23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 Kastm 1953 CUMHURIlET :~f Merahh Resimler \Guido OHando "Işi iyi idare edebilirsek çölü şehir yapabiliriz7? 11 Benl (Çahşma Bakanı yardımcısı) tayın edeceklerını soylemışlerdi. Bu, Başkan lehine sarfettığim faalıyetın müktfatı olacaktı. Bu vazıfe bana uygun d'işerdi ve muhakkak ki benı ılgılendırırdi kanaatindeyım. Hiç suphesiz buna hak kazanmıştım da. Fakat tayinira uzadıkça uzuyordu. İçime kurd gırdı, Tammany Hall'e gıttım. Birlıkte çalıştığım kımseler.n yardunıru istedim Yaptığımız toplantı kof çıktı. Bilhassa hâkım Freshi, istedığim mevkiın yaptğnn hizmete gore fazla" yüksek olduçunu ıhsas etti. Bana, çok aç gözlu oldtıfum'u söylediler. Senelerdenberi yerinde sayan arkadaşlar varmi}. Netice itibarile ben yeni gelmişim. Onların ör.e geçmeleri usuldenmiş. Fakat bır vergi tahsüdarlığı istersera, bana bu yeri vermek için ellerinden gelenl yaparlarmış. Mükemmel bir kavga ettik. Hakıkl polıtika adamlarıle konusmaya karar verdim. Oseola Club başkanı Joseph Shean beni çok iyi karşıladı. Butün gece çekiştik. Çok çalışıp yorulduğumu tasdik tdıyordu, fakat parti bucak arkadaşları, partinin iktidara gelmesinl senelerdenberi bekliyorlardi. Kendisi beni tutacak olursa mutlaka bir başka arkadaşın zararına olarak tutacaktı, netıcede de herkes onun aleyhine donecekti. Washingtona gittim, haftalarca orada kaldıra. Bu bana dünya kadar paraya mal oldu. Roosevelt gece gundüı müzakere halindeydl. Kendlsinf görmey» blr ttirlü muvarfak olamıyordttm. Çalışmıyordum da. Ne kadar niifuzlu adam varsa hepsinl gördüm. Nafile. Farley'l, Wash burn'u. Child'i, ötekileri hep gördüra. Boşuna. Bana hiç bir yardımda bulunmuyorlardı. Child istediği sefirhği alamadı, Hearst basmına girdi, seçılmesine yBrdım ettiği Roosevelt'in ale\hinde ilerl geri söyledi. Beni de izzeti ikramla kapı dışan ettıler. Düpedüı sükilip atılmıştım. Vaziyeti hiç kavrayaınadıŞımı anladım. Siyasetten hiç bir şey anlamadığımı gördüm. Beni pır aşkma çahştırmışlardı. Herkes benim sırtımdan geçmmiçti. Mahallenin en pşaS^hk rjoHtik ıcısmd^n bızzat Koosevelt'e kadar herkes. Ifimden memnun kalmışb. Daha fazla ne istiyordum'' Hizmetimin bedeıını ödemeye gelince, avucumu yalamam lâz'm geliyordu. mandanberi Kaliforniyada oturu li insanlar hiç bövle şevi sevmezier. yordu Bana oradan telefon etmişti. Hastalann da parası \oktur. Fazla j paralan yoktur. Bizi"> istediğimız, Peki ama, İ5 nasıl bir İş? r Anlatayım. Bır çol var, onu parası olan ınsanları 1 \ aya ceibetmek. Sarfetsınler diye. Bınaenakıymetlendirmenizi Istiyorum. leyh, kür işınden hayır yok. Eğle Ellerimle ml? Hayır! Buraya gelin, bana aid nılen yer spor yapı'.an yer müşteriolan bir çölü, zannederim meşhur len çeker. Sinema mensublannı yapabilirsıniz Bir reklâm işi. Tam buraya çekmek lâzım. size göre iş. Yapabilir misiniı aca Aynı fikirdeyım, Guido. Aba? Bir çölü? man nasıl hareket etmeli? Bir oltava, bir yeme fhtiyaeı Ne olursa olsun, her şeyi meşhur edebilirim. Ama, doğrusunu mız var. Bütün ötekileri tanvan söyleyeyim, henüz bir çöl reklâmı mühim bîr adam. Onu bulun Kenyapmış değilün. Her şeyin bir baş i disini işe ortak alalım. Bu bir sahlangıcı olmak gerek, malum ya! ne vâzııdır. Meshur bir adam. Ciddî konuşalım. Buraya ge Hollywood'da herkesi çalıştırmıştır. lip meseleyl incelemek için kaç pa Ona bir iştirak hıssesi verebilecek misiniz? ra istersiniz? Verebileeektl. Carewe'l onunla Ücret üzerinde anlastık. Daha ertesi gün, Los Angeles'te tayyare tanıştırdım. Anlaşabıleeek iki In9andırlar. den indim. Ertesi gfln, Hollvwood'da, Plazza Welah, meMİeyi bana iki kelime oteline verleştim. Saat sekiaı buile anlattı. Muhtelif arazl «atm almı|tı. Şim çukta Vfelsh'le Carew benim yadi bunlann hepsl, Desert Hot nımdı buluştular. Teferrueü tesblt Spring* (sıcak çöl k«yn»klan) de etmek için Saat birde öğle yemenılen yerde gayet geniş bır mali ğınde beraberdık. Fekat, ışi müzakere etmeleri için kâne teşkil ediyordu Bu sıcak kaynaklann sayısı üçtü. Günde be» altı ikısıni başbaşa bırakmak daha doğmilyon litre su veriyorlardı. Yüz ru idi. Müsaade e<3in, baylar, simdilik ve daha ziyade »caklık dereceslnde ro. Sıhhate f»yd«lı «uUrdı bana ihtiyacınız yok. AşaŞı intp Hollvwood'un bir k«e «ktörü ve biraz heva alayım, bir yaprak ti*ktrisi civara yeTİeşmişlerdı. Welsh, garası içeyim. civardan eelecek müîteriler için bu ranm bir 'mstik ve yazlık merkez Otelin önünde hava alıvor, havaelması lhlımalinl gÖBÖnünde tutu na sigaramı içiyordum Me*ro Gold V.VH Maver'in kameramanı Jack yordu. Yalnız blr en«el v»r, dedi. o Young, bana dereden tepeden bir da parasızhk. Henüı iermsye bu jeyler anlabvordu. O sırada, slvri sakallı bir ihtlyar RBrdüm. Bu slamadımdamı tamyordum. Ama nerede gor Hiç ehemmlyetl yok. Belki de müşttim 7 Adam bana baktı. ben bulurum. Besbeîll meydanda Siri tanıyorum, degil mi? Yühi, tasan muvaffak olursa. buram.n lünüzü gozüm ısınyor. mutlaka müşterisi çıkar. Şlmdi bu Ben de slzi tanıyorum. Ben bahsi bırakalım. ÖŞleden sonra heGuldo Orlando'vum. le şu işi bir hazmedeyim Aksama Ben de William Malone. tekrar gelirim. William H Mnlone, dejil mi? Aynı günün ikindisinde, Los An Postal Union Lıfe Insurance'm müpeles'te Hıll Street'de. sessiz film essisi. Kavata başl^vısınız, Salt devrinde me«hur bir sahne vâzıı c Lake Cıty'de ögrenmenlikle oldu, lan Edwin Carew'le burun buruna değil mi? Keldım. Çoktanberi film çevırmi Ta kendisi. Pekl ama, benim yorduhakkmda bu kadar malumatı nasıl Beni tanıdı Eski hâtıralan andık. tedarik ettiniz? Bana nasıl favdalı olabilir dive dü Çünkü ben ezeldenberl messunmeSe baslam'stım bile. İ^kandil hur adamlann hayatmı merak edip ettim. Karun kadar tenein olm»sa öSrenırım Sizi ezeldenberl takdir eerekti. Ama her halde kendislnden ederim, Mösvö Malone. Fotografınızı gazetelerde görmüştüm. bir çeyler ümid edebi'irdik. Evet, ama artık bıtti. Artık Çoktanberi film çevirmedinlz Mösyö Carewe, dedim. Bsna sorar meşhur adam değiMm. îşiml devsanız hâlâ büvuk adamsmız. Büviîk rettin. rBjrava Relip yerleftım. Ya Oyle mi? adamdmız. eene de olebıli";miz Arkası var B'r kere biivük adam olan insan daitna büviik aHnnrlır Bir rcoıem (Bu esenn bntnn hnkian Opera var, s'zi fsilendirebilir. Büvük paMvmdi firkefi ve gazetemize ra getirebilecek bir is Size anlaa'ddir) 7 tayım mı, ister misiniz SÖHRET FABRİKATORU. SAÂTÇI PEL Tnao: ». OÖRDIAOX îngilterede Görülen Uçandaire îngılterede hava kuvvetlerine mensub radar erlerüe subaylarınm bir ucan daire gördükleri ve bunu radarla takib ettıklerı bildır ılmişti. Hattâ buna dalr İngiliz Savunma Bakanlığı resml bir tebllg de yayınlamıs ve bu «acayib cisim» hakkında tahkıkat yapıldığını kaydetmişti. Yukarıdaki resimde, uçan daireyi gören r a d a r gediklilerinden blri bu «acayib clsmU tarife çalışıyor. Davaya 12 ağustos 1885 te Melun'da nak2an baküraa»ga baslandı. Hava müthış sıcaktı. Pel. mahkemeye geldiji zaman herkesın hayretten agzı açık kaldı. Herif, yirmi yas gençleşmişti. Sakalını tras etmış, gozîüklerini çıkarmıstı. Gene ayni meharetle kendini müdafaa ediyordu. Hattâ samiini güldürecek su mealde c«vablar bile buluyordu: cKayınvaldeleT Juri heyetıne almdıjı 2ün damadlara hiçbir kurtuluı yolu kalmıyacaktır...» ŞEHİRDEN RÖPORTAJLAR Beyoğlunda Çiçekler Pasajında bir kaç saat Röportajı yapan: Reşad Enis Bilâhare Dreylus davasmda parlak blr rol oynıyaeakj olan başsavcı Kesney, ithamnamesini okudu. Pel'i töhmetj altında bırakan sebebleri sayıp döktükten sonra MVU | u ] iddiayı ileri sürdü: tCesedleri yok etmek lâzımdı. Bunj ları evden kaçırmak, nakletmek tehlikeli olabilirdi. Ba$k*j bır çare bulmak icab etti. Pel, bunu bulacak kabiliyette/ idi. Hakikaten biraz aradıktan sonra da buldu. Cesedleri) ateşte yaktı...» itüzgar insanı oyk »aruvuyor kl, Beyoğlanun Çiçekçıler pasajına girerken, kurk mantoauna bürünmüs., lnce topuklu siyah iskarpınleri üıerınde serçe gıbı seken genc kadmla çarpışacaktım Nedimin beyti kafamda tamamlandı: «Çunki dil ko\muşlaı adın, Dilstan lâzım sana» *** «îstanbul Çiçekçılık tstıhsal ve Satış, Kooperatıfi» nın bu pasajdakı bınasına gırerken, ilk bakışta bir tezad göze çarpıyor: Uzun sepetlerde ayn ayrı, renk renk krizantemler; kırmızı, bevaz karanfıller, guller, lâleler... Her tarafta çiçekler arasmda, çulakı elbıselri, başları kasketli, ayaklan lâstJt çızmeli bir takıra adamlar: Hepsinde, pek az önce vol.den donmüş, gırgırlarından henuz çıkmış balıkçı hali var. Hepsinin sıhhatlı yuzlerınde, terlerınin tuzu ıle denızin tuzu birbirir.e kanşmış gıbi... Haftanm üç gunünde, burada çiçek satışı yapılırmış Mustahsil, yetıştirdığı çiçekleri buraya yollar, çiçek satıcılan en meşhurlanndan gezicı esnafa kadar satacaklan çiçekleri buradan ahrlarmış. Dumadan içılen sıgaranın kokusile çiçek kokusu, kokteyl olmuş bu salonda Kooperatıf ıdare heyetinden bir zat anlaüyor: c Mustahsılin malı, tombala usulıle satışa çıkarılır. Mal getirenler, bir torba'Ian numara çekerler. Aldıklan numaralan sepetlenne muhurletirler. Bu numara sırasile mallar günun piyasa fıatlarına gore satılır. Her mevs.mın kendjıe gore çıçekleri vardır Kış yaklaşmca, hasusî surette ısıtılmış camekânlarda yetiştirJen çiçekler satılır. Hemen hemsn hrr bahçıvan 3, 5, 10 camekâna sahıbdır. Camekânda çırek yetiştırmenuı el emeğı fazla, masraft ağırdır İstanbal piyasası gabi, Ankara ve Izmir çıçek piyasalan da ma'hrını buradan ahrlar. Senede bir milyon liraya yakın satış yapılır bu sooperatıfte... Ş mdi. bu çarsının tanmmış ve er'.'i ciçekçılennden Fır'an ve Koope"atifın müdurü de yammızda . Ç.cek fıatları düşmüş Meselâ ka. ranfüın tanesi 15 setıe evvel 14 . 15 ku.uşken i.imdi 2.5 . 3 kuruşmuf. B ı (,ıce§e sevgınin azahşından değı1 c"k mal yetiçmesinden » « tstanbullular en çok hangi çl;tkl«rden hoglanıyor?» Çiçek bonasında mezad c Gosterışh, ıri çiçekler makbuldür. Kırmızı v« beyaı renkler trrcih edılir» Hangl sınıf halk çiçeğe daha meraklıdır?. «Şüphesiz »engin «• nıf!» diye düşünüyorsunuz değıl mı? Hayır. . Orta hallıler ve fakırler! Atalarımır »ayağında donu yok, başına fesliğen takarU sözünü bojuna soylememışler... t Zengin için çiçek bir gösteriştir Nışanlara, düğunlere, cenazelere gönderecegı çiçekle, «ervetinin, mevkunin, itibannın derecesini gostermeğe meraklıd.r. Halbuki orta hallılerde ve fakırlerde çiçeğe karşı [ ıçte bir sevgi vardır. Cam vazo, y* ı bir kırık surahi içme yerleştudıği , bir demet karanfil veya bir tek lâle, masasının, evinin süsüdür.ı « Kaç çıçekçı dukkânı var İstanbulda ? » « Beyoğlu tarafmda 14, îstanbulda 4 . 5. Kadıkojunde 3 Üskudarda 1 . Seyyar satıcılar da 60 ı bulur. Bunlardan bir kısmı kışın balık, yazm çiçek satar.» t Çiçeğe karşı rağbet artıyor mu?» Eskiden yalnız yaşlılar çiçek alırmış. Stın beş sene zarfında genclerde de çiçeğe duşkunluk başlamış. Musevı vatandaşlarıraızın, çiçek istihlâk eden (ıstıhlâk kelımesi de burada pek garıb oluyor Çiçek sanki kabak çekırdeği ımiş gibi!) sınıfın başında geldığıni bğrenince şaştım. Çıçekçi Fıdan güldü: « Kervansarayda hiç oturmuşsunuzdur, bayım?» « Mutadım değildir; Aksarayda otururum!» Kervansaray gazinosunun müşterılerinden çoğu musevidir. Musevı, artık sızin, bızim bildığvmiz Şîbı hasıs değil .. Yahudilerden sonra Almanlar gelir çiçek merakmda.. » « Ya şehrimızdeki Amerıkahlar?» « Onlar orkide meraklısıdır. Bir Bay Fidanın dükkânındayız. tek orkide alır, g.derler.» Saçları bembeyaz, temiz bir ihtiBay Fidanın yırmi beç yıla yakın yar gırdi içeriye . Fidanı, güzel kabir meslek hayab var. Çoçekler sıyeri selâmladı Daha ağzmı açmaarasmda geçen çeyrek asırbk bir dan, saücı ona bir orkide demeti ömur... uzattı« Çiçekçılık hem zevkli, aem İhtiyar gıttikten sonra, sordum: yorucu bir ıştir, pasam... Pazarımız, c Kskı bır müşterınız olmah.. » yorturru2. bayramımız yoktur bıt Tam yırmı senedır, dedı Fi, zım Sabahleyin dükkânı açıııca dan; Yirmi senedır, her gün dukçiçekleri terriıZİemek lâzımdır On kâna gelır; b j demet orkide alır, dan sonra teloforiia sıpar.şler haş gıder, Kırk, kırk beg yagındaydı lar... Sıptrljlar hazırlanır. s;paxı« onu tanıdığım zaman.. » ler yollamr» Arfcosı Sn. 7, SiL 2 d9 Onun müşterleri çiçeklen lanoımış. t Meselâ | u Glayölü hepsi bilir.» < Türkçesı?» « Hünkârbeğendi! (MeğeT ne kadar bılgisizmışım? Bense «hunkârbeğendi» denınce patlıcanlı bir yemek hatırlanm.) Muşterıleriüi «Vdyams Sim» i çok beğenirler » t Çiçek mütehassısı bir Frenk mi bu?» t Yok, bre kuzura... Tohumu Holandadan gelen karanfildır» Bay Fıdan, çıçeklerin arasmdan birını seçtı. Cebinden bir metür çıkardıc İste «Vüyams Sım» .. Saı^ınin uzunlufu 60 santım . Çiçeğının sapı 8 santım . (Yerlılerın sapı 25, çıçeğınin sapt 4 santimi geçmezmış ) Vılyams Sım'ı kokladım. Bir daha kokladm. Tuhaf: Nezle de değılım! « Kokusuzdur bu karanfil, pasam!* Rahmetli ananun saksılarındaki pembe kırmızı beyaz karanfilleri hatırlachm. Bİ2İm karanfdlerimiz! Renklerile kokularile ne kadar iç açıcıdırlar'» « Meşhurlar arasmda çiçek meraklısı kimler var Bay Fidan?» Bir çok tuccar ismi saydı« Ya politıkacılardan, devlet adamlarmdan?»» Ruştu Aras, çiçekleri çok sever, hâlâ bızzat kendısi gelıp çıçek alırmış Rarhemtlı Necmeddm Sadak da karanfıllere pek düşkunmuş. Son zamanlara kadar eşı, Fidanın dukkânından karanfil seçermiş. « Eski Amerıkan elçısinin karısı Madan McGhee de çıçekîeri pek severdi. Sık sık geiırdı dükkânımıza » Ataturkün sağlığında Dolmabahçe sarayına her gün sepet dolusu karanfıl gidermış Büyük Ata, kırmızı, beyaz karanfillere bayıhnni}. Bir de bu uğurda kendi Islerimi ihmal etmıştım. oyle mı? Ehmde deste deste gazete maktualan kalmıştı, ay başır.da ev sahıbine kira parası diye zâhir bunları verecektim. Bir tek hal çaresi kalıyordu Benl ileiler.direcek bir şevse, Hem nalma, hem mıhma Gene sıfırdan ışe başlamak. hav hay. Yazıhaneme gelln. KonuIsrar etmedım. şabiiiriz. Sonunda, beni gene Chıld kurKendisme Desert Hot Springs'i tardı. Ecnebi memleketier hesabına anlattım. devlet eshaını sımsarl ğı yapan bir Işi iyi idare edebilirsek, çölü müessesede bana, bır zaman için. bir public relatıons* memurluğu şehir yapabüiriz. Bütün mesele o tkincî sahifeden devam rava, BPrekli kim'eleri getirebilbuldu. mek Bolgeye dahil oldugu için, Los suiistimal edilmekte ve Tiirk vaBütün bu işlerin neticesi olarak, Angeles'ten petirmek lâzıra Ze^nin tandaşları da. soydaşlanmız da türCumhur Başkanlığı namzedınin e adamlan bu'malıyız Los Angeles'te lü haksızhklara maruz kalmaktalımi sıkmasmdan ibaret bır mukâ para nerede var' Tabiî, sinema dırlar. fat kazanmıştım. Buna şunu da^lâ da. Büyük aktörler, büvük sahne Dış İsleri Bakanrmız saym Fuad ve edebılırsınız: Sonradan, çok son vâzıları ve=air. Buraya böyle kimradan, hasta bulunduğum bır sıra seleri sıcak suyumuzla alâkadar Kopruluden vatandaşlarımızın ve da, Bırleşık Amenka Cumhur Re o^cakUn, yeryüzü cennetine inkı soj daşlanmızın haklarını korumak için lÜ7umiu tedbirleri almasını riisinden, kendı ımzası ile bır mektub I lâb etmek için sırf onlan bekleven ca ederiz. Mısırtia eski hanedana aldım. Koleksıyonumun en kıymetli hariku'ârie nanzaralı bir j'erden mensub mahdud Thrk vatandaşlaparçası bu mektubdur Roosevelt, hoslanabilecekleri getirmek lâzım I rının hukukunu knnımak için tebu mektubunda bana bır fiırü ılti Si^emada 'sim vannıs kimseWi fat ettıkten sonra, siz efkârı umu siz tanırsınız, MöstS Carewe, de sebbüse geçilmiş olduğıı haber veri' li\or. Mısırda vakıflann ilgası yıimıye ıle temas kralısınız, dıyor. gıl mi? j zünden zarara uğravacsklan anlaDoğrudur da. Uzerinde ivice işledim Sonra an ] sılan Türklerin haklan da bu arag la'smlar diye onu Welsh'e yolla da koruntnalıdır. ÇÖLÜ ÇİÇEKLENDİRDİM Hulâsa, Tıirkun mal ve mülkü Alo' Alo Orlando 0 Sıze bir iş dım. Aynı günün akşamı, Welsh'i gcr niin, sağda. solds. SHhıbsİT ve nravar. Tam sıze gcre bır ış. Welsh bah olmadıfını. bu haklarm çiğkonuşuyor. Buraya gelın de, gos düm. Bana ne dü'undueumü sordu. : Iyıce düşündüm, Mösvö Welsh, nenmesine müsaade etm vpceghnizi H tere> ım. anbrmak lâ^ımdır. • IVIüttefik ve Welsh, ber.i Amerikanın ta obür dedim Siz para meselesıle meşgul dostlarunıza da, do>tluk iyi ama ucundan, Kslıforniadan çağırıyor j olmayın. Asıl mühim mesele. ışi hangi cephesinden gostereceğir.iz hunun icabları yerine getirilmçli v du. Welsh, Bal'oo denız tayyareleridir, diyor ve onlardan da vatandaşnin NewYork lımanmda zıyaret meselesidır. Sıcak su kaynaklan, larımızın ve soydaşlarımızın haklaedilmeleri işini tertib ettiğim za güzel, ama kâfi değil. Sıcak su sıhnna hiirmet etmelerini istiyor ve man bana sermaye verenlerden bi hate faydah, âlâ! Fakat esas bu bekliyoruz. h riydi. Stock Exchange Şırketinde değil. Ben, termal tedavıyi ön plâJ. Mıcell'in ortağı idi. Onun olumiin na almak taraftan değılim. Hastaden scnra cenuba çekilmişti. O za lardan başka kımse gelmez. Sıhhat Türkiin malı ve mfilkiî mubah değildir Pel'in Jorj Lager ismlnde yeni bir avukatı vardı. Bu zatın üeri sürdağu bashca müdafaa tezi şu oldu: «Belkı de Eliz şimdiki halde hayattadır. Bu kadın vaktile manastıra gırmiştır. Oraya bir kere gırenler bedbaht oldukları zaman gene dönerler. thtimal ki bu kadın da bir manastırm sakin havasını dünyanm binbir türlü mesakkatln* tercih ederek gidip oraya kapanmıstır. Belki de memleketıne dönmü? ve olan bıtenlerden hiç haberi yoktur. Bu adamı idama mahkum ettiğinızı ve hükmün infaz edüdığini farzedelim. Gunün birinde Eliz ortava çıkarsa ne olacak?... Çıkmayıp da herhangi bir tarafta öldügü anlasıhrsa bu müthiş hata nasıl tamir edilecek? O zaman azabı vicdan duymıyacak mısınız?» Bu müdafaa tarzına 35 sene sonra Landru'nün mahkemesi münasebetile de müracaat edildi. Fakat bir netice vermedi. Bununla beraber Lager, jüriye tesir edebıldi. Pel, müebbed küreğe mahkum oldu. Hüküm okunduktan sonra da masum olduâunu iddia etti. | Londramn İlkbahar Modelleri • ^ Ertesi günü Roşfor, gene kaleme sarıldı: «Pel hakkında verilen hüküm kat'jyen yersizdır ve hiç bir esssa dayanmamaktadır, diyordu. Boyle huKüm olur mu? Bu adam va suçludur. ya değildir. Hafıfletıci sebebler nere den bulundu?.. Eliz hayatta ise servete kavustu demektır. Yarm polis müdiriyetine gelsin, konugmaması. hakikati ortava çıkarmaması için bütün adliye mensubları aralarında para toplıyarak kendısıne verirler...» Londralı terzılerin ilkbahar modelleri, Kıaliçe Elızabeth, ana Kraliçe vt Prenses Margaret'ın huıu runda gosterilmiştir. Bu birınci ilkbahar defilesine 11 terzi iştirak etmişlerdir. Yukarıdaki üç resimde de, Ingıliz terzileri tarafından hazırlanmij ilkbahar modelleri görülmektedir. Katü saatçi YeniKaledonya'v? gönderüdi. Pel orada™1 kendini sevdırdiğınden 1903 sercnr'e a;',, ^.'..r <• iç; teklıfte bulunuldu. Fakat Melun s^vcıl'.gı buna kat'ıyea] razı olmadı. Pel. 1924 senesinde Numea'da öjdü... Eliz'ia| ölümünden tam kırk sene sonra... S O N Türkiyede neşri hıkkı yaînu :'(*a/£tenıkc aiddir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear