29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 ArsHk ~! Merakh Resimter ı CUMHURhTBT f DÜNYA HÂDİSELERİ j • Artist Yvonnc 4e Carlo Almanyada Amerikalı artiat Yvonne de Cario. ha.vatınia ilk defa Almanyada bir film cevırmekte <Jir. Yukarıdaki reaimde, Yvonne de Carlo, Alman ftlm prodüktorü Arthur Brauner ıle ' birlikte. samiml bir hava içinde. jerefe içerken sorülmektedir. Yvonne de Carlo'nun. Berltnde cevireceği filmin adl «Rıo Yıldi7i» dır SÖHRET FABRİKATÖRU Orlando kulâde benziyorsunuz. Sız sinemada mısınız? Siz bana bakmayın, ben her ışe girer çıkarım. Sinema sızı enterese eder mi, şef? Ooo! Elbette enterese cder. O. K. Bu meseleyi gene konuşuruz, değıl mı? Fakat aımdı ba^ka işten bahsetmemiz lâzım. NewYotklu büyük bir cerrahı Texas'a getirmek bahis mevzuu. Kaza kurbanı, sıgortasız bıçaıeleri tedavi edecek Doktor Shorell bu zavalhlara imdad edıp beşerıyete bir hizmette bulunmak emclindedir. Hâkim: Haklısınız, Bay Orlando, dedi. Kazazedelerden yirmı sekiz, yirmı dokuz kışı var ki. sıgortasız olduklannı anladık. Halk arasında da az çok bır hoşnudsuzluk var. Bıze yardımınıı dokunabılır »anınm. Fakat kımyevt fabrıkaların mümessıllerıni ikna etmek o kadar kolay değildi Bunlaıın başında bulunan delege: Reia bey. dedi. şehir doktorlannın bu mesele karsısındaki aksülâmelleri ne olacağını duşundünüz mü' diye sordu Bilirsiniz, bizim doktor ve hemşırelerimız alıngan insanlardır. Bu mütalea karşısında. hazır bulunanlar kafalarını kaşıdılar. Mesele hakikaten mühimdi. Ben araya girdım: Bir kere, dedim. doktor, kendisine hiç bir reklâm yapılmamak şartile gelmeyi kabul edivor Dikkat edin: Hiç bir reklâm. Şu halde, kımsenin bundan gocunmasına lüzum yok Bu evalet sınırları dışında herhangi bir kımsçnın yardımına müracaat edıldiğıni kımse bilmıyecek. Sonra da farzedeüm ki, ilçili kimseler doktor Shorell'in geldiğini bilseler, bu zat rastgele bir doktor değil ki! Bol bol hekıminiz var. bu zat onlardan değil, estetık cerraht mütehassısı, yanık yüzleri düzelten bir mutehassıs. Amerikanın yegâne mütehassısı, hattâ belki dunyanın! Üstehk de milyoner adam Bu sözlenmin doğruluğunu her zaman tetkık edebilirsiniz. Hususl bır hastanesi var. Bunu da tahkik edebilirsiniz. Texas City'ye gelmek ona on para kazandırmıvacak Para kazanma peşinde değıl. Monsanto Chemical Şirketinın hızmetine gırmek niyetinde de decıl. Bu adam kendı mem leketinde bir dphidır Hazakatini felâketzedeler emrıne tahsıs etmek istiyor. Meşhur bir doktoru daha fazla tneşhar etme yolunda gayretler Lâkırdıyı gevelemekte fayda Wa«hlngton'da bulunan TexasCity beledıye reısıni telefonla ax« yok, efendim, maksadımı derhal Son derece müstacel dım, Texaı Cıty'y* gitmek üzer* açacagim. trene binmeğe hazırlanıyordu. Be ve mühim bir meseleden bahsedeceğim. Mesele ju.. Size birini takDİ göremiyecekti. Zaran yok, dedim, ben gelir, dim edeceğim. Texas'ta sizı gorürum. Mesele sotı Who» Who'nun malum olan »aderece muhim. hifesini açtım. Evet, mükemmel. Am» De O. K. yalnız, bana bır gün evT«1 telgrai çekin ki. sızinlt görüf demek istiyorsunuz? •»ek için vakit ayırayım. Gayet basit, başkan Bu doktor Shorell Texu City'ye gelmek Hay hay, efendim. Daha ertesi gün Houston'» git ve Texas eyaletinizin yaşadığı bu tlm. Beni ilgilendiren bütün me tarihi karanlık ve facialı anda sar•eleler hakkınHa malumat edindim fettiğiniz muazzam himmete iştiSabah karanlığında da Texas'a rak etmek istiyor. Bu münasebet1* şunu da söyliyeyim, Washing»ardım. Tıklım tıklım dolu olmıyan ye ton'da işittiğime göre, hükumet, (int açık yer bir bakkal dükkâ yardim isteğinizi çok müsaıd karnıydı. Bu dükkânda, bakkalıveden şılıyormuş. baska, kahve. ayakkabı, elbis*, Doktorun mazisine, haline. mudaha başka bir sürii şey aatıîıyor vaffakıyetlerine, faalıyetleruıe dair du. Burası biiyük bir mağaza idi. aklıma geleni sövlemeye basladım Şehir halkından yüzlerce kişi, »a Doktor Shorell, doktor olarak ihm bah kahvaltısı ediyorlar, konufu adamı olarak bütün hsTskstini, büyorlar. derdlesiyorlardı. Tıraş el tun bilgisini. hpynPİm:lel cerrah odum, kundura boyacısila komıs larak bütün kshilivetini Texas mağa basladım. Adam bana faci City beleHiyosinin emrine âmâde »Ti anlattı. Bu arada belediye kılmak istivoıHu. İnfilâk kurbanreisini methetti. Ne adam! Pfe şsh Iaruıı tedavi edecekti. An«k ken«iyet! Ne enerjı! Ne hallâli müş disine haj olan Urzda bir tedavi kiilât insan! usulü ile bu felâketzedeleri yeni Evet. yaman işler gördü! Ga birer jima yapacaktı. eetelerde varsa yoksa onun lâfa. Sözümü dinleyin efendim, deŞehrinizin de, eyaletın de en müdim. bu adam milyoner kadınları him adamı Belki de bundan .sonra tedavi etmek suretile binlerce doralıliğe onu getirirler, dedim. I lar para kazanıyor, İğri burunlan, Ooo! Muhakkak ki ıyi bır vali doğru burunlan düzeltiyor. Burada elur. beşeriyet için çahşacak. Boyacıdan «ldığım bu malumat Belediye reisı çok rikkate gelpek mükemmeldi. mijti. Kaç çocuğunuz v»r? MaaJesef, dedi, ben yahuz de Ddrt, efendim. Alm öyleyse. çoeuk başına ğilim. Karar yalnız benim elunde blr çent Valizimi de muhafaza değil. Hâkimin ve Polis Miıdürüedin. Beledıye dairesıne gıtmem nün fikrıni sormak mecburiyetinlâzım. deyim. Eyvah! Fikri sorulacak insanlar Gittim. Çok küçük bir bina idı. Belediye reisinin çahşma odasına çoğahrsa felâketti. NewYorktan fırdım Beni kâtıb karşlladı. malumat almaya kalkarlarsa ı? fe Ben. Guido Orlando, dedim. na olurdu. Sorarlarsa on beş dakı Ya! Buyrun! Bizden istedıği kaya kahnaz. ortada bir Guido Ortılz »eyın ne olduğunu bilmiyoruz, lando mevcud olduğunu ve bu Gui bay Orlando, ama zaran yok. Bu do Orlando'nun, sadece kendi ilgıli raya kadar gelmek için upuzun bir olduğu kimselerden bahsettirmek yolculuk yaptınız. İş acele diyor memkında olduğunu anlarlardı. lunuz. Beledive baskanı da bana Pekâlâ, dedim, kıme isterseniz talımat verdı. Sız gelır gelmez ken danışın. Fakat Allah aşkına bu hadiyine haber vermemi soyledi. Şım ber buradan dışan çıkmasın, bildi haber vereceğim. hassa gazeteler kat'iyen bunu duyTelefon etti. Beledive reisini bul masın. Gazetecilere bir kelime dudu. o da yanm saate kadar ge!e yurmayın. Ne biçim insanlar oleejini »öyledi. duklarını bilirsiniz. Sütunlar dolu* * * su yazılar yazarlar. Doktorlar da reklâmdan hiç hoşlanmazlar. Bu Oturun, bay Orlando. Teşekkür ederim. Fakat bır bahiste gayet titizdirler. Doktor şeye bakmak ıstiyordum. Burada Shorell'i Texas City'ye ancak şu şartla getirebilirim: Hiç reklâm kutubhane var rrudır? yapmamak şartile. Kütubhane derseniz, yani Hanfrl kitaba bakmak istiyordunuz, Tamam, Mösyö Orlando, bu fcay Orlando? meseleyi hiç kimse duymıyacaktır. (Who« Who in Amerika) yı Muavinlerime itimad edebilirsiniz. Utiyordum. matmazel. Bunun üzerine, hâkim, Polis Mü Bunu poli? komiserliğinin dürü ve yangının çıktığı Moisanto karsısındaki binada bulac^ksınız. Chemical Company'nin bir mümesZannederim, ariyet olarak verir sili davet edildiler. ler. Polis Müdürü yaman bir şahsıGerçekten de Whos Who koltu yetti. Gören onu, ölmer kovboy ğumda, donüp geldim. Gerçi, Sho filmleri kahramanı me?hur Tom rU hakkındaii malumatın bir Mix sanırdı. Kendisine: kopyesl cebimde idi. Fakat bu Şef, dedim, »i*i Tom Mix zanyazıyı kitabdan okumamn daha ba?ka tesiri olacağuıı biliyordjm. nettim. Hıh demis bumundan duşmüşsünüz. Tesadüf, yeni duydum, Kâtibe bana: Beledive reisinin çalısma o Hollyvoodda bu meşhur aktörün da'inda otursamz, bay Orlando, romanlaştırılmış bir biyoğrafisinı yapmak istiyorlarmıs. Ah, »u Tom dedi. Oraya girdim. beklemeğe başla Mix!. Sahi mi? dım. Hayati andan önce bir par Evet, evet, g»yet ciddî »öyca dirılenme. kazanıl?n »avaşların b»jlıc« nmdır. Bırrt aonra lüyorum. RMmenl Eğer lüıemada Baladiy* bkfkuu g«ldl. Bir metr* mesltk yapmak Uterseniz, bana dnkvan Ikl bovund», gürbüz yepılı. söyleyin, benim hıberim olsun, Tom Mix rolü yapmann için «ize bir 7*kı»ıkta fecuk. Uaulen h»\ h«ör »orulduktatı mukavele imzalatmaktsn zevk duyanm. Hakikaten Tom Mix't haritocıt ısdede geldik. Stalıngrad'danberi kendisinden en çok bahsettiren Wr general olarak Mareşal Paulus. Alman ordulunun «n «srarlı fabsıyetlerinden biridir. On sene, onun hakkmda çıkanlan tevatürler, lehinde •• aleyhind» ya pılan dedikodularla geçti. Bunun arkasından, geçenlerde doğu Almanyava. gelisi de bir çok tahmlnlere yol açtı Üstüste gelen haberlere göre Mareşal Paulu» dtlsman olarak girdıği topraklardan dost olarak çıkjyor ve bunu doju Alman radyosunun yayınladıgı demeçl»ril* ispat etmis oluyordu. Bu gerçekten böyle miydi? Rutlara esir düştükten sonra onun Alman milletine duyurduSu «es hakikaten kendLsine mi aiddi? Yoksa Sovyetlerle dostluk parolasını 26 ekim 1944 te ona dikte mi ettirmişlerdı"1 24 ekim 195.3 tarihıni toîiyan son beyanatına Mareşal Paulus'un hakik! hüvivetini sçıklıyan samimî bir vesika diy» bakılabllir miydi? Bu suallerin cerabını onun bundan sonraki efalinde veva doju Almanvada girişeceği tejebbüslerde buKınîibilir Diğer taraftan onlann hakikat derecelerini öğrenebilmek için mareşalın husust efaline ve geçmtşini çerçeveiıyen hâdiselere göz atıtıak yerinde olur. Çocuklanna yazdığı mektublsrda hep aile yuvasına döneceginden bahseden mareşal, aon srünlerde bunu sık sık tekrar etmekt* idi. Oğlu Alexander Paulus ile km Olea batıda bulunduklanna göre b»banm dönmek fikri de babya yönelmi» olmak lâzım gelirdi. Doguya dönüs ortalıja yayıldıktan hemeo «onra bilgilerine müracaat dilen çocuklar ademi malumat beyan etmişlerdi Gazetecilerin suallerine rerdiklerl cevablara bakılırsa onlann da babalannın bevanatına hayret ettikleri anlasılıyordu Nitekim Olsa »öyle söylüyordu: « Maalesef bizim de bu husustaki malumatımız sizden fazl» değildir. Bir muamma karşısında bulunduuumuzu zannedıvorum Busyadan vazdıŞı mektublar, babamın bugünkü hareketlerile tezad teşkil etmektedir.> rl. Paulus hâdisesinin ortaya çıkardığı esrar Eorsikalı Hayâıs Tnn: r. MAZHAB eie bajladı tki fi7.1an vardı. Konağın bahçennde dolaşabılıyor, hattâ arasıra çavlı toplantılar bıle tertıbleyebıliyordu Rus generallerının zivaretleri eksik değildi. Meşhur esırle ahpabhğl ilerletenler. bir masa bajjnda topla. nıp yarenlik edenler çoğalmıştı Fakat ziyaretçıler, bu yaklaşmalannda «Stalingrad> sozünün geçmemesine bilhassa dıkkat edıvorlardı. Paulus'un adı onlar arasında «Herr Feldmareşal» idi. Aradan üç av geçtı; Ruslar tarafından ju mahud beyanname yayınlandı. Bunda Mareşal Pauîua, Alman miüetini Ru<larla bırliğe davet ediyordu. Mareşalın kansı bunu duyunca «İmkânsız' Kocamın bdyle bir sey yapmasına imkân yoktur!.. Uydurma bir beyanat bu!..» diye tutturmuştu 1949 da ö len bayan Paulus'dan sonra çocuklan da aynı sözlerde ırrar etmis,lerdi ve hâlâ da etmektedirler. Korsıkanın kan ^ütm<? davast yüzünden daga çıkan ^ B<>llakoza, bır kardesıle bırhkte tam kırk dort sene eşkı (/ / yalık etmıstır. Bellakoza. tam bes drfa idama mahkum ' ) £ oînnus v« Korsikalılar için efsanevl bir sima haline gel & mıştır. Ş 1 Paulat S şubat 1943 te neşredılen Alman resml teblıği hâdiseyi ?u şekilde bildiriyordu: «Stalingrad nıuharebesi bitmisiir. 6 ncı ordu, Feldmareşal Paulus'un misal teşkil edecek »evk ve idaresi altında son nefesine kadar savaşmış, fakat düşmanın üstün kuvvetleri karşısında mücadeleden vaz geçmiştir> Tebliğ nejredildiSl günlerde mareşalhğa terfi ettirilen Paulus, Mos kova civannda 27 numarah esir kampında bulunuyordu Bundan bir müddet sonra da Moskovadan alınarak twanowa gdtürüldü. Burada Çarlık zamanmdan kalma bir büyük malikâneye yerleştırilen Mareşal bir prensin havatını sür Nürnberg mahkemesine Kııslsr tarafından »adece götüriilüp getirilen Maresal Paulus, Rudenko tarafından bir celsede «uçsuz llân edildi ve hâdıseler bundan *onra çocuklanna yazdığı hasret v« kavusrna mektublarının ümid verici satırları haric, Doğu Almanyada «Halk poIUinin. teşkiline ve iıattâ onun komutasına kadar uzadı. Bunları ona yaptıran Ru» Alman birlığine karsı samimi bır inanc mı idı? Yoksa bir zorun tesiri altında mı hareket ediyordu Paulus • Bu kadar müteasgıb bir Nazi > generalinin bu derece deği$ebıleceğine akıl erdiremiyenler «Pauîus muamması» diye gordukleri hâdiseler zincirinde çözulme alâmetierini beklemektedirler. Tolun 1892 «enesiain h»ılr*n «yınm bir fttnfl b*v«i okallı | blr lhtiyar, yanında »vukat Montera v« Jandarma yuzbasısı Ordioni olduğu halde Basti« f*rcımnm yanın a ztrti Coban gıbi şfiyinmis olan ihtiyar. dimdık duruyordu Yüzü' nün hatlanndan gayet Takarb olduğu belliydi. thtiyar:) «Bay savcı, ben Antuan Bonelh namı dığer Bellakoza'ynn.ı hm oluyorum» dedi. Savcı cevaben: «Sıı bır fcere değıî, bes defa idama mahkum edıldiniz» ihlannda bulundu. Fakat ıhtıyarın hakkı rardı, evvelki mahkumiyetler murum za ı mana ujramıjtı. Bonellt'nln »dliy« il* ilk catısması 1848 senesınd» vukubulmustu^. 1880 senesinde idama mahkum edüdiğunden jseüp ÎHZH te»] Vergi meseleleri Hâdiseler Arasında Felek I Ocak 1954 fe yürürlüğe girecek vergi tahsilâtı hükümleri (tkinci snhifeden devam) him bir hükum de, taksitle ödenmesı gereken Smme alacaklarının vâde gününde odenmemesi halinde alacağın tamamının muaccel olması, yani dığer taksitlerin de vaktı gelmeden hemen ödenmesi mecburiyetidir. Ancak hacze kadar veya hacit halinde haczedilen malların paraya çevrilmesinden önce, paraya çevirme tarihıne kadar yapılan takib masrafları, gecikme zamlan ve varsa cezaları, alacağın tamamını muaccel hale getiren taksitle birlikte rıza ile ödendiji takdirde diğer taksitlerin Ödenmesi, ssıl Ödeme zamanına bırakılacaktır Odeme müddeti içinde ödenmiyen âmme alacakları şu şekillerde cebren tah'sil olunacaktır. Borca yetecck miktarda mallara haciz konarak paraya çevnlecektir. Şayed borc karşılığında evvelce temin«t gösterilmişse bu temınat, paraya çevrilecektir. Gerekli şartlar mevcud Ue borclunun iflâsi istenecektir. 2 Ödeme, makbuz karşılığında ya,pıhr. Mükellefler ve borclular, aldıkları makbuzları, âmme alacakları için yeni kanunun tesbit ettıği tahsil zaman ajımı sonuna kadar, yani taksitın son günü demek olan vâdenin rastladığı takvim yılını takıb eden yılbaşından itibaren beş sene geçinceye kadar saklamağa ve salâhiyetli memurlarca istendiği zaman göstermeğe mecburdurlar. 3 1 ocak 1954 tarihinden evvel Tahsili emval kanununa g8re başlamıs olan takiblere aid müteakıb muameleler, yeni kanuna göre yapılacaktır. Yukanda bahsettiğimiz gecikme zammına bugün tâbi bulunmıyan muaccel vergi borcları, yani yeni kanunun (neşrinden) evvelki eski borclar, yeni kanunun yayınlandığı tprih olan 28 temmuz 1953 tarihinde henüz ödenmemış olup da bu tarihten itibaren altı ay içinde. vani 28 ocak 1954 tarihine kadar ge ne tediye edilmemiş olursa 29 ocaktan itibaren bunlar için de gecikme îammı tatbik olunacaktır. Yeni kanunda âmme alacağına mukabil (teminat isteme), (ıhtıyaH haciz koyma), (ıhtiyatt tahakkuk muamelesi yapma) gibi daha bazı mühim hükümler vardır. Fırsat buldugumuz takdirde bu noktalardan ileride bahsetmeyi düşünüyoruz. Uyku ilâcından zehirlenme Cıhangır Akarsu caddesi Gunduj apartımanında oturan Desoına Haya] ogiu ismınde 42 yaşmda bir kadın "ko". easının olumune tahammul edemiyerek uyku llâcı almış ve zehirlenmlştır. Ba. lıklı Rum hastanesine kaldırılan Des. pina tedavi altına alınmı; tahkikata baçlanmıştır. Karadenizde seferde bulunan «Aksu^ vapuru dun Amasra açıki.ırmda sersen bır mnyın gorerek. seyreden dığer g«. milere ve tstanbul Lin>an Mudurluğune telsizle haber vermişrir. Aralık postasını yapmıkta olan «Er. zurum» vapuru gene başıbos blr mayına Bartln açıklorında tesadüf etmlş ve durumu Liman Relslikierine bildirmıs. tir ' r edılerek Zonguldak ve Sinobdan harekete geririlmişlerdir. Dıin Balıkhaneye 30 ton uskunru 9 ton hamsi, 5 ton Istavrid. » ton kefal. 5 ton s«rd«ly» ve 7 ton diger çesid ba. Iık gelmlşlr. riatlarda uskumnı haric blr duşüs mevcuddur. Balıkhanede uskumnı 80. 110 kurus arası, hanrîi 80. ıstavrid 4050 kuru» ınıı, kefal 100 mrdalyı S0.80 kurut aruı ntılmiftır. BtlMIy* balık tanzlm ««tıjlarında uslcumnı M kunı»», banul t l kunif«, Irtavrld 5z kunıs», kefal 11S ku. rusa, sardaly» 71 kurusa satllmıstır. Paçaları sıvamalı Tekel buffiın 170 kuru.^a (ya; yaprakları) almaktadır. Halbuki ba çay 1945 ten 1950 ve kad»r 18« kuruşa alınıyordu. O zamanin pmasındaki iştira kuvvctile htıjfiınkii mukayese edilirse kövlunıın ne kadar mağdur bir vaziyette oldu|a anlaşılır. Bana gelenleHn sikâyetlcıi sudur: Biz 945 Haiına zam beklerken hükumet on kurus da tenzil etti. Asıl büyük kân kendini yapmak tadır. Çünkü 3 buçuk kiln ya» ç«y. dan bir kiln kuru çay çıkar. Kilnsn l"0 kurustan 3 buçuk kiloju 595 kuruş. eder. İki lir» da fahrikanvon masrafı 79580« karııs eder. Tekel bu çavı topun 150« kııra«a satmakta ve aradaki 7 lir» fnrkı kendine almaktadır. Üstelik bizim iktnri kalHe eaylarımızı da: Fabrikamızın knpMİtesi mü»aid dejil, çalışamayu. Diye redderti^inden onlan da «okağa »tıyoruz. Hükumet köylüyü kommak icin hıığdayı 30 kuru.şa «lıp 2» kuruşa sahvor. Bîz kövlu değil miyiz?.. Jth çavı rararına satsın detniyoruz. Hiç deçiUe yaş çayın kilosıınu 1 lirava çıkarsın da karnımızı doyıırslım Ne tarahndan rutsak haklı blr Hava. Dıtgndan pelen tayın daha ııcur nldujhınu sovliyenler maalesef döviri rentı! .yani zoraki kurdan ve ona ıröre çayın kilosun», bes liradan hesablıvorlar. Herkes biliyor kl buırün resmî ktırla, *erbe»t p|y«s« dovrri arasında yüzde yüz fark var. Yani bes llrav» alındıpi söylenen eaya ödenen bes lirahk döviı serhCTt pivasada 10 liralık dövizdir. Bövlece Rize çavı 600 kunışjı «ahn alınırken yabaneı çay 1» liraya jcelivor demektir. Umnvorum kl bu t»fsilât Rize cavcılıçınm bugünkü durumunu ve hükumetin buraya yapacağı yardımın. daha dojrusıı bu cayın hakkını verme<;inin ne kadar yerinde bir is oMujhınu poslermektedir. SiHİ is paçaları sıvamajra kalıyor. pç ü öüd Cünkü çay göründii! B. FELEK (üçüncu sahijeden devam) Maresalm oŞlu da kızı kadar olup bitenlerden habersizdi. Ancak o da herkesin duyduğunu duymuştu. Divordu ki: « Babamdan son gtinlerde mek tub alamadım Simdive kadar yazdıklanna bakarak onu burada karsılayaca?ımızl ümid edivorduk. Hl diseler sizl olduğu kadar bizi de havratte bırakmıstır.ı Simdi kararsShını Dresden »ehrinin en gtize! ve muhtesem villîlanndan birinde kuran Mareşal Paulus'un doğu Almanvada Sovyet ler hesabına ca'ıstığı ve bu arada Kızılordu saflannda hizmet görerek Alman «halk polisine» komuta edecejri sövlenmektedir. Haberi veren Sovyet isealindpki Rerlin radvosuna gtire, Paulus. Almanvada Sovyet idaresine askerl m'isavir tayin edilmiştir Besmt vayıniar dısında marpşalın hâtıralannı zihinlerinde canlı tutanlar, bilhsssa onu pek vakınd?n tanıvanlar. bövle b>r satılmı«lı$a inanmamaktadırlar. Çünkü onlar Paulus'un ?ah';ında valnız Hitler'e sadakat ve mutavaatiie tanınmıs bir eeneral değil. «vnı zamanda umumt harbin Buslara kar^ı bsşanlı ve hınçh bir binbasısını görmektedirler. Stalinsrad muharebelerinde 240 bin kisinin havatına mal olan emir veriidikten sonra vaziyetin vehametini bilmesine rağmen Paulus gene o Itaat ve sadakat lmanile eepheve dönmüş ve ne bir adım ilerlevpbilmis ve ne de gerive cekilmek imkânını bulmuştu Cünkü Snünde Ruslar, arkasmda Hitler vardı Övle bir k»7«na diismüştü ki peneral, va orada vanıo kavrvılacaktı veva eeri kalan 90.000 kı>i«ini Ruslara bırakacaktı. Bundan başka çıkar vol olmadısı irin virHanının se«ini dinlemeve kovuldu. Hiç deSilse elde kalanlan kurtarmak eerekiyordu Açlık ve perişanlık, soğuk ve çamur, düsmanm yardımcılan olmuştu Adamlannı günden SÜne kırıp eecirivordu. Stalingrad harabeleri arasında çok feci sahneler cerevsn etmekte idi Korkunc bir ateş vafhnuru altında vapılan her tesebbüs »kamrtc uğruvordu. General, 6 na ordunun eridijinl, ne vaparsa vaosın buna mâni olm?nın imkânsı^lıfını pörmü^tti. Müthiş ümidsizlik icinde teslimden Arkav var ba^ka çare yoktu. Fakat bu esrmda kalbinin ve virdanının öyle zorlu (Bu pîpn'tı hiiffln haklar\ Opera bir baskısına uğradı ki yüzünde Sözünde tikler hasıl olmav» başla* Mund) şırketi ve gazetcmtze dı. Onu o zamanlarda sörenler vürfd zü gözü oynıyan bir delive benOtomobil içiııde konıiırden zetmişlerdi 6 ncı ordunun o sanlı komutanı. cesur bir atılgan Genezehirlenme Nısantaşında Ilhancıkmazı sokak 41 r»l Paulus kısa zamand:» virmi vaş numerada oturan Husevin Koçak is. ihtivarlamısa döndü. Kalbi ksdar ır.inde bir şahıs Husameddin ve Mus.midesi de bozuldu Artık hem madt&fa adlarındakı arkadaşlarını yanın» p alarak Mecıdıyekoy Eskıosmanlı cadde desinde ve hem H manasında aksinde duran 13496 plâkalı taksınin ıçı. ssklıklar vardı Bilhassa rehresine ne glrmller, yanlarına bir de mangal ânz olan ovnaklık onu kimsenin almışlardır vüzüne bakamaz hale eetirmiştiUykuya dalan uç kafadaıdan Huse. Tln Koçak zehlrlenerek olmıış Hus». Günlerce valnız basına kaldı. Yaslı meddlnle Mustafa Şışli Çocuk hastane. eözlerini haritalardan kaldırım'dı. sine kaldırılınıslardır. Hâd'se etrafmda Kahramanlannın akibetine ağlıadti »oruştıiTTnalara başlınmıştır. vordu İoinden eelen isvan duvpuEtibank miiesseselerinin istihsal larını Fuhrer'ine karsı beslediği kıymctlerindeki arlış sadakat ve itaat duygularına baEtibank miiesseselerinin istihsal kıv. ğısiadı. metleri yekunu bu «ene 146 mllyon li. Nihayet icinden çıkılmaz diyerava yııkaelmıstir. 1949 senesinde bu muesseseierın ıstıh. rek Kmlorduva teslim karannı sal kıvmetlerı yuz mılyonu bu'makta verdi. 31 ocakta rakibleri Genersl idi. Umum Müdurlükten verilen mslumsta Woronow ile Kokossowski'ye tesgör» 1953 yılı ı»rfınd» Etibank mue<. lim oldu. Onunla birlikte Alman seteleri txr«fuıdaD yupılan muhtelit ordusunun en seçkin birlikierinden ntı;ltrın yekunu 20i mllyon Ur« tut. geri kalan 90,000 kijilik ae, lefll mujtur. Aynı mueıseeeierln U4t yılın. ve perişan blr kfltle de Ruslara gedaki Mtif tut«rı 121 mllyondu. Bu ar. tlj» acbeb olarak krom ve kSmitr 1». çlyordu. Altmcı ordu ölmüs, fakat generali sağ kalmıstt. tthsaîlnln fazlalıtı gosterılmektedlr. 1848 fenesinde, Kor»kanra merkesi AJacclo'dan 40 kilometre mesafede bulunan Bocognano kazasının belediye reisi. ayni Eamanda noterlik eden Markacci idi. Memlekette çok itiban olan bu zatın gene de bazı düşmanları vardı. Bunlarm başlıcalan BonelH kardesler. namı diğer BeTlakoza'lardı. Bu kardeşlerden blri, Antuan. 1847 de askerliğe çağırıldığı halde icabet etmedrginden yakalanması içın ] jandarmalara emir verilmisti. Bonelli'lerin bir hemşiresi de baska bir kazada oturan bir delikanh ile evlenmek uzcrcj idi. Belediye reisl bu delikanhnın da kaçak olduğundan süphelenerek evlenme müsaadesinl vermemişti. Bunun üzerins Bonelli ailesi Markacci'ye dtlsman kesilmlsti. Hele Antuan, kızkarde?lne yapılan bu hakareti belediye reisinin kanıl* t*miıliy*ce2inl âlen«n föylemijU. 22 haziran 1848 jrünü belediye reisi evinln bahceslnâf dolasmakta iken. yol kenarında bulunan calıiıkiardan iki el «lâh atıldu Türk Ifaiyan ticaretinin inkişafr için calısmalar Türk İtalyan ticaretinin daha fazla inkişafı için İtalyan Başbakanı Peila'nın memleketimizi zıyareti esnasında kurulan telcnik İcomisvon faaliyetine devam etmektedir. Türk İtalvan ticareti esasen büyük bir gelişme içindedir. 1953 vıhnda ticaret hacmi 1950 yıhna nazaran üç misli bir artış kaydetmiştir. Şimdi sarfedilecek ga>Tetler bu inkişafı köstekliven bazı âmillerin ortadan kaldırılması maksadını istihdaf edecektir. Anlaşıldıgına göre. bugünkü şart lar içinde ihrac mallanmızdan bilhassa pamuk, buğdav. demir. krom, deri, zevtinyağı, yağlı tohumlar için îtalyan pazarı en cazib bir müsteri olmak durumundadır. Diğer taraftan Italyanın istihsal ve ihrac ettiği maddelerin çoğu memleketimizin başlıca ithal ihtiyaclannı karşılayacak maddelerdİT. Pamuklu mensucat, makineler, demir, çelik. kimyevf maddeler, boya, çimento, nakil vasıtlan ve lâstikler piyasalanmızda çok aranan maddelerdir. Bu itibarla iki memleket arasmda yeni bir ticaret anlaşmasının akdi hususunda kurulmuş bulunan teknik komlsyonlann mfisbet blr neticeye varması thtimali kuvvetli görünmektedir. Neye uğradığını şajıran reis korku ile etrafına bakmakta iken üçuncü bir kursunla baldırından yaralandı. Markacci, yere yuvarlandı. Karadcnizde serseri mayinlef Bahk fıatlarında diişiikJük Markacci, bunun üzerine derhal jikâyette bulundu Tahkikat açıldı. Şüpheler, Antuan'ın üzerinde toülanıyordu. Esasen asker kaçağı olan delikanh bu itham karjısında dağa çıkmağa karar verdi. Yukanda da göriıldüğü gibi Antuan Bonelli. namı dijer Bellakoza 1892 tenealne kadar dağda kaldı Tiirkiyede neşri hakkı yalnu gazetemize aiddir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear