Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
II Arahfc CUMITURfTET r MerahU Resimler Enderunlu Vasıfm güfteleri Yazan: İsmail Habib Sevük Divan edebiyahnd* bestelpr için • çok gufte veren Enderunlu Van «ıf olmuştur. Üçüncü Selimden Büyük Dedeye, Sadullah Ağadan Tanburt Ali Efendiye, Zekâi Dededen Hacı Arif Beye kadar klasik musikimizin en ünlü. bestekârlan Vasıftan boyuna güfteler bestelediler. Radyolarımjzda bu besteleri okuyanlar onlann yalnız makamını ve bestekânnı söyler. Vasıfın ismir.i anan yoktur. Divan şi'rini halk şi'rinin koluna takan bu şakrak şairin ruhunu sâdetmek için onun güftelerini sunmayı bir borc bildik. Hem okuyucular o güftelerin yalnız tek kıtasını okurlar. Halbuki tamaiTuııı veya iki kıtasını bilmek de lâzım. İşte Üçüncü Selimin besteledigi meşhur şehnaz şarkı. Vezni: Müstefilâtün müstefilâtün. Açıl fiillfr nus eyleyüp câmı ferahzâyi Gönlüm TemâşA kıl dolaj her kftşesin cftlar tribî hâğın Seninçiin olduırıın htl lalezârin dâ^ bcrdâğın Bahar eyyimıdır ey nahli nevres jeçmeden çâğın Açıl jfüller Sadullah Ağanın muasırı Mehmed Ağanın şu meşhur tahir buseateşl hicrâne bırakma Yakdtn bcni bftri a b«ıHm rânımı yakma yetıiHen niîberine düşmeni hçlde SürHün heni iklimi eama nefyi cbedle Kundak hırakıp can evine nârı hasedle Yaktm beni Vasıf divanının belki en BÜzel ve meşhur d e s t a n m a n z u m e s i Müseddesidir. . Besteler hep şarkıı a r d a n v e y a g a z e ll e rden yapıldığı h a l d e Z e k â l D e d e u ş ş a k m a k a m l n . dan işte bu Müseddesi besteledi: Vezni: Feilâtü feilâtün feilâtün feilün: d i ! l e r e İ ROMANIMIZ Korsikaîı Haydud luu: *. CORDXAOX : MAZHAB KUST Hemmerli* olııp Cl»wow'da bir sirkte filin altına yatağmı koyan ve orada uyuyan bir artistln yaptığı numaralar büyük alâka uyandırmaktadır. Filin, yerde yatmakta olan sahsın üzerine £Ökmesi, sirkte heyecan uyandırmakta, bir çok kimseler bağırmağa başlamaktadırlar. Fakat, sonradan fil de, altındaki sahıs da sapasağlam ayağa kalkmaktadırlar. Yukandaki resim. bu heyecanh sahneyi göstermektedir. Filitı altında uyumak... ^Guido Orlando "Italya Kralına lâyik bir ev bulabilir miyiz?,, 3O hileri hakkında Ameıikalıların k«naatlerini öğrenmeme yardım etti ve gördüm ki, harbe ragmen, Amerikada siz* karjı bir »empati mevcud. Yanımda gazete maktualan varJı. Çıkarıp gösterdim. HaşmetH, işte Amerlkada «ize dair yazılan yazılar. tste me^hur Walter Winche!l'in ".ütunu. Lutfen okuyun. Kral okudu. sonra: Şaşılaeak çey. dedi. Bentm Amerikaya gıdeceğim zannını uyandırarak Amerikalılann ne düıündüklerinl öğrenmege muvaffak olmuşsunuz. Guido, sizin gibi adamlar bana ne kadar faydalı olabilirler. Ah, seçim zamanı yanımda *iı bulunsaydımz! Bitmez tükenmez bir münakaşaya başladık. Kral, İtalyanın durumunu ve milletlerarası meseleleri gayet iyi biliyordu. Endişell 'di. Oradan hareketimden 6nce, bana imza defterini imzalatü. Muvaffak olmuştum. Opsiyonu al mıştık. Markl de Montebello Romaya hareket etti. Yanımızdaki iki bayandan biri New York'a, ötekl Isviçreye gitti. Benim de gitmem lâzımdı. Fakat hemen Birleşik Amerikaya dönmek niyetinde değildim. Otuz seneden fazla bir zamandanberi Avrupadan uzakta yaşamıştım. Romaya hiç git memiştim. Halbuki aimdi Romaya ne kadar da yakındım. Romaya gitmem lâzımdı. İtaiyada öyle çok yapılacak lşler vardı ki! Bu isleri niçin ben yapmıyacaktım? 2 •GELDİM. GÖRDÜM. GİTTİM. Romayı hiç bilmiyordum. Orada hiç kimseyi tanımıyordum. Yabancı bir memlekette tek başıma idim. Ahbab namma kimsem yoktu. Yapılacak hiç bir iş yoktu. En çok garibime giden, beni en çok şaşırtan şey bu idi. Yapacak hiç bir 1 olmaması. Buna ahşık değil5 dim. Ezeldenberi, kendimi bildim bileli daima yapılacak bir işim olmuştu. Daima hareket halinde idim. Daima iş içinde yuğrulmuştum. Daima etrafımda insanlar vardı. Daima, her tarafa birden yetişmiştim. Orlando, diye düşündüm. elbet yapılacak bir iş bulursun. dostum, unutma ki Orlando'sun. Orlando'nun daima işi vardır. Exc£İsior oteüne inmiştim. Otelin barına gittim. En sevdiğim içki olan bir bardak portakal suyu ısmarlsdım. Orada oturan genc bir bayan baı: Siz Amerikalı mısınız? diye sordu. Evet New York'ta hava kimbilir ne soğuktur? Ben hareket edeceğim zaman kar yağıyordu. Lâf lâfı açtı, kadın bana antıkacı olduğunu söyledi. Ne. antikacı mı? dedim. Ne tesadüf, ben de antika eşya arıyorum. Az daha unutuyordum. Ama yalan söylememiştim. Amerikadan ayrılmadan evvel, bir dostuma antikadan bahsetmiştim de, bana: Mademki Romaya gidiyorsun, demişti, bana oradan bir kaç parça antika bir feyler getir. Arkaa rmt (B* •»erin bfttfln hoklar» Opero Mundi jtrketi vt gajt«ttmix* aiddir) ll bSylece halledildikten sonra. | lâk tellâlını görmeğe gittim. italya Grn"ial Grazi'mi, maıki ile iki ba I kralına lâvık bir ev bulabilir mıysnı, villâyı <>ezdirmeğe götürdü. yiz diye sordum kral da benim koluma Rirdi, beni Müşterimin evinl satmak l?ini bu bahçeye çıkaıdt. Sanki ezeldenberi tellâlın üzerine almış olduğunu bili tanışıyorduk. Rüya görüvorum sa yordum. Halbuki tellll, aynı evl» ben'.m nıyordurtı. Çocukluğumda gazete müvezziliği yaptığımı hatırlıyor alâkadar olduftumu bilmiyordu. Bana, satılık evleri birer birır dum. Simdi ise İtalya kralı ile konusuyordıım. Çocukken, kralı ba saydı. Hepsini gfzdim. Dah» doğng memleketin koruyucusu bir ne rusu geıdik. Çünkü kalabalıktık. vt tanrı diye tanıtmışlsrdı. İşte şim İsi daha eheıtımiyetll gitatermek di onunla yanvana yüriiyor, onunla için. İtalya kralına tahsta edilecek bir c k i bir dost gihi konuçuvor^um Ne sevimli, ne dost edah, ne »ade evi bulmak için bir tek kişl elbette kâfi gelmezdi. • damdı. En elverişli gibi görüneni, müşte*** tirimin evi oldu Kral bana: Lizbona gcnderümek iizere evin Ne düşünüyoiiunuz, Orlanda? bir fotografını istedim. diye sordu. Fakat hiç kinıscve bir tek kelime Çok gÜ7?l bir şey düşünüyorum. bu kitab sayesinde yerden fış söylenmemesini bilh?ssa tenbih etkirarak olan o bir süı'i mektebi tim. Hâdiseyi hiç kimsenin bilmedüsünüyorum. İtalya çocııkNn için mesi lâzımdı. Kral, ismi etrafında söylentiler olmasından hiç hoşlanne harikalı bir şey olacak bu! Mösyö Orlanda... yahud müsa mazdı. ade edin. size sadece Guido diye Ertesl gfin bir telefon aldım. hilab edeyim. Allo, allo! Burası emlâk tella Rica ederim. haşmetli. lı. Galiba birisi ağzından iâf kaçır Guido, işittiğime göıe. Ame mış. Gazeteler bajtan aşağı bu harikada benden bahsetmişler, muh berle dolu. Haametlinin yakında Atemel olarak Amerikaya bir seya merikaya sey ıhat edeceği haberinin hat yapacağım söylenmiş... Galiba aslı var mı, yok mu diye, şimdiye btl rivayetleri siz çıkarmıssınız. Ne kadar elli telefon geldi. dir meselenin r,r!ı? Birleşik AmeBöyle olacağı tabit idl. ttalya rikaya gitmeğe hiç niyetim yok. kralının Connecticut'de yerleşmek Biliyorum, haşmetli, ama TIJ istediği haberini ben yaymıjtım. Gazetelere fatağrafı ben vermi|tim. •aade edin de izah edeyim. Hâdise, İtr.lyaya Amerikan yarO günden sonra, evi geımeğe kadımı cemiyeti idare meclisi azaları file halinde geldiler. Ev de üç hafta huzıııunda b;>yıldığım laman beni sonra satıldı. Benim için esas da bu götürdükleri hastaneden çıkark^n idi. olmuştu. Evet heşmetli, dedim, sizin AConnecticut'de sahib olduğu bir merikaya seyahat etmek istediğinizi evl satmak istiyen bir müsterim duymuştum da... vardı. Ben de hâlâ, İtalvan kraıhk Evet, ben de böyle tahmin ethazinelerini teşhir mesclesini dü^ü tim. uüyordum. Onun için sizi, İtalyaya Ameri S?rşiyi bizz ıt krala. yahud veli kan yardımı cemiyeti tarafından •hde açtırmsk araba çok mük?m davet ettirmenin çok iyi bir şey omel bir şey olmaz mı diye tasarlı lacağını düşünmüştüm. Bir red cevabı almaktan korkuyordum. Eğer yordum. Yalnız. bir mesele vprdı. İtalyaya reddedetmemeniz için kuvvetli bir karşı harbe ştirmiştik. Amerika, sebeb bula.bilirsem gelirsiniz diye kralı yahud veliahdi nası) karjılar düşündüm. Binaenaleyh Amerikahların bu husuita ne düşündüklerini dı? Bu iki işl, yani Connecticut işi öğrenmek istedim. Guido, sizin nefsinize çok kuv ile. Savoie ailesi işini birleştirdim. vetli bir güveniniz ver. Bir taşîa iki kuş vuracaktım. Evet! Zatı haşmetpenahilerine Prens Umberte'nun Lizbondaki maiyeti eıkânıe rnünasebete giriş karşı hürmet besliyen bir zat vardı. tim. Bir Amerika seyshati ihtima Connecticut'de size bir ev bulmuşKni ortsya atarak göz kamaştır tu... Meseleden bahsedılme?e başdım. Sonra Coi'n?cficut de bir em ladı. Bu şayiahr, zatı hazmetpena r ŞÖHRET FABRİKATÖRÜ bestesi bakımından ne kadar şakraktır ne kadar şakrsk: Kıta iarzındaki dört mısralık bu güftenin vezni: Feilâtün feilâtün feilâtün O gülcndam bir »1 sâle bürünsün vorusıın Ucu gnnliim giM ardınea sürünsün yorüsün Bir nevcivâne dil müptelâdır Alıp âçıışa hrn çâğında miyânı Kârı hemişe lutf ü vefadır nâzı Mnftunu olsa âlem sezadır Saran ol servi kadi Vâsıf ngünsün Nâzik tabiat hir dilrübâdır yöriisiin Sürsem aceb mi zevk'ı safâsın Tahir Ağanın hicazkârdan şarkısı. Ağlatmaı asla ben mühtelâsın Vezni: Fâilâtün fâilâtün: Gaâyet beğendim tavr u edâsın Gönlümü hir tıflı dilbâı Nâzik tabiat Eyledi kendine hemrâz Dev bestekâr İsmail Dedenin hiMisli yok bir şuhi miimtai: caz şatkısı: Vezni: FJilün fâilün. Hüsnü »er tâ be kadem naz Ey büti nev'edâ olmuşum mühtelâ Âşıkım ben aana İltifat et bana Cilvelf çeşml slyâhı Gördüğümden ben olmuşum serseri Câme işler her ntgâhı Bendenim ey peri iltifat et... Kimsenin yok iştibâhı Hüsnü Tanburt Ali Efendinin «segâh» Hacı Arif Beyin nihavendden be« (arkıaı: Vezni: Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün. telediği şarkı: Vezni: Mefâilün: Dilharâbı agkmın sensin seheh Çözülme zülfiine ey dilrübâ dil herbâdıma hağlıyanlardan Bir teaelli rer felüp hâri dili nâ Kaçinma Ateçi aşkınla hagrın dağ!,âdıma lıyanlardan T*| mıdır bagnn kl gelmezsin be Diişer mi içtinâb etniek seninçün nim imdâdıma ağlıyanlardan Dini ayn kâfir olsa rahmeder fer Sirişk1 çeşminin bak farkı var mı yâdıma {ağlıyanlardan Hâlimi hlc •ormaz oldun ey mehi hâtırşiken Geliip vakti hahar Alem Mfâyi Nârı hicrinınla sıV.ân oldu iklimi Etilşen Ittikte beden Nevayi bülhülü fuji füli ra'nâ Âsk derler bir söyiinmez ateşe düşlşittikte tiim ki ben TJynp ahbâbe len de seyri sa'dDtnl ayn.. âhnde gittikte Hicazkârdsn Sadullah Aftanın Sirişk1 . besteledigi meşhur şarkı: Vezni: Radyolarımızda üik sık okunan Mefâllün. Şevki Beyin meşhur hicaz şarkısı. Hirâm et fiilsene ju? eyle ar'ardan Vezni: Mefülü mefaîlü mefâilü femüdârâyt ulün. Utandırsm kadin reftar ile servi Af eyle suçum ey güli ter bâsıma semensayi kakma Süzüb nergislerin mecliste serhuş Bir bağn yanık âşıkım ittiğime eyle minâyi | bakına Kim olur zor ile maksuduna zchyâbi zafer Gcliir elbette zuhura ne ise hüknıi kader Hakk'a tefvizi umur et ne elem çek ne keder Kıl sözüm ârif isen guşi kabule gevhcr MUıneti kendine levk etmedir âlemde hüner Gam ü şâdi1 felek böyle gelür bo'yle (rider En ton Bîmen Şenin segâhtan besteledigi şu çarkısını da kaydede lim. Vemi: Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün: Bensiz ey gü\ gül;enl ftlemHe mey nuj eyleme AndelibI aşkınım hasretle hâmus eyleme Gönlümü sahbâyi hlcrânınla »erhus eyleme Her ne cevr eylersen et ahdi flrâmu} eyleme BA ne sözdilr vaz geçem ben senden ey şuhi şemim aşkınla yanmak rânıma minnet benim ZUlfüne dilbend olaldan boynu baglu bendenim Her ne cerr Vaaıfın: Ne bey&nı hlle ctlr'et. ne flgâne takatim var Ne ricâyi vasla gayret, ne firaka kudretim var Yanayım mı hasretinden, geçeyim mi Ulfetinden Hele derd ü firkatindcn, sana pek şikâyetim var Beyitlerile başlıyan «musammat», yani beyitleri dörde bölen, tarzdaki uzun gazeli de saz âlemlerinde pek çok okunurdu. Bu gazel hemen bütün tgazelhân» ların ezberindeydi. Bu vesile ile radyolarımızdan hele mühim bestelerle güftelerdt, bestenin makaraı ve bestekân söylenirken güfteyi yazan »airin isminin de zikredilmesinin haklı bir kadirşinaslık olacagını hatırlatmak isteriz. Radyolarımız bestekârlarla okuyuculara borcluysa onlar da güfteyi yazan şaire borcludurlar. Bazan güfte besteden bile agır ba*ar. Meselâ Bayburdlu Zihninin meşhur koşması gibi. Orada jiir besteden üstün. Böylece aylar geçtl... 1852 »enesinde Bokonyano'lu' hali, vakti yerinde bir aileye mensub Munkoni isminde bir delikanlı, ihtiyar Pol Bellakoza'nın kızlarından birini görerek beğendi. İzabel, yeşil gözlü, esmer güzeli bir kızdı., Munkoni, kızla görüstü, kız da ona gönül verdi. Artık 1 genç çift, cıvarda gezintiler yapıyor ve lstikbal için projeler kuruyordu. Herke*, on.la.rin yaJunda nl$anlanacagın ' dan bahsediyordu, Sevgililerin gezintüerl blrkaç hait* Mylt devam etti Fakat birden Munkoni. güzel İzabel1 In kapııını çalnıaz oldu. Evvelce neşeli ve canh olan kızcağız, günden gün? sararıp soluyor. kimsenin görmediğinl sandığı laınanlar ağlıyordu. Birkaç defa İzabel'l Munkoni'nin bir resmi karşısmda kendlnden geçmij blr vaziyette görmüşlerdi Babası ve anneleri, kızı teselllye çalıjıyorlardı ama, tzabel, »evgilisini bir türlü unutamıyordu. Yeni yılın arifesinde herkesin herkese verebileceği en faydalı ve pratik Amerikalılar, atom tehlikesine rağmen şehirleri tercih ediyorlar NewYork, 13 (T.H.A.) Hükumete bağlı bir LsUtistık tefkilâtırtin açıkladığına göre, atom bombardıman tehlikesine rağmen, Amerikalılar şehirlerde oturmayı terrih etmektedirler. Hattâ »on lamanlarda jehirlere doğru bir muhaceretin baalanuf olmaaı hayretl* karfilannuştır. Antuan ve Jak Bellakoza, kııkardejlerlnln bajına g*" leni anlar anlamaı Munkoni'ye haber göndererek görüsmek üzere Pentika'daki mağaralarına davet ettiler. Bellakoza'ların davetini eiddlye almamak olamazdı. Munkoni, hemen dağda bulunan mağaraya gitmek için B«llakoza'lardan birine müracaat etti. iki kardesln karjısına çıktığı zaman, delikanlı »u ifadede bulundu: «Beri, kardeşinizle evleneceğimi hiçblr zaman löylemiş değilim. Bu yolda bir vaidde bulunmadığtm gibi bir ümid dahl vermedim.» Fakat Jak, bu fikirde değildi: «Biı, onu, bunu bilmeyiz, dedi. Madem ki görüstün, kızı alman lâzım. Sana 15 ağustosa kadar mühlet veriyorum. O tariht» îzabel'lt evlenmezsen gene »en bilirsin.ı dedi. Jak, bunları »öylerken kardeşi de hanceril» oynuyordu. Munkoni, Ister i«t«mez «öz Amerikada iki başh, dört kollu bir çocuk doğdu Washington, 13 ( u . ) Memleket Hastanesinde iki başlı ve dört kollu bir yavru dünyaya gelmistir. Çocuğun her iki kafası da tamamile teşekkül etmiş olup göğüsten aşağısı tamamile normaldir. Çocuk sezaryen ameliyatı ile «lınmıştır. PURO NOT: Fiatlarda hiç bir artış yoktur. Halen sıhhatte olan eocugun yaşayıp yaşamıyacağı hakkmda doktorlar bir »ey töyliyememektedirler. Almanya 1954 güzellik kraliçesi Hambourg, 13 (aa.) Dün burada tertib edilen bir müsanıerede Heidi Krueger 1954 Almanya güzellik kraliçesi ilân edilmiştir. 17 yaşında olaa yeni krahçeye kraliçelik tacını, müsamerede hszır bulunan 1952 Fransız ve 1953 Yunan güzellik kraliçeleri giydirmişlerdir. Itina ile ha7.ırlannıı« reokli kordelâlı lıık< anıbalâjlar içinde yalnız 1 ıv miidıletle «atı<a arzedilmiştir. \lpaı arkada;lanni7,a. rşinizr:. Honlıınur.a. ailenize, velha*ıl herkese »erelıileceğiniî 1951 yılının en makhul hediyesidir. Bokonyano'ya dönen Munkoni, lengln amcalarına vaziyeti oldugu gibi anlatarak hayatının tehlikede olduğunu söyledi. Fakat amcaları bu fikirde değildiler: «Be1lakoza, ailesinden bir kızla evlenmene imkân yoktur. Bu haydudlara verdiğin sözü de tutmak mecburiyetinde değilsin. Çünkü. onlar zor kullanmak suretile senden bu vaidi koparmıslardır. Sen korkma Biz, 15 ağustostan evvel seni Ajaccio'y*. yahud Bastla'ya dostlarımıza göndeririz...» dediler. 4 Gün Kaldı 26 ve 31 AralıkU İstanbulda 2 PURO. EN GOZDE PERDE VE SAHNE SANATKÂRLARIMIZIN KULLANDIKLARI TUVALET SABUNUDUR. Pariste 40.000 fahişe var Paris, 13 (T.H A.) Paris şehri genel meclisinde izahat veren Sağhk Müdürü şehirdeki fahişelerin ancak 20.403 ünün sıhhat fişleri olduğunu. bunlardan sadece 4 bıninin muntazaman muayeneye eelciiklerini söylemiştir. Halbuki polisteki kayıdlardan, Pariste 4 bin U kadının fahişelikle geçindiği bilinmekte ve aradaki farkm genel Eihhat için büy ük bir tehüke teşkil ettiği bildirilmektedir. EV ve 2 ARSA Ayrıca; Para tkramiyeleri (Son Uer Para Vatırma Taribi: 18 Aralık) 100 llraya bir kur'a numaraıı Eski İthaütcı Addolunan Tacirlerimize Odamıza 3 nurraralı beyannamelerini tevdi etmiş bulunan it halâtçıların 4 ve 5 numaralı beyannamelerini hangi günlerde ncrelere verecekleri ve bu beyannamelerin emsalleri muhtevi tas dikli nüshalarını hangi günlerde nerelerden alacakları Sicilli Ticaıet Gazetesl ile yayınlanmaktadır. Churchill'in ambarında yangın çıktı Wosterham. 13 (a.a.) İngiltere Başbakanı Sir Winston Chur j chill'in hafta sonlannda ıstirahat ettiği Chartwell malikânesinde bir ambarda çıkan yangın neticeslnde ambar hemen hemen tamamile yanmıjtır. GARANTİ BANKAS! İstanbul Ticaret Odası Munkoni, 14 ağustostan sonra Bokonyano sokaklarında görünmez olmustu. 31 agustos aksamı saat sekize doğru Sezan ve Antuan isminde iki zat yanlarında dostları Sebastyen olduğu halde gezinmekte idiler. Sebastyen, oldukça yaşlı bir zattı. Fakat arkadan bir delikanhya benziyordu. Birden karanlıkta üç tabanca sesi duyuldu ve Sebastyen yere yuvarlandı. Bir kurşunla kalbinden vurulmustu. Karanlıkta Sebastyen'i tanıyamıyan Bellakoza, kardeşler, bu zavallıyı Munkoni sanarak öldürmüşlerdi. Bastia, ağırceza mahkemesi iki kardeşi bu cürümleri için de tekrar idama mahkum «tü. fArkan Türkiyede neşri hakkı yaİnii' gazetemize aiddir.