Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
MAU MAUlar Hiynrındu : deh.şet geceleri tfazan. JOSEPH KESSEL Katilleri arasında yaşıyan insanlar! Leş köVularile, enkazdan yükselen toz bulutlan birbirine kafışıyordu. Kariobangui köyünün sınınnda. karınca sürüsüne benzeyen insanlar, meçhul bir hedefe ve meçhul bir âkıbete doğrü yollartna devam ediyorlardı. Tepede, kak tüs çitleri arasında, koca koca yabani çiçekler açmıştı. Engin Afrika semssmda. dünyanın en güzel bulutlan olan Kenya bulutlan, nğu ağır yüzüyordu. «Beyaı adam, BunıBuru hlç Jrıkma*» Bindiğim taksi, bıraktığım yerde duruyordu. Fakat şof&r meydanda yoktu. Biraz sonra buldum. Yüksek riıtbeli İngiliz subayırun arabasının yarunda, halırol vaziyetinde duruyordu. Omuzlan titriyor, kara cildinin üzerınde, korkudan, iri iri ter damlalan birikiyordu. Beceriksiz bir elle. cebine bir takım kâğıdlar tıkıştırıyordu. Binbaaı beni görtince, bir el lşaretile şoförümü yanından savdı. Adamcağız, avdetimizde, otomobili sürerken mütemadiyen: Ben, kâğıdlar her zaman tatnam... Ben hiç fenalık yapmaz... deyip duruyordu. Kariobangui'den uzaklaştıkça sakinleşiyordu. Asfalt yola çıktığımız zaman, çekingen bir tebessümle: Bakın benim köyüme... Adı BunıBuru, dedi. İşaret ettiği istikamette, büyük, yeşil bir ovanın ortasında, saman örtülü, birbirinden çok fasılalı olarak yapılmış, sivri tepeli, yuvarlak biçimde bir kaç zenci kulübesi gördüm. Şoföriun: BuruBuru, hiç karışıklık yok, dedi. Adam gizlemek yer yok... Beyaz adam, BunıBuru hiç yıkmaz... O zaman ona sordum: Sizin köyde MauMau yok mu? Yüzü bir anda değişti.. Dudaklan sarktı, alt çenesı ürperdi, gözlerinde dehşet üadesi belirdi, siyah cildinde, gene korkudan ter damlalan peyda oldu. Yavaş sesle: MauMau ben bilmez, dedi... MauMau adı ben işitmedi hiç... Açıktan açığa, budalaca yalan söylüyordu Ama hak vermemek müm kün müydü? Bu adam, kendisi gibi müthiş bir mengenenin dişleri a^ rasında sıkışmış binlerce ve bifllerce Kikuyu'nun canlı, biçare, korkudan, tirtir titrey.en tirhsâîî idi. Bir tarafta, askerlerile, po"lisı1e, durmadan yapüklan elemelerle, hapısanelerile, beya* derililer vardı. Öte yanda, bu aynı beyaı derili adamlara karşı mücadeleye girişmeğe zorlayan mutaassıb, taşkın Karaçete, emirlerine boyun iğümezse en korkunç ölüm cezalan veriyordu. Kariobangui'de bulunan cesedler, buna kâfi delildl... Bu adamcağız da kendislne b«nzeyen daha binlerce insan gibt, müteva», faklr, biçare hayatını idam« etmekten başka bir a«y totemiyordu. Bu amansız kuvretl«r arasında bocalayrp kalrruı, belki de o ugufsuz yemini o da etmişti. Belkl d« gtinün birinde çok fatla korkam, jremlnini tutacaktt. TaJtaran köpek gibl n«mH gözler O ffln, Ocindi vakü, otelin verandaâında çay içiyordum. Benl KariobanguTye götüren adfi>r yanıma sokuldu. Çok heyecanlıydı, İri, ıuhı gösleri, yalvaran bir köpeğin gözlerlni «ndınyordu. Kulağıma nsıldadı: Karım, BuruBuru'dan yaya geldl. Yann, polia BuruBuru jrıkacak... Bir an, meçhule doğru uzaklafan rengârenk ufacık kanncalar gen» gözümün önüne geldi; çivi arayan ihtiyar adam gene gözümüa önüne geldl. Yalvaran köpek bakışlı, ıslak gözler yüzüme dikilmişti. Şoföre bir liralık banknot verdim. 11 O gözdefl henüz kaybolmuştu ki, bana Kikuyu'lar hakkuıda soyle* nen şeylerı hatırladım. Sinsi, kahpe, valancı, beyaz derili adamlarm zaaflarmdan. hassaslıklarından istifade etırıesini bilen fflahluklârdır, demişlerdi. Enayı yerine konulmuş olmânın acısını duydum. Lâkin ertesi gün, gazete, BuıilBunı'nun yıkllmasına karar verilmişken bu karann geri bıraktınldığını haber verdi. Gene ertesi gün, hizmetirne bakan gaı*son çocuk. odama bir ananas getirdi. Fakir bir Kikuyu kadını bana vMilsin diye ona teslün etraiş. Nairobi, hazlran 953 Katilleri arasinda yaşayan insanlar Harikulâde bir yerde bir kaç gün geçirmek üzere davet edümı$tim. Bu yer Rift vâdısınde, Naivasha gölü kıyısında ıdı. Asıl evi çepeçe\Te kuşatan taraçalarla. bulanık «ulara ve zarıf şekilli dağlara açılan, iki keçeli servilik yol, bu malikâneye, İtalyadaki benzerlerine has bir güzellik veriyordu. Fakat güneşin şiddeti, nebatlann çofkunluğu, zenci rençberlerin kulübeleri Afrika iklimini unutturmuyordu. Hoş, her gece, göldekl nilüferlerin ve lotüslerin arasmdan »u aygırlan çıkıp mahsulleri yiyorlarj yalçın tepelerden şebekler inip mısırlan aşu"iyorlardı. Ahırların civarında sık sık, davar kokusuna gelen kaplan ve aslan izleri görülüyordu. Fakat çiftlik sahibleri nazannda da Kenyada dünyaya gelen şocuklann nazannda da, toprağa bağlı yüzlerce işçi nazannda da, bu biçimsiz ziyaretler, mevsimlerin birbirini takib etmesi kadar tabil bir şeydi. , Yüzme havuztında yıkanılıyot, halis kan atlara yanşlar yaptınlıyordu Mısır dikiliyor, ot biçiiiyor, portakal mahsulü toplanıyordu. Traktörleri bütün gün, hânl hanl işliyordu. Görünüçte, tarlalarda, çayırlaıda, ağaçlar ve çiçekler arasında, harikulâde bir aydınhk içinde, şairane bir huzur ve sükun hükum sürüyordu. Hakikatte hiç bir Avrupalı, yanına silâh almadan evdtn uzaklaşmıyordu. Hakikatte, zenciler malikâne sınırlannı, ellerinde yazılı bir izin kâğıdı olmadıkça aşmak hakkına sahib dağillerdi, akei takdirde Jbaftis cezasına çarpılıyorlardı. Oece olduktan sonra da, kulübeleri dışında görüHukleri takdirde öldürlılmeleri şarttı. 1911 senesinde İtalyanlar, Os50 milyon liralık istikraz tahvili manh İmparatorluğunun Afrikadaçıkarma salahiyetini \eren ki Trablusgarb vilâyetine pek kısa tasan kanunlaştı müddetli bır ültımatomu müteakıb tecavüz ve sahilleri işgal ettiier. O lstanbul Belediyesiflln, şehri gün İstanbul halkının uğradığı hayimar için 50 milyon liralık istikraz ret ve şaşkınlık çok büyüktü. Çüntanıdığım ve şahsını ancak sonra içeri ğirdi. Şair çok az İstanbula tahvili çikarmak üzere hükumete kü, parlak bir muvaffakıyetle biten dan gdrdüğüm doktor Abdullah inerdi, hele Hilâliahmere uğrarrrasl başvurduğu, hükumetin de bir ka Yunan harbi müstesna, senelerce Cevdet Beye aid olduğu İçin hafı hemen hemen büyük bir vak'a idi. nun tasarısı hazırlayarak Büyük harb görmemiş millet Trablusgarba zamm esas tafsilâtı beni aldatmı Kapıdan girerken bana şöyle hitab Millet Meclisine verHıği malumdur. saldırmanın ne manaya geldiğini etti: yacağına eminim. Tasan kanunlaşmış bulunmakta' derin derin düşünmeğe başlamıştı. Gördün mü seninkilerin yapBu kaydı koymağa mecbutiyet dır. Buna gSre, yalnsz İstanbul Bf O gün ben de Hilâliahmer ( = Kıhissetmeme sebeb var: Geçen gün tığı işı? (Senınkiler dediğl İttıhadlediyesi değil, bütün belediye!er zılsy) da oturmuş. muharebe başlerden bir gün FJgaro LitJeralre çllar demekti) öturdu ve kendme Maliye Bakanlığının tensibi vo Ba larsa bu yardım müessesesinın vagazetesinde «M. Chateaubriand, ne mahsus ağır ve fakat terbiyeli sözKanlar Kurulunun tasdikı ile tah ziyetini düşünüyordum. gıizel yalan »öyliiyorsunuı» başlıklı lerle Sadrıâzam Hakkı Pasayı ve vilât çıkarabileceklerdir. bir makaİB okumuştum. Makaleye kabineyi tenkid etti. O vflkitki göAziz oku>Tacularım, görüyorsu göre Chateaubriînd, Amerika se rüşümüze göre bu tenkidler pek îstanbul Belediyesi, çıkaracaŞı 50 milyon liralık tahville ilk c'.ırak nuz ki hâtırat naküne giriyorıım, yahat hâtıralarında Amerıkanın yerinde idi. Safdilâne bir surette Eminönu Unkapam yolunu »ca bu yola düşmeden evvel hâtırata kurtar.cı kumandan ve ilk Cum inamyorduk ki Trablusgarbi ltalcaktır İstımlâki müteakıb bu mın dair sizinle tekrar istidrad kSbılln ! hurrelsi Washington İle konuştu yanlara kaptırgn sebeb Hakkı Paşa* takada süratle inşaata başlanntağı den bir iki soz etmek istiyorum. ğunu ve Washington'un nazarları mn boş zamanlarım zevk ve keyif umulmaktadır. Bu arada Emin İki türlü hâtırat yazmak usulü ol nın kuvveti ve o nazarların kendi ile geçırmesidir. Halbuki Italyanın önünde büyük bir han yapılmaffl duğuna kaniim: biri her gün tutu sini nasıl ısıtıp canlandırdığını yaza hazırlıklarindan haberdar olsaydık lan hâtıra defterleri ve bu defter rak kendisine «Well Well Yorung netice itibarile ne yapacaktık? Büda düşünülmektedir. ler mündericatını tevsik eden ve man. diye hitab ettiğini ilâve e tün Avrupa cografi renglmizi Trabİmar plâmna nazaran Eminön'i Unkapanı yolunun. Yenicamıin sikalara istinaden yazılan hâtıra diyor. Bu hâtırat büyük Cumhur lusgarb vilâyeti üzerinden sllmeğe Mısırçarşısına bakan kapısı istika lardır. Diğeri de hafıza üzerinde reisinin vefatından yirmi yedi sene zaten karar Vermişti. Ne ise o vametinden açüması iktiza etmekte intıbalar bırakmış bazı vak'alan, sonra 1826 senesinde yazılmıştı. Fa kıt vatannerver ş^irin acı tenkidvesikalann şahadetine müracaate kat 1939 senesinde, yani tarn 113 leri beni bir kat daha sinirlendifdi. dir. lüzum görmeden nakleden edebî sene sonra Washington'un bütün O devam etti: İmkSn bulunursa bu istikrazla hâtıralardır. Birinciye en yeni mi mektubları neşrolununca meşhut Kalk, Abdullah Cevdete giKaraköy meydanmda da bazı trasal aziz dostum Ali Fuad Paşanın edibi Amerikanın büyük Cumhur delim, konuşalım. fik istimlâkler yapılacaktır. (== Ali Fuad Cebesoy) günü gü reisine takdim ve tavsiye eden De Kalktık, İçtihad matbaasına eittik. nüne aldığı ve yazdığı telgraflar, la Rouerie'nin mektubuna aldığı Abdullah Cevdet de bizi düşünceli Mlllî Eğitim Bakanı şehrlmizde mektubları esas tutarak hazırladığı cevabdan Chateaubriand Amerika bir tavırla karşıladı. Fakat Tevfik Mllll Eğitim Bakp.nı RıDtı Salim ve son günlerde kitab halinde neşda bulunduğu sırada Wa=;hington Fikretin zorlu sözleri onu galeyana Burçgk dün akşam Eskişehird«n oto. rettiği hâtıratıdır. Elbette bu kabil hasta olduğu için onu kabul ede getirdi. Birbirimizden mobil Ue şehrlrr.Ize gelmistiT, Bakan sıkılmagak hâüratın da tarihî az çok bir kıybugün saat 17 de, Fındıklıd» Namık j mediği anlaşıldı. İşte bu meşhor ağlıyacaktık. Tevfik Fikret muttameti vardır. Vakıâ son zamanlarda Kemal ilkokulunda hazırlanan Çocuk romantik muharrlr, hâtıratını ya sıl: Kitabları ve D«rs vasıtaları «erglsinln Fransız tarihçi muharrirlerden zarken bir derece daha romanse Ne yapabiliriz? Ne yapılabilir, açılif törenlnde bulunacaktır. Mösyö Carcopins, Mareşal Petain'e ederek Washington ile görüştüğü diyordu. Ben ne yapılacağını tabil Emniyet Müdiirii Napoliye gltti atfen «Mareşalden hâtıratını yaz nü yazıvermlştir. BeH de şu aşabilecek vaziyette değildim. Benim Mareşal şu Emniyet Müdurü Ahmed T«kelloğlu ma5inı rica edenlere ğıki satırları yazıncaya kadar çok derdim, Hilâliahmerin milletlerara9i cevabı verirmiş. Hâtıratım, ama dün 8»at 12 de Ankara vapuru İle Na. düşündüm. Anlatacağım hlkâyeyi vaziyetinden istifade lle denizler apollye hareket etmlj ve Galata nhtı. niçin! Gizliyecek bir şeyim yok ki» mında Vali Muavini Mehmed Ali Çel. diyorsa da bu sözleri ciddiye almak tevsik edecek şahidleri bulamadım. şafak gshllden ayrılmıa olan ordutlk ve dostları tarafından ugurianmi}. Fakat bu noktanm hâtırama de muza sıhhî yardımlar sağlamsk idi. doğru değildir. Bu sözleri günü gütır. rin kazılmış olduğuna eminim; bu İşte o vakit şair Tevfik Fikretin nüne jurnal tutmamış, bir tek kâGUney Kore MiHÎ Meclis kadar derin intıbaın sebebini hi Sızlayan kalbinin feryadlarını dinğıd saklamamış kimseler tesellii Başkanı kâyenin sonunda anhyacaksınız. lerken ben de beraber inliyordum. hâtır kabilinden söylerlerse belki Oün«7 Kore Milll Mecllsl Başkanı Fakat eski ihfilâlci ve reaîist Abmazurdurlar. Sonra hâtıraların taShinlcky dün saat 18.30 da Ankaradan İşte o kederli eünde birdenbire dullah Cevdet Bey Inlemelere pek uçakla fehrlmlze gelmlj ve hava ala. rihi kaynakların ancak en az saf nında Vall adına Husust Kalem Mü. ve halisini teşkil ettiğini söyliyen Hilâliahmer Kâtibi Umumî odasınm iltifat etmiyor, düfünüyordu. Dedi kapısı açıldı ve Tevfik Fikret Bey ki: dürü Basrl Dedeoglu tarafından kar. leri bu sözleri Ikinci kısım, yani ve =haberleri Acı bir günde iki mütefekkir arasında Belediyetıin çıkaracağı tahviller Yazan: Şetiir 1 ı .CUMHURÎYE5 Tl TMnmm 1953 DÜSÜNCELER I c C. H. P. tl Başkanı bir tehlike atlattı Merkn hanının alhnn katında çıkail bir yanıttn, tlhami Sancann jazıhanesi kapısuu sardı v« başkan itfaije erleri tarafından kurtartldı Dün sabah saat 9.45 t* y bınası karfisındâki Merkeı tunıtım 6 ncı kat 40 numarasındâ bulunan avukat Bülend Ataman va Smin Kılıcele aid yaııhaneden yan gın çıkrruştır. Kâğıd kutusuna atılan bir sigaradan çıkan yangın kısa zamanda bütün katı salTnlşttf. Aynı kattt yMıhanMİ bulurun C. H. P. il başkanı avukat Ühfttal Sançar yangın sırasında eiddl bir tehlike atlatmıştır. AlevleY tlhtrnl Sançarın yazıhanesinin de kapıiiriı sarmış ve Sançar İtfaiye erlerila dışarlda bulunan bazı gencler tarâflftdan kurtafılrnıştır. Yaftgui bi» saatten fazla de\am etmiştlr. A. ADNAN ADIVAR Trablüs müdafaasını dü|(lnml* yertleri cezalandırmak ve müdafaaya yardım etmek üzefe hemen bir cemiyet kuralım. İlk bakıjta çok yerinde ve makul görünmek lâzım gelen bu teklif doktor Abdullah Cevdet lle »air Tevfik Fikret arasında düşünce farkını ne güzel gösteriyordu. Bu da birinin ve her vak'adan istifade etmeyi düfünen, esen rüzgârlardan hava sezen» bir politikacı, diğeri yalnız inliyen ve Inleten bir şalrdi. BSyle bir cemiyete hükumettekilerin bir kısmı arkadaşım olduğu halde ben de taraftardım. Belçika Krahnın kardeşi Fakat büyük ağabeyirnlg Tevfik Fikretirı sğzına bakıyofdum. 0 Şehrimlzdfi ağızdan şu sözler doküldü: Belçika dcnanmsaına mensub Billet Cemiyet, komite türlüsünü fırkateynı dun saat 19 da ümanımııa görduk, ne fayda olacak; bir kaç geimlştir Gem.<ie Belçık» Kralının kurban daha vereceğiz, işte o ka kâfdeşı Prens Albert C« tlege de bu, lunıtıâktadır. dar (bu sözün ne kadar doğru olResmi ziyaret programın» gore, bu dugunu bize sonrâki vak'alar ne «abah gerrii komuUni VU1 v« k«ledly» kadar kat'î misallerle isbat etti de fleısıle, Denanıtlâ v# Öfdu korriutAftli. rını makamlarında ııyaret edecektlr, ğil mi?). Öğleden sonra İse «emıye iadei ziyaret. Bu sözler üzerine Abdullah Cev le' japı'acaktır. Çehrımitde Ü gün ktiacak olan Ç cet Beyin cpmiyetin ar.aların vazmak için eline aldığı kalem düstü gemi müretiebatı {ereflne y»rın akşam Taksım Be'.ediye Gazinotund» blr kabul Birblrimizin yüzüne baktık. Büs resmi tertib edilecektir. bütün ümidsiz bir halde dönmemek içln diğer bir gün tekrar töplan Şehrimude toplfittâcftk Malarja konfresine hazırlık mak üzere aynldık. Sonra tekrar Mıllet'erar»»ı V lnel Trtrpikal Hasta. toplantı olduğunu hatırlamıyorum. Yalnız başlangıcın bu kadar canlı hklsr ve Malarya kongresi hatırllklafl tamamlanmaktadır. olarak hstmmda kalmasına «ebeb. 38 agustosda 6âş!ıy»cak ve bir bâfta iki mütefeVkir şair arasındaki na de\'am edeeek ftl*fl korlgreye. ıtlâlar. yanın fnuhteUf mevTUları üıetlnd* 4 zarî ve amslî noktalsrdaVi farkın derinliği olduğunu pekâlâ biliyorum. rapor verilmiştiT. Tropikal hastahklar mevıuunda Ita H. F. froes. J. R^dhain . M. TTartsen, H. S. Plstt. M. Vauçel v* Jofl Chere, Lepine'ln fâp^rları vâfflır. . Kongre reMTıi lissnları fraraııc», Ift. gllizce. lspanyolca ve turkçe clarak llân edilmiştir Raoor muddetlerl 36 a* daklkadır. SerBest t#Miğlete '0 ar. mu. naka;^lara 5 er d«klka iyTllfnı;tır. lılanmıştır. Elbette hâtırat yazrr^k için yalnız bu kadar derin izlpr bırakan vsk'alar kâfi deŞildir. Kilşük, unutulfnuj veyahud o kp'lar ehprnmlyet verilmemlş vak'alar vardır ki kopuk bır zincirin halkslarını tarnârnlayınca koca hir tarih! vik'anin cereyan t^rzırı. sebeb ve ımhivetini değiştırebihr. Ic(e cöfjl'ivor ki tarihi faydalandırmak için yazilacak hâtıratifı vesikalaa ve günü Jürtlıne rutuimuî jurnallara dayânması jsrtfır.. Böyle imkânlara malik ölıfılar tarihi, malumst ve veslkâlafdan mahrum etmeme'.idirler. Federasyonu Gen«l ldare heyeri foplnntmnda dilfl görtişiilenler Bivoloji kongrosi buglln sona eriyor J. Turk Biyolojl kongreei dün de < « • hsmslarına devam etmlst'.r. Dün yapılin d6rt konu$ffi» tUWfl v« tütunle ilglli mevzülar üzeflnde olrttuı. tur. Doçpnt Hayfi Söıen .Tütün ve HUl». tin zehlrlenmeoi». Kadri Tomur «BiyO. lojl ve Turıın Araıtırması», KımyagM Sadtye Enerçan .Tütürllerde ArseftİS», Sartirh Aksu .futtm ve Kirtıyt» nıe\'iu, lârırld» t#n!| m«lum«t v«rrnH1efdir. Öfleden snrvra Lpvenddekl Kcıacıbl|l :iâc fabrikası gezllmiştır. K^ngre bueun nıhayete ereceTctlr. Filâdelfiya Belediye Reisi Vilâyeite Şehrimiıde bulunan Fllâdelflya Be. ledl^e Relti Mr. Clark diin Vilâyete giderek Vall ve Belediye Relsinl ziya. ret etmljtir. Mr. Clark bu zlyareti »ırasmda lstan. bul hakkında Validen lzahat almış ve Birleıik Amerlkanın kurucularından Benjamin rranklln'in 250 ncl yıldö. nümU münasebetile 17 oc«k 1958 yılın. da yapılacak meraslme l*tanbıÛ Btie. dlye Reislnl davet etmıştır. Misafir Be. lediye Ba;kanı oğle yemeğini Yıldız Pırkında Vali ile birllkte yemış ve müt«akıb«n müze ve camilerl geı. mittlr. sikalara müstenid olmadan yazılan edebî hâtıralar İçin söylemiş olsa» lar gerektir. Benim de sırf hafızama kazılmış olan tam 42 senelik bir hâtırayı bugün size naklederken evvelâ şunu söyliyeyim ki hâtıra çok sevdiğim ve saydığım, Tevfik Fîkret Ber ih« Tıbfeiyç mektebindenberi eserleri, siyasî hürnyet v» füşit hiİErijteti. mücadelesile Mahkemede hastalanan bir komisyoncu hastaneye götürülürden öldii Dün Adliyede dvjruşma aalonunda bir vak'a cerevan etmistir: Tan'îiynnu yuksek ve kalbl rahatsız olan Vitali Vural isimll blr komlsyon. cu durtrVA'*ıf«ında»lW»tİ3!ft*k yere dııçmuştur. Durum derhal adll tabib. liğe ve Savcı yardımcısına büdlrilmıs. İUctı*>W rmiflahnled#r> sorrta hasts cankurtaranla Esnaf hasteslne iekvedll. m'ştir. V.tali ha?taneye varrr.adan ölmüştür. Amerikada Türk mallanna alâka genişliyor Blrlejlk Amerikada Türk mallanna karşı alâka genişleroekteiır. 1952 eene. sinln ilk bes ayı içinde Amer:ka mem. leketimlzden 61 mılynn liralık mal al. mışken 953 yıhnın aynı devresi içinde Buna mukabil a>ru devre içinde Atne rikadan lthalâtımız 54 milyondan 59 «Ankara» vapuru sefere çıktı • Ankara» vapuru dun saat 12 de 373 yolcu ile Batı Akdenız seferıne çıkmıs. tır. Gemi ile gıden yolcu'ar arasında Kahlre Buyuk Elçillgi iklnci kâtlbl Ragıb Seren. Ö15 fşleri Bakanfıüı Hu. kuk Muşaviıi Vedid Uzgören de ftui'm. mektariır. Çiftllk sahiblen katiUeri ara.<tın(ta yaşıyorlar Sanari Odası tncslek komKeleri İki ay evvel. en yakm miükiye toplandı Utanbul Sanayi Odası mealek komite. âmirliği merkezi olan Naivasha polis noktasına, bir MauMau çe lerl dün toplanmışlardır. Toplantıd» muhtelif rneslek kollarının tesi hücunı Ctmiştl. Hırsızlık m»h birlncl derecede lhtiyacları olan tthal iki kamyona dölup gelen bu Mau maddelerl tesbit «fdllmlîfir. Sanayl Odası Mau'lar, karakol efradmı öldür bunlann blran evvel ıthai; ve aıd ol. dukları lanayl müîler, ne kadar ateşli silâh bul durdurmamalarıjubelerinln faalıyetlerim için gereken teşebbjs. dularsa alıp götürfnüşlerdi. O te I«fde bulunacaktır. rihtenberi, bu çete ıs»ız dağlarla, Tercih Hstelerinin hazırlanması gizli mağaralarla, yabani çalı or işi bir iki grüne kadar bitccek manlarü» dolu havalid» divil dlvil IthalStta tercih ediiecek maddelerin dolasıyordu. llBtelerinl haıırlamakta olan, muhtellf Fakat misafiri olduğum ev sahiblerinm aaıl korkulan bu çete değildi. Onlar, en fazla kendl ortakçılanndan, ijçilertaden makinistlerinden, çobanlarından ve hlzmetkârlanndan korltuyorlardı. Çiftlik sahibi, bana: Ferguson'lara, MalkleisMere, Rucks'lara bakın, dlyordu. Bunlar, MauMau'lar tarafından cldürüien beyaz derililer. Katillerin cürüm ortaklan, bazı ahvalde de bizzat katıller, mal sahiblerinin uşaklarıydı. En çok itimad edilen kimselerdi. Burada çahşan yüz zenci den altmışı hâlâ Kikuyu'dur. Bu aHam lardan vazgeçmeğe imkân yokrur. Yahud da topraklan halile bırakıp buradan gitmek lâzım. Yani, Kenyadaki bütün çiftlik sahibleri. katillerinin arasında yaşamaktadır. (Arkası var) tlcaret ve sanayi odalafı temsilcilenn. den muteşekkil komısyonun çslışmcıla. n geçen cuma pjnundenberi inkıtasız bir jekllde devarn etmektedir. Komlsyon bu arada aydınlanmak ls. tedl|i mevzularda llgılılerin ihnsjsla. rına muracaat etmektedir. Çalışmaların blrkaç gün daha sureceği ve bunu mü. teakıb hazırlansn tercih listelerinin Ticaret Bakanhğma bir rapor halln. d« mmulacağı belirltlmektedir. Yakalanan kacak döviz ve eşyalar Emniyet Müdürluğü kaçakçıhk bö. rosu memnrları tarafından 1953 senesi. nin ilk altı ayı zarfında 19624 liralık kaçak dövız ile 26405 liralık gümrük kaçağı eşya yakalamıştır. Dovızler ve eşyilar miısodere edtlmiş. kaçakçılar hakkında adll tfkıhata gecilmıstlr. P N OM AT delme teçhızatı IK Armatörler Birliğinin > kongresi Ounyanın en mükemmel kaya tst«nbul Armatorier Birliglnln «ene. İlk kongresı dun saat 14 30 da Galata. Baniijö treni bir adama daki merkezinde yapılmıştır. Faaliyet ve hesab rapflrlarmın okunmasındHfl çarparak öidtirdü Davuripaşada oturan Riküs Temlzcaıi, sonra ldare heyeti seşimine geçllmii. Davudpaşa meydan koprüsü clvarındt tlr. Ta«nif «onunda idare heyetine Şev. gezerken Bakırkoyden gelen 23 sayılı ket Maniojlu, Kemal Ersny, AIı Soh. Hayri Boran, banlı>ö trenlnln sadme^ine ıraruı kal. tor'.k, Vehbi Aldıkaçtı. Kalkavan mış ve ağır surette varalanmıştır. Ri. Şadan Sadıko|lu. Ibrahim kus kaldırıldığı hastanede olmuş. hS. seçılmışlerdır. dise etrafmda tahkıkata baslanmıştır. Emekilye çıkaniacak doktrolar Sağhk ve Srsyal Yardım Baknahgı. 65 jasını doldurmuş olan doktorların bu a>rtan itıbaren tekaüde »evkedüe. ceklerıni Sağlık Mı.durlıığ"ne blldir. MEVLİDÎ ŞERIF Kıymetli büyügümuz validemiı NADİRE HAZNEDAR m irtihalinin kırkıncı gunüne tesartııf e«en 15 temmuz 1953 çarçamba gtır\ı iklndi nsmaîinı müteakıb. azıı ruhunn lthnf edilmek uzere. Tesvıkive Camı. inde Istanbjlun seçkın hafızlan tara. fından Mevlidi Şertf kıraat olunaca İmdan akraba. dost ve tanıdıklarımı zın tesiıfleri rlca olunur. Haznedar ailesi adına Faruk Haznedar * * * Sevglll ve aziı babamiz İlkokullardan 10373 öğrenci mezun oldu . SEUCİN r ŞEN'Lİ ile Tıirkiye Milli Talebe Federasyoru Genel ıdare heyetı top'.antısına dun de devam edılmi;tir. Otobüslerin siirati kontrol Jp j ^ Jtymi t edilecek İel Müna«e6e«ler 8üro«u. 8»riat ve Bcledlya T* hall» «tobüslCTİBİA *ok Folklor. Spor krnnisyonlarımn faaliyet ^ıratll glttikleri görulerek Irun'srın iâri tetkik e<hlml$tir •• * • • hızlı gltmelerlnin onienmesl ve suratU Trıplahtı bogüıi ntfliyet*' erçcektir araba kullanan şoferlerln t4ki» ve c«. Yaya olarak dünyayı dolaşan iki »'an«ırılm«sı karar1â$tlrı!rm!tlf. Kmnlyet « ncı }ube fnotorlü eklj. IngiHz gencl şehrimizde lerl ve merK'jbiarı bu içl* vazifelMdV. Bundan 4,5 sene kadar evvel cerıle. rilmlşlerdlr. rinde 50 llra frara lle yaya olarak «ün. Sahrayıcedid mezarlığı tamir ya turunft çıkmış olafı Arthur Faulkner ve Vernofı Vale isimli İki Ingilu 5 eh. ettirildi rımıze gelmiştir. Kendilerile görujen Huluıl Topbasl&r lsmındekl blr vaten. bır arkadaşırmza seyyahlar şunları goy. daıımız Sahrayıcedid mezarlıgının yı. lemişlerdlr: kık duvarlarını ve cumle kiplsım •* tnjilterede. matw» sevenlerin y»ptırmı?, metâr bekçiM Itin de M» ktl'übil olan (Ad\enture Clupl ve (W. kulüM lf>|« ettlrrrilştif. World firotherhoodl un azalanyız. Viyana senfoni orkestrattmn Dunvanın muhtellf yerlerine, gezmek. teklifi gormek ve ırmcera aramak İçin yayil. mış olan 35.40 arkadijımız gibi biz de Viyan» Tly»tro Cemlyetl Böedlyeyi Afnitlka A\u«traIy» ve Asyayı dnlâ müracaatle Viytna «enfonl orkettr». }ip Türkiyeye geldlk. Öuradân Avrup» »ının ıchrimlzde kon«erler verme<ııü yolu Ke IngıUere>e donecefiz. Memle. teklif etmiştlr Bu orkestrada 40 mü. ketiniıde rrulundusumuz uç hafta zar. lisyen ve mütetddld Sollfft bulunfnai, fında görduğıımuz misafirpenerliği tâdır. dünyamn hiçbir yerlnd* iOffflefllk Ll Gencük komltesl konfre«f t«n bilrnlyer)l»lniz daW Bır yabânciya Ttirklye Milli Oenellk komltesi 1 fld yardım için çırpınmaktadır » yılHk kot)|fesl 18.17 t#mfr.uı tâflnletln. Sarı saçh ve sakallı dlan Vernon d* latanbuldt Cu» ditalla konftranı Vale 24, Arlhuf faulkner M yaşinda. salAnunda toplantcaktır. dır. Turkiyedeki genclik hareketîerlnl «i. nefinde toplamayı gaye edlnert Milll koıfılte kongrenlnde Mlh&âM dij tmiâa. ı»f vt g*nei!gin tem«iıı dununiarı uv. [Çocuk hastalıkiarı mütehassısı celenecpk. Avrupa Birlifi hakkında »on çalışmal&r ve ilerlemeler mevzulu blt de semlner yapılacaktır. Dr. Y. ZİYAEDDİN A KB A Y Meslekî tetkikat için Avrupaya gitmiştir. IManbul '.Ikokuilan beşncl sınıf bi. tirme imtihanına bu sene 11317 ofrenci glrmlı, 10373 öğrenci mezun olmuştur BunİPrdan 4724 u kır. 5649 u erkektir SUPHI NEŞ'ET TÜREL Nikâhlandılar. Rodoc 11.7.1953 SANDVIK COROMANT BURGULARI CUMHURİYET Nüshası 15 kunıştur Abone şeraitl TUrkiye Harle Seneinc Altı ayllh 0« »ylık Bır aylık Llra Kr. 42.00 lî.»0 ia.00 4 50 TEMMUZ 11 ŞE\TAL 29 I • İ V. E. 8.58 O f & 4.38[ 12.19. 16 19,19.42 21.41ı 2.23 4 37 837 12 00 1.59 6.41 ' I S s $ * ıc m ATLAS TÜRK UMİTED ORTAKLIĞI | Necati bey cad. 108 Oalata • İttanbul j Tel. 43381 P. K. 1490 •ı. HÂLE FIRAT ile ŞAKİR ŞtMSİRCt Nikâhlandılar. 10.7 .953 îstanbul ı\ AGÂH ÇAĞLARın vefatının 40 :ncı günune rastlı;.an >a. rınki pazar g.ınu Hafı* foad Gredeü Hafız Cernaleddln Bağcı ve dlgeT bir çok tanmmış hafızlar tarafından oSlc namazım muteakıb Aksaray Valıde Camıtnde Mevlid okunacaktır. Arzu edenlerln teşrıf etmeleri rlca olunur. Ailesi Pariste toplanan gnz doktorlan kongresine iştirak etmij olan Dr. Teodoridis dün uçakla »vdet ğe devarn ediyorlardı. Kır saçlı adam, ciddî ve vakarlı bir selâm vermişti: Bir dakika yanınıza oturmama musasde eder misiniz, Madrnazel Odette? Gene kızın, kendisini tanımadığını anlamıştı. Frederic Dargeni, dedi, Phllippe'in babası... Oturmasına müiaade etti. Valizi gördüğünü, ohu merak ettiğini afıladı. Garson ısmarlanan kahveyi getirdiği sırada, Dargens: Müsaade edin de sizi ikaz edeyim, şu anda kahve içmeyin. Bir punç getir, garson Odette itiraz etmedi. Hayat hâdiseleıile nazik nazik oynaf görünen bu adamı, dilediğini yapmakta serbest bırakrnak insana bir nevı zevk veriyordu. Dargens, gÜlümsedi, valize bir göz attı: Treni kaçırdınız, değil mı? dedi. Odette göz yaşlannı güç Mptetti. Frederic, ona gayret vermek, mukavemetini arttırmak ister gıbı, yavaşça dirgeğinden tuttu. Artık sabahın besınden evvel tren yok. Bütün gece burada kalamazsılUZ .. Söîtlerini itina ile «eçerek »öylediği anla»ılıyordu. Kullandıgı kelimelerin mâflâlan ffltltad fflânâlâr defildl, daha gizli şeylerin sembolleri gibi idiler. D İ K K A I Gazetemlze gondenlen evrak ve yazılar flesredilsln edllmesln lade eluariiaı. İlanlardan memıllyet kabuı edllmez. «Cl MHURİİET» to Tefrikası: 4 2 lazan: GEOKGES SÎMENON Çevlren: HAMDİ VAROfiLL Kımıldamadı. Baillet. kendini tutan, bir müddet ıçin henüz seğuk kanlılığını muhaf=za ecen, f akat ilerisine güvenerr.iyen bir kimse gibi, tekrar: Çabuk git, dedi. Bundan evvelki setelerde olduğu kadar sarhoş değıldi, Odette bunu şimdi anhyordu. Babasının dikkati çeken tarah, bütüfl siniflerinin ger ginliği, bakışlarımn sabitliği, yüz çizgilerinin katılığı idi. Baba, rica ederirn. Sana gıt diyorum, kaltak! Anladm mi? Sebebini de mi söyleyim, ha? Bunu söyleıken. suratını buruşturarsk ağlıvor, yumruklarını »ıkıyor, butün vüCudü titriyördu Defol!. Odette korkmusru: Peki . Gideceğım . Sakin ol.. Baba . Susi Yemin ederim. baba... Sus dıyorum sana!. filimderl bir ka?a dâha Çıkabilır, gormüyor musun? Baillet, hep, mahkeme huzuruna çıkmak ıçin gıyinmiş gibi, yabanhk elbiseierıni gıymişti Fakat başı bir parça dnüne eğıkti, bu vaziyet. bakıslarma bır sin=i'ik veriyordu. Bir an ,aydınlıktan dolayı gözlerıni kırpıştırdı, sonra birdenbire. konuştu: sesi her günküne benzemiyen boeuk bir sesti. Burada ne v*pıyorsun? Odette az kalsın ağhyacaktı. Babasının bu sözü niçin söyledigini anlanııştı. Bu sesi. bu kokuyu taT"v6rdu. Babasının sarhoş halile anfRk ıkı aeta aorTiüstü. fakat bunun hatırasını cann olarak muhafaza edivorrlu h? P annesin'n aömüldüğü gü.nkıı =arhnoluğun hatırapınj hic unu*mamıştı. Vavaş sesle Baba, ciedi. BaiUet mu.=tehzi bir eülüş'.e mıık?beie etti. Fakat ıstıhzpya alıjık adsıin alrr.adığı için, bu güluşü daha faciah oluyordu. Yüzünü duvara dflndü: Git buradan! dedi. Odette yanhş anladığını sandı. Odette kendi odasma doğru aeOdette'in hâlâ kımıldamadığını kasına. mantosuna doğru yürüyen dinlemek için oraya giderdi. Girii, riliyordu. Bir an, oraya girip ka şörünee, yalvardı: masalardan birine doğru yürüdü; kızına dikilm'sti. panmağı aklmdan geçirdi; ertesi Çabuk ol, Odette... AnlamıOdette kapırlon çıkmak Uzere idi. etrafmı görmiivordu Sonra. peyke» fabah babasının daha normal his yor musun? Anlamıyor mustın. Baillet valızi vakaladı. kapa^ını ye otunınca. bir müddet aaTsonıuı lere avdet etmesi ihtimalini düşün ha? PIçi. sfintovırn ir^'le ise. A» kapadı, onun bacaklarına doğru yüzüne baktı. nerede bulunduğunu dü. anlamağa çalıstı. vukat Limaille var ya, işte o Li fırlattı: Baillet sözleri hâlâ yaşh, söyle •naille geHi. bar.a; o hetif'r'in ba Ne içeceksiniz? Esyalarmı unutuyorsun .. niyordu: Bilmem .. Bir kahve... Odette bir teşjebbüs daha yapna m?aş bağlayacaklarını söyledi Çabuk ol... Ne istersen al gö Sana da! Odette, sandalyelerden çoğunun mak istedi: tür. ama çabuk ol .. Sana vemm ederim ki baba .. masalar üzerine yığılmış olduğunu, B^ğazı kısılıyor, nefesi kesiliyor Genç kızın odasındaki lâmVıavı Fakat babasının dinlemediâini, kahvenin yansmın kâranlıklara gö du. Artık konuspmıyor nefes âkendisi yaktı, gardrobun üstünde larr.ıyordu. Başı dönmeğe başla ıstırab çektiğini. her geçen san.ye mülü bulunduğunu, yava? yâvas duran bir valiiı, evin tek valizıni, mıştı, neredeyse yere yığılacakmış nin yeni bir buhnna daha <ebeb o farkediyordu. İki gene adam, bir çekip aldı. labileceğini gördü Sokak kapısını , köşede oturmuşljf. gavet heyecangibi gcıünüyordu. Odette o kadar müteessu^i ki. açtı; arkasında hıçkınk sesine ben , h, etraftan işitilsin diye yüksek Haydi. şimdi çabuk git!. hiç bir hareket yapamıyordu. Aglazer bir şey işitti; sonra. valızi her sesle bir «ey konuşuyorlardı. yamıyor, konuşamıyordu da Kar Sonra. ofke tekrar be;, nini sar adımda bacaklarını döve döve, Yavrum dedim ona . bu bizi yolasının ayak ucuna dayanmış, a dı. kendini kaybetti aVazı çıktığı yolda koşmağa başladı. açmaz... bi* yutmayız bunu... kadar bağırdı: yakta. benzi uçUk, 61ü gibi hare O ne ceVâb verdi? Ancak Royale kapısına geldiği Oit!.. Oit;.. Git!.. Hâlâ anlaketsiz, duruyordu. Odette'in bakıslan başks bir azaman yürüyüşü normalleşti. KışBabası, sarhoşlara hâs sarsak, m'vorsan. şuna bak! laya dönmekte olan iki erbsş onu dama takıldı. Bu, tanıdığı bir abeceriksiz hareketlerle, elbise doElleri titriyerek. deli gibi. :<bleri ] tepeden tımağa «üzdüler, lif attı damdı, onu daha o gün, öğleden labını açıyor, orada asılı bir kaç ni kanştırdı, kırınızı renkli; küçük lar. Valiz o kadar ağır değildi, fâ sonra görmfiftu. Halbuki, garibdir, parça elbiseyi koparırcasma çekip bir karton parçası çıkardı; onun kat havaleli idi. Şehrin merkezine kim olduğunu anhyamıyordu. Yaahyot, kartrlakarışık, valizin içirte suratına doğru fırlattı Bu, komü doğru giden bir iki sokakt* henüz nında oldukça slelade bir geno kaatıyoTdu. nist partisinin basbayağı bir üye ayak sesleri vardı, sinemaların ta dın bulunan, »açlanna ak düjmiiş bu adam da, eiddl natarlarla ona Ne bekliyorsun? Ha? Sarhoş lik kartı idi. Daha o gün 6ğl°den til olduğu anlafilıyordu. bakıyordu. muyum zannediyorsun? İçmesine sonra ahnmıştı; çıçeğı burnunda Odette yürüdüğu yolun hangl içtim, ama yann fikrtmi değiştirl idi. Odette, adamın' yanmdakl kadıyol olduğunu anhyamıyordu. BÜrim zannetme sakın. Şimdi anladın değil mi? Ka yük »aat kulesinln önüne geldiği na doğru ilildiğinl, Öıür diler gibi Onu bu kadar biçare halde gör fana dank dedi mi? zsman on ikiyl ylrml be» geçiyor bir t«y iöyledigini gördü. Adam, mek yürek paralayıcı bir şeydi Onun nazarında. bu karton par du. Kuleden ötede, denli med ha üzerine kepek dökülmü| döşeme Onu o saMrı sanık Sandalyesinde çası, isyanımn o zamana kadar line geliyordu. gem'ler belli olma tahtalarına bs»arak ilerledl. Adam otururkefı görenler, bü şsşkın ve hayattm teşkil eden her seyle a dan vük«e1ivnr'ardı. serpnlef. rh yaklaiUkça, gene kıi onun kim biçare ufaktefek adafncağızın. bir lâkasını kat'î olarak kesmf'slnin tım tizerindeki binaîann damiannı olduğunu hatırlamak için zlhnini kâç saat içinde; gülürlç ölacak de sembolü idi. daha fazla yomyordu. asmaŞa başlıyordu. recede fâzla tsşkm bu haileli haBütün bunlar bir parça rüyaya Fakat, sinirleri yorulmağa başlaHemen oracıkta, açık bir kahve li alabileceğini tasavvur edemez mıştı. Slrtını duvara verdi. oracığa Cafe de Paris vardı. Odette. b?zı benziyordu. Köşedeki gender, hep lerdi. göçtü Gozleri, aheste aheste şap Dazar günleri öğleden sonra, müziK | > üksek sesle işlerinden bahsetme O «ıman, Odette, kendisini de hayrette bırakan bir hareket yapü. Hiç klmseye sır tevdl etml? değildi. Çahştığı yerde, hislerini gizleyetı blr kız olarak tanınmıştı. Halbuki fimdi, birdenbire | u sdzü Babâm beni evden kovdu! Elinizde bir valbtle içeri gifdiğiniz zaman bunu anlamıştım. Odette, kendiâi Için bu kadar h»klenmedik bir fada olan ou hâdiseyi, Dargens'in nasıl olup da keşfedebildiâini düşünmedi. Fakat şimdi bu adama güvenmeğe başlamıştı, karşılafinda oturan gene kadına b«ktı. âdeta somurtirâk: Mütemadiyen gözü bende, dedi ., Frederic bir 91ür mınldanarak kalktı, kadmıii yanma gitti, yavâ| sesle ona bir şeyler söyledi. Kadıa omu* »tlkti, çartafinı aldı, omut kürkünü aldı, çıktı. Odette »ordu: * Ne yaptınız? Yatm?ga gönderdim. Niçin? Çünkti sizinle konuamâmıl lâzım. Bütün geee »okak tokak dolaşamazsinız. Sonra da, §lie sokakta kimsenin rastlamamaft müreccah .. Odette omuz sllktl, buna eherrtmiyet v«rfnediflni anlatmak istedi. Dargens, sitemli bir sesle: Arkaaı vaı