Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 Temmm 1953 MERAKLI BAHISLER j Istanbulumuzun altındaki şehir... İlim ve Fen: 4 Yazan: MeKn Ergin YANLIŞLIKLAR Âvrapaıuıı İlk Gaıtgsterleri j Tuan: P. GORDEAUX C 3&& î Çevlren : MAZHAK KUNT Hava gidişatı Yaıa»; Ord. Prot. Salih Murad Uıdilek General Elektrik fabrikasınuı arastırma lâboratuarında canjanlardan Dr. Vıncent Shaeffer, 1946 yılında mühim bir tecrübeye girı$mişti. Bu âlim. içinde ucmakta olduğu uçaktan küçük kuru buz (katı halinde karbon di oksid) parçalarını atrn^ga baslamıs, bu soğuk madde buluttaki su damlacıklanndan bazılarını dondurup kar taneleri jeklinde yağdırmıa. İste o gündenberi birçok kimseler ıun'l olarak yağmur ve kar vağdırmak hevesine kapılmışlar ve tecrübeye girismislerdir; fakat croblem henüz çözülmüs değıldir. Havada daıma bır mıktar rütubet vardır Bazan havsrüa kaldırabıleceğmden fazla su buharı bulunabilirse de ne vagmur ve ne de kax yağmaz. Boyle bavaya fazla sormud hava denir. Baz; ahvalde su habbecıklerile dolu bulutların sıcaklığı sıfınn altma duser de gene kar yağmaz. Bovle bulutlara da fazU somugus denir. Havada muay.yejı küçük zerreler bulunmad;kça havadaki rütubet ne yağmur ve ne de kar hlsıl edemez. Bu zerreler yağmur veya kar için cekırdek te$kil ederler. O halde yaftmur veya kar yagdırabılmek icin bıricik yol yukarıda isimleri gecen bulutlara böyle zerreler lokmaktır. Buna da matumatoh. ijlemi denir. Kuru buz granüllerı yerıne eiimüj iyodur krıstallerı üzerinde tecrübeler y v l m ı s t ı r . Her iki halde hava ve bulut »artları yağmur ve kara, uygun olmalıdır. Havanın gıdişı ııcaklık. basınç. rütubet. günes ıjını. teressübat. rüzgâr vesair fakldrlere baghdır. Bu faktörlerin her bıri cok degijebilır. Bunlar arasında sonsuz terkibler bulunabüecefeıne göre sonsuz neviden hava olabılir. Bir zamanlar buyük bir meteoroloftun dediği jjibi ebir hava bır daha gelmez» Hepimizce bilinen bir hakikat varsa. o da havada degişiklik atmosfer hareketlerinden ileri gelir. Bu hareket bazan mevziidir. Meselâ, berrak bir yaz günü arzımız günesten almıs oldugu ısı ile ısınır. Sıcak. veryüzü üzerindeki havavı ısıtır: ve sıcak hava yukarı cıkarken rütubeti birlikte tasır Bu hava vukarılarda soguvunca gök gürültüleri bol olan yuvarlak. karnıbahar seklinde bulutlar meydana getirir. Atmosfer hareketinin kücük bir sahava inhısar etmesinden dolayı bu nevi gok gurültulerı mevzüdir. Fakat atmosferln daha büyük hareketleri de vardır. Arzm Rünesten almıs oldugu ısı, ekvatörden kutublara çıkıldıkça azalır Isınmadaki bu esitsizliğe bir de arzm topaç gıbı dönmesi eklenince yervüzünde büvük hava akıntılan mevdana gelır. Ekvalörün kuzev ve günevinde batıya doğru etcarit rüzeârları deHı'.en hava akmtıları pevda olur: bun!ar arasında alcak basınçlı sakin hava kemeri vardır. Kutublara doğru Rİdilince bu rüzgâr kcmerlerinin dısında doğuya doğru bir hava akıntısı gorürüz. Bızler bu mıntakada vasıyoruz. Bu ibat rüzgârının içinde nehırlerdeki g'rdablar veva anaforlara benziyen hareketler var. Bu hava girdab veya anaforları hava kütlelerinın hareketıle ve muhtelif neviden hava kütlelerinin birbirine girmesile hâsıl olmaktadır. Nüsabakanın şekli EHI (rDn tnöddetle yukanda gördu&ünuz şekilde hergün txr fıkra neşredeeegız Tanınmış iıczalar tarafından yazılacak olan bu hkralar on «vn mevzua taalluk edecektir Yan! edebivat. tiyatro musikı diger eüzel sanat şııbelen, tarıh. ılim ve fen, tıb, zxraat, spor raevzularının her bıri içın beşer Une yazı konacaktır. Ve her vazıda muharrır'îrı ı«r»1ındmj kasden bırakılraı; oeşer tsne vanlıs bulunacaktır Bu mevjuısrdan hangisinin meraklm tse» niz o mev7ua aid 5 vazivi oku. vacak, yanlışlan bulacak, altlannı çizecek. sonra yukand» mevcud kuponu dolduracak ve raüsabaka hitamında yanlışlan ışaret edilmiş 5 yan ü« S kuponu bir j zarfa kovup Bazetemize voVavacaksmız Sizden 50 nkradakl nls^lan bulmanızı degil. bir tek mevzua mütealük 5 vazıdakl nnhslan bıılman'21 lstıyiruz. İmparator sarajlarında bulunan yer mor.aiklerl Evet.. 500 yıldanberi İstanbulun | toprak albnda kalan mozaikler gflaltında kalan 2600 senelik sehirdrn J zellıklerinden pek az |ey kaybetgeliyorum... 1935 te, meşhur Ingiliz mışlerdı. arkeologu Prof. Baxter'ın başk'dnlı j Fakat imparator saraylannın e»ğındaki hafriyat heyeti tarafından rarengiz mahzenlerinden, avlulakeşfedılen bu şehir bugün tamamen rından, sürunlarından bajka kıharab bır manzara arzedıyor. O »ımlan tamamen kaybolmuştu. Bu muazzajn imparator sarayları, 4b' mahzenlenn bazısı toprakla dolu, deler, hamamlar, kilıseler, avıular bazısı da bombo} . Fakat sarayla1 ve hippdrom bugün Sultanahraed j rın deposu olarak kullanıldığı ancamunın ve parkının derınlıklerın laşılan mahzenlere henuz girilmede kalmışhr. Fakat hemen soy1 ve miş. Gene aynı bolgede, sarsıntalay.m ki, bahsedilen şehri toprak nn tesırı'e yıkılan ve içleri toprak dolan yeraltı koridorları goze çaraltma gdmen Türkler değildir.' Bu tamamen tabiatin tahnbatı pıyor . Hafriyatın yapıldığı saha Sultannın bir neticesi... M. E. 660 senesınde Megarah muhacırler tarafm ahmed camıinin denıze bakan cepdan tesis edilen bugünkü meçhul j hesinin takriben 7080 metrt şehrin efsanesi bile vardır. sındadır. Camiın bulunduğu laha neye göre Megaralılar, yeni bir şe eski Bizansın tam ortasına 'sabet hır kurmsk üzere yola çıkmadan etmektedır. Onümüzdeki aylarda, evvel Delphl mabedınin me^hur hafriyat bölgesinde bulunacak yekâhinin» müracaat ttmijler. Kâhın ni saraylann o devri biraz daha onlara: aydınlatacağı tahmin edilmektedir. «KSrlerin karfiaındakt »ehirİngiliz arkeologu Corbitt Spenser de yerlesin» tavsiyesinde buiun ile bırlıkte hafnyat bölgesinin mah muş. Megaralılar, Byzos'un boşkan zenleri, avlulan ve sütunlan arahğında yola çıkarak bir çok ülke sında dolaşıyoruz. Bır kaç yüz met leri dolaştıktan sonra, Saraybur re ıleride, Settimsever tarafındpn nuna gelmişler. O zamanlar Feni inşa edılen hipodromun sutunları kelıler tarafından işgal edılen K^ | goküzuyor. Hıpodromun denıze dıköyün (Kalkedonya^ karşısında j bakan sutunları uzerine bugünku kı bomboş tepeleri gorünce Feni j Yüksek Ekonomı ve Tıcaret okulu ili dl kelilerin k b l ü ğ ü kbrlüğüne h ü k d k j ile eski Sanayi mektebi ınşa edilhükmederek bugünkü Sultanahmed camünin ci mıştir. Hipodromun altı ise, karanvannda yerleşnvşler. Kurduklatı lık mahenleri ve boşluklan ile kuçük şehr» reislerine izafeten Bi bambaşka bir âlem... zans (Byzantiom) adını vermışler. Hipodromun denize hakan repSuratle genişlıyen ve muhacıı'e hesinm etrafını dolaşarak, Adalet rın gelmesıle nüfusu gunden güne Sarayınm önundeki yola çıkıvoruz artan Bizans sehrı, surlarınm var j Y o l u n b i r a z g e r i s m d e meşhur Rodımıle muhtehf tehlikeler afuttık j m a hamamlarının son harabeleri tan sonra. M. S 2 nci asırda Roma | g o z e ç a r p ı y o r . . . Ticaret mektebine Impar^tonı Settimsever terafmdan , k a d a r ^^^ kenanna y m yOİun üç senelik muhasarayı müteakıb d a i s e hipodromun tribünlerinin yerle bir edi'di! son sıralan kolayca görülüyor. 1750 Şehirde ta? ta? üstüne bırakmıyan , sene evvel üışa edılen hipodrom, o avnı imparator, sonradan nedense zaman 50.000 kişı alırmış . BugünBızansı tekrar ıhyaya lüzum gor , kü Ekonomi ve Tıcaret mektehinin du. Yıkılan ?ehır yerine hipodrom J bittiği yerden Sultanahmed parlu, sarayh, hamamlı ve abıdelı bır kının kapısma kadar uzanırmış'. şehir kurdu. Burası daha sonraki Yani takriben 400 metre boyu, 100 imparatorlann ilâvelerıle bır Roma metre de eni olduğu bugün bile şehri oldu. kolavca anlaşılıyor. Sultanahmed Bizansın tabı! güzellıği impan meydaıu ve parkı hipodromun yıtorlann gözunden geçmadığı ıç<n, kılmasından vt dolmasından meybütün imparator saraylan şehrin dana gelmiştır. Bugünkü tablrıle bu seratmde inşa edildı. 12 nci asır stadyomda eskiden at yanşlan ve da imparatorlar Ayvansaraydaki yırtıcı hayvanlarla insanlar arasmBlakerna sarayına taşınıncıya kadaki korkunc mücadeleler revkle dar burası şehrın merkezi olarak seyredilirmiş. kaldı. Saraylar terkedildıkten lakBugün ise, muazzam hipodromun rıben 250 sene sonra İstanbulu ısSultanahmed parkmın ortasına Isatilâ eden Turk'.er. Bizansı harabe halinde buldular Zamanm tahrıba bet eden yalnız iki sürunu ayakta tile yıkılan ve üzerindeki toprak kalmış... Bizans şehrinin dışandan tabakası gittikçe kalınla$an 'mps gorulebilen en muazzam eseri bürator saraylan üzerine Türkler tün azametile karşımızda duran Aa müzesidir. Vaktile yepyeni bir şehir kurdular. tahvü edılen bugünkü Ayasofya Bizans şehri İstanbulun altında kaimadan evvel bugünkü Ayasof müzesine Türkler azamî itinayı gös yanın arka duvarlanndan başlıya terdikleri ve yan duvarlannı bir kaç defa takviye ettikleri için burak yeni Adalet Sarayınm inşa egüne kadar yıkılmadan kalabildıldiği arsa iîe bugünkü Yuksek miştir. Bunu etrafımızın tarihl eserEkonomi ve Ticaret okulunun lulere karçı gosterdiğı ihtimamın gü l lundugu sahadan denize kadar uzel bir nümunesi olarak zikredebi ' zanıyordu. liriz. j *** İstanbulun altındaki şehrin diİşte şımdı İstanbulun altmdaki ğer eserleri ise. daha İstanbul bir şehri gezeceğız... Halen Prof. Tal Türk şehri olmadan 250 sene evbert Wııce başkanhğındaki 40 kı» vel terkedılmislerdir. Buranm şehşılık İngiliz hafriyat heyeti bu şeh rin en güzel bölgelerinden bıri olri meydana çıkarmakla meşgu'ıdur. duğunu hemen sezen atalanmıc Belki yuzlerce senedenberı insan j harab şehrin üzerint muhteşem eli sürülmemış çamur derjası »o Sultanahmed camiini, Arasta çarkaklarda ilerledıkten sonra, haİTİ şısını, hamamlan ve mescıdleri inşa etmişlerdir. Yüz lene evveline yatın yapıldığı yere geldik. Kapıdan içeri girip merdivenleri kadar Sultanahmed semti İstanbuiner mmez, bes. metre toprak altın ' lun en güzel yerlerinden biri idi. dan çıkanlan ırnparator sarayınm ] Bugün oralarını bakımsıı bir halgenış avlusunun mozaikleri ve mu de ve harabeler diyan olarak gorazzam sütunlan karşımıza çıktı. mek insanı ne kadar üzuyor... 2530 metre uzımluğundaki avlu j nun ıtina ile yapılmış olan mozaık | Zeytinyağı piyasasında lerınde günlük hayattan alınma canlıhk sahneler canlandırılmıstı. Aynı saZevtlnyağı piyasasında bir canlılıX hada yapılan kazıda bulunan bü muşahede edılmektedir. Alâkadar'ara jük zahire kücleri de bir koşede gore >eni dıj ticaret rejim.nın zeytin. i >ağı ıhracstına kolaylıklar gostercceğl. duruyordu. 1952 de hafriyata baş nl gci onunde tatan zeytınyağctîar mal , lıyan İngiliz arkeolo^Iarı yerdeki toplamaktadırlar, mozaiklerı büyuk bir itına ile resS a^idll mallar 170. «shunluk yai'ar tore etmışlerdı. Tairiben 800 sene 160.16» kuruîhır. maamafih birden faz'« mevzu* muıeallık hkta'aHa a!âkar*ar ol mak, faraza hem tarîh. hem Hyatroya mİHsallik fıkralardnkl yanhşlan bulmak, bu suret!» müsabaka neticesi tertib edilecek f kuı'a3 a iki şanı ile 'ştirak etmek kabıJdır. Ancak bu takdırde heı bahse müteallik 5 hkrayı vt 5 kuponu ayn bır zarfn koyup yollamak icabedecektir. Müsabaka neticesinde vsnlıslan bulanlar arasında çckılerek kur'ada 1 kişiy* tstanbul Marsuya gıdip gelme vapur bileti, bir kijiy» Amerikan G. E. buzdolabı (6 ayak), bir kişiye Amerikan G. E çamasır mskinesi, 5 kısıye 7 lâmbalı Siemens radyosu 5 kışiye 6 lâmbalı Siemen» radyosu, 5 kişiye 5 lâmbalı S'eraen» radyosu, 2 kijıye Siem»n« büyük boy elektrik süpürgMİ, 5 kişiye Siemens Rapid tipi elelttrik rüpürgesl, 15 kişiye otomatik Moraphy ürüsü. 15 ki^iye S!e mens ftnnlı ekmek kızartıa, 20, kişiye Sheffears altın mürekkebli kalemi verilecektir. Mufettış Jalmar ve memurlardan Talva, süteyı açarak Bono'yu meydana çıkardılar. Haydudun yüzü, kan için ıdı. Anarşist dört kurşun yemişti. Gözleri acık olduğu halde hafıf hafıf inliyordu. Şılteden haydudun son sadık arkadası bir köpek cıktı. O da yaralıydı. Bono. asagı indirilirken tegmen Fontan da pencereyl açarak halka haydudun yakalandıgını bildirdi. Suazi'dekl Fromanton garajmın muhasarası tam dört bucuk saat sürmüstu, Bono, tek basına musellâh 500 kUiy« kar?ı koymusttı. caklık %e rutubett.r. Muavven mıktardakj havanın sıcaklıgı artarsa ağırhğı azalır; rüttıbeti artarsa agırlığı gene azalır. Soğuk hava gıderken daima daha sıcak bir havava rastlar Sıcak havadan afiır olan soguk hava onu vukarı kaldırır. Sıcak havadaki rütubet tekâsüfe baş'.ar. Bulutlar tesekkül eder. îkisi arasındaki sıcaklık farkı büvük Ise, catısma büvük olur Bir hava kütlesi büyuk hacimde hava olup birkaç yüz kilo ve siddetli gök gurültülerl meydana gelır. Alt tarafını gelecek metre imtidadında ve bir iki kilometre kahnlıgındadır. Bir mik vazıya bırakıyorum. taj hava muayven bir yerde birkaç gün durursa bir hava kütlesi •• >ı^ tesekkül eder. Bu kütlenin ııcaklığı, altındaki veryüzü sıcaklığının avnıdır. Bu hava kütlesindeki rütubet miktarı altındaki buzun su muhteviyatına bafthdır. Maamafıh. rütubet miktarında Salih Muradın vukarıdaki yazısında: muharriri tarafınsıcakhğın mühim rolü vardır. Pek sıcak karalar üzerindeki hava dan kasden vapılnm bes vanhs vardır. İlim ve fen r«raklısı kütlesi foğuk denizler üzerindeki hava kütlesinden fazla rütubelsenlz yanhşlıkları pek kolarca nulabilirsiniz. Buhııa>a çati havi olabilir. lı^ın ve sonra yukarıdakl çerçeve içinde yazılı şartları Hava kütlesi. kendislnı ceviren atmosferln basıncı düsünce oknynn. hareket* başlar. H»v» basıncını dejiştiren başlıca Imiller de «. Şimdi asağıda boı yere kendini öldürten maklnlst Dübua'nm ceşfdıle henüı nefes alan Bono vardı. îkisi de bir otomobile yerlestirilerek hastaneve götürüldü Aratm. geçerken halk Bono'yu parçalamak istıyordu. Fakat polis esasen ölmek üzere olan havdudu muhafaza edivordu. Bono. hastaneye gelir gelmez. tek kelime soylemeden son ıefesını verdi.. Bu yazıda beş yanlış vardır Dünyanm dört ucundan gelen en güzel kızları takdim Yazan: İnci Pirinççioğlu NewYork «Şlıtufi aayın ••yircıler, sıze dünyanın dört ucundan gelen en güzel kızlan takdim etmekle bahtıyarım!» 5 temmuz pazar »kjamı laat Mkız buçukta NewYork C3.S. televızyon stüdyolarında Ed. Sullıvan bu cumleyi telâffuz ettıği anda, bır alkış tufanıdır koptu. Evet, jimd:, Amerıkaya vâsıl olan on bej guzelden on dördü, sade NewYork halkına değıl. televizyon vasıtasıle butun Amerıkaya takdim edilecek. Ancak on dördü. Ancak program başlamadan 15 dakika kadar evvel Danımarka güzeli yorgunluktan bay'ldı v« derhal bir otomobille Waldorf Astorıa otelindeki hususf daıresıne goturüldü. Bu havtd^i duyar duymaz biraz evvel yarundan ayrıldığım krahçeraizin yanına koştum. Aman Ayten. sen nasılsın? Ayten de yorulmuş, fakat ıırma Işlemeli kırmızı mıllî kıyafetıle etraftan topladığı alâkadan o kadar memnun ki âdeta yorğunlugunu unutmuş. Halbuki bugün en anğı beş defa kıyafet değiştirerek muhtehf pozlarda resimlermı çektırdi. Hattâ daha bır «aat once H n şalvarını, kırmızı 3 eteğını, 15lemcii terliklcrıni giyıp gumus kemerini, hattâ kolye ve küpelerini takıp «oh çok şükür hazırım» dedıği anda gehp, «Haydi, Mıss Turkey, şımdı bir mayolu resiniııız ddha çekılecek, soyunun, deııiı.,.ler mi? Maamafih bu teklifi ben şahsan memnunıyetle karjılamadım desem yalan soylcmiş olurum, zıra böylece 15 güzeli hep bır arada mayolu olarak gorüp, Aytenın kaz*nma şansı hakkında bır fıkır edınecektım. Aklımdan geçenlerı Aytene •oyleyince 0 da âdeta heyecanlandı. Bebraber güzellerin »oyunduğu odjy» £irJik. On heş gvizel, hnsı mıllt kıyafetlerınl çıkarıp bir örnek mayolar giyiyorlar. Ben hem Ayteni giydıriyorum, hem de etrsfı ••yrediyorum. Bu grupun içind» turk fuı«lin« t s büyük rakib $•lıba Fransız guzelı. Ayten de fık gür saçları var. Burnu hafıf kairime iştirak etti. Kızı daha yakın kık. Bılhassa yüruyüşuf, tavırlân dan görmek içın yanına yaklaşıp pek goz aıicı Meğer kendısi Parıkonuşmağa başladım. sin meşhur mankenlerındenmış. AFransız dılberi Christiana Martel, merikaya geldığıne pek memnun. henüz 18 yajında imış. Boyu 1,65 «Amerikan modasını da yakırHan kadar, gajet ince ve kıvrak bır görebıleceğim,» dıye sevıniyor. Pek genc kız. Koyu yeşil gozleri ve a fazla ıngılızce bıimcmekle beraber, çık kestane, omuzlarına dokülcn fransızca ile mgılızceyı bırbuıne kanştırarak meramını 8yl« tatlı bir anlatışı var ki. Konuşurken en enteresan tarafı da rakam söylemek ıcab etti mı, parmağı ile koluna sayıları yazıyor Babasının 40, annesının 42, kardeşinm 24, kendinın de 18 yaş.nda olduğunu ışte bojlece oğrendım. «Bana guzellık annemden geçmış, hâlâ oyle genc ve güzeldir kı, gorulmeğe değer,» diyor Fransız kızı mılli kıyafet yerine eteğinın bır tarafına yukandan aşağı pembe ve mavı güllerle süslenmi} şahane beyaz bir tuvalet gıymiş, omuzlarında da gri vizondsn bır kap var.. Fransa güzelınden sonra, yüzü itıbarıle hakikaten güzel bır genc kız olan Avusturyalı kralıçeye yak laşıyorum. İsmi Lore Feleger'miş. Fevkalâde püruzsuz b.r cıldi, sarı saçları ve mavi gözleri var. Gayet güzel ingıhzce konuşuyor, tatlı bır kız. Lore'un gayesi, büyük bir artist olmakmış. Zaten daha 4 yaşında ıken Vıyana f Burgtheatret) da sahneye çıkmağa başlamış, lise\ i bıtirmce Dans Akademisine girerek, bale, klâsık danslar ve buz uzeıınde ka>ma oğrenmis. Bundan ionra d« ertisthk mektcbin» devam etmeğe başlamış. 19 yaşında olan genc kız, spora da merakh olup bilhassa tenis, yüzme ve dağ sporlarında çok muvaffak olduğunu soyluyor. Buna rağmen Avuıturya güzelinin vücudü, yuzü gıbi güzel değıl Bacaklar kalın, orauzlar gayet dar. Hele giydiği Avusturya koylusü kıyafeti, vucudunü busbütün kuçultmuş. f Televizyon Stüdyolarında J Kajılı hâdisenin cereyan ettiği odada polis, dört yüz fisek, anarjistler tarafından basılan bir takım brosürler ve nihayet muhasava esnaıında Bono taraimdan kursun kalemile yazılı bir kâğıd buldu. ' Bono bunda: «Meşhur bir adamım. diyordu. Söhretlm sayesind» l«nim dünvanın dört bucağuıa ulasmaktadır. Kimbilir, belki de söhret budalaları bundan kıskançlık duyacaklardır... Hareketlerimdan dolayı nedamet duymam lâıım mı? Dejjll miî Bilmlyorum... Belki d t iyi yapmıyorum ama bajtan baslamak Icab «tse baska tttrlO hareket cdemem... Beni bundan Gisar mı menedecek? Benim de yafamaga hakkım var... Her insanın hayat hakkı var. Madem ki bu kor ve kana susamıs cemivet b«nden DU hakkı almak istiyor. kendisl bılir. Neticeden ben me«ul değilimlı Infilâktan sonra ağır yaralanan Bono. artık kurtulamıyacağmı anlıyarak kaltml kanına batırarak kftğıda. §u kelimeleri Uâve etmisti: «Metreslm masumdur... Gorl ve Dyödone'nin lucları yoktur... Artık ftlüyorvnn... lmza: Bono.» ARI UMLARI Geriye, yakalanmaları lâzım gelen Garnye vt Vale kalıyordu. Polis. bunları bütün memlekette arıyordu. 14 mayıs 1912 günü öğleden sonra bir üıbar üzerme hareket eden müfettıs Sevestr, elinde bir kadm resmi oldugu halde Nojan Süj Marn'e giderek bazı dükkâncüar nezdinde sorusturmalara baslamıstı. Tam o sırada müfettis. aradığı kadının sokaktan geçerek bir mağazaya girdiğini gördü. Biraz bekledi. Kadın cıktı. O da arkasına takıldı . ARIuNLARI HAZMI KOLAVOIP VE LEZZETUD//3 ARIuNlARI SAFTIR BOL V/rAHtNUülR Biraz otede sıyahlı abs eibı kumaştan yapılmıs mıüî kıyafeti içın de Norveç g'.ızeh, 23 .vaşuvlakı Belçıka guzelımn m^ypsunu duz«lÜyor. Türkiye guzeiin» rakıb olmalanna imk&n olmıyan bu iki genc kıa atlayıp İtalya güzeli Rıta Stazi'y* yaklajıyorum. O da jim.ll mayosunu çıkarmış, tekrar miilt kıyafetinl giyinmekl* me}gu] Gayet frapan yeşil, kırmın v« beya» CEB •» KOL SAATLERİNtN eeşldlerl gelmlşttr. çuha gibl bir kumsjtan ygpılmıı, Toptmı n b | yeri N. MUBAREKYAN İ^tiklâl cadderi No. S90 Arkasx Sa. S, Sü. 6 da ORATOR Birkaç dakika sonra kadın vıllâlarla süslü bır manalIPVP gıderek guzel bır koske gırdi. Kosk, sık aeaçlı bir bahcenin ortasında bulunuyordu. Bir tarafından da tren yolu geciyordu. Polis müfettısi bır müddet ağacların arkasma saklandı. Çok gecmeden iki adam gelerek eve girdi. Müfettig, kâfi derecede malumat sahibi olmu$tu. îj« men telefona kosarak Emnlyet Müdürü Gisar'ı buldu: tPatron, Nojan'dayım. Garnye'nin metresi burada bir paviyonda oturuyor. Yerini buldum. Yanında İki erkek var» dedı. Gisar da derhal «eleceginl »öyliy«r«k telefonu ka| padı... Arkası var Türkivcde ncrri hakkı yaînr/ ( .ızetcmi/e aiddır.