Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
V. UIHHIJKII Eıl » B 195S NAUNA MauNaular peşinde =haberleri Esnaf Birliği Yazan; JOSEPH KJÎSSKL dehşei geceleri Hiyarında EDEBÎYAT w BAHİSLERİ geçeıt bir gece Nairobi, haziran 1953 mütenasib bir ifade vardı. Ödsi Yamacın yukarısından, bir pro de sert, sade, mütevekkü insanKerkük türkçenin âzeri lehçesi Jektörün ışığı, derin bir uçurumun lardı; tneslekten asker olanlara his Mahalle aralannda ve camilere sahasına mensubdur. Kerküklü karanhğını yalıyordu. Bir gün ev sarsılmaz ve hagin sükunetlerini yakm bulunan ickili yerlerin ka Büyük Hafız Molla Mehmed oğlu vel, tngiltereden, bu projektörle muhafaza ediyorlardı. Bu iki adam, patılacağı malumdur. Dün bu nev Bay Sabir kendi diyarının halk şirin yüz tanesi uçakla getirilmişti. harbdenberi, İngiltere Imparatorzuda Esnaf Birliği Başkanı Yusui irlerine merak edip uzun zamanİkinci Elizabeth heniiz prensesken, luğundan arta kalan toprakları koIncegüzel demiştir ki: danberi bunlan toplamağa koyulonun evlenmesi münasebetile, Bu ruyorlardı. Filistinde, Cebelitarık «Bence bu gibi yerlerin <apa mu?. Kırk elli sahifelik broşürler ckiagham saraynu bımlar aydznlat ta, Kıbrısta, Süveyg kanalında. Ma] fclması mahzurludur. Orada ça ış halinde neşretmeğe başladığı ^»erin lezyada bulunmuslardı. Hâlâ Kipmışlardl. makta olan binlerce müstahdem iş birinci kısmı 1951 âe Bağdadın yeŞimdi, benim bindiğin? polis a ling'in askerleri gibi hisEedivorlar, siî kalacaktır. ni Arabiye matbaasirrta, ikincisi de rabasını muhafaza edecek olanı, hislerini onlar gibi ifade ediyorVali bey beyanatlannda. ma'oHİ 1953 te gene Bapdadın Maarif matbambaşka bir sahneyi aydınlatıyor lardı. lere yakın içkili yerlerin kapatıia baasında basılnuş. du. Nairobi'nin doğu sınırındaki cafmı söylüvor, O halde Balta liMauManiann üç yemini Mathori vâdisinde, kerestelerden, «Horyat» a bizim lehçede *hoymanmda csmive biti=ik olan pariPolis âmirleri. arkalarına yas nonun acılmasma neden müsaade j rst» denir. Ezgi ile söylenen uzun , kerpiç parçalarından ,samsndan ve Iğri büğrü saç parçalarından mü landılar, kuru kemik bacaklannı edilmistir?» bir halk havasının adıdır. Bu Horrekkeb korkunç bir yığın yatıyor topladılar, birer sigara yaktılar, uBirlik b3=kanı. garsonlann yÜ7 yatlar b zinı maniler gibi yedi hezun süreceV bir beklemeye hazırdu. de 10 ları için de şu izahatı vcr celi dört mısralık kıtalardan ibaret. Gene maniler gibi bazan ilk Bunlar, daha o sabah birer ika landılar. Arkada oturan, öndekine: miştir: rnetgâh olan kulübelerin yapı malŞu radyoyu çalışhr, arkadaş «Temmuz ba'inHan itibaren mısra dört veya üç heceli o'.\ıp ıvnen »emesiydi. Daha düne kadar, üst ları dinliyelim, dedi. earyonlara yüzde 10 larının #BTİİ ikinci mısraın kafivesini c tekrar eder. Alları razı olsun Moluste yığılmış teneke evlerin teşkil Radyo cızırdarh, sonra Pars. kurrl. mesi kararla=m'çtır. E V'°n de Vıu ettiği bu banliyöde yedi, bin Kisırtlan isimli devriyelerin, mevzi vardı: fakat miiessese sshibi alırdı. la Sabir tepladıçı Horj^atlarda Ls!k kuyu yaşıyordu. Bu bölgede ne sa îeıini baber verişlerini dinledik. Bun^an sor.ra Iru oarayı yüzde 7 lehçesini aynen muhafazaya çok yun yapmak mümkündü, ne de bir Ateg söndür emri alıp kapısmı ba parson. yüzde 2 şef sarson ve .üzdikkat ederek.bu Ute Ar?b ha ilekontrol tesis etmek. İpten, kanktan casmı tıkıyan ıssız şehrin içinde, de 1 de yaHırncı es^^n alacsktır. rile mümkün olanın azamî derecekurtulmuşlar, yakındaki şehirden, onlan hayalen takib ediyordum. Müe5«e«e sahibi k<nHi mü'tahHe sinde muvaffak olmuj. Bu ıtıbaTİa hatta uzak dağlardan gelip orada Kingsway'daki polis merkez nok mile bu hususta da anlaşmakta eseri bizim folklorumuz için de bir hazine değeri taşıyor. barınırlardı. MauMauHarm yemin tasından hareket ediyorlar. Nairo dır.» ettirdikleri, gizli mahkeme celseleri bi'nin göbeğinde, bir kaç caddeden Azerî lehçesinin bizim batı lehkurduklan, amansıı idam kararla geçiyorlar, büyük otellerin, hüküçesince anlaşılabilir derecede olanVali Çatalcaya gidiyor nnı tatbik ettikleri bu izbelerden met dairelerinin ve Avrupah şirV»li ve Belediye Ba;kanı Fahreddin ları arkaik mahiyette öyle tatlı bir mürekkeb labirenften daha kapalı, ketlerin bulunduğu bir kaç adalık Kerim Gokay bugjn Çatalcaya gidK'ek zevk veriyor ki. Sonra bazı horvatdah* emin bir yer olamazdı. Bu binaların etrafmda dolaşıyorlardı. ve iki gün rriiddetle bu kaza ihtiyac. lar, tabiî lehçe farklanna rağmen •ebeble, bu batakhanenin tahribi Sonra, tekmil ticareti ellerinde tu ları iiîprinde tetk'.klerde bul'inacaktır. bizde de yaşayıp duruvnr. Uzun ane karar verilmişti. Önce haber ve tan Hindu mahalleleri geliyordu. sırlar vatanın bir cüz'ii olan öyle Bahar ve Çiçek Bayranu rilmeksizin etrafı kuşatılan yedi Gündüz, bu mahalledeki mağazalar bir diyar için böyle olması da UıVisona erdi bin nüfus, alelâcele ayıklanmış., da, dükkânlarda, pazarUrda, kuBir hafta uzatıimı§ olan Bahar ve idir. Hattâ o ho\Tatlar arasmda bu kulübelerinden çıkanlmıştı. Serbest lübelerde, sergilerde, yüzleri tunç Çiçek Bayramı dün gece saat yirmi gün bizim radyo ptogramlarında bıraküanlar, tıklım tıkhm dolu, im rengi, sakallı, sarıklı adamlar otu lkide büyük bir eğlence prngramile sona bile yer alan türkülere rasthyaruz: tiyazlı zenci arazisine gitmişlerdi. nıyor, sarılar giymis kadınlar, kra ermljtir. Bu bayramd» Belediyenln ge. Sonra, imha başlamıştı. Kasabalar liçe edaları takınarak dolaçıyordu. llri 180.000 lirayı bulmustur. Bu para Esmer bujrün ağlıyip temelinden yıkünustı. Fakat en Nihayet, kenar mahalleler geliyor Ue yeni egleneeleT hazırlanaeaktiT. Can cieerim daplı>ip kaa bile şüphe uyandınyordu. Mü du. Bir tarafta, «iınale ve babya Belediye 50 otobüs daha Kalem kaşlar üstüne tehassıs ekipler hemen ertesi gün doğru, imtiyazlı Avnıpalılann, bah Siyah yazma baglıyip sipariş ediyor bu enkan araştıracaklar, tanyacak çeler i^nde, çiçekler, mis kokulu X. T. T. İdaresi yeniden tatın alacajı Veya: lar, izler, Işaretler anyacaklar, ağaclar içindeki güzel, kullaruçlı 50 otobüsü (Busslng) firmasına «lp«rij Al elmanın dördini MauMauİarın orada bıraküklan evleri vardı. Öte tarafta, doğuda ve etmeye karar vermijtir. Siv (sev) güzelin merdinl Karar Belediye baskanhğının U»dt. cesedleri meydana çıkaracaklardı. cenubda, Afrikalının lânetlem* vikından sonra fintıaya resmen bildlrile. Alırsav (alırsan) bir güzel al Gece vakti, oraya gelip işaretleri, ranelikleri bulunuyordu. cektir. Çekme çirkin derdini izleri silmesinler, yahud tefessüh Otobüsler tipaıig Urih'nden 6 ay «on. DevTİyelere bilhassa orada is var ra on adedlik p»rtiler halinde peyder. O horyatlarla bizim manilerdek: etmis. cesedleri götürmesinler diye, pey teslim edilecektlr. bu benzerlik mevzu bakımından da projektör, işiği Ue, o heyülâî Mat dı. hari ovasını tarıyordu. Islığa benrer garib bir «es hem Ounan Dardağan dün Trabzona görülmeketdir. Meselâ İstanbulun güzelliğini saffetle söyliyen veya İsradyonun scsini bozdu, hem benim gitli Bir kadın sesi bire genel Dentzcilîk Bankaıı Umum Müdür tanbul kızlanmn dilberliğini cndikarargâhın emirlerini tebliğ ediyor zihnimi karıstırdı. Karanlıklardan, Arabamız projektörün yakınında kınl renkli bir fişek yükseldi, ge muavinlerlnden Osman Dardağan. reî». jeli bir kıskanclıkla hissettiren katindeki heyetle dün .Etrjık» vapuru durmuşhı. Arabayı idare eden po nis.ledi, tekmil ovayı ve enkan ay ile Trabzon» hareket etmiçtlr Tetkik türkülerimizi horyatlarda da yoruz: lis âmiri, radyosunu içletti, kontrol dınlattı. Bu anî aydınlık hepimizi leyahati 20 gün aürecekür. Ürpertmişti. Yanımdakine: genel karargâhına seslendi: İstanbulda yaı giizier Hacca gidecek vatandaşiara Harb gibi bir çey, dedim. Kışta çayır ner)rİTİer Burası kaplan, burası kapkokyhk Ceyran göz ;ahin bshış lan, dedi. Projektör başındakilerle Kuvvetli çene kemiklerini sıkaDenteeHlk Bankası vapurlan Ue Hac Gezer gül yiialü kntar temasa geçtik. Her ş,ey yölunda. rak cevat verdi: seferlni yapacak vatandaşlara, dijviı Emir var mı? bitti. permid aranmadtn pasaport vertlmesi. Gibisi fazla, basbayağl harb! Bir kaç saniye geçti. Bu müddet Harb ama, kimse ittraf etmek iı ne tç İSİeri Bakanhğı Urafından mü. zarfında, gözümüzün önündeki man temiyor. Her gün yeni yeni cesed aaade edüghistir. Pasaport tedarlki İçin aşıların yaptı. zara, belli olmadan beni tesiri al ler bulunuyor. Her gün, menfur nlmıj olmaıı ve muteber blr »eyahat tına alıyordu. Dev ölçüde bir göze yeminlerini etmekle meşgui yeni açentMindan gldiş.döoüj blleUntn aluı. mıs oiması kâfidir. benziyen projektörün adesesi... Pro âsiler ele geçiyor. jektörü kullanan askerlerin çadıDepolar limon dolu, fakat bir Sordum: rı... Kara kara çalılıklar... Yer yer limon 30 kuruş! Suikasdi kimseye söylememek, yarılmış bir toprak... Muhafız asHaber verildlğine göre Cumhuriyet beyaz derilileri burad^n uzaklaştır•kerlerine mahsus bir kulübe öe buzhanefi yunnurta deposu lımonla do. nünde, dumanı rüten bir ateçin mak için elinden gelen her s yi ludur. Bu aıcak mevstmde fazla lhtl. karşısında çömelmiş, sessiz sadasız yspmak yemini mi? yac hissedüen limonlar pek az miktard» Kazanacaktır. Subay omuz silkti: ' plyasaya çıkarılmakta ve beher limon göleeler... Bu yemin çocuk oyuncağı ka 25.30 kuruştan satllmakt»dır. Ansızın, bu kasvetli, matemli kâDiğer talihlüere de Alâkalı makamların bu limonları Inatın tepesinde, bir ses duyuldu: lır. Kütleye mahsus, ilk derece süratle plyasaya çıkartmaları ve yerine mensublarına ettirilen yemin, bu. tatlı ve duru, zarif ahenkli, iç ürA y rıc a Bundan başka üç yemin daha var yumurta koydurmaları lstenmektedir perten lâtif bir kadın sesi: Esasen Karaagae metbahaları buzhane. leri arıza yaptıjından bu tene blr çok Kontrol genel karargâhı cevab dır ki beterin beteridir. O yeminin sözlerini biliyor yumurta sandıjı »çıkU kalmıjtır. veriyordu: Bir kadın kavgası Adliyeyi Allo kaplan? Allo kaplan? musunuz? heyecana düşürdü Kısa bir sükut oldu; sonra geri5 AÛUSTOS Mesajmızı aldık. Bulunduğunuz Dün Adllye koridotlarında gürültülü de oturan subay cevab verdi: mevkide kalın Projektör civarında. bir kavga olmuj ve bir anda yüzlerce Bunu açığa vuramayız, emir insan hâdise yerine toplanrr.ıştır: Akşamına kadar şüpheli bir kafile haber verildi. a. Şe%ket Tokföı ifimli blr komisyon. Her otuz dakikada bir, blzi çağıEn az Resm! meratlb silsilesinin en yu cu. 15.20 senelik karuı Saadet âley. rın, bitti. açmiftir. Bir kan kısmından en aşağısına ka hlne bir boşanma davaaısüren bu dsva Ondeki peykede, yanıbaşında ofeneye yakın zamandır (150) liralık bir hesab turduğum polis âmiri, koyu bir dar, her zaman, bu hususta aynı karara bağlanacağı sırada dün Aclliye. küfür savurdu, sert bir el hareke red cevabı almış, aynı isteksizlikle ye gtlen Saadet, kocaîinı beriber ja. açtırtnız. şadığı Münlre İsimli kadınU gö ,;ipce tile radyoyu kapadı. Arkadan, baş karşılaşmıştım. Kenya polisinin en kavgaya bajiamıjtır. Birbirlerinin r saç. ka bir küfür ona mukabele etti. büyük âmiri olan albay O'Rourke larından yakahyan kadmlar. feryad. larüe Adliyeyi heyecana vermijlerdlr. Devrivenin ikinci âmiri de arka pey bile, garib bir eda ile bana: kede oturuyordu. Yalnız. makineli Yok. ciddî söylüyorum, ısrar Bir »rahk Şevket ije rrüdahale etmiş ve kansı Sıarlete blr tnkat «t&rak tüfeğini ve şarjörlerini dizleri ü etmeyin, derristi. Bu yemin, sğza ayırmışhr, Fsryad ve küfiirler arasın. zerinde tutan askeri bir şey söyle ahnmıyacak hayssızca, iblisçe bir da Şevket kaçmif. gelen poüs ve Jan. darmalar kavgacıUn ayırarak evlerine nıedi. seydir. göndermiştir. Yanımdaki subay: Halb'jki. bu albşy O'Rourke. lâ Saat gecenin yarısı, dedi. Bu fını esirgemiven. acı nü';t;leri oTEMMUZ 8 ŞEVVAL 26 rada sekiz saat nöbet tutacaği7 ga !an ihtiyar bir Irlandah idi. Simdi, müştereken nb'bet bekleliba .. Melun keratalar... diğimiz bu adamlara. bir gecşlik Öteki subay: arkad^l'H yüzii euvu hürm^tine, Canları cehenneme! diye Uâve emir hilâfına i* *?ördureceğimi üetti. V. | 4.36; 12.19 16.19] 19.43 21.441 2.19 mid etmiştim. N:fi!e. Fakat ne yüzlerinde, ne seslerinin «53| *.35j 8 35 12.00 2.01 6.3« ahenginde, kelimelerin şiddetile (Arkası var) Başkanı Valiyi tenkid ediyor Gene yurd dışuıdan gelen (olklor kitabına dair... ••f»^ •••••••• Yazan: Şehid Selâminin babası da yalanlıyor azarted fünfi f idarehartemizdeld odama ortayaşlı bir ziyaretçi geldî ve şnnlan söyledi: Ben Dumlupmar denizalümızda şehid olan assubay usçavuj Selâmi Özbenin babası Mustafa Özbenim. Cumartesi günü geldim; sizi bulamadnn. Hasta haliml» bugün gizi tekrar rahatsız ediyoruro. Size bir adam mektub yazmış; benim ve eşimin sefalet içinde olduğumuzu, bize hiç bir yardım yapılmadığını bildirmiş. Halkm haklarını daima müdafaa eden gazeteni«in eski bir okuyucusuyum. Bilhassa denizcileri v» denizaltıcılan daima müdafaa ettiğinizi bildiğün İçin cize karşı müteşekkirim. Altını riyor: cOğlan değilem kızam değilem yildnzam Durma sokak başmda Gel i«ero yalnnaun» Son kelime «yalnızım» manasınaCesaret erkeğin, ürkeklik ıtızuı öyle mi? Evet k u yalnız bafin kalırsa öyle ama eşile beraberse P.r Bizim Anadolu ktflarınm iki tasa çok kere soğuk düjüşleri onlartıaki tık ikisi bir beden olduklan ıçin ka>Tiağından biri Yemendir, craya yapmacıklıktsn ileri gelir. Divan yolda giderken önlerine kim çt.csa giden yavuklular dönmedi; diğeri şairi cinasi dilin tabüliği şeklinde kız da kanı çerbet yerine akıtacak de İstanbuldur, orada da yavuklu değil, kendi bulduğu bir hüner l.a bir cengâver oluverir. Kafiye Ke elden grti. Kerküklü kız da kas linde önümüze sürüyor. HalbıKi melerinm «bedenlz, gideniz, MeTurhan Girgin imzasile mektub halk folklorunda, tam onun z c niz» demek olduğunu düşünerek lannı çatıp tasalamr: yazan adamın size yazdıklarınm d'ra. dil güzelliğine karşı duyılan okuyalım: «Ikimiz bir bedani İstanbai deniz başı objektif bir hayranlığın sıcak saf Sallamp yol gidanig Bizlere y«B doğru olup olmadıgını denizaltı fiYârin çatmalı kaşı losu kumandanmdan ve onun GölEvet lehçe farkınm anlaşılabilir fr*'ni eörüyoruz. Zaten halk şi'ri bahanm Kanın şerbet idanig» teşkil ettiği Dumhapınar derecede olanlarının tadına doyam nin anonim oluşu orad* ferdiliğin Ah şu feleğin ce\'ri elinden neler cükte Bürosundan sonıp öğrendiğiniz ve her türlü nefsanilipini s;lip =üoü. çekiyoruz: yok. Fakat bizım lehçede buiunfGfilek = gülerpk mıyan bir çok lugatler, hele bir ka mektedir. Onun iptidailiğinde tabı «meni = beni». «yıhmak = yjk bu iddialannın tamamile uydurma çı bır araya gelir.re, iş çözü'.mez bir iliğin kendi var. mak» demek: «Apardi gülek me olduğunu açığa vurduğunuz için bilmece halini alıyor. Vakıâ müelîif Orada: < Ağam bagün hazinem» ni Bir zülfü melek meni Meni size teşekkür* geldim. Bu adamı asla tanımam. Yalnız kitabın sonunda bunlar için bir !u diye hüzünlü olduğunu anlatırkcn: toplar yıhmazdı Yıhıti feiek mebu şahsa değil; hiç kimseye haligatçe ekliyeceğini vadetmektedir. «Gamnen dolu hazinem» led.ği ni.» İyi ama müellif alfabe sırasila bas zaman aynı aynına bu iki keli neYa «şkın kudreti? «Adu kimin mizden şikâyet etmedim. Çünkü tirdığı bu horyatlara aid iki bro den o kadar apayn bir mana ~»kı ad olmaz Gamlı gnylüm şad ol şikâyet edecek hiç bir sıkıntımı» şürde ancak «a» ile celif» harfl<eri şına hayretli bir saffet sez'lir. maz Kınamavnn ahpablar Sev olmadı. Bilâkis müteşekkir ve minni. yani Arab alfabesinin ilk harfi «yaramak» la «yarmak» kelim' ! £ daynen inad ohnaz.» «Kimin» «gi nettarlığımızı celbeden bOyük alâni bitirebildi. Hsr sahifede çift di rinin muzari si^alanndan yapüan bi» demek. Güzeli Bağdadda gc.r, ka gördiik. Denizaltı filosu kumenzi olarak sekiz horyat bulundu^un tam cinasa bakınız: «Dostu kimdi Kerküke gelince belin bükülsi'm; danı muhterem Amiral Fahri Kodan sayması lcolay olduğu için he o yarar Düsrnan» bil (bel) bağ aşk bu: «Aslı Bağdad büyükti nrtürk yüreğimlzl yakan kazadan sabladım. İki brofürHeki horyvtls lama Ciğerüü (ciğerini) o yarar.) Derdi Arhamda yükti Orda bir sonra, evimize binbaşı rütbesinde nn sayısı 776 dır. Bu iki broşür de Bu ona dilin kendiliğinden parı \ trüzel etirdüni Burda bilimi bük bir hâkim; bir de assubay yolladı. Bizl taziye ve teselll etti: ancak iki sene arayla basılabih:iği yıvermiş bir nıucizesi gibi giıü ; ti» için kitpbın sonundaki lugatçe kJın nürdü. «Yakutem inci denem j Ah şark diyan, dağlık ülke, ge ıEmirleri nedirî Bir isteklerl bilr ne zaman kısmet olacak. Hüsniim gül saçum sümbül D> ri kalmış yerler. Yol yok, evet yol varsa bana bildirsinler» dedi. Bir Molıa S?bır bu hnr\a'»n ılîabe şimnen incidenem» Birüıcide mci yok, yâri görmek için ne yapma'j? amiralın bir assubayın babasını ve sırasüe dizmis ama burada tuttuğu değilim diyor, aynı iki kelime i'e «Elden attı taragm • Alıp yâri so anasını bu seküde taltif etmesine sistem kıt?>ların ilk başladığı narf ikincidirie de inciyim diyor. OiV'.n ragın Kuslardan kanat alag Gi sadece minnettar olduğumuzu bil tir. Halbuki manzumelerde asıl bu büyüsüne nasıl hayran olmaz daf yâre göraKm» dirdik. Allah millet» zeval vermeolan, ilk kelime değil son kelime ım? «Bin ıl (yd) yansara ay de Liriklik. Halk şi'rinin yediser he sin dedOc. mem Yulduzlar hep ay olsaYâolan kafiye ve redif olduğu için. celik dört mısraında liriklığin en Sizin da yszdığınız Rİbl S O liraS bizim bütün divanlar buna ?öre rhn varken ay dimem.» Birinci^e içten gelme, en saf, en tesirli pınl hk iki maaş nlsbetindeki ölüm • ay demem aldırtş etmem manasıra. tertib edilmiş bulunuyor. Burrun tılannı görüyoruz. Yârdan aynliık yardımını nisanda aldık. Amiral, faydası divanlarda istenilen gazeü İkincide ise belli, kelimeler fenTİi tan sonraki yaşamanın yaşamak ol şehidler içto Mevlid okuttu. Komçabucak bulmayı sağlayışından ile manalarında. madığını nasıl anlatıyor, bakınız: çulanmıza da dağıtmak üzere bize ri gelir. Horyatlar için de böyle IIPHalk şi'ri yalnız dil v» keîime «Elde fıncan gezdiri kolda mercan şekerler yol'^dı ve tekrar hatınmıreket edilmesi çok isabetli olurdu. bakımından değil iç muhtevası iti gerdiri Güzel yârdan ayrılan zı sordurdu. Bize şehid maaşı bağO zaman kitabda «Apardi ovat baile de kendine göre pek çokKuru bir can gezdiri» Yâr ne ka lanması için hemen lüzumlu muameni Bir zülfü sayyad meni» di çeşidlilik gösterir: «Bulanda» nm dar da dilber, ne kadar: «O çü meleleri yaptırdı. Nüfus künyemi* ye en basa alınan kıtanın, Arab al «bulunca», acannen» in «can • ' egiri Zülfü yere değiriGnn Arabkirde olduğu İçin evrakın giyK fsbesi icabı, en sona kalması icao dan»; «siver» in «sever» demek özüne bahmagçuı Melekler baş dip gelmesi ve aylık bağlanmBSi eder. olduğunu bilerek: «İnsan bulanda eğiri» biraz uza*. Temmuı başmda 11T Bu horyatların en başta gelen yaşın Cannen siver yolda$ın» Bu kadarcık misal bile bize iKer lira 24 kuruşluk Ck aylığımı v« kıymeti dil için rengin bir nzine diye hikmet yaparken eşlilik ha kük horyatlan» nın ne kadar cins 7500 lira tazminah aldım. Kim ololuşudur. Folklor dilinin kelun ;ı^ yatının uzadıkça, şarabm zamanla bir kitab olduğunu göstermege ye duğunu bilmediğTm o adamın mek" ri kâğıd sahifelerinden değil haı daha kuvvetlenip güzelleşmesi gı ter. Anayurdda «Cumhuriyet» o rubunda yazdığı gibi sefalet çekkın uzviyeti içinden çıkar. Bu yl'r bi, kıymetleneceği anlatılır. Niyaz kuyuculanna böyle bir eseri »»nıt medik. Bütün yazdıklan gibi oturden onlarda uzviyetin iç sıcak.ı ki erkeğin, naz ki kızm hakkıdır, mak imkânını verdiği için kitabmı duğumuz evin aylığım veremediği» ğını duyanz. Cinas ki kelime oyu fakat aşkın ihtirası o hale gelir ki gönderen Molla Sabire candan şük miz de yalandır. Bu adam kimse, nudur. Divan şairlerinde cinasiar.n naz edecek olan niyaz eden oluve ranlanmızı sunarız. çok ayıb etmiş; Allah lizden raa olsun, bu yalanlan meydana çıkarÜniversiteler imtihanlannda Kinnes hayvanlan, Üsküdar iske dınız. Oğlumun lsmlnden v« bizdes Biyoloji kongTesi üyeleri Baktelesinde aç susuz bekletilmekten bahsettiği için, belki benfan kendi. , .başan nisbçti ri> oloji £nsütüşiind^ tat^ikat sine şikfiyet ettiğhn zannediHr diy» ölüyor Istantul Öniversİfesî ve Tekn'iV Onl. j aptıfar 3 üncü Türk Biyoloji kongresl faali. versitc imtthan celiceterl tasbtt edil. tstanbula memleketi'" mu'ntetlf kfif*. düşündüm. Bu şahn tannnadığnnı Ve hiç kimsey» hi^ bir siklyette yettrwr "«W %(?'fe* r»«6*e«t; Hebatat mektedlr. JeriiKieD gelen küm*ş hByvvnlaik.m İstanbul Cnlvercitesi yazıb Imtlhan. sünin bu »ıc»k günlerlnd» kafes Içinde bulunmadığımı yazminız lçta hasta E~stitüsiinde devam ediimîstlr Saat 10 da Prof. Dr. A. Hellbonn larında bajaıı nlsbeti sözlü Imtlhan. aç nısuz ve sıkısık vazlyette kaldık. halimle flci defa matbaanız» gel• Canlı ile caneız arasındakl hudud» lara nazaran üstün görülmekle beraber, larından teief obnaktadırlar. dim. Amiral Fahri Konıtürk il« mcvzuunda bir konuşma yapmıs. mü. umum! randımanın ytizde 30 dan yük. Buna tebeb de hayvanları tJ»küdar Denlz Kuvvetleri ve Donanma kuteakıben Doç. Dr. Atıf Şengün «Çesidli sek obnadığı söylenmektedir. Baytarhk Müdürlüğüne muayenc «ttir. dckuların görünüs baJumınrian de£l$ik Tekntk Ünivenitc lmtihan randıma. me luıumu gb»tertlnıcktedır. Eöylendiği mandanlannm alâkalanna ve hüolan klomoıomları» konulu bir rapor nı ise diğer «nelerc nlsbtel* düfük ne gör* cumartesl giinü öğleoen ıcnra kumethnizin lutfuna mütesekkir v» runmuıtur. görülmektedlr. OıkUdar lakeleslnc gelen ktimes hay. minnettar olduğumuzu yazmanıa Öğleden sonra bütün delegelerin işti. muayene Teknik Üniversite öğrenci grupu vanları baytarlık tarafından aabahına, rica ederim. O adama da bizim israkile Pendlk Bakteriyoloji Enstltüsüne edilmek İçin pazartesl günü mimizi kanştırarak yalanlar uydur gidilerek mikroskop'.a tatbikat yapıl. dün Almanyaya gitti kadar aç susuı beklemek mecburiyetln. duğu için çok ayıb ettiğinl umum! mıstır. Teknik Ünlversite Ulebelertnden 30 d« kalmakt» ve bu yüzden ölmekledlr. efkâr huzurunda ilân etmek IsteKcngre bugün de u a t 10 dan ltlba. kişilik blr grup. İlk def» olarak Alman. ler. Blilrdtğl gibi bu hayvanlar mu». rim. Bize gösterilen alftka ve ıhtiren faaliyette bulunacaktır. yada staj yapmak üzere dün akşam yene edilmeden araba vapuru tar&fın. mam milyon degerlndedir. Allah Şehir Hattı vapurlannda yüksek 2055 ekspreslle Almanyaya hareket dan kabul olunraamakt»dır. razı olsun. alkollü içki satümıyacak etmislerdir. ISMAIL HABIB SEVUK 250 Altın AjTica, Talebe Birliğinin çalışması Valiligin kararlle Şehir Hattı vapur. çıkü larında yüksek alkollu içkinın Mtısı neticeıinde 750 ünlverslteli muhteilf çe. menedilmlştir. Bu vapurlarda ancak i hirlertmiıde yüksek ücretlerle stajları. Resm! ve husTisl ihtlyme tahlblerlnln na ba;lamı;lardır. bira Mtılabllecektir. çimento fabrıkalarından tesellüm etme. öigi çimentolar Ekonoml ve Ticaret Bakanlığı emrine geçmektedir. öğren. di|imlze göre bu çimentolar resml lh. tiyaclara tahsia olunmak üzere Bayın. riırlık Bakanlığı emrine devredllecek. Çimentonun tonu 125 liraya HAC SEFERLERî! 980 Istanbul Cidde (GIDİŞ DEVLET HAYAYOLLARI uçaklarile I tBu huyusta yazı yazmak cesaretlnl tvvelce tonu 9« liraya kadar «stuan kendinltde görebiliyonanıı bu «özle. çimento bugün toptan 12S liray» çık. rimln yarısını gerl »lacağım. Cumhu. mıstır. riyet'te slzln o çekiçll (oraksız olsa bile) makalenlıl yan gflcl* bakarek bekllyo. Avnıpa Teknik Üniversite ım.» ÜT, Adamcağız bn samlml •onra, gözleri yaşh olarak aynldı. O konnşurken söylediklerinl naklet mişrim. Aynen yazarak arzusunu yerine getiriyorum. Admm Tnrhan veya Tınhan, fakat soyadram Girgla olduğunu yazan klmse, mahud mekrubunu şöyle bitlriyordu: öğrencileri kongresi SANDIGI T L « DÖNÜŞ) A%nıpa Teknik tJniversiteier Talebe Bırlıginin 19 Eylülde Almanyada yapa. csğı kangreye. tstanbul Teknik Onlver. sıtesi Talebe Birllgi de lftir&k edecek. tir. Kongre 29 eylulde nihayete erecektlr. KERVAN SEYAHAT ACENTASINA ACELE MÜRACAAT EDÎNİZ. Galatasaray meydanı 12 Tel: 40758 • Telçraf: KERVAN İstanbul rında, bazan karşısındaki bu iki erkek arasmda mukayeseler yapıyormuş gibi bir ifade görülüyordu. Bir aralık: Gene eskisi kadar çok yiyorsun, hem de hızlı yiyorsun! dedi. Michel'in yemek yerken hali hiç de hoş değildi. İnsana eza veren bir açgözlülükle yiyor, önünde ne yemek olursa olsun, âdeta saldırıyordu. Şişmanlamışsın. Michel izah etti: Kalbden. Nabız aheste atarsa insanı ya şışmanlatır, yahud kadide döndürür. Martine'i nasıl buldun PhiUppe? Çok iyi buldum, anne. Michel gene ürperdi. Philippe «anne* demişti. Evet, bu na»ü mümkün olabiliyordu? O aralık Marthe'in aşağı inişi bile acayibdi. Marthe, daha onlar sofradalarken hunişti. Bu, Donadieu ailesinin bütün usullerine aykın idi. Annesi sordu: Yemek yedin mi? Evet. Jean da sokağa çıktı. Marthe* masanın başına oturdu. Philippele konuşma tarzı, aileden birile konuşmasma benziyordu. Hem de onunla senli benli konuşuyordu: Avukatı gördün mü? diye sordu. Her bakımdan anlaştık Bana m Ben de diyonun kl eğer shde' de biraz cesaret varsa. hakikî isim, hüviyet ve sarih adresinizi bildirerek sözlerinlzl geri almanızı değü, ortaya attığmız iddlalarm do|ruluğunu Ispat etmenizi bekliyorum. Niyagara? Değildir!... Eski denizaltaalardan binbafi All Alpara: Mekhıbunuıu aldım. D«üxaltıcıl»ruı haklarını müdate» etmedlğlm yolunda, kl lddlamza birkaç gün »onrm earab vtreceglm. «CI'MHL'RİYET» in Terrikası: Yazan: GEOKGES SİMENON Çeviren: HAMUİ VAROGLL BUmem... I Gördünüz mü ya? Şimdi Ue, Hiç bir eksiğiniz olmıyacak; enteresan bir insan oldunuz. Techakikat budur; Farzedin ki Mi rübe sahibisiniz. Bir sinema kahchel'ie sizin aranızda hiç bir şey ramanı gibi ıztırab çektiniz; yaolmadı, yahud münasebetleriniz rın tekmil şehir sizinle meşgul ohiç bır kötü netice vermedi... lacak. Öbur gün, Michel size bır Odette burnunu siliyor; ağlıyor irad bağlıyacak; dilediğiniz yere du. Fakat, az evveline nazaran da gidip Uterseniz sakin, isterseniz ha saraimiyetsizdi. Philippe de hareketli bir ömür sürebileceksiniz... vara edıyordu: O takdirde; hiç şüphesiz, buAsıl fevkalâdelik şunda ki; Phirada gene stenodaktilo olarak ka lippe, hedefini elde ediyordu. Olacaktınız. Kuruyup kakırdıyacsk dette kulak kabartıyor, genç adatmız. Çünkü sizde buna da istidsd mın tasvir ettiği bu istikbali dügfirüyorura. Sonra? Belki evlene şünüyordu. cektiniz, ama DU muh'kkak değil. Kocanız, yahud âşıklannız oDaha sonra? Evlendiniz, diyelim; lacak. sonra? Erkeklerden iğreniyorum! Namuslu bir kadın olarak Bu da yalan, ispati şu ki ben kaiacaktım. den iğrenmiyorsunuz. Hayır, doğru söylemiyorsu Philippe bunu bilerek söylüyornuz. du. Genç kızda. kendisine karşı; Niçin? her gün çoğalan bir hayranlık his Çünkü kaynımla roünasebet sinin doğduğunu, bu hissin gitgitesis ettiğiniz zaman bakikaten ' de daha bulanık hal* geldiğini segenç kız değildiniz. Tam^m mı? ziyordu. Bir arkada§ım vaıdı. 1 Bana babanudan bahsede Madam Donadieu: ceksiniz. Babanız mes'ud cnuydu? telik bu yüzden sıhhatim de mah Odette'in vereceği ifadeye eîşte şimdi hapiste .. voldu. Bunu pek keyifli bir jey zan Merdiven sahanhğında ötmeye min misiniz, Philippe? diye sordu. Kat'iyen eminim. Daha evvel nediy orsanız... başlayan bir çıngırak sesi müesse Belki keyifli bir şey rlejjıl, a senin tatil olduğunu haber veri de hemen hemen emindim. Fakat ma o mizaçta bir adam için, bciki yordu. Philippe, oda kapısını aç MicheFi görmesini tercih ettim. Michel başını iğiyordu. Çünkü de fazla ıstırab verici bir şey de mayı ihtiyatlı buldu. Şaşmış gibi Odette'le mülâkatını hatırladıkça ğildir. Mahkum olacak. Kürek ha yaptı: pisaresine gidecek. Onu oradan Siz daha burada mısınız? Ba korkunç bir hatıra ile sarsılıyordu. hemen kurtaracağız, çünkü paa na telefon eden olmadı mı, Mad Bir yandan da, evin an'anevî havasıru arıyordu. olunca insan kürek •îindaımıda mazel Odette? kalmaz Kayınbiraderimden o da Ha>ar, Mösyö Philippe. Bir kaç aydan ibaret bir zaman yüklüce bir gelir isteyebilir, dile Haydi, geliyor musun, Michel? sonra Donadieu'lerin evini bu kadiği memlekette yaşayabilirler. Kapıdan çıkmadan evvel, Phi dar değişik bulmak insanı çok şaPhilippe, bir çok defalar, gene lippe, şapkasını giymekle meşgul şırtan bir şeydi. Michel, başka gün kızı gülümsetmeğe muvaffak ol olan gene kıza yaklaştı. leri, Philippe'le Madam Donadieumuştu. Şuna bir şey söyleyin de içi nün yemek odasında yalnız bulunFakat Odette, şimdi Michel'le rahat etsin. Haunm için bunu ya duklan günleri tahayyül ediyordu. başbaşa iken gülümsemiyordu. Mi pın! Bütün bunlar nasıl olabilmişti? Chel de, patavatsızlık ediyor, hadGenç kız tereddüdle ona baktı. Hem de hiç kimse itiraz etmemişti! dinden fazla ısrar ediyor, ağ'.ayıp Sonra, •ahanlıkU bekleyen Mi Hâdiseler kendiliklerinden ceresızlıyor haline acmdırmak Utiyor cheî'in önünden geçti. Acele acele: yan etmişlerdi. Philippe, işte buradu. Benden hiç korkunuz olmasın, daydı, yemek yiyordu, konuşuyor Bana açıkça cevab verin, O dedi. du. Saint Raphael'de, Martine bir dette, ben sizi hiç zorladım mı? çocuk bekliyordu... *** kendi rızanızla değil midir ki. Madam Donadieu, sordu: Eva, çocuklarla birlikte hâlâ, tsOdette, ilk defa kucaklaştıklar viçrede bulunduğu için, evin birüı Bu kış yapılacak değişiklikyere, yazı masasının kenarına gay ci kat pencere kanadlan kapalı idi. lerden sana haber verdiler mi? riihtiyari baktı. Ne değişiklikleri? Michel, zemin katındaki dairede, Sonra gebeliğinizde, çocuğu annesile Philippe'in yanında ye Evde bir karı koca daha var aldırmayı ben mi?. şimdi. Ben, Kiki ile beraber, bahmek yedi. Susun! paviyonda oturacağım. Annesini değijmiş bulmuştu. Fa çedeki O halde bana öyle kihli na kat bu değişikliğin ne gibi bir şey Marthe büyük olduğu için, zemin zarlarla bakmayın. Kendinizi be olduğunu sorsalar söyleyemezdi. katı istedi. Philippe'le Martine, nim yerime koyun! Karım artık Orada, kendi evinde gibi davranan onun ikinci kattaki dairesine geçebenimle yaşamak istemiyor, kendi Philippe'i seyrettikçe, elinde olma cekler, sen de birinci katta kalaevimde yabancı bir adam gibiyim. dan, babasınuı duvardaki portresi •:aksın. Gizleamek mecburiyetindeyim. Üs ne bir göz atiyordu. Madam Donadieu'nün bakışla jüri azasının listesini gösterdi. Şan sımız bir parça yardım ederse, mesele bir oturumda bitecek, üzücü bir tek sual de sorulmıyacak... Marthe kardeşine döndü: Dairelerdeki değişikliği sana haber verdiler mi? Evet. Eva'ya mektub yazdım, bu me seleden bahsettim, ama daha cevab vermedi. Haberin var mı, hâlâ para istiyor? Michel omuz silkti. Perdeler kapalı idi. Şehrin uzaktan akseden gürültüleri belli belirsiz duyuluyordu. Öte yanda da, Madam Brun, kendi evinde, Charlotte'la konuij'jyordu: Michel gelmiş, haberin var mı? Mahkemeye gelmeğe cesaret edecek mi dersin? Kat'iyen gelemez! Ne dersin, haberi var mıydı acaba? Var, yok, size ne? Charlotte mütecaviz hale gelmişti, Madam Brun, gözleme yapsak yahud lokma döksek dediği zamanlar, artık eskisi gibi, bu müjde onu sevindirmiyordu. Philippe evlendiği zaman, koskoca bir çiçek demeti yollamıştı. Hediye gelen demetlerin en büyüğü onunki idi. Charlotte, beyaz bir kart vizitin üstüne «her şeye rağmen saadetler dilerim» ibaresini yazıp demete iliştirmişti. Madam Brun, Charlotte'un akri aksi cevablar vermesta» aldınnadan devam ediyordu: Bana »orarsan, kızm geİM «dduğunu anlayınca, Michel... Fakat Charlott» ayağa kalktı, kestirip attı: Bu adamlann* lâfını lşitmek istemiyorum! yatıp uyuyacağnn. Saat daha dokuz. Uyku uyumağa da hakkn» yok mu? Allah rahatlık versinl Madam Brun'ün, kınna uıun bir mektub yazmaktan başka yapacağı şey kalmıyordu. Mektubda, Michel'in geri geldiğini, o gün» kadar cenub taraflarında bir yerd« tedavide bulunduğunu, bu gelişin bir takıra tahminlere yol açtıgını haber veriyordu. Marthe, kardeşine sordu: Ne zaman dönüyorsunT Cevabını Philippe verdi: Yarm sabah! *** Mahkeme salonunda Donadieu'lerden hiç kimse yoktu; bununla beraber herkesin nazarında, hepsl oradaydılar, herkesin arkasındaydılar, her kelimenin, her sorulan sualin arkasındaydılar. Haftalardanberi yağmur yağdığı halde, o gün. tesadüf. bir ilkbahar güneşi, salonu aydınlatıyor, oranın havasını ısıtıyordu. Arkası var