Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
10 Arahk 1953 Yardım İstanbul ilkokullarma malzemesi yapılan yenî tayinler çalan hırsızlat Yeni tayinler, taşradaki ilkokul öğretmenleri arasından yapıldı Sarayburnundan sandalla malzeme çalan hırsızlar, deniz polisi tarafından yakalandı Deniz polisimiz evvelki gece yansı Saraybumu açıklannda üç hırsız yakalamağa muvaffak olmuşturSabıkah deniı hırsızlanndan Hasret, Hamdi ve Erol isımlerinde üç kişi. evvelki gece yarısmdan sonra sandalla Saraybumuna yanaşmışlar ve sahılde tahliye edilmiş olan Amerikan yardım malzesi sandıklanndan iki tanesini çalarak sandala atmışlardır. Korsanlar, sür'atle Sarayburnundan uzaklasırlarken motörlü deniz polis devrlyesi kendilerini görmüş, durumlan için işaret vermistir. Korsanlar, küreklere sanlarak evvelâ kaçmağa yeltenmişlerse de, deniz motörünün sür'atle kendilerine yaklaştığını görünce sandıklan denize atmışlardır. Nihayet, sandala yetışen polis motörü, korsanlan yakalamış ve Emtia karakoluna teslim etmistir. Zabıta, bu yaman korsanlann daha başka hırsızlıklar yapıp yapmadıklannı ve geçen gece Amerikan yardım malzemesi yüklü bir motörden çalınan başka blr gandığın bu hırsızlar tarafından mı çahndığını tahkik etmektedir. Denize atılan iki sandık malzemenin içındeki mallann cinsi henüz tesbit edilememistir. İstanbul MUU Eitirn Müdürlüğüne bağlı ilkokullara dlşardan yeni tayinler yapılmıştırNakiiler yapılan öretmenleT ştınlardır: Kocaeli Merkez Akçakoca Ukokul öğretmeni Mesude Ülgen, Sanyer Pertevmyal I. ilkokul öğretmenliğine; İzmir MisakımılH Ukokulu öğretmenlerinden Şükriye Güngör, Bakırköy Gecekondu ilkokuluna; Bursa Merkez Istıklâl ilkokulu öğretmeni Fikret Köksal, Kadıköy İçerenköy ilkokuluna; Aydm Çine Atatürk İlkokulu öğretmeni Bahaeddin Coşkun, Çatalca Çiftlikfcöy ilkokul öğretmenliğiBe; Seyhan Ceyhan ilkokul ögretmeni Receb Dalkır. Silivri CelfiHye ilkokul öğretmenliğine; Seyhan Sakarya ilkokul öğretmeni Mesude Savgun, Beyoğlu Hacıhüsrev ilkokuluna; Kocaeli KaramürsPİ ilkoGeneral Handy memleketimlzden aynldı JBvvelkl gün Ackaradan lehrlmlze »elmU bulunan Avrupadakl Amerlkajı Kuvvetlerl Bajkpmutanı General Handy, AHn aaat • rta hımıst uçağtie Parlse mütevecclhen memleketlmtzden ayrıl. mıjtır. GenertJ Handy, hava alanınd» aı. kert meraglnıle ugnrlanmırtır. l 1 K Ö Ş E M D E N ..V. 1 kul öğretmeni Kadriye Tîgu, Bakırköy Osmanıye 2. ilkokuluna; Uşak Merkez 1 Eylul ilkokul rğretmeni Cemıle Göker, Fatih Mevlânekapı ilkokulu öğretmenliğine; Konya Akyatan ilkokulu öğretmeni Necmiye Ulusoy. Çatalca Muradbey ilkokuluna; Kırklare'i Polos ilkokul öğretmeni Fatma Ener, Çatalca Mimarsinan İlkokuluna; Sivas Şarkışla Merkez i'kokulu öğretmeni Mebruke Eoiükbaşı. Çatalca Ova Yenıce ılkokuhına; Bilecik Malhatun ükokul öğretmeni Nevcet Bingöl, Beyoğ'u Pirireis ilkokuluna; Konya Karaman Cumhuriyet ilkokulu öğretmeni Sabahat Kayhan, Eyüb Taulavl ilkokuluna; Rize Çayell Kesim Denetmeni M. All Kamacıoğlu, Ağaçlı Yetiîtirme Yurdu e tayin edi'roişlerdir. Yeni Delhiye giden sinema ganatkârfanmız Di| Mhnelerl Htndtstand» eevrilecek olan blr Türk fllmlnde rol almak üze. re, Alman artlsti Erica Rnmberg Cüneyd Gökçer ve bazı perde lanatkar. larımız dün uçakU Yeni Delhiye hare. ket etmlslerdlr. Günlük adam, stlphesız, ömrü bir gun olan adam değüdir. Hani memleketin birinde bahtiyar geçirilmij gün sayısma ?öre yaşama müddetlerini mezar taşlarına yazarlarmış; «Ahmed Efendinin ruhuna fatiha 3 gün yaşamjştar.», «Emine Hanımın mezandır. 5 gün yaşamıştır.» gibi... Günlük adanı, adam olarak geçirilmış günlerin mezar taşlarına yazıldıgı bir memlekette bulunsa, taşına sıfır konacak bir insandır. 0nun «bir gün» ü yoktur; ancak «birer günleri» vardır. Öyle «birer günlerı ki, biri öbürüne benzemez; düşünüşfe, inanışta, yaşayışta, çevresile münasebetlermde. Bu benzemeyiş, yolda vereceği veya alacay selâma kadar dayanır. Bakarsınız, bir gün itinalı bir şapka çıkanşla saygısını açıklar. Siz de saf yürek!ılerden iseniz, başka bir gıin bu saygılı harekete aynı dıkkatle mukabele etmek istersiniz. Fakat o görmemezliğe gelir. ISkşi bir duygu içinizi kaplar Günlük adam HASAN Yazan ÂLİ YÜCEL diye üzuntüye düşmemelL Gülılük adam bu. Böyleleri, üstlerinde kırılacak hiç bir şey taşımazlar. Sırtaruıda yumurta küfesi olmadığı için kolaylıkla dönerler. Bu dönüşler, elbette sebebsiz değıldır. Fakat bunları aramaya değmezO kadar püften, o kadar çerden çöptendirler. İş selâmdan, kelâmdan, re*imden, şiırden çıkıp da mem'eketin ana dâvalarına dayandı mı, günük adam tehlikeli olmağa başlar. Hani bizim «Ya şundadır, ya bunda. Helvacınm kızında!» cinsinden meselelerimiz vardır ya. Meselâ «Iktısad mı, maarif mi?», «Endüstri mi, ziraat mi?», «Yol mu, okul mu?» gibi ipe sapa gelmez, akla ve tecrübeye dayanır açıklaması bulunmaz, sanki biri olmazsa öbürü var edilebilir işlerde tercih arıyormuş gibi zıhin yorduğumuz meseleler... Günlük adam, bunlardan birini tutar. otktısad! refaha ermemij memleketlerde költür gelişmesine imkân yoktur. Önee millet p.ira kazanmah. Devlet hazinesi dolmalı. Ancak bun d an sonra mekteb açıp çocuk terbiy» edilebilir.» diy« tutturur. her vakit ehemmiyet verilmıyecek, tesiri mahdud bir insan değildir. Aşmmış borunun küçük deliğinden sızan havagazı gibi tavanlara kadar yükseldiği az olmıyan günlük adam, sırasında söz sahibi, makam sahibidir. Söylemesi düzgün, bılgisi, görgüsü genis, inanır gibi keskin hareketlerle konuşması insandan en çok anlayanlan bile aldatan günlük adam, hiç inanmadığı böyle bir konıula ortalığı kendi tarafma çeker mi çeker. Her şeyi olup da şahsiyeti olmıyan bu türlü yaratıklar, memleıcet başına belâ olurlar. Bunlann ne mal olduğunu devirler değişmeli, mevsimler birbiri arkasından yuvarlanmalı, nüfuz sahibleri zaman inkılâbına maruz kalmalı ki, an!a>abilesiniz. Çünkü günlük adpm, yaradılışın her mahluka verdiği savunma organlarının en aldatıcısına, yani zekâya sahibdir. Abdülhami4 devrinden bugüne kadar gecmiş her değişmede dört aypğı üstüne düşmüş nice nice K'"'lük adamlar görülmüştür. Kelle kavuk yerindedir, ekmeklerini yağlı ballı yemeğe devam etmektedirler. 1 İHEM NALINA M1HINA Batı Trakya Türkleri ünkü gazetelerde çıkan bir habere göre hükumetimizin, Yunanistandan kaçıp yurdumuza sığuıan soydaşlanmızı kabule karar vermesi üzerine Yunan makamlan, Batı Trakya Türklerinin memlekettmize iltica etmelerini önlemek için flrar hâdiselerine elverişli yerleri sıkı bir kontrol altına almışlar ve bu sahillerde otomatik silâhlarla mücehhez de\Tİyeler bulundurmağa başlaımşlardır. Avnca memleketimize iltica etmek istiyen (T. H. A. Ajansının kullandığı «ilticaya yeltenen» tabirini hiç beğen medim) ırkdaşlarımız hakkında şid detli cezalar da tatbık edeceklermiş. Yunanh dost ve müttefiklerimiz, bu dnstiuk ve ittifakı acayib hir şekilde istismara başladılar. Batı Trakyada Türkleri türlü türlü mad dî ve manevi tazyiklerle kaçırmak suretüe onlann mallannı, miılklerini, tnpraklarını ele geçirmek istiyorlar. Sonra da bu tazyikler* dayanamıyarak anavatana iltica edenlere karşı, tıpkı Demir Perdo arkasındaki kızıl usullerine müracaat ederek canlannı kurtarmak için kaçmak istiyenleri otomatik silâhlı devrivelerle vurmağa kalkışıyorlar. Türkiye Yunan hududunu kuvvetli elektrik cereyanı verilmis dikenli teller, kara mayınlan ve azgm bekçi köpeklerle geçilmeı bir hale koysalar daha ivi ederler. Halbuki Yunan makamlan çok daha basit, aradaki dostluğa ve ittifaka çok daha yaraşır bir tedbire müracaat edebilirler ki o da Trakya Türklerini memleketimize kaçmağa mecbur eden sebeblerl ortadan kaldırmaktan ibarettir. Bunu . apacak yerde hem ırkdaşlanmıza nılmediyorlar; hem de kaçmak Isiyenleri vurmağa kalkışıyorlar. Bu, tamamile Demir Perde gerisinde atbik edilen usulün aynıdır. Batı Trakyadan kaçıp memleke» timize lltica etmek Istivenler, Yunan vatandaslarile eşit muamele görseler, haksızhğa, taz>ika, rulme maruz kalmasalar, elbette doğup hüyüdükleri yerleri, mal ve mülklerini bırakıp Türklyeye iltica etmezlerdi. İstanhuidakl Rumlardan ve Yunanlılardan Yunanistana lltifa etmek istiyen tek ferd var mı? Yok, çünkü Türkiye Cumhuriyeti ülkesi İçinde yaşıyan Rumlar v« Yunanlılar rahat, mesud ve müreffeh yaşıyorlar, Türklerden ayn gay rı blr muamele görmüyorlar? Geçenlerde yurdumuza lltica edenlerden 120 kisilik bir mülted kafilesinl pasaportsuz geldiler diye Yunanistana iade etmekle hatalı bir yaptığımız anlaşılıyor. İç tşlert Bakanlığı, pasoportsuz gelenlert kabul etmek karannı keşkl bir iki gün evvel alsaydl da bu zavalh Tiirkleri Yunan makamlannui şld4İetli m ı U m u m n u btr*km*s«yBn noktaya tiöylece İşaret ettlkten sonra, mültecilerl memleketimize kabul etmek karannm kâfi olmadığını »öylemek isteriz. Çüa kü Yunan makamlan, iltica etmek istiyenleri silâhlı devriyelerie vurmak. kaçmağa tesehbüs edenlerl s.iddetle cezalandirmak karannı aldıklanna eöre tazyik ve zuliim devam edecek demektir, Asıl mesele Bah Trakya Türklerinl korumak ve kurtarmaktır ki bu da iki şekilde yapıiabilir: 1 Yunan hukumeti nezdlnde şlddetll bir protestoda bulunarak soydaşlarunıza tıpkı Türkiyedekl Rumlar ve Yunanlılar gibi muamele edilmesini temin etmek lâzımdır. Geçenlerde Mareşal Papagos hüku* metiniıı, başka memleketlerdekl Rum ekalliyetlerle çok yakından v« ehemmiyetle alâkadar oknajn kararlaştırdığına dair bir haber vardı. Yunan hiikumetinin yaphğını bia neden yapmıyalım? 2 Hükumetimirin teşebbüsüna rağmen, Batı Trakya Türkleri gene tazyika maruz kaldıklan takdirde, 100 bin soydaşımm, mal ve mülklerini değer pahası ile Yunanistanın satın almasını sağlamak suretile anavatana getirmek ve onlan kurtarmak yerinde olur. Geçenlerde bir defa daha yazdığım gibi vak tile İstanbul Rumlarına mukabil, Batı Trakya Türklerinl orada bırakmakta hata ettiğuniz anlaşılıyor. Batı Trakya Türklerinin vaziyeti düzelmedikçe Türk Yunan dostluğu sadece bir lâftan ibaret kalacağına göre davayı yukanda arzettiğimiz iki şekilden birt ile kati surette hallermek lâzımdır. birblrlerine derin blr musamaha ile bağhdırlar Bağlı oluşları, cıddl bir münasebetten gelmez. Belki beraber değijmeleri, onlann birbirlerile kolay anlajmalarıru a&ğlar. İçlerinden, hattâ gıyaplannda rjişlerinden birbirlerine veriştirirler. Bunda hiç bir zarar yoktur. Çünkü karşı karşıya geldikleri zaman, böyle olduklarını bile bile, ne cilveler, ne hararetli cemilelerde buunurlar. Günlük adamlar damar üstünde cihet gösteren, rüss. gârla dönen âletlerin üstündeki horozlara benzerler. Aynı rüzgâr, hepsini aynı cihetlere döndürürAralarında bir tek ihtilâf sebebı vardır: Menfaat... Biri bunu temin eder de öbürii ondan mahrum kalırsa, sevimli, zeki, işe yarar görünen günlük adam, derhal kaba, küstah, beceriksiz hale düşer. Günlük adamın yenilmesi, aldatamaması demektir. 8 ekul binası daha yapılacak Çatalca kazasının Türkoba. Btlgrad. Tarfa ve thaanlye koylertle ŞUe kaza. sının Sofular köyüne Beledlyece l«0 bln lira sarflle S okul blnuı yaptırıl. masına karmr verllmljtlr. Aynea Taşlıtarlada Göcmen mahalle»1 de blr Ukokul binası kazanacaktır. Paristeld askerî heyetimiz döndü Harb Akadamlsl Komutanı Korgene. ral Fehmi Yüreıel riyasetlndekl T kişillk blr askert heyetlmlz dün s&at 16 da blr PAA ucagll» New.Yorktan »ehrl. tnize dönmüjrUr. Askert heyetiml*, Amerikada kaldı. ğı 15 günlük muddet zarfmda bu menu lekPtteki muhtellf Harb AkadetnlleTİn. de tetklklerde bulunmujtur. Limanmızdan yapılan ihracal Son 24 laat urfında, llmanımızdan yapılan Ihracat yekunu blr mllyon 107 bln llrayibulmustur. Sevkedllen mallar arasında 372 bln llra deierlnde Yugnslavyaya lhrac edilen bugday geltnekte. dtr. Aync* lç fındık, frtılyafı afvon. halı. tırnık, tlftlk, yaprak tOtün, boy. nuz. koyım ve kuzu derllerl ve taze balık vardır. Sinema bileti karaborsacıları ile mücadele tkind Şube tarafından teşkll olunan sinema karaborsacılan ile mücadele ekipi, Beyoğlunda karaborsacılara karşı şiddetll bir mücadeleye girişmiştir. Son günler zarftnda sinema önlerindeki bilet satıslan ortadan kalkmış gibidir. Bu ekip dün bir karaborsacıyı beş. blletle suçüstü yakalamıştır. Sivil memurlara bilet satmaya çalışırken yakalanan karaborsacı Hasan verdiği ifadede: t Kunduracıhk yaparım. Son lîunlerde işler bozuk eittl. Yevmiyeyi çıkartmak için üç bes kuruş karanalim dedik, «vajüırmzla elinize düştfık » demiştir. Karaborsacının elindekl biletler mü'îadere Oİunmus. takibata eirisiimtstir. Gazelemiı aleyhine açılandava Avukat Handan taraiından gazetemiz aleyhine açılan davaya dün 1 lnei Sulh Ceza mahkemealnde devam edllmlştlr. Hakjm, bir ara kararına fcazetemlr avukatı Burhnn apaydının ltlrazı üze. rine zuhulen lhsası reyde bulunmuı olduftunu llerl sürerek davaya bakmak. tan lstlnkaf etmistir. Dosya nöbetçl Ajllye Hukuk mahkemeslne havale edllmistlr. Duruşmnya baska blr mahkemede yenlden başlanacaktır. Üsldidatda fırmlann tefttşl SaJı gününü çarşamb*y« bajlayan gece sabaha fcadar Öskfidar Kaymakam ve Beledlye Şubegl Müdürlügu tarafın. «lan 13 fırın teftlj edilmlj ve Beledlye Zabıta Talimatnameslne aykırı hare. ketlert jfftrülen 8 fırıncıya yıldınm ceran keslhnij ve mezkur fırınlardakl •kmek ve?İTi!erlnin normal oldufu tes. bH edtlerek âynca «Hnan nümuneler BeVcilve Hıfzıstıhha Enstltüsüne gön. deri'mistfr. Hastaneiere 420 battaniye alınacak Beyogiu hartanesl amellyathane«tnln modem blr hale komılmasma karar verl!ml$ilr. Amellyathane modem lcab. lara uyacak blr sekllde rtdll edll«ek«r. Avrıca mahallt tdare hastanelerl lçln lüzumiu olan 420 battaniye ratın alı. Düğün evinde havaya tabanca atan muhtar Svvelkl geee ŞenHk kSyunde yapı. lan blr dfljünde k»y muhtan Cafer Özkan fezla derecede sarho» oldugun. dsn hâmll bulunduğu tabencayı çeke. rek havaya Ik! el ate{ etmiştir DOgün yeri Mr anda karıjmıs. kadınlar panik hnünde kacmA5«».«b«s1anii5İardır Jan. darmalar tarafından yakalanan ell «1. lah'ı rnuMar hakkmda taklbat» oojlan. thıştlr. •.ı*».»<j^.^ FÜSUN DORAL ve SETFİ DORAL'm oğulları Mahmud Nedim Doral dünyaya gelmiştir. R12 D 1TE T İ Y E Saym Bayanlar, \ l'ılbası yakla$ırken KAMEFA Müessesesl sizl diUünerek zarafetile meşhur KAMEFA kumaşlarının ve KAMEFA Eşarplarınm bütün çesid ve modellerini 14 Aralık Paıartesiden itibaren Beyoğlu Karlman Pasaiında tertib eylediği defilede tevk sabibi bavanlarımıza şerefle takdim eder. Hediyelerinizi almadan evvel defilemizi behemehal ılyaret ediniz. Vot: Alışverlş edenlere KAMEFA'nın larif bir hediyesi verilecektir. Madenciliğin inkişah için yeni bir kanun tasarisı MadenclUgln lnklşafı lçta hükumet yeni blr kanun tasarısı hazırlamaktadır. Bu tasarıya göre yeraltı servetle. rimlzm daha genls ölçüde İçin bu ljle lstlgal eden mütejebhislere bazı kolaylıklar »ağ'.ttyan hükumler bu. lunacaktır. Geçen gün neye öyleydl, bugün neden böyle? Düşünmeden, zihln yormadan hüküm vermelidir ki, gecen gün öyle oluşu, nüfuzlu zatlar çevresinde bir hareketiniz, bir sozunüz veya nükteniz beğenilmij, öğülmüştür, ondan... Sonrakl aldırmayış da bunun aksine konu oluşunuzdan... Bunda billnrniyecek ne var? Baska bir hali misal alalım. İJİ bozulmuş bir tüccar. Bir zamanlar kapısını asındıran sözüm yabana dostlarından birini aıtık yevmiye defterinden silmiştir. Bir gün bakar, bu günlük adam, güler yüzile, ııntkan sdasü» yazıhane•indedir O utanır, bu utanmaz. Eu utanmazın gelişinden memnun olsun. Çünkü onu kendisinl ypniden araması, işinin düzeldiğme en şaşmaz bir delildir. Günlük adam, her memlekette, her meslekte, her çevrede, her mahallede. hasıb her zaman ve her mekânda hazır, nâzırdır. Meselâ sanatta... Bir eyyam bakarsınız, D grupunun hayranıdır. ÇaJhlan, Hikmetleri, Feyhamanlan, Sevket Beyleri iptidaî, eskimiş, hattâ ölmüs bulur. Bu görüşhrinde cnu samimî, hele cidd! bulursunuz. Başka zaman aynı r.iesele açıhnca ondan aynı kanaatlerl beklersinizHatâdasınızdır. Günlük adam, D grupundaki ressamlan birer birer sayarak bu eciş bücüş resimıerin n» 4iya beğenildiSinden, bunlara para verip alanlann aptalhğından, zevksizliğinden, ukalâlıklanndan cesaretle söz açar. Portre portre Çalhnınkilerdir. Hikmetin kayıklan, deniz akisleri, Feyhamanın çiçekleri kimde vardır? Şevket Beyin camileri, o camileri yapan mimarlannkinden daha mühim san'at eserleridir. Şaşarsmız. İster şaşm, ister şaşmayın; günlük adam budur ve böyledir. Ahmed Haşimle Yahya Kemal, Türk edebiyabnın en zehirli nüktelerini birbirleri aleyhine İkbal Kıraathanesinden Tokatliyan sa lonlanna savurup dururlarken günlük adam, Haşimi daha çetin bulduğu için Yahya Kemale kar?ıt bir durum alır. Şair şair Hâşimdir. Yahya Kemal, bir kelime kuyumcusudur. Bu, seneler böyle sürüp gider. Fakat Haşimin vakitsiz ölümü, günlük adamı derhal değiştirir. Denizdeki şıir derinhği, Mehlika Sultan'daki hazin hikâye ediş üslubu, Nedim nazîresi gazellerdeki maziye alıp götürüş kudreti ve maziden hale çekiş maharetl, artık onun diline pelesenk olmuştur.. Günlük adamın hiç bir «eyden pervası yoktur. Bir eyyam Horasan erenlerinin şiir akınlannda son yolcusu gördüğu Abdülhak Hâmid, boyunca yazdığı Külliyat içinde dört mısra, evet şıir der»ecek dört mısra söyliyemamiştir. O cömerdlik neydi, bu oimnîık re? En fenası birkaç tane günlük adamın bir çanaktan beraberce yiyecek gekilde birleşmesidir. Tekı tehlike olan günlük adamlar, boyle bir araya gelebildikleri" zaman, kendinde çabuk değışme kudreti olmıyan masumlar, yandı demektir. Dikkat etmeli. Çünkü onlann kullanmıyacağı hiç bir vasıta yoktur. Göz kırpmadan yalan söylerler, aslını faslım bilmedikleri şeylere kendileri jahid olmuş giGünlük adamın en çok hoslan bi anlatırlar, nlmetini gördükleri dığı insanlar, gent günlük adam insanlann aleyhlerindekilerle gizTutturursa tuttursun , blz« neT demeyin. Çünkü günlük adam, lardır. A\TII cinsten olduklan için liden gizliye lnan birligi yaparlarBunlann her yerde en çok korktuklan, Basın ve Yayındır. Çünkü ipliklerinin pazara çıkanlması, en müessir surette bununla olur. Fakat günlük adam, bunun da çaresini bulmuştur. Basında, yayında kendi gihi fınldakçı günlük adamı arar. Buldu mu, tamam; beraber dönerler v» dön» döne yürürler. Bu kadar basarılı ve becerikli MUNZAM görünen günlük adama teslim mi olalım? Hayır! Bu yenilmeyi kabul ettin mi yenilmiyecek hiç blr tarafımız kalmaz. Günlük adamla lavaama, ancak kendimizl günlük adamlıktan çıkarmamızla başlayabilir. Bunun usulü, günlük adama yüz, para ve mevkl vermemektir. Böyle yapınca o da §iz« ehemmiyet vermez. Siz ondan ve o da sizden bir.şey beklemez hal» gelindığl zamandır ki, mücadeley» girilmistir. Bundan fonrası, dayanmaktır. Eğer ıiı günlük adamdan daha kuvvetli iseniz o, bu mücadeleyi tokulmak, •ıkılmamaJc, aırrBnakla devam ettirir. HoeiandıS feyleri öyl« zekice keafeder kl, hemen o zayıf noktaya hücuma geçer. Gülerek, yaltaklanarak, muanzlannıza düşman görünerek bu hücumu ardı arasmı kesmeden sürdürüp gStürür. TI ki kendisinl size lüzumlu, her lşinize yarar olarak kabul ettirebilsin!. TUTUN BANICASI AKAUK1953.TAKMINDZ 1 KIŞIY€ Yumurta stoklan tfftlhsal bölgelerlnden piyasamıza yu. murta muvaredatı artmıştır. GünUlk ortalama olarak lkl yüz elll sandik ka. dar mal gelmektedir. Halen sehrlmlzln muhtellf muzhanelerlnde 2500 «andık yumurta bulunmaktadır. Irl taze mallann sandığı 170 llraya, ufak mallann sandığı 140 llraya verllmektedlr. "^^ ^**'" B Muayenehane Nakli ALTIN AKALIK öğleye kadar Deri ve Tenasül Hastalıkları Mütehassısı Prof. Dr BURHAN URUS Muayenehanesini, Cumhuriyet caddesi Takslm bahçesl karjısı Istikla! apartımanı. 2 numaraya nakletmiştir Tel: 84808. v. Telefon Mübadele Edilecektir Galata Maliye Dalresi eivarında bulunan bir telefonun gene Galata Tünel eivarında bulunsn diğer bir telefon ile mübadelesi arzu edilmektedîr Alâkadar olanlaruı PİC. 1823 Galata adresine mektubla müracaatleri rica olunur. •k tSTANBUL Mllll Egitim Müdür muavinl Celâl Köktuna. dün Mlmarslnan Ukokulunda ögretmenlere •Im'.â Bğretmenl» mevzuunda blr seminer yap mijtır. + ATATÜRK Deme» yıllık kon. grest, 22 aralık salı günü saat 15 te Marmara lokalinde yapılaeaktır. HABERLER^. / 100 LİRALIK BRHESAP A Ç m i N l l HE5 ABIN1Z VARSA Ç0CALTIM2 Bankamızda isabet şanstnızın daha çok kuvvetli olduğunu unutmayınız Politikada bulunanlar İçin günlük adam, öldürücü bir mikroptur. Küçüktür, görünmez, n» olduğu kolay bilinmez. Ciğerlerin en kuytu köjlerine kadar girer. Kötü öksürükler başlamadan onlan za rar vermlyecek hale getlrmek için korunma tedbifleri ahnmazsa en sağlam varlıklan, yere »erecek şe kilde hasta eder. Memleket rnukadderlne elkoymua vatandaşlan mizın bunlardan uzak kalmasmı istemek, mill! bir dilektir. Biz bu dileğimizi nasıl açık yürekle lfade ediyorsak onlar da kendilerini bunlardan aynı açık yürek'ilikle korusunlar Bir yanlışlığa düşülmemesi içln günlük adamm, esklden zamane adamı veya eyyam relsi» dedikleri khnse olduğunu haftrlatjnalıvım. Aralık 1 0 Rebiiilâhır 3 0 V. E. 1 â o 7.26 I 9.47İİ2OO 1.39 12.47 | 7.14 12.07 14 28 18 41'18.19İ 5 28 ] 2 33 TUTUH BANKASI cesaret edemediği hastaların önünden türatle geçerek âdeta kaçarcasına hastaneden çıku. Kendini sokakta bulunca, kitabı açarak dok torun ilâve ettiği kelimelerl okudu: «Cesur olutı. Güzel Lunüzün göğe bakmak için yaratıldığını unutmayın.» *** Bütün bu hâtıralar inanılmıyacak bir süratle canlanmıstı. Bu acı saatlerin saklanmak arzusunu kuvvetlendirmi?, gemi hayatına iştirak etmemeyi, bilhassa mühendisle karşılaşmamayı, mecburl bir karar haline getirmişti. Kendisini pusuda hissediyor, Paris ve Fransadan nasıl kaçtı ise, buradan da öyle yok olmak istiyordu. Bu fena düşüncelerle dolu iken, telefon çaldı. Şantal cevab vermek istemiyordu. Ahizeyi aldığı saniyede Rober'in sesini duyacağından emindi. Şimdlden sevdiği bu sesi isitince cesaretinin kırılmasından korkuyordu. Zil durmadan çalıyor, susmak istemiyordu. Yataktan fırladı, banyoya geçerek alelâcele giyindi. Sırrını zorla elinden almak istiyen bu telefonlu kamarada kendini emniyette hissetmiyordu. Saat alüya geliyordu. Öğle yemeği yememiî olmasma rağmen karm aç değildi. Kamarasmdan, talebe otelini, Bul var Süşe'dfki apartımanını terkettıği zamanki aceleyle çıktı. Bir koridordan geçti, bir merdiven çıktı. blr baska koridor, bir başka merdiven ve kendini Üdnei mevki $a Tennur Emlrkuçük ile NECATt ÖZCELtK Nikâhlandılar. 28.11.1953 GV\ ITES CARS rıyor ve yüzünde istediği kelimeleri yazamamış olmanm verdiği rahatsızlık açıkça bellı oluyordu. Suratsız bir tavırla: Dınliyorum efendim, dedi. Zıyaretimm sebebını size derhal izah edeceğım. Dün. ısımleriiiı vermek ıstemediğim iki doktor. bana cüzamlı olduğumu söylediler Vaziyeti öğrenmek, sizin hkrınizi almak için geldim. Şişman doktoı, zaptedemediği ve odayı çmlatan bir kahkaha ile giıidü. Eğer meslekdaşlarım şaka etmek istemişlerse, musaademzle bunu pek nazik bir şaka telâkkı etmiyorum. Sanki en çirkin hastahğı yüklenmek için en güzel kadını seçmi^ler Doğrusu zevksiz bir jaka... Bu lâf olsun diye söylenmış sözleri nasıl ciddiye aldınız. Kim olursa olsun «size şu hastalık var» dedi mi hemen inanıveriyorsunuz... Ama efendim cüzam öyle kolay ko Çeviren: BERİN BÜKTAŞ lay yakalanılan bir hastalık değil ki. Yuzunüzde hiç bir emare yok, vücudünüzde de tabiî leke falun gorülmüyordur. Vardı. Ya. Peki bu zatlar ne gibi bir tecrübe neticesi bu kanaate vardılar? Burun zarını muayeneden geçırdiler. Allah Allah. Her halde size ciddı ımiş nissini vermek için . Bu muziblerın ismini bana söyiemiyecek misiniz? Bir tanesininkini söyliyeyım: Profesör Şarden. Doktor bu ismi duyunca yerinden fırladı. Şarden mi? O zaman iş değişir hanım=fendi. Size bu büyük mcslekdaşımı kim tanıttı? Bir dostum, Doktor Pöti. Beni Profesöre bir konsultasyona sürükledi Şahsan bir hataya kurban olduğumdan eminim. 0nun için sizi Asistanlaıımdan birisinln, slze paviyonu gezdirdiğini öğrendlm efendım. Pratik tarafı gördünüz ama kâfi değil. Makalelerinizl yazmadan evvel tedavinin manevl dcihetini de bilmeniz icab eder. Işte bu gaye ile, bir kaç sene evvel baatırmış oiduğum ve cCüzamlılar pslkoloiisi» isimini taşıyan şu küçük eseri size vermek istlyorum. İUc sahifesine müsaade. ederseniz bir kaç keüme yazayım. İsminlz... Doktor, stılosunu eline alnııg bek liyordu. Şantal: Lutfunuzdan dolayı çok teşekkür ederim, dedi. Yalruz blr noktayı aydınlatmak istiyorum. Eğer maiyetinize bir gazeteci olarak kendimi tanıttımsa, vaziyeti yalnız sizinle görüsmek istediğimdendir. thtiyacım olan bir görüşme değil. fakat İstikbalimin hurur veya bedbahtlığını tayin edecek bir konsültasyondur Doktor Ramlo sözlerin} kupıgt} görmeğe geldim. İki fikir her za mıştı. man birden iyidir. Bir kelime söylemeden ayağa Bana itimad ediniz efendim. kalktı ve kapıya doğru yürüdü. ÇıŞunu da unutmayın ki, hastalık kacağı zaman, bütün cesaretini topbaşlangıçta teşhis edilirse iyileşir. lıyarak doktora döndü ve tebesŞarden size izah etmistir... süm ederek: Hastabakıcı içeriye girmisti: Teşekkür ederim doktor, dedi. Bir nümune alacağım. Labo Birbirimizi her halde bir daha görratuara götürün. Neticesinden, siz, miyeceğiz. yapan ve benden başka kimsenin Lutfen ziyaretimden kimseye bahmalumatı olmamalıdır. setmeyin, olmaz mı? Ayrıca kitaBeş dakika sonra, doktor Ramlo bınızı vermenizi rica edeceğim. Gagülümsiyerek «oldu. dedi ve* üâve zeteci olsa idim her halde şimdiki etti: kadar ihtiyacım olmazdı. Bir müd Bu vak'aya hayret ediyorum det sonra, doğrü yazıp yazmadığınız efendim. Eğer netice müspet olursa hakkında size bir mektub yollarım. Profesör Şarden'i tekrar gidip ilk defa olarak, yüzü bozulmamış bir hasta ile karşılaşmış olacağım. görmenizi tavsiye ederim. O, size Bu da büyük bir şanstır. Derjıal benim tedavimden çok daha müstedaviye başlarsak, hep böyle de pet bir şekilde bakabilir. Bir hasvam edebileceğini ümid edebil^riz taneye girip çıkan çoktur. Bunun Hiç bir vakıt, yüzünüzün çirkinleş da sizin hoşunuza gitmiyeceğinden tiğini görmek ıstırabım bilmezsiniz. eminim. Polise vaziyeti kendi dokDüşünün ki, cüzamlı genc kızlar I torunuzun ihbar etmesi daha doğru herkes gibi aynaya bakarlar. Etraf olur. Bizim yapacağımız ihbarlar larında genc, güzel erkekler görür i lerhal resmî bir şekil alır. ler. Allah insana göğe doğru ytikDoktor. Şantal'a kitabım vermişti. selen bir baş vermiş. Cüzamlılar Korkunç sırrımı bildikten sonbaşı iğik yürümeğe mecburdurlar ra üzerine ne yazacağınızı merak Hastabakıcının dönmesi doktor ediyorum, doktor. Ramlo'yu susturmuştu. Onüne uza Muhakkak bir »ey yazmamı tılan kâğıda şöyle bir göz attı. Kısa •stiyor musunuz? Öyle ise, sokağa bir sükuttan sonra hastabakıcıya işaret ederek dışaıı yolladı ve Şan çıkmcaya kadar okumamayı vâdedin, olur mu? tal'a dönerek: Ediyorum. Hammefendi, Profesör Şarden Dr. Ramlo, bir kaç kelime karayamlmamış, dedi. ladıktan sonra, kitabı kapattı ve ia Genc kadın ağlamadı. Bir gece evvel gözyaşlarının hepsini akıt de etti. Şantal, yüzlerine bakmağa artık lonunda buldu. Fakat orası da çok yakındı. Kâfi gelmedi. Salondan tekrar çıkarak yürüdü, yürüdü ve bitab bir halde üçüncü mevkide, rahatsız, loj, uzun bir salona girdi. Sıraların üstünde, masa başlarında, yorgun yüzler, yolculuğun bitmesinl mütevekkilâne beklemekte idiler. Şantal farkında olmaksızın muhacirler tarafına gelmişti. Renkli şallarla başlan örtülü kadınlar, zaruretlerlni yakından tetkike gelmiş olan bu güzel kadını hasetle seyrediyorlardı. Erkeklerin gözleri parlamıştı. Kimse, bu şahane kadının, ümidsiz aşkı ve kalbi arasına sed çekmek için rahat salonları bırakarak buralara kaçtığını tahmin edemezdi. Muhacir yolcular araEina saklanarak kendi ıstırabım unutmağa muvaffak olacağım zannediyordu. Rober onu buralarda aramayı kat'iyen akıl edemezdi. Kazara ederse, daha uzaklara kaçar, saklanır, ve gemi Singapur'dan ayrılıncaya kadar, orada kalırdı Ancak o andan sonra tekrar kamarasına döner, hazırlanır ve Sidney'e çıkabilirdi. Kendisine biraz tecessüs, biraz da acıyarak bakan iki İtalyan kadınının arasına oturdu. Küçük pencerelerden sızarak giren gün ışığı, salonun losluğunu gideremiyordu. Tavanda devamlı surette odayı havalandıran vantilâtorler altmda birbirine sarılmış bir kaç çift, bir akordeon havasile dans ediyordu. (Arkası var) Hamsi bollaştı Bugün Balıkhaneye 80 bln kllo hara. ıl ^elmls ve 20 lla 35 kurustan satıL mıştır. Beledlye tanzım satışlarmcla Hamsinln ktlosu perakende olarak 40 kurustan satılmaktadır. Ay sonunda Evler, Arsalar 26 ve 31 aralıkta İstanbklda iki zarıf ev ve iki kıymetli arsa ikramiye olarak dağıtılacaktır. Ayrıca çeşidli para ikramiyeleri de vardır. Garanti Bankasına yaüracağınız 100 lira ile bu ikramiyelerden bir veya birkaçmı kazanabilirsinlz. Yü sonu fırsatından istifade ediniz. Tar^us eşrafmdan, Çukurova Muessesatı kurucularından tner. hum MEVLİD HAFIZ M. EMİN KARAMEHMED ruhuna lthaf edllmek üzeı« 10 12 953 perşembe günü 8ğle na. mazını müteakıb Şljll Camil ŞeTiflnde Mevlld! Nebevt kıraat olu. nacagından akraba ve dostlarile arzu edenlerln tesrlflerl rica olu. nur. Karamehmed »11 «1