Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
AMhklMS CUMrTÜRÎTET' Merahlt Reslmîer J Hangi meslek en çok yıpratıcıdır?. Akförlerla attronomlar en fazla yaşayan iş sahibleri arasında görülüyor Meslek hastalığı gibi meslek ihtiyarlığı da vardır. İhtiyarlama, vücudün maddi, mânevî bir takım tei sirlerle yıpranmam demekse, onu yavaşlatıp tesri etmek bir taraftan tuttuğumuz isin ağırlık veya hafifliği, diğer tarafan da ruhumuzda husule gelen değişmelerin şiddet ve kuvvetile ayarlıdır. Kim ki hayatmda mihnetin altmda ezilmez, onu zevk edınmek âdetindedjr, çok yasamanın sırruıı keşfetmi^tir. Hayatm veya işin insana yük olmamasmda nıkbinliğe düşen hafifletici pay, süreklı bir ırade gayretile besîendiği zaman, yaşamanm zorluğu atlaülmış, yaşananla yaşanacak olan tesadüie bırakılmamış olur. Meslekler, insan ömrünü dolduran meşgalelerdır. Hepsınin ken dine göre şartlan, kayıdlan, zevkleri, üzüntüleri vardır. Yıpratıa olanile. rahat olanını ayud edecek ölçülerimiz yaş haddini tayin etmek mevkiindedir. îstatistik göstermiştir ki hayat süresi tutulan ije göre değişmekte ve ömrü tabii o mesleğin iyi kötü tesirlerine tâbi bulunmaktadır. Meslek sahiblerinin uğradığı kaza ve belâlar bir tarafa normal şartlar altında çalışanlann ömürleri tutulan iain ölçüsü ve cereyan tarzil* ilgilidir Daıml oiarak kapah yerlerde veya endüstri bölgelerinde çahfanlarla açıkhavada ve zehirll maddelerin birikmesine mü said olmıyan yerlerde çalışanlann hayat aüreleri bir değildir. Öte yandan ıttırat ve intlzamdan mahrum öyle işler vardır ki yajı kısaltmaktadır. Bu türlfl işler tevlid ettiği heyecan ve smlr gerginllği ila vücudön daha çabuk yıpranmasına sebeb olmaktadu*. Bankerler ve lanatkârlan bu jrrupa dahi] edebilirk. Buna karjı ziraatle meşgul olanlaı, memurlar v» duı adamlarile öğretmenler, iglerinin icab ettirdığı nizam ve yeknesakhk dolayısile sükunet içinde yasamaktadırlar. Maden ocaklannda çalışanlar istiana edilirse hayatlan en kısa olan i| sahibleri hep makine başında duran ustalarla tezgâhtarlardır. Istatistiğe göre bu gibilerin vasatî ömrü 38 seneyi geçmiyor. Bunu 39 yaskl matbaalarda çalışanlar takıb ediyor. Musıkiişnaslar ancak 40 ını doldurabiliyor. Bundan sonra ayakkabıcılar, boyacılar (ressamlar dahil), elbise temizleyiciler geliyor. Bunlarda vasatî yaş 43 tür. Kuyumcular ile terziler 44 yasma kadar yaşayabiliyor. Daima açıkhavada çahşmalarına rağmen ayak satıcıları 46 yaşını zor buluyor. Duvarcılar 48 ini doldurabiliyor. 50 sıni bulanlar kasablar ve marsngozlardır. İstatistık, doktorlaruı bir sene daha fazla yaşadığını söylüyor. Şu halde doktor yaşı 51 dir. Hemcinslerinin ömrünü Vr zatmafa uğraşan bu meslefin sâlıkleri kendi hayatları pahasına çalışan kimselere benziyor. Avukatlar ile şapk?cılann işleri birbirine bentemediği halde aynı yolun yolcusu oluyor ve 54 yafina kadar yaşıyabiliyor. 56 yaş din adamlannın yasıdır. Mahkeme mubaşirlerile posta müvezzileri 57 yasuıda yolcu edılıyor. Bankacılarla köylülerin yaşı 64 te birleşiyor. Bundan sonra gclenler hâkimlerdir, Onlar için 65 yaş, hayatın »onu diye görülüyor. En çok yaşıyanlar aktörlerle astronomlardu. Bu meslekler erbabı 70 ine kadar dayanmakla Allahm en sevgili kullan gibi görünmektedir. Astronomlan bîlmiyoruz ama aktörlerin kısa ömürlü olduklarına dair bir söz vardır. Halbuki bu istatistikte işin tamamile tersine dön düğü görülüyor. Bir İngiliz sieorta şirketinin tuttuğu istatistik ise yukandâki dizijri bozmakta ve 50 yaşmı asanları *"iy le göstermektedir: 1 Prensler 58,8 sene, 2 Tadrler, seyyahlar va rlraatçıler 624, 3 Sanatkârlar ile muharrirler 66,9, 4 Askerler 87,7, 5 Devlet adanuan ve din adam ları 69,1. Bu istatirtiğe göre Wr milyon erkekten 210 u 100 ya»mı bulmaktadır. Kadmlarda ise nisbet daha faz ladır. Bir milyon kadın arasında 100 ünü doldurarilar 310 kişidir. Her lene diinva üzerinde ölen 40,5 milyon insandan 17 si 106 ya kadar yaşamakta, 110 unu bittren ancak bir kişiden ibaret kalmaktadır. Bu yaşı geçenlerin her yıla düşen savısına gelince iki milyann 40 milyona bölünmesinden çıkan sayı kadardır ki pek küçük bir rakanıla ıfade edilebilir. önemli bir teşebbüs Büyük değeri haiz olan «Türk halk oyunları ve müziği», İstanbul Konservatuarı Müdürü F.şref Anlikacımn teşebbusü ile Konscrvatuar tarafınd?n tedarik edilecek bir sinema makinesi ile tesbıt edilecek ve müteakıben bunlann koreoğrafisi yapıldıktan sonra, aynı zamanda muzikleri de münasib bir şekilde armonize edilip orkestrasyonları da yapılacaktır. Bu 'şekilde haznlanarak sanat gösteıileri tiEİine konulaca kolan Türk oyunlan. dışarıdaki bellibaşlı sanat mer kezlerine gönderilerek, oralarda ve rilecek temsiller ile bütün dünyaya tanıhlmış olacaktır. Kendisile görüştüğümüz K. Müdürü Eşref Antıkacı şunları söylemiştir: cMemleketimizin muhtelif bölgelerindeki halk oyunlarınm büyük bir kıymet taşıdığını ötedenberi bilirdim. Fakat muhtehf vazifelerle. Orta, Uzak ve Yakınşarkta yaptığım uzun seyahatler ve gerekse çeşidli Avrupa memieketlerindeki dolaşmalarımda mahall! halk oyunlannı tetkikten sonra çu neticeye vardım ki; bizdeki balk oyunlan misll olmıyan muazzam bir kıymet tasımakta dır. Bu kanaatten ilham alarak tegebbüse geçtik. Tedarik etmek üzerc olduğumuz bir sinema makinesi ile tesbit ettikten sonra koreograüsi yapılarak stilize edilecek ve müzlk armonizasyonu ve orkestrasyonu yapılacak olan Türk oyunlarının, bütün dünyada emsalsiz başarılar kazanacağını ummaktayız.» *•• nn filmi dört dilde hazırlanıyor Bilindiği gibi «NÜgün« adh romandan alınarak çevrilen filmin dahili sahneleri sehrimizde ekim ayında tamamlanmışü. Bu filmin orijinalliğini ve yurd dışuıda çevrilen ilk Türk filmi olmasını sağlıyacak olan haricî sahnelerinin Pakistanda çevrilmesi için, rejisör Münir Hayri Egeli Maresinde bir heyet Pakistana gitmişti. Karaşi'de, Pakistan film endüstrisi birliğinin, şerefine tertib ettiği bir toplantıda sdz alan Münir Hayrt Egeli, Türk ve Pakistanh sahne ve perde sanatkârlannm blrbirlerinin memleketlerini ziyaret etmesile külrürel bağlarm kuvvetleneceğini Böylemis ve Pakistanlıların Türkiyede çok sevildiklerine işaret ederek, «Kollarımıu açra'ış siii bekUyoruz» demiştir. Arkası Sa 6. Sü. 6 da "SAHTE BARON,, T«a»n: P. GOBDEAOZ f 7 ) Çfcvmn: UAZHAB K U H I p Fransanın Yetıi Cumhur Başkanı ve Eşi VersaiHes Saraytrtda yapılan uzun çekişmele ri müteakıb Rene Cotv aimdaki Aşağı Scine Senatorünün Cumhur Başkanı seçildiğini bildirmiş tik 'Yedi sene Elysee Sarayına yerleşecek olan yeni Cumhur Başkanı ile eş: yukarıdaki resımda gj riilmektedirler Rene Coty için *Havre sehrinin tanınmamış avukatı» At derlerdi.. Yukarıdaki resim; seçimden hemen »onra Veı saiiles Bclediye geisinin odasmda çekllmiş,tirJ tfDetnir perde dışında^ KIZIL CİNAYETLER Yazan: HUGO DUWAR Katarina yatı tekrar denize açıldı. Baron GravaL bunun . ( üzerır.e suvari Cowes'ten iik iskelenin neresi olduğunu sordu . Kaptan da geminin evvelâ Bahla'ya uğnyacağmı sdyledi. A o | laşılan Baronun bu lunana uğramak işine gelmiyordiı kl «üva} ' rıye: «Bahia'ya uğramasak olma* mı? Dedi Maalesef olamı , yordu. Uğramak mecburiyeti vardı. Çfinkü gemlde kömflr kal j, mamıştı. Baron hazretleri bundan hiç de memnun değildi. Çarnaçar süvariye funlan aöyledl: «Pekilâ kaptan; yalnız sizden şunu hatırlamantti rica edeceğim: Ben mutenekkiren seyahat etmekte olduğumdan unvanıraı kullanmamakiayım. Bana, Baron filân demeytnia arbk. Herkea için lamim Jan Grandet'dir. Bir Rus gemisine alelâcele yüklenen sandıkta ne vardı? Hâdise muhlmdl: Beyaı Ruslar dim. Şehrin dışında öndeki otomobirliğinJn başkanı General Mıller bil durdu re benim arabadakiler ile, birlik azastndan General Skob çıkarak, Kutyepov'u aldılar, tekrar lin aynı gün ortadan kaybolmus yola koyulduk. Bunlann Rus ollardı... ve hâdise Pariste oluyordu. duklarını anlamıstım. Bana da büFransıı Polisi hareketaiz kalamaz yük bir para vermislerdi. dı. «Denız kıyısına kadar gittik ve MalolesPari» Kmniyet müdürlüğil tahki Dunkerpue crvarında kata girijti. Miller'in, bırakbğı mek Baıns'de durduk. Kutyepov'u oratubda kendisini ttuzak yerine» da bir köşke götürdüler. Ben geri Skoblin'in çaği(dığı isaret edilmif dondum. Ondan sonıa ne olduğunu olduğuna göre, polls ilkönce Skob bilmiyonım.» Bu bir şahiddi, söylediklerl doğru lin'1 aramağa koyuldu. Fakat netice, Miller'in Bolonya ormaninda a olabilirdi Fakat ortaya elle tutulur ranan cesedi veya herhangi bir izi bir vesika veya delü koyamıyordu. Fransız polisi hâdisenin Sovyet hügibi, sıfırdan ibaret kaldı. Tahkikattan anlaşıldığına göre. kumetı tarafından tertib edHdiğine Ekoblin, 22 eylul gecesi. birlik mer kanaat getirmişti. lâkin künseyi kezinde yapılan toplanbdan, kirase tevkıf ademiyordu. Aeele kalkan bir jeml ye sezdirraeden aynldıktan sonra, Miller'in kaçırılmssı hâdisesinde cvine grhnemistL Bir arkadas.uan evine uğramış ve ondan bir miktar de, failin Sovyet hükumeti olduğu borc para alarak ortadan kaybol kanaatini kuvvetlendiren bir çok deliller vardı ve Fransız polisi bu znuştu. Bundan anlaşihyordu kl. Skoblin sefer daha müsbet bir tahkikat doskaçmayı o günden tasarlamamıs, yası hazırlamıştı: Miller'in ortadan kaybolduğu <*ü•ncak o gece, toplantıda kendisinın aorguya çekilmesi tizerine bu çareye nün akşanu, «Manya Uhrfnova» başvurmağa karar vermisti. Kaç ismındeki, Sovyet yük gemisi, Le mayı o gün kararlaştırmış olsaydı. Havre limanından adeta kaçaıcasına demir almıştı. Gemi, tarifelerde ve bankadaki parasdını alırdı. Fakat, kendisini kaçırabilecek a ilânlarda bildirilen hareket vaktmdamlann bulunduğu da muhakkak den çok önce kalktığı gıbi, limandan ta. Arkadaşındon aldığı para ile aynlmadan tamamlaması lâzım geberaber. üzerinde ancak bir kaç len bazı muameleleri de yarım bıyüı frank bulunduğu tahmin edili | rakraıştı. Vapurun bu acele hareketi bile yordu. Baskalan kendisine yardım etmese, bu para ile nereye kadar tekbaşına şüpheli gorülebilecek bir hâdise idi Fakat bu şüpheyi kuvgıdebilirdi ki? veüendiren daha baska »eyler de Kutyepnv hâdisesi Genera] Miller'in kaçırılması ve vardı: «Mariya Ulyanova» nın Le Havre Skoblin'in kaçması, yalnız Beyaz Ruslan değil, bütün Fran»ayı alî limanından hareketinden kısa bir kadar ediyordu. Fransız milleti, bu müddet önce rıhtıma küçük bir vesfle ile, Kutyepov hâdisesini ha kamyon yanaşıyor Kamyonun plâtırlıyor ve hükumetten, memleket kası «Paris» işaretlidir ve içindelerinde korktmc cinayetler isleyen kiler Sovyet büyük elçiliğine menesrarengiz teşkilâtın ortaya çıkarıl »ub kimselerdir. masını istiyordu. Gümrük memurlan, bu bakımFransız polisi de bu meselede ol dan, bir müdahalede bulunamıyordukça hassas davranıyordu. Şüp lar, fakat kamyondan büyük bir helendiği kimseler vardı, fakat kat'î sandık indirildiğini ve gemiye yükdeliller elde edilmedikç* hiç bir lendiğini görüyorlar. takibata girişilemiyordu. Paristen gelen bu kamyon gemi1930 da, o zamanki Beyaz Ruslar ye ne getirmiştir? Bu suale: «Milbirliği başkanı General Kutyepov ler'in cesedini!» cevabı verilebilir. ortadan kaybolduğu vakit de, bu Yalnız, bir nokta. düşündürüyor.. nun Moskova hükumetinin FranKaptan telâşta! sadaki adamlannın işi olduğu rnuMiller mektubunda Bolonya orhakkak görüimüş, fakat hiç kimseyi manında Skoblin ve iki «mümessil» ithara edebilecek mahiyette delil ile öğleyin saat yarımda buluşacabulunamamıştı. Bugün biliaenler ğmı bildirmişti. Paristen gelen gundan ibaretti: kamyon Le Havre rıhtırruna yanaşGeneral Kutyepov iki kişinbı tığı zaman ise saat dört, dört budaveti üzerine muayyen bir saatte, çuktu. İki şehir arasmdaki yüz Kırk bir köşebaşmda duran lüks bir hu kilometre kadar mesafeyi bir kamsusî otomobile girmiş, otomobil son yon üç. dört saatte alabilir mi? süratle uzaklaşmıştı. ArkasılJdan, Ilk bakışta bu biraz imkânsız giiçinde bir polis bulunan bir taksi bi görülüyor. Fakat bir kaptıkaçtı de hareket etmişti. Fakat sonradan, capındaki ufak kamvonun son sürtaksideki adamm sahte bir polis aÜe yol almış olduğunu gösteren olduğu anlaşılmışb. bazı emareler vardır: «Bcn (ördüm!» Gümrük memurlan kamyonun Aradan beş sene geçmiş, nihayet toztoprak içinde olduğunu, uzun 1935 te ortaya biri çıkmış: tGene bir yoldan, süratle ve hiç durraaral Kutyepov'un nasıl kaçınldığuu dan gelmiş olabileceğini söylüyorben gördüm!» deraişti. lardı. Bu bakımdan, «Mariya UlyaLe Gall ismindeki bu Fransız nova vapuruna, ta mmanasile «kelhâdiseyi şöyle anlanyordu: le kaçınr gibi» getirilen sandıktn «Hususi arabanın arkasından Milier'in cesedmin bulunduğu pek hareket eden taksinin şoförii ben âlâ iddia edilsbilirdi. Kamyonun oraya pek mühim bir vazife ile geldig^ni gösteren başka bir şahid ifadesi daha var: Gemiye ticart bir mal ytiklemek üzere, kaptanla konuşmağa gelen M. Colin adında bir zat, polise verdiği lfadede şöyle diyordu: «Kaptantn kamarasında, kendisile görüşüyordum. Bırdenbire ve kapıyı vurmadan içeri biri girdi. Kaptana rusça ve çabuk çabuk konuşarak bir şeyler söyledi. Bunun üzerine kaptan telâşia yerinden fırladı ve nezaket icabı benden özür falan dilemedfft. alelâcele dışarı çıktı. tKaptanla görüşeceğim başka blr çey yoktu. Bert de beklemedim, kamaradan çdctım, rıhtıına indim.'iO sırada rıhtım^a bir kamyon bulunduğunu gördüm.» Geminin peşinden bir muhrib Bütün bunlar, «Mariya Ulyanova» nın Fransadan bir gey kaçırdığı ve bu kaçınlan şeyin de Miller'in kendisi veya cesedi olduğu şüphesini hattâ kanaatini uyandınyordu. Bunun üzerine Fransız hükumeti, Rus gemisinin peşinden bir muh rib göndermeği düşündü. Fakat bun dan önce, Sovyet büyük elçisi ile temas etmeyi daha uygun buldular. Fransız hükumetinin temsilcisi, Rus elçisine hâdisenin Frans^da büyük akis uyandırdığını ve şüphenin giderilmesi için geminin geri çevrilmesi lâzım geldiğini söyledi. Rus büyük elçisi, Moskovaya danışabilmesi için kendisine müsaade verilmesini istedi İhtimal Fransız hükumeti bu müsaadeyi vermiyecek veya «Mariya Ulyanova» nın peşinden derhal bir muhrib gönderip gemivi geri çevirecekti Fakat, araya sosyalist bir Fransız bakanı girdi: lç İsleri Bakanı M. Dormey, hükumetin yanlış bir iş üzerinden yürüdüğünü soyliyerek, bu mesele üzerinde durulmamasını tavsiye etti. Hâdise de bövlece kapatıldı... Muammayı çözmek için bütün gayretile çahşan ve bundan dolayı önce takdir edilen polis müfettişi M. Chavineau'ya Fransanın «Sovyetler Birliği ile çok iyi münasebetler dahilinde bulunduğu bu sırada» raporunun bu münasebetleri bozar mahiyette görüldüğü bildirildi. Bir müddet sonra da M. Chavineau küçük bir şehre ve daha aşağı bir vazifeye nakledildi. Fakat, daha sonraki hâdiseler. Fransız polisinin hiç de yanlış bir iz üzerinden yürümediğini, bu işte yanılan biri varsa onun da Rusyaya karşı fazla yakınlık gösteren M. Dormey olduğunu gösterdi .. GELECEK YAZI: Ele geç°n şi^ re defteri ve nehirden çıkarılan cesed. Knrdköyünde bir yaralama hâdisesi Kartala bağlı Kurdkoyu hnlkından Alı Merdoğlu. Osman Özyurd ve Ali Çalıjkan Isimlerinde öç fcöylü, kBy kahvesinde otunırlarken araiarında çıkan mun&k&şa sonunda Osman. Ali Ça. lıjkanı bıçakıa ağıt şekilde yarala. mıştir Yafaîı Nufiıune hastaresine kal. dırılmı?. Osman yakalanarak tahkikata bnşlanmıştır. 24 ajustoa 1905 güntt Bahia Umanı Polu Mttdürtt doktor ; Leal'i ziyarct eden liman reiai, Katarfaıa laimli, Ingflis hma\ dıralı yatın Tulesen koyttna. demir atbğıru bildirdl Bir gHnf evvel Frannz Emniyeti Umumiye MSdfirfl Eamar'dan Cenubt'' Amerıkanın bütün liman şchirleria* v» bu arada Bahis Polis Müdürü doktor Leal'* bir telgraf g«bnlsti Telgrafta yatla gelecek olan Jean Gallar iaminde birinin yakalanması istenlyor ve bu adanun MenUi adında bir arüstla acyahat «ttiği bildirlliyordu. Ama Gallay, hakfkaten Katarina yatmda ia« naaıl tevkü edilebilirdi? Harb gemilerinin v« yabancı bandıralı ystların her türlfl arasürmadan mttua tutulmalan ad<t olduguna göre mesele nezaket keabedlyordu. J Bu yüaden doktor Leal'in eanı çok sıkılıyordu. Fakat birden gözlerini açtı ve jrfttfl gühn«t« bafladı Filhak&a Katarina yatından aynlan bir filika aahile doğru geliyordu. Doktor Leal filikada açık gri kostumlö bir adamla bcyax giyinmiş, pemb« femsiyell bir kadın farketti. Aeab* bunkr aradıiı Jmm ile artist MerclU miydi? Aiıın k«pl«m« b»y»n TISSOT kadın saatleri dakikliğile Isviçrt saatçiliğinin dünyaca tanınmış bir şahel seridir. Antimanyetik, /ınm» milimetreye kadar ayarlanmış olan altın veya maaenî TISSOT saatleri bayanlara verebileceğiniz en güzel bir hediyedir. rn 8554 Hlika iakeleye vanaçtı. Doktor Leal bfiyfik bir nezaketle kadına elini uzatta va iskeley* atlamaaına yardım ettL KadıJ ma arkaaından Gallay da karaya ayak bastfc Telgrafta verilen izahati son blr defa gözden geçirmis olan polis mfidürül nün arük şüphesi kalmami}tL Aradıklan ayağına gelmi^ti. MdI dür: tMösyS Jean Gallay benl Polia Müdiriyetin» kadar takibj etmenizi riea edeceğim. Biraz konusmamu lâzımgeliyorı dedi.] Sabık baron bunun üzerine: «Yanlıslı&ıım olacak. Ben Jean) Gallay değilim îsmim Jak Grande'dır. Belçikalıyım.ı dedi.] Valantin de aldığı »jli»f<»ty uyarak iaminin Viktatya Mangell olduğunu, Belçikada doğdnğunm aSyledL Fakat buna rağmen ] Polis Müdürfi kendisini takib etmeleri İçin urar ettL *lı n kaplama bayan i«a)ı ru. an İSVÎÇRE SAAT SANAYIS1 A. Ş. nın MAHSULUDUR OMEGA Polis Müdiriyetine gelir gelmez Jean Gallay ve Merelli biı daireye kapatıldılar. O aralık Polis Müdürü de İngiliz Konsc ,. Iosundan yab aramak müsaadesini aldt Doktor Leal vakit kaybetmeden yata gitti. Kamaralarm birinde hasta olduğunu iddia eden bir kadın yahyordu. Mari Omye'yim. diyen bu kadm hakikatte Mari Odo idi. Sandıklan arandı. 581 bın frank nakid bulundu, Bunun üzerine doktor Leal derhal Parise şu telgraiı çekti: «Katarina yatı limannnızdadır. Tevkif ettiklerimis Belçikalı olduklarmı v» iaimlermin^Grande, Mangel, Omye olduğunu söylüyorlar. Para da musadere ettik». Paristen telgrafa şu cevab geldi: «Emniyet müfettişi Debishop maznun| ları teslim almak üzere Bohia'ya gidiyor. Mücrimlerin iadeai| için teşebbüslere geçildi.» (Arkatı var) 85 Senedcnberi NIMHUS'UN MACKUAUUUt memleketimizde muvaffakıyetle fi'len calısmıs maruf MAROT I marka kalbur makineleri mizin satısa arzedildiğini bilumum bayi ve müsterilerimize bildiririz. Türkiye Umum Ithalâtcnı: ORHAN KAZANCHAN Galata. Ttaei Cad. 74 Telüral: KAZANCHAN Isrtanbul Türkıyede neyri hakkı yalnız gazetfmize aiddir.