennemî güsa. mevcud mevzuata göre yalnız rültünün yanında hiç kalıyor. Bu bu işin seneler sureceği tecrübe i]e arabalann tekerlekleruıe lâstik taanlaşılmijtır. Bu işin gecıkmesi kılmahdır ve arabacılar sıkı bir diaynca ödenecek para bakımından siplin altına alınarak nizamlara da belediyenin omuzlanna gıttikriayet ettirilmelıdir. çe ağırlaşan bir malî yuk yükleTramvaylara gelince, sehrin hftmektedir. Amerikalı mütehassıs dahi bunun farkına varmış olduğu lâ en mühim nakil vasıtası olan yüzlerce tramvayın kâmilen katdıiçın şöyle diyor: nlması ve bunlann yerine otobüt <r Istimlâk hususunda acele rtve troleybüs işletilmesi, büyük mek çok yerinde olur; çünkü her milyonlar istiyen bir iştir. tJ; T T. geçen gün gaynmenkullenn isİdaresinin bu birkaç yüz mılvon timiikl için daka muazzam paralirayı bulması, bugünkü sartlar a'lara ihbyac gösterecektir.» tında hemen hemen imkânsızdır. Şehria iman ve yollar açılması Tramvaylann kaldınlması, zamanbakımından bu istimlâk işini, bır la ve tedricen yapılacak bir iştir. istısmar halinden çıkaracak yeni Tramvayiann kaldmlman ile mevzuata luzum vardır. Emlâk n> hiblerini de, belediye ve hükutnet seyrüsefer tıkanıklıklannm da orhazinelerini de zarara sokm.yacak tadan kalkacağını sanmak, yanlı| Boğumlar durve işi senelerce sürüncemede bı bir dütünçedir. rakmıyacak âdil mevzuat konul dukça, yollar dar olmakta devam mahdır. Aksi takdirde mevcud ettikçe, şehrin ana caddeleri mahmevzuat ile 50 yıl geçse dahi bu dud kaldıkça tramvaylann yerinl imar işi başanlamaz Mevcud yol alacak olan otobüsler ve troleylardan bazılan genişletilmedikçe büsler geçecek yol bulamıyacaklave yeni caddeler açılmadıkça da nndan tıkanmalar gene olacaktır. İstanbulda birkaç yıl sonra heli Seyrüseferin intızamı ve sür'atl kopter kullanmaktan başka çare bir küldür. Bu iş kül olarak halltkalnuyacakür. dilmek icabeder. «4 İstinye Yeniköy yolunYenikapıdan veya Beyazıddan Şişlıye bir metro yapılması ia sey daki büyük ağaçlann kestirilmerüsefer tıkanıklıklarını önliyemez. mesi lâzımgeldiğini söyliyen müÇunkü metrodan yalnız yayaîar is tehassıs burada ikinci bir yol HÇIItıfade eder, gittikçe artan nakil masını tavsiye ediyor.a vasıtalan faydalanamaz Yazıda bu yola halkın cölüm «2 Amerikalı mütehassıs bal geçidi» adını verdığı ifade ediltnişkın seyrüsefer kaidelerine, işaret tir. Bu yola o adın verilmesini icab ısıklanna riayet etmediğini so'y ettiren devamlı kazalar olduğu lüyor ve gayet sıkı tedbirler ala doğru değildir. Yolun darhğı yürak ve gerekli bilgiyi vererek hal zünden bütün vasıtalar buradan akın bu gibi hareketlerinin önüne ğır ağır geçmekte olduğundan en geçmek lâzundır.» diyor. az kaza bu yolda vukua gelmektedir. Ağaçlardaki sıynkları daha vada bütün sehirier, aynı ruh, ay ziyade kamyonlar yapmaktadır. nı nızam altında yaşarlar Hepsınin İstinye Yeniköy arasındaki ağaçoperalan, tıyatrclan, »inemalan, lann kesilmesi ile esasen dar olan barlan ve stadyomlan, her türlü bu yol genişlemiş olmıyacaktır. Nc eğlence ve çalışma sahaları vardır. olursa o güzelim ağaçlara olaŞehirler, tarihleri hususiyetleri, caktır. Bu itibarla mütehassısm, bu zevklerile biribrinden aynhr ve yolun bir hususiyetini teşkil eden canlı insanlar gibi bir şahsiyet ola ağaçlann kesilmemesi hakkındaki rak yasar. mutalean yerindedir. Bu yolu geMeselâ Roma din ve sanat nvö nişletmek gerektir. Bu da, ıki taessesilerile insanlan kendine çe raftaki bahçeleri istimlâk suretile ker. Floransada ortaçağ, bütün yapılacağından fazla pahabya nul hususiyetlerile hâlâ yaşar. Vakti olmaz. le beygırlere binmek için evlerin «Ölüm geçidi» adına lâyık olan önüne konulmus binek taşlan, asıl Boğaz yolu, Şişliden yukan meş'ale asmak için duvarlara çakılmış demir çubuklar, asıriara Boğaza gidendir. Orada hemsn her rağmen yerliyerindedir. Milano, gün bir kaza olmaktadır Levend meşhur katedrali, muazzam galeri ile İstinye arasında ikinci bir yol inşasına başlanmasını memnunluklerıle şö'hret almıştır. Torinoda sanat ve spor koyun la karşılanz. Tarabya re Hacıoskoyuna yatar. Bolonya kadınlan man bayın yollannda da ikinci bir yol yapılmalıdır. Arkadaşımızın run güzelligı dillerde dolaşır. Venedik bilhassa yaz aylannda «insana huzur veren» dediği, fakat baştanbaşa şıirdir. Sen Marko ki otomobülerin yüksek sür'atle geçlisesınin önünde geceleri kalaba tikleri için insana huzur değil, lık orkestralar, müzik konserleri bilâkis korku veren Şişli Boğaz verir. Lidosunda sinema festivali yollan ancak çift olduktan sonra vardır. Bütün guzeller, artistler kazalar azalacak ve o zaman geAmerikadan kalkıp bu adanın o çenlere huzur verecektir. tellerine bütün yaz, geçip yerleşir. «5 Mütehassıs İstiklâl caddeKanalda Japon fenerlerıle süslü sine ve diğer büyük caddelere rangondollar, kıtar seslerile sularda vazi yollar açılması fikrindedir.» akisler bırakır. Como şehri ve oİstiklâl caddesinden akşamlan, nun kenannda bulunduğu gclde cumartesi, pazar ve bayram günmehtabb geceler pek ilâhîdir. Ce leri geçmek, nakil vasıtalan için nova yalnız muhteşem bir lıman de, yayalar için de bir meseledır. değil, etrafındaki banliyolerile Istanbul yollannda seyrüseier bacennetten bir parçadır. Rapalloda kımından kifayetsızÜği, dünyanın balaylannı geçiren çiftler pek çck bütün büyük şehirlerinin »ks^ıe tur. San Remonun oyun salonlan olarak ana caddelerüıin tek olmaMontecarloyu gölgede bırakır. sındandır. Nitekim sabah ve akNihayet Ventmıl'den geçerek şam saatlerinde Karaköy de mahFransız topraklarına gırdiğinız zs şer halmı almaktadır. Şehirde büman, arkanızda kalan İtalyayı yük caddelere muvazi yollar açhasretle hatırlarsınız. Bol ve ncfis mak her bakımdan kat'î bir zaruraeyvaları, ilâhi manzaralan, güze) ret olmuştur. Köprüleri de HaHcin kadınları, başdöndürücü sanst e ıki kıvısından geçen eeniş caddeserlen, lâtıf ve hafif !erle bııbınne bağlamak elzpmH,r zengın ve mamur şehirlen, Emınrnü lTnkapanı araöin'ia kaç mis topraklan, vabancılara mülteyıldır bır turlü açılamıyan caddeyi fit ve nazik insanlanle ttalya, süra'tle ikmal ederken Karaköy muhakkak görülmeğe değer bir Azabkapun yolunu da genişletmeAvrupa memleketidir. Udir. Bu iki yol köprüler arasm Seul, 4 (a.a.) Birleşik Amerika Dış İşleri Bakanı John Foster Dulles, Güney Kore Cumhur Başkanı ile müzakerede bulunnuk üzere bu akşam Koreye gelmıştir. Dulles, yazılı olarak verdiği bir beyanatta, gelecek sulh konferansmda Korenin bırliğini tahakkuk ettirebilmek için Güney Kore ile müşterek bir siyaset takibine zrmin hazırlamak üzere Koreye geldığini soylemiş ve şöyle devam etmiştir: cÜmid ediyor ve inanıyorum ki, karşılıklı anlayış ve karşıiıkh ı?birliği ile mütarekeye inkıVîb eden harb, şerefli ve devamlı Dİr sulh ile nihayete erecektir.» Foster Dulles, dört günlük riyareti esnasmda iki devlet aras.nda müdafaa paktının imzalamp imzalanmıyacağı sualine: «Henüz Cumhur Başkanı Rhee ile hangi rrtseleler üzerinde duracağımm tayin etmedik.» demiştir. Gezalar arifıklan sonra yakalanan eroinciler Baştarafı 1 inei sahıfede den ekipler 8 kişıvi saz ve darbuka refakatinde esrar ıçerken bastırmıs. esrar kabaklannı esrarkeşlerin ağızlarından almıstır Tekkede yakalanan esrarkesler sunlardır: Sabıkalı eroin satıcısı Tarzan Mehmed, Süleyman Gideravak, Mehmed Torun, Cihan Keri. Ruhi Bız, Buyükdereli Sülevman, Arab Yasar ve tekke sahibi Rüstü Tetik. Yakalananlar arabalarla merkeze getirüirken Arab Yasar, Buyükdereli Süleyman ve Mehmed Kaçnuşlardır. Mehmed biraz sonra yakalanmıstır. Gerek tekkeyi işleten, gerekse es rar içmekte olan sahıslar hakkında veni kanun gereğınce takibata gecilmistir. Yeni kanunda esrar tekkesi i«letmenin cezası 10 sene hapisten baslamaktadır. Diğer taraftan komiser muavini Talât Sonel idaresindeki bir ekip de Tophane civannda 3 eroin satıcısını 40 paket eroinle birlikte yakalamıstır. Sabıkalı satıcılardan Ahmed Avdın Cankurtaran, Kemal ve Halid isimli iki vardımcısı ile eroin satışı vaparken kıyafet değistirmis ve üç polis memurunu da eroinman zannederek eroin satmak teklifinde ub lunmuşlardır. Tam eroini teslim ederken polislerce suç üstü yakalanan üç eroinci bir içici ile birlikte derhal müdiriyete getirilmiştir. Komiser muavini Saib Gözet idaresindeki dığer bir ekip de Istanbul haricinde esrar satan bir şahsı yakalamışür. Pamukovanın Oruçluköyünden Ali Günsür isimli bir şahsa kendini alıcı olarak tanıtan komiser muavini. esrar ve afyon aknak üzere uvusmustur. Vanlan anlasmaya göre teslimat trende vapılacak ve mal Pamukova dan üç istasyon sonra ^erilecektir. Tüccar rolündeki komiser muavini ve arkadaslan Pamukovadan Alinin elinde bir bavulla bindiğini görünce Berekli tertibatı almrşlardır. Ali malı teslim edip ?300 lir* paravı alırken suc üstü vakalanmıştır. Diğer üç eroinci ile bir'ikte esrar «atırım Ali de veni kanun oere&ince bugün adliyeye sevkedilecektir. Yeni kanunda eroin ve esrar satışının cezası da 10 seneden başlamak tadır. Nijinsky hasU halinde kann ile beraber Gecenlerde gazetelerin günlük yanlar arasına iade etmek mümhavasidleri arasında föyle bir na kün olamadı. Tıbbın çözemediği ber vardı: muammayı. belki dans çözer diye «Ruı baletinln manıf slmalann düsiinüldü. 1929 senesinde hastadan büyük dans sanatkân Wazlaw rruz Parise getirilerek operaya göNijinsky'nin bakiyeıizâmı Londra türüldü. Burada eski partöneri, dan Parise nakledilerek Monmar Karsawid dans ediyordu. Nijinsky tre mezarhğına defnedıldi.» nin gözü önünde olup bitenler en Günlük haberler kalabahğmda çok sevdiği danslardı. Karsawina, gözden kaçan veya dikkati çekmi onu tahrik etmek için bütün hüyecek kadar aktüalitesi bulunmı nerini gösterdi. Ne yapmak lâyan bu cümlede biz, zamanında nmsa yapb. Fakat locada oturanın etrafına büyük hayranlar kütlesi ne yüzünde ve nede hareketlerintoplamış, takdir ve alkışlann en de bir oynaşma görülmedi. Nijinsmebzulünü görmüs bir insanın ha ky sahneye, duvara bakar gibi yat trajedisine sahid olduk. Sanat bakıyordu. Gözlerinde hâlâ sönük dehası delilikle biten bu Nijinsky lük ve donukluk vardı. actfca kimdi? Pariste en tanmmıs akıl doktorDans tarıhinde bugüne kadar lanna gösterildiği ve onlann tegelip gecmU sanatkârlann en ve davisine terkedildiği halde sağlığı, ludu ve en zenein ifadelisi, hangi en küçiık bir ümid ışığı vermedi. fec iakibetin yürek parçalayıcı kıs 1937 ye kadar başvurulan çareler kacına düştü? Ona, mitolojik kah neticesiz kalınca, hastanın her sey. ramanlara yakışan bir isim vermiş den üstün tuttuğu kızından melerdi .«Dans ilâhı» diye göklere ded umuldu. Nijinskynin Kyra açıkanliyordu. Avrupa ve Ameri dındaki sevgili kızı babasmm ökanm büvük şehirlerinde, sahneye nünde Strawinsky'nin «Petruşka> çıktığı zaman en güzel nümaviş isimli eserini oynadı. Petruşka'nın lerin mevzuu olmuştu. Gene mu dansı, hastanın gözlerini açtı ve vaffakivetle geçen bir gecenin sa hattâ onu avağa bile kaldırdı. Herbahında sene 1921 beklemediği kesi saşırtan bir hâdise idi bu!. bir hâdise ile karsılaştı. Kendisin Nijinsky dans etmeğe başlamışn. de fenalık hissediyordu, Şuuruna Adımlannda ve hareketlerinde em hâkim olmak istediği halde gay niyet ve kat'ivet bulunmadığı halretieri bosa çıkıvordu. Yavas ya de eksik de olsa tempoya uyduğu vaş karanlık ve manasız bır âleme görülüvordu. Fak»1 bir kaç adım doğru görünmez bir el tşrafından attıktan ve bir iki kol hareketi sürüklendiğini hissetti. Bir an yaptıktan sonra yerinde tnıhlanıp geldi .kendini bilmez oldu Ruhun kaldı. da donukluk, kafasında bulanıkhk Niiinskv'nin sanki ayaklan işlevardı. Bu halile ona aklı başmda mez olmustu. An'aşil'yordu ki deli'l bir insan denemezdı. Yüzüne eb ffin karanlıgı, suu^u7İıi"\m baskı lehlik vunılmuştu. Karşısında bu sı gene üzerine çökmrıstü. Bu son lunanlara ahk abk bakıyordu. Bir ünidin bövlece suva düsînesi, argece evvel hareketlerinde gbrülen tık hastaiığın sifa bulmazhğına canlıhktan eser kalmamıştı. Artık deiil savıldı. Nijinsky başka bir âlemin adamı 1921 de tutulduğu şizofreniden idi. Ne dans etmek istiyor ve ne kurrulamıvan Nijinsky 1950 de 60 de buna dair bir emare gösterivor yaşmda olduğu halde böbrek hasdu. Bir sanatkâr aklım kaybet talı&ından öldü. Üç sene Londrada mekte idi. Bir sanat dehası, şohret medfun kaldıktan sonra 1953 hazive serefin arsıâlâsmda, bir gece ranında en çok alkışlandığı ve yılnin sabahına varmadan sönmüş, larca sanat dehasının bütün inceruhunu örten karanlıktan bir da liklerini gösterdiği çehre getirildi. ha silkinip kurhılamamıştı. Hastalığın yeni başladığı günlerde Onun bu hali, bütün bir hayran hâtıra defterine kaydettigi notlar, lar kütlesini hattâ bütün dunyayı bir akıl hastasmm hissiyat ve ıstıacıya boğdu. Bu kadar anî ne ol rablannı tasvir edecek mahivettemuştu Nijinsky'ye? Insan bu ka dir. Bu defteri hayatının sonuna dar kısa zamanda aklım kavbede kadar saklavan Nijinsky muhtevibilir miydi? Herkesin acısı, hem vatinı başkalanmn gözünden samerhamet ve hem de saşkınlıkla kmdı. İnsanın akhnı başmdan alan kansıyordu. Onlan, danslan ve o deliliğin sağlam bir ruhu nasıl yavunlarile çoktandır teshir eden bir vaş vavaş hükmü altına aldığını sevgili, prestis ettikleri bir sanat bizzat yasavarak ve kurtulmak isilâhı nasıl delirebilirdi? tedikce girdabına karıçtırarak. huNijinsky, bir nevi akıl hastasıy* lâsa her sevi duvup hissederek vaz dı. Zürieh hastanesine kaldınldığı dığı hütıralan büvük bir insanın zaman doktorlar hastalığına «Şi feci ak'heti hakkında fikir vermek zofreni» demislerdi. Acaba bunun tedir. Nijinskvnin havatı, mukadçaresi yok muydu? Bir an evvel derat tsrafından hazırlanan yürekhalk onu gene sahnede eörmek ler arısı bir facianın son perdesiistivordu. Elden gelen vapıldı ama ni andırmaktadır. Nijinsky'yi tekrar hayata, yaşaTOIUD Alptekin yuağının tatbik edildiğiru, muhtelif kapama eeaalan Terildiğini blldinnia, domatea flatınm artaf.sı miaal olaıvk eie aksifl re demiftiz ki: c Ban yerlerde dooaatedB • zamanlarda 80 kuruşa kadar latıJdığını gördük. Sahiblerina neden bu kadar fazla fiat koyduklanm sorduk. Onlar bu dotnatesler sırık domatesidir, dediler, bix sınk ve kazık anlamayız dedik ve tanzim satışlanna devam ettik > Validen sonra söı alan Şehir Meclisi üyeleri, Belediyenin bu gibi satışlardan ziyade kontrollerl sıklaştırması lâzımgeldiğini, bir kısım âza da küçük hallerin kurulması cihetine gidilerek mücadelenin bu yola dökülmesini isteıniflerdir. Bunun üzere Vali ycniden a9c almış ve et fiatlannda icabettiği takdirde narha gidileceğinı, çünkü etin 6 elden geçtiğiai, bunun ıre bugünkü mevzuatla önlenemiyeceğini, standart mal mevzx;unda ehemmiyetle durulduğurıu. bu mer zuda Ekonomi ve Picaret Bakanlığı ile temaslara geçilmış bulunulduğunu söylemiş, yardıma hallerin ve muvakkat pazarlann açılacağma işaretle Kadıkö/, Üsküdar ve Beyoğlunda büyük safeş mağazalan kurulacağını, müstah:.ile kredi temini için Hâlde bir banka vücude getırildiğini, etiketlere hem satıs, hem de alış fiatlannın konacağıru sözlerine ilâv» etmisttr. Meclis yarın toplanarak müted?vil sermaye işini ve Hil talimatnamesini müzakere edecektir. Baftarafi 1 inei tahlfti* Şehir Meclisinin dünkö olağanüsti toplaıiısı Suikasd sanıklarının dünkü durusmaları Bajtaraf\ I inei «ahifed» ra ile rü'yet edilmeaint mâni bir hflktun bulunmadıjıru •Syliyerek teklifln reddini talefa etti Mahketne heyeti aralannda görüstükten saera bafkan Cemil Mllli karan bildirdi Buna göre, bidayette Ahmed Eminl Sldfirme teşebbüsündt llgili görülerek diğer tanıklarla birUkte hakkında dâva açılan Osman Yükselin öldOrmeğe tesebbü*, tahrik ve gizli eemiyet teşkili ile alâkası förübnediğinden sadece nesriyatila lâikliğe aykın propagandada bulunmaktan «anık olduğu, bu baknndan Yüksel hakkındaki dâvanın tefrikine mevkufiyet halinin devamma, dosyanın aid olduğu mahkemeya tevdiine karar verildi. Bundan sonra Osman Yüksel ile avukau salondan çıktılar. Sanıkların ifadelerl Bunu müteakıb diğer sanıklarm •orgulanna geçildi. İlk olarak Avni Özmansur dinlendi. Avni iddia edilen gizli cemiyetle hiç bh alâkası olmadığını, zaten hâdisenin olduğu günden 15 gün önce askerden terhiı olup Malatyaya gtldiğinl anlatu ve Hüseyin Üzmez de ağabeysinin ısran üzerine vak'a gecesinden bir gün evvel Feyzi Özerin evine gittiklerini, fakat orada Ahmed Eminin öldürülmesi için hiç bir karar almmadığını söyliyerek diğer arkad.ışlan gibi Malatyadaki ifadelerinin doğru clmadığını, kendilerini dövüp i|kence yaptıklannı bildirdi. Mustafa Özmansur gizli toplantj yaptıklan iddiasını reddederek üçüncü devre verem hastası olduğundan bu gibi şeylerle uğraşmağa vakit dahi bulamadığını scyledi ve: «Bir gece eve polisler geldi. Yürü karakola, dediler. Sebebinl sordum, anlattılar. Bir yandan da hakaret ederek: (Arkadaşlann her şeyi kabul ettiler; sen hastasın, seni dövmiyelim; suçunu itiraf e t Başbakan burada, Adalet B3kanı da uçakla geldi. Sizi öldürürstk kimse bızden hesab sormaz.) dediler. Dediklerini dinlemeyince dövdüler.» dedi. Bu sırada gazetecilerin bulıtnduğu sırayı göstererek: «İşte şu Vatan muhabiri ben dayak yerken oradaydı. Eğer bir parça namusu varsa bunlan size anlatsın.» dije ilâve etti. Başkan, «Büyük Doğu» cemiyeti ile alâkası olup obnadığını sorunca «Vakit geçirmek için Büyük Doğu cemiyetine girmiştim. Gazetelerde Necib Fazılm kumarhanede basıldığına dair haberler çıkınca cemiyetten istifa ettim. Necib Fazıb, Cevad Rıfab tanımam. Yazdıklannı da okumam. Zaten evimi aradıklan zaman sadece (Ehli Sünnet) mecmuasını Duldular.» cevabını verdi. Reisin Necib Fazıla mukabeles) Bu sırada Necib Fazıl sinirli bir halde ayağa kalkarak: «Reis bey, makamı riyaset kumar hâdis°si üzerinde fazla duruyor. Bu kumar hâdisesi de bir komplodur. Bunu izah gerektir.» derk»n ellerile de ban işaretler yapıyordu. Başkan Cemil Milli, Necib Fazıla hitaben: «Burası aktörlük yeri değil, sizinle mi oynayacağız?» diye ihtar etti. Necib Fazıl sözlerine devam etmek isteyince başkan: «Fazla söz istemem. Yoksa dışan atanm. Sıran gelince konuşursun.» dedi. Bu sefer Necib Fazıbn avukab ayağa kalkarak: «Peygamberimiz dahi kuman, zinayı tecrübe etmeden bunun fenabğı üzerinde mutelea yürütmemiştir. Kumar neselesi de bundan ibarettir. Müekkilim Alkh vergisi böyle hareketli konuşur. Bunun aktörlükle alâkası yoktur.s dedi. Kayabbayın Peygambere aid fözleri diğer sanıklar arasında memnuniyetsizlik uyandırda. Yaralama hâdisesi Bundan sonra Osman Dursun dinlendi. O da gizli cemiyetle alâkası obnadığını löyledi. Hâdise pecesi Hüseyin Üzmezin yantnda bulunan Mustafa Şentürk uzua b'r konuşma yaptı. Hâdiseyi Hüseyinm anlatüğı şekilde izah ederes: «O gün Başbakanm konuşmasını dinledikten sonra Malatya Palabin önünde bir otomobilden kısa boylu birinin indiğini gördük. Hüseyin: (Bu Ahmed Emin) dedi ve memleket aleyhindeki yazılanndaa dolayı kendisine hakaret edeceğini söyledi Buna tlhan Özcivelek ile mâni olmak istedik. Hüseyin ısıar ediyordu.'Bunun üzerine Ilhan bu gibi feylerde domates, yumurta atıbr, dedi. Gittik, 6 yumurta aldık. Fakat Ahmed Emini göremeyince Kemek denilen mesire yenne gidip dolaştık. Orada Şerifin bende duran tabancasını Hüseyıne verdim. Şehre döndük. Postahanenin merdivenlerinden Ahmed Emınm bıdiğini gören Hüseyin tekrar sinirlendi. Gidip şuna hakaret edeyim, dedi. Ben de bisikletle ıler'edim. Biraz sonra tabanca sesi duydum. Ahmed Emini vurmuşlar, dediler. Bunun üzerine orada d<<ha fazla durmadan uzaklaştım. Asabım bozulduğu için geceyı sokakta geçirdim.» dedi. Başkan Büyük Doğu cemiyetine niçin girdiğini sorunca: «Büyük Doğu cemiyeti ahlâkî ve içtjmal gayeler takib ettiği için girmistiiD.» cevabını verdi. İkinci celse 10 dakikalık aradan sonra ceTse açılınca Mehmed Yıldız Keşoğlu dinlendi. Keşoğlu, kendisine ısnsd edilen suçu reddederek iddia olunduğu gibi Feyzi Özerin evindeki toplantıya iştirak etmediğini söyledi ve sanıklardan hiç birini tanımadığını kaydetti. Bu sırada Hüseyin Üzmez söz aldı ve Mehmed Keşoğlunu tanımadığını, hâdiseyle uzaktan yakından hiç bir ilg'si obnadığını söyliyerek: tYabıız maddl değil, mânevt olarak dahi bizimle alâkası yokrur.» dedi. Abdülkadir Akçiçek, kendishıs isnad edilen suçlan reddederek her hangi bir siyast toplanü yapmadıklannı söyledi ve: «Bir bayram günü yaptığımız toplanfıaa ahlâk üzerine konuşmaUr cerejan etti. Hüsnüniyeümizi tesbit için biz de kâğıd imzaladık. Alı'âki ve dinî mecmualar satın almak için aramızda para toplayaruc kumbara almağa karar verdik. Kâğıd üzerine tesbit ettiğimiz işlerin hiç büini tatbik edemedik.» dedi. İbrahim Kara, gizli eemiyet kurmadıklannı, sadece bir bayram günü Baha Ateşüı evinde bir toplantı yapıp ahlâk! bahlslerde konuştuklannı, ahlâk üzerine yanlmış kitab ve mecmualan okumak için aralannda bir «öile^ne imzaladıklannı v« bu sözlesmeyi lhtiva eden kâğıdın polis tarafından yapılan aramada kitablann'jı aasından çıktığını söyledi. Ahnıed Emini Elâzığa gelişinde ziyaret ederek belediyenin bakımsız bıraktığı sokaklann fotoğraflannuı ahnmasını teklif ettiğini kaydederek: «Yabnanı öldürmeğe nlyetim olsaydı orada bu fiili icra edebıürdim.» dedi. Fehmi Albayrak T» Ahmed Çetinkaya kendilerine isnad edilen suçlan reddettiler. Saat 20 ye doğru başkan, duruşmaya yann saat 14 de devam edılmek üzere son verdi. EHmesmlda yapilan askerî tatbikat Baştc.rafı 1 inei sahifede dımcı, Millî Savunma Bakanı Kenan Yılmaz, mebuslar, Başvekâlet müsteşarı Ahmed Salih Korur, Erkânı Harbiyei Umumiye Reisi Orgeneral Nuri Yamut, ikinci reis Orgeneral Zekâi Okan, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Şükrü Kanadh, İkinci Ordu Müfettisi Orgeneral Abdülkadir Seven, Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Fevzi Uçaner, Korgeneral Salâhaddin Selışık, Garnizon Komutanı ve bugünkü harekâtın başkanı Tümgeneral Salih Coşkun, NATO Güneydoğu kesimi Kuvvetleri Komutanı general Wyman ve Türk muavini Tümgeneral Behçet Türkmen ile Yunanh muavini Tümgeneral A. Geramanis, Amerikan Yardım Kurulu Başkanı General W. P. Shepard, Kara, Deniz ve Hava Grupu Başkanlan, Ankara Valisi Kemal Aygün, elçilik ataşeleri, sub'ylar ve basın mensublan hazır bıılunmuştur. Memurîara d Basbakanın demeci Atletizmde Belçika, Holandayı mağlub etti Anvers ( (T.H.A.) Millî AÜetizm karşılasmasında Belçika, Holandayı 164 puvana karşı 250 puvanla mağlub etmeğe muvaffak olmuştur. Bu müsabakalann en iyı dereeesini 5000 metrede Belçikalı Herman 14.29.2/10 İa yapmıştır. daki trafiği çok kolaylasbracakhr. Mütehassıs Galata köprüsünü yalnız iki kıyıyı birbirinc bağlıyan bir geçid olarak mutalea etmiştır. Halbuki bu köprünün, dünyanın hiç bir köprüsünde görülmiyen bir bususiyeti vardır ki o da Boğaziçi, Üsküdar, Haydarpaşa, Kadıköy, Adalar, Haliç vapurlanna iskelelik etmesidir. Bu yüzden köprüde, Eminönünde ve GaUtada büyük bir kesafet olmaktadır. Köprünün iskele olmak yükünü hafıfletmek lâzımdır. Bunun için de Istanbul limanının Sarayburnu Eminönü kıyuı ile Galata Kabataı sahili arasında aehir hatlan için iskeleler yapmak icabeder. Hulâsa, İstanbula medenl ve mamur bir gehir manzarası vermek için Amerikalı trafik mütehassısının tavsiyelerine riayet etmek ve onun pek kısa bir zamanda göreme digi ıhtiyaclan da gözönün'le tutalak çaıelerini arayıp bulmak ve lüzumlu tedbirleri almak lâzımdır ama bunlann bir kısmı yüzlerce milyon liraya ihtiyac gosterdiğıne göre bu parayı nereden bulacağu? Baştarafi 1 incı sahıfede Iif etmişti. Bu teklif kabul edilmeyince seçimin usulsüz yapiıdığını ileri sürdü. Takriri kabul edilmediğinden Osman Abalı da seciimis olduğu kâtiblik vazifesmdpn çekildiğini bildirdi. DileKİer üzerinde konuşulurken Köyceğiz delegesi Vasfi Demir, memurlann açıkça Halk Partisi lehine çaJıştıklanndan isim zikrederek bahse başlayınca, esasen itirazlar olmuştu. Bodrum delegesi Mustafa Yıllıkçı da kaymakamdan aşağı memurlann aylıklan 5 misli arttırılsa bile onlan memnun etmek kabil olamıyacağını, bunlan memnun etmek için, milletin kendilerinin kölesi olduğunu, bir tamimle bilBaşbakanm konusması dirmenin kâfi geleceğini, çünkü Müzakerenin kifayeti bir ara kaC. H. P. zamanında böyle alıştık bul edildi. Başbakan beyanatma lannı kaydetti. başladı: Sıtkı Yırcahnın cevabı tDilekler faslı başladığı zaman, Buna ilk cevabı Sıtkı Yırcalı burada herşey konuşulabilir. Aley verdi. Ve memur vatandaşlann himizde olanlar da çaür çabr koşaheser bir müdafaasını yaptı. nuşulur. Nitekirn yârü ağyar önünMemleket hizmetinde ideallerin ta de pervasız olarak konuştunuz.. hakkukunu temin edecek ellerin Konuşuhnasından çekinilecek Wç memurlar olduğunu söyliyen Sıtkı bir derdimiz yokrur.» dedi ve hemen baştan sona kadar, tabir caizYırcalı: «Onlar da bu vatanın aziz se, hem Genel Başkan, hem de çocuklandır. Senin komşun benim Ağabeyce bir hasbıhal yaptı. Tavköylüm, filânın oğlu, falanın ba siye ve telkin mahiyetini taşıyan basıdır.» dedi. Ve Barem kanu beyanatmda, b<zı hatiblerin konuşnunun ele ahndığını, ki| devresin ma tarzlannı da tenkld etti. Bu ade bu tedbirlerin tahakkuk edebile rada memurlar bahsine gelerek: ceğini haber verdi. «Devlet memurlan eskiden, nuayyen bir baskınm altında vazJfe!eriFevzi Lfitfi Karaosmanotlunmı nl ikrah Ue yapmakta idiler.» dikonusması Bundan sonra Fevzi Lutfi Karaosmanoğlu bir konuşma yaparak ezcümle şöyle dedi: c Devlet kapısında çalışan bu ınsanları böyle bir konşrede teızil ve tezlıl etmek hiç de hakkırrız değildir. Bu partide boyle bir h&tâ olamaz. Biz bu partide iyi valandaşlık, karşılıkb hürmet duygulabütün memleyerek blr münevver kütlenln bu tarzda ithamlar altında bırakıJmasmı doğru bulmadı. «Böyle düşünen arkadaşlanmızm muvazar.eli bir görüşe süratle dönmelerini temenni ederim» dedi. Memleketin şerefini teşkil eden bu münevver kütleden esasb bir şikâyet obnadığını söylemeğe. «Bir parti başkanı ve hükumet başkanı sıfatile» mecbur olduğundan b*h Tatbikata bugünkü harekSt haşkanı Tümgeneral Salih Coskmun bir konuşmasile başlanmış, General bu konuşmasmda tatbikatın maksadınm kara ve hava kuvvetleri arasındaki isbirllğini saglamak oldu tunu sövliyerek NATO çerçevesinde ilk defa mem'ekeHmizde yacılacak olan bu tatbikata 28 inci tümen vedek subay okulu alayı ile ? nci zi'hh tugayın katılacağını bildirmiştir. Bundan sonra Tnu'harebe dıırımu anlatılmıştır. Bu duruma göre, Etimesud bölgesine inmis olan bir düsman grupunun imhası gerekiyordu. Bu plân üzerinden hazırlanan ve devam eden tatbikat esnas'nda zırhb rueavın EtimesudSincanköy ist'kametini. düsmanm gerisini kes mek, piyade tümenini de batıdan kuzeye do&ru kuşatmak üzere tümen komutanınm karannı tatbik ettikleri görüldü. Bu sırada Amerikan 6 neı filosundan gelen uçaklar Istek üzeıine muhtelif hedeflere tevcih edil3iler ve plânlanmış atışa göre hedef arazisine. bomba. napalm, roket ve ket evlâdlannın bu duyguian makinelitüfek atışlan yaptılar. Başmakaleden devam Saat 12 ye kadar topcu ve ucak kendılerıne şiar edınmelerini teatışlan devam etti. netioede ta*M ayla. şehrin hamiyetli halkı taramin için çahşıyoruz. Memur'ara fından tamamen giyd:rilmiş, otelsadaka mı veriyorsunuz. Bu mem îat düşmanm imhasile sona erdi. lere yerleştirilmis ve arzu ettikleri Manevralarda nçak kazası lekette ne biz memura köle olacayemekler de temin edilmistir. Thessus uçak gemisinden 4 (a.a.) ğız, ne de memur bize» Bu gibi Aslen Amerikalı olup, bir İranlı ile sözler ölçüsüz sarfedilen süzlerdir. Anadolu Ajansı muhabiri Miifid evli olan Madam Majorio Yahyavî, İmşir biliyordu. Bu sabah başlayan D. P. kongresinde karşıiıkh dâüç aylık yavrusunu tam iki saat valan müşterek olarak görüsmek manevralar esnasmda bir kuryer denizde elleri üzerinde tutmuş, kurlâzımdır. Kongremizi böyle bir uçağı inişe hazırlanırkec motörünün tarıldığmda: «Tahammülüm bıtmek hava içinde devam ettirmeliyit» ateş alması üzerine vanmıştır. Denize düsen uCağın pilotu, o sı üzereydi» demiştir. Kendisi şimdi Müteakıben ban delegeler Adrada devriye gezen heHkopter ta sevinç içinde olup Allaha dua etnan Menderesö» konuşmasını ismektedir. rafından kurtprılmıştırtediler. Menderes, dileklerde söz Vanlı bir Tıb talebesi, 6 yaşmdaHâdise bugün saat 9 30 da vuku alan hatiblerin konuşmasmın ke •bulmuştur. ki ablası ile seyahat eden küçük sibnemesini istedi. Bundan sonra bir çocuğu kurtuluncıva kadar obir takım delegeler muhtelıf mevAmerikamn yardım progra muzlan üstünde taşımıstır. Annesi zularda konuştular. ile seyahat eden Lübnanlı matma Fethiye civarındaki uçak kazası Arablar arasında anlaşmazlık Baştarafı 1 inci sahifede dar toplanan ekonomik konferanslarda, Arab devletlerinin büyük bir ihtilâfa düşecekleri korkusile petrol meselesine temastan daima kaçınümıştı. Bilhassa Irak ve Suudî Arabistanın, Lübnan ve Ürdüne pay vermek istemedikleri biidirilmektedir. Aynı müşahidlerin kanaatine göre, halen vazıyet karışıklığını muhafaza etmekte olup, şimdiye kadar toplanan konferanslar Arab devletleri arasındaki işbirliğini meydana getirememiştir. Mısıım bü>ük gazetelerinden "El Ahram» jse, Arab devletlerinin tam bır işbirliği içinde çahşmalamına dair Eisenhovver'in zel ölen annesinin elini kendisi 1 rına engel olan sebebleri arayacak kurruluncıya kadar bırakmamıştır. • bir konferansın toplanmasına lüzum demeci Kurtancılara ev\'elâ ölü annesini olup olmadığını sormaktadır. Seattle 4 (A.P.) 48 eyalet va motö/e almalanru söylemistir. a hlerinin senelik konferansında koKazazedeler sabırsızlıkla gelecek nuşan Başkan Eisenhower yabana tayyareye intizar etmekte, fakat memlektelere yapılan yardımîn, Fethiyede gordükleri misafirperver Amerikamn emniyetini temin erme likten, sitayiş ve minnetle bahsetnin en ucuz yolu olduğunu söyle mektedirler. Buradan istemive is Baştarafi 1 inci sdhifede miştir. temiye aynlacaklannı da sözlerine Diğer taraftan bu akşnıa verdifi Ese»ıhower Amerikanm müttefik ilâve etmektedirler. Fethiye şirketi lerinin kuvvetlenmesi için döktüğü maden direktörü Herıy de kaz=ze beyanatta, Başkan Eısenhover'in, Iranın komünist nüfuru altına paranm bir har vunıp harmao sadelerle çok yakından alâkadar ol düşmekte olduğunu kaydetmiş ve vurma olmadığını belirtmiştir. muştur. Başbakan Musaddık'n da Tude setti. Diğer delegelerin ileri sür Devlet Havavollanndan bir heyet Partisi tarafından dîsteklenmekte dükleri şikâyet ve tenkidlere de etFethiyeye hareket rtti olduğunu ilâve etm;stir. raflıca cevablar verdi. Bu arada, Ankara 4 (a.a.) Romadan Bey yapılan ve yapılacak işleri de izah ruta giderken sol iki motöniı.^e sabah kara yohle Fethiyeye gideetti. Konuşmasınm sonunda umıımî vukua geîen ânza dolayısile cenub cektir. siyasî vaziyete kısaca temas etti ve sahillerimizde Fethiye acıklarmda Heyete bir uçak ekipi, bir varHalk Partisl liderlerinüı memleke denize düşen Air France Havayoî dım ekıpi, sivil havacıhk t^şkilâtıtin dört tarafında uyandırmak islan uçsğ'Tıin geçirdıği kaza hak mızda vzife görmekte olan bir tedikleri heyecanb havadan bahi<îkında tahkikat yapmak üzere D. Amerikalı uzman ve bir Je hava le, bu durumun efkân umumiye H. Y. TJmum Müdür vekili Rıza subayı dahıl bulunmaktadır. tarafından iyi karşılanmadığına eDığer taraftan Air France şirÇerçelin başkanljğ^nda 14 kişiük min olduğunu kaydetti ve bu vebir heyet bugün öğleden =onra şeh kctınin mumessili de İzmir yolüe sile ile kenJisini Yatağandan '<arvak'a mahalhne hareket etmiş boşılayan Muşlalı C. H. P. Ulere min rimizden hareket etniştir. Heyetı goturen uçak saat 19 ?0 de lunmaktadır. Bundan başka İzmırnstlerini ifade etti. Başbakanm konusması geceyonsı Antalya hava meydanına ınmıştir. deki Fransız Konsolosluğundan V .r şiddetli tezahürler arasında »ona Heyet mensublan bu geceyi An memur da Fethiyeye hareket et* talyada geçirdikteıı sonr» yann mîgfiı*t franda komiinisi faaüyeti