23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 Kastm 195S ı*l Meraktt Resimler |ı ŞEHtRDEN RÖPORTAJLAR j Köylü ressam Balaban ile yaptığım mülâkat Tazan: Yaşar Kcma! Katil Kuyümçu Mesforino lngiltered» .Köpekleri Koıuma Cemiyeti tarafmdan ha?:lanan Wr sergiye gönderilen kopekler arasında müsabaka yapılmıs ve yuksrıdaki resimde görülen iki köpek birinci ve ikinri oîmuşlardır. Yukarıdaki resimlerde, Lady Kennel tarafmdan gönderilen ve müsabakada birinci ve lkinci olan ikl köpek görülmektedir. Köpekler Güıellik Müsabakası I Topkapı Saraymda tarihî ödalar Baldızıaın arJatmağ» bafladığı hikayey» Mestorino devam ederek bitirdi: S«ntogüsten «okfğının 29 mımaralı binasuun kapıcısı önünden hâdisesiz geçtıkten ionra Süzan'dan yardım g5ren Mestorino, tahsildarın cesedini arabasinın arka tarafaoa yerleştirerek Varen'e götürmüj ve orsda erteai sabaha kadar villâsınm bahçesinde bırakmıstı. 28 şubat günü katil kuyumeu arabasile Provins'e doğru yol almıj ve Bri'de mola vererek dört teneke gaz almıştı. Mestorino, bir kere de kurbanının paito ve şapkssını yakmak için durmuş ve nihayet Arnıenvüy» ormanına vararak cesedi or»da yol kensrmda bnlunan bir heudeje srbktan sonra yakmıstı. Fakat hendekte bulunan bir miktar şu, cesedin tamarnen yanmaatna mâni oimuştu. Ölü da bu aayeda teffais «dilebilmistl. Balakan v« Yaşar Mr tabtonoa önünda Balabanın serglsinl bir daha gex bi tarlada çalışma£s basladım. Ama dikten sonra, Balabanla karşı kar elimde de bir defter nereye gittimsjya oMrduk. Guya ben, Balabana ıe, na gördümse, kurdun, kusun, soracağım, o da söyleyecek. Karan bulutun, ağficın, atın, ejeğin. taban mız bu. Birbirimize bakırtık kaldik. »üren adamın, yunak yuyan ksdıN» o bir |«y aöyleyebildl, ne ben nın, ne gördümse hepsini defterim» sorabildim. Sonra ben, çocukluğu geçirdim. On dok\ız j'aşımda hama dalmışım. Köyde bütün çacuk pishaneya düştüm. Yalnızlıktan, lar, kumun üstüne resirrler çizdik bo$luktan canım sıkıldı. Bütün guŞimdi hatırlanuyorura. Bu bir nümü resme verdim içerde. Resme yundu gsruyorum. Balabamn res aid kitablar okudunv Yaglıboyaya samlığı buradan gelmif olmasınl. çahstım bir kaç yu da. Sonra mahpuslann tablolarıru yaparak para Birden, bir: kazanmağa başladım. Tam on yıl «Merhaba,* duydum. mapusanede durmadan i^. ımle uğBen de: raştım. Askerden de yeni gelditn. (Merhaba,» dedim vt kendira* Bu beni nailk sergimdir. Tek «evüıgeldim. cSergi açılah IV fön oldu,» cim, gördüğüm ügidir. Bir günde on besten fazla tablom sstı' '• « dedi. «Bosver buna da. eskiden anlat bana, çocuklujundan,» dedim. cResim yaomaSa nasıl basİJdım, onu mu? Herkesin ilk sorduğu bu zaten.» «Sen anlat!» «Ben ilk olarak anamı nak:ç yaparken gördüm. Nskı» beni b r sardı ki deme «rit^in. Her gün aksamlara dek anamm karsısında or•• rur, onu «eyrederdim. Çocuklarla oyunu, her seyi btrakmıştım. İşim gücüm nakış sevretmek, anamın gergefinin üstünt elimi gürmekten çok tad duvardTm A' ~>rgefi yırtanm diye kızardı. Ama ben gene bildigimi islerdim. Her (fün de anama yslvanrdım bana işleme versin diye. Bir gün elime iş verdi anam. Öyle iyi isledim ki, bu i»e anam da şaştı kaldı. Gergefe yeni yeni nakışlar bulup kininuştum. Sonra ben yedi yaşına degince, babam bçni mekteb« eönderdi. OSretmen, tarlada otlayan bir eşek yapmamızı söyledi bir gün. Sınıf hiç yapamamıştı. Benimkini görünce öğretmen, «hah böyle iste» diye bajhrdı ve yaptığım resmi sınıfa gösterdi. Ondan sonra benim için varsa da resim, yoksa da resim. Üç yıllık okulu bitirince her çocuk jrt tBu sergiden sonra Balaban?» «Bu sergiden sonra. yeni, büyük resim'.ere çalışacağım. Bu ser gide, köy hayatmı, benim hayatıtn , anamın hayatmı verdim. Bundan sonra şehirlerin, kalabalıklann, pnzar yerierinin resmini yapacağı. Köyde de çalışmak imkânı bulabiliyorum » «Balaban! Köyde bu resimler* ne diyorlar? Günah falan?» «İik günlerde anam, köylü, herkes vadırgıyordu. Şimdi hepsi ahstılar. Tâ uzak köyleıden tablolanmı görmeğe geliyoriar. Ben de her tflbiomu yanıo birirdikten sonra köy kahvesine bir hafta asıyorum. Onlarm fikirlerini »hyorum. Böylelikle bu eördüğünüı sergi blzlm köyde Eçılmış açılrmş oldu ilkönce. Bir de şu gelin Işlemesi var ya. onu anam, ben, gelinimlz yaptık. Eskiden an?m yamna sokv1».^r^i rcsira lerin, gelin tabloronda V i çok > "a büyük yardımı dokuridtı. O, olmasaydı, bu kada^ •• " «enelerce u&raşırdım. Şimdi herke» bu resimlere dost!» eAllaha ısmarladık.» «Güle güle.» Ellerin derd görmesin, BurHnın Seç köyünden İbrahim Balaban! Demek Mestorino nun 27 ve 28 fubat günJeri arabasım ga( rajdan çıkarmadığmı iddia ile ifadelerini yeminle teyid «denl Varen Rarajı aahibüe çırağı yalan aöylemiflerdi! Garaja yalan) söylediğini itiraf etmek mecburiyetinde kaldı. Mestorin» dal adama bu tarz ifadede bulunması için 13 bin rrank verdiğini ilâj ve etti. Bu itiraf samiin «rasında bir bomba tesiri yaptı. Reiı :J «Peki görajcının çırağına bir şey vermediniz mi?» dedi. Hayır,] bir şey vermemijti. Fakat çırak da arabaıun poşeünda ' pırlantalardan bazılarıru çalrrufü. Mahkemeye gelenlerin hemen hepsi istintak hâkünl karsısuıî da yalan söylemislerdi: Kimiii para için, kimiıi ba$ka »ebebler] den dolayı... 1 Arzhane hakkında Yazan: Haluk Y. Şehsüvaroğlu Duvarlan yuks<* kubbesinm •ilmelerine kadar beyaz. yeşil çmilerle dösenmiştir. Çinilerin bittigi yerde çepçevre bir kuşak üstünde âyetler yanlıdır. Şadırvan sofas.na, revan k5skti dhetine, Hırkai Saadet ve illâhtar hazinesine, eski kırklar /erine ve lamdan deposuna açılan be» kapıaı vardır. Revan köşkü, sünnet xlası ve Hırkai Saadet odasile müsterek •ofaya bakan iki penceresinden içeriye lof ıjıklar vurmaktadır. Bu loşlukta geçmis zamanlar daha büyük bir vuzuhla canlanmaktadır; Yavuz Sultan Selim belki fu köşede sade bir minder üstünde kaftanını omuzlanna «bp büyük düşüncelerine dalmıştı. Kanun! zafer dönüşlerinin ?ükr»mu eda etmek üzere tevazu ve huşula, tizerinde (Esselâmı aleyke ya Habibullah) yazıh kapıdan Hırkai Saadet odasına girerdi. n. Selim mest gecelerinin afü için zaman zaman belki buraya lltica ediyor. sanatsever III. Mursd bu manzumenin nakışlannda. çinılerinde yeniliklet yaptınyor, UL Mehmed on dokuz kardesinın katline ferman verdiği günün gece•inde arzhaneden Hırkai Saadete gidip Aüaha, masum bir müınin gibi sığuuyordu. lçi AUahın ve Resulümm bfiyük aşkıyla dolu on dört yaşındeki çocuk hükümdar I. Ahmed, Hırkai Saadet odasım, arzh?.n»7İ en nefis eşyalarla süsletıyor ve başını 6ecdei rahmandan kaldırrnıyordu. Sarayın loş koridorlannda. divenhanelerinde avazelerle dolaşan hast? Mustafa. belki buraya da ueramış. «Osman beni bu saltana* yükünden kurtars diye bu kubbecin aitında da ağlamıstı. Bursanın Seç kSyönden îbrahlm Balsbanın resım sereisi geçenlerdî Fransu Konsoloshanesl «alonunda açıldı. Sergl günleree dolup taştı. Sergiyi her türlö insan gezdl. Harnah, köyli'sü. tüccarı, resssnu, şairi, zengini, fakiri. talebesi, her türlü insan. Bu kadar kalabalık hiç fcir reîim sergisine rtasib olmanustır. Resimlerde insan yüzleri var: Derdli, solgun, bitkin, dünyasından vazgeçmiş.. Bu yüzleri bir tablonun içine yerleştirmi» Balaban. İnsan bu yüzlere teker teker bakmca içine bir karamsarhktır çöküyor. Ama resimden söyle azıcık uzaklsşıp, topuna birden bakınca is deglşiyor. Bir umud ısığıdır •anveriyoT lnsanın lçini. Yuyor, temlzllyor cümle karanlıfı. İste bu, Balabannı kuv^'etidir. Balaban söylemek istediğini kestirmpden söylemesini biliyor. Bu, keştirmec'en söy lemeyi, bu ustalıkla söylemeyi Balaban nereden öfrenmiştir? Asıl iş burada işte. Nakış var. oya var, kilim var, eorab var. Yüz yıidır Anadohı halkı renkie haşir npşir olmuş. Balaban da söyledi. dedi ki: «Ben bu fünlerde öfrendim bunu. Büyük batı ressarrJarınm, tablolarına bakınca Sgr^ndim. Bizim köydeki kadmlar, batılı büyük ustalar nasıl renk değerîendiriyorlarsa, onlar da öyle renk de§erîen(''riyorlar.» Bir de türküler var. Bir olayı anlatmada türküler ksdar kestirmHen giden hiç bir söz ranat yoktur desek yeridir. İşte B?labc:n bun'.ardan da alacağını almıs. Ben. B.labanm hor tahlos'inu bir türküye benzeArzhanenin ecdrd hâtır*!»riie sına götürülürkcn yolda karmlık (dyorum. Söyle ki: Her türkü bir arzhaneye uğratilmıştı. dolu kubbcsi Eİt:n.!a. IV. .VİEtıaıed hikâyedir. Bir olaydan rıkmstır. Sultan Süleyıran haftzasnndaki Olaydan çıkmıyan hiç bir tiiıkü bir inssn ömiuniin brtün me^Vıa[elerini b:r h'J>. iiiıdar clar ık idrak eşki korkulu hikâyelerle ırkilr.nş yoktur. Ola>T anlatınca da haya ı ve (Beni bunda nu öldüi'ürsdz?) etmişti. en kejtirmeden anlatıyor türküler Yedi yaşmda hiikümHar clmuş diye durmu$tu. Fakat ağalar (Be İşte Bursanın Seç köyünden Balahey efendim niçin böyl» ouyururtu. Arzhan»>e ilk »e»;rildıği pımbanın her tablosunun bir hikâyesi ler valdesinin gölşesinde jnan ar sım. HâşS ki Izaleniz cmrolunmuf var. Ve hayatmdan bir parça her zulannı konuşuyordu. Genclik yıl ola, tahta oturmağa gidarsiz. iştt tablosu... Rengi ile, ışığı ile, bir ları scvgilerile, aşklarile fırtınah kapı ağası dahl kapı oflanile haı parça... Bir doğu mtavlosu var, drg»1rr<iş) olarak geçmişti. Grta yaşlarra'la oda kapısuıda istikbale m tab'osnnda bütün sanası, b>ve ihtiyarlığında aylanmak onda diye söylesmişler ve ürkek hüküm lâsı, yokluŞu ile köy dnŞ'jmımu önune geçilmez bir iptilâ halindey dan teminatla, ihtıramla arz odası görüyoruz. Ofrendim kl Balabanm DM götürnjüşlerdi. di. ksrısı çooık doğururken ölmüş Osmanlı farayında III. Ahmedle Bir de geün tab!osu var, o da tbÇocuk, fişık, «va v« kayıdfz şahsiyetlerile kırk saltanât yı]:i;in başlayan yeni bir şcvk devn Fat rahimm evlenmesi... İbrahim öyîe nice zamanlannda arzhaneden ^o rona ihtilâlil» »ona ermışu. O gün söyledi. Sonra hasad tablosu var. riinmüş, burada sadrâzaın ve ;e> • lerde arzhane sofaşmda hüzünlü Bir sarı sıcak çökmüş dünyaya, ahfilislâm telhislerini gözden peçir meşveretler olmuj, Damad Ibra damlar bir terliyor!ar. Kadml?r, çocuklar. köpek, çekirRe. deve dimiş, çetrefil yazısile lradelerini him Paşanın komifmalan, tedbırkenleri... Deve dikeni bstacakrr.ı? leri faydasız kalnıışü. bildirmişti. KatiHerden, Sultan Ahrafdin gibi. Aslınds, însad yaparken, deOsmanh sarayı vellahtlarından. ve dikeni batar da. Hem dp ne bahal'mdan sonra başlnyan 7orba'?r şehzadelerinden korkan vehimli tar! Bunu Bal?bar. bilir. Daha doğdevirler yaşıyordu. Kafeste ömür \devri kısa sürmüf, Patrom ve a ru?u b:*tn bilirî Bu ırHasad» tabdamlan 26 ekim 1730 gıinV; .sraya leri mihnetle dolan veliahdlar, bir • losunda clan şey, yani çalışan inihtilâlle, bir tehevvürle baslann | çağınlıp revan köjkündı ağırlan sam verm?k, bütün sanptlprımızda, dan olabilirlerdi. Taht hulyssı, ne rmşlardı. resmlmizde, şi'rimizde, hikâyelerikadar tatlı ise, ölüm kâbusu o kadar korkuluydu. da O gün zorba Patronayla, Musli Revan kö«künde boğazlarurken arzhanede oturar.lar, bağın^malan ve kaçışmalan dehşeüe seyretmişlerdi. Zamanlar sonra arzhanede bir kıyam ve katil günü »onunda yirmi dört yaşındaki Sultan Mahmud1», beybetli vücudü, »ert adım'»rile A'emdar Mustaf» Paja görilnmüstu. Padişah yandaki kapıdan Hırkai Saadete geçmiş ve Aleradar Paşaya burada tatlı, kahve ıkram olunmuştu. Alemdann şüphelerini dağıtmak üzere Tayyar Erecdinin daha evvel tatlıdan bir kaşıkla, kahveden bir \Tjdutn »İTnag, Alemdam hoşuna gitmiş ve burada ona (A be ihtiyar gerçek sen ne akıîlı adsrnmış.sın, seni silâhtar etme:ı) detnişti. Osmanlı sarayı Topkapı saıayından nailedildikten ionra arzhanede ki^ mevsimlerinde enderuniular namaz kılarlardı. V. Mehmed Reşad zamanında sarayda yapıian büyük tamirde arzhanenin kubbesi de çinilerine uydurulan nakışlarla süslenmi^ti. Devirler, şâür ve mahzun hâtıralarla arzhane sofaaındaa ğır adımlarla yürüyüp geçmistir. Yüzlerce, binlerce kişi rtnk renk kaftanlan. şekil sekil kavukları, feslerile bu kapılardan girmişler bu yerde kavnaşm'.şlar ve bu kuboede iri, gür, kısık. »eslerüe (birer hoş sada) bırakıp dagılmi|iardır. Çiniler üstündeki gölgeler tamamen «iünmiş, çehreler unutulrous, hâtıralar yok olmu«rur. Tainıs kapı ««Iklerl «aitind» n ytr jrtr pıkurltf«n «ennirılnda, binlerc» lnsanm ÜatOste bcamı« ayak izleri dur mizHe, ro"n?r.iTnızda yalnız Bala'ıanın bu tablosile mümkün ol?bilmiştir. Anadolunun nakışı, renk ustaIığı ile, Ansdolu insanı, An^dolu hasadı, Anadolu sıcağı. teri, otu, böceği, suyu söylenmiştir. i Tramvayı geçmek îstiyen bir Azralık Okuîlan. rürkçe öğrethususî otomobil kaza yaptı menlerinin kongresi Şoför İsmail Aydmkıptan, İCaresln. deki Ordu Î76 plâkmlı hususî etomobill* Hnydarpa^tdan Çayırlı UUkamctlndc giderken, ününd« buiunan traravayı geçmek istemiı, fakat hcm trajnvayın ön kısmır>.a hem Se karsı istikametten gelen 11893 piâka tayılı Uksiye bindinnlşttr. Bu çarpışrr.a 8on\ındm her üç vasıta da haaara uğrımıj, yolculardan Muzeyyen Pakill İle H«yd»r Karsmjs. tafa ve hurusî otomobil |oförü muh. tellf yerlerlnden yaralannıtflardır. Haydarın yarası a^ır olduğucdau Niür.une hsstanesint kaldırılnııs, tah. kikata bagîanmıstır. Tabcneı v« Annlık Okulları TCrkç». Kiiltür ögreünenleri Federal Demeglnin senelik kor.gTMİ dün *a»t 15.3« &% demek merkeztnde toplanmiftır. Tep. lantıy» lîtirmk «den ögretmenler kıdem. terfi. em«kliltk hiklirından tamamen m»hrum elduklarından acı »cı »Ikâyet »tmlşlerdlr. Kongre «onunda Cumhur Bafkanına. Mecliı Başkanına, B«jbak«aa v» MH11 Eğitim Bakanına telgrarar çekilml», durumlarımn düîeltilır.eıt ttjneraıl edltaiîtir Mestorino davuı halkı o derece heyecana düjürmüstfl kl, ] 6 haziran günü karısı v« oğlu ilt adliye sarayma gelen ağırcezaj reisi MonjenBoke samiin kısmma girmelt için birbirini itipv kakan kalabahğın arasmda az kalsın boğuluyordu. Kansa o henJ gâmede bayılnustı. Vücudü çürük içinde reisin dairesine götüj rüldüğfl zaman kolyesinin çalmdığı görüldu. Reisin oğlu da pa] tırtıda cüzdanıra çarjrtırmıstıl Mahbeslerinin kapısına hfr anarhtar sokuluşunda yürekleri oynuyor, karşılannt dikilen «ğalann yiizlerine ıztırabla ve niyazla bakıyorlardı. Fat'.hte k&nlı bir k«vg» chnu», Wr Bir kadın dolandınldı »dam karıtınl Tucudünita muhtellf Fatlhtc Fatlh «ddntlnd* «3 •«yılı yerleıtnden yarmUraıstır. evde oturan Şnly* K&rmyeL dün pollıc | Vatansever tokakta 2S tajnh »vde raürscaatl* dolandlrlldljjnl lddia ct., oturan ft>r«hlra Caner. karuı Necmi. miştir. yeyl bıçak!» b*cak v« nrtındaB yaralsTürkiy» Amtlrrı Korum» Demeği mı;tır. Hâdlrey* kan.kocs armjında (dına Une topiamaga g«len meçhu] bir uzun zamandanb«ri devam edegel«n ç»hıs, Şaziye Karayelin v«njiğl S U geçimslıük s*beb!yet vermiştlr O rayı «boTdurup üzerinl getircceğlnı» Yaralı Necmiye Caner te<Javis1 TBPÜ. diyerek ahp kaçmıstır. m»k üzere Haseki hastanegine kaldı. İhbar üzerine, mechul dolanılırıtımn rılmıstır tbrahimin aranmasına ve aranraasına baçlanmıştır. tahklkata bajlanm:|tır. Bir adant kamnu bıçakladı IV. Mehmedln hal'ma karsr verildiği vakit Darüssaade ağası taht sırası gelen tefazade Sü çimşirlikten çıkarmaya ^ Şehzade Süleyman kendisini 61dürmöğe götürecekler korkusile bucağmdan çıkmıyor ve ıja (Eenim şevketlu padişahım, k»rkman, vallaiıi, billâhi zarar kasdma gelmedim. Cümle vüzera ve ulema ocaklı kulunuz tizi padişah ed'p kudumunuz üzrelerdir buyurun) IV. Murad celâdetli deırrintn b*r diye yalvanyordu. çok günierini bu sofalarda ve arzSüleyman bu sözlere ve yeminhanede geçirmişti. 3u odanm ö lere da inanmıyor ve (İzalarniz nünde gazablannın ve şevkli gtin emrolundu ise söyle iki rekât nalermin hâüralan yaşamsktadır. maz kıla>nm, ondan sonra "mri yeSipah zorbalarından Çerkes Ali rine getür. Sabsvetimden berü kırk Ağayı samur kürkile arslanhans ö yıldır hapis çekerim, her ?^ün 51nünde astırmıştı. Manoğlu Fahred tnekten ise bir gün ölmek ypğdir, dinin de boynunu bu kapı dr.ünde bir can için bu çektiğimız korku vurdurmuşru. nedir) diye ağhyordu 1047 tarihinde ysymı eerip, arzAğanm yeminleri ve cimşirlik hane kapısma okunu yapıçtırdıaı bucağmda beraber oturdi'.k'arı gün şeyhülislâmile, veziri ve enkardeşi şehzade Ahmedin «Buydprunlular hükümdara Jikı» tutnı.ısiar ve Yahya Efendı bu nişanı run korkman. ağa yalan söylemez» diye verdiği teminat üzerıne Sulebedî kılan tarihini söyiemifti. çjkSultan Muradm oku ile yaralı tan Süleyman mahbesinden ':ipırun üstünde bu tarıh nusra mı?tı Üstubaşı perişandı Strtnrî» ysllnn yazılı bir gilmüş leı'ha bulunnız kırmıa ıtlas bir er.tari. ayanıpictadır. Sultan îbrahlra tU kooufm»lan ğınde tomak vardı.. Ağa kendl ve adımlaril» arzhaneda kimbilir kürkleıinden meiieviı çu}ıay« k^pnic» gflnJ«r dolafmif, »«zlrlerile h bir »amur «kân kürk ^fctirtip •övleamif. nio* telnjırrm Cstflne yenl BÜkiinj'Jara giydirraljtl. Inıradski kOfoeirıdan hatb fauao» K«ndi:mi »118ht«x tj> 11* haa O I GALATASARAY GfiZgHOSU HER DİKKAT: AKŞAM Saat 23.30 da TÜRKUAZ'ın dinleykl Istekleri Keman Saimözsoy ÇALANLAR: Ud Piyano Yorgo Bacanos Fe3rzi Aslangil lill Mestorino, fehadet etmeg* feldiği camaa da «rtalık bir hayll kırıjü. Herkea heyecan içindeydl. Katilin kanau <B«nim hiçbir şeyden haberim yoktu, dedi. Mestorinp'yu TrufemTa cenaze merasimine iştirake tesvik eden benim. Sevgimi kaybet, memek için cinayet işlediğini bana itiraf etmenufa. Çunkü ben kocamı sevdiğim gibi, o da beni on alb «enedenberi sever... Hâdiseden sonra çok fena geceler geçirdi... İsminin bu işe karıştığından dolayı ızttrab içinde olduğunu sanıyordum... Ona aayıruz... Bana da merhamet ediniz...» Bu sözleri söyledikten 6onla Lill yere yıfıldı. Dışan çtkarılırken de kadın... Şarl, Şarl diye bağınyordu... ı METİN BÜKEY VEDAD SUNAY TEVFİK ÇALG1 ALİ KOCADINÇ MUSTAFA DEMİR. Muazzam fasıl heyeti Üstad Celâl Tokses Gazelhan Selim Olgay Nihad Üfier Neriman Altınay Hülya Özcan Tam kadroya ilâve olarak Hoca Sanatkâr RADİFE ERTEN*in yetiştirdiği ve idare ettiği gençlerden koro ve sololar. I Ankaradan celbedilen kıymeüi v* sevimll aanatklr G*nül Yasar Genç tanttkâr Hülva Özcan Yalnız pazar Genç sanatkâr matinelerinde Netiman Altınay Muammer Sona4 Ankaradan celbedüen fajmetll sanatklr Mediha Demirkıran HAYKET! tNANILMAZ BİB OLAT. feLK DEFA LORELHARDY istanlnıkU TURKUAZ Gazinocu sahnetinde .4RŞAK PALABIYIKYAN NESİMAÇİ BALIKÇI OSMAN HEB PAZAB, flivaH bo maazzam kadro D« aaat 15 taa itibarwı t Ç K İ S İ Z A İ L E M A T İ N E S l Tal: 4B03T daiılar ktikUl «tmi| r» an ıxk ftnaraUrd* HMjalarınızm tclefonla kapıtüman rlct oluaur. i Mestoıino'nun avukaü Remon Hüber bir hayli çalıstı ve« müvekkilini kurtarmak için nihayet eesedin »anb bulur.dnfuj bezin cinayetten sonra satın alındığını ispat etti. Bu suretl«s dy nayet taammüden ijlenmif olrauyor, Mestorino kelleyi kurf tarıyordu. (Arka<a var) Türkiyede np<ri hıkkı yaina
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear